Kadın Örgütlenmeleri: Sorunlar, İhtiyaçlar, Olanaklar



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Temiz üretimin altı çizilmeli ve algılanması sağlanmalıdır

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz

Duygusal ve sosyal becerilere sahip Genç profesyoneller

Kadın Dostu Kentler Projesi. Proje Hedefleri. Genel Hedef: Amaçlar:

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

Akıllı ve Çevreci Hastane Yatırımları

Şiddete Karşı Kadın Buluşması 2

KADIN DOSTU KENTLER - 2

TÜRKİYE DE BAĞIŞÇILIĞI ALTYAPISINI GELİŞTİRME PROJESİ KAPSAMINDA

Okuyarak kelime öğrenmenin Yol Haritası

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

Yeni Göç Yasas Tecrübeleri

Sivil Toplum Geliştirme Merkezi KATILIMCI DEMOKRASİDE YEREL YÖNETİM-STK İŞBİRLİĞİ 1. TOPLANTI

Fark Ettikçe, Birlikte Güçleniyoruz...

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI

:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

FİRMALARIN PLAKA TAHDİTİ GÖRÜŞLERİ

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

Türkiye de Kadın Alanındaki Koordinasyon Mekanizmalarının Analizi. Ülker Şener Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri,

KOPENHAG ZİRVESİ IŞIĞINDA TÜRKİYE AB İLİŞKİLERİ

Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 60

Geçen ay meslektaşım, eğitmen arkadaşım Gülgün Koç ne güzel hatırlattı Peter Drucker ın meşhur tespitini : Ölçemediğiniz hiçbir şeyi yönetemezsiniz

Sevgi evlerinde kalan kardeşlerimize konser düzenledik. Huzurevi ziyaretlerimiz ara sıra oluyor,gönül Köprüsü diye bir proje de yer alıyoruz.

* Kuruluşunuzun Adı. 1) STK ya İLİŞKİN BİLGİLER 2) 1. BAĞLANTI KİŞİSİNE İLİŞKİN BİLGİLER. Page 1

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Bugün kadın ve erkeğin daha eşit olacağı bir toplumda yaşamak için sen ne yapacaksın?

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

Yönetici tarafından yazıldı Çarşamba, 09 Eylül :41 - Son Güncelleme Çarşamba, 09 Eylül :10

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

81 İl için Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Karnesi Ülker Şener & Hülya Demirdirek

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI

Yaşama toplumsal cinsiyet eşitliği bakış açısıyla yaklaşanların, medyanın eril dilinden rahatsız olmaması mümkün değil dedik.

ULUSLARARASI İŞÇİ DAYANIŞMASI DERNEĞİ. Meslek Liseliler Ne Yaşıyor? Ne İstiyor? Boyun Eğme. Mücadele Et!

Koçluk Sürecini Amaçlara ve Sonuçlara Göre Yönetir. R. ŞAFAK KEKLİK

Türkiye de çocuk, çocuk olmak ve. Türkiye de Çocuk Çalışmaları Konferansı , ODTÜ Emrah Kırımsoy

Koçluk, danışanın problemlerini çözüme ulaştırmak ve yolunu aydınlatmaktır.

İŞİTME ENGELLİLERDE EVLİLİKTE DAHA AZ SORUN YAŞIYOR! - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Pazartesi İzmir Basın Gündemi

Evlat Edinilen Çocuğa Multidisipliner Yaklaşım: Vaka Örnekleri Üzerinden Evlat Edinme. Psikolog Reyhan Bahçivan-Saydam

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

FESTİVAL HAKKINDA RAPOR HAKKINDA

Yerel Yönetim Vizyonu. Emin Dedeoğlu , Eskişehir

KADININ İNSAN HAKLARI YENİ ÇÖZÜMLER DERNEĞİ Kuruluş: Ocak 2012

KENDİ İŞİNİZİ YAPARKEN KİMSE YANLIŞLARINIZI DÜZELTECEK CESARETE SAHİP OLAMIYOR.

HEM DÜŞÜNECEĞİZ, HEM ÖĞRENECEĞİZ HEM DE SÜRPRİZ HEDİYELER KAZANMA ŞANSINA SAHİP OLACAĞIZ.

KPSS'de çok konuşulan 'vitamin' sorusu ve çözümü

Hatta, geçmişte denemiş olduğunuz diğer 'metodlar'dan muhtemelen DAHA KOLAY (ve çok daha eğlenceli!)

Trans Terapi ve Dayanışma Grubu Toplantılarının Yedincisi Gerçekleşti. SPoD CHP Beyoğlu Belediyesi Başkan Aday Adayı Gülseren Onanç ile görüştü

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 08 Ekim :05 - Son Güncelleme Perşembe, 08 Ekim :08

Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim Velimizi Sen Bilmezsin Biz Bağış Alamıyoruz Cümlelerini kurarken bir daha düşüneceksiniz.

Biz beyaz yakalılarız. Günümüzün çoğu plazalarda geçer. 9-6, 9-9, bazen de ne kadar giderse o kadar çalışırız. Adımız aynı zamanda kimliğimiz.

BÖLGE PLANI. Hazırlayan : Murat DOĞAN

TOPLUMSAL CİNSİYET TOPLUMDA KADINA BİÇİLEN ROLLER VE ÇÖZÜMLERİ

T.C. İSTANBUL KALKINMA AJANSI

Murat Çokgezen. Prof. Dr. Marmara Üniversitesi

Otizmli Eymen 10 Okuldan Geri Çevrildi

İŞLETME VE YÖNETİM BİLİMLERİ FAKÜLTESİ GİRİŞİMCİLİK BÖLÜMÜ

2012 İŞ YERİNDE KADIN ARAŞTIRMASI RAPORU. Mart, 2012

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

Kazova: Patronsuz üretim devam ediyor; herkes mutlu, herkes çalışmak istiyor.

Herkese Bangkok tan merhabalar,

Biz yeni anayasa diyoruz

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI

Kıbrıs'ta öğrenci olmak

Türkler Kendi işinin patronu olmak istiyor!

1) İngilizce Öğrenmeyi Ders Çalışmak Olarak Görmek

Yılın Filo Yöneticisi ödüllerinde Jüri Özel Ödülü Genel Müdürlüğümüzün oldu.

"Kentsel Dönüşümün Anahtarı Kooperatiflerde"

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Türkiye de Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Algısı Araştırması

KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ

Şiddete Karşı Kadın Buluşması I

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

Cumhuriyet Halk Partisi

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Çalışma hayatında barış egemen olmalı

xxxxxxx ÖĞRENME RİSK FAKTÖRLERİ RAPORU

13 Mart 2009 Cuma, 12:20 GÜNCEL. A.A Nursel Gürdilek. İşitme engelli çocuklar için Türk-İsrail işbirliği

22 İL. Hane Ziyaretleri 2015 Raporu

Bayraktar Kayıtdışı yüzde 53 ten yüzde 33 e düştü bu bir rekordur

10SORUDA AİLE SİGORTASI

Diğer: Diğer:... Diğer:...

Sivil Düşün bir Avrupa Birliği programıdır.

R E H B E R L Đ K B Ü L T E N Đ - 3

İZMİR KREŞ ATÖLYESİ NOTLARI (Ocak 2013) 1-BAKIM HİZMETLERİ NASIL DÜZENLENMELİ VE BU DÜZENLEMEDE KAMUNUN YERİ NE OLMALIDIR?

ÇORLU TİCARET VE SANAYİ ODASI DIŞ PAYDAŞ ANKET ANALİZ RAPORU

SİVİL YAŞAM DERNEĞİ I. DÖNEM Stratejik Planı

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE DEKİ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ VE STK LARIN DURUMUNU TARTIŞTI!

Yeni Performans Yönetmeliği neler içeriyor? Ne zaman yürürlüğe girecek?

LİSE REHBERLİK SERVİSİ

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

Öğrencilerin çektiği fotokopiye yasal formül şart!

Yüz Nakli Doktorları Birbirine Düşürdü

22 İL Hane Ziyaretleri-2015 Sonuçları. Katılan kişi sayısı: 22864

Okul günüm. Anne-babalar ve çocuklar için için okula başlama rehberi. Niedersächsisches Kultusministerium

Sigortacılık saygın meslek E-Posta Gönder 28 Mart 2012 Çarşamba 08:44

Transkript:

Kadın Örgütlenmeleri: Sorunlar, İhtiyaçlar, Olanaklar

Kadın Örgütlenmeleri: Sorunlar, İhtiyaçlar, Olanaklar

Kadın Örgütlenmeleri: Sorunlar, İhtiyaçlar, Olanaklar ISBN: 978-605-61015-1-9 SOGEP Sosyal Kalkınma ve Cinsiyet Eşitliği Politikaları Merkezi İstiklal Caddesi, Bekar Sokak, 7/6, Beyoğlu, İstanbul Tel/Faks: 0212 251 54 94 www.sogep.org.tr Basım Tarihi: 2009. Yazan: Ceren İşat Editör: Aksu Bora Baskı ve Cilt: Tetra İletişim Hizmetleri Ltd. Şti. Halaskargazi Cad. Sait Kuran İş Merkezi, No: 145/5, Şişli, İstanbul Tel: 0212 219 96 76 Faks: 0212 231 33 37 tetra@tetrailetisim.com www.tetrailetisim.com

İçindekiler Giriş 2 Örgütlenme 6 Örgütlenme Biçimleri 7 Hiyerarşi 18 Gençlerin Katılımı 22 Feminizm 27 Alan Ayrışması 32 İlişkiler 36 Kamu Kurumlarıyla İlişkiler 37 Karma Örgütlerle İlişkiler 48 Kadın Örgütlenmeleri Arasındaki İlişkiler 51 Kaynaklar 66 Mali Kaynaklar 67 AB Fonları 86 İnsan Sermayesi 92 Ortak Bir Strateji 102 Kaynakça 110 Ek: Görüşme Listesi 114

giriş

Giriş Bu rapor, kadın örgütlenmelerinin yaşadığı sorunlara ve ihtiyaçlarına odaklanıyor. Bunu yaparken de, sosyal bir hareket açısından oldukça önemli olan kendi gündemini belirleme ve asgari hedefler üzerinden belirli bir strateji geliştirme konusunun önünde ne gibi engeller olduğunu görebilmeyi hedefliyor. Araştırma süreci, yüz yüze yapılan görüşmelerden ve taslak bulguları görüşme yaptığımız kadınlarla tekrar tartıştığımız bölgesel toplantılardan oluştu. Tüm kadın örgütlenmeleri ile görüşme şansımız ve olanağımız olmadı ancak, aktif olan, çeşitli iletişim ağları ve platformlar içinde yer alan, politika üreten kadın örgütleriyle mümkün olduğunca görüşme yapmaya çalıştık 1. Bunun yanında farklı illerden kadın örgütlenmelerini de mümkün olduğunca bu sürece dâhil etmek için çaba gösterdik. Sonuçta, İstanbul, Çanakkale, Kocaeli, İzmir, Denizli, Aydın, Trabzon, Ankara, Adana, Mersin, Urfa, Diyarbakır ve Van illerinden kadın örgütlenmeleri temsilcileri ile görüşmeler yaptık. Ayrıca, bazı kadınlarla, örgüt temsiliyetlerini hesaba katmaksızın, kadın hareketine dair konuştuk. Bunun yanında, Ankara, İstanbul ve Eskişehir de genç kadınların katılımıyla odak grup çalışmaları gerçekleştirdik. Raporun ilk bölümünde nasıl örgütlenildiğine baktık. Örgütlenmeye dair problemlere, hiyerarşiye, gençlerin katılımına, alan ayrışmasına ve feminizme değindik. Raporun ikinci bölümde ilişkilere odaklandık. Hem kamu kurumlarıyla ve karma örgütlerle kadın örgütlenmelerinin ilişkisine, hem de kadın 1 Ama yine de hedeflediğimiz tüm örgütlerle görüşme yapamadık. Yapılan görüşmelerin listesini sayfa 114 te bulabilirsiniz. 3

Giriş örgütlenmelerinin birbiri arasındaki ilişkiye baktık. Raporun üçüncü bölümünde, mali kapasite ve insan kaynakları kapasitesine baktık. Sonuç bölümünde, çalışmaya başlarken aklımızda olan bir soruya kadın örgütlenmelerinin ortak asgari hedefleri ve bu doğrultuda bir stratejileri olabilir mi sorusuna görüşmelerde dile getirilen belirli noktalarla yanıt vermeye ve bundan sonrası için bir tartışma açmaya çalıştık. Bu raporda ele aldığımız her soruna, soruya ve ihtiyaca görüşmelerden çıkan sonuçlarla yanıt vermeye ve bu nedenle de mümkün olduğunca görüşmelerden alıntı yapmaya özen gösterdik. Geldik, gördük, bulduk demek yerine görüşmelerde dile gelen konulara mümkün olduğunca çok ve aynen yer vererek bu raporun ortaklaşa yazılmış bir rapor olmasını sağlamak istedik. Bu rapor sırasında bize destek veren danışmanımız Selma Acuner e, araştırma süreci boyunca danışmanlığımızı ve ayrıca raporun editörlüğünü yapan Aksu Bora ya, rapora ilişkin yapıcı eleştirileri ve yeni fikirleriyle bize destek veren Pınar İlkkaracan a, yığınla işlerinin arasında bizimle görüşme yapan, bölgesel toplantılara katılan ve bu kadar içten konuşan kadınların tümüne, rapor bittikten sonra bizi kırmayıp raporu okuyan ve görüşlerini bizimle paylaşan herkese çok teşekkür ediyoruz. 4

Örgütlenme

Örgütlenme Biçimleri Örgütlenmek bu ülkede zor zanaat. Hele ki örgütlenmenin öznesi kadınlar olunca, zorluklar kat kat artıyor. Örgütlenmek illegal bir eylem içinde bulunmak olarak algılanıyor. Kadınların örgütlenmesi ise, geleneksel düzeni yıkıcı olduğu oranda kötüleniyor, ayıplanıyor, yaftalanıyor. Görüştüğümüz kadınlar, örgütlenme zorluklarını yaşadıkları temel sorunlardan biri olarak saydılar: Şimdi 40 kişiyiz. Kadın hareketlerinde böyle bir sıkıntı var. ( ) Ataerkil yapının getirdiği bir şey, kötü bir şey diye gösterilmiş kadın örgütlerinde çalışmak. Kadın örgütlerinde çalışanlara orospu diyorlar. Böyle diyerek kadınları sindirmeye çalışıyorlar. Bu bizi çok üzüyor, bir türlü örgütlenemiyoruz. Bu kadar büyük çaba, emek, gayret, kocam göndermedi, ağabeyim göndermedi diyor, param yok diyor. İşte çok büyük sıkıntılar yaşıyoruz. Bununla birlikte, kadın örgütlenmelerinin sayısı gittikçe artıyor. Görüştüğümüz örgütlerin kuruluş yıllarına baktığımızda da böyle bir tabloyla karşılaşıyoruz. Yıllara göre kurulan kadın örgütlenmeleri 7

Örgütlenme Biçimleri Yerelde çalışma yürütmüş bir aktivistin sözleri de bunu açıkça gösteriyor: Mesela bu yerel eğitim çalışmalarını yapacağımız zaman yerelde kadın örgütü bulamıyorduk. Oysa projenin içeriği de bizim eğitici eğitimi yapmamız ve ardından o eğiticilerin yereldeki örgütlü kadın gruplarına eğitim vermesiydi. Birçok ilde hakikaten yerel kadın örgütü bulamayıp kimi zaman toplum merkezlerine okuma yazma eğitimine gelen yarı örgütlü dediğimiz kadın gruplarına verdik. Şimdi mesela bazı iller istisna olmak kaydıyla birçok ilde örgütlenmiş yerel kadın örgütleri var artık, bu bir kere çok önemli bir gelişme ve zenginlik, sayının artması, yerelleşmesi, farklılaşması, o anlamda çok önemli. Örgütlerin sayısı arttıkça, örgütlü kadın sayısının da arttığı muhakkak. Ancak, örgüt sayısının artmasının örgütlü kadın sayısını eşdeğer biçimde artırmadığı görüşmeler sonucunda ortaya çıkan başka bir konu oldu. Örgüt içinden örgüt çıkması, aynı kadınları bir gün bir örgütün şapkasıyla ertesi gün başka bir örgütün şapkasıyla konuşurken görmek, görüşme yaptığımız birçok kadının dillendirdiği noktalardandı. Ayrıca, dönüp SOGEP e baktığımızda, kendi durumumuzun da bundan farklı olmadığını söyleyebiliriz: Çukurova Üniversitesi Kadın Araştırmaları Merkezi nin ön ayak olmasıyla bütün derneklerden kadına yönelik şiddetle ilgilenen kadınlar bir araya geldi ve bizim derneğimiz ortaya çıktı. Bu kadınların başka dernekleri var, bunun yanında bizim derneğimizin de içindeler. Kısaca kadın kuruluşları birliğinin içinden çıkan bir derneğiz biz. Burada işte yerellerin en büyük sıkıntısı, üyelerin sayısının az olması. Aynı kadınları farklı yerlerde görüyorsunuz, ben hem buradayım hem başka başka yerlerdeyim. Herkes her yerde. Kadınları buraya 8

Örgütlenme Biçimleri 9 çekmekte sorun yaşıyoruz. ( ) Bir dernek kuruluyor vizyonu hedefi tamam ama yönetimin vizyonu hedefi tamam değilse problem çıkıyor. Bölünme başlıyor, bir başka dernek çıkıyor, bir başka grup doğuyor. Aynı konuda aynı hedefte çalışan 10 tane dernek çıkıyor. Kadınların sayısı artmıyor, yalnızca örgütlüler bölünüyor. Sorun burada, kadınların farkındalık eğitimlerinin çok sık yapılması gerekir. Bu da bir süreç aslında. Belki sonradan bir birleşime gidilebilir diye düşünüyorum. Ülkedeki birçok sorunla, ayrımcılıkla, eşitsizlikle mücadele etmek için örgütlenmenin kendisi büyük bir mücadele süreci olarak çıkıyor karşımıza. İleride de değineceğimiz üzere insan kaynağı sıkıntısı, parasızlık, devlet kurumlarıyla bir türlü rayına oturtulamamış ilişkinin kendisi, hedeflere varmak için çabalamanın yanında, öncelikle örgütlenmek için bir mücadeleyi gerektiriyor. Bu raporun belki de en açık ortaya koyduğu nokta, kadınların örgütlenebilmek için birçok ve çeşitli engelle mücadele ettiğidir. Bu engelleri raporun diğer başlıklarına saklayıp burada sadece örgütün yasal yapı ve statüsüne ilişkin tartışmalara ve mevcut örgütlerin genel görünümüne bakmak istiyoruz. Görüştüğümüz örgütler daha kolay hareket edebilme, devlet kontrolünü en aza indirebilme, kendilerini bürokratik işlerden mümkün olduğunca kurtarabilme, daha kolay fon bulabilme gibi çeşitli pratik nedenlerle birbirinden farklı örgütlenme biçimleri benimsemiş gruplardı: Kooperatif olarak hareket kabiliyetinin daha kolay olduğunu fark ettik. Türkiye de örgütlenmek, Türkiye de ciddi bir bürokrasi var, sivil toplum örgütlenmesi açısından. Hele kadınların örgütlenmesi bu açıdan bir eziyete dönüşüyor yani. Bir kere çok paran olacak. Attığın adımda izin alacaksın. Çok bürokratik işleri var. O

Örgütlenme Biçimleri yüzden kadınlar örgütlenmiyor. Çünkü örgütlenmeye başladığın zaman çok zahmetli bir iş. Genel kurul yapacaksın, karar defterlerin olacak, şu olacak bu olacak, bütün bunların arasında bir de dernekler masası var, her attığın adımda sürekli izin alacaksın falan, sürekli denetime geliyorlar. Bir de dernek olunca para getirecek işler yapamıyorsun. Biz feminist analizi ve feminist politikayı geliştirmek istiyoruz ama bunun içinde kitap da var, dergi de var, çeşitli etkinlikler de var. Bu yüzden hareket kabiliyetimiz daha iyi olur diye, sanayi ve ticaret bakanlığına bağlı olan kültür kooperatifi olduk. Bütün kâr kültür hizmetlerine aktarılıyor, döner sermaye var. Bir de ortaklık var. Dolayısıyla kooperatif olarak örgütlenmeyi seçtik. Vakıf olarak örgütlenmenin nedeni o zaman dernekler yasası nedeniyle derneklerin üzerinde daha fazla baskı olması, siyasi iktidarın veya devletin kontrolünün daha ağır olması. Vakıf olarak biraz daha rahat çalışma olanağı bulmak için böyle bir örgütlenme biçimi seçiliyor. 2002 ye kadar platform olarak götürdük, sonra 2002 de dernek olduk. Dernek olmamızın en önemli sebeplerinden birisi şuydu; 2000 yılında Birleşmiş Milletler e CEDAW için bir rapor hazırladık ve götürmeye çalıştık ancak akreditasyonumuz olmadığı için bunu başaramadık. O süreçte anladık ki akreditasyon sorularına cevap verebilmek için Türkiye de platformların yasal bir statüsü olmadığı için mutlaka dernek olmamız gerekiyor. İki sene süren müzakereler, tartışmalar, araştırmalar falan sonunda dernek olduk. 2005 te dernekleştikten sonra proje almaya başladık, çünkü dernekleşmemizin nedenlerinden bir tanesi de finansal açıdan daha rahatlayacağımızı düşünmemizdi. Bir tanesi statü açısından bürokratik işleri daha rahat halledebilmek, daha fazla ciddiye alınmak, yani hem sivil toplum kuruluşları çevresinde hem devlet gözünde. Daha resmi olunca daha fazla ciddiye alınacak. Aynı zamanda hem ulusal hem de uluslararası baskı mekanizmalarını da çok daha etkin bir şekilde kullanabilecektik dernek olduğumuzda. Bunun yanında da finansal olarak fon 10

Örgütlenme Biçimleri almamız daha kolay olacaktı yurtdışı kaynaklardan. İlk şirket olarak açıldı, danışmanlık alanında hizmet verdi. 2008 itibariyle dernekleştik. Şirket olursa devletin yönelimi çok fazla olmaz diye düşündük. Bir savunma noktasıydı yani aslında bizim için. Ama bir kadın kurumuysa, kadının sahip çıkması gerekiyorsa o zaman kadının kendini orada hissetmesi gerekiyor, üye olması gerekiyor, gidip gelebilmesi gerekiyor, çalışmalarına aktif dâhil olması gerekiyor. Hani örgütlenme dediğimiz aslında biraz da burada açığa çıkıyor. Şirket üzerinden örgütlenme yapamıyorsun. O yüzden dernekleştik. Farklı yasal statüler ve yapıları benimseyen örgütler olmakla birlikte, hem kuruluşunun daha kolay olması hem de kuruluş aşamasının çok fazla maliyetli olmaması nedeniyle en fazla dernek olarak örgütlenildiğini gördük. Dernek olarak modere etmek çok daha kolay. Daha ucuz. Vakıf olmak çok pahalı bir şey Türkiye de. Kelime başına bile bir para ödemen gerekiyor ve bir mülkün olması gerekiyor falan filan ama öyle paramız yok. Biz faaliyete para bulabilen bir örgütüz sadece. Dolayısıyla dernekler kanunu da yeterince esnekleşince, yurtdışından para almak falan mümkün hale gelince dernek olmak daha manalıydı. Örgütlenme biçimlerine göre dağılım 11

Örgütlenme Biçimleri Her ne kadar farklı örgütlenme biçimleri farklı çözümler olarak düşünülüp kullanılıyor olsa da hiçbirinin tam anlamıyla ihtiyaca cevap veremediği de görüşmeler sırasında üzerinde durulan noktalardandı. Her bir örgütlenme biçiminin bir yanıyla belirli konularda kolaylık sağlarken, diğer yanıyla da kendine has zorluklar çıkardığının altı çizildi. Dernekler mevzuatında yapılan değişiklikler ve sonucunda dernekler masasının dernekler müdürlüğüne çevrilmesiyle tam anlamıyla bir sivillik ve rahat hareket etme imkânı sağlanamadığı, görüşmeler sırasında resmi olarak kurulmuş olan bir derneğin şu anda kapatılmış olmasından da net biçimde ortaya çıkıyor. Bununla birlikte vakıf, kooperatif gibi örgütlenme biçimleri de hem çok para gerektiriyor hem de kurulduktan sonra vergiler, noter onayları gibi birçok nedenden ötürü harcamalar yüksek olmaya devam ediyor: Derneklerin genel hükümleri neyse biz de onu yaşıyoruz. Mesela biz üreten kadınlar grubuyuz normalde. Bu üretimin satışı da önemli ama dernek çatısında, derneğin genel yapısı nedeniyle satış yapamıyoruz, çünkü kadına parasını veremeyiz ama bu paradan kadının yararlanması birinci hedefimiz. O yüzden bir başka sistem aramak zorunluluğu doğuyor. Bizimle ilgili değil bu genel yapıyla ilgili bir şey. 2005 ten beri derneğiz. Öncesinde tüzel kişiliğimiz yoktu ama resmi olarak, devlet kanallarında derdimizi gündeme getirebilmek... Onların onaylamasına ihtiyaç duymuyoruz ama konuyu gündeme sokmak amacıyla, görünür olmak adına dernek olduk. Tabii zorlukları da var. Bir sürü şeyi yapmakta zorlanıyoruz, bürokratik işler bazında. Ama şimdi resmi olarak derneğiz, vergimizi falan ödüyoruz. Bunun dışında şu an dernek olmanın iyi bir yanının göremiyoruz. Aslında tam tersine, dernek olmanın tüm dezavantajlarını görüyoruz. 12

Örgütlenme Biçimleri 13 Tabii en temel sorun yine sistemle ilgili sorun. Kooperatif olarak ilk kuruluşta mesela bir sözleşme var notere onaylatılan. Ankara da bir milyar lira istedi noterler. İlk şokumuz oydu. Sonra bir kadın noter bulduk Ankara nın biraz dışında, biraz da kadın haklarına duyarlı bir kadındı. O, yarı fiyatına onayladı mesela. Bunun yanında elbette ki resmi örgütlenme biçimlerinin kadın aktivizmine ne kadar yanıt verebildiği tartışması da diğer bir mesele olarak karşımıza çıktı ve hâlâ kadınlar için en uygun örgütlenme modelinin bulunamadığının altı çizildi: Tabii inisiyatifteki ilkeler sürmüyor, farklı bir şey oluyor kurumsallaşınca, birden yabancılaştığın bir yapı olabiliyor falan filan. ( ) Kurumsallaşmak lazım, kurumsallaşmadan nereye kadar ama bunun nasıl yapılacağını bilememek... ( ) Ben şunu anladım, hani kadınların, bizim feminist olsak da bütün o arzuları taşıdığımızı. Kadınların da bir sürü yanlışlar yaşadığını çünkü ezilmenin kötü bir şey olduğunu, kötü yaralar açtığını falan. O yüzden hâlâ umut, beklenti çıtam yüksektir ama herhangi bir şeyde olduğu gibi kurumlaşmayı da bilmediğimizi biliyorum artık. Yani herhangi biri gibi kurumsallaşmayacağız ama kendimize özgü bir yöntemi nasıl bulacağız? O yöntem de oradaki her insandan farklı çıkıyor. Onları ortaklaştırmak zor. ( ) İşte kurumsallaşmanın ilk dönemini yaşadım ve benim ilk tökezlemem oydu. Zor bir şey. ( ) Ama kurumlaşmalıyız diye düşünüyorum. Kalıcı, sürekli ve herkesin ulaşabileceği yerler ve alanlar kurmalıyız yani, alanlar oluşturmalıyız. Benim içi kurumlaşmanın adı o, o kadar. Görüşme yaptığımız kimi örgütler, resmi örgütlenmelerdense resmi statüsü olmayan, bu yüzden birçok pratik açıdan öncelikle de ekonomik açıdan sıkıntı yaratan ama buna karşın daha hızlı hareket edebilmeyi beraberinde getiren esnek örgütlenmeleri

Örgütlenme Biçimleri tercih eden gruplardı: Bir tüzel kişilik sahibi olup olmamak kendi aramızda her toplantımızda bir şekilde konuştuğumuz bir konudur. Her seferinde de çoğunluğun hayırı var. Esasında temel bir meseleden dolayı, yani biz bir tüzel kişiliğe sahip olursak işte yönetimiydi, kuruluydu, bilmem nesiydi falan, sivilliğimizi yitirir miyiz diye bir yaklaşım vardı. Felsefi olarak bakıldığında doğru bir şey ama teknik olarak da bizi son derece zorlayan bir şey. Benim bildiğim kadarıyla platformlara tüzel kişilik bir takım Avrupa ülkelerinde var. Bu bizim hakikaten önemli bir sorunumuz. Hep küçük fonlu işler yapıyoruz. Alman vakıflarının fatura karşılığı iş yapabilmesi iyi oluyor bu durumda bizim için ama onlar da hep küçük fonlar. ( ) Büyük proje yapma noktasına geldiğimizde, yarın öbür gün ne yapacağımızı tekrar kara kara düşünmeye başlayacağız demektir. Birleşmiş Milletler den bir şey yapacaksak veya Avrupa Birliği fonu ile yapacaksak nasıl yapacağız; bunu düşünmemiz gereken bir noktaya yine gelecek. Kurumsallaşmayı tartışmadık ama birçok toplantıda kurumsal bir yapılanmanın hareket kabiliyetimizi azaltacağı, bir sürü hiyerarşi yaratacağı, bir de grubun böyle bir yapılanmanın sorumluluğunu kaldıramayacağını konuşmuştuk. ( ) Keşke kurumsallaşsaydık demedik hiç ama son dönemlerde moderatör sistemiyle ilerlemeye karar verdik. Çünkü bir şekilde yapılması gereken işler oluyor, hem grup içinde yapmamız gereken işlerde hem de diğer örgütlerle birlikte yapmamız gereken işlerde işbölümünde, işi sahiplenmede sıkıntı yaşanıyor ve bazı işler ortada kalıyor. Bunu çözmek için moderatör sistemine geçtik, o da herhalde biraz rahatlattı bizi. Ayrıca, var olan resmi örgütlenme biçimlerinin hiyerarşik bir yapıyı dayatıyor olması da başka bir sorun olarak karşımıza çıktı. Her ne kadar hiyerarşik yapıya alternatif bir işleyiş biçimi geliştirilmeye çalışılsa da, söz konusu hiyerarşik yapının iş yapma biçimini ister istemez, az çok, farkında olarak olmayarak etkilediği de 14

Örgütlenme Biçimleri 15 ortada. Galiba bunun en açık örneğini kâğıt üstündeki yönetim kurulları nın gerçek yönetim kurulları na dönüşmesinde görüyoruz. Görüştüğümüz örgütlenmelere sorduğumuz diğer bir konu da karar alma biçimiydi. Büyük çoğunluğu, hiyerarşik örgütlenme biçimlerinin zorlaması olarak kâğıt üzerinde yönetim kurulları olduğunu belirttiler. Ancak, aktif üyelerden konuşmaya başlayınca çoğunlukla yönetim kurulu üyelerinin aktif olduğunu, kararların da aktif üyelerle yani yönetim kurullarıyla alındığını belirttiler: Dernekleştiğimizden beri karar alma toplantılarımıza sadece yönetim kurulu üyeleri katılıyor. Dernekleşmeden önce daha geniş, gönüllülerimizle bir katılım vardı. Dernekleştikten sonra bir süre yine buna devam ettik. Gönüllülerimiz ve yönetim kurulu şekilde toplantılar yapmaya başladık. Bu bir şekilde yürümedi. Gönüllüler gelmemeye başladı. O zaman iki haftada bir genel bir toplantı yapalım dedik. Bir süre iki haftada bir devam ettik. Yine pek gönüllü göremedik aramızda. Ayda bir olsun dedik. Oraya da çok fazla gönüllü gelmedi. Üç - beş kişi geliyordu. Biraz motivasyon düşürücü bir şey de oluyordu bizim için. Bir de ofis çalışmasında angarya işlerden, kâğıt kalem işlerinden insan biraz yıpranıyor. Motivasyonunu düşürecek bir şeye daha gelemiyorsun yani. Öyle olunca kala kaldık. Yani hep aklımızda, hep böyle olmuyor, yedi kişi karar veriyoruz, her şey yedi kişi üzerinden dönüyor, gönüllülerimizle birlikte kararlarımızı verelim, onlarla da toplanalım falan diyoruz. Ama pratikte olmuyor. Kadınların aktivizmine zemin oluşturabilecek bir örgütlenme biçiminin var olduğunu söylemek zor. Mevcut örgütlenme biçimlerinin hiyerarşiyi bertaraf edecek, daha esnek hareket edebilmeye olanak sağlayacak, daha fazla katılıma yol açacak şekilde

Örgütlenme Biçimleri dönüştürülmesi gerektiğini, Türkiye de örgütlenmeye ilişkin yasal mevzuatın da son değişikliklerle dahi bunlar için yeterli olmadığını söyleyebiliriz. Kadınlar hızla örgütlenmeye devam ediyorlar, ama hâlâ kendilerine uygun örgütlenme biçimini de bulabilmiş değiller. Bu noktada gündem bazlı platformlar esnek yapılanma, hızla tepki geliştirebilme gibi noktalarda önemli bir strateji olarak karşımıza çıkıyor: Küçük gruplar, küçük, birbiriyle anlaşan gruplar ama ortak kampanyalar meselesi hâlâ en iyi model bulabildiğimiz bence. O küçük gruplar kurumlaşıyor, şu oluyor bu oluyor, bir şey yapıyor bir alanda. Bunlar önemli şeyler. ( ) Anayasa, TCK gibi hepimizin hayatını etkileyen alanlarda o deneyimlerin bir araya gelmesi ve platformlar olması çok iyi bir model gerçekten. O platformlar sürekli olmayabilir, biz yapıyoruz, bozar yenisini yaparız vesaire ama sonuçlanana kadar sürüyor. Açıkçası ben olumlu görüyorum, çünkü çok şey oluyorlar, esnek yapılar olduğu için hızlı hareket edebiliyorlar, üretken olabiliyorlar. Hani o an için o konuyla ilgili insanlar veya örgütler bir araya geliyor. O işle ilgili çalışıyorlar, sonra bir başka şey. Yapının dışında kalmak ne kadar mümkün? Yapının içindeyken bir süre sonra yapının örgütleri, mücadele biçimlerini dönüştürmeye başlaması gibi bir tehlike her zaman için söz konusu. Bu noktada esnek örgütlenme biçimlerinin, özellikle platformların, farklı bir iş yapma biçimi üzerinden farklı bir model oluşturma potansiyeli oldukça fazla, ancak bu tür örgütlenmeler içinde de mevcut hiyerarşik konumlanmaların, önyargıların ve ötekileştirmelerin alttan alta devam edebileceğini göz ardı etmemek gerekiyor: 16

Örgütlenme Biçimleri O önyargıyı aşıp ortak iş yapmak çok da kolay olmuyor. Bu nedenle platformların içinde yer almıyoruz. Bu yani. Çoğu insan bu konuda çok katı değiller ama birkaç kişinin olması yetiyor. Bazen psikolojinizi sağlam tutabilmek adına kendinizi biraz korumak gerekiyor. Esnek örgütlenme biçimleri her ne kadar önemli bir araç olsa da, onun da beraberinde getirdiği bazı problemler var. Özellikle, bu tür örgütlerin resmi statüsünün bulunmaması, birçok pratik konuda örneğin kendi adına banka hesabı açtıramaması gibi sorunlar yaratıyor. Hem dernek, vakıf, kooperatif gibi örgütlenme biçimlerinin kadın aktivizmine daha uygun hale getirilebilmesi için, hem de esnek örgütlenme biçimlerinin önündeki bürokratik engellerin kaldırılabilmesi için, örgütlenmeye ilişkin mevzuat, üzerinde çalışılmayı bekliyor. 17

Hiyerarşi Feminist örgütlenmeler ilkesel olarak hiyerarşiyi reddeder ancak pratikte, hiyerarşik olmayan örgütlenmeler ne kadar mümkün? Elbette, biraz önce değindiğimiz üzere mevcut yapının kendisi kadın örgütlenmelerini çeşitli hiyerarşik örgütlenme biçimlerinden birini seçmek zorunda bırakıyor ve her ne kadar yapıya rağmen örgüt içinde başka bir sistem oturtulmaya çalışılsa da içinde bulunulan yapı öyle ya da böyle örgütlenmeleri etkiliyor: Beni yürütme kuruluna seçmişler benim reddetmeme rağmen. Yani kadın hareketinde protokole ne gerek vardır? Aramızda toplanır bir sözcü seçeriz, kararları birlikte alırız, bir kişi de çıkar basın açıklaması mı okunacak, okur. Ama yok, yürütme kurulu diye bir şey tutuşturdular elime. İlla ki başkan olması gerekiyor. Yapının etkisini, yine daha önce değindiğimiz üzere, en çok kâğıt üzerindeki yönetim kurullarının gerçek yönetim kurullarına dönüşmesinde görüyoruz. Mevzuat gereği oluşturulması gereken yönetim kurulları çoğu durumda oluşturulduktan sonra işin sorumlusu addediliyor, gönüllülerin ve üyelerin katılımı, nasıl olsa yönetim kurulu var, işleri yönetim kurulu üyeleri halleder mantığıyla git gide azalmaya başlıyor. Görüştüğümüz kadın örgütlenmeleri her ne kadar hiyerarşik bir yapıyı bertaraf etmeye, yönetim kurullarını göstermelik kılmaya çalışsalar da hiyerarşiden kurtulamadıklarını belirttiler: Olabildiğince hiyerarşiyi, iktidarı kendi içimizden atmaya çalışıyoruz. Ama tabii sadece yapıyı böyle oluşturmak, bunun tamamen ortadan kalktığını söylemeyi getirmez herhalde. Bunu söylemek çok ciddi bir hata olur. Ama olabildiğince birbirimizi ötekileştirme, birbirimiz üzerinde iktidar kurma hallerimize bakmaya çalışıyoruz. Fark 18

Hiyerarşi ettiğimiz kadar durdurmaya çalışıyoruz. Bu durum, bazı kadınların hayallerinin yıkılmasına, kadın örgütlenmelerine girip beklediklerini bulamamalarına, belki de kısa bir örgütlenme deneyiminden sonra harekete küsmelerine bile neden olabiliyor. Bu, özellikle genç kadınlar için geçerli, çünkü bir yaş hiyerarşisi bazen deneyim bazen bilgi birikimi altında alttan alta işlemeye devam ediyor: İçine girmeden önce benim için çok önemliydi, hayrandım ben. Ama şimdi hayal kırıklığı yaşıyorum içine girince. Bunun içinde de rant var, hiyerarşi var. Burada bir yaş hiyerarşisine uğruyorum ben. Aslında yönetim kurulundayım ama daha çok iş yapma boyutunda, bilgisayarda tablo hazırlanması, çeviri yapılması falan. Bana çocuk falan diye sesleniyor bazıları. Ben daha önceki bir kadın örgütü deneyimimden sonra çok örgütlenmeme kararı aldım. Orada adı hiyerarşi bağımsızı olan bir yalan var. Hâlbuki teyzeler senin saçını okşayıp sana ideolojini bile öğretmeye çalışıyorlar. Beni bezdirmişlerdi, iş yapmaktan öte iş sabote etmeye dönük sanki. Ama tabii bu orada harika kadınlar yok anlamına gelmiyor. Ama ben enerjimi ona veremeyeceğimi hissettim mücadele alanı olarak. ( ) Yaşın genç olabilir ve ileri yaşlı olabilirsin çünkü çok sağlam teyzeler de var orada. Ama burada başka bir şey, bir dedikoduculuk halinden gelip çocuğa ders öğretme tavrı vardı. O yüzden ben onlara teyze diyorum. Yoksa teyze kategorisini aşağılamak veya bir yaş grubuna övgü veya sövgü yapmak için değil. Ama öyle bir zihniyetle yaklaşınca ister istemez sen kendini oraya ait hissetmiyorsun ve onlar da öyle bir kategoriden geliyorlar. Dersim kapsamında öğrencilerimi sivil toplum örgütlerine staja gönderiyorum ve ardından 19

Hiyerarşi raporluyorlar. Kadın örgütlerinden birine giden bir tanesi şundan bahsediyordu: Gittiğinde başlangıç olarak, ama hakikaten öznel bir değerlendirme hepsi bunların, başlangıçta her şeyin çok yumuşak ve sanki uyum içerisinde yürüdüğünün var sayıldığı bir yerde ve sanki hiyerarşik bir örgütlenmenin olmadığının var sayıldığı bir yerde aslında her şeyin kişiler üzerinden ve çok hiyerarşik bir biçimde yürüdüğüne dair bir rapor yazmıştı. ( ) Onu tahmin edebiliyorum zaten, büyük bir koşuşturma içerisinde bazen herkesin başına gelebiliyor. Ama kırıcı oluyor, yıkıcı da oluyor, insan kaybetmesine de yol açıyor. Bazı şeyleri hızlı yapmak için birazcık otoriteryan olmak gerekiyor mevcut yapı içerisinde, keşke olmak gerekmese. Ancak bazen o bilgi birikimi, bazen de deneyim, birçok işin hızlıca yapılmasını sağlıyor. İşlerin bir şekilde sürdürülmesi gerek. Hızlıca birilerinin söz üretmesi, refleks göstermesi, o gün mecliste görüşülecek bir kanuna müdahale etmesi, birilerinin söylediklerine cevap vermesi gerekiyor. Hayat beklemiyor: Ben feministim diyebilir, bunu ben de diyebilirim, sen de diyebilirsin ama hâlâ bir sürü şey çıkıyor. Mesela bakıyorsun feministim diyor kadın, ya da ben de diyorum ama işte hiyerarşik davranıyorum ya da davranıyoruz. Şimdi diyorsun olmaz, feminizme ters, ona eğer olur diyorsan o zaman feminist olmayacaksın gibi bir şey çıkıyor. Ya da hiyerarşi nasıl bir hiyerarşi olmalı ki ya da olmamalı ya da onun yerine ne koyacaksın? Şimdi bir de işlerin düzenli ve planlı bir şekilde gitmesi gerekiyor. Bütün bunlar hep konuşarak yol alacağımız düşünüyorum. Bir yandan işlerin düzenli yürümesini sağlamak, bir yandan da hiyerarşik olmayan örgütlenmeler yaratmaya çalışmak pek çok kadın örgütlenmesine çeşitli zorluklar yaratıyor. Hiyerarşinin yerine nasıl bir yapı ve sistematiğin oturtulacağı henüz çözülememiş bir sorun 20

Hiyerarşi olarak karşımıza çıkıyor: Biz yeni dernekleştik. İki sene oldu ama halen o profesyonel çalışma, kurumsallaşma falan, bu konularda çok fazla sorunlar yaşıyoruz. Bir yandan hiyerarşik olmamaya çalışıyorsun ama bir yandan da senin denetleme mekanizman o anlamda sekteye uğruyor. Patron yok, her şeyi denetleyen bir insan yok. Herkes kendini özgörevlendiriyor bir şekilde ve kendi kendini izliyor. Biri birine o zaman sen şunu niye yapmadın dediğinde sen patronluk mu taslıyorsun gibi şeyler çıkıyor ortaya. Bu ilişkilenme nasıl oturtulacak? Hiyerarşik olmadan çalışmaların düzenli, sistematik bir şekilde sağlamak. Bunun için bizim de eğitilmemiz gerekiyor diye düşünüyorum. Bizim de bir şekilde yardıma, desteğe ihtiyacımız var çalışanlar olarak, çünkü çok yıpratıcı oluyor. Belki de, altını pek tartışmadığımız büyük laflarımızı ve idealleri, örgütümüz anti-hiyerarşik, antimilitarist, anti-homofobik bir örgütlenmedir diye başlayan cümleleri, biraz konuşmak, altını doldurmak ve yerelleştirmek gerekiyor; bilgi ve deneyimi ezmeden, kimseyi ezmeyen bir yapıyı oluşturmak: Hiç kimse çözemez dünyada hiyerarşiyi, yani tam olarak çünkü bütün her şey aleyhimize işliyor. Ama çok tartışıyoruz hiyerarşiyi. Bilgi ve deneyimi değersizleştirmeden hiyerarşiye karşı durmalıyız. Bu dengeyi kurmak çok zor bir mesele ama onu da şöyle açıyoruz, diyelim ki bir arabada biz yolcuyuz, kumanda şofördedir. O anda onun bilgi ve deneyimi öndedir, önemsenecek olan onun dikkati onun bilgisidir. Diyelim ki biz bir sokaktan geçiyoruz, birisi sokağı temizliyor, biz sadece geçeniz, o anda o temizliği yapan insandadır ama doktora gittiğiniz zaman doktordadır. Dolayısıyla bütün bilgi ve deneyimleri önemsemek gerektiğini savunuyoruz. Çok konuşuyoruz kendi aramızda, en azından farkındayız ama kimse halletmedi ki biz de halledelim. Ama duyarlıyız, farkındayız ve sürekli bir tehlike olarak buramızda bekliyor, onu biliyoruz. 21

Gençlerin Katılımı Yaş ortalamasına göre kadın örgütlenmeleri Kadın örgütlenmelerinde hangi kadınlar var diye baktığımızda, büyük oranda orta yaşlı, eğitimli kadınları gördük. Yaş ortalaması doğudaki illerde ve özellikle lezbiyen kadınların örgütlenmelerinde daha düşüktü, ancak ana akım orta yaş grubuydu ve gençlerin katılımı konusu çoğu örgütte sorunlu bir meseleydi: Pek genç yok bizim içimizde. 40 ve 60 arası. Genç insanları, çalışan, üreten, gerçekten yaşamın zorluklarını bilen buna vakıf olan, farkında olan, kendi yaşamlarını değiştirmek isteyen insanları bu işin içine katmak lazım. Çalışan ve üreten insanları. Hem para kazanmaya çalışıp hem de bu kadar zamanı sivil topluma ayırmak olası değil, ben de çok zorlanıyorum çünkü hem avukatlık, hem siyaset yapıyorum, hem dernek var, o var bu var filan, çok zor oluyor. Ama tüm zorluğuna karşın yeni örgütlenme biçimlerinin de gelişmesi için gençlerin bu işe yönlendirilmesi gerekiyor. Benden de genç insanların yönlendirilmesi gerekiyor. Gençlerin katılımı sorunu, görüşme yaptığımız kadın aktivistlerin kendi deneyimlerinden de çıkan bir başlıktı. Herkes bir zamanlar daha gençti ve benzer 22