ORHAN VELEDE HALKA DÖNÜK ÖĞELER

Benzer belgeler
Bir selâm uçuralım. İzmit sokakları yaprak içindeydi; Zaten efkârlısın, Ayağını denk al, şekerim. İzmit sokakları yaprak içindeydi.

Orhan Veli. BENİ BU GÜZEL HAVALAR MAHVETTİ Kendi Sesinden Şiirler

BENDEN SELAM OLSUN BOLU BEYİ'NE

GARİP AKIMI (I. YENİ)

PİNOKYO EĞİTİM KURUMLARI MART AYI AYLIK EĞİTİM PROGRAMI 1. HAFTA

TEK TEK TEKERLEME. Havada bulut Sen bunu unut

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan

İ.Ö 100 Temel Eser. Kategori: Şiir Salı, 11 Ağustos :32 tarihinde yayınlandı. Gösterim: / 7 Phoca PDF. Çanakkale içinde aynalı çarşı

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI OCAK AYI BÜLTENİ BELİRLİ GÜNLER VE HAFTALAR. Yeni yıl (31 Aralık-1 Ocak)

O.Ö. 100 Temel Eser. Kategori: Türk Şiiri Çarşamba, 28 Nisan :35 tarihinde yayınlandı. Gösterim: 3981

Ali Rıza Malkoç. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

3. Yazma Becerileri Sempozyumu

Şiir. Kategori: Şiir Cuma, 23 Nisan :15 tarihinde yayınlandı. Gösterim: / 7 Phoca PDF 1. SEN (1973) Senden, senden, hep senden,

ÖZEL NİLÜFER ANAOKULU MELİKE DAĞ

Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik açısından farklıdır?

TÜRK EDEBİYATI 10. SINIFLAR 17 Nisan 2015

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI. Nİsan AYI BÜLTENİ. Sevgİ Kİlİmlerİmİz

Yüreğimize Dokunan Şarkılar

MALTEPE SİHİRLİ GEMİLER ANAOKULU MAYIS AYI BÜLTENİ 3 YAŞ

ÖZEL NİLÜFER ANAOKULU BUKET SARICA

ENVER NACİ GÖKÇEN BEHÇET KEMAL ÇAĞLAR TÜRK DİL KURUMU YAYINLARI

MÜBDÎ. Allah MUHSÎ dir. MUHSÎ, her şeyin sayısını bilen demektir.

ATATÜRK'Ü ANIŞ. Adım-Soyadım:...

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR

ATTİLA İLHAN ın HAYATI MAVİCİLİK AKIMI

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi UĞUR BÖCEKLERİ ŞUBAT

KALIPLAŞMIŞ KELİME ÖBEKLERİNDE ANLAM

İLKÖĞRETİM OKULU 2-/A SINIFI TÜRKÇE DERSİ İLKOKUMA YAZMA ÖĞRETİMİ KURSU PLANI

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

Mutfak Etkinliği. Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Şarkı. Büskivili pasta yapıyoruz.

Hikaye uzak bir Arap Alevi köyünde geçer. Ararsanız bambaşka versiyonlarını da bulabilirsiniz, hem Arapça hem Türkçe.

Büyük Ünlü Uyumu (Kalınlık-İncelik Uyumu)

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

Yazar : Didem Rumeysa Sezginer Söz ola kese savaşı Söz ola kestire başı Söz ola ağulu aşı Yağ ile bal ede bir söz Yunus Emre

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ

SORUŞTURMA. Nahit Ulvi Akgün

MAYIS AYI EĞİTİM PLANI

Jake mektubu omzunun üstünden fırlatır. Finn mektubu yakalamak için abartılı bir şekilde atılır.

Çileler sıkıntı yoldaşın oldu Ömrüne her zaman kahırlar doldu Henüz açan gülün çok çabuk soldu Dört mevsim bitmeyen kış mıydın anne

Aruzla şiire başlayan sanatçılar, Ziya Gökalp in etkisiyle sonradan hece ölçüsüyle yazmaya başlamışlardır.

DÜNYA İNSANLIK AİLESİNİN YÜZAKI YAZARLARINDAN!... Ekmel Ali OKUR; Hemşerimiz, Adanalı, Adam gibi adam! İnşaat Mühendisi,

&[1 CİN ALİ'NİN HİKAYE KİTAPLAR! SERIS.INDEN BAZILARI. l O - Cin Ali Kır Gezisinde. Öğ. Rasim KAYGUSUZ

Günaydın, Bana şiir yazdırtan o parmaklar. ( ) M. Mehtap Türk

01-05 MAYIS OKULDA YAPACAĞIMIZ ÇALIŞMALAR OKULA GETİRECEKLERİMİZ. PAZARTESİ Emek ve Dayanışma Günü dolayısı ile okulumuz 1 gün tatil edilmiştir.

Ö.Ç BİLFEN ANAOKULU 5 YAŞ GRUBU GÜNLÜK EĞİTİM PROGRAMI

DDD. m . HiKAYE. KiTAPLAR! . CİN. ALİ'NİN. SERiSiNDEN BAZILARI. Öğ. Rasim KAYGUSUZ

Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül :55

1941 yılında Orhan Veli, Oktay Rıfat, Melih Cevdet Garip adlı ortak bir kitap yayınlamıştır.

13-29 ŞUBAT FEBRUARY 2016

gösteren gösterilen biçim anlam

yuvarlak masa yeşil erik üç kalem ihtiyar adam

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Tanrı Herşeyi Yarattığı Zaman

MAYIS 2017 EĞİTİM PROGRAMI ŞİRİNLER & YILDIZLAR SINIFLARI

Şiir Anadan Örnekler. Köyden ayrılalı nice yıl oldu Yıkıldı evimiz selinen doldu Hani bacı kardeş nerede kaldı özlüyorum ben seni güzel Alvar

BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ ÖĞRETİM PROGRAMI

Bu etkinler resim yapma, boyama, hamurla oynama, sınıf içinde veya oyun salonlarında düzenlenen oyun alanlarında oyun oynama gibi öğretmen gözetimi

Aşkı Yorgunluktan Koruyan ve Taze Tutan 6 Kural - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Anlamı. Temel Bilgiler 1

SEVGİNİN GÜCÜ yılında Manisa da doğan İlhan Berk, Türk şiirinin en üretken, usta şairlerinden

İÇİNDEKİLER BÖLÜM I BÖLÜM II. vii GİRİŞ / 1 ÇOCUK VE KİTAPLARI / 17

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

KARANLIKTA FİLİZLENEN TOHUM

Tanrı Herşeyi Yarattığı Zaman

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Şiir BEZ BEBEKLE KUKLASI. 2. basım. Resimleyen: Burcu Yılmaz

T.C. M.E.B ÖZEL MANİSA İNCİ TANEM ANAOKULU DENİZ İNCİLERİ SINIFI

Halk Hikayesi. Yazı Menu. - Halk Hikayesi Nedir. - Kapsamlarına Göre Halk Hikayeleri. - Konularına Göre Halk Hikayeleri.

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

Dil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri

Sessiz değişimi" ya da "sessiz yumuşaması" olarak da bilinir. Türkçede sözcük sonlarında süreksiz yumuşak harfler (b, c, d, g) bulunmaz; bu

MİRKET NİNELER. Parti Veriyor

İSLÂMİYET ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI İSLÂMİ İLK ESERLER SORU PROĞRAMI AHMET ARSLAN

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ

Devrim Erbil: Ritmin Resmi

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - I

&[1Ô A w - ' ",,,, . CiN. ALl'NIN. HiKAYE. KiTAPLAR! SERiSiNDEN BAZILARI Rasim KAYGUSUZ

SADİ YAVER ATAMAN. Krokus 3 C agrandizörü FOK banyoları. Siyah-Beyaz. Fotoğraf Yarışması. Birincilik Ödülü (Kâzım Zâim)

Akhisarlı Hakkı Baba, 1934 yılında Akhisar da doğdu. Ailesi Aslen Makedonya nın PİRLEPE şehrinden gelmiş Arnavut kökenli bir ailedir.

Ramazan Alkış. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Nafiz Diba. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

SÖZCÜKTE YAPI (KÖKLER) 1. Aşağıdaki altı çizili sözcüklerin hangisinin kök ve ek ayrımında yanlışlık yapılmıştır?

* Cümle içinde, tırnak içinde verilen cümleler büyük harfle başlar. Tolstoy, Amaç olmayınca hayatın da bitmesi gerekir. demiştir.

Dört öğrenci sabahleyin uyanamamışlar ve matematik finalini kaçırmışlar, ertesi gün hocalarına gitmişler, zar zor ikna etmişler. Arabaya bindik yolda

DELİ KIZIN TÜRKÜSÜ Seçme Şiirler. Gülten Akın

HAYAT BİLGİSİ HAFTA SONU ÖDEVİ ADI SOYADI:

FORUM EGE GÜNEŞİ ANAOKULU YILDIZLAR SINIFI AYLIK EĞİTİM VE BRANŞ DERSLERİ PROGRAMI

1) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı yapılmamıştır?

BİREYSELLEŞTİRLMİŞ EĞİTİM PLANI (B.E.P)

İnsanlardan sıkılmaya başladıysan, gerçeklerin farkına varmaya başlamışsındır. // ; Haziran, Cuma :: Seferihisar/İZMİR

Insanı başa taç yaptım. Ne eğildim, ne de saptım. Acılardan ilaç yaptım. Aşık Şahturna Hayatı ve Şiirleri

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU UĞUR BÖCEKLERİ SINIFI KASIM AYI BÜLTENİ

DENİZ KABUĞU ANAOKULU ŞUBAT AYI PROGRAMI

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi UĞUR BÖCEKLERİ OCAK

SAN Kİ ÖNCELEYİN GÜL AŞIK OLMUŞTU. kadının yeniden yaratılmasına sebebiyet vermiştir, onlara olan eşsiz aşkıyla. Bir yandan bu

Tek başına anlamı ve görevi olmayan ancak kendinden önce gelen sözcükle öbekleşerek anlam ve görev kazanan sözcüklerdir. Edatlar şunlardır:

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

IX. HAFTA HİN 412 KLASİK SANSKRİT EDEBİYATINDAN SEÇMELER

KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ

HAGAY 1:1 1 HAGAY 1:6 HAGAY

Transkript:

ORHAN VELEDE HALKA DÖNÜK ÖĞELER MUZAFFER UYGUNE-R Orhan Veli Kamk ın şiirinde halka dönük bazı öğelerin bulunduğu söylenip durur. Bildiğime göre, bu konuya eğilen ve bu konuyu inceleyen ır yazı yayımlanmadı bugüne kadar. Ölüm yıldönümlerinde yayımlanan yazılar, nedense, hep beylik ve basmakalıp yazılar oluyor. Orhan Veli Kanık m şiirindeki halktan gelen öğeleri incelemek elbette çok olumlu ve önemli olur. Bu yazımızda, bu konuya eğilecekler için bir başlangıç yapmak istiyoruz. Orhan Veli gibi bir şiir anlayışına, bir şiir estetiğine karşı çıkmış bir sanatçının halk geleneklerine karşı çıkması da düşünülebilir elbette Bu düşünce, bir dereceye kadar da doğru olabilir. Ama, bir sanatçının tüm olarak halkından, içinde yaşadığı toplumdan, çevresinden kopması düşünülemez. Kaldı kı, Orhan Veli nin halktan koptuğu da söylenemez. O, halkın, halkı oluşturan bireylerin şiirini yazmıştır bir bakıma. Ali Rıza ile Ahmet in ^Hikâyesi, Montör Sabri, Beyaz Maşlahlı Hanım, Fena Çocuk, insanlar, Şoförün Karısı, Festival, Söz, Giderayak, Tahattür, Altın Dişlim, Cımbızlı Şiir, Altındağ ve daha başka şiirlerde yaşayanlar böyle değil midir? Orhan Veli, daha çok halkın ezilen insanlarının şiirini yazmıştır. Bu arada-, elbette üst tabakanın şiirini de yazmıştır. Çünkü halk, şu ya bu sınıf değildir. Orhan Veli, şiirinde halk tekerlemelerinden, türkülerden, deyimlerden yararlanmıştır. Halk şiirimizin kalıplarına fazla ilgi göstermemiştir. Bu arada bir destan girişimi yapmış ( Destan Gibi ), bir koşma denemesine girişmiş ( Pireli Şiir ) ve bir de türkü kalıbını kullanmıştır ( Gelirli Şiir ). İlk şiirlerinde, toplumdan ve aileden gelen bazı simgeler ve düşler, masal öğeleri de görülür. Sözgelişi, Odamda şiirinde kardeşini öldüren Kabil in öyküsünden izler buluruz. MasaF da ise o ünlü Kafdağı öykülerinin izlen vardır. Ebabil kuşları, Tuba ağaçları yer alır bu ilk şiirlerde Ninesinden, annesinden dinlediği masallardan gelen bu öğeleri onun kadar güzel kullanan pek az kişi çıkmıştır. Türküler Orhan Veli, halk türkülerinden iki türlü yararlanmıştır: Birincisi, onlardan bazı bölükleri alıp şiirinin içine koymak, İkincisi ise türkü biçiminde şiir yazmak. Türkü biçiminde yazdığı şiir pek fazla değildir, belki de tek örnek Gelirli Şııri dir. Kanık, bu şiirinde, çok bilinen bir türküden

MUZAFFER UYGUNER 201 yararlanmış, türkülerin söylenişi sırasında katılan bazı tamamlayıcı sözcükleri de eklemiştir. Kısa olan bu şiiri buraya tüm olarak aktarabiliriz: İstanbul dan ayva da gelir, nar gelir, Döndüm baktım, bir edalı yâr gelir, Gelir dersen dar gelir; Gün aşırı alacaklılar gelir. Anam anam, Dayanamam, Bu iş bana zor gelir. Şiirin ilk iki dizesi tüm olarak alınmıştır başka bir türküden. Beş ve altıncı dizeler ise türkülere katılan ek sözcüklerdir. Kanık, bu şiirde yalnızca üçüncü ve dördüncü dizeleri kendinden koymuştur. Çünkü son dize de anonim bir dizedir. Orhan Veli nin türkülerden yaptığı alıntılar, genellikle halk söyleyişine dönük şiirler yazmağa yöneldiği döneme rastlar. Halkın anlayacağı bir söyleyişe inmek amacını güden, halk için yazılmış denebilecek şiirlerde görülmeğe başlar bu alıntılar. Sözgelişi, Kitabe-i Seng-i Mezar da başlar bu çaba. Kanık, bu şiirin üçüncü bölümünü Ölüm Allahın emri/ayrılık olmasaydı dizeleri ile bitirir ve bunları tırnak içinde gösterir. Bilindiği gibi mani biçiminde olan ve türkülerimizin birçoğuna katılan Şu dağlar olmasaydı/çiçeği solmasaydı/ölüm Allahın emri/ayrılık olmasaydı biçiminde olan bu parçanın olmayaydı diye sona eren biçimi de vardır. Orhan Veli, bu dönemde türkülerden duygulanmıştır, esinlenmiştir. Bu, türkülerin halkın kendisini anlatmasından ileri gelmiştir denilebilir. Bilindiği gibi, türkülerde, özle sözün çok güzel bağdaşan biçimlerini bulabiliriz. Efkârlamrım adlı şiirde yer alan Kâzım ım türküsünü söylerler Üsküdar da ; Efkârlamrım. dizeleri onun bu biraz duygusal yönünü belirtir. İstanbul Türküsü adlı şiiri, türkülerden geniş çapta yararlandığı bir parçadır. Bu şiirin tümü türkü havasında olduğu gibi tırnak içine aldığı iki bölük ise tam türkü biçimindedir. Bu bölüklerde bazı türkülerden yararlanmış ve esinlenmiştir özellikle. Bunlardan birinci bölük şöyledir: İstanbul un mermer taşları; Başıma da konuyor, konuyor aman, martı kuşları; Gözlerimden boşanır hicran yaşları; Edalım, Senin yüzünden bu halım.

202 ORHAN VELİ DE HALKA DÖNÜK ÖĞELER Bunu okuyanlar, bunun bir halk ürünü mü, yoksa Orhan Veli nin kaleminden çıkmış mı olduğunu kolay kolay söyleyemezler, ikinci bölükte Orhan Veli nin kimliği belirir: İstanbul un orta yeri sinama; Garipliğim, mahzunluğum duyurmayın anama; El konuşur sevişirmiş, bana ne? Sevdalım, Boynuna vebalım. Bu iki bölük, bizim türkülerimizin bütün özelliklerini gösterir. Ama, o oranda da Kamk ın kişiliğinin izlerini taşır. Keşan adlı şiirin ikinci üçlüğünde iki dize var ki bunları türkülerimizin havasından ayıramayız: Güneş doğdu, ufuk kana boyandı; Çorbam geldi, sıcak sıcak; Kamyon geldi kapımıza dayandı. Türkülerde belki ufkun kana boyanması böyle güzel belirtilmemiştir. Ama, birinci ve üçüncü dizelerin istifi ve söylenişi türkülere özgüdür. 1946 yılında Destan Gibi adı ile basılan ve asıl başlığı Yol Türküleri olan şiirde de halk türkülerimizin havası vardır, deyiş özellikleri görülür. Ayrıca, türküleri tam olarak yansıtan, bazı türkülerden alınan bölükler de ses değişikliğini sağlamak amacıyle konulmuştur bu uzun şiire. Sözgelişi, İzmit ile ilgili olarak şu türkü bölüğünde türkülerden alınmış çok öğe bulunmaktadır: İzmit'in köprüsü betondur beton, Nasıl kadrin bilmez yanında yatan, Şensin gece gündüz gözümde tüten. Yüreğim yanıktır, ciğerim delik, Of, of kemirir bağrımı of, ince hastalık. Bir kez, ayaklardaki yarım ayak durumu çeker dikkati. İkinci dizedeki kadrin sözcüğü halk söyleyişini yansıtır. Kavuştak ise tüm olarak halk türkülerinden alınmış ve of ünlemleri de ihmal edilmemiştir. Bu bölük, bir sevi ve ayrılık havasını yansıtır; sevgilisinden uzak bir âşığın inlemelerini türküleştirir. Bütün bunlar, tam bir türkü havasının tanığıdır. Daha sonra ise Adapazarı ile ilgili olarak bir türküden alınan şu dizeler: Ada yolu kestane/aman dökülür tane tane. Hendek ile ilgili olarak kendisinin düzenlediği, başka türkülerden çok şey aldığı şu dizeler:

MUZAFFER UYGUNER 203 Hükûmat önünden geçtim, Oturdum bir kahve içtim, Hendek'te bir güzel gördüm, Yavuklumdan vazgeçtim. Hendeğin yolları taştan, Sen çıkardın beni baştan." Orhan Veli, türkülerimizin bütün özelliklerini bu bölükte de vermiştir. Biraz aşağıda ise, Ada türküsü ile ilgili dizelerin Düzce için söylendiğini görüyoruz: Düzce yolu düz gider/aman bir edalı kız gider. Düzce de şarkılar ve türkülerle dertli bir gece geçirdiğini söylerken türkü düzeni içinde şu dizeleri yazar: Evlerinin yüzü aşı boyası, İnsaf bilmez yüreğine acı değesi, Duyduğumdan beterini duyası." Bunların Orhan Veli tarafından yazılmış olması gerek. Çünkü, burada başarıya tam erişememe, türkülerin ritmini bulamama izleri seziliyor. Şöyleyişte de bir türkücü ustalığı yok. Düzce den Bolu ya giderken Köroğlu nu anımsar ve Köroğlu türkülerinden bazı dizeler katar şiirine: Benden selâm olsun Bolu Beyi'ne... Çıkıp şu dağlara yağlanmalıdır ; Ok gıcırtısından, kalkan sesinden, Dağlar seda verip seslenmelidir." Kanık, bunlardan sonra bir Dede Korkut söyleyişine geçer ve sonra da bir türkü havasında şunları yazar: Kır At'a nal.mı dayanır? Dağlar uykudan uyanır, Yer gök kızıla boyanır. Bu dağlardan geçmedinse, Bu sulardan içme dinse... Bunlar türküdür basbayağı. Ama şu üçlüğe, tırnak içinde girmiş olsa bile, türkü olarak bakamayız. Arabalar yük indirir ovaya, Arabacı değnek vurur düveye, Başın döner, bakamazsm havaya." Kanık, burada kendi içindekileri böyle getirmiştir dile. Burada yalnızca kalıp vardır. Sonra, gene bir türküden dizeler alır şiirine: Uy neyimiş neyimiş aman aman/kaderim böyle imiş;/yar üstüne yar sevmek,

204 ORHAN VELİ DE HALKA DÖNÜK ÖĞELER aman aman,/ Ateşten gömleğimiş. Gerede ye gelince, İzmit ile ilgili bölüğün bir tamamlamasını yapar: Gerede'ye vardık, günlerden pazar Kaldırımlarda yosmalar gezer; Bilmem, bu gurbetlik ne kadar uzar. Yüreğim yanıktır, ciğerim delik, Of, of, kemirir bağrımı of, ince hastalık. Bu bölük, İzmit bölüğüne göre başarılı sayılamaz. Orhan Veli, onunla bir ilişki kurmuş ise de bu yalnızca kavuştukta kalmış, asıl dizelerde türküye özgü havadan uzağa düşmüştür. Bu uzak hava Zonguldak ile ilgili bulunan şu bölükte de görülür: Siyah akar fonguldağın deresi; Yüzkarası değil, kömür karası; Böyle kazanılır ekmek parası. Bir türkücü bu düşünceleri, bu özü pek koyamaz türküsüne; koymak istemez ve koymaz da. Onun belirli bir çemberi vardır genellikle: Aşk ve gurbet. Türkücü, bazı sözcükleri de koyamaz türküsüne, ama Orhan Veli koymuştur. Ne olursa olsun, Orhan Veli, türkülerden yararlanmağı denemiş, onlardan yararlanmıştır. T ekerlemeler Halk tekerlemelerinin kendine özgü biçimi vardır. Sözcükler yinelenir, ikilemelere çok fazla yer verilir. Orhan Veli nin bazı şiirlerinde bu yolda çalışmalar görülür. Orhan Veli, bazen bunları aynen kullanmış, bazen da onlardan yararlanmıştır. Sözgelişi, Gözlerim adlı şiirde görülen Şeytan aldı, götürdü;/satamadan getirdi dizeleri doğrudan doğruya alınmıştır. Fakat öbür örneklerde, tekerlemelerden yararlanıldığını söylemek gerekiyor. Öyle sanıyorum ki Galata Köprüsü adlı şiir bir tekerlemeden yararlanma örneğidir. Bunu izleyen Karşı şiiri için de aynı kanıda olduğumuzu belirtmeliyiz. Sonra o Bedava adlı şiiri ile Ahmetler şiiri. Bunların en güzellerinden biri olan Delikli Şiir i aşağıya alıyorum: Cep delik, cepken delik, Kol delik, mintan delik, Yen delik, kaftan delik; Kevgir misin be kardeşlik! Bu konuda daha fazla örnek vermiyoruz. Örnek vermek için şiirleri aktarmak gerektiği inancındayız. İkilemeler için örnek vermiyoruz.

MUZAFFER UYGUNER 205 Deyimler Dilimizin özelliklerinden biri olan deyimler bütün yazarların ürünlerine girer ister istemez. Yalın bir dil denemesi yapan Kanık m şiirinde, bütün çabasına karşın diyebilir miyiz bilmem, halk deyimleri görülür. Bunlar, elbette dizelerin içinde erimiştir. Sözgelişi, Kızılcık adlı şiirdeki İlâhi kızılcık deyimini anımsayalım; bu bir dizedir burada ve aynı zamanda da bir deyimdir aslında. Sakal şiirinin son dizesinde ise sakalı değirmende ağartmak deyimi şöyle kullanılmıştır: Değirmende ağartmadık biz bu sakalı! Tren Sesi nin son iki dizesinde ise iki gözüm,/iki çeşme deyimini buluruz. Handan hamamdan geçmek deyimine de Giderayak adlı şiirin ilk dizesinde rastlarız. Keşan adlı şiirde karnı tok sırtı pek deyimi iki dize olarak çıkar karşımıza. İki eli kanda olmak deyimini ise Tahattür de şöyle kullanır: İki elin kanda olsa gel. Sonra da işin içinde iş olmak deyimi bir şiire başlık olur ( Bir İş Var ) ve Bir iş var bu işin içinde biçiminde dizeleşir. Dillere destan olmak, meyil vermek, samanlık seyran olmak, elpençe divan durmak gibi deyimler ise Ah Neydi Benim Gençliğim adlı şiirde kullanılmıştır. Bu şiirin sekizinci ve sonraki dizeleri şöyledir: Sevdiğim dillere destan; Sevdiğim, Meyil verdiğim, Ben dizinin dibinde elpençe divan, Samanlık seyran. Hafta sekiz gün dokuz deyimi de bu şiirde Hafta sekiz ben eğlen-, tide dizesinde yer almış bulunuyor. Allı pullu, bakıp bakıp ağlamak deyimlerine ise Denizi Özleyenler İçin adlı şiirde rastlarız. Zilli Şiir in Böyle yazmış yazımızı Ulu Tanrı dizesinde de güzel bir deyimle karşılaşıveririz. Nurtopu gibi, pamuklar gibi deyimlerini de Altındağ şiirinde görürüz. Cana can katmak ( Can katar günde bin kişinin canına ), varı yoğu ( Şu dünyada varım yoğum ), yağ bal olmak ( bana yağ bal ), ömürler vermek ( Hepinize uzun ömürler versin Tanrım ) gibi deyimler Sucunun Türküsü adlı şiirde kullanılmıştır. Galata Köprüsü nde Elime üç beş kuruş geçer dizesinde de bir deyim vardır. Dalgacı Mahmut da ise elbette dalga geçmek deyimi yer alır. Pireli Şiir deyimler bakımından oldukça zengindir. Bu bakımdan bu şiiri alıyoruz buraya ve altlarını çiziyoruz deyimlerin: Bu ne acayip bilmece! Ne gündüz biter, ne gece. Kime söyleriz derdimizi; Ne hekim anlar, ne hoca.

206 ORHAN VELl DE HALKA DÖNÜK ÖĞELER Kimi işinde gücünde, Kiminin donu yok kıçında. Ağız var, burun var, kulak var; Ama hepsi başka biçimde. Kimi peygambere inanır; Kimi saat köstek donanır; Kimi kâtip olur, yazı yazar; Kimi sokaklarda dilenir. Kimi kılıç takar böğrüne; Kimi uyar dünya seyrine, Kan hesabına geceleri, Gündüzleri baba hayrına. Bu düzen böyle mi gidecek? Pireler filleri yutacak; Yedi nüfuslu haneye Üç buçuk tayın yetecek. Karışık bir iş vesselâm. Deli dolu yazar kalem. Yazdığı da ne? Bir sürü îpe sapa gelmez kelâm. Bu şiirde başka deyimler de gösterilebilir. Orhan Veli, biraz da bol deyimli olsun diye yazmıştır bu şiiri sanırım. Halk şiiri biçimleri Orhan Veli, halk şiirinin biçimlerini, kalıplarını pek az kullanmıştır şiirinde. Türkü kalıbını nasıl kullandığım yukarıda örnekleriyle göstermiştik. Koşmayı veya koşma tipini bir kez kullanmış olup o da yukarıya aldığımız Pireli Şiir de. 1946 yılında yayımlanan Destan Gibi adlı kitabında destan kalıbını değil de söyleyişini kullanmıştır diyebilir miyiz? Buna olumsuz yanıt vermek gerekiyor. Çünkü, Destan Gibi'de destandan çok halk öykücülüğünün deyiş özellikleri görülmektedir. Haydi, benim bu dünyaya garip gelmiş şairim,/yolun açık ola ; Bir yol burada duralım;/ellerinde nasır, yüzlerinde nur,/yarına ümitle yürüyenlere/bir selâm uçuralım. ; Korozman yaptık yolda posta ile./canım posta, gülüm posta,/selâm götür eşe dosta. deyişleri bunu gösterir. Ayrıca: Yokuş çıkar döne döne; Yokuştan bir Döne çıkar; İsa Balı nın ardından

MUZAFFER UYGUNER 207 Hanoğlu Kocabey çıkar; Ayvaz çıkar, Hoylu çıkar; Bir yandan Kör oğlu çıkar; dizeleri de bunu perçinler. Halk ozanlarının, halk öykücülerinin söyleyişidir bu dizeler. Bu nedenle, destan değil halk öyküsü gözüyle bakmamız ve öyle değerlendirmemiz gerekiyor bu uzun şiiri. Bitirirken Orhan Veli, halk deyimlerine, söyleyişine önem vermiştir şiirinin bir döneminde. Bu kaynaktan başarılı olarak yararlanmıştır. Özellikle türküler ve halk öyküleri ona örnek olmuştur. Destan Gibi'de halk öykücülüğünü denemiş, geleneklere tam uygun düşmese de başarılı bir deneme yapmıştır. Geleneklerin özdeş olarak uygulanması beklenemeyeceğine göre Orhan Veli yi özellikle başarılı bulduğumuzu söylemeliyiz. Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi * 0 0 1 5 8 2 2 0 1 0 1 0 *