REHBERLİK SERVİSİ KARDEŞ KISKANÇLIĞI
KISKANÇLIĞIN TANIMI Kıskançlık, insanın en doğal ve en evrensel duygularından birisidir. Kıskançlık, sevilen birinin başkası ile paylaşılmasına katlanamamaktır. Kıskançlık; beklenen ilgi, sevgi ve şefkat eksikliğine karşı verilen doğal bir yanıttır. Kıskançlık yaşamın her döneminde görülebilir ancak çocuklukta biraz daha yoğun yaşanmaktadır. Bu duyguyla ilk tanışma, genellikle 2-5 yaşları arasında yeni bir kardeşin gelmesiyle yaşanan duygusal deneyim ile olmaktadır. Çünkü bu dönemde çocuklar mantık kavramı ile değil daha çok duygu yönlendirmesi ile yaşamı analiz ederler. Kıskançlığın sebebi ve ifade biçimi büyük ölçüde psiko-sosyal etkileşim ortamıyla çocuğa yöneltilen uyarımlara bağlıdır. Kıskançlığı oluşturan ortam çoğu kez toplumsal kaynaklı olup özellikle çocuğun sevdiği kişileri içerir. İlk çocuklukta kıskançlık, anne-babayı ya da kendisine bakan bireyleri kapsamaktadır. Çünkü çocuk ilgi ve şefkati arzulayarak sıklıkla kendisini diğer bir çocukla kıyaslama içinde bulur. Kıskanan birey, sevilen bireyle ilişkilerinde kendini tedirgin hisseder ve bu kişinin sevgisi karşısında kendi statüsünü kaybedeceğinden korkar. Çocuk, herkesin kendisinden daha iyi olduğunu ve kendisinin herkesten daha az sevildiğini düşünmeye başlar. Özellikle küçük çocuklarda yeni doğan kardeşi kıskanma, kimi zaman yaşamı etkileyecek ve davranış bozukluğuna neden olacak derecede yoğun yaşanabilen bir duygu olabilmekte ve yardım gerektiren bir hâl alabilmektedir.
KISKANÇLIĞIN SEBEPLERİ VE ÖNERİLER Küçük kardeşe duyulan kıskançlık, çocukların yaşamındaki en yaygın kıskançlık örneğidir. O an a kadar kendisine yöneltilen ilgi ve dikkatin kardeşine yöneltilmesinden doğan rahatsızlık, kıskançlıkta en temel nedendir. Kardeşin doğmasıyla birlikte ona ayrılan zamanın azalması çocukta, kardeşe karşı gibi görünen ama aslında anne - babaya karşı olan kızgınlık, kırgınlık gibi duyguların artmasına neden olabilir. Çocuk kendisini terk edilmiş, güvensiz ve desteksiz hissetmeye başlar. Kıskançlık ile çocuk, genellikle saldırgan biçimde davranır. Kardeşine vurma, kardeşini ısırma sık rastlanan davranışlardır. Kardeş kıskançlığı nedeniyle çocukta görülebilecek emekleme, bebekçe konuşma, biberonla beslenmeye dönme, altını ıslatma v.b. kazanılmış davranışlarda gerileme belirtileri veya tırnak yeme, parmak emme, mastürbasyon gibi içe kapanarak doyumu kendisinde arama belirtileri çocuğun ruh sağlığını büyük ölçüde etkileyebilir. Bu sebeple anne ve babanın daha kardeş dünyaya gelmeden çocuklarını bu konuda hazırlamaları, doğum sonrası bebeğin beslenme, temizlik, giyim gibi bazı görevlerinde kontrollü bir şekilde büyük kardeşi de dahil ederek işbirliği yapmaları en uygun çözümdür. Büyük kardeş verilen görevi yerine getirdikten sonra övücü sözlerle ödüllendirilmelidir. Bu tür işbirlikçi etkinlikler zamanla alışkanlık hâline getirilirse çocukta kıskançlık yerine koruyuculuk duygularının gelişmesini sağlayacaktır. Kardeşler arası kıskançlığın derecesi, yeni bir çocuğun doğumuyla anne babanın tutumunda değişikliklere, büyük çocukla ebeveyn arasında yerleşmiş olan ilişkiye ve çocuğun bebeğe olumsuz bir etkide bulunmasına göz yumma hoşgörüsüne bağlıdır. Örneğin annenin gebeliğinin son aylarında ağırlaşmasıyla isteksiz ve yorgun oluşu, ilk çocuğu kucağına almayışı çocukta sevilmediği duygusunu yaratmaya başlar. Tedirgin bir bekleyiş içerisindeki çocuk, annenin sevgisini sınamaya başlayarak çevresinde dolaşır; olmadık isteklerde bulunur; huysuzlaşma, ağlama ve tutturmaları olabilir.
Ebeveyn tarafından yeterince ilgi ve sevgi görmeyen, aşağılanan çocuk kendine güvensiz bir kişilik yapısı geliştirmektedir. Kıskançlığın en büyük nedenlerinden birisi de bu aşağılık duygusudur. Bu sebeplerle büyük kardeşe, kardeşin doğumu ile evde ve aile içi ilişkilerde yaşanabilecek değişiklikler hakkında önceden bilgi vermek gerekir. Ayrıca hamilelik döneminde babası ya da başka bir aile üyesi (anneanne, babaanne gibi) büyük çocuğun bakımıyla ilgili yemek yedirme, banyo yaptırma, uykuda destek olma gibi görevlere dâhil olursa anne hastanedeyken ya da bebekle ilgilenirken çocuk kendini ihmal edilmiş ve sevgisiz hissetmeyecektir. Kıskançlık derecesinde rol oynayan bir etken de kardeşler arasındaki yaş farkıdır. Yaş farkı az olan kardeşlerde kıskançlığın görülme sıklığı, yaş farkı fazla olanlara oranla biraz daha yüksektir. Yaş farkının artması ile yeterlilik duygusu artan büyük kardeş kıskançlığın önüne geçmede mantıklı fikirleri de kullanabilecek, sevgi duygusunu kıskançlığın önüne alabilecektir. Bununla birlikte küçük kardeşin gelişi ile büyük çocuğun bir akrabanın yanına gönderilmesi ya da okula başlaması denk geldiği takdirde, büyük çocukta kıskançlık ile birlikte terk edilme duygusu da gelişebileceği unutulmamalıdır. Böyle bir tabloda çocuk, evden ayrılmayı reddedebilir ya da mide bulantısı, baş ağrısı gibi psikosomatik belirtiler gösterebilir. Kıskançlığın yaşanmasında cinsiyete göre de bazı farklılıklar yaşanabilir. Çocuk kız ve doğan kardeş erkek ise anne-babanın kendi cinsiyetinden hoşnut olmadığını düşünebilir. Ailelerin cinsiyete ilişkin tercihi varsa ve bunu çocuğa yansıtıyorlarsa cinsiyete göre kıskançlık yaşanması kaçınılmaz hâle gelmektedir. Cinsiyet ve kardeş sayısı birbirinden ayrı ele alınmamalıdır. Önemli olan, bir çocuğun üç kardeşin en büyük olması değil üç kız kardeşin ağabeyi durumunda olmasıdır. Çünkü kıskançlık aslında bir çocuğun anne ve babasının tek sevgili varlığı olma isteğinden doğar. Daha çok ayrıcalığa sahip olan ağabeye özenilirken aynı şekilde daha çok korunan kollanan en
küçük kardeşe de kıskanç tutumlarla davranılır. Burada çocukların beklediği eşit sevgiden çok, bağımsız ilgi ve özel olarak sevilme özlemidir. Anne veya babanın çocuğuyla baş başa geçireceği birkaç saat ebeveynçocuk bağını pekiştirir ve kıskançlıktan doğan huzursuzlukları azaltır. Dışarıdan insanlar veya akrabalar da kardeşler arasında bazı olumsuz düşüncelerin doğmasına neden olabilir. Örneğin kendisinden büyük bir kız kardeşi olan çocuğa, saçlarının neden ablası gibi kıvırcık olmadığını sormak ya da ablaya kardeşinin boyunun onu yakaladığını ve yakında onu geçebilecegini söylemek hem gereksiz hem de olumsuz etkileri olan yaklaşımlardır. Bu tutumlar çocukların birbirleriyle rekabete girmelerine, kızgınlık ve kıskançlık duymalarına neden olabilir. Kardeşler arasındaki karşılaştırmalardan hem ebeveynin hem de çevrenin kaçınması gerekir. Ancak büyük çocuğun da bir zamanlar küçük bir bebek olduğu, aynı bakım ve özenin kendisine de gösterildiği gibi olumlu örneklemeler çocuğa anlatılabilir. Çocuğun küçülmüş giysileri, bebeklik fotoğrafları gösterilerek o bebekken yaşanan anılardan ve onun sevimli hâllerinden bahsedilerek kendisini daha iyi hissetmesi sağlanabilir. Unutulmamalıdır ki Kardeşler arasında kıskançlık hissettiğinizde onları birbirinden uzaklaştıracak değil, yakınlaştıracak ortamlar yaratmak gerekir. Ailenin bütün olduğu duygusu herkes tarafından hissedilmelidir. Bunun için bütün ailenin birlikte yapabileceği gezme, piknik, alışveriş, film izleme gibi etkinliklere gündelik hayatta yer verilmelidir. Önemli olan kıskançlığa tavır almak ve bunu çocuğa yansıtmak değil, sağlıklı önlemler alıp kıskançlık sendromuna hazırlanmaktır. Bu sebeple bilgi sahibi olarak davranmak sağlıklı sonuca ulaşmada en etkileyici yol olacaktır. KAYNAKÇA Saygılı, S. (2005). Çocuklarda Davranış Bozuklukları, Elit Yayınları, İstanbul. Şenol, S. (1999). Kardeş Kıskançlığı, Beyaz Yayınları, İstanbul. Yavuzer, H. (1998). Çocuğunuzun İlk 6 Yılı, Remzi Kitabevi, İstanbul.