Merkel savaşı! Tarladan sofraya soygun. Hastalıklar, korunma ve. Ankaralılara Şanlı ziyaret



Benzer belgeler
BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

BİR ACAYİP SOYGUN ADANA İŞİ. - Basın Toplantısı Haber Küpürleri Ocak 2015 Adana Hilton Otel

Aile Bülteni. ANKA Çocuk Destek Programı nın Tanıtımı Yapıldı. aile.gov.tr

Şebinkarahisar lı bir baba ve Rumeli göçmeni bir annenin oğlu, İlk, orta ve lise öğrenimini Özel Tarhan Koleji'nde tamamladı,

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

Bakanımız, Çocuk Bakım Kuruluşları Öz Değerlendirme Toplantısında

AKSARAY TİCARET VE SANAYİ ODASI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ın, Saray Engelsiz Yaşam, Bakım ve Rehabilitasyon Merkezini Ziyareti

Çoğunluk olmak, azınlığı yok saymak

29 Ekim Cumhuriyet bayramı okulumuzun bahçesinde coşkuyla kutlandı.

Fethiye den 7 Kooperatif Ulaşımda Dönüşüme Katıldı

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÇALIŞMA TAKVİMİ

Bodrum Yıldırım Satranç Birinciliği

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

SGK Mutfağına Gıda Güvenliği ve Yönetimi Kalite Belgesi

NİSAN 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

OKULLAR YENİ YAŞAM ALANLARIMIZ

8. Türkiye Avrupa'nın en önemli ülkesi

SAĞLIKLI ŞEHİR HAREKETİ KADIN ÇALIŞMALARI Kasım Eylül 2011

TED AİLESİ, ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLAMASI VE PLAKET TÖRENİ İÇİN DÜZENLENEN YEMEKTE BİR ARAYA GELDİ

Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu

BİNGÖL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİ KONSEYİ FAALİYET RAPORU

ordumuhtarlarderneği tarafından yazıldı Pazartesi, 03 Kasım :00 - Son Güncelleme Perşembe, 06 Kasım :10

T.C. ÇANKAYA KAYMAKAMLIĞI KİRAMİ REFİA ALEMDAROĞLU ANADOLU LİSESİ

Bir Kadın 3 Sanat Sergisi açıldı

HAKAN ÇAVUŞOĞLU: YUNANİSTAN İÇİN ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYMAYA HER ZAMAN HAZIRIZ" Cumartesi, 04 Kasım :31

Trans Terapi ve Dayanışma Grubu Toplantılarının Yedincisi Gerçekleşti. SPoD CHP Beyoğlu Belediyesi Başkan Aday Adayı Gülseren Onanç ile görüştü

Başbakan Yıldırım, Piri Reis Ortaokulu nda karne dağıtım törenine katıldı

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

İNGİLTERE DEKİ DOKTORLAR UYDURUYORSUN DEDİĞİ HASTAYI, TÜRK DOKTOR TEDAVİ ETTİ

Kırıkhan Ticaret ve Sanayi Odası Yılı Faaliyet Raporu

Altınordu Belediye Başkanı Engin Tekintaş, Altınordu İlçesi nde bulunan 92 Mahalle nin muhtarlarıyla ile bir araya geldi.

Gezimiz, meslekler ve bölümler ile ilgili olarak birçok

7. dönem çalışma raporu SOSYAL ETKİNLİKLER. EMO Kocaeli Şubesi

ŞUBAT 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

AK Parti mazlum coğrafyaların umudu

KALKINMA BANKALARI ARASINDA İŞBİRLİĞİ

ESENYURT BELEDİYESİ ERİŞİLEBİLİRLİK ÇALIŞMALARI

Pazartesi İzmir Basın Gündemi

- SOSYAL GÜVENLİK KURUMU NUN SAĞLIK ALANINDA ÜSTLENDİĞİ ÇOK ÖNEMLİ GÖREVLER BULUNMAKTADIR

MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ GEÇİN DEN ÖZEL AÇIKLAMALAR

Güneş (Kıbrıs)

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

MAYIS 2010 YAŞASIN 1 MAYIS ALANLARDAYIZ!

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

2011 YILI FAALİYET RAPORU Batı Akdeniz Ekonomisini Geliştirme Vakfı

Dr. Mustafa KURUCA Isparta da Sosyal Güvenlik Reformunun Yansımaları ve Sosyal Güvenlikte Teşvik Uygulamaları konulu konferans verdi

T.C. TOROSLAR KAYMAKAMLIĞI Toroslar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Çağdaşkent Anadolu Lisesi EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÇALIŞMA TAKVİMİ

YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU ( )

BASIN YAYIN BİRLİĞİ OCAK-ŞUBAT 2015 ETKİNLİK BÜLTENİ

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

HAZİRAN 2012 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Genç Fikirler Kulübü Akademik Yılı Bülteni. Genç Fikirler Kulübü

MUĞLA GAZETECİLER CEMİYETİNDE GÖREV GENÇLERİN

ÖZEL ABC İLKOKULU VE ORTAOKULU EĞİTİM ÖĞRETİM YILI İŞ VE ETKİNLİK TAKVİMİ EYLÜL

Doğum günün kutlu olsun Büyük Usta

Baki olan Rabbimiz ve davamızdır

BODTO, HİJYEN EĞİTİMLERİ BAŞLADI

EKİM AYI MECLİS TOPLANTISI / YÖNETİM KURULU FALİYET RAPORU SUNUMU. YÖNETİM KURULU AYLIK FAALİYET RAPORU 27 Ekim 2014

GELECEGIN MUCITLERI ROBOT YAPMAYI ÖGRENIYOR

5. KARİYER GÜNLERİ GERÇEKLEŞTİ

Avrupa Bölgesel Sosyal Güvenlik Forumu -1ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK:

FTSO Haftalık Haber Bülteni sayı: 47 Tarih:

TEMMUZ 2012 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti

3 Mayıs 2010, Pazartesi

Kasım 2013 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Bodrum Deniz Dibi Temizlik

Yaşamımızı sürdürebilmemiz için kullanıp attığımız bazı

Sanayicilerden destek

ORGANLARI 5 KİŞİYE HAYAT VERDİ

Hollanda Türkevi Topluluğu nun Ankara Ziyareti

129 KADINI TEMSİLEN 129 KADIN MHP YE ÜYE OLDU

OCAK 2012 FAALİYET RAPORU. Prof.Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Üç nesil Anneler Günü

Cumhuriyet Halk Partisi

hüseyin akdeniz tarafından yazıldı Çarşamba, 02 Şubat :27 - Son Güncelleme Cumartesi, 05 Şubat :13

Temmuz 2013 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Başbakan Yıldırım, Ankara Sincan da halka hitap etti

6. Uluslararası Sosyal Güvenlik Sempozyumu İzmir de Başladı

İÇİNDEKİLER. Gençlik te İlköğretim Haftası. 1. Sınıf Okula Uyum Haftası. 5. Sınıf Okula Uyum Haftası Gençlik te Veli Toplantısı

Trans Terapi Toplantılarının On Beşincisi Gerçekleşti. SPoD LGBTİ, Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü yü Ziyaret Etti

Pazartesi İzmir Basın Gündemi

Eylül 2013 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Günlük Kent Gazetesi

OCAK-MART AYLIK SOMA VE DURSUNBEY PSİKOSOSYAL DESTEK MERKEZLERİ FAALİYET RAPORU

BAKA BULUŞMALARI -I-

ETKİNLİK RAPORU tarihli olağan Genel Kurulda bizlere bu derneği adımıza yaraşır bir biçimde yönetmek üzere görevlendirdiniz.

BAŞKAN YAVUZ, TUZLA BELEDİYE BAŞKANI DR.ŞADİ YAZICI, EŞİ

DOWN SENDROMLULARDAN ANLAMLI MESAJ

ANKARA NIN OYLARI SEÇİM GÜNLÜĞÜ

BURSA KENT KONSEYİ BURSA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ NİN KATKILARIYLA

DİDİM. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, ölümünün 78. yılında Didim de anıldı

Başkan Acar SGK Müfettişlerinin Eğitim Seminerine Katıldı

Sayı: 2005/06 FAALİYET TEKNİK RAPORU

JCI Antalya. Nisan-Mayıs-Haziran 2010 Haber Bülteni. Antalya

81 İl Müdürü Ankara da (1)

Transkript:

www.yedigungazetesi.com Fiyatı 25 Kr Tarladan sofraya soygun Maydanoz Portakal Havuç Soğan Patates % 444 % 350 % 157 % 156 % 136 Yeni Kart lı sayısı 3 bin 17 kişiyi buldu Yenimahalle Belediyesi, Yeni Kart projesi ile maddi durumu yetersiz ailelere sahip çıkıyor. HABERİ 6 DA CHP: Seçim ittifakı yok CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Kuşadası nda akademisyenlerle toplantı yaptı. Toplantının sonunda açıklama yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Sencer Ayata seçimlerde kesinlikle hiç kimseyle ittifak yapmayacaklarını ve Türkiye nin hemen hemen tamamında da milletvekilliği aday adaylarının ön seçimden geçeceğini vurguladı. HABERİ 12 DE Fehmi Koru Nasrettin Hoca yı rahmetle analım 3. Sayfada Prof.Dr. Nurullah Çetin Türkçe Bakış 9. Sayfada Hayrettin İvgin Kültürel Boyut 8. Sayfada M.Nuri Parmaksız Hayata ve Aşka dair 8. Sayfada www. gazetesi.com.tr gazetemizi bu adresten takip edebilirsiniz ü dan takip edebilirsiniz TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar öyle verileri kamuoyu ile paylaştı ki, bu başlığı haykırmamak mümkün değil. Bayraktar ın açıklamalarına göre, "Üretici ve market arasındaki fiyat farkı maydanozda yüzde 443,79, portakalda yüzde 350, kuru incirde yüzde 332,67, mandalinada yüzde 331,22'yi buluyor." Bayraktar, "Tarlada 17 kuruş olan bir demet maydanozun fiyatı markette 92 kuruşa çıkıyor" dedi. Vicdansızlık bununla da kalmıyor: Bu fark, havuçta yüzde 157,67, yeşil soğanda yüzde 156,13, kırmızı mercimekte yüzde 146,62, pirinçte yüzde 142,85, kabakta yüzde 140,62, patateste yüzde 136,84, salatalıkta yüzde 134,22, kuru soğanda yüzde 123,91, domateste yüzde 120,93, sivri biberde yüzde 101,17 oldu." HABERİ 12. SAYFADA Merkel savaşı! Ankaralılara Şanlı ziyaret Ak Parti Ankara Milletvekili Nurdan Şanlı, Ankara Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Celalettin Uludağ ı ziyaret etti. Ziyarette, Ankara ve Ankaralılık vurgusu yapıldı. Kenan ERGEN in haberi 4. SAYFADA Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, Merkel'in her alanda hatasız olmadığını ifade ederken, Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras'ın söylemleri ve ülkedeki Almanya karşıtı tutumla ilgili, "Çipras'ın, Angela Merkel'e karşı saldırılarını durdurması iyi olur" dedi. HABERİ 12. SAYFADA ABD- İsrail ilişkileri hep sorunluydu Eski ABD başkan adaylarından Cumhuriyetçi Parti Arizona Senatörü McCain, "İsrail ile ilişkiler hiçbir zaman mükemmel olmadı. ABD ile İsrail arasındaki ilişkiler hayatımda gördüğüm en kötü seviyede" dedi. HABERİ 12. SAYFADA MAMAK a kök hücre enstitüsü Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül, Böyle önemli ve stratejik bir yatırımı ilçemize, ülkemize kazandırıyor olmaktan çok mutluyuz dedi. 6 DA Gazetemizi https://www..com/yedigün-gazetesi Gazetemizi EFSANE RÖPORTAJLAR (1) CİSED Başkanı Dr. Cem Keçe ye göre; Cinsellik, evlilikler ve şiddet Efsane Güzeldereli nin bu haftaki sohbet konuğu Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) Başkanı Dr. Cem Keçe oldu Keçe, Güzeldereli nin sorularını yanıtlarken hem kendini hem de iştigal alanının Türkiye deki hali pür melalini anlattı. Türkiye'de en sık görülen cinsel sorunlar nelerdir? Cinsel isteksizlik en çok hangi cinsin sorunu oluyor? Türkiye'de kadın olmanın sıkıntıları var mı, neler? Cinsellikte yeni gelişmeler, yeni bakış açıları hangisi? Yanlış bilinen doğrular, doğru bilinen yanlışlar var mı? Çok alanda sorun yaşanan evliliğin sigortası ne olabilir? Erkeklerde görülen narsisistik ilişkileri nasıl etkiliyor? Türk kadınının ve erkeğinin cinsel kompleksi var mı? Okullara cinsel eğitim dersi konulmasını uygun mu? Kadına yönelik şiddet konusunda neler öne çıkmakta? Kadına yönelik şiddet artışında medyanın rolü var mı? Azgın teke sendromu nedir, kaçınılmaz bir durum mu? Efsane Güzeldereli nin röportajı YARIN YediGün de EFSANE RÖPORTAJLAR (2) CİSED Başkanı Dr. Cem Keçe neler anlattı? Hastalıklar, korunma ve ŞİKAYETLER Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) Başkanı Dr. Cem Keçe, Efsane Güzeldereli nin sorularını yanıtlarken bilinen, bilinmeyen pek çok konuyu değerlendirdi. Bilinenler konusundaki yanlış inanış ve uygulamaları ortaya koyan Keçe, bilinmeyen hususları da aydınlattı. Son yıllarda cinsel yol ile bulaşan hastalıklar arttı mı? Bazı hastalıklardan korunmak için aşı olmak yeterli mi? Ülkemizin bir yarası olan çocuk gelinler sorunu biter mi? Evliliği yürütemiyoruz, boşanmayı beceremiyoruz; neden? Evlilikte çiftlerin en çok şikayetçi olduğu konular hangisi? Çapkınlık bir beyin hastalığı mıdır, yoksa genetik midir? İlişkilerde ve cinsellikte mahşerin dört atlısı denen şey ne? İnternet ilişkilerin düşmanı mı, evlilik bu yüzünden biter mi? Erkekler, konuşmayı sevmez mi? Konuşursa da neler söyler? 14 şubat yaklaşırken, Kadim Aşk Öğretileri nin tavsiyesi ne? https://www. /yedigun.gazetesi Efsane Güzeldereli nin röportajının ikinci bölümü PERŞEMBE günü YediGün de Gençlerbirliği'nin 80 yaşındaki tecrübeli başkanı İlhan Cavcav'ın pilates performansı "gençlere" taş çıkarıyor. Gençlerbirliği'nin 1935 doğumlu tecrübeli başkanı İlhan Cavcav, pilates yaparak sağlığını koruyor. Haftada 3 gün ellişer dakikalık pilatesten sonra 20 dakika da yüzen Cavcav, yaşı ve kilosuna rağmen zor hareketleri başarıyla yapıyor. Anadolu gazeteleri temsilcilerini seçti Basın İlan Kurumu nun Genel Kurulu na katılmak üzere Anadolu gazete sahiplerinden 3 temsilci seçildi. Seçime katılan 6 aday arasından Mehmet Nuri Kolaylı, Mustafa Arslan ve Şevket Erzen, 538 delegenin oyuyla göreve getirildi. Seçimde gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Tekeş de oy kullandı. Kenan ERGEN in haberi 4 TE

2 SINEMA TV / MAGAZIN Arjantin de Binbir Gece krizi ANKARA- Binbir Gece dizisi Arjantin de krize neden oldu. Arjantin Ermeni cemaati Binbir Gece nin aleyhinde bildiri yayınladı. Diziyle soykırımın 100. yıl anmalarının etkisizleştirilmeye çalışıldığını ileri süren Ermeni cemaati, dizinin yayından kaldırılması için kampanya başlattı. Şili ve Kolombiya da Türk dizileri reyting rekorları kırıyor. Yapımcı Adrian Suar ın Binbir Gece dizisini Arjantin e transfer etmesiyle ülkede yeni bir tartışma başladı. Türk dizisi Canal 13 te yayınlandığı ilk geceden itibaren, rakip kanalda aynı gün başlayan Brezilya dizisiyle kıyasıya rekabete girişti. Dizi kahramanları Bergüzar Korel in canlandırdığı Şehrazat ile Halit Ergenç in canlandırdığı Onur arasındaki aşk, özellikle öğle kuşağı programlarında tartışılırken, Arjantin deki Ermeni cemaati de dizinin yayından kaldırılması için imza kampanyası başlattı. Ermeni Basın Merkezi Prensa Centro Armenia, Türk dizisinin sansürlenmesini istemediklerini ancak medyatik kullanımını protesto ettiklerini vurgulayan bildiri yayınladı. Bildiride, Binbir Gece dizisinin Hayasızca medyatik olarak kullanarak Ermeni Soykırımının 100. yıl anmalarının etkisini neutralize etmek istendiği savunuldu. Dizinin yayınlandığı andan itibaren çeşitli kesimlerden ve Ermeni cemaatinden olumlu olumuz değişik tepkilerle karşılaşıldığı, bazı durumlarda yapılan yorumların Türk halkına karşı bir öfkeye dönüşebileceği belirtildi. Bildiride, Türkiye de devletin Taksim Gezi Parkı olaylarına sert müdahalesi, hapisteki gazeteciler ve Facebook ile Twitter gibi sosyal medyaya yönelik yasaklamalar dikkat çekilerek, dizinin bunlardan farklı bir Türkiye yi gösterdiği savunuldu. Ulusal Ermeni Konseyi nin yayınladığı bildiride dizinin Türk kültür ve turistik öğeleri barındırdığı, diğer tüm diziler gibi ticari kaygılardan ötürü olumsuz öğeleri göstermekten kaçındığı vurgulandı. Meryem Uzerli nin reyting kaygısı İSTANBUL - Tükenmişlik Sendromu nedeniyle zor günler geçiren Meryem Uzerli, bu kez de reyting kurbanı olma korkusundan yeni dizisine başlayamıyor. Dizi çekimi sürekli erteleniyor Mer yem Uzer li nin yaz ay la rın dan be ri ko nu şu lan ye ni di zi si nin şu bat ayın da ek - ran la ra gel me si bek le ni yor du. An cak se nar - yo su be ğe nil me yen ve sü rek li de ğiş ti ri len di zi nin çe kim le ri nin şu bat ta baş la ya ca ğı du - yu rul du. An cak ya pım cı lar ve ka nal se nar - yo yu bir tür lü be ğen me yin ce di zi nin ey lül ayı na er te len di ği or ta ya çık tı. Bu du rum, geç ti ği miz ay kı zı La ra y la bir lik te İs tan bu l a ge len ve ev tu tan Mer yem Uzer li nin mo ra li - ni boz du. Bü yük pro dük si yon lu di zi le rin bek le nen rey tin gi ala ma ma sı ve art ar da ya yın dan kalk ma sı ün lü oyun cu nun kor ku lu rü ya sı ol - du. Yak la şık 6 ay dır ko nu şu lan di zi nin iz le yi - ci de bek len ti yi art ır dı ğı nı dü şü nen Meryem Uzer li nin ya kın çev re si ne Bek len ti çok art - tı. İyi iş ler rey ting al ma ma ya baş la dı, ya bi - zim di zi de tut maz sa di ye dert yan dı ğı öğ - re nil di. Meryem Uzerli nin eylülde başlayacak dizisinde Murat Yıldırım ile rol alacağı konuşuluyor. Dizide iki gencin imkansız aşk anlatılacak. Vizyona yeni girecek filmler "İçimdeki Ses" Çağrı Bayrak'ın yönettiği, Engin Günaydın, Leyla Tuğutlu, Füsun Demirel ile Ersin Korkut'un oynadığı "İçimdeki Ses" haftanın bir diğer komedi türündeki yerli yapımı. Senaryosu Engin Günaydın'a ait filmde, kendi dünyasında yaşayan, öz güveni yetersiz bir yazar olan ve doğru dürüst bir ilişkisi olmadığı için yalnızlıktan kurtulmak isteyen "Selim" karakterinin içindeki sese kulak vererek hayatına dair aldığı kararlar konu ediliyor. "Yapışık Kardeşler" İlker Ayrık, Hakan Bulut, İvana Sert, Ayberk Atilla ve Erdal Tosun'un rol aldığı "Yapışık Kardeşler" de komedi meraklılarının ilgisini çekmeye aday. Yönetmenliğini İlker Ayrık'ın yaptığı filmde, yaşadıkları köyde mutlu bir hayat süren yapışık kardeşler Halim'le Selim'in yaşadığı maceralar izlenebilecek. "Timbuktu" 67. Cannes Film Festivali'nde "Altın Palmiye" için yarışan ve 87. Akademi Ödülleri'nde "Yabancı Dilde En İyi Film" adayı olarak Moritanya'yı temsil eden "Timbuktu" vizyona girecek. Abderrahmane Sissako'nun yönettiği filmin oyuncu kadrosunda Ibrahim Ahmed, Toulou Kiki, Abel Jafri ile Fatoumata Diawara yer alıyor. Batı Afrika ülkesi Mali'de geçen ve adını bu ülkenin Timbuktu şehrinden alan film, "muhafazakar bir toplumda" yaşamı anlatıyor. 05:13İstiklal Marşı ve Günün 05:15 Ana Ocağı 06:40 1'de Sabah 09:001'de Bugün 09:15 Beni Böyle Sev 11:25 İyi Fikir 13:25 Ana Ocağı 15:00 Annem Söyler Ben Yaparım 16:10 1'de Bugün 16:25 Seksenler 19:00 Ana Haber Bülteni 19:45 Spor 19:50 Hava Durumu 19:55 Filinta 23:00 Bak Hele Bak 00:00 Annem Söyler Ben Yaparım 01:00 Beni Böyle Sev 02:35 Komiser Rex 06:10 Benim Annem Bir Melek 07:00 Kahvaltı Haberleri 10:00 Müge Anlı İle Tatlı Sert 13:00 Kızlar ve Anneleri 15:00 Alemin Kıralı 16:00 Zahide ile Yetiş Hayata 18:45 Atv Ana Haber 19:45 Kupa Günlüğü 20:30 Kayserispor - Fenerbahçe 22:30 Kim Milyoner Olmak İster? 07:00 HER SABAH 08:45 2.SAYFA 10:40 DUDAKTAN KALBE DİZİ-TEKRAR 12:30 ERKAN AKKUŞ İLE ÖĞLE HABERLERİ 12:50 DERYA'NIN DÜNYASI KADIN PROGRAMI-CANLI 15:00 DUDAKTAN KALBE 17:00 İKİNCİ BAHAR 18:15 EKİN OLCAYTO İLE ANA HABER 19:45 YABANCI SİNEMA HOLLYWOOD POLİSLERİ 21:30 YABANCI SİNEMA 23:30 HAYATIN RENGİ 01:20 YABANCI SİNEMA TEKRAR 02:40 YABANCI SİNEMA TEKRAR 04:10 DÜNYAYI GEZİYORUM TEKRAR 05:10 BOKS GECESİ 05:40 Benim Hala Umudum Var 06:45 Aşkın Bedeli 07:30 Bugün 09:00 Beni Affet 10:00 Melek 11:45 Hayat Sevince Güzel 13:15 Aşkın Bedeli 14:45 Benim Kuaförüm 16:30 Beni Affet 18:30 Star Haber 19:15 Deniz Yıldızı 20:30 Kaderimin Yazıldığı Gün 23:30 Yerli Dizi 00:15 Ütopya 01:30 Ver Fırına 02:30 Aramızda Kalmasın 04:30 Şeffaf Oda 05:30 Para Bende 06:30 Oynat Bakalım 07:15 Disney Çocuk Kuşağı 08:15 Magazin 08:45 Aramızda Kalmasın 11:45 Oynat Bakalım 12:45 Para Bende 14:00 Kaçak Gelinler 15:15 Ver Fırına (Yeni Bölüm) 17:00 Çok Güzel Hareketler Bunlar 18:30 Ütopya (Yeni Bölüm) 06:00 Geniş Aile GENİŞ AİLE 06:45 Günaydın 09:30 Alın YazımALIN 11:00 Bana Her Şey Yakışır 12:30 Gün Arası 13:00 Ben Bilmem Eşim Bilir 15:45 Evim Şahane 17:15 Arka Sokaklar 18:40 Baba Haber Bülteni 19:00 Ana Haber Bülteni 20:00 Küçük Ağa 19:55 FİLİNTA Televizyon tarihinin ilk Osmanlı Polisiyesi olan Filinta, adalet, dostluk, kardeşlik kavramlarını ortaya koyan bir dizi. İlim irfan sahibi Kadılar, adaletin kılıcını 600 yıl Devlet-i Aliyye-i Osmaniye'de taşımış, dünyanın en büyük imparatorluklarından olan Osmanlı İmparatorluğu nun yüzyıllar boyunca dirliğini sağlamış, toplumda huzuru ihtisas etmişlerdir. Filinta işte bu nedenle, Osmanlı nın temel gücü olan hukuka bir saygı duruşudur. Hikaye Galata Kadısı Gıyasettin Hatemi ve onun yetiştirdiği Galata Amiri Filinta Mustafa ekseninde geçmektedir. Mustafa oldukça zeki, maharetli, yakışıklı bir gençtir. Kendisi gibi öksüz ve yetim olan en yakın arkadaşı Ali ile birlikte zaptiye olarak görev yapmaktadır. 19:45 HOLLYWOOD POLİSLERİ Tür : Aksiyon, Gerilim, Komedi, Suç Yönetmen : Ron Shelton Oyuncular : Josh Hartnett, Harrison Ford, Jennette McCurdy, Lena Olin Senaryo : Ron Shelton, Robert Souza Harrison Ford Hollywood Polisleri nde bıkkın ama başladığı işin peşini bırakmayan usta dedektif Joe Gavilan karakteriyle bir kez daha hayranlarının karşısında. Mesleki yaşamının zirvesinde olmakla birlikte, Gavilan ın kişisel yaşamı hızla dağılmaktadır. Ortağı K.C. Calden ise (Josh Hartnett) soruşturmasını yürüttükleri mafya usulü büyük cinayetten ziyade ek işleriyle ilgilenmektedir: Yoga hocalığı ve aktörlük. 20:30 KADERİMİN YAZILIĞI GÜN Şirketten gelen fatura Kahraman ın bir kolye satın aldığını göstermektedir. Defne bu kolyenin kendisine değilse, kime alındığını merak etmektedir. Hedefte Elif vardır. Evine gider ve Defne kolyeyi Elif in boynunda görür. Üzerine saldırır. Elif bunun altında kalmaz. Bu arada Kahraman da babasına bebeğin alınmadığını söyler. Ziya bey havalara uçar. Diğer tarafta ise, Meryem, Kadir le yüzleşir. Yirmi yıllık bu yüzleşme çok sert olur. Meryem bu noktadan sonra ailesine yönelir. Konak Meryem in sesiyle çınlar.

bölge haberleri Bardakoğlu siyasete sıcak bakmıyor ANKARA - Ali Bardakoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, siyasetin dışında, hatta din ilimlerine mensup biri olarak siyasetin üstünde olduğunu defalarca kamuoyuna duyurduğunu belirtti. Siyasete gireceği yönünde haber ve yorumların belli aralıklarla kamuoyunun gündemine getirildiğini, son zamanlarda da bunun bir örneğinin yaşandığını ifade eden Bardakoğlu, İslam dünyasında ve çevrede dinle ilgili olup bitene karşı yaptığı değerlendirmelerin, çoğu da eleştirel nitelikteki tespitlerin akabinde böyle asılsız haberlerin üretildiğine dikkat çekti. Bu haberlerin üç sebepten kaynaklandığına işaret eden Bardakoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bazı kimseler bu tür objektif bakışların siyasete bir katkı olacağını ve iyi niyetlerinin sonucu olarak da benim siyasete girmemin yarar sağlayacağını düşünmüş olabilir. Ancak bu kimseler hayli azınlıkta. Asıl sebeplerden birinin, bir kesim kendi siyasetini güçlendirme ve geniş açılı, çok sesli ve kucaklayıcı bir projeye sahip olduğu yönünde kamuoyunu ikna etme adına ya da geçici bir durum ve stratejik bir hamle olarak siyaset dışı "Kütüphane" gibi mahkeme ANKARA - Ankara 10. Aile Mahkemesi, görülen aile davalarından çocukların etkilenmemesi amacıyla duruşma salonunda kütüphane oluşturdu. Kütüphaneden, çocukların yanı sıra kalem personeli, avukatlar ve diğer mahkeme çalışanları da faydalanıyor. Ankara 10. Aile Mahkemesi, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencilerinin işbirliğiyle, duruşma salonunda kütüphane oluşturdu. Kitaplar, ilk öğretim, lise ve üzeri şeklinde sınıflandırıldı. Okuma yazma bilmeyen çocuklar için de kitapların yanına boya kalemi ve boyama kağıtları konuldu. Yaklaşık bir yıldır devam eden uygulama kapsamında 200'den fazla kitap toplandı. Mahkemeye gelen çocukların yanı sıra kütüphaneden kalem personeli, avukatlar ve diğer mahkeme çalışanları da kitap alarak okumaya başladı. AA muhabirine açıklama yapan Hakim Nevin Birinci, aile mahkemesi hakimlerinin bazı davalarda çocukları dinleme görevi bulunduğu, mahkeme uzmanlarının da rapor hazırlamak için çocuklarla görüşmek zorunda olduğunu söyledi. Birinci, şöyle konuştu: "Çocukların, duruşma salonunda veya dışarıda, koridorlarda beklemesi aşamasında vakitlerini daha iyi geçirmelerini arzu ediyoruz. Anne, babalarının duruşma salonundaki sıralarını beklerken çocukların stres yaşamamalarını istiyoruz. Kitap okumayı sevdirmek, özendirmek adına böyle bir çalışma yaptık. Kitap seçme şansı da tanıyarak çocukların kitap almalarını istiyoruz. Bundan memnun olan pek çok çocuk olduğunu gördük." Görülen aile davalarından çocukların etkilenmemesi gerektiğini vurgulayan Birinci, adliyelere çocuklar için özel alanlar yapılmasının uygun olacağını kaydetti. isimleri onlara danışmadan veya karşı görüşte olduklarını bildikleri halde kendileriyle bağlantılı göstermeye çalışması olduğunu düşünüyorum. Bu siyaset ve haberciliğin öteden beri ciddi bir zaaf noktasıdır. İçinde biraz da şark kurnazlığı vardır. Ana sebeplerden biri de yaptığım açıklamaların bir kısmından rahatsız olan diğer bir kesimin, bunların sağduyuyla ortadan ve dışarıdan bir bakışla serdedilmiş görüşler olmasını kabullenemediği için olsa olsa karşı bir siyasi düşünce ve beklenti içinde yapıldığı yönünde kendini ve kamuoyunu iknaya yönelmesi. Hatta kamplaşan insanımız kendini rahatsız eden bir eleştiriyi iyi anlamak yerine karşı taraftan gelmiş düşmanca bir tavır veya stratejik bir hamle olarak görme kolaycılığına da kaçabiliyor." Bilim insanlarının her doğrunun yanında her yanlışın karşısında olduğunu vurgulayan Bardakoğlu, "Bilim insanı için kör dövüş sanatıyla ayakta duran siyasi çekişme ortamına dalmak, tam bir yok oluş anlamına gelir" dedi. Bardakoğlu, hem daha önce üstlendiği görevlerin gereği hem de bir bilim insanı olarak siyasi İZMİR - Türkiye, "Sahtecilik ve Korsanla Mücadele İçin İş Dünyası Hareketi" raporuna göre ilaçtan gıdaya, kozmetikten elektronik eşyaya kadar 10,8 milyar dolara ulaşan sahte ve korsan ürün pazarıyla Çin'in ardından bu alanda ikinci sırada yer alıyor. Üstelik bu rakama, kaçak akaryakıt ve sigara dahil değil. Devletin, kaçak sigara ve akaryakıta kaçak ve korsan ürünler eklendiğinde vergi kaybının ise 10 milyar doları bulduğu tahmin ediliyor. Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Ruhan Erdem ve Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Emre Cumalıoğlu, Türkiye'de mevcut yasaların yeterli ve caydırıcı olduğunu belirterek, "Çin'de idam cezası var örneğin ama dünya birincisi. Kanunla bağlantılı olarak görmemek lazım, ceza getirerek engelleyemezsiniz. Ekonomik ve kültürel nedenlerde sorunu aramak lazım. 'Kırmızı ışıkta geçmeyin' diyorsunuz ama geçiyor. Sorunun temeli, sosyal ve ekonomik durumla, vergi ödeme bilinciyle, eğitimle alakalı." dedi. Dekan Erdem, yalnızca Gümrük Muhafaza ekiplerinin 2014 yılında ele geçirdiği kaçak ürünlerin piyasa değerinin 1 milyar 584 milyon 787 TL olduğunu hatırlatarak, "Dünyanın birçok ülkesinde olmadığı kadar kanun maddesi var. Kaçakçılık Kanunu diye bir kanunumuz var. Olayları, kanunla bağlantılı olarak görmemek lazım. Polisiye tedbirlerle, ceza maddeleriyle çözmek zor. Mevcut sosyoekonomik sorunlar, vergi oranları, vergi ödeme bilinci, eğitimle alakalı. Kaçak malzemelerin ülkeye girişini engellemek önemli, yoksa failleri yakalayıp cezalandırmak bir çözüm değil. Bu tür suçlarda hapis cezasını tek başına yeterli görmüyoruz. Ekonomik suçlara ekonomik ceza ve hapis cezası, ikisi birlikte düşünülmeli. Akaryakıt, sigara, elektronik eşya, ilaç ve sağlık ürünleri, hormon, yılan zehri gibi birçok kaçakçılık çeşidi var. Hepsini tek bir kavram altında birleştirmek mümkün değil. Gümrük ve kaçakçılık kanunlarında çok sıkı yaptırımlar var ancak insanlar bunu tüm bunlara karşın göze alabiliyorsa sorun var demektir. Yalnızca hukukun çözebileceği bir durum değil." dedi. Kanuni olmamasına rağmen tütün dükkanlarının neredeyse bütün sokaklarda olduğunu kaydeden Erdem, "Yasal değil ama önlenemiyor. Asıl sorun vatandaşın tutumu. Fiyatını, sağlığa zararlı olup olmadığını ayırt edecek noktada değil. Kimse yasal olmayan ürünü almaktan çekinmiyor, asıl sorun burada. Vergi ödeme bilinciyle de alakalı. Milyarlarca dolar vergi kaybı var, en büyük sonucu vergi kaybı. Kaçakçılığın yoğun olduğu yerlere baktığımızda iç karışıklıklar olan sınırlarımızda olduğunu Eski Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, siyasete gireceği iddialarına ilişkin, siyasetin ve onun kazandıracaklarının dünyasında bir karşılığı bulunmadığını, şimdiye kadar yaptığı tüm değerlendirmelerin siyaset üstü olduğunu söyledi. nitelikte bir hesap ve tavır içinde bulunmasının mümkün olmadığını belirterek, "Biz tercihimizi öteden beri, insanları kamplaştırarak kendine kilitlemeye çalışan akıntılardan yana değil insanları kucaklayan, özgürleştiren, ayrılıkları onararak onlara rehberlik eden sağlıklı dini bilgiden ve bilimden yana kullandık. Onun için de bizim söylediklerimiz siyaset üstüdür, düzey olarak da öyledir" diye konuştu. Bardakoğlu, bugüne kadar yaptığı değerlendirmelerin kendine saygısı ve içinde yaşadığı çağa karşı sorumluluğunun gereği olduğunu ifade ederek, hiçbir siyasi beklentiye prim veremeyeceğini dile getirdi. Siyasetin saygın bir iş olduğunu söyleyen Bardakoğlu, "Ancak bizdeki şekliyle insanları ve değerleri aşındırıcı bir süreç. Bizim o düzlemde yerimizin olmaması gerekir" değerlendirmesinde bulundu. Bazı medya kuruluşlarının tavrını da eleştiren Bardakoğlu, "İster bir siyasi açılım, isterse imaj ve propaganda amaçlı olsun görüşüm ve onayım alınmadan siyasetle ilişkilendirilmeyi ve siyasete hevesli bir kimse olarak algılanmama yol açacak tarzda beyanları etik bulmuyorum" dedi. Türkiye'nin sahte ve kaçaktan zararı 20 milyar doları geçiyor görüyoruz. Özellikle bu suçların, başka suçlarla bağlantılı olarak işlendiği gerçeği gözardı edilmemeli. Mesela uyuşturucu madde kaçakçılığı, diğer suçlarla mutlaka bağlantılıdır. Terör, hırsızlık, insan kaçakçılığı, fuhuş gibi suçlarla iç içe geçmiştir. Sınır denetimleri sağlıklı yapılmalı." diye konuştu. Kaçak ürünlerle ilgili yalnızca kaçakçılık suçlarından değil, insan sağlığını tehlikeye atmak suçundan da işlem yapılabileceğini hatırlatan Prof. Dr. Erdem, "Yasalarımızda, insan sağlığına zararlı madde ticaretiyle ilgili hükümler de var. Bundan da ayrıca cezalandırılabilirler. Ayrıca alkol, sigara ve akaryakıt kaçakçılığı suçlarına verilen ceza alt sınırı 3 yıla çıkarıldı. Bu değişiklik, suçu işleyenlere hapis cezasının yolunu açtı. Yine yeni bir düzenlemeyle sigara kaçakçılarını yakalatanlara ikramiye verilmesi sağlandı." dedi. Sahte ve korsan ürünlerin sadece ülke ekonomisi için vergi kaybı değil, aynı zamanda markalar için de büyük bir sıkıntı olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Cumalıoğlu ise, "Fikri hukukun mantığı, eser sahibinin ürettiğini devam ettirmesi için haklar tanımak ama diğer taraftan da toplumun yeni fikirlerden uzak kalmamasını sağlamaktır. Toplumun menfaati ve eser sahibinin menfaati var, bunun için ortaya çıkmış. 50 yılda televizyon kuruluşları, yayıncılar, film ve müzik yapımcılarına da fikri haklarda yer verildi. Tabii ki bir başkasının emeğini çalanı savunmak mümkün değil ancak tüm yasalara karşın hala korsan problemi var. Hukuki yöntemler yeterli, uygulaması da yapılıyor, fikri ve sınai haklar mahkemeleri uzman ve davaları hızlı bir şekilde sonuçlandırıyorlar. İnsanlar korsana yöneliyorsa bu da gelişen teknolojiyle alakalı. İnternetten film, müzik, kitap indirmek, yapımcıların kârlarını azaltıyor. Teknolojinin daha da gelişimiyle birlikte, okuyucu-dinleyiciyle gerçek fikir sahibi arasındaki aracılar ortadan kalkacak, fiyatlar da makul seviyeye inecek ve korsan ihtiyacı olmayacak." dedi. (CHA) Fehmi KORU fkoru@gmail.com Nasrettin Hoca yı rahmetle analım 3 DÖRT ay sonra yapılacak seçimin teması erken belli oldu: Başkanlık sistemi... Önümüzdeki dört ayı, adayların kalitesi ve partilerin vaatleri gibi seçimlere özel konularda tartışarak geçirmeyeceğiz; cevabını arayacağımız soru tek: Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ın daha rahat ve çabuk hareket etmesini sağlamak istiyor muyuz, istemiyor muyuz? Eğer İstiyoruz dersek seçimde oyumuzu ona göre kullanacağız... Bunu sağlamak için, Cumhurbaşkanı Erdoğan, önümüzdeki dört ay boyunca, Anadolu da ziyaret edeceği illerde kalabalıklara teşekkür konuşmaları yapacak... Tayyip Erdoğan ın siyasette bugüne kadar neyi savunduysa kitlelerden destek aldığı malum; bazı konularda geri adım atmış olsa da, o durumlar, hemen aynı hizada duran partili kader arkadaşlarının uyarması yüzündendi. Erdoğan ın ayağına basan, eteğinden çeken, koluna vuran kişiler bu seçimle birlikte kenara çekilmiş olacak... AK Parti de yönetimde bulunanların seçimin başkanlık sistemi tartışmasına kilitlenmesinden rahatsızlık duydukları söyleniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ısrarla, Başbakan Ahmet Davutoğlu da bu konuda benim gibi düşünüyor, konuyu savunacak dediği halde... Partinin tereddüdü sistem tartışmasında halkın tavrıyla ilgili olmalı. Kamuoyu yoklamaları başkanlık sistemine halktaki ilgi ve desteğin çok zayıf olduğuna işaret ediyor; daha önce İyi olur diyenler bile kanaat değiştirmiş durumda. Cumhurbaşkanı Erdoğan ın il konuşmaları, bakalım, olumsuz kanaatleri tersine çevirecek mi? Geçmişte de ülkemizde tartışılmıştı başkanlık sistemi... Turgut Özal, siyasete atılmasından önce, ABD de yaşadığı dönemde gözlediği sistemin yararlarını ön planda tutan bir rapor hazırlayıp Süleyman Demirel e sunduğunu anlatırdı. Başbakanlığı sırasında da, Bize ABD tarzı başkanlık sistemi lazım dediğini biliyoruz. Süleyman Demirel de, başbakanlığı sırasında ne zaman sıkıntılar yaşasa, ABD deki sisteme atıfta bulunarak başkanlık sisteminin daha iyi olduğunu vurgulardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan onların yolunda... Sistemi savunurken, o da, ABD deki uygulamalara atıfta bulunuyor... Sistemi başkanlık sistemi haline getirirsek, ABD de olduğu gibi, başkan çok daha kolay karar verir ve verdiği kararları derhal uygulatabilirmiş... Mesela Merkez Bankası yönetiminin faizler ile enflasyon arasında kurduğu ilişkide ısrarcılığı, sistemi başkanlığa çevirdiğimizde işlemez, başkanın müdahalesiyle faiz oranları derhal indirilirmiş... Acaba? ABD Merkez Bankası nın (Federal Reserve, FED) direktörünü ve yedi yönetim kurulu üyesini dört yıllığına başkan seçiyor, ancak onun atamak istediği kişilerin Senato dan onay alması gerekiyor. Direktör her gelen başkanla değişmiyor; içlerinde değişik partilerden birkaç başkanı eskitecek uzunlukta, 30 yıl (William M. Martin) ve 20 yıl (Alan Greenspan) gibi uzun süreler o makamda bulunanlar var. Para politikalarını da ABD de başkan değil FED belirliyor. Zavallı başkan ABD de her istediğini Senato ve Temsilciler Meclisi nden geçiremiyor da... En önemli icraatı olan sağlık reformu için, Barack Obama nın, neredeyse üç yıl senatörler ve milletvekilleri üzerinde lobi yapması gerekti. Büyükelçi atamaları bile uzun pazarlıklar sonucu Kongre ye onaylattırılabiliyor; bazen geri döndüğü de oluyor atamaların... Bizde sistem tartışması sanki yanlış bir zeminde yürütülüyor gibi... Senatosu olmayan, Meclis e seçilenlerin halkla bağı seçimden sonra kopan, dengeleri oturmamış, denetleme mekanizmaları zayıf bir ülkede, başkanlık sistemi, herhalde ABD dekinden çok farklı çalışacaktır. Nasrettin Hoca nın Ben yaptım, ama ben de beğenmedim dediği kar helvası gibi olmasın da... 2 Şubat 2015/ HABER TÜRK KARDEMİR Genel Müdürlüğü'ne Mesut Uğur Yılmaz atandı KARABÜK - Karabük Demir Çelik Sanayi ve Ticaret AŞ (KARDEMİR) Genel Müdürlüğü'ne Mesut Uğur Yılmaz getirildi. Şirketin, Kamuyu Aydınlatma Platformu'na yaptığı açıklamada, yönetim kurulunun Genel Müdür Yardımcısı Metin Altan'ın vekaleten yürüttüğü genel müdürlüğe Mesut Uğur Yılmaz'ı atadığı belirtildi. Açıklamada, Yılmaz'ın atamasının yanında şirket organizasyon yapısında, genel müdürlüğe bağlı olan işletmeler genel müdür yardımcılığı ile ticari genel müdür yardımcılığının aynı şekliyle korunmasına, işletme teknolojileri ve yatırımlar genel müdür yardımcılığı yerine yatırımlar ve teknik hizmetler genel müdür yardımcılığının ihdasına, mali-idari işler genel müdür yardımcılığının iptal edilerek yerine mali işler genel müdür yardımcılığı ve insan kaynakları genel müdür yardımcılıklarının ihdasına, ihdas edilen insan kaynakları genel müdür yardımcılığı görevine Hakan Onur'un atanmasına karar verildiği kaydedildi. fkoru@htgazete.com.tr

4 ANKARA Ankara Dernekleri Federasyonu Ak Partili Nurdan Şanlı yı ağırladı Ankara Dernekler ÖZEL Federasyonu Genel HABER Başkanı Celalettin Uludağ, AK Parti Ankara Milletvekili Nurdan Şanlı yı konuk etti. Ziyarette, Federasyona bağlı çok sayıda derneğin başkanı ve temsilcisi de hazır bulundu. Federasyon Başkanı Celalettin Uludağ, kısa bir teşekkür konuşması yaparak, Ankara milletvekillerinin ve siyasetçilerinin Sivil Toplum Kuruluşlarıyla koordineli bir şekilde çalışmasının önemine değindi. STK LARIN ÖNEMİ Ak Parti Ankara Milletvekili Nurdan Şanlı da yaptığı konuşmada, STK ların siyasetçilerden yana en büyük şikayetlerinin seçimden seçime kapılarının çalınması olduğunu belirterek, Bu konuda STK ları haklı buluyorum. Ama gelin görün ki gelmek isteyen bu düşüncede olmayan çok sayıda Emniyet Müdürlüğü nden Başkan Güney e ziyaret Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Faruk Ünsal ve Ankara Emniyet Genel Müdürlüğü İkmal ve Bakım Daire Başkanı Kadir Yılmaz Belediye Başkanı Muhittin Güney i makamında ziyaret etti. Kızılcahamam Belediye Başkanı ASTOP Heyeti nden VALİLİK ZİYARETİ Ankara Sivil Toplum Kuruluşları Platformu Kurucusu ve Onursal Başkanı Veli Sarıtoprak ve İcra Kurulu üyeleri Ankara Valisi Mehmet Kılıçlar ı ziyaret etti. Toplumsal dayanışmanın, sivilleşmenin, demokrasinin gelişmesi, sivil toplum kuruluşlarının güçlenmesiyle mümkün olduğunu söyleyen Vali Kılıçlar; STK ların şehrimize kattığı ivmenin, başkentimiz için göz ardı edilemeyecek derecede önem arz ettiğini ifade ederken Özellikle güçlü sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarının verdiği enerjiyle Ankara, hedeflerine daha kısa sürede ulaşacaktır. dedi. Başkan Sarıtoprak, yaklaşık 3000 üyesi bulunan Ankara Sivil Toplum Kuruluşları Platformu olarak yapmış oldukları faaliyetler hakkında Vali Kılıçlar a bilgi vererek" Ankara da, hiçbir fark gözetmeksizin herkesi ortak bir amaç etrafında birleştirebilen bir platform çatısı altında faaliyet gösterebiliyor olmak, başarılı çalışmalar yapabilmek adına bize ayrı bir şevk vermektedir. dedi. Vali Kılıçlar, ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, Ankara için atılacak her tür olumlu adımın takipçisi olduğunu belirtti. ASTOP Başkan ve yönetim kurulu üyelerine bu nazik ziyaretten dolayı teşekkür etti. Muhittin Güney ziyarete gelen Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Faruk Ünsal ve Emniyet Genel Müdürlüğü İkmal ve Bakım Daire Başkanı Kadir Yılmaz a ziyaretlerinde dolayı teşekkür ederek Kızılcahamam da başlatılan çalışmalar hakkında bilgi verdi. HABER FOTOĞRAF KENAN ERGEN Bilindiği üzere, 195 sayılı Basın İlan Kurumu Teşkiline Dair Kanunun 5 inci maddesinin son fıkrasına istinaden Anadolu gazete sahiplerinin Basın İlan Kurumu Genel Kurulu na katılacak 3 temsilcisinin seçimi, Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü nün başarılı organizasyonuyla Ankara Ahmet Taner Kışlalı spor Salonu nda gerçekleşti. BYEGM yetkilileri, sabahın erken saatlerinde Anadolu nun dört bir yanından gelen delegeleri tek tek karşıladı ve seçimler hakkında bilgilendirdi. Açış konuşmasını Basın Yayın Enformasyon Genel Müdür Yardımcısı Uğur Eroğlu yaptı. Anadolu gazete sahiplerinin 3 temsilcisinin belirleneceği seçimlere Toplam 6 aday başvuruda bulundu. Bunlardan Kemal Kapaklı, Ak Parti Ankara Milletvekili Nurdan Şanlı, Ankara Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Celalettin Uludağ ı ziyaret etti. Ziyarette, Ankara ve Ankaralılık vurgusu yapıldı. vekil yoğun koşuşturma içinde kendilerine dahi vakit ayıramıyor. STK lar ile bölge milletvekillerinin istişare içerisinde olmasının önemli olduğunun farkındayız. Onların talep şikayet ve bilgilendirmeler sonucuwnda çalışma, proje ve hizmet ortaya çıkıyor. diye konuştu. ANKARA VE ANKARALILIK Ziyarette, AK Partili Şanlı, sivil toplum kuruluşlarının başkanlarının soru, istek ve önerilerini dinledi. Karşılıklı sohbet havasında geçen görüşmede, Milletvekili Şanlı ve STK başkanları Ankara ve Ankaralılık vurgusu yaptı. STK Başkanları, bölge milletvekillerinin ve siyasi partilerin il ilçe yöneticilerinin Ankaralı olması gerektiğinin vurgusunu yaptı. Ak Partili Nurdan Şanlı, Federasyon Başkanı Celalettin Uludağ ve ziyarette katılanlar günün anısına toplu fotoğraf çektirdi. Anadolu gazeteleri temsilcilerini seçti Basın İlan Kurumu nun Genel Kurulu na katılmak üzere Anadolu gazete sahiplerinden 3 temsilci seçildi. Seçime katılan 6 aday arasından Mehmet Nuri Kolaylı, Mustafa Arslan ve Şevket Erzen, 538 delegenin oyuyla göreve getirildi. Mehmet Ali Dim ve Yılmaz Karaca seçimlerin yapıldığı salona gelmezken, 538 delegenin oyunu alan Mehmet Nuri Kolaylı, Mustafa Arslan ve Şevket Erzen, yeniden seçimi kazandılar. Basın İlan Kurumu, Anadolu Gazete Sahipleri Temsilciliği görevine yeniden seçilen Mehmet Nuri Kolaylı, Mustafa Arslan ve Şevket Erzen, kendilerine destek veren tüm delegelere teşekkür etti. Kızılcahamam da cami ve ev temizliği AYŞENUR GÜRER- Kızılcahamam Belediyesi Ak Masa Birimi, cami temizlikleri ve ihtiyaç sahibi, yaşlı ve engellilere yönelik ev temizliği çalışmalarını sürdürüyor. Ak Masa Birimi ve Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü nün girişimleri ile, güçten düşen yaşlılarla fiziksel engellilerin kendilerine evlerinin temizlik işlerinde yardım talepleri üzerine harekete geçen ekipler ilk olarak dilekçeyle başvuran vatandaşların evinde temizlik hizmeti veriliyor. Diğer yandan İlçede bulunan 19 cami ve mescit temizliği ise haftada 1 gün olmak üzere temizlenmektedir. Kızılcahamam Belediyesi Ak Masa birimi tarafından yürütülen Cami ve vatandaşların evlerinde de temizlik yaptıklarını kaydeden Kızılcahamam Belediye Başkanı Muhittin Güney, Önceliğimizi evlerini temizleyemeyecek durumdaki vatandaşlarımıza vermekteyiz, Çünkü herkesin temizlikçi tutması kolay değil. Tüm malzemeleri getiriyoruz. Bu hizmetten vatandaşlarımızın mutlu olması bizi de sevindirdi dedi. Başvurulara göre günde iki eve giden temizlik ekibi evlerde ıslak kuru süpürge ile köşe bucak temizlik yapıyor, kirli giyim eşyaları da çamaşır makinesinde yıkıyor. Zaman zaman komşuların da destek verdiği çalışma sonunda evler tertemiz oluyor. Bunun yanında yine ekiplerimiz ilçemiz içerisindeki Camilerimizi haftalık olarak temizlemeye devam ediyor dedi. Çankaya Belediyesi nde HİZMET İÇİ EĞİTİM Çankaya Belediyesi personeli, eğitim sonunda sertifikalarını almaya hak kazandı. Mülkiyeliler Birliği ile ortaklaşa düzenlenen eğitimleri başarıyla tamamlayan 70 personel katılım belgelerini ve sertifikalarını Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen ve Mülkiyeliler Birliği Başkanı Erdal Eren in elinden aldılar. Stratejik Planlama, Performans Yönetimi ve İç Kontrol Eğitim Semineri ne katılan personel, 5893 sayılı Belediye Kanunu ile 5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu ve Kamu İdarelerinde Stratejik Planlamaya ilişkin usul ve esaslar hakkında yönetmelik uyarınca Çankaya Belediyesi nin bir dönem boyunca tüm etkinliklerine yön verecek uygulamanın yol haritasını da hazırlıyor. Çankaya Belediyesi nin gerçekleştirilebilir bir stratejik plan oluşturması için 4 gün süreyle Sayıştay Emekli Denetçisi Necip Turguter ve Mülkiye Baş Müfettişi Yavuz Selim Akkoç tan eğitim alan kurum personeline verilecek eğitimler aralıklarla devam edecek. Kamu yönetiminde verimliliğin artması için bu türden eğitimlerin önemine değinen Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, Önümüzdeki dönemde personelimizin eğitiminde farklılık yaratacağız. Onun için değerli eğitmenlerimize ve Mülkiyeliler Birliğimize teşekkür ediyorum. Bundan sonra da personelimizin eğitimi konusunda bu güzide kurumumuzla çalışmalarımız devam edecek diye konuştu. Eğitim faaliyetlerinin kalitesi ve geri dönüşümü konusunda ölçümlerinin son derece yüksek oranda bir başarı gösterdiğini belirten Mülkiyeliler Birliği Başkanı Erdal Eren ise Mülkiyeliler Birliği nin bürokratik ve akademik gücünü Çankaya Belediyesi yle paylaşmaktan mutluluk duyduklarını ve her zaman desteğe hazır olduklarını sözlerine ekledi.

ANKARA 5 Ekonomi Kulübü nün konuğu olan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Kulüp Başkanı Ercan Poyraz ın takdiminin ardından söz aldı. Büyükşehir Belediyesi nin gerçekleştirdiği projelerin kısa bir özetini yapan Başkan Melih Gökçek, yapımı devam eden Ankapark ın içinde 1200 e yakın oyuncağın olacağını kaydederek, Ankapark ın ziyaretçilerin ancak 3 günde gezebilecekleri devasa bir alan olduğunu söyledi. Başkan Gökçek, Ankapark ın tamamlanmasıyla 3 milyonu yurtdışından olmak üzere yılda yaklaşık 10 milyon ziyaretçi beklediklerini kaydetti. İnanç ve Tarih Müzesi ne ilişkin de kısa açıklamalarda bulunan Başkan Gökçek, müzenin Ferman Bölümü, Bilim Bölümü, Tarih Bölümü, Kutsal Emanetler Bölümü ve Çankaya'ya Pony Kulüp Çankaya Belediyesi, önemli mesire alanlarından biri olan Çansera da kurmaya hazırlandığı pony kulüple çalışmalarını bir adım öteye taşıyor. Yurtdışında çok yaygın olan; çocukların bedensel ve zihinsel gelişimi için sayısız faydaları olduğu araştırmalarla da ortaya konan pony kulüpler, başkentli çocuklara yeni ve eşsiz bir deneyim sunacak. 90 dönümlük Çansera da uygulanacak olan proje kapsamında manej alanı (at biniş alanı) ve barınma yeri de oluşturulacak. Böylece insan ve başka bir canlının (at) birlikte yaptığı tek spor Çankayalı çocuklar için hem eğlence hem eğitim imkanı yaratacak. Çocuk ve gençlerde liderlik ve kendine güven gibi duyguları harekete geçiren ve karakter gelişiminde önemli payı olan binicilik sporunun ilk adımı olan pony kulüpler bu anlamda hem eğlence hem de eğitim aracı olarak görülüyor. Başka bir canlıyla iletişimin çocuklarda empati (karşısındakinin ne hissettiğini anlama) duygusunu geliştirdiğini ve onları daha duyarlı bireyler olmaya sevk ettiğini söyleyen uzmanlar; boyları 150 santimetreyi geçmeyen küçük bir at türü olan ponylerin son derece uysal ve sevimli hayvanlar olduğuna dikkat çekiyorlar. Pony kulüplerde alınan eğitimin çocuklardaki güven eksikliğini giderecek doğal bir yöntem olduğunu vurgulayan uzmanlar at ile terapinin bedensel engelli çocukların tedavilerine olumlu katkı yaptığını da hatırlatıyorlar. Kur an Mucizeleri Bölümü nden oluşacağını ifade ederek, bölümlerde neler bulunacağını dinleyicilerle paylaştı. Başkent Ankara nın yükselen turizm değeri Termal Turizm konusuna da değinen Büyükşehir Belediye Başkanı Gökçek, Ankara nın 14 ilçesinde bulunan termal su, Ankara nın geleceğidir. Bu konuda iş adamlarını yatırım için bekliyoruz. Çok büyük avantajlar sağlıyoruz dedi. Gerekli yatırım yapılırsa termal otelcilikte Türkiye'nin lideri olan Afyon un geride bırakılabileceğini de sözlerine ekleyen Başkan Gökçek, ayrıca Arap işadamlarından içinde tıp, diş ve eczacılık fakültelerini barındıran dünyanın en büyük 4. hastanesinin Ankara ya kurulmasının sözünü aldığını belirtti. Akyurt ta yapımı planlanan fuar alanının Altındağlı çocuklar, Mucit Amca ile buluştu. Türkiye nin her yerinde öğrenciler için bilim gösterileri sergileyen ve çocukların bilimi tanıması ve sevmesi için icatlar yapan Mucit Amca lakaplı Melih Yalçıneli ve eşi Elçin Yalçıneli, Altındağlı çocuklara muhteşem bir gösteri sundu. Yunus Emre Kültür Merkezi nde gerçekleştirilen gösteride Altındağlı çocuklar sürprizlerle dolu ve çok heyecanlı anlar yaşadı. Çocukların da sanayi ve ticaret odalarından kaynaklanan sorunlardan dolayı henüz bitirilemediğini, AŞTİ nin Mamak ta Nata Vega yakınlarına taşınarak, AŞTİ nin Ulus civarındaki küçük esnafın yer aldığı bir alışveriş merkezine dönüştürüleceğini açıklayan Başkan Gökçek, Başkent e kazandırılacak yeni statlara ilişkin de müjdeler verdi. Eski Hipodrom alanı içindeki yapıların yıkılarak yerine spor kompleksi yapmayı düşündüklerini ifade eden Başkan Gökçek, Eskişehir yolu üzerine 42 bin kişilik ve Eryaman'a da 18 bin kişilik kapasiteli stadyum yapmayı planladıklarını söyledi. Ekonomi Kulübü Başkanı Ercan Poyraz ın, Ekonomi Kulübü rozeti, Ekonomi Kulübü kol düğmesi ile hat tablosu hediye ettiği Başkan Gökçek, daha sonra Ekonomi Kulübü ne yeni katılan üyelere rozetlerini taktı. katılımıyla interaktif bir biçimde gerçekleştirilen gösteri büyük beğeni topladı. Çok basit materyaller ve atık malzemelerle birbirinden ilginç bilimsel deneylere imza atan Mucit Amca ve Mucit Abla, sadece bir ip kullanarak gerçekleştirdikleri bilimsel gösteriyle Altındağlı çocukların hayranlığını kazandı. İp kullanarak çeşitli hayvan sesleri çıkaran mucitler, bu deneyle çocuklara ses ve titreşim ile ilgili unutamayacakları bir deneyim yaşattı. Deney, çocukların Ekonomi Kulübü toplantısına katılan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Başkent projelerine ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. AŞTİ, Mamak a taşınacak Adem Ceylan dan Ak Parti İl Başkanı Yamalı ya ziyaret Ak Parti Ankara İl Başkanı Mustafa Nedim Yamalı, Türkiye Belediyeler Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Adem Ceylan ı konuk etti. Samimi bir ortamda gerçekleşen ziyarette Adem Ceylan İl Başkanı Nedim Yamalı yı il ve ilçe kongrelerinde ki başarısından dolayı tebrik etti. Nedim Yamalı, Adem Ceylan a İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği döneminde Ankara ya yaptığı hizmetlerden dolayı teşekkür etti. Yamalı geçtiğimiz yerel seçimlerde Ankara Yenimahalle ilçesinde Ak Parti nin Belediye başkan adayı olan Adem Ceylan ı seçim döneminde gösterdiği üstün gayret ve çalışmalarından dolayı da tebrik etti. Altındağlı çocuklar BİLİMLE TANIŞTI da katılımıyla oldukça renkli bir hal aldı. Sonraki deneylerde de yine çocukların katılımıyla oldukça neşeli anlar yaşandı. Bir pet şişe, birazcık kolonya ve bir kibrit kullanarak yapılan roket, çocukları çok heyecanlandırdı. Yanlarında ebeveynleri olmadan asla yapılmaması tavsiye edilen deneyle, çocuklara yanıcı maddeler hakkında bilgi veren ve fizikteki etkiye tepki kuralını anlatan mucitler, çocuklara oyunlar aracılığıyla unutulmaz bir fen bilgisi dersi verdi. Altındağ da temizlik sürüyor Altındağ Belediyesi, çalışmalarına tüm hızıyla devam ediyor. Altındağ Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü, vatandaşlara çevre bilinci aşılamak için birçok önemli etkinliğe imza atıyor. Kadın Eğitim Kültür Merkezleri nde ve Gençlik Merkezleri nde temizlik seminerleri düzenleyen Altındağ Belediyesi, yaşanılabilir bir çevrenin temellerini atıyor. Altındağ Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü tarafından düzenlenen temizlik seminerleri tüm kadın eğitim ve gençlik merkezlerini kapsıyor. Altındağlılar bu seminerler sayesinde daha temiz ve daha sağlıklı bir hayatın kapısını aralarken Altındağ Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü nün hizmetleri hakkında da bilgi sahibi oluyor. Temizlik seminerlerinde sıra Karapürçek 2 Kadın Eğitim Kültür Merkezi nin oldu. Yaklaşık 100 kişinin katıldığı seminerde slayt eşliğinde yapılan sunumlar kadınların büyük ilgisini çekti. Altındağlı kadınlara seminer sonrası kokulu çöp poşeti verildi. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, temizliğe verdikleri önem üzerinde durdu. En güzel temizlik kirletmemektir parolasıyla yola çıktıklarını dile getiren Tiryaki, Altındağ Belediyesi olarak temizlik konusunda hiçbir fedakârlıktan kaçınmayacaklarını belirtti. Başkan Tiryaki, sağlıklı bir çevre oluşturmak için her geçen gün daha fazla çalışacaklarının altını çizerek Altındağ da her bir noktanın özenle temizlendiğini vurguladı. Toplumun, temizlik konusunda bilinçlenmesi gerektiğini ifade eden Tiryaki, Altındağ Belediyesi tarafından düzenlenen temizlik seminerleriyle bu konuda büyük mesafe kat Taşdelen, genç iş adamlarıyla buluştu Türkiye Genç İşadamları Derneği nin Sheraton Otel de gerçekleştirdiği toplantıya katılan Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, Ankaralı genç iş insanları ile buluştu. Taşdelen, iş dünyasının genç yüzlerine Çankaya Belediyesi nin hayata geçirdiği ve hedeflediği projeler hakkında bilgi verdi; onların görüşlerini dinledi. TÜGİAD Ankara Şube Başkanı Türker Naslı, Türkiye ye Yön Verenler başlıklı toplantıların gelenekselleştiğini ve bu toplantılar vasıtasıyla dernek üyelerinin sorunlarına da dikkat çekildiğini belirttiği konuşmasında, Çankaya deyince aklımıza pek çoğumuzun evinin, işyerinin de olduğu, aynı zamanda Türkiye nin de yönetim merkezi geliyor. Çankaya ne kadar gelişmişse, ülkemiz de o kadar gelişmiştir. Çankayalı ne kadar gülüyorsa Türkiye de insanımız da o kadar gülüyordur. Kısacası Çankaya Türkiye nin aynasıdır. Genç belediye başkanımızın da Çankaya yı hakkıyla yöneteceğine inanıyoruz dedi. Naslı konuşmasında gençlerin siyasette umut olduğunu ve genç iş insanlarının da parlamentoda yer alması gerektiğine vurgu yaptı. TÜGİAD Başkanı Ali Yücelen ise sözlerine Kar yağdığında sokakta gördüğümüz; her hangi bir olayda söyleyecek sözü olduğunu bildiğimiz genç bir belediye başkanımız olmasından mutluyuz, umutluyuz diyerek başladı. Genç siyasetçilerin etkin olduğu bir döneme girildiğini ifade eden Yücelen, Yunanistan seçimleri ve Alexis Tripras örneğini vererek, Türkiye de de radikal değişimlerin yaşanabilmesi için gençlerin siyasette yer alması ve öncü rol oynaması gerekiyor. Tüm siyasi görüşleri bir kenara atıp hakça paylaşımı ve tüm kazanımların ülkemizin tüm sosyal katmanlarının eşitçe paylaşımını sağlayacak bir düzenin gençler tarafından kurulacağına gönülden inanıyorum dedi. Gençliğin tüm dünyada umut olduğunu aktaran Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, Dünya geneline baktığımızda bir gençleşme görülüyor. Bunun tesadüf olmadığı kanaatindeyim dedi. 12 Eylül Darbesi nin Türkiye siyasetinin üzerinden bir buldozer gibi geçtiğini ve yaşanan travmanın genç nesillerin siyasete girmesinin önüne set çektiğini ifade eden Taşdelen, O döneme bakıldığında siyasetin ana unsurunun kavga ve çatışma olduğunu görüyoruz. Hala 12 Eylül Anayasası ile yönetilen Türkiye de gerilim ve kavga siyasetinin önüne de geçebilmiş değiliz. Bunu aşmanın önemli yollarından biri gerilim politikalarından uzak yetişen genç kuşakların siyasete girmesidir. Türkiye nin kavga ile kaybedecek zamanı yoktur. Demokrasi ve özgürlükten bahsederken ekonominin de özgürleşmesi gerektiğini kabul etmek zorundayız. Büyük bir ekonomisi ve tarihi misyonu olan Türkiye de demokrasi, kurum ve kurallarıyla doğru yönetilerek güçlenecektir diye konuştu.

6 ANKARA Yenimahalle Belediyesi, Yeni Kart projesi ile maddi durumu yetersiz ailelere sahip çıkıyor. Yeni Kart lı sayısı 3 bin 17 kişiye ulaştı Sincan da karne şenliği Sincan da yarıyıl tatiline giren öğrenciler karne şenliğiyle doyasıya eğlenip, yarışmalarda ter döktü. Sincan Belediyesi bir yandan ilçede düzenlediği animasyon etkinlikleri ile öğrencilerin güzel bir yarıyıl tatili geçirmelerini sağlarken diğer bir yandan da ilçenin dört bir yanında tiyatro ve söyleşiler düzenliyor. Karne Şenliğinde Pamuk Prenses, sevimli tavuk ve Mickey ile dans edip oyunlar oynayan minikler oldukça eğlenceli dakikalar geçiriyor. Yarıyıl tatili boyunca her gün iki okulda düzenlenecek olan Karne Şenliğinde kuklalar ve animasyon gösterilerinin yanı sıra yarışmalar da düzenleniyor. Sincan Kayalı Boğaz İlkokulundaki etkinliğe büyük ilgi gösteren minikler salonu doldurdu. Renkli anlara imza atılan etkinlikte öğrenciler; animasyon gösterilerinden kuklalara, yarışmalardan orta oyuna kadar pek çok etkinlikle buluştu. En renkli anlar ise yarışmalarda yaşandı. Öğrenciler yarışmalarda kıyasıya mücadele etti. Güzel dakikaların yaşandığı şenlik, öğrencilerin büyük beğenisi topladı. Yarışmada başarılı olanlara da Sincan Belediyesi hediyelerde dağıttı. Şenlikten çok memnun kaldıklarını söyleyen Ramazan Yılmaz; Şenlik bizler için çok güzel geçiyor. Hem arkadaşlarımızla birlikte zaman geçiriyoruz hem de etkinlikler sayesinde çok eğleniyoruz. Bu tatil geçirdiğim en güzel tatillerden biri oldu. dedi. Birbirinden güzel etkinliklerde çok eğlendiklerini belirten Fatih Duran ise, Çok eğlendim, Aynı zamanda yararlı bilgiler de edindim. İyi ki şenliğe katılmışım. Belediyemize ve bizimle burada ilgilenen herkese çok teşekkür ediyorum. dedi. Miniklere iyi tatiller dileyen Sincan Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tuna, öğrencilere tatil boyunca en az bir kitap okumalarını da tavsiye etti. Başkan Tuna, Her yıl Sincan ımızda Karne Şenliği yapıyoruz. Öğrencilerimiz bu etkinlikleri çok seviyor. Etkinliklerimiz ile öğrencilerimizin yeni ders dönemine daha dinç ve keyifli girmesini sağlıyoruz. Ailelerinde bu etkinliklerden memnun olması bizi çok mutlu ediyor. dedi. 31 Ocakta Taylan Araslı İlkokulu ve Cemal Yüksel İlkokulunda düzenlenecek olan Karne Şenliğine isteyen herkes ücretsiz olarak katılabiliyor. 5 yıldır devam eden proje ile Yenimahalle ilçe sınırları içerisinde ikamet eden ve maddi açıdan en alt ekonomik grupta yer alan ailelere yardım elini uzatan belediye, 3 bin 17 ailenin ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlıyor. Hiçbir sosyal güvencesi ve tapusu olmayan ailelerdeki evin hanımına verilen kartlarla, belediyenin anlaşmalı olduğu yerlerden gıdadan, giyime, yakacaktan kırtasiyeye kadar ihtiyaçları ölçüsünde iskontolu alışveriş yapılabiliyor. Yeni Kart'ın Türkiye'ye örnek olması gerektiğini belirten Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, bugüne kadar Yeni Kart projesini 93 belediye tarafından uygulanmaya başladığını söyledi. Yaşar, Bu kart ile ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza insan onuruna yakışır bir anlayışla destek oluyoruz. Yeni Kart ile vatandaşlarımız belediyelerin verdiğini değil istediğini, ihtiyacını alabiliyor ve hiç kimse böyle bir yardım aldığını bilmiyor. Bu parayla ihtiyaç sahibi ister gıda alır ister çocuğuna ayakkabı alır diye konuştu. Yeni Kart başvurusu için öncelikle başvuru formunu doldurması gerekiyor. Form doldurulduktan sonra kişi, muhtarlıktan alacağı fakirlik belgesi, Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan edinebileceği sosyal güvencesi olmadığını gösteren belge, kira kontratı ve Tapu Müdürlüğü'nden herhangi bir taşınmazının olmadığını kanıtlayan evrak ile ilgili birime gidiyor. Bu işlemler tamamlandıktan sonra başvuru incelemeye alınıyor ve herhangi bir engel görünmez ise komisyon tarafından onaylanıyor. Bu sürecin ardından kart, ihtiyaç sahibine teslim edilerek, kart sahibi her türlü gereksinimini bu karttan sağlayabiliyor. Gölbaşılı öğrenciler yüzme öğreniyor Gölbaşı nda okulların yarıyıl tatiline girmesiyle birlikte öğrencilere hızlandırılmış yüzme kursu dersi veriliyor. Gölbaşı Belediyesi tarafından, Rauf Denktaş Yarı Olimpik Kapalı Yüzme havuzunda açılan yüzme kurslarına okullarında yarıyıl tatiline girmesiyle birlikte çocuklar tarafından yoğun ilgi görüyor. Profesyonel yüzme antrenörleri tarafından çocuklara toplam 8 seansta hızlandırılmış yüzme kursu veriliyor. Yüzme kursundan toplam 200 öğrenci faydalanıyor. Ayrıca Gölbaşı Belediyesi Rauf Denktaş Yarı Olimpik Kapalı Yüzme Havuzu nda yılın 12 ayı devam ediyor. Şubat ayıdan yeni yüzme kursu kayıtları başlayacak. Gölbaşı Belediye Başkanı Fatih Duruay, Okulların yarıyıl tatiline girmesi ile birlikte yüzme kurslarını başlattıklarını ifade ederek, Çocuklarımıza ve gençlerimize, hatta yüzme bilmeyen yetişkin vatandaşlarımıza yönelik yüzme kurslarımız devam ediyor.ayrıca yüzme kurslarımız yılın 12 ayı boyunca devam edecek. Tüm Gölbaşılı hemşerilerimizi bekleriz dedi Görme engelli miniklere dershane Çankaya Belediyesi Engelsiz Dershane bundan sonra ilköğretim öğrencilerinin de başarı umudu olacak. Ankara daki üniversitelerle koordineli olarak çalışan Engelsiz Dershane de 150 gönüllü öğretmen görev yapıyor. Yapılan yeni düzenlemeyle 8-14 yaş aralığındaki 14 ilköğretim öğrencisi daha dershanenin sunduğu eğitim olanaklarından yararlanacak. Hafta içi okula giden öğrenciler, hafta sonu geldikleri Engelsiz Dershane de, üniversite öğrencisi gönüllü eğitmenlerle birlikte ders çalışıyor. Öğrenciler, okullarında zorlandıkları konuları tekrar etmenin yanı sıra ödevlerine ilişkin yardım da alıyorlar. Çankaya Belediyesi Görme Engelliler Spor Kulübü Başkanı Yusuf Sayyıdan, Engelsiz Dershane nin engelli öğrencilerin ihtiyaçlarını gözetmeyen eğitim sisteminde büyük bir boşluğu doldurduğunu belirtti. Sayyıdan, dershanelerinde artık ilköğretim öğrencilerine de eğitim veriyor olmaktan mutluluk duyduklarını ifade etti. Öğrenciler ve aileleri adına Çankaya Belediyesi ne teşekkür eden Sayyıdan, Çocuklarımız kendilerine olanak sağlanması halinde engelleri tek tek aşabilmektedir dedi. Nevin Gökçek Kızılcahamam da ŞENOL GÜNÜÇ- Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek in eşi Nevin Gökçek Kızılcahamam ı ziyaret etti. Ziyarete Nevin Gökçek in beraberinde; Selma Okuroglu Ankara Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı, Hatice Akgül Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı, Nazli Ergül Büyükşehir Belediyesi Başhukuk Müşaviri, Nurhan Mermer Aski Personel Daire Başkanı, Belma İlhan Anket À. Ş. Genel Müdürü, Devin Uğurlu SOS Vakfı Müdürü, Büşra Aldoğan Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı, Pınar Üstün Kentsel Dönüşüm Projelendirme Daire Başkanı katıldı. Kızılcahamam Belediye Başkanı Muhittin Güney in Eşi Ayşe Güney, Ak Parti Kadın Kolları Başkanı Fatma Yıldız, Belediye Meclis Üyesi Songül Ergelen tarafından karşılanan heyet Kızılcahamam da dolu, dolu bir gün geçirerek ilçeden ayrıldılar. Türkiye nin ilk kök hücre enstitüsü Mamak ta yapılıyor Türkiye nin ilk kök hücre enstitüsünün yapımı hızla devam ediyor. Protokolüne geçtiğimiz yıl Mamak Belediyesi ile Sağlık Bilimleri İleri Teknoloji Araştırma Vakfı nın imza attığı ve Türkiye ye kök hücrede sınıf atlatacak olan enstitünün proje alanı 60 000 metrekare. Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül: Böyle önemli ve stratejik bir yatırımı ilçemize, ülkemize kazandırıyor olmaktan çok mutluyuz. Kök hücre tedavileri modern tıpta her geçen daha da önemli hale geliyor. Üniversite tamamlandığı zaman kök hücrede çok detaylı çalışmalar yapılabilecek. Hem stratejik hem ekonomik olarak ülkemize tıp alanında çok şeyler katacak olan bu enstitü hızla tamamlanarak faaliyete geçecek dedi. Kök hücre araştırma merkezinde mühendislik, yaşam bilimleri ve tıp fakülteleri, farmakoloji, biyokimya, genetik, ilaç geliştirme, medikal cihaz teknolojileri, medikal jeoloji ve hücre tedavileri gibi bölümler bulunacak. Ayrıca merkezde dünyanın en gelişmiş temiz odalarından birisi yapılacak. Ülkemizde Trabzon ve İstanbul da olmak üzere iki tane ruhsatlı temiz oda bulunuyor. Bu merkezlerden farklı olarak burada kök hücre çalışmalarının yanı sıra adacık hücre çalışmaları da yapılacak.

7 EKONOMİ Hazır giyim sektörü içinde düğün ve özel günlere hitap eden gelinlik, damatlık ve abiye ürünlerinde ihracat, Ortadoğu'daki savaşlar ve Avrupa'daki krize rağmen artıyor. Sektörün başkenti sayılan İzmir'deki 150'ye yakın firma, 65 ülkeye gelinlik gönderiyor. Gelinlikte savaşa rağmen ihracat arttı İZMİR- TOLGA ALBAY - Avrupa'nın en önemli gelinlik, damatlık ve abiye fuarı olan IF Wedding Fashion Fuarı, bu yıl 4-7 Şubat tarihleri arasında 9'uncu kez kapılarını açacak. Moda ve hazır giyim sektörünün önde gelen markalarından temsilcilerin katılımının beklendiği fuarda 174 firmanın tasarımlarını sergileyeceği belirtiliyor. Fuarın organizatörleri arasında yer alan Ege Giyim Sanayicileri Derneği (EGSD) Başkanı Mukadder Özden, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İzmir'in tarihsel olarak gelinlik üretiminin merkezi olduğunu, hazır giyimin diğer alanlarındaki ihracat artışına paralel olarak gelinlik ve damatlık ihracatlarının da zaman içinde arttığını 9 yıl önce düzenlenmeye başlanan IF Wedding fuarıyla da sektörün kaderinin değiştiğine dikkati çekti. Geçmişte Almanya ve bir kaç komşu ülkeyle sınırlı olan ihracatın artık dünyaya yayıldığını, Orta Afrika'dan ABD'ye yayılan bir coğrafyaya ürün Türkiye de üretilen her 4 beyaz eşyadan 3 ü ihraç edildi KOCAELİ- ŞAHİN OKTAY - Türkiye, geçen yıl ürettiği 22,6 milyon beyaz eşyanın dörtte üçünü ihraç etti. Türkiye'nin en büyük ticaret ortağı Avrupa'nın resesyondan çıkması, beyaz eşya sektörünün geçen yılki üretim ve ihracat performansına olumlu yansıdı. İç pazar satışlarında ise kredi kartıyla alışverişe getirilen 9 ay taksit sınırlaması nedeniyle gerileme görüldü. İthal edilen beyaz eşya miktarında da ciddi düşüş yaşandı. Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD) verilerine göre, buzdolabı, derin dondurucu, çamaşır makinesi, kurutucu, bulaşık makinesi ve fırından oluşan 6 ürün grubunda 2013'te 21 milyon 940 bin 26 olan beyaz eşya üretimi, geçen yıl yüzde 3 artarak 22 milyon 595 bin 875'e ulaştı. Avrupa ekonomilerinin ekonomik durgunluktan çıkması, ihracatının büyük bölümünü bu bölgeye gerçekleştiren beyaz eşya sektörün yüzünü güldürdü. Sektörün geçen yılki ihracatı, önceki seneye göre yüzde 5,2 artarak 16 milyon 903 bin 600'e çıktı. Böylece, sektör ürettiği her 4 üründen 3'ünü yurt dışına satarak önemli başarıya imza attı. İthalat ise yüzde 26,9 azalarak 820 bin 557'e geriledi. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından kredi kartıyla alışverişe getirilen 9 ay taksit sınırlaması, satışlarını genellikle bu yolla yapan beyaz eşyacıların işlerini kötü etkiledi. 2014'teki bayi satışlarında önceki yıla göre yüzde 1,8'lik düşüş yaşandı. Ürün grupları bazında bakıldığında da en fazla üretim 6 milyon 658 bin 866 adetle buzdolabında gerçekleşti, bunu 6 milyon 307 bin 848 adetle çamaşır makinesi, 4 milyon 247 bin 37 adetle fırın, 3 milyon 483 bin 152 adetle bulaşık makinesi, 963 bin 64 adetle derin dondurucu ve 935 bin 908 adetle kurutucu takip etti. İhracatta ilk sırayı 4 milyon 766 bin 886 adetle çamaşır makinesi alırken, iç pazarın lideri ise 1 milyon 907 bin 562 adetle buzdolabı oldu. tasarlamaya başladıklarını söyleyen Özden, şu bilgileri verdi: "Gelinlik, abiye ve damatlık konusunda marka değeri olarak dünyada çok iyi bir noktadayız. İhracat performansı hazır giyimde her yıl yüzde 7-10 oranında artıyor. Gelinlik konusunda da benzer oranlarda bir gelişim sözkonusu. Bu işi basit ürünlerle öğrenmeye başladık ve giderek katma değeri yüksek ürünlere yöneldik. Birim başına katma değerimiz arttı. Gelinlikle de kilogram başına ihracat değerimiz 100 doların üzerine çıktı. İzmir'de 15'i büyük çaplı olmak üzere 150'ye yakın firmamız üretim yapıyor. Geçmişte Avrupa ülkelerinden kendilerine gönderilen koleksiyonları fason olarak dikerek ihracat yapan bu firmalar bugün artık satışlarının çok büyük kısmını kendi tasarımlarıyla yapar hale geldi. Gelinlikte modayı belirleyen bir ülke olma yolunda ilerliyoruz. Hedefimiz fuarın sağladığı avantajı iyi değerlendirerek İtalya ve Fransa gibi ülkeleri yakalamak." KONYA - ABDULLAH YILDIZ - Türkiye'nin ayçiçeği üretiminin yüzde 25'i, tohumluk ayçiçeğinin de yüzde 60'ının karşılandığı Konya'da çeşitli nedenlerle üreticiler mısır ekimine yöneliyor. Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Konya Şube Başkanı Celil Çalış (Sağda), AA muhabirine yaptığı açıklamada, geçen yıl Türkiye genelindeki 1 milyon 250 bin ton ayçiçeği üretiminin yaklaşık yüzde 25'inin ve tohumluk ayçiçeğinin yüzde 60'ının Konya Ovası'nda üretildiğini söyledi. Dünya ayçiçeği üretiminin yüzde 30 ila 35'ini karşılayan Ukrayna ve Romanya bölgesinde iklim değişikliği ve siyasi karışıklıklar nedeniyle 2012 yılında üretim azalması yaşandığını belirten Çalış, bunu başta Konya olmak üzere Türk çiftçisinin iyi şekilde değerlendirdiğini anlattı. Türkiye'de üretilen ayçiçeğinin bu dönemde çok ciddi gelir getirdiğini vurgulayan Çalış, "Umutlanan çiftçiler yoğun şekilde ayçiçeğine yöneldi. 2013'te bu bölgedeki daralma, hem iklimsel hem de siyasi koşulların değişmesi sonrası aşıldı. Üretim eski seviyelere çıkınca üreticimizin ürünü dünyada beklenen değeri bulamadı. O nedenle üreticiler ayçiçeğini yola dökme, yol kapatma gibi eylemler yapmaya kalktı" dedi. Ayçiçeğinde geçen yıl tonuna bin 475 ila bin 500 lira arasında fiyat açıklandığını hatırlatan Çalış, alım fiyatı ve desteklerin girdi maliyetlerini karşılayamadığını kaydetti. Çalış, ayçiçeği ekim alanının geçen yıl, bir önceki yıla göre yüzde 20 azaldığını ifade ederek, Ukrayna ve Romanya ile FRANKFURT - Almanya'da istihdam 2014 yılının aralık ayında önceki yılın aynı ayına oranla yüzde 1 artarak, 42 milyon 846 bin oldu. İstihdama katılan kişi sayısında 411 bin artış kaydedildi. Almanya Federal İstatistik Ofisi'nin (Destatis) yayınladığı geçici verilere göre, Almanya'da 2014 yılının aralık ayında istihdam, önceki yılın aynı ayına oranla yüzde 1 artarak 42 milyon 846 bine ulaştı. İstihdam edilenlerin sayısı 411 bin arttı. İstihdam artışı 2014 yılının ekim ve kasım aylarında da yıllık bazda yüzde 1 olmuştu. İstihdam 2014 yılının aralık ayında, kasım ayına oranla 217 bin kişi ve yüzde 0,5 geriledi. İhracatının önemli bölümünü Avrupa Birliği ve Ortadoğu ülkelerine yaptığını, son dönemde Avrupa'da yaşanan kriz nedeniyle sipariş miktarlarında azalma yaşandığını anlatan Özden, Ortadoğu'da yoğun ihracat yaptıkları pazarlarda da savaş nedeniyle duraksamalar görüldüğünü belirtti. Geleneksel pazarlarda yaşanan sorunlara rağmen ihracatın durmadığını bunda IF Wedding Fuarı'nın önemli payının bulunduğuna işaret eden Özden, "Fuara geçen yıl 65 ülkeden 19 bin profesyonel ziyaretçi geldi. Artık çevre coğrafyamızda bu sektörde bulunan herkes gelinlik damatlık veya abiye konusunda bir satın alma kararı vermeden önce İzmir'e gelerek fuarımızı ziyaret ediyor. Gelecek yıldan itibaren fuarda yabancı katılımcı oranını da artırmayı planlıyoruz. İzmir'i gelinlik konusunda dünyanın buluşma noktası haline getirmeyi hedefliyoruz" diye konuştu. Konya daki ayçiçeği üreticileri mısıra yöneliyor fiyatlar konusunda rekabet edilememesinin Türkiye'deki gübre ve mazot gibi yüksek girdi fiyatlarından kaynaklandığını dile getirdi. Nisan sonunda ayçiçeği ekimlerinin başlayacağını bildiren Çalış, şöyle konuştu: "Çiftçilerimiz her yıl Çiftçi Kayıt Sistemi'ne (ÇKS) ekim alanlarını önceden bildirmektedir. 2014-2015 üretim sezonu için de Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüklerine bildiriyorlar. ÇKS kayıtları ve çiftçilerden edindiğimiz izlenimlere göre üretim alanlarında geçen yıla göre yüzde 20 civarında azalma görülmektedir. Çiftçilerimiz, sulanan alanlarda üretilen ayçiçeğinden yoğun bir şekilde mısıra yönelmektedir." Çalış, ayçiçeği üreticisinin bu ürünü ekmeye devam etmesini sağlamak için girdi fiyatlarındaki spekülasyonların önlenmesi, havza bazlı ürün desteklemesinin yapılması ve dünya fiyat dengelerine göre gerekli prim desteğinin verilmesi gerektiğini sözlerine ekledi. Almanya nın istihdamında artış kaydedildi Mevsimsellikten arındırılmış istihdam ise geçen yılın aralık ayında bir önceki aya kıyasla 22 bin arttı. İşgücü anketinin geçici sonuçlarına göre, 2014 yılının aralık ayında 1,91 milyon işsiz belirlendi. 2013 yılının aralık ayına göre işsizlerin sayısı 2014 yılının aralık ayında 137 bin kişi ve yüzde 6,4 azaldı. Mevsimsel ve düzensiz etkilerden arındırılmış işsiz sayısı ise, 2,01 milyon olarak ölçüldü. Söz konusu etkilerden arındırılmış işsizlik oranı 2014 yılının aralık ayında yüzde 4,8 olurken, bu oran önceki yılın aralık ayında yüzde 5,1 olarak gerçekleşmişti. KARA CA İsmail KARA karozan@gmail.com İNSANLIĞIMDAN UTANIYORUM Şu çağda hayvanın hayvana etmediği zulmü, insan insana yapıyor. Bir yanda bir avuç çıkar için, çoluk çocuk demeden vahşice öldürülen insanlar, anasız-babasız, öksüz ve yetim kalan yavrular İnsan değil de canavar. İçim yanıyor, yüreğim kan içinde Suriye de, Filistin de, ya da başka bir yerinde dünyanın; oluk oluk akıtılan kanlar, hem de insan kanları Kanımı donduruyor. Aklımı başımdan alıyor bu manzara Bu mu yükselen teknoloji (bu mu fen)? Nerede, nereye gitti o medeniyet denilen? Akif in dediği zamanda Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar, şimdi bırakın dişi, çürümüş. Böyle fen de, böyle medeniyet de; yerin yedi kat dibine batsın! Utanıyorum insanlığımdan. Beni yok sayın insanlık ve medeniyet buysa İnsan, bu çağda yerdeki karıncayı bile üzmemeli oysa Nerede o düşünce, o fikir? * Eskisi kadar, Sevgiyle bakmıyor gözleri Köhne dünyanın, Küstü insanlara Bazen silkeliyor, Bazen boğuyor bizi sulara Hele kuşlar, hele kuşlar..? Eskisi kadar, Zevkle uçmuyorlar artık. O beyaz barış güvercinlerinin Rengi bile soldu. Eskisi gibi zeytin dalı Taşınmaz oldu. İnsanlar yesin diye birbirini, Mermi taşıyacaklar nerdeyse, Onlar bile öğrendi bizi Gül bahçesi etseydik keşke her yeri, Teknoloji ileri, İnsanlık, geri gidiyor geri Savaşıyoruz canavarlar gibi Sadece bakıyoruz uzaktan, Utanç içindeyim. Soruyorum dünyaya; Biz insan mıyız? İnsan değilsek, neyiz? Peynire tuz ve yağ ayarı geliyor ANKARA - Peynirlerin içerebileceği maksimum tuz oranı yüzde 35 ile yüzde 61 arasında değişen oranlarda azaltılacak. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü tarafından peynirin çeşidine göre, üretiminden tuz ve yağ oranına, etiket bilgilerinden muhafazasına kadar tüm standartları belirleyecek olan tebliğ taslağı, yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderildi. Sektör, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarından olmak üzere toplam 106 kurumun görüşü alınarak hazırlanan taslak, bugüne kadar Türk Standardları Enstitüsü tarafından hazırlanan standartlara göre yürütülen iş ve işlemleri genişleterek mevzuat kapsamına alıyor. Taslağa göre, üretildiği yerin ismiyle tanınan Diyarbakır Örgü Peyniri, Edirne Beyaz Peyniri, Erzurum Civil Peyniri, Erzincan Tulum Peyniri ve Ezine Peyniri gibi coğrafi işaret alan peynirlerin, hijyen, mikrobiyoloji ve katkı gibi konularda Türk Gıda Kodeksi hükümlerine uygun olması kaydıyla aldıkları tescile göre istisnai olarak üretimi yapılabilecek. Ülke genelinde yaygın olarak üretilen beyaz peynir, kaşar peyniri, tulum peyniri gibi peynirleri tanımlayan düzenlemeyle peynirler tam yağlı, yarım yağlı, az yağlı ve yağsız olmak üzere 4 grupta satışa sunulacak. Kuru maddede en az yüzde 45 yağlı olan peynirler, tam yağlı kategorisinde yer alırken, yüzde 45-25 yağlı olanlar yarım yağlı, yüzde 25-10 yağ içerenler az yağlı, yüzde 10 ve altında yağ içerenler ise yağsız şeklinde adlandırılacak. Daha önce kuru maddede en fazla yüzde 30 yağ içeren peynirler için kullanılan ve halk arasında "light" olarak da bilinen yağı azaltılmış ifadesi, yeni düzenlemeyle kuru maddede yüzde 25'in altında yağ içeren peynirler için kullanılabilecek. Bu ürünlerin yağ içeriği etiket bilgilerinde en az 3 milimetre yüksekliğinde punto karakterler kullanılarak yazılacak. Peynirlerin etiketinde veya ambalajında tüketicinin yanıltılmasına neden olan köy peyniri, geleneksel peynir, doğal peynir, çiftlik peyniri gibi ibarelere yer verilemeyecek.

8 BURSA- HALUK YÜKSEL - Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Yönetim Kurulu Üyesi de olan Ünlütürk, avrodolar paritesinin dolar lehine bozulması ve Türk ekonomisine yansımalarını AA muhabirine değerlendirdi. Ünlütürk, kendisinin de bir tekstil ihracatçısı olduğunu hatırlatarak, bu gözle baktığında bunun ihracatçılar için olumsuz bir dönem olduğunu söyledi. Türkiye'nin geleneksel olarak sadece tekstilkonfeksiyonda değil, bütün sektörlerdeki ham maddelerini dolarla aldığını, bunun yüzde 99 seviyelerini bulduğunu belirten Ünlütürk, şöyle konuştu: "Dünyada ham madde fiyatları dolarladır. Dolayısıyla tekstilciler de iplik, kumaş alırken, bir iş yaptırırken dışarıda dolarla para öderler. Şimdi çapraz kurun çok aleyhimize değişmesiyle yüksek bir dolar ve çok düşük bir avro ile yani çok daha fazla para ödeyerek, ham maddenizi alıp çok daha az cebinize Türk lirası karşılığı girecek ihracatı yapmak sıkıntılı. Bu anlamda ihracatçılar açısından olumsuz bir dönem olduğunu söyleyebiliriz. Kurlar çok hızlı değişiyor. Konjonktür çok hızlı değişiyor. Çok da uzun ve sürdürülebilir bir kur düzeni olduğunu düşünmüyorum." Ünlütürk, bu durumun çeşitli fırsat ve avantajları bulunduğunu ancak kurlarda bir denge gerektiğini ifade ederek, çok yüksek ve çok alçak olmasının ülke ekonomisinin lehine olmayacağını savundu. Belirttiği olumsuzlukların yanı sıra Türkiye için çok önemli bir pazar olan Avrupa Birliğinin ciddi bir büyümeme sorunu yaşadığını ve buradaki 3-4 ülkenin ekonomik krizlerle uğraştığını dile getiren Ünlütürk, şunları kaydetti: "Yani hem pazarımız canlanan, büyüyen bir pazar değil hem o pazara sattığımız avro ya da yabancı para, çok önemli ölçüde Türk lirası değer kazandığı için rekabet gücünü azaltmış durumda. Bu, şu anda ihracatçılar için çok cazip değil. Türkiye için cazip, hem petrol fiyatlarının düşmesi ama öte yandan dolar yükseliyor, o düşüşün bir kısmını dolarla verdik. Çapraz kurun değişmesi Türkiye için de çok cazip gözükmüyor. Bunlar makro dengelerdir ama bu yavaş yavaş tekrar normal bir dengeye gelecektir diye düşünüyorum." Ünlütürk, haziran ayında yapılacak genel ANKARA - GÖKSEL YILDIRIM- Maden Tetkik ve Arama (MTA) Genel Müdürlüğü, Doğu Karadeniz Metalik Maden Aramaları Projesi kapsamında Ordu'da sondaj yapacak. Alınan bilgiye göre, MTA, ülkenin yeraltı zenginliklerinin ekonomiye kazandırılmasına yönelik yeni sondaj çalışmaları yürütüyor. Kurum, bu çerçevede, Doğu Karadeniz Metalik Maden Aramaları Projesi kapsamında bir dizi çalışma yapacak. Ordu'nun Fatsa-Çatalpınar ilçelerindeki 2 ruhsat alanında, 500-1000 metre arasında değişen derinliklerde maden arama amaçlı 15 sondaj gerçekleştirilecek. Sondajdan önce envanter taraması, jeolojik ve jeokimyasal analizler yapılarak sahanın potansiyeli belirlendi ve yapılan çalışmalar değerlendirilerek sondaj yapılacak lokasyonlara karar verildi. KOCAELİ - ŞAHİN OKTAY - Türk ekonomisinin lokomotifi İstanbul, geçen yıl hazineye aktardığı 175,2 milyar lirayla devletin yüzünü yine güldürdü. 2014'te devletin kasasına giren her 100 liranın 41 lirasını bu kent karşıladı. Maliye Bakanlığının verilerinden derlenen bilgiye göre, devlet geçen yıl 81 il ve Merkez Saymanlığı'ndan toplam 425 milyar 758 milyon 290 bin liralık gelir elde etti. Bütçe gelirlerinin illere göre dağılımına bakıldığında İstanbul yine ilk sırayı aldı. Devlet, geçen yıl elde ettiği bütçe gelirinin yüzde 41,1'ine denk gelen 175 milyar 205 milyon 485 bin liralık kısmını bu kentten sağladı. Böylece devletin kasasına giren her 100 liranın 41 lirasını İstanbul karşılamış oldu. Ayrıca, Merkez Saymanlığı ile İstanbul, Ankara, İzmir ve Kocaeli dışarıda tutulduğunda geriye kalan 76 ilin devlete toplam katkısı 80 milyar 994 milyon 495 bin lira oldu. Buna göre İstanbul'un kamunun kasasına aktardığı meblağın 76 ilin sağladığı gelirin iki katından daha fazla olduğu belirlendi. Hazinenin ikinci büyük gelir kapısı olan Başkent Ankara, 2014'te kamuya 50 milyar 719 milyon 293 bin liralık kaynak aktardı. Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sedat Şükrü Ünlütürk, "Çapraz kurun çok aleyhimize değişmesiyle yüksek bir dolar ve çok düşük bir avro ile yani çok daha fazla para ödeyerek, ham maddenizi alıp çok daha az cebinize Türk lirası karşılığı girecek ihracatı yapmak sıkıntılı. Bu anlamda ihracatçılar açısından olumsuz bir dönem olduğunu söyleyebiliriz" dedi. Patronlar da döviz kurlarından şikayetçi Halı ihracatında yeni rekor KOCAELİ - ŞAHİN OKTAY - Halı sanayicileri, geçen yıl gerçekleştirdikleri 2,3 milyar dolarlık ihracatla tüm zamanların rekorunu kırdı. Dünya halı ticaretindeki payını her geçen gün arttıran Türkiye, yakın coğrafyada yaşanan ekonomik ve siyasi krizlere rağmen geçen yıl 2013'teki rekorunu kırmayı başardı. Türk halıcılar, Amerika'dan Avrupa'ya, Kuzey Afrika'dan Uzakdoğu'ya yüzlerce ülkeye halı sattı. İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri (İTKİB) verilerinden derlenen bilgiye göre, halı sektörü 2013 yılında 2 milyar 195 milyon 376 bin dolar olan ihracatını, 2014'te yüzde 7,3'lük artışla 2 milyar 354 milyon 635 bin dolara yükseltti. Sektörün lokomotifi konumundaki Gaziantep, ihracatını bir önceki yıla göre yüzde 7,3 oranında arttırarak 1 milyar 605 milyon 593 bin dolara çıkardı. Kent, Türkiye halı ihracatından yüzde 68,2 pay aldı. İstanbul, 513 milyon 441 bin dolarla ikinci sırada yer alırken, Uşak'tan 55 milyon 850 bin, Bursa'dan 34 milyon 186 bin, Denizli'den 27 milyon 837 bin, İzmir'den 26 milyon 874 bin, Kayseri'den 26 milyon 732 bin, Ankara'dan 13 milyon 205 bin dolarlık dış satım yapıldı. İLK 10 PAZARDAN 4'Ü ORTADOĞU ÜLKESİ Halı endüstrisinin geçen yıl en çok ihracat yaptığı ilk 10 pazarın 4'ünü Ortadoğu, 2'sini Avrupa ülkeleri oluştururken, Amerika, Uzakdoğu, Kuzey Afrika ve Avrasya'dan birer ülke yer aldı. 2014'te bir önceki yıla göre yüzde 15,6'lık artışla 371 milyon 985 bin dolarlık ihracat yapılan Suudi Arabistan en fazla ihracat yapılan ülke oldu. ABD, 271 milyon 983 bin dolarla ikinci sırada yer alırken, onu 197 milyon 476 bin dolarla Irak, 129 milyon 581 bin dolarla Almanya, 128 milyon 588 bin dolarla Libya takip etti. seçimlere işaret ederek, "Bir an önce seçimleri yapıp ileriye bakmayı bekliyoruz çünkü seçimler her durumda karar almayı, yapısal değişimleri zorlaştıran, haklı olarak, siyasilere hak vermek lazım, dönemler" ifadesini kullandı. Türkiye'nin 1,5 senede 3 önemli seçim yaşadığını anımsatan Ünlütürk, bu dönemin geride kalması ve hükümetin, açıkladığı programa uygun şekilde bütün dikkatini oraya vermesi gerektiğini anlattı. Ünlütürk, şöyle devam etti: "Çünkü yeni hükümet gerçekten olumlu bir program açıkladı. Kurulacak olan hükümetin de benzer, bunu takip edeceğini düşünüyoruz. O yüzden bir an önce işin politik kısmının geride kalıp, ekonomide çünkü beklemeyecek, öncelikli yapılması gereken işler var. Bütün odakların, dikkatlerin ekonomiye verilmesini bekliyoruz çünkü gerek işsizlik sayısı gerekse milli gelirimiz, büyüme hızımız, milli gelirimizde 5 senedir benzer bir yerde takılıp kalıyor olmamız, dikkat etmemizi gerektiriyor. Dolayısıyla bunlarla ilgili mutlaka yapısal, radikal işler yapılması lazım. Hükümetin de programında, niyetinde bunlar var. Seçimler aradan kalkarsa bunlar daha kolay yapılır diye bekliyoruz, ümit ediyoruz." MTA, Doğu Karadeniz de maden arayacak Geçen yıl 6 lokasyonda arama amaçlı sondaj gerçekleştirildi. Tüm bu veriler ışığında sahanın geliştirilmesi ve metalojenik provensinin ortaya çıkarılması amacıyla yeni lokasyonlar tespit edildi. Maden arama sondaj çalışmalarında 3 vardiyada toplam 5 mühendis, 17 işçi personel çalıştırılması planlanıyor. Proje kapsamında yapılacak sondaj çalışmaları 120-200 günde tamamlanacak. Proje için yaklaşık 1 milyon 500 bin lira kaynak kullanılacak. Bu işlemler sırasında önce üst toprak tabakası sıyrılıp, depolanarak muhafaza edilecek ve arama çalışmalarının sonlanmasını müteakip arazi düzenleme işleminin ardından en üste tekrar serilecek. Ruhsat sahasında açılması planlanan arama sondajlarında örnekler alındıktan sonra kuyu kapatılacak ve alan rehabilite edilecek. Devletin kasasını İstanbul doldurdu İzmir, devlete sağladığı 41 milyar 200 milyon 725 bin lirayla üçüncü sırada yer alırken, sanayi kenti Kocaeli 40 milyar 632 milyon 265 bin lirayla dördüncü oldu. Geçen yıl İstanbul, Ankara, İzmir ve Kocaeli ile Ankara'daki Merkez Saymanlığı'nın devletin kasasına aktardığı kaynağın toplamı bütçe gelirlerinin yüzde 77'sini oluşturdu. Diğer bir deyişle, devlet elde ettiği her 100 liralık gelirin 77 lirasını bu 4 kentten topladı. Bütçeye en az katkı yapan il ise 49 milyon 67 bin lirayla Hakkari olurken, onu 52 milyon 695 bin lirayla Bayburt, 67 milyon 346 bin lirayla Ardahan, 78 milyon 64 bin lirayla Tunceli, 88 milyon 695 bin lirayla Kilis, 97 milyon 783 bin lirayla Iğdır, 99 milyon 293 bin lirayla Gümüşhane, takip etti. Kocaeli, 24 bin 241 lirayla devlete kişi başına en fazla gelir sağlayan il oldu. Bu miktar 5 bin 553 lira olan ülke ortalamasının yaklaşık 5 katı olarak gerçekleşti. TÜİK verilerine göre nüfusu 14 milyon 160 bin olan İstanbul, hazineye kişi başı 12 bin 373 lira kaynak aktardı. Devlet, kişi başına İzmir'den 10 bin 145 lira, Ankara'dan 10 bin 53 lira gelir elde etti. EKONOMİ Vatandaş, konut kredisine devlet desteğinden memnun İSTANBUL- İlk defa konut sahibi olacakların, kullanacakları kredinin yüzde 25'lik peşinatı için bankada biriktirecekleri paraya devlet tarafından yüzde 15'e kadar katkı sunulacağının açıklanması, vatandaşlar tarafından memnuniyetle karşılandı. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun konut kredilerindeki yüzde 25 peşinatı biriktirmek için açılan hesaba devletin yüzde 15 katkı vereceği yönündeki açıklamalarını, vatandaşlar AA muhabirine değerlendirdi. Ev sahibi olmayan bazı vatandaşlar bu şartlarda ev almayı düşünebileceklerini belirtirken, evleri olanlar ise çocukları için bu imkandan yararlanabileceklerini ve şimdiden birikim yapmaya başlayacaklarını ifade etti. Gayrimenkul Danışmanı Ayhan Değer, ilk defa daire alacak vatandaşlara destek olmaya yönelik bu girişimi çok olumlu bulduğunu belirterek, zaten birikim yapmaya eğilimli insanların ev almak için bankada para biriktirmeye de sıcak bakacağını söyledi. Krediyle konut edinmek isteyenlerin peşinat için yapacakları birikime devlet tarafından destek sağlanmasının özellikle gençlerin ev sahibi olmalarını teşvik edeceğini aktaran Değer, "Daha dün açıklanmasına rağmen, iki gündür müşterilerimden olumlu izlenimler aldım. Çocuklarını, ev almayı cazip hale getirecek bu imkandan yararlanmaları konusunda teşvik edeceklerini söylediler. Bizim insanımız zaten önce bir ev sahibi olmak istiyor. Böyle bir imkan da sunulunca tabii ki çok olumlu bakacaklardır" diye konuştu. Bu uygulamanın doğal olarak mülke olan talebi de artıracağına işaret eden Değer, "Tabii, bu arada talep çok olunca belki fiyatlara da bu yansıyabilir. Zaten şu an yoğun olan talebin artmasının fiyatları da yükselteceğini tahmin ediyorum. Dolayısıyla bu uygulama piyasada bu haliyle var olan hareketliliği daha da yükseltecektir" dedi. Vatandaşlar da ilk defa ev sahibi olacaklara devlet tarafından yapılacak katkı hakkında olumlu kanaat bildirdi. Serhat Erkan, şu an kirada oturduğunu ve söz konusu teşvikle birlikte ev almayı düşünebileceğini dile getirdi. Erkan, "Güzel bir proje. İmkanı olanlara da tavsiye ediyorum. Başbakanımız, halkımız için, bizler için elinden geleni yapıyor. İnşallah hayırlısı olur" dedi. Ayşe Koçak, kendisinin de ev sahibi olmadığını, bu sayede devlet desteğiyle ev almayı değerlendirebileceğini kaydederek, bankada birikim için bir hesap açmayı düşündüğünü aktardı. Tülay Gürsoy ise ileride ev almayı düşündüklerini, bunun ev sahibi olmaları için iyi bir fırsat olduğunu belirtti. "Birikim yapmaya başlayacak mısınız?" sorusuna Gürsoy, "Tabii neden olmasın? İki tane çocuğum var. Onların ev sahibi olmalarını isterim. Devletin buradaki katkısı yüzde 15. Biz daha fazla bekliyoruz. Daha fazla katkı sağlanırsa daha iyi olur" yanıtını verdi. ABD de büyüme beklenenin altında WASHINGTON - ABD ekonomisi geçen yılın son çeyreğinde yüzde 2,6 büyüyerek beklentilerin altında performans gösterdi. ABD Ticaret Bakanlığı'nın bugün açıkladığı öncü verilere göre, ABD'de gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) 2014'ün son çeyreğinde yüzde 2,6 arttı. Geçen yılın ikinci ve üçüncü çeyreğinde sırasıyla yüzde 4,6 ve yüzde 5 büyüyerek son 11 yılın rekorunu kıran büyüme verisine ilişkin son çeyrek beklentisi yüzde 3 artış yönündeydi. Ülke ekonomisi beklentilerin altında kalan dördüncü çeyrek verisi ile birlikte 2014'de yıllık yüzde 2,4 büyümüş oldu. Hız kesen büyümede artan ithalatın yanı sıra düşen kamu harcamaları etkili oldu. Geçen yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 0,9 artan ithalat son çeyrekte ise yüzde 8,9 yükseldi. Öte yandan, önceki çeyrekte yüzde 4,5 olan ihracat artışı dördüncü çeyrekte yüzde 2,8'e geriledi. Üçüncü çeyrekte yüzde 10 artan kamu harcamaları ise son çeyrekte yüzde 7,5 azalarak, büyümeyi olumsuz etkiledi. Önceki çeyrekte yüzde 16 artan savunma harcamaları da dördüncü çeyrekte yüzde 12,5 düşüş gösterdi. GSYH'la katkıda bulunan kalemlerin başında ise tüketici harcamaları geldi. Geçen yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 3,2 yükselen tüketici harcamaları son çeyrekte yüzde 4,3 artarak son 9 yılın en iyi performansını kaydetti. Dayanıklı tüketim malı üretiminin de yüzde 7,4 arttığı görüldü. Veriler, ayrıca GSYH fiyat endeksinin beklentilerin oldukça altında kalarak yüzde 0,1 gerilediğini da ortaya koydu. Bir önceki çeyrekte yüzde 1,4 artan endeksin son çeyrekte de yüzde 0,9 artış göstermesi bekleniyordu. Ekonomistler, beklentilerin altında kalan büyüme verisini yavaşlayan küresel ekonominin ABD'yi etkilemeye başladığı şeklinde değerlendirirken, 2015'de büyümenin ortalama yüzde 3 civarında gerçekleşeceği öngörüsünde bulunuyor.

KÜLTÜR-SANAT KÜLTÜREL BOYUT Prof. Dr. Hayrettin İVGİN hayrettinivgin@gmail.com AKRABALIK- HEMŞEHRİLİK-MİSAFİR VE MİSAFİRLİK GELENEKLERİ Kişinin kan ve sıhriyet yoluyla bağlı bulunduğu yakınlarına, akraba adı verilir. Başta anne ve baba olmak üzere; çocuklar, halalar, teyzeler, amcalar, dayılar vb. yakınların hepsi, akrabalık kavramı içerisinde yer alırlar. Türkler akrabalık ilişkilerine çok önem veren bir millettir. Sosyal yardımlaşma ve dayanışma kan bağı olan akrabalık ilişkilerinde en üst seviyede olur. Aynı şehirden, memleketten ve köyden olan kimselere (hemşehri) denilir. Bazı yörelerde ve Türk Cumhuriyetlerinde (hemyerli), (yerdeş) de denilmektedir. Türk sosyal hayatında geniş bir yere sahip olan hemşehrilik kavramı, grup dayanışmasının kuvvetli bir unsuru olup mensubiyet ifade eder. Hemşehrilik duygusu insanları; ferdî, şahsî, benlikten uzaklaştırarak grup benliği fikrine ulaştırır. Belli bir grubun üyesi olma, o grubun bağlı olduğu değer hükümlerine ve normlarına bağlanmak suretiyle ben duygusu yerine biz duygusunu geliştirme olarak değerlendirilebilir. Yoğun uygulama alanını öğrenci gruplarında, yurtlarda, askerlikte, fabrikalarda, hastahane ve hapishanelerde bulan hemşehrilik değerinin nasıl bir birlik ve beraberliğe sebep olduğu bilinen bir gerçektir. Müşterek bir hayatın bütün özelliklerini aynı bölgede yaşayarak öğrenen hemşehriler arasında, kuvvetli bir dayanışma ve bütünleşme fikri ve yoğun bir birlik şuuru gelişir. Biz duygusu genelleşir, sosyal bütünleşmeyi mümkün kılar. Kültür faktörü bu insanları müştereklerde birleştirmek suretiyle benliklerini korumalarını sağlar. Komşuluk, ikamet yerine bağlı olarak, aynı mahalde müstakil birimler halinde yan yana ve üst üste yaşayan aileler arasındaki ilişkiye verilen addır. Dar anlamı ile bu tarif, aynı semt ya da mahallede yaşayan aileler arasındaki ilişkileri hatırlatırsa da, aile şartına bağlı olmaksızın işyeri ilişkileri de (dükkan komşuluğu), komşuluk kapsamına girer. Hatta geçici olarak ikâmet edilen bir mesire yerinde bile, yanyana barınmaktan hasıl olan yakınlıkta bir komşuluk ilişkisi sayılır. Bir mahalde (mahalle, köy, çarşı, işhanı, kamp vb.) yaşamak zorunda olan insanların, insanlar arasında barış ve huzuru istikrara kavuşturması bakımından komşuluk ve bu kavramın etrafında geliştirilen haklar ve ödevler bütünü, insan topluluklarının eriştiği en gelişmiş sosyal ilişkilerden biridir. Komşuluk ilişkisinde akrabalık ve kanbağı söz konusu değildir. Aynı ırk, inanç ve felsefeye bağlı olmak şartı da aranmamıştır. Sosyal mevkii ve tabii nitelikleri ne olursa olsun, iki bağımsız birim şeklinde yanyana yaşayan aileler (ya da insanlar) birbirinin komşusu sayılır ve sırf bu sebepten dolayı karşılıklı hak ve ödevleri kapsayan bir hukuk dairesine tâbi olurlar. Türk kültürünün egemen olduğu coğrafyada komşuluk ilişkileri, nitelik itibariyle sıcak, samimi ve teklifsiz bir ortama dayanır. Karşılıklı güven ve iyiniyet komşuluk ilişkisinin temelini teşkil eder. Komşuluk ilişkisi ilk temasla beraber başlar. Henüz taşınmakta olan komşunun yerleşmesinde, eşyasının nakline yardım edilir. İlk gün yemek pişirmelerine fırsat olmadığı düşüncesinden hareketle yeni komşuya yemek gönderilir veya yemeğe davet edilir. Ara sıra içecek şeyler ikram edilir. Yerleşme tamamlandıktan sonra uygun düşen ilk fırsatta aile halinde yeni komşuya hoşgeldin oturmasına gidilerek komşuluk ilişkisi pekiştirilir ve bu ziyaret esnasında iki komşu, birbirlerini daha yakından tanıma fırsatı bulurlar. Bu ziyaret, yeni komşu tarafından mutlaka yakın bir zamanda iade edilir. Komşunun akrabadan ileri olduğu düşüncesi, komşuluk ilişkisinin temeli sayılır; akraba ile belirli zaman aralıkları ile görüşebildikleri halde komşu, daima yanyana ve yüzyüze bulunan bir yakın olarak kabul edilir. Ailenin sıkıntılı veya neşeli olanları, ilk anda daima komşu ile paylaşılır. Seyrek aralıklarla pişirilen güzel yemeklerden komşuya da mutlaka tattırılması ihmal edilmez. Aile içinde alınması gereken önemli kararlarda, samimiyet ve yakınlık derecesine göre komşu ya da komşuların fikri sorulur. Ölüm, nişan, düğün, hac dönüşü, askere yolcu etmek, hastalık ya da tabii âfetler gibi olağanüstü hadiselerde dayanışmanın ilk halkasını komşular teşkil eder. Karşılıklı hediyeleşmek anlamına gelen yoklatma adeti, Anadolu da komşular için de geçerlidir. Komşuluk, pratikte kadınlar için zorunlu ve sürekli bir ilişki biçimidir. Erkeklerin işte olduğu gündüz saatlerinde komşu kadınlar genellikle yemek ya da sohbet amacıyla bir arada olurlar. Komşuluk ilişkisinin gelişmesinde bu bakımdan ev kadınlarının önemi ve kararı birinci derecede tayin edicidir. Komşuluk ilişkisinden doğan hukuk, bir komşu büyüğünün, sanki aileden biriymiş gibi sayılması sonucunu doğurur. Çocuk terbiyesinde komşu, bir aile üyesi imiş gibi -gerektiği yerde- ikazda bulunma hakkına sahiptir. Bu tip müdâhaleler hoş karşılanır. Misafir kelimesi, Arapça dan dilimize yerleşmiştir. Sefer kökünden gelir. Seyahat eden, seferi olan, yolcu, seyyah gibi anlamlara gelmekle birlikte, bu tarzda kullanışı daha ziyade Arapça ya mahsustur. Kelimenin Türkçedeki en güzel karşılığı mihman kelimesi ise, gündelik hayattan ziyade edebî metinlerde tercih edilen bir karşılıktır. Bazı Türk Cumhuriyetlerinde misafire konak denir. Aile üyeleri dışında, ailenin barındığı meskene, iyiniyetle ve belirli bir süre için ziyarete gelen herkese misafir denilir. Yakın akraba ve aile çevresinden kabul edilen kişiler, misafir statüsünde hürmet görmesine rağmen, bir samimiyet belirtisi olmak üzere misafir olarak değerlendirilmezler. Sen yabancı değilsin, misafir gibi davranma sözleri, bu yakınlığı belirtmek ve misafirin ev içinde daha rahat hareket etmesini sağlamak için söylenir. Bu durumda eve gelen ziyaretçinin misafir sayılması, onun pek özel bir hukuka tâbi olduğunu gösterir. Misafir her durumda kârda saygıyla karşılanan, evin en temiz ve özen gösterilen yerine (misafir odası) buyur edilen kişidir. Misafire gösterilen saygı ve nezaket, bir dizi uygulama ile kendini gösterir. Misafir karşısına temiz ve derli-toplu kıyafetle çıkılır. Hatırı sorulur, büyükse eli öpülür. İkramda bulunulur; kolonya, meşrubat, şeker, mevsimine göre şerbet ya da meyve suyu, çay, kahve yemek gibi yiyecek ve içecek sunulur. Çoğu kere misafirin itirazı kabul edilmeden ikramda ısrar edilir. Konuşma esnasında misafire öncelik verilir, sözü kesilmez, alaya alınmaz, sert ve haşin muameleye muhatap edilmez. Gideceği zaman, biraz daha kalması için ısrar etme geleneği de vardır. Kalktığında elbisesini giymesi için yardımda bulunulur, belli bir yere kadar misafire refakat edilir ve yeniden gelmesi temenni edilir. Türklerde sosyal yardımlaşma ve dayanışma da bu gelenekler önemli yer tutmaktadır. MEHMET NURİ PARMAKSIZ mehmetnuriparmaksiz@gmail.com AŞKA DAİR BENCİLEYİN SÖZLER Kimse kalbini, kimse aşkını, kimse kendini, kimse hüznünü büyük görmesin çünkü biz dahil her şeyin sahibi var. O hüznün diyarı, o herkesin büyüttüğü dünya var ya, gözümüzde olmalı yârin bir damla gözyaşı kadar. Bekleyenler yaşlanmaz, bekleyecek bir şeyi olmayanlar yaşlanır. Aslımız bir damla, bu yüzdendir deryayı özleyişimiz, her nefeste kalbin kalbini gözleyişimiz. Ey yâr! Bir mısranın sahibini özlediği gibi özledim ben seni. Aşkın bir tarafı susmak, diğer tarafı hasrettir. Ölümün içindeki ölümün adı yârdır. Göz gözü özler, öz özü... Ruhumuzun ve gözlerimizin hükümdarına ait değilse neylesin kalp gönlümüzü delip geçmeyen öylesine söylenmiş bir sözü. Yorulmamalı insan nefsiyle ve hasretiyle savaşmaktan, âşık olan korkmaz ki dağları aşmaktan. Asıl korkmamız gereken aşka inancımızı kaybetmek, asıl korkmamız gereken isyana düşmek Ruhun ölümsüzlüğü mutlak, hasretin varlığı gerçek lakin özlemin dikenlerinden derebilirsek gülleri ve sermayemizin gönül olduğunu unutmadan yaşayabilirsek aşkı ancak o zaman sergüzeştimizi anlatabiliriz. Ben senin konuşan, sen benim susan tarafımsın yâr! Kalbimin ellerinden tutar mısın yâr? Ne düşmeme izin ver, ne üşümeme... Kalbimdeki aşka and olsun ki, ellerimin coğrafyası, gözlerimin 9 Suriyeli çocuklar savaşın izlerini sanatla atacak Dezavantajlı bölgelerde ilköğretim çağındaki çocukların sosyalleşmesini ve yeteneklerini ortaya çıkarmayı hedefleyen SosyalBen Derneği, bu kez elini Suriyeli çocuklara uzattı. Dernek, 400 Suriyeli çocuğun zihinlerine kazınan savaş psikolojisini sanatla silmeye çalışacak. WASHINGTON - ABD'nin başkenti Washington'da, Beyaz Saray önünde Down sendromlu öğrencilerin çektiği resimlerden oluşan sokak sergisi açarak bu çocukların hayal dünyalarını yansıtan SosyalBen üyeleri, çalışmalarını ve bir sonraki hedeflerini AA muhabiriyle paylaştı. Bahçeşehir Üniversitesi'nde bir öğrenci kulübü olarak ortaya çıktıktan sonra dernek haline geldiklerini belirten SosyalBen Derneği Kurucusu ve Başkanı Ece Çiftçi, amaçlarının 7 ila 13 yaş arası çocuklara resim, müzik, dans, fotoğraf, tiyatro, satranç, teknoloji, masa tenisi, takı tasarımı gibi atölye dersleri vermek, bu sayede çocukların kişisel gelişimlerini desteklemek, ufuklarını genişletmek, kendilerine güven kazanmalarını, paylaşımcılık ve toplumsal yaşamı öğrenmelerini sağlamak olduğunu söyledi. Çiftçi, bugüne kadar Şanlıurfa, Giresun, Çorum gibi Anadolu'nun çeşitli illerden Makedonya, Gambiya ve Kamboçya gibi ülkelere varıncaya kadar birçok noktada yüzlerce çocuğa atölye eğitimleri verdiklerini aktardı ve bir sonraki hedeflerinin Suriye'deki iç savaştan kaçarak Türkiye'ye sığınmış ailelerin ilköğretim çağındaki çocukları olduğunu söyledi. Suriyeli öğrencilerin hem savaşın izlerinden kurtulmalarına yardımcı olmak hem de sosyal becerilerini geliştirmeye yönelik Gaziantep, Şanlıurfa ve İstanbul'da çeşitli sanat alanlarında atölye çalışmaları yapacakları anlatan Çiftçi, hedeflerinin ilköğretim çağındaki 400 civarındaki Suriyeli çocuğa ulaşmak olduğunu kaydetti. Çiftçi, savaştan kaçan bu çocukları psikolojilerini göz önünde bulundurarak 6 aylık eğitime almayı planladıklarını, öğrencilerle daha iyi iletişim kurmak için eğitimlere başlamadan önce hem Arapça hem de psikoloji dersleri alacaklarını kaydetti. Suriyeli çocukların eğitimlerinin gönüllü 150 üniversite öğrencisi tarafından verileceğini belirten Çiftçi, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çocuklar için en büyük zorluk psikolojik süreç olacak ve biz de onun üzerinden sanatla gelmeye çalışacağız çünkü sanat, müzik veya herhangi sosyal bir aktivite, onların kendilerini keşfetmelerine ve özgüvenlerini güçlendirmelerine yardımcı olacak en iyi yol. Hedefimiz Suriyeli Ahmet Adnan Saygun adına müzik festivali düzenlenecek İZMİR - İzmir kültür sanat hayatı, ünlü besteci Ahmet Adnan Saygun adına düzenlenecek yeni bir müzik festivaliyle renklenecek. İzmir Büyükşehir Belediyesi, ünlü besteci Ahmet Adnan Saygun'u, adını taşıyan sanat merkezinin ardından düzenlenecek müzik festivaliyle yaşatacak. "Saygun Müzik Festivali" adıyla bu yıl ilk kez 2-9 Şubat tarihlerinde Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde düzenlenecek festival, dünyaca ünlü piyanistler Fazıl Say, Gülsin Onay, Jean Bernard Pommier, Emre Şen, Mauricio Vallina ile aynı zamanda orkestra şefliği yapan İbrahim Yazıcı'yı ağırlayacak. Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi Büyük Salon'da 2 Şubat Pazartesi günü saat 19.30'daki açılış konseriyle başlayacak. Ludwig van Beethoven'ın tüm piyano konçertolarının seslendirileceği açılış konserinde, şef İbrahim Yazıcı yönetimindeki Ege Sanat Senfoni Orkestrası, piyanistler Emre Şen, Gülsin Onay, Mauricio Vallina, Jean Bernard Pommier'e eşlik edecek. Festivalin ikinci gününde ise piyanist besteci Fazıl Say, saat 20.00'de başlayacak konserle İzmirli sanatseverlerle buluşacak. Festival, Devlet Tiyatrosu, Opera ve Bale Çalışanları Vakfı'nın (TOBAV) katkılarıyla genç piyanistlerin yeteneklerin sergileyeceği yarışmaya da ev sahipliği yapacak. Yurt içi ve yurt dışından çok sayıda katılımcının başvurduğu ve Gülsin Onay, Jean Bernard Pommier, Emre Şen, Mauricio Vallina ve İbrahim Yazıcı'nın jüri üyeliği yapacağı Saygun Müzik Festivali Piyano Yarışması'nda, 11-17 ve 18-24 yaş kategorilerindeki değerlendirme sonucunda, ilk üç derecenin yanı sıra mansiyon ve en iyi Türk eseri yorumu özel ödülü verilecek. Festivalin son kanser programı da yarışmada finale kalan genç piyanistlerin katılımıyla 7 Şubat Cumartesi gerçekleşecek. Konserde, genç piyanistlere şef İbrahim Yazıcı yönetimindeki Ege Sanat Senfoni Orkestrası eşlik edecek. Saygun Müzik Festivali ayrıca 9 Şubat'a kadar piyano eğitimi alan öğrenciler ile piyano bölümü mezunlarına, dünyaca tanınmış piyanistler Emre Şen ve Edna Golandsky ile çalışma fırsatı sunacak. Festivalde "ustalık sınıfı" adıyla yer alan etkinlikle piyanist adayları bilgi ve deneyimlerini artırarak, müzikal anlayışlarını geliştirme imkanı bulacak. öğrencilerin arasından başarılı ve ünlü sanatçılar, müzisyenler veya ressamlar yetiştirmek". Çiftçi, Beyaz Saray önünde açtıkları sergide de down sendromlu öğrencilerin imkan sunulması halinde neler yapabileceklerini göstermeye çalıştıklarını dile getirdi. Çiftçi, down sendromlu öğrencilerin üç haftalık fotoğraf atölyesinin ardından çektiği bu fotoğrafları nisan ayında New York ve Washington'da açık artırmayla satarak derneğe yaklaşık 10 bin dolarlık bir yardım elde etmek istediklerini ifade etti. Bu yılın Çukurova Ödülü, Yaşar Kemal e verilecek ADANA - 9. Uluslararası Çukurova Sanat Günleri nin (UÇSG) düzenleyicisi Çukurova Sanat Girişimi, bu yılın Çukurova Ödülü nü Yaşar Kemal e verilmesi kararı aldı. Ödül, büyük yazara 18 Mart Çarşamba akşamı Adana da düzenlenecek törenle sunulacak. Çetin Yiğenoğlu, Mehmet Karasu, F. Saadet Bilir den oluşan Seçici Kurul, 2015 Çukurova Ödülü nün Yaşar Kemal e sunulmasına karar verdi. Seçici Kurul, önceki yıllarda Nihat Ziyalan, Taha Toros, Ayla Kutlu, İpek Ongun, Erman Artun la Ülkü Tamer e verilen Çukurova Ödülü nün 2015 te Yaşar Kemal e sunulma gerekçesini şöyle açıkladı: "Her yazarın bir Çukurova sı var diyen Yaşar Kemal, yerelden aldığı güçle Toroslar ı aşan evrensel bir yazarımızdır. Çukurova özelinde Anadolu halkının sözünü, sesini, kültür sanat değerlerini araştırarak ortaya çıkardığı güçlü ezgiyi dünya halklarının belleğine kazımıştır. Bu, güzelliğiyle, çirkinliğiyle, acısıyla, ırgatının, ağasının, ovaların, bağrına bastığı sayısız varlığıyla dağların, derelerin, kırların, ağaçların, bütünüyle bu halkın, bu yurdun ezgisidir gerçekte. Büyük Ustamızın, öykü, roman, mitlerle örülmüş destansı roman, şiir, röportaj, deneme-derleme, çocuk romanı türündeki düzeyli yapıtlarıyla yaşadığı yöreye bağlılığı, ilk kez UÇSG kapsamında betimlenen 3. Delta Tezi yle de örtüşmektedir. Sanatın her zaman halk için yapıldığını, yapılması gerektiğini savunarak Edebiyat halkla birlikte yapılır, dediği için 9. UÇSG nin Sanat ve Toplumsallık ismi verilen izleğinin belirlenmesinde de yol gösterici olmuştur. ÇSG tarafından sunulan Çukurova Ödülü 2015, eylemini insanlık adına sürdüren, yazın ışığımıza Çukurova adına gecikmiş bir teşekkürdür." (CHA) deryası, kalbimin sükûtunda nefes alan nabzımsın yâr! Ancak ruhumuzu sevda salıncağında mahşere sallayan aşkla cennet olur kalp adlı diyar. Yarın, gül kokularına; yarın yârin içindeki yâre çağırır beni. Bir mumun pervaneyi, bir pervanenin mumu kucaklayışına sakladım beni. Aşkın nefesi hasret, ruhu vuslatsa; dualarımızla erimeli ölüme koşan ömrümüz içindeki özlem her akşam. Ey sevgili! Can mülkünü sahibine, aşka kurban etmişim. Bir âşığın bundan âlâ isteği ne olabilir ki? Aşkın tunç kapıları her şeye rağmen sevebilenler için açıktır. Aşktaki ilgisizlik kuraklık, ilgi kırkikindi yağmurlarına benzer. GÜNÜN DÖRTLÜĞÜ Hasret dokuyan gönlüm vuslat motifli kilim, Yaradan a işaret aşkı arayan ilim. Mahşere dek arzular ertelense ne olur? Şükrüne teslim olur, duâyla büyür dilim.

10 ANKARA - Türkiye'de obeziteyle mücadele için çocukluktan başlayarak, sağlıklı beslenme faaliyetlerinden bilinçlendirme çalışmalarına, riskli bireylerin izlem ve tedavisinden, fiziksel aktiviteye kadar birçok tedbir alınacak. Sağlık Bakanlığının program koordinatörlüğündeki ''Sağlıklı Yaşam ve Hareketlilik Programı Eylem Planı''na göre, Türkiye'nin 6-11 yaş kilolu ve obez nüfus oranı 2018'e kadar yüzde 22,9'dan yüzde 21,1'e, 19 yaş ve üzeri obez nüfus oranı ise yüzde 30,3'den yüzde 25'e düşürülecek. Plana göre, örgün eğitim alan bireylerin obeziteye ilişkin farkındalığının artırılması amacıyla eğitim programları, eğitim modülleri, kitap, broşür, afiş, faaliyet-boyama kitapları, video film gibi materyaller geliştirilecek. 3-6 yaş ve ilköğretim çağı çocukları için egzersiz programları geliştirilecek ve uygulanması sağlanacak. Ortaokul ve lise öğrencilerinde obezite araştırması yapılacak. ''Türkiye'ye Özgü Beslenme Rehberi'' ve ''Ulusal Fiziksel Aktivite Rehberi'' güncellenecek ve tanıtımı yapılacak. Ortaöğretim öğrencilerine yönelik obeziteyle mücadele konularında seminer, konferans, panel, yarışma gibi faaliyetler düzenlenecek. Okul hemşireleri ve toplum sağlığı hemşireleri için obezite ANTALYA - 21 yaşındaki Osman Koç, günde 80-90 kilometre bisiklete binerek 8 ayda 133 kilodan 92 kiloya düştü. Antalya'da yaşayan mermer ustası Osman Koç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, doğuştan kilolu olduğunu söyledi. Yaşıtlarına göre her zaman kilosunun fazla olduğunu dile getiren Koç, okula gittikten sonra bunun sıkıntılarını daha fazla yaşamaya başladığını belirtti. Sosyal çevresinde de sıkıntılar yaşadığını anlatan Koç, 20 yaşına girdiğinde 130'lu kilolara ulaştığını kaydetti. Günde ortalama 4 ekmek, her hafta en az 2 kilo tatlı yediğini ifade eden Koç, sürekli fast food tarzı beslendiğini, doyum hissini hiç yaşamadığını vurguladı. Bir gün tartıya çıktığında 133 kiloyu görünce zayıflamaya karar verdiğine işaret eden Koç, şöyle konuştu: "Arkadaş çevrem ve ailem zayıflamam için baskı yapıyordu. Zayıflamaya karar verdim ancak ameliyat olmak istemiyordum. Daha önce ara sıra bindiğim bisiklete daha sık binmeye başladım. Günde 80-90 kilometre bisiklet sürdüm. Hafta sonu kentteki bisiklet topluluklarının turlarına katıldım. Böylece hızla kilo vermeye başladım. Hiç diyet yapmadan 8 ayda 41 kilo verdim, 133 kilodan 92 kiloya düştüm." Koç, 17 kilo daha verip 75 kiloya inmeyi hedeflediğinin altını çizerek, "Herkese bisiklete binmeyi tavsiye ediyorum. Bisiklet olmasaydı bu ve diyabet konusunda uzaktan eğitim modülü geliştirilecek. İlk, orta ve lise müfredatında obeziteyle ilgili gerekli görülen değişiklikler yapılacak. Öte yandan çocukluk ve ergenlik dönemindeki bireylere yönelik sağlıklı beslenme programları Bisiklet sürerek 41 kilo verdi kadar kısa sürede sağlıklı bir şekilde kilo veremezdim" dedi. Her şeyi bisiklete borçlu olduğunu dile getiren Koç, bisikleti artık bir parçası gibi hissettiğini söyledi. Önceki fotoğraflarını görenlerin (Bu sen misin) diye sorduklarını belirten Koç, "Ben bile bazen kendimi tanıyamıyorum" ifadesini kullandı. Kilo verdikten sonra daha sosyal bir insan haline geldiğini vurgulayan Koç, zayıflamasıyla kız arkadaşlarının kendisine karşı davranışlarının değiştiğini kaydetti. Koç, zayıflamasını sağlayan bisiklet sporunda profesyonel bir şekilde ilgilenmek istediğini sözlerine ekledi. SAĞLIK Obeziteyle mücadele 3 yaşından başlayacak Sigara, akciğer kanserini 25 kat arttırıyor Acıbadem Kayseri Hastanesi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Abdullah Büyükçelik, "Sigara, sadece akciğer kanseriyle değil, birçok kanserle ya direkt ya da dolaylı yoldan ilişkili. İçenle içmeyen arasında çok büyük fark var. Araştırmalara göre, sigara, akciğer kanserini 25 kat arttırıyor" dedi. KAYSERİ - Büyükçelik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kanserin, hücrelerin zaman içinde değişime uğrayıp normal hücre yapısını tamamen kaybetmesiyle oluştuğunu belirtti. Kanserleşen hücrelerin kontrol edilemeyecek şekilde çoğaldıklarına dikkati çeken Büyükçelik, bu hücrelerin çevresindeki dokulara zarar verdiklerini ve kendilerine beslenmek için yeni kan damarları oluşturduklarını söyledi. Bağışıklık sisteminin yabancı hücreleri hemen tanıdığını ancak kanser hücreleri için durumun farklı olduğunu ifade eden Büyükçelik, "Bu hücreler, kendilerini kamufle ediyor. Kan dolaşımına girince kanserli hücre, kendi etrafına kan pulcuklarını, savunma hücrelerini topluyor, bir grup oluşturuyor. Böyle olunca bağışıklık sistemince bu hücreler yabancı hücre değilmiş gibi anlaşılıyor" diye konuştu. Büyükçelik, kanserde genetik yapıdan kaynaklanan özelliklerin bugünkü teknoloji ve bilim ışığında değiştirilemediğini ancak yaşam tarzından kaynaklanan risklerin azaltılabileceğini kaydetti. Alışkanlıkların değiştirilerek kanser riskinin en aza indirilebileceğini vurgulayan Büyükçelik, bu alışkanlıkların başında "keyif verici" olarak adlandırılan maddelerin kullanımının bırakılmasının geldiğini belirtti. Gün geçtikçe yaygınlaşan ve kullanım yaşı düşen sigaranın kansere farklı yollardan neden olduğunu anlatan Büyükçelik, şunları söyledi: "Sigara sadece akciğer kanseriyle değil, birçok kanserle ya direkt ya da dolaylı yoldan ilişkili. İçenle içmeyen arasında çok büyük fark var. Araştırmalara göre, sigara, akciğer kanserini 25 kat arttırıyor. Hiç sigara içmeyen insanlarda akciğer kanseri olma riski 1 birim iken sigara içende bu 25 birime çıkıyor. Sigara, meme ve kalın bağırsak kanserinde, rahim, rahim ağzı kanserinde de dolaylı etki sağlıyor. Aşırı alkol tüketmek de karaciğer harabiyetine neden oluyor, bu da kansere zemin hazırlıyor." Prof. Dr. Büyükçelik, besinleri pişirirken, hazırlarken kullanılan metotların da kansere sebep olabildiğine dikkati çekti. Besinlerin tuzlanarak, salamura yapılarak ve konserve halinde tüketilmesinin kanser riskini artırdığını vurgulayan Büyükçelik, "Örneğin Japonlar, balıkları tütsüleyerek, tuzlayarak, salamura yaparak tüketir. Bu gıdalar, mide kanserine neden oluyor. Japonlara baktığımızda mide kanserinin son derece yaygın olduğunu görüyoruz. Yağdan zengin, kızartılan, kavrulan, ızgara da pişirilen etler, damak tadımıza hoş geliyor ancak yanan yağlar nedeniyle kanser riski var. Dondurularak saklanan gıdalarda çok büyük sıkıntı yok. Gıda saklamasıyla oluşan mide ve bağırsak kanseri, eskiden daha fazlaydı. Buzdolaplarının, dondurucuların yaygın olarak kullanılması, taze meyve ve sebze üretiminin artması, özellikle mide kanserini azalttı" diye konuştu. yürütülecek. Bu kapsamda güncellenen Kantin Genelgesi yürürlüğe konulacak. ''Beslenme Dostu Okul'' programı kapsamında sertifikalı okul sayısı artırılacak, eğitim verilecek ve gerekli denetimler yürütülecek. İlköğretim okullarında yürütülen ''Okul Sütü Programı''nın sürdürülebilirliği sağlanacak. Sağlık kuruluşlarına başvuran bireyler fazla kiloluluk ve obezite açısından değerlendirilecek ve tedavi programına dahil edilecek. Aile Hekimliği Bilgi Sistemi ve Hastane Bilgi Sistemi veri tabanlarının obezite konusunda veri üretmesini sağlayacak mekanizma kurulacak. Sağlık Uygulama Tebliği'nde (SUT) obezite tedavisinin yer alması sağlanacak ve obezite cerrahi merkezlerinin standartları ve ameliyat endikasyonları belirlenecek. Halkın fiziksel aktivite yapma bilincini geliştirmek, toplumu fiziksel aktiviteye özendirmek amacıyla çeşitli faaliyetler yürüten yerel yönetimler, özel sektör ve STK gibi kuruluşlar, ödüllendirilerek farkındalık çalışmaları desteklenecek. Açık alanlardaki fiziksel aktivitelerin gerçekleştirildiği ekipmanların ve parkurların doğru kullanılabilmesi için kılavuzlar veya panolar hazırlanacak ve buralarda spor eğitimi almış kişilerin halkın en çok kullandığı vakitlerde yarı zamanlı çalışması sağlanacak. Spor dostu okul programı geliştirilecek. Kulüpleşme sağlanarak sporcu altyapısı güçlendirilecek. Spor tesisi olmayan okullara tesis yapılması sağlanacak. Okullardaki beden eğitimi ve spor derslerinin daha aktif işlenmesi için müfredat değiştirilecek. Tiroit hastalıkları kadınlarda artış gösteriyor İSTANBUL - Tiroit hastalıklarının kadınlarda artış gösterdiği bildirildi. Memorial Etiler Tıp Merkezi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Gürsel Soybir, yaptığı yazılı açıklamada, tiroit bezinin besinlerle alınan iyotu toparladığını ve T3- T4 adı verilen tiroit hormonlarını ürettiğini kaydetti. Bir insanın sağlıklı olabilmesi için tiroit hormonlarının devamlı ve yeterli miktarda salgılanması gerektiğini vurgulayan Soybir, bu hormonun az miktarda salgılanmasının vücut fonksiyonlarının yavaşlamasına, fazla miktarda salgılanmasının ise vücut fonksiyonlarının hızlanmasına neden olduğunu aktardı. Soybir, çocuk sahibi olmak isteyen kadınların tiroit fonksiyonlarının gebelik öncesi mutlaka değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, tiroit bezi az çalışan kadınların gebe kalmakta zorluk çektiğini, gebe kaldıkları takdirde de düşük ihtimalinin arttığını ifade etti. Tiroit hormonu eksikliğinin anne karnındaki bebeğin zeka ve fiziki gelişimini de olumsuz etkilediğine işaret eden Soybir, tedavi ile tiroit fonksiyonu normale dönen kadınlarda risklerin ortadan kalktığını anlattı. Soybir, şunları kaydetti: "Üşüme, yorgunluk, kilo artışı, çarpıntı, sinirlilik ve iştahsızlık gibi birçok belirti ile kendini gösteren tiroit hastalıkları erkeklere oranla kadınlarda daha fazla görülüyor. Tiroit bezinin kendi başına, devamlı ve vücut gereksinimden fazla olacak şekilde tiroit hormonu üretmesine hipertirodi denmektedir. Menopoz döneminde nispeten sık görülen hipertiroidi, bu dönemde zaten artan kemik erimesi riskini daha da artırır. Gebelerde hipertirodi tedavi edilmezse, preeklampsi olarak bilinen tansiyon yüksekliği- gebelik zehirlenmesi, bebekte gelişme geriliği, erken doğum ve bebeği anne karnında kaybetme riski artmaktadır. Tiroit bezinin az veya çok çalışması vücutta pek çok sistemi olumsuz etkilerken son yıllarda geliştirilen modern yöntemler sayesinde tedavide başarılı sonuçlar alınabiliyor." Soybir, tiroit bezinin yol açtığı bazı rahatsızlıklarda ilaç ve radyoaktif iyot tedavisi uygulandığını ifade ederek, tiroidin iyi ve kötü huylu hastalıklarının cerrahi olarak tedavi edildiğini, tiroit bezinden kaynaklanan rahatsızlıkların doğru teşhisi için aile öyküsünün yanı sıra hastanın şikayetlerinin belirlenmesinin de çok önemli olduğunu vurguladı. Bunun yanı sıra ultrason ve sintigrafinin de kesin tanının konulmasında kullanılan son derece güvenli yöntemler olduğuna değinen Soybir, tiroit bezinde, nodül belirlenmiş hastaların, kesinlikle bir cerraha yönlendirilmesi gerektiğini belirtti. Soybir, yapılan biyopsi tetkikinde kanser belirlenirse ya da kanser şüphesi varsa kesinlikle cerrahi yöntem uygulanması gerektiğini aktardı.

YAŞAM-ÇEVRE BULMACA Yeni yüzüyle hayallerine kavuşmak istiyor Kahramanmaraş'ta, 2 aylıkken yüzü tamamen yanan Leyla Demirci'ye, 15 yaşını doldurmasının ardından yüz nakli yapılmasının önündeki mevzuat engeli ortadan kalktı. Demirci, "kahramanım olacaklar" dediği bir ailenin, yüz bağışında bulunmasını bekliyor. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 ANTALYA - Kahramanmaraş merkeze bağlı Altunova köyünde yaşayan Sait ve Ülfet Demirci çiftinin dört çocuğundan en büyüğü olan Leyla Demirci'nin yüzü, 2 aylıkken uyuduğu sırada üzerine örtülü naylon eşarbın tutuşması sonucu tamamen yandı. Saçı ve vücudunun üst bölgesinde de yanıklar bulunan Demirci'nin, tedavi görmesine rağmen yüzünde yanık izleri kaldı. Zor günler yaşayan Demirci, 3 yıl önce Türkiye'nin ilk yüz naklinin Uğur Acar'a yapılmasının ardından umut buldu. Akdeniz Üniversitesi Hastanesine gelerek tedavisine başlanan Demirci, yüz, kol ve bacak nakillerini de kapsayan "kompozit doku" nakli mevzuatında 15 yaşından küçüklere nakil yapılamadığı için evine gönderildi. Demirci, 15 yaşını doldurup 16'dan gün almasının ardından yeniden Akdeniz Üniversitesi Hastanesine geldi. Lise birinci sınıf öğrencisi olan Demirci, şimdi "kahramanım olacaklar" diye tanımladığı bir ailenin yüz bağışında bulunacağı günü umutla bekliyor. Demirci; hastane bahçesinde, AA muhabirine yaptığı açıklamada, zor bir çocukluk dönemi geçirdiğini söyledi. Yüz nakli olacağına inandığını anlatan Demirci, "İnsanlar benimle alay ediyor, bazıları da korkuyor. Nakil olarak normal bir insan gibi sokaklarda yürümek istiyorum. Hemşire olup hasta insanlara yardımcı olmak tek hayalim. Buradaki doktor ve hemşire ablalarım benimle çok iyi ilgileniyor. Onlar gibi olmak ve insanlara umut vermek istiyorum" dedi. Demirci, yakınları ölen kişilerin acılarını anladığını ancak bağışlanan yüzü ve organlarıyla kendisi gibi çok sayıda kişinin hayata yeniden döneceğini vurguladı. Demirci, yüz nakli olacağı günü sabırsızlıkla beklediğini dile getirdi. Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Özlenen Özkan ise her ülkenin uyguladığı mevzuatın farklı olduğunu, Türkiye'de yüz nakli olması için hastaların en az 15 yaşına gelmesi gerektiğini anlattı. Leyla'nın kendilerine başvurduğunda 12 yaşında olduğunu bildiren Özkan, "Yüz nakli yapılabilecek durumda. 15-20 yaş arası donör çıkarsa nakil yapacağız. 1. Hayatı boyunca birçok sıkıntı ve üzüntü çekmiş kimse. Tellürün simgesi. 2. Bir işteki engelleri yenme kararlılığı. Kanın içinde dolaştığı kanal. 3. Mikroskop camı. Kuranda bir sure. 4. Bir yerde toplanan kalabalık, halk. Bilgin. 5. Kiloamperin simgesi. Hayvanların kışlık yemi. Nikelin simgesi. 6. Cüretkâr. Söz, lakırdı. 7. Güzel kokulu, sarı renkte, uzunca bir kavun türü. 8. İnam, vedia. Küçük bir limon türü. 9. Akdeniz bölgesi bitki örtüsü. İri taneli bezelye. 10. Yaprakları salata olarak yenen ıtırlı bir bitki. Okul. 11. Bir halk sazı. Sokakta bulunmuş sahipsiz eşya. 12. Yumurta biçiminde yapılan ve sekiz deliği bulunan üflemeli bir çalgı. 13. Radyumun simgesi. İyi, güzel. Kanmış, inanmış. 14. Baston. Doğanın sebep olduğu yıkım. 15. En uzun yaya koşusu. 16. Benzenden türeyen bir amin. Kesintilerden sonra geri kalan miktar, safi. 17. İnce yapılı. Kuzey Atlantik Paktı örgütünün kısaltması. 18. Antalya ilinin bir ilçesi. Kalınbağırsakta, genellikle karın boşluğunda aralıklı duyulan güçlü sancı. 19. Kuranı güzel ve yüksek sesle, usulünce okuma. Kalsiyumun simgesi. 20. Vilayet. Rezillik, kepazelik. Yukarıdan aşağıya: 1. Durmadan yazarak, gelişigüzel. Genç irisi. Boru sesi. 2. Açıklamalar. Kurutulmuş kabağın içine çakıl taşları doldurularak yapılan ritim sazı. Bir yerden alıp başka bir yere iletme, aktarma, taşıma. 3. Güney Amerika da bir başkent. Afrika da sıradağlar. Deniz kuvvetlerinde bir aşama. 4. İlaç, merhem. Kısa ve özlü söz, veciz. Rutenyumun simgesi. Yozgat ilinde bulunana ünlü höyük. 5. Satrançta bir taş. Peru nun plaka işareti. Kökboyası. Bir bağlaç. 6. Tavır, davranış. Yurdumuzun güneyinde Akdeniz e dökülen bir çay. Öğütülmüş tahıl tozu. Hava ya da gaz akımları oluşturmakta kullanılan aygıt. Defa, kere. 7. Gösteriş, süs. Kekemelik. Bir müzik sesini belirtmeye yarayan işaret. 8. Uzunluğu yer yer değişen bir uzaklık ölçü birimi. Eskiden okullarda uygulanan dayak cezası. Ton ve makam temeline bağlı kalmadan yapılan beste. 9. Öğütülmüş susamın koyu sıvı durumu. Sigarada bulunan zehirli madde. Sonuç. 10. Dul kadınlar. Harç alıp sürmeye yarayan duvarcı aracı. Köpek. Bir ilimiz. Hazırlayan: Ercan BOSTANCIOĞLU Çıkarsa biz de çok mutlu olacağız. Leyla nakil yapmayı en çok istediğim hastalardan" diye konuştu. Leyla Demirci'nin uzun zamandır büyük istekle beklediğine dikkat çeken Özkan, "Leyla bu nakli ne kadar istediğini kanıtladı. Büyük bir sabır ve heyecanla bekledi. İnşallah kısa zamanda kadavra çıkar ve biz de ona yeni bir hayat sunabiliriz" ifadesini kullandı. Leyla Demirci'ye tam yüz nakli yapmayı hedeflediklerini belirten Özkan, "Nakilden sonra daha güzel bir hayat onu bekleyecek. Sosyal adaptasyonu daha kolay olacak. Yaptığımız ameliyatların da asıl amacı bu, hem estetik hem de psikolojik açıdan hastaların daha iyi olmalarını sağlamak" diye konuştu. Hava kirliliğine karşı "elektrikli kalorifer kazanı" üretti BİTLİS - Hizan ilçesinde yaşayan yapmaya karar verdi. çözüm ürittiğini bildirerek, şöyle elektrik-elektronik teknikeri Fatih İlk olarak ilçedeki demir doğrama konuştu: Yavuz, ilçede yaşanan hava kirliliğinin ustalarından destek alıp kalorifer "Yaptığımız kazanın harcadığı elektrik, önüne geçmek için elektrikle çalışan kazanı yapan Yavuz, daha sonra hazırladığı kullanılan petek sayısına ve tasarruflu kazan üreterek, kalorifer sistemine projedeki elektrik sistemini büyüklüğüne göre değişiyor. 5 petekli entegre etti. kazana entegre etti. bir dairenin ısıtılması için aylık ortalama Kış mevsiminde evlerin ısıtılması için Yaptığı denemelerde başarı sağlayan 120 lira elektrik masrafı çıkıyor. Bu kullanılan kömür kazanlarının çevreye ve kazanın elektrik tüketimini de da elektrikli kazanın oldukça tasarruflu ve havaya verdiği zararı göz önünde en aza indiren Yavuz, hazırladığı çalışmayı olduğunu gösteriyor. Kullananlar da bulunduran Yavuz, bu olumsuzluklara ilçe halkına tanıttı. oldukça memnun kaldı. karşı elektrikle çalışan tasarruflu kazan Yavuz, vatandaşların projeye ilgi Kazanın maaliyeti bin 200 lira. Ben göstermesi üzerine ilçedeki birçok ev de bin 500 liraya isteyen kişilerin ev ve ve iş yerine kendi imalatı olan elektrikli iş yerlerine bu kazanı takıyorum. kazandan takılmasını sağladı. Kazanlarımız kömür yerine elektrikle Yavuz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çalışıyor. Atölyemiz olmadığı için elektrik masrafından kaçınan Hizan'daki demirci arkadaşlardan yar- vatandaşların, çevreye verdiği zararı dım aldık. Önce kazan yaptık, daha farkında olmadığını belirtti. sonra bu kazanları elektrikli rezistanslarla İlçedeki hava kirliliğini en aza indirmek ısıttık. Rezistansları kazana döşe- amacıyla böyle bir çalışma yaptığını dikten sonra denemeler yaptık. Birkaç anlatan Yavuz, usta öğreticilik denemeden sonra başarılı olduk. yaptığı halk eğitim merkezindeki kursiyerlerle Destek alırsak seri üretime geçmeyi bu sorunu çözmek için çalış- hedefliyoruz. Bu çalışmamızla bir ma yaptıklarını söyledi. nebze bile olsa hava kirliliğinin önüne Yavuz, hava kirliliğine karşı elektrikli geçmişsek ne mutlu bize." 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 BUL- MACA Soldan sağa: ÇÖZÜMÜ BUGÜN 13. SAYFADA 11 TÜRKÇE BAKIŞ Prof. Dr. Nurullah Çetin ncetin64@hotmail.com MODERN İSLÂMCILAR BATAKLIĞA SAPLANMIŞTIR Başta "demokrasi" olmak üzere bütün siyasi, sosyolojik ve felsefi yaklaşımları, batı algısına uygun emperyalist kavramlar üzerine bina edilmiştir. Mesela bu bağlamda temsilî bir niteliğe sahip olmak üzere kendileri için "Müslüman Türk" adını yeterli görmezler. Bundan utanırlar ya da bu adı reddederler. Tamamen batılı bir ad olan "Muhafazakâr Demokrat" diye bir kavramı kendilerine tanımlayıcı bir kimlik adı olarak seçmişlerdir. Görüleceği gibi bu adın İslâmcılıkla bir alakası yoktur. *1. Nesil İslâmcıların mesela Mehmet Akif'in ütopyası "zamanımızda bir asr-ı saadet" idi. 2. Nesil İslâmcıların mesela Necip Fazıl'ın ütopyası ve projesi Türkiye merkezli ve Türkiye'nin öncülüğünde, bütün Türk ve İslam dünyasını derleyip toparlayacak mahiyette "Büyük Doğu" idi. Günümüzdeki 3. Nesil İslâmcı arkadaşların ütopyaları ve mega projeleri de Amerika'nın İslâm coğrafyasını paramparça edip kolayca sömürülebilir, güdülebilir ve Hristiyanlaştırılabilir ve İsrail'in kölesi edilebilir (zira başkalarını Yahudileştirme olmuyor) hâle getirmeyi amaçlayan "Büyük Orta Doğu Projesi" nde yardımcı, destekleyici rolü oynamaktır. Bir de tabii Hristiyan Haçlı Birleşik Devleti projesi olan "Avrupa Birliği"nde sığıntı da olsa bir yer kapmaya çalışmak. *1. ve 2. Nesil İslâmcılar liberal, kapitalist, sosyalist, komünist, mason, İslam ve Türk düşmanı Hristiyan ve Yahudi oluşumlara karşı sert mücadeleler veriyor, kendilerini bunlara karşı konumlandırıyorlardı. Bugünkü 3. Nesil İslâmcı kardeşlerimiz ise bu saydığımız batı kaynaklı her türlü harekete yanaşmadır, bunlara sempatik görünme gayretindedir, bunlarla işbirliği yapmaya çok heveslidirler. Bu bağlamda gazete ve televizyonlarını baba ve dedelerinin mücadele ettiği zihniyet sahipleri tarafından işgal ettirmişlerdir. Bu adamlara maaş vererek her gün millî ve dinî değerlerimize küfrettirmektedirler. İslâm ve Türklük düşmanı gazeteciler, yazarlar, şunlar bunlar, günümüz modern İslâmcılarının ve cemaatçilerinin fikir babası, hocası, akıldanesi, uzmanı, azmanı, siyasetçisi, bilim adamı durumundadır. *1. ve 2. Nesil İslâmcılar, gündelik ORDU - Ordu Büyükşehir Belediyesi, Gülyalı ilçesinde 60 bin dönüm arazi üzerine kurulması planlanan ve içerisinde çikolata üretim ve satış merkezlerinin yanı sıra oyun ve sosyal donatı alanları ile küçük gemilerin yaklaşabileceği yat iskelesinin bulunacağı proje için çalışma başlattı. Türkiye'de alanında ilk olma özelliği taşıyacağı belirtilen projeyle ilgili AA muhabirine açıklama yapan Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz, daha önce başlatılan ancak ortaya çıkan çeşitli sorunlar nedeniyle bir türlü uygulama taslağı hazırlanamayan projeyi hayata geçirmek adına bir çalışma başlattıklarını söyledi. Ordu-Giresun Havalimanı'nın yanında bulunan yaklaşık 60 bin dönüm arazi üzerine oturtulacak projenin maliyetinin 5 milyon lirayı bulmasının beklendiğini ifade eden Yılmaz, uygulama taslağının da kısa süre içerisinde kendilerine teslim edileceğini dile getirdi. Yılmaz, içerisinde çikolata üretim ve satış merkezlerinin yanı sıra oyun alanları, sosyal donatı alanları ile küçük gemilerin yaklaşabileceği yat iskelesinin bulunacağı projenin ihalesinin Mart ayında yapılmasının öngörüldüğünü belirterek, "İnşallah hayatlarında sekülerleşmeye, moderniteye, genel toplum ve devlet düzeninde kapitalizme şiddetle karşıydılar. Bugünkü modern İslâmcılar ise küresel sistemin lordlarının emrinde sekülerliğin ve kapitalistliğin önde gidenidirler. *1. ve 2. Nesil İslâmcıların Türkiye diye bir derdi vardı. Bugünkülerin ise öyle bir derdi yoktur. Tam tersine Türk millî devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'ni tasfiye etme ve bu bölgede, İslâm coğrafyasında etnisite, kabile, mezhep, şebeke eksenli bir politika takip etmektedirler. *1. ve 2. Nesil İslâmcıların içinde bulundukları zamanın şartlarında özgün bir İslâm medeniyeti inşa etme gibi bir derdi vardı. Günümüzdekilerin öyle bir derdi olmadığı gibi; modern Batı medeniyetine eklemlenmeyi ve içinde erimeyi önlerine en büyük hedef olarak görmüşlerdir. *1. ve 2. Nesil İslâmcıların Haçlı- Siyon emperyalist cephesinin dünyaya saldığı zulüm, haksızlık ve sömürüyü yok etme mücadele azim ve iradeleri vardı. Bugünküler ise bunları ortadan kaldırmak bir yana; politikalarıyla emperyalist zulüm, haksızlık ve sömürüye yardımcı konuma düşmüşlerdir. Günümüzdeki modern İslâmcılık gelip geçicidir, İslâm ise bâkîdir. Kavmiyetçi, yanaşmacı, işbirlikçi İslâmcı sapmalar yok olmaya mahkûmdur, ama İslâm dimdik ayaktadır. İslâmcılar politika ve söylem planında var görünseler de fiilen yok oldular, ama Müslümanlar sapasağlam ayaktadır. İslâmcılar, Amerika ve Avrupa'nın himayesinde büyük Kürdistan kurma çalışmalarına devam etsinler. Müslümanlar da Allah'ın himayesinde Türk birliğinin de içinde olduğu İslâm Birliğini kurmak için çalışmaktadırlar. Günümüz modern İslâmcıları, İslâm'ı sadece kendilerinin temsil ettiği sahtekârlığını Müslüman kitlelere yayarak ufkumuzu karartmak, umutlarımızı söndürmek, geleceğimizi suya düşürmek istiyor olabilirler. Ama bilinsin ki İslâmcılık İslâm'ı, İslâmcılar da Müslümanları temsil yetkisine sahip değillerdir. Saf, samimi, hakiki mümin ve müslim, bilgi ve bilinç donanımlı Müslümanlar, moderniteye ve emperyalizme esir olmuş İslâmcı şebekeyi etkisiz kılmayı başaracaklardır. Ordu'ya "çikolata parkı" kurulacak MERSİN - Yardım ve İyilik Vakfı ile Mersin İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nün Aktif Yaşlanma Projesi kapsamında huzurevi sakinlerinden oluşturduğu tiyatro topluluğu, "Ay ve Çiçek" adlı ikinci oyununu sahneledi. Huzurevi sakinlerinden Sevil Seyhan ve Halil Hancı tarafından Kültür Merkezi'nde sahnelenen görüntü itibariyle de özellikle çocuklarımızın seveceği 'çok tatlı' bir projeyi hayata geçireceğiz. 5 milyon lira maliyet öngörülen projede çikolata üretim ve satış merkezlerinin yanı sıra birçok çeşitte sosyal donatı alanları yer alacak ve burası özellikleriyle belki Türkiye'de bir ilk olma özelliği taşıyacak" diye konuştu. Kamuoyu ile daha önce paylaşılan projenin tamamına yakının değiştiğine işaret eden Yılmaz, bu proje için 3-4 aydır çalışma yaptıklarını anlattı. Yılmaz, içerisinde hem çikolata üretim hem de satış merkezlerinin olacağı bir parkın Türkiye'de ilk uygulamasını hayata geçireceklerini ifade etti. Huzurevi sakinlerinden tiyatro gösterisi drama oyununa Mersinliler büyük ilgi gösterdi. Vakfın Yönetim Kurulu Başkanı Necmi Erdem, tiyatro gösterisi öncesinde yaptığı konuşmada, Yardım ve İyilik Vakfı'nın 1972 yılında kurulduğunu anımsattı. Vakıf olarak misafir ettikleri yaşlılara en iyi şekilde baktıklarını belirten Erdem, şöyle konuştu: "Vakfımızda 22 kadın 28 erkek olmak üzere toplam 50 yaşlımıza, büyüğümüze iaşesi ve gıdası olmak üzere her türlü ihtiyaçlarını vakfımız tarafından karşılıyoruz. Onların sosyal hayata tutunmaları için bir çok sosyal projeler gerçekleştirdik. 'Ay ve Çiçek' drama oyunu huzurevine gelen yaşlılarımızın büyüklerimizin nelerle karşılaştıkları ve toplumda yanlış bir algı içeren söylemleri gidermek için böyle bir tiyatro sergiledik."

12 haber McCain ABD- İsrail ilişkileri her zaman sorunluydu AB ile Çipras ın Merkel savaşı! ANKARA - Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras'ın söylemleri ve ülkedeki Almanya karşıtı tutumla ilgili, "Çipras'ın, Angela Merkel'e karşı saldırılarını durdurması iyi olur" dedi. Almanya'daki "Welt am Sonntag" gazetesine açıklamalarda bulunan Schulz, Çipras ile Yunanistan'da yaptığı görüşmede Merkel'e karşı saldırılarını durdurmasını, zira bunların işe yaramadığını söylediğini belirtti. Schulz, "Çipras'ın, Angela Merkel'e karşı saldırılarını durdurması iyi olur. Sonuçta yardımda bulunacak olanlardan biri Alman hükümeti. Ayrıca Atina'daki gelişmeleri endişe içinde izleyen sadece Almanya değil, tüm Avrupa Birliği" ifadelerini kullandı. Almanları sorumlu tutmanın bazı kesimlerde olumlu karşılanabileceğini belirten Schulz, bunun ancak kısa görüşlülük olduğunu ve bir ilerleme sağlamayacağını kaydetti. Schulz, "Avrupa Birliği'nin (AB) Atina'daki yeni hükümetten korkmak yerine ona hazırlıklı olması gerektiğini" ifade ederek, "Şimdi Yunanistan ile sert müzakerelere hazırlanmamız lazım. Ancak Atina da (bizimle) sert müzakerelere hazır olmalı" diye konuştu. Çipras, Yunanistan'daki erken seçimlerden önce Merkel karşıtı söylemleriyle dikkati çekmişti. "Merkel, AB'de 28 hükümet başkanından biri. Onu AB'nin resmi olmayan başkanı olarak görmeye gerek yok. Merkel ne başkan ne de Papa olarak seçildi" ifadelerini kullanan Çipras, Merkel'in her alanda hatasız olmadığını ifade etmişti. ANKARA - ABD Senatosu'nda, ABD Başkanı Barack Obama yönetimine özellikle dış politikada sert eleştiriler yönelten eski ABD başkan adayı Cumhuriyetçi Senatör John McCain, CNN'de katıldığı programda, Washington ile Tel Aviv arasındaki ilişkileri değerlendirdi. İki ülke arasındaki ilişkiler için, "ABD ile İsrail arasındaki ilişkiler hayatımda gördüğüm en kötü seviyede" ifadesini kullanan McCain, ABD-İsrail ilişkilerinin eski başkanlardan George H.W. Bush zamanında da gerildiğini hatırlattı. McCain, şu ana dek Obama kadar İsrail ile zorlu bir ilişkiye sahip olan başka bir başkanın gelmediğini savunarak, "İsrail ile ilişkiler hiçbir zaman mükemmel olmadı ama dışarıdan bakan biri ilişkilerin hiç bu kadar da kötü olmadığını ileri sürebilir diye konuştu. Filistin ve İran'la yürütülen nükleer müzakereler konularına da değinen McCain, Obama'nın İsrail ile işbirliği seviyesi hakkında gerçekçi olmayan birçok beklentiye girdiğini iddia etti ABD ile İsrail arasındaki ilişkiler son dönemde Başkan Obama'nın, Temsilciler Meclisi Başkanı John Boehner'in daveti üzerine kongreye hitap etmek için mart ayında Washington'a gelecek olan İsrailBaşbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşmeyeceğini açıklamasıyla gerilmişti. Boehner'in, Beyaz Saray ile istişarede bulunmadan Netanyahu'yu davet etmesi, yönetim kanadından tepki görmüştü. Obama'nın ardından Dışişleri Bakanı John Kerry de Netanyahu ile geldiğinde görüşmeyeceğini bildirmişti. Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yazgan: Sivil memurlar hamal değildir Genel Yetkili Sendika Büro Memur-Sen, Emniyet Genel Müdürlüğü nde görev yapan çalışanlarının sorunlarına ve çözüm yollarına yönelik çalıştay düzenledi. Sendika genel merkez konferans salonunda düzenlenen çalıştaya Büro Memur- Sen Genel Başkanı Yusuf Yazgan, Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Mengütaycı ve ülkenin dört bir yanından gelen Emniyet Genel Müdürlüğü ne bağlı birimlerde görev yapan sivil memurların temsilcileri katıldı. Sivil memurların sorunlarının ve çözüm yollarının tartışıldığı çalıştayın sonunda, sorunlar ve talepler komisyon tarafından rapor haline getirildi. Rapor, Büro Memur-Sen tarafından başta İçişleri Bakanı Efkan Ala olmak üzere Emniyet Genel Müdürlüğü ve ilgili birimlere iletilecek ve sorunların çözümü istenecek. Çalıştayda konuşan Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yazgan, Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde 15 bine yakın sivil memurun görev yaptığını belirtti. Sivil memurların yıllardır verilemeyen haklarının olduğuna dikkat çeken Yusuf Yazgan, sivil memurların devlet memuru onuruna yakışır bir şekilde görevlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Yazgan, Emniyetteki sivil memur kardeşlerimizin bir görev tanımı dahi bulunmuyor. Bu yüzden sivil memurlar, amirlerinin her istediğini yapmak durumunda kalıyor. Mesela teknisyen yardımcısı arkadaşlara çay dağıtma, temizlik yapma gibi işler yaptırılıyor. Sivil memurlara yapılan bu uygulama devlet ciddiyetine yakışmıyor. Sivil memurlar hamal değil, devlet memurudur. Bunun için emniyetteki tüm sivil memur kardeşlerimizin acilen görev tanımı yapılmalı. Bu arkadaşlarımızın hakları amirlerinin iki dudağı arasına bırakılmamalı dedi. Genel yetkili sendika olarak sivil memurlara haklarının verilmesi için aralıksız mücadele edeceklerinin altını çizen Yazgan, Çalıştay raporumuzu genel merkez olarak ilgili birimlere ileterek tüm sivil memur kardeşlerimizin sorunlarının çözüme kavuşturulmasını isteyeceğiz. Genel yetkili sendika olarak katılacağımız toplu sözleşme masasına da tüm talepleri taşıyacağız. Büro Memur-Sen in ruhunda mücadele, azim ve kararlılık vardır. Yapacağımız görüşmelerle, basın açıklaması ve eylemlerle sivil memurlarımızın haklarının verilmesini isteyeceğiz. Tüm sorunlar çözülene kadar kararlı bir şekilde mücadele ede- CHP: İttifak yok ANKARA - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Kuşadası nda akademisyenlerle toplantı yaptı. Toplantının sonunda açıklama yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Sencer Ayata seçimlerde kesinlikle hiç kimseyle ittifak yapmayacaklarını ve Türkiye nin hemen hemen tamamında da milletvekilliği aday adaylarının ön seçimden geçeceğini vurguladı. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu nun akademisyenlerle yaptığı 5 saatlik toplantının ardından değerlendirmede bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı Sencer Ayata, Akademisyenler iki gün önce toplantının yapıldığı otele gelip, kendi aralarında görüşmelerde bulundu ve tek tek tebliğler yerine ortak akılla öneriler ürettiler. Burada sadece İzmir den Ege Bölgesi nden akademisyen yoktu. Türkiye nin hemen her bölgesinden akademisyenler burada bulunuyordu. Çok önemli çalışmalarını, tek tek değil bir bütün halinde çok iyi anlattılar. Siyasete atıldığımdan beri, gördüğüm en önemli toplantılardan birisi oldu. Bizlerin de önümüzdeki dönemde yararlanacağımız sayısız öneriler aldık. Genel Başkanımız, da notlar aldı dedi. Ayata, toplantıda özellikle aile, kadın ve çocuk kavramlarının ön plana çıktığını belirterek, bunların yanında seçimlerde ittifak konusuna da değinildiğini kaydetti. Maydanozda üretici ile market arasındaki fiyat farkı %443,79 ANKARA- Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, üretici ve market fiyatlarında makasın bir türlü kapanmadığını ifade ederek, üretici ve market arasındaki fiyat farkının maydanozda yüzde 443,79, portakalda yüzde 350, kuru incirde yüzde 332,67, mandalinada yüzde 331,22'yi bulduğunu bildirdi. Bayraktar, yaptığı açıklamada, üreticiden tüketiciye, halkın tamamını yakından ilgilendiren gıda fiyatlarındaki değişimleri takip ettiklerini belirtti. Ocak ayı üretici ve market fiyatları arasındaki fark incelendiğinde, üretici ve market arasındaki fiyat farkının maydanozda yüzde 443,79, portakalda yüzde 350, kuru incirde yüzde 332,67, lahanada yüzde 257,14 olduğuna işaret eden Bayraktar, şunları kaydetti: "Maydanoz, portakal, kuru incir ve lahanayı, yüzde 241,31 ile limon, yüzde 237,06 ile kuru üzüm, yüzde 206,27 ile pırasa, yüzde 202,32 ile nohut, yüzde 201,30 ile ıspanak, yüzde 200,88 ile karnabahar izliyor. Mandalinada yüzde 198,80, elmada yüzde 197,98, kuru fasulyede yüzde 193,92, marulda yüzde 193,41, kuru kayısıda yüzde 190, sütte yüzde 173,91 üretici market fiyat farkı var. Bu fark, havuçta yüzde 157,67, yeşil soğanda yüzde 156,13, kırmızı mercimekte yüzde 146,62, pirinçte yüzde 142,85, kabakta yüzde 140,62, patateste yüzde 136,84, salatalıkta yüzde 134,22, kuru soğanda yüzde 123,91, domateste yüzde 120,93, sivri biberde yüzde 101,17 oldu." - Üreticiden tüketiciye fiyatlar Üretici ve market fiyatlarında makasın bir türlü kapanmadığını belirten Bayraktar, şu bilgileri verdi: "Tarlada 17 kuruş olan bir demet maydanozun fiyatı markette 92 kuruşa çıkıyor. Yine bahçede kilogramı 50 kuruş olan portakal, markette 2 lira 25 kuruş, üreticide 5 lira 50 kuruş olan incir, markette 23 lira 80 kuruş oluyor. Üreticide kilogramı 42 kuruş olan lahana, markette 1 lira 50 kuruşa, kilogramı 82 kuruş olan limon 2 lira 78 kuruş, kilogramı 3 lira 35 kuruş olan kuru üzüm 11 lira 29 kuruş, kilogramı 77 kuruş olan pırasa 2 lira 35 kuruş, kilogramı 2 lira 26 kuruş olan nohut 6 lira 83 kuruş, kilogramı 85 kuruş olan ıspanak 2 lira 57 kuruşa, kilogramı 91 kuruş olan karnabahar 2 lira 75 kuruşa satılıyor." Şemsi Bayraktar, çiftçiler, yağmur çamur, kar kış demeden gece gündüz çalışsa da üretimin her türlü eziyetini çekse de parayı kazananın aracılar olduğuna dikkati çekerek, "Bu durum, çiftçinin ekonomik örgütlenmesi güçlendirilmeden çözülemez. Dünyayı yeniden keşfetmeye gerek yok. Gelişmiş ülkelerde üretici birlikleri ve kooperatifler, tarımda fiyat istikrarını sağlıyor, üreticiyi koruyor, planlı üretim sonucu pazarlama sıkıntısını en aza indiriyor. Böylece çiftçi de kazanıyor, tüketici de uygun fiyatla ürün alabiliyor" değerlendirmesinde bulundu. Hem üreticinin hem de tüketicinin zarar görmemesi için acilen üretici ve tüketici fiyatları arasındaki makasın daraltılması gerektiğini vurgulayan Bayraktar, bu konuda yapılacak çalışmalara TZOB olarak katkı sağlamaya hazır olduklarını bildirdi.

dış dünya Mattarella bugün görevi başlıyor İtalya Cumhurbaşkanlığına seçilen Sergio Mattarella, bugün yemin ederek göreve başlayacak. Azerbaycan, "denge politikası" yürütüyor BAKÜ - Sahip olduğu zengin petrol ve doğalgaz kaynakları nedeniyle Güney Kafkasya'nın etkin ülkesi durumuna gelen Azerbaycan, gücünü Batı ve Rusya arasında "denge politikası" yürüterek korumaya ve büyütmeye çalışıyor. Garp Üniversitesi öğretim görevlisi, siyaset bilimci ve dış politika uzmanı Prof. Dr. Fikret Sadıgov, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Azerbaycan'ın dış politikasını, "Ne Rusya'ya ne de Batı'ya yakın. Azerbaycan, kendi çıkarlarına yakın duruyor" sözleriyle değerlendirdi. Azerbaycan'ın son yıllarda çok yönlü bir denge politikası yürüttüğünü ve bu çizginin devam ettiğini anlatan Sadıgov, bu politika sayesinde ülkenin kalkındığını, küresel ekonomik ve siyasi krizlerden en az şekilde etkilendiğini söyledi. Konuyu Ukrayna krizi üzerinden örneklendiren Sadıgov, Birleşmiş Milletlerde (BM) yapılan oylamada, Azerbaycan'ın, Ukrayna'nın toprak bütünlüğü lehinde oy kullandığını fakat Rusya'ya yönelik yaptırımlara da katılmadığını hatırlattı. Sadıgov, Yukarı Karabağ sorununun Batılı devletler olmadan çözülmeyeceğinin farkında olduklarını vurgulayarak, "Ancak Rusya'nın etkisini de gözardı etmiyoruz" diye konuştu. Sadıgov, "Hem AB hem ABD hem de Rusya ile ilişkilerimizi aynı düzeyde tutuyoruz. Fakat NATO, AB, Avrasya Ekonomik Birliği gibi hiçbir blok ve ortaklığa katılmıyoruz. Bu da bizim dış politikamızın esas özelliklerinden biri" değerlendirmesinde bulundu. Denge politikası yürüten Azerbaycan'ın en önemli stratejik müttefiğinin Türkiye olduğunu belirten Sadıgov, şöyle devam etti: "Türkiye ile birçok konuda görüşlerimiz ve çıkarlarımız örtüşüyor. Türkiye Ermenistan sınırının açılması konusu gündeme geldiğinde bazı görüş ayrılıkları yaşanmıştı. Azerbaycan bu konuda kendi sözünü söylemiş, Ankara de bu sözleri duymuştu. Bu konu artık kapandı. Hem Azerbaycan hem Türkiye bu konuda aynı görüşte." ROMA - Cumhurbaşkanlığı seçilebilmek için 4. turda gerekli olan salt çoğunluk sayısının bir hayli üstünde 665 oyla bu göreve seçilen Mattarella'nın, 3 Şubat Salı günü Meclis'te yemin ederek görevine resmen başlayacağı açıklandı. Meclis'te yemin ettikten sonra cumhurbaşkanı olarak ilk konuşmasını parlamenterlere hitaben yapacak Sergio Mattarella, buradaki törenin ardından Roma'nın merkezindeki meçhul asker anıtına çelenk koyacak, daha sonra Cumhurbaşkanlığı Atlı Muhafız Birliği eşliğinde Cumhurbaşkanlığı Sarayı Quirinale'ye giriş yapacak. İtalya Cumhurbaşkanlığına seçilmesinin ardından Mattarella, yaptığı ilk açıklamada, tüm kaygısının vatandaşlarının zorlukları ve umutları üzerine olduğunu söyledi. Görev süresi 7 yıl olan Mattarella'yı ilk kutlayan devlet ise Vatikan oldu. Başkent Roma'nın komşusu Vatikan Şehir Devleti'nin başkanı ve aynı zamanda Katolik aleminin ruhani lideri Papa Franciscus, Mattarella'ya kutlama telgrafı göndererek, ifa edeceği bu yüksek görev için iyi dileklerini iletti. İtalya'daki cumhurbaşkanlığı seçimi, bir ilginçliğe sahne oldu. Sergio Mattarella isminde direten Başbakan Renzi ile bu isme karşı çıkan ana muhalefetteki Forza Italia'nın lideri Silvio Berlusconi, bu kadar mücadele ettikleri seçimde oy kullanamadı. İtalya'nın ihtiyacı olan anayasal reformları yapmak için daha önce vardıkları centilmenlik anlaşmasını dahi bu seçim sürecinde rafa kaldıran iki liderin oy kullanamama gerekçesi ise birbirinden farklı. 2013'teki genel seçimler sırasında Floransa Belediye Başkanı olan Başbakan Renzi, geçen yıl parti içindeki liderlik yarışını kazandıktan sonra başbakanlık koltuğuna yerleşmişti. Renzi, parlamenter olmadığı için "Büyük Seçici Meclis"te oy kullanamadı. Silvio Berlusconi ise 2013 yılında partisinin başında girdiği seçimlerde senatör olarak seçilmişti. Hakkında vergi kaçırmaktan kesinleşmiş yargı kararı bulunduğu gerekçesiyle senatörlüğü Kasım 2013'te düşürülen Berlusconi, bu nedenle partisinin seçici delegeleri arasında yer alamadı. Her iki lider de oy kullanamasa da yeni cumhurbaşkanının belirlenmesi sürecinde yaptıkları siyasetle ülke gündeminde ne kadar etkili olduklarını bir kez daha göstermiş oldu. SERGİO MATTARELLA KİMDİR? İtalya Başbakanı Matteo Renzi'nin partisinin cumhurbaşkanı adayı olarak belirlediği ve dördüncü turda diğer sol ve merkez partilerin de desteğini alarak cumhurbaşkanı olan Sergio Mattarella, ülkenin güneyindeki Sicilya adasından. 1941 yılında Palermo'da dünyaya gelen Mattarella, hukuk eğitimi aldıktan sonra aile geleneğinin Hristiyan Demokrat olması sebebiyle bu kanattan siyasi hayata atıldı. 1983 ile 2008 yılları arasında Hristiyan Demokratlar'dan merkez sola uzanan yelpazede milletvekili olarak görev yaptı. Merkezde bir isim olarak tanımlanan Sergio Mattarella, 1987-1989 döneminde Parlamentolar ile İlişkiler Bakanlığı, 1989-1990'da Eğitim Bakanlığı, 1998-1999'da Başbakan Yardımcılığı, 1999-2001 yıllarında da Savunma Bakanlığı görevlerinde bulundu. Mattarella, 2011 yılından beri Anayasa Mahkemesi yargıcı olarak görev yapıyordu. Eroğlu'ndan Çipras'a Kıbrıs politikasını değiştir çağrısı LEFKOŞA - KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Yunanistan'ın yeni Başbakanı Aleksis Çipras'ın gerçekten ülkesine ve bölgeye "olumlu, barışçı katkı yapmak istiyorsa radikal bir şekilde Kıbrıs politikalarını değiştirmesi" gerektiğini belirterek, "Çipras, Kıbrıs'ta Rumlar kadar egemen bir Kıbrıs Türk halkı bulunduğunu kabul etmelidir" dedi. Cumhurbaşkanı Eroğlu, Esentepe'de halkı bilgilendirme toplantıları çerçevesinde yaptığı açıklamada, Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras'ın Kıbrıs görüşmelerinin devamı için Rum Lider Nikos Anastasiadis gibi "Barbaros Hayrettin Paşa gemisinin araştırma yapmaktan vazgeçmesini ve Rumların egemenliğinin kabul edilmesini" istediğine işaret ederek, "İster sağ, ister sol olsun, Güney Kıbrıs ve Yunanistan'da iktidarlar değişir ama Kıbrıs konusuna bakışları değişmez gibi görünüyor" diye konuştu. Bazı kişilerin dünyayı ve bölgeyi bilmeden, doğru analizler yapmadan konuştuklarını ya da doğruları bildikleri halde halkı aldatacaklarını sanarak yanlış yorum yaptıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Eroğlu, şöyle devam etti: "Rum kesiminde Dimitris Hristofyas başkan seçildi de ne oldu? Anlaşma oldu mu? Şimdi de Syriza Yunanistan'da iktidara gelince aynı çevreler benzer yorumlar yapıyor. Başbakan Çipras hükümetinin Savunma Bakanı ilk iş olarak Kardak kayalığına giderek tahrikte bulundu. Ege Denizi'nde iki ülke savaş gemileri ile savaş uçaklarını karşı karşıya getirerek gerginlik yarattı. Hedefi, Türkiye'ye isteklerinin kabul edilmeyeceği mesajı vermek. Bilindiği üzere Ege'de sorunu var. Pazartesi günü ilk resmi dış ziyaretini Rum kesimine yapacak Yunan Başbakan Aleksis Çipras yanlış ve tahrikkar demeçler verdi. Biz masadayız ve masadan kaçan Rum tarafıdır. Çipras, gerçekten ülkesine ve bölgeye olumlu, barışçı katkı yapmak istiyorsa radikal bir şekilde Kıbrıs politikalarını değiştirmelidir. Çipras, Kıbrıs'ta Rumlar kadar egemen bir Kıbrıs Türk halkı bulunduğunu kabul etmelidir. Biz barıştan, çözümden yana olduğumuzu ortaya koyduk ve koyuyoruz." Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, KKTC'de halkın yararına yapılan birçok hizmetin ve yasanın altında imzası olduğuna değinerek, doktor olarak Hipokrat yemini, milletvekili ve Cumhurbaşkanı olarak da Kıbrıs Türk halkının egemenliğini koruyup sahip çıkma yemini ettiğini hatırlattı. Kıbrıs Türk halkının kendisini KKTC'nin çıkarlarını koruması için seçtiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Eroğlu, "Hristofyas ile anlaşma olmadı. Anastasiadis ile de anlaşamadık, çünkü masadan kaçtı. Masadan kaçan bir kişiyle anlaşma yapmanız mümkün değil. Şimdi müzakere masasına dönmesini bekliyoruz" ifadelerini kullandı. ATİNA - Yunanistan'ın yeni Başbakanı Radikal Sol İttifak'ın (Syriza) lideri Aleksis Çipras, bugüne kadarki siyasi yaşamının yanı sıra özel yaşamıyla da ilgi çekiyor. Çipras, kravatsız olarak geldiği cumhurbaşkanlığı konutunda Cumhurbaşkanı Karolos Papulyas'ın huzurunda İncil'e el basmadan yemin ederek göreve başlayarak Yunan siyasetinde bir ilke imza atarken, aynı zamanda ülkenin son 150 yılının en genç başbakanı unvanını da kazandı. Atina'da çoğunlukla orta sınıfın yaşadığı bir semtte mütevazı bir apartman dairesinde resmi nikahsız hayat arkadaşı Betti Baciana ve iki çocuğuyla kalan Çipras, bugünlerde kent merkezindeki başbakanlık konutu Maksimu Sarayı'na taşınmaya hazırlanıyor. Çipras'ın siyasi yaşamı öğrencilik yıllarında başladı. Sıkı bir solcu olan ve birçok öğrenci hareketinde öncü rol oynayan Çipras'ı arkadaşları Arjantinli devrimci Che Guevara'ya atıfla "Che-pras" olarak çağırıyor. Daha önce Atina sokaklarında sıkça motosikletiyle gezinirken görülen Çipras, marketlerde alışverişlerini kendisi yapıyor ve her fırsatta halkla birlikte olmayı seviyor. İçişleri Bakanı'nın oğlu soygunculuktan yargılanıyor - Çipras başkanlığındaki koalisyon hükümetini oluşturan Syriza ve ANEL partilerinin kimi üst düzey yöneticileri de siyasi faaliyetlerinin yanı sıra renkli kişilikleriyle sıkça medyada konu oluyor. İçişleri Bakanı olan Nikos Vuçis'in 2007 yılında banka soygunculuğundan yargılanan oğlu Yorgos Vuçis'in duruşmasındaki ifadesi Yunan medyasında uzun süre tartışılmıştı. Mahkeme heyetinin oğluyla ilgili tüm suçlamalarını reddeden Vuçis, "Oğlumun yaptığını onaylamıyorum ancak seçimine saygı duyuyorum" diye cevap vermiş ve sonuna kadar oğlunu savunmuştu. Yeni hükümette Başbakan Yardımcısı olarak görev alan Yannis Dragasakis'in kızı Marianna Dragasakis de 2007'de Atina'da bir BULMACANIN ÇÖZÜMÜ 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 13 Çipras ın kabinesi de renkli isimlerden oluşuyor apartman dairesinde üç kişiyle çok miktarda mühimmat ve uyuşturucu ile yakalanmıştı. Başbakan Çipras'ın "akıl hocası" olarak bilinen, nazik tavırlarıyla dikkati çeken yeni Devlet Bakanı Alekos Flaburaris ise Komünist Partili eski mücadele arkadaşları tarafından Syriza'nın "Bon Viveur"u (iyi yaşamasını seven, zevk sahibi kişi) olarak tanımlanıyor. Uzun yıllar Yunanistan Komünist Partisi'nde siyaset yaptıktan sonra Syriza'ya geçen Flaburaris'in turistik Aigina bölgesinde deniz kıyısında lüks bir malikanesi bulunuyor. Yunan medyasında çıkan haberlerde, Başbakan Çipras'ın Flaburaris'in malikanesini ikinci evi gibi kullandığı ve her yıl çocuklarının doğum günlerini burada kutladığı belirtiliyor. Diğer yandan, koalisyon hükümetinin küçük ortağı ANEL'in Genel Başkanı Panayotis Kammenos ve kimi parti üyeleri de Yunan milliyetçiliği ve göçmen karşıtı keskin görüşleri nedeniyle sıkça gündeme geliyor. Selanik'te yaptığı bir konuşma nedeniyle milletvekilliği dokunulmazlığı kaldırılan Kammenos aleyhinde, vatandaşları kışkırtarak suça teşvik etmek gerekçesiyle açılmış dava bulunuyor. Basına yansıyan haberlere göre, Kammenos, Selanik'teki konuşmasında, vatandaşlardan bölgede altın araştırmalarına izin veren PASOK'lu Aristotelis Belediye Başkanı Hristos Pahtas'ı "linç etmelerini" istemişti. Kammenos, kısa bir süre önce de saçlarını boyamasını eleştiren ND milletvekili Adonis Georgiadis ile parlamentodaki sert tartışmanın ardından mahkemelik olmuştu. ANEL'in yeni hükümetteki renkli kişiliklerinden biri olan ve hükümet içerisindeki koordinasyondan sorumlu Devlet Bakanı Yardımcısı Terens Kuik ise Batı Trakya'da Türk Azınlık karşıtı sivri çıkışlarıyla biliniyor. AP seçimlerinde bölgede yayımlanan Türkçe seçim broşürlerine itiraz ederek, parlamentoya bu konuda soru yönelten Kuik, Gümülcine'deki Türk Başkonsolosluğu'nun kapatılmasını savunuyor. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

14 TURİZM ISSN 1308-7622 Muğla, yarı yıl tatilinde de tatilcilerin gözdesi MUĞLA - Turizm çeşitliliği, kültürel varlıkları ve muhteşem doğasıyla yerli ve yabancı misafirlere unutulmaz bir tatil imkanı sunan Muğla, yarı yıl tatilinde de maceracı ve doğa tutkunu turistleri ağırlıyor. Yarı yıl tatilini Muğla ve ilçelerinde geçirmek isteyen yerli turistlerden bazıları dünyanın en iyi yamaç paraşütü merkezleri arasında gösterilen Babadağ'dan atlayış yaparken, bazıları rüzgar sörfü yapıp bölgedeki ören yerlerini gezme imkanı buluyor. Kış mevsiminde bölgedeki birçok otelin kapalı olması nedeniyle butik otellerde kalan ziyaretçilerin bir kısmı ismini antik Karia döneminden alan, 800 kilometrelik patika yollarıyla alternatif turizm çeşitliliği sunan Karia Yolu'nda yürüyüş yaparak doğal güzellikleri fotoğraflıyor. Babadağ'daki 3 farklı pistten havalanan yamaç paraşütçüleri ise Ölüdeniz'in muhteşem manzarasını kuş bakışı izleme fırsatı bulurken, Gökova Körfezi'nde bulunan, rüzgar ve uçurtma sörfü alanında Avrupa'daki en iyi 8 sahil arasında gösterilen Akçapınar sahiline giden sporcular rüzgar ve uçurtma sörfü yapma heyecanını yaşıyor. Bölgede kültür turlarına katılan turistler ise özellikle Dalyan'daki Kaunos Antik Kenti ve kaya mezarları, Yatağan da Stratonikeia Antik Kenti'ni ve diğer ören yerlerini gezerek vakit geçiriyor. Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Marmaris Bölgesel Yürütme Kurulu Başkanı İsmail Özbozdağ, AA muhabirine yaptığı açıklamada, farklı turist segmentleriyle turizmi çeşitlendirmek için çalışma yürüttüklerini, ön plana çıkartılabilecek kültürel, tarihsel, doğal pek çok değerleri bulunduğunu kaydetti. Özellikle doğayla baş başa, köy köy dolaşarak tatil yapmak isteyenlerin Marmaris'i tercih ettiğini belirten Özbozdağ, "Doğayı, sessizliği sevenler Marmaris'ten daha iyi bir yer bulamaz. Bu nedenle yarı yıl tatilinde de birçok ziyaretçi bölgemizi tercih ediyor. Özellikle yoğun çalışan insanlar bu bölgeyi tercih ediyor" dedi. Acentelerin özellikle Ege'de köy gezileri düzenlediğini ifade eden Özbozdağ, "Marmaris'te bu anlamda müthiş bir potansiyel ve seçenek var. Bölgemizde turizm sezonu dışında yaz-kış açık otel sayısı gittikçe artıyor. Demek ki insanlardan talep var. Yoksa oteller boşu boşuna açılmaz. Her yıl talep çoğaldıkça açık otel sayısı da artacaktır. Böylece alternatif olanaklar sayesinde bölgede 12 ay turizm yapma imkanı bulunacak" diye konuştu. Bodrum Tanıtma Vakfı ve Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon da dünyaca ünlü plaj ve mahalleleri bulunan ilçelerinde yarı yıl tatilinde yerli ziyaretçilerin yoğunluk oluşturduğunu dile getirdi. GÜNLÜK SİYASİ GAZETE Yayın Sahibi Grup Birikim Matbaacılık Yayıncılık Bilişim Medya Sanayi ve Ticaret A.Ş. Genel Yayın Yönetmeni Ahmet TEKEŞ Sayfa Editörü Abdülmecit KOYUNSAĞAN Yazı İşleri Müdürü Şebnem ÜNAL Yıl: 45 Sayı: 15086 3 Şubat 2015 Salı Haber Koordinatörü Dursun ERKILIÇ İstihbarat Şefi Ayşegül BALDEMİR Kayseri 'turizm şehri' haline geldi Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki'nin 'Kayseri için kalkınma modeli' olarak gördüğü Erciyes, yapılan yatırımların karşılığını vermeye başladı. KAYSERİ - Türkiye ve dünyanın dört bir tarafından gelenlerle hafta sonu Erciyes, tarihinin en kalabalık dönemlerinden birisini yaşadı. On binlerce insanın Erciyes'te kayak yapmanın keyfini yaşamasıyla Kayseri'nin artık bir 'turizm şehri' haline geldiği şeklinde yorumlandı. Türkiye'nin dört bir yanından ve dünyanın farklı ülkelerinden gelenler hafta sonu tatili için Erciyes'i tercih etti. Erciyes'teki otellerin doluluk oranı yüzde 100'e ulaşırken kent merkezindeki otellerin doluluk oranı da Erciyes Kış Turizm Merkezi'ne olan ilgi nedeniyle arttı. Erciyes'e olan ilgi, bu ilgiden dolayı da pistlerin ve sosyal tesislerin tıklım tıklım dolması Erciyes'teki otellerin doluluk oranını yüzde 100'e ulaştırdı. Erciyes'teki otellerin yanı sıra kent merkezindeki otellerin doluluk oranı da Erciyes nedeniyle arttı. Hafta sonu tatili için Kayseri'ye gelerek Erciyes'in keyfini Trabzon'a "Turizm Adası" kurulacak TRABZON - Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı (DOKA), turizmde farklı alternatiflerin oluşturulmasına yönelik hazırlanan projeler kapsamında, Trabzon'da "Turizm Adası" kuracak. Doğu Karadeniz'in önemli turizm merkezlerinden Trabzon, doğal güzellikleri, sunduğu tarihi, kültürel ve sportif aktiviteleriyle daha çok yerli ve yabancı turistin ilgisini çekecek. Her yıl çok sayıda turisti ağırlayan Trabzon'da, yaklaşık 2 milyar çıkaranlar, pistlerden ve Erciyes'te kendilerine verilen hizmetten övgüyle bahsetti. Erciyes'e çocuklarıyla birlikte Ankara'dan gelen bir vatandaş, Erciyes'i mükemmel bulduğunu belirterek, "Gençler diğer kayak merkezlerini de biliyorlar. Erciyes'i keşfettikten sonra buradan ayrılamaz oldular. Pistler çok güzel. Geçen yıl geldiğimizde kar makineleri olduğu için diğer kayak merkezlerinde kayılamazken burada kayılabildiğini gördük. Pistler arasındaki geçişler çocukların hoşuna gidiyor. Ayrıca insanların yaklaşımı çok güzel. Misafirperver ve tamamen bizim kültürümüzü yansıtan insanlar. Ticari değil insana yönelik anlayış var. Belediye tesislerini çok beğendim. Tekrar tekrar gelmek isterim. Yapılan işler gerçekten mükemme." diye konuştu. Kayak yapmak için Erciyes'i tercih edenler arasında çok uzaklardan gelenler de vardı. Amerika ve İngiltere'den gelen liralık harcamayla hayata geçirilecek projeyle kentin ulusal ve uluslararası ölçekte çekim merkezi haline gelmesi hedefleniyor. DOKA Genel Sekreteri Çetin Oktay Kaldırım, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Trabzon'u ziyaret eden yerli ve yabancı turist sayısının her geçen yıl arttığını belirterek, kenti geçen yıl 1 milyon 946 bin 498 yerli ve 1 milyon 54 bin 855 de yabancı olmak üzere 3 milyon 4 bin 353 kişinin ziyaret ettiğini söyledi. iki genç, Erciyes'i harika bulduklarını belirtti. Erciyes'e bireysel ya da aileleriyle gelenlerin yanı sıra okul olarak gelenler de oldu. Bu okullardan biri olan Yozgat-Boğazlıyan İmam Hatip Ortaokulu öğrencileri günübirlik olarak Erciyes'e geldiler ve karın keyfini çıkardılar. Erciyes'i çok sevdiklerini belirten öğretmen ve öğrenciler, bu tesislerin yapılmasında emeği geçenlere teşekkür ettiler. Türkiye'deki farklı kayak merkezlerini de gören; ama bundan sonra tercihlerinin Erciyes olacağını düşünenler de vardı. İstanbul'dan gelen bir çift kar, pistler ve mekanik tesislerin harika olduğunu belirtirken bir başka kayaksever, "Daha önce başka yerlerde de kaydım. Kesinlikle Erciyes'teki gibi bir lezzet yok. Çünkü oralarda plan yok. Bir yerden çıkıp aynı yerde kaymak zorunda kalıyorsunuz. Burada bağlantı yollarıyla istediğiniz yerde kayabiliyorsunuz." dedi. (CHA) Muhabir - İnternet Editörü Alparslan OĞUZ Haber Merkezi Şenol Günüç, Emine Özcan, Kenan Ergen, Hakkı Murat Söbütay, Burcu Kerim, Ayşenur Gürer, Mihriban Demirel, Tülay Canpolat, Zeynep Efsane Güzeldereli İdari Merkez Yeni Batı Mah. 2412 Sok. No: 12 Batıkent - Yenimahalle / ANKARA Tel: 0312 397 49 79 - gazeteyedigun@gmail.com Yayın Sahibi Temsilcisi: Yiğit YİĞİT Basıldığı Yer: Dorukkaya Mat. Yay. Rek. Mağ. Enerji ve İnş. A.Ş. - İstanbul Yolu 6. km Macun Mh. 3. Cd. No: 2/1 Yenimahalle/ANKARA Tel: 397 11 97 Dağıtım: AK Dağıtım Abdulgani AKDAĞ Çağlayan Mah. Tıp Fakültesi Caddesi No: 258/11 Mamak/ANKARA Tel: 0312 368 04 09 Yayın Türü: Yerel - Süreli (Pazar hariç) Resmi ilanlarımızı internet sitemizden de görebilirsiniz. www.yedigungazetesi.com.tr Sözleşmesiz yazarlara ücret ödenmez YediGün Basın Meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir

Gekas golü unuttu, zirveyi kaptırdı İZMİR - Spor Toto Süper Lig'de 473 dakikadır gol atamayan Akhisar Belediyesporlu Gekas, uzun süredir önde götürdüğü gol krallığı mücadelesinde 12 gole ulaşan Trabzonsporlu Cardozo'ya geçildi. Lige iyi bir başlangıç yapan Akhisar Belediyespor'a attığı gollerle katkı veren Gekas, bu performansıyla Avrupa'daki en iyi gol ortalamasına sahip futbolcular listesinde ilk 10 sırada yer almıştı. Ancak ligde en son golünü 13. haftadaki Gençlerbirliği maçının 67. dakikasında kaydeden Gekas, o müsabakadan sonra çıktığı 5 lig maçında gol sevinci yaşayamadı. Yunan golcü Beşiktaş, Çaykur Rizespor, Bursaspor, Eskişehirspor ve son olarak Balıkesirspor karşısında gol atamadı. KARTAL IN ZİRVE TAKİBİ SÜRÜYOR İSTANBUL - Osmanlı Stadı'nda oynanan karşılaşmada, rakibini Olcay Şahan ve Demba Ba'nın golleriyle geçen siyah-beyazlı ekip, bu sezon 13. galibiyetine imza attı. Beşiktaş'ın teknik direktörü Slaven Bilic, bu sonuçla 21 sezonluk süreçte galibiyet sayısında Mircea Lucescu ve Christoph Daum'u, 18. haftalar itibarıyla yakaladı. 1994-1995'ten beri 34 hafta olarak oynanan ligde Beşiktaş, 18. haftalar dikkate alındığında en fazla galibiyet sayısına ulaştığı sezonlardan birini 2014-2015'te yaşadı. 21 yıllık süreçte 1994-1995'te Daum'un yönetiminde 18. hafta sonunda 13 galibiyet elde eden "Kara Kartallar", bu dönemde 3 beraberlik ve 2 yenilgi alarak sezon sonunda şampiyonluğa ulaştı. Beşiktaş, aynı başarıyı Rumen çalıştırıcı Mircea Luescu yönetiminde iki kez gerçekleştirdi. Lucescu, 2002-2003'teki ilk sezonunda 18 maçta siyah-beyazlı taraftarlara 13 kez galibiyet sevinci yaşatırken, bu süreci 5 beraberlikle tamamlayıp takımı da sezon sonunda şampiyonluğa ulaştırdı. Rumen çalıştırıcı, bir sonraki sezon Beşiktaş'a yine 13 galibiyet yaşatıp, 4 beraberlik ve 1 yenilgi aldı. Slaven Bilic de bu sezon siyahbeyazlı ekibe 18 haftada 13 galibiyet kazandırırken, 2 maçtan beraberlik ve 3 karşılaşmadan da yenilgiyle ayrıldı. Siyah-beyazlı takımın Ankara'da yaptığı lig maçlarında, gol yükünü Demba Ba ve Olcay Şahan çekti. Başkent'te bu sezon 3 lig mücadelesine çıkan Beşiktaş, Osmanlı Stadı'nda Sivasspor'u 3-2 ve Mersin İdmanyurdu'nu 2-1, Ankara 19 Mayıs Stadı'nda ise Gençlerbirliği'ni 2-0 mağlup ederken, bu gollerin tamamını iki oyuncusu kaydetti. Trabzonspor, Yanal ile daha başarılı Spor Toto Süper Lig'in ikinci yarısına art arda sahasında Medicana Sivasspor ve Suat Altın İnşaat Kayseri Erciyesspor karşısında aldığı galibiyetlerle başlayan Trabzonspor, teknik direktör Ersun Yanal yönetiminde Vahid Halilhodzic dönemine göre daha başarılı bir grafik ortaya koydu. Spor Toto Süper Lig'de Ankara'da Mersin İdmanyurdu'nu 2-1 mağlup eden Beşiktaş, zirve iddiasını sürdürdü. TRABZON - Sezon başında Cezayir Milli Takımı'ndan ayrılarak göreve gelen Boşnak teknik adam Vahid Halilhodzic yönetiminde 8, yardımcı antrenör Jacky Bonnevay ile de 1 maç olmak üzere 9 karşılaşmaya çıkan bordo-mavili takım, bu periyotta 2 galibiyet, 6 beraberlik ve 1 mağlubiyetle 12 puan topladı. Ligde 10. sırada kendine yer bulabilen Karadeniz ekibinde, Halilhdozic ile yolların ayrılmasının ardından göreve Ersun Yanal getirildi. Bordo-mavililer, Ersun Yanal yönetiminde, ligde 9 maçta 5 galibiyet, 2 beraberlik, 2 mağlubiyetle 17 puan toplayarak 18. hafta itibarıyla 29 puanla 6. sırada yer aldı. Trabzonspor, teknik direktör Ersun Yanal ile bu sezon Spor Toto Süper Lig, UEFA Avrupa Ligi ve Ziraat Türkiye Kupası'nda olmak üzere 16 karşılaşmaya çıktı. Karadeniz ekibi, bu 16 maçın 8'inden galibiyetle, 5'inden beraberlikle, 3'ünden mağlubiyetle ayrılarak, Yanal ile yüzde 50'lik galibiyet oranı yakaladı. Trabzonspor, teknik direktör Ersun Yanal yönetiminde, Ziraat Türkiye Kupası B Grubu'nda oynadığı 5 maçta 2 galibiyet, 3 beraberlik alarak 9 puanla grupta lider durumda bulunuyor. Karadeniz ekibi, son maçlar öncesi gruptan çıkmak için büyük avantaj sağladı. Trabzon temsilcisi, UEFA Avrupa Ligi'nde sahasında Ukrayna'nın Metalistk Kharkiv takımını mağlup edip, Polonya'nın Legia Varşova takımın yenilmesine karşın L Grubu'nu ikinci sırada tamamlamayı başardı ve 2. turda İtalya'nın Napoli takımıyla eşleşti. Trabzonspor, teknik direktör Yanal yönetimindeki ilk maçında Galatasaray'ı deplasmanda 3-0 yenerek, "Üç büyükler"e karşı 18 maçlık galibiyet hasretini sonlandırdı. "Üç büyükler" olarak adlandırılan Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray ile oynadığı son 18 resmi maçı kazanamayan bordomavili ekip, sarı-kırmızılı takım karşısında aldığı galibiyetle güçlü rakipleri karşısındaki kötü gidişata "dur" dedi. Bu takımlar karşısındaki son galibiyetini 21 Nisan 2012'de Süper Final Şampiyonluk Grubu'nun 2. haftasında Beşiktaş'ı sahasında 1-0 yenerek alan bordo-mavili ekip, 945 günlük galibiyet özlemini Galatasaray maçında bitirdi. FIFA'da zorlu başkanlık seçimi ANKARA- FIFA'nın mayıs ayında düzenlenecek genel kongresi, 6 başkan adayıyla futbol tarihinin en çekişmeli ve renkli seçimlerinden birisine sahne olacak. İsviçre'nin Zürih kentinde 29 Mayıs'ta yapılacak 65. FIFA Kongresi'ndeki başkanlık seçiminde öncekilerin aksine büyük rekabetin yaşanması bekleniyor. FIFA'ya bağlı 5 ülke federasyonunun desteğini alma şartının bulunduğu seçimlerde, gereken koşulları sağlayabilen başkan adaylarının, ilerleyen günlerde resmen açıklanması bekleniyor. Yeşil sahalarda 90'lı ve 2000'li yıllarda gösterdikleri performansla dönemine damga vuran Portekizli yıldız Luis Figo ve Fransız David Ginola gibi futbol dünyasının renkli simaları, adaylıklarının kabul edilmesi halinde dünya futbolunu yönetmek için Sepp Blatter karşısında ter dökecek. FIFA Başkan Yardımcısı ve Ürdün Prensi Ali Bin el-hüseyin, eski FIFA Genel Sekreter Yardımcısı Jerome Champagne ve Hollanda Kraliyet Futbol Federasyonu (KNVB) Başkanı Michael van Praag da başkanlık yarışında rekabeti artıran isimler olacak. Dünya futbolunun patronluğunu 17 yıldır sürdüren 78 yaşındaki Sepp Blatter, geçen yıl Brezilya'da düzenlenen FIFA Dünya Kupası'nın ardından görevini bırakacağını açıklamasına rağmen daha sonra bu kararından vazgeçti. Dünya futbolunun gelişmesi adına görevine devam etmek istediğini belirten İsviçreli Blatter, 5. kez başkanlık seçimlerinden zaferle ayrılmayı planlıyor. Buna rağmen Dünya Kupası'na 2018'de evsahipliği yapacak Rusya ve 2022'de düzenleyecek Katar'a ilişkin yürütülen soruşturma sırasında "şeffaf bir politika" yürütmemesi iddiasıyla uluslararası futbol basınınca eleştiri oklarının hedefi haline gelen Blatter'ı zorlu bir süreç bekliyor. Trabzonspor, Cardozo ile coştu TRABZON - Spor Toto Süper Lig'de Suat Altın İnşaat Kayseri Erciyespor'u 2-1 yenen Trabzonspor'un ikinci golünü kaydederek galibiyette önemli rol oynayan Oscar Cardozo, attığı gollerle takımına önemli puanlar kazandırdı. Sezon başında geldiği Portekiz'in Benfica Kulübü'nde 2009-2010 sezonunda 13 maçta 10 gol atarak UEFA Avrupa Ligi'nin en golcü oyuncusu olan, aynı sezon ligde 29 maçta 26 gol, 2011-2012 sezonunda da 29 maçta 20 golle Portekiz Ligi'nde gol krallığı sevinci yaşayan "Büyük baston" lakaplı oyuncu, bordo-mavili takımda ligin ilk 18 haftalık bölümünde 12 gol atarak gol krallığı yarışında da ön sırada yer aldı. Ligde ilk 2 hafta sakatlığı nedeniyle forma giyemeyen Paraguaylı oyuncu, 18 maçın 11'inde ilk 11'de sahaya çıkarken bin 108 dakika mücadele ederek, ortalama 61,5 dakika sahada kaldı.

ANKARA - The Economist dergisince yapılan araştırmada, dünyanın güvenli kenti olarak Japonya'nın başkenti Tokyo seçildi. Derginin ''Güvenli Şehirler 2015 İndeksi'' çalışmasında, kentler dijital, kişisel ve sağlık güvenliği ile altyapı güvenirliği kriterlerine göre sıralandı. Bu araştırmada, Tokyo, dünyada yaşanabilecek en güvenli kent oldu. Birleşmiş Milletler verilerine göre, Tokyo'da 38 milyon civarında kişi yaşıyor. Anket, nüfusu fazla olan kentlerin bile güvenli olabileceğine işaret ediyor. Tokyo'yu, Singapur, Osaka ve İsveç'in başkenti Stockholm, Hollanda'nın başkenti Amsterdam takip etti. Avustralya'dan Sidney 6'ncı, İsviçre'den Zürih 7'nci, 18 santimetreye 20 bin motif işledi Dünyanın en güvenli kenti: Kanada'dan Toronto 8'inci, Avustralya'dan Melbourne 9'uncu ve ABD'den New York ise 10'uncu sırada yer aldı. Listenin son 5 sırasında ise Meksika'nın başkenti Meksiko, Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad, Güney Afrika'dan Johannesburg, Vietnam'dan Ho Chi Minh ve İran'ın başkenti Tahran bulunuyor. Türkiye'nin önemli turistik bölgelerinden Kapadokya'nın el sanatları merkezi konumundaki Avanos'ta, seramik ustası 39 yaşındaki Serkan Büken, 18 santimetre çapındaki tabağa 20 bin 421 Hitit ve Selçuklu motifi işledi. NEVŞEHİR - MURAT KAYA - Büken, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kapadokya bölgesinde 18 yaşında yaşında başladığı seramik el sanatları süslemesi ve hediyelik eşya satışı işini kazancının azalması nedeniyle 8 yıl önce bıraktığını şimdi İl Özel İdaresinde çalıştığını söyledi. Seramik el sanatlarına olan sevgisinin bitmediğini ve fırsat buldukça farklı çalışmalar yaptığını ifade eden Büken, son olarak 18 santimetre çapındaki seramik tabak üzerine 6 aylık milimetrik çalışma sonucunda 20 bin 421 motif işleyerek benzeri olmayan bir eser ortaya çıkardığını ifade etti. Tabağa işlediği binlerce Hitit ve Selçuklu motifinin sayılarını tek tek not aldığını belirterek, "Bu eser, milimetrik çini sanatında ilk ve tek olma özelliği taşıyor. Yaklaşık 6 ay uğraştım. 0,1 milimetre uçlu kalemle büyük bir titizlik ve sabırla işledim" dedi. GUİNNESS, MOTİFLER SAYILAMAYA- CAĞI İÇİN BAŞVURUYU REDDETTİ Çizim sürecinde çok zorlandığını ancak başladığı işi bitirmek için sabırla çalıştığı aktaran Büken, "Eserimi tamamladıktan sonra Guinness Rekorlar Kitabı'na başvuruda bulundum. Ancak yetkililer başvurumu 20 bin motifi sayabilecekleri bir sistemin olmadığı gerekçesiyle kabul edemedi. Bunun yerine teşekkür belgesi gönderdi" diye konuştu. Büken, bu tür seramik eserlerin üzerine yapılan motiflerin inceliğine göre değerinin arttığını ifade ederek, eserin bazı organizasyonlarda sergilendiğini, daha çok yabancı turistlerin dikkatini çektiğini söyledi. "BU DALDA YAPILACAK EN SON ŞEYİ YAPTIĞIMI DÜŞÜNÜYORUM" Daha önce böyle bir çalışmaya rastlamadığını vurgulayan Büken, "Bu dalda yapılacak herhalde en son şeyi yaptığımı düşünüyorum. Daha küçüğü ya da daha incesinin yapılabileceğini zannetmiyorum. Kendi adıma da yaptığım eserle bu alanda görevimi tamamladım" diye konuştu. Büken, eserine 40 bin dolar fiyat teklif edildiğini ancak kendisinin bunu, eserinin müzelerde sergilenmesini istediği için kabul etmediğini sözlerine ekledi. Yarım asırdır kasket yapıyor Diyarbakır'da yarım asırdır kasket yapan Bube Arık, özellikle Şırnak ve Hakkari'den gelen siparişler üzerine sekiz ve tek köşeli, düğmeli ürünler hazırlıyor. DİYARBAKIR - NURTEN ASLAN - Sur ilçesinin Balıkçılar semtindeki kasket ustası 67 yaşındaki Arık, önce çırak, sonra kalfalığa yükseldiği dükkanı ustalarından devralarak 40 yılı aşkın bir süredir işletiyor. El emeği kasketler hazırlayan ve 55 yılını kasket yapımına veren Arık, geçmiş yıllara göre rağbet görmemesine rağmen halen büyük keyifle kasket yapımını sürdürüyor. Arık, mesleğinin ölmemesi için 6 çocuğundan 2'sine kasket yapımını öğreterek, onların bu mesleği yaşatmalarını umuyor. Geçmiş yıllarda kazancı çok iyi olan mesleğini yaşatmak isteyen Arık, AA muhabirine, mesleğe çok küçük yaşlarda başladığını, 55 yıldır kasket yapım işinden geçimini sağladığını söyledi. Diyarbakır'da geçmiş yıllarda 15'in üzerinde kasket yapan iş yerinin bulunduğunu anımsatan Arık, çok sayıda kişinin bu iş yerlerinde çalıştığını anlattı. Daha önceleri kasketlerin yüksek fiyata satıldığını, bu nedenle iyi gelir elde ettiğini kaydeden Arık, ancak son yıllarda kasketlere rağbetin azaldığını, bazı günler hiç satış yapamadıklarını söyledi.bölgede özellikle Şırnak ve Hakkari yöresinden sipariş aldıklarını ifade eden Arık, şöyle konuştu: "Gelen siparişler üzerine 8 köşe, tek köşe ve düğmeli olmak üzere 3 çeşit kasket yapıyoruz. Kasket yapımı için 50 yıllık dikiş makinesi ve kasket kalıplarını kullanıyorum. Özellikle kasket kalıpları benim için çok değerli. Bu kalıplara şimdi milyarlar verseler satmam. Bu mesleği bana öğreten ustama büyük bir saygım var. Bazı kasketleri ustam Davut Nergis, bazılarını da çocuklarımın adına yapıyorum. Halen ustam Davut Nergis adına kasket isteyen müşterilerimiz var. Mesleğimiz çok güzel, ama bitmek üzere. Emeğimize yazık. Bu mesleğe acıyorum. Koskoca Diyarbakır'da sadece 2 kasket yapan iş yeri kaldı." Arık, dükkanı 2 oğluyla işlettiğini belirterek, çocuklarının bu mesleği devam ettirmelerini istediğini aktardı. Kasketleri 10 liradan başlayan fiyatlarla sattıklarını dile getiren Arık, "Halen büyük bir zevkle mesleğimi yapıyorum. Diyarbakır'a gelen birçok ünlü de dükkanımı ziyaret etti. Bazı sanatçılar çektikleri filmde kullanmak için kasket siparişinde bulundu" dedi.