TÜRKİYE NİN KEKİK ÜRETİM MERKEZİ OLAN DENİZLİ DE KÜLTÜR KEKİĞİNİN (Origanum onites L.)TARIMSAL VE TEKNOLOJİK ÖZELLİKLERİ



Benzer belgeler
ŞEKER PANCARI BİTKİSİNDE GÜBRELEME

Farklı Sıra Arası ve Sıra Üzeri Mesafelerinin Kekik (Origanum vulgare var. hirtum) de Verim ve Verim Öğeleri Üzerine Etkisi

Araştırma Makalesi. Selçuk Üniversitesi Selçuk Tarım ve Gıda Bilimleri Dergisi 27 (1): (2013) 8-13 ISSN:

BUĞDAY YETİŞTİRİCİLİĞİ

AHUDUDUNUN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ

BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME

DEĞĐŞĐK AZOT DOZLARININ FLORADAN TOPLANAN KARABAŞ KEKĐK (Thymbra spicata var. spicata L.) in BAZI AGRONOMĐK VE KALĐTE ÖZELLĐKLERĐ ÜZERĐNE ETKĐSĐ

Prof. Dr. Nuray Mücellâ Müftüoğlu ÇOMÜ, Ziraat Fakültesi, Toprak Bölümü Çanakkale. Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü Rize

Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 21 (42): (2007) 43-48

KEKİK Rasim ÇETİNER 1

ANKARA İLİ KIZILCAHAMAM İLÇESİ TIBBİ VE AROMATİK BİTKİ YETİŞTİRİCİLİĞİ PAZAR ARAŞTIRMASI

SOĞAN YETİŞTİRİCİLİĞİ GİRİŞ:

No: 217 Menşe Adı BİRECİK BELEDİYE BAŞKANLIĞI

Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Derim Dergisi, 2008, 25(1):40-47 ISSN

YABANCI DİL BİLGİSİ Yabancı Dil / Derecesi KPDS ÜDS TOEFL IELTS

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI

Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM

Yerfıstığında Gübreleme

PAMUK TARIMI TOHUM YATAĞI HAZIRLAMA

İzmir Kekiğinde (Origanum onites L.) Farklı Sıklıkların Bazı Agronomik ve Kalite Özellikleri Üzerine Etkisinin Belirlenmesi

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ)

DEĞİŞİK AZOT DOZLARININ FLORADAN TOPLANAN KARABAŞ KEKİK (Thymbra spicata var. spicata) İN BAZI AGRONOMİK VE KALİTE ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE ETKİSİ

Ankara Ekolojik Koşullarında Sater (Satureja hortensis L) Bitkisinde Uçucu Yağ ve Bileşenlerinin Ontogenetik Varyabilitesinin Belirlenmesi

Geliştirilmiş İzmir Kekiği (Origanum Onites L.) Klonlarının Farklı Ekolojik Koşullarda Bazı Agronomik ve Teknolojik Özelliklerinin Belirlenmesi 3

KEMAL BAY OTEL'İN MUZ BAHÇESİNDE EM ( Efektif mikroorganizmalar ) UYGULAMALARI. Elde Edilen Sonuçlar Ve Gözlemler (

ÇİLEK YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME

YAPRAĞI YENEN SEBZELERDE GÜBRELEME

Macar Fiği Neden Önemlidir? Hangi Topraklarda Yetişir?

Flue Cured Tütün Çeşidinde Farklı Potasyum Formlarının Kaliteye Etkisi

Korunga Tarımı. Kaba yem açığının giderilmesinde, maliyetlerin düşürülmesinde etkili, kıraç topraklara ekilebilmesi ile üstün bir yem bitkisi.

Antepfıstığında Gübreleme

YULAF YETİŞTİRİCİLİĞİ

Farklı Kökenli İstanbul Kekiği (Origanum vulgare subsp. hirtum L.) Populasyonlarında Verim ve Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi Üzerine Araştırmalar1

DOMATESİN GÜBRELENMESİ

SEÇİLMİŞ OĞULOTU (Melissa officinalis L.) HATLARININ ANKARA KOŞULLARINDA HERBA VERİMİ VE BAZI ÖZELLİKLERİNİN ARAŞTIRILMASI *

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI

ERİĞİN GÜBRELENMESİ. Verim Çağındaki Klasik Erik Bahçesinde Gübreleme. 20 kg iyi yanmış ahır gübresi (veya 4 kg leonardit veya 1 kg hümik asit),

DOĞADAN TARLAYA... KEKİK

Yağ Gülü Yetiştiriciliği

İNCİRİN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ. Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN

Magnezyum Sülfat. Magnezyum Sülfat nedir?

ÇİLEĞİN GÜBRELENMESİ

Tohum yatağının hazırlanması:

FARKLI GÜBRE KOMPOZİSYONLARININ ÇAYIN VERİM VE KALİTESİNE ETKİSİ. Dr. GÜLEN ÖZYAZICI Dr. OSMAN ÖZDEMİR Dr. MEHMET ARİF ÖZYAZICI PINAR ÖZER

ELMANIN GÜBRELENMESİ

FİĞ TARIMI Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM

: Menşe Adı : Kale Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği Başkanlığı Başvuru Sahibinin Adresi : Hükümet Konağı Kale/DENİZLİ Ürünün Adı

2015 Ayçiçeği Raporu

BAZI KÜLTÜR BİTKİLERİNDE KLASİK GÜBRELERE İLAVETEN ÖZEL GÜBRELERİN KULLANILMASI

ELMANIN GÜBRELENMESİ

BROKKOLİ (Brassica oleracea var. italica)

Kabak Çekirdeği Kabuğu ve Pirolizinin Buğday ın Gelişimi ve Bitki Besin Elementi. İçeriklerine Etkisi EMRE CAN KAYA

GÜBRELEMENİN TEMEL İLKELERİ

FARK NEREDE? Aynı koşullar içinde, verim neden farklıdır? Topraklar arasında farklılıklar nelerdir ve nasıl bulunur?

BUĞDAY (Triticum spp.) Buğdayda Toprak Hazırlığı:

YARASA VE ÇİFTLİK GÜBRESİNİN BAZI TOPRAK ÖZELLİKLERİ ve BUĞDAY BİTKİSİNİN VERİM PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ

Buğday ve Arpa Gübrelemesi

DOMATESİN GÜBRELENMESİ

selenyum durumu Nuray Mücellâ M Cafer TürkmenT rgızistan Toprak Bilimi ve Bitki Besleme BölümüB Çanakkale

Ege Sahil Kuşağına Uygun Kavuzsuz Yulaf Çeşidinin Geliştirilmesi Beslenme Yaklaşımı

Soya Fasulyesi Yetiştiriciliğinde Gübreleme

RULO ÇİM ÜRETİMİ DR TOHUMCULUK 2013

ÖDEMİŞ İLÇESİNDE PATATES ÜRETİMİ, KOŞULLAR ve SORUNLAR

ÖZET. Yüksek Lisans Tezi. Đmge Đ. TOKBAY. Adnan Menderes Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Anabilim Dalı

EGE BÖLGESİ 2017 YILI PAMUK EKİLİ ALANLARININ VE ÜRÜN REKOLTESİNİN BELİRLENMESİ PROJE RAPORU

zeytinist

Nutrient Contents of Runner Plants of Some Strawberry Cultivars Grown Under Open Field and Protected Cultivation Conditions

AYÇİÇEĞİ TARIMI TOPRAK İSTEKLERİ Ayçiçeği yetişeceği toprak tipi yönünden çok seçici olmamasına rağmen organik maddece zengin, derin ve su tutma

ÇAYDA AZOTLU GÜBRENİN EKONOMİK KULLANIMI ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA im

Taksonomi. Familya: Compositea Tür : Cichorium endive Çeşit : Cichorium intybus (witloof)

Fındık Yetiştiriciliğinde Gübreleme

KURU İNCİR DÜNYA ÜRETİMİ TÜRKİYE ÜRETİMİ

ANKARA TİCARET BORSASI AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ SEKTÖR ARAŞTIRMALARI RAPOR NO:2 ANKARA NIN AYÇİÇEĞİ (ÇEREZLİK-YAĞLIK) PROFİLİ

TARIM SİSTEMLERİ 3. Nemli Tarım

Biberiye (Rosmarinus Officinalis) Bitkisinin Fiziko-Mekanik Özelliklerine Nem İçeriğinin Etkisi

Pamukta Muhafaza Islahı

KAYISININ GÜBRELENMESİ

Farklı Hasat Dönemlerinin Oğul Otu (Melissa officinalis L.) nda Bazı Tarımsal Özellikler Üzerine Etkisi*

ORGANİK SIVI GÜBRE GRUBU

Kalbimizden Toprağa... ÜRÜN TANITIM KATALOĞU.

Verim Çağındaki Klasik Üzüm Bağlarında Gübreleme. 5 kg iyi yanmış ahır gübresi (veya 2 kg leonardit veya 0.5 kg hümik asit)

Farklı Azot ve Fosfor Dozlarının Ak Üçgül (Trifolium repens L.) de Ot ve Tohum Verimi ile Bazı Verim ve Kalite Komponentleri Üzerine Etkileri

YERFISTIĞI (Arachis hypogaea L.) YETİŞTİRİCİLİĞİNDE FARKLI ÇEŞİTLER VE SIRA ÜZERİ MESAFELERE GÖRE TEK VE ÇİFT SIRALI EKİM YÖNTEMLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

ANTEPFISTIĞI YETİŞTİRİCİLİĞİ. GAP TEYAP Kerem AKDOĞAN

S.Ü. Ziraat Fakültesi Dergisi 18 (33): (2004) 17-22

GÜBRE TAVSİYELERİ Gübrelemenin Amacı, - Önce Toprak Analizi - Usulüne Uygun Toprak Örneği Alma

Araştırma Makalesi (Research Article)

4. Hafta Bahçe bitkilerinin ekolojik istekleri: İklim ve toprak faktörleri, yer ve yöney

AÇIK TARLADA DOMATES YETİŞTİRİCİLİĞİ

TÜRKİYE DE MISIR TARIMINDA SON GELİŞMELER VE ÇEŞİDİN ETKİSİ. Burhan KARA

ÖZET. Yüksek Lisans Tezi

Yem Bitkilerinin Kraliçesi Yonca, bütün dünyada ve ülkemizde en fazla ekilen yem bitkilerinden birisidir. Farklı iklim ve toprak şartlarında

Neobioplus Nasıl Üretilir?

A. SCI, SCI-Expanded KAPSAMINDA ULUSLARARASI HAKEMLİ. A1. Beyhan M.A., A. Tekgüler, T. Yıldız and H. Sauk Investigation

kalkerli-kumlu, besin maddelerince zengin, PH sı 6-8

zeytinist

KURU İNCİR. Hazırlayan Çağatay ÖZDEN T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

TANIMI VE ÖNEMİ Susam dik büyüyen tek yılık bir bitkidir. Boyu ( cm) ye kadar uzayabilir. Gövdeler uzunlamasına oluklu (karıklıdır) ve sık tüylü

SÜT SIĞIRCILIĞI ve YONCA

Umbelliferae. Daucus carota L. (HAVUÇ) Apium graveolens var. dulce (YAPRAK KEREVİZİ) Apium graveolens var. rapaceum (KÖK KEREVİZİ) Anethum graveolens

Transkript:

TÜRKİYE NİN KEKİK ÜRETİM MERKEZİ OLAN DENİZLİ DE KÜLTÜR KEKİĞİNİN (Origanum onites L.)TARIMSAL VE TEKNOLOJİK ÖZELLİKLERİ Hasan Baydar 1 Olcay Arabacı 2 1 Süleyman Demirel Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü-ISPARTA 2 Adnan Menderes Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü-AYDIN ÖZET: Türkiye de kültür kekiği (Origanum onites L.) üretiminin ve ihracatının %80 den fazlasını karşılayan Denizli ilinde Merkez ilçe, Güney, Çal ve Uzunpınar ilçelerine bağlı kasabalar ve köylerden rakımları 800-1200 m arasında değişen toplam 10 lokasyondan 2011 yılının Temmuz ayında tam çiçeklenme devresinde bitki ve toprak numuneleri alınmış, bazı tarımsal ve teknolojik özellikler incelenmiştir. Kuru herbada yaprak, çiçek ve sap oranları tespit edilmiş, ayrıca her bir kısım Clevenger su distilasyonu aparatında damıtılarak uçucu yağ içerikleri ve GC/MS cihazında analiz edilerek uçucu yağ bileşenleri belirlenmiştir. Toprak numunelerin bazı fiziksel ve kimyasal özellikleri tespit edilmiştir. Denizli ilinde kekik üretimi yapılan kültür topraklarının orta bünyeli, tuzsuz, fazla alkali, aşırı kireçli ve organik maddesi düşük bulunmuştur. Kuru herbada yaprak oranı %12.7-29.3, çiçek oranı %37.0-66.4 ve sap oranı %20.9-40.6 arasında değişmiştir. Kekikte yaprak ve sap oranları azaldıkça genel olarak çiçek oranının arttığı tespit edilmiştir. Kuru yapraktan ortalama %2.1, kuru çiçekten ortalama %4.3, yaprak+çiçek'ten ortalama %3.8 oranında uçucu yağ alınmıştır. Çiçek ve yaprak oranları fazla ve sap oranı düşük olan bitkilerden daha yüksek oranda uçucu yağ verimi elde edilmiştir. Bütün lokasyonlarda en önemli uçucu yağ bileşeninin karvakrol (%71.0-94.3) olmakla birlikte iki lokasyonda linalool oranının yüksek oranlarda (%21.3 ve %21.5) bulunduğu tespit edilmiştir. Çiçek oranı fazla olan numunelerin uçucu yağlarında karvarol içeriğinin daha yüksek olduğu belirleniştir. Anahtar Kelimeler: İzmir kekiği, Origanum onites L., Denizli yöresi kekik tarımı, uçucu yağ Agricultural and Technological Properties of Oregano (Origanum onites L.) Cultured in Denizli District Which is Oregano Production Center of Turkey ABSTRACT: Denizli province is the primary oregano (Origanum onites L.) cultivation center of Turkey with a ratio of over 80% in both production and exporting. In this research, plant and soil samples were obtained from the oregano fields during the flowering stage in July, 2011 from 10 locations with 800-1200 m altitude of Center, Güney, Çal and Uzunpınar districts of Denizli province. Plant samples from the locations were analyzed for leaf, flower and stem ratios in the dried herb, essential oil contents by Clevenger type hydro-distillation and essential oil compounds by GC/MS analyses. The soil samples were analyzed for physical and chemical properties. The samples with higher flower ratio had more carvacrol content than that of the samples with lower flower ratio. The soils under oregano culture in Denizli province were generally medium-textured and non-salinity, but high alkaline and excessively calcareous, and with low levels of organic matter. Leaf, flower and stem ratio in dried herbs were found as 12.7-29.3, 37.0-66.4 and 20.9-40.6%, respectively. Flower ratio increased together with decreases in leaf and stem ratios. Essential oil contents of dried leaf, flower and leaf + flower were 2.1, 4.3, and 3.8% in average, respectively. It was found that the plant samples with higher percentages of flower and leaf, and lower percentages of stem gave more essential oil yield. The major essential oil compound was carvacrol (71.0-94.3%) in all locations, but two of them contained also high percentage of linalool (21.3 and 21.5%). Key words: Turkish oregano, Origanum onites L., Denizli district, oregano cultivation, essential oil

1. GİRİŞ Anadolu'da 45 cins, 546 tür ve 730 takson ile temsil edilen Labiatae (Lamiaceae) familyasında 38 Thymus türü (%52'si endemik), 23 Origanum türü (%65 i endemik), 14 Satureja türü (%28 i endemik), 2 Thymbra türü ve 1 Coridothymus türü yayılış göstermekte (Başer, 1993;1994), genel bir ifade ile kekik olarak adlandırılan bu türler çok güçlü antimikrobiyal ve antioksidan etkileri olduğu tespit edilen karvakrol/timol bileşenlerince zengin uçucu yağlar içerdiğinden gıda, parfüm, kozmetik ve ilaç olarak büyük önem taşımaktadırlar (Baydar ve ark., 2004; Özkan ve ark., 2009). Dünyada nüfus artışına ve gelir seviyesinin yükselişine bağlı olarak her geçen yıl kekik tüketimi artmaktadır. Ancak yoğun ve kontrolsüz bir şekilde yabani olarak toplanan kekik türlerinin koruma (in-situ ve ex-situ) altına alınması ve ticari değeri olanların da kültürü yapılması büyük önem kazanmıştır (Baydar ve ark., 2009). Türkiye de kekik türleri arasında hem ekonomik hem de tarımsal olarak en değerlileri Origanum cinsine dahil olup, Ege, Akdeniz ve Güney Doğu Anadolu bölgelerinde yayılış gösteren İzmir kekiği (O. onites), İstanbul kekiği (O. vulgare ssp. hirtum), Sütçüler kekiği (O. minutiflorum), Alanya kekiği (O. majorana, syn. O. dubium) ve Suriye kekiği (O. syriacum var. bevanii) dir. Özellikle İzmir kekiği veya Bilyeli kekik olarak isimlendirilen Origanum onites L., Türkiye de en fazla toplanan, en fazla kültürü yapılan ve en fazla ihracatı yapılan kekik türüdür. Türkiye de yayılış gösteren Origanum türlerinde uçucu yağ oranı %0.2 ile %6.4 arasında değişmektedir (Başer, 1994). İzmir kekiği, özellikle Ege ve Akdeniz bölgesinde deniz seviyesinden 1750 m rakıma kadar olan bölgelerde doğal olarak yayılış göstermekte, yabani olarak toplandığı gibi kültürü de yapılmaktadır. Kültür koşullarında çiçeklenme devresinde toprak seviyesinden 10-15 cm yukarıdan biçilen ürün kurtulduktan ve harman edildikten sonra drog yaprak (Folia Origani) olarak pazarlanmaktadır. Ayrıca damıtma tesislerinde su buharı distilasyonu tekniği ile damıtıldıktan sonra uçucu yağı (Aetheroleum Origani) elde edilmekte, karvakrol bakımından çok zengin olan yağı ihracat edilmektedir. Dünya kekik (Origanum türleri) ihracatının %50 den fazlasını karşılayan Türkiye de yılda 10 bin tonun üzerinde kuru kekik yaprağı üretilmekte ve 30 milyon Dolara yakın ihracat geliri elde edilmektedir (İGEME, 2010). Türkiye de 2002 yılında uygulamaya konulan Tütün Yasası gereği tütün ekiminin sınırlandırılmaya başlamasıyla birlikte Denizli ilinde kekik alternatif ürün olarak denenmiş (Merkez ilçeye bağlı Gözler kasabasında) ve başarılı olduğu anlaşıldıktan sonra 20 yılda Türkiye nin kekik üretiminin %80 den fazlasını tek başına sağlayan il konumuna gelmiştir. Ege bölgesi tütün üretiminin yaklaşık 1/3 ünü gerçekleştiren Denizli yöresinde 2000 li yıların başında 25 bin tondan fazla tütün yaprağı üretilirken, 10 yılda tütün ekim alanı 20 bin hektara ve tütün üretimi 10 bin tona kadar gerilemiş, 20 binin üzerinde olan sözleşmeli üretici sayısı yarı yarıya azalmıştır. İlde tütün ekim alanlarının azalışına paralel olarak kekik üretim alanları artmıştır. 2012 yılı itibariyle Denizli ilinde (başta Merkez, Güney ve Çal ilçelerinde olmak üzere) yaklaşık 71.400 dekar tarım arazisinde ortalama yaklaşık 12.200 ton kadar kuru kekik yaprağı üretimi gerçekleştirilmiştir. Ayrıca Denizli İl Özel İdaresi nin katkılarıyla 2004 yılında hizmete giren Gözler Tarımsal Kalkınma Kooperatifi bünyesinde kuru kekik işleme ve kekik yağı üretim tesisi de hizmet vermektedir. Bölgede üretilen kekik yaprağı, kekik yağı ve kekik suyu başta AB ve ABD olmak üzere çok sayıda ülkeye ihraç edilmektedir. 2012 yılında Türkiye yaklaşık 14 bin ton kekik yaprağı ihracatından 40 milyon Doların üzerinde gelir sağlamıştır.

Kekik çok yıllık bir bitki olduğundan aynı kekik tarlasından uzun yıllar (bazen 10 yıldan fazla) ekonomik olarak yararlanılmaktadır. Denizli de tütün üretimine benzer şekilde kekik tohumları 15 Ekim-15 Kasım tarihleri arasında hazırlanan fide yastıklarına ekilmektedir. Ekimde 1 m 2 fide yastığına ortalama 1.5 g tohum serpilmekte, fidelik 50 cm yükseklikte plastik örtü ile kapatılmaktadır. 1 da kekik plantasyonu için yaklaşık 10 m 2 fideliğe ihtiyaç duyulmaktadır. Güz aylarında örtü altında fide yastıklarına ekilen tohumlardan ilkbahar aylarında tarlaya şaşırtılacak büyüklükte fideler elde edilmektedir. Kekik dikimi plantuvar kullanılarak elle veya tütün dikim makinesi ile Mart sonu-nisan başında 40-50 cm sıra arası ve 20-25 cm sıra üzeri mesafe verilerek dikim yapılmaktadır (1 da alan için 15,000 adet fideye ihtiyaç duyulmaktadır). Dikim öncesi sürümde dekara 15-15-15 kompoze gübreden dekara 30 kg verilmektedir. İzmir Menemen ekolojik koşullarında yapılan bir araştırmada; 40-50 x 20 cm sıklıkta yetiştirilen İzmir kekiğinin en yüksek uçucu yağ oranı verdiği, daha sık ve daha seyrek koşullara doğru gidildikçe uçucu yağ oranında bir azalma meydana geldiği, azotlu gübre dozları arttıkça drog yaprak veriminde artış olduğu, 520 kg/da ile en yüksek verim 15 kg/da azot dozunda elde edildiği, fosforlu gübrelemenin drog yaprak verimi ve uçucu yağ oranı üzerine önemli bir etkisi olmadığı saptanmıştır (Arabacı, 1995). Denizli ilinde kekik kuru tarım alanlarında yetiştirildiğinden sulama yapılmamaktadır. Sulama yapılmadığı için yılda tek biçim alınmaktadır. Kekik hasadı bölgede bitkilerin tam çiçeklenme devresinde Haziran ayının son haftasında başlamakta ve Temmuz ayı ortasına kadar devam etmektedir. Kekik hasadı toprak seviyesinden 15 cm yukarıdan orak yardımıyla elle veya anason, kimyon ve nohut biçiminde kullandıkları makineler ile yapılmaktadır. Ancak kekiklerle birlikte yabancı otlar da biçildiğinden elle yapılan hasat kadar kalite yüksek olmamaktadır. Biçilen kekikler (biçim devresinde toprak üstü organlarda su oranı %40-60 tır) demetler halinde iki gün kadar tarlada kurutulduktan sonra harmanlanacağı yere taşınmakta, orada bir hafta kadar açıkta kurutulduktan sonra sopa ile dövülerek, traktörle çekilen silindir ile çiğnenerek veya harman makinelerine atılarak yaprakları saplarından ayrılmaktadır. Yaprak/sap ayrımı için göz açıklıkları farklı boyutlarda olan tel eleklerden yararlanılmaktadır. Harman makinelerinden geçirilen kekiklere yüksek oranda sap parçaları karışmasından ve yaprakların aşırı ufalanmasından dolayı kalite düşmektedir. Saplardan ayrılan kekik yaprakları nem içeriği %12 nin altına düşene kadar kurutulmakta ve serin, kuru ve karanlık depo koşullarında en az bir yıl kalitesinde önemli bir değişiklik olmaksızın muhafaza edilebilmektedir. Kuru kekik sapları çok düşük oranda uçucu yağ içerdiğinden damıtmada kullanılmamaktadır. Bu araştırmada, Türkiye kekik üretimi ve ihracatının %80 den fazlasını karşılayan Denizli ilinde kültürü yapılan İzmir kekiğinin bazı önemli tarımsal ve teknolojik özellikleri incelenmiş, elde edilen bulgulara dayanılarak mevcut sorunlar ortaya konulmuş ve bu sorunların çözümüne dönük önerilerde bulunulmuştur. 2. MATERYAL VE YÖNTEM Denizli ilinde kültür koşullarında üretimi yapılan İzmir kekiği (Origanum onites L., syn. O. smyrneum L.) ve bu türün yetiştirildiği tarlaların toprak örnekleri materyal olarak kullanılmıştır. 2011 yılı biçim sezonunda (Temmuz ayı) Denizli ilinin yoğun olarak kekik tarımının yapıldığı Merkez ilçe, Güney, Çal ve Uzunpınar ilçelerine bağlı kasabalar (Uzunpınar ve Gözler) ve köylerden (Aydoğdu, Kabalar, Karakaya, Güzelpınar, Kurtluca, Doğanlı) olmak üzere rakımları 800-1200 m arasında değişen toplam 10 lokasyondan tarlayı en iyi temsil edecek şekilde bitki ve toprak numuneleri alınmıştır (Kacar, 2009). Ayrıca Çal ilçesinin 1100 m rakımlı Karakaya köyünde doğal (yabani) kekik habitatlarından bitki ve toprak numuneleri alınmıştır (Çizelge 1).

Denizli Meteoroloji İl Müdürlüğü kayıtlarına göre yörenin yıllık ortalama sıcaklık 13.1 o C, yıllık ortalama yüksek sıcaklık 19.4 o C, yıllık ortalama düşük sıcaklık: 6.6 o C, en düşük ortalama sıcaklık ocak ayında -1.8 o C, en yüksek ortalama sıcaklık temmuz ayında 31.0 o C, sonbahar erken don tarihi 27 Eylül de -0.6 o C, ilkbahar geç don tarihi 11 Nisan da -3.0 o C, bulutlu günler sayısı 186 gün, kapalı günler sayısı 47 gün, yıllık ortalama yağışı 446.3 mm ve en fazla yağış aralık ayıdır. Çizelge 1. Denizli ilinde örneklenen kekik (Origanum onites L.) tarlalarının bulunduğu lokasyonlar Lokasyon No Lokasyon Adı Rakım (m) 1 Güney ilçesi Hatı mevki 800 2 Güney ilçesi Aydoğdu köyü Dikiler mevki 810 3 Güney ilçesi Aydoğdu köyü Ağzıbüyük mevki 830 4 Güney ilçesi Tepecik mevki 850 5 Güney ilçesi Doğanlı köyü 900 6 Merkez ilçe Gözler kasabası 950 7 Merkez İlçe Uzunpınar kasabası 1168 8 Merkez ilçe Kurtluca köyü 1195 9 Merkez ilçe Güzelpınar köyü 1200 10 Çal ilçesi Kabalar köyü 1075 Doğal habitat Çal ilçesi Karakaya köyü 1100 Kekik biçim döneminde kekik üretimi yapılan tarlalarda yetiştirilen kekik bitkileri toprak seviyesinin 15 cm yukarısından biçilmiş, oda koşullarında kurutulduktan sonra yaprakları, çiçekleri ve sapları birbirinden ayrılmış ve her birinin ayrı ayrı kuru herbada temsil oranları (%) tespit edilmiştir. Ayrıca Clevenger tipi su distilasyonu aparatında yaklaşık 3 saat süreyle damıtılarak % uçucu yağ içerikleri (v/w) belirleniştir. Yaprak+çiçek olarak sap dışındaki kısımlardan elde edilen yağların uçucu yağ bileşenleri, 10 µl uçucu yağ 1 ml n- hekzan içinde eritildikten sonra SDÜ Deneysel ve Gözlemsel Araştırma ve Uygulama Merkezi nde bulunan GC/MS (Gas chromatography/mass spectrometry) cihazında belirlenmiştir: Detektör: QP-5050, Kolon: CP-Wax 52 CB (50 m x 0.32 mm, 0.25 μm), Enjektör sıcaklığı: 240 o C, Detektör sıcaklığı: 250 o C, Fırın sıcaklık programı: Dakikada 2 o C artarak 60 o C den 220 o C ye ulaşmış ve 220 o C de 20 dakika kadar beklemiştir, Akış hızı: 10 psi, Detektör: 70 ev, İyonlaştırma türü: EI, Taşıyıcı gaz: Helyum (20 ml/dak.), Kullanılan kütüphaneler: Wiley, Nist, Tutor. Kekik numunelerinin alındığı tarlalardan aynı zamanda toprak numuneleri de alınmış ve bu topraklarda bünye, tuzluluk (mmhos/cm), ph, kireç (%), organik madde (%), fosfor (ppm), potasyum (ppm), kalsiyum (ppm) ve magnezyum (ppm) analizleri yapılmıştır (Kacar, 2009). 3. ARAŞTIRMA SONUÇLARI VE TARTIŞMA 3. 1. Kekik Yetiştirilen Toprakların Fiziksel ve Kimyasal Özellikleri Denizli ilinde kekik üretimi yapılan kültür topraklarının fiziksel ve kimyasal özellikleri Çizelge 2 de verilmiştir. 10 farklı lokasyonun toprak numunelerinde kil oranı %8.5-28.5, silt oranı %20-66 ve kum oranı %25.5-61.2 arasında değişmiştir. Fiziksel toprak analizi sonuçlarına göre kekik tarlası toprakları orta bünyeli, geçirgen, havalanma kapasitesi yüksek, su tutma kapasitesi düşük olan topraklar olduğu söylenebilir. Kimyasal toprak analizi sonuçlarına göre ise kekik tarlası toprakları tuzsuz (0.15-0.64 mmhos/cm), alkali (ph: 7.78-8.03), çok fazla kireçli (%64.46-71.71), organik maddesi genellikle düşük (%0.7-2.9), fosfor içeriği genellikle yeterli (10-76 ppm), potasyum içeriği yüksek (132-827 ppm), kalsiyum içeriği fazla (3730-8712 ppm) ve magnezyum içeriği düşük

(52-212 ppm) derecede olan topraklardır. Kekik bitkilerinin üzerinde doğal (yabani) olarak yetiştikleri topraklar ise kumlu tınlı, tuzsuz (0.26 mmhos/cm), alkali (ph: 7.98), çok fazla kireçli (%68.48), organik maddesi yüksek (%5.4), fosfor içeriği orta (10 ppm), potasyum içeriği yüksek (148 ppm), kalsiyum içeriği yeterli (3730-8712 ppm) ve magnezyum içeriği yeterli (52-212 ppm) derecede olan topraklardır (Çizelge 2). Çizelge 2. Denizli ilinde kekik üretimi yapılan kültür topraklarının fiziksel ve kimyasal özellikleri No Bünye Tuzluluk (mmhos/cm) ph Kireç (%) Organik Madde (%) P (ppm) K (ppm) Ca (ppm) Mg (ppm) 1 Kumlu Tın 0.17 8.03 66.07 0.7 10 132 3289 57 2 Kumlu Tın 0.15 7.97 64.46 2.0 15 134 3730 52 3 Tın 0.23 7.98 65.26 1.6 52 284 5623 73 4 Tın 0.19 7.97 66.87 2.2 12 247 5655 94 5 Siltli Tın 0.64 7.78 71.71 1.6 50 827 8712 212 6 Killi Tın 0.32 7.91 70.90 1.0 76 373 5610 123 7 Tın 0.22 7.93 70.09 1.6 26 248 5890 88 8 Tın 0.24 7.94 69.29 2.9 16 303 6506 97 9 Tın 0.25 7.90 67.15 1.5 13 150 3840 75 10 Tın 0.25 7.87 71.71 1.2 18 224 4704 102 Doğal Kumlu Tın 0.26 7.98 68.48 5.4 10 148 3494 174 Sınıf Orta Tuzsuz Alkali Çok kireçli Düşük Yeterli Yüksek Fazla Düşük Denizli ilinde kekik üretimi yapılan kültür topraklarının fiziksel ve kimyasal özellikleri dikkate alındığında, bu tip topraklar özellikle fazla alkali, aşırı kireçli ve taşlı olması nedeniyle, birçok tarla bitkisinin ekonomik olarak yetiştirilmesine elverişli değildir. Ancak kekik tarımının başarıyla yapılıyor olması, kekik bitkisinin bu tip topraklarda bile kolay uyum sağladığını göstermektedir. Yabani olarak kekik bitkilerinin yetiştiği topraklar kekik kültürünün yapıldığı topraklar ile kıyaslandığında kil oranı daha düşük, genel olarak kum oranı daha fazla, organik madde ve magnezyum (Mg) miktarları daha yüksek, fosfor (P), potasyum (K) ve kalsiyum (Ca) miktarları daha azdır (Çizelge 2). Kekiğin doğal yetişme alanlarında organik madde oranı oldukça değişkendir. Genel olarak kekik topraklarının organik madde kapsamı %1-10 arasında, azot içeriği ise %0.1-1 arasında değişmektedir. Bu değerler, kekik bitkilerinin genel olarak orta ve yüksek seviyede organik madde ve azot içeren topraklarda yayılış gösterdiğini ifade etmektedir. Toprağın organik madde ve azot miktarı arttıkça kekik verimliliği de yükselmektedir. 3. 2. Kültür Kekiğinin Bitkisel ve Kimyasal Özellikleri Kekik üretiminde harman sonrasında saplarından ayrılan yapraklar ve çiçekler bir arada pazarlanmaktadır. Denizli ilinde 10 farklı lokasyondan toplanan kültür kekiği numunelerinde kuru herbada yaprak oranı %12.7-29.3 arasında, çiçek oranı %37.0-66.4 arasında ve sap oranı %20.9-40.6 arasında değişmiştir (Çizelge 3). Yaprak oranı azaldıkça çiçek oranının arttığı, buna karşın yaprak oranı arttıkça sap oranının da arttığı tespit edilmiştir. Uçucu yağ oranı sadece kuru yapraklar damıtıldığında %1.4-3.0, sadece kuru çiçekler damıtıldığında %3.5-4.7, yapraklar ve çiçekler bir arada damıtıldığında %3.2-4.4 arasında değişmiştir (Çizelge 3). Çiçekler yapraklara göre daha fazla uçucu yağ içerdiğinden, çiçek oranı yüksek olan ürünlerin uçucu yağ oranları da genel olarak daha yüksek bulunmuştur. Örneğin çiçek oranları %66.4 olan 3 nolu lokasyondan %3.9, çiçek oranı %37.0 olan 10 nolu lokasyondan ise %3.6 oranında uçucu yağ verimi elde edilmiştir. Bu bulguları destekler nitelikte Baydar (2002) tarafından Isparta ilinde yapılan bir araştırmada; kültür kekiğinin kuru çiçeklerinde %3.9 oranında, kuru yapraklarında %3.6 oranında ve çiçek+yaprak+sap birlikte %2.9 oranında uçucu yağ verimi elde edilmiştir.

Sonuç olarak kekikte yüksek uçucu yağ verimi için çiçek ve yaprak oranlarının olabildiğince fazla ve sap oranının olabildiğince düşük olması gerekmektedir. Kekiğin uçucu yağ oranı TSE standartlarına göre en az %1, ASTA standartlarına göre ise en az %2 olmalıdır. Bu standartlar dikkate alındığında, Denizli ilinin karakteristik iklim ve toprak koşullarında sulama yapılmadan, kireçli ve alkali topraklarında yetiştirilen kekiklerin uçucu yağ oranı standartların oldukça üzerinde bulunmuştur. Çizelge 3. Denizli kültür kekiği numunelerinde kuru herbada kısımlar ve uçucu yağ oranları Lokasyon Kuru herbada kısımlar Uçucu yağ oranları No Yaprak (%) Çiçek (%) Sap (%) Yaprak (%) Çiçek (%) Yaprak+Çiçek (%) 1 17.2 57.9 24.9 1.6 3.8 3.7 2 19.7 52.7 27.6 1.4 3.5 3.3 3 12.7 66.4 20.9 1.7 4.4 3.9 4 18.6 52.5 28.9 2.0 4.6 4.0 5 21.4 47.0 31.6 1.6 3.9 3.2 6 22.6 41.0 36.4 2.3 4.4 3.5 7 20.2 39.2 40.6 2.7 4.7 4.4 8 19.3 52.2 28.5 2.0 4.5 4.3 9 14.9 44.8 40.3 2.7 4.6 4.0 10 29.3 37.0 33.7 3.0 4.2 3.6 Ortalama 19.6 49.1 31.3 2.1 4.3 3.8 Doğal form 27.4 44.7 27.9 2.3 4.9 4.3 Kekik yağının kalitesi en başta uçucu yağı meydana getiren bileşenler tarafından belirlenir. Çizelge 4 te Denizli ilinde 10 farklı lokasyonu temsil eden kültür kekiği numunelerinden elde edilen uçucu yağların bileşenleri verilmiştir. Kekik yağının en önemli uçucu yağ bileşeninin karvakrol (%71.0-94.3) olduğu, ayrıca α-pinen (%1.4-2.1), β-mirsen (%0.8-1.7), α-terpinen (%0.0-1.0), -terpinen (%1.5-4.8), p-simen (%1.0-2.7), linalool (%0.0-21.5), borneol (%0.0-0.6) ve timol (%0.0-3.0) olduğu tespit edilmiştir (Çizelge 4). Çizelge 4. Denizli kültür kekiği numunelerinden elde edilen uçucu yağların bileşenleri Bileşenler Rt* (dak.) Lokasyonlar 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 α-pinen 6.4 2.1 2.1 1.4 1.6 1.9 1.8 1.8 1.4 1.5 1.9 1.0 β-mirsen 11.0 1.2 1.7 1.0 1.2 1.2 1.1 1.0 0.9 0.8 1.2 0.0 α-terpinen 12.0 0.8 1.0 0.0 0.8 0.9 0.9 0.8 0.5 0.5 0.8 0.0 γ-terpinen 15.1 3.2 3.0 1.5 3.5 3.8 4.8 4.1 2.4 2.8 4.3 0.8 p-simen 16.5 2.0 2.7 1.6 2.0 2.2 2.4 1.9 1.0 1.4 1.8 0.5 Linalool 32.3 0.0 0.0 0.0 0.0 2.8 0.0 1.5 21.3 21.5 0.0 51.9 Borneol 42.0 0.6 0.5 0.3 0.0 0.0 0.4 0.0 0.0 0.5 0.0 0.6 Timol 67.4 0.1 0.0 0.0 0.2 0.0 0.0 3.0 0.0 0.0 0.1 0.0 Karvakrol 68.7 89.9 88.6 94.3 90.8 87.2 88.5 85.8 72.6 71.0 89.9 45.2 *Rt: GC/MS geliş zamanı (dakika) Doğal Form Kekik yağında karvakrol oranı arttıkça kalitesi ve değeri de artmaktadır. Bu yönüyle Denizli Merkez ilçeye bağlı Kurluca köyü (8 nolu) ve Güzelpınar köyü (9 nolu) hariç diğer tüm lokasyonlardan elde edilen numunelerin karvakrol içeriği %85 in üzerinde bulunmuştur. Sayılan bu iki köyün kekiklerinde ayrıca yüksek oranlarda (sırasıyla %21.3 ve %21.5) linalool saptanmıştır. Bu yönüyle, bu iki lokasyonda (8 ve 9 nolu) yetiştirilen kekiklerin fideleri büyük olasılıkla linalool kemotipinde olan yabani kekik bitkilerinden toplanan tohumlardan elde edilmiştir. Nihayet Çal ilçesi Karakaya köyünden toplanan yabani kekiklerin (doğal form) %51.9 gibi yüksek oranda linalool içermesi bu görüşü desteklemektedir (Çizelge 4). Benzer şekilde Baydar ve ark. (2009) tarafından yapılan bir araştırmada, Göller yöresinde doğal yayılış gösteren Origanum onites poulasyonlarının genel olarak karvakrol tipinde olduğu, ancak linalool tipinde olan populasyonlara da rastlandığı bildirilmiştir.

Çiçek oranı daha fazla olan numunelerin uçucu yağlarında genel olarak karvarol içeriği, yaprak oranı daha fazla olan numunelerin uçucu yağlarında ise karvakrol dışındaki bileşenlerin daha yüksek olduğu bulunmuştur. İlgili çizelgede sunulmamış olmakla birlikte, çiçek ve yaprak droglarının ortalama karvakrol içerikleri sırasıyla %89.9 ve %87.2 olarak tesit edilmiştir. Örneğin çiçek oranı en yüksek olan 3 nolu Güney ilçesi Aydoğdu köyü Ağzıbüyük mevkinden biçilen kekiklerin karvakrol oranı %94.3 ile en yüksektir (Çizelge 3 ve 4). Bu bulguyu destekler nitelikte Baydar (2002) tarafından Isparta ilinde yapılan bir araştırmada çiçek salkımlarından damıtılan yağların yapraklardan damıtılan yağlara göre daha yüksek karvakrol, daha düşük α-pinen, β-mirsen, α-terpinen, -terpinen, p-simen ve timol içerdiği tespit edilmiştir. Özkan ve ark. (2009), kültür altında yetiştirilen kekik (Origanum onites) bitkilerinin en yüksek uçucu yağ oranını (%3.2) ve en yüksek karvakrol oranını (%88.7) Temmuz ayında çiçeklenme sonunda biçilen üründen elde etmişlerdir. Benzer bir sonuç Yaldız ve ark. (2005) tarafından yapılan bir araştırmada da tespit edilmiştir. Ancak Kokkini (1996), Özgüven ve Stahl-Biskup (1989) ve Özgüven ve ark. (1996) tarafından yapınla araştırmalarda en yüksek uçucu yağ oranının tohum oluşum başlangıcında elde edildiği rapor edilmiştir. Baydar (2005) tarafından Isparta Sütçüler yöresine özgü endemik bir tür olan yayla kekiği (Origanum minutiflorum) üzerinde yapılan bir araştırmada en yüksek uçucu yağ içeriği %4.9 ile çiçeklenme başında toplanan, en yüksek karvakrol içeriği %92.3 ile çiçeklenme sonunda toplanan kekik yapraklarından elde edilmiştir. Bu araştırma bulguları kekikte çiçeklenme zamanının ve buna bağlı olarak biçim zamanının uçucu yağ oranı ve kalitesi üzerine önemli etkisi olduğu ve bu nedenle kekiğin biçim zamanına çok dikkat edilmesi gerektiğini göstermektedir. 4. SONUÇ VE ÖNERİLER Denizli Tarım İl Müdürlüğü nün yıllık raporlarına göre, ilde kekik tarlalarının ortalama kuru yaprak verimi 100-150 kg/da arasında değişmektedir. Bu verim düzeyi, Ege Bölgesi koşullarda elde edilen verim değerlerinden düşüktür (Arabacı, 1995). Araştırmamızda Denizli yöresinde kültür kekiğinde yaprak veriminin düşük olmasının nedenleri arasında; (1) kekik tarlalarının sulanmaması ve toprak su tutma kapasitesinin düşük olması nedeniyle yılda sadece bir defa biçim yapılması, (2) toprakların aşırı alkali, kireçli ve taşlı ve organik maddesinin zayıf olması nedeniyle toprak verimliliğinin düşük olması, (3) toprak besin elementlerinin çoğunlukla yeterli seviyelerde olmasına rağmen, aşırı alkali ve kireçlilik nedeniyle bitkilerin bundan yeterince faydalanamaması, (4) bitki ve toprak analizleri dikkate alınmadan gelişigüzel gübreleme yapılması ve hatta bazen hiç yapılmaması, (5) kekik plantasyonlarının birçoğunun ekonomik verim yaşını aşmış olması, (6) biçim zamanının bazen erken veya bazen geç yapılıyor olması gibi nedenler sayılabilir. Denizli ili ekolojik şartlarında kekik verimini ve buna bağlı olarak gelir düzeyini artırmak için; (1) sulama imkanı olan yörelerde kekik tarlalarının sulanarak biçim sayısının artırmak, (2) ahır gübresi kullanılarak düşük olan toprak organik madde oranını yükseltmek, (3) agro-jips ve toz kükürt gibi toprak ıslahına yardımcı maddeler kullanmak, (4) bitki ve toprak analizlerine dayalı gübreleme ile toprak verimliliğini artırmak, (5) ekonomik verim yaşını aşmış olan kekik plantasyonlarını yenilemek, (6) çiçeklenme başında veya en geç çiçeklenme ortasında biçim yapılarak yaprak ve uçucu yağ verimini artırmaktır. Yörede kuru kekik sapları daha çok yakacak olarak değerlendirilmektedir. Oysa kuru kekik sapları ufalanarak hayvan yemlerine karıştırılıp antibiyotik etkisinden faydalanılabilir. Ayrıca yine ufalandıktan sonra fakir tarım topraklarına organik madde kazandırmak için de katılabilir.

Denizli ilinde yetiştirilen kekik bitkilerinin fideleri yabani kekik populasyonlarından toplanan tohumlardan elde edildiği için genetik olarak önemli farklılıklar olabilmektedir. Örneğin Origanun onites in karvakrol ve linalool tipleri karışık olarak bulunabilmektedir. Ayrıca Origanum onites tarlalarında Origanum vulgare, Origanum spyleum ve Thymbra spicata türerine ait bitkilere rastlanabilmektedir. Bu türler Origanum onites e göre daha düşük oranlarda karvakrol (%60-85), ancak daha yüksek oranlarda γ-terpinen (%5-20) içermektedir. Bu nedenle bu genetik karışıklığı önlemek için yörede Ceylan-2002 ve Tayşi-2002 gibi tescilli Origanum onites çeşitlerinin yetiştirilmesi gerekmektedir. Genel olarak kekik tarımının yapıldığı topraklarda en azından 3-4 yılda bir defa dekar başına 3-4 ton ahır gübresi atılması, her yıl dekara saf madde üzerinden 5 kg N ve 5 kg fosfor düşecek şekilde gübreleme yapılması, daha çok amonyum sülfat, triple süper fosfat ve mono amonyum fosfat gibi toprak alkaliliğini düşürmeye yardımcı olan gübreleri tercih etmek fayda sağlayabilir. Her ne kadar kekiğe özgü ruhsatlı bir herbisit yoksa da, bazı üreticiler sonbaharda Trifluralin terkipli, kış sonrası Paraquat terkipli herbisitler uygulayarak yabancı otlarla mücadele etmektedir. Ancak ihracatta "pestisit kalıntısı" sorunu nedeniyle yabancı otlarla mücadelede herbisitler yerine kültürel ve mekanik yöntemlerle mücadele yapılması gerekmektedir. Mutlaka yörede en uygun dikim zamanı, dikim sıklığı, biçim zamanı, biçim yüksekliği, ekonomik verim yaşı, gübre çeşidi ve miktarı, gübreleme zamanı, sulama suyu miktarı ve şekli gibi tarımsal uygulamalara dönük çiftçi katılımlı tarla denemelerinin yürütülmesine ve elde edilen sonuçların hızla üreticilere uygulatılmasına gereksinim vardır. Kekik üreticileri tarımsal mekanizasyon konusunda önemli sorunlar yaşamaktadır. Verim ve kaliteyi artıracak şekilde kekiğe özgü geliştirilmiş fide dikim makineleri, kekik biçim makineleri ve kekik harman makinelerine ihtiyaç vardır. Özellikle kurutma ve sterilizasyon gibi biçim sonrası uygulamalarda da önemli eksiklikler ve uygulama hataları göze çarpmaktadır. Biçilen kekiğin kendine has kokusunu ve rengini koruması için direkt güneş altında uzun süre bekletilmemelidir. Bunun için üstü kapalı, yanlardan havalandırılabilir ve altı beton olan kurutma ve harmanlama mekanlarına gereksinim vardır. Gelişigüzel köy meydanlarında, toprak yollar üzerinde, her türlü araç ve hayvan trafiğinin geçtiği yerlerde yapılan kurutma ve harmanlama (saptan yaprağın ayrılması işlemi) elde edilen üründe yabancı madde, böcek ve mikroorganizma bulaşıklığını artırmakta, dünya pazarlarında Türk kekiğine olan imajı zedelemektedir (ASTA standartlarına göre işlenmemiş kekik yaprağı içerisinde ölü böcek sayısı en fazla 4 adet/kg olmalı, yabancı madde ve böcek parçaları ağırlık olarak %1'i geçmemelidir). Bu nedenle, önemli kekik üretim merkezlerinde ivedilikle modern kurutma, ayıklama, sınıflandırma, ambalajlama ve sterilizasyon işlemlerinin yapılacağı entegre tesislerin faaliyete geçirilmesi gerekmektedir. Kekik gibi organik (ekolojik) tarıma çok uygun olan bir ürünün organik sertifikalı üretimine geçilmesi ve kekik borsasının oluşturulması gibi konularda da yoğun çaba harcanmalıdır. Kısaca, son 20 yılda sadece Türkiye nin değil aynı zamanda dünyanın da en önemli kekik üretim merkezi konumuna gelmiş olan Denizli ilinde, tarladan tüketiciye kadar bütün aşamaları kontrol altında tutulduğu sürdürülebilir bir üretim modeline veya organizasyonuna geçilmesi sektörün geleceği açısından önemli görülmüştür. Teşekkür: Bu araştırmaya destek veren İnan Tarım Ürünleri Ticaret in sahibi Sayın Abdullah İNAN a, toprak analizlerinde teknik desteklerinden dolayı Eğirdir Meyvecilik Araştırma İstasyonu Müdürlüğü ne ve Süleyman Demirel Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Besleme Bölümü ne teşekkür ederiz.

5. KAYNAKLAR Arabacı, O., 1995. İzmir Kekiği (Origanum onites L.) nin Yetiştirme Tekniği ve Kalite Özellikleri Üzerinde Araştırma. EÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri ABD Doktora Tezi, İzmir. Başer, K.H.C., 1993. Essential oils of Anatolian Lamiaceae: A profile. Acta Horticulturae 333: 217-238. Başer, K.H.C., 1994. Essential oils of Lamiaceae from Turkey: Recent results. Lamiales Newsletter 3:6-11. Baydar, H., 2002. Isparta koşullarında İzmir kekiğinin (Origanum onites L.) verimi ve uçucu yağ kalitesi üzerine araştırmalar. SDÜ Fen Bilimleri Dergisi 6 (2):17-24. Baydar, H., 2005. Yayla kekiği (Origanum minutiflorum O. Schwarz et P.H. Davis)'nde farklı toplama zamanlarının uçucu yağ içeriği ve uçucu yağ bileşenleri üzerine etkisi. Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 18 (2):175-178. Baydar, H. ve İ. Erdal, 2004. Bitki büyüme düzenleyicilerinin İzmir kekiğinin (Origanum onites L.) yaprak kalitesine etkisi. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Bilimleri Dergisi 10 (1): 9-13 Baydar, H., Karadoğan, T. ve H. Özçelik, 2009. Göller yöresinde yayılış gösteren kekik (Origanum, Thymus, Satureja ve Thymbra sp.) türlerinin belirlenmesi ve uçucu yağ özelliklerinin saptanması. Türkiye VIII. Tarla Bitkileri Kongresi, 19-22 Ekim 2009, Hatay. Baydar, H., O. Sağdiç, G. Özkan ve T. Karadoğan, 2004. Antibacterial activity and composition of essential oils from Origanum, Thymbra and Satureja species with commercial importance in Turkey. Food Control, 15: 169-172. Kacar, B., 2009. Toprak Analizleri. Nobel Yayınları, Ankara. Kokkini, S., 1996. Taxonomy,diversity and distribution of Origanum species, in Proceedings of the IPGRI International Workshopon Oregano, CIHEAM, ed. by Padulosi S, Valenzano, Bari, Italy, 8 12 May 1996, pp. 2 12. Özgüven, M., Schneider, M. and R. Marquard, 1996. Yield and quality aspect of Origanum wild species collected in the Çukurova region of Turkey, in Proceedings of the International Symposium on Breeding Research on Medicinal and Aromatic Plants, Quedlinburg, Germany, 30 June 4 July 1996. pp. 21 24. Özgüven, M. and E. Stahl-Biskup, 1989. Ecological and ontogenetical variation in essential oil of Origanum vulgare L., in 37th Annual Congress on Medicinal Plant Research, Society of Medicinal Plant Research, Braunschweig, 5 9 September 1989. Özkan, G., Baydar, H., and S. Erbaş. 2010. The influence of harvest time on essential oil composition, phenolic constituents and antioxidant properties of Turkish oregano (Origanum onites L.). Journal of the Science of Food and Agriculture 90: 205-209. Yaldız, G., Şekeroglu, N., Özgüven, M. and M. Kirpik, 2005. Seasonal and diurnal variability of essential oil and its components in Origanum onites L. grown in the ecological conditions of Çukurova. Grasasy Aceites 56: 254 258.