KADININ YASAL HAKLARI



Benzer belgeler
İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ 5 KISALTMALAR 15 GİRİŞ SAYILI AİLENİN KORUNMASI VE KADINA KARŞI ŞİDDETİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUN UN AMACI, KAPSAMI,

5237 TCK DEĞĠġĠKLĠK TASARISI Cinsel Suçlarla Ġlgili Bölüm. Önerilen DeğiĢiklik Cinsel saldırı (Tasarı Madde 42)

6284 SAYILI AİLEN LENİN KORUNMASI VE KADINA KARŞI ŞİDDET KANUNUN UYGULANMASI

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM GENEL OLARAK EVLİLİK BİRLİĞİNİN KORUNMASI VE EVLİLİK BİRLİĞİNDE EŞLERİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ

CİNSEL SALDIRILAR ACİL HEKİMİNİN SORUMLULUKLARI. Dr. Serhat KOYUNCU Gaziosmanpaşa Üniversitesi Acil tıp A.D

ŞİDDETE UĞRAYAN KADINLARIN HAKLARI

CEZA HUKUKU ÖZEL HÜKÜMLER. Yrd. Doç. Dr. Selman DURSUN

KADIN VE AİLE BİREYLERİNİN ŞİDDETTEN KORUNMASINA DAİR KANUN TASARISI. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Tanımlar

TÜRK CEZA KANUNUNDA ÇOCUĞUN CİNSEL İSTİSMARI

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE

ANLAŞMALI BOŞANMA ÜZERİNE TEORİK VE PRATİK ÇALIŞMALAR. Stj. Av. Mehmet ÖCAL

Cinsel haklar / üreme hakları insan haklarıdır.

T.C. AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI Trabzon Koza Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi PINAR ÖŞME PSİKOLOG

HAYATA KARŞI SUÇLAR. Madde 81- (1) Bir insanı kasten öldüren kişi, MÜEBBET HAPİS CEZASI ile cezalandırılır.

Sağlık Personeline Karşı İşlenen Suçlar. Dt. Evin Toker

Mal Rejimleri ve Tasfiyesi

Bulunduğunuz şehirde belediyelerin konukevleri var ise buralara doğrudan başvuruda bulunabilirsiniz.

KADINA YÖNELİK ŞİDDETİ ÖNLEYİCİ VE KORUYUCU TEDBİRLER

SEVGİ USTA VELAYET HUKUKU

KADIN VE AİLE BİREYLERİNİN ŞİDDETTEN KORUNMASINA DAİR KANUN TASARISI. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Tanımlar

ADLİ TIBBİ AÇIDAN ADLİ PSİKİYATRİ

TÜRK HUKUK DÜZENİNDE MEVCUT YAPTIRIM TÜRLERİ. Dr.Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

6284 Sayılı Yasanın Aile Mahkemeleri Uygulamaları, Aksayan Yönleri ve Çözüm Önerileri. Hazırlayan: İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi

T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2014/3-686 K. 2016/18 T

TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ VE KADIN HAKLARI BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?

Herkes İçin Hukuk: 3 BOŞANMA. Av. Osman OY

Tanzimat tan Günümüze Anayasal Gelişmelerde Temel Hakları Sınırlayan Ceza Muhakemesine İlişkin Düzenlemeler

İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine İlişkin Tarihli Yönetmeliğin 11 ve 19. Maddeleri Anayasaya Aykırıdır

Evlilik İşlemleri. Evlilik Dosyasında Bulunması Gereken Belgeler. Evlenme Müracaatı Nereye Yapılır. Evlenmek İçin Sağlık Raporu Nereden Alınır

TÜRK HUKUKUNDA ZİNA SEBEBİYLE BOŞANMA

KOVUŞTURMA ve SONRASI Tanık, polise veya savcıya ifade vermek zorunda mıdır?

İYİ İDARE YASASI İÇDÜZENİ. BİRİNCİ KISIM Genel Kurallar. İKİNCİ KISIM İyi İdarenin İlkeleri

ÇORUM BAROSU KADIN VE ÇOCUK HUKUKU KOMİSYONU AV. ELİF CANBOLAT

Cinsel istismarlı hastaya yaklaşım. Doç. Dr. Mücahit KAPÇI ADÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp AD.

Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Kongresi Eylül 2009 Ankara

Türk Ceza Kanunu. İlgili Hükümler: Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi

T.C ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Tapu Dairesi Başkanlığı

Sayı: 27/2013 İYİ İDARE YASASI. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı yapar:

TÜRKİYE DE CEZA VE ADALET SİSTEMİ

Boşanma Şekilleri (Çekişmeli - Anlaşmalı Boşanma Davası)

Cinsel taciz suçu TCK. nun 105 inci maddesinde düzenlenmiştir. Burada;

3984 sayılı kanunda şeref ve haysiyet

AV. VEDAT CANBOLAT AV. ELİF CANBOLAT GÖKTEPE

AİLE HUKUKU Aile içi şiddet ve kadınların yaşadığı şiddete karşı neler yapılabilir?

HÜSEYİN HATEMİ AİLE HUKUKU

Cinsel Saldırı/İstismar İddiası ile Gelen Hastalara Yaklaşım. Mehmet Akif İnanıcı, Adli Tıp AD

YAŞAM BOYU DÖNEMLERİNE GÖRE KADIN CİNSİYETİNİN KARŞILAŞTIĞI SORUNLAR / OLAYLAR

4721 SAYILI TMK. BOŞANMA DAVALARı. Stj.Av.Abdullatif AĞGÜRBÜZ M&BIRLIK HUKUK BÜROSU

Sağlık Çalışanlarının Maruz Kaldığı Şiddete Karşı Ceza Hukuku Tedbirleri Almanya daki son kanun değişiklikleri ve Türk ceza hukukundaki durum

EŞLER ARASINDAKİ MALVARLIĞI DAVALARI

Çocuk Hukuku. Çocuk Hukukunun Özellikleri. Çocuk Hukukunun Özellikleri Yrd. Doç. Dr. Çetin ERDOĞAN. 16 Mayıs

JANDARMANIN KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE FAALİYETLERİ VE UYGULANAN İŞLEMLER. KYAİŞ ile Mücadelede Jandarmanın Rolü

İDARİ YARGILAMA USULÜ HUKUKU 3-B K. Burak ÖZTÜRK İDARİ YARGIDA DAVA AÇMA SÜRESİ

İnsan Hakları Kurullarının Desteklenmesi ve Kadın Hakları Projesi KADINA ŞİDDET TÜM TOPLUMUN SORUNUDUR SESSİZ KALMAYIN!

GÜLŞAH VARDAR HAMAMCIOĞLU Okan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi TÜRK MEDENİ KANUNU NA GÖRE YERLEŞİM YERİ

Esas Sayısı: 2015/108 Karar Sayısı: 2016/44

İŞ KAZALARINDA DOĞAN HUKUKİ VE CEZAİ SORUMLULUKLAR

İstismar Edersen Ceza, Delilin. Yoksa. Tedbir, Boşanırsan Nafaka

HUKUK VE ADALET DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI (Ortaokul 6, 7 veya 8. Sınıf)

ÖZEL CEZA HUKUKU Cilt I ULUSLARARASI SUÇLAR

KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ

Irk veya Etnik Köken. Ayrımcılığı. Haklarınızı Bilin!

Av. Ece KAVAKLI Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Ankara Halk Sağlığı Müdürlüğü Hukuk Birimi

İLK TÜRK DEVLETLERİNDE HUKUK

Prof. Dr. Süha TANRIVER Doç. Dr. Emel HANAĞASI

BATMAN BAROSU ÇOÇUK HAKLARI KOMİSYONU

AİLE MAHKEMELERİNİN KURULUŞ, GÖREV VE YARGILAMA USULLERİNE DAİR KANUN

HÜSEYİN HATEMİ / BURCU KALKAN OĞUZTÜRK AİLE HUKUKU

EVLİLİK BİRLİĞİ DEVAM EDERKEN EŞLERİN GENEL HÜKÜMLER ÇERÇEVESİNDE AÇTIĞI MANEVİ TAZMİNAT DAVASI. Av. Nur Işın KÖROĞLU ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA

CEZA MUHAKEMESİNDE KATILAN

Kadın ve aile bireylerinin şiddetten korunmasına dair kanun tasarı taslağı

CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN İNFAZI HAKKINDA KANUN DA BELİRLENEN İLKELER

CİNSEL SUÇLAR i (TCK md. 102 vd)

KİŞİLİK HAKKI İHLÂLİNDEN DOĞAN VEKÂLETSİZ İŞGÖRME

Haklarımızın Bilincinde Olalım

ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR S. R. BAŞVURUSU

Aile içi şiddete ağır cezalar geliyor

Türkiye de Cinsiyet Çeşitliliğinin Hukuki Altyapısı. Etik ve İtibar Derneği TEİD. 28 Eylül 2018 Av. Okan Demirkan

ÖZEL CEZA HUKUKU Cilt II KİŞİLERE KARŞI SUÇLAR -1- (TCK m )

AVUKAT - İŞ SAHİBİ ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ

Ergen Psikiyatri Kliniği nde. Cinsel Suç Mağdurları. Sorunlara Yaklaşım

NAFAKA, NAFAKA ÇEŞİTLERİ VE İŞTİRAK NAFAKASI. Stj. Av. Cansu MARALAN ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA

Adli Yadım Bürosu ADLİ YARDIM BÜROSU

UZLAŞTIRMA KAPSAMINDAKİ SUÇLAR YETİŞKİNLER -SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUKLAR BAKIMINDAN UZLAŞTIRMA KAPSAMINDA KALAN SUÇLARA İLİŞKİN TABLO

MAĞDUR ÇOCUKLARA HUKUKİ YARDIM KONUSUNDA BAROLARIN YÜRÜTTÜKLERİ ÇALIŞMALARA BİR ÖRNEK

2017 DİYARBAKIR BAROSU ASGARİ ÜCRET ÇİZELGESİ

2018 DİYARBAKIR BAROSU ASGARİ ÜCRET ÇİZELGESİ

TÜRK MEDENİ HUKUKUNDA BOŞANMA HALİNDE VELAYET, ÇOCUKLA KİŞİSEL İLİŞKİ KURULMASI VE ÇOCUĞUN SOYADI

İSVİÇRE DE EŞCİNSEL HAYAT ORTAKLIĞININ DÜZENLENİŞİ. The Regulation of Same-Sex life Partnership in Switzerland

Ali Kemal Yıldız Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi

Edinilmiş mal sayılan değerler:

T.C. YARGITAY. Hukuk Genel Kurulu. Karar Tarihi: YARGITAY KARARI. Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı Sayfa 1 / 5 YARGITAY KARARI

Kadın ve Erkeğin Yasal Hakları

KADIN ERKEK EŞİTLİĞİ

Mevzuat Kroniği CEZA HUKUKU

Sayı: 32/2014. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı yapar:

VOLVO CAR TURKEY OTOMOBİL LİMİTED ŞİRKETİ KİŞİSEL VERİLERİN İŞLENMESİNE İLİŞKİN BAŞVURU FORMU

TÜRK YARGI KARARLARINDA MOBBİNG (Ankara 7. İdare Mahkemesi)

CEZA HUKUKU ÖZEL HÜKÜMLER

Transkript:

KADININ YASAL HAKLARI EL KİTAPÇIĞI Düzenleyenler: Prof. Dr. Şükran ŞIPKA İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nihan YANCI ÖZALP İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hasan SINAR İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Öğretim Üyesi

KADININ YASAL HAKLARI Toplumsal Yaşamda ve Aile Yaşamında Karşılaştığınız Sorunlara İlişkin Anayasal Haklarınız Nelerdir? Kadın olarak, vatandaş olarak, insan olarak haklarımız var. Herşeyden önce bu haklarımız Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına dayanıyor. O nedenle öncelikle kadın olarak bu anayasal haklarımızı bilmemiz gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası nın en temel ilkelerinden birisi, 10. maddede düzenlenen kanun önünde eşitlik ilkesidir. Herkes dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. (Madde 10) Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir. (Madde 12) Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. (Madde 17) Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlal edilen herkes, yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkânının sağlanmasını isteme hakkına sahiptir. Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır. ( Madde 40) Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. ( Madde 41) Kimse eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. (Madde 42) Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir.( Madde 48) Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir. (Madde 49) Kimse, yaşına, cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz. (Madde 50) Anayasanın bu maddelerine dayanarak da çeşitli kanunlarda düzenlenmiş ve gündelik hayatınızda karşılaştığınız olaylarla mücadele etmenizi sağlayacak olanaklarınız var. Toplumsal yaşamda ve özellikle aile yaşamında sıkça karşımıza çıkan sorunlarla nasıl başa çıkabileceğiniz konusunda aşağıdaki başlıklar size yol gösterecektir: 1- Yaşamınızı ve Bedensel Bütünlüğünüzü Tehlikeye Atan Eylemlere İlişkin Olarak Türk Ceza Kanunu Sizi Koruyor mu? Türk Ceza Kanunu, eşe ya da çocuklara yönelik fiziksel şiddeti, vücut dokunulmazlığına karşı suçlar olarak nitelemektedir. Aile bireylerinden biri olmak, diğerinin şiddet göstermesine haklılık kazandırmaz. Aksine Türk Ceza Kanunu, şiddet fiillerinin aile bireylerine karşı işlenmesini cezayı ağırlaştıran bir sebep olarak kabul etmektedir. Şiddet fiilinin ağırlığına göre sıralamak 2

gerekirse, Türk Ceza Kanunu nun 82. Maddesine göre eşe veya çocuklara karşı kasten öldürme fiili işlenirse fail ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır. Bunun yanında, Türk Ceza Kanunu nun 86. Maddesine göre kasten yaralama suçunun eşe veya çocuklara karşı işlenmesi halinde ceza ağırlaşmakta ve fail beş yıla kadar hapis cezası ile karşı karşıya kalmaktadır. Önemle belirtmek gerekir ki, buradaki kasten yaralama terimi mağdura kasıtlı olarak zarar veren, onun sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan her türlü fiili kapsamaktadır. Bu kapsamda, eşe veya çocuklara atılan tek bir tokat dahi bu suçu oluşturacak ve bu fiil eşe ya da diğer yakınlara yönelik olarak gerçekleştirilirse ceza ağırlaştırılacaktır. Yani siz ya da çocuğunuz eşinizden ya da akrabalarınızdan bu kapsamda şiddet görüyorsanız doğrudan savcılığa suç duyurusunda bulunabileceğiniz gibi, en yakın karakola gidip bu suça ilişkin ihbarda da bulunabilirsiniz. İhbar ile birlikte yasal süreç başlayacak ve fail hakkında soruşturma açılacaktır. Türk Ceza Kanunu na göre eğer kasten yaralama, gebe bir kadına karşı işlenir de çocuğun vaktinden önce doğmasına neden olursa ya da sürekli bir bedensel zaafa yol açarsa veya yaşam tehlikesi yaratırsa verilecek ceza bir kat artırılacaktır. Eğer, gebe bir kadına karşı işlenen yaralama fiili nedeniyle çocuğun düşmesine yol açmışsa, failin cezası iki kat arttırılacaktır. Türk Ceza Kanunu nun 94. maddesi de insan onuruyla bağdaşmayacak hareketleri (işkence) gerçekleştiren kamu görevlilerinin cezalandırılacağını belirtmektedir. Kanunun 96. maddesi de eziyet fiilini cezalandırmaktadır ve bu fiilin yakınlara karşı işlenmesi ceza artırım sebebidir. Türk Ceza Kanunu nun 99, 100 ve 102. maddeleri de rızası olmaksızın bir kadının çocuğunun düşürtülmesini cezalandırıyor. Türk Ceza Kanunu nun 232. maddesi, Ailenin Korunması Hakkında Kanunla paralel olarak, aynı konutta birlikte yaşadığı kişilere karşı kötü muamelede bulunan kişiyi hapis cezasıyla cezalandırmaktadır. Yani söz konusu kişilerin cezalandırılması için, hareketleri ve eylemleri bedensel bütünlüğünüz üzerinde bir hasara yol açmasa dahi, size karşı şiddet uygulamaları bile yeterlidir. Ayrıca kamuoyunda namus cinayetleri olarak adlandırılan insan öldürme fiilleri de Türk Ceza Kanunu nun 82/j maddesi uyarınca töre saiki yle nitelikli insan öldürme kapsamına girmekte ve failler ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmaktadır. Bu gibi fiillerin, genelde aile meclisi kararıyla daha az ceza alacağı düşüncesiyle yaşı küçük olan erkek çocuklara işletildiği bilinmektedir. Bu durumu önlemek amacıyla Yargıtay kararlarında, namus cinayetlerinde erkek çocuğu azmettiren aile meclisinin (baba, dede, amca vb. gibi) tüm üyelerinin azmettiren sıfatıyla sorumlu olacakları belirtilmiştir. Diğer bir deyişle, namus cinayetine azmettirenlerin tümü ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılırlar. 3

2- Aile içinde Gördüğünüz Kötü Muamele veya Şiddete Karşı Ne Yapabilirsiniz? 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı şiddetin Önlenmesine Dair Kanun a göre; Şiddete maruz kalan veya kalma tehlikesi bulunan ya da şiddetten etkilenen veya etkilenme tehlikesi bulunan kişi, en yakın polis merkezine, jandarma karakoluna, Cumhuriyet Savcılığına, Aile Mahkemesi Hâkimliğine, Kaymakamlığa veya Valiliğe başvurmalıdır. Ayrıca, şiddet veya şiddet uygulanma tehlikesinin varlığı hâlinde herkes bu durumu resmi makam veya mercilere ihbar edebilir. Mülki amir niteliğindeki Kaymakamlık veya Valilikten şu koruyucu tedbirlerin alınması istenebilir: 1) Kendisine ve beraberindeki çocuklara, bulunduğu yerde veya başka bir yerde barınma yeri sağlanması 2) Geçici maddi yardım yapılması 3) Psikolojik, mesleki, hukuki ve sosyal bakımdan rehberlik ve danışmanlık hizmeti verilmesi 4) Hayati bir tehlike olması halinde geçici koruma sağlanması 5) Çocukları için geçici olarak kreş sağlanması Hâkimden şu koruyucu tedbirlerin alınması istenebilir: 1) İşyerinin değiştirilmesi 2) Evli ise başka bir yerleşim yeri belirlenmesi 3) Tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulması 4) Korunan kişinin hayati tehlikesi olması ve bunun önlenmesi için diğer tedbirlerin yeterli olmaması halinde, kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belgelerinin değiştirilmesi Hâkimden ayrıca şu önleyici tedbirlerin alınması istenebilir: 1) Şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürücü söz ve davranışlarda bulunulmasının engellenmesi 2) Ortak konuttan veya bulunduğu yerden derhal uzaklaştırılması ve ortak konutun korunan kişiye tahsis edilmesi 3) Korunan kişinin bulunduğu konuta, okula ve işyerine yaklaştırılmaması 4) Çocuklarla ilgili daha önceden verilmiş bir kişisel ilişki kurma kararı verilmişse, bu kararın refakatçi eşliğinde yapılması, kişisel ilişkinin sınırlandırılması veya kaldırılması 5) Korunan kişinin, şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin haller saklı kalmak kaydıyla çocuklarına yaklaşmaması 6) Korunan kişinin kişisel eşyalarına ve ev eşyalarına zarar vermemesi 7) Korunan kişiyi iletişim araçlarıyla veya başka yollarla rahatsız etmemesi 8) Bulundurulması veya taşınmasına kanunen izin verilmiş olsa bile varsa silahların kolluğa teslim edilmesi 4

9) Şiddet uygulayan silah taşıması zorunlu olan bir kamu görevlisi olsa bile, görevinden dolayı taşıdığı bu silahın kurumuna teslim etmesi 10) Korunan kişilerin bulundukları yerlerde alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmaması ya da bu maddelerin etkisindeyken korunan kişilere ve bulundukları yerlere yaklaşmaması; bu maddelere bağımlılığı varsa hastaneye yatmak dahil, muayene ve tedavisinin sağlanması 11)Bir sağlık kuruluşuna muayene ve tedavi için başvurması ve tedavisinin sağlanması. Kanuna göre, şiddet mağduru hakkında geçici maddi yardım yapılmasına, nafakaya veya sağlık giderlerinin karşılanmasına da karar verilebilir. Nafakaya karar verilmesi halinde, kararı veren makam, kararın örneğini kendiliğinden nafaka alacaklısının veya borçlusunun yerleşim yeri icra müdürlüğüne gönderir. Bu Kanun kapsamındaki başvurular ile verilen kararların icra ve infazı için yapılan işlemlerden yargılama giderleri, harç, posta gideri ve benzeri hiçbir ad altında masraf alınmaz. 3- Cinsel Saldırıya Uğramak Nedir ve Eşin Cinsel Saldırısı da Cezalandırılır mı? Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar Türk Ceza Kanunu nun 102-105. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu maddelere göre cinsel suçlar, cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı, reşit olmayanla cinsel ilişki ve cinsel taciz olarak 4 ayrı grupta yer almaktadır. TCK. 102. madde cinsel saldırı suçunu düzenlemektedir. Cinsel saldırı denildiğinde, ilk olarak cinsel davranışlarla vücut dokunulmazlığını ihlal edilmesi (basit cinsel saldırı) akla gelmektedir. Bu kapsamda, mağdurun rızası olmaksızın ona cinsel amaçlı olarak herhangi bir biçimde dokunmak, basit cinsel saldırı suçunu oluşturur ve fail yedi yıla kadar varan hapis cezası ile cezalandırılır. Mağdurun rızası olmaksızın yapılan cinsel davranışın vücuda organ veya cisim sokmak (nitelikli cinsel saldırı) şeklinde olması halinde ise, fail on iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaktadır. Eski Ceza Kanununda ırza tasaddi ve ırza geçme olarak adlandırılan her iki eylem de yeni Ceza Kanunu nda 102. madde uyarınca cezalandırılmaktadır. Cinsel saldırı eyleminin eşten gelmesi onun ceza almasını engellememektedir. Türk Ceza Kanunu nun 102. maddesi cinsel saldırı eyleminin evlilik birliği içinde gerçekleşmesi halini, şikâyete bağlı bir suç olarak kabul etmektedir. Bu durumlarda kadınlar susmamalı ve eşlerinden gelen kabul edilemez derecede cinsel saldırıları da mahkemeye taşımalıdırlar. Türk Ceza Kanunu nun 103. Maddesi çocuğun cinsel istismarını suç olarak düzenlemektedir. Bu madde uyarınca bir çocuğa karşı cinsel davranışlarda bulunan fail 5

hakkında çok ağır cezaların uygulanması gündeme gelmektedir. Türk Ceza Kanununun 104. Maddesine göre ise, rızası olsa dahi 15-18 yaş aralığındaki bir çocukla cinsel ilişkide bulunulması suçtur ve fail cezalandırılır. Cinsel taciz, Türk Ceza Kanunu nun 105. maddesinde suç olarak düzenlenmiştir ve bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden fail hakkında hapis cezası uygulanacaktır. 4- Cinsel Tacize Uğruyorsanız, Özellikle Bu Taciz İşyerinizde Gerçekleşiyorsa Ne Yapmalısınız? Cinsel taciz, bir kimsenin, vücut dokunulmazlığının ihlali niteliği taşımayan cinsel davranışlarla gerçekleştirilir: Türk Ceza Kanunu na göre, bir kimseyi, cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikâyeti üzerine ceza verilmektedir. (TCK. 105. madde) Türk Ceza Kanunu, işyerinde cinsel taciz eylemini, bu eylemin, nitelikli hali olarak tanımlamıştır. Kanun, çalışma yaşamı içinde bulunan bir kişinin, işyerinde, hiyerarşi ve hizmet ilişkisinin yarattığı güçten ya da aynı iş yerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan yararlanarak, diğer çalışana cinsel tacizde bulunması halinde verilecek cezanın yarı oranında artırılacağını belirtmektedir. (TCK:105/2) Yargıtay, cinsel taciz iddialarında örnek bir karar vermiş bulunuyor. Yargıtay, sekreterinin cinsel taciz iddiasıyla işinden olan bir bölge müdürünün açtığı tazminat davasında, tanıkların müdürümüze komplo kuruldu ifadelerini dikkate almazken, cinsel taciz mağduru sekreterin anlatımlarını yeterli buldu. O nedenle işyerinizde böyle bir cinsel tacizle karşılaşmanız durumunda bunu yargıya taşımaktan çekinmeyin, savcılığa suç duyurusunda bulunun. 5- Çocuğunuz Cinsel İstismara Uğramışsa Ne Yapabilirsiniz? Türk Ceza Kanunu nda yetişkinlere yönelik olarak gerçekleşen cinsel amaçlı eylemler, Cinsel Saldırı Suçu olarak adlandırılırken, çocuklarımıza yönelik cinsel amaçlı saldırılar, Cinsel İstismar olarak adlandırılmaktadır. Aynı nitelikteki bu eylemin, çocuklar yönünden farklı adlandırılmasının nedeni, erişkin yönünden cinsel suçlardan söz edebilmek için rızanın olmaması gerekirken, çocuklara yönelik cinsel suçlarda, çocukların rızasından söz etmenin olanaksız oluşudur. Kanunda çocukların durumu, yaşlarına ve cinsel farkındalıklarına göre iki grupta ele alınmıştır: TCK. 103. maddede cinsel istismar şöyle tanımlanmaktadır: Cinsel istismar deyiminden; Onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış; Diğer çocuklara karşı (15-18 yaş arası) ise sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar anlaşılır. 6

Cinsel istismarın, onbeş yaşını tamamlamamış ya da onbeş yaşından yukarı olsa da uğradığı saldırının anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı cebir veya tehdit kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda da ceza yarı oranında artırılacaktır. (TCK:103/1) Cinsel istismarın, üstsoy, ikinci veya üçüncü derecede kan veya kayın hısmı, üvey baba, evlat edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, sağlık hizmeti veren veya koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler tarafından ya da hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle gerçekleştirilmesi halinde de verilecek ceza, yarı oranında artırılacaktır. (TCK:103/3) 15-18 yaş arasındaki çocuklarla zor kullanmadan, yani cebir, tehdit ve hile olmaksızın, cinsel ilişkide bulunan kişi de şikâyet edilmesi halinde cezalandırmaya tabi tutulmuştur. (TCK:104) 6- Tecavüzcü, Mağdurla Evlenerek Cezadan Kurtulabilir mi? Tecavüzcünün mağdurla evlenerek cezadan kurtulması bugün artık Türk hukukunda yer almayan, geçmişte kalmış bir uygulamadır. 2005 yılında yürürlüğe giren Türk Ceza Kanunu ile bu uygulama yürürlükten kaldırılmıştır. Bu nedenle, tecavüzcü ile mağdur arasından sonradan bir evlilik ilişkisi kurulmuş olsa bile, fail yine de cezalandırılmaktan kurtulamayacaktır. 7- Bekâret Kontrolü Yasal mıdır? Türk Ceza Kanununda bekâret kontrolü deyimi yerine, genital muayene terimi kullanılmaktadır. Ancak bir suçun araştırılmasına bağlı olmak koşulu ile ve yargıç ya da savcı kararı ile bu tür muayene gerçekleştirilebilecektir. Yetkili hâkim ve savcı kararı olmaksızın, kişiyi genital muayeneye gönderen veya bu muayeneyi böyle bir karar olmaksızın yapan kişi cezalandırılacaktır (TCK md. 287). Bu nedenle kanunda belirlenen yetkili hâkim ve savcı dışında kalan, sözgelimi okul veya yurt müdürü gibi kişiler tarafından böyle bir fiilin işlenmesi halinde, bu kişiler cezalandırılacaklardır. Ancak, bulaşıcı hastalıklar nedeni ile kamu sağlığını korumak amacı ile kanun ve tüzüklerde öngörülen hükümlere uygun olarak yapılan muayeneler için bu madde hükmü uygulanmayacaktır. Bu düzenlemede eksik olan yan, bu tür muayeneler için mağdurun rızasının aranmamış olmasıdır. Hatta bunun yanında, Ceza Muhakemesinde Beden Muayenesi, Genetik incelemeler ve Fizik Kimliğin Tespiti Hakkında Yönetmeliğin 18/1. maddesi ne göre şüpheli, sanık veya diğer kişilerin bu konuda aydınlatılmış olmalarına rağmen muayene yapılmasına rıza vermemeleri halinde, ilgili kişi hakkında zorla muayene yapılması için Cumhuriyet Başsavcılığına yetki verilmiş bulunmaktadır. Oysa bir suçun araştırılması ve delil toplanması amacıyla dahi olsa, bireyin beden 7

bütünlüğüne yönelik bu tarz bir müdahalenin mutlaka onun iznine bağlı olması ve izni olmaksızın bu müdahalenin kesinlikle yapılamaması gerekir. 8- İstemediğiniz Bir Evliliğe Zorlanabilir misiniz? 1 Ocak 2002 yılında yürürlüğe giren, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu na göre; Erkek veya kadın 17 yaşını doldurmadıkça evlenemez. 17 yaşında evlenebilmek için anne ve babanın veya vasinin izni gerekir. Ancak hâkim olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple, 16 yaşını doldurmuş olan erkek veya kadının evlenmesine izin verebilir. Bu iznin alınması için mahkemeye başvurulması ve bir karar alınması gerekir. Ancak hiç kimse zorla evlendirilemez. 17 yaşını doldurmuş olsa da kişi 18 yaşına kadar kanun önünde küçük sayılır. Kişi küçük de olsa öncelikle kendi izni alınır. Evlenmek istemeyen kişi, zorlandığı durumda savcılığa suç duyurusunda bulunabilir. Ayrıca zorla evlendirilen kişi Türk Medeni Kanununun 149, 150 veya 151. maddelerine dayanarak evliliğin iptali davası açabilir. 152. maddeye göre bu dava, öğrenmeden itibaren 6 ay ve evlenme tarihinden itibaren en geç 5 yıl içinde açılmalıdır. 9- Resmi Nikâh Olmaksızın Dinsel Törenle Evlenmenin Sonuçları Nelerdir? Türk Ceza Kanunu nun 230. Maddesine göre, aralarında evlenme akdi ya da resmi nikâh olmaksızın dini nikâh yaptıranlar ve yapanlar hakkında hapis cezası söz konusu olacaktır. Bu durumdaki kişiler resmi nikâh yaparlarsa kamu davası ve hükmedilen ceza ortadan kalkacaktır. Ayrıca resmi nikâh olmaksızın dini törenle evlenenler, eşlerinden kalan mirasta pay sahibi olamayacakları gibi, fiili birlikteliğin sona ermesi halinde evliliğin sona ermesi hükümlerinden de yararlanamazlar (Nafaka, mal paylaşımı, tazminat vb. haklar). 10- Evlilik Birliği İçerisinde Haklarınız ve Görevleriniz Nelerdir? Her şeyden önce evlilik birliği içerisinde eşinizle eşit haklara sahipsiniz. Medeni Kanunun 186. maddesi uyarınca eşler evlilik birliğini birlikte yönetirler. Artık aile reisliği kavramı Medeni Kanundan çıkarılmış bulunuyor. Eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılırlar. Çalışıyor olmasanız bile, ev içindeki emeğiniz aile geçimine katkı olarak değerlendirilmektedir. Evlilik içerisinde verilecek kararlarda eşinizle eşit oy hakkına sahipsiniz. Bu nedenle çocuklarla ilgili olarak verilecek kararlarda da eşlerin ortak hareket etmesi gerekiyor. Eğer velayeti kullanırken eşler arasında anlaşmazlık çıkarsa, anlaşmazlığın çözümü konusunda aile mahkemesine başvurulabilirsiniz. Eşler ailenin oturacağı konutu tek başına seçme hakkına sahip değildir. 8

Eşler oturacakları konutu birlikte seçerler. Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu satamaz veya üzerine ipotek koyduramaz. (MK. 194. madde) Eğer oturduğunuz ev eşinizin adına kayıtlı ise ve satılmasını istemiyorsanız, tapu kütüğüne aile konutu şerhi koydurtarak evin satışını engelleyebilirsiniz. Bu şerh, ilgili tapu müdürlüğüne yapacağınız yazılı başvuru (dilekçe) ile konulabileceği gibi, aile mahkemesine yapacağınız başvuru sonucunda, mahkemece de konulabilecektir. 11- Evlenmeden Önceki Soyadınızı Evlendikten Sonra da Kullanabilir misiniz? Türk Medeni Kanunu nun 187. maddesine göre, kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir. Evlenirken bu hakkını kullanmayan kadın, daha sonra her zaman bu işlemi yaptırtabilir. Görüldüğü gibi, Medeni Kanun a göre evlenen kadın her durumda eşinin soyadını da kullanmak zorundadır. Evlendikten sonra sadece kendi bekârlık soyadını kullanmak isteyen kadınlar için TC Kanunları bu hakkı vermese de, iç hukukta bir yol açılmış bulunuyor. Anayasa Mahkemesi 19.12.2013 tarihinde bireysel başvuru yoluyla önüne gelen bir davada verdiği kararda, evli kadının yalnızca evlilik öncesi soyadını kullanmasına engel olunmasını Anayasaya aykırı bulmuştur. Anayasa Mahkemesine göre, evli kadının yalnızca evlilik öncesi soyadını kullanmasına engel olunması, Anayasanın 17. maddesinde düzenlenen kişilik hakkına aykırıdır. Anayasanın 17. maddesi kişinin maddi ve manevi varlığının korunması ve geliştirilmesi hakkını düzenlemektedir. Bireyin soyadı ise manevi varlığının en önemli parçalarından bir tanesidir. AYM nin kararında bu konu son derece güzel ifade edilmiştir. Mahkemeye göre, kişinin bireyselliğinin, yani bir kişiyi diğerlerinden ayıran ve onu bireyselleştiren niteliklerin hukuken tanınması ve bu unsurların güvence altına alınması son derece önemlidir. Mahkeme, isim hakkını dış dünya ile ilişki kurma noktasındaki önemine işaret etmiştir. Kararda bir diğer önemli nokta ise, bu konudaki uluslararası sözleşme hükümlerine ve İnsan Hakları Avrupa Mahkemesinin bu konuya ilişkin kararlarına yapılan atıftır. Bu noktada Anayasa Mahkemesi özellikle insan haklarına ilişkin sözleşme hükümlerinin kanunlardan önce uygulanacağına ilişkin Anayasanın 90. maddesine vurgu yapmaktadır. İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi, kadının evlendikten sonra, sadece evlilik öncesi soyadını kullanmasına ulusal mercilerce izin verilmemesinin ayrımcılık yasağını ihlal ettiğine hükmetmektedir. Böylece, evlendikten sonra sadece bekârlık soyadını kullanmak isteyen evli kadınlar, isterlerse, aile mahkemesine başvurarak, sadece bekârlık soyadını 9

kullanmasına izin verilmesini talep edebilecektir. Açacakları davada, Anayasa Mahkemesinin bu kararını örnek gösterebilecekler, bu konuda açtıkları davaların reddedilmesi durumunda, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yoluyla, başvuruda bulunabileceklerdir. 12- Eşiniz Çalışmanızı Engelleyebilir mi? Medeni Kanun, 1990 yılına kadar evli kadınlara, ev dışında çalışabilmek için kocalarından izin alma zorunluluğu getirmekteydi. 80 li yıllardan sonra başlayan kadın hareketinin çabalarıyla bu madde 29.11.1990 tarihli Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilince bu zorunluluk ortadan kalktı. Yeni Medeni Kanun un 192. maddesine göre; Eşlerden her biri meslek veya iş seçiminde diğerinin iznini almak zorunda değildir. Ancak meslek ve iş seçiminde ve bunların yürütülmesinde evlilik birliğinin huzur ve yararı göz önünde tutulur Görüldüğü gibi, çalışmak isteyen kadın, kocasından izin almak zorunda değildir. Ancak çalıştığı işin niteliği, çalışma saatleri, çalışma yeri gibi bazı nedenler, evlilik içinde tartışmalara sebep oluyorsa ve objektif olarak evlilik birliğini sarsıcı nitelikte görülebilirse, bu durum kadın eş aleyhine sonuçlar doğurabilir. Örneğin bir boşanma davasına konu olabilir ve kadın eş kusurlu duruma düşebilir. Ancak, aynı kural ve hukuksal sonuçlar erkek eş için de geçerlidir. 13- Eşiniz, Aile Hukukundan Kaynaklanan Yükümlülüklerini Yerine Getirmiyorsa Ne Yapabilirsiniz? Medeni Kanunun 195. maddesi uyarınca evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi hâlinde, eşler ayrı ayrı veya birlikte hâkimin (aile mahkemesi) müdahalesini isteyebilirler. Hâkim, eşleri yükümlülükleri konusunda uyarır; onları uzlaştırmaya çalışır ve eşlerin ortak rızası ile uzman kişilerin yardımını isteyebilir. Hâkim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine Kanunda öngörülen önlemleri alır. Aile bireylerinin karşılıklı olarak bakım, eğitim, destek olma yükümlülükleri bulunmaktadır. Bu yükümlülüğü yerine getirmeyenler şikâyet üzerine 1 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılırlar. Ayrıca yukarıda belirtildiği gibi eşin yükümlülüklerini yerine getirmesini sağlamak üzere, aile mahkemesine başvurarak tasarruf yetkisi de sınırlanabilir. Ayrıca Türk Ceza Kanunu na göre; Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlâli başlığı altında, bazı suç tipleri de kabul edilmiştir. Bunlar, TCK.m. 233 te şu şekilde belirtilmiştir: TCK.m.233- (1) Aile hukukundan doğan bakım, eğitim veya destek olma yükümlülüğünü 10

yerine getirmeyen kişi, şikâyet üzerine, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Hamile olduğunu bildiği eşini veya sürekli birlikte yaşadığı ve kendisinden gebe kalmış bulunduğunu bildiği evli olmayan bir kadını çaresiz durumda terk eden kimseye, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir. (3) Velâyet hakları kaldırılmış olsa da, itiyadî sarhoşluk, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılması ya da onur kırıcı tavır ve hareketlerin sonucu maddî ve manevî özen noksanlığı nedeniyle çocuklarının ahlâk, güvenlik ve sağlığını ağır şekilde tehlikeye sokan ana veya baba, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 14- Ailenizin Ekonomik Varlığını Tehlikeye Düşürecek İşlemlere Karşı Önlem Alabilir misiniz? Ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan mali yükümlülüğün yerine getirilmesini sağlamak üzere eşinizin malları üzerindeki tasarruf yetkisinin sınırlandırılması için aile mahkemesine başvurabilirsiniz (MK.m.199). Örneğin, sürekli kumar oynayan ve evine bakmayan, mallarını satarak dışarıda tüketen, başkalarına yediren, ya da başkaları lehine kefil olup borçlanan eşinize karşı böyle bir dava açarak, Aile Mahkemesinden tedbir talep edebilirsiniz. Bu durumda eşiniz, sizin onayınız olmadan, malları üzerinde tasarruf edemez, onları satamaz, tüketemez. 15- Boşanma Sebepleri Nelerdir? Eşlerin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede evlilik temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Medeni Kanun un 166. maddesinde bu boşanma nedeni Evlilik birliğinin sarsılması olarak tanımlanmıştır. Bu, halk arasında şiddetli geçimsizlik olarak bilinen, genel boşanma sebebidir. Bunun dışında Medeni Kanunda özel boşanma sebepleri sayılmıştır: Zina, Hayata Kast (öldürmeye teşebbüs etme), Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış (şiddet uygulama, ağır hakaret vb.), Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme (örneğin yüz kızartıcı bir suç işleme, cinsel sapkınlıklar, ayyaşlık, kumar bağımlılığı vb.), Terk (bir eşin haklı bir sebep olmaksızın ortak konutu terk etmesi) ve Akıl Hastalığı (her akıl hastalığı değil, evlenmesinde sakınca olan akıl hastalıkları) özel boşanma sebepleridir. Anlaşmalı boşanma: Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır (buna boşanma protokolü denmektedir). Anlaşmalı boşanmaya 11

başvurmak için eşler aralarında, çocukların velayeti ve maddi konuları düzenleyen bir sözleşme hazırlamalı ve bunu mahkemeye sunmalıdır. Eğer sözleşme hazırlamadılarsa, hâkim karşısında sözlü olarak anlaşmalarını beyan ederler. Her iki tarafın da aynı şartlar üzerinde anlaşıyor olması gerekir. Fiili ayrılık nedeniyle boşanma: Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan bir boşanma davasının reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak 3 yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa, evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine açılacak boşanma davası sonucu, boşanmaya karar verilir. Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yerdeki aile mahkemesidir. 16- Boşanma veya Ayrılık Davası Sürerken Ekonomik Bir Talepte Bulunabilir misiniz? Medeni Kanunun 169. maddesine göre; Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re sen alır. Bu hükme göre boşanma davası süresince hâkim tedbir nafakasına hükmedebilir. Medeni Kanunun 197. maddesine göre ise, boşanma davası açmadan da ayrı yaşama kararı talep edilebilir. Bu durumda da eşinizden koşulları varsa- nafaka, bulunduğunuz evde oturma hakkı, çocukların velayetine ilişkin düzenleme talep edebilirsiniz. 17- Boşanmanın Mali Sonuçları Nelerdir? Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, boşanmada daha fazla kusurlu olmamak şartıyla geçimi için diğer taraftan yoksulluk nafakası talep edebilir. Ayrıca şartları gerçekleşmişse, boşanmada kusurlu olan taraftan maddi ve manevi tazminat istenmesi de söz konusu olabilir. Bunun yanısıra velayet kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim masraflarına da katılmak zorundadır. Buna da iştirak nafakası denir. Ayrıca boşanma sonucunda, eşler farklı bir mal rejimi kabul etmemişlerse, edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi de -aşağıda belirtileceği gibi- istenebilecektir. 12

18- Evlilikte Mal Rejimi (evlilik mallarının paylaşımı) Nasıldır? 1 Ocak 2002 de yürürlüğe giren yeni Medeni Kanuna göre yasal mal rejimi, edinilmiş mallara katılma rejimidir. Eşler noterde yapacakları bir sözleşme ile ya da evlenme başvurusu sırasında tarafların yapacakları yazılı bir bildirimle farklı bir mal rejimi kabul edebilirler. Bu nedenle evlenme başvurusu yaparken kadının neye imza attığını bilmesi çok önemlidir. Ancak seçilebilecek olan mal rejimi, kanunda belirtilenlerle sınırlıdır. Bunlar; Mal Ayrılığı, Paylaşmalı Mal Ayrılığı ve Mal Ortaklığıdır. Eğer eşler bu rejimlerden birini seçmemişse, yasal mal rejimi sayılan Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi ne tabidirler. Bu rejime göre; 4721 sayılı Türk Medeni Kanun un yürürlüğe girdiği 1 Ocak 2002 tarihinden sonra yapılan evliliklerde, evlilik tarihinden sonra ve evlilik süresince elde edilen mallar, bu tarihten önce yapılan evliliklerde ise, 1 Ocak 2002 tarihinden itibaren elde edilen mallar edinilmiş mallara katılma rejimine tabidir. Mal rejimi konusu, boşanma veya bir eşin ölümü durumunda malların tasfiyesinde önem taşımaktadır. Boşanma veya ölüm halinde eşinizin edinilmiş mallarının değerinin yarısı üzerinde alacak hakkınız bulunmaktadır. Buna yasada Katılma Alacağı denmektedir. Ayrıca eşinizin ölümü halinde, sağ kalan eş sıfatıyla miras payınız da bulunmaktadır. (Çalışmıyor olsanız, yani sadece ev kadını olsanız bile bu hakları elde edersiniz.) Eşiniz de (veya ölüm halinde eşinizin mirasçıları) sizin edinilmiş malınız ın yarı değerini talep edebilecektir. Ancak, zina veya eşinin hayatına kast sebebine dayanarak, boşanmaya karar verilirse, zina eden veya eşinin hayatına kast eden eşin Katılma Alacağı talebi, mahkemece ya tamamen veya kısmen reddedilir. (MK.m.236/f.2) Bu gibi durumlarda mutlaka aile hukuku alanında uzman bir avukattan bilgi alınız. 19- Boşanma Sonucunda Çocuk Üzerindeki Velayet Hakkı Ne Olacaktır? Boşanma davası devam ederken hâkim, hangi tarafın çocuğa daha iyi bakabileceğine inanıyorsa velayeti ona verir. Boşanma kararı ile birlikte, Velayet hakkına sahip olmayan tarafla çocuğun ilişkisinin 13

nasıl olacağına da tarafların anlaşamaması halinde, hâkim karar verecektir. Ancak ülkemizde daha çok, velayet hakkı anneye verilmektedir. Özellikle ana bakımına muhtaç olan çocuklar anne yanında bırakılmakta, baba ile çocuk arasında kişisel görüşme hakkı da yine hâkim kararı ile belirlenmektedir. Çalışan anne söz konusu olduğunda, genellikle babaya 15 günde bir hafta sonu görüşme hakkı tanınmaktadır. Birden fazla çocuk söz konusu ise, Yargıtay ın kararları gereğince, mümkün oldukça kardeşler birbirinden ayrılamaz ve velayetleri birlikte anneye veya babaya verilir. Mahkeme velayeti düzenlerken, ayırt etme gücüne sahip olan çocukların (genellikle 11 yaş sonrası) görüşünü almak zorundadır. 20- Boşanan Kadın Eski Eşinin Soyadını Kullanmaya Devam Edebilir mi? Boşanma hâlinde kadın, eşinin soyadını kaybeder ve evlenmeden önceki soyadını yeniden alır. Bu durumda resmi kimliklerini yeni soyadına göre yenilemesi gerekir. Eğer kadın evlenmeden önce dul idiyse hâkimden bekârlık soyadını taşımasına izin verilmesini isteyebilir. Kadının boşandığı kocasının soyadını kullanmakta haklı menfaati bulunduğu ve bunun kocaya bir zarar vermeyeceği ispatlanırsa, istemi üzerine hâkim, boşandığı kocasının soyadını taşımasına izin verir. Boşanma davası esnasında bu talep edilmese bile, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içinde aynı mahkemeden boşandığı eşinin soyadını kullanmasına izin istenebilir. 21- Kadının Yeniden Evlenmek İçin Bekleme Süresi Nedir? Kadın, önceki evliliğinin ölüm, iptal ve boşanma nedeniyle sona ermesinden başlayarak 300 gün geçmedikçe yeniden evlenemez. Bu düzenleme ile, azami hamilelik süresinin geçirilmesi ve böylelikle doğacak çocuğun soy bağının karışmaması hedeflenmiştir. Ancak, bu bekleme süresinden önce evlenmek isteyen kadın, Aile Mahkemesine bir dilekçe ile başvurarak önceki evliliğinden hamile olmadığının tespitini ve evliliğine izin verilmesini isteyebilir. SONUÇ OLARAK; Aslında henüz tam olarak yeterli olmasa da Anayasal ve yasal olarak siz kadınlarımızı koruyan birçok düzenlemeye sahibiz. Önemli olan, mevcut bu haklarınızı kullanmanız ve toplum içerisinde sesinizi çıkarmaktan ve yasal yollara başvurmaktan çekinmemenizdir. Maddi durumunuz yetersiz ise, İstanbul Barosu Adli Yardım Merkezi sizlere yardımcı olmaya hazırdır. Danışmak için her zaman aşağıdaki numaraları arayabilirsiniz. 14

İSTANBUL BAROSU ADLİ YARDIM MERKEZİ Merkez: Adres: İstiklal Cad. Orhan Adli Apaydın Sok. Baro Han kat:3/304 Beyoğlu/İstanbul Tel: (0212) 251 63 25 (dâhili 148 ve 163) Bakırköy Şubesi: Adres: İstanbul Cad. Dereli İşhanı no:16 kat:4 daire:5 Bakırköy/İstanbul Tel: (0212) 583 12 33 Kadıköy Şubesi: Adres: Bahariye cad. Ülker Apt. 82/7 Kadıköy/İstanbul Tel: (0216) 414 68 53 Kartal Şubesi: Adres: Orhantepe Mahallesi Derya Sok. no:1 Cevizli-Kartal/İstanbul Tel: (0216) 352 53 92-95 Gaziosmanpaşa Şubesi: Adres: Merkez Mah. Eyüp Yolu, Ecla Sok. No:7 G.O.P./İstanbul Tel: (0212) 616 88 56 İLGİLİ ACİL TELEFON NUMARALARI: Alo Polis imdat: 155 Acil: 112 Alo Jandarma İmdat: 156 Alo Sosyal Yardım: 144 Gelincik Hattı: 444 43 06 Sosyal Hizmetler Hattı: 183 Alo şiddet Hattı: (0212) 656 96 96 15

İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Mahmutbey Yerleşkesi Mahmutbey Dilmenler Caddesi, No: 26, 34217 Mahmutbey - İSTANBUL Tel: (212) 604 01 00 Faks: (212) 445 92 55 www.kemerburgaz.edu.tr