DOSYA. www.mallreport.com.tr



Benzer belgeler
Gerçek hayatın içerisinde

Aslında, benim perakende sektöründeki kariyerim bir anlamda 12 yaşında sahibi olduğumuz süpemarkette yaz tatillerinde çalışmamla başladı.

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

BİLECİKTE YATIRIMIN DOĞRU ADRESİ KAYI PLAZA.

Daha fazlası için. Daha iyisini istemek doğamızda var. Kendimiz ve sevdiklerimiz için daha fazlasını sunabilmek

YAŞAM. yeniden. `de TANIMLANIYOR

GIDA ZİNCİR MARKETLER SEKTÖRÜ

ÖNSÖZ. Mayıs 2015 EVA Gayrimenkul Değerleme & Akademetre Araştırma

REKABET. Tüketicinin rekabetteki kaldıraç etkisi. Fulya DURMUŞ, GfK Türkiye

PERAKENDE SEKTÖRÜ Değerlendirmesi, 2016 Beklentileri EMRE YILMAZ

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

Ana Sponsor. Altın Sponsorlar.

Beyoğlu'nda Mayıs coşkusu

ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ TÜKETİCİ ALGI ARAŞTIRMASI Özet Bulgular. GfK 2012 AVM Algı Araştırması 2012

Bağlıca nın En Kapsamlı Projesi

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

Kente katbekat değer katan uzmanlık:

Bunların takibini kolaylaştırmak için tüm haberlerin tek bir noktada eksiksiz ve güncel şekilde bir araya getirilmesi gerekiyordu.

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 60

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri,

2016 Değerlendirmesi ve 2017 Öngörüleri

Konferansa katılım ve sponsorluk olanakları için: Soysal Satış Bölümü T. (0212) E.

ÖNSÖZ. Nisan 2014 EVA Gayrimenkul Değerleme & Akademetre Araştırma

NORMLARI SİZ BELİRLEDİNİZ

kazandıran bakış açısı

da kente ve şehrimize estetik, yaşama huzur ve kalite katmaya

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

MÜCEVHER SEKTÖR ENDEKSİ KASIM

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

İşletme Sonuçları Elde Etmek için Daha İyi Bir Çağrı Merkezi Deneyimi Sunma

NİVO ATAKÖY. ŞİMDİ YAŞAMA SIRASI SİZDE!

Nr. 514, September 2014 Neslihan Sargut +90 (212 )

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKASI. Sürdürülebilirlik vizyonumuz

Asuman Beksarı. Türkiye nin İlk ve Tek Kadın Karides Yetiştiricisi. Yaşamdan Kesitler Sema Erdoğan. J. Keth Moorhead

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

Markaların 2017 Sonu Büyüme Hedefleri. 7,000 Mağaza. 6,000 Mağaza 5,000 Mağaza

Avrupalı liderler baskıcı, Türk liderler ise dostane

8. Kamu Yönetimi Sempozyumu

bonprix sonunda Türkiye de!

Türkler Kendi işinin patronu olmak istiyor!

Maun Franchise Bilgilendirme Dosyası

www. vadistanbul.com

ÖNSÖZ. Mart 2013 EVA Gayrimenkul Değerleme & Akademetre Araştırma Alışveriş Merkezi Yatırımcıları Derneği katkılarıyla.

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz

HAKKIMIZDA TEMİZLİK HİZMETLERİ

Çoğunluk olmak, azınlığı yok saymak

OSAGRUPYAPI OSALIFE. Mimarın Gözünden. Mimar Salih Zeki SALALI

EN BEĞENİLENLER 70 CAPITAL 12 / _071_072_CP_12.indd 2 11/26/16 6:44 PM

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ

geleceğinize DEĞECEK

FURYA hakkında. geleceğinize DEĞECEK. Biz bu yola eşsiz olmak için çıktık

Merhaba! Daha önce söyleyen muhakkak olmuştur, biz yine de hatırlatalım; Mutluluk herkese çok yakışıyor

Bağlıca nın en lüks konsepti

Ürünü tüketmesini/satın almasını/kullanmasını ne tetikledi?

Jamie Foxx J

TUVAL GARDEN, bir TPD GRUP Projesidir.

Serüvenimiz 1919 yılında Bayan Maruşya ile kurukahvecilikle başladı yılında Burhanettin Koçer ve 1949 yılında Nurettin Tunçay ile gelişimini

Toplam Perakende 2016

Duygusal ve sosyal becerilere sahip Genç profesyoneller

İNOVANKA TANITIM DOKÜMANI. Dijital Dünya da zirveyi arzulayan işletmelerin adresi

ŞEHİR HİÇ BU KADAR SİZİN OLMAMIŞTI...

Müşterimiz Olun, Markanız Olalım

AVM ve mağazalar için

TÜRKİYE - AFRİKA EKONOMİ FORUMU AÇILIŞ TÖRENİ KONYA 9 MAYIS İş Dünyası ve STK ların Değerli Başkan ve Temsilcileri,

Türkiye, Avrupa nın en girişimci ülkesi

BASIN BÜLTENİ 12 Ocak 2012

Girişimcilik Eğitimi Ders Notları

ELÇİN ÜNER GfK Türkiye Yönetici Ortağı

Gayrimenkul markalarının tüm proje pazarlama ve satış süreçlerini etkili bir şekilde yöneterek yenilikçi hizmetler sunmak.

Araştırmanızı nasıl alırsınız? Araştırma tasarımında yeni yaklaşımlar

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

LanguageCert AÜ TÖMER B2 TürkYet (Konuşma) Örnek Sınav 1

ANKARA TARİHİNDE BÖYLE DÜŞÜK FİYATLAR GÖRÜLMEDİ

Metrogarden AVM Alışverişin yaşamla kesiştiği nokta

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

AD DRONE. Tüm görüş ve önerileriniz için

Vanlı futbolcu kızlar Bodrum da kamp yapıyor

İstanbul Shopping Fest 2014

LOGO. Özel Dedektiflik Eğitimi Kocaeli Üniversitesi Hereke Ö.İ.U. MYO İsmail Yetimoğlu w w w. d e d e k t i f. o r g. t r

KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ

KADINLAR ve Demografik Büyüklükler Hedef Kitle Tanımlamaları Yaşam Trendleri

BÖLGESEL TİCARET TOPLANTISI İZMİR

Rapor. Toyzeria Türkiye ve Orta Doğu nun Çocuk Fuarı.

TÜRK PERAKENDE SEKTÖRÜ VE BEKLENTİLERİMİZ


Avrupa nın en cesur ülkesi Türkiye

Sanayicilerden destek

Orhan benim için şarkı yazardı

YÖNETİM KURULU BAŞKANI MUSTAFA GÜÇLÜ NÜN KONUŞMASI

ALPEK İNŞAAT AŞ.; Haziran 1987 tarihinde PEÇEN, ERKILAVUZ ve KURT ailelerinin işbirliği ile kurulmuş bir aile şirketidir.

Stratejiden Uygulamaya Kurumsallaşma Koçluğu Programı

Fon Bülteni Ocak Önce Sen

Türkiye ye Yönelik Beklentiler Olumsuz Olamaz

Türkiye birden fazla yerli araç üretecek kabiliyette

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

TÜSİAD YÖNETİM KURULU ÜYESİ VE BİLGİ TOPLUMU, BİT VE İNOVASYON KOMİSYONU BAŞKANI ESİN GÜRAL ARGAT IN RAPOR TANITIM TOPLANTISI AÇILIŞ KONUŞMASI

VESTEL ŞİRKETLER GRUBU


Page 1 of 6. Öncelikle, Edirne de yaşanan sel felaketi için çok üzgünüz. Tüm Edirne halkına, şahsım ve üniversitem adına geçmiş olsun demek istiyorum.

Transkript:

DOSYA 3

DOSYA 4

DOSYA 5

DOSYA 6

DOSYA 7

DOSYA 8

DOSYA 9

MALL REPORT KDV indirimi tüketiciye yarar Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) Başkanı Mustafa Altunbilek; manav, kırmızı et, bakliyat, unlu mamuller, zeytin ve zeytinyağı ürünlerinde KDV oranının toptanda olduğu gibi perakendede de yüzde 8 den yüzde 1 e düşürülmesi çağrısında bulundu. Türkiye nin istihdamda en büyük üçüncü sektörü olan perakende, istikrarlı büyümesini perçinlemek ve tüketicilerin daha ucuza alışveriş yapabilmeleri için KDV indirimini gündeme aldı. Yerel perakende zincirlerinin 377 üye ve 4 bine yakın satış noktasıyla yılda 10 milyar dolarlık ciroya imza attığını belirten TPF Başkanı Mustafa Altunbilek, sektörün sürdürülebilir başarı yakalaması, 2023 yılına kadar 70 milyar TL cirosal büyüklüğe ulaşabilmesi için KDV gibi düzenlemelere ihtiyaç olduğunu söyledi. YILSONU YÜZDE 14 BÜYÜMEYİ HEDEFLİYORUZ Organize yerel perakendenin hedeflerine ulaşabilmesi için devlet tarafından desteklenme ihtiyacı olduğuna dikkat çeken Altunbilek, Yılsonu itibari ile ortalama yüzde 14 büyümeyi hedefliyoruz. Cumhuriyetimizin 100. Yılında ciromuzu 70 milyar TL ye ulaşmaya çabalayan sektörümüz yalnız başına bırakılmamalı. Bu nedenle toptanda olduğu gibi yerel perakende de KDV düzenlemesi bekliyoruz. Bu ürünler tüketicilerin en çok ihtiyaç duyduğu ürünler olup geri dönüşümün en hızlı alınacağı ürünlerdir dedi. REKABET ETMEK VE UCUZA SATMAK İÇİN İNDİRİM İSTİYORUZ Yerel perakendenin agresif bir büyüme beklentisinde olmadan, istikrara dayalı bir şekilde çalışmalarını sürdürdüğünü belirten Altunbilek, şu bilgileri verdi: KDV indirimi ile kayıt dışılık, haksız rekabet gibi önemli konuların önüne geçilirken, tüketiciler Türkiye genelinde daha ucuza alışveriş yapabilecek. Peki nasıl? Örneğin, pirinci ele alalım. Bu ürün için alım yapıldığında 5.05 TL +0.05 KDV olduğunda 5,10 TL lik maliyet oluşuyor. Satarken KDV yüzde 1 yerine yüzde 8 olduğunda maliyetimiz 5.05 TL+0.40 TL KDV olduğunda maliyet 5.45 TL olmaktadır. Dolayısıyla tüketici yüzde 7 indirimli ürünler alabilecek. Depolama, taşıma, iletişim, market kirası, istihdam, eğitim ve diğer giderler için de işletme karı olarak bu ürünü satmaya kalksanız 5,9 TL ye geliyor ki, 1 kilo pirinci bu fiyata satmanız mümkün değil. Minimum kârlarla tüketicilerimizi memnun etmemiz, rekabet ederek gücü kendimizde bulmamız gerekiyor. Yüzde 8 yerine yüzde 1 KDV tüketicide alım gücünü, bizlerde de rekabet gücünü; büyüme gücünü destekleyecek. 10

DOSYA 11

Sunus Sektörde hareketli günler başlıyor Sonbahara adım attığımız şu günlerde Mall Report Dergimizin Eylül sayısını sizlerle buluşturmanın sevincini yaşıyoruz. Okula dönüş kampanyaları ile hareketlenen AVM ve perakende sektörünün yanı sıra, yeni AVM projelerinin de açıklandığı hareketli bir döneme giriyoruz. Bu sayıda da birbirinden özel konu ve konukları sizlerle buluşturmaya devam ediyoruz. TÜRKİYE ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ POTANSİYELİ RAPORU 2015 2017 Türkiye de AVM enflasyonu var mı?, Hangi şehirlerde AVM fazlalığı var?, Fonksiyonunu yitiren AVM alanları ne kadar?, Yatırım için doğru şehirler hangileri?, Rekabet hangi şehirlerde artacak?, AVM dünyasında büyük yer tutan İstanbul da neler yaşanıyor?, AVM haritası nasıl biçimleniyor?, Nerede, nasıl bir AVM konsepti oluşturulmalı?, Geliştirici, perakendeci ne yapmalı? ve benzeri soruları Türkiye genelinde mercek altına alan Akademetre ve Eva Gayrimenkul ün kapsamlı araştırması, ülke genelinde mevcut AVM haritasını gözler önüne seriyor. BANU NOYAN IN KONUĞU BEYOĞLU BELEDİYE BAŞKANI AHMET MİSBAH DEMİRCAN Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Beyoğlu ve İstanbul a sunduğu katkıların yanı sıra genç yaşta sahip olduğu başarılı kariyeri ile de dikkat çekiyor. Banu Noyan ın dergimize özel gerçekleştirdiği röportajda özel açıklamalar yapan Başkan Demircan, Gerçek hayatın içerisinde aktör olmayı tercih edenlerdenim sözleriyle siyasete olan aşkını bir kez daha dile getirdi. Bu keyifli sohbetin detaylarını sayfalarımızda bulabilirsiniz. AVM YATIRIMLARI DEĞİŞİYOR MU? AVM sayısının artmasıyla birlikte rekabet zorlaşıyor. Rekabet ortamında fark yaratmak isteyen alışveriş merkezi geliştiricileri yenilikçi arayışlara yöneliyor. AVM yatırımcıları ve yöneticilerine göre tüm dünyada ve Türkiye de tüketicinin ihtiyacını doğru okuyarak buna cevap verebilen AVM ler, bulundukları bölgenin merkezi konumuna geliyor. Dosyamız kapsamında AVM geliştiricilerinin yeni nesil yatırımlara ilişkin görüşlerine yer verdik. ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ MARKA OLABİLİR Mİ? Sayısı giderek artmaya devam eden alışveriş merkezleri, rekabet ortamında öne çıkmak adına marka algısını güçlendirmeye çalışıyor. Tecrübeli AVM yöneticilerine göre, marka kimliği olan ve güçlü bir marka algısı yaratan alışveriş merkezleri uzun vadede müşteri sadakatine de sahip oluyor. PERAKENDE SEKTÖRÜNÜN HEDEFİ SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK Sürdürülebilirlik son yıllarda perakende sektörünün önemle üzerinde durduğu bir konu Perakende sektörünün önde gelen markaları daha iyi bir gelecek ve sürdürülebilir çevre için bu konudaki politikalarına ağırlık veriyor. Perakende sektörünün önemli aktörlerinden sürdürülebilirlik stratejileri ve sektördeki faaliyetleri konusunda bilgiler aldık. Keyifle okuyacağınız bir sayı olması dileğiyle Metin Tahnal Genel Yayın Yönetmeni Demircan Reklam Ajansı Yayıncılık ve Matbaa Hiz. San. Tic. Ltd. Şti Adına Genel Yayın Yönetmeni Metin Tahnal Yazı İşleri Müdürü Adem Ünce Genel Koordinatör Turgut Tahnal Editör Derya Çağan Çakırlar haber@mallreport.com.tr Reklam Müdürü Fisun Dilek Reklam ve Pazarlama Uzmanı Aylin Demirci Elif Sayın İkbal Demirok Nilgün Döker Görsel Yönetmen Medine Baki Grafik Tasarım Aylin Küçükislamoğlu İngiltere Sorumlusu: Suzan Doğan Ankara Sorumlusu: M. Serdar Burkan Abone abone@mallreport.com.tr Bu Sayıda Katkıda Bulunan Akademetre Research & Strategic Planning Banu Noyan Doç. Dr. Hülya Bakırtaş Dr. M. Vahit İpekçi Baskı Yeni Devir Matbaacılık ve Gazetecilik A.Ş. Cemal Ulusoy Cd. Bahçelievler / İstanbul Tel : 0212 697 10 00 Yönetim Merkezi Mareşal Fevzi Çakmak Cd. İncesu Sk. No:2 Kat:1 Daire:10 Şirinevler-Bahçelievler/İstanbul T: 0212 451 51 60-63 F: 0212 451 51 64 E-Mail: info@mallreport.com.tr Web: www.demircanmedya.com.tr Yayın Türü Yerel süreli yayın. Her hakkı saklıdır. Dergimizde yayımlanan yazı ve fotoğraflardan yayıncının izni alınmadan kaynak belirtmeden tam veya özet alıntı yapılamaz. Basılan ilanların sorumluluğu ilan verene, makalelerin sorumluluğu yazarlarına aittir. ISSN 1307 66 47 12

DOSYA 13

İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER 34 14 40 12 14 24 30 40 52 76 90 126 136 ARAŞTIRMA Rekabet İçinde Farklılaşma; Türkiye Alışveriş Merkezleri Potansiyeli Raporu 2015 2017 BANU NOYAN IN KONUĞU Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Gerçek hayatın içerisinde aktör olmayı tercih edenlerdenim YATIRIM Hulusi Belgü: Tüketici evine yakın AVM istiyor DOSYA Kulesite AVM Müdürü Mustafa Totan Marka olmak bir süreçtir KAPAK Sivas ın ilk AVM si Primemall SivasPark PERAKENDE Gayrimenkul ve perakende devleri MAPIC de buluşuyor YEME İÇME ALANLARI Köfteci Ramiz lezzeti 1928 den beri korunuyor ÜRÜN&HİZMET TESHİAD Başkanı Bülent Doğru; Türkiye nin ve dünyanın geleceğini önemsiyoruz EĞLENCE FunLab Eğlence Dünyası franchising le büyüyor ORGANİZASYON YEPUD Başkanı Yavuz Özdel; Kendinizi müşteri yerine koyabiliyor ve eleştirebiliyorsanız, iyi iş çıkmıştır 38 125 14

DOSYA 15

ARAŞTIRMA Rekabet İçinde Farklılaşma Türkiye Alışveriş Merkezleri Potansiyeli Raporu 2015 2017 Türkiye de AVM enflasyonu var mı?, Hangi şehirlerde AVM fazlalığı var?, Fonksiyonunu yitiren AVM alanları ne kadar?, Yatırım için doğru şehirler hangileri?, Rekabet hangi şehirlerde artacak?, AVM dünyasında büyük yer tutan İstanbul da neler yaşanıyor?, AVM haritası nasıl biçimleniyor?, Nerede, nasıl bir AVM konsepti oluşturulmalı?, Geliştirici, perakendeci ne yapmalı? ve benzeri soruları Türkiye genelinde mercek altına alan Akademetre nin ve Eva Gayrimenkul ün kapsamlı araştırması, ülke genelinde mevcut AVM haritasını gözler önüne seriyor. Türkiye Alışveriş Merkezleri Potansiyeli Raporu 2015 2017 Türkiye de AVM enflasyonu var mı? Kronolojik olarak AVM sektörü kurulduğunda bu yana nasıl bir sayı ve alan gelişimi izledi? Hangi illerde AVM gereksinimi var, hangi iller doygunluğa ulaşmış? İstanbul da durum nedir? başlıklarını inceliyor. Tamamen bilimsel içerikteki yaklaşımlarla hazırlanan raporda dikkate alınan parametreler ve bunların neden seçildikleri doğru yaklaşım olarak nasıl bir sonuca varıldığı açıklanıyor. Açıklamada şu bilgilere yer veriliyor; Avrupa daki güncel durum bu durumun bizi ne kadar ilgilendirdiği doğru karşılaştırma yaklaşımının ne olduğu sorgulanmıştır. Çalışma sonucunda sadece 2015 değil, 2016 ve 2017 senesi Türkiye AVM haritası çıkartılmış, gerçekte yatırım için uygun bölgelerin nereleri olduğu, rekabetin özellikle bugün için yoğunlaştığı iller tespit edilmiştir. Rekabetin yoğun algılandığı ama aslında öyle olmadığı ortaya çıkan iller de göze çarpmıştır. Bugün için AVM eksiği olan ama 2016 da yoldaki gelişimler nedeni ile fazla AVM alanına sahip olacak iller tespit edilmiştir. Ayrıca bugün AVM fazlası olup korkulabilecek ama 2017 senesine kadar yeni gelişim yapılmadığı takdirde ilave alana ihtiyaç duyacak illerde çalışma ile tespit edilmiştir. Fonksiyonunu yitiren AVM alanları belirlenmiştir. Bugün neredeyse ufak mağazalar bile kendilerini AVM diye isimlendirebiliyor. Bu çalışmamızda AVM olarak Uluslararası Alışveriş Merkezleri (ICSC) Derneği nin kabulleri alınmıştır. 5 bin metrekare üstünde kiralanabilir alanı olan, en az 15 bağımsız bölümü bulunan, tek elden, organize şekilde işletilen, sinerji yaratan organize alışveriş alanlarını AVM olarak sayılmıştır. Sektör AVM lerinin yüzde 90 ının yerinde incelenmesi ile yapılan çalışmada AVM lerle ilgili şu detaylar yer alıyor: Türkiye AVM lerle 1988 Galeria ile tanışmıştır.1995 e gelinceye kadar sadece 12 AVM geliştirilmiştir. 1995-2006 senesi arasında 100 ün üzerinde AVM açılmıştır. Maalesef o gün açılan bazı AVM lerin kapandığını veya fonksiyon değiştirdiği görülmektedir. 2000 li yıllar bu sektörde ülkemiz için dönüm noktasıdır. Bu yıllar AVM projesi dizaynetme, işletme, kiralamanın öğrenildiği yıllardır. 2012 senesinde 32 AVM açılmıştır, bugün toplam 349 AVM faaliyettedir. Bu çalışmada göze çarpan en önemli noktalardan biri fonksiyonunu yitiren veya fonksiyon değiştiren AVM lerdir. Üç büyük ile bakıldığında İstanbul, Ankara ve İzmir toplamı, toplam kiralanabilir alanın yüzde 60 ına sahip. 16

ARAŞTIRMA TÜRKİYE DE AVM GERÇEĞİ Rapora göre, İstanbul da fonksiyonunu yitiren AVM ler 2014 öncesinde Beylikdüzü ve Büyükçekmece de iken, 2014-2015 döneminde Kartal, Ümraniye, Küçükçekmece, Beylikdüzü, Başakşehir, Sancaktepe ve Esenyurt ta karşımıza çıkıyor. Raporda belirtilen bir diğer değerlendirmede ise, Bugün itibarı ile İstanbul Türkiye deki alışveriş merkezlerinin sayı olarak yüzde 30 unu kapsamaktadır. İstanbul da yakalara göre bu dağılıma baktığımız zaman yüzde 25 inin Anadolu yakasında yüzde 75 inin ise Avrupa yakasında bulunduğunu görüyoruz. AVM kiralanabilir alanına göre Avrupa yakası, Anadolu yakasından daha büyük bir hacme sahip. Nüfusla ağırlıklandırıldığında Anadolu yakası Avrupa yakasından güçsüz kalmaktadır. İstanbul da bin kişiye düşen alan 230 metrekaredir. Buna rağmen nüfus dağılımı, GSMH ve endeks figürleri halen AVM ye ihtiyaç olduğu gerçeğini ortaya koymaktadır ifadelerine yer verildi. NASIL BİR AVM? Yeni nesil AVM lere yönelik tespitlere de yer verilen raporda, Çok sayıda AVM yapılması yerine doğru lokasyonda AVM yapılmasının verimlilik ve karlılık açısından uygundur. İhtiyaçların planlanan arz ile eşleşmesi gerekmektedir. Aksi durumda doymuş gibi görünen pazarlarının aslında doymamış olacağı aşikardır. Plansız proje geliştirmenin olumsuz sonuçları ölçülebilmektedir, gelecekte de fonksiyonunu yitiren AVM ler olacak ancak kayıpların geri dönüşünün de mümkün olduğu bilinmelidir. Son yıllarda ortalama AVM büyüklükleri artış trendi gösteriyor. Önem gösteren gelişmelerden biri de yeni nesil AVM lerdir. Yeni nesil AVM ler, tüm yaşam alanı ile birlikte tasarlanıyor. Sürdürülebilirlik ve rekabet, AVM sektörünün ulaştığı düzey itibariyle daha da zorlaştı. Bu noktada kimliği olan, doğru konsept ve bileşenle öne çıkan AVM projeleri başarılı olabiliyor. Diğer yandan araştırma, istikrarlı gelişimin önemli bir parametresi olan yeni nesil AVM lerin cirosal büyümeye ciddi katkı sağladığını ortaya koyuyor. Bu kapsamda, cadde AVM leri, AVM bit pazarları, açık hava AVM leri, tematik AVM ler, ihtisas çarşıları ve karma kullanım AVM konseptlerinin farklılık yaratarak farklı taleplere cevap verebildiği, AVM sayısının artışı ve rekabetin zorlaşmasına paralel olarak geliştiricilerin yenilikçi arayışlara yöneldiği belirleniyor. Bu yönde mimaride farklılık, sosyal aktivitelerde çeşitlilik, ölçeklerde büyüme ve çocuklara verilen değer öne çıkan faktörlerin başında geliyor açıklamasına yer verildi. Akademetre nin yürüttüğü AVM araştırmalarında, farklılaşma alanlarının ziyaret sayısı üzerindeki etkisine bakıldığında sosyal etkinliklerin ve eğlencenin en büyük katkıyı sağlayan iki konsept olduğunu görülüyor. GELİŞMENİN DOĞAL SONUCU FONKSİYONUNU YİTİREN AVM LER Araştırmanın metodolojisine göre kiralanabilir bağımsız birimlerde yüzde 50 den fazla boşluk oranı ya da yapının AVM fonksiyonu dışında kullanılmaya başlanması veya kapanması fonksiyonunu yitirme olarak tanımlanıyor. Buna göre 2011 ve öncesi dönemde İstanbul da 264.202 m2, 2012 yılında 194.158 m2, 2013 yılında 14.588 m2, 2014 yılında 154.594 m2 olmak üzere toplam 627.542 m2; Ankara da 2011 ve öncesi dönemde 48.178 m2, 2012 yılında 28.814 m2, 2013 yılında 9.000 m2, 2014 yılında 40.700 m2 olmak üzere toplam 126.692 m2; diğer tüm şehirlerde 2011 ve öncesinde 32.263 m2, 2012 yılında 131.800 m2, 2013 yılında 79.642 m2, 2014 yılında 57.179 m2 olmak üzere toplam 300.884 m2 ve genel toplamda 1.075.118 m2 AVM alanının fonksiyonunu yitirdiği kaydediliyor. Rapora göre, bugüne kadar sisteme dahil olan AVM alanlarının yaklaşık yüzde 10 u sistemden çıkmış bulunuyor. Bunların bir bölümü yanlış geliştirmeden, bir kısmı ise gelişen piyasa dinamiklerine uyum sağlayamamaktan kaynaklanıyor. Kayıplar AVM lerin metrekare büyüklüğüne göre dağıldığında ise 5-10 bin metrekare büyüklüğünde olan AVM lerde 2011 ve öncesi itibariyle kaybın yüzde 27, 2012 de yüzde 17, 2013 te yüzde 30, 2014 te yüzde 16; 10 bin -20 bin metrekare büyüklüğünde olan AVM lerde 2011 ve öncesi kaybın yüzde 42, 2012 de yüzde 51, 2013 te yüzde 32, 2014 te yüzde 36; 20 bin metrekarenin üstündeki AVM lerde 2011 ve öncesi kaybın yüzde 31, 2012 de yüzde 32, 2013 te yüzde 38, 2014 te yüzde 48 olduğu belirtiliyor. Verilere göre 2011 ve öncesi ile 2012 yılları arasındaki dönemde en büyük kayıp 10-20 bin metrekare büyüklüğündeki AVM lerde görülürken, son iki yılda en büyük kayıp 20 bin metrekare üstündeki AVM lerde yaşanıyor. Raporda ortaya çıkan diğer önemli bulgular ise şu şekilde; Plansız geliştirmenin olumsuz sonuçları artık ölçülebilmektedir. Gelecekte fonksiyonunu yitiren AVM ler olacaktır. Ama kayıpların geri dönüşü de mümkündür. Tematik AVM ler ve destekleyici konseptlere ihtiyaç duyulmaktadır. Ortalama AVM büyüklükleri artmaktadır. Sürdürülebilirlik ve rekabet zorlaşmıştır. Artık kimliği olan, konsepti ile öne çıkartabilen, doğru bileşenlerle geliştirilmiş AVM ler başarılıdır. Anadolu ihtiyaç ve planlanan arz lokasyon olarak eşleşmemektedir 17

BANU NOYAN IN KONUĞU Gerçek hayatın içerisinde aktör olmayı tercih edenlerdenim Türkiye nin en dikkat çekici ve en genç belediye başkanlarından biri Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan Gerçekleştirdiğimiz bu özel sohbette tümüyle belediye başkanı unvanı ile değil aynı zamanda arkadaş, eş, baba olarak geçmişten bugüne yaşam hikâyesi ile Ahmet Misbah Demircan ı tanıdık. B.N: Karşımda çok bakımlı karizmatik genç bir siyasetçi var bu ne özen böyle? Hep mi böyleydiniz? Giyim tarzınızla ilgili destek alır mısınız kendi tercihleriniz var mı? A.M.D: Ekstra bir özen göstermiyorum, öyle olduğumu söylüyorlar. Aslında normal klasik, herkesin asgariden yaptığı şeyler Sabah duşumu almadan evden çıkmam, saçımı taramam da aslında ama giydiklerimi uydurma vs. bu içten gelen bir şey, insanın doğasından kaynaklanıyor Aslında çok büyük bir özen göstermediğimi düşünenlerdenim. B.N: Ama çok yakıştırıyorsunuz, ne giyseniz yakışıyor valla A.M.D: Böyle düşünmenize sevindim. B.N: Gençlikte, yani eğitim sürecinde de mi böyleydiniz? Hep dikkat çeker miydiniz? A.M.D: Hep dikkat çekerdim. Yani şöyle; insan ilişkilerim iyidir, insanları severim, her gittiğim yerde de kendimi sevdirmişimdir. Yani diyalog noktasında sıkıntı yaşadığım bir dönemi hatırlamıyorum. B.N: Nasıl bir gençlik yaşadınız? A.M.D: Kendiyle barışık, mutlu, ailesinin, babasının, annesinin sevgisini kazanmış, motivasyonunu almış, heyecanlı, yerinde duramayan, idealleri olan, ideallerinin peşinden koşan bir adam olarak yaşadım ve geçirdim gençliğimi. B.N: Kaç kardeşsiniz? A.M.D: Dokuz 2 erkek, 7 kız. B.N: Kalabalık bir aileye sahip olmak hakkında ne düşünüyorsunuz? A.M.D: Şimdi biliyorsunuz çocukların kendilerini geliştirdikleri dönem 3 yaşında başlıyor. Zihninin açıldığı ve bütün zekâsını geliştirdiği dönem 3 yaşında başlar ve bizim kültürümüzde, Anadolu kültüründe yüzyıllardır, sübyan mektepleri vardır. Bugünün anaokulları. Anaokullarına çocuklarımızı göndermemizin sebebi; oradaki kalabalıkta sosyal aklını geliştirmiş olmasıdır. Düşünün ki Türkiye nin şartları anaokullarını daha son 10-15 yıldır tanıyor, ondan evvel ataerkil babaerkil ailelerde dedenin de olduğu büyük konaklarda yaşamak, kalabalıkla yaşamak çocuklar için kıymetliydi. Bugün de eğer aynı evde 3-4 çocuk varsa o çocuğun kendisini geliştirmesi daha iyi oluyor. Dolayısıyla kalabalık ailelerin böyle bir avantajı var. Dikkat edin kalabalık ailede yetişmiş çocukların sosyal tarafları çok güçlüdür çünkü yaş aralıklarıyla her boydan ablasıyla kardeşiyle muhatap olduğu için çabuk yetişkin olurlar. Hayata çabuk intikal ederler. Böyle bir avantajı var. İnsan sosyal bir varlık. Sosyal varlıkta, bütün insanların problemi ilişki kurmak ve çevre yapmaktan geçer ve ailesi daha başlarken genişse bu da bir avantaj olabilir, ama kötü tarafı nedir? Anne-baba için zordur, çok çocukla uğraşır. En iyi örnek annem, hayatını 9 çocukla geçirdi, onlarla uğraştı. Dolayı- 18

BANU NOYAN IN KONUĞU sıyla onlar için bir eziyet, bizim için kar olduğunu düşünüyorum. B.N: 9 kardeşin arasından siz sıyrıldınız. En medyatik en ünlü sizsiniz. A.M.D: O anlamda doğru. Evet. B.N: Peki, aileniz ne diyor bu üne bu şöhrete? Herkesin tanıdığı bir çocukları var. A.M.D:10 yaşından beri bir gün önemli işler yapacağıma inandıkları biriyim ben Antalya da olan ablam mesela o bana böyle bir rüya gördüğünü söylerdi. Babam böyle bir adam olacağımı zaten hep söyledi. Dolayısıyla zaten beklenti buydu, o beklentiye ulaştık mı ulaşmadık mı? İşte konu bu B.N: Bence ulaştılar Türkiye de sizi tanımayan zannederim yoktur. A.M.D: Aslında peder de böyle bir adam. B.N: Evet, ben fan ıyım. Bunu özellikle belirtiyorum, Ali Rıza Demircan Hoca konuşsun hep beraber dinleyelim. A.M.D: Evet, peder de böyle birisi olduğu için dolayısıyla bizim evde bu durum normal. Fakat anneler oğullarıyla gurur duyar, bende kendi annemde bunu hissediyorum. B.N: Peki, siyasete girmeden önceki mesleğiniz neydi Başkanım? A.M.D: Turizm. B.N: Dolayısıyla yine çok insan ilişkisinin olduğu bir iş yapıyordunuz. A.M.D: Doğru, evet. B.N: Çok dominant bir babaya sahipsiniz. İlişkiniz nasıl? Sizi siyasete babanız mı yönlendirdi? A.M.D: Yani iddia sahibi insanlarda mutlaka bir dominantlık oluyor biliyorsunuz. Çünkü yöneten, yönetici olanlar, insan sevk edenlerde bu taraf olması gerekiyor. Dolayısıyla babam benimle birlikte bir sürü talebesini de domine etmiş, yani yönlendirmiştir. Elbette ki benim üzerimdeki en büyük etki sahibi babamdır. B.N: Peki, kaç yaşında evlendiniz, eşinizle nasıl tanıştınız? Gördüğünüzde evleneceğim kişi bu dediniz mi? A.M.D: Evet, dedim. 29 yaşındaydım. B.N: Çokta erken evlenmemişsiniz. Gayet güzel, ideal bir yaş. A.M.D: Evet evet, tam da vaktinde. Yani işim her şeyim yoluna girmişti. Ondan sonra evlendim. Eşimi gördüm, ama o beni görmedi. Ben onu gördüm, beğendim ve evet bu olabilir diye düşündüm. Hem ailesi itibari ile hem yakınlıklarımız itibari ile hem de kişiliği ile bana uyabileceğini düşündüm. Harekete geçen ben olmuş oldum. B.N: Peki, hanımlar sizi çok beğeniyorlar, eşinizin sizi kıskandığı oluyor mu? A.M.D: Yani benim cenahıma pek yansımıyor sanki. O da beni beğeniyor ki evlendi. O halde sorun yok. B.N: İyi bir eş ve baba olduğunuzu düşünüyor musunuz? A.M.D: Eksiğim var, yani çocuklarla daha fazla vakit harcayabilirim, eşime daha fazla vakit ayırabilirim ama onlarda benim yaptığım işi çok sevdiğimi biliyorlar. Sonuçta sadece kendime çalışıyor olsaydım tepki gösterirlerdi ama insanlığa çalıştığım için onlar da gurur duyuyorlar. B.N: Peki, evde son söz kimin? A.M.D: Eee tabii hanımın. Zaten evde 4 kız 1 erkek yaşıyoruz. Hanım ve 3 kız, bir erkek ben, onlar çoğunluktalar. ÇOCUKLARIMA EN BÜYÜK NASİHATİM TEVAZU SAHİBİ OLMALARI B.N: Çocuklarınızın siyasete girmesini ister misiniz ileride? A.M.D: Olabilir niye olmasın? B.N: Samimi sözler değil mi Başkanım? A.M.D: Tabii tabii, kesinlikle. B.N: Sizin baba olarak çocuklarınıza verdiğiniz en önemli nasihat nedir? A.M.D: Tevazu sahibi olmak. İçinde bulunduğumuz olanaklar geçici olabilir ama insanı insan yapan tevazudur. Statü sahibi oldum diyerek yukarından bakmak hiçbir insanın kabullenmediği, sevmediği ruh halidir. Dolayısıyla eğer tevazu varsa her şeyin kapısı açılıyor demektir. B.N: En önemli nasihatiniz bu mu? A.M.D: Bizim evdeki en büyük tartışma budur çocuklarla. B.N: Yani, bu babanın çocuğu olmaktan şımarmayın, tevazu sahibi olun çünkü özel bir durum. A.M.D: Bu babanın çocuğu olmaktan çok, imkan sahibi olmaktan dolayı Hatta bu ruh hali bazen hiçbir şeye sahip olmadığı halde de bir kişide olabiliyor. Yani o ruh şeytani duruş, ben üstünüm duygusu. Bu her şeyi yakıp yok ediyor. Bu duygu insanlığın problemidir. Belki içinde bulunduğumuz coğrafyanın da problemi ve insanlar bundan hoşlanmıyorlar. Elbette gerektiğinde tepki verirsiniz fakat bu sistematik bir ruh haline asla dönüşmemeli. B.N: Evet, peki sosyal hayatınız olabiliyor mu bilemiyorum ama hobileriniz varsa bunları duymak istiyoruz. A.M.D: Benim işim hobim zaten. İş hobi olur mu? Normalde profesyonel hayatta herkes bir işle uğraşır. Dolayısıyla o tek iş insanı sıkar ve alternatif arayışı her zaman vardır ama belediyecilik farklı dalları olan bir iş. Yani bir yandan yeni doğmuş çocuğa, öte yandan onun parkına, beri taraftan gençlikte üniversiteye hazırlık kursuna, öteki taraftan ihtiyacı olan insanlara sosyal yardım yapmaya, çocuklara yüzme öğretmeye, kamp yapmaya, kentsel dönüşüm yapmaya, tarihi eserlere restorasyon yapmaya, uluslararası ilişkiler kurgulamaya kadar varan yelpazesi geniş bir iş. Dolayısıyla bunların her biriyle ilgilendiğinde çok güçlü bir tatmin yaşıyorsunuz. Benim işim ve hobim iç içe girmiş durumda. İşlerimi hobi mantığıyla yapıyorum. Dolayısıyla hayatımın işini yapıyorum, severek yapıyorum. Onun dışında bir şeye ihtiyaç hissediyor muyum? Tek ihtiyacım çocuklarla zaman geçirmek ve küçük kızla oyun oynamak. B.N: En büyük zevkiniz, eğlenceniz o mu? A.M.D: En büyük zevkim şu anda o. 19

BANU NOYAN IN KONUĞU B.N: Peki, dans ediyor musunuz Başkanım? Böyle şeyler var mı sizin hayatınızda? Spor, dans, müzik. A.M.D: Bu işin içerisindeyiz ya, hepsini yaşıyoruz zaten. B.N: Ama belli bir protokol çerçevesinde yaşıyorsunuz. A.M.D: Yoo öyle değil, dışarıya yansıyan o. B.N: Yani siz de arkadaşlarınızla müzik dinlemeye gidip eğleniyor musunuz? A.M.D: Ee şimdi mesela Kefken e gidiyorum, iş gibi duruyor değil mi? Ama gelin bana sorun, o tabiatın içerisine haftada bir kere gitmek, o çocukların müzik programını dinlemek, onların arasında olmak beni de eğlendiriyor, dinlendiriyor. B.N: İnsanlarda iz bırakıyorsunuz. Bakın ben az önce kuaföre gittim, bu röportaj için hazırlandım ve sizinle röportajım olduğunu söyledim. Oradaki asistan arkadaşlardan bir tanesi geldi ve çok heyecanlı bir şekilde; Ahmet Misbah Demircan la mı? dedi, evet dedim. Ben küçükken bizleri Kefken e götürdü. Bize orada tiyatrolar yaptırdı, şarkılar söyletti, denize girdik. O kadar güzel günler geçirdik ki ben hiç unutamıyorum onu dedi. İnsanlarda iz bırakmışsınız. Ne alaka, Etiler de bir kuaför salonunda, artık büyümüş bir genç kız A.M.D: İşte bu tip işleri ben severek yaptım. Zaten onlar benim yapmak istediğim şeylerdi. Beyoğlu na yaptığım her şeyi aslında yapmak istediğim şey olarak yaptım, severek yaptım. Onların içerisindeyim, onları yaşadım. Mesela geleneksel festivaller yapıyoruz Yerel Tatlar Festivali, orada diyelim ki Sivaslılar veya Karadenizliler var. Halay mı çekiyorlar, horon mu yapıyorlar, gittiğimde hemen o horonun, halayın içerisine girerim ve bunu büyük keyifle yapıyorum. B.N: Eğlenceli biri misiniz? Eğleniyor musunuz? A.M.D: Eğlenceli biriyim. Aslında şikayet ettiğim konu zaman zaman alışık olmadığım halde resmi durmak zorunda olmak. B.N: Hep hareketleriniz kısıtlı tabii A.M.D: O kısıtlıyor bizi. Eğer mümkünse kravat takmak istemem. Mümkünse bulunduğum ortamı gergin, resmi, ağır protokolden çıkarmaya, sempatik ve sevecen hale getirmeye çalışırım. Kişiliğim buna uygun. B.N: Sinemaya gidiyor musunuz? A.M.D: Sinemaya da gidiyorum. Ama hepsini takip edebiliyor muyum? Hayır. B.N: Peki, dinlemekten zevk aldığınız sanatçılar kimler? A.M.D: Hiç değişmedi, hep Sezen Aksu yu sevdim. Bazen düşünürüm hepsini beğenirim ama aklıma hep o geliyor. Çünkü Sezen Hanım da işin hem modern tarafı var, hem klasik tarafı var hem de güfteleri anlamlı. Dinlerken bak bunu söyledi diye algılıyorum. Barış Manço yu da vefat ettikten sonra daha iyi anladım. İz bıraktılar. Bugün bana göre Ajda Pekkan da çok iyi, onu da çok akıllı bir sanatçı olarak görüyorum. Hangi işi yaparsanız yapın içinde bulunduğunuz coğrafyanın, kültürün kodlarını algıladınız mı, söylediğinizi bir yere, bir zemine bastırabiliyor musunuz? Benim gibi birine bu hitap ediyor. Eğer bir anlamı yoksa bir kökü yoksa günlük bir mırıldanma olarak iz bırakabilir ama kalıcı hale gelmiyor. Dolayısıyla bu tür sanatçıları daha çok seviyorum. B.N: Arabama atlayayım, müziğin de sesini açayım, yollara çıkayım dediğiniz oluyor mu? A.M.D: Aslında oluyor. B.N: Çünkü çok gençsiniz Başkanım. A.M.D: Olmuyor diyemem. Özellikle çocuklar varken yapmaya çalışıyorum ama hemen öte yandan başkanlığın getirdiği kontrol ve çevredeki insanların rahatsız olma endişesi beni kontrol altında tutuyor. B.N: Kim görür, ne der meselesi değil mi? A.M.D: Kim görür değil de, yani bir başkası rahatsız olur mu? O hudutlarımızı iyi bilmemiz gerekiyor. Bir başkasına rahatsızlık verdiğimiz noktada ondan kaçınmak lazım. Mesela belediyede etrafta koyduğumuz kurallar var ya; birinci uygulayıcısı kendim oluyorum. Asla kendime ayrıcalık yapmam, asla. Bu toplumun ihtiyaçları, hayatın çok içerisinde, son 12 yılımız hep bunlarla geçti ama şunu söyleyeyim; kendimi ifade edemediğim mış gibi yaptığım bir iş yapmadım. Yaptığım her iş aslında kendimi de temsil ediyor. B.N: Evet ve aşk ile yapıyorsunuz günümüzü popüler sözüyle. A.M.D: Zaten aşksız hiçbir şey olmaz. Yani işe anlam katan aşktır, işinizi severek yapacaksınız. Hz. Mevlana da böyle söylüyor ya; aşksız hayat olmaz. B.N: Siz tabi babadan da gelen üstün bir konuşma yeteneğine sahipsiniz. A.M.D: Öyle miyim? B.N: Acaba siyaset yapmasaydınız, siyasetin içinde olmasaydınız nasıl biri olurdunuz bu yaşlarda? A.M.D: Çok zor bir soru çünkü çocukluğumdan beri siyaset yapma aşkıyla dolu biriydim. Hedefsiz bir insan olmadım. Nasıl bir adam olurdum? Sanırım eğlenceli bir adam olurdum. B.N: Sanatçı olur muydunuz acaba? A.M.D: Yok sanatçı olmazdım. Yani gerçek hayatın içerisinde aktör olmayı tercih edenlerdenim. Bu aslında büyük bir oyun ve oyunun içerisinde gerçek aktör olmak, benim kumaşımda o var diye düşünüyorum. B.N: İstanbul un en önemli en büyük en karmaşık ilçesinin başkanısınız. Yorulduğunuzu hissediyor musunuz zaman zaman? A.M.D: Asla! Eğer bunu düşünmüş olsam bu işi yapamam. B.N: Sizden önce ekibinizle biraz sohbet ettim; Başkanımızı çok yoruyoruz, her an, hepimiz, onu bir yerlere çekiştiriyoruz ve hep bir şey istiyoruz dediler. Hiç; Aaaah!!! Yeter demiyor mu? dedim. Demiyor dediler. A.M.D: Ee tabii, gelmezlerse problem var. Eğer boş kalırsak bir gün, ne oluyoruz derim, nerde bu millet derim. B.N: Siz tabi gülümsemeyle otoriteyi de çok iyi ayarlıyorsunuz. Ben, aynı zamanda sizin organizasyonlarınızı yapmak kısmet olmuş biri olduğum için bazı şeyleri daha iyi gözlemliyorum. Hem size hayranlıkla bakıyorlar hem seviyorlar hem de çok çekiniyorlar. Bu gülümsemeyle bu sertliği nasıl böyle ayarlayabiliyorsunuz? A.M.D: Yani artık insanları tanıyorum, ba- 20

BANU NOYAN IN KONUĞU şarmak önemli, iyi işler yaptıkça insanlar size inanıyorlar. Eğer insanlar size inandıysa, inançla bağlandıysa sizin sözünüzün değeri yükseliyor. O zaman söylediklerinizi zaten yapıyorlar ve itişmeye kakışmaya gerek kalmıyor. O kabul çok önemli, o kabul eşiğini geçtikten sonra her şey doğrudur. Bir de insanı iyi tanımak lazım, yaş kategorilerinde, tecrübelerinde çok küçük diyaloglarla insanları anlayabilirsiniz. Mükemmel insan yok, biz dahil Ama insanların farklı farklı kabiliyetleri var. Kişinin kabiliyetini algılarsanız, oradan yürürseniz, başaracağı işi doğru kişiye verirseniz zaten başarı gelecektir. Orada patinaj çektirtmeyeceksiniz. O da zamanla olan bir şey ve problem kalmıyor. B.N: Sonuç odaklısınız. A.M.D: Kesinlikle. Yani hiçbir işi, sonuca girmeyecek işi iş diye konuşmam, adım atmam. Projeyi baştan sona çok iyi düşünürüm. Sonra yola çıkarım. Beyoğlu nda yaptığımız projelerin geçmişi en az 5 yıldır. Yani kamuoyuna bunu yaptım diye çıktığım işle 5 sene uğraşmışımdır. Bütün simülasyonları, bütün neticeleri test edilmiş, tamam bu olur denmiş ve adım atılmıştır. Sorgulanacağını bilerek iş yapmayı arzu ederim ve test edilmeden asla duyurmam. B.N: Peki, evde otoriter misiniz? Sert bir baba mısınız? A.M.D: Hiç değilim, aslında olması gerektiği kadar, çünkü bunun dengesi önemli. Hayat bir dengedir. Ne çok gevşek, ne de çok sert olmak gerekir. Bunların hepsi lazım ama bunları yerli yerinde yapmak önemli. Tamam ben çok iyi bir adamım, böyle bir dünya yok, o zaman saygınlığınızı kaybediyorsunuz ama sürekli de bu da olmaz. Dolayısıyla ben bir denge adamıyım. B.N: Peki, böyle erkek arkadaşlarınızla toplanıp bir yere gidiyor musunuz? Böyle bir vaktiniz olmuyor muhtemelen ama vakit yaratıyor musunuz? A.M.D: Çocukluğumdan hatırlıyorum, arkadaşlarım vardı oyunumuz politikaydı. B.N: Hadi canım!! A.M.D: Kesinlikle. Rahmetli Özal ı çok beğenirdim, Recep Tayyip Erdoğan ı çok beğenirdim. Onların yaptığı işleri akşam ekip olarak teftişe giderdik. Mesela benim dönemimde Fatih Sultan Mehmet köprüsü yapılıyordu, oraya giderdik. Recep Tayyip Erdoğan, Okmeydanı kavşağını yaparken, kaç akşam gidip oraya; ne güzel kavşak oluyor dediğimizi hatırlıyorum. B.N: Bu konuyla hiç alakanız yokken! A.M.D: Yoktu ama vardı O gün ki arkadaşlarım hala siyasette arkadaşlarım. Derler ya; bir insanın ne olacağı içine malum olurmuş. İnsanı bilgisayara benzetiyorum. Tuşları var, içinde bir yazılımı var, o yazılım bir çalışmaya başladığında, nasıl programlandıysa o programı tatbik ediyor. Bir kader çizgisi var. B.N: Sezen Aksu ile tanıştınız mı? Bir araya geldiniz mi? Biliyor mu hayranlığınızı? A.M.D: Tanıştım. Bence biliyordur. Yani biliyordur diye tahmin ediyorum. B.N: 1967 doğumluydunuz değil mi? Burcunuz neydi? A.M.D: 1967 doğumluyum, burcum İkizler. B.N: Taşıyor musunuz burcunuzun özelliklerini? A.M.D: Yani ikizler için yanlış tanımlamalar yapıyorlar, kesinlikle protesto ediyorum bunu. Diyorlar ki; bir gün öyle bir gün böyle. B.N: Evet, çift karakterli derler. A.M.D: Bence bunu yanlış tarif ediyorlar. İkizler burcundaki insanlar zeki insanlardır. İntikalleri güçlü. Mesela diyelim ki bugün bir düğün ortamında eğlenirken eğer bir haber geldiyse, o haber çabuk intikal ettiği için modları değişebilir. Gelen haberlere göre, bir iklimden öteki iklime geçme zorluğu yoktur. Bir iklimden diğer iklime hızlı intikal ediyorlar ve onu ağırkanlı insanlar anlayamıyorlar. İkizler burcunun insanlarının işlemcileri hızlı olduğundan intikalleri hızlı ve o intikalleri farklı karakter çiziyor gibi algılanıyor, aslında öyle değil. Yani bir haber geliyor size; hızlı düşünüyorsunuz, o haberin neticelerinin ne olduğunu analiz yapıp bir anda pozisyon değiştirebiliyorsunuz. Gülerken somurtan bir ifadeye dönebilirsiniz çünkü tehdit algılarsınız veya sevinç algılarsınız. O algılar hızlı çalışıyor diye düşünüyorum. B.N: Peki. Tahammül edemediğiniz insan nasıl? A.M.D: Yalan söyleyen adam. Sizi yanlış yönlendirmeye çalışan insanlar Bu tembellikle de alakalı bir şeydir. Yani bazı insan vardır tembeldir, eksikliğini yalan söyleyerek kapatır. Sizi iyi niyetle onu sonuna kadar taşırsınız ve ondan sonra artık tahammülünüz bitmiştir ona. B.N: Evet. Yalancıya ve tembele tahammülünüz yok. A.M.D: Asla! Eksik yapabilir, hiç önemli değil. Bir adam ben eksiksizim diyorsa zaten yalan söylüyordur. Eksik, insanlar için. Yani açık zihinli olmak ve çalışmak. Yani samimi olmak. Zaten samimiyet orada başlıyor. Samimiyet, gayret ve dürüstlük çok önemli. Bütün felsefelerin, bütün dinlerin söylediği şeylerdir bunlar. Yalan her şeyi ters düz edebilir. Sonuçta gerçek hayatın içerisinde bütün bunlar çıkıyor. Hangi insanı severiz biz? Samimi ve dürüst. İşi çok iyi beceremiyor olabilir, ama kendinin farkında ise benim için tamamdır. Sahne ve samimiyetsiz olunca tahammülüm olamaz. 21

BANU NOYAN IN KONUĞU B.N: Dünyada hayran olduğunuz bir lider var mı? A.M.D: Putin, iyi bir adam. Kaliteli, karizmatik bir adam çünkü Ben onu bir televizyon programında hatırlıyorum; bir zaman Ruslar dünyanın dört bir tarafında fakirliğin getirdiği zafiyetle dolaşıyorlardı. O televizyon programında ağlayarak, onları bu durumdan kurtarmaya söz verdiğini gördüm, bu çok etkiledi beni. Milliyetçi, vatanını seven bir adam olarak algıladım onu. Güçlü bir adam ve ülkesi için fedakârlık yapabilecek bir kişilik olarak tanıdım, yanılabilirim bilmiyorum ama böyle düşünüyorum. Recep Tayyip Erdoğan gibi. B.N: Tabi, onu özellikle sormadım. Hemen oraya çekerler, zaten politik cevap verdi derler. A.M.D: Ona inanmasam, onunla aynı yolda olur muyum? Kasımpaşa insanı. Çocukluğumdan beri tanırım onu. Doğma, büyüme; Kasımpaşalı ve İstanbulluyum. Hayatım burada geçti. B.N: Ve o kadar yıldır da tanıyorsunuz Sayın Cumhurbaşkanını. A.M.D: Tabi tabi, ben 10 yaşımdan beri tanırım onu. Beğendiğim ve takdir ettiğim de aşikardır. B.N: Alışveriş merkezlerinin bu kadar çoğalmaları konusunda ne düşünüyorsunuz? A.M.D: Şimdi bakın; arz-talep var. Ben doğru bildiğini söyleyen biriyim, alışveriş merkezleri bir ihtiyaç oldu ki çıktı ortaya. İnsanlar bunu talep ettiler. Peki, dünyada var mı? Dünyanın her yerinde bu alışveriş merkezleri var, formatları başka. B.N: Bu kadar çok olması sizce doğru mu? A.M.D: Arz-talep. Eğer talep bir gün biterse o da bitecek. Peki, böyle mi olmalı? Hayır, böyle olmamalı. Yani İstiklal Caddesi nde benim yapmaya çalıştığım da aslında açık AVM gibi Ama burada bütün problem nereden kaynaklanıyor, çok derin felsefi şeylere girmiş olacağız ama sanayii devrimini biz büyük kentlerde başlatabildik. İstanbul dan başlatabildik. Yolumuz, lojistiğimiz Türkiye nin her yerine gidilemediği için İstanbul da çok fazla bir yüklenme oldu. 15 milyonluk bir kente döndü. Bu kentte doğru bir planlama yapıp; mahalleler, mahallelerin merkezlerinde alışveriş mekanları mantığıyla gidemediğimiz için bu sefer belediyeler de İstiklal Caddesi gibi alanları yayalaştırıp, trafiğe kapatıp güvenliği, temizliği, kaliteyi üst seviyeye çekecek mekanizmaları tam kuramadılar. Çünkü Türkiye geçen 10 yılda başka başka problemlerle uğraştı. Alt yapıyla uğraştı. Gündemine bunlar yeni geldi ama bu arada hayat devam ediyor ve beklentiler var. Bu dönemin bir ürünü olarak AVM ler ortaya çıktı. Şimdi kentler, kentsel dönüşümle birlikte doğru planlarla, çevre planlarıyla, yeşiliyle, otoparkıyla dengesini buldukça bu tersine dönecektir. Ama bugün ihtiyaç olduğu için bu kadar açıldı. B.N: Alışveriş merkezlerine gidip alışveriş yapıyor musunuz? A.M.D: Yaparım. B.N: Yani bu şıklığınızın ortağı onlar mı? Gidiyorsunuz, seçiyorsunuz. Dolaşabiliyor musunuz? A.M.D: Dolaşırım. Yani kendime vakit ayırdığım an, evimin dışında kendime alışveriş yapmasını severim. Kendime alışveriş yaptığımda kendim için bir şey yaptığımı düşünürüm. Kombinler seçer, gider, bakarım, ilgilenirim. B.N: Modayı takip ediyor musunuz? A.M.D: Hayır, öyle moda takip etmem. Kendi modam var zaten. Biliyorsunuz moda bir şekilde üreticilerin algıyla bize dayattıkları çizgiler. O zaten önümüze geliyor. Kendime göre orada zaten seçenekler var, tabii bir de şu var; çok alışık olunan şeyler insanı sıkıyor. Yenilikleri kumaşın deseninde zaten yakalıyorsunuz fakat modacılarda işlerini biliyorlar tabi. Onu da söyleyelim. B.N: Beğeniyor musunuz vitrinlerimizi, Türklerin modaya bakışını beğeniyor musunuz? A.M.D: Avrupa dan daha başarılı. Hatta Amerika dan daha başarılı. B.N: Kesinlikle aynı fikirdeyim! A.M.D: Kesinlikle. Ama bu bir yandan bu alanda bizim iyi olduğumuzu gösteriyor ama onlar tatminlerini başka yerde buluyorlar. Biz modayla tatmin olurken, onlar yaptıkları binalarla, ürettikleri makinalarla tatmin olduklarını da gözlemliyorum. Onu da söyleyeyim. Bu bir tercih meselesi. Yani burayı geçmişler sanki başka bir yerdeler. Ama biz ne olursak olalım Akdeniz insanları iletişimi, komünikasyonu güçlü insanlarız yani konuşarak mutlu oluruz. İnsan ilişkilerimiz iyi olduğu için kendimizi beğendirme duygumuz da var. B.N: Ekibiniz, Başkanımız bakımlı, temiz ve şık insan sever diyorlar? A.M.D: Kesinlikle. Bakımsız kimseye tahammül edemem. B.N: İki kiloyu fark eder, saçını fark eder diyorlar. Gerçekten bu kadar yoğun insan ilişkisi içerisinde nasıl böyle dikkatli olabiliyorsunuz? A.M.D: Başarı detaylarda gizli. Zaten detayı görüyorsanız işlerinizi başarıyorsunuz demektir. Başaracak insanı da kendi iç, ruh, beden dengesi içerisinde anlayabilirsiniz. İş tutuşu, bakışı, kendine özeni işine özeni anlamına gelir. Dolayısıyla, insanları gözlemlerken bu taraflarına dikkat ederim. B.N: Bütün personeliniz aynı şeyi söyledi; Biz Başkanımızın yanına girerken hep derli toplu olmak, hep bakımlı olmak zorundayızdır. Öyle düşünüyorlar sizinle ilgili. 22