Alman İslam Konferansı Gençlerle Önleyici Çalışma Çalışma Grubunun Çalışmaları Hakkında Ara Rapor AİK nın genel kurul toplantısı için taslak 19 Nisan 2012 Berlin
1. Önsöz Aşırılığın, radikalleşmenin ve toplumsal kutuplaşmanın önlenmesi, Alman İslam Konferansı nın (AİK) ağırlıklı konularından birini oluşturuyor. Bu amaçla oluşturulan ve Eylül 2010 dan beri toplanan Gençlerle Önleyici Çalışma adlı AİK çalışma grubu (ÇG P), fenomenler üstü bir yaklaşım güdüyor ve Müslüman düşmanlığı, Müslüman gençler arasında antisemitizm ve Müslümanlar arasında dini kaynaklı bir aşırılık anlamındaki İslamcılıkla ilgileniyor. Çalışma grubunun hedefi, 2013 yılına kadar yalnızca uygulanabilecek tavsiyeler hazırlamak değil, aynı zamanda özellikle gençlerle yapılan çalışmalar için önleyici uygulamalar başlatmak ve bunlara eşlik etmek. 2013 yılındaki AİK genel kurul toplantısında ağırlık noktasını bunun oluşturması hedefleniyor. Aşağıdaki rapor, çalışma grubunun, 29 Mart 2011 tarihli AİK genel kurul toplantısı vesilesiyle hazırladığı ara raporun üzerine kuruldu (raporu burada bulabilirsiniz: www.deutsche-islam- konferenz.de). Çalışma grubu, 2011 ve 2012 yıllarındaki AİK genel kurul toplantılarının arasında geçen sürede gerçekleştirilen toplantılarında, üç aşamalı çalışma programının ikinci aşamasını tamamladı. Bu aşamada çalışma grubu önleyici çalışma yaklaşımlarını ele aldı. Ayrıca mevcut önlemlerle ilgili bir fikir edindi. Aşağıdaki açıklamalar genel geçer tarifler ya da nihai tanımlar olma iddiasında değildir. Bunlar daha çok çalışma grubunun gözünden, geçmiş toplantıların en önemli sonuçlarını özetliyor ve bu şekilde çalışma grubunun bundan sonraki faaliyetlerinin temelini oluşturuyor: 2. Önleyici Çalışma Kavramı ve Yaklaşımları Önleme kavramı çok katmanlı bir kavramdır. Genel dil kullanımında, önlemler, sapma gösteren bir davranışla ilgili gerçek bir riskin görüldüğü bir insan grubu, örneğin belli bir gençlik grubuna yönelik olarak yoğunlaştırıldığında önlemeden söz edilir (ikincil ya da seçici önleme). Buna, zaten radikalleşmiş olan bireylerin radikalliğinin ortadan kaldırılmasına yönelik önlemler eklenir (işari ya da üçüncül önleme). 1
Bunun karşısında, varsayılan ya da olası bir riskle ilgili olan evrensel ya da birincil adı verilen önlemeyle ilgili geniş önlemler kitlesi bulunur. Bu nedenle bu alandaki birçok önlem evrensel, destekleyici bir karaktere sahiptir ve örneğin yalnızca belli bir grubu değil, tüm gençleri göz önünde bulundurur. Bunlar doğrudan yetkinlikleri güçlendirir ve diğer etkileriyle birlikte çatışmaları ve karmaşık sorunları akılcı ve duygusal olarak aşma becerisini de destekler. Önlemler geliştirilirken, bir yandan bunların özellikle risk faktörlerinin azaltılmasını ya da koruma faktörlerinin güçlendirilmesini hedef almasına ve diğer yandan esas olarak etkinlikleri açısından denetlenebilmelerine dikkat edilmelidir. Bu bağlamda, her zaman gerçek ya da varsayılan bir riske işaret ettiği için önleme kavramının kullanılmasının, potansiyel önlem taşıyıcılarında ve hedef gruplarda aksi tepkilere yol açabileceğini belirtmek gerekiyor. Özellikle Müslüman gençler arasında dini gerekçeli aşırılığın engellenmesiyle ilgili evrensel-önleyici uygulamalarda bu şekilde, yalnızca İslam dinine mensup olmanın bile bir risk oluşturduğu izlenimi doğabilir. Bu arka plandan yola çıkarak, çalışma grubu aşağıdaki sonuçlara varmıştır: 1. Özellikle evrensel-önleyici alanda teşvik ya da güçlendirme gibi kavramların kullanılması, çoğu zaman önleme kavramının kullanımına göre daha uygundur, çünkü birinci bölümde anılan kavramlar, hedef gruplarını risk taşıyan grup olarak vasıflandırmıyor ve önlemlerin somut hedefini çoğu durumda daha net bir şekilde tarif ediyor. Potansiyel taşıyıcıların ve hedef grupların projelere katılmak konusundaki motivasyonunu artırmak için genel olarak da hedeflerin formülasyonunda olumlu anlamlar taşıyan kavramlar kullanılması tavsiye edilir. 2. Çalışma grubu, ele aldığı üç fenomeni engellemek amacıyla, kendi ağırlıklı faaliyet noktasını geniş yelpazesi nedeniyle (bkz. www.deutsche-islam-konferenz.de) özellikle evrensel-teşvik edici karaktere sahip önlemlere bu katılımın teşvik edilmesini de kapsamaktadır ve eğitime/bilinçlendirmeye kaydıracaktır. 3. Önlemlerin Envanter Tanzimi 2011 ve 2012 yıllarındaki AİK genel kurul toplantıları arasındaki dönemde, çalışma grubu federal, eyalet ve yerel düzeyde örnek niteliğinde önlem ve program 4
sunumlarına dayanarak, gençlerle önleyici çalışmayla ilgili çeşitli yaklaşımlar belirledi. Ayrıca çalışma grubuna katılan derneklerin yanı sıra seçilen sivil toplum örgütleri, İslami çatı dernekleri DİTİB, VIKZ (İslami Kültür Merkezleri Birliği), IGBD (Almanya daki Boşnakların İslami Birliği) ve ZMaD ın (Almanya daki Faslıların Merkez Konseyi) cami cemaatlerinin faaliyetleri dahil olmak üzere faaliyetlerini tanıttılar. Bu bağlamda Federal Göçmen ve Mülteci Dairesi nin bünyesinde yer alan ve daha geçtiğimiz yasama döneminde emniyet makamları ile Müslüman organizasyonları arasındaki işbirliğini teşvik etmek amacıyla AİK nın eski güvenlik tartışma grubunun bir inisiyatifi olarak kurulan Önleme Alanında İşbirliği Koordinasyon Masasının çalışmaları da konuşuldu. Temmuz-Eylül 2011 döneminde buna ek olarak, çalışma grubu tarafından ele alınan fenomenler odak noktası alınarak önleyici çalışmayla ilgili projeler ve önlemler hakkında bir anket yapıldı. Müslüman düşmanlığı, Antisemitizm ve İslami aşırılık alanlarında gençlerle önleyici çalışmanın mevcut programları ve önlemleri hakkında eksiksiz bir fikir edinmek için tabii eğer mümkünse çok büyük bir çaba sarf etmek gerekiyor. Bundan bağımsız olarak, bir envanter tanzimi her şeyden önce, gençlerle çalışma açısından önleme kavramının kısmen çok farklı kullanımları nedeniyle her zaman eksik kalacaktır. Çalışma grubu, kendisine verilen zaman içerisinde ve sahip olduğu kaynaklarla mümkün olan en iyi şekilde fikir edindi. Bu bilgiler temelinde evrensel-önleyici uygulamalar açısından özellikle gençlik alanında aşağıdaki ana noktalar kaydedilmektedir: 1. Çok sayıda aktör ve teşvik yapılanması, Almanya nın federal yapısına uygun olarak heterojen bir proje ortamı oluşmasına yol açtı. Bunun avantajı, güncel, çeşitli bölgesel ve yerel ya da hedef kitleye özgü ihtiyaçlara tam olarak ihtiyaca göre ve kısa sürede cevap verilebilmesidir. Ayrıca projeler yeni yöntemleri deneme olanağı da sunuyor. Ancak çok sayıda önlemin bir arada olması, dezavantajları da beraberinde getirebilir. Sürdürülebilirlikle ilgili olarak ve potansiyel sinerjiler açısından, projelerden elde edilen verilen ve hazırlanan sonuçlar (broşürler, bildiriler vs.) hakkında yeterli ölçüde bölgeler üstü bir alışveriş yapılmaması da bir sorun teşkil ediyor. Uzun vadede özellikle okullardaki ve okul dışındaki çalışmaların 5
kültürlerarası açılımı yoluyla sürdürülebilir etkilerin elde edilebilmesi bunun dışındadır. 2. Gençlik çalışmalarının ve gençlere yönelik siyasi eğitim çalışmalarının taşıyıcıları, sıkça genel olarak gençlerin ve özel olarak Müslüman gençlerin ulaşılabilirliği sorunuyla karşı karşıya kalıyor. Çalışma grubu tarafından bilinen projelerde bu bağlamda, gençlere ve ebeveynlerine ya da sosyalleşme açısından önemli kanaat önderlerine, bir yandan okul alanında (örneğin pedagoglar ya da okul yönetiminin ve denetiminin temsilcileri) ve diğer yandan okul dışı alanda (örneğin sosyal hizmet görevlileri) doğrudan hitap edilmesi konusu egemendir. Buna karşılık şimdiye kadar ender olarak Peergroup ¹ adı verilen grupların temsilcilerini dahil etme yaklaşımıyla çalışılıyor. Ancak bu yöntem uygulamada, gençlere etkin bir şekilde ulaşmak konusunda umut vaadediyor. Aynı zamanda sosyal ağlar dahil olmak üzere internetin yanı sıra televizyon da gençlere etkin bir şekilde ulaşmaya yönelik proje çalışmasının bir aracı olarak şimdiye kadar çok az kullanıldı. 3. Müslümanların (gençlik) organizasyonları, şimdiye kadar yalnızca çok az durumda gençlik ya da siyasi eğitim çalışmalarının tanınmış serbest taşıyıcılarıdır. Bunlar yine yalnızca çok az durumda, örneğin Alman Federal Gençlik Dairesi bünyesinde yer alan Almanya daki Alevi Gençler Birliği (BDAJ) gibi gençlik ve siyasi eğitim çalışmalarıyla ilgili mevcut üst yapılara entegre olmuştur. Dolayısıyla örneğin federal düzeyde gençlik çalışmalarının teşvik edilmesinin önkoşulları, öncelikle klasik gençlik derneklerinin tarihsel gelişimine göre düzenlenmiştir. Aynı zamanda Almanya daki birçok göçmen organizasyonunda olduğu gibi Müslüman (gençlik) organizasyonlarında da sıkça çalışanların yeterli eğitimi bulunmuyor. Bunlar arasında şu anda, siyasi eğitim çalışmalarının mevcut seçeneklerinden yararlanabilmek için yeterli bağlantı da bulunmuyor. Çalışma grubuna katılan dernekler AABF, DİTİB, TGD ve VIKZ, evrensel-önleyici ya da teşvik edici gençlik çalışması organizasyon yeterliliği alanındaki faaliyetlerini federal hükümetin projeye bağlı teşvikinin de yardımıyla genişletmeyi başardı. 1 Üyelerinin yaşları birbirine yakın olan, çoğu zaman da benzer sosyal kökene sahip ve sıkça aynı cinsiyetten üyeleri olan gruplar, Peergroup olarak kabul edilir. Peergroup lar çocuklar ve gençler açısından, örneğin aile evinden bağımsızlaşma konusunda önemli sosyalleştirme işlevleri üstlenir. 6
4. Müslüman düşmanlığı, daha yeni yeni özgün, konu alanına bağlı bir önleyici çalışma haline gelmeye başlıyor. Bu, özel olarak Müslümanlarla bağlantılı olarak çoğunluk toplumunda kültürel ve dini çeşitlilik konusunda olumlu görüşlerin teşvik edilmesi anlamında Müslüman düşmanlığının önlenmesi için de geçerli. Aşırı sağa karşı alınan önlemlere bakıldığında da ancak yavaş yavaş aşırı sağcı partilerin ve grupların İslamileşme karşıtı kampanyalarının tartışılmaya başlandığı görülüyor. Kendi verdikleri bilgilere göre Müslüman organizasyonları kendi mevcut önlemleriyle, örneğin bilinçlendirme ya da duyarlı hale getirme çalışmalarıyla toplum geneline ya da önemli kanaat önderlerine yeterli ölçüde ulaşamıyor. Tamamlayıcı olarak, burada değinilen konu alanına bağlı, özgün önleyici çalışmaların ötesinde, mevcut ırkçılık karşıtı, kültürler arası, dinler arası ve çeşitliliği teşvik edici çalışmaların/proje çalışmalarının çoğunlukla Müslüman düşmanlığı alanını da kapsadığını belirtmek gerekiyor. 5. Göçmen toplumunda ya da göçmen kökenli Müslümanlar arasında antisemitizm, daha yalnızca birkaç yıldır hedef kitleye özel ve proje düzeyinde uygulamalı önleyici çalışmanın konusu haline geldi. Özellikle siyasi eğitim alanında uzmanlaşmış bazı sivil toplum örgütleri bu alanda deneyim kazandı. Ancak bu proje devam ederken ortaya çıkan malzemeler şimdiye kadar Almanya çapında okulda ve okul dışı çerçevede yalnızca dar bir kapsamda kullanılıyor gibi görünüyor. Bunun yanında Antisemitizm Alanında Bağımsız Uzmanlar Çevresinin Kasım 2011 de yayınlanan Almanya da Antisemitizm raporu, bugüne kadar Almanya nın tamamını kapsayan, Müslümanlar arasında antisemitik klişelerin gerçek yaygınlığı konusunda bilimsel bulguların bulunmadığını ifade ediyor. 6. Müslümanlar arasında dini gerekçeli aşırılık anlamında İslamcılık, özellikle 2001 yılından itibaren uygulamalı önleyici çalışmanın konusu haline geldi ve İslam bağlantılı önleyici uygulamaların büyük bir bölümünü oluşturuyor. Burada evrenselönleyici alanda özellikle duyarlı hale getirme, erken teşhis ve hoşgörü eğitiminin yanı sıra Müslümanlar ile emniyet makamları arasında işbirliğine de değinmek gerekiyor. Buna karşılık Müslümanlar arasındaki dini gerekçeli aşırı tutumların yanı sıra Selefilere yakın tutumların kamusal, argümanlara dayanan boyutta ele alınmasıyla ilgili önlemler oldukça nadir görülüyor. Bu bağlamda 7
özellikle değerli bir katkıda bulunabilecek olan Müslüman organizasyonları, bu noktada kendi cemaatlerinin ötesine geçen ve genel olarak Müslümanlara ve Müslüman gençlere yönelen önlemler konusunda nadiren aktör olarak ortaya çıkıyor. Bu arka plandan yola çıkarak çalışma grubu, kendisinin gelecekteki çalışmaları konusunda aşağıdaki sonuçlara varmıştır: 7. Çalışma grubu gelecekteki çalışmalarında konu alanıyla bağlantılı olarak Müslüman düşmanlığı, Antisemitizm ve İslamcılık/Müslümanlar arasında dini gerekçeli aşırılık fenomenleriyle ilgilenecek. Çalışma grubu, bunu yaparken adı geçen son iki fenomen alanıyla ilgili olarak AİK dışında da var olan inisiyatifleri de göz önüne alarak - özellikle Müslüman düşmanlığını ele alacak. 8. Önleme çalışma grubu, yukarıda anılan ağırlık noktasını dikkate alarak, 2013 yılındaki genel kurul toplantısına kadar sözü edilen üç fenomen alanı için uygulamalı önlemler başlatacaktır. Bunların mevcut projeler için bir artı değer oluşturması ve AİK nın Almanya genelindeki karakterini yansıtması hedeflenecektir. Envanter tanziminden elde edilen, söz konusu bilgiler, bu önlem konsepterine dahil edilecektir. 8