Taşıyanın Yüke Özen Yükümlülüğü

Benzer belgeler
TAŞIYANIN YÜKE ÖZEN YÜKÜMLÜLÜĞÜ GİRİŞ

TAŞIMA HUKUKUNDA FİİLİ TAŞIYICI

İlgili Kanun / Madde 6098 S. BK. /56

Taşıyanın Zıya, Hasar ve Geç Teslimden Sorumluluğu

ROTTERDAM KURALLARI ve FREIGHT FORWARDER LAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ ROTTERDAM KURALLARI VE FREIGHT FORWARDER LAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

TAŞINMAZLARIN, İŞTİRAK HİSSELERİNİN VE RÜÇHAN HAKLARININ BANKALARA VEYA TMSF YE DEVRİNDEN SAĞLANAN KAZANÇLARA İLİŞKİN YENİ K.V.K

İlgili Kanun / Madde 1475 S. İşK. /14

Sorumluluk Sigortalarında Zamanaşımı

Gümrük Kanunu Tasarısı Neler Getiriyor?

KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR

Konu: Serbest Bölgeler Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Hakkında:

Konutta Uygulanan KDV Oranındaki Değişiklik

FATCA Anlaşmasıyla İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Gümrük Kanunundaki Değişiklikler İle ilgili Önemli DUYURUDUR.

Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra;

SİGORTA ACENTELERİ YÖNETMELİĞİNDEKİ SON DEĞİŞİKLİKLER. TOBB Sigortacılık Müdürlüğü

/47 KONUT FĐNANSMANI KAPSAMINDA KULLANDIRILAN KREDĐLER ĐLE ĐLGĐLĐ BSMV NĐN ĐADE EDĐLMESĐ ÖZET :

Tamer BOZKURT THEMIS TİCARET HUKUKU - CİLT V DENİZ TİCARETİ HUKUKU KARA TAŞIMA HUKUKU sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu na göre hazırlanmıştır.

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

KAPLAMİN AMBALAJ SANAYİ VE TİCARET A.Ş. ESAS SÖZLEŞME DEĞİŞİKLİK TASLAĞIDIR. Madde 4-

DENİZ TİCARETİ HUKUKU KARA TAŞIMA HUKUKU. -Deniz İcra Hukuku ile Birlikte- TİCARET HUKUKU - CİLT V. Tamer BOZKURT THEMIS

40 SERİ NO LU MOTORLU TAŞITLAR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ YAYINLANDI

Paylı Mülkiyette Paydaşın Kullanma ve Yararlanma Hakkı

İşletme türleri nelerdir? Nasıl Sınıflandırılır?

REKABET KURULU KARARI

KARIN SERMAYEYE İLAVESİ KAR DAĞITIMI SAYILMAZ NE ANLAMA GELMEKTEDİR?

DIŞ TİCARETTE KULLANILAN BELGELER

İŞÇİNİN İŞVERENE BİLDİRİM ÖNELİ TANIMASI DURUMUNDA DA YENİ İŞ ARAMA İZNİ VERİLİR Mİ?

Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2012/3. İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/41

KOD KORKUSU BİTİYOR MU? OCAK 2010

TÜM YÖNLERİYLE HAFTALIK İŞ GÜNLERİNE BÖLÜNEMEYEN ÇALIŞMA SÜRELERİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından:

AVUKAT KİMLİKLERİNİN HAVAALANLARINDA DA GEÇERLİ OLDUĞUNA DAİR YAZIŞMALAR

İÇİNDEKİLER I.KİTAP ÖNSÖZ... 3 SUNUŞ... 5 İTHAF...7 KISALTMALAR... 9 İFLAS HUKUKU İLE İLGİLİ KURUM VE KURALLAR- ŞİRKETLER-KOOPERATİFLER

Rekabet Kurumu Başkanlığından, REKABET KURULU KARARI

ESKİŞEHİR TİCARET ODASI Aylık Ekonomi Bülteni Ekim 2009

AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİ

Az Tehlikeli Tehlikeli Çok Tehlikeli

Akaryakıt kaçakçılığına geçit yok

KÜBRA YETİŞ ŞAMLI TAŞIYICININ/TAŞIYANIN SINIRLI SORUMLULUKTAN YARARLANMA HAKKININ KAYBI

EMEKLİLİK YAŞINI BEKLEYEN İŞÇİ HER İŞYERİNDEN BU SEBEPLE AYRILIP KIDEM TAZMİNATI ALABİLİR Mİ?

252 seri numaralı GVKGT nden özellik önem arz ettiğini düşündüğümüz bazı noktaları hatırlatmakta fayda görüyoruz.

TEKNİK İFLAS DURUMUNDA SERMAYE TAMAMLAMA FONU ( ZARAR TAZMİN FONU) VE İDARENİN GELİR VERGİSİ KARŞISINDAKİ BUGUNKÜ UYGULAMASI

El koyduğu trafik kazalarında trafik kazası tespit tutanağı düzenlemek,

Destek Talep Formu - Hareketlilik & Ağ Kurma Desteği

Tasfiye Memurlarının Tasfiye Memuru ve Kanuni Temsilci Sıfatlarından Doğan Vergi ve Amme Alacağı Sorumlulukları

MAKİNA TAKIM ENDÜSTRİSİ ANONİM ŞİRKETİ 30 EYLÜL 2009 TARİHLİ MALİ TABLOLAR İLE İLGİLİ AÇIKLAYICI NOTLAR İÇİNDEKİLER SAYFA DENETÇİ RAPORU. BİLANÇO... 1

EPDK, DOĞAL GAZ PİYASASI LİSANS YÖNETMELİĞİNDE KAPSAMLI DEĞİŞİKLİKLER YAPTI

T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire. Anahtar Kelimeler: Vergi Borcu, Haciz, Tahsil Zaman Aşımı Süresi

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü. SAYI :B050NÜV /10/2004 KONU : 5203 Sayılı Kanun GENELGE

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

AÇIKLAYICI BİLGİ NOTU VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ TASLAĞI (SIRA NO: 471) YAYINLANMA TARİHİ -

AÇIKLAMALAR VE UYGULAMA DEĞİŞİKLİKLERİ

ANKARA İLİ BASIM SEKTÖRÜ ELEMAN İHTİYACI

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

Şirketlerde Kurumsallaşma Artacak

Davalı, davacının iş akdinin işe gelmediği için haklı nedenle feshedildiğini savunmuştur.

DENİZ TİCARETİ HUKUKU

YILINDA UYGULANACAK OLAN GELİR VERGİSİ KANUNU NDAKİ BAZI MAKTU HAD VE TUTARLAR İLE VERGİ TARİFESİ:

Sirküler 2016 / 031. Tahsilat Genel Tebliği nde (Seri: A Sıra No:1) Değişiklik Yapılmıştır

Dr. Alper Çağrı YILMAZ. Uluslararası Enerji Yatırımlarının Korunması

SİRKÜLER NO: POZ-2009 / 38 İST,

Bir Mali Yükümlülük Olarak Damga Vergisinin Tanımı, Nitelikleri ve Unsurları

SİGORTACILIK VE BİREYSEL EMEKLİLİK SEKTÖRLERİ 2010 YILI FAALİYET RAPORU YAYIMLANDI

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/17

SEKÜLER TREND BARıŞ ÖLMEZ. İNSANDA SEKÜLER DEĞİŞİM Türkiye de Seküler Değişim

ödeneğinden yararlanma süresini doldurmadan tekrar işe girer ve işsizlik sigortası ödeneğinden yararlanmak için bu Kanunun öngördüğü şartları yerine

Tekne & Makine Sigortası

GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 292)

T.C. MALİYE BAKANLIĞI Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü. Sayı : [ ] /05/2016 Konu : Anayasa Mahkemesi Kararı

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2012, No: 39

Mali Tatilin SGK ya Yapılacak Bildirimlere Etkisi

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

YÖNETMELİK. MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı, Ankara Üniversitesinde yabancı dil eğitim-öğretimi ile ilgili usul ve esasları düzenlemektir.

2016 YILI MALİ TATİL UYGULAMASI VE İSMMMO MASA TAKVİMİNDEKİ TARİH DEĞİŞİKLİĞİ İLE İLGİLİ AÇIKLAMA

KURUMLARIN, İŞTİRAK HİSSESİ ve GAYRİMENKUL SATIŞINDAN DOĞAN KAZANÇLAR

TEKLİF ALMA ŞARTNAMESİ

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

Bu yazıda, mükelleflere salınan söz konusu vergi ve cezaların hukuki mahiyeti ile yargı içtihatları karşısındaki durumu değerlendirilmiştir.

6111 SAYILI KANUN GENEL TEBLİĞİ

T.C. ADANA BİLİM VE TEKNOLOJİ ÜNİVERSİTESİ ETİK KURULU YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ T E. 2001/4012 K. 2001/8028 MANEVİ TAZMİNAT - YANSIMA ZARAR

Mali Tatilimiz de Tamam.

Cinsiyet Eşitliği MALTA, PORTEKİZ VE TÜRKİYE DE İSTİHDAM ALANINDA CİNSİYET EŞİTLİĞİ İLE İLGİLİ GÖSTERGELER. Avrupa Birliği

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş.

SERMAYE PİYASALARININ GELİŞMESİ EKONOMİLERDEKİ KRİZLERİN BAŞ ETKENİ OLABİLİR Mİ?

Esas No: 1/510 Tarih: 04/08/2008 Karar No: 14 TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

TÜBİTAK ARAŞTIRMA VE YAYIN ETİĞİ KURULU YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

CONSEIL DE L EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ ĐKĐNCĐ DAĐRE EDĐP USLU -TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no:43/02) KARARIN ÖZET ÇEVĐRĐSĐ

tarihli 2011/144 No lu genelgenin yürürlüğe girmesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.

ÖTV TAAHHÜTNAMELERİ VE DAMGA VERGİSİ

MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI HAYAT BOYU ÖĞRENME GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İLE ART BOYA MALZEMELERİ KIRTASİYE VE TURİZM DIŞ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ (LUKAS

KAPSAM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK LTD. ŞTİ.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumundan: SİSTEMİK ÖNEMLİ BANKALAR HAKKINDA YÖNETMELİK. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç ve Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI Gümrükler Genel Müdürlüğü / GÜMRÜK VE TİCARET BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜNE

Genelge No: 395 Teftiş ve Gözetim Kurulu. Sayın Üyemiz,

Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü mevcut yediemin depo ve garajlarının tasfiye işlemlerini başlatmak üzere start verdi.

T.C VERGİ MAHKEMESİ ESAS NO : 2013/9 KARAR NO : 2013/340. : Vergi Dairesi Müdürlüğü /..

AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFELERİ[1]

Transkript:

Taşıyanın Yüke Özen Yükümlülüğü GİRİŞ Günümüzde yaşanan teknolojik, ekonomik ve sosyal gelişmeler ticaretin gelişimini ve kapsamını doğrudan etkilemiştir. Ticaret sadece iç piyasa hareketi olmaktan çıkmış, mal ve hizmetlerin uluslararası dolaşımı sağlanmış ve ticari faaliyetler komplike bir hal almıştır. Ticari faaliyetlerin uluslararası hale gelmesi, ticari malların dolaşımı anlamına gelmektedir. Ticari malların dolaşımı ise kara, hava ve deniz taşımacılığı ile olmaktadır. Özellikle kıtalararası taşımalarda kara ve hava taşımacılığının yetersiz kaldığı bir gerçektir. Böylelikle deniz taşımacılığı kara ve hava taşımacılığına oranla ön plana çıkmakta, uzun ve hacimli taşımalarda tercih sebebi olmaktadır. Yalnız unutulmaması gereken deniz taşımacılığının sadece bugün değil geçmişten günümüze tercih edilen bir taşıma yolu olduğudur. Deniz taşımalarının ilkçağdan beri yapıldığı bilinmekte, deniz taşımacılığında ileri düzeyde olan toplumlar ticari hayata hakim olmakta ve buna bağlı olarak da siyasi gücü yakalamaktaydı. Deniz taşımacılığının bu denli önemli olması hukuki düzenlemelerin deniz ticaretine yoğunlaşmasına sebep olmuştur. Ülkeler iç hukuklarında düzenlemeler yaptığı gibi deniz ticaretinin uluslararası hale gelmesine bağlı olarak ulusalüstü düzenlemeler yoluna gidilmesi gereği duyulmuştur. Deniz taşımalarında taşıtan, taşıyan ve gönderilen kilit kavramlardır. Taşıyan deniz taşımalarında güçlü konumda olan aktördür. Geçmişten günümüze taşıyan bu güçlü konumunu kullanarak konişmentolarda kendi lehine sorumsuzluk hükümleri sevk etmesine sebep olmuş, bu durum ise taşıtan ve gönderilen açısından adalete ve hakkaniyete aykırı durumlar doğmasına neden olmuştur. Bu sebeple ulusal ve ulusalüstü düzenlemeler geçmişten günümüze taşıyanın sorumluluğunu belirleme ve emredici hükümlerle düzenleme eğilimi göstermiştir. TTK m.1061 de düzenlenen Taşıyanın Özen Yükümlülüğü bu eğilimin bir uzantısıdır. Bu çalışmamızda taşıyanın bu yükümlülüğüne genel olarak değindikten sonra ispat yükü ve aktif-pasif husumet kavramlarına açıklayacak ve TTK da yer alan düzenlemelere yeri geldikçe yer vereceğiz. BİRİNCİ BÖLÜM I-Genel Olarak, Kavram, Hukuki Niteliği A-Genel Olarak Taşıyan, navlun sözleşmesinin güçlü tarafını oluşturmaktadır. Taşıyan bu gücünü tarihsel süreç içerisinde kötüye kullanmış, navlun sözleşmesine kendi lehine koyduğu şartlarla sorumluluğunu kim zaman daraltmış, kimi zaman ise tamamen ortadan kaldırmıştır. Bu durum ise taşıyanın sorumluluğunu belirleme ve emredici hükümlere gidilmesi yönünde yasa koyucuları harekete geçirmiştir[1]. Amerika da XIX. YY. Ortalarına kadar navlun sözleşmesinde yer alan şartlara herhangi bir sınırlama getirilmemekteydi. Bu durum ise taşıyan ve gönderilen aleyhine durumlar yaratmakta ve buna bağlı olarak Amerikan deniz ticaretinin gelişmesini önlemekte idi. En çok tartışılan nokta ise taşıyanı sorumluluktan kurtaran negligence klozunun geçerliliği idi. Yaşanan bu gelişmelere tepki olarak 1893 yılında Harter Yasası yürürlüğe girmiştir. Sözkonusu yasa taşıyanın sorumluluğunu tek taraflı olarak

kaldıran klozlara tepki olarak hazırlanmıştır[2]. Ancak uygulamada sözkonusu yasa beklenen faydayı sağlayamamıştır. 25 Ağustos 1924 tarihinde Brüksel de yapılan deniz ticaret hukuku ile ilgili konferansta La Haye Kuralları kabul edilmiştir. Sözkonusu kurallar 1937 yılında Alman Hukukuna oradan da 1956 yılında yapılan TTK ile hukukumuza alınmıştır. Deniz ticaretinde yaşanan hızlı gelişmeler sonucu La Haye kuralları yetersiz kalmıştır. Bu sebeple 1968 yılında La Haye kurallarında değişiklik (Visby) yapılmıştır. Ancak Türkiye sözkonusu değişiklikleri henüz onaylamamıştır[3]. Diğer Kara Avrupası sorumluluk sistemine paralel olarak mart 1978 Hamburg Kuralları kabul edilmiştir. Hamburg kuralları yukarıda saydığımız kurallara paralel olup; yeni bir rejim oluşturmaktadır[4]. Ancak yapılan tüm çalışmalar ne taşıyanları ne de taşıtanları mutlu etmemiştir. Ayrıca yukarıdaki sorunlara konteynir taşımalarının ortaya çıkardığı sorunlarda eklenmeye başlamıştır. Tüm bunları gidermek amacıyla 23 Eylül 2009 tarihinde Rotterham Kuralları kabul edilmiştir[5]. Bu tarihi gelişimi belirtme sebebimiz deniz ticaretinin uluslararası niteliği sebebiyle iç hukuk düzenlemelerinin uluslararası düzenlemelerden bağımsız değerlendirilemeyecek oluşudur. Yapılan tüm bu düzenlemeler taşıyan ile taşıtan arasındaki dengeyi bulmayı ve dengenin taşıyan lehine haksız şekilde dönüşmesini önlemeyi amaçlamaktadır. Yapılan düzenlemelerin ağırlık noktasını taşıyanın sorumluluğu kavramı oluşturmaktadır. Bu düzenlemeler karşısında başlıca üç sorumluluk sisteminden bahsedilmektedir; Lahey, Lahey/Visby, Hamburg kurallarıdır. Hukukumuzda yukarıda belirtildiği üzere dolaylı olarak Lahey kuralları geçerlidir. Ancak TTK nun temel olarak Hamburg Kurallarının öngördüğü sistemi kabul ettiği belirtilmektedir[6]. Çalışmamızın devamında taşıyanın sorumluluğunun türlerinden yüke özen sorumluluğu mevcut düzenleme ve yeri geldikçe TTK bakımından incelenecektir. B-Kavram ve Hukuki Niteliği Taşıyanın sorumluluğu genel olarak akdi bir sorumluluktur. Taşıyan bu akdi yükümlülüğünü yerine getirmezse genel esaslara (BK m.96) göre meydana gelen zararlardan, kusuru olmadığını ispat etmedikçe sorumlu olacak ve bu sorumluluğunu BK m. 99 ve 100 sınırları içerisinde sözleşme ile daraltılabilecek ve ortadan kaldırılabilecektir[7]. Kara Avrupası sorumluluk sisteminin sonucu olan bu durum yukarıda belirtildiği gibi Lahey Kurallarının TTK kapsamına alınması ile karmaşık bir hal almıştır. Bir taraftan belirli sorumluluk halleri öngörülmüş ( TTK m. 1061 ve m. 1028) diğer tarafta kanuni sorumsuzluk halleri öngörülmüştür. (TTK m. 1063/1064)[8]. Sözkonusu karışıklık Hamburg Kuralları TTK kapsamına alınarak giderilmek istenmiş ve taşıyanın sorumluluğuna ilişkin hükümler Hamburg Kurallarından alınmıştır[9]. (YTTK m. 1178) TTK esas olarak taşıyanın iki sorumluluk halini düzenlemiştir: 1- Geminin yolculuğun başında denize, yola ve yüke elverişli olmamasından ileri gelen gecikme dahil bütün zararlardan sorumluluk (konumuz dışında olduğundan sadece değinilecektir), 2- Taşınmak üzere teslin alınmış yüke özen yükümlülüğünün gereği yerine getirilmemesi neticesinde yükün zıya veya hasara uğramasından doğan sorumluluk[10]. Navlun sözleşmesinin, belirtilenler dışında ihlal edilmesi halinde sonuçlarını düzenleyen bir hüküm TTK da yoktur. Taşıyanın sorumluluğu bunlar dışında genel hükümlere tabidir[11].

YTTK ise TTK sistemini esas itibariyle korumuş ve TTK m. 1141 başlangıçtaki elverişsizlik, m. 1178 ise yüke özen yükümlülüğünü düzenlemiştir. Navlun sözleşmesinde taşıyanın temel yükümlülüğü yükü taşımaktır. Yükü teslim aldığı andan teslim edeceği ana kadar yükü aldığı muhafaza ve teslim etmek yükümlülüğü altındadır. Taşıyan bu yükümlülüğünü yerine getirirken alelade davranamamalı tedbirli bir taşıyanın göstermiş dikkat ve özeni göstermelidir. Kanunkoyucu TTK m. 1061 hükmü ile konunun önemi gereği taşıyana objektif bir özen yükümlülüğü getirmiştir[12]. Ancak unutulmaması gereken sorumluluğun bir kusur sorumluluğu olduğudur. Yükümlülüğün ihlali için taşıyan veya adamlarının kusurlu olmaları gerekir. Bu yönü yüke özen yükümlülüğünün ağırlaştırılmış bir kusur sorumluluğu olduğundan bahsedilmektedir[13]. Taşıyanın bu yükümlülüğü; yüklemede, istifte, taşınmada, muhafazada ve boşaltmada özen yükümlülüğü kavramalarını içinde barındırmaktadır[14]. TTK da yükümlülüğün başlangıcı yükün teslim alındığı andan teslim edildiği zaman dilimi olarak belirlenmiştir. Ancak teslim kavramı noktasında yeterli açıklık bulunmamaktadır. Teslim anının belirlenmesi hak düşürücü sürenin belirlenmesi ve ispat yükünün kimin üzerinde olduğu konularında büyük öneme sahiptir[15]. YTTK ise yüke özen yükümlülüğünü eşyayı teslime dayanan sorumluluk olarak belirlemiş ve TTK da belirlenen temel esaslardan ayrılmamıştır[16]. Yüke özen yükümlülüğünün başlangıcı Rotterdam Kurallarında da ele alınmış ve 12. Maddedeki düzenlemenin daha sade ve açık olduğu doktrinde savunulmuştur[17]. II-Sorumluluğun Şartları A-Taşıyanın Yüke Özen Göstermek Yükümlülüğünün İhlali Taşıyan yükü teslim aldığı andan itibaren yükümlülüğü başlamaktadır. TTK m.1061 taşıyanın özen yükümünün kapsamı sınırlı sayı olmadan gösterilmiştir. Sözkonusu sayım sadece örnekseme niteliğindedir. Yükümlülüğün kapsamına yükün korunması ve muhafazası kapsamında bütün faaliyetler dahildir[18]. Bununla beraber navlun sözleşmesine konulacak FIO/FIOS/FIOST klozları ile yükleme, boşaltma ve istif sorumluluğu yükle ilgililere aktarılabilmektedir[19]. Taşıyanın buradaki özen ölçüsü tedbirli bir taşıyanın dikkat ve özeni olarak belirlenmiştir. Bu kriter ile taşıyana objektif bir özen yükümlülüğü getirilmiştir[20]. Taşıyan yukarıda belirlenen esaslar çerçevesinde hareket etmediği takdirde özen yükümlülüğünü ihlal etmiş olacaktır. YTTK m. 1178/1 ile TTK paralel şekilde düzenlemenin korunduğu görülmektedir. Yargıtay[21] ; Davalı Tasfiye Halindeki Transbosphore Deniz Nak San ve Tic.A.Ş. vekilinin temyizine gelince; Davacı vekili, davalı Transbosphore Deniz Nak San ve Tic AŞ.nin acenteliğini yaptığı gemi ile taşınan emtianın Karaköy Yolcu Salonu Gümrük Müdürlüğü cep ambarında, diğer davalıdan temin

edilen forkliftten düşerek hasarlandığını ileri sürerek, tazminat istemiştir. TTK.nun 1061 nci maddesi hükmüne göre taşıyan, malların yükletilmesi, istifi, taşınması, elden geçirilmesi ve boşaltılmasında tedbirli bir taşıyanın dikkat ve ihtimamını göstermekle mükelleftir. Dava konusu hasarın, gemiden tahliye sırasında meydana geldiği, taşımanın henüz sona ermediği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Bu durumda davalının sorumluluğuna gidilmektedir. Şeklindeki kararı ile konu hakkındaki görüşünü açıklamıştır. B-Kusur Şartı Yükümlülüğün ihlali için taşıyan veya adamlarının kusurlu olması şarttır. Taşıyan kendi kusurlarından sorumlu olduğu gibi adamlarının kusurlarından da sorumludur. Gemi adamlarının kim olduğu TTK m. 1062/1 de belirtilmiştir. Kendi adamlarından ise navlun sözleşmesinin ifasında taşıyanın kontrolü altında hareket eden ve navlun sözleşmesinin ifasına yardım olan şahıslar anlaşılmalıdır[22]. YTTK m. 1179/1 de TTK da yer alan kusur esası korunmuştur. C-Yükün Zıya ve Hasarı Taşıyanın TTK m.1061 kapsamında sorumluluğuna gidilebilmesi için zararın yükün hasar ve zıya uğramış olmasından doğması gerekmektedir. Zıya[23]; taşıyanın teslim olduğu yükü varma limanında geminin ulaşmasından sonra mutad süre içerisinde hak sahibine hangi sebepten olursa olsun teslim etmek iktidarından yoksun olması halinde hasar[24] ise; hangi sebepte ileri gelirse gelsin yükün, haricen de olsa hal ve durumunun kötüleşmesi ve değerinin azalması halinde sözkonusudur. YTTK m. 1178/2 ile zıya ve hasar şartlarını korumakla birlikte yükün geç teslimi sebebiyle uğranılan zararları da özen yükümlülüğü kapsamında değerlendirmiştir[25]. Konuya ilişkin Lahey ve Visby kurallarında hüküm olmamakla birlikte Hamburg Kurallarının m.5 de ve Rotterdam Kuralları m.17 de de gecikmeden doğan sorumluluk ifade edilmiştir[26]. D-Zarar ve zaman dilimi Taşıyanın TTK m.1061 sorumluluğuna gidilebilmesi için zarar şarttır. Ancak zararın herhangi bir sebepten değil zıya veya hasardan doğması gereklidir. Yükümlülüğün başlangıcı yükün teslimi alınması ile başlamakta ve yükle ilgiliye teslimine kadar devam etmektedir. Teslim iki taraflı bir hukuki muameledir ve yükün zilyetliğinin taşıyana geçirilmesi ile yükümlülük başlamakta, konişmento hamili gönderilenin yük üzerinde zilyetliğinin kurulması ile sona ermektedir[27]. YTTK m. 1178/2 ile yükümlülüğün taşıyanın hakimiyet alanına girmesi ile başlayacağı açıklanmış, m. 1178/3 ise hakimiyetin hangi hallerde olacağı belirlenerek Hamburg Kurallarına paralellik sağlanmış ve TTK da yer alan belirsiz durum kısmen ortadan kaldırılmak amaçlanmıştır[28]. Rotterdam kuralları m. 12 de yükümlülüğün süresi belirlenmiş ve bu düzenlemenin daha sade ve açık olduğu doktrinde savunulmaktadır[29]. Yargıtay[30]; Aynı maddenin 2 nci cümlesine göre de, teslim alındıkları andan teslim edildikleri ana kadar geçen müddet içinde malların ziyaı veya hasarı yüzünden doğacak zararlardan taşıyan

sorumludur. Dava konusu hasarın, gemiden tahliye sırasında meydana geldiği, taşımanın henüz sona ermediği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Ve 24.01.1989 tarihli[31] ; Şeklindeki kararı ile konu hakkındaki görüşünü açıklamıştır. İKİNCİ BÖLÜM İSPAT YÜKÜMLÜLÜĞÜ, KURTULUŞ KARİNESİ VE TARAFLAR I-İspat Yükümlülüğü A-Genel Olarak Yargılama faaliyeti; davacının talep sonucunu dayandırdığı olayı oluşturan vakaların, bu sonucu sağlayacak hukuk normunun soyut unsur vakıalarını karşılayıp karşılamadığının tespiti [32] olarak tanımlanmaktadır. Yani bir altlama faaliyetinden söz edilmektedir. Davacı talep sonucu ile hakkını dayandırdığı hukuk normunu buluşturma faaliyeti içerisindedir. Davacının[33] bu faaliyeti sırasında dayanmış olduğu vakıaların gerçekliği konusunda hakimde kanaat oluşturma faaliyeti de ispat olarak tanımlanmaktadır[34]. TTK m.1061 kapsamında zararın tazminini isteyen şahıs aşağıdaki hususları ispat etmelidir. İspat yükümlülüğü öncelikle yükle ilgilidedir. Ancak yer değiştirebilmektedir[35]. B-Yükün Taşıyan Tarafından Hasarsız Teslim Alındığını Yükle ilgili bu hususu konişmento ile ispat edecektir. Konişmentoda herhangi bir ihtirazi kayıt yok ise veya belli değil kaydını içermiyorsa, yükün konişmentoda yazılı şekilde teslim alındığı kabul olunacak ve tazminatın kapsamı buna göre belirlenecektir. Sözkonusu karinenin ispatı taşıyana ait olacaktır[36]. Yargıtay[37] ; Yükleten yükün cins ve kıymetini yüklemeye başlamadan önce taşıyana bildirdiği ve bu hususlar konişmentoya yazıldığı takdirde, taşıyıcı TTK.nun 1112 ve 1113. maddelerinde belirtilen şekilde saptanacak zarardan yükletene veya gönderilene karşı sorumlu bulunmaktadır Şeklindeki kararı ile konu hakkındaki görüşünü açıklamıştır. C-Zararın ve Zaman Diliminin İspatı Yükle ilgili yüke gelen zararın taşıyanın zilyetliği altında bulunan dönemde meydana geldiğini ispat etmelidir. Akan a göre[38]; Eğer kara zararlarından sorumsuzluk şartı var ise hasarın yükün zıya uğramış ya da boşaltmadan sonra hasarlı olarak teslim olduğunu ispat etmelidir. Yükle ilgilinin zarara sebep olan olayları ispat etmesi gerekmemektedir[39]. II-Kurtuluş Karinesi Yukarıda yer alan şartların yükle ilgili tarafından ispatı ile birlikte artık ispat yükü taşıyana geçmekte ve taşıyan aşağıda belirtilen iki şartı ispat ederek sorumluluktan kurtulabilmektedir. Bunlar; 1- Ziya veya hasarın sebebini, 2- Tedbirli bir taşıyanın dikkat ve özeni ile dahi önüne geçilemeyecek olduğunu ispat ederek sorumluluktan kurtulabilecektir[40]. Zıya ve hasarın sebebi ortaya çıkarılamıyorsa taşıyan aleyhine yorum yapılacaktır[41]. Taşıyan zararın m. 1062 yer alan sebeplerden (teknik idare veya yangın) ileri geldiğini ispat ederek de

sorumluluktan kurtulabilecektir[42]. Diğer yandan TTK m. 1063 ile belirli haller sayılarak bu hallerin sonucunda zarar meydana gelmiş olması halinde taşıyanın sorumlu olmayacağı öngörülmüştür. Kanunkoyucu zararın bu hallerden biriyle meydana geldiğini taşıyanın gerçeğe yakın şekilde ispat etmesi halinde taşıyanın sorumlu olmayacağını öngörmüştür. Ancak bu aksi her zaman ispat edilebilir nitelikte yani adi karinedir[43]. III-Taraflar A-Aktif Husumet Ehliyeti Aktif husumet ehliyeti dava da tazminat talep etme hakkına sahip olan şahıstır. Bu şahıslar taşıtan, yükleten, gönderilendir. Zarar sözkonusu şahıslardan hangisinin malvarlığında gerçekleşmiş ise aktif husumet ehliyetine o sahiptir. Bu kimselerin halefi (kanuni veya temlik ile) olan şahıslarda aktif husumet ehliyetine sahiptir. Örneğin; zararı ödeyen sigortacı[44] B-Pasif Husumet Ehliyeti Davacı taraf aktif husumet ehliyetine sahip olduğunu ispat ettikten sonra, tazminat talep ettiği şahsın taşıyan olduğunu, TTK m. 1099 veya ıdentıty of carrier clause gereği taşıyan olduğunu ispat etmek zorundadır[45]. Acentaların deniz ticaretinde önemli bir yer tuttuğu düşünüldüğünde Yargıtay[46]; Davalı Transbosphore Deniz Nak San ve Tic. AŞ.nin acenteliğini yaptığı dava dışı taşıyıcının sorumlu olduğu bir dönemde meydana gelen hasardan, TTK.nun 116 ve devam eden maddeleri gereğince doğrudan taşıyıcı aleyhine yada taşıyıcıya izafeten acentesi aleyhine dava açılması gerekirken, doğrudan acente aleyhine dava açılmasının mümkün bulunmadığı dikkate alınmadan, acente aleyhinde açılan davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle davalı Tasfiye Halindeki Transbosphore Deniz Nak.San ve Tic.A.Ş. yararına bozulması gerekmiştir. Şeklindeki görüşü önemlidir. Bizde bu görüşe katılmaktayız[47] SONUÇ ve DEĞERLENDİRME Deniz ticaret hukukunun yaşayan bir hukuk dalı olduğu, ticari hayatta yaşanan gelişmelerden bağımsız düşünülemeyeceği bir gerçektir. Bu gerçek karşısında hukuki düzenlemelerde gelişime ayak uydurma çalışmakta ve ulusal, ulusalüstü düzenlemeler yapılmaktadır. Ulusalüstü düzenlemeler deniz ticareti hukukunun yeknesak hale gelmesini amaçlamakta ve yaşanan sorunları en aza indirmeyi hedeflemektedir. Bu çalışmamızda tarihi süreç içerisinde belki de ulusal ve ulusalüstü kapsamda en çok tartışılan taşıyanın sorumluluğu konusunda taşıyanın yüke özen yükümlülüğü konusunu değerlendirdik. Bu çerçevede yüke özen yükümlülüğünden sorumluluk Lahey ve Visby kurallarında sadece zıya veya hasar hallerinde değerlendirilmişken Hamburg ve Rotterdam kurallarında gecikmede, özen kapsamında değerlendirilmiştir. Hukukumuz ise uluslararası düzenlemelere paralel şekilde; gecikme TTK da yüke özen yükümlülüğü kapsamında değerlendirilmemişken YTTK m.1178/2 de gecikme yüke özen yükümlülüğünün kapsamına alınmıştır. Özen yükümlülüğünün başlayacağı süreye TTK teslimi belirlemiştir. Ancak teslimin kapsamı hakkında

herhangi bir bilgi verilmemiştir. YTTK ise m. 1178/3 ile teslim/hakimiyet hallerini açıklama yoluna gitmiştir. Ticari hayatın değişkenliği karşısında belirleme yoluna değilde Rotterdam Kurallarında yer alan açık ve sade tanımın tercih edilmesi bizce daha yerinde olurdu. Tarafların aktif ve pasif husumet ehliyetleri kapsamında YTTK herhangi yenilik getirmemektedir. [1] Akan, s. 3 v.d [2] Akan, s. 6 [3] Akan, s. 7 [4] Akan, s. 21; Çağa/Kender, C. II, s. 129-130 [5] Sözer, s. 567-568 [6] Yazıcıoğlu, s. 40 v.d. [7] Çağa/Kender, C. II, s. 129 [8] Çağa/Kender, C. II, s. 129 [9] Akan, s. 26-27 [10] Çağa/Kender, C. II, s. 131 [11] Çağa/Kender, C. II, s. 132 [12] Sözer, s. 599 [13] Akan, s. 59; Çağa/Kender, C. II, s. 135-136; Sözer, s. 599 [14] Ayrıntılı açıklamalar için; Akan, s.31 v.d. [15] Akan, s. 47-48

[16] Yazıcıoğlu, s. 39 [17] Yazıcıoğlu, s. 43 [18] Çağa/Kender, C. II, s. 135 [19] Çağa/Kender, C. II, s. 135; Sözer, s. 597 [20] Kender/Çetingil, s. 139 [21] Yargıtay 11. H. D., 10.02.2004, 2003/6236E., 2004/1043K [22] Çağa/Kender, C. II, s. 137 [23] Çağa/Kender, C. II, s. 140 [24] Çağa/Kender, C. II, s. 140 [25] Yazıcıoğlu, s. 39 [26] Sözer, s. 605 [27] Akan, s. 45; Sözer, s. 606-607 [28] Yazıcıoğlu, s. 42 [29] Yazıcıoğlu, s. 42 [30] Yargıtay 11. H. D., 10.02.2004, 2003/6236E., 2004/1043K. [31] Yargıtay 11. H. D., 24.01.1989, 1988/3501E., 1989/209K. [32] Alangoya/Yıldırım/Deren-Yıldırım, age., s. 321 [33] Sadece davacı olarak anlaşılmamalıdır, davalının savunma sebeplerinin ispatı bakımından da açıklamalar geçerlidir.

[34] Alangoya/Yıldırım/Deren-Yıldırım, age., s. 321 [35] Çeşitli durumlar için, Akan, s. 104 v.d. [36] Akan, s. 107; Çağa/Kender, C. II, s. 148 [37] Yargıtay H.G.K., 15.2.1995, 1994/11-688E., 1995/71k. [38] Akan, s. 107 [39] Akan, s. 108; Çağa/Kender, C. II, s. 149 [40] Çağa/Kender, C. II, s. 149 [41] Çağa/Kender, C. II, s. 149 [42] Akan, s. 108-109 [43] Akan, s. 83 [44] Akan, s. 106; Çağa/Kender, C. II, s. 148 [45] Akan, s. 106; Çağa/Kender, C. II, s. 148 [46] Yargıtay 11. H. D., 10.02.2004, 2003/6236E., 2004/1043K. [47] Arkan, s. 216