Zeki Kuneralp, Sadece Diplomat Anılar - Belgeler, İstanbul, 1999, 378 sayfa, İsis Yayınları, Birinci Baskı, ISBN: 975 428 148 3



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

MİLLİ MÜCADELE TRENİ

Atatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı

BATI CEPHESİ'NDE SAVAŞ

ÇOCUK PSİKOLOJİSİ - Gizli ilimler Sitesi

Sosyal bilgiler öğretmeninin verdiği bu bilgiye dayanarak Mustafa Kemal Paşa ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

II) Hikâye Dışı düzlemi

Yüz Nakli Doktorları Birbirine Düşürdü

Dil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri

NECİP FAZIL KISAKÜREK

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

İÇİNDEKİLER... SAYFA NUMARASI 1. Genelkurmay Başkanlığının Afyon ve Kocaeli mıntıkalarındaki duruma dair 3 Ekim 1921 tarihli Harp BELGELER

AK PARTi Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan Bosna-Hersek te

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Türkler Kendi işinin patronu olmak istiyor!

29 EKİM TÖRENLERİ. Cumhuriyet Bayramı Republic Day OFFICIAL HOLIDAY. Cumhuriyetin ilanı ve Atatürk'ün Cumhurbaşkanlığı'na seçilmesi

1. Aile tarihimizi araştırırken aşağıdaki eşyalardan hangisi bize yararlı olabilir? A) Çeyiz sandığı B) Oyuncak kamyon C) Bilgisayar D) Tansiyon aleti

Sayın Mehmet Ali CAN Yeminli Mali Müşavir (E. Vergi Denetmeni)

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ REHBERLİK POSTASI 1

ISBN :

İlk 4 soruyu metne göre cevaplayınız. 1 Metinde geçen aşağıdaki cümlelerden hangisi metnin ana fikridir?

11. HAFTA 2.ARAŞTIRMA İNCELEME YAZILARI

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ KONUKLARIMIZ

Renkli Bir Yazarın Kitabı: Renkli Masallar. Bazı insanlar gezi yazısı okumanın sadece daha önce gitmedikleri ya da hayatlarının

VERİMLİ DERS ÇALIŞMA YÖNTEMLERİ

Yeni Göç Yasas Tecrübeleri

Okuyarak kelime öğrenmenin Yol Haritası

Ekmek sözcüğü, sözlüklerde yukarıdaki gibi tanımlanıyor. Aşağıdaki görselin yanında yer alan tanımlar ise birbirinden farklı. Tanımları incele. 1.

iki sayfa bakayım neler var diye. Üstelik pembe kapaklı olanıydı. Basından izlemiştim, pembe kapaklı bayanlar için, gri kapaklı olan erkekler içindi.

İÇİNDEKİLER KAVRAMLAR BİR GÜNÜMÜZ. ROLLERİMİZ ve SORUMLULUKLARIMIZ HAKLARIMIZ OKULUMUZ AİLEMİZ SORUMSUZLUK ÇOCUK HAKLARI ÇOCUK HAKLARI BİLDİRGESİ

DÜŞÜNCE KURULUŞLARI: DÜNYADAKİ VE TÜRKİYE DEKİ YERİ VE ÖNEMİ. Düşünce Kuruluşları genel itibariyle, herhangi bir kâr amacı ve partizanlık anlayışı

E-KİTAP SATIŞLARINIZLA, SÜREKLİ BİR GELİRE NE DERSİNİZ? By Alia RİOR. Alia RİOR

Tarih: 13 Temmuz 2012 Daha fazla bilgi için Nurgül Usta Genel Md. Yardımcısı Tel: E mail:nurgul.usta@dorinsight.

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

Sakarya ili kültür ve turizm bakımından önemli bir potansiyele ve çeşitliliğe sahiptir. İlde Taraklı Evleri gibi

Cesaretin Var Mı Adalete? Çocuklar günümüz haberleriyle, gündemle ne kadar iç içe?

Aday Meslek Memurluğu Sınavı için aranan genel koşullara ek olarak adayların bilmeleri gereken hususlar:

YUNAN'A BEŞ BEŞ BAKİ SARISAKAL

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış

PoliGazette Türkiye nin gerçek problemine bir göz atar. O,

Emine Aydın. Resimleyen: Sevgi İçigen. yayın no: 104 ÇOCUKLAR için islâm TARiHi

"Nereden başlasam, nasıl anlatsam..."

YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ BESYO TME-110 TEMEL MÜZİK EĞİTİMİ 1.HAFTA

Hilton Garden Inn Istanbul Golden Horn

KANUNEN OLMAYAN, AMA İLİMİZDE UYGULANAN HAYAT STANDARDI.? Yeni bir haftada yine beraberiz.geçen haftaki

Zeki DOĞAN-Sosyal Bilgiler Öğretmeni

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

olduğunu fark etti. Takdir ettiği öğretmenleri gibi hatta onlardan bile iyi bir öğretmen olacaktı.

Kanuna konulan Atatürkü koruma kanunu,aslında onu korumak değil, korumaya muhtaç ve aciz bir kimse olduğunu ima etmektir.

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF DİL VE ANLATIM DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

YABANCI DİL ULUSLAR ARASI MIDIR? BAŞARILI BİR HAREKETLİLİK İÇİN ÖN ŞART MIDIR?

REHBERLİK POSTASI -1

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI

ÖN SÖZ... XI KISALTMALAR... XIII KAYNAKLAR VE ARAŞTIRMALAR... XV GİRİŞ... 1 I. ARNAVUTLUK ADININ ANLAM VE KÖKENİ...

Her milletin dili kimliğidir eğer dilinizi yozlaştırırsanız kimliğiniz erozyona uğrar.

15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye Salonu

SİVİL SAVUNMANIN AMAÇLARI: * Savaş zamanlarında halkın can ve mal güvenliğinin

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun da acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

Bu durumun, aşağıdaki gelişmelerden hangisine ortam hazırladığı savunulabilir?

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

Türk Dili ve Edebiyatı Kaynak Sitesi

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük DİRİLİŞİN DESTANI: SAKARYA

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK-TEOG DENEMESİ-14


Patronun hizmetini yapıyor Çalışan kadından bahsediyorum. Ben kocama muhtaç değilim diye evvela ailesini dağıtıyor.

C D E C B A C B B D C A A E B D D B E B A A C B E E B A D B

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 08 Ekim :05 - Son Güncelleme Perşembe, 08 Ekim :08

Mete Yarar'dan 15 Temmuz kitabı : Darbenin Kayıp Saatleri

LÜTFEN KAYNAK GÖSTEREREK KULLANINIZ 2014

Bugün kadın ve erkeğin daha eşit olacağı bir toplumda yaşamak için sen ne yapacaksın?

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

Soyut Zekâsı Gelişmemiş Çocuklarda Allah Korkusu Perşembe, 13 Ocak :55

MehMet Kaan Çalen, tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı yılında Trakya

ATATÜRK. Mustafa Kemal Atatürk, 1881 yılında Selanik'te doğdu. Babası Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜN ASKERLİK HAYATI

Gülmekten Öldüren Fıkralar - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

ÖĞRENCİ DİSİPLİN SORUŞTURMASI ÖRNEKLERİ

Dinleme, Okuma, Konuşma, Yazma Kuralları


Skyros adasında Robert Brooke nin mezar taşındaki yazı

OKULA BAŞLARKEN OKULA BAŞLAMA SÜRECİ

14. ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ KONGRESİ

RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender Bölükbaşı. Masalsı bir giriş yapmak istiyoruz bu haftaki Medya Kaza Raporu na...

Sevgili dostum, Can dostum,

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak Üçlü İtilaf...

İspanya nın zorlu ekonomik sorunlarla baş etmeye çalıştığı bir dönemde rahat İSPANYA EKONOMİSİ RAHATLIYOR ÜLKE

İletişim Yayınları SERTİFİKA NO Κρατύλος

IV.HAFTA XX.YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI İMPARATORLUĞU

1979 Kabe Baskını'nın yeni görüntüleri ortaya çıktı

MADAM CURIE VE 2011 KİMYA YILI

Vanlı futbolcu kızlar Bodrum da kamp yapıyor

11- Tasarlayacağımız yer hakkında bilgilere nasıl ulaşabiliriz? Yanıt-11 Lütfen şartnameyi bir kez daha inceleyiniz.

Transkript:

Tarih Okulu Sonbahar 2009 Sayı V, 243-248. Zeki Kuneralp, Sadece Diplomat Anılar - Belgeler, İstanbul, 1999, 378 sayfa, İsis Yayınları, Birinci Baskı, ISBN: 975 428 148 3 Nesrin ATICI Bir derleme olan bu kitapta toplu olarak yer alan Sadece Diplomat.Hatırat daha evvel Şubat ve Aralık 1981 de, İkinci Dünya Harbinde Türk Dış Siyaseti 1982 yılında, Dağarcığın Dibi: Yaşlılık Düşünceleri 1990 yılında, Arz Ederim: Bir Büyükelçinin Bakanlık Makamına Yazıları 1992 yılında, İkili Rapor / Rapport dest Deux: Türkiye ile Yunanistan Arasında Muallakta Bulunan Meseleler Hakkında Hal Sureti Teklif Etmekle Mükellef Türk Yunan İkili Komitesi Çalışmaları (Mayıs Ağustos 1959) 1997 yılında, A Footnote to Turco - Greek History: The Keşan Alexandroupolis Talks September 9-10,(1968), 1998 yılında yayınlanmıştır. Yukarıda belirtilen farklı zamanlarda yazılmış eserlerin bir derlemesi olan Sadece Diplomat- Anılar Belgeler isimli kitap ise 5 bölümden oluşmaktadır. İlk kısım Sadece Diplomat. Hatırat başlığını taşımakta, kitabın ikinci kısmını Ekler kısmı oluştururken üçüncü bölümde 1990 yılında basılmış olan Dağarcığın Dibi: Yaşlılık Düşünceleri ne yer verilmiştir. İkinci Dünya Harbinde Türk Dış Siyaseti, Dış İşleri Bakanlığının On Bir Telgrafı başlıklı kısım dördüncü bölümü oluştururken İkili Rapor / Rapport des Deux isimli kısım kitabın son bölümünü oluşturmaktadır. Anılarını anlattığı bu eseri yazmakla yazmamak arasında ciddi tereddütler yaşayan yazar, kimse okumazsa ben okurum diyerek kalemi ele almış ve çocukluğundan itibaren hayatını anlatmaya başlamıştır. Dış İşleri Bakanlığına memur olana kadar geçen bölümü oldukça kısa geçen yazar daha çok memur olduktan sonraki dönemi anlatmaktadır. İzmit te linç edilerek öldürülen Ali Kemal in oğlu olması hasebiyle özellikle babası ile ilgili anlattığı konular merak çekmişse de babasına dair anlattıkları oldukça azdır. Babasını Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Cumhuriyet Tarihi Anabilim Dalı Yüksek Lisans Öğrencisi.

Nesrin Atıcı çok ufakken kaybetmiş olduğundan, ona dair anıları da pek azdır. Ancak onunla yaptığı bazı sohbetlerden onun bir hain olamayacağına inanmaktadır. Buna delil olarak da 1922 yılında başlayan Büyük Taarruz sırasında babası ile arasında geçen diyaloğu gösterir. Bu taarruzun yaşandığı günlerde Zeki Kuneralp İstanbul da Fransızca yayınlanan bir gazeteyi okumaktadır. Gazetede cepheden gelen en son haberler aktarılmakta Türk kuvvetlerinin ilerleyişi de bir harita ile gösterilmektedir. Okuduklarından heyecanlanan Kuneralp okuduklarını heyecanını gizleyemeden babasına aktarır. Papa, le grecs son battus (baba, Yunanlılar dayak yedi) bunun üzerine babası da sevinç dolu bir sesle Mais oui, mon petit, ils son battus plate couture (evet yavrum, hem de temiz bir sopa yediler) (s.16) Zeki Kuneralp, nasıl olurda böylesi tepki veren bir adamın ihanet etmiş olabileceğini, gericilikle suçlanan bir insanın nasıl olur da kendi evladına yabancı bir mürebbiye tutabileceğini ve nasıl olur da bu denli geri olduğu iddia edilen bir adamın, oğlu ile Fransızca konuşabildiğini sorgular. Neredeyse babasına dair anlattığı tek anı budur, bunun dışında ilerleyen yıllarda Ali Kemal in oğlu olmasının önüne çıkardığı bir sorundan ve dönemin cumhurbaşkanı İsmet İnönü nün bunu nasıl ortadan kaldırdığından bahsetmektedir. Çok uzun yıllarını yurt dışında bir ülkeden başka bir ülkeye sürüklenerek geçiren ve annesinin çabaları sonucu eğitim almayı başaran Kuneralp yaşadıkları farklı ülkeler dolayısıyla birkaç farklı dile de sahiptir. Askerlik çağı geldiğinde annesine ben Türkiye ye gidip askerlik yapmak istiyorum, der ki bu sırada aynı zamanda İsviçre vatandaşıdır. Askerlik yapmak zorunda değildir ama o ısrarla askerliğini yapmak ister. Türkiye de askerliğini yaparken bir gün gazetede dış işleri bakanlığına memur alınacağı haberini okur, komutanından izin alarak sınava gider. Sınavı başarıyla geçer, birkaç dile sahip olması da lehinedir. Ancak tam alınacağı sırada kendisinin Ali Kemal in oğlu olduğu anlaşılır, görevliler ne yapacaklarını bir türlü kestiremezler ve sonunda sorun İsmet İnönü ye kadar gider. İsmet İnönü duyduğunda sinirlenerek babası Ali Kemal se ne yapalım der ve Zeki Kuneralp, Dış İşlerindeki görevine böylelikle adım atar. Bunun dışında da bir daha babası Ali Kemal den bahsetmez ve memuriyet hayatını anlatır. Çalıştığı birim ve ülkeleri fasıl fasıl kaleme alan yazar, çalıştığı birimlerde, üst düzey görevli olarak yer almış, bugün için tarihe isimleri kazınmış olan pek çok şahsiyet hakkında birçok kitapta bulamayacağımız anılara yer vermiştir. Gittiği ülkelerin o gün, içinde oldukları durum ve bugün yine tarih olarak okuduğumuz olaylar hakkında ciddi şekilde ayrıntılı bilgi 244

Sadece Diplomat Anılar Belgeler / Zeki Kuneralp vermektedir. Bu durum yazarın gittiği ülkelerden birinin II. Dünya Savaşı esnasındaki durumunu araştıran bir araştırıcı için oldukça yararlıdır. Üstelik yalnızca görev yaptığı ülkenin durumunu anlatmakla kalmayıp, o yıllarda Türkiye nin dışarıdan nasıl algılandığını da aktarır. Türkiye nin yıldızının parladığı bir dönemde dışarıda bulunan yazar (1943 1979) bunun imkânlarından oldukça yararlandığını ifade etmekle birlikte 1960 Darbesi, Amerikalı subayların denize atılması, 6/7 Eylül olayları gibi durumların dış dünyada gerek ülkesini gerek de kendini nasıl zor bir durumda bıraktığını da ayrıntısıyla anlatmıştır. Yukarıda da belirttiğimiz gibi eserde fasıl fasıl anlatım vardır. Fasıl fasıl anlatımların olduğu her yeni başlığın altında maddelerle bir sürü paragraflar bulunmakta ve her başlık ortalama 20 maddeden (paragraftan) oluşmaktadır. Başlıkla 1.paragraf arasında o bölümde anlatılan tüm maddelerde ne olduğu yazılmış, bir nevi her başlığın altında, konuda yer alan bir içindekiler bölümü oluşturulmuştur. Bu durum yazarın daha evvel yaptığı memurluktan kalmış bir alışkanlık olsa gerek, diğer yandan bu durum araştırıcı için çok kolaylık sağlamaktadır. Çünkü kitabın arkasında olabilecek bir dizin kadar fayda sağlamaktadır. Ancak bu anlatım tarzı sadece ilk kısım için vardır diğer bölümlerin bir kısmında maddeli paragraf anlatımı varsa da üstlerinde içindekiler görevi gören maddeleme yoktur. Kitap birinci kalite hamura basılmıştır ancak bu durum sayfalar beyaz olduğundan bir müddet sonra okuyucunun gözünü yormaktadır. Kapağında Zeki Kuneralp in tek başına çekildiği ve üzerinde Avrupalılar ın resmi davetlerde giydiği türden bir kıyafet bulunmaktadır. Zeki Kuneralp, her hali ile bir Avrupalı gibi görünse de kaleminden çıkanları okudukça onun ısrarla bir Türk olduğunu vurguladığını görüyoruz. Eserin indeksi bulunmamaktadır ancak fasıl fasıl anlatım yapıldığından indeksin eksikliği hissedilmemektedir. Oldukça sürükleyici ve roman tadında olan eserin dili, akıcılığı biraz duraksatmıştır. Türkçe kelimeler ağırlıklı olmakla birlikte Osmanlı dili de yoğun şekilde kullanılmış hatta yazar zaman zaman Fransızca, İtalyanca, Almanca kelimelere de, yer vermiştir. Bu durumu ayrıca açıklama gereği duyan Kuneralp, İtalyanca kullandığı bir kelimenin Türkçe de tam manası yoksa ille de Türkçesini uydurmaya çalışmanın yanlış olduğunu, kelimenin özü İtalyanca ise kelimenin İtalyancasının kullanılması gerektiğine inanmaktadır. Kelimenin tam olarak karşılığını veren kelime hangisiyse, hangi dilde olursa olsun kullanılması gerektiğini savunup aksi takdirde anlatılanın eksik ya da yanlış 245

Nesrin Atıcı olabileceğini düşünmektedir. Dilde sadeleştirme olayına da muhalefet eden yazar Osmanlıca kelimeleri atıp öz Türkçe konuşalım diye insanların birbirini anlayamayacağı bir hale gelmesinin oldukça yanlış olduğunu üstelik Osmanlıca kelimelerin dilimizdeki fazlalıklar olarak değil de zenginlikler olarak görülmesi gerektiğini savunmaktadır. Kuneralp in eseri pek çok hatıratta rastladığımız benmerkezcilikten oldukça uzaktır. Aksine ben yaptım, benim sayemde yapıldı demek yerine yaptığı hatalara yer vererek kendini eleştirmiş, kendinden değil ama başkalarından övgüyle bahsetmiştir. Kendi gerçekleştirdiği işleri ise üzerinde hiç durmadan geçmiştir. Örneğin Kuneralp, Türkiye nin NATO ya girmesi sonucu Paris te Türkiye adına oluşturulan ve başında Fatin Rüştü Zorlu nun bulunduğu birime görevli olarak atandığında Fatin Rüştü Zorlu ile aralarında geçen bir tartışmaya yer vermiştir. Bu tartışmanın sebebi Ege adaların birinde kurulması düşünülen NATO Enfrakstrüktür projesinin gerçekleştirilmesi ile ilgilidir bir akaryakıt deposu yahut ona benzer bir şey -. Fatin Rüştü Zorlu, projeye şiddetle karşı çıkarken, Kuneralp ise şiddetle destekler durumdadır. Kuneralp, Yunanlılarla dost, müttefik olduklarını, bu projeyi de ortak düşmana karşı, savunmada ortak şekilde kullanmak gerektiğini ifade eder. Kuneralp o zamanki tutumunu şu şekilde ifade etmektedir. Büyük bir safdil imişim. Zorlu: Hayır adalar hiçbir surette tahkim edilemez diyordu, hava kızıştı, o ısrar etti ben bulutlarda geziyordum, haşlanmayı hazmedemedim (s.54-55), ve yarı ağızla istifa laflarını mırıldanmaya başladığını daha sonra ise Fatin Rüştü Zorlu nun, kendisini alıp alışverişe götürdüğünü hiçbir şey olmamış tartışmamışlar gibi davrandığını anlatır. Fatin Rüştü Zorlu nun hakkını da vermekten geri kalmaz, Zorlu nun yaptığı işi nasıl da iyi yaptığını, konuşurken araştırmasını ciddi şekilde yapıp konuştuğunu kendisi gibi safça hareket etmediğini anlatır. Çünkü tarih ilerleyen zamanda Fatin Rüştü Zorlu yu haklı çıkarmıştır. Kuneralp başka bir hatasını ise Bükreş te yapmıştır. Yine bir dış işleri görevi için 1943 yılında Romanya ya Bükreş e gitmiştir. II. Dünya Savaşı nın yaşandığı bu yıllarda Romanya rahattır çünkü Romanlar Mihver tarafında savaşıyor ve Almanlar da savaşın galibi durumundadır. Ancak Almanlar yenilgi almaya başlayınca ülke Rusların eline düşer ve müthiş derecede Anglo Sakson hayranı olan Romanların başına komünist yönetim geçer. Bunu hazmedemeyen Roman vatandaşlar krallarının doğum günü olan 8 Kasım 1945 tarihinde sözde doğum günü kutlaması olarak başlattıkları yürüyüşü Sovyet karşıtı bir yürüyüşe 246

Sadece Diplomat Anılar Belgeler / Zeki Kuneralp çevirirler. Kralları Sovyet düşmanıdır, bu kutlama da Ruslara karşı direnmenin simgesidir o yüzden kralcıların daveti üzerine halkın büyük bir kısmı kutlamalara katılmıştır. Bu esnada Zeki Kuneralp da olayların yaşandığı yerde bulunmaktadır. Bir müddet sonra Sovyet karşıtı bir gösteriye dönen kutlama milis kuvvetlerinin olaya müdahale etmeye kalkmasıyla kanlı bir hal alacaktır. Ancak her şeyi göze almış olan halk milis kuvvetlerini geri çekilmeye zorlar, milis kuvvetleri can havliyle kendilerini Dahiliye Nezaretine atar, halk da peşlerinde, galeyana gelmiş şekilde onları kovalamaktadır. Kuneralp de galeyana kapılarak halkla beraber milis kuvvetlerini kovalar. Ancak bir anda nezaret binasının pencerelerinden makinalı tüfekle yaylım ateşi başlar insanlar ne olduğunu anlayamadan kaçışmaya başlar. Kuneralp elçilik binasına kendini zor atar. Elçilik binasına vardığında bir kahraman gibi karşılanacağını düşünen Kuneralp elçiliğe avdetimde kahraman olarak karşılanmadım. Bilakis, elçiden, bir temiz azar işittim. Beni azarlamakta haklı idi ve bugünkü kafamla ben de aynı şeyi yapardım. Ertesi günü yayınlanan resmi açıklamada nümayişçilerden 11 kişinin öldüğü, 85 inin de yaralandığı bildirildi (s.36-37). Madrid elçiliğini anlattığı kısımda ise diğer ülkelerden farklı olarak yalnızca İspanya nın tarihini anlatmıştır. Anılarının bu kısmında sayfalarca İspanya yöneticisi Franco ve o öldükten sonra başa geçsin diye yetiştirdiği Juan Carlos tan ve İspanya nın kapalı bir diktadan demokrasiye sessiz sakin nasıl geçtiğini anlatır. Yorumlarından da anlaşılacağı üzere Kuneralp İspanya da yaşanan siyasi gelişmelerden çok etkilenmiş zaman zaman İspanya ile Türkiye yi aynı paralele oturtmaya çalışmıştır. Franco nun dışarıya ve içeriye takındığı diktatör görünümüne rağmen ülkesini maddi olarak refaha çıkardığını, yetiştirdiği Juan Carlos a demokratik yönetim zeminini nasıl hazırladığını, bu sayede dikta yönetimi için yemin eden Juan Carlos un demokrasiye geçerken halk ile hiçbir sorun yaşamadığını anlatmıştır. Her bölümün kendi içinde farklı bir havası olması, bu kitabın diğer kitapların derlemesi olmasıyla ilgilidir. 2., 4., 5. kısmı daha çok raporlardan oluşmaktadır. Raporlar kimi zaman Türkçe- İngilizce kimi zaman Türkçe Fransızca, İspanyolca dır. Raporların aslını vermiş olması araştırıcı açısından yararlıdır. İlk bölümde daha çok gözlemlerine, diğerlerinde belgelere yer veren Kuneralp Yaşlılık Düşünceleri kısmında ise tamamen düşüncelerine yer vermiştir. Yukarıda da belirttiğimiz gibi benmerkezcilikten oldukça uzak olan Kuneralp düşüncelerini büyük bir mütevazilikle aktarmıştır. Okuyucuya sürekli 247

Nesrin Atıcı olarak ben Ali Kemal in oğlu olsam da ve eğer o gerçekten bir hainse de- ben bir Türk üm, bu vatanın evladıyım ve bu vatana çok şey borçluyum havası vermiş, sürekli şekilde ülkesini yüceltmiştir. 40 yıllık Hariciye hayatında pek çok siyasetçi ile tanışan pek çok diplomata araç vazifesi yaptığını anlatan Kuneralp in bir diplomat olarak dile getirdiği son sözlerini, yazının da son sözü olarak dile getirmek onun tüm kitap boyunca tüm hayatı boyunca da- yaşadığı Ali Kemal in oğlu söyleminin onun üzerinde nasıl bir etkisi olduğunu ve bu söylemi, üzerinden nasıl atmaya çalıştığını görmek açısından oldukça manidar olacak diye düşünmekteyim Biz modern devlet olalı aramızdan dört devlet adamı çıktı, dördü de bizi aynı hedefe doğru yönelttiler. Mustafa Reşit Paşa bize batının kapısını açtı. Mithat Paşa bize batılı anlamda demokrasiyi getirmek istedi. Atatürk, esere gerçekçilik ve bütünlük verdi. İnönü onun mirasını korumaya çalıştı. Bu siyaset tabiat-ı eşyada mündemiçtir. Son tecrübelerimiz bunu bir kez daha ispatladı. Desteğe, fiili, hakiki ve acil desteğe muhtaç idik. Sağda, solda aradık. Gittik birine sarıldık ötekini kurcaladık, fakat son son geldik, ve yine aynı kapıya vurduk ve o kapı ne Küba da ne Mekke de, ne de Moskova da idi, o kapı Batı da idi. Bunu gören dört devlet adamımızın ruhları herhalde şad olmuştur 248