ASKAN-DER ANADOLU SANAYİSİNİ KALKINDIRMA VE GİRİŞİMCİLİK DERNEĞİ



Benzer belgeler
ASKAN-DER ANADOLU SANAYİSİNİ KALKINDIRMA VE GİRİŞİMCİLİK DERNEĞİ

ÖNCELİKLİ TEKNOLOJİ ALANLARINDA TİCARİLEŞTİRME PROGRAMI EYLEM PLANI

Program Koordinatörü Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı

Program Koordinatörü Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı

KAMU ALIMLARI YOLUYLA TEKNOLOJİ GELİŞTİRME VE YERLİ ÜRETİM PROGRAMI EYLEM PLANI

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI ARAŞTIRMA, TEKNOLOJİ GELİŞTİRME VE YENİLİK DESTEK PROGRAMLARI

Başkent Üniversitesi, 9. ÜSİMP Ulusal Kongresi 17 Mayıs Mart 2017, Ankara

T.C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI AR-GE REFORM PAKETİ

ANKARA KALKINMA AJANSI Genel Sekreterlik

TEKNOLOJİ OKURYAZARLIĞI ÜNİTE.1

2013/101 (Y) BTYK nın 25. Toplantısı. Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] KARAR

HAZIR MISIN? HADİ BAŞLAYALIM!

KAMU ALIMLARI YOLUYLA TEKNOLOJİ GELİŞTİRME VE YERLİ ÜRETİM PROGRAMI EYLEM PLANI

Düzce Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi ve ilgili mekanizmaların vizyonu, Bölgesel, ulusal ve

Tüm Kurumsal İşlerinizde Profesyonel Çözümler

Yenilik ve Girişimcilik Alanlarında Kapasite Arttırılmasına Yönelik Kamu Destekleri

16 Üniversite ile 50 ye yakın proje

SUNUM PLANI. Araştırma-Geliştirme, İnovasyon ve Endüstriyel Uygulama Destek Programı

Sentez Araştırma Verileri

AKSARAY TİCARET VE SANAYİ ODASI

ANKARA KALKINMA AJANSI

ÜSİMP TTO TECRÜBE PAYLAŞIMI. ÖMER BAYKAL, GAZİ TTO 26 Temmuz 2013, ASO

ABSAM Sağlık Araştırmaları Merkezi. Danışmanlık Araştırma Eğitim Yazılım Yayın.

T.C. Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı

YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ

Kuruluş Amacı. 2 TEYDEB - Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı

Eskişehir Sanayi Geliştirme Merkezi SANGEM 19 Ağustos 2009

ANKARA KALKINMA AJANSI.

Kuruluş 6 Mayıs 2000 ADANA ÜNİVERSİTE-SANAYİ ORTAK ARAŞTIRMA MERKEZİ

Mühendislik Fakültelerinde Araştırma Süreçlerinin Teknoloji Transferi Ekosistemine Katkıları

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

Bilginin Teknolojiye Dönüşümü. Teknoloji Transfer Ofisi. Teknoloji Transfer Ofisi.

Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu 28. Toplantısı. Yeni Kararlar

T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü. Kümelenme Destek Programı

ANALİZ TÜRKIYE DE ILERI TEKNOLOJIYI KIMLER GELIŞTIRIYOR?

Üniversite ile Sanayi Arasındaki Köprüler: Teknoloji Transfer Arayüzleri. Mahmut Kiper TTGV, Başuzman

TARSUS TİCARET BORSASI

ÜSİMP UNİVERSİTE SANAYİ İŞBİRLİĞİ DENEYİMLERİ ÇALIŞTAYI, 9-10 Ocak 2013, Ankara

KOSGEB DESTEKLERİ NEVŞEHİR YATIRIM DESTEK OFİSİ

TEKNOVERSİTE YOLUNDA ÖNEMLİ BİR ADIM DAHA!

TR83 Bölgesi nde Ar-Ge ve İnovasyon ile Yenilenebilir Enerji Anket Sonuçları

TÜRKİYE VE ESKİŞEHİR SANAYİNİN 2023 STRATEJİSİ

KONYA OTOMOTİV YAN SANAYİ İŞ KÜMESİ

VE BİLGİ DENEYİMİ TÜRKİYE DE SANAYİLEŞME SORUNLARI VE KOBİ LERE YÖNELİK ÇÖZÜMLER. Hüseyin TÜYSÜZ KOSGEB Başkan Yardımcısı.

Hizmetlerini yasaların gerektirdiği standartlar çerçevesinde, günün gereklerine ve sizin şartlarınıza uygun, gerçekçi yöntemlerle sunar.

Çankaya Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi

YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

Hibe. Destek Kalemleri a) İhtiyaç analizi, eğitim ve/veya danışmanlık (400 bin Dolar) b) İstihdam desteği, (2 uzman personel)

ÖZGÜN FİKİRLERİNİZİ PROJELENDİRELİM

Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 60

Türk Patent Enstitüsü Tarafından Düzenlenen Eğitim Programları Ahmet KOÇER TPE Başkan Yardımcısı

İSO YÖNETİM KURULU BAŞKANI ERDAL BAHÇIVAN IN KONUŞMASI

Türkiye Cumhuriyeti Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı. Yalın Altı Sigma Konferansı-5 / 7-8 Kasım 2014

T.C. İSTANBUL KALKINMA AJANSI

ÖNCELİKLİ TEKNOLOJİ ALANLARINDA TİCARİLEŞTİRME PROGRAMI EYLEM PLANI

EKONOMİK ONARIM, YATIRIM VE ÜRETİM HAMLESİ

KONYA TEKNOKENT-SELÇUK TTO

Orta Karadeniz Bölgesel İnovasyon Stratejisi

KOBİ ler Nefes alacak / Ankara. TOBB, Ziraat Bankası, Denizbank ve Kredi Garanti Fonu (KGF) ortaklığında hayata

GENEL BİLGİ. KOBİ ler ve KOSGEB

AVRUPA BİRLİĞİNE UYUM DANIŞMA VE YÖNLENDİRME KURULU 2015 YILI 1. TOPLANTISI 11 MART 2015

Kırıkhan Ticaret ve Sanayi Odası Yılı Faaliyet Raporu

YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ YÖNERGESİ

T.C. Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı

ANKARA YEREL SEÇİM ARAŞTIRMASI RAPORU. ŞUBAT 2014

Uluslararası Yükseköğretim Hareketliliği ve Türkiye nin Konumu temalı Toplantı İstanbul TOBB Plaza da Gerçekleşti

KAMU POLİTİKASI BELGELERİ

İŞBİRLİĞİ YAPILACAK KURUM/KURULUŞ. Hazine Müstaşarlığı Kalkınma Bakanlığı Maliye Bakanlığı Sosyal Taraflar

YEREL YÖNETİMLERDE STRATEJİK PLAN ve UYGULAMA ÖRNEKLİ PERFORMANS ESASLI BÜTÇE. Dr. Ali İhsan ÖZEROĞLU Hatice KÖSE

Bilgi Toplumunda Sürekli Eğitim ve Yenilikçi Eğitimci Eğitimi

T.C. Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca Yürütülen Ar-Ge Destek Programları. MURAT YILDIZ Kurumsal Ar-Ge Destekleri Şube Müdürü

İVEDİK OSB. Misyon-Vizyon

GÜNEY EGE KALKINMA AJANSI BİLGİLENDİRME SUNUMU

ZÜCDER- Züccaciyeciler Derneği KOSGEB DESTEKLERİ BİLGİ NOTU

Stratejik Plan

DÜZCE ÜNİVERSİTESİ Sanayi ve İş Dünyası İşbirliği Uygulama ve Araştırma Merkezi (DÜSİMER) Yrd.Doç.Dr. Ethem TOKLU

TÜRKİYE - İTALYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

Uluslararası Rekabette Fikri Mülkiyetin Önemi: Türkiye'de yaşanan gelişmeler. Prof. Dr. Habip ASAN, TPE Başkanı

İNŞAAT SEKTÖRÜNDE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK: YEŞİL BİNALAR & NANOTEKNOLOJİ STRATEJİLERİ. Muhammed Maraşlı İMSAD-UNG Çalışma Grubu Üyesi

İŞBİRLİĞİ YAPILACAK KURUM/KURULUŞ. Hazine Müstaşarlığı Kalkınma Bakanlığı Maliye Bakanlığı Sosyal Taraflar

TEKSTİL, HAZIR GİYİM, DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ SEKTÖRLERİNE YÖNELİK STRATEJİK EYLEM PLANI

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

SAVUNMA SANAYİİ MÜSTEŞARLIĞI ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ VE İHRACAT STRATEJİK PLANI

SANGEM nedir ve nasıl bir oluşumdur?

KOSGEB DESTEKLERİ (2010/YENİ DESTEKLER)

inşaat SEKTÖRÜ 2015 YILI ÖNGÖRÜLERİ

BÖLGESEL YENİLİK ve KALKINMA AJANSI DESTEKLERİ

TTGV İnovasyon Esaslı Rekabetçilik Analizi Modeli. Mayıs 2015

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

Türkiye nin Sanayi Devrimi «Dijital Türkiye» Yol Haritası

KOSGEB DESTEKLERİ NEVŞEHİR TİCARET VE SANAYİ ODASI

KAMU-ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞBİRLİĞİ (KÜSİ) FAALİYETLERİ

TÜBİSAD Bilişim Çözümleri Platformu

AB MALİ YARDIMLARI VE TÜRKİYE

"Yenileşim ve Gelecek" 9. Kalite Sempozyumu. C. Müjdat ALTAY 15 Nisan 2011

Bilgi Toplumu Stratejisi ve Eylem Planı

ÜNİVERSİTE SANAYİ İŞBİRLİĞİNİN GELİŞTİRİLMESİ ve İYİ UYGULAMA ÖRNEKLERİ SEMİNERİ

Transkript:

1 ASKAN-DER ANADOLU SANAYİSİNİ KALKINDIRMA VE GİRİŞİMCİLİK DERNEĞİ Yerel Süreli Yayın 1. SAYI 2014 ISSN: 2148-5526 2010 Yılında, Azimle ve Şevkle Çıktığımız Bu Yolda Bugünlere Gelmenin Mutluluğunu Yaşıyoruz Üniversite - Sanayi İşbirliği ve Teknolojik Üretim 10. Kalkınma Planında KOBİ ler Odak Noktası Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından KOBİ lere Tam Destek Ahilik Haftası Ahilik Felsefesi

2 3

4 5 Kendiniz için değil, bağlı bulunduğunuz ulus için elbirliği ile çalışınız. Çalışmaların en yükseği budur. SUNUŞ Sayın okurlarımız... ASKAN-DER olarak çeşitli projelerin hazırlığı içerisindeyiz. Bunlardan biri de sanayi-siyaset-üniversite arasında işbirliği sağlamaya yönelik olan AKSAN Koop Projesi. AKSAN Koop Projesi nin amaçlarından bir tanesi sanayi-siyaset-üniversite işbirliği süreçlerinde ilgili bakanlıklar ve kuruluşlar ile ortaklaşa çalışarak, girişimcilik ve inovasyon konusunda sanayicilere destek sunmaktır. Bu proje kapsamında kurduğumuz AKSAN Kooperatifinin başlıca faaliyetleri, Türkiye de üniversite öğrencileri için inovasyon programlarının geliştirilmesini destekleyen bir bilgi merkezi olarak hizmet vermek, KOBİ lerin araştırma projelerinde sanayi-üniversite ortaklıklarını kolaylaştırmak, Türkiye de üniversiteler ile KO- Bİ ler arasında köprü fonksiyonu görmektir. Türkiye nin ekonomik ve sosyal refahı, refah üreten işletmelerine bağlıdır. Yakın tarihin sürekli artan küresel rekabeti, mali kriz ve uluslararası istikrarsızlıkların etkileri; KOBİ lerin karşılaştıkları zorluklardan sadece birkaçıdır. Üniversiteler, sanayinin başarısını destekleyen merkezi bir role sahip ulusal bir kaynak olmalıdır. Ülkenin gelişmesinde ana stratejileri kapsayan entegre bilim, sanayi ve teknoloji politikası AK Parti hükümetlerince oluşturulmuş ve uygulanmaya başlamıştır. Ayrıca, Türkiye son on iki yılda sanayi-üniversite işbirliğinde büyük bir ilerleme kaydetmiştir. 2023 hedeflerine ulaşmak için, yerel üniversite kaynaklarına erişim, öğrenci projeleri ve ortak Ar-Ge çalışmaları, üniversite-sanayi işbirliği, teknoloji transferi ve üniversite doğumlu buluşların ticarileştirilmesi çalışmalarında AKSAN gibi sanayinin içinden gelen STK lar etkili bir aktör olmalıdır.. Birçok ülkede inovasyon ulusal kalkınmanın merkez teması olurken giderek daha belirgin hale gelmektedir. AKSAN olarak, KOBİ lerin inovasyon ihtiyacına katkı sağlamak için öğrenim hibe mekanizması vasıtasıyla destek sağlanması gerektiği düşünülmektedir. Bu çerçevede, üniversiteler kendi misyonlarına, hedeflerine ve vizyonlarına göre önceliklerini tanımlamak ve bu tür sanayinin rekabet edebilirliğine, bilim ve teknoloji katkısı, işletmelerde yüksek lisanslı personelin istihdam edilebilirliği ve özel iş becerileri gereksinimleri gibi alanlarda faydalar sağlayabilirler. ASKAN-DER olarak ülkemize ve sanayicimize faydası olacağını düşündüğümüz her türlü konuyu araştırarak ülke sanayisini hep bir adım ileri taşıma gayreti içerisinde olacağız. Dr. Erol KODAK ASKAN-DER Yönetim Kurulu Başk. Yard. Yazı İşleri Müdürü ASKAN-DER Anadolu Sanayisini Kalkındırma ve Girişimcilik Derneği Yıl: 1 Sayı: 01 2014 ISSN: 2148-5526 ASKAN-DER Derneği Adına Sahibi Zafer EROĞLU Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Dr. Erol KODAK Yayın Danışmanı Mehmet TELLİOĞLU Yayın Koordinatörü Murat Osman VANLI Yönetim Kurulu Zafer EROĞLU (Başkan) Zeki ŞANAL (Başk. Yard.) Erol KODAK (Başk. Yard) Murat Osman VANLI (Gn. Sekreter) Kemal TÜRKOĞLU (Üye) Serhat PEKEŞ (Üye) Ahmet MURAT (Üye) Ahmet Ünal (Üye) Denetim Kurulu Taner ÖZMEN Mahmut EFE Eyüp PERÇİN Grafik Tasarım Reklam Rezervasyon Medya Reklam Tanıtım Bilişim Yayıncılık Ticaret Cevat Dündar Cad. Kavacıklı İş Mrk. 17. Blok Kat: 3 No: 28 Ostim / ANKARA Tel: 0 312 232 57 06 Faks: 0 312 231 57 16 www.mrtbilisim.com Yayın İdare Adresi 1354. Cad. Fora İş Mrk. Kat: 2 No: 138 / 104 İvedik OSB / ANKARA Tel: 0 312 394 60 56 Faks: 0 312 394 60 59 Basım Yeri Aydan Yayıncılık Alınteri Bulvarı 1262 Sk. No: 4 Ostim / ANKARA Tel: 0 312 354 46 27 Faks: 0 312 385 39 23 www.aydanyayincilik.com Dergide yazılan yazıların sorumluluğu yazarlara, reklamların sorumluluğu ise firmalara aittir.

[ İçindekiler ] [ Başkan ın Yazısı ] 6 7 10 ASKAN-DER in Emrullah İŞLER Ziyareti 16 ASKAN-DER den Zelkif KAZDAL a Plaket BAŞKAN IN YAZISI 6 10. Kalkınma Planında KOBİ ler Odak Noktası Dergimizin İlk Sayısı ile Okurlarımıza Merhaba Derken 18 İşyerinde Psikolojik Taciz İsmail AKGÜN 12 30 Mükerrem ŞAHİN Üniversite-Sanayi İşbirliği ve Teknolojik Üretim Isınmayan Eller Kansızlık Nedeni Olabilir Sayın ASKAN-DER üyeleri... Bundan tam 4 sene önce çıktığımız bu virajlı yolda katettiğmiz mesafebugun itibariyle bir olgunluk aşamasına gelmiş bulunmakta, bu bağlamda dergimizin ilk sayısını çıkarmanın mutluluğunu yaşadığımızı bilmenizi isterim. 29 Nedim YAMALI nın Sanayicileri Ziyareti 42 YDV den ASKAN-DER Ziyareti 34 Bir İslam Mücahidi SEYYİD HÜSEYİN GAZİ Çeşitli projelerle sanayici ile devamlı işbirliği içinde ve temas halinde olan ASKAN-DER, yapı olarak dinamik olmayı ve sorunlara pratik çözümler üretmeyi kendine amaç edinmiştir. Dernek üyelerimize bir iş ortağı kadar yakın, sorunları için de etkili bir çözüm olmayı sürdürecektir.. 38 Limited-Anonim Şirket Değişikliğinin Avantajları ve Usulü İvedik OSB Başkanı 40 Hasan GÜLTEKİN e Plaket [ Reklam İndeksi ] Ön Kapak İçi-1 3 9 17 27 31 37 41 43 55 Arka Kapak İçi Arka Kapak Commerce Center Plusdoor Akkent Paradise Garden Yaşar Oto Lastik Beyoğlu Konağı Medical Park Miroğlu Ahşap, Ambalaj, Nakliyat Oğultürk Pano SS Aksan Koop Coşkunsel OSGB Tek El Makina Mebuskent 44 Genç İşadamı Serhat PEKEŞ 52 İSG Uzmanı Meftune USTA ile Röportaj [ İçindekiler ] Başkan ın Yazısı Sayfa 5 10. Kalkınma Planında KOBİ ler Odak Noktası Sayfa 6 ASKAN-DER in Emrullah İŞLER Ziyareti Sayfa 10 Üniversite - Sanayi İşbirliği ve Teknolojik Üretim Sayfa 12 ASKAN-DER den Zelkif KAZDAL a Plaket Sayfa 16 İşyerinde Psikolojik Taciz Sayfa 18 Başkent ANKARA Sayfa 22 AKP Ank İl Başkanı YAMALI Sanayicilerle Birarada Sayfa 29 Isınmayan Eller Kansızlık Nedeni Olabilir Sayfa 30 Bir İslam Mücahidi Seyyid Hüseyin Gazi Sayfa 34 Limited - Anonim Dönüştürülmesinin Avantajları Sayfa 38 İvedik OSB Başkanı Hasan Gültekin e Plaket Sayfa 40 YDV den ASKAN-DER e Ziyaret Sayfa 42 Genç İşadamı Serhat PEKEŞ Sayfa 44 10 Kasım, ATA sız 76 Yıl Sayfa 46 Ahilik Felsefesi Sayfa 48 İSG Uzmanı Meftune USTA ile Röportaj Sayfa 52 KOBİ lere Tam Destek Sayfa 56 ASKAN-DER olarak öncelikli hedefimiz ASKAN-DER üyelerinin ticari gelişimlerine destek olmak, ihracat potansiyellerini geliştirmek, ar-ge faaliyetlerine ve projelerine daha fazla kaynak ayırmalarına destek olmaktır. Ayrıca dernek üyelerimizin dış ticaret ile ilgili pazar araştırması yapmalarına katkıda bulunarak ürünlerinin tanıtılması ve sertifikasyonu ile ilgili çalışmalar yapmaktır. Üyelerimizin ihtiyaç duyabileceği kaynak ve devlet desteklerini hazırlamalarına yardımcı olarak gerekli rapor ve dosyalar sağlanması ve onları ticari hayatlarında yalnız bırakılmaması nihayi hedeflerimizdendir. Yaptığımız projelerden bir tanesi olan Aksan-Koop Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi için arsamız satın alınarak gerekli yasal süreçleri tamamlama aşamasına gelinmiştir. Arsanın bulunduğu bölge Ankara-İstanbul yönünün gidişe göre sağ tarafında, Kazan ilçesine bağlı Saray Mahallesi nde bulunmaktadır. Tem otobanına Akıncı Kavşağı ile bağlanmakta olan arsamız kavşağa yaklaşık 1500 metre uzaklıktadır. Bölge; Gimat, Keresteciler Sitesi, Saraykent Toplu İşyeri Kooperatifine yakın olmasıyla birlikte, bölgede irili ufaklı 300 e yakın fabrika ve işyeri bulunmaktadır. Ankara lojistik bölgesine de yakınlığı itibariyle hem lojistik amaçlı hem de sanayi bölgesi olarak kullanılabilme özelliği bulunmaktadır. ASKAN-DER bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da yanınızda olmaya devam edecektir. Ülke kalkınmasındaki en önemli unsurun üretim olduğu bilincini taşıyan, sanayicimizin ihtiyaç duyduğu her konuda yardımcı olabilecek çözümler üreterek siz sanayici dostlarımızla birlikte ülkemizin dünya sanayisinden daha fazla pay almasına imkan sağlamak için durmadan çalışmaya devam edeceğiz. Üreten Türkiye nin dışa bağımlılığı yani bir anlamda ekonomisinde de tam bağımsızlığını kazanması adına yapabileceğimiz en iyi şeyi yapmak yani üretim faktörünü üstlenen sanayicimizin her zaman yanındayız ve yakınındayız. Saygılarımla

[ KOBİ ] 8 9 10. Kalkınma Planında KOBİ ler Odak Noktası Başbakan Ahmet Davutoğlu, Güçlü ve Dengeli Büyüme için Yapısal Dönüşüm başlığıyla Onuncu Kalkınma Planı kapsamında öncelikli dönüşüm programlarına ilişkin eylem planlarını açıkladı. Öncelikli sektörlerde teknolojik ürün yatırımlarını ve prototip geliştirme süreçlerini destekleyeceğiz. Enerji, sağlık, havacılık, uzay, otomotiv, raylı sistemler, bilişim ve savunma gibi öncelikli sektörlerde teknolojik ürün yatırımlarını destekleyeceğiz. Sanal ve gerçek ortamlarda kamu-üniversite-sanayi işbirliği platformları oluşturacağız. Ülkemizde akredite test altyapısını güçlendireceğiz. Davutoğlu, temel hedefin ülkedeki verimliliği artırmak, öngörülebilirliliği ve sürekli kalkınmayı teminat altına almak ve hesap verilebilirliliği güçlendirmektir olduğunu söyledi. Öncelikli sektörlerin kuluçka merkezlerini geliştireceklerini belirten Başbakan Davutoğlu: Öncelikli sektörlerde teknolojik ürün yatırımlarını ve prototip geliştirme süreçlerini destekleyeceğiz. Enerji, sağlık, havacılık, uzay, otomotiv, raylı sistemler, bilişim ve savunma gibi öncelikli sektörlerde teknolojik ürün yatırımlarını destekleyeceğiz. Sanal ve gerçek ortamlarda kamu-üniversite-sanayi işbirliği platformları oluşturacağız. Ülkemizde akredite test altyapısını güçlendireceğiz. Araştırma merkezlerini özel sektörün kullanımına daha fazla açacağız. KOBİ ler başta olmak üzere girişimciler ve yatırımcılar arasındaki ağlar ile mentörlük hizmetleri gibi mekanizmaları merkezi ve yerel düzeyde geliştireceğiz. Girişimcileri desteklemek için finansman eksiğinin en çok hissedildiği erken aşamaya yönelik bir fon koyacağız, bu son derece önemlidir. Erken aşamada girişimcileri desteklediğimiz zaman daha sonraki aşamalarda önemli atılımlar yapmasına da zemin hazırlamış oluyoruz. Yenilikçi girişimcilerin ticarileştirme projelerine yönelik destek sağlayabilecek kredi garanti mekanizmasını oluşturacağız. Öncelikli sektörlerde yenilikçi girişimciliği desteklemek amacıyla kuluçka merkezleri ve hızlandırıcılar koyacağız. Enerji, sağlık, havacılık, uzay, otomotiv, raylı sistemler, bilişim ve savunma teknolojileri başta olmak üzere kümelenme çalışmalarını destekleyeceğiz. Fikri ve sınai haklar konusunda ticarileştirmeyi destekleyecek düzenlemeler yapacağız. Bu yolla 2018 yılına kadar öncelikli sektörlerdeki ürün ve marka sayımızı artıracağız ve rekabet gücümüze ivme katacağız. dedi. Kamu alımlarında yerli firmalara öncelik verilmesi için gerekli tüm çalışmaların ve hazırlıkların yapıldığını ifade eden Davutoğlu: Kamu kurum ve kuruluşlarında farkındalığı ve kapasiteyi artıracağız. Uluslararası yükümlülüklerimizi de dikkate alarak yüksek teknolojili ürünlerde kamu alım garantili tedarik modelinin uygulanabilmesi için Kamu İhale Kanunu ve ilgili birincil ve ikincil mevzuatta gerekli düzenlemeleri yapacağız. Yüksek teknolojili ürünlerde kamu alım garantisine dayalı üretim yapılabilmesi için ürün bazlı yerli tedarik modelleri geliştirecek ve uygulayacağız. Uygulamanın etkinliği için koordinasyon ve izleme mekanizmaları kuracağız. Bu eylemlerle yerli firmalarım kamu ihalelerinden daha fazla pay almasını sağlayacağız. ifadelerinde bulundu. KOSGEB, Dönüşüm Planının Önemli Bir Parçası Onuncu Kalkınma Planı kapsamında öncelikli dönüşüm programlarına ilişkin eylem planlarında en önemli konularda yine KOSGEB in sorumlulukları ön planda yer alıyor. Yenilikçi girişimcilerin ticarileştirme projelerin yönelik destek sağlayabilecek kredi garanti mekanizması oluşturulması için Mevcut kredi garanti mekanizması içinde yenilikçi girişimcilere proje bazlı kredi garanti desteği sağlayabilecek bir fon oluşturulacak. Diğer yandan Teknoloji Geliştirme Merkezlerinin (TEKMER ler) etkinliğini artırmak amacıyla sistem yeniden yapılandırılacak. Girişimciliğin en önemli noktalarından biri olan TEKMER lerin yapılanması ve sağlanan destekler gözden geçirilerek etkinleştirilecek ve yaygınlaştırılacak. Başbakan Ahmet Davutoğlu nun üzerine vurgu yaptığı öncelikli sektörlerde yenilikçi girişimciliği desteklemek amacıyla kuluçka merkezleri ve hızlandırıcıların kurulması desteklenecek.

[ KOBİ ] 10 11 Öncelikli sektörlerde girişimciliği geliştirmek amacıyla doğrudan özel sektör tarafından veya özel sektör-kamu ortaklığında kurulan kuluçka ve hızlandırıcı gibi yapılanmaların proje bazlı desteklenmesi amacıyla bir destek programı oluşturulacak. Destek programı oluşturulurken öncelikli olarak bir ihtiyaç analizi yapılacak. Bunların yanında, KOBİ lerde ticarileştirmeye yönelik insan kaynağı kapasitelerinin artırılması sağlanacak ve Firmaların ticarileştirmeye yönelik kapasitesinin artırılması amacıyla mentörlük mekanizması geliştirilecek ve uygulanacak. Bu çalışmalarla birlikte Ar-Ge yapan firmaların teknolojik ürün ticarileştirmesine yönelik yetkinliklerinin artırılması amacıyla dönem boyunca eğitim, danışmanlık ve personel destekleri sağlanırken, öncelikli sektörlerdeki firmalar başta olmak üzere özel sektöre ticarileştirme konusunda mentörlük hizmeti sağlanmasına yönelik mekanizma geliştirilecek ve dönem boyunca uygulanacak. Mentörlük hizmeti sağlanacak firmaların seçiminde, Ar-Ge projesini tamamlamış ve ticarileştirme aşamasında olanlara öncelik verilecek. www.kalkinma.gov.tr

[ Ziyaret ] 12 13 ASKAN-DER Yönetim Kurulu Başbakan Yardımcısı Emrullah İŞLER i Makamında Ziyaret Etti Askan-Der heyeti Bekir Bozdağ dan boşalan Başbakan Yardımcılığına atanan Ankara Milletvekili Emrullah İŞLER i makamında ziyaret ederek hayırlı olsun dileklerinde bulundu. Yeni görevlerinin ülkeye, millete hayırlı olmasını dileyen ASKAN-DER Yönetim Kurulu Başkanı Zafer EROĞLU ise, Türkiye nin 2023 hedeflerini açıklamasının birilerini ciddi şekilde rahatsız ettiğini belirterek, Burada en büyük teselli kaynağımız milletimizin oynanan oyunun farkında olması. Milletten gücünü alan ve aldığı destekle hizmet eden AK Parti yoluna devam edecektir. Bizim yegâne meşruiyet kaynağımız milletimizdir. dedi. ASKAN-DER Yönetim Kurulu Başkanı Zafer EROĞLU, Başbakan Yardımcısı Emrullah İŞLER e bir plaket vererek hayırlı olsun dileklerini yeniledi. Bu görevinizin Türk milletine hayırlar getirmesini Yüce Allah tan niyaz ederim. dedi. Daha sonra ASKAN-DER Yönetim Kurulu ve üyeleri ile toplu fotoğraf çekildi. Sayın Başbakınımız ve Sayın Cumhurbaşkanımızın kendisini bu göreve layık gördüğünü ifade eden Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Emrullah İŞLER, daha önce olduğu gibi yeni sıfatı ile görevini en iyi şekilde yerine getirmek için çalışacağını söyledi. Memleket için, herkes için ellerinden gelen gayreti göstereceklerini söyleyen Başbakan Yardımcısı Emrullah İŞLER, 2012 de terörü sahada mağlup eden Türkiye doğru ve yerinde bir kararla 2013 te çözüm sürecini başlattı. Ülkenin kangren haline gelen sorunu olan terörden ilelebet kurtulma girişimine küresel güçlerin cevabı Gezi olayları ve 17 Aralık darbesi oldu. Rabbim utandırmasın, zor bir zamandan geçiyoruz. Biliyorsunuz ülkemizde şu sıralar bir takım sıkıntılar yaşanıyor. İnşallah biz AK Parti olarak milletimizin sağduyusuna güveniyoruz. Milletimiz oynanan o oyunları görüyor. Burada asıl hedefleri siyasi istikrar ve ekonomik istikrarın bozulmasıdır. dedi.

[ Makale ] 14 15 Üniversite - Sanayi İşbirliği ve Teknolojik Üretim Ülkemiz son yıllarda ekonomide hacimsel olarak bir büyüme yaşamaktadır. Bu büyüme, her aşamada kendini göstermekte ve sanayi üretim endeksleri her çeyrekte büyüme rakamları yayınlayarak bunu tespit etmektedir. Ekonomik büyüklük tek başına kalkınmanın bir ölçüsü olarak görülmemelidir. Ülkemiz ekonomisinin hacimsel olarak büyümesinin lokomotifi inşaat ve konut sektörünün olduğu bilinmektedir. Üretimin diğer bir büyük kalemi ise ithalata bağlı ürünlerden oluşmaktadır.örneğin ülkemizin en önemli ihracat kalemleri arasında yer alan otomotiv üretimi aslında önemli ölçüde ithalata bağlı bir üretimdir. Bütün bunlar ülkemizin verdiği büyük çabaya rağmen halen orta gelir tuzağı bölgesini aşamayacağını göstermektedir. Peki eksik olan nedir? Bizi bir Almanya, bir Kore, bir Japonya, bir İsveç, bir İtalya gibi olmaktan alıkoyan nedir? Onlar bizden daha mı zekiler? Ya da onlarda olup da bizde olmayan şey nedir? Bu yazımızda konuyu, tablo ve istatiksel verilerle değil çözüm olabilecek başka bir açıdan değerlendirelim istedik. Ülkemizde sanayisel üretim geçmişi çok eski değildir. Organize sanayilerin kurulumu şurada bir 30 senelik hadise. Sanayisel üretim alışkanlığını kazanmak, işbirliği ve kollektif akıl ile birlikte üretme yeteneklerini kazanmak için belirli bir zamana ve eğitime ihtiyaç vardır. Organize sanayilerin yapısı incelendiğinde ülke özelinde Ankara, Bursa, Eskişehir, Kocaeli, İzmir, İstanbul gibi illerde belirli bir üretim metoduna göre oluşumun olduğunu, diğer illerde ise henüz yeni yeni merkezlerin büyümeye başladığını görmekteyiz. Buralarda yer alan işletme sayısı hiç de az değildir. İstihdam da bir o kadar iyidir. Ama bir başı boşluk vardır. Yirmi otuz sene önce kurulan işletmelerin çoğuna aynı kurucu tarafından aynı koşullarda benzer üretimler yapılmaya devam edilmektedir. Çoğunluğu aile şirketinden oluşan bu yapı KOBİ niteliğinde olup dışa açık değildir. Şirketlerde ikinci jenerasyonun görev alması ile her ne kadar eğitim oranı artmış olsa da istenilen ölçüde inovasyon gerçekleşmemektedir. Bizim tartışdığımız bu evreleri 30-40 sene evvel geçirmiş gelişmiş ülkelerde araştırma ve geliştirme faaliyetleri baş döndürücü bir hızla ilerlemektedir. Bunu herkes kullandığı cep telefonuna bakıp görebilir. Üç yıl önce çıkan bir model kaç kişinin elinde kaldı? İnanılmaz bir hız. Ya da her yıl çıkan araba modellerine bakın. Modelini yenilemeyen kaç marka var? Her yenileme üretim bandında bir değişme, kalıplarda değişme, elektronik ve mekanik akşamlarda bir değişme demek. Bu hıza biz nasıl ulaşacağız? Biz yalnız tüketici olarak mı kalacağız? Ülkemiz son on yılda hem Bilim Teknoloji Yüksek Kurulu ile hem TUBİTAK hem de YÖK ile bu konuların düzenlenmesi amacıyla bir çok politika üretmiş olmasına rağmen bunlar sahaya yansıtılamamıştır. Ar-Ge bütçesi artırılmış, Ar-Ge bütçesinin kullanımı bütün Anadolu ya yayılmış, kalkınma ajansları ile bölgesel kalkınmaları öncelleyen fonlar dağıtılmıştır. KOSGEB desteklerinin payı artırılmıştır. Ancak harcanan para/üretilen değer neticesi hiçte istenilen gibi değildir. Neden? Sanayisel üretimde Ar-Ge ülke güvenliği açısından da önemlidir. Savunma sanayini yerlileştirmek için teknolojik gelişmelerle baş edecek kabiliyette inovasyon gücü gerekir. Ülkemiz bunu başarabilmiş midir? Belirsiz. Yani ülkemizin araştırma payından en büyüğünü hibe olarak kullanan savunma sanayisi şirketleri ne kadar başarılı olmuştur. Demek bu yalnızca fon aktarmakla da çözülmüyor. Ülkelerin kalkınmalarını GSMH da araştırma ve geliştirmeye ayrılan paya endeksleyenler buna nasıl cevap verecek? Dünyada üniversiteler kalkınmada önemli bir öncül rol üstlenmiştir. Bizde yıllarca politik kavgaların merkezi, ideolojik örgütlemelerin merkezi zihinsel olarak belirli bir grubun tekeline bırakılmış çiftlikler olarak faaliyet göstermiştir. 1980 lerden sonra bir çeki düzen getirilse bile o da malum kaygılardan sebep istenilen yapının oluşmasını sağlayamamıştır. Bu süreçlerde çok değerli bilim adamlarımız gelmiş geçmiş ama bir sistem kurulamamıştır. Sonra ülkenin akademik insan ihtiyacını karşılamak için yurt dışına göndermeler başlamış ancak burasıda takip edilmeyip başı boş bırakıldığından eğitim için gidenlerin bazıları geri dönerken, üretimsel deneyim kazananların çoğu büyük şirketlerin

[ Makale ] 16 17 Ar-Ge ordularına katılmış ve dönmemiştir. Bu yıllar kayıp yıllarımız. Son on yılda bu işe çeki düzen verilmiş olsa da henüz sonuçlarının ne kadar olumlu olduğunu değerlendirecek bir veri elde edilemiştir. Hala sosyal bilimler alanında bir çok genç yurt dışında ülkemizin parası ile eğitim almaktadır. Hukuk alanında Avrupa ve Amerika ya gönderilen akademisyenlerin ülkemize nasıl bir faydası olacağını izah etmek mümkün değildir. Alman hukuk sistemi üzerine beş yıl doktora yapan bir öğrencinin ülkemiz geleceğine nasıl katkı vereceğini inanın anlamış değilim. Yetişmiş teknik eleman takviyesi olmadan inovasyon nasıl yapılacak? Demekki yalnızca fon aktarmakla bu işler çözülmüyor. Yalnızca yetişmiş eleman istihdamı ile de çözülmüyor. Örneğin Aselsan da kaç tane mühendis olduğunu tahmin ediyorsunuz değil mi? Eleman var, fon da var peki üretim ne kadar? Para teknik eleman endeksine göre kim daha başarılı? dolayısıyla buradan bir geçim kaynağı kurmasına sebep oluyor. Böylece belirli bir yaşa kadar sanayisel işlerle ilgilenmiyor. İleri yaşlarda ise bu deneyimi tekrar elde etmek çok zor. Sonuçta üretime katkısı sınırlı kalıyor. Üniversite-sanayi işbirliğinde hocaların sanayiye gelmemesinin çok konuşulmasının bir sebebi de budur. Çünkü üretimsel deneyimi yoktur. Sanayiye gidip bir usta başı kadar üretime yakın olmadığını görünce uzaklaşır ortamdan. Çatışma çıkar aralarında. Sonra kendine başka bir akademik dünya kurar. Kamusal işler yasa ile çözülebilir. Üniversite muhendislik eğitim sistemini düzenleyebilir.akademik özlük konularını sanayisel üretime bağlı düzenleyebilir. Böylece sanayisel üretimde görev almak cazip hale getirilebilir. Yasa koyucu bir gecede nasıl yasaları değiştiriyor gördünüz. Peki ülkenin önünü açacak böyle bir eylemi neden yapamadı? ve geliştirmenin de etkili olduğu bir modele geçilmelidir. Örneğin doçentlik sınavında hiçbir anlamı ve puanı olmayan patentlerin önemini artıracak düzenleme yapılmalıdır. 4.) Üniversite performans kriterlerinde sanayisel üretimin etkinliği artırılmalıdır. 5.) Üniversitelerin MYO ile fakültelerinde nitelikli eleman yetiştirilebilmesi için öğrencilerin sanayisel üretimin içinde olacağı süreçler uzatılmalı. Örneğin üçüncü ve dördüncü yıllarda haftada en az iki gününün sanayide geçmesini Üniversitelerin sayısı artırılmış, okuyan öğrenci sayısı artmış olmasına rağmen nitelik ve kalitenin sürekli düştüğü gözlenmiştir. Bunu önleyecek tedbirlerin alınması gecikmiştir. Mühendislik ve Teknoloji Fakültelerinin sanayi ile bağı kurulamamıştır. Hoca sanayiden uzak sanayi hocadan uzak. Dolayısıyla öğrencide sanayiden bihaber yetişmekte ve mezun olunca üretimdeki yaraya merhem olmaktan çok uzak kalmaktadır. Sanayici nitelikli eleman bulmaktan dertli. Elemanlar iş ortamlarından. Nasıl çözülecek bu paradoks? KOBİ lerin üniversitelerden ve kamudan daha başarılı olduğunu herkes biliyor. Hasbelkader bulabildiği bir iki mühendis ile inanılmaz üretimlere imza atıyor. Çünkü üretmezse yaşayamaz. Ama kamu destekli bir sistemin üretime ihtiyacı yok. Çünkü ay sonunda parasını veren var. Bence sorun bu sarmalın çözümünde. Üniversitelerin her birinde yüzlerce mühendis var. Bunlar iyi eğitim almış nitelikli insanlar. Ancak sanayisel üretime çok az yanaşırlar. Kendi dünyalarında araştırma faaliyetlerini yürütürler, makale üretirler, akademik olarak yükselirler fikirlerine de her zaman para bulurlar. TUBİTAK ve üniversite fonları bu tür konulara her zaman prim verir.konu orjinal sonucunun ülkeye faydası olup olmadığı değil, bilim camiasına faydası, akademik yayına dönüşme kapasitesi önemlidir. Kaç yayın patente dönüşme potansiyeli taşır? Geliştirme değil araştırmaya endeksli bu sistemi değiştirmek son on yılda da mümkün olmadı. Yapılmaz mıydı? Öğretim üyelerin aslî görevi öğrenci yetiştirmek olarak belirlenmiştir. Öğretim üyesi haftada 15 saat dersi varsa zamanının çoğunu bu derslere harcar. Dersin hazırlığı var, sınavı var,laboratuvar çalışması var. Bu dersten para alıyor. Özellikle genç akademisyenlerin aldıkları ücretlerin düşük olması onların daha çok ders vermesine Üniversite sanayi işbirliğinde üniversitenin kamusal yapısı ile sanayinin özel yapısının çakışmasını sağlayacak önlemlere ihtiyaç vardır.bu önlemlerin en önemli ayağı eğitimdir. Nitelikli eleman eğitimi. Üniversite burada önemli bir fonksiyon icra etmelidir. Kalkınma ve dünyanın ilk on ekonomisi arasına girmesi mücadelesi veren bir devletin yapılan mevcut iyileştirmelere ek olarak aşağıda ki konularda da acil önlemler alması gereklidir. 1.) KPSS ile kamuya mühendis alımı sınırlandırılmalıdır. En yüksek puan ile eleman alan kurumlara ülkemizin en iyi mühendisleri yerleştiriliyor. Büro elemanı haline dönüştürülüyor. Pasivize ediliyor. Üretim yapmak isteyen sanayici ne yapsın? 2.) Ülkenin tarlarını imara açmaktan vazgeçilmedir. Böylece hem gelecek nesillere tarım arazileri bırakılması hem de inşaattaki kolay karın önüne geçilmesi sağlanabilecektir. 3.) Akademik yükselme kriterlerinde üretim sağlayan bir formül bulunmalıdır. 6.) KOBİ ve sanayi projelerini kontrol eden fonların dağılımında projeler hakem alarak atanacakların yalnızca üniversite içerisinden değil kamu kurum ve kuruluşlarında yer alan uzman yardımcısı mühendisler ile sanayi kuruluşlarında görev alan mühendislerden de seçilmesini sağlamak. Böylece proje değerlendirmelerde üretimsel kriterlerin ön plana çıkmasını sağlamak. 8.) Organize sanayi bölgelerinin kümeleştirmek ve her kümenin ihtiyaç duyacağı elemanı sistem içinde bulacağı bir eğitim kompleksini sanayi bölgelerine kazandırmak. 9.) Organize sanayi bölgeleri gibi üniversiteleri de kümeleştirmek ve bu kümeleri çakıştırarak ortak çıkar alanları oluşturmak. Örneğin savunma sanayi kümesine savunma sanayinde faaliyet yürütecek öğretim elemanlarını sağlayacak üniversiteleri entegre etmek. Üniversiteleri belirli alanlarda uzmanlaştırmak. Yrd. Doç. Dr. Mükerrem ŞAHİN Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü-Ankara mukerremsahin@gmail.com

[ Haber ] 18 19 Ak Parti Ank Milletvekili Zelkif KAZDAL a ASKAN-DER den Plaket AK Parti Ankara Milletvekili Zelkif KAZ- DAL ı Anadolu Sanayisini Kalkındırma ve Girişimcilik Derneği (ASKAN-DER) Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyesi Zeki ŞANAL, AK Parti Genel Merkezi nde ziyaret etti. Ziyarette Elazığ Milletvekili ve İçişleri Komisyonu Üyesi Sermin BALIK ta bulundu. ASKAN-DER Başkanı Zafer EROĞLU, plaket takdim ederken şöyle konuştu: Sanayi ve sanayicinin Türkiye ekonomisine ve Türkiye nin büyümesine katkıları yadsınamaz. AK Parti nin 2023 vizyonundaki hedeflerin yakalanabilmesi için sanayimizin de katkıları aralıksız devam edecektir. Bu sebeple bu plaketin Ankara Milletvekili olarak sizlere veriliyor olması bizleri mutlu etmektedir. dedi Zelki KAZDAL da böyle anlamlı bir plaketi almış olmanın verdiği memnuniyeti dile getirerek ASKAN-DER Başkanı ve Yönetim Kurulu na teşekkür etti. Uzay Çağı Cad. 1154. Sk. No: 2 Ostim / ANKARA T: +90 312 354 90 22 F: +90 312 354 90 25 www.yasarotolastik.com.tr yasar Oto Lastik San. Tic. Ltd. Şti. Bağdat Caddesi No: 385 Ostim / ANKARA T: +90 312 354 90 24 F: +90 www..org.tr 312 354 25 78

[ Makale ] 20 21 İsmail AKGÜN İşyerinde Psikolojik Taciz Sanayi devrimi ile Frederick Winslow Taylor un bilimsel yönetim anlayışı ve onu izleyenler tarafından yapılan çalışmalarda; işçilik, hammadde ve malzemede büyük israfların varlığı ortaya konarak, bunu önleyip verimliliğin ve sürekli olarak üretimin artırılması amaçlanmaktaydı. Yıllarca göz ardı edilen işyerinin insanca olması, işverenin işçiye yaklaşımı, işçinin işverene karşı sorumlulukları ile işçinin başka işçi/işçilere karşı sorumlulukları tüm yönleriyle tanımlanılamaması nedeniyle, işyerlerinde ciddi sorunlar yaşanmakta olduğu bilinmektedir. Yönetim bilimindeki gelişim ve değişim, insan faktörünün organizasyonlar için ne kadar önemli olduğunu ve çalışmalarda insan faktörünün göz ardı edilmemesi gerektiğini göstermektedir. Organizasyonların temel amaçları olan varlıklarını sürdürmek, büyümek ve sosyal sorumluluklarını yerine getirmek için tüm kaynaklarını etkili bir şekilde yönetebilmeleri gerekmektedir. Bunun için de, kaynakları kullanacak olan çalışanların istekli ve verimli bir şekilde çalışmaya odaklanmalarının sağlanması gerekmektedir. Bu odaklanmayı sağlayabilmek için de öncelikle iş yerinde gerekli çalışma ortamının ve şartlarının onlara sunuluyor olması gerekmektedir. (Kalkınmada Anahtar Verimlilik Dergisi, Kasım 2011, Sayı;275 https://anahtar.sanayi.gov.tr/tr/news/calisma-yasaminin-kalitesi/195 E.T:01.09.2014) Yıllarca göz ardı edilen işyerinin insanca olması, işverenin işçiye yaklaşımı, işçinin işverene karşı sorumlulukları ile işçinin başka işçi/ işçilere karşı sorumlulukları tüm yönleriyle tanımlanılamaması nedeniyle, işyerlerinde ciddi sorunlar yaşanmakta olduğu bilinmektedir. Çalışanlar konu hakkında bilgilendikçe ve bilinç düzeyi yükseldikçe haklarını aramakta ve bu sorunun eğitimle büyük ölçüde çözümünü hızlandıracağı düşünülmektedir. Birçok alanda bilimsel çalışmalar olduğu gibi; hayvanlar, insanlar ve insanların çalışma hayatları ile ilgi de bilimsel çalışmalar yapılmış ve devam etmektedir. Çalışma yaşamının başladığı tarihten bu yana var olagelen İşyerinde psikolojik taciz, yabancı literatürde genel olarak mobbing diye tanımlanmaktadır. İngilizce olan mobbing kavramı, İlk kez 1960 lı yıllarda Avusturalya lı bilim adamı Konrad Lorenz tarafından, hayvanların düşmanlarını veya yabancıları uzaklaştırmak için sergiledikleri davranışları tanımlamak için kullanmıştır. İş hayatı bakımından mobbing konusunun ilk olarak, 1976 yılında yayımlanan ve bu dönemde akademik çevrelerde dikkat çekememiş olan Caroll M. Brodsky nin Taciz Edilen İşçi (The Harassed Worker) isimli kitapta ele alınmıştır.1980 li yıllarda Alman asıllı İsveçli bilim adamı Heinz Leymann, İşyerinde Psikolojik Taciz davranışlarının yetişkinler arasındaki yansımasını ele almış ve psikolojik taciz olgusunu önce İsveç daha sonra Almanya daki işyerlerinde incelemiştir. İşyerlerinde diğer çalışanların belirli bir kişiyi hedef aldığı, daha sonra da bu kişiyi kurum dışına itmek için bir takım davranışlar sergilediklerini ortaya koymuş, bu davranışları da (Mobbing) İşyerinde Psikolojik Taciz olarak tanımlamıştır. (Güngör,2008;5,6) Ülkemizdeki çalışmalar ise, 2000 li yıllardan itibaren başlamıştır. Yönetim ve çalışma psikolojisi alanlarında çalışmalar yapan bilim insanlarının yaptıkları önemli araştırmalar sonucu çalışma yaşamının önemli sosyal sorunlarından biri olduğu kuşkusuz. Ülkemizde İşyerinde Psikolojik Taciz (mobbing) ile ilgili ilk dava 2006 yılında açılmış ve 2008 yılında ise davacı lehine sonuçlanarak Türk Hukuk Sisteminde yerini almaya başlamıştır. Yasal anlamda, 19 Mart 2011 tarihinde Başbakanlık tarafından İşyerlerinde Psikolojik Taciz in Önlenmesi 2011/2 no lu Genelgesi ile Türk Borçlar Kanunu nun 417. Maddesi hukuki anlamda önemli gelişmelerdendir. Çatışma, stres, cinsel taciz gibi kavramlar, işyerinde psikolojik taciz kavramı ile karıştırılmamalıdır. Kamu ya da özel sektör farkı gözetmeksizin çalışma hayatında görülebilen psikolojik taciz (mobbing), günümüzde; cinsiyet ve hiyerarşi farkı gözetmeksizin, tüm kültürlerde ve tüm iş yerlerinde gerçekleşen bir olgudur. Dolayısıyla, psikolojik tacize maruz kalma riski herkes için geçerlidir (Bozbel ve Palaz, 2007). Tanımı: İşyerlerinde bir veya birden fazla kişi tarafından diğer kişi ya da kişilere yönelik gerçekleştirilen, belirli bir süre sistematik biçimde devam eden, yıldırma, pasifize etme veya işten uzaklaştırmayı amaçlayan; mağdur ya da mağdurların kişilik değerlerine, mesleki durumlarına, sosyal ilişkilerine veya sağlıklarına zarar veren; kötü niyetli, kasıtlı, olumsuz tutum ve davranışlar bütünüdür. (Komisyon, İ.P.T.B.Rehberi,ÇASGEM Yayınları, 2013) İşyerinde Psikolojik Taciz ile Karıştırılan Bazı Kavramlar; Çatışma: Çatışma, fizyolojik ve sosyo-psikolojik ihtiyaçların tatminine engel olan sıkıntıların meydana getirdiği gerginlik halleridir. Çatışma, mobbing i başlatan faktörlerdendir. Şiddet: Çalışanların güvenliğini ya da sağlığını açık ya da dolaylı olarak tehdit eden fi-

[ Makale ] 22 23 ziksel ve psikolojik saldırıların yöneltilmesidir. Şiddet: Ağır suç oluşturan davranışları da kapsar, Tek bir davranış şeklinde yöneltilebilir. Dış müşterilerin yönelttiği davranışları da kapsar. ile bünyeleri farklılık gösterir. Sürenin altı ay olması zorunlu değildir. Asıl önemli olan tekrarlanarak, kasıtlı bir şekilde zarar verme amacı gütmesidir. Cinsel Taciz: İstenilmeyen her türlü cinsel nitelikte söz ya da fiziksel temas içeren utandırıcı ve saldırgan bir ortam yaratan davranıştır. Şiddet: Davranışlar cinsiyet temelli, tek seferlik olması yeterli, İşten ayrılmasını sağlama amacı yoktur. Tüm dünyada hukuksal düzenlemeleri mevcuttur. İşyerinde psikolojik taciz doğrudan (açık) olarak gerçekleşebildiği gibi; sözlü tehdit, bağırıp çağırma gibi davranışlar, herkes tarafından algılanabilen tacizdir. Dolaylı (gizli) psikolojik taciz olarak ta gerçekleşebilmektedir; bilgi saklamak, iftira atmak gibi davranışlar, açıkça algılanamayan tacizdir. Stres: Türkçeye İngilizceden gelen stress kelimesi, Latince stingere fiilinden türemiştir. Stingere, sıkmak, sıkıştırmak, bağlamak anlamına gelir. Günümüzde ise insan ilişkilerindeki baskı, bireylerin duyduğu sıkıntı anlamında kullanılmaktadır. (http://www.genbilim.com/stress1.htm) İşyerinde psikolojik taciz nasıl anlaşılır? Çalışanlar üzerinde yetki, grup psikolojisi, küme ilişkileri yolu ve sistematik baskı ile ortaya çıkar. Sistematik tespitinin yapılması için, Leymann a göre en az altı aylık bir süre öngörmektedir. Anlık, stresten kaynaklanan sorunlar kastedilmemektedir. Yaşanan her çatışma ya Çalışma psikologlarının yaptıkları çalışmalarda, işyerinde psikolojik taciz üç yönlü olarak gerçekleşmektedir. Birincisi; yukarıdan aşağıya, yani amir ya da patronun çalışanlara uyguladığı psikolojik taciz (Üstlerin sahip oldukları kurumsal gücü, astlarını ezerek, onları kurumun dışına iterek kullanmasıdır). İkincisi; Çalışanların birbirlerine uyguladıkları psikolojik taciz (çekememezliği, rekabet, çıkar çatışması, kişisel hoşnutsuzluklar gibi). Üçüncüsü ise; çalışanların amirlerine ya da patronlarına uyguladıkları psikolojik taciz (yöneticiyi kabullenememesi, eski yöneticiye duyulan bağlılık, kıskançlık gibi). Ülkemizde ve dünya da yapılan araştırmalarda, de çalışan işyerine ve işverene karşı sorumluluklarını yerine getirmemeyi bir hak gibi algılamaktadır. Her iki durumun hakkaniyetle alakası olmadığı gibi işyerinde psikolojik tacizin oluşmasına da sebebiyet vermektedir. Kurumların çok ciddi paralar harcayarak markalaşma çabaları, kuşkusuz daha çok kar etmeyi hedeflemektedir. Zira dünyada markalaşan firmaların marka değerleri ile ciroları birçok ülkenin bütçesini katlayacak durumdadır. da her anlaşmazlık psikolojik taciz olarak değerlendirilmemelidir. Bir olguya psikolojik taciz diye bakabilmek için davranışların ayda birkaç kez tekrarlanması, birbiri ardına birtakım evreler içinde geçmiş olması ve bunun tekrarlama sıklığı ve uzun süre devam etmesi ve davranış tarzlarının kişiye kötü muamele şeklinde olması gerekmektedir. Ancak burada özellikle şunu da belirtmekte yarar var. Kişilerin yetişme tarzları işyerlerinde ve yöneticilerde farklılık göstermekle birlikte genel olarak yukarıdan aşağıya psikolojik taciz gerçekleşmektedir. Ülkemizin sahip olduğu kültür göz önüne alındığında bu baskının bir miktar daha fazla olabileceği yargısına varmak mümkündür. İşveren-çalışan dengesi insani ve hakkaniyete dayalı olmalıdır. Bazen işveren, hakkaniyeti ben ne istersem onu yapmak zorunda gibi algılamak istiyor. Bazen İşyerinde psikolojik taciz için altı aylık süre, hak arama için zorunlu değildir. İşyerlerimizin kurumsallaşıp insan merkezli bir sisteme geçerek; çalışanın hangi amire bağlı olduğu, yapılan görev tanımları ile yetki ve sorumluluk sınırlarının net bir şekilde belirlenmesi, çalışanın ve işverenin sağlıklı bir ortamda daha kaliteli ve verimli üretim yapmalarını sağlayacaktır. Çalışanın aleyhte propaganda yapması, işyerine ve işini sahiplenmemesi, işyerindeki huzursuzluklar gibi birçok unsur firmanın ürettiği malın kalitesinde düşüşe ve marka değerinde büyük zararlara yol açmasına sebebiyet verecektir. Çalışan memnuniyeti işyerlerinin marka değerlerindeki en önemli yeri tuttuğu, aksi durumda çalışanın memnun olmadığı işyerlerinde marka değerlerinin zarar görebileceği unutulmamalıdır. Çalışanın aleyhte propaganda yapması, işyerine ve işini sahiplenmemesi, işyerindeki huzursuzluklar gibi birçok unsur firmanın ürettiği malın kalitesinde düşüşe ve marka değerinde büyük zararlara yol açmasına sebebiyet verecektir. Not: Yazımız devam edecektir. Bir sonraki bölümde İşyerinde psikolojik tacizin etkileri, mücadele yöntemleri, bazı dava örnekleri gibi konuları ele alacağız. İsmail AKGÜN ÇSGB Çalışma ve Sosyal Güvenlik Eğitim ve Araştırma Merkezi (ÇASGEM) Eğitimci Uzman

[ İl İl Türkiyem ] 24 25 Başkent ANKARA Türkiye nin başkenti olan Ankara, ülkemizin en önemli şehirlerinden birisidir. Aynı zamanda Türkiye nin en büyük illerinden birisi de olan Ankara coğrafi bakımdan da Türkiye nin neredeyse tam merkezinde yer alır. Ankara 30.715 km² lik bir yüz ölçümüne sahiptir. İl alan kodu 312 ve plaka kodu ise 06 dır. Ankara, Batı Karadeniz Bölgesi nde kalan kuzey kesimleri hariç, büyük bölümü İç Anadolu Bölgesi nde yer alır. Yüzölçümü olarak ülkenin üçüncü büyük ilidir. Bolu, Çankırı, Kırıkkale, Kırşehir, Aksaray, Konya, Eskişehir illeri ile çevrilidir. Ankara nın başkent ilan edilmesinin ardından şehir hızla gelişmiş ve buna paralel olarak il de günümüzde Türkiye nin ikinci en kalabalık ili olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti nin ilk yıllarında ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanan ilin topraklarının yarısı hâlâ tarım amaçlı kullanılmasına rağmen, nüfusunun sadece %3 ü köylerde, %70 i ise şehir merkezinde yaşar. Ekonomik etkinlik büyük oranda ticaret ve sanayiye dayalıdır, tarım ve hayvancılığın ağırlığı ise giderek azalmaktadır. Ankara ve civar illerdeki gerek kamu sektörü gerek özel sektör yatırımları, başka illerden büyük bir nüfus göçünü teşvik etmiştir ve etmeye devam etmektedir. Cumhuriyetimizin kuruluşundan günümüze, nüfusu ülke nüfusunun iki katı hızda artmıştır. Nüfusun yaklaşık dörtte üçü hizmet sektörü olarak tanımlanabilecek memuriyet, ulaşım-haberleşme ve ticaret benzeri işlerde, dörtte biri sanayide, %2 si ise tarım alanında çalışır. Sanayi, özellikletekstil, gıda ve inşaat sektörlerinde yoğunlaşmıştır. Günümüzde ise en çok savunma, metal ve motor sektörlerinde yatırım yapılmaktadır. Türkiye nin en çok sayıda üniversiteye sahip ili olan Ankara da ayrıca, üniversite diplomalı kişi oranı ülke ortalamasının iki katıdır. Bu eğitimli nüfus, teknoloji ağırlıklı yatırımların gereksinim duyduğu iş gücünü oluşturur. İlin ulaşım altyapısı başkent eksenlidir; buradan otoyollar, demiryolu ve hava yoluyla Türkiye nin diğer şehirlerine ulaşılır. Ankara il sahası tarih öncesinden günümüze dek pek çok medeniyeti barındırmıştır. Hititler, Frigyalılar, Lidyalılar, Persler, Galatlar, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular, Osmanlılar ve nihayet Türkiye Cumhuriyeti, il topraklarını kontrolleri altında tutmuştur. Tektosaglar ın ve Türkiye Cumhuriyeti nin başkenti olan Ankara şehri ve Frigyalıların başkenti Gordion, il sınırları içinde yer alır. Yıldırım Bayezid in Timurlenk e yenik düştüğü Ankara Muharebesi Çubuk yakınlarında ve Kurtuluş Savaşı nın dönüm noktası olan Sakarya Muharebesi Polatlı yakınlarında yapılmıştır. Ankara Haritası İlin Batı Karadeniz Bölgesi nde yer alan kuzey kesimleri haricindeki büyük kısmı İç Anadolu Bölgesi nde yer alır ve kara iklimine sahiptir. Şehirler dışındaki il topraklarının büyük kısmı tahıl tarlalarıyla kaplı platolardan oluşur. İlin çeşitli yerlerindeki doğal güzellikler korumaya alınmış, dinlenme ve eğlence amaçlı kullanıma sunulmuştur. İlin adını taşıyan tavşanı, keçisi vekedisi dünya çapında bilinir, armudu, çiğdemi, yerel yemeklerden Ankara tavası ve Kızılcahamam ın maden suları ise ülke çapında tanınır. Ankara nın Tarihçesi Ankara ilinde keşfedilmiş en eski tarih öncesi kalıntılar Eski Taş Çağına kadar uzanmaktadır. Bu döneme ait çeşitli eserlere Gâvurkale, Ergazi, Lodumlu ve Maltepe de rastlanmıştır. Bunlar dışında Ankara nın Polatlı ilçesinde, MÖ 3000 yıllarına ait insan yerleşmelerine rastlanmıştır. Ankara Kalesi Hititler, Frigler, Lidyalılar, Ahamenişler, Galatlar ve Romalılar Hint-Avrupalı bir kavim olan Hititler (MÖ 1660-1190), Anadolu ya boğazlar yoluyla gelmişlerdir. Hititlerin Anadolu ya göç ta

[ İl İl Türkiyem ] 26 27 Çankaya Keçiören rihleri, kesin olarak bilinmemektedir. Ankara ve çevresinde Hitit dönemine ait yerleşkelerin kalıntıları, Balıkhisar, Ballıkuyumcu, Bitik, Karaoğlan, Gâvurkale vekülhöyük höyükleridir. MÖ 2. bin yılın sonlarına doğru Hititlerin siyasal olarak çöktüğü ve yerini Friglere bıraktığı görülmektedir. MÖ 2. binyılın sonlarında bölgede, hızla büyüyen bir Frigya kasabası vardı. Frig Krallığı nın başkenti olan Gordion kentinin kalıntıları Polatlı nın 29 kilometre kuzeybatısında bulunmaktadır. Gordion, en parlak dönemini Frigya Kralı Midas zamanında (MÖ 725-675) yaşamıştır. Ankara da,frigler dönemine ait kalıntılar arasında bulunan Yumurtatepe Tümülüsü nün bulunduğu yerin, kurulduğu dönemlerde çok önemli bir yerleşim olmasa da stratejik bir noktada olduğu düşünülmektedir. Frigler, MÖ 700 lü yıllarda Kafkaslardan gelen Kimmerler tarafından ortadan kaldırıldı. Güdül Tunç Çağı nın sonlarında Frigler ile birlikte Anadolu ya gelen ve Batı Anadolu da varlıklarını sürdüren Lidyalılar, Friglerin ortadan kalkmasını fırsat bilerek bugünkü Ankara ili ni de kapsayan Kızılırmak yöresini ele geçirdiler. MÖ 7. yüzyılda Anadolu ya hâkim oldular ve 140 yıl hüküm sürdüler. Lidyalıların madeni parayı icat ettikleri kabul edilir. Lidyalılar döneminde Anadolu da ticaret gelişmiş, tahıl üretimi, hayvancılık,zeytinyağı ve şarap üretimi ilerlemiştir. Orta Anadolu nun ana ulaşım yolu üzerinde bulunan Ankara ili toprakları da bu gelişmelerden istifade etmiştir. Medlerle ve Perslerle savaşan Lidyalılar, komşuları Ahameniş Pers Hükümdarı Kiros ile MÖ 547 de Kızılırmak kavisi içinde yaptıkları savaşı kaybederek tarih sahnesinden silinmişlerdir. Persler, MÖ 545 ten itibaren Anadolu ya egemen olarak, Anadolu daki Helen kültürüne son verdiler. MÖ 5. yüzyılda Herodot, Pers İmparatorluğu nun ordu, ticaret ve posta Altındağ hattı olarak kullanılan Kral Yolu nun Ankara dan geçtiğini yazar. Kral Yolu, Efes te başlıyor, Sardes şehrinden Lidya yı, sonra Gordion, Ankyra ve Kızılırmak tan geçerek, Kapadokyaüzerinden Kilikya ya, oradan Fırat ve Dicle nehirlerini geçip Asur dan Susa kentine ulaşıyordu. Ankara ili toprakları MÖ 334 te Makedonya Kralı Büyük İskender tarafından Ahameniş İmparatorluğu ndan alınana kadar; tarihi boyunca Frigler ve Hititler in haricinde Hattiler, Lidyalılar ve Ahamenişler egemenliğine girmiştir. MÖ 3. yüzyılda Anadolu ya gelen savaşçı bir kavim olan Galatların Tektosaglar boyuna başkentlik etmiştir. Strabon, ünlü eseri Geographika da, bugün merkezde bulunan Ankara Kalesi nin Tektosaglar tarafından inşa edildiğini söyler. Daha sonra bölgede siyasal birliği kuran Roma İmparatoru Caesar Divi Filius Augustus, MÖ 25 yılında Ankara kentini ve il topraklarını ele geçirmiştir. M.S. 395 yılında yılında Roma İmparatorluğu ikiye bölününce Ankara Doğu Roma (Bizans) sınırları içinde kaldı. Ancak il toprakları üzerindeki Doğu Roma hâkimiyeti zaman zaman kesintiye uğradı. M.S. 654 yılında Müslüman Araplar kısa süreliğine bölgenin kontrolünü ele geçirdiler. 833 ve 842 yıllarında Abbasi Halifesi Mutasım ve Türk komutanı Afşin Ankara kentini kısa süreliğine ele geçirdi. 871 yılında Pavlikian mezhebinden Hristiyanlar Ankara kentinin kontrolünü yaklaşık bir yıllığına ele geçirdiler. Bu kesintilerden sonra her seferinde Doğu Romalılar kenti geri alarak otoriteyi temin ettiler.

[ İl İl Türkiyem ] 28 29 Selçuklular ve Osmanlı İmparatorluğu Ankara nın Büyük Selçuklu İmparatorluğu nun eline geçmesi, Malazgirt Meydan Muharebesi nden sonra 1073 yılına rastlar. 12. ve 13. yüzyıl] arda Selçuklu Sultanlarının da çabasıyla transit ticarette gelişme gösteren Ankara nın merkezi, önce Ahiler e, ardından 1304 te göreli özerklik verilerek Osmanlı İmparatorluğu na bağlandı. İlin güneybatı ilçeleri bu dönemde Germiyanoğulları na bağlanırken, güneydoğu ilçeleri Karamanoğulları na bağlanmıştır. I. Murat zamanında kesin olarak Osmanlı topraklarına bağlanan ilde, 1402 yılındabüyük Timur İmparatorluğu İmparatoru Timur ile Osmanlı İmparatorluğu Padişahı Yıldırım Bayezid arasında Ankara Muharebesiyapıldı. Yıldırım Bayezid in savaşı kaybetmesi ve Timur a esir düşmesi sonucu Osmanlı Devleti, Fetret Devri denen bunalım ve iktidar boşluğu dönemine girdi. Ankara Muharebesi nde bölge büyük ölçüde harap olmuş, Anadolu birliğini yeniden kuran II. Muratzamanında yeniden onarılmıştır. 1841 yılında Anadolu Eyaleti kaldırılıp yerine vilayetler kurulunca il bir vilayet oldu. Ankara, Çorum, Yozgat, Kayseri ve Kırşehir sancakları bu vilayete bağlandı. Ankara Vilayeti 1922 yılına kadar varlığını sürdürdü. Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet Dönemi Ankara ilinin Kurtuluş Savaşı nda merkezî bir yeri olmuştur. 27 Aralık 1919 da Ankara ya gelen Mustafa Kemal, şehri Anadolu daki direniş hareketinin yönetimi olan Heyet-i Temsiliye nin merkezi olarak seçti. Şehir, coğrafî olarak Anadolu nun ortasındaydı, demiryolu ile İstanbul a ulaşılabiliyordu, Batı Cephesine yakındı ve halkın millî mücadeleye olan desteği tamdı. İstanbul un İngilizler tarafından resmen işgalinden iki gün sonra, 18 Mart 1920 de, İstanbul da bulunan Meclis-i Mebusan kendini resmen feshedince, 23 Nisan 1920 de Ankara dabüyük Millet Meclisi kuruldu. Ankara ili, Türk-Yunan Savaşı nın en yoğun muharebesinin gerçekleştiği yer olmuştur. 1920 yazında Yunan birlikleri, Ankara şehrini ele geçirmek amacıyla Sakarya nehri kıyılarına kadar ilerlemişti. Ancak 23 Ağustos 13 Eylül tarihleri arasında gerçekleşen Sakarya Meydan Muharebesi sonucunda Yunan birlikleri püskürtüldü. Polatlı yakınlarında meydana gelen zorlu muharebe Kurtuluş Savaşı nın dönüm noktası olmuş, Mustafa Kemal Atatürk ünlü Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır sözünü bu sırada söylemiştir. Birkaç hafta sonra Fransa ile yapılan Ankara Anlaşması ile, Türk-Fransız ihtilafı sona ermiştir. Kurtuluş Savaşı sonucu toprakları üzerindeki egemenliğini kanıtlayan Türkiye, 1922 Lozan Barış Konferansı ve 1923 Lozan Antlaşmalarıile uluslararası toplulukta millî sınırlarını tescilledi ve bağımsızlığını onaylattı. Türkiye Büyük Millet Meclisi 13 Ekim 1923 te Ankara ilinin merkezi olan Ankara kentini başkent ilan etti. Kızılcahamam Beyoğlu Konağı Polatlı

[ İl İl Türkiyem ] 30 31 AK Parti Ankara İl Başkanı Nedim YAMALI Ankaralı Sanayicilerle Biraraya Geldi Akyurt Ayaş Pursaklar Evren Etimesgut Nallıhan Ak Parti Ankara İl Başkanı Sayın Mustafa Nedim YAMALI, ASKAN-DER Sivil Toplum Kuruluşunu, Ak Parti Ankara Sanayi Komisyonunu ve İvedik OSB Başkanı Hasan GÜLTEKİN i ziyaret etti. Kalecik Kalecik Mamak Mamak Kazan Kazan ASKAN-DER Yönetim Kurulu Başkanı Zafer EROĞLU Türk sanayisinin önemli bir bölümünün Ankara da bulunduğunu belirterek, Türkiye deki sanayicilerin problemleri sadece sanayicileri değil, bütün ülkeyi ilgilendiriyor. İthalat ve ihracat arasındaki farkın fazla olması üreticinin sıkıntıları olduğunun da göstergesidir. Biz burada sanayicimizin üretim kapasitelerini arttırmalarına destek olmalıyız. Biz de Ankara sanayisi başta olmak üzere Türk sanayisini kalkındırmada tuzu bulunanlardan oluruz. diyerek sözlerini tamamladı. İvedik OSB Başkanı Hasan GÜLTEKİN sanayicinin ihtiyaçlarını bildiklerini, bu ihtiyaçların DAVUTOĞLU başkanlığındaki yeni hükümetin açıklamış olduğu eylem planında çözüme ulaştıracağını umut ettiklerini söyledi. Ankara Sanayi Komisyonu Başkanı İrfan YURTEN de il başkanının sanayi komisyonunu ziyaret etmesinden dolayı memnun olduğunu dile getirdi. AK Parti İl Başkanı Nedim YAMALI Ankara Teşkilatı olarak Ankara yı ekonomik, kültürel ve siyasal açıdan küresel bir başkente dönüştürme hedeflerinin olduğunu belirterek bu atılımın en önemli ayağı olan ekonomik kalkınmanın gerçekleşmesinde sanayicinin önemli bir rolü olduğunu vurguladı. Sanayiciyle birlikte 2023 vizyonu için birlikte çalışmanın önemine değinen YAMALI; Biz üreten Türkiye için çalışıyoruz. Üretmeden sadece tüketirsek biz de zamanla tükenir, dışa bağımlı bir millet oluruz. Allah ın izniyle ekonomik bir kalkınma içerisindeyiz. Hükümetimizin de yıllardır üzerinde durduğu üretim vurgusunun meyvelerini toplamaya başladık. Dünya büyük krizler geçirdi fakat biz bunun üstesinden geldik ve ayakta kalmanın yanında yatırımlarımıza devam ettik. Etmeye de devam edeceğiz. diyerek sözlerini tamamladı. Ziyaret yemek ve fotoğraf çekimlerinin ardından sona erdi. Çubuk Çamlıdere Gölbaşı Şereflikoçhisar Sincan Haymana

[ Sağlık ] 32 33 Eldivenle Bile Isınmayan Eller Kansızlık Nedeni Olabilir Her sabah uyandığınızda kendinizi yorgun ve hiçbir işinizi yapamayacak gibi hissediyor olmanızın nedeni kansızlık olabilir. Özellikle demir ya da vitamin eksikliğine bağlı oluşan kansızlığın önüne geçmek için koyu yeşil yapraklı sebzeleri, fasulye, mercimek gibi tahılları tüketmek gerekiyor. Uzm. Dr. Cem ÖZCAN İç hastalıkları Uzmanı sağlıklı beslenerek ve önerilen diyetlerle korunmamız mümkündür. Bu Belirtilere Dikkat! Yorgunluk, soluk cilt, çarpıntı, nefes darlığı, göğüs ağrısı, baş dönmesi, dikkat eksikliği, soğuk el ve ayaklar, baş ağrısı. Ilımlı anemi döneminde bu semptomların birçoğu olmayabilir. Anemi derinleştikçe semptomlarda artış olur. Sebepsiz Yorgunluklar Hafife Alınmamalı Sebepsiz yere yorgunluk hissettiğinizde bir doktora görünmeniz gerekir. Bazı kansızlık sebepleri, örneğin demir eksikliği anemisi sık görülür. Yorgunluğun altında büyük oranda anemi çıkmasına rağmen, yorgunluğun birçok başka sebebi olabilir. Bunu her zaman kansızlığa bağlamayın. Kansızlık, sağlıklı ve yeterli kırmızı kan hücresinin olmaması nedeniyle, dokulara yeterince oksijen taşınamaması sonucu oluşan durumlar bütünüdür. Kansızlık; kişide en sık olarak halsizlik ve yorgunluk ile kendini gösterir. Aneminin birçok sebebi ve çeşidi vardır. Kansızlığın kısa ve uzun süreli olmasına göre kişide oluşturduğu etkiler de ciddi ya da hafif olabilir. Eğer kendinizde kansızlık olduğunu düşünüyorsanız mutlaka bir doktor ile görüşmelisiniz. Çünkü birçok ciddi hastalığın habercisi olabilir. Kansızlığın tedavisi basit besin desteğinden ciddi tıbbı tedavilere ( ilaçlar, kan transfüzyonu) kadar değişir. Bazı kansızlık türlerinden sadece Kansızlığın Altındaki Neden Araştırılmalı Vücudumuzun yeteri kadar kırmızı kan hücresi üretememesi, ürettiği kırmızı kandan daha fazla kan kaybetmesi ya da vücudumuzun kırmızı kan hücrelerini yıkması kansızlığa sebep olur. Demir eksikliğine bağlı kansızlık: Kemik iliğinin kan hücresi yapabilmek için demire ihtiyacı vardır. Vücutta demirin yetersiz oluşu kan yapımını azaltır dolayısıyla kansızlığa sebep olur. Vitamin eksikliğine bağlı kansızlık: Sağlıklı kan hücreleri için demire ek olarak vücudumuz folat ve vitamin B12 ye de ihtiyaç duyar. Diyetteki bu vitaminlerin eksikliği de kansızlık yapar. Bazen bu vitaminleri diyetle yeterince almamıza rağmen ya bağırsaklarda emilemez ya da vücut bunları işleyemez ve kansızlıkla sonuçlanır.

[ Sağlık ] 34 35 Kronik hastalık anemisi: Bu tip aneminin özel bir tedavisi yoktur. Burada önemli olan altta yatan hastalığı, var olan hastalığı tedavi etmektir. Eğer semptomlar ağırlaşır ya da artarsa, kan transfüzyonu, eritropoetin denilen (normalde böbreklerde üretilir) hormon dışarıdan verilerek kırmızı kan hücre yapımını uyarılır. Bu durum semptomları azaltır. Aplastik anemi: Bu hastalık kırmızı kan transfüzyonunu içerir. Kemik iliği sağlıklı olmadığı için kesin tedavi seçenekleri arasında kemik iliği nakli vardır. Kemik iliği hastalığına bağlı kansızlık: Bu tip kansızlıkta yine basit ilaç tedavilerinden kemoterapi ve kemik iliği nakline kadar değişen tedavi şekilleri vardır. Kronik hastalıklara bağlı kansızlık: Bazı kronik hastalıklarda mesela; kanser, kronik böbrek yetmezliği, AIDS, romatoid artrit, crohn hastalığı ve diğer inflamatuar hastalıklarda kansızlık oluşur. Burada bu kronik hastalıklar kırmızı kan hücrelerinin yapım aşaması da müdahalede bulunarak kansızlıkla sonuçlanmasına neden olurlar. Aplastik anemi (kansızlık): Çok nadir görülen bu kansızlık tipinde kemik iliği yağ dokusu ile işgal edilmiştir ve kemik iliğinden kırmızı kan hücreleri üretilemez. Birçok hastalığa, ilaçlara, otoimmün hastalığa bağlı oluşabilir. Kemik iliği hastalığı ile ilişkili kansızlıklar: Lösemi (kan kanseri) ve miyelodisplazi gibi kan hastalılarında kemik iliği çeşitli sebeplerden kırmızı kan hücresi üretemez. Sadece kan kanserinde değil diğer birçok kanser türü de, kemik iliğinde üretimi baskılayarak kansızlığa sebep olabilir. Hemolitik anemiler: Bu kansızlık türü kan hücrelerinin, kemik iliğinde üretilme hızından hızlı ve fazla miktarda, damarlarda ya da bazı organlarda yıkılmasından kaynaklanır. Bu anemiler kalıtsal olarak ya da sonradan gelişebilir. Orak hücreli anemi: Kalıtımsal olan bu hastalık, kırmızı kan hücrelerinde olan şekil bozukluğu nedeniyle, uzun vadede damar ya da çeşitli organlarda kan hücrelerinin yıkılmasıyla oluşur. Ciddi bir hastalıktır. Diğer anemiler: Daha seyrek olarak görülen bir çok anemi çeşidi vardır. Mesela talasemiler. Bu hastalıklarda da kırmızı kan hücrelerinin yapı taşı olan hemoglobinde bozukluklar vardır. Kansızlığın Çeşidine Yönelik Özel Tedavi Şart Demir eksikliği anemisi: Kansızlığın bu tipi diyette değişiklik yaparak ve demir alımını arttırarak tedavi edebilir. Eğer menstruasyon dışı bir kanamaya bağlı kan kaybı nedeniyle gelişmişse kanama yeri saptanıp kanama durdurulmalıdır. Vitamin eksikliği anemisi: Folik asit ve vitamin B12 eksikliği anemisi folik asit ve vitamin B12 alımı ile tedavi edilebilir. Ancak sindirim sistemimizden, yiyeceklerde bulunan bu vitaminler, yeteri kadar emilemiyorsa özellikle vitamin B12 için iğne tedavisi verilmelidir. Hemolitik anemiler: Hemolize (kan hücrelerinin parçalanması) sebep olacak şüpheli ilaçlardan, enfeksiyonlardan mümkün olduğunca uzak durulmalıdır. Bu anemilerde steroid ya da bağışıklığı baskılayan ilaçlar kullanılarak, kırmızı kan hücrelerinin yıkılması engellenebilir. Kansızlığın ciddiyetine bağlı olarak kan transfüzyonu gerekebilir. Orak hücreli anemi: Oluşabilecek komplikasyonların tedavisi yapılmalıdır. Kan hücrelerinin yıkımı sırasında damar yolu ile sıvı verilmesi, ağrının azaltılması için ağrı kesiciler verilebilir. Gereğinde kan transfüzyonu yapılabilir. Kemik iliği nakli etkili tedavi seçeneklerindendir. Ayrıca bir kanser ilacı olan hidroksiüre tedavide kullanılabilir. Aneminin birçok sebebi ve çeşidi vardır. Kansızlığın kısa ve uzun süreli olmasına göre kişide oluşturduğu etkiler de ciddi ya da hafif olabilir. Eğer kendinizde kansızlık olduğunu düşünüyorsanız mutlaka bir doktor ile görüşmelisiniz. Çünkü birçok ciddi hastalığın habercisi olabilir. Tedavi Edilmezse Başka Hastalıklara Yol Açabilir Tedavi edilmemiş anemi birçok komplikasyona yol açar. Tam oturmuş bir kansızlık, kişide günlük işlerini yapamayacak kadar ciddi yorgunluk yapabilir. Kansızlık, düzensiz kalp atışlarına, kalbin hızlı atmasına yani çarpıntıya yol açabilir. Çarpıntının ya da kalbin hızlı çalışmasının sebebi, kansızlığa bağlı olarak dokulara oksijen götürecek olan kırmızı kan hücrelerinin yetersizliğidir. Bunu kalp fazla çalışarak kapatmaya çalışır. Uzun vadede kalp yetmezliğine bile yol açabilir. Bazı nadir görülen kalıtımsal kansızlıklarda örneğin orak hücreli anemi gibi hastalıklarda kimi zaman ölüme kadar ilerleyen bir tablo görülmektedir. Uzm. Dr. Cem ÖZCAN İç hastalıkları Uzmanı

36 [ Ankara Erenleri ] 37 Bir İslam Mücahidi Seyyid Hüseyin Gazi Emeviler döneminde İslam ordularının Anadolu da Bizans üzerine yaptıkları akınlarda şehit olmuş bir İslam mücahididir. Seyyid Hüseyin Gazi nin hayatı ve kimliği hakkında yazılı kaynaklarda bilgi oldukça azdır. Mevcut bilgilere de Battal Gazi Destanı, Battalnâme, Evliya Çelebi Seyahatname si ve Dânişmendnâme de rastlıyoruz. Kaynaklardaki bilgiler daha ziyade oğlu Seyyid Battal Gazi hakkındadır. Ankara da kendi adı ile anılan Hüseyin Gazi Dağının zirvesinde türbesi vardır. Seyyid Hüseyin Gazi ve oğlu Seyyid Battal Gazi hakkında destanlar yazılmış, sözlü halk edebiyatımızda dilden dile dolaşan efsaneleri anlatılır olmuştur. Baba ve oğul, Endülüs ten Orta Asya ya kadar bütün Müslüman milletlerin ortak kahramanı olarak, gönüllerde abideleşmiştir. Battal Gazi Destanı nda Seyyid Battal Gazi nin soyu hakkında: Efendiler efendisi, saadetlerin kaynağı olarak bilinen Abdülmenaf ın sülalesindendir. Bu sülale, iftihar duyulan, şerefli ve itibarlı bir sülaledir. Taha ve Yasin in gizli sırrıdır. Cafer (Seyyid Battal Gazi), Allah ın Resulü nün bahçesinin nuru, milletin ve dinin kemali ve efendisidir. O, kahramanlığı ve cesurluğu ile dillere destan olan bir şehittir. O, Seyyid Zeyd in torunudur. Seyyid Ali nin oğlu Hüseyin Gazi nin de oğludur. ifadesi kullanılır. Battal Gazi Destanı nda Seyyid Hüseyin Gazi nin büyük atalarından olan Ali el-medeni alim ve cengaver bir kişidir. Babası Ali Zeydi dir. Ali Zeydi nin lakabı Rabi dir. Zeyd Muhammed el-erdeşir in oğludur. Muhammed el-erdeşir ise Yahya el-idris in oğludur. Yahya el-idris in atası ise Zeyd el-enver dir. İmam Zeynel Abidin in oğludur. İmam Zeynel Abidin ise İmam Hüseyin in oğludur. İmam Hüseyin ise Hz. Ali (r.a.) nin oğludur. Hz. Hüseyin in annesi Fatimatü z-zehra ise Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) nın kızıdır. Allah ın selamı hepsinin üzerine olsun. Ali el-medeni, Medine den ayrılarak Bağdat a yerleşir. Bir yıl orada kaldıktan sonra Malatya ya hicret eder. O sırada Malatya emiri olan Ziyad, şehrin hatiplik görevini Ali el-medeni ye verir. Ali el-medeni nin vefatından sonra oğlu Ali Zeydi (Rabi) Malatya hatipliği görevini devralır. Rabi bu görevi 30 yıl sürdürür ve vefatından sonra bu görevi oğlu Enihe Ali devralır. Seyyid (Enihe) Ali nin Hasan ve Hüseyin adında iki oğlu vardır. Hasan son derece güzel sesli ve alim olduğu için hatiplik görevi ona verilir. Hüseyin (Seyyid Hüseyin Gazi) ise, gayet güçlü bir pehlivan olup Bizans kralı Kayser ile sınır boylarında devamlı olarak savaş halindedir. Malatya Beyi Emir Ziyad ın önemli komutanlarından birisidir. Emir Ziyad ölünce yerine oğlu Numan geçer. Numan, gönlü geniş, inançlı biridir. Şehrin seraskerlik görevini Hüseyin Gazi ye verir. Hüseyin Gazi nin saldırıları karşısında Bizans kralı Kayser aciz kalır, barış imzalanır ve haraç vermeye başlar. Günlerden bir gün divan toplantısında iken Tevabil, Hüseyin Gazi ye bir oğlu olduğunu müjdeledi. Emir Ömer, Hüseyin Gazi nin oğlunun adını Cafer koydu. Hüseyin Gazi şükür nişanesi olarak ziyafet verdi.. Cafer büyür ve üç yaşına girer. Onu gören herkes on yaşında sanır. Öyle güzelleşir ki benzeri yoktur. Kim kucağına alsa onu yere koymaz olur. Hüseyin Gazi ise her gün ava çıkar, Bizans Kralı Kayser de her yıl halifeye haraç verir. Mamuriye (Ankara) tarafına avlanmaya çıkan Hüseyin Gazi nin önüne bir geyik çıkar. Geyiğin sırtında bir atlas çul ve kıymetli taşlar vardır. Bu geyiği yakalayıp oğlu Cafer e hediye etmek ister. Birkaç kement atar ama yakalayamaz, geyik kaçar. Geyiğin peşine düşen Hüseyin Gazi farkında olmadan Bizans topraklarına girer. Yüksek bir dağın tepesine çıkar. Dağın eteğinde bir kale, kalenin eteğinde de muazzam bir şehir vardır. Şehrin önünde de 40 bine yakın asker vardır. Bu şehir Mamuriye dir. Şehrin beyi ise Mihriyayil (Mihrail) dir. Bizans kralı Kayser in kayınbiraderidir. Bunlar üç kardeş olup, büyüğü Mihriyayil, ortancası Mihran, küçüğü de Şamasep dir. Kovaladığı geyik ise Mihriyayil indir. Geyik her tarafta gezer, ama kimse ona bakmaya bile cesaret edemez. Hüseyin Gazi nin yakalamaya çalıştığı geyik yorulmuş bir vaziyette Mihriyayil in çadırına varır. Geyiğin bu durumunu gören Mih-

[ Ankara Erenleri ] 38 39 M i r e r o ğ l u J riyayil sinirlenir ve askerlere geyiği kovalayan kişinin yakalanmasını emreder. Askerler sağa sola koşturup, geyiği kovalayan kişiyi aramaya başlarlar. Dağın zirvesinde duran Hüseyin Gazi yi farkederler. Mihriyayil in askerleri ile Seyyid Hüseyin Gazi arasında çetin bir mücadele geçer. Seyyin Hüseyin Gazi yaralanır, yalnız olmasına rağmen çok düşman askeri öldürür ve şehit olur. Düşman askeri atını yakalamak ister, fakat yakalayamazlar. At kanlı bir vaziyette Malatya ya varır. Emir Ömer bu duruma çok üzülür. Hüseyin Gazi yi Bizans ın Ankara valisi Mihriyayil in askerlerinin şehit ettiğini Yahya bin Mansur gördüğünü söyler. Bu şehadet olayı Emir Ömer tarafından bir mektupla Bağdat ta halifeye bildirilir. Halife Tavamık bin Bağdadi, bu olaya çok üzülür ve Emir Ömer e Bizans üzerine akınların başlatılmasını emreder. Yılda 15.000 metreküplük iş hacmi, her geçen gün yeni teknolojik araçla ve ihracata dayalı yeni pazarlarımızla hizmet vermeye devam ediyoruz.en büyük sermayenin müşteri memnuniyeti olduğuna inanan firmamız köklü firmalar kervanına katılmaya taliptir. Gösterilen teveccühe minnettarız. www.mirahsap.com www.mirnakliyat.com İvedik Organize Sanayi Bölgesi Dericiler Sitesi 2254 Cad. (Eski 29 Cad.) No: 72 Yenimahalle ANKARA Tel: +90(312) 395 06 26 Fax: +90(312) 395 06 27 Yaygın araç ağıyla yurdun her bir yönüne zamanında ulaşım ve fiyat memnuniyeti ile müşterilerinin güvenini kazanmış firmamız, kaliteli hizmetin haklı gururunu yaşamaktadır. Bu sebeple bizi destekleyen bütün işletmelere sonsuz teşekkürlerimizi sunarız. Nakliyeciler Sitesi D Blok No:9/3 Şaşmaz/ANKARA Tel / +90(312) 278 54 56-57 Fax / +90(312) 278 54 57