irade den Genel Yayın Yönetmeni Ramazan Kayan Yayın Koordinatörü Mehmet Duman AYLIK ilmi, FiKRi, SiYASi DERGi



Benzer belgeler
ACR Group. NEDEN? neden?

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

MÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA

10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinin Değerlendirilmesi

TÜRKİYE SİYASİ GÜNDEM ARAŞTIRMASI

2015 Genel Seçim Sandık Sonrası Araştırması

DALKARA NURHAK VE ELBİSTAN DA

Baki olan Rabbimiz ve davamızdır

Kazandı ama bu sonuç Erdoğan ı mutlu etmez

ekonomi olduğu görülüyor. Erken seçim olma ihtimalinin zor olduğu, AKP'nin ekonomide rahatlama yaşatmadan seçimi tekrarlatmasının mümkün olmadığı görü

16 ŞUBAT 2011 CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ÇETİN SOYSAL IN DİNLEMELERLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI

Sayın Ahmet Davutoğlu na Yöneltilen Sorular 1) Bakanlık ve Başbakanlık yaptığınız süre içerisinde FETÖ örgütlenmesi hakkında resmi veya gayri resmi

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

3 Kasım 2002 Seçimlerine Doğru: Senaryolar ve Alternatifler...

TÜRKİYE SOSYAL, EKONOMİK VE POLİTİK ANALİZ -6-

Merakla Beklenen Anket Sonuçları Açıklandı

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

24 Haziran Seçimlerine İlişkin Kamuoyu Eğilimleri

Cumhuriyet Halk Partisi

Vatandaşlar koalisyonun kurulmamasından MHP yi sorumlu tutuyor. Marpoll Kamuoyu Araştırma Şirketi, Ağustos ayı gündem araştırma sonuçlarını açıkladı.

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI

Uluslararası Üniversiteler Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Darbeci Kurşununa Hedef Oldu

YÖNETİM KURULU BAŞKANI MUSTAFA GÜÇLÜ NÜN KONUŞMASI

Hükümet ile Gülen cemaatinin tartışması neyi ifade ediyor?

Türkiye de Kutuplaşmanın Boyutları Araştırması. 1 Şubat 2016

AĞUSTOS 2015 GÜNDEM ARAŞTIRMASI NA DAİR

AK Parti mazlum coğrafyaların umudu

Sosyal Araştırmalar Enstitüsü 1 Kasım 2015 Genel Seçim Sandık Sonrası Araştırması

TÜRKİYE SOSYAL, EKONOMİK VE POLİTİK ANALİZ SEPA 5

Fransa'da, Hz. Muhammed'e hakaret içeren karikatürleri yayınlayan Fransız Dergisi'ne baskın düzenlendi ve 12 kişi öldürüldü.

TÜRKİYE NİN NABZI AĞUSTOS 2015 ERKEN SEÇİM ÖNCESİ SİYASAL DURUM DEĞERLENDİRMESİ

Y.Selçuk TÜRKOĞLU Bursa Milletvekili Aday Adayı. Biz Bir Ekibiz Ekibimiz Milletimiz

Türkiye'de 3 Ay OHAL İlan Edildi

Halk Erdoğan'a Ey Tayyip, ananı da al ve git demiştir. Uğur Mumcu yine haklı çıkmıştır.

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi

MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI

KKTC SİYASİ ARAŞTIRMA RAPORU

Cumhuriyet Halk Partisi

MÜSİAD İNGİLTERE ŞUBESİ AÇILIŞI , LONDRA. İş ve Siyaset Dünyasının, STK larının Başkan ve Temsilcileri,

Prof. Dr. Özer SENCAR Prof. Dr. Doğu ERGİL Prof. Dr. İhsan DAĞI Prof. Dr. Cengiz YILMAZ Dr. Sıtkı YILDIZ Dr. Vahap COŞKUN NİSAN

KARARSIZ AK PARTĠ SEÇMENĠ PARTĠSĠNE DÖNÜYOR

24 HAZİRAN SEÇİMLERİ SİYASİ EĞİLİM ARAŞTIRMASI, HAZİRAN

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi nde düzenlenen basın toplantısında konuştu

16 Nisan Anayasa Değişikliği Referandumu Sandık Sonrası Araştırması

MKÜ de İftar Coşkusu. Akademik ve İdari Personel İçin Düzenlenen İft ara Büyük Kat ılım Oldu

İSTANBUL KAMUOYU ARAŞTIRMASI MAYIS 2015

ARAŞTIRMA GRUBU. Prof. Dr. Özer SENCAR Prof. Dr. İhsan DAĞI Prof. Dr. Doğu ERGİL Dr. Sıtkı YILDIZ Dr. Vahap COŞKUN MAYIS

3.2. Projenin Hedefleri: Söz konusu projemiz ile,

SİYASET ÜSTÜ DÜŞÜNMEK Pazar, 30 Kasım :00

Haziran 25. Medya ve Güven. Gündem. Tüm hakları gizlidir.

15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİNE AZERBAYCAN DAN BAKIŞ

EMRE KÖROĞLU BAŞKANLIK İÇİN ADAYLIĞINI AÇIKLADI

Saadet Partisi Yerel Basınla Buluştu Saadet Partisi Beykoz İlçe Teşkilatı Yerel Basınla biraraya geldi.

SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Bugüne kadar nerelerde görev aldınız?

Yerel Seçimler Sonrası Sandık ve Seçmen Analizi

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ KAMUOYU ARAŞTIRMASI. Ağustos, 2014

DİYARBAKIR BÖLGE HALKININ CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ REFERANDUMUYLA İLGİLİ DÜŞÜNCELERİNİ ÖLÇMEYE YÖNELİK SAHA ÇALIŞMASI:

frekans araştırma

2010 YILINA DAMGASINI VURAN OLAYLAR. Avrupa Birliği ve Avrupa Birliği ne giriş süreci. Terör olayları. Türkiye-İsrail krizi

Devrim Öncesinde Yemen

DÜNDEN BUGÜNE ÜNİVERSİTELER

Macit Gündoğdu:2019 Yerel Seçimleri ne hep beraber emin adımlarla yürüyeceğiz

Şöyle ki ; Etnik köken olsaydı Bir şiir yüzünden yere düşen yiğidi %85 oy ve Üç Millet Vekili ile Parlamentoya gönderilmezdi,

SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ

MetroPOLL Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi A.Ş. Cinnah Caddesi No: 67/ Çankaya/ANKARA Tel: (312) Faks: (312)

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİM YORUMLARI VE SONRASINDA BİZİ BEKLEYENLER

Türkiye küçük Millet Meclisleri MAYIS 2018 Ortak Payda Raporu

Kamuoyunda Erken Seçim Algısı Araştırması

MİLLİ İTTİFAK BASIN'LA BİR ARAYA GELDİ

İstanbul İmam Hatip Liseliler Derneği

Türkiye Siyasi Gündem Araştırması

Türkiye Cezasızlık Araştırması. Mart 2015

KURULTAY SONRASI CHP Lİ SEÇMENLERİN NABZI-2

Araştırmanın Künyesi;

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

T.C. ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SENATO KARARI KARAR TARİHİ TOPLANTI SAYISI KARAR SAYISI /

Öğrencilerin çektiği fotokopiye yasal formül şart!

İMF siz Yapamayacak mıyız?...47 Yakın İzleme Programı Üzerine...48 Daha Dikkatli Olma Zamanı...49 Siyasette İstikrarsızlığa Yılında Ekonomi

Sosyal Araştırmalar Enstitüsü. 10 Ağustos için gerçekleştirilmiştir.

YÖNETİMDE DÜRÜSTLÜK, ŞEFFAFLIK, HESAP VEREBİLİRLİK: NEREDEYİZ, NEREYE GİDİYORUZ? Erol Erdoğan. Genel Başkan Yardımcısı - İstanbul Milletvekili Adayı

DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ

Çoğunluk olmak, azınlığı yok saymak

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

DİYARBAKIR GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİNDE GENÇLİĞİN SİYASAL, SOSYAL VE GELECEK BEKLENTİLERİNİN TESPİTİNE YÖNELİK SAHA ARAŞTIRMASI.

"medya benim ayağımın altına muz kabuğunu biraz zor koyar" vari açıklamalarda bulunuyordu ki Olanlar oldu

YOLSUZLUK ALGI ARAŞTIRMASI

MÜSİAD İFTARI ANKARA

Hasankeyf'teki kaya yıkımlarıyla ilgili haberler

Bölge Uzmanı Nihai Form

KİŞİSEL GELİŞİM NASIL BAŞLAR?

Murat Çokgezen. Prof. Dr. Marmara Üniversitesi

Seçmen sayısı. Böylesine uçuk rakamlar veren bir YSK na nasıl güvenilir?

Örnek Tarot Okuması

İslam Dünyasından Darbe Girişimine Tepkiler

TÜRKİYE SOSYAL, EKONOMİK VE POLİTİK ANALİZ - 4

CİHAN PARTİSİ HAYIR MI, EVET Mİ? REFERANDUM 2017 KATALOĞU. Devlet meseleleri uzun soluklu işlerdir; uzun yola tek şoförle gidilmez..

KONU : Cumhurbaşkanlığı Seçim Süreci Hk İL BAŞKANLIĞINA

EKİM 2014 KAHRAMANMARAŞ SELİM IŞIK

GENEL SEÇİMLERİN YEREL SEÇİMLERE ETKİSİ ARAŞTIRMASI

Transkript:

AYLIK ilmi, FiKRi, SiYASi DERGi Sayı: 135 Temmuz 2015 Fiyatı: 7 TL. Sahibi: Çıra Basın Yayın Organizasyon ve İletişim Hiz. Tic. Ltd. Şti. adına Davut Güler Genel Yayın Yönetmeni Ramazan Kayan Yayın Koordinatörü Mehmet Duman Tasarım Fokus Ajans www.fokusajans.com Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ramazan Sarıkaya Hukuk Danışmanı Av. Fatih Yel Adres: Ali Kuşçu Mah. Kıztaşı Cad. Nalbant Demir Sok. No: 10/3 Fatih/İst. Tel: 0212 635 99 19 Faks: 0212 534 81 83 www.ozgunirade.com Baskı: Şan Ofset Hamidiye Mah. Anadolu Cad. No: 50 34406 Kağıthane-İstanbul Tel: 0212 289 24 24 Abone Şartları Yurt İçi - Yıllık: 84 TL. Yurt içi - Altı Aylık: 42 TL. Yurt Dışı - Yıllık: 60 Euro-75 Dolar Hesap No ÇIRA BASIN YAYIN İş Bankası Fatih Şb. (TL.) IBAN: TR20 0006 4000 0011 0201 7052 32 İş Bankası Fatih Şb. (EURO) IBAN: TR84 0006 4000 0021 0200 7371 79 Al Baraka Fatih Şb. (TL.) IBAN: TR75 0020 3000 0022 6672 0000 01 PTT Hesap No: 6024774 irade den 7 Haziran seçimlerinin sayısal olarak kritik neticeler taşıdığı belliydi. Ülkenin siyasal denklemini iktidar partisi ve HDP nin alacağı sonuç belirleyecekti. Öyle de oldu. Öncesinde Kritik eşiğin aşılması adına kıran kırana, ölümüne ve ölçüsüzce çalışmalar yapıldı. AK Parti nin nasıl bir çekim ve itim gücü var ki, tarihinde ilk kez Türk ve Kürt Solu nun bütün renkleri, Alevilerin büyük çoğunluğu, geleneksel CHP liler hariç Beyaz Türkler in tamamı, sağda solda, köşede bucakta her kim varsa devrim adına bir araya geldiler. İktidar partisinin eksileri üzerine bina ettiler başarılarını. Sonuçta, zorla ve yangından mal kaçırırcasına seferberlikvari çabalar varsa- yaraya merhem olmadı. Siyaset kilitlenme ye doğru gidiyor. Olursa, bir koalisyon mümkün. Başka ülkeler ayrı, ama bizim ülkemiz koalisyonlardan bir hayır görmedi. Delikanlı yaşta olanlar bilmez ama koalisyon denilen o karma hükümetler bize göre değil. Türkiye siyasi tarihinde parmakla göstereceğimiz bir koalisyon hükümetinin mevcudiyetinden bahsedebilir miyiz? Tahammül, hoşgörü, kişisel çıkarlar üstü anlayış ve özgürlük fikrinin serpilip gelişmediği bir ülkede birliktelik sağlamak öyle kolay mı? En yakın iki-üç arkadaşın küçücük bir işletmeyi sürdürebilmeyi beceremediği bir yerde, rantın kol gezdiği koca bir devlet i paylaşmak öyle sanıldığı kadar kolay değil. Çünkü her kesimin ne yazık ki asla vazgeçemeyeceği bitmeyen derin hesapları var-. AK Parti çoktandır biriktirdiği düşüşünü meydanlardaki topyekûn çıkarmasıyla durduramadı. Tarihsel akışın önüne geçemedi. Her şeye rağmen tehlikenin teğet geçtiğini söyleyebiliriz. Kıymetleri bilinir mi, bilinmez ama AK Parti bunu vefakâr dostlarına borçlu. Kayıp 69 vekil az değil. Tabi 400 lerden bahsedip 258 lere düşmek nasıl bir psikolojik travma yaşattı, o da zor bir durum. Demek ki hiçbir şeyin farkında değiliz. Öngörümüz yok. Ceketimi assam seçilirim hesabı, Bağdat tan geri dönüyor. Her hatanın bir bedeli var. Hatalar zamanla hatalar zinciri ni oluşturuyor. Küçük şeyler biriktikçe birikiyor; hani derler ya Küçük şeyleri hor görme. Unutma ki, dağlar küçük çakıllardan oluşur. Tabi bir muhasebe kültürü bir özeleştiri anlayışı olmalı ki, o küçük şeylere yerinde ve zamanında müdahale edilebilsin. Kıyas yapma anlamında değil de, belki nüans ı, olaydaki inceliği anlama adına Uhud da yapılan hatanın bedeli; Huneyn de ashabın güçlerine, çokluklarına güvenerek on binlerce orduyu kim dize getirebilir anlayışı onlara ciddi bir yıkım getirdi, Allah ın rahmeti olmasaydı; bir de Rasul un ve bir avuç ashabın dirayeti, mağlubiyeti galibiyete dönüştürdü. Bedir de inkârcıların başına gelen iki kat belâ, Uhud da Müslümanların da başına gelince Bu belâ nereden geldi? dediler. Halbuki o kendi kusurlarınızdandır. dedi yaradan. Muhterem Kardeşler, dergimizin bu sayısında 7 Haziran seçim sonuçlarının değerlendirmelerini bulacaksınız. Bütün siyasi partiler için olan bu gereklilik AK Parti için daha bir anlam ifade ediyor. Çünkü o Türkiye Partisi. Ülkemizin geleceğinde onun varlığı tartışılmaz. Ama nasıl bir AK Parti? Bunun da yanıtları sayfalarımız da yer almaktadır. Dost acı söyler kabilinden duygusal değil, soğukkanlı değerlendirmeler kaleme alındı. Yersiz ve gereksiz övgüler iyilik değildir. İyilik zor günlerde de beraber olmaktır. Çünkü Müslümanlar birbirlerini yıkayan iki el gibidirler. Seçim değerlendirme yazılarımız masa başı yazılar değil. Olan bitene şahit olarak, olayları bazen birebir de yaşayarak kaleme alınan yazılar bunlar. Van dan, Batman ve Tatvan dan, Samsun ve Artvin den; Adıyaman, Urfa, Diyarbakır, Malatya ve İstanbul ayakları da var bu tahlillerin. Doğal olarak gerçeği en yalın şekliyle yansıttıklarını söyleyebiliriz. Amacımız hayr dan başka bir şey değil. Sonuçlar kimsenin hoşuna gitmedi, ama hoşa gitmeyen şeylerde bir hayır vardır, diye düşünebiliriz. Tut ki sonuçlar beklentilerin üzerinde çıktı, kim bilir belki onda da şer var, bilemeyiz. Bu tamamen gaybi bir gerçek. Yaşayarak göreceğiz. Sevgili Okurlar, dergi sayfalarımız yine dopdolu. Her yazı tek tek okunmayı hak ediyor. Herkesin özenerek çaba gösterdiğini bilmelisiniz. Daha iyiye ulaşmanın çabası içindeyiz. Oruç, Kadir Gecesi ve derken Bayram a ulaşmak üzereyiz. Oruçlarınız kabul, Kadir Geceniz ve Bayramınız mübarek olsun.

7 HAZiRAN SEÇiMLERi Ak Parti ye merhamet tokadı SORUŞTURMA MEHMET HACIDERViŞOĞLU CAFER AKDENİZ HAMiT ULÇAY ÖMER NACi YILMAZ SIDDIK KARADUMAN MUHAMMET YETiŞ ABDULLAH POLAT MUHAMMED E. HOCALAR KÂZIM SAĞLAM AHMET KAYA 8-27 Toplumsal şizofrenin eşiğinde AHMET MERCAN 28 2015 seçimleri: Üst aklın başarısı! AV. CÜNEYT TORAMAN 30 Siyasetin ortasından NECiP CENGiL 34 AKP ve ötesi HASAN AYIK 37 İslami mücadelede partili deneyim darboğaza mı giriyor? HASAN POSTACI 40 7 Haziran seçimleri ve muhasebenin kaçınılmazlığı DAVUT GÜLER 43 Kazımpaşa Köftecisi BAYRAM YILMAZ 48 Siyasetin vicdanı yok, Allah ın hesabı var FATMA YAZICI TURAN 52 Mozaik ülkenin mozaik partisi NECLA GÜLAÇAR 54 Bir bedeli var METiN KAYA 58

BU SAYIDA Ciddiyet testindeyiz RAMAZAN KAYAN 6 7 Haziran sonrası Türkiye nin dış politikası değişir mi? ENGiN DiNÇ 60 9 ay süren CHP-MSP hükümeti kurulduktan sonra CHP tek başına iktidara geleceğine inandırılmıştı SELAHATTİN EŞ ÇAKIRGİL İLE SÖYLEŞİ 64 Gençlik ve güncel siyaset DR. YUNUS ÇOLAKOĞLU 72 Ramazan ın daveti ADiL AKKOYUNLU 76 Sıla-i rahimle gelen cennet esintili bayram seferlerine SELViGÜL KANDOĞMUŞ ŞAHiN 80 Yaşamadıkları dini kötüleyerek ifşâ edenler, biz yaşayanlardan daha iyi müslümanız derler BÂKiYE MARANGOZ 82 Atalarımızı üzerinde bulduğumuz yol a dair (6) HASAN EKER 84 İslam fikriyatında ümmet anlayışı(2) ABDULBAKi ÇAĞATAY 87 Yusuf(as) dan Muhammed(as) a hidayet yolculuğu MEHMET HANiFi TOSUN 90 Büyüklere masallar ENES TARIM 94

BAŞ YAZI Ciddiyet testindeyiz RAMAZAN KAYAN ramazankayan34@gmail.com KULLUKTA kıvamın, insaniyette kalitenin güvencesi kuşkusuz ciddiyettir İmanın özü ve özeti, dinde ciddiyet ve sadakat tır İslam özde ve özellikle bizden ciddiyet ister Bizi yeryüzünün halifesi olarak konumlandıran Allah (cc) bu misyon un nasıl bir ciddiyeti gerektirdiğini sürekli hatırlatıyor. Evet, hilafet ciddiyet işidir Allah ın arzında ağırlığı olmayan hafif meşrepler, hilafet görevini kaldıramaz ve sürdüremezler Şahitlik yüce şahsiyetlerin işidir Şımarık ve şaşkınların kârı değil Müslümanı ciddiyet yüceltir Davayı ciddi olanlar taşır Vahiy bir ciddiyet çağrısıdır İslam bir sadakat sınavıdır Kulluk bir samimiyet testidir Kendini taşımaktan bile aciz basit kişilikler, yüce İslam davasını nasıl taşıyabilir? Bu davayı temsil ve tebliğ, içtenlikli bir sadakat, sürekli bir ciddiyet gerektiriyor Layt, laçka, lakayt, laubali, işi sadece laklak ve lafazanlık olan liyakatsızlarla yol alınmaz, hedefe varılmaz Şüpheci, hesapçı, çıkarcı, fırsatçı, dünyacı, bencil bireylerden ciddiyet ve samimiyet beklenir mi? Onlar yük alan değil, yük olandır Çözümün değil sorunun parçasıdırlar Bir hareket, bir toplum ciddiyetini kaybetmeye görsün, hızla erime, çürüme ve çözülme başladı demektir Ciddiyet gidince, değer, ilke, kural, kutsal, kriter, çizgi kalmıyor; laçkalığın, kaypaklığın bini bir para Evet, ciddiyetsizlerde çizgi aramayın Safların çözülmesi çoğu zaman düşmanın darbesinden dolayı değil, değerlerin delinmesi ve duruşun sulanmasından dolayıdır Şehvetler, lezzetler, arzular, hırslar iradeyi çökertiyor, itibarı bitiriyor Nesillerin nesneleşme süreci böyle işliyor Edilgen kalmamızın nedeni, ağırlığımızı ortaya koyamadığımız ve koruyamadığımız içindir Özentiler, öykünmeler, hevesler, hazlar, hevalar hakikate uzak düşüyor Liberalizmin toplumu laubalileştirme ve şımartma rüzgârı hiç hız kesmiyor. Modernizm anlamsızlığı ve amaçsızlığı besliyor Sekülerizm sınır, sabite tanımıyor Popülizmden geriye kalan ise sululuk, cıvıklık, kaypaklık ve döneklik Dur durak bilmeyen döngüler, dönüşümler toplumu savuruyor Şamata, şaşaa, şatafat ve şımarıklıklar insanımızda şuur ve şiar bırakmıyor, şaşkınlık ve sapkınlık büyüyor. Kaygısız, duyarsız, gamsız, dertsiz dağınık nesillerin egosu dışında bir davası kalır mı acaba? Malayanilikler maneviyatı mahvediyor Menhiyatlar meşruiyeti bitiriyor Yetmedi, Batılı şer güçler ve işbirlikçileri Müslümanları itibarsızlaştırma operasyonlarını kesintisiz sürdürüyorlar Kutsallarımızı karikatürize ederek İslam ın imajını zedeleme sevdasındalar Ümmet olarak irade ve itibarımızı kaybetmeye yüz tuttuğumuz günden beri başımızdan bela ve musibetler eksik olmuyor İpe un serdikçe ipsizlerin eline düştük Ağırlığı olmayan yığınların varlığı neye yarar ki? Bugün mazlum yürekleri ferahlatacak ve fethedecek bir özgül ağırlığımız var mıdır? Dava adamı kimliğimiz güven veriyor mu? Çekim gücü oluşturabiliyor muyuz? Aranan, beklenen, özlenen biz miyiz? Biliyoruz ki Rahman ın kulları vakar ve onur sahibidirler Onlar yüce İslam davasını küçük düşürecek basit çıkarlara tenezzül etmezler, adi işlere alet olmazlar Ol yiğitler ki, bedel ödemekten, risk almaktan imtina etmezler, çünkü onlar itibarlı ve vakarlı kişilerdir Eşref olmanın şifresinin ciddiyet olduğunun farkındadırlar Şimdi biz bu ciddiyetin neresindeyiz? Dava sadakat ve samimiyetimiz; cesaret, feragat, gayret ve sehavetimizden anlaşılır Bu yolda katlandığımız çile ve cefadan belli olur Acaba bu yolda terliyor muyuz? Ciddiyet sınavın da zorlandığımız ve çoğu zaman savrulduğumuz acı bir gerçek Peki en çok hangi alanlarda ciddiyetsizlik yaygınlaşıyor 6 SAYI: 135 TEMMUZ 2015

baş yazı 1. Dini yorumlamada ciddiyetsizlik Bir yorum furyasıdır, başını aldı gidiyor Liyakat, ehliyet arayan, soran yok Yorumların yoğunluğundan dini seçebilme şansı kalmıyor Yorumlarını mutlaklaştıranlar hakikate uzak düştüler İslamla yoğrulmaları gerekenler yorumla yetindiler Yorumlarını dinleştirenler bu defa kendileri gibi düşünmeyenleri din dışılıkla suçladılar Hermönötik zihin, metni yoruma feda etti. 2. Fetva vermede, fıkıh oluşturmada ciddiyetsizlik Fıkıhsız bir toplum, fakihsiz bir hareket oluşuyor Ya fetvaya hiç ihtiyaç duymayanlar ya da istediği fetvayı bir şekilde bulabilenler İşi kitabına uydurma becerisi düne göre bugün daha profesyonel İhtiyaç lar ve zaruret ler başlığı altında yol bulmakta zorluk çekilmiyor Şayet ruhsatlarla amel dinde laubalileşmeye neden olacaksa bazı şeyleri gözden geçirmek gerekir 3. İbadi ve ahlaki yaşam da ciddiyetsizlik İbadi çözülme, ahlaki yozlaşma dindarlara öylesine sirayet etti ki, hem de salgın vaziyette İbadetlerdeki gevşeme ve geçiştirme kaygı verici boyutlarda Ahlaki çürüme toplumsal çöküşü tetikleyen en büyük faktör. Erdemler eriyor, ahlaki değerlerin içi boşalıyor Nafilelerden kopan Müslümanlar artık farzlarda da zorlanıyor Dini yaşam yerini dini tartışmalara terk ediyor Kültürleşen bir dinle kuşatılıyoruz 4. Haram-helal sınırlarına riayette ciddiyetsizlik Allah ın sınırlarını koruma hassasiyeti zayıfladı Her geçen gün görüyoruz ki, Müslümanlar günah işleme de daha cesur Düne kadar bireysel olan günahlar bugün toplumsallaşıyor Günah işleme tedirginliği yerini günahı teşvik ve teşhire bıraktı İşledikleri günahtan utanan ve çekinenler bugün aynı günahı savunur ve sürdürür duruma geldiler İnsanlarımız günah işleme özgürlüğünün tadını çıkarıyorlar Günahlar değil, günahı işlemede ki rahatlık insanı kaygılandırıyor 5. Kadın-erkek ilişkilerinde ciddiyetsizlik Özgürlük alanı genişledikçe karşı cinse olan önü açıldı İhtilat, halvet teşvik edildi Kadının sosyal hayatta eli güçlendikçe, sosyal günahlar da normalleşti, roller değişti Kadın erkekleşti, erkek kadınlaştı Giyinik çıplaklık revaç buldu Tesettürdeki laubalilik, işi mankenleşen mesturelere kadar götürdü Modern hicaplılardan hicap eder hale geldik Haya yerini heva ya bıraktı 6. İslami mücadelede ciddiyetsizlik Dava duyarlılığı dumura uğradı Öncelikler değişti. Dün engellenen İslami hareket, yerini ertelenen İslami harekete terk etti Erteleyen kim? Kendimiz değil miyiz? Müsait zamanların Müslümanlığına iş dönüştü Yürüyüşten kopanlar yorgunluk, yılgınlık ve ye se yenik düştüler Dik duruşlarını sürdüremeyenler dağınık, donuk ve dökük bir haldeler Dava ve davette ciddiyet zedelenince çağrımız yüreklerde yankı bulmaz oldu Aksiyon, azim ve aşkımız söndü İnsan kazanma heyecanımız kalmadı Kitap okumak, sohbetlere katılmak artık haz vermiyor Bize bir haller oldu!.. Coşamadığımız için coşturamıyoruz Cümlelerimiz bizi tutuşturamadığı için ötekini de tutuşturamıyoruz Kolektif ruh, cemaat şuuru, katı bireycilik tehdidi altında Kimileri için İslami hareket sanki gençlik günlerinin fantezisi Bilmem olup bitenin ne keder farkındayız?.. Zeminimiz kayıyor, değerlerimiz sulanıyor, duyarlılıklarımız zayıflıyor Bu duruma DUR demekte yine bize düşüyor Bizim Allah (cc) ile kesinleşmiş bir ahdimiz yok mu? Bunu yok sayabilir miyiz?.. Ciddiyet öncelikle Allah a karşı saygılı ve dürüst olmaktır O nu unutmamak, O na uzak düşmemek, O nu önemsemek ve öncelemek, O nun rızasına odaklanmaktır Bize şah damarımızdan daha yakın olanla durumumuzu düzeltmeliyiz. Allah ın uyarılarını ciddiye almaz isek helak ve hüsrandan nasıl kurtuluruz? Nasıl ahiretimizden emin olabiliyoruz? Yoksa cennetle mi müjdelendik? Bir güvencemiz mi var? Hesap günü bizi bekliyor Biraz daha ciddiyet demek zorundayız Dünya oyun alanı değil, yeryüzü bize mescit kılındı.. Kullukta bir kıvam yakalamak için kendimizle yüzleşmemiz ve ciddiyetimizi kuşanmamız gerekiyor. Kullukta ciddiyetin adı takvadır Namazda ciddiyetin ismi huşudur Kardeşlikte ciddiyetin karşılığı isar dır Ahireti ciddiye almanın anlamı yakin dir İbadetlerde ciddi olmanın ifadesi ihlastır Dünyada ifrattan, ahirette iflastan kurtulmak istiyorsak, tek kelime ile her an ve her alanda ciddiyet lazım Yani istikamet, istikrar ve ihlas gerekir. SAYI: 135 TEMMUZ 2015 7

7 HAZiRAN SEÇiMLERi: AK PARTi YE MERHAMET TOKADI DOSYA 7 HAZİRAN MİLLETVEKİLİ GENEL SEÇİMİ: SORUŞTURMA 7 HAZIRAN Genel Seçim sonuçları beklenenin ötesinde bir tablo ortaya çıkarınca, bunu nasıl okumamız gerektiğini STK ve İslami çalışma grupları olarak da bildiğimiz camia dan kimi isimlere soralım istedik. Çalışmaların içerisinde aktif olarak yer alan, gelişmelere duyarlı, ne olup bittiğini analiz etme yeteneğine sahip bu kardeşlerimiz, sayfalarımızın elverdiği ölçüler içerisinde kısaca da olsa bir değerlendirme de bulundular. Oyların dağılımından gerekli mesajları aldık, biz nerede hata yaptık diyerek samimiyetini ortaya koyanlar için önemli tesbitler yapıyor bu kardeşler. Denir ya Dost acı söyler diye bizden söylenmesi Anlayana sivri sinek saz, anlamayana davul zurna az. İşte sorularımız ve aldığımız yanıtlar: 1. Sivil Toplum Kuruluşlarının(STK) ve cemaatlerin AK Partiyle olan ilişkilerinde kriter neler olmalı? Nasıl bir ilişki biçimi geliştirilmeli; bu manada ilişki olumlu-olumsuz yönleri açısından değerlendirildiğinde karşımıza nasıl bir tablo ortaya çıkar? Bir model öneriniz var mı? Siyasal Parti- STK ve cemaat ilişkilerinin bir hukukundan bahsedebilir miyiz? 2. Seçim sonuçlarına bakıldığında ki zihnimizde geçen birçok eksikliklerine rağmen, her şeye rağmen cemaatlerin ve STK ların AK Parti ye verilen bir destekten bahsedildiğinde- ciddi bir düşüşün ve toplumsal destek kaybının olduğunu görüyoruz. Bu gelişmelere karşın partinin bir iç muhasebe den bahsettiğini ve nereden nereye gelindiği noktasının tartışılıyor olduğunu biliyoruz. Cemaatler ve STK lar olarak bir değerlendirme, bir özeleştiri yapıldığında, karşılığı sayısal destek olarak milyonları bulan bu %9 luk kopmanın temel sebepleri nelerdir? 3. Çözüm bağlamında sizce AK Parti ne yapmalı ve nasıl bir koalisyon içinde olmalıdır? Toplumsal baskı grubu olan STK lar nasıl bir duruş sergilemelidir? 8 SAYI: 135 TEMMUZ 2015

DOSYA 7 HAZiRAN SEÇiMLERi: AK PARTi YE MERHAMET TOKADI Cemaatler ve STK, özgün bağımsız duruşunu korumalı MEHMET HACIDERViŞOĞLU MEKDER (Maltepe Eğitim Kültür ve Çevre Derneği) 1.STK ve cemaatler incelendiğinde İslam dünyasında ve ülkemizde birkaç durum ortaya çıkmaktadır. Tüm partilere mesafeli duran hatta tekfir eden İslami yapılanmalar olduğu gibi (Işid, El-Kaide, tekfirci-harici yapılanmalar), bizzat cemaatlerin uzantısı olan parti yapılanmaları da mevcuttur (İhvan, Nahda, Hizbullah, Cemaat-i İslami, Hüda-Par). Bir de kendi partisi olmadan diğer partilere dışarıdan destek (oy) veren cemaat, STK ve İslami yapılanmalar bulunmaktadır. Bu üç farklı yönelişin oluşmasında tarihten gelen fikir akımlarının etkisi olduğu gibi, baskıcı ülke yönetimlerinin, ortamın, şartların ve zamanın gereklerinin de etkisi olmaktadır. Vasat düşünen İslami yapılanmalar zamanın ruhunu okuyarak, istişari kurumlarını çalıştırarak hareket fıkhı oluşturup daha sağlıklı yapılanmalar oluşturabilmektedirler. Aslında vasat bir yapılanma olan ihvan hareketinin darbeyle önü kesilerek, meydanlarda binlerce insanı şehit edilerek, tutuklanarak, şiddete bulaştırılıp terörize edilerek halk nazarında gözden düşürülmesi hedeflenmektedir. Mısırda İhvanın yıllarca parti kurup siyaset yapmasına müsaade edilmedi. İktidara geldiklerinde İç ve dış güç odaklarının oyunlarını fark edip gerekli tedbirleri alıp, değişiklikleri yapmadılar, yapamadılar. Siyasi tecrübelerinin yetersiz olması nedeniyle darbeyle önleri kesildi, ihvanın iktidarı engellendi. Ülkemizde Milli Görüş geleneğinden gelen siyasi çalışmalarda çekirdekten yetişen Erdoğan ve kadrosunun siyasi tecrübelerinden (ilmi siyaset) dolayı birçok engelleme ve darbe girişimi bu tecrübe ve birikimle atlatılabildi. Son seçimlerde üst akıl ve çeşitli güç odaklarının işbirliğiyle AK Parti nin tek başına iktidara yeniden gelmesi engellenmiş oldu. Ülkemizde geçmişte güneydoğu Hizbullahı olarak ortaya çıkan daha sonra da partileşen Hüda -Par bölgede önemli bir güç olarak bilinmekteydi. Milyonlarca insanın katıldığı peygamber mitingleri ni yaparak güç gösterisinde bulunuyorlardı. Ancak parti kurup seçime girmeleriyle güçlerinin çok da öyle olmadığı ortaya çıkmış oldu. Son seçimlerde 65 bin civarı oy aldılar. Bu oylarda akraba, aşiret, komşu, hatır-gönül oyları da var. Milyonluk peygamber mitingleriyle kıyaslanınca alınan bu oy oldukça düşük kalmakta. Parti kurup seçime girmeleri baştan beri eleştirdiğimiz gibi oldukça yanlıştı. Güneydoğu Hizbullahı olarak bilinen bu yapı, PKK nın çekindiği caydırıcı gücü bulunan bir yapı olarak biliniyordu. Güçlerinin zayıflığının ortaya çıkması ve cemaat çalışmalarında etkin isimlerinin parti çalışmalarında öne çıkmasıyla gizemli yapıları deşifre oldu. Zaten PKK nın açık hedeflerinden olan yapı bölgede kendine alternatif istemeyen PKK yapılanmasının açık hedefi haline geldi. Ülkede cemaat kisvesi altında tekel oluşturan paralel yapının seçim stratejisine gelince; tek hedefi AK Parti yi iktidardan indirmek olan paralel yapı büyük şehirlerde kendi bağımsız adaylarını öne çıkardı. Ancak PKK uzantısı Kürt siyasi hareketinin yıllardır başardığı bağımsız adayları meclise gönderme becerisini gösteremedi. Bu bağımsız adaylar seçilmek için gerekli olan oyu alamadılar. Paralel yapı mensupları diğer illerde özellikle doğu ve güneydoğuda açıkça HDP yi desteklediler. Basın yayın organlarındaki yazar ve sözcüleri HDP ye desteklerini açıkça ilan ettiler. Doğu ve Güneydoğuda polis lojmanlarının olduğu sandıklarda HDP ye yüksek oy çıkması bu durumu açıkça ortaya koymaktadır. Amaç HDP ye barajı aştırmak ve AK Parti nin tek başına iktidara gelmesini engellemekti. Aydın Doğan medyası, Paralel Yapı, Sol örgütler, Aleviler ve Beyaz Türklerinde desteğiyle HDP barajı aşmış oldu ve AK Parti nin tek başına iktidar olması engellendi. Özal döneminden beri devlete sızan (dergilerinin ismi de Sı- SAYI: 135 TEMMUZ 2015 9

7 HAZiRAN SEÇiMLERi: AK PARTi YE MERHAMET TOKADI DOSYA zıntı zaten), kadrolaşan Paralel Yapının AK Parti iktidarında önü daha da açılmıştı. AK Parti devlet kadrolarını Paralel Yapı elemanlarıyla doldurdu. Paralel Yapı devlet kadrolarının kritik birimlerini AK Parti döneminde ele geçirdi. Şimdi ise paralel kadrolar tasfiye edilmeye çalışılıyor. Ancak tasfiye süreci oldukça uzun sürecek gibi görünüyor. Bu durum Cemaat-Hükümet(AK Parti) ilişkisine dair kötü bir örnek olarak tarihe geçti. Cemaatler, STK ve İslami yapılanmalar; partilere, hükümetlere mesafesini özgün ve bağımsız duruşunu korumalı. Cemaat, STK ve İslami yapılanmalar devletten bağımsız olarak çalışmalı. Cemaatler partilerin oy deposu olarak görülmemeli. Topluma faydalı insanlar yetiştirme faaliyetlerine davet çalışmalarına ağırlık vermeli. Seçim zamanı adaletli, dürüst, çalışkan, ahlâklı, inançlı, özgürlüklerden yana olan, ülkeyi ve dünyayı imar etmeye çalışacak, ülkeyi emperyalistlere peşkeş çekmeyecek, medeniyetimizi yeniden diriltecek, Medine, Kurtuba timsali şehirlerimizi yeniden kuracak vasıflarda kadroların oluşturduğu siyasi yapılara (partilere) destek verilmeli [bu saydığımız vasıflara en yakın nitelikleri barındıran siyasi oluşumlar desteklenmeli (oy)]. Cemaat ve STK lar bağımsız duruşları doğrultusunda siyasilere nasihat ve tavsiyelerde bulunabilirler. Bağımsız duruşları sözlerini etkili kılar. Partilerin yan kuruluşları, arka bahçeleri oldukları zaman o partilerin yaptıkları yanlışlar cemaat ve STK lara da mâl edilir. Bakanların rüşvet ve yolsuzluk davaları yargıya götürülmeyip, üstü örtülünce bu durum AK Partiyi açıkça destekleyen tüm kesimlere mal edilmeye çalışıldı.geçtiğimiz Belediye seçimlerinde seçim çalışması yapan birçok AK Parti liye Hırsız var. diyerek hakaretler edildiği unutulmamalı. 2.Ak Parti nin%9 erimesinin sebeplerine gelince madde madde sıralayalım. Çözüm süreci iyi gitmedi ve sonuçlandırılmadı. Devlet-Hükümet (AK Parti) çözüm sürecinde Doğu ve Güneydoğu yu PKK yapılanmasına terk etti. Böylece PKK-KCK yapılanması bölgede şehirlerde ve kırsalda güçlü bir şekilde örgütlendi. Serbestçe çalışan PKK yandaşları baskı ve propaganda faaliyetlerini artırarak daha fazla insanı yanlarına çekmeyi başardılar. Seçimden hemen sonra şehit edilen Aytaç Baran ın eşi durumu şöyle özetlemektedir; Benim eşimin katili Selahattin Demirtaş ve Yalçın Akdoğan dır. Selahattin Demirtaş malum. Yalçın Akdoğan ı da şöyle izah etmektedir: Hükümet ve yetkilileri bölgeyi PKK ya terk ettiler. Ondan dolayı eşimin katili aynı zamanda Yalçın Akdoğan dır. Bu sözlere aynen katılıyorum ve şehit Aytaç Baran a Allah tan rahmet diliyorum. Artık PKK yapılanması bölgede vergi topluyor, ceza kesiyor, yol kontrolü yapıyor ve mahkemeler kurup yargılama yapıyor. Bu durum da paralel devlet yapılanması değil midir? Bölgede PKK nın bu denli güçlenmesinden dolayı bölge insanının bir kısmı gönüllü, diğer bir kısmı da baskılardan dolayı AK Parti den kopup HDP ye oy verdiler. Bu durumdan rahatsızlık duyan ülkenin diğer bölgelerindeki insanların bir kısmı da AK Parti den kopup MHP ye yöneldiler. Bakanların yolsuzluk davalarının üstünün örtülmesi toplumun vicdanını yaraladı. AK Parti nin 13 yıldır iktidarda olması İktidarda olan yıpranır. gerçeğinden dolayı oy kaybında etkili oldu. Ekonomik gelişmelerin toplumun geneline yayılamaması. Zenginin daha zengin, fakirin gittikçe fakirleşmesi, aylık 1000 lira nın altında maaş alan milyonlarca emeklinin geçim sıkıntısı gerçeği. Asgari ücretin çok düşük olması. Meclis lojmanlarını satan AK Parti den dünyanın en büyük başkanlık saraylarından birini yapan AK Parti ye Geçim sıkıntısı çeken halk bu konuyu da oldukça eleştirdi Uludere katliamının hesabının sorulamamasının hesabı da AK Parti ye kesildi. Kürt seçmenin AK Parti den uzaklaşmasının bir nedeni de Uludere olayıdır. Seçim barajının anti-demokratik mağduriyet oluşturduğu söylemi de AK Parti ye oy kaybettirdi. HDP nin AK Parti nin önünü kesecek tek parti olduğu söylemi. AK Parti ve Erdoğan karşıtı tüm önemli güç odaklarının HDP yi desteklemesi, barajı aşmasına tereddütle bakılan HDP nin hiçbir anket kuruluşunun tahmin edemediği %13 oy oranına ulaşmasını sağladı. HDP ye barajı aştırmak için var güçleriye çalıştılar ve başardılar Erdoğan ın Kobani düştü düşecek sözleri Kürt seçmeni AK Parti den uzaklaştıran diğer bir etken oldu. Her ne kadar Kobani ve Şengal den yüz binlerce Kürt Türkiye ye alınıp yeme içme ve barınma ihtiyaçları karşılansa bile bu çokta kıymete geçmedi. Erdoğan ın bu sözlerinden dolayı AK Parti ye yüklenilerek Kürt seçmenler AK Partiden uzaklaştırıldı. HDP nin yükselişine karşı daha önce AK Parti ye oy veren Türk kökenli muhafazakâr kesimin oylarından bir kısmı da MHP ye kaydı. 10 SAYI: 135 TEMMUZ 2015

DOSYA 7 HAZiRAN SEÇiMLERi: AK PARTi YE MERHAMET TOKADI AK Parti devlet kadrolarını Paralel Yapı elemanlarıyla doldurdu. Paralel Yapı devlet kadrolarının kritik birimlerini AK Parti döneminde ele geçirdi. Şimdi ise paralel kadrolar tasfiye edilmeye çalışılıyor. Erdoğan ın cumhurbaşkanı olduktan sonra her şeye müdahale etmesi toplumda çokta kabul görmedi. (Hakan Fidan ın adaylığı, Mehmet Görmez in makam aracı vs.) Erdoğan ın seçim meydanlarına çıkması oldukça eleştirildi. Başkanlık sisteminin Erdoğan tarafından çok fazla dillendirilmesi; Erdoğan kendini başkan yapmak istiyor. diye algılandı. Toplum başkanlık sistemi konusuna henüz hazır değildi. Bu durum da AK Parti ye oy kaybettirdi. HDP nin Seni başkan yaptırmayacağız söylemi Erdoğan karşıtlarını HDP de topladı. İstanbul un lüks semtlerinde Nişantaşı nda, Beşiktaş ta, Bakırköy de HDP oy patlaması yaptı. Erdoğan ın meydanlara Kur an-ı Kerim ile çıkması oldukça eleştirildi. Erdoğan dini kullanıyor. söylemini sıkça duymaya başladık. 13 yıldır girdiği tüm seçimleri kazanan AK Parti ve AK Partililerin bir çoğunda kibirlenme ve şımarma (Maliye Bakanı Mehmet Şimşek makam araçları için çerez parası yorumunu yapmıştı.) oldukça arttı, Ahmet Davutoğlu nu tenzih ederim, ancak bir çok AK Partilide maalesef bu durum mevcut. Seçim sonrası birçok kişiden şu yorumları duydum; Çok şımarmışlardı burunları sürtündü iyi oldu. Erken seçim olursa oyumu yine AK Partiye veririm, AK Partinin oyunun bu kadar düşeceğini, iktidarı kaybedeceğini tahmin etmiyordum, bu durum çok da iyi olmadı gibi yorumları çok duydum.(anket firmaları dahi AK Partinin oyunun bu kadar düşeceğini tahmin edemediler) AK Parti yi AK Parti yapan şüphesiz Erdoğan dır, fakat bu seçimde Erdoğan AK Parti ye ve Davutoğlu na zarar verdi. Seçim meydanlarına çıkarak Davutoğlu nu ezdi, gölgede bıraktı. Devletin imkânlarıyla yapılan bu mitinglerde kalabalıklar toplansa bile sessiz çoğunluk bu durumdan rahatsız oldu. Her gün Erdoğan ı ekranda görmekten bıktık, artık Erdoğan ekrana çıkınca kanal değiştiriyorum. yorumlarını da duyar olduk. 13 yıllık süreçte halkın, İslami STK ve cemaatlerin birçok kazanımı oldu (Başörtüsü, İmam Hatipler, Katsayı engelinin kalkması, Özgürlükler vs). AK Parti ye oy veren %41 lik kitle bu kazanımların farkında. Ondan dolayı desteğini yineledi. Ancak bu oy veren kitle de çok rahat değil. İstikrarın sürmesi, ülkede koalisyon istenmemesi, özgürlüklerin devamı, vefa duygusu gibi etkenlerden dolayı bu destek devam ettirildi. Aslında %41 lik oy düşük bir oy da değil. AK Parti ilk girdiği seçimlerde %37 oy alarak MHP nin de barajı aşamamasının da etkisi ile tek başına iktidara gelmişti. AK Parti adayların iyi olmaması da oldukça eleştirildi. Temayül yoklamaları ve STK ların adaylar için oy kullanmaları birçok ilde çok da dikkate alınmadı. Bu da önemli oy kayıplarına neden oldu. HDP nin Diyarbakır mitingindeki patlama aslında AK Parti ye karşı yapılmış bir sabotajdı ve amacına ulaştı. Bu patlamadan dolayı AK Parti bölgede Kürt seçmenin oylarını bir miktar daha kaybetti ve HDP mağdur gösterilerek Kürt seçmenler HDP ye yönlendirildi. Bu patlamadan dolayı HDP nin %2 oy kazandığı konuşulmaktadır. PKK-KCK yapılanmasının Doğu ve Güneydoğu daki baskı unsurları AK Parti ye ciddi oy kaybettirdi. Ba- SAYI: 135 TEMMUZ 2015 11

7 HAZiRAN SEÇiMLERi: AK PARTi YE MERHAMET TOKADI DOSYA HDP nin Diyarbakır mitingindeki patlama aslında AK Parti ye karşı yapılmış bir sabotajdı ve amacına ulaştı. Bu patlamadan dolayı AK Parti bölgede Kürt seçmenin oylarını bir miktar daha kaybetti ve HDP mağdur gösterilerek Kürt seçmenler HDP ye yönlendirildi. zı sandıklarda açık oy kullandırıldı. Van da sandık görevlisi olarak belirlenen 600 civarında AK Parti li müşahit, bu baskılardan dolayı sandık görevlisi olamadılar, sandık görevlisi olmaktan vazgeçtiler. 3. AK Parti siz bir hükümet çokta iyi olmaz. Ülkedeki normalleşme AK Parti nin tüm eksikliklerine rağmen,ak Parti yle devam etmeli. F Gülen Cemaatının yayın organları AK Parti siz hükümet için çeşitli senaryolar yazıyorlar. TÜSİAD da Bahçeli ve Kılıçdaroğlu ile görüşerek Ak Parti siz hükümet formüllerini konuşuyorlar. Benim kanaatim, AK Parti-MHP koalisyonu olacak gibi duruyor. Eğer uyumlu koalisyon sağlanamazsa, erken seçime gidilebilir. Bu durumda AK Parti ye çeşitli nedenlerden dolayı küsen, kızan, desteğini çeken birçok seçmen ülkede istikrar olsun,tek parti hükümeti kurulsun diyerek AK Parti ye tekrar destek verebilirler. AK Parti erken seçim olursa oyunu %3-4 oranında artırabilir. Abdullah Gül faktörünü de unutmamak lazım. Önümüzdeki seçimlerde aktif siyasete dönebilir. STK ve cemaatler AK Parti ye sadece destek mesajı yayınlamaktalar. Zaman zaman uyarı ve nasihat mesajı da yayınlamalılar. Biz ve toplum sadece destek mesajlarını gördük. Bu yaklaşım doğru değil. Bir zamanlar cemaat denince, The cemaat olarak Gülen cemaati yapılanması akla geliyordu. Bu cemaat kendini müstağni görüyor, diğer cemaatleri dikkate almıyor, adeta ülkede tekel oluşturuyordu. Cemaat gibi İslami kavramlarımız bu yanlış yapılanmalardan dolayı yıpranıyor. Cemaatler çok girift yapılanmalar olmamalı. Bir cemaatin BANKA sı neden olsun ki? Cemaatlerin şirketleri olmamalı. Cemaatler büyük paralara yön veren kuruluşlar olmamalı. Cemaatler iktidar yalakası da olmamalı. Cemaatlerin önemli isimleri, şahsiyetleri parti çalışmalarından uzak durmalı. Parti çalışmalarından uzak durmak, siyasetten uzak durmak anlamına gelmez. İslami siyaset hayatın her alanını kuşatır, yön verir. Cemaatler partiler üstü olmalı. İmam-ı Azam ın dediği gibi; Biz siyaseti ibadet, ibadeti siyaset olan bir dine inanıyoruz. İlm-i siyaset görmezden gelinemez. Cemaat ve STK lar parti içindeki çirkefliklere, çekişmelere, iki yüzlülüklere bulaşmadan,ihalelerden nemalanmadan partiler üstü siyaset yapmalı. Siyasiler içerisinde erdemli duruş sergileyen şahsiyetlere destek vermeli. Partilerin ve siyasilerin dünyayı imar edecek, medeniyetimizi yeniden diriltecek, toplum yararına faydalı işler yapmaları teşvik edilmeli. Medeni bir toplum oluşması için siyasetçiler yönlendirilmeli, görece iyi desteklenmeli, kısacası siyasetçilere de emri bil ma ruf, nehyi anil münker yapmalıyız. Yani iyiliği emretmeli, kötülüğe engel olmalıyız. Toplumun ıslahı -ülkenin imarı sivil toplum, cemaat ve hükümetlerin ilkeler doğrultusunda işbirliği ile devlet imkânlarının israf edilmeden aktif kullanımı ile daha etkin bir şekilde yapılabilir. AK Parti ve Erdoğan dünya siyasetine renk ve açılım getiren unsurlardır. Erdoğan ın Dünya beşten büyüktür. çıkışı önemli bir söylem. Bu söylem desteklenmeli. BM Güvenlik Konseyi yapısı sorgulanmalı ve gündemde tutulmalı. AK Parti ilk kurulduğu zamanki idealist misyonu süreç içerisinde kaybetmeye başladı. Kitle partisi oldukça içine daha fazla çıkarcı, menfaatçi, İslami hassasiyeti olmayan insanların doluşmasıyla dejenerasyon arttı. Artık AK Parti ye oy vermeyen Belediye Başkanları, kendi partisine oy vermeyen sandık görevlileri ikilemi ortaya çıktı. Bu ülke idare edilmesi çok zor bir ülke. Kendi zenginini, medyasını oluşturmayan hükümetlerin iktidarda kalması çok zor ancak bunun da bir yere kadar olmasına toplum tahammül eder. İhaleler hep yandaşlara peşkeş çekilince toplumda huzursuzluk arttı. AK Parti ye güven sarsılmaya başladı. Erdoğan a sultan, diktatör yakıştırmaları önemli eleştri unsurları. Erdoğan bu söylemi haklı çıkaracak davranışlardan kaçınmalı. Her şeye müdahale et- 12 SAYI: 135 TEMMUZ 2015

DOSYA 7 HAZiRAN SEÇiMLERi: AK PARTi YE MERHAMET TOKADI memeli. Basını izlediğimizde Erdoğan a ne kadar ağır hakaretler yapıldığı görülmekte. Bir diktatöre bu hakaretler asla yapılamaz. Basın özgürlüğünü diline dolayıp ülkeyi dünyaya şikâyet eden Paralel Çetenin ihaneti karşısında Erdoğan ve AK Parti nin dünya İslami hareketlerine uygulanan kuşatmayı kırdığı unutulmamalı. Mısır da Muhammed Mursi ve İhvan mensubu 163 kişi hakkında idam cezası verildi. En sert tepki, Erdoğan ve AK Parti hükümetinden geldi. AK Parti nin iktidardan düşürülmesi durumunda Mursi ve İhvan mensuplarının idam edilmesi, Suriye direnişinin engellenmesi daha kolay olacaktır. Tüm dünya Müslümanlarının ve İslami hareketlerin desteğini, duasını alan AK Parti nin özeleştri yapıp, hatalarını düzeltip yeni bir misyonla yoluna devam etmesi ülkemiz için hayırlı olacaktır. Seçim sonuçları açıklandığında AK Parti nin tek başına iktidarı kaybettiğinin anlaşılmasından sonra İsrail basını ve yöneticilerinin, Batı basınının, Paralel çete basın ve mensuplarının nasıl sevinç çığlıkları attıklarına şahit olduk. AK Parti nin gücünü kaybedip iktidardan indirilmesinin kimleri sevindireceği ortadadır. Kimleri üzeceği de yine malumdur. Dünya emperyalistleri, İsrail ve diktatörler (Sisi, Esad) sevinecek, dünya Müslümanları üzülecektir. Umarım AK Partili yöneticiler halkın seçimlerdeki bu uyarısını dikkate alıp,ders çıkarıp, özeleştiri yapıp,eksikliklerini olabildiğince düzeltirler. Önemli bir ülkede yaşamaktayız, önemli bir eşikte bulunmaktayız; ülkemizdeki olayları, seçimleri, oynanan oyunları,feraset ve basiretle, aklı selimle yorumlamamız temennisiyle selam ve dua ile Allah a emanet olunuz. STK ve cemaatların siyasi partilerle ilişkilerinde bir hukuk olmalı CAFER AKDENİZ Tatvan İnsan-Der Yönetim Kurulu Üyesi 1. STK ve cemaatların halkın teveccüh ettiği, güvendiği, yönetim mekanizması için oluşmuş partilerle diyaloglarında kriter, birbirlerine tuzak kurmadan adil bir çerçevede tüm insanlığın faydasına olacak şekilde maskesiz, berrak bir ilişki şeklinde olmalıdır. Yine bu diyaloglar ve ilişkilerin yabancı egemen güçlere peşkeş çekmek, büyüyen STK ları pasifize etmek veya başka yerlere ispiyonlamak şeklinde bir ajandası olmamalı; ilişkiler inanan insanların ve mazlum halkların faydasına olacak şekilde geliştirilmelidir. Çünkü yöneticiler birinci derecede halktan oluşan STK lar ve cemaatlarla irtibatlı olduğunda resmi yollarla gelen resmi bilgilerin yanında, gayri resmi kanaldan gelen bilgilerin değeri büyüyen partiler açısından önemlidir. Aynı zamanda siyasi statüsü bozuk düzensiz işleyişlerin, bürokrasinin dışında iş yapabilme ve halkı yönetmekte de yetersiz kalacaktır. Onun için bunun ismi AKP veya bir başka parti olabilir, bunların STK ve cemaatlara kesinlikle ihtiyaçları vardır. Bunun yanında STK ve cemaatlarında resmi statüyü yönlendirebilecek kapasite ve donanımdaki insanlara ihtiyacı vardır. Ama bu ilişkiler tek taraflı çıkar eksenli olmamalıdır. İlişkiler toplumsal değişimi ve inancını özgür yaşamayı hedeflemeli, refah toplumu oluşturmak için ileriye dönük çabalar amaçlanmalıdır. Bunlar olurken parti STK ları ve cemaatları kendi şahsi çıkarları için kuşanıp dinliyormuş gibi yaptığını düşünmemeli. Onların talepleri makul olduğu sürece SAYI: 135 TEMMUZ 2015 13

7 HAZiRAN SEÇiMLERi: AK PARTi YE MERHAMET TOKADI DOSYA değer verip uygulamalıdır. Ama ne acıdır ki AKP nin tek başına iktidar olduğu dönemde -istisnalar hariçbir iki STK dışında bunun böyle gelişmediğini görüyoruz. Bunun sonucu olarak da STK ve cemaatler kendilerini kullanılmış olarak görüyorlar. Doğal olarak bu durum, yapılara tabi olanlarda büyük bir hayal kırklığı oluşturmaktadır. Bunun önüne geçmek için STK ve cemaatlar siyasal partilerin ne içinde ne dışında olmalı, belki bir danışma meclisi gibi partiler üstü sivil çalışma alanları oluşturmaları gerekmektedir. 2. Doğrusunu söylemek gerekirse cumhuriyet tarihinden bugüne kadar bu halkı yöneten partiler içerisinde milletini gözeten ve dışarıya karşı daha güçlü, İMF nin ayaklarını öpmekten kurtaran; batılı devletlerin- buna emperyal güçlerde diyebiliriz- her istediğini yaptıran, halkı paspas gibi kullanan bir anlayıştan, değer verilen saygı duyulan ve sözü dinlenen bir konuma getiren hükümet AK Parti Hükümet i oldu. AK Parti siyasal süreci bu halkın gidişatına ve yararına en iyi değiştiren parti oldu. Ama zaman içerisinde bu başarılı çalışmayı yaparken hem AKP hem de halkımız rehavete düştü. Parti adil olmayan yöneticileri ve adil olmayan parti başkanlarını yönetime getirdi. Bu atananların bir kısmı kendisi ve çevresi için çıkar elde etme ve ihale takibine başladılar. STK ve cemaatlar AKP yöneticilerini uyardıkları halde ciddiye alınmadılar. Buna itibar etmeyen parti, bahsi geçen gelişmeleri halka sorarak gerçekle yüzleştiler, ama ne yazık ki bu bilgileri işleme koymadılar veya koyamadılar. Bunun canlı örneği olarak Başbakanın danışmanı beni arayıp parti teşkilatları hakkında bilgi istediğinde, -biz insanlık görevimizi yaparak- adayların ve parti teşkilatları ile ilgili yolsuzluk Başbakanın danışmanı beni arayıp parti teşkilatları hakkında bilgi istediğinde, -biz insanlık görevimizi yaparak- adayların ve parti teşkilatları ile ilgili yolsuzluk iddialarını dile getirip, illerdeki ve belediyelerdeki insanların bu yaptıklarıyla hem size hem de buradaki halk üzerinde olumsuz bir intiba bıraktıklarını söylememize rağmen harekete geçip bir işlem yapmadılar. iddialarını dile getirip, illerdeki ve belediyelerdeki insanların bu yaptıklarıyla hem size hem de buradaki halk üzerinde olumsuz bir intiba bıraktıklarını söylememize rağmen harekete geçip bir işlem yapmadılar. Bundan dolayı toplumu kaale almayanlar, söylenenleri kulak ardı edenler seçim dönemlerinde oy kaybına uğrarlar. AKP nin %9 oy kayıbının en büyük nedenlerinden birisi de yolsuzluk söylemlerinin yeterli derecede dikkate alınmamasıdır. Halbuki adalet bazen kol kesmeyi gerektirmektedir ve bu yapılmadı. Bu ve benzeri hastalıklar sadece AKP için değil, bu ülkede toplum için siyaset yapan herkes için gerekli bir uyarıdır. Bu uyarıyı dikkate almayan toplum ve milletler -ister dindar ister dinsiz bir yönetim olsun- o yönetimin canına okur. 3. Yaklaşık 15 yıldır ülke dışında ve ülke içindeki yabancılara çalışan çakallar bu ülkenin bir Suriye, Irak, Afganistan, Pakistan ve Mısır gibi olması için pusuda bekleyen çakmaların olduğunu unutulmamalıdır. Bunların mikroplarını bırakacakları karanlık ortamları beklediklerini hem millet olarak hem partiler ve devlet olarak unutmamalıyız. Onun için bu çözüm bağlamında AK Parti sorunların giderilmesi ve çözüm sürecinde önüne yanlış ve doğruları koyup yanlışları ve Israrla yanlış yapanları bertaraf etmelidir. Geçmişte sadece STK ları dinleyen bir parti iken şimdi hem dinlemeli hem de isteklerini uygulamalıdır. Devlet toplumu eğitmek ve bilinçlendirmek için dernek vakıf ve sendikaların içerisindeki insanları yüksek maaşla alıp ya bürokrasiye ya da devlet üniversitelerine yerleştirdiği için, bugün sivil halk hareketleri bir derece kaliteli ve donanımlı insan açısında imkânsızlıklar içersinde kıvranmaktadırlar. Devletin toplumdan topladıkları eğitimli akil insanlar, devletin onlara sağladığı olanakları kullanarak günlerini gün ederek rahatlarına bakmakta, sahip oldukları potansiyel kapasite ve donanımları dumura uğratmaktadırlar. Dün ve bugün iktidarda olan başta AK Parti olmak üzere diğer partilerin de bunu göz önüne alarak insanların faydasına çalışan bu STK ların ve cemaatlerin toplumu aydınlatmada direk veya dolaylı insan barındırmaları için(biriktirmek) ön ayak olmalıdır. Bu da aydınlanan toplumun siyasi sürece etkisi demektir. Çözüm sürecinde nasıl bir koalisyon hükümeti konusuna gelince, koalisyonlar sürekli toplumlar ve halklar açısından çok iç açıcı olmayan bir yönetim şeklidir. Ama bazı gerçekler acıda olsa kaçınılmaz gibi duruyor. Yeni nesiller krizlerin ve koalisyonların bu ülkenin geç- 14 SAYI: 135 TEMMUZ 2015

DOSYA 7 HAZiRAN SEÇiMLERi: AK PARTi YE MERHAMET TOKADI mişinde, ülke insanlarına ne acılar çektirdiğini çokta bilmiyorlar.birinci gelen AK Partinin pazarlıklar sonucu- toplumun refahını ve inancını dikkate alacak şekilde- buna en uygun parti ile koalisyon yapabilir. Ama ne yazık ki muhalefette olan üç partinin de ülkeyi Batı dan-emperyal güçlerden -bağımsız olarak yönetecek bir yapıları yoktur. AK Parti çatı görevini gerçekleştirecek bir oluşumla toplumun zarar görmemesi ve ileride yeni bir seçime kadar ülkede yaşayan insanların faydasına olacak birlikteliklere kapı aralayabilir. Tüm bunlar olurken yabancı ülkelerin suyu bulandıracakları da göz ardı edilmemelidir. Kendilerine en yakın partinin daha çok etkili olabilmesi için var olan hükümetlere de baskı yapacaklardır.yine bu süreçte toplumsal baskı grupları olan STK ve cemaatlar bir derece hakem görevini icra ederek gücünü kullanmalıdır.yoksa feraset sahibi olmayan bazı parti yöneticilerinin pervasızca açıklamaları gidişatı zorlaştıracaktır. Ak Parti tekrar çıraklık dönemi saflığına dönmeli HAMiT ULÇAY hipokrat72@gmail.com SON genel seçimlere bakıldığında özellikle Kürdistan diye tanımlanan bölgede AKP nin çok ciddi bir oy kaybına uğradığını görebiliriz.hatta bazı şehirlerde tam hezimete uğradığını müşahede edebilmekteyiz.diyarbakır da ona bir,batman da üçe bir,mardin de dörde bir,van da yedi de bir,hakkari ve Şırnak ta ise tüm vekillikler kaybediliyor. Siirt te, Şanlıurfa da hakeza aynı tablo mevcut. Bu ağır tablonun nedenleri hakkında düşüncelerimi paylaşmadan önce, daha önce tablo nasıldı onu değerlendirmek isterim. 2002 genel seçimlerinde Batman da seçmen sayısı 200 bin iken DEHAP %47 ile 70 bin oy, çiçeği burnunda henüz yeni kurulmuş ve ilk genel seçimi olan AKP %20 ile 30 bin oy almıştı. CHP ise %6 lık oy yüzdeliği ile 10 bin oy almıştı. DEHAP %10 barajına takıldığı için AKP 3 milletvekili, CHP 1 milletvekili çıkaracaktı. Daha sonra CHP milletvekili AKP ye katılacak ve Batman mecliste 4 milletvekili ile temsil edilecekti. 2007 genel seçimlerine gelindiğinde ise AKP Batman da oylarını arttıracaktı. AKP %46 ile 74 bin oy, Bağımsızlar %39 ile 63 bin oy alacaklardı. AKP meclise 2, Bağımsızlar ise 2 milletvekili göndereceklerdi. 2011 genel seçimlerinde ise AKP %37ile 81 bin oy, Bağımsızlar %51 ile 114 bin oy alacaklardı ve yine her biri ikişer milletvekili ile temsil edileceklerdi. 2015 genel seçimlerine gelindiğinde ise AKP sandıkta çok ağır bir travma yaşadı.%18 ile 48 bin oy alabilen AKP ye karşılık HDP %73 ile 191 bin oy aldı. AKP yurt dışından gelen oyların eklenmesiyle son anda 196 oyla bir milletvekilini meclise gönderebildi. Peki ne oldu da 2002 den sonra sürekli artan bir yüzdeyle oy oranını arttıran AKP, birden bire oy oranını %18 e düşürdü. Bu soruya cevap verebilmek için Batman ın geçmişinden bugüne kadar yaşadığı süreci iyi tahlil etmek gerekmektedir. 1990 lı yıllarda faili meçhullerın yaşandığı o karanlık günler derin bir iz bırakmıştı. Batman ın üzerinde tabiri caizse korku toplumu oluşturulmuştu. Bu yüzden Batman halkı 2002 genel seçimlerinde Batman da aşiretler, fertler arasında olaylar çıkar, kız kaçırma, kan davası, karşılıklı borçlanmalar gibi. Bu tür olaylar akil insanların bilgelikleriyle çözülür buralarda. Ama AKP maalesef bu boşluğu dolduramadı. SAYI: 135 TEMMUZ 2015 15

7 HAZiRAN SEÇiMLERi: AK PARTi YE MERHAMET TOKADI DOSYA AKP gelecekte bir tabela partisi olmaması için yaptığı hataları görüp tekrar halka yönelmeli. Müslüman halkın görüşlerini alıp kendini düzeltmeli ve tekrar kendisini iktidar yapacak çıraklık dönemi saflığı iyi niyet ve hoş görüsünü göstermelidir. yeni kurulan çiçeği burnunda ve karizmatik bir lideri olan AKP ye teveccüh etmiş, destek vermişti. Bu desteği daha sonrada artarak devam etmişti.. 2015 e gelindiğinde ise bu destek birden kesildiğini görüyoruz. Desteğin kesilmesindeki etmenleri şöyle sıralayabiliriz: 1. BDP Kürdistan bölgesinde özellikle Batman,Van, Siirt, Diyarbakır, Şırnak, Hakkari de yerel yapılanmalarında, gençlik üzerinde çok büyük bir etki oluşturmuş, onları ideolojik olarak yetiştirmiş, kendine bağlı kılmıştır. Bu yaklaşık 15 yıldır devam etmektedir. Hatta silahsızlanma ve barış sürecinde bu genç kadrodan dağ kadrosuna katılanların çokluğu emniyet kayıtlarında da mevcuttur. Ama maalesef AKP nin bu gençler üzerinde herhangi bir çalışması ve etkinliği olmamıştır. 2.Roboski de yaşanan katliamı Kürt halkı hâlâ unutmadı. 34 kişinin hunharca katledildiği bu olayda devlet gerekli adımları atmamış ve suçlular yargının huzuruna çıkarılamamıştır. Devlet Kürtlerin nazarında lekelenmiştir. Faillerin yakalanmaması aralıklarla gündeme gelmesine rağmen sağlıklı bir cevap verilememiştir, kamuoyunun vicdanı rahatlatılamamıştır. STK ların hazırlamış oldukları raporlar (Özgür-der, Mazlum-der)ciddiye alınmamış ve tüm sorular cevapsız bırakılmıştı. 3.Sayın Recep Tayyip Erdoğan ın Gaziantep de yaptığı konuşmada Kobani düştü düşecek diyerek Kürtlerin IŞİD e karşı vermiş oldukları mücadeleyi yermişti. Kürtler e tam bir zafer olarak adlandırılan bu başarı devletin en yüksek mercilerince küçük düşürülmeye çalışılıyordu. 4.Kürt açılımında söylemlerin tutarlı olmaması önemli bir sorun teşkil etmişti. Sayın Recep Tayyip Erdoğan ın Kürt sorunu yoktur söylemi, Yalçın Akdoğan ın HDP meclise girerse felaket olur söylemi açılıma zarar verecek türdendi. Dolmabahçe sarayında Kürt kökenli milletvekilleriyle tokalaşıp 10 maddelik açılım calıştayını okuyan sayın Akdoğan ın neden ağız değiştirdiğini anlayabilmiş değilim. Sanırım Kürt halkının oyunu kaybedeceklerini anlayınca Türk milliyetçilerinin oylarına göz diktiler. Ama bu da olmadı. 5.Seçimlerden 2 gün önce Diyarbakır da HDP mitinginde yaşanan bombalı saldırı. En basit mitinglerde bile bir sürü tedbir alan emniyet güçleri neden bu önemli miting de gerekli tedbirleri almamıştı. Bu soru halen cevapsızdır. Saldırıda kullanılan bombanın nasıl oraya yerleştirildiği, bir iki gün önceki kamera kayıtlarında görüntü var mıydı, çok önem arzeden bu miting öncesi hiç bir istihbarat çalışması yapılmış mıydı? Çünkü sabotaj ve saldırı ihtimali yüksek olan bir mitingti. 6.Seçim döneminde AKP lokali içinde silahlı bir saldırı yaşandı ve eski milletvekili Sayın Nezir Nasıroğlu nun oğlu öldürüldü. Olayın nedeni hâlâ açıklanmadı. Bu olaydan sonra AKP nin seçim lokali yaklaşık 20-25 gün kapalı kaldı. Seçmenler üzerinde herhangi bir çalışma yapılamadı. Olayın akabinde buna mı bağlı bilinmez tanınmış birçok aşiret ve şahsiyet AKP den ayrılıp HDP ye katıldılar.tahminen bu sayının 20 civarında olduğu söylenebilir. 7.Batman da aşiretler, fertler arasında olaylar çıkar, kız kaçırma, kan davası, karşılıklı borçlanmalar gibi. Bu tür olaylar akil insanların bilgelikleriyle çözülür buralarda. Ama AKP maalesef bu boşluğu dolduramadı, kendi teşkilatlanma yapısı içinde. 8.Seçilen milletvekilleri ne kadar Batman ı temsil ediyorlardı. Listelerin oluşturulmasında kamuoyu yoklamaları ne kadar etkiliydi. STK ların görüşleri alınıyor denilmekteydi. Temayül yoklama sonuçları neydi. Bunlar hep soru işareti içermekteydi. Açıklanan her liste merkezin hazırladığı liste konumundaydı. Sonuçta Recep Tayyip Erdoğan ın rüzgârıyla oylar alınmaktaydı. Ama bu vekiller ne yapmaktaydılar. Kardeşleri, akrabaları, arkadaşları ne işle meşgul olmaktaydılar. Hangi ihaleleri alıyorlardı, hangi işleri takip ediyorlardı, hangi atamalar bunlardan sorulmaktaydı, servetlerini ne kadar arttırıyorlardı?..yolsuzluklara hiç karışmamışlar mıydı vb. sorular sorulmuş ama cevap alınamamıştır. Kanaatım en önemli oy kaybı bundan kaynaklanmaktadır. AKP gelecekte bir tabela partisi olmaması için yaptığı hataları görüp tekrar halka yönelmeli. Müslüman halkın görüşlerini alıp kendini düzeltmeli ve tekrar kendisini iktidar yapacak çıraklık dönemi saflığı iyi niyet ve hoş görüsünü göstermelidir. Ayrıştırıcı, nefret oluşturan söylemlerden uzaklaşıp kendi gerçekliğiyle yüzleşmelidir. Yolsuzlukların üzerine üzerine gitmeli ve başarıyı tekrar yakalayabilmelidir. Vesselam. 16 SAYI: 135 TEMMUZ 2015

DOSYA 7 HAZiRAN SEÇiMLERi: AK PARTi YE MERHAMET TOKADI Siyasi tarihimiz cemaatlerin partilerden kontenjan koparma gayretlerine şahittir ÖMER NACi YILMAZ Tekkeköy Hilal Eğitim ve Kültür Derneği, Samsun 1.SIVIL Toplum Kuruluşları(STK) sadece AK Parti değil tüm partilerle ilişki içinde olmalı; ancak bu ilişkilerini de kendi dünya görüşleri ve ülke yararına olacak şekilde dizayn etmelidir. Bir STK olarak kabul edilebilecek dini cemaatler ise siyasi partilerle ilişkilerinde dünyevi kazanç ve siyasi rant olmayan bir amaç gütmeleri gerekmektedir. Burada en dikkat çekici nokta cemaatlerin kendilerine kendi taraftarlarını ve genelde de toplumu manevi açıdan inşa edici bir rol dışında hiçbir rol biçmemeleri gerektiğidir. Çünkü eğer cemaatler kendilerini bir oy deposu olarak gösterecek bir faaliyetin içinde olursa siyasallaşmaları ve toplumu manevi açıdan eğitici özelliklerinden hızla uzaklaşmaları mukadder olacaktır. Siyasi tarihimiz cemaatlerin partilerden kontenjan koparma gayretlerine şahittir. Özellikle sağ partiler bu problemle uğraşmışlardır. Her dini cemaat veya yapı oy yoğunluğunun çok olduğuna inandığı şehirlerde aday listelerine mutlaka bir adamlarını sokma gayretlerine girmişlerdir. Destek verdikleri parti hükümet kurma görevi aldığında ise bu kez kendilerine bir bakanlık verilmesi için kulis faaliyetleri yürütmüşlerdir. Bu çok doğru bir yöntem midir konuşup tartışılabilir. Fakat başlangıçta tamamen maneviyatı geliştirmek amacıyla yapılan bu teşebbüsler sonradan ekonomik ikbal ve rant koparma yarışına dönüşmüştür. Asıl gayelerinden uzaklaşan cemaatler böylece aşırı derecede politize olup inandırıcılıklarını kaybetmektedirler. Siyasetin içinde olmaları güzel; siyaseti rant aracı yapmaları ise çirkindir. Siyaseti ekonomik ranta çevirme girişimlerinin her türlüsü çirkindir. Dengenin iyi korunması ve bu konuda siyasetin kesinlikle taviz vermemesi gerekmektedir. Bugün vekillikle, bakanlıkla başlayan talepler yarın valilikle, kaymakamlıkla, genel müdürlükle devam eder ki bunu kabul etmek mümkün değildir. Böyle bir durum genel olarak bütün cemaatlerde aynı beklentiyi oluşturacağından yönetim zafiyetine yol açabilir. 2. Ülkemizde STK lar ve cemaatler dünyevi ve siyasi menfaat odaklı olarak iş gördüğünden seçimden seçime desteklediği partiler de değişiklik göstermektedir. Geçmiş seçimlerde Gülen grubu AK Partinin yanında olduğu ve tüm rantı söz konusu grup toplandığı için AK Partiye mesafeli duran diğer cemaatler bu seçimde açıktan AK Partiye destek açıklaması yapmıştır. Hatta Başbakan Ahmet Davutoğlu seçimden bir kaç gün önce rahatsızlığından dolayı kendine bile faydası olmayan Mahmut Efendi Cemaati olarak bilinen grubun lideri Mahmut Ustaosmanoğlunu kaldığı evde ziyaret ederek destek ve duasını talep etmiştir. Siyasilerin seçim zamanı cemaat liderlerini ziyaret ettiği bir ilişki türünün kabul edilebilirliği yoktur. Ancak buna çanak tutan siyasilerden çok maalesef cemaatlerin dünyevi ve siyasi rant elde etmek istekleridir. % 9 luk kopmaya gelince bunun tamamen cemaatlerin AK Parti ye olan desteklerini geri çekmeleri olarak görmek doğru değildir. Fethullah Gülen grubunun desteğini çekmiş olması doğrudur. Bu yapının beklentileri açısından bir pastadan bahsedeceksek tamamına kendisi kurulmakta ve kardeşlerini yaklaştırmamaktadır. Bir şekilde onun uzaklaştırılmış olması değer yapıların açıktan desteklerini ilan etmesini beraberinde getirmiştir. 3. Koalisyonların ülkeye kazandırdıkları da kazandıramadıkları da ortadadır. Özellikle bizim ülkemizde koalisyonlar başarılı olamamış, fatura hep millete ödettirilmiştir. Muhtemel bir koalisyonun da başarılı olması mümkün görünmüyor. Koalisyonların bir başarısın- SAYI: 135 TEMMUZ 2015 17

7 HAZiRAN SEÇiMLERi: AK PARTi YE MERHAMET TOKADI DOSYA Siyasilerin seçim zamanı cemaat liderlerini ziyaret ettiği bir ilişki türünün kabul edilebilirliği yoktur. Ancak buna çanak tutan siyasilerden çok maalesef cemaatlerin dünyevi ve siyasi rant elde etmek istekleridir. dan söz etmek gerekirse ülkeyi salimen yeni bir erken seçime götürmesidir. İktidara kim gelecekse tek başına gelmelidir. AK Parti nin koalisyon yapmasını doğru bulmadığımı belirtmek isterim. HDP ile yapılacak koalisyon ülkenin batısında, MHP ile koalisyon ülkenin doğusunda çökmesi anlamına gelecektir. CHP ile koalisyon sadece seçime götürmek için olabilir ki bunun için de koalisyona gerek yoktur. Milletin umudu olmaya devam eden AK Parti başta olmak üzere tüm partiler ülkemizdeki cemaatsel yapılarla ilişkilerini gözden geçirerek onlara ister dini ister sosyal hangi alanda faaliyet yürütüyorlarsa o alanda kalmaları çağrısında bulunmalıdır. Bunun içinde öncelikle adalet ve liyakat ilkesini hayata geçirerek yapacağı görevlendirme ve vereceği makamları kişilerin cemaatsel veya STK aidiyetlerine göre değil, adalet ilkesi çerçevesinde liyakat usulüne göre yapmalıdır. Unutulmamalıdır ki siyasi ve maddi olarak beslenen ve kollanan cemaatsel yapılar her zaman paralel bir düzen oluşturma yoluna gidecektir. Her türlü cemaat, yapı ve sendikanın böyle bir beklentisi vardır. Hükümet edenlerin bu konuda değil; topyekûn bir millete oldukça hassas olması gerekmektedir. Devlet bir gruba ya da cemaate ait aittir. Millete ait bir organizasyonun bir gruba veya cemaate teslim edilmesi düşünülemez. Kimsenin arka bahçesi değiliz SIDDIK KARADUMAN Fıtrat-Der YENI bir dünya kuruluyor, yeni bir düzen... Coğrafi sınırlar değişiyor, asırlık işbirlikleri sona eriyor. Ve dünyayı büyük şirketler yönetiyor. Teknoloji sinir tanımıyor. Kısacası dün ün araçları ile bugünün tarlaları ürün vermiyor. Toprak eski toprak sansak bile... Görünen o ki artık istesek de istemesek de 80 li 90 lı yıllarda ki gibi mesafeli duramayacağız. Çünkü toplumun /neslin imarından ıslahından bahsediyoruz. Toplumdan kopuk ve ona karşı durarak iletişim ve diyalog kuramayız? Omuzumuz omuzlara değmeden neslin ve toplumun yüreğine dokunamayız? Hep birilerini ötekileştirerek kendimizi yok sayamayız Karşımızda şu ya da bu değil; insan merkezli bir dokunma ile sözümüzü en üst düzeyde iletmemiz gerekiyor 2002 den bugüne kadar ortak akıl ve dayanışma gerektiren her türlü mücadelede AK Parti nin (doğru işlerinde) yanında olduk. Aslında AK Parti nin değil, milletin yanında olduk. Zira milletin % 52 si oradaydı. Çünkü insanlık için ve ezilen halklar yararına değişimler gerçekleşti. Özgürlüklerin önü açıldı. Sessizce devrim niteliğinde gelişmeler oldu. Gerek coğrafyamızda gerekse ümmet nezdinde ki bu değişim ve dönüşümler gerçekleşti, hepimiz sevindik. 18 SAYI: 135 TEMMUZ 2015

DOSYA 7 HAZiRAN SEÇiMLERi: AK PARTi YE MERHAMET TOKADI Bizim derdimiz ganimet değil, İlkeli bir duruş, net ve açık bir tavır; hakkın adaletini ve hakkın doğrusunu söyleme beceri ve cesaretinde bulunan bir tutum ve davranış sergileme. Bizler hiçbir zaman arzın imarı ve neslin ıslahı görevini kimseden esirgemedik esirgemeyiz. Buyurgan değil buyur eden, ulaşılmayan değil ulaşılan, nefret ettiren değil müjdeleyen, zorlaştıran değil kolaylaştıran, ötekileştiren değil bütünleştiren, hor ve hakir gören değil insani ve ihvani çizgide olan, ihale ve rant peşinde koşan/koşturan değil imar ve inşa eden bir ilişki içerisinde olduk, olmamız da gerekiyor. Kimsenin arka bahçesi konumuna düşmeden il, ilçe başkanları ile ilişkiler geliştirilmeli, fikri ve entelektüel birikimimiz ile yardımcı olmalıyız. Onların slogan atacak, bayrak asacak okumaya zamanı olmayan bir gençlikleri var. Etiket ve rant peşinde koşan, lüks yerlerde gününü gün eden, sadece seçim dönemlerinde meydanlarda görünen bir gençlik Okuma kültürümüz ile edebimizle, vakarımızla ve ahlakımızla örnek bir yapı olarak önlerinde yol gösterici olmamız gerekiyor. Allah için yapılan amellerimizle, özgüvenimizle hakkı hak olarak söyleyip yanlışlarından vazgeçirmemiz gerekiyor Bu ilişkiler ilkeli olmasına rağmen, kardeşlerimizden birçok kişi bizi eksen kayması ile, ilkelerimizden vazgeçme ile, birilerinin gençlik kolları gibisiniz vaveylaları ile, arka bahçe söylemleri ile ithamda bulunacaklar. Bu kaçınılmaz bir gerçek olarak yanı başımızda duracaktır. Bu tür eylem ve söylemler karşısında kendimizi incitmeden, kırmadan doğru bildiğimiz yoldan dönmeden yola koyulmak kaçınılmazdır. STK ve cemaatlerin seçimle imtihanı MUHAMMET YETiŞ muhammet.yetis02@gmail.com SIYASET bir iklim sunar; STK veya cemaatler bu iklim içinde bir çalışma yapar, değer üretir. Siyeset insan yönetme işidir; cemaatler ise insan yetiştirir. Her grup kendi kulvarında koşar; kendi mecrasında akar. Daha doğrusu akması gerekir. Peki bizim ülkemizde böyle mi işliyor süreç? Kim kimin sınırlarını ihlal ediyor? Ya da herkes durması gereken yerde mi duruyot? Her şeyden önce siyasi partilerin STK ların iç işlerine sürekli müdahale ettiği, onları kendi siyasi çıkarları için yönlendirmeye devam ettiği söylenebilir. Hatta sırf siyasi partilerin veya siyasetçilerin çıkar ve istikballerini korumak için kurulan STK lar bile mevcut. Bundan daha beter olanı ise bu durumun kamuoyu nezdinde normal karşılanmasıdır. Siyasi alanın sivil alana yaptığı başka bir haksızlık ve müdahale ise STK ların kıt ve zor imkânlar içinde yetiştirdiği nitelikli insanları haksız bir şekilde transfer etmesidir. Her seçim döneminde bazı sendika başkanları veya STK temsilcilerinin aday yapılması bu duruma örnek gösterilebilir. Son zamanlarda siyasilerin STK lara değer verdiğini göstermeye çalıştığı temayül yoklamalarında siz de fikrinizi belirtin. teklifi ise tam tersine sivil kurumları iyice siyasetin içine çekme anlayışıdır ki, bu sivil alanı daha da zayıflatacak bir hamledir. Bu hamle yöntem olarak da yanlıştır. Çünkü siyasiler STK ve temsilcilerini kendi ayaklarına çağırmak yerine onlardan görüş almanın başka bir yolunu bulmalıydı. Temayül yoklamalarının aday belirlemede etkisinin çok düşük bir yüzde kalması ise aslında siyasi alanın konuya bakışını ve niyetini ortaya koymaktadır. Bu tabloda STK lar çok mu doğru bir duruş sergiliyor? sorusunun cevabı da maalesef olumsuzdur. Çoğu STK temsilcisi kendisini yetiştiren ve destekleyen kitlenin kendisine verdiği yetkiyi şahsi çıkar ve istikbali için pazarlık konusu yapıp siyasilere payanda olmaktadır. Yukarıda siyasi alanı eleştirmek için verdiğimiz sendika başkanlarının ve STK temsilcilerinin seçim dönem- SAYI: 135 TEMMUZ 2015 19

7 HAZiRAN SEÇiMLERi: AK PARTi YE MERHAMET TOKADI DOSYA Siyasi partilerin STK ların iç işlerine sürekli müdahale ettiği, onları kendi siyasi çıkarları için yönlendirmeye devam ettiği söylenebilir. Hatta sırf siyasi partilerin veya siyasetçilerin çıkar ve istikballerini korumak için kurulan STK lar bile mevcut. lerinde aday olması örneği burası için de geçerlidir. Her iki grubun şartlarına baktığımızda siyasi alan hem insan kaynağı ve ekonomik olarak, hem de medya gücü anlamında sivil alan ile kıyaslanamayacak ölçüde imkânlara sahiptir. O halde bütün bu güç eşitsizliğine karşın siyasi alanın aktörleri sivil alanı zayıflatacak her türlü hamleden kaçınmalı ve STK larla ilişkilerinde ahlak ve hukuk kurallarına son derece dikkat etmelidir. STK lar ve temsilcileri de siyasi alan ile ilişki ve iletişimde son derece dikkatli ve ilkeli olmalı; zaten kıt imkânlarla meydana getirdiği değerleri siyasilerin kısa vadeli çıkarları için asla heba etmemelidir. Buna göre Siyasi alan ile sivil alan nasıl bir ilişki biçimi geliştirmelidir? Her şeyden önce bu iki grup birbirinin rakibi değildir. Sorumluluk anlamında ise birinin sorumluluğu diğerininkinden az veya değersiz olamaz. Asıl işi insan yetiştirmek ve ahlaki bir anlayış geliştirmek olan STK ve cemaatler toplum için vazgeçilmezliği açısından bir adım öne çıkar kanaatindeyim. Arzın imarı, neslin ıslahı gerçekleştiğinde toplum, içinden kendisini yönetecek insanları elbette çıkaracaktır. Siyasiler STK ve cemaatlerle doğru bir zeminde iletişime geçmeli; projelerini şeffaf bir şekilde ortaya koymalı, onlardan görüş ve önerileri de alarak bunları halkın talepleri olarak gerekli ortamlara taşımalı ve hayata geçirmelidir. STK lar ise bu proje ve önerilerin takipçisi olmalı; yeri ve zamanı geldiğinde yerine getirilmeyen sözlerin hesabını sorabilmelidir. Bir model olarak ulusal ve yerel bazda yöneticiler, STK ve cemaat temsilcileri ile bir araya gelerek toplumun sorunlarına çareleri birlikte üretmeli; siyasiler sivillerin kendilerini eleştirmelerinden rahatsız olmamalı, toplumun ahlaki ve sosyal gelişimi için birlikte çalışabilmelidirler. Oluşturulan bu ortamlar sistemli hale getirilmeli, bunlar için mekânlar tahsis edilmelidir. Gelişmiş bir toplum STK ların ağırlığının daha fazla olduğu bir toplumdur. STK ların daha fazla inisiyatif aldığı bir toplum için hem STK lar hem siyasiler -özellikle siyasiler- üzerine düşeni yapmalıdır. Seçim sonuçlarına bakıldığında AK Partinin yaşadığı düşüşte STK ve cemaatlerin mutlaka payı vardır. Bunun birçok sebebi sayılabilir. Partinin Gülen Cemaati ile girdiği ilişki ciddi biçimde problemlidir. Başta diğer STK ve cemaatleri yok sayıp sadece malum grupla hukuksuz, şeffaf olmayan ve tarafgir bir iletişim içine girmesi; işler kötüye gittiğinde ise topyekün bir imha operasyonuna girişmesi güveni sarsmıştır. Ayrıca bazı yöneticilerin keyfi tutumları veya bazılarının toplumun dini değerleri ile alay edercesine söz ve davranışları cemaatlerde ve toplumda ciddi rahatsızlıklar oluşturmuştur. AK Parti bu anlamda kendi iç muhasebesini şüphesiz yapacaktır. Ancak asıl muhasebe yapması gereken STK ve cemaatlerdir. Seçim sonuçlarından yola çıkarak bu noktaya geldiğimizde özellikle gençlerin markisist/komünüst/sosyalist bir parti ye ezici bir çoğunlukla oy vermesi %9 luk kopmanın hem en büyük nedenidir; hem de cemaatlerin üzerinde düşünmesi gereken en büyük problemdir. Seçim sonuçları telafi edilebilir; ama kaybedilen bir neslin telafisi çok zor olacaktır. STK ve cemaatlerin üzerinde düşünmesi gereken asıl konu budur. Bu durum önümüzde bir kriz olarak durmaktadır. Bu noktadan bakıldığında seçimin asıl kaybedeni İslami STK ve cemaatlerdir. Bütün cemaatlerin bu krizi çözecek yöntemleri geliştirip ivedilikle bir çözüm ortaya koymaları gerekmektedir. Ülkenin kaosun eşiğine geldiği duruma gelince; burada en büyük yetki de sorumluluk da AK Partinin üzerindedir. Söz konususu partinin yöneticileri, olabilecek bütün koalisyon seçeneklerini değerlendirmeli, sonuç alamazsa en kısa sürede tekrar seçime gitmelidir. Zaten mevcut tablo içinde hem nicelik olarak ve nitelik olarak, hem de tecrübe olarak bir bütünlük oluşturabilecek ve belirsizlikleri giderebilecek tek grup AK Parti grubudur. STK ve cemaatlere gelince ülkenin ve toplumun gidişatı ile ilgili takip ve gözlemleri iyi yapmalı; alınabilecek önlemleri zamanında almalı, siyasi tercih noktasında ise kendi kitlesi ve toplumu iradelerine müdahale ederek yönlendirmek yerine onları bilinçlendirip doğru tercihleri kendilerinin yapmasını sağlamalıdır. Bu elbette emek ve zaman isteyen zor bir iştir. Fakat STK ların zamanları seçim dönemleri ile sınırlı olmadığı için bunları yapabilecekleri fırsatları olacaktır. Şu da unutulmamalıdır ki insanlarımızın günlük hayatta yaptığı tercihler ve attığı doğru adımlar, seçim dönemlerinde yaptıkları tercihlerden daha önemlidir. Erdemli ve bilinçli bir toplumda seçim sonuçları daha az önem arzedecektir. Olması gereken de budur. 20 SAYI: 135 TEMMUZ 2015