DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ VE SOSYAL HAKLAR



Benzer belgeler
ULUSLARARASI SAĞLIK KURULUŞLARI. Yasemin DİNÇ Fatih Bölgesi Kamu Hastaneleri Birliği Tıbbi Hizmetler Başkanlığı

ULUSLARARASI SAĞLIK KURULUŞLARI

SAÐLIKTA ÖZELLEÞTÝRME

Kadın Dostu Kentler Projesi. Proje Hedefleri. Genel Hedef: Amaçlar:

ULUSLARARASI EKONOMİK KURULUŞLAR (İKT206U)

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

TÜRKÝYE SAÐLIK SEKTÖRÜNDE FÝNANSMAN: Paran Kadar Saðlýk

Birleşmiş Milletler Asya ve Pasifik Ekonomik ve Sosyal Komisyonu (UNESCAP)

Sosyal Politikayı Yeniden Düşünmek! NEDEN?

SKY 329 KARŞILAŞTIRMALI SAĞLIK SİSTEMLERİ. 14. Hafta

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

Dr. Şükrü Keleş, PhD Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı 3 Mayıs 2017 Çarşamba

Dr. Bekir KESKİNKILIÇ

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

İSİPAB Dördüncü Müslüman Kadın Parlamenterler Konferansı Raporu nun Sunumu

Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü. Kadına Şiddet Raporu

YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır.

Sayfa 1 Kasım 2016 ULUSLARARASI SIRALAMALARINDA BELARUS UN YERİ

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

İÇİNDEKİLER. Önsöz... Şekiller ve Tablolar Listesi... xii 1. BÖLÜM ENTEGRASYON VE ENTEGRASYONUN ETKİLERİ

Türkiye de Dünya Bankası: Öncelikler ve Programlar

WORLD FOOD DAY 2010 UNITED AGAINST HUNGER

İLTİCA HAKKI NEDİR? 13 Ağustos 1993 tarihli Fransız Ana yasa mahkemesinin kararı uyarınca iltica hakkinin anayasal değeri su şekilde açıklanmıştır:

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002.

LİBYA NIN YENİDEN YAPILANDIRILMASI PROGRAMINDA TÜRK TEKNİK MÜŞAVİRLİK HİZMETLERİ KONFERANSI 10 NİSAN 2013, ANKARA

ITU Maritime Faculty-MSC.2016 International Organisations

Joao Breda. Bölge Beslenme Danışmanış. Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar ve Sağlığın Geliştirilmesi

KAPİTALİZM, PİYASA BAŞARISIZLIĞI VE SAĞLIK HİZMETLERİ SUNUMU. Gülbiye Yenimahalleli Yaşar

T.C. İSTANBUL RUMELİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU TIBBİ DÖKÜMANTASYON ve SEKRETERLİK PROGRAMI 2. SINIF 4.

TOPLUMSAL CİNSİYETE DUYARLI BÜTÇELEME Farklı İhtiyaçlar, Eşit Haklar

TÜRKİYE TARIMI, GELİŞMELER ve GENÇ TARIMCILAR

1.- GÜMRÜK BİRLİĞİ: 1968 (Ticari engellerin kaldırılması + OGT) 2.- AET den AB ye GEÇİŞ :1992 (Kişilerin + Sermayenin + Hizmetlerin Serbest Dolaşımı.

Sivil toplum KAMU HARCAMALARINI İZLİYOR

Akdeniz Üniversitesi

Yrd. Doç. Dr. Münevver Cebeci Marmara Üniversitesi, Avrupa Birliği Enstitüsü

Biyosistem Mühendisliğine Giriş

21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER KÜRESEL EKONOMİYİ ROTASINDAN ÇIKARABİLECEK 10 BÜYÜK TEHLİKE

8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ 1 MAYIS 10 KASIM ATATÜRK Ü ANMA ETKİNLİĞİ SANATSAL ETKİNLİKLER

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

HAZİRAN AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. AB Liderleri Jean-Claude Juncker in AB Komisyonu Başkanı Olması İçin Uzlaştı

AB nin İstihdam ve Sosyal Politikası

İNSANİ GELİŞMEYİ SÜRDÜRMEK:! EĞİTİM VE İŞGÜCÜ PİYASASI GÖSTERGELERİ İTİBARİYLE TÜRKİYE NİN PERFORMANSININ DEĞERLENDİRİLMESİ!

Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), Suriye de insan hakları ihlallerinin

KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ

IFLA İnternet Bildirgesi

VERİLERLE TÜRKİYE ve DÜNYADA DİYABET. YARD.DOÇ.DR. GÜLHAN COŞANSU İstanbul Üniversitesi Diyabet Hemşireliği Derneği

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

A.ERDAL SARGUTAN EK TABLOLAR. Ek 1. Ek 1: Ek Tablolar 3123

Dünya Sağlık Örgütü nün tanımına göre sağlık fiziksel, zihinsel ve sosyal açılardan tam bir iyilik halidir.

Türkiye de Sağlık Hizmetlerinin Finansmanı ve Sağlık Harcamalarının Gelişimi. Sağlık Nedir?

Türkiye de Sağlık Hizmetlerinin Finansmanı ve Sağlık Harcamalarının Gelişimi

İÇİNDEKİLER 1. BÖLÜM TURİZM POLİTİKASININ TANIMI, ÖZELLİKLERİ VE TURİZM POLİTİKASINI OLUŞTURAN ELEMANLAR. Yrd. Doç. Dr.

AVRUPA KONSEYİ İNSAN HAKLARININ KORUYUCUSU ÖZET

MACARİSTAN SUNUMU Dr. Csaba UJKERY

DİN VEYA İNANCA DAYANAN HER TÜRLÜ HOŞGÖRÜSÜZLÜĞÜN VE AYRIMCILIĞIN TASFİYE EDİLMESİNE DAİR BİLDİRİ

Yerel Yönetim Vizyonu. Emin Dedeoğlu , Eskişehir

KAMU YÖNETİMİ LİSANS PROGRAMI

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

SAY 211 SAĞLIK EKONOMİSİ

Küreselleşme devam ediyo mu?

TTB nin Olağandışı Durumlarla İlgili Çalışmaları

Türkiye de Erken Çocukluk Gelişimi ve Binyıl Kalkınma Hedefleri Yolunda Gelişmeler. Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı Yıldız YAPAR.

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

AKILCI İLAÇ KULLANIMI

Çok Uluslu İşletmeler. Doç.Dr. Barış Baraz

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

Dünya Sağlık Örgütü, Sağlık Hakkı ve Küreselleşme

RIO+20 ışığında KOBİ ler için yenilikçi alternatifler. Tolga YAKAR UNDP Turkey

SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ. SAĞLIK HİZMETLERİ VE SAĞLIK YÖNETİMİ Yrd. Doç. Dr. Perihan ŞENEL TEKİN

Çevremizdeki Sağlık Kuruluşları VE Sağlık Hizmetleri

Standard Eurobarometer EUROBAROMETER 7 AVRUPA BİRLİĞİNDE KAMUOYU BAHAR Bu rapor Avrupa Komisyonu Kıbrıs Temsilciliği için hazırlanmıştır.

Yerelleşme, en genel anlamda, kamu hizmetleri sorumluluk ve yetkilerinin merkezi hükümetten yarı-bağımsız hükümet veya organizasyonlara veya özel

18 Ocak 2002 de STK olarak kuruldu. 19 Ocak 2006 tarih ve no lu Bakanlar Kurulu kararı ile Kamu Yararına Çalışan Dernek statüsü kazandı.

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ SİYASAL BİLGİLER FAKÜLTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ (TÜRKÇE LİSANS PROGRAMI) 4 YILLIK DERS PLANI

KAPSAYICI EĞİTİM. Kapsayıcı Eğitimin Tanımı Ayrımcılığa Neden Olan Faktörler

DR. BEŞİR KOÇ KALKINMA

Ekonomik Rapor 2011 KAYNAKLAR 67. genel kurul Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği /

İktisat Semineri (ECON 407) Ders Detayları

7. HAFTA. Global sağlık politikaları-1 Global sağlık nedir? Global aktörler? Global hastalıklar? Global sağlığı geliştirme politikaları

Kamu Sağlık Politikaları

TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK

İKTİSADİ İŞBİRLİĞİ VE KALKINMA TEŞKİLATI VE TÜRKİYE

DIŞ TİCARET ENSTİTÜSÜ WORKİNG PAPER SERİES. Tartışma Metinleri WPS NO/ 185 / DÜNYADA ve TÜRKİYE DE MOBİLYA SEKTÖRÜNÜN ULUSLARARASI TİCARETİNİN

Türkiye de çocuk, çocuk olmak ve. Türkiye de Çocuk Çalışmaları Konferansı , ODTÜ Emrah Kırımsoy

Sosyoekonomi / / Deniz Aytaç. Sosyo Ekonomi

EKONOMİ DEKİ SON GELİŞMELER Y M M O D A S I P R O F. D R. M U S T A F A A. A Y S A N


2 Ekim 2013, Rönesans Otel

Dr. A. Tarık GÜMÜŞ Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Anabilim Dalı. Sosyal Devlet Anlayışının Gelişimi ve Dönüşümü

KOLAYLAŞTIRICI: Prof.Dr.A.Gürhan Fişek

KAMU YÖNETİMİNDE ÇAĞDAŞ YAKLAŞIMLAR

MECLİS TOPLANTISI. Ender YORGANCILAR Yönetim Kurulu Başkanı

SAĞLIK YÖNETİMİ SAĞLIK HİZMETLERİNİN ÖZELLİKLERİ, SINIFLANDIRILMASI VE FONKSİYONLARI

VE MUHTEMEL LOBİ PLATFORMLARI

Sürdürülebilir Kalkınma - Yeşil Büyüme. 30 Mayıs 2012

E-PARLIAMENT. Mete Yıldız 2017

KÜRESELLEŞME VE BÖLGESELLEŞME

2002 HANEHALKI BÜTÇE ANKETİ: GELİR DAĞILIMI VE TÜKETİM HARCAMALARINA İLİŞKİN SONUÇLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010

Transkript:

DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ VE SOSYAL HAKLAR Necati Dedeoğlu Akdeniz Üniversitesi ÖZET Dünya Sağlık Örgüt ( DSÖ) İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulmuş olan ve amacı sağlık konusunda dünya ülkeleri arasında işbirliğini geliştirmek olan bir uluslararası örgüttür. Bütçesi üye ülkelerin aidatları yanında bağışlarla da sağlanır Bütün üye ülkelerin parlamentolarında onayladıkları örgüt anayasası sağlığı bir sosyal hak, sağlık hizmetini bir kamusal hizmet olarak kabul etmekte, sağlığın sosyal ve ekonomik belirleyicilerini önemsemektedir. Öte yandan DSÖ kurulduğu günden yana politik etkilere açık olmuş, özellikle ABD, örgütü kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaya çalışmıştır. Dünyadaki hakim siyasal eğilimler DSÖ politikalarını da etkilemişlerdir. Örneğin, bağımsızlığını yeni kazanmış ülkelerin çok olduğu, Yugoslavya, Hindistan gibi Üçüncü Dünya ülkelerin etkin olduğu, Sovyetler Birliği nin güçlü olduğu 1970 lerde DSÖ herkese sağlık sloganı altında eşitlikçi, katılımcı, koruyucu, sağlıkta sosyo-ekonomik etkenleri öne çıkartan Temel Sağlık Hizmetleri programını başlatmıştı. Küreselleşme ve bütün dünyada egemenliğini kabul ettiren neo-liberal ekonomi politikaları DSÖ nün değer ve ilkelerinde de değişikliğe neden olmuştur; kamusal hizmet ve sağlığın sosyal bir hak olarak görülmesi yaklaşımından özelleştirmelere ve piyasa güçlerine doğru bir yozlaşma yaşanmıştır. Bu yeni DSÖ, yoksul ülkelere dayatılan ekonomik yapısal uyum programlarının insanların sağlığındaki olumsuz etkilerini, Irak ve Afganistan savaşlarının sivillerde yarattığı yıkımı görmezden gelmiştir. DSÖ politikalarının olumlu değişmesi yoksul ülkelerin ekonomik ve siyasal bağımsızlıklarını yeniden kazanmalarına ve uluslararası örgütlerde etkili olmalarına bağlıdır. Anahtar Kelimeler: Sosyal Haklar, Sağlık Hakkı, Dünya Sağlık Örgütü, Küreselleşme ABSTRACT The World Health Organisation (WHO) is an international organisation founded after the Second World War with the aim of developing cooperation among the countries of the world. Its budget is provided by members dues along with donations. Its constitution, which has been endorsed by the parliaments of all member countries, accepts health as a social right and health services as a public service, highlighting the social and economic determinants of health. However, the organisation has been subject to political influences since its inception and the USA in particular has tried to use it for its own interests. Dominant political trends have influenced the policies of WHO. For example, WHO started the Primary Health Care Program in the 1970 s, when many newly independent states existed, when Third World countries like India and Yugoslavia were effective and when the Soviet Union was powerful, with the slogan Health for all which prioritised equality, participation, prevention, and socio-economic factors in health. Globalisation and the neo-liberal economic policies which have dominated the world have also changed the values and principles of WHO. A deterioration has been experienced from the understanding that public services and health are social right, to a new understanding which favours privatisation and market forces. This new WHO has ignored the unfavourable health consequences of economic structural adjustment programs forced on poor nations, as well as the deaths of civilians during the Iraq and Afghanistan wars. A favourable change in WHO policies depends upon reestablishing the economic and political independence of poor nations, and their influence in international organizations Keywords: Social Rights, Right to Health, World Health Organisation, Globalisation GİRİŞ: DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ NÜN YAPISI Dünya Sağlık Örgütü ( DSÖ ) 7.4.1948 tarihinde kurulmuş uluslararası özel bir örgüttür. Kardeş örgütleri olan FAO, ILO gibi, Birleşmiş Milletler sistemi içinde yer alan özerk bir kuruluştur. Üye 193 ülke, en yetkili organ olan Genel Kurulda temsil edilmekte, hiçbir ülkenin ayrıcalığı veya veto hakkı bulunmamaktadır. İki yılda bir toplanan Genel Kurul örgütün politikasını, bütçesini, çalışma planını, önceliklerini belirler. Genel Kurul tarafından seçilen Genel Müdür ve ona bağlı birimler DSÖ de çalışan binlerce uzmanın da katkısı ile bu politikaları hayata geçirirler. Örgütün bütçesi ülkelerin verdiği aidatlardan 194

ve daha çok da UNDP; UNICEF gibi uluslararası örgüt ve zengin üye ülkelerden gelen bağışlardan oluşmaktadır. DSÖ anayasası oldukça çağdaştır; sağlık bedensel, ruhsal ve toplumsal tam iyilik hali olarak tanımlanmakta, sağlığın her insanın temel bir hakkı olduğu vurgulanmaktadır. Anayasa hükümetleri insanların sağlığından sorumlu tutmuş, ülkeler arası düzey farkının bütün ülkeler için tehlike yaratacağını belirtmiştir. DSÖ anayasası, beslenme, konut, eğlence ve dinlenme ekonomik ve çalışma koşullarının düzeltilmesi konusunda da DSÖ ye görev vermiş ve bu madde diğerleri gibi bütün ülkelerce parlamentolarında onaylanmıştır. Kısaca, DSÖ anayasası sağlığa bir sosyal hak, sağlık hizmetine kamusal bir hizmet olarak bakmakta, sağlığın sosyal ve ekonomik belirleyicilerini vurgulamaktadır. DSÖ, hastalık kontrol programlarında eşgüdümünün sağlanması, sağlık konularında uzman görüş belirlenmesi, aşı vb. biyolojik maddelerde standartlar konması, burslar verilmesi, sağlıkla ilgili yayınlar yapılması, ülkelere sağlık projelerinde maddi ve bilimsel destek sağlanması gibi görevler yanında dünyanın neresinde olursa olsun felaket veya salgın gibi acil bir durumda yardım sağlar, savaş, afet gibi nedenlerle evlerinden, yurtlarından kopmuş mültecilere sağlık hizmeti götürür ( Dedeoğlu,1988: 15 ). Bu uluslararası yapı ve anayasa ile demokratik, ilerici, sosyal haklardan yana görünen DSÖ aslında aynı Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası örgütler gibi çeşitli baskılara, taraf tutmalara, etkilere açık olmuştur. İlk yıllarından beri ABD örgütte çok etkili idi. Önceleri DSÖ bütçesinin yarısını ABD karşılıyordu; sonradan sakıncaları görülerek bu pay azaltıldı ancak hala mali kaynakların üçte bir kadar kısmı ABD den gelmektedir. Aslında genel kurulda tek bir oyu olmasına karşın ve DSÖ nün, anayasası gereği, ülkeler arasındaki ideolojik farklar ve politik çekişmelere taraf olamamasına karşın, ABD bu mali güç ve yandaşlarının desteği ile DSÖ nün politikalarında ve sağlığın bir sosyal hak olarak algılanışında yönlendirici olmaktadır. ABD, yıllar içinde, kendi veya temsilcisi olduğu uluslararası tekellerin çıkarına dokunan eylemlerde DSÖ nün karşısında yer almıştır. Örneğin, tekeller özellikle Afrika da, anne sütü yerine bebek maması verilmesini teşvik etmiş ve yoksul anneler bu mamaları süt yerine su ile hazırlayınca bebeklerin beslenmesi bozularak on binlerce bebek ölmüştür.. ABD, anne sütü varken mama verilmesine karşı çıkan ve bu katliamı durdurmaya çalışan DSÖ yü uluslararası ticareti engellemekle suçlamıştır.. Aynı şekilde, 18 dev ilaç şirketinden 11 ine ev sahipliği yapan ABD, DSÖ nün akılcı ilaç politikaları benimsenmesi ve ülkelerin gerek duydukları temel ilaçları kendi üretmeleri gibi önerilerine şiddetle karşı çıkmış, DSÖ ye parasal katkısını durdurmuştur ( Aksakoğlu, 2002) DSÖ VE SOSYAL POLİTİKALARINDAKİ GELİŞMELER DSÖ başından beri belli sosyal ve politik gelişmelere sahne olmuştur. Daha kuruluşunun birinci yılında Sovyetler Birliği ve ayrıca Ukrayna, Beyaz Rusya DSÖ nün tutumundan memnun olmadıklarını belirterek üyelikten çekilmek istediler. Bundan bir yıl sonra Bulgaristan, Romanya, Arnavutluk, Çekoslovakya, Macaristan ve Polonya da üyelikten çekildiklerini duyurdu. Bu ülkeler 1955 yılına kadar DSÖ toplantılarına katılmamışlardır. Aynı şekilde ABD nin karşı koyması nedeniyle, Çin Halk Cumhuriyeti 1960 ların sonuna kadar DSÖ ye kabul edilmemiş, 1964 ve1965 yıllarında Afrika ülkelerinin baskısıyla ırk ayrımcılığı yapan Güney Afrika Cumhuriyeti DSÖ den çıkartılmıştı ( Dedeoğlu,1988: 45). DSÖ tarihinde sosyal haklar açısından milat sayılacak olan gelişmeler 1978 yılında gerçekleşmiştir. O yıl DSÖ nün Alma Ata da düzenlediği uluslararası toplantıda dünya ülkeleri için sağlık politikası olarak Temel Sağlık Hizmetleri ( Primary Health Care) benimseniyordu. Temel Sağlık Hizmetleri ( TSH ) kavramı yoksul ülkelerin sağlık düzeylerinin çok kötü olduğu, Sovyetler Birliği ile Yugoslavya, Hindistan gibi bağlantısız ülkelerin etkili olduğu, DSÖ'nün dünya ülkelerine önerdiği Sağlık Merkezi (Health Center), Yardımcı Sağlık Çalışanı (Auxillary Health Worker) gibi teknik projelerin sağlık sorunlarını çözmeye yetmediğinin anlaşıldığı, Avrupa ülkelerinde ve DSÖ de Sosyal Devlet ilkesinin henüz saygı gördüğü bir zamanda ortaya çıkmıştır. Bu dönemde DSÖ Genel Kurulu içinde yeni bağımsızlığını kazanmış genç ve ilerici ülkeler çoğunluğu oluşturuyorlardı. DSÖ den beklentiler değişmiş, sağlık sorunlarının temelinde toplumsal sorunlar aranmaya başlanmıştı. TSH kavramı sağlığın, sağlık hizmetlerinden çok beslenme, konut, gelir, çevre, iş, katılım gibi temel etmenlerin varlığına bağlı olduğunu savunur, sağlık hizmetleri içinde de önceliği hastanelere değil, ilk basamak ve koruyucu hizmetlere verir. Ülkeler arasında veya ülkelerin değişik sosyal gurupları arasında mevcut bulunan büyük sağlık farklarını politik, sosyal ve ekonomik olarak kabul edilemez olarak niteler ve kaynakların adil bir şekilde dağıtılması gerektiğini ileri sürer. TSH özellikle yoksul ülkelerin hevesle sarıldıkları bir proje idi. Ama program gerçekleşemedi, tersine zamanla yoksul ülkelerin sağlık düzeyleri daha da kötüledi, ülkelerin içinde ve arasındaki sağlık eşitsizlikleri arttı. Gerçekleşemezdi çünkü TSH' nın temel söylemleri olan "Herkese sağlık, toplum katılımı, sağlığın sosyal, ekonomik ve siyasal belirleyicileri" gibi kavramlar politik söylemlerdi ve TSH nın gerçekleşebilmesi için gelir ve olanak eşitliği, adil vergilendirme, kamusal sağlık hizmeti, beslenme, konut, sağlıklı çevre gibi temel sağlık girdilerinin 195

sağlanması gerekiyordu. Oysa siyasi ve ekonomik gelişmeler, Reaganizm, Thatcherizm, Özalizm tam da tersini, kamu sektörünün küçültülüp, özelleştirmenin büyütülmesi gerektiğini dikte ediyordu Dünyada sosyal haklara, sağlık hakkına görece daha çok değer verildiği, kapitalizmin henüz krize girmediği 1970 li yıllarda DSÖ nün de sosyal haklardan yana tutum aldığını izliyoruz. Genel Müdür Dr. Halfdan Mahler, sıklıkla daha eşitlikçi bir ticaret ve uluslararası gelir dağılımını öngören Yeni Uluslararası Ekonomik Düzen den bahsediyor, DSÖ sosyo-politik yanı ağırlıklı Eşitlik ve Sağlık, İşkence ve Sağlık, Irk Ayrımı ve Sağlık, Barış ve Sağlık gibi programlar başlatıyordu. Ancak DSÖ varlığının hiçbir döneminde sosyal sınıflardan, emperyalizmden, kapitalizmin insan sağlığı üzerindeki etkilerinden söz etmemiştir. 1980 li yıllardan sonra ise, gerek Genel Müdür Mahler in değişerek yerine ABD ile iyi ilişkileri bulunan Dr. Nakajima nın atanması gerekse Dünya Bankasının sağlık alanında giderek artan etkisi ile daha önceki yıllardaki sosyal politikalarını inkâr eder bir konum alarak, neoliberal sağlık politikalarının temsilciliğini yapmıştır. KÜRESELLEŞME, SOSYAL HAKLAR VE DSÖ Küreselleşme üye ülkeleri vurduğu gibi DSÖ yü de vurmuştur. Dünya Bankası ve Dünya Ticaret örgütünün peşine takılan DSÖ, üye ülkelere ülkemizde de uygulanan Sağlıkta Dönüşüm programları önermeye, özel sektörün yararlarından ve kamu-özel sektör ortaklığından söz etmeye başladı. Bu dönemde DSÖ, yoksul ülkelerin insan ve doğal kaynaklarının sömürülmesine, uluslararası ticaretteki haksızlıklara, utanç verici borçlandırmalara, kamusal sağlık hizmetlerinin acımasızca özelleştirilmesine hiç ses çıkartmamıştır. Dünyadaki eşitsizlikler, yoksulluklar ve emperyalizmin Iraktaki ve Afganistan daki saldırısı yokmuş, binlerce masum kadın, çocuk ölmüyormuş gibi davranmıştır. ABD tarafından Kosova da, Irakta, Afganistan da uranyum içeren, kanser yapıcı mermi ve bombalar atılmamış gibi yapmıştır. DSÖ, nükleer reaktör üreticileri lobisinin baskısı nedeniyle, Çernobil faciasının sağlık etkilerini gizlemekle de suçlanmaktadır ( For an Independent WHO, 2009). Sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesinin sağlığa etkilerine, ilaç tekellerinin sağlıktaki oyunlarına hiç değinmemektedir. Dünyada bir yandan zenginlerin sayısı artarken diğer yanda hala 3 milyar insanın 1 dolar altında gelirle beslenmeye çalıştığını, bir milyar insanın sağlıklı sudan yoksun olduğunu, milyonlarca insanın kolayca önlenebilir hastalıklardan öldüğünü, bunların ancak sağlık bir hak olarak algılanırsa ve dünyada ve ülkeler içindeki sömürü düzeni sonlanırsa çözülebileceğini bilmezden gelip piyasa güçlerinden medet ummaktadır Bir DSÖ çalışanı olan Dr. Alison Katz ın, 2007 yılında yeni seçilmiş olan DSÖ Genel Müdürü Dr. Margaret Chan a yazdığı açık mektupta DSÖ nün uluslararası sağlık otoritesinin azınlık ama güç sahibi ülkelerce artan biçimde zayıflatıldığını ve DSÖ nün hizmet ettiği insanlardan koptuğunu belirtmektedir. Giderek halk sağlığı amacından uzaklaşan DSÖ yü, kendini neo-liberal politikaların etkisinden kurtararak kuruluş ilkelerini yeniden hayata geçirmeye ve Herkes için Sağlık sloganının altını doldurmaya davet etmektedir (Katz,2007). Bazı yazarlar özellikle1980 yılından sonra DSÖ nün dünyadaki etkisinin azaldığını, sağlık politikalarının belirlenmesinde Dünya Bankasının liderliği ele geçirdiğini bildirmektedirler. Ayrıca, sosyalist sistemin yıkılmış olmasını ve serbest piyasa ekonomisinin yükselen değerlerini DSÖ de yaşanan çelişki ve sorunların temel nedeni olarak tanımlamakta, DSÖ nün tercihlerini üyelerinin çoğunluğunu oluşturan azgelişmiş ülkelerden ve sağlığın vazgeçilmez bir insan hakkı olduğu ilkesinden yana yapması gerektiğine değinmektedirler (Şemin, Aksakoğlu, 1995,45). DSÖ, son ekonomik krizin de etkisi ile dünyada giderek artan bulaşıcı hastalıklar, ulaşılamayan sağlık hizmetleri, satın alınamayan ilaçlar, önlenebilir ölümler, bozulan sağlık düzeyi karşısında fazla suskun kalamadı ve 2005 yılında Sağlığın Sosyal Belirleyicileri konusunu inceleyecek bir komisyon oluşturdu. Komisyon, yankılara neden olan ve Genel Müdürün sık sık söz ettiği bir rapor hazırladı. Ağustos 2008 tarihinde yayınlanan rapor, insanların doğup büyüyüp yaşlandığı koşulların ve sağlık sistemlerinin temelinde gücün, paranın ve kaynakların, yerel, ulusal ve uluslararası düzeylerde dağılım şeklinin bulunduğunu belirtmektedir. Bu dağılımların da politik tercihlerden etkilendiği saptanmakta, ülkeler içinde ve arasındaki önlenebilir ve adaletsiz sağlık düzeyi farklılıklarından bu sosyal belirleyicilerin sorumlu olduğu bildirilmektedir. İstenirse, eşitsizliklerin bir nesil içinde giderilebilecekleri, bunun yöntemlerinin bilindiği iddia edilmektedir. Çözüm olarak insanların yaşam koşullarının iyileştirilmesi için bütün çocuklara nitelikli temel eğitim ve sağlık hizmeti verilmesi, herkesin sağlıklı bir çevre, konut ve suya gereksinimi olduğu, kırsal kalkınmaya öncelik verilmesi ve herkese güvenli bir iş ve sosyal güvence, kapsayıcı ve ulaşılabilir sağlık hizmeti sağlanması gerektiği belirtilmektedir. Güç, para ve kaynakların eşitsiz dağılımı ile mücadele için ise, ülkelerin adilane vergi toplama kapasitelerinin arttırılması, cinsiyet eşitliğinin sağlanması, karar mekanizmalarında toplumdaki tüm gurupların temsil edilmeleri, iki taraflı veya bölgesel ekonomik antlaşmalarda sağlık eşitliğinin gözetilmesi, zengin ülkelerin yardım oranını GDP lerinin % 0.7 sine çıkarmaları gibi öneriler getirilmektedir (WHO,2008:49-173). Raporda eşitsizlik terimi sık olarak 196

kullanılmakla beraber hiçbir yerde sermaye, sömürü, emperyalizm, işbirlikçi hükümetler, yozlaşma, küreselleşme, Dünya Bankası uyum programları, ilaç tekelleri gibi tehlikeli kelime ve terimler yer almamaktadır. Sağlığın sosyal belirleyicileri arasında bulunan yoksulluk, baskı, yabancılaşma, cinsel ayırımcılık, etnik ayrımcılık, dışlama gibi sorunlarına tutarlı çözümler önermemektedir. Buna karşılık güç, para ve kaynakların eşit dağılımını sağlamak için uluslar arası yardım payının gülünç bir oranda arttırılması önerilmektedir. DSÖ yapısı göz önüne alındığında bu öneriler şaşırtıcı değildir. Navarro, Sağlığın Sosyal Belirleyicileri Komisyonunu, raporunu hazırlarken farklı görüşteki araştırma sonuçlarını, yazar ve kurumları dışladığı, neo-liberalizmden yana tavır aldığı için suçlamaktadır (Navarro,2007) DSÖ bir kez daha teşhisi doğru koymakta ama uygun tedaviyi bir türlü telaffuz edememektedir. SONUÇ Emperyalizm, 1970 sonlarında kar oranlarının düşmesi nedeniyle başlayan son ekonomik krizini aşmak için IMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü gibi kuruluşların da desteği ile Türkiye gibi gelişmemiş ülkelerde Yapısal Uyum programları başlattı. Küreselleşme adı altında tüm dünya ülkelerine dayatılan bu programlar kamunun küçültülmesini, kamu ve sosyal harcamaların azaltılarak kaynakların özel sektöre yöneltilmesini, para ve işçi piyasalarının düzensizleştirilmesi, kamunun sağlık ve eğitim gibi sektörlerden çekilerek yerini özel sektöre bırakmasını, kamu sağlık kurumlarının tasfiye edilmesini, sosyal güvenlikte devlet bütçesi yerine primlerle mali kaynak sağlanan sigortacılığın getirilmesini öngörmekte idi (Yeldan, 2001: 24,25,192 ) Artık hastalar müşteri, sağlık kurumları işletme, kamu sağlık hizmeti ise piyasa oluyordu. Bu politikaları uygulayan dünya ülkelerinde, sağlık hizmetlerine ulaşım zorlaşmış, sağlık için cepten katkılar artmış, ilaç ve teknoloji kullanımı yükseldiği için sağlık harcamaları fırlamış, koruyucu sağlık hizmetleri gözden çıkarılmış, eski Sovyetler Birliği ülkelerinde olduğu gibi, erken ölümler artmıştır. DSÖ bu gelişmeleri seyretmekle yetinmiş, bu politika değişikliklerinin insan sağlığı üzerindeki etkilerini görmezden gelmiş, çözüm için piyasanın sorumluluğu, kamu-özel sektör ortaklığı, sağlık sigortası gibi yöntemler önermiştir (WHO,2000:47-113) Emperyalist ülkeler hegemonyalarını sürdürebilmek için sadece DSÖ değil diğer uluslararası örgütlere de baskı yapmaktadırlar. Örneğin, çocuk sağlığı ile yakından ilgili bir örgüt olan UNICEF (Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu) Genel Sekreterliğine atanmış bulunan, eski ABD Tarım Bakanı Ann Veremen in çocuk sağlığı ile bir ilgisi bulunmadığı, aksine daha önce yaptığı görevlerde toplum çıkarları değil, şirket çıkarlarına öncelik verdiği, gerek Deli Dana hastalığı salgını, gerekse insan sağlığına etkisi kuşkulu Genetik Olarak Değiştirilmiş Gıda Maddeleri konusunda toplum sağlığına aykırı kararlar aldığı, mimarı olduğu NAFTA anlaşması nedeniyle milyonlarca Meksikalı çocuğun yoksulluğa itildiği belirtilmektedir. ( People s Health Movement, 2009 ) Genel Sekreterin, bu görev için hiç uygun olmamasına karşın, UNICEF e önemli mali katkılar sağlayan ABD nin baskısı ile atanması eleştirilmekte, bütün dünyada UNICEF i Kurtarın kampanyası düzenlenmektedir. Güçlü sermaye ülkelerinin ve tekellerin baskısı altında kalan DSÖ kuruluşundaki toplumcu, hakkaniyetçi konumundan giderek uzaklaşmış, bu nedenle de dünya sağlık politikalarını belirlemekte etkisiz kalmıştır. Sağlığın vazgeçilmez bir hak olduğu ilkesi artık ne neo-liberal dünyamızda, ne DSÖ nezdinde geçerli değildir. DSÖ uluslararası bir örgüttür ve aynı diğer uluslararası örgütler gibi politikalarının sınırı elbette egemen dünya görüşü olan emperyalizm tarafından çizilecektir. Hâlbuki tüm dünyada, 1978 lerde, sağlığın bir sosyal hak olduğu rüzgârları da esmişti. Ne zaman ki toplumlar dünyanın ve insanlığın kaynaklarını sömüren, baskıcı, acımasız, adaletsiz, piyasacı bu dünya düzeninden kurtulurlarsa, kendi ülkelerinde ve dünyada kardeşliği, barışı, paylaşmayı, özgürlüğü, demokrasiyi egemen kılarlarsa Dünya Sağlık Örgütü de o zaman gerçek işlevine kavuşabilecektir. Ülkeler ne zaman ekonomik ve siyasal bağımsızlıklarını tekrar kazanır DSÖ ve diğer uluslar arası örgütlerde etkin olabilirlerse sosyal haklar o zaman savunulabilecektir. Geçerli dünya düzeni içinde DSÖ, dünyanın sağlığına katkıda bulunmaktan, sağlığın sosyal bir hak olarak savunulmasından uzaktır. Sorunun kaynağı politiktir, çözüm de politik olmak zorundadır. 197

KAYNAKÇA Dedeoğlu N (1988). Uluslararası Sağlık Çalışmalarının Tarihçesi, Dünya Sağlık Örgütü ve Türkiye, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Yayını, No:1, Antalya For an Independent WHO (2009). Chernobyl. Web sitesi. http://independentwho.info/ Ziyaret tarihi: 21.3.2009 Aksakoğlu G ( 2002) Herkes İçin Sağlıktan Hedef 21 e: Dünya Sağlık Örgütü Değişiyor. Toplum ve Hekim, Cilt 17, Sayı:2, 91-100 Katz A (2007). Open letter to Dr. Chan. People s Health Movement. Web sitesi: www.phmovement.org/files/alison_letter Ziyaret tarihi 20.3.2009 Navarro V (2007). What is happening at the World Health Organisation. International Association of Health Policy. Web sitesi: www.healthp.org/node/6 Ziyaret tarihi: 23. 3 2009- People s Health Movement (2009). The Save UNICEF Campaign. Web sitesi: http://www.saveunicef.org/index.html Ziyaret tarihi: 8.4.2009 Şemin S, Aksakoğlu G (1995). Sağlık alanında artan sorunlar ve Dünya Sağlık Örgütü nün azalan etkinliği. Toplum ve Hekim, Cilt:10, Sayı:68,45-53 WHO (2000). World Health Report, Health Systems:Improving Performance, Geneva WHO ( 2008). Report of The Commisson on Social Determinants of Health: Closing The Gap in a Generation. Geneva Yeldan E (2001). Küreselleşme Sürecinde Türkiye Ekonomisi, İletişim Yayınları, İstanbul 198