Kayıt Dışı Ekonomi-Vergi Denetimi-İdari Yapı (2)



Benzer belgeler
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI 2013 YILI SAYIŞTAY DENETİM RAPORU

CUMHURBAŞKANLIĞI 2013 YILI SAYIŞTAY DENETİM RAPORU

JANDARMA GENEL KOMUTANLIĞI 2014 YILI SAYIŞTAY DENETİM RAPORU

YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİR

MİLLİ GÜVENLİK KURULU GENEL SEKRETERLİĞİ 2014 YILI SAYIŞTAY DENETİM RAPORU

YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER TARAFINDAN DÜZENLENMESİ GEREKEN SERBEST BÖLGE FAALİYET TASDİK RAPORU NA İLİŞKİN TEBLİĞ YAYIMLANDI

T.C. SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI ORDU İL ÖZEL İDARESİ 2012 YILI DENETİM RAPORU

Bu hüküm, sadece bilanço esasına göre defter tutan kurumlar vergisi mükelleflerini kapsamaktadır.

Sirküler Tarihi : Sirküler No : 2011/18 : Kesin Mizan Bilgilerinin Elektronik Ortamda Gönderilmesi Hk.

Sözkonusu Maddede; yurtdışındaki kıymetlerin beyanına imkan sağlanmış, yurtiçindeki varlıklarla ilgili bir düzenlemeye yer verilmemiştir.

Serbest Bölgelere Yönelik Gümrük MüĢavirliği Hizmetlerinin Katma Değer Vergisi Açısından Durumu

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI MERSİN VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

Serbest Bölgelerde Özel İletişim Vergisi Uygulanabilir mi?

ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME FAALİYETLERİNİN DESTEKLENMESİ HAKKINDA KANUN

42 Sıra No.lu Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Genel Tebliği Yayımlandı DUYURU NO:2010/01

T.C. KARTAL BELEDİYE BAŞKANLIĞI İSTANBUL

İSTANBUL SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF ISTANBUL

6098 SAYILI BORÇLAR KANUNU KAPSAMINDA. ADAM ÇALIġTIRANIN SORUMLULUĞU. Av. Mustafa Özgür KIRDAR ERYĠĞĠT HUKUK BÜROSU / ANKARA

3. YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK DENETİM VE TASDİK SEMPOZYUMU. Yeminli Mali Müşavirlerin İdari ve Mali Sorumluluğu

TÜRKİYE DE KOBİ UYGULAMALARI YMM. NAİL SANLI TÜRMOB GENEL BAŞKANI IFAC SMP (KOBİ UYGULAMARI) FORUMU İSTANBUL

Kayıt Dışı Ekonomi-Vergi Denetimi-İdari Yapı (1)

5951 Sayılı Torba Kanun Neler Getirdi?

BİLGİ NOTU / Bu bilgi notumuzda anılan kanunun vergi alacakları ile ilgili düzenlemelerine yer verilecektir.

VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO:420) Resmî Gazete 7 Aralık 2012 CUMA Sayı : Maliye Bakanlığından:

Bu rapor, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu uyarınca yürütülen düzenlilik denetimi sonucu hazırlanmıştır.

2015 yılında geçerli olacak bazı parasal büyüklükler aşağıdaki gibidir. 4. Basit usule tabi olmanın genel şartları sırasıyla: TL ve 4.

Bu makale Temmuz 1998 tarihinde Vergi Sorunları Dergisi nin 118 numaralı sayısında yayımlanmıştır.

DOĞAL GAZ SEKTÖRÜNDE PERSONEL BELGELENDĠRMESĠ

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI 2013 YILI SAYIŞTAY DENETİM RAPORU

Türkiye Serbest Muhasebeci Mali MüĢavirler ve Yeminli Mali MüĢavirler Odaları Birliğinden:

KONU: Vergi Levhalarının Ġnternet Vergi Dairesinden Alınabileceğine ĠliĢkin Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği Resmi Gazete'de Yayımlandı.

SM - Serbest Muhasebecilik, SMMM - Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve YMM - Yeminli Mali Müşavirli

KANUN. Kanun No Kabul Tarihi: 10/1/2013

SİRKÜLER RAPOR

1.1 Gelir Vergisine Tabi Gelirlerin Vergilendirilmesinde Esas Alınan Tarife

Konuyla Ġlgili Tebliğin Tam Metni Ekte Tarafınıza SunulmuĢtur.

Sirküler no: 067 İstanbul, 2 Ağustos 2010

ERTÜRK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş./74

SERBEST MUHASEBECİLİK, SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 40)

YÖNETMELİK. e) Katılımcı: Yeterlilik kazanmak üzere sertifikalı eğitim programına katılan kiģiyi,

SAHİL GÜVENLİK KOMUTANLIĞI 2013 YILI SAYIŞTAY DENETİM RAPORU

SAĞLIK SERBEST BÖLGESĠ (SSB) ÇALIġMASI

Elektronik Ortamda Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi GöndermeTalep Formu

GEÇİCİ VERGİ BEYAN DÖNEMLERİ AZALTILMALI, ORANLARI YENİDEN BELİRLENMELİDİR

6728 SAYILI KANUN İLE MUHTASAR VE PRİM HİZMET BEYANNAMESİ UYGULAMAYA KONULMUŞTUR.

SözleĢme Tarihi : 20/06/2016 SözleĢme No : 2016/02

GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (Seri No:266)

TUNCELĠ ÜNĠVERSĠTESĠ YILI SAYIġTAY DENETĠM RAPORU

BAĞIMSIZ DENETİM VE YMM LTD. ŞTİ.

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2012/138. Bazı Mükellef Gruplarına Elektronik Defter Tutma ve Elektronik Fatura Uygulamasına Dâhil Olma Zorunluluğu Getirilmiştir.

6736 SAYILI KANUN KAPSAMINDA GV, KV VE KDV MATRAH ARTIRIMINDA BULUNAN FİRMALARDA VERGİ İNCELEMESİ YAPILIP YAPILAMAYACAĞI

PEKİ ŞİMDİ NE OLACAK? BAĞIMSIZ DENETİM YÖNETMELİĞİNE İLİŞKİN DEĞERLENDİRME

YATIRIM İNDİRİMİNDE TERCİH SORUNU

ULUSAL Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ KONSEYĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç ve kapsam

SİRKÜLER. KONU : KDV Uygulama Genel Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ( Seri No 1) Yayımlandı.

- MESLEK HUKUKU- 7.Aşağıdakilerden hangisi Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Genel Kurulunun görevlerinden biri değildir?

T.C. ADIYAMAN ÜNĠVERSĠTESĠ REKTÖRLÜĞÜ STRATEJĠ GELĠġTĠRME DAĠRE BAġKANLIĞI ÇALIġMA USUL VE ESASLARI YÖNERGESĠ

7143 VERGİ VE DİĞER BAZI ALACAKLARIN YAPILANDIRMASI KANUNU MATRAH VE VERGİ ARTIRIMI

YÖNETMELİK. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinden: MEHMET AKĠF ERSOY ÜNĠVERSĠTESĠ KADIN SORUNLARI UYGULAMA VE. ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ

421 SIRA NO'LU VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ Resmi Gazete No Resmi Gazete Tarihi 14/12/2012 Kapsam

ISI YALITIMI VE ENERJİ TASARRUFU SAĞLAMAYA YÖNELİK HARCAMALARIN GİDER YAZILABİLME DURUMU?

İNTERNET ORTAMINDA REKLAM HİZMETLERİNİN VERGİLENDİRİLMESİ. Ali ÇAKMAKCI. Yeminli Mali Müşavir-Bağımsız Denetçi, E. Hesap Uzmanı

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2016/ Aralık 2016 tarihli ve sayılı Resmi Gazete de 295 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği yayımlandı.

EGE ÜNİVERSİTESİ TEHLİKELİ ATIK YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

MECBURİ MESLEK KARARLARININ UYGULANMASI İLE İLGİLİ SON DURUM GENELGE /2003

Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 9/12/2004 Sayı :25665

6. YürürlükBu mükellefler kâğıt ortamında defter tutmaları halinde hiç defter tutmamış sayılırlar.

V E R G İ A K T Ü E L

Bu makale Mayıs 2003 tarihinde Vergi Sorunları Dergisi nin 176 numaralı sayısında yayımlanmıştır.

I. STOPAJ YÖNTEMĠNE TABĠ MENKUL SERMAYE GELĠRLERĠ VE DEĞER ARTIġ KAZANÇLARI

T.C. SĠLĠVRĠ BELEDĠYE BAġKANLIĞI ĠNSAN KAYNAKLARI VE EĞĠTĠM MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIġMA YÖNETMELĠĞĠ. BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Ġlke ve Tanımlar

MEHMET KAYA YEMĠNLĠ MALĠ MÜġAVĠR BAĞIMSIZ DENETÇI LİMİTED ŞİRKET Mİ, ANONİM ŞİRKET Mİ?

3. YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK DENETİM VE TASDİK SEMPOZYUMU PROGRAMI 3 7 Aralık 2014, Antalya. Dr. Mehmet Ali Özyer Sayıştay 8.

278 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği Yayımlandı DUYURU NO:2011/08

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2016/151 Ref: 4/151. Konu: BAZI VARLIKLARININ MİLLİ EKONOMİYE KAZANDIRILMASI (VARLIK BARIŞI)

TEBLİĞ. SERBEST MUHASEBECĠ MALĠ MÜġAVĠRLĠK VE YEMĠNLĠ MALĠ MÜġAVĠRLĠK KANUNU GENEL TEBLĠĞĠ (SIRA NO: 43)

YURTDIŞINDA MUKİM KURUMLARIN TÜRKİYE DEKİ TAŞINMAZ SATIŞLARININ VERGİLENDİRİLMESİ

YASAL DAYANAK 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 98/A maddesi ile 5510 sayılı Kanunun 86 ncı maddesinin onüçüncü fıkrasına dayanılarak hazırlanmıştır.

TEBLİĞ 286 SERİ NO'LU GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ

T.C MUġ ALPARSLAN ÜNĠVERSĠTESĠ FEN TEKNOLOJĠ TOPLULUĞU TÜZÜĞÜ

44 SERİ NO'LU SM, SMMM VE YMM KANUNU GENEL TEBLİĞİ

Sayı: / Aralık 2014 Konu: Aile Hekimliği Nöbet ŞUBE / TEMSİLCİLİKLERE

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2015/184 Ref: 4/184

Yeminli Mali Müşavirlik Bağımsız Denetim ve Danışmanlık. Konu : Tarihinden İtibaren Uygulanacak Olan Gelir Vergisi Maktu Had ve Tutarları

Sirküler Rapor Mevzuat /107-1

İSTANBUL YÖNTEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK LİMİTED ŞİRKETİ

DÜZCE İL ÖZEL İDARESİ 2012YILI DENETİM RAPORU

nezdinde yeminli mali müşavirlerce yapılacak tespitlere ilişkin açıklamalar

1. Gelir vergisine tabi gelirlerin vergilendirilmesinde esas alınan tarife

SUNUŞ. Sabri ÇAKIROĞLU Ġç Denetim Birimi BaĢkanı

İçindekiler kısa tablosu

İTHALAT SONRASI KDV DÜZELTMELERİNDE YENİ MİLAT

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

TAġINMAZLARIN ARSA VASFINI KAZANMASI

Değerli Üyemiz, 28/07/2011

Konu : İzaha Davet Müessesesine İlişkin Açıklamalar.

MUSTAFA KEMAL ÜNĠVERSĠTESĠ BĠLGĠSAYAR BĠLĠMLERĠ UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

Bu kapsamda, 142 seri No lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde vergi levhası asmak zorunda olan mükellefler aşağıdaki şekilde belirlenmiştir.

Arsa Karşılığı İnşaat İşlerinin Vergilendirilmesinde Ne Değişti?

Transkript:

1. GİRİŞ Kayıt Dışı Ekonomi-Vergi Denetimi-İdari Yapı (2) Maliye ve Sigorta Yorumları 15 ġubat 2006 Kayıt dıģı ekonominin ortaya çıkıģ nedenlerini, genelleme yapılmak suretiyle 6 ayrı ana baģlık altında toplamak mümkündür. 1 Bunlar: Vergi Oranlarının Yüksekliği ve Vergiye KarĢı Direnç, Vergilendirme Ortamının Belirsizliği, Muhasebe ve MüĢavirlik Hizmetlerinin Yetersizliği, Gelir Ġdaresi ve Denetimden Kaynaklanan Nedenler, Siyasi Nedenler, Ekonomik Nedenler. Söz konusu nedenler iktisat kuramları yardımıyla ayrıntılı olarak ana baģlıklar halinde açıklanmaya çalıģılacaktır. 2. VERGİ ORANLARININ YÜKSEKLİĞİ VE VERGİYE KARŞI DİRENÇ Vergi oranlarının ekonomik faaliyetlere olan etkisi, arz yanlı iktisat teorisinde ortaya konmuģ ve bu teorinin en önemli dayanağını vergi oranları ile vergi gelirleri arasındaki iliģki oluģturmuģtur. Arz yanlı ekonomi politikası, Keynezyen teorinin toplam talebe ağırlık vermesine bir tepki olarak doğmuģtur. Arz yanlı iktisadın temel amacı, hızlı ekonomik büyüme ile düģük oranlı enflasyonu bir arada gerçekleģtirebilmektir. Bu görüģ yandaģlarınca önerilen temel politika aracı, vergi oranlarıdır. Yüksek oranlı vergilerin tasarruf ve çalıģmayı azaltarak üretimi ve arzı daraltacağı, böylelikle toplam talep ve toplam arz dengesini bozarak enflasyona yol açacağı öne sürülür. Yine bu görüģe göre sosyal güvenlik harcamaları, iģgücünü tembelliğe özendirmeyecek düzeyde ayarlanmalıdır. 2 Vergi oranlarının artırılmasına insanlar tepki verirler, vergi oranlarında ne kadar çok artıģ olursa, insanların vergi ödemekten kaçınma istekleri de o denli yüksek olacaktır. Daha az vergi ödemenin bir yolu az çalıģmak, az tasarrufta bulunmak, az yatırım yapmaktır. Bir baģka yolu da yasa dıģı davranmak, vergi kaçırmaktır. Çünkü insanlar çalıģıp, tasarruf edip, yatırım yapıp daha fazla vergi ödemektense, bunun yerine vergisiz para kazanma yollarını ararlar. 3 Bu analizde vergi oranlarının belli bir orandan sonra vergi gelirlerini düģüreceği belirtilerek, vergi oranlarının optimalin üzerine çıktığı zamanlarda vergi gelirleri azalmaya baģlayacaktır. Ekonomide vergi gelirini en yüksek düzeye getiren ideal bir vergi oranı vardır. ġöyle ki; %0 ve %100 vergi oranında vergi geliri sıfırdır. Çünkü, %0 oranda hiç vergi alınmıyor, %100 oranında da gelirin tamamı devlete veriliyor demektir. Böyle bir durumda gönüllü çalıģma olmayacağından vergi oranının artması belli bir noktaya kadar vergi gelirlerinin de artmasını sağlar, ancak bu noktadan sonra vergi gelirleri azalmaya baģlar. Dolayısıyla vergi 1 KILDĠġ Yusuf, Kayıt DıĢı Ekonomi ve Etkileri, Vergi Sorunları Dergisi, Maliye Gelirler Kontrolörleri Derneği Yayını, Eylül/2000, Sayı 144, s. 192 2 ĠġGÜDEN Tamer-TURANLI Rona, Ansiklopedik Ekonomi Sözlüğü, 2. Basım, Bilim Teknik Yayınevi, Ġstanbul 1992, s. 16 3 SEYĠDOĞLU Halil, Ekonomik Terimler Ansiklopedik Sözlük, Güzem Can Yayınları No:18, Ġstanbul 2002, s. 381

oranlarıyla vergi gelirleri arasında oluģan fonksiyonel iliģki, önce doğru orantılı, sonra ters orantılı bir seyir izler. 4 Esasen vergi oranları artmaya baģladığında ekonomik faaliyetlerde, rakamlarda ifade edildiği Ģekilde azalma olmaz, sadece yüksek vergi oranları sebebiyle kayıtlı ekonomiden kayıt dıģılığa kayıģ söz konusu olacaktır. Bu durumda da kayıtlı ekonominin boyutu küçülmüģ olur. Hükümetler, yüksek vergi oranlarının etkisini hafifletmek için vergi muafiyet ve istisna uygulamalarını geniģletirler. Bu sefer de vergi adaleti bozulur ve rekabet eģitsizliği ortaya çıkar. Ġstisna ve muafiyetlerden yararlanamayanlar, vergi kaçakçılığı yoluna gidebilirler. Vergi kaçakçılığının boyutlarını ise, vergi denetimi geçirme ihtimali, beyan dıģı kalan gelir sebebiyle ödenecek vergi cezası, muhatap olunacak vergi oranları ve risk alma eğilimi belirlemektedir. Ancak vergi oranları optimal düzeyinin saptanması ya da ölçülmesi gibi zorlukların bulunduğunu da göz ardı etmemek gerekir. 3. VERGİLENDİRME ORTAMININ BELİRSİZLİĞİ Klasik modelin kurucularından Adam SMĠTH, vergide birlik ilkesini vergileme ile ilgili prensipler arasında saymıģtır. Bu ilkeye göre mükellef ödeyeceği verginin miktarını, zamanını ve ödeme Ģeklini daha önceden bilmelidir. Adam SMITH e göre, devletin üstlendiği görevler nedeniyle karģılamak durumunda olduğu bütün giderler için halktan, devletin himayesi altında elde ettikleri gelire göre vergi toplanmalı. Vergiler o Ģekilde tahsil edilmeli ki, mükellefler kendileri için en uygun bir zamanda ödemek imkânına sahip olsunlar. Bunun dıģında vergi alınması ise, adaletsiz ve haksızlık demektir. Dolayısıyla vergiler, mükellefleri, vergilerin sağlayacağı parasal avantajlardan daha fazla bir fedakârlığa zorlamamalı. 5 Vergi mevzuatı bir çok Vergi Kanunu, kanun hükümlerini değiģtiren Kanunlar, Bakanlar Kurulu Kararları, Genel Tebliğler, Sirkülerler, Muktezalar ve Genel Yazılardan oluģan ve uzmanların bile izlemekte zorluk çektiği bir görünüme bürünmemelidir. Vergi uygulamalarından ortaya çıkan sorunlara iliģkin Yargı Organlarının verdiği kararlar uygulama birliği sağlayacak nitelikte de olmalıdır. Aksi taktirde ortaya belirsizlik ortamı çıkabilecek, mükellefler ve doğal olarak vergi idaresi zor durumda kalacaktır. Vergi kanunlarındaki mükerrer maddeler, geçici maddelerle değiģtirilen ya da uygulaması bir süre ertelenen maddeler, vergilendirmede açıklık ilkesini bozmaktadır. Ayrıca vergi mevzuatı, uluslar arası iliģkilerde ortaya çıkan yeni durumlarla uyumlu hale getirilmeli, gerekli düzenlemeler buna göre yapılmalıdır. Vergi mevzuatı sade ve kolay anlaģılır değilse, ülkenin sosyal, mali ve ekonomik ihtiyaçlarına cevap veremiyorsa vergi kaçağı artacak, kayıt dıģı ekonomi daha da büyüyecektir. 4. MUHASEBE VE MÜŞAVİRLİK HİZMETLERİNİN YETERSİZLİĞİ Kayıt dıģı ekonominin ortaya çıkmasında belki de en önemli etkenlerden biri muhasebe ve müģavirlik hizmetlerinin yetersizliğidir. Sürekli değiģen vergi kanunlarını takip etmek ve bürokrasiyi aģmak bir yana, esas faaliyet alanı dıģında vergi, sigorta gibi ödevlerin yerine getirilmesi, bütün iģletmeler açısından bir külfet oluģturmaktadır. 4 DEMĠR Osman, Ekonomide Devlet, Sermaye Piyasası Kurulu Yayını, Yayın No:71, Ankara 1997, s. 89 5 SOULE George-ANTELL Gerson, Herkes Ġçin Ekonomi, 3. Baskı, Çeviren: Nejat MUALLĠMOĞLU, Avcıol Basım-Yayın, Kasım-1996, s. 48 2

Bu ağır bürokratik iģlemleri ve külfetli iģi baģarabilmek için büyük iģletmeler kendi bünyelerinde muhasebe ve müģavirlik birimleri oluģturmakta, orta ve küçük ölçekli iģletmeler ise, muhasebe ve müģavirlik hizmetlerini dıģardan temin etmektedirler. Ancak ister iģletme bünyesinde isterse dıģarıdan sağlansın, muhasebe ve müģavirlik hizmetlerini ifa edenlerin kalifiye olmak zorunda oldukları unutulmamalıdır. Muhasebe ve müģavirlik hizmetlerini ifa edenler, mükellefle vergi, sigorta ve diğer idareler arasında köprü vazifesi görmektedirler. Bilhassa sahte ya da muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlenmesinde veya temininde, kayıt dıģı iģçi çalıģtırılmasında ya da çalıģanların ücretlerinin bir kısmının kayıt dıģı bırakılmasında bu hizmetleri ifa edenlerin caydırıcı etkilerinin olması gerekmekte ve beklenmektedir. Türkiye de muhasebe ve muhasebecilik hizmetlerinin yürütülmesine iliģkin olan 3568 sayılı Kanun da, kanun un amacı; ĠĢletmelerde faaliyetlerin ve iģlemlerin sağlıklı ve güvenilir bir Ģekilde iģleyiģini sağlamak, faaliyet sonuçlarını ilgili mevzuat çerçevesinde denetlemeye, değerlendirmeye tabi tutarak gerçek durumu ilgililerin ve resmi mercilerin istifadesine tarafsız bir Ģekilde sunmak ve yüksek mesleki standartları gerçekleģtirmek üzere, Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali MüĢavirlik ve Yeminli Mali MüĢavirlik meslekleri ve hizmetleri ile Serbest Muhasebeci Mali MüĢavirler ve Yeminli Mali MüĢavirler Odaları, Serbest Muhasebeci Mali MüĢavirler ve Yeminli Mali MüĢavirler Odaları Birliğinin kurulmasına, teģkilat, faaliyet ve denetimlerine, organlarının seçimlerine dair esasları düzenlemek Ģeklinde belirtilmiģtir. 6 Ancak söz konusu Kanun un 12. maddesinde sadece Yeminli Mali MüĢavirler, ziyaa uğratılan vergiler ile cezalardan mükellefle birlikte müģtereken ve müteselsilen sorumlu tutulmuģlardır. Serbest Muhasebeciler ile Serbest Muhasebeci Mali MüĢavirlere Kanunda böyle bir sorumluluk getirilmemiģtir. Ayrıca Kanun un 48. maddesinde verilecek disiplin cezaları belirtilmiģ olmakla birlikte, disiplin cezasının bağlı olunan Oda tarafından verilmesi esası benimsenmiģtir. Meslek mensuplarının oyları ile seçilen Oda Disiplin Kurullarının esnek davranmaları ve müeyyidelerin adeta uygulanamaz duruma dönüģmesi kaçınılmaz olacaktır. Halbuki disiplin cezalarına iliģkin kararların, ilgili Oda Disiplin Kurulu ile birlikte kamu otoritesini temsil eden (Maliye Bakanlığı gibi) ilgili biriminin de katılımı ile verilmesi sağlanabilirse, oy kazanıp seçilme telaģında olmayan üyelerin katkısıyla kurullara daha objektif davranma serbestisi kazandırılmıģ olacaktır. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu na göre, mükelleflerin muhafaza etmek zorunda oldukları her türlü defter, belge ve karneler ile vermek zorunda bulundukları bilgilere iliģkin mikro fiģ, mikro film, manyetik teyp, disket ve benzeri ortamlarındaki kayıtlarını ve bu kayıtlara eriģim veya kayıtları okunabilir hale getirmek için gerekli tüm bilgi ve Ģifreleri muhafaza süresi içerisinde yetkili makam ve memurların talebi üzerine -ki bu yetkili makam ve memurlar da aynı kanunun 134. maddesinde incelemeye yetkililer olarak sayılmıģtır- ibraz ve inceleme için arz etmek zorundadırlar. Bu zorunluluk Maliye Bakanlığınca belirlenecek usule uygun olarak, tasdike konu hesap ve iģlemlerin doğrulanması için gerekli kayıt ve belgelerle sınırlı olmak üzere, bu hesap ve iģlemlere doğrudan ya da silsile yoluyla taraf olanlara, defter ve belgelerinin tetkiki amacıyla Yeminli Mali MüĢavirler tarafından yapılan talepler için de geçerlidir. 7 Yine Yeminli Mali MüĢavirlerce gerçek ve tüzel kiģilerin mali tabloları ve vergi beyannamelerinin mevzuat hükümlerine uygunluğunun tasdik edilmiģ olması halinde, bu belgeler kamu idaresinin yetkili elemanlarınca tasdik iģleminin kapsamı ölçüsünde incelenmiģ belgeler olarak kabul edilmektedir. 8 6 13.06.1989 gün ve 20194 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 3568 sayılı Kanun, madde 1 7 213 sayılı Vergi Usul Kanunu madde 256 8 213 sayılı Vergi Usul Kanunu 141. maddesini müteakip ek madde hükmü 3

Böylece inceleme yetkisi dolaylı olarak Yeminli Mali MüĢavirlere de verilmiģ olmakla birlikte, Yeminli Mali MüĢavirlerin çalıģma alanları, görev paylaģımı, hangi kamu kuruluģu tarafından ne Ģekilde denetlenecekleri Kanunla belirtilmediğinden ya da sınırlama getirilmediğinden, çalıģmalarında düzensizlik ve keģmekeģlik yaģanmaktadır. Yeminli Mali MüĢavirlerin, tasdik kapsamındaki mükelleflere maddi yönden bağımlı olmaları nedeniyle, diğer bir deyiģle Yeminli Mali MüĢavirlerin çalıģma alanları veya bölgeleri kanunlarla ya da kanunlara istinaden çıkarılan yönetmeliklerle belirlenmediğinden, inceleme esnasında karģılaģtıkları ve kendi bilgileri dahiline giren vergi kanunlarına veya diğer kanunlara aykırı iģlemleri ilgili mercilere bildirmek yerine sadece mükelleflerle olan tasdik sözleģmelerini tek yanlı feshetme yolunu tercih edebilmektedirler. Bu durumda da mükellefler ya bir baģka Yeminli Mali MüĢavirle sözleģme düzenleyebilmekte ya da hiç sözleģme tanzim edilmeden kanunlara aykırı iģlemlerini gizleme yolunu bulabilmektedirler. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu gereğince tasdik konusuyla sınırlı denetim yetkisi verilen Yeminli Mali MüĢavirlerin çalıģma alanları sınırlandırılmalı, çalıģma alanları bağlı oldukları Odalarca belirlenmeli, aralarında rekabet ortamını doğurabilecek unsurlar ortadan kaldırılmalıdır. Noterlik görevini ifa edenlerin çalıģma usul ve esasları ile bunların denetimleri, referans model olarak dikkate alınabilir. Yeminli Mali MüĢavir olabilmek için, en az 10 yıl serbest muhasebeci mali müģavirlik yapmıģ olmak, yeminli mali müģavirlik sınavını vermiģ olmak ve yeminli mali müģavir ruhsatını almıģ olmak Ģartları aranır. Ancak kanunları uyarınca vergi inceleme yetkisi almıģ ve mesleki yeterlilik sınavını vermiģ olanlar ile hukuk, iktisat, maliye, iģletme, muhasebe, bankacılık, kamu yönetimi ve siyasal bilimler dallarında profesörlük ünvanı almıģ bulunanlar için sınav Ģartı aranmaz. 9 Söz konusu kanun maddesi hükmünde kanunları uyarınca vergi inceleme yetkisi almıģ ve mesleki yeterlilik sınavını vermiģ olanlar deyimi yerine 213 sayılı Vergi Usul Kanunu nun 135. maddesi uyarınca vergi inceleme yetkisi almıģ ve mesleki yeterlilik sınavını vermiģ idari kadrolarda çalıģmayanlar deyiminin getirilmesi artık bir zaruret halini almıģtır. 5. VERGİ İDARESİ VE DENETİMDEN KAYNAKLANAN NEDENLER Kayıt dıģı ekonomi, beyana dayanan vergi sistemlerinde vergi idaresinin yapısındaki bozukluklardan ve denetimin yetersizliğinden adeta beslenmektedir. Kayıtlara alınmamıģ gelirlerin takip edilmesinde A.B.D. de Federal Hükümet yeni metotlara göre yazılmıģ raporları kullanmıģ ve kayıt dıģı ekonomi sebebiyle yıllık yaklaģık olarak 170 milyar $ lık vergi kaybı tespit edilmiģtir. A.B.D. de vergi yönetiminden sorumlu en üst düzeyde bir kuruluģ olan Internal Reserve Service (IRS) denetçilerine, yer altı ekonomisini engellemede endüstrilerin harcamaları kontrol ettirilmiģ, harcama tutarlarından hareketle endüstrilerin olması gereken gelirlerin doğru olarak tespite çalıģılmıģ, bu Ģekilde gerçek gelirlere en yakın tutarların beyan edilmesi sağlanmıģtır. 10 Beyan esasına dayalı vergi sistemlerinde, mükellefler ile gelir idaresi arasında yazılı olmayan bir mutabakat bulunmaktadır. Bu anlaģma ile mükelleflere olan güven açıkça ifade edilmektedir. Ancak beyan esası, vergi kaçakçılığı açısından bir risk teģkil ettiği için, kayıt dıģı ekonomiyi besleyen damarların da baģlıca nedeni olarak görülmektedir. Çünkü beyan esası mükelleflerde, yurttaģ olma bilinci açısından manevi bir tatmin elde etme ile ekonomik çıkar 9 05.06.1989 gün ve 3568 sayılı Kanun, madde 9 10 KILDĠġ, s. 204 4

elde etme arasında bir ikilemeye neden olmaktadır. Böylece ekonomik çıkar elde etme seçeneğinin öncelikli olması kaçınılmaz olacaktır. 11 Beyan esasına dayalı vergi sistemlerini benimsemiģ ekonomilerde, gelir idaresinin yapısı ve özellikle vergi denetimine yönelik iģlevleri etkili ve verimli olmak durumundadır. Gelir Ġdaresi BaĢkanlığının TeĢkilat ve Görevleri Hakkında Kanun 16.05.2005 tarih ve 25817 sayılı Resmi Gazete de yayınlanarak yürürlüğe girmiģ olup, Maliye Bakanlığı Ana Hizmet Birimi Gelirler Genel Müdürlüğü kaldırılmıģ, Maliye Bakanlığı Bağlı KuruluĢu olarak Gelir Ġdaresi BaĢkanlığı ihdas edilmiģtir. Yine 07.09.2005 gün ve 25929 sayılı Resmi Gazete de Vergi Dairesi BaĢkanlıklarının KuruluĢ ve Görev Yönetmeliği yayınlanarak, Gelir Ġdaresi BaĢkanlığı TaĢra TeĢkilatı Vergi Dairesi BaĢkanlıkları Ģeklinde örgütlenmiģ, vergi daireleri Defterdarlık teģkilatından tamamen ayrılmıģtır. Ancak henüz söz konusu Yönetmelik hükümleri tamamen uygulamaya konulamamıģtır. Diğer bir ifadeyle mevcut vergi daireleri, Vergi Dairesi BaĢkanlığı kurulan illerde Vergi Dairesi BaĢkanlığına; kurulmayan illerde Defterdarlığa bağlı çalıģmalarını sürdürmektedirler. Vergi Dairelerinin yanı sıra yine gelir idaresi içerisinde teģkilatlanmıģ Gelir Müdürlükleri de aynı fonksiyonlarını yerine getirmektedir. Dolayısıyla Kanun ve Yönetmelik Resmi Gazete de yayınlanmıģ olmasına rağmen mevcut vergi daireleri ve gelir müdürlükleri aynı yapıda çalıģmalarına devam etmektedir. Böylece, vergi dairesi sayısının çok fazla olması, gelir idaresinin ölçek ekonomilerinden faydalanmasına imkân vermemekte; personel, bina, demirbaģ ve kırtasiye masraflarını artırmakta; bürokratik iģlemlerin artmasına yol açmakta; vergi daireleri arasında kurulması gereken iletiģim ve ulaģım sorunlarını artırarak, maliyeti yükseltmektedir. 12 Vergi dairelerinin sayıca fazla olması, (yukarıda bahsi geçen yönetmeliğin 18. maddesinde yer almasına rağmen) vergi dairesi Ģubesi kavramının geliģtirilmemiģ olması, maliyetleri artırdığı gibi, kayıt dıģılığın önlenmesinde de etkili olamamaktadır. Vergi denetimlerinin istenen amacına ulaģabilmesi için, konuları itibariyle uzman ve donanımlı kiģiler tarafından yapılması, yapılan denetimlerin çok kısa bir sürede sonuçlandırılması önemli olduğu gibi, vergi denetimi yapan kamu örgütleri arasında kesinlikle eģgüdüm ve planlamanın olması zorunludur. 13 Mükellefin vergiye uyum göstermemesinde, gelir idaresinin etkisi göz ardı edilemez. Denetim ve cezalar düģük ise, bu husus risk alma eğilimini de güçlendirmekte, vergi oranlarının ekonomik nedenlerle yüksekliği de buna eklenince, kaçakçılık davranıģı için gerekli Ģartlar kendiliğinden oluģmaktadır. Ancak bunlar yeter Ģart değildir. Ayrıca kaçakçılık fırsatlarının da varlığı gerekir. Bu fırsatların iyi bir vergi idaresi ile ortadan kaldırılması ve vergi mevzuatındaki boģlukların düzeltilmesi, denetimlerde bir artıģ olmasa da kayıt dıģılığı azaltacaktır. 14 6. SİYASİ NEDENLER Siyasi iktidarlar, genellikle baskı guruplarının, oy temin ettikleri çevrelerin istekleri doğrultusunda kararlar alarak, oy uğruna vergilendirme ile ilgili gerekli yasal düzenlemeler 11 TEKĠN Selçuk, KayıtdıĢı Ekonomi ve Vergi Denetimi, Vergi Sorunları Dergisi, Maliye Gelirler Kontrolörleri Derneği Yayını, Ekim-2003, Sayı 181, s. 69 12 ġengül Selami, Bir Hurafe KayıtdıĢı Ekonomi, Ġmaj Yayınevi, Ankara 1997, s. 77 13 KOBAN Emine, Türkiye de Kayıt DıĢı Ekonomi Sorunu ve Önlenmesinde Vergi Denetiminin Rolü, Uludağ Üniversitesi ĠĠBF Maliye Bölümü, http://ġktisat.uludag.edu.tr/dergi/3/koban/koban2.html 14 BATIREL Ömer Faruk, Vergi Kaçakçılığı ve Vergiye Gönüllü Uyum, Vergi Dünyası, Sayı 175, s. 53 5

yapabilmekte, bazı kesimlerin vergi yükünü azaltırken, bazı kesimlerin vergi yükünü de artırabilmektedirler. Ayrıca siyasi partilerin vergileme konusunda değiģik görüģleri, birbirinden zıt uygulama projeleri bulunduğundan, politik istikrarın bulunmadığı bir ülkede her seçim döneminde, ayrı siyasi partilere mensup mükelleflerin beklentileri de baģlamaktadır. Siyasi partilerce kendi programları çerçevesinde hazırlanan ve her Ģeye yeniden baģlanacağı kanaati oluģturan vergi paketleri ve projelerinin çokluğu, kamuoyunda mevcut haliyle ciddi ve istikrarlı vergi politikası olmadığı izlenimini de uyandırmakta, vergi mükellefleri kendi kararlarıyla Ģahsi menfaatlerini korumaya çalıģmaktadırlar. 15 Vergi mükelleflerinin gelir idaresine mal beyanında bulunma zorunluluğu dıģında tutulması, sadece siyasi nedenlerle izah edilebilir. 16 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ndaki Gelirin tanımı, 4369 sayılı Kanun un 24. maddesiyle 01.01.1999 tarihinde Gelir, bir gerçek kiģinin bir takvim yılı içinde elde ettiği, tasarruf veya harcamasına kaynak teģkil eden her türlü kazanç ve iratların safi tutarıdır. Ģeklinde iken; 4783 sayılı Kanun un 1. maddesiyle 01.01.2003 tarihinde Gelir, bir gerçek kiģinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarıdır. Ģeklinde değiģtirilmiģtir. Ayrıca Gelir in tanımına iliģkin 4369 sayılı Kanun un 24. maddesi hükmünün 1999-2002 yılları gelirlerinin vergilendirilmesinde uygulanmayacağı, 4444 sayılı Kanun un 3. maddesi ile 14.08.1999 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere Gelir Vergisi Kanunu na eklenen geçici 56. madde ile hüküm altına alınmıģtır. 17 Bu husus bile siyasi kararların vergi uygulamalarındaki etkisini açıkça göstermektedir. 7. EKONOMİK NEDENLER Ġktisat teorisi, bireyi rasyonel davranan ve bunun sonucunda da refahını azamileģtirme çabası içinde olan bir varlık olarak ele almaktadır. Vergi kaçakçılığı ise, mikro ekonomi çerçevesinde rasyonel davranan bireylerin, belirsizlik veya riziko Ģartlarında refahlarını artırma çabası içinde karar vermeleri sonucu oluģan bir olgudur. Birey vergi kaçırarak daha az gelir kaybına uğrayacak, tasarruf ve harcamalarını artırma fırsatı bulmak suretiyle sağladığı faydasını artıracaktır. 18 Milli gelirin ülke içerisinde bireyler ve firmalar arasında adil dağılmaması, özellikle orta sınıfın geliģme yolundaki ülkelerde azlığı, alt ve üst tabakaların yoğunluğu, kayıt dıģılığın bir baģka ekonomik nedenidir. 19 Bazı iktisatçılar artan oranlı vergileri gelir eģitsizliklerini azaltan bir araç olarak görmelerine karģın, diğer bir kısım iktisatçılar ise, artan oranlı vergilere karģı çıkmakta, düģük ve sabit oranlı tek bir vergi olmasını savunmaktadır. Öte yandan geliģmekte olan ülkelerde vergi, gelir adaletsizliklerini ortadan kaldıran bir unsur olmaktan daha ziyade, büyümeyi sağlayan zorunlu bir tasarruf olarak görülür. 15 TOSUNER Mehmet, Vergi Kayıp ve Kaçakları Sorununa ĠliĢkin GörüĢ ve Öneriler, Vergi Sorunları Dergisi, Maliye Gelirler Kontrolörleri Derneği Yayını, Ekim/1995, Sayı 85, s. 71 16 ERĠMEZ RüĢtü, Kayıt DıĢı Ekonomi ve Vergi, Vergi Dünyası, Sayı 188, s. 7 17 06.01.1961 tarih ve 10700 sayılı Resmi Gazete de yayınlanan 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu 1. maddesi; 29.07.1998 tarih ve 23417 sayılı Resmi Gazete de yayınlanan 4369 sayılı Kanun 24. maddesi; 14.08 1999 tarih ve 23786 sayılı Resmi Gazete de yayınlanan 4444 sayılı Kanun 3. maddesi; 09.01.2003 tarih ve 24988 sayılı Resmi Gazete de yayınlanan 4783 sayılı Kanun 1. maddesi 18 ÖZSOYLU Ahmet Fazıl, Türkiye de Kayıt DıĢı Ekonomi, Bağlam Yayıncılık, Ġstanbul 1996, s. 68 19 KILDĠġ, s. 200 6

Gelir dağılımındaki adaletsizliğin ortadan kaldırılması günümüz sosyal devlet anlayıģının bir parçasıdır. Bu anlayıģla Devlet, gelirin oluģumu sürecine müdahale ederek ve/veya gelirin oluģumundan sonra müdahale ederek gelir dağılımında adaleti sağlamaya çalıģmaktadır. Gelirin oluģumundan sonra Devlet, vergi ve iç borç aracılığı ile gelirin yeniden dağılımına müdahale ederek, yüksek gelir elde eden gruplardan alınan gelir, kamu harcamaları yoluyla düģük gelirli gruplara transfer edilebilir. 20 Gerek geliģmekte olan ülkelerde büyümeyi sağlayan zorunlu bir tasarruf aracı; gerekse sosyal adaletin sağlanması konusunda baģvurulan kaynak olarak kullanılan vergiler, belli bir orandan sonra kendi çıkar ve yaģam standartlarından taviz vermek istemeyenleri kayıt dıģılığı itebilir. Öte yandan bir çok ülkede vergileme, elde edilen kazanç üzerinden olmasına rağmen, bazı çağdaģ ülkelerde insanın insanca yaģaması için gerekli olan tutar, Asgari Geçim Ġndirimi adı altında vergi dıģı bırakılmaktadır. 21 Buna benzer indirimlerin uygulanmaması, rasyonel davranan bireyler üzerinde kayıt dıģılığı teģvik etmektedir. Kayıt dıģı ekonominin, Türkiye de ve çeģitli ülkelerdeki boyutları ile olumsuz ve iddia edilen olumlu etkileri bir sonraki yazıda değerlendirilecek olup, kayıt dıģı ekonomi ile mücadelede nedenlerinin ortaya konması çözüm üretmenin ilk adımıdır. Özellikle Gelir Ġdaresinin, denetim fonksiyonunu beklenen optimum düzeyde yerine getirmesi kayıt dıģılığı da minimize edecektir. M. Bülent AYDIN Yeminli Mali Müşavir 20 PARASIZ Ġlker, Ġktisada GiriĢ Prensipler ve Politika, Ezgi Kitabevi Yayınları, 3. Baskı Ekim 1995, s. 195 21 KIZILOT ġükrü-çomakli ġafak Ertan, Vergi Kayıp ve Kaçakları ve Kayıt DıĢı Ekonomi ĠliĢkisi ve Boyutlarının Mevzuat Açısından Değerlendirilmesi, Türkiye de Vergi Kayıp ve Kaçakları, Önlenmesi Yolları konulu 19. Maliye Sempozyumu, YaklaĢım Yayıncılık, Ağustos/2004, s. 146 7