TÜRKİYE-İSRAİL ANTLAŞMASI: ZAFER Mİ? HEZİMET Mİ?

Benzer belgeler
Türkiye-Rusya ilişkilerinin son 16 yılı

Türkiye 1991 den sonra İsrail ile ilişkilerinde genelde İsrail in en çok sorun yaşadığı Filistin

Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket)

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

ULUSLARARASI FİLİSTİN ZİRVESİ 2018

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

Bush, Suudi Kralıyla petrol fiyatı konuştu

ABD İLE YAPTIĞIN GİZLİ ANLAŞMAYI AÇIKLA -(TAMAMI) Çarşamba, 03 Temmuz :11 - Son Güncelleme Perşembe, 04 Temmuz :10

Doğu Akdeniz de Enerji Savaşları

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye Salonu

Türk Elitlerinin Türk Dış Politikası ve Türk-Yunan İlişkileri Algıları Anketi

İÇİMİZDEKİ KOMŞU SURİYE

15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİNE AZERBAYCAN DAN BAKIŞ

TÜRKİYE GÜNDEM ARAŞTIRMASI

MEDYANIN EYLÜL AYI GÜNDEMİ - DÖRDÜNCÜ KUVVET MEDYA - Özgür Gazeteciler Platformu Salı, 04 Ekim :31

Vizyon Siyasi Kalkınma Merkezi tarafından düzenlenen Filistin Ulusal Projesi Görüşler ve Perspektifler Sempozyumu Filistin in çeşitli kesimlerinden

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi

ANKARA FORUM (Bilgi Notu)

Lozan Barış Antlaşması

Ortadoğu birliğine doğru ilk adım mı?

Hackerlar ortaya çıkardı: Birleşik Arap Emirlikleri İsrail yanlısı kurumları fonluyor!

BAŞBAKAN ERDOĞAN İRAN DA BAŞBAKAN ERDOĞAN, CUMHURBAŞKANI AHMEDİNEJAD, DİNİ LİDER HAMANE

Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı. Ali SEMİN. BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı

BAŞBAKAN ERDOĞAN: KOPENHAG SİYASİ KRİTERLERİ NOKTASINDA EĞER HERHANGİ BİR SIKINTI DOĞACAK OLU

TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA GÜÇ KULLANMA SEÇENEĞİ ( )

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

AK PARTi Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan Bosna-Hersek te

ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2

Güncel Bilgiler. y a y ı n l a r ı

ORTADOĞU ARAŞTIRMALARI ANALİZ SERİSİ Bilgi Kültür Merkezi 10/29/2013 No: 13

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU

İdris KARDAŞ Küresel Sorunlar Platformu Genel Koordinatörü

2010 YILINA DAMGASINI VURAN OLAYLAR. Avrupa Birliği ve Avrupa Birliği ne giriş süreci. Terör olayları. Türkiye-İsrail krizi

İsrail. 08 Haziran 2010 TÜRK KIZILAYI MÜDAHALE FAALİYETİ. Yaralıların Tahliye Operasyonu. Afet Yönetimi Müdürlüğü FAALİ YET RAPORU

Araştırma Notu 15/179

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

EKİM 2014 KAHRAMANMARAŞ SELİM IŞIK

Başbakan Yıldırım İsrail ile varılan mutabakatın detaylarını açıkladı

çevre teknoloji Avrupa ((0.1)) aktüalite ((0.1)) bilim ((list intonation))

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

İran Cumhurbaşkanı Ruhani, Fransa Cumhurbaşkanı Macron

MİT'ten yurt dışındaki FETÖ'cülere 3 aşamalı operasyon

Sayın Büyükelçiler, Değerli Kongre üyeleri, Çok değerli dostum Sayın Zügayir ve Brosh, Kıymetli basın mensupları,

Kuzey Irak'a harekat

MİT Tasarısı ve Yasin El Kadı lar Fatih Saraç lar ve M.Latif Topbaş lar

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak Üçlü İtilaf...

Kerkük, Telafer, Kerkük...

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Musul Sorunu'na Lozan'da bir çözüm bulunamadı. Bu nedenle Irak sınırının belirlenmesi ileri bir tarihe bırakıldı.

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ

İslam Dünyasından Darbe Girişimine Tepkiler

Cumhuriyet Halk Partisi

FİLİSTİN DEKİ UZLAŞI GÖRÜŞMELERİ: ÖNCEKİLERDEN FARKLI OLACAK MI?

Devrim Öncesinde Yemen

Dış Ticaret Verileri Bülteni

Sayın Yönetim Kurulu Üyesi/ ve Meclis Üyesi Arkadaşlarım,/

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi nde düzenlenen basın toplantısında konuştu

İşte Marpoll'ün Son Anketi

Yükselen Güç: Türkiye-ABD İlişkileri ve Orta Doğu Tayyar Arı, Bursa: MKM Yayıncılık, 2010, 342 sayfa, 18,00 TL ISBN:

ORTADOĞU ARAŞTIRMALARI ANALİZ SERİSİ Bilgi Kültür Merkezi

İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI (İİT) GENEL SEKRETERİ SAYIN YOUSEF BIN AHMAD AL-OTHAIMEEN İN İİT. EKONOMİK ve TİCARİ İŞBİRLİĞİ DAİMİ KOMİTESİ (İSEDAK)

SDE Analiz Türkiye-İsrail İlişkileri

İsrail Seçim Sonuçları: Barış Yanlıları Knesset de Güç Kaybediyor

Sudan'da Türk-Sudan İlişkileri Sempozyumu düzenlendi

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

NATO Zirvesi'nde Gündem Suriye ve Rusya

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

Ayşegül DEDE / Etüd Araştırma Servisi / Uzman 2009 YILI TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİ GENEL DEĞERLENDİRME

DİASPORA - 13 Mayıs

İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI

2017 YILI TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

İkrime Sabri: Mescidi Aksa nın. Bir Karışından Bile Taviz Vermeyiz

Dış Ticaret Verileri Bülteni

TÜRKİYE DE SİYASET VE DEMOKRASİ

> 107. Ortadoğu Güncesi. Ortadoğu Güncesi. Zafer Çömez, ORSAM Ortadoğu Asistanı. Ortadoğu Analiz Mayıs 10 Cilt 2 - Sayı 17

TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA SORUNSUZ ALAN KALDI MI?

5. ULUSLARARASI MAVİ KARADENİZ KONGRESİ. Prof. Dr. Atilla SANDIKLI

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

YAŞ ta bedelliye olumlu bakıldı

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

Beyaz Saray'daki Trump-Erdoğan Zirvesinden Ne Çıktı?

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

OCAK-AĞUSTOS 2017 DÖNEMİ TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum. Piyasalarda Bugün Ne Oldu? EURUSD USDTRY ALTIN BRENT PETROL GBPUSD

İSLAM ÜLKELERİNDE MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİM KONGRESİ SONUÇ DEKLARASYONU

OCAK-EYLÜL 2017 DÖNEMİ TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRMESİ

BATI CEPHESİ'NDE SAVAŞ

ORSAM ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ KARİKATÜRLERİN DİLİNDEN IRAK I ANLAMAK - 3 UNDERSTANDING IRAQ THROUGH CARTOONS 3

09 15 Eylül 2013 SAYI: 3

2000 li Yıllar / 6 Türkiye de Dış Politika İbrahim KALIN Arter Reklam Ağustos-2011 Ömür Matbaacılık Meydan Yayıncılık-2011

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

Beykoz Muhtarlar Derneği'nden...

OCAK-EKİM 2017 DÖNEMİ TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRMESİ

İKV DEĞERLENDİRME NOTU

Kadir Has Üniversitesi

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum. Piyasalarda Öne Çıkanlar EURUSD GBPUSD USDTRY BRENT PETROL ALTIN

Transkript:

TÜRKİYE-İSRAİL ANTLAŞMASI: ZAFER Mİ? HEZİMET Mİ? Türkiye ile İsrail arasında 27 Haziran 2016 tarihinde kamuoyuna açıklanan, bir sonraki gün ise taraflar arasında imzalanan antlaşma, gerek iç kamuoyunda gerekse dünya gündeminde oldukça ses getirdi. Antlaşmanın taraflar açısından zafer mi yoksa hezimet mi olduğu ise tartışmaların merkezinde yerini aldı. Söz konusu hususun nesnel ve kapsamlı bir değerlendirilmesinin yapılabilmesi için tarihsel olarak Türkiye-İsrail ilişkilerini ve 2010 yılından beri devam eden kriz sürecini değerlendirmek gerekmektedir. TÜRKİYE-İSRAİL İLİŞKİLERİNİN TARİHSEL SEYRİ a. İsrail in Kuruluşundan 2000 li Yıllara Türkiye, cumhuriyetin ilanından sonra Batılı ülkelerle yakın ilişkiler kurmuş ve dış politikasını Batı ile uyumlu bir doğrultuda sürdürme anlayışında olmuştur. Türkiye nin İsrail ile ilgili yaklaşımlarının temel ekseni de bu anlayış içerisinde genel olarak Batı nın taleplerine uygun gerçekleştirmiştir. 1947 yılında BM de yapılan oylamada Türkiye, Filistin in taksimatına ve İsrail in kurulmasına ret oyu vermiş ancak İsrail 1948 yılında Batı desteğiyle bağımsızlığını ilan edince Türkiye, İsrail i ilk tanıyan Müslüman ülke olmuştur. Bu kararın alınmasında II. Dünya Savaşı sonrasında SSCB nin yükselişi ve bu yükselişin Türkiye açısından bir tehdit unsuru haline gelmesi de etkili olmuştur. Zira İsrail in bağımsızlık ilanından yaklaşık bir yıl sonra teşekkül eden NATO ya girmek isteyen Türkiye, İsrail i tanıma hamlesiyle Batı bloğuna deyim yerindeyse jest yapmış ve SSCB karşısında güvenliğini Batılı ülkelere teslim etmiştir. Ayrıca söz konusu dönemde ABD-İngiltere- Almanya gibi ülkelere ekonomik anlamda duyulan ihtiyaç da, İsrail ile ilişkilerin Batılı bir eksende değerlendirilmesine yol açmıştır. 1 Türkiye-İsrail ilişkileri, 1950 li yıllardan itibaren inişli-çıkışlı bir seyir izlese de günümüze kadar hiç kopmadan devam edegelmiştir. 1950 li yılların başında ekonomik antlaşmalarla ivme kazanan ilişkiler; 1955 yılında Bağdat Paktı nın kurulması ve 1956 yılındaki Süveyş Krizi ile yerini gerginliğe bırakmış ve her iki ülkede büyükelçilerini geri çağırarak ilişkileri maslahatgüzar seviyesine düşürmüştür. 1958 yılında ise ilişkilerin gerçek 1 Güvenlik ve ekonomik zorunlulukların yanında Türkiye deki dönemin karar alıcı mekanizmalarının kültürel anlamda da Batı ile özdeşleşme niyetinde oldukları açık bir husustur. 1

anlamda tesisi olarak yorumlanabilecek Türkiye-İsrail Gizli İşbirliği Antlaşması olarak nitelenen; askerî ve istihbarat alanında mutabakat imzalanmıştır. 2 1960 lı yılların başından Arap-İsrail Savaşı nın (Altı Gün Savaşı) gerçekleştiği 1967 yılında kadar ise Türkiye-İsrail ilişkileri düşük yoğunlukta devam etmiştir. 1967 yılında patlak veren savaşta ise Türkiye, Arap ülkelerinden yana tavır sergilemiştir. 3 1969 yılında ise Türkiye, Mescid-i Âksa nın kundaklanmasına tepki olarak kurulan İslâm Konferansı Örgütü ne katılmıştır. 1970 li yıllar boyunca Türkiye-İsrail ilişkileri gergin bir seyir izlemiştir. 1973 yılında Mısır ve Suriye ile İsrail arasında gerçekleşen Yom Kipur Savaşı esnasında ise Türkiye, resmi düzlemde tarafsızlığını ilan etmiş ancak Arap ülkelerine silah taşıyan SSCB uçaklarına sahasını kullandırırken, ABD nin İsrail e yardım götürmek için sahasını kullanmasına müsaade etmemiştir. 1974 yılında Türkiye nin Kıbrıs Harekâtında Batı tarafından desteklenmemesiyle, Türkiye nin dış politikada İslam ülkelerinin desteğine gereksiniminin anlaşılması, Türkiye nin İsrail karşısında Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) nü tanınmasının (1975) yolunu açmış. Aynı yıl Türkiye, BM de Siyonizm in bir tür ırkçılık olduğu na yönelik karar tasarısına kabul oyu vermiştir. Türkiye-İsrail ilişkilerinin bu inişli-çıkışlı doğası 1980 li yıllarda da devam etmiştir. 1980 de İsrail in Kudüs ü daimî başkenti ilan etmesi sonucu Türkiye, Kudüs Konsolosluğu nu kapatmış, taraflar arası diplomatik ilişkiler en alt seviyeye, ikinci kâtiplik düzeyi ne indirilmiştir. Ancak 1982 yılında İsrail in Lübnan işgali, 12 Eylül koşullarında Türkiye nin İsrail e yakınlık duymasına yol açmış; İsrail, Sabra ve Şatilla katliamlarıyla özdeşleşen bu işgalinde, Lübnan daki Türkiye karşıtı Ermeni örgütleri de hedefe koyarak Türkiye yi ortak operasyona dâhil etmeyi becermiştir. Bununla birlikte 15 Kasım 1988 de Filistin devleti ilan edildiğinde Türkiye de aynı gün Filistin Devleti ni tanımıştır. Türkiye-İsrail ilişkileri,1990 lı yılların başında ciddi bir ivme kazanmış, sonlarına doğru ise adeta altın dönemi ni yaşamıştır. 4 1990 lı yıllarda stratejik ittifak a dönüşen yakınlaşmanın arka planında özellikle siyaset ve güvenlik düzleminde bazı sebepler bulunmaktaydı. Bunların başında Türkiye nin özellikle 28 Şubat sürecinde Batıcı-laik bir 2 Bu mutabakatın gerçekleşmesinde, Mısır ve Suriye nin Birleşik Arap Cumhuriyeti adı altında birleşmelerinin ve SSCB ile yakın ilişkiler geliştirmelerinin etkisi bulunmaktadır. 3 Savaş esnasında ve sonrasında Türkiye, Arap ülkelerine yüzbinlerce dolar yardımda bulunmuştur. 4 1990 lı yıllarda üst düzey yetkililerin karşılıklı ziyaretleşmeleri gerçekleşmiş, askeri, istihbarat ve ticaret alanında önemli ittifaklar kurulmuştur. İleri teknoloji işbirliği ve su paylaşımı üzerine de planlamalar yapılmıştır. 2

askeri elit tarafından yönlendirilmesi gelmektedir. Bu kesim, Türkiye nin İslam dünyası karşısında İsrail ve Batı yanlısı bir noktada konumlanması gerektiğini düşünmektedir. Bu bağlamda, İslâm dünyasında İsrail karşıtı duruşa sahip İslami hareketlerin etkinliğini arttırması, Türkiye de o dönem etkili olan askeri-sivil elitin İsrail e daha çok ilgi duymasına yol açmıştır. İslami Hareketlerin ortak tehdit olarak algılanmasının yanı sıra, uluslararası kamuoyunda Ermeni ve Rum lobilerine karşı Yahudi lobisinin desteğine duyulan ihtiyaç ve PKK nin İsrail karşıtı bölge ülkelerinin (İran-Irak-Suriye) desteğini alması da ilişkilerin seyrini belirlemiştir, denilebilir. b. AK Parti Dönemi (2002-2010) Türkiye-İsrail İlişkileri 2000 li yılların başında hem İsrail hem Türkiye, iktidar değişikliklerine sahne olmuş; Şubat 2001 de Ariel Şaron liderliğindeki Likud Partisi İsrail de iktidara gelirken Mart 2002 de Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Türkiye de iktidara geçmiştir. Bu tablo çerçevesinde, Türkiye-İsrail ilişkileri, 2000 li yıllarda 1990 lı yıllara göre gergin geçmiştir. Bunun sebepleri arasında Şaron ve Olmert iktidarlarının Filistin e yönelik sertlik yanlısı tutumları, İsrail in uluslararası güç dengeleri açısından eski gücünü yitirmeye başlaması ve PKK lideri Öcalan ın teslim alınması sonrası başta Suriye olmak üzere bölge ülkeleriyle gerginliğin ortadan kalkması gösterilebilir. 2003 yılında Irak ın işgali sonrası İsrail in Irak Kürdistanı na yönelik yaklaşımları Türkiye nin tepkisini çekmiştir. 2004 yılında Batı Şeria da inşa edilmeye başlanan sözde güvenlik duvarı, Şeyh Ahmet Yasin ve Abdulaziz Rantisi gibi Filistinli öncü kadroların suikastlarla şehid edilmeleri ve İsrail tarafından düzenlenen Demir Portakal adlı askeri operasyonlar Türkiye tarafından eleştirilmiştir. O dönem başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail için ilk terör nitelemesini başbakan sıfatıyla o süreçte telaffuz etmiştir. 2005 yılına gelindiğinde ise önce Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, daha sonra Başbakan Erdoğan İsrail e gitmiştir. Bu gidişler, şüphesiz, ikili ilişkilerin geliştirilmesine dönük gerçekleştirilmiştir. 5 Ancak 2006 yılında HAMAS ın seçimleri kazanması ve Halid Meşal in Türkiye ye gelip AK Parti ile görüşmesi gerginliği tekrar arttırmış; Türkiye, aynı yıl, İsrail in Lübnan a saldırmasına çok sert tepki göstermiştir. 2007 yılında Türkiye, İsrail ve Suriye arasında arabulucu bir rol üstlenmiştir. Ancak 2008 yılında İsrail in Dökme Kurşun adlı operasyonla Gazze ye saldırması iki ülke 5 AK Parti kadroları, İsrail ziyaretinin asıl sebebini Filistin sorununun çözümüne katkı olarak iç kamuoyuna açıklamıştır. 3

arasındaki tansiyonu yükseltmiş; Türkiye, her düzeyde saldırıları sert biçimde kınamıştır. 2009 yılında ise, Davos Dünya Ekonomik Forumu nda kamuoyunda One Minute Çıkışı olarak ünlenen hadise cereyan etmiş; Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Erdoğan, İsrail Başbakanı Peres e Filistin politikaları dolayısıyla canlı yayında tepki göstermiş; aynı yıl alçak koltuk krizi 6 olarak adlandırılan olay yaşanmıştır. c. Mavi Marmara Saldırısı Sonrası Türkiye-İsrail İlişkileri 2010 yılı, Türkiye-İsrail ilişkileri açısından bir dönüm noktasıdır. Zira 1949 yılından günümüze kadar en uzun ve kapsamlı kriz dönemi bu süreçte yaşanmıştır. 27 Mayıs 2010 tarihinde İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı (İHH) ve uluslararası mahiyetteki Özgür Gazze Hareketi tarafından organize edilen yardım filosu 7, Gazze deki ablukayı delerek temel insani ihtiyaçları gidermek için yola çıkmış; 31 Mayıs tarihinde İsrail askeri birlikleri uluslararası kara sularında gemilere baskın düzenlenmiştir. Baskın sonucu Mavi Marmara adlı gemide bulunan 9 aktivist şehid olmuş, 50 nin üstünde aktivist ise yaralanmıştır. Bunun sonucunda gemiler İsrail in Aşdod Limanı na çekilmek zorunda kalmış. Olay yaşandıktan sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Latin Amerika gezisini iptal etmiş, Davutoğlu, BM yi İsrail aleyhinde harekete geçirmek maksadıyla New York a gitmiştir. Türkiye nin girişimleriyle BM Güvenlik Konseyi nden İsrail i kınayan ve ablukanın yasadışılığına atıf yapan bildiriler yayınlanmış, NATO da dâhil olmak üzere uluslararası kuruluşlar, İsrail den alıkoyduğu gemileri serbest bırakmasını istemiştir. Söz konusu çağrılar ve Türkiye hükümeti ile kamuoyunun hassasiyetleri sonucu gemiler ve içerisindeki aktivistler serbest bırakılmış; Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında zorbalar, korsanlar, haydutların bile İsrail den daha ahlaklı olduğunu ifade ederek sürecin Türkiye açısından ne denli ciddi olduğunu ortaya koymuştur. Böylece Türkiye, taraflar arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi için Gazze deki ablukanın kaldırılması, özür dilenmesi ve tazminat ödenmesi şartlarını ileri sürmüştür. Mavi Marmara saldırısından tam 1 ay sonra Türkiye Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile İsrail hükümetinin ılımlı kanadından olduğu söylenen Sanayi Bakanı Eliazer Brüksel de 6 Kriz, TRT de yayınlanan Ayrılık adlı dizide İsrail düşmanlığı yapıldığı iddiasıyla İsrail in Türkiye ye nota vermesi sonucu gelişti. Olay, Dışişleri Bakanlığı na çağrılan Türkiye Büyükelçisi ile İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı arasında yaşandı. Türkiye Büyükelçisi, alçak koltuğa oturtularak mesaj verilmek istendi. 7 Yardım filosu, üçü Türkiye den olmak üzere 8 gemiden oluşmaktaydı. Ancak olay günü 2 yabancı gemi arızalandığı için 6 gemi Gazze ye doğru yola çıkmıştır. 4

gizlice görüşmüş ancak görüşmeler neticesiz kalmıştır. Aralık ayında ise İsrail in Haifa şehri yakınlarında Karmel Dağı nda yangın çıkması sonucu, Türkiye yangın söndürme uçakları göndermiş; İsrail Başbakanı Netanyahu, Başbakan Erdoğan ı arayarak teşekkür etmiştir. Ama bu yumuşama sinyalleri, İsrail in Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile ekonomik bir antlaşma imzalaması sonucu yeniden gerginleşmiş ve bu durum Türkiye tarafından sert bir kınamaya neden olmuştur. Daha sonraki süreçte -BM İnsan Hakları Komisyonu nun Eylül 2010 da İsrail i sorumlu tutan bir raporu olmasına rağmen- BM de Eylül 2011 de Palmer Raporu adıyla İsrail in Gazze ablukasını ve Mavi Marmara katliamına meşruiyet atfeden ifadeler içeren bir rapor yayınlanmıştır. Söz konusu rapor, Türkiye nin üç şartından sadece tazminatı yerinde gördüğünü ifade etmekteydi. Buna karşılık Davutoğlu, Türkiye nin İsrail e yönelik 5 maddeden oluşan yaptırım kararlarını açıklamıştır: 1- Türk-İsrail diplomatik ilişkileri ikinci kâtip düzeyine indirilecektir. İkinci kâtip düzeyi üzerindeki tüm görevliler, başta büyükelçi olmak üzere üç gün içinde ülkelerine geri döneceklerdir. 2- Türkiye ile İsrail arasındaki askeri anlaşmaların tümü askıya alınmıştır. 3- Doğu Akdeniz de en uzun kıyısı bulunan sahildar devlet olarak Türkiye, Doğu Akdeniz de seyrü-sefer serbestîsi için gerekli gördüğü her türlü önlemi alacaktır. 4- Türkiye İsrail in Gazze ye uyguladığı ablukayı tanımamaktadır. İsrail in 31 Mayıs 2010 tarihi itibariyle Gazze ye yönelik uyguladığı ambargonun Uluslararası Adalet Divanı nda incelenmesini sağlayacaktır. Bu doğrultuda BM Genel Kurulu nu harekete geçirmek için girişimlere başlanacaktır. 5- İsrail saldırısının Türk ve yabancı tüm mağdurlarının mahkemelerdeki hak arama girişimlerine gereken her türlü destek verilecektir. Söz konusu maddeler içerisinde 1, 2 ve 5. maddeler yaklaşık altı yıllık süre zarfında uygulanmıştır. KRİZİN AŞILMASINA DÖNÜK GERÇEKLEŞEN ANTLAŞMA Türkiye nin İsrail ile ilişkilerini düzeltmek için öne sürdüğü şartların ilki, Mart 2013 tarihinde ABD Başkanı Obama aracılığıyla Netanyahu nun telefonla Erdoğan dan özür dilemesiyle yerine getirildi. Ancak Türkiye nin Gazze ablukasının kaldırılması ve tazminat talepleri uzunca bir süre karşılıksız kaldı. Özellikle İsrail in tazminat seçeneğine başından 5

beri sıcak baktığı ancak ablukanın kaldırılması hususuna yanaşmadığı ifade edilmekteydi. Bu nedenle iki ülke arasındaki ilişkiler antlaşmanın gerçekleştiği Haziran 2016 yılına kadar dondurulmuş bir hâlde idi. 8 Türkiye-İsrail arasında gerçekleşen antlaşma iç ve dış kamuoyunda gündemin ana maddelerinden biri hâline geldi. Özellikle Türkiye kamuoyunda antlaşmanın neden gerçekleştiği, kimin kazançlı çıktığı, Türkiye açısından zafer mi yoksa hezimet mi olduğu, önümüzdeki süreçte ilişkilerin nasıl bir seyir izleyeceği ve Türkiye nin Filistin davasına bakışında değişim olup olmadığı gibi hususlar tartışmanın merkezinde yer almaktadır. a. Antlaşmanın Kapsamı ve İçeriği Türkiye-İsrail ilişkilerinin düzeltilmesine yönelik gerçekleştirilen antlaşmanın kapsamı ve içeriği noktasında yetkililer tarafında kamuoyuna bazı açıklamalar yapıldı. Bu açıklamalara bakıldığında şöyle bir tabloyla karşılaşılmaktadır: Türkiye, İsrail ile ilişkilerin düzeltilmesi için şart koştuğu özür ve tazminat taleplerini elde etmiştir. 9 Ancak ablukanın kaldırılması noktasında muvaffak olamamış ve sadece ekonomik ambargonun esnetilmesi ni sağlayabilmiştir. Türkiye, İsrail in Aşdod Limanı ve Erez Gümrük Kapısı üzerinden Gazze ye insani yardım malzemeleri sokacaktır. Böylelikle ağırlaşan insani durum hafifletilebilecektir. Türkiye Gazze nin inşaat, elektrik ve su krizini aşmasında birinci derecede rol üstlenecektir. Ayrıca Gazze de bir hastane inşa edilmesi de antlaşmada yer almaktadır. Türkiye üzerinden HAMAS ın İsrail e yönelik askeri eylemlerin planlamasına ve koordinasyonuna müsaade edilmeyecektir. Türkiye-İsrail arasında siyasi, askeri ve ekonomik 10 sahalarda çıkar ilişkileri ekseninde yeni işbirliği hamleleri geliştirilecektir. Özellikle İsrail in son dönemde bulduğu doğal gaz rezervlerinin Türkiye üzerinden Avrupa ya taşınmasına yönelik bazı projeler gündeme gelebilir. 8 Antlaşmadan kısa bir süre önce (Mayıs 2016) Türkiye nin İsrail için NATO vetosunu kaldırması da, antlaşmaya gidilen süreçte önemli bir nokta olarak değerlendirilebilir. 9 Antlaşmaya göre İsrail, Türkiye içerisinde bir yardım kuruluşunun hesabına şehidlerin aileleri için 20 milyon dolar tutarında para aktaracaktır. Ancak burada itiraz edilmesi gereken husus şudur: Ödenecek para miktarı İsrail tarafından resmen tazminat olarak ifade edilmemekte ve hukukun genel ilkelerine uygun olarak yerine getirilmemektedir. Bunun yerine yardım olarak tanımlanmaktadır. 10 2010 yılında başlayan kriz sürecinde iki ülke arasında siyasi ve askeri işbirlikleri rafa kaldırılırken, ekonomik sahada işbirliği devam etmiştir. 6

Söz konusu çıkarımlar tarafların açıkta beyan veya ima ettiği hususları içermektedir. Bunların yanı sıra kamuoyuna başka iddialar da yansımıştır. Bunlar; Türkiye nin HAMAS ile tüm ilişkilerini askıya alacağı, İsrailli yetkililer ile ilgili davaların geri çekileceği ve 2014 yazında üç İsrailli askerin Gush Etzion da kaçırılıp öldürülmesinden sorumlu olan üst düzey Hamas üyesi Salih el-aruri artık Türkiye ye dönmesine izin verilmeyeceğine dair söz verildiğine ilişkin iddialardır. Bunların hangi oranda gerçeklik taşıdığı önümüzde günlerde netlik kazanacaktır. İfade edilenler dışında gizli bazı konsensüslerin de bulunma ihtimalleri mevcuttur. 11 Meselenin detaylarına tam olarak vakıf olunamamasında, antlaşmanın şeffaf bir çerçevede değil, kapalı kapılar arkasında gerçekleştirilip kısmi olarak servis edilmesi etkili olmaktadır. Bu husus da antlaşmanın eleştirilmesi gereken yönlerindendir. b. Antlaşmanın Arka Planındaki Etkenler Türkiye ile İsrail arasında 2010 yılında başlayan yüksek dozajlı gerilimden sonra bölgede ciddi değişimler ve çalkantılar meydana geldi. Özellikle 2011 yılında Arap Baharı olarak nitelendirilen olaylar, iki ülke arasındaki gerilimi ve Türkiye nin taleplerini kısmi olarak geri plana itmiş oldu. Sürecin, Türkiye sınırındaki belirli alanlarda IŞİD ve PKK gibi örgütlerin hâkimiyetine sebebiyet vermesi ile Rusya ve İran ın bölgesel denklemde Türkiye aleyhine nüfuz alanlarını genişletmeleri, dış politikada Türkiye açısından alan daralması na neden oldu. İsrail ile ilişkilerin dondurulması ve farklı alanlarda sürdürülen dolaylı mücadeleler, ABD ve AB ile önceliklerin uyuşmaması ve mülteci sorunları, Arap Baharı olarak adlandırılan sürecin Mısır ve Suriye de bugün itibariyle Türkiye nin beklentilerinin ve stratejik hesaplarının dışında bir noktada bulunuyor olması, Rusya yla yaşanan uçak krizi ve bunun siyasi-askeri-ekonomik bedelleri, IŞİD ve PKK/PYD unsurlarının güvenlik noktasında ciddi tehditler barındırması ve Kıbrıs sorunu gibi dış politika açmazları nın, Türkiye nin İsrail ile antlaşmasının arka planındaki nedenleri oluşturduğu söylenebilir. Başka bir ifadeyle Türkiye, yaklaşık 10 yıldır sıfır sorun ve bölgesel güç/model ülke olarak kavramsallaştırdığı dış politika yaklaşımını kendi açısından sürdürülebilir bulmadığı için yeni bir dış politika anlayışı izleme zorunluluğu hissetmiş; İslam dünyasında uluslararası güçlerle ilişki açısından simgesel bir öneminin bulunduğu anlaşılan Suudi Arabistan la 11 Örneğin, İsrail medyasına göre, Türkiye görüşmelerde MİT Müsteşarı Hakan Fidan ın görevden alınacağına dair İsrail e söz vermiştir. İsrail, Fidan ın İran a yakın olduğunu düşünmektedir. Buna karşılık bazı kesimler ise, Hakan Fidan ın görevden ayrılacağının zaten bilindiğini, İsrail in iç kamuoyuna bunu taviz olarak yansıtmaya çalıştığını aktarmaktadır. 7

ilişkilerini farklı bir zemine taşıyarak yeni bir dış politika sürecine geçmiş; bu süreç yeni Başbakan Binali Yıldırım ın Düşmanları azaltalım, dostlarımızı çoğaltalım sözleriyle ilan edilmiştir. Türkiye, İsrail ile anlaşarak kendisine yönelik iç ve dış birçok saldırıyı daha kolay bertaraf edebileceğini düşünmektedir. Türkiye nin özellikle IŞİD ve PKK/PYD den gelen tehditleri asgari bir düzeye indirme noktasında İsrail ve Rusya ile yakınlaşmaya önem atfettiği anlaşılmaktadır. Antlaşmaya İsrail cephesinden bakıldığında ise şöyle bir değerlendirme yapmak mümkündür: Türkiye ile yaşadığı kriz, İsrail in bölgede iyice yalnızlaşmasına sebebiyet vermiştir. Özellikle ekonomik anlamda olumsuz etkilendiği söylenebilir. Türkiye nin yerine ikame etmeye çalıştığı Yunanistan, Bulgaristan ve Kıbrıs Rum Yönetimi gibi partnerler Türkiye nin yerini tutamamıştır. Son dönemlerde bulduğu doğal gaz rezervlerinin Avrupa ya güvenli bir şekilde aktarılması da, İsrail in Türkiye yle yeniden yakınlaşma ihtiyacını daha fazla erteleyememesine sebebiyet vermiştir. Ayrıca İran ın etkisinin artmasını istemeyen İsrail, Türkiye ve Suudi Arabistan öncülüğünde denge unsurları nın bölgede kendisinin yanında yer almasına stratejik önem atfetmektedir. İsrail in Türkiye üzerinden HAMAS ı ılımlı bir pozisyona mı çekmeye çalıştığı gibi hususlar ise tam olarak belirgin değildir. İsrail in Türkiye ile kendisine yönelik ağır ithamlarına ve suçlamalarına rağmen anlaşmaya -öne sürülen şartları belirli ölçülerde yerine getirerek- yanaşmasının nedenleri arasında eski gücünü yitirmesi de gösterilebilir. Zira İsrail in uluslararası güç dengeleri açısından tamamıyla ekarte edilmese de gün geçtikçe etkisizleştiği ileri sürülebilir. Özellikle ABD ve diğer Batılı ülkelerin İsrail i artık yük gibi görmesi 12 ve şımarık/kibirli tutumlarına karşılık Filistin meselesinde iki devletli çözüm noktasında olmaları önem arz etmektedir. c. Antlaşmanın Mahiyeti: Zafer mi, hezimet mi? Türkiye kamuoyunda tartışılan hususların başında, anlaşmanın Türkiye açısından ne anlam ifade ettiği gelmektedir. Bu noktada karşımıza iki belirgin yaklaşım çıkmaktadır. Bunlardan ilki; Türkiye nin İsrail e uzun sürse bile taleplerini dayatmayı başardığını ve diz çöktürdüğünü ileri sürmektedir. Yani mesele Türkiye açısında bir zafer olarak resmedilmektedir. Diğer görüş ise, Türkiye nin Filistin ile ilgili hassasiyetlerini yitirdiğini, 12 Batılı ülkeler, İsrail in uzlaşmaz ve sert politikalarının İslâm dünyasının Batı karşısında konsolide olmasına yol açtığını ve göze alınamaz risklere sebebiyet verdiğini düşünmeye başlamıştır. 8

İsrail e tavizler verdiğini, ilişkilerin düzelmesi noktasında ileri sürdüğü şartları elde edemediğini ve böylelikle İsrail karşısında hezimete uğradığını iddia etmektedir. Türkiye-İsrail arasındaki yaklaşık altı yıl süren krizin seyrine ve daha sonra yakınlaşmanın sebeplerine ve muhtemel sonuçlarına bakıldığında, meselenin zafer ya da hezimet denklemi dışında değerlendirilmesi gerektiği görülecektir. Zira kriz süresi boyunca taraflar doğrudan veya dolaylı olarak yoğun bir mücadele yürütmüş ve anlaşma hususunda uzun bir pazarlık gerçekleşmiştir. Bu bağlamda, iki tarafta benzer düzeylerde direnç göstermiştir. 13 Mesele sebepler zemininde ele alındığında, iki tarafın da birbirine özellikle güvenlik ve ekonomik sahalarda ihtiyaç duyduğu görülmektedir. Muhtemel sonuçlar bakımından ise, İsrail özür ve tazminat taleplerini yerine getirmiş, ablukayı ise kısmi olarak yumuşatmıştır. Türkiye ise, ablukanın tamamen kaldırılması şartını geri çekmek zorunda kalmıştır. Başka bir deyişle, iki taraf da karşılıklı bazı tavizler vererek uzlaşma kapısını aralamıştır. Bu bağlamda meselenin taraflar açısından -özellikle Türkiye- zafer ya da hezimet olarak kodlanması isabetsiz bir değerlendirme olacaktır. Sonuç ve Değerlendirme Türkiye-İsrail arasında gerçekleşen antlaşma, tarafların özelikle dış politika açmazlarıyla karşılaşmaları sonucunda mümkün olabilmiştir. 14 Antlaşmanın, Türkiye nin Filistin davasına net bir şekilde taraf olduğunu deklare eden muhtevası Türkiye açısından oldukça önemlidir. Ancak İsrail in güvenilmez doğası göz önünde bulundurulduğunda anlaşmaya hangi oranda sadakat göstereceği tartışmalıdır. İsrail in güvenlik ve istihbarat adına Türkiye deki kurum ve şahıslara yönelik yapacağı ithamların İsrail in geleneksel tutumu göz önünde bulundurulduğunda İsrail karşıtı verimli kurum ve şahsiyetleri töhmet altında bırakmak ve onların yararlı faaliyetlerini engellemek biçiminde olacağı bilinmelidir. Ayrıca önceki dönemlerde de görüldüğü üzere, Türkiye-İsrail arasındaki yakınlaşmalar zoraki/mecburi bir karakterdedir. Bu nedenle son anlaşmanın da ömrünün çok uzun 13 Gösterilen direncin destek hattı na bakıldığında ise, Türkiye nin çok daha başarılı ve dirayetli olduğu söylenebilir. Çünkü güç dengeleri açısından İsrail çok daha avantajlı durumda bulunmaktaydı. ABD, AB ve Rusya gibi küresel güçler doğrudan ya da dolaylı olarak İsrail e daha yakın durmaktaydılar. Ayrıca Türkiye nin içeride ve dışarıda mücadele etmek durumunda kaldığı odakların niceliksel ve niteliksel durumu göz önünde bulundurulduğunda tablo daha net ortaya çıkacaktır. 14 Dış politikadaki tıkanıklığın İsrail dışındaki muhataplarla da çözülme girişimleri bulunmaktadır. Rusya ya gönderilen mektup ve temasların yanı sıra, Başbakan Binali Yıldırım ın Akdenizi çevreleyen bütün komşularla ilişkilerin geliştirileceğini ifade etmesi, yakın dönemde Mısır ve Suriye ye yönelik olarak da bazı girişimlerin olacağını haber vermektedir. 9

olmayacağı ve herhangi bir sebepten ötürü tekrar ilişkilerin gerginlik arz edeceği tahmin edilebilir. Antlaşmanın esas meşruiyet çerçevesi, HAMAS ın şahsında Filistin Halkının rızası olmalıdır. 15 Bunun yanı sıra Mavi Marmara saldırısında şehit düşen aktivistlerin aileleri de razı edilmeli ve hassasiyetleri göz ardı edilmemelidir. Ailelerin şikâyetçi olduğu İsrail aleyhindeki davaların düşmemesi sağlanmalıdır. 16 Bu bağlamda sivil toplum kuruluşlarının Mavi Marmara Davası nın seyri ile ilgili eleştiri ve uyarıları göz önünde bulundurulmalıdır. İsrail in bu sivil yardım kuruluşlarını terör örgütü olarak tanımlaması da çözülmesi gereken önemli bir unsur olarak durmaktadır. Türkiye antlaşmanın çerçevesi ve ulusal çıkarları ne olursa olsun, Filistin davasının savunuculuğundan vazgeçmemeli ve adaletin tesisine yönelik İsrail üzerinde baskılarını devam ettirmelidir. 17 Ayrıca antlaşmanın, HAMAS ın siyaseten uluslararası kamuoyunda daha fazla ön plana çıkmasına ve meşruiyet kazanmasına dönük potansiyeli iyi değerlendirilmelidir. Antlaşmanın Filistin halkının sorunlarına kalıcı bir şekilde çare olmayacağı açıktır. Bu açıdan bir yandan Aşdod Limanı nda temel ihtiyaçlar teslim edilirken, diğer yandan uluslararası kamuoyu nezdinde etkili girişimlerde bulunularak Gazze Limanı inşa edilmeli ve Gazze ye yönelik ablukanın tam anlamıyla ve süresiz kaldırılması hususu gündemde tutulmalıdır. Mısır daki Refah Sınır Kapısının da randımanlı bir şekilde açılması gözetilmelidir. Son olarak, reel-politiğin, ideal-politiğe galebe çalması arızî bir durum olarak görülmeli, antlaşmanın ablukayı resmileştirdiği yönündeki eleştiriler dikkate alınmalı, İsrail ve uluslararası çevreler tarafından işgal ve ablukanın onaylanması olarak değerlendirilmesi engellenmelidir. Filistin davasının ise, bütün boyutlarıyla zafer ile sonuçlandırılmasına yönelik çabalar yoğunlaştırılmalıdır. 15 Bazı yayın organları, antlaşmadan kısa bir süre önce Türkiye ye gelip Cumhurbaşkanı ve Başbakan ile görüşen HAMAS Siyasi Büro Şefi Halid Meşal in özellikle abluka konusundaki ısrarından ötürü Türkiye ye teşekkür ettiğini ileri sürmüştür. Diğer yandan HAMAS adına açıklama yapan sözcü Usame Hamdan, Türkiye'nin işgalci İsrail'le yakınlaşma anlaşması bir Türkiye kararıdır. Bu kararın HAMAS'la hiçbir ilişkisi yoktur ve HAMAS bunun kendi onayı ile gerçekleştirildiğini reddetmektedir demiştir. 16 Bu durumun antlaşma imzalandıktan sonra mümkün olmayacağı ifade edilmektedir. Çünkü antlaşma uluslararası sözleşme niteliğindedir ve bu tür sözleşmeler hiyerarşik açıdan Anayasa dan üstün bir konumdadır. Böylelikle davaların otomatik olarak düşeceği dillendirilmektedir. 17 Antlaşmanın gerçekleştiği gün İsrail in Mescid-i Âksa ya saldırması, meselenin ne kadar hassasiyet gerektirdiğini ve İsrail in barış süreçlerini suistimal etmeye yönelik tabiatını açığa çıkarmaktadır. Türkiye yapılan antlaşma bahanesiyle İsrail in hoyratça sergilenen tavırlarına müsamaha göstermemelidir. 10