Sohbetler 1 (namaz, müminler, tesettür )

Benzer belgeler
NAMAZ. Bismillahirrahmanirrahim

Yaratanlar arasında şerefli bir yere sahip olan insanın yaşam hakkı da, Allah tarafından lutfedilmiş bir temel haktır.

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

KUR'ANDAN DUALAR. "Ey Rabbimiz, Bize dünyada bir iyilik, ahrette bir iyilik ver. Bizi ateş azabından koru." ( Bakara- 201 )

Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86)

AİLE: HAYATA AÇILAN PENCERE

Kıyafetimiz Modaya mı Allah ın Emrine mi uygun? Perşembe, 09 Ağustos :59

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

Kavramlar. 1.Mü min. 2. Kafirler. 3.Münafiklar. 1.1 Kur anda Mü min ile ilgili Ayetler 1.2 Kur anda Mü min görevleri ve özellikleri

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

URL: Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün. Dua. Dua İbadetin Özüdür. Niçin ve Nasıl Dua Edilir? Kur'an'dan ve Hz. Peygamber'den Dua Örnekleri BÖLÜM: 2

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Günümüz Fıkıh Problemleri

NAMAZI, MESCİT VEYA CÂMİDE CEMAATLE KILMANIN HÜKMÜ. Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid. Terceme edenler. Muhammed Şahin. Tetkik edenler Ümmü Nebil

AİLE KURMAK &AİLE OLMAK

Veda Hutbesi. "Ey insanlar! " Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım.

NAMAZLA İLGİLİ AYETLER

ISLAM Kim, Îslâm'dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır.

SEÇİM VE GEÇİM Perşembe, 31 Ekim :31

Rahmân ve Rahîm Ne Demektir?

+ Eğer size yasaklanan (günah)ların büyüklerinden kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi güzel bir yere koyarız.(4.

İLİ : GENEL TARİH : Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

ICERIK. Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar

Haydin Câmiye Pazartesi, 31 Ekim :26

Kur an ın Bazı Hikmetleri

CİHADA DENKTİR Evet, içinde savaş olmayan bir cihad var ki hac ve umredir Küçüğün, büyüğün, zayıfın, kadının cihadı hac ve umredir.

Kur'ân'da, Rabbimiz Peygamberin size şahid olması, sizin de insanlara şahid olmanız için, size müslüman adını verdi (Hac 78), buyurmaktadır.

Teravih Namazı - Gizli ilimler Sitesi

Anlamı. Temel Bilgiler 1

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

KURAN YOLU- DERS 3. (Prof.Dr. Mehmet OKUYAN ın Envarul Kuran isimli 3 no lu dersinin ilk 50 dakikasının özeti)

HAC BÖLÜMÜ. 233) Hac İle İlgili Hadisler

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır.

Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz. Buhârî, İlm, 12; Müslim, Cihâd, 6.

3 Her çocuk Müslüman do ar.

2. Haramı ve helali tayin etmek Allah ın hakkıdır. Bir harama helal demek vebal olduğu gibi helale haram demek de vebaldir.

İBRAHİM (a.s) MAKAMINI NAMAZ YERİ EDİNMEK Salı, 02 Şubat :47

IMAN. Kalp ile tasdik, dil ile ikrar, rükûnleriyle amel etmektir.

+ Eğer size yasaklanan günah ların büyüklerinden kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi güzel bir yere koyarız.(4.

Üç kişi vardır ki, Allah kıyamet gününde onlarla ne konuşur, ne onlara nazar eder, ne de onları günahlarından arındırır, onlara elim bir azap vardır:

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir.

DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ TESTİ

Dua ve Sûre Kitapçığı

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn

Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli?

Resulullah ın Hz. Ali ye Vasiyyeti

İmanda Mürakebe Bilinci - Akaid - Dr. Mehmet Sürmeli'nin kişisel web sitesine hoşgeldiniz.

Kur ân da Dua Ayetleri

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6]

Ali imran 139. Gevşemeyin, hüzünlenmeyin! Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz, üstün olan sizlersiniz.

İÇİNDEKİLER. Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili. Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan

İlmin Öldürücü Bir Silaha Dönüştürülmesi Çarşamba, 13 Mayıs :30

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

EY İMAN EDENLER! Allah ın emrine uygun yaşayın

Kur ân ın Ticârî Yol Haritası Cuma, 06 Ekim :47

بسم هللا الرحمن الرحيم DAR'UL HARP NEDİR VE DAR'UL HARP HALKINA NASIL MUAMELE EDİLİR?/HAMD BİN ATİK (RH.A) ed-durar us seniyye, 9/

ALLAH TEÂLÂ'NIN ARŞA İSTİVÂ ETMESİ

PEYGAMBERLİKTEN SONRA EN YÜCE MAKAM ŞEHÂDET Cumartesi, 28 Şubat :06

İsra ve Miraç olayının, Mekke de artık çok yorulmuş olan Resulüllah için bir teselli ve ümitlendirme olduğunda da şüphe yoktur.

HZ. PEYGAMBER (S.A.V) İN HOŞGÖRÜSÜ VE AFFEDİCİLİĞİ

Efendim, öğrendiklerimin ikincisi; çok kimseyi, nefsin şehvetleri peşinde koşuyor gördüm. Şu âyet-i kerimenin mealini düşündüm:

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun da acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE KUR AN

UMRE YAPMANIN FAZİLETİ

11. Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma

Dr. Mehmet Sürmeli tarafından yazıldı. Perşembe, 07 Ekim :45 - Son Güncelleme Perşembe, 21 Ekim :00

Edeb Ya Hu! Cumartesi, 03 Ocak :31

Islam & Camii Diyanet İşleri Türk İslam Birliği

5 Peygamberimiz in en çok bilinen dört ismi hangileridir? Muhammed, Mustafa, Mahmud, Ahmed.

Muharrem ayı nasıl değerlendirilmelidir?

BEYANAT. Ahmed el Hasan (a.s)

Onlar ki gayba îman edip namazı doğru kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda minnet etmeden harcarlar.

İsimleri ilk önce Berre idi, Zatı saadetleri ile evlendikten sonra ismini değiştirip Meymune koydular.

ÇANAKKALE İLİ GELİBOLU İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ 2016 YILI 1. DÖNEM (OCAK-ŞUBAT-MART) VAAZ VE İRŞAD PROGRAMI

OKUNMAMIŞ ÜÇ MESAJINIZ VAR

İlim gıda gibidir. Ona her zaman ihtiyaç vardır. Faydası da herkesedir.

Selamın Veriliş Şekli: Selam verildiği zaman daha güzeliyle veya aynısıyla karşılık vermek gerekmektedir. Allah

ŞİRK VE ÇEŞİTLERİ EBU SEYF

DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ

Kur anı Kerim-de doğrudan ve dolaylı olarak yüze yakın ayet [1],namazı emretmektedir.

Kur an-ı Kerim deki Temel Emirler ve Yasaklar

Arap diliyle tesis edilen İslam a dair hakikatler diğer dillere tercüme edilirken zaman ve zeminin de etkisiyle gerçek anlamından koparılabiliyor.

Onu kendi haline bırakın, Allah'ın diyarında otlasın, sakın ona bir fenalık yapmayın.

Güzel Ahlâkı Kazanmak

* Ana hatlarıyla, İslam'ın özünü oluşturan ahlaki davranış ve sorumluluklar neler olmalıdır?

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

Gıybet (Hadis, Tirmizi, Birr 23)

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE NAMAZ

2016 YILI 1. DÖNEM ÜÇ AYLIK VAAZ- IRŞAT PROGRAMI VAAZIN

ALLAH IN EVLERİNDE MİSAFİRLİK: İTİKAF MESCİDLER ALLAH A YAKLAŞMA YERLERİDİR

KURAN YOLU- DERS 9-10

namazı kılmaları hususunda şöylesi bir yanlış ve tehlikeli bir uygulama vardır.

Transkript:

Sohbetler 1 (namaz, müminler, tesettür ) Bismillahirrahmanirrahim Elhamdülillahi Rabbilalemin esselatü vesselamü alâ resulina Muhammedin ve alâ alihi ve sahbihi ecmain Namaz Allah ın emirlerinden inananlara farz kıldığı, terki mümkün olmayan, yerine getirilmediği takdirde ayet ve Allah resulünün (sav) sahih hadislerinden anlaşıldığı ve mübarek ashabının ve onlara tabi olan selef ve ehli sünnet ulemasının hanefi mezhebi dışında icması ile terkedenin tevbeye davet edileceği eğer tevbe etmez ve namazı kılmaz, açıktan açığa bu Allah a isyan halini sürdürürse islam devletinde katlinin gerektiği, dinin direği, iman ile küfrü birbirinden ayıran en mühim kulluk görevidir. Bu konu hakkındaki delilerden birkaçını zikretmek gerekirse Allah ; Nisa Suresi 103.ayet (4/103. Namazı bitirince de ayakta, otururken ve yanınız üzerinde yatarken (daima) Allah'ı anın. Huzura kavuşunca da namazı dosdoğru kılın; çünkü namaz müminler üzerine vakitleri belli bir farzdır.) yine Rum Suresi 31. ve Tevbe Suresi 5. Ayette (30/31. Hepiniz O'na yönelerek O'na karşı gelmekten sakının, namazı kılın; müşriklerden olmayın.) (9/5. Haram aylar çıkınca müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün; onları yakalayın, onları hapsedin ve onları her gözetleme yerinde oturup bekleyin. Eğer tevbe eder, namazı dosdoğru kılar, zekâtı da verirlerse artık yollarını serbest bırakın. Allah yarlığayan, esirgeyendir.) buyurmaktadır. Allah Resulü (sav) den ulaşan sahih hadislerde bu konu açıkça izah edilmiş ve yukarıda zikredilen ayetleri birebir doğrulamıştır. Bunlara örnek olarak kütübi sitte kitaplarında zikredilenlerden KS8/249- Hz. Câbir (radıyallâhu anh)'in anlattığına göre, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'in şöyle söylediğini işitmiştir "Kişiyle şirk arasında namazın terki vardır." [Müslim, Îman 134, (82); Ebû Dâvud, Sünnet 15, (4678); Tirmizî, Îman 9, (2622). Metin Müslim'in metnidir.]tirmizî'nin metni şöyledir: "Küfürle îman arasında namazın terki vardır."26. (2355)- Tirmizî ve Ebû Dâvud'un bir diğer rivayetinde: "Kulla küfür arasında namazın terki vardır." [Tirmizî, Îman 9, (2622); Ebû Dâvud, Sünnet 15, (4678); İbnu Mâce, Salât 77, (1078).] KS17/48- Hz. Enes İbnu Mâlik radıyallahu anh'ın anlattığına göre: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm şöyle buyurmuşlardır: "Kulla şirk arasında sadece namazın terki vardır. Onu terk etti mi şirke düşmüş demektir." Kütübi-sitte ek İbnu Mace 17,(48) KS8/250- Hz. Büreyde (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Benimle onlar (münafıklar) arasındaki ahid (antlaşma) namazdır. Kim onu terkederse küfre düşer." [Tirmizî, Îman 9, (2623); Nesâî, Salât 8, (1, 231, 232); İbnu Mâce, Salât 77, (1079).]28. (2357)- Abdullah İbnu Şakik merhum anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın Ashâb'ı ameller içerisinde sadece namazın terkinde küfür görürlerdi." [Tirmizî, Îman 9, (2624).] yukarıdaki

hadisleri sayabiliriz. Namazın farz olduğunu bile bile kasten terk eden kişiye verilecek ceza hakkında ise Resulullah (sav) zamanında ashabı münafıkların bazısını tanırlar ve peygamber (sav) e gelerek öldürmek için izin isterlerdi. Peygamber (sav) onlara cevaben "Ben musalli olanları (yani namaz kılanları) öldürmekten men edildim." (Kütübi Sitte Cilt 8 sayfa 251) diyerek taleblerini reddetmiş, kendisinin de gayet iyi bildiği bu kişilerin namazda cemeate iştiraklarının, onları zahirde müslüman gösterdiğini Allah ın kendisine bildirdiğini, bu sebeple buna izin veremeyeceğini hadiste geçtiği üzere beyan buyurmuşlardır. Hikmeti düşünülürse izin verilseydi Peygamber (sav) in vefatından sonra insanlar aralarındaki dini anlama hususlarındaki ihtilaflar nedeniyle birbirlerini münafıklıkla şirk ve küfürle itham ederek kimisi cahilliğinden, kimisi dünyevi çıkar ve ihtiraslarından bazısı da siyasi ayrılıklardan vesaire... birbirlerinin kanını dökmeyi helal sayabilirlerdi. İslam alimleri ve ehli sünnet mezheplerinin görüşleri ile alakalı olarak da Şafi, Maliki ve Hanbeliler yukarıda zikredilen ayet ve hadislerden hareketle böyle bir kimsenin öldürüleceğine hükmetmişler, Hanefiler ise namazı kılıncaya kadar hapsedilmesi gerektiğini söylemişlerdir. Bir müslümanın Allah ın farzlarından birini reddetmesi küfürdür. İslam inancında böyle bir davranış dinden çıkmaya sebep olur. KS14/140- İbnu Mes'ud (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:"allah'tan başka ilah olmadığına ve benim de Allah'ın Resulü bulunduğuma şehadet eden kimsenin kanı, üç hal dışında helal değildir:* Zina yapan dul.* Cana can kısas.* Dinden çıkıp cemaatten ayrılan." [Buharî, Diyat 6; Müslim, Kasâme 25, (1676); Ebu Davud;, Hudud 1, (4352); Tirmizî, Diyat 10, (1402); Nesâî, Tahrim 5, (7, 90, 91), Kasâme 5, (8, 13).] hadiste belirtildiği üzere öldürülmesine hükmedilir. Bu konuyla alakalı olarak Prof.Dr İbrahim Canan tercümesiyle beraber şerh ettiği (açıklamalar eklediği) Kütübi Sitte Cilt 8 sayfa 251,252 de İmam Nevevi nin aşağıdaki açıklamalarına yer verir. 1-Kişi namazı terketmekle, kâfirin cezasını hakeder, o da ölümdür. 2-Hadis namazın terkini helâl addedenler hakkındadır. 3-Namazın terki kişiyi küfre götürür. 4-Namazı terk fiili, kâfirlerin fiilidir. Cumhur'a (ehli sünnet alimlerinin çoğuna) göre bir kimse ibadetin farziyyetini inkar etmedikçe kâfir olmaz. Bu hususta ashab icma eder. (Kütübi Sitte Cilt 8 sayfa 251,252) Şu ana gelinceye kadar ortaya konulanlar Allah ın Kitabı ve Resulü nün (sav) sünneti ile hükmedilen topraklarda, namazın terkinin bu fiili işleyen münafık, fasık kimseler için Allah ın şeriatine göre dünyada ne gibi mühim sonuçlar doğurduğunu göstermek ve namazın zahirde ne derecede önemli bir emir olduğunu ortaya koymaktı. Ne acıdır ki bizler Allah a açıktan isyan edilen, onun bize dünya hayatında yaşayışımızı düzenlememiz ve uymamız için emrettiği kanunlarla değil, kulların arzu ve tasarruflarına göre belirledikleri şirk, küfür, zulüm düzeninin kanunları, adetleri ve hevesleriyle idare ediliyoruz. Namazın Allah a canı gönülden boyun eğen muttaki, mümin kullarını asıl ilgilendiren, ölümün olmadığı yeniden diriltildikten sonra ebedi olarak devam edecek olan ahiret hayatıyla ilgili sonuçlarına gelince Allah; Müddessir Suresi 38-43.ayetler

74/38. Her nefis, kazandığına karşılık bir rehindir; 74/39. Ancak sağdakiler başka. 74/40. Onlar cennetler içinde sorarlar. 74/41. Günahkârların durumunu: 74/42. "Sizi şu yakıcı ateşe sokan nedir?" diye 74/43. Onlar şöyle cevap verirler: Biz namaz kılanlardan değildik El-Kıyame Suresi 31-35. ayetler 75/31. İşte o, (Peygamber'in getirdiğini) doğru kabul etmemiş, namaz da kılmamıştı. 75/32. Aksine yalan saymış ve yüz çevirmişti. 75/33. Sonra da çalım sata sata yürüyerek kendi ehline (taraftarlarına) gitmişti. 75/34. Lâyıktır (o azap) sana, lâyık! 75/35. Evet, lâyıktır sana (o azap) lâyık! Meryem Suresi 59.ayet 19/59. Nihayet onların peşinden öyle bir nesil geldi ki, bunlar namazı bıraktılar; nefislerinin arzularına uydular. Bu yüzden ileride sapıklıklarının cezasını çekecekler. Bakara Suresi 85. ayet 2/85. Vaktiyle biz, İsrailoğullarından: Yalnızca Allah'a kulluk edeceksiniz, ana-babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz diye söz almış ve "İnsanlara güzel söz söyleyin, namazı kılın, zekâtı verin" diye de emretmiştik. Sonunda azınız müstesna, yüz çevirerek dönüp gittiniz. Buyurmaktadır. Ayetlerde de görüldüğü üzere namaz bizden evvelki ümmetler için de vardı ve terk edenlerin akıbeti ebedi bir felaket oldu. Resülullah (sav) den ulaşan sahih rivayetlerin birkaçına baktığımızda; KS14/372- Hureys İbnu Kabîsa (radıyallahu anh) anlatıyor: "Medine' ye geldim ve: "Ey Allahım! Bana salih bir arkadaş nasib et!" diye dua ettim. Derken Ebu Hureyre (radıyallahu anh)'nin yanına oturdum. Kendisine:"Ben, Allah'a bana salih bir arkadaş nasip etmesi için dua ettim. Bana, Resulullah'tan işittiğin bir hadis söyle! Olur ki Allah Teala hazretleri ondan faydalanmamı nasib eder!" dedim. Bunun üzerine dedi ki: "Ben, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın şöyle söylediğini işittim:"kıyamet günü, kişi amelleri arasında önce namazın hesabını verecek. Bu hesap güzel olursa kurtuluşa erdi demektir. Bu hesap bozuk olursa, hüsrana düştü demektir. Eğer farzında eksiklik çıkarsa Rab Teala hazretleri: "Bakın, kulumun (defterinde yazılmış) nafilesi var mı?" buyurur. Böylece, farzın eksikleri nafile (namazları) ile tamamlanır. Sonra, bu tarzda olmak üzere diğer amelleri hesaptan geçirilir." [Tirmizî, Salat 305, (413); Nesâî, Salat 9, (1232).] KS17/101- Ebu Katâde İbnu Rib'î anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Allah-u Zülcelal hazretleri buyurdu ki: "Senin ümmetine beş vakit namazı farz kıldım ve kim bunu vaktinde kılmaya devam ederse onu cennete koyacağım diye katımda ahidde bulundum. Kim de bunu vaktinde kılmaya devam etmezse katımda onun için hiçbir ahid yoktur." Kütübi-sitte ek İbnu Mace 17,(101) 8/227- Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Bir adam, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a: "Allah, kullarına kaç vakit namazı farz kıldı?" diye sordu. Aleyhissalâtu vesselâm:"allah, kullarına beş vakit namazı farz kıldı" diye cevap verdi. Adam tekrar sordu:"bunlardan önce veya sonra başka bir şey var mı?""allah kullarına beş vakti farz kıldı." Bu cevap üzerine adam, bunlar üzerine

hiçbir ilavede bulunmayacağına, onlardan herhangi bir eksiltme de yapmayacağına dair yemin etti. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm):"bu adam sözünde durursa mutlaka cennete girecektir!" buyurdu." [Müslim, Îman, 10, (12); Tirmizî, Zekât 2, (619); Nesâî, Salât 4, (1, 228, 229) Bu metin Nesâî'dekidir.]Bu rivayeti, Müslim ve Tirmizî, Kitâbu'l-Îman'da mezkur, uzun bir hadis zımnında tahric ederler. (17) 8/212-(Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in şöyle söylediğini işittim:"sizden birinizin kapısının önünden bir nehir aksa ve bu nehirde hergün beş kere yıkansa, acaba üzerinde hiç kir kalır mı, ne dersiniz?""bu hal, dediler, onun kirlerinden hiçbir şey bırakmaz!" Aleyhissalâtu vesselâm:"işte bu, beş vakit namazın misalidir. Allah onlar sayesinde bütün hataları siler" buyurdu." [Buhârî, Mevâkît 6; Müslim, Mesâcid 282, (666); Tirmizî, Emsâl 5, (2872); Nesâî, Salât 7, (1, 231); Muvatta, Sefer 91, (1, 174).] KS17/338- Hz. Enes anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a ölüm vakti geldiği vakit, Aleyhissalâtu vesselâm'ın can çekişirken yaptığı vasiyetin hepsi: "Namaz ve sağ ellerinizin sahip oldukları (yani emriniz altında bulunanlar ve kölelerinizin hukukuna riayet edin)" demek olmuştur." Kütübi-sitte ek İbnu Mace 17,(338) KS8/232-(Sebretü' bnu Ma'bed (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Yedi yaşına geldi mi çocuğa namazı emredin, on yaşına geldi mi kılmadığı takdirde dövün." [Ebû Dâvud, Salât 26, (494); Tirmizî, Salât 299, (407).] Allah ın Resulünün (sav) sözlerinin ayetlerle birebir örtüştüğü ve çocuklara dahi namazın ne vakitlerde başlatılması ve izlenecek yol hakkındaki söylediklerine dikkat edilmelidir. Günümüzde zahirde müslüman görünen fakat amel ve sözlerine bakıldığında her yanından küfür fışkıran, her fırsata dine ve ahkamına saldırmayı fırsat bilen bir takım sözde merhamet ve şefkat savunucuları çıkıp, çocuk nasıl dövülür, bu nasıl iştir tarzında sözler sarf edip yaygara çıkarabilirler. Bu kimselerin pek çoğu zaten islamla, din ile bağını koparmış, sözde müslüman fakat Allah lafzını bile söylemeyi ar edinip tanrı diyen, cenazeden cenazeye namazlarda görülen, bazısı hakiki münafık, kimi gerçekten dinen cahil pek çok kişiyle karşılaşabiliriz. Bu şefkat timsallerine ve onlara yardakçılık edip dini hoş ve tatlı gösterip insanları islama ısındırma gayesi güttüklerini söyleyen din adamları kimi doçent kimi proföser şahsiyetler de çıkabilir ve yok böyle bir şey inanmayın, doğru dini benim anlattıklarımdan alın şeklinde sözler saf edebilirler. Başka konular hakkında da şahsi ve keyfi, Kur an a ve sünnete, ilme dayanmaz kanaatlerini ileri sürebilirler. Böyle diyenler acaba Allah ın resulünden daha mı iyi bilmektedirler ve merhametlidirler ki; Allah, resulü için kitabında Tevbe Suresi 128, Bakara Suresi 151. Ayetlerde 9/128. Andolsun size kendinizden öyle bir Peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, müminlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir. 2/151 Nitekim kendi içinizden size âyetlerimizi okuyan, sizi kötülüklerden arındıran, size Kitab'ı ve hikmeti talim edip bilmediklerinizi öğreten bir Resûl gönderdik. Buyurmuşken kalkıp da şefkat ve merhamet nutukları atmaya kalkışırlar. Allah resulünün (sav) buyurduğu bu emir hakikatleri bilmesinden; ahirette ayet ve hadislerden bildiğimiz nice felaketleri barındıran cehenneme götüren bir amelden inananları korumak istemesindendir. Allah için düşünelim evladımızın cehennem ehlinin ameline müptela

olup ebedi bir felakete doğru göz göre göre gitmesi mi iyidir? yoksa namaza karşı ilgisizliğini bertaraf etmek için, makul şekilde, aşırılığa kaçmadan, etrafta kimseler yokken, bir tarafını yaralamadan vurulacak birkaç darbe mi? Eğer hakikat buysa, Allah ın resulünün tatbikatını beğenmeyen bu insanların merhameti, Allah tan mıdır yoksa cehennemin davetçisi şeytandan mı? Genelde çocuklarda meydana gelen ilgisizliğin nedeni, anne ve babaların dünya meşgaleleri ile meşguliyetten sebep çocuğun terbiyesinde yaptıkları noksanlıklar, dini konulardaki bilgi eksiklikleri, dini sevdirme, ibadetleri anlatıp benimsetmede ki kusurları, televizyon bulunulan evlerde dikkat edilmeden çocuğun bilinç altına etki edecek şekilde gayri ahlaki görüntüleri, eğlence programlarını, müzik kliplerini, yerli yabancı film, çizgi film ve dizilerde sinsice yapılan gayri islami içerikli öğretileri içeren yayınları hiç bir kontrole tabi tutulmadan izlemeleri ve en önemlisi okul çağına gelmiş çocukların okullarda öğrendikleri islam dışı öğretiler, adetler, görgü ve toplum kurallarıyla ve arkadaşlarıyla olan ilişkilerinden kaynaklanmaktadır. Yani kabahatin büyüğü Allah ın emaneti olan çocukları yetiştirmekle vazifeli olan başta baba, anne ve ailenin diğer büyük fertlerinin üzerlerine düşen sorumluluğu layıkıyla yerine getirmemelerindendir. Bu konu hakkındaki bazı ayetlerde Allah; TAHA SURESİ 132.ayet 20/132. Ailene namazı emret; kendin de ona sabırla devam et. Senden rızık istemiyoruz; (aksine) biz seni rızıklandırıyoruz. Güzel sonuç, takvâ iledir. Abese Suresi 33-37. Ayetlerde 80/34. İşte o gün kişi kardeşinden, kaçar. 80/35. Annesinden, babasından, 80/36. Eşinden ve çocuklarından. 80/37. O gün, herkesin kendine yetip artacak bir derdi vardır. Buyurmuştur. Nitekim bu konuyla alakalı bir hadiste resülullah (sav) durumu açık bir biçimde izah etmişlerdir. KS6/420- İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Hepiniz çobansınız ve hepiniz sürünüzden mes'ulsünüz. İmam çobandır ve sürüsünden mes'ûldür. Erkek ailesinin çobanıdır ve sürüsünden mes'uldür. Kadın, kocasının evinde çobandır, o da sürüsünden mes'ûldür. Hizmetçi, efendisinin malından sorumludur ve sürüsünden mes'ûldür."ibnu Ömer der ki: "Bunları Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'tan işitmiştim. Zannediyorum ki şöyle de demişti:"kişi bâbasının malında çobandır, o da sürüsünden mes'ûldür." [Buhârî, Ahkâm 1, Cum'a 11, İstikrâz 20, Itk 17, 19, Vesâya 9, Nikâh 81, 90; Müslim, İmâret 20, (1829); Tirmizî, Cihâd 27, 1705; Ebû Dâvud, İmâret 1, (2928).] Namazı imanla ancak müminler kılar ve ebedi selamete, doğruluğa da ancak mümin olarak ölenler erişir ve müminlerin Kuranda zikredilen pek çok vasıfları vardır. Müminlik iddiasında olan herkesin kendi durumunu bu ayetlerle kıyas edip gözden geçirmesi, eksiği varsa tamamlaması ve ne vakit geleceği belli olmayan ölümden önce ayetlerde zikredilen hallerin ve amellerin kendisinde de olması için çabalaması gerekir. Müminlerin fasıfları hakkında Kuran da geçen bazı ayetlerinde Allah; Yunus Suresi 2. ayet 10/2. İçlerinden bir adama: İnsanları uyar ve iman edenlere, Rableri katında onlar

için yüksek bir doğruluk makamı olduğunu müjdele, diye vahyetmemiz, insanlar için şaşılacak bir şey mi oldu ki, o kâfirler: Bu elbette apaçık bir sihirbazdır, dediler? ANKEBUT SURESİ 45.ayet 29/45. Sana vahyedilen Kitab'ı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki, namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah'ı anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir. TEVBE SURESİ 71.ayet 9/71. Mümin erkeklerle mümin kadınlar da birbirlerinin velileridir. Onlar iyiliği emreder, kötülükten alıkorlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler, Allah ve Resûlüne itaat ederler. İşte onlara Allah rahmet edecektir. Şüphesiz Allah azîzdir, hikmet sahibidir. FATIR SURESİ 29.ayet 35/29. Allah'ın kitabını okuyanlar, namazı kılanlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan (Allah için) gizli ve açık sarfedenler, asla zarara uğramayacak bir kazanç umabilirler. Enfal Suresi 2-4.ayetler 8/2. Müminler ancak, Allah anıldığı zaman yürekleri titreyen, kendilerine Allah'ın âyetleri okunduğunda imanlarını artıran ve yalnız Rablerine dayanıp güvenen kimselerdir. 8/3. Onlar namazlarını dosdoğru kılan ve kendilerine rızık olarak verdiğimizden (Allah yolunda) harcayan kimselerdir. 8/4. İşte onlar gerçek müminlerdir. Onlar için Rableri katında nice dereceler, bağışlanma ve tükenmez bir rızık vardır. Mü minun Suresi 1-11.ayetler 23/1. Gerçekten müminler kurtuluşa ermiştir; 23/2. Onlar ki, namazlarında huşû içindedirler; 23/3. Onlar ki, boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler; 23/4. Onlar ki, zekâtı verirler; 23/5. Ve onlar ki, iffetlerini korurlar; 23/6. Ancak eşleri ve ellerinin sahip olduğu (câriyeleri) hariç. (Bunlarla ilişkilerden dolayı) kınanmış değillerdir. 23/7. Şu halde, kim bunun ötesine gitmek isterse, işte bunlar, haddi aşan kimselerdir. 23/8. Yine onlar (o müminler) ki, emanetlerine ve ahidlerine riayet ederler; 23/9. Ve onlar ki, namazlarına devam ederler. 23/10. İşte, asıl bunlar vâris olacaklardır; 23/11. (Evet) Firdevs'e vâris olan bu kimseler, orada ebedî kalıcıdırlar. İman öyle bir şeydir ki ya vardır veyahut yoktur Allah katında kabul görülen ikisinin arası bir inanış yoktur. Bu sebeple eğer inanıyorsak her ne emredilmişse yapmalı ne yasaklanmışsa ondan da şiddetle sakınmalıyız. Her mevzuda Allah ın tarafını tutmalı onun dinine ve müminlere destek olmalıyız. Kafir, münafık ve fasıklarla tebliğ ve insanlık icabı yerine getirilmesi gereken görevlerin dışında dostluk arkadaşlık kurmamalı Allah korusun kalben muhabbet beslememeliyiz. Eğer biraz düşünürsek nasıl muhabbet duyabiliriz ki? onlar Allah ı ve resulünü, dinini inkar eden kafirlerken, yüzümüze

müslüman görünüp islamın yaşanmasına, kadınlarımızın kızlarımızın örtüsüne, çocuklarımızın dinini öğrenmesine, imanımızın bize emrettiği her ne varsa yasaklayıp yaşatmamaya çalışan münafıklar, Allah ın emirlerini alaya alan korkmadan açıktan haramlara günaha ve fuhşa giden fasıklarken...! Yapabileceğimiz tek şey İslamın şeref ve izzetine el, dil uzattırmadan (4/140. O (Allah), Kitap'ta size şöyle indirmiştir ki: Allah'ın âyetlerinin inkâr edildiğini yahut onlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman, onlar bundan başka bir söze dalıncaya (konuya geçinceye) kadar kâfirlerle beraber oturmayın; yoksa siz de onlar gibi olursunuz. Elbette Allah, münafıkları ve kâfirleri cehennemde bir araya getirecektir 4/63. İşte bunların kalblerinde olanı Allah bilir. Onlardan yüz çevir, onlara öğüt ver, kendilerine tesirli sözler söyle.) ayetlerde buyurulduğu üzere Allah ın bize farz kıldığı ve yöntemini öğrettiği şekilde kafirlere tebliğ yapmak, münafık ve fasıklara da iyiliği emredip kötülükten sakındırmaktır. Allah Nisa Suresi 150,151,136,139,141. ayetlerde 4/150. Allah'ı ve peygamberlerini inkâr edenler ve (inanma hususunda) Allah ile peygamberlerini birbirinden ayırmak isteyip "Bir kısmına iman ederiz ama bir kısmına inanmayız" diyenler ve bunlar (iman ile küfür) arasında bir yol tutmak isteyenler yok mu; 4/151. İşte gerçekten kâfirler bunlardır. Ve biz kâfirlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır. 4/136. Ey iman edenler! Allah'a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği Kitab'a ve daha önce indirdiği kitaba iman (da sebat) ediniz. Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve kıyamet gününü inkâr ederse tam manasıyla sapıtmıştır. 4/139. Müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinenler, onların yanında izzet (güç ve şeref) mi arıyorlar? Bilsinler ki bütün izzet yalnızca Allah'a aittir. 4/141. Sizi gözetleyip duranlar, eğer size Allah'tan bir zafer (nasib) olursa, "Sizinle beraber değil miydik?" derler. Kâfirlerin (zaferden) bir nasipleri olursa (bu sefer de onlara), "Sizi yenip (öldürebileceğimiz halde öldürmeyip) müminlerden korumadık mı?" derler. Artık Allah kıyamet gününde aranızda hükmedecektir ve kâfirler için müminler aleyhine asla bir yol vermeyecektir. Buyurmaktadır. Ayetlerde kafirleri dost edinmek onların yanında itibar ve şeref arayıp onlara yaranmaya çalışmak açık bir sapıklık olarak nitelenmişken bizi yönetenlerin halleri, işleri, varmayı hedefledikleri dünyalık gayeleri hangi kitaba hangi imana sığar. Allah yolunda kendini feda eden düşmanın tankına topuna uçağına bombasına her çeşitten en son teknoloji silahına karşı canından başka silahı olmayan; müslümanların namus ve şerefini korumak için onu sevinç içinde uğurlama törenleriyle feda etmeye giden mücahidlere; barbarlar diyen! sözde müslüman ülkelerin yöneticilerine ve onların uşakları din adamlarına, aydınlarına ne demelidir acaba? İşte Allah ın Kitabından bir cevap Ahzab Suresi 33. Ayet 33/23. Müminler içinde Allah'a verdikleri sözde duran nice erler vardır. İşte onlardan kimi, sözünü yerine getirip o yolda canını vermiştir; kimi de (şehitliği) beklemektedir. Onlar hiçbir şekilde (sözlerini) değiştirmemişlerdir. Nisa Suresi 142-145. Ayetler 4/142. Şüphesiz münafıklar Allah'a oyun etmeye kalkışıyorlar; halbuki Allah onların oyunlarını başlarına çevirmektedir. Onlar namaza kalktıkları zaman üşenerek kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar, Allah'ı da pek az hatıra getirirler.

4/143. Bunların arasında bocalayıp durmaktalar,ne onlara (bağlanıyorlar) ne bunlara. Allah'ın şaşırttığı kimseye asla bir (çıkar) yol bulamazsın. 4/144. Ey iman edenler! Müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin; (bunu yaparak) Allah'a, aleyhinizde apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz? 4/145. Şüphe yok ki münafıklar cehennemin en alt katındadırlar. Artık onlara asla bir yardımcı bulamazsın. Yaşadığımız toplumda uçlarda olan insanları değil, normal kabul edilen sıradan herhangi bir müslüman vatandaşı ele alıp, vaziyetini Kurana ve Allah resulünün (sav) sünnetine, öğrettiği dine vursak, bırakın namazı, ibadetleri, emir ve yasakları, imani konularda dahi küfre varan inanışlarını yada inançsızlıklarını üzülerek görürüz. Bu felaketlerden kurtulmanın tek çaresi, yegane sahibimiz olan, bizi ve varlık adına akla her ne gelirse hiç yokken var eden, oturup düşünmeyi, dostlar, arkadaşlar, eşler edinip sevmeyi ve bir kez mutlak tadıp öldükten sonra, müminlere ebedi ve sonu olmayan bir hayatı ve nimetleri sonsuz cennetlerde sevdikleriyle beraberliği bahşedecek olan Allah a iman etmek ve onun bütün emirlerine riayet etmekdir. Bu yazılanlarla alakalı ayet ve hadislerde şöyle buyrulmuştur. Ali-İmran Suresi 103. Ayet 3/103. Hep birlikte Allah'ın ipine (İslâm'a) sımsıkı yapışın; parçalanmayın. Allah'ın size olan nimetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşman kişileridiniz de O, gönüllerinizi birleştirmişti ve O'nun nimeti sayesinde kardeş kimseler olmuştunuz. Yine siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken (imanı ve islamı yaşamayı nasib edip) oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle açıklar ki doğru yolu bulasınız. Rum Suresi 21.ayet 30/21. Kaynaşmanız için size kendinizden eşler yaratıp aranızda sevgi ve merhamet peydâ etmesi de O nun (varlığının) delillerindendir. Doğrusu bunda, iyi düşünen bir kavim için ibretler vardır. Nahl Suresi 72.ayet 16/72. Allah size kendi nefislerinizden eşler yarattı, eşlerinizden de sizin için oğullar ve torunlar yarattı ve sizi temiz gıdalarla rızıklandırdı. Onlar hâla bâtıla inanıp Allah ın nimetine nankörlük mü ediyorlar? Er-Rahman Suresi 26.ayet 55/26. Yer yüzünde bulunan her canlı yok olacak. Al-i İmran Suresi 185.ayet 3/185. Her canlı ölümü tadacaktır. Ve ancak kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konursa o, gerçekten kurtuluşa ermiştir. Bu dünya hayatı ise aldatma metâından başka bir şey değildir. El-Enbiya Suresi 35.ayet 21/35. Her canlı, ölümü tadar. Bir deneme olarak sizi hayırla da, şerle de imtihan ederiz. Ve siz, ancak bize döndürüleceksiniz. Rad Suresi 22-24.ayetler 13/22. Yine onlar, Rablerinin rızasını isteyerek sabreden, namazı dosdoğru kılan, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açık olarak (Allah yolunda) harcayan ve kötülüğü iyilikle savan kimselerdir. İşte onlar var ya, dünya yurdunun (güzel) sonu sadece onlarındır. 13/23. (O yurt) Adn cennetleridir; oraya babalarından, eşlerinden ve çocuklarından

sâlih olanlarla beraber girecekler, melekler de her kapıdan onların yanına varacaklardır. 13/24. (Melekler Sabrettiğinize karşılık size selam olsun! Dünya yurdunun sonu (cennet) ne güzeldir! (derler). KS14/417- İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:"cennetlikler cennette, cehennemlikler de cehennemde oldukları zaman ölüm getirilir. Cennetle cehennemin arasına konup orada kesilir. Sonra bir münadi nida eder:"ey ehl-i cennet! Artık ebediyet var, ölüm yok! Ey ehl-i nar! Artık ebediyet var, ölüm yok! Cennetliklerin sürûru bununla daha da artar. Cehennemliklerin de hüznü artar." [Buhârî, Rikak 50, 51; Müslim, Cennet 43, (2850).] KS4/89- Ebu Said (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) okudu: "Ey Muhammed! Hâlâ gaflet içinde bulunanları ve hâlâ inanmayanları, onları işin bitmiş olacağı o hasret günü ile uyar" (Meryem Suresi 39.ayet). Sonra dedi ki: "(Kıyâmet günü) ölüm alaca bir koç suretinde getirilir. Cennetle cehennem arasında yer alan sur üzerinde durdurulur. Önce:"- Ey cennet ahalisi!" diye bağırılır, onlar başlarını kaldırırlar. Sonra:"- Ey cehennem ahâlisi!" diye bağırılır, onlar da başlarını kaldırırlar. Sonra sorulur:"- Bunu tanıdınız mı, nedir bu?" Hepsi birden:"- Evet tanıdık, derler. Bu ölümdür"koç yatırılır ve kesilir. Eğer, Allah cennet ahâlisi için hayâta hükmetmemiş olsaydı, neşeyle ölürlerdi. Cehennem ahalisi için de Allah hayata, bekaya hükmetmemiş olsaydı onlar da üzülerek ölürlerdi." [Tirmizî, Tefsir, Meryem (3155), Tirmizî hadisin sahih olduğunu söylemiştir. Bu hadis biraz farklı şekilde de rivayet edilmiştir. (Buhârî, Tefsîr, Meryem 2; Müslim, Sıfatu'n-Nâr; Tirmizî, Cennet 20, (2561).] Rabbimiz Nur suresi 30,31,60 ve Ahzab suresi 59,32,53. ayetlerinde şöyle buyurur; 24/30. Mü' min erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar ve ferclerini (avret mahali) zinâdan muhafaza etsinler. Bu, onlar için en temiz yoldur. 24/31. Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) sakınsınlar; namus ve iffetlerini korusunlar. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini (kadını cazip gösteren bedenin kısımlarını) teşhir etmesinler. Baş örtülerini, yakalarının üzerine (göğsü örtecek şekilde) örtsünler. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (mümin kadınlar), ellerinin altında bulunanlar (köleleri), erkeklerden, ailenin kadınına şehvet duymayan hizmetçi vb. tâbi kimseler, yahut henüz kadınların gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına zinetlerini (kadını cazip gösteren bedenin kısımlarını) göstermesinler. Gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar (Dikkatleri üzerlerine çekecek hareketlerde bulunmasınlar). Ey müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz. 33/59. Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına (bir ihtiyaç için dışarı çıktıkları zaman) dış örtülerini almalarını söyle. Onların (müminlerce)tanınması ve incitilmemesi için en elverişli olan budur. Allah bağışlayandır, esirgeyendir. (AÇIKLAMA:dış örtü olarak tercüme edilen cilbab tabiri: ayetin indiği devirde normal kıyafetin üstüne giyilen büyük uzunca örtü

günümüzdeki çarşaf benzeri dış giysi) 24/60. Bir nikâh ümidi beslemeyen, çocuktan kesilmiş yaşlı kadınların, zinetlerini (yabancı erkeklere) teşhir etmeksizin (cilbab ve) elbiselerini çıkarmalarında kendilerine bir vebal yoktur. Ama iffetli davranmaları kendileri için daha hayırlıdır. Allah işitendir, bilendir. 33/32. Ey Peygamber hanımları! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer (Allah'tan) korkuyorsanız, (yabancı erkeklere karşı) çekici bir eda ile konuşmayın; sonra kalbinde hastalık bulunan kimse ümide kapılır. Maruf (iyi,düzgün) söz söyleyin. 33/53. Ey iman edenler! Siz zamanını gözetlemeksizin, bir yemeğe davet edilmedikçe, Peygamber'in evlerine girmeyin. Ancak davet edildiğiniz vakit girin. Yemeği yediğinizde hemen dağılın, sohbete dalmayın. Çünkü bu hareketiniz Peygamber'i üzmekte, fakat o (size bunu söylemekten) utanmaktadır. Ama Allah, hakkı söylemekten çekinmez. Peygamber'in hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. Bu, hem sizin kalpleriniz, hem de onların kalpleri için daha temiz bir davranıştır. Sizin Allah'ın Resûlünü üzmeniz ve kendisinden sonra onun hanımlarını nikâhlamanız asla caiz olamaz. Çünkü bu, Allah katında büyük (bir günah) tır. Yukarıdaki ayetlerde kadının örtünmesi ve zikredilenlerin haricindeki yabancı erkeklere karşı nasıl görünmesi ve iletişim kurması emri ile alakalıdır. Bu konu hakkında rivayet edilen hadislerde; KS4/133- Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Allah ilk muhacir (Mekke den hicret etmiş olan) kadınlara rahmetini bol kılsın; "Kadınlar baş örtülerini yakalarının üzerini (örtecek şekilde) koysunlar" (Nur 31) âyeti indiği zaman örtülerini (kenardan) yırtarak onunla (yüzlerini de) örttüler." [Buhârî, Tefsir, Nur 12; Ebu Davud, Libas 33, (4102).] Bir diğer rivayette, Hz. Aişe'nin yanında Kureyş kadınları ve onların faziletleri medar-ı bahs edilince, şöyle demiştir: "Muhakkak ki Kureyş kadınları faziletli kimselerdir. Ancak Allah'a kasem (yemin)olsun, Ensar (Medineli ilk müslüman) kadınlarından efdalini de görmedim. Allah'ın kitabını tasdik etmede onlar daha şedîd(sert), tenzile (inen ayetlere emirlere)inanmada daha önce idiler. Nur suresi inmiş, örtünmeyi emretmişti, kocaları bu yeni inen âyetleri hanımlarına okumak üzere evlerine geldiler. Hiçbiri hâriç kalmadan bütün kadınlar derhal örtülerine büründüler. Ertesi gün sabah namazında hepsi, yüzünü de örtecek şekilde başlarını sarmış idi ve sanki başlarının üzerinde kargalar vardı." [Kütübi Sitte, Cilt4,(134)] KS15/54- Ümmü Seleme (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Cenab-ı Hakkın şu (mealdeki) kavl-i şerifleri indiği zaman, "Ey peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü'minlerin hanımlarına söyle. Evlerinden çıktıklarında dış örtülerini üzerlerine alsınlar." (Ahzab 59) Ensar kadınları başlarında (siyah) örtüden kargalar taşıyor oldukları halde dışarı çıkarlardı." [Ebu Davud, Libas 32, (4101).]AÇIKLAMA:Burada başlarının kargaya teşbihi, örtülerinin siyah olması sebebiyledir. KS15/54- Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Esma Bintu Ebi Bekr (radıyallahu anhümâ Hz.Aişenin kız kardeşi), üzerinde ince bir elbise olduğu halde Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın huzuruna girmişti. Aleyhissalâtu vesselâm, ondan yönünü ters istikamete çevirdi ve:"ey Esma! Kadın hayız yaşına girdi mi ondan sadece şunun ve şunun dışında hiçbir yerinin görünmesi caiz değildir!" dedi ve

yüzü ile ellerini işaret etti." [Ebu Davud, Libas 34, (4104).] KS15/55- Dihye el-kelbî (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a (Mısır'dan), (beyaz renkli ve ince olan) kubâtî kumaşlar getirilmişti. Bana ondan bir kupon verdi ve:"bunu ikiye böl, bir parçayı kendine kamis yap, diğerini hanımına ver. Bununla kendine bürgü yapsın!" buyurdular. (Ayrılmak üzere Dıhye) geri dönünce:"hanımına söyle, bunun altına bir astar koysun da bedenini vasfetmesin!" buyurdular." [Ebu Davud, Libas 39, (4116).] KS10/233- Ümmü Seleme (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: "Ben Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın yanında idim. Yanında Meymûne Bintu'l-Hâris (radıyallâhu anhâ) da vardı. (Bu esnada) İbnu Ümmi Mektum bize doğru geliyordu. -Bu vak'a, tesettürle emredilmemizden sonra idi- ve yanımıza girdi. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bize:"ona karşı örtünün!" emretti. Biz:"Ey Allah'ın resulü! O, âmâ ve bizi görmeyen (ve varlığımızı tanımayan) bir kimse değil mi?" dedik. Bunun üzerine:"siz de mi körlersiniz, siz onu görmüyor musunuz?" buyurdu." [Ebû Dâvud, Libas 37, (4112); Tirmizî, Edeb 29, (2779).] KS10/225"Beraberinde kocası olmayan kadınların yanına girmeyin, zirâ şeytan, insanoğluna (damarlardaki) kan gibi nüfuz eder." "Bir erkek, (mecburiyet arz eden bir durumda)beraberinde kocası olmayan kadının yanına kendisiyle birlikte bir veya iki kişi olmaksızın girmesin"; Kütübi Sitte C10,(225)] "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular: "Kadınların yanına girmekten kaçının." Bir adam: "kocasının (kardeş, amca, amca oğlu gibi) yakınları da mı?" diye sordu. Aleyhissalâtu vesselâm: "Yakını ölümdür" buyurdu." AÇIKLAMA:Yakın diye tercüme ettiğimiz hamv kelimesi, kocanın baba, oğul, kardeş, yeğen, amca, amca oğlu gibi akrabalarının hepsini ifâde eder. "(Yabancı) bir kadınla yalnız kalmayın, çünkü onların üçüncüleri şeytandır."[kütübi Sitte C10,(225)] KS10/235- Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) kadınlarından biriyle beraber idi. Yanından bir adam geçti. Aleyhissalâtu vesselâm adamı çağırarak:"bu benim zevcemdir!" dedi. Adam:"Ey Alah'ın Resulü! Ben herkesten şüphe etsem de sizden şüphe etmem!" deyince, Aleyhissalâtu vesselâm:"şeytan insana kanın nüfuz ettiği gibi nüfuz eder!" buyurdular." [Müslim, Selâm 23, (2174).] KS/ Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Biz (kadınlar) ihramlı olarak Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'la beraber iken, binekliler bize uğrardı. Onlar tam hizamıza gelince, herbirimiz cilbabını başından yüzünün üzerine sarkıtıverirdi. Bizi geçtiler mi tekrar kaldırırdık." [Ebû Dâvud, Menâsik 34, (1833).] KS10/234- Ebû Üseyd (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), mescidden çıkıyordu. Yolda kadınlarla erkeklerin karışmış vaziyette olduklarını görünce, kadınlara:"sizler geride kalın. Yolun ortasından gitmeyin, kenarlarından gidin!" diye ferman buyurdu. Bundan sonra, kadınlar neredeyse duvara değecek şekilde kenardan yürürdü. Bazan bu değmeler sebebiyle, elbisenin duvara takıldığı olurdu." [Ebû Dâvud, Edeb 180, (5272).] Görüleceği üzere ayetlerle hadisler birbirleriyle ne kadar da uyumlu ve durumu açıklama yapmaya dahi mahal bırakmadan ne de güzel anlatıyor. Düşünün günümüzde tesettüre karşı sözler eden, bir sürü martavalla Allah ın bu apaçık emrini yok saymaya çalışan ve onlara destek olan sözde din adamlarını! Allah ne diyor, resulü ne diyor

herşey ayan beyan ilmen bu kadar açıkken binbir türlü kelime oyunuyla bu farzlar nasıl katlediliyor. Günümüzde haremlik selamlık diye tabir edilen, laik ama sözde yinede müslüman her fırsatta islama saldıran şeriata karşı omuz omuza sloganları atan kesimlerce yobazlık, ve yeni nesil modern müslümanlarca; eski kafalılık olarak nitelenen olgu ayet ve hadislerde açıkça görüldüğü gibi Allah ın emri resulünün sünnet ve şeriatidir. Bu konu ile bağlantılı diğer bazı hadislerde de resulullah kadının giyimi koku sürünmesi ve kullanacağı aksesuarlar hakkında buyurur; KS16/449,50-"Resulullah bir başka rivayette : "Ateş ehlinden iki sınıf vardır, henüz onları görmedim: Yanlarında sığır kuyruğu gibi birşeyler taşıyıp onu insanlara vuran kimseler; giyinmiş,(ama) çıplak kadınlar ki bunlar Allah'a taatten dışarı çıkmışlardır. Bunlar, başkalarını da baştan çıkarırlar. Başları (şaçları tarama şekli)deve hörgücü gibidir. Bu kadınlar cennete girmek şöyle dursun, kokusunu dahi almazlar. Halbuki onun kokusu şu şu kadar uzak mesafeden duyulur" buyurdular." [Müslim, Cennet 53, (2857), 52, (2128).] KS/Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Erkeğin tîb'i (sürünme maddesi) koku neşreder, rengi olmaz. Kadının tîb'i ise rengi olur, kokusu olmaz." [Tirmizî, Edeb 31, (2788); Nesâî, Zînet 32, (8, 151).] KS/Ebû Mûsa (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Her göz zânidir. Şurası muhakkak ki, kadın koku sürünür, sonra da (erkek) cemaate uğrarsa o da zâniyedir." [Tirmizî, Edeb 35, (2787); Ebû Dâvud, Tereccül 7, (4174,4175); Nesâî, Zînet 35, (8,) KS/Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kendisine buhur (dışarı koku veren madde günümüzdeki parfüm vb..)değen kadın sakın bizimle yatsı namazına katılmasın. "[Müslim, Salât 143, (444); Ebû Dâvud, Tereccül 7, (4175); Nesâî, Zînet 37, (8, 154).] KS7/505- Hz. Esmâ (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: "Bir kadın Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a gelerek: "Kızım çiçek hastalığına yakalandı ve saçları döküldü. Ben onu evlendirdim, iğreti saç takayım mı?" diye sordu. Aleyhissalâtu vesselâm:"allah takana da taktırana da lânet etmiştir?" diye cevap verdi." [Buhârî, Libâs 83, 85; Müslim, Libâs 115, (2122); Nesâî, Zînet 71, (8, 187, 188).] KS7/506- Humeyd İbnu Abdirrahman İbnu Avf tarafından rivâyet edilen ve Kütüb-i Sitte'nin herbirinde yer alan bir rivâyet de şöyle: "Hz. Muâviye (radıyallâhu anh) hacc yaptı. O zaman minbere çıkarak halka bir hutbe îrad etti. (Hutbe sırasında), koruma polisinin elinde bulunan bir tutam saçı alarak şunları söyledi:"ey Medîneliler! Âlimleriniz nerede? Ben Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı işittim, bu çeşit şeyleri yasaklamış ve şöyle demişti:"israiloğullarının kadınları ne zamanki bunu taktılar helak oldular." [Buhârî, Libâs 83, Enbiya 50; Müslim, Libâs 122, (2127); Muvatta, Şa'ar 2, Ebû Dâvud, Tereccül 5, (4167); Tirmizî, Edeb 32, (2782); Nesâî, Zînet 21, (8, 144-147), 68, 69, (8, 186, 187); İbnu Mâce, Nikah (1987).] Hadislerde açık seçik görülüyor ki kadınların kıyafeti daha önceki sayfalarda da geçtiği üzere yüzün bir kısmı ve elin dışında kalan yerlerini örtmelidir. Evlerde oturulurken giyilen kıyafetin haricinde ayrıca dışarı çıkarken kullanmak için ayette emredilen ve hadiste kargalar benzetmesiyle geçtiği şekilde bir dış örtü giysi daha ihtiva etmelidir. Kadın için sürünülecek koku ise dışarıdan hissedilmeyecek, ancak mahreminin kocasının yaklaştığında vücudunda duyabileceği şekilde olmalıdır. Perukla ilgili

hadislerde Resulullahın özür halinde bile kullanılmasına izin vermeyip yasak ettiği son derece açıkken günümüzde üniversiteye başörtüsüyle giremeyen kızlara efendim peruk taksınlar diye fetva veren sözde din bilginlerine aşağıdaki ayetleri hatırlatırız! Kehf Suresi 104.ayet 18/104. (Bunlar;) iyi işler yaptıklarını sandıkları halde, dünya hayatında çabaları boşa giden kimselerdir. İbrahim Suresi 3.ayet 14/3. Dünya hayatını ahirete tercih edenler, Allah yolundan alıkoyanlar ve onun eğriliğini isteyenler var ya, işte onlar (haktan) uzak bir sapıklık içindedirler. Araf Suresi 51. Ayet 7/51. O kâfirler ki, dinlerini bir eğlence ve oyun edindiler de dünya hayatı onları aldattı. Onlar, bu günleri ile karşılaşacaklarını unuttukları ve âyetlerimizi bile bile inkâr ettikleri gibi biz de bugün onları unuturuz. En am Suresi 70. Ayet 6/70. Dinlerini bir oyuncak ve bir eğlence edinen ve dünya hayatının aldattığı kimseleri (bir tarafa) bırak! Kazandıkları sebebiyle hiçbir nefsin felâkete dûçar olmaması için Kur an ile nasihat et. O nefis için Allah tan başka ne dost vardır, ne de şefaatçı. O, bütün varını fidye olarak verse, yine de ondan kabul edilmez. Onlar kazandıkları (günahlar) yüzünden helâke sürüklenmiş kimselerdir. İnkâr ettiklerinden dolayı onlar için kaynar sudan ibaret bir içecek ve elem verici bir azap vardır. Nisa Suresi 59. Ayet 4/59. Ey iman edenler! Allah a itaat edin. Peygamber e ve sizden olan (Allah ın şeritatine göre hükmeden) ülülemre (idarecilere) de itaat edin. Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz Allah a ve ahirete gerçekten inanıyorsanız onu Allah a ve Resûl e götürün (onların talimatına göre halledin); bu hem hayırlı, hem de netice bakımından daha güzeldir. Haşr Suresi 7. Ayet 59/7... Peygamber size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının. Allah tan korkun. Çünkü Allah ın azabı çetindir. Nur Suresi 56. Ayet 24/56. Namazı kılın; zekâtı verin; Peygamber e itaat edin ki merhamet göresiniz. Muhammed Suresi 47. Ayet 47/33. Ey iman edenler! Allah a itaat edin, Peygambere itaat edin. (Aksini yaparak) İşlerinizi boşa çıkarmayın. Sübhâneke Allahümme ve bihamdik Eşhedü en lâ ilâhe illa ente Estağfiruke ve etûbu ileyk * * * Abdullah Savaş 27.12.2005