BÜTÜN BOYUTLARIYLA SURİYE KRİZİ VE TÜRKİYE



Benzer belgeler
RUSYA DIŞ VE GÜVENLİK POLİTİKALARININ KÜRESEL AMAÇLARI VE BÖLGESEL YANSIMALARI

İÇİMİZDEKİ KOMŞU SURİYE

BÜTÜN BOYUTLARIYLA SURİYE KRİZİ VE TÜRKİYE

Devrim Öncesinde Yemen

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı. Ali SEMİN. BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı

İdris KARDAŞ Küresel Sorunlar Platformu Genel Koordinatörü

SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ

ORSAM ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ KARİKATÜRLERİN DİLİNDEN IRAK I ANLAMAK - 3 UNDERSTANDING IRAQ THROUGH CARTOONS 3

Halk devriminin düşmanları: diktatör rejim ve karşıdevrimci gerici güçler

İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGİN

Orta Asya daki satranç hamleleri

İslam Dünyasından Darbe Girişimine Tepkiler

KARİKATÜRLERİN DİLİNDEN IRAK I ANLAMAK - 1

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

Güncel Bilgiler. y a y ı n l a r ı

TÜRKİYE DE BULUNAN SURİYELİ MÜLTECİLER

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

İÇİNDEKİLER EDİTÖR NOTU... İİİ YAZAR LİSTESİ... Xİ

Kerkük, Telafer, Kerkük...

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU

4. İslam İşbirliği Teşkilatı ( İİT ) Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu

ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010

Türk Elitlerinin Türk Dış Politikası ve Türk-Yunan İlişkileri Algıları Anketi

Hafız Esad ın iç politikadaki yoğun baskıcı rejimi ve Baas Partisi üyelerinin yolsuzlukları ülkede iç huzurun sağlanması önünde önemli bir engel

İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI

Türkiye nin Güvenlik Stratejileri Çerçevesinde Irak ve Suriye

LOCAL COUNCILS AND SECURITY SECTOR REFORM IN SYRIA BAŞLIKLI TOPLANTININ SONUÇ RAPORU

İSLAM ÜLKELERİNDE NÜFUS ÖNGÖRÜLERİ 2050 ARALIK 2011

JENS STOLTENBERG İLE SÖYLEŞİ: NATO-RUSYA İLİŞKİLERİ VE BÖLGESEL İSTİKRARSIZLIK

İSLAM DÜNYASI İSTANBUL ÖDÜLLERİ SUNUŞ

5. ULUSLARARASI MAVİ KARADENİZ KONGRESİ. Prof. Dr. Atilla SANDIKLI

Siber Savaş ve Terörizm Dr. Muhammet Baykara

ÇATIŞMAYI DÖNÜŞTÜRME SAFHASINDA REHABİLİTASYON SÜRECİ: KUZEY İRLANDA ÖRNEĞİ

Suriye nin geleceği ve bölgeye etkileri

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

Türkiye Irak İlişkilerinde Güvenlik ve Radikalleşme

TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

İhvanı Müslimin'in kısa tarihi

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

TÜRKİYE - İTALYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

ULUSLARARASI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR KURUMU

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI, (1)

ITUC KONGRESİ KARAR TASLAĞI NDA HAK-İŞ İN ÖNERİLERİ KABUL GÖRDÜ

Koalisyon Pazarlıkları ve Olası Hükümet Formülleri. Maliki'nin Türkiye Ziyareti ve Irak'ta Yeni Hükümet Kurma Senaryoları

TSK'dan Sınır Ötesi IŞİD Operasyonu

IKBY-Irak Merkezi Hükümeti Çekişmesi ve Türkmenlerin Durumu

DEMOKRATİKLEŞME VE TOPLUMSAL DAYANIŞMA AÇILIMI

DURAP 20 OCAK - 04 ŞUBAT

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Yaşar ONAY* Rusya nın Orta Doğu Politikasını Şekillendiren Parametreler

TÜRK DÜNYASI KIZIL ELMA ÖDÜLLERİ SUNUŞ

2000 li Yıllar / 6 Türkiye de Dış Politika İbrahim KALIN Arter Reklam Ağustos-2011 Ömür Matbaacılık Meydan Yayıncılık-2011

ÖN SÖZ... XI KISALTMALAR... XIII KAYNAKLAR VE ARAŞTIRMALAR... XV GİRİŞ... 1 I. ARNAVUTLUK ADININ ANLAM VE KÖKENİ...

TÜSİAD Kayıtdışı Ekonomiyle Mücadele Çalışma Grubu Sunumu

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye Salonu

ABD-İSRAİL-İRAN-TÜRKİYE; ORTADOĞU DA DEĞİŞEN GÜÇ DENGELERİ EYLÜL 2009

DİASPORA - 13 Mayıs

Ankara-Washington Hattında Suriye İç Savaşı ve Güvenli Bölge Planı

YENİ YAYIN ULUSLARARASI ÖRGÜTLER HUKUKU: BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİSTEMİ

TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ

Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket)

Sayın Büyükelçiler, Değerli Kongre üyeleri, Çok değerli dostum Sayın Zügayir ve Brosh, Kıymetli basın mensupları,

1979 İRAN İSLAM DEVRİMİ SONRASI TÜRKİYE-İRAN İLİŞKİLERİ. Ömer Faruk GÖRÇÜN

Irak taki Gelişmeler ve Türkiye (II) Irak ta Bugünkü Durum

Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek!

JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİK AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI GÜVENLİK VE TERÖRİZM YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE DAĞILIMLARI

Güncel Jeo-Politik ve D-8 Cuma, 08 Aralık :55

Zeytin Dalı Harekâtı Suriye DURAP OCAK 2018 Önemli Gelişmeler

Terörle Mücadele Mevzuatı

ABD Suriye Rejimi'nin hava üssünü vurdu

Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Orta Doğu ve Batı Asya Teşkilatı (UCLG-MEWA)

AK PARTi Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan Bosna-Hersek te

İSLAM ÜLKELERİNDE MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİM KONGRESİ SONUÇ DEKLARASYONU

Atatürk ün Dış Politika Stratejisi: Hedefler ve Prensipler

KTU SBE Sos. Bil. Derg. 2015, (9): SURİYE İÇ SAVAŞI VE ULUSLARARASI DÜZEN 1


TÜRKİYE DE SİYASET VE DEMOKRASİ

TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA SORUNSUZ ALAN KALDI MI?

SAVAŞ, GÖÇ VE SAĞLIK. 18 Mayıs 2015 İstanbul Şeyhmus GÖKALP

İran Cumhurbaşkanı Ruhani, Fransa Cumhurbaşkanı Macron

KAMU DİPLOMASİSİNDE KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARININ VE MEDYANIN ROLÜ

AZERBAYCAN MİLLİ GÜVENLİK STRATEJİSİ BELGESİ

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

ULUSLARARASI FİLİSTİN ZİRVESİ 2018

SURİYE DEKİ GELİŞMELERİ VE İRAN

USTAD Tahlil Nisan-2011

Sayın Komiser, Saygıdeğer Bakanlar, Hanımefendiler, Beyefendiler,

ULUSLARARASI SURİYE SEMPOZYUMU TARİH, SİYASET VE DIŞ POLİTİKA NİSAN ANKARA. Prof. Dr. H. Mustafa Eravcı-Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı

DÜNDEN BUGÜNE ÜNİVERSİTELER

SURİYE SORUNU VE TÜRK DIŞ POLİTİKASINA TOPLUMSAL BAKIŞ *

Transkript:

BÜTÜN BOYUTLARIYLA SURİYE KRİZİ VE TÜRKİYE BİLGE ADAMLAR KURULU RAPORU Hazırlayanlar: Atilla SANDIKLI Ali SEMİN RAPOR NO: 52 KASIM 2012

BÜTÜN BOYUTLARIYLA SURİYE KRİZİ VE TÜRKİYE BİLGE ADAMLAR KURULU RAPORU Hazırlayanlar: Atilla SANDIKLI Ali SEMİN Yayına Hazırlayan: Erdem KAYA Grafik Tasarım: Sertaç DURMAZ BİLGESAM YAYINLARI RAPOR NO: 52 Bilge Adamlar Strateji k Araştırmalar Merkezi Wise Men Center For Strategic Studies Mecidiyeköy Yolu Caddesi No:10 Celil Ağa İş Merkezi Kat:9 Daire:36 Mecidiyeköy / İstanbul / Türkiye Tel: +90 212 217 65 91 Faks: +90 212 217 65 93 www.bilgesam.org bilgesam@bilgesam.org Atatürk Bulvarı Havuzlu Sok. No:4/6 A. Ayrancı / Çankaya / Ankara / Türkiye Tel : +90 312 425 32 90 Faks: +90 312 425 32 90 ISBN: 978-605-89672-9-8 Copyright BİLGESAM KASIM 2012 Bu yayının tüm hakları saklıdır. Yayın Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi nin izni olmadan elektronik veya mekanik yollarla çoğaltılamaz.

BİLGE ADAMLAR KURULU Başkan Salim DERVİŞOĞLU (E. Oramiral) Başkan Yardımcıları İlter TÜRKMEN (E. Bakan/Büyükelçi) Sami SELÇUK (Prof. Dr. / Yargıtay Onursal Başkanı) Kurul Üyeleri Kutlu AKTAŞ (E. Bakan/Vali) Özdem SANBERK (E. Büyükelçi) Sönmez KÖKSAL (E. Büyükelçi) Güner ÖZTEK (E. Büyükelçi) Necdet Yılmaz TİMUR (E. Orgeneral) Oktar ATAMAN (E. Orgeneral) Sabahattin ERGİN (E. Koramiral) Nur VERGİN (Prof. Dr.) Orhan GÜVENEN (Prof. Dr.) Ali KARAOSMANOĞLU (Prof. Dr.) İlter TURAN (Prof. Dr.) Çelik KURTOĞLU (Prof. Dr.) Ersin ONULDURAN (Prof. Dr.)

SUNUŞ 2011 yılında başlayan Arap uyanışı süreci Tunus, Mısır, Libya ve Yemen deki iktidarların değişmesine neden olurken, Suriye de Esed rejimi ile muhalefet hareketi arasında iç savaşa yol açmıştır. Suriye krizi sadece Suriye ile sınırlı kalmamış, bölgesel ve küresel ölçekte bir anlaşmazlık meydana getirmiştir. Esed rejiminin reform talebiyle gösteri düzenleyen halka ateş açmasıyla iç savaşa dönüşen Suriye krizi, Türkiye yi doğrudan ve dolaylı olarak etkilemektedir. Türkiye ye 120 binin üzerinde Suriyeli sığınmacının giriş yapmasına sebep olan kriz, Türk karar mercilerini güneyde ciddi bir imtihanla karşı karşıya bırakmıştır. Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (BİLGESAM), krizin geleceğine yönelik öngörülerde bulunarak karar mercilerine milli menfaatler doğrultusunda gerçekçi çözüm önerileri ve karar seçenekleri sunmak amacıyla Bütün Boyutlarıyla Suriye Krizi ve Türkiye raporunu yayımlamaktadır. BİLGESAM Başkanı Doç. Dr. Atilla Sandıklı ve BİLGESAM Orta Doğu Araştırmaları Enstitüsü nden Uzman Ali Semin tarafından hazırlanan rapor 9 Kasım 2012 tarihinde icra edilen 15. Bilge Adamlar Kurulu toplantısında değerlendirilmiştir. Rapor, Kurul üyelerinin görüş ve önerileri doğrultusunda geliştirilmiş ve yayına hazırlanmıştır. Bütün Boyutlarıyla Suriye Krizi ve Türkiye çalışması Suriye krizinin seyrini, diğer Arap devletlerindeki değişim süreçlerinden ayrılan yönlerini, Esed rejimine karşı gelişen muhalefet hareketinin siyasi ve askeri yapısını incelemektedir. Rapor, Suriye krizini bölgesel ve küresel ölçekte değerlendirmekte ve krizin Türkiye ye etkilerini tespit etmektedir. Raporda, krizin geleceğine ilişkin dört farklı senaryo üzerinde durulmakta ve Türkiye nin menfaatleri doğrultusunda karar mercilerine politika önerileri sunulmaktadır. Raporun karar mercilerine, akademisyenlere ve ilgili kurum, kuruluş ve kişilere faydalı olmasını temenni eder, raporu birlikte hazırladığımız Uzman Ali Semin e, rapora değerli görüş ve önerileriyle önemli katkı sağlayan, raporun geliştirilmesi için kıymetli vakitlerini sarf eden başta (E) Oramiral Salim Dervişoğlu olmak üzere Bilge Adamlar Kurulu na teşekkür ederim. Doç. Dr. Atilla SANDIKLI BİLGESAM Başkanı 58

59

BÜTÜN BOYUTLARIYLA SURİYE KRİZİ VE TÜRKİYE YÖNETİCİ ÖZETİ 2011 de Arap dünyasında başlayan halk hareketleriyle birlikte Suriye de halk kitlesel yürüyüşler düzenleyerek Baas rejiminden reform talebinde bulunmaya başlamıştır. Suriye halkı, ülkedeki sıkıyönetim uygulamasının kaldırılmasını, bireysel hakların genişletilmesini, gelir dağılımında adaletin tesisini ve iktidardaki Baas Partisi nin gücünün sınırlandırılmasını talep etmiştir. Esed rejimi ise yasal çerçevede bazı düzenlemeler yapmakla birlikte Baas Partisi nin tekelini sona erdirecek bir reform gerçekleştirmemiş, ülke geneline yayılan kitlesel yürüyüşleri silahlı kuvvet kullanarak bastırmaya çalışmıştır. İlk etapta reform talep eden halk kitleleri rejimin şiddetli baskısıyla karşılaşınca, Esed rejiminin devrilmesini istemeye ve silahlanmaya başlamıştır. Silahlanan muhalefet hareketiyle Esed rejimine bağlı güvenlik güçleri arasındaki çatışmalar neticesinde Suriye krizi iç savaş halini almıştır. Esed rejiminin halka ateş açmasıyla başlayan iç savaşta on binlerce Suriye vatandaşı hayatını kaybetmiş, 100 binlerce vatandaş komşu ülkelere sığınmak zorunda kalmıştır. Suriye krizi, ulusal ölçekteki çatışmaların ötesinde bölgesel ve küresel seviyede bir anlaşmazlığa dönüşmüş; ulusal, bölgesel ve küresel düzeyde üç boyutlu bir ihtilaf meydana getirmiştir. Kriz, Orta Doğu da Şii-Sünni gerilimine yol açarken, dünyada demokratikleşme hareketlerini destekleyen aktörlerle otoriter yönetimleri destekleyen devletler arasında mücadeleye neden olmuştur. Suriye krizi, uluslararası ilişkilerde insan hakları ihlalleri durumunda dış müdahaleleri gerekli gören trendle, devletlerin mutlak egemenliğini savunan ve dış müdahalelere karşı çıkan trendin karşı karşıya gelmesine yol açmıştır. Suriye krizi; Nusayri azınlığın iktidardaki etkinliği ve Baas ideolojisi, Esed rejimine sağlanan güçlü dış destek, muhalefetin zayıf ve parçalı yapısı, Batılı ülkelerin çekimser tutumundan dolayı iktidarın değiştiği Arap ülkelerindeki süreçlerden farklı bir seyir izlemiştir. 1

Suriye muhalefeti, yurtdışında muhalif grupları tek çatı altında toplayarak Suriye Ulusal Konseyi ni teşkil etmiş, daha sonra Konsey in yerini daha geniş temsil niteliğine sahip Suriye Devrimi ve Muhalefet Güçleri Ulusal Koalisyonu almıştır. Ulusal Koalisyon her ne kadar muhalefet hareketini tek bir çatı altında toplamışsa da Esed sonrası Suriye için ortak bir siyasi vizyon ortaya koymamıştır. Bu durum ise muhalefet hareketinin kırılganlığını devam ettirmektedir. Muhalefet hareketi, ülke içinde de Esed rejimini silahlı güç kullanarak devirmek hedefiyle askeri bir yapılanmaya giderek Özgür Suriye Ordusu nu kurmuştur. Yurtdışındaki siyasi yapılanma diplomatik temaslarla ve Suriye Halkının Dostları toplantıları sayesinde muhalefetin uluslararası düzeyde tanınması ve muhalefete destek sağlanması için çalışırken, Özgür Suriye Ordusu ve diğer silahlı muhalif gruplar yurtiçinde Esed rejimine karşı silahlı mücadeleyi yürütmektedir. Suriye krizi, Orta Doğu da bölgesel bir anlaşmazlığa yol açmış, bölgede Şii- Sünni gerilimine zemin hazırlamıştır. Bölgede krizin çözümüne yönelik Esed rejiminin devamı ve son bulması şeklinde iki yaklaşım öne çıkmıştır. İran, Irak ve Lübnan daki Hizbullah Esed iktidarının ayakta kalması yönünde irade gösterirken, Türkiye ve başta Körfez ülkeleri olmak üzere Arap dünyası Suriye de iktidar değişimini gerekli görmüştür. Suudi Arabistan ve Katar öncülüğünde Körfez ülkelerinin girişimiyle Suriye krizi Arap Birliği nin gündemine taşınmış, Birliğin geliştirdiği barış planına Esed rejimi riayet etmeyince Suriye nin üyeliği askıya alınmıştır. Suriye krizi bölgesel düzeydeki çözüm arayışlarının ardından 2012 yılının ilk aylarında Arap Birliği tarafından Birleşmiş Milletler gündemine getirilmiştir. BM-Arap Birliği özel temsilcisi olarak atanan Kofi Annan, Suriye de geçiş sürecini sağlayabilecek süreci Annan Planı yla yönetmeye çalışmış, ancak çatışmalar sona erdirilememiştir. Güvenlik Konseyi nde Rusya ve Çin Esed rejimi aleyhindeki karar tasarılarını veto etmiş, Esed rejimine yaptırım uygulanmasını sağlayabilecek ve Suriye ye müdahalenin önünü açabilecek girişimler sonuçsuz kalmıştır. Başkanlık seçimleri öncesinde muhalefete destek konusunda pasif hareket eden ABD nin ve Batı nın önümüzdeki süreçte Suriyeli muhaliflere daha fazla destek sağlayacağı değerlendirilmektedir. 2

Suriye krizi, Türkiye ve Suriye nin coğrafi yakınlığı, iki ülke arasındaki tarihi ve kültürel bağlar ve ekonomik karşılıklı bağımlılık nedeniyle Türkiye yi yakından ilgilendirmektedir. Arap uyanışı süreci başladığında Esed rejimine reform çağrılarını yüksek sesle dile getirmeye başlayan Türkiye, rejimin gösteri yürüyüşleri düzenleyen halka ateş açmasıyla birlikte krizdeki tutumunu değiştirmiştir. Türkiye, Arap devletleriyle birlikte Arap Birliği ve Birleşmiş Milletler nezdindeki çözüm girişimlerini desteklemiş, Esed rejimi üzerindeki uluslararası baskıyı artırmak amacıyla Suriye ye tek taraflı yaptırımlar uygulamıştır. Kriz; Türkiye ye giriş yapan sığınmacılar, Esed rejiminin PKK terör örgütüne sağladığı destek, Suriye nin kuzeydoğusundaki ayrılıkçı eğilimler ve iki ülke arasındaki ticaretin sona ermesi nedeniyle Türkiye yi doğrudan etkilemiştir. Suriye krizi Türkiye nin Irak ve İran la ilişkilerinde problemlere zemin hazırlayarak Türkiye yi dolaylı olarak da etkilemiştir. Türkiye, Suriye deki krizin bölgesel ve küresel bir anlaşmazlığa dönüşebileceğini yeterince değerlendirememiş, krizin tarafı haline gelmeye başlamıştır. Suriye krizinde önümüzde süreçte dört muhtemel senaryo gerçekleşebileceği değerlendirilmektedir. Birinci senaryo Suriye de kurulabilecek bir geçiş hükümeti ile krizin aşılmasıdır. İkinci muhtemel senaryo Esed rejiminin ağır silah sistemleriyle desteklenecek Özgür Suriye Ordusu veya uluslararası bir müdahale ile devrilmesidir. Üçüncü senaryo Suriye krizinin sürüncemede kalmaya devam etmesi ve ülkenin parçalanma sürecine girmesidir. Dördüncüsü ise iç çatışmaların devam etmesine rağmen Baas rejiminin ayakta kalması ve iktidarını muhafaza etmesidir. Türkiye, güney sınırında meydana gelen ve güvenliğini ciddi şekilde tehdit eden bu krizden en az zararla çıkmak için gerekli tedbirleri almalıdır. Türkiye, Batılı müttefikleri ile birlikte hareket ederek krizin çözüm sürecinde çatışmadan ziyade insani yardım noktasında öne çıkmalı, dikkat ve enerjisini Suriye nin yeniden inşasına teksif etmelidir. 3

1. GENEL Arap dünyası, 2011 yılından itibaren otoriter iktidar yapılarına karşı gelişen halk hareketleriyle birlikte siyasi bir dönüşüm sürecine girmiştir. Arap halkları, demokratik ve ekonomik hak ve özgürlük taleplerini sokak yürüyüşleriyle dile getirmeye, otoriter iktidar yapılarına itiraz etmeye başlamıştır. Tek adam ve aile yönetimlerinin tahakkümüne, sıkıyönetim uygulamalarına başkaldıran Arap toplumları insan haklarının korunması, siyasi özgürlüklerin sağlanması, gelirlerin adil paylaşılması ve işsizliğin giderilmesi için değişim istemektedir. Reform taleplerinin seslendirildiği gösteri yürüyüşleri ile başlayan ve bazı ülkelerde silahlı isyan hareketlerine dönüşen Arap uyanışı Tunus, Mısır, Libya ve Yemen de iktidarların devrilmesine yol açmıştır. Yönetimin değişmediği Arap ülkelerinde ise halkın taleplerinin ayaklanmaya dönüşmesini engellemek maksadıyla iktidarlar, siyasi reformlara ve ekonomik destek seçeneklerine yönelmiştir. Arap uyanışı sürecinin 17 Aralık 2010 tarihinde Tunus ta üniversite mezunu seyyar satıcı Muhammed El-Buazizi in kendini yakmasıyla başlayan gösteri yürüyüşleriyle ortaya çıktığı kabul edilmektedir. Tunus ta başlayan gösteriler neticesinde Devlet Başkanı Zeynel Abidin Bin Ali 14 Ocak 2011 tarihinde 23 yıllık iktidarını bırakmak zorunda kalmıştır. Mısır halkının Kahire de Tahrir Meydanı ndaki gösterileriyle 30 sene Mısır ı yöneten Hüsnü Mübarek, 11 Şubat 2011 de istifa etmiştir. Libya da Muammer Kaddafi iktidarına karşı başlayan halk hareketi silahlı isyana dönüşmüş, NATO öncülüğündeki uluslararası koalisyon güçlerinin müdahalesi neticesinde Kaddafi Ekim 2011 de devrilmiştir. Yemen deki halk hareketi Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih i, 23 Kasım 2011 tarihinde Körfez İşbirliği Konseyi nin (KİK) barış planı çerçevesinde Riyad da yetkilerini devretmeye mecbur bırakmıştır. Demokratikleşme istikametinde müspet bir gelişme olarak değerlendirildiği için çoğunlukla Arap baharı ifadesiyle isimlendirilen süreç, Orta Doğu da aynı zamanda istikrarsız bir döneme yol açabilecek dinamikler ortaya çıkarmıştır. Dini, mezhepsel ve etnik farklılıklar temelinde beliren bu dinamikler, bölgede yeni çatışma alanlarına zemin hazırlarken bölge dışı aktörlerin de Orta Doğu daki gelişmeleri yönlendirebileceği bir konjonktür meydana getirmiştir. Tunus ve Mısır daki olumlu süreçlerin aksine Arap devriminin çıkmaza girdiği Suriye krizi bu açıdan kritik bir örnektir. Rusya nın Akdeniz deki tek askeri üssüne ev sahipliği yapan, İran ın Arap dünyasındaki tek müttefiki 4

olan Suriye deki süreç Türkiye yi de yakından ilgilendirmektedir. Suriye de Baas rejimine karşı gelişen halk hareketi, reform talepleri ve kitlesel yürüyüşlerle başlamış, iktidarın muhalefeti şiddetle bastırma yoluna gitmesiyle silahlı isyana dönüşmüştür. Beşşar Esed iktidarının muhalefet gösterilerini bastırma hedefiyle halka karşı şiddete başvurması, yerleşim yerlerini bombalaması 10 binlerce Suriye vatandaşının ölümüne, 100 binlerce vatandaşın ise ülkeyi terk etmesine yol açmıştır. Özgür Suriye Ordusu nun kurulması ve Esed e bağlı güvenlik güçlerinin mukavemetini nispeten koruması ile de kriz bir iç savaş halini almıştır. Dış aktörlerin gerek Esed rejimi gerekse muhalefet tarafında müdahil oldukları kriz ülke çapında bir sıcak çatışma alanı doğururken, Suriye üzerinde bölgesel ve küresel düzeyde bir nüfuz mücadelesi başlatmıştır. Bu raporda; Suriye krizinin seyri, diğer Arap devletlerindeki değişim süreçlerinden ayrılan yönleri ve sonuçları değerlendirilmekte, Esed rejimine karşı gelişen muhalefet hareketi silahlı gücü ile birlikte incelenmektedir. Raporda kriz, bölgesel ve küresel ölçekte ele alınmakta, krizin Türkiye ye etkileri değerlendirilmekte ve krizin seyrine ilişkin senaryolar geliştirilmektedir. 5

2. SURİYE KRİZİ Türkiye, Irak, Ürdün, İsrail ve Lübnan la sınırı, Doğu Akdeniz e kıyısı bulunan Suriye, Orta Doğu bölgesinde ve Arap dünyasında stratejik bir konuma sahiptir. İsrail-Filistin çatışma alanına yakınlığı, Şii jeopolitiği hattında İran- Irak-Hizbullah irtibatındaki işlevi ve Türkiye ile oldukça uzun bir sınıra sahip olması Suriye yi Tel Aviv, Tahran ve Ankara için önemli kılmaktadır. Türkiye ve İsrail in güvenliği ve İran ın dış politika hedefleri için hassas bir coğrafi konumda yer alan Suriye, Lübnan daki istikrarı da doğrudan etkileyebilecek bir aktör statüsündedir. Esed yönetimi Arap ülkelerindeki halk hareketlerinin ortaya çıktığı ilk dönemde bu değişim rüzgârının Suriye yi etkileyeceğini hesap etmemiştir. Beşşar Esed, 31 Ocak 2011 tarihinde Wall Street Journal gazetesine verdiği röportajda Mısır, Tunus ve Yemen deki protesto gösterilerinin, Orta Doğu da yeni bir çağa öncülük ettiğini ve Arap yöneticilerin halkın siyasi ve ekonomik isteklerini yerine getirmek için daha fazlasını yapması gerekeceğini ifade etmiştir. 1 Ancak gösteri ve yürüyüşlerin 2011 yılının Şubat ayında Der a şehrinde başlaması ve 15 Mart tan itibaren ülkenin diğer bölgelerine yayılması Arap uyanışı sürecinin Suriye yi de etkisi altına aldığını göstermiştir. Esed iktidarına bağlı güvenlik güçleri, ilk etapta silahsız kitle gösterileri şeklinde ortaya çıkan muhalefet hareketini bastırmak için ateş açmaya başlamış, böylece kriz büyümüştür. Güvenlik güçlerinin muhalif gösterileri şiddet ve baskı ile engelleme teşebbüsü, ülkedeki halk hareketinin Şam, Halep, Hama ve Humus gibi Suriye nin diğer kentlerine yayılmasına yol açmıştır. Suriye de halkı sokaklarda kitlesel yürüyüş eylemleri yapmaya sevk eden temel neden, Esed iktidarının reform yapması yönündeki taleplerdi. Suriye halkının talep ettiği reformlar dört başlık altında değerlendirilebilir: 8 Mart 1963 tarihinden beri ülkede uygulanan olağanüstü halin kaldırılması, İçişleri Bakanlığı başta olmak üzere, çeşitli hükümet kurumlarının sivilleştirilmesi, güvenlik birimlerinin görev alanlarının yeniden tanımlanması, yasama, yürütme ve yargı organlarının yapılandırılması ve yargının bağımsızlaştırılması, Bireysel hakların tanımlanması (Suriye kimliği olmayan Kürtlere va- 1 Interview With Syrian President Bashar al-assad, Wall Street Journal, http://online. wsj.com/article/sb10001424052748703833204576114712441122894.html, Erişim: 10.08.2012 6

tandaşlık hakkı tanınması) ve ülkedeki gelir dağılımında adaletin tesis edilmesi, Siyasi partiler yasasında değişiklik yapılması ve iktidardaki Baas Partisi nin gücünün sınırılandırılması. 2 Bu talepler karşısında Esed iktidarı, ağırdan alarak da olsa bazı reformlar yapmaya başlamıştır. 29 Mart 2011 tarihinde görevdeki hükümet istifa etmiş, 14 Nisan 2011 tarihinde bir önceki hükümette Tarım Bakanı olan Adil Safer başkanlığında yeni bir hükümet kurulmuştur. 3 Şam da kurulan yeni hükümette Dışişleri Bakanı Velid Muallim ve Savunma Bakanı Ali Habib yerini korumuştur. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esed, 16 Nisan da kurulan yeni hükümetten, ülkede 48 yıldan beri uygulanan olağanüstü hal durumunun bir hafta içinde kaldırılmasını talep etmiştir. 4 Suriye deki olağanüstü hal durumu Esed in isteği doğrultusunda yeni hükümet tarafından kaldırılmıştır. Yurttaşlık hakkına sahip olmayan ve büyük çoğunluğu ülkenin kuzeydoğusunda yaşayan yaklaşık 300 bin Kürt kökenli Suriyeliye kimlik verilmiştir. Esed yönetimi, muhalefetin reform talepleri üzerine yasal çerçevede bazı dü- 2 Cevad El-Beşiti, Surye Yu-hadr el-tadahurat Be-Mucab Elgah El-Tawary, (Suriye Gösterileri Olağanüstü Hali Kaldırarak Yasaklıyor), http://www.middle-east-online. com/?id=108817, Erişim: 25.06.2012 3 Esed Yakbal Estekalet El-Hukuma El-Suriye We Alef Yeddaherun Damen Lahu (Esed Suriye Hükümetinin İstifasını Kabul Etti ve Binlerce Kişi Esed e Destek İçin Gösteri Düzenledi), http://www.alarabiya.net/articles/2011/03/29/143407.html, Erişim: 12.07.2012 4 Beşşar Esed in 16.04.2011 tarihinde Yeni Hükümetin Kabine Toplantısında Yaptığı Konuşma Metni için bakınız: http://www.syria-news.com/readnews.php?sy_ seq=131477 7

zenlemeler gerçekleştirdiyse de bu reformları hayata geçirmemiş, iktidarının devamını sağlayacak tedbirlere yönelmiş ve gösteri yürüyüşlerine şiddetle mukabele etmeye devam etmiştir. Mesela, 2014 yılındaki devlet başkanlığı seçimleri için adil ve serbest bir seçim vaat eden Esed, diğer taraftan reform adı altında gerçekleştirdiği anayasa değişikliği ile iktidarda kalabileceği süreyi 2028 e kadar uzatmıştır. Esed rejimi, olağanüstü hal uygulamasına son verdikten sonra toplu cezalandırma yaklaşımıyla muhalefetin güçlü olduğu yerleşim yerlerine dönük saldırıları artırmış, 10 binlerce sivilin ölümüne yol açmıştır. Vatandaşlık kimliği verilen Kürtler ardından askere alınmış, Kürt kökenli Suriyelilerin muhalefet saflarına katılmasını engellemek maksadıyla ülkenin kuzey ve kuzeydoğusunda PKK terör örgütü ve PYD ile işbirliğine gidilmiştir. Suriye de yaklaşık 20 aydır devam eden halk hareketi bu nedenle süreç içinde hem hedef değiştirmiş hem de farklı bir nitelik kazanmıştır. Başlangıçta reform isteyen halk kitleleri, iktidarın baskısına maruz kalınca Esed iktidarının devrilmesini talep etmeye başlamıştır. Esed iktidarına bağlı güvenlik güçlerinin gösterilerin sona ermesi ve muhalefetin bastırılması amacıyla halka karşı silahlı güç kullanması, Suriye deki Baas rejimi ile halk arasındaki ilişkilerin kopmasına yol açmıştır. Nitekim gelinen aşamada Suriye halkı Beşşar Esed in devrilmesini yeterli görmemekte, Esed in ve katliamlardan sorumlu Baas mensuplarının cezalandırılmasını istemektedir. Tahran, Esed iktidarının devrilmesiyle Orta Doğu da gerçekleştirmeye çalıştığı Şii hilali projesinin de akamete uğrayacağını hesap etmektedir. Esed iktidarının reform taleplerini dikkate almaması, halk kitlelerinin muhalefetine şiddetle karşılık vermesi Suriye deki sürecin niteliğini de değiştirmiştir. Esed yönetimine bağlı güvenlik güçlerinin (polis, ordu ve istihbarat) gösterilere şiddetle mukabelede bulunmasıyla muhalif unsurlar silahlı mücadeleye yönelmiştir. Kitle yürüyüşleri biçiminde ortaya çıkan muhalefet hareketi böylece Baas rejimine karşı silahlı bir ayaklanmaya dönüşmüş ve taraflar arasındaki çatışma süreç içinde ülke geneline yayılarak iç savaş halini almıştır. Güvenlik güçlerinin muhalefet hareketini bastırmak için uyguladığı şiddet ve müteakiben başlayan çatışmalar sonucunda 10 binlerce Suriyeli hayatını kaybetmiş ve yaralanmış, 1 milyondan fazla vatandaş yurtiçinde yerlerinden edilmiş ve 100 binlerce kişi ülkeyi terk etmiştir. Suriye de iç savaşa dönüşen kriz ülke sınırlarının ötesinde sonuçlar ortaya çıkarmıştır. Kriz; bölgesel ve küresel bir anlaşmazlığa sebep olmuş, Orta Doğu da Şii-Sünni gerilimine zemin hazırlamış, Suriyeli sığınmacılar sorununu doğurmuş, PKK terör örgütüne farklı bir hareket alanı sağlamış ve böylece 8

Türkiye yi güneyde meşgul edecek bir istikrarsızlık meydana getirmiştir. Ulusal ölçekteki çatışmanın bölgesel ve küresel bir anlaşmazlık halini aldığı Suriye krizi üç düzeyde değerlendirilebilir. Ulusal düzeyde otoriter Baas yönetimiyle ayaklanan ve silahlanan halk arasında iç savaşa dönüşen bir çatışma vardır. Bölgesel düzeyde, ayaklanan halk lehinde tutum geliştiren ülkelerle Şam da yönetim değişikliğine karşı çıkarak Esed rejimini destekleyen İran arasında bir nüfuz mücadelesi söz konusudur. Türkiye ve genel olarak Arap dünyası, Suriye halkının demokratik ve ekonomik hak ve özgürlük taleplerini desteklemekte, Baas iktidarı tekelinin son bulması gerektiğini beyan etmektedir. Tahran ise Suriye de Nusayri azınlığın etkili olduğu mevcut iktidarın varlığını sürdürmesi gerektiğini savunmaktadır. İran, Suriye de Esed iktidarı çözülürse kendi rejiminin tehlikeye girebileceğini, bölgedeki rejim değişikliği dalgasında sıranın kendisine gelebileceğini değerlendirmektedir. Tahran, Esed iktidarının devrilmesiyle Orta Doğu da gerçekleştirmeye çalıştığı Şii hilali projesinin de akamete uğrayacağını hesap etmektedir. Küresel düzeyde ise demokratikleşme hareketlerini destekleyen aktörlerle otoriter yönetimleri destekleyen aktörler arasında bir mücadeleden bahsedilebilir. Suriye krizi, Rusya ve Çin i yakın gelecekte kendi iç işlerine karışılabileceği yönünde endişelendirmektedir. Rus ve Çinli karar mercileri, Suriye de bir dış müdahale ile Esed rejiminin devrilmesinden sonra sıranın gelecekte kendilerine de gelebileceği ihtimalini göz önünde bulundurmaktadır. BM Güvenlik Konseyi daimi üyesi bu iki ülkenin Suriye ye uluslararası müdahaleye mesnet teşkil edebilecek kararları engellemesi ve Rusya nın iktidar değişimini önlemek için Esed rejimine sağladığı destek böyle bir mücadelenin yansıması olarak değerlendirilebilir. Nitekim otoriter yönetimleri destekleyen aktörlerle demokratik dinamikleri destekleyen aktörler arasındaki ayrışma Suriye deki krizle sınırlı değildir. Irak ta otoriterleşme eğilimleri göstermeye başlayan Maliki iktidarının Rusya ya yaklaşması da küresel düzeydeki bu ayrışmaya örnek verilebilir. Suriye krizi, Rusya ve Çin i yakın gelecekte kendi iç işlerine karışılabileceği yönünde endişelendirmektedir. Uluslararası ilişkilerde ülkelere dış müdahale konusunda iki farklı trendin ön plana çıktığı, bu trendlerin Suriye krizinin küresel düzeyde bir anlaşmazlık haline gelmesinde etkili olduğu ifade edilebilir. Rusya ve Çin gibi ülkeler tarafından benimsenen birinci trend, Vestfalyan egemenliği savunmakta, devletlerin iç işlerine müdahaleye itiraz etmektedir. Batılı ülkeler tarafından geliştirilen ikinci trend ise devletlerin egemenlik ilkesini tanımakla birlikte, 9

planlı insan hakları ihlallerinin büyük boyutlara ulaşması durumunda dış müdahalenin gerçekleştirilebileceği görüşünü savunmaktadır Soğuk Savaş sonrası dönemde BM sistemi ve NATO vasıtasıyla Batılı devletlerin öncülüğünde çeşitli kriz bölgelerinde gerçekleştirilen dış müdahaleler iki farklı trendin belirginleşmesine yol açmıştır. Suriye krizinde ise iki trend karşı karşıya gelmiş, krizi çözüme kavuşturabilecek adımlar konusunda küresel düzeyde tesis edilebilecek bir mutabakatı imkânsız kılmıştır. Nitekim bu konu halen Devlet Hukukunun tartışmalı konuları arasında yer almaya devam etmektedir. Suriye krizi nedeniyle mevcut verilere göre yaklaşık 400 bin kişi evini terk ederek Türkiye, Lübnan, Ürdün ve Irak a göç etmek zorunda kalmıştır. Türkiye ye giriş yapan sığınmacı sayısı 2012 Ekim ayı içinde Ankara nın psikolojik sınır olarak belirlediği 100 bini geçmiştir. Türkiye ye giriş yapan sığınmacı sayısındaki artışa bağlı olarak Suriye nin kuzeyinde bir tampon bölge kurulması böylece daha sık gündeme gelebilir. Suriye deki iç savaşın hâlihazırdaki seyri devam ederse toplam sığınmacıların sayısının yakın zamanda 700 bine çıkabileceği tahmin edilmektedir. Suriye krizinde Esed rejiminin, kuzey ve kuzeydoğudaki Kürt nüfusun muhalefete katılmasını engellemek amacıyla PKK terör örgütü ve aynı çizgideki PYD ile birlikte hareket etmeye başladığı yönünde basın yayın organlarında haberler yer almaktadır. Kriz başlayınca Esed rejiminin Kürtleri kendi tarafına çekmek maksadıyla PYD yi kullanmaya başladığı ve PKK/PYD yi kullanarak Türkiye ye karşı komplo içinde olduğu yönünde duyumlar vardır. Türkiye PKK terör örgütü ve PYD nin bölgedeki faaliyetlerini teyakkuzla takip etmelidir. Ancak Suriye Kürtleri arasında birlik olmadığı, bölünmeler ortaya çıktığı ve bütün Kürtlerin PKK ve PYD ye sempati duymadığı dikkate alınmalıdır. Türkiye ve Suriye de sınıra yakın yerleşim birimlerinde yaşayan Kürtler arasında akrabalık bağlarının da olduğu bilinmektedir. Türkiye, bu nedenle PKK terör örgütü ve PYD konusundaki hassasiyetinin bölgedeki Kürtlerde kaygılara neden olmasına fırsat vermemeli, Suriye Kürtleri ile iyi ilişkiler içinde olmalıdır. Suriye krizi, krizin sebep olduğu bölgesel ve küresel anlaşmazlık, bölgede Şii-Sünni geriliminin belirginleşmesi, sığınmacılar sorunu ve PKK terör örgütünün Orta Doğu da yeni bir hareket alanına kavuşması Türkiye nin güneyinde istikrarsızlığa yol açmaktadır. Suriye krizi bu bağlamda Ankara nın Ortadoğu daki girişimlerini kesintiye uğratabilecek, Türkiye nin bölgedeki artan nüfuzunu sınırlandırabilecek bir çatışma zemini doğurmaktadır. 10

Suriye deki halk hareketi, diğer Arap ülkelerindeki başarılı süreçlere nazaran kısa sürede olumlu bir sonuca gidememiştir. Tunus ve Mısır da iktidardaki liderlerin devrildiği aylarda Suriye de kitlesel gösteriler başlamış ancak yaklaşık iki yıl geçmesine rağmen Esed rejimi varlığını korumaya devam etmiştir. İktidar değişikliğinin gerçekleştiği Arap ülkelerinden farklı olarak Suriye de Esed rejiminin varlığını sürdürmesine imkân tanıyan ve muhalefet hareketinin muvaffak olmasını engelleyen bazı şartlar belirleyici olmuştur. Suriye de nüfus Tunus, Mısır ve Libya dan farklı olarak homojen değildir ve iktidar büyük bölümünü Nusayri azınlığın oluşturduğu Baas ideolojisine sahip geniş bir çıkar grubunun denetimindedir. Suriye de muhalefet hareketi başlayınca Esed rejimi Bin Ali, Kaddafi ve Mübarek iktidarlarının aksine güçlü bir dış destek almıştır. Suriye de ortaya çıkan muhalefet zayıf kalmış, kendi içinde birlik sağlayamamış ve silahlanma aşamasına erken geçerek Esed rejiminin elini güçlendirmiştir. Batılı ülkeler Suriye krizinde Libya dakinden farklı bir tutum sergilemiş, Türkiye krize müdahil oldukça geri çekilmiş, söylemde halk hareketini desteklerken eylemde çekimser kalmıştır. Suriye de Beşşar Esed in mensubu olduğu Nusayriler devletin bütün kurumlarında etkilidir. Ülke nüfusunun %12 sini oluşturduğu tahmin edilen Nusayri azınlık, Baas Partisi aracılığıyla siyasi iktidarı ve bürokrasiyi farklı etnik ve dini unsurlar arasında kurduğu çıkar ilişkileri üzerinden kontrol etmektedir. Suriye de Esed rejiminden çıkar sağlayan geniş bir kitlenin varlığı rejimin devrilmesini zorlaştırmış, bu kitle bir varoluş mücadelesi vererek iktidar değişimine karşı direnç göstermiştir. Nusayri azınlık, Baas Partisi aracılığıyla siyasi iktidarı ve bürokrasiyi farklı etnik ve dini unsurlar arasında kurduğu çıkar ilişkileri üzerinden kontrol etmektedir. Suriye de Nusayri azınlık aynı zamanda ordunun komuta kademesini ve üst düzey subay sınıfını oluşturmaktadır. Bu nedenle Suriye de muhalefet hareketi ortaya çıktığında askeri bürokrasideki üst düzey yetkililerin çoğunluğu Esed iktidarından ayrılmamıştır. Bazı politikacı, diplomat ve askerler muhalif saflarda yer alsa da, muhalefet cephesine katılım düzeyi Esed rejiminin gücünü ve etkisini büyük ölçüde kıramamıştır. Ordu komutasının Nusayri subayların elinde olması, Esed iktidarına muhalefet hareketine silahlı kuvvetle karşılık verme imkânını tanımış ve ordunun saf değiştirme ihtimalini ortadan kaldırmıştır. Nusayrilerin Suriye silahlı kuvvetleri üzerindeki hâkimiyeti Şebbihaların (Esed ailesine yakın korumalık yapan silahlı askerler) kısa sürede devreye girmesini kolaylaştırmış, Esed rejiminin göstericilere müdahalesini hızlandırmıştır. 11

Esed rejiminin muhalefet hareketine karşı aldığı dış destek, rejimin bugüne kadar ayakta kalmasına önemli katkı sağlamıştır. BM Güvenlik Konseyi daimi üyesi Rusya, Suriye de rejim değişikliğine karşı çıkmış, Esed rejimini kınayan karar tasarılarını Çin ile birlikte veto etmiştir. Suriye ye yaptırım ve uluslararası müdahaleyi mümkün kılabilecek karar tasarılarının Konsey tarafından kabul edilmesini engelleyen Moskova, Esed rejimine silah ve mühimmat temin etmektedir. Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Mısır da bir gazeteye verdiği röportajda konu ile ilgili olarak Moskova-Şam arasındaki silah ticareti anlaşmalarının Sovyet dönemine dayandığını, Rusya nın bu çerçevede Suriye ye silah ihraç etmeye devam ettiğini ifade etmiştir. Suriye ye sadece 2011 yılında 1 milyar dolar değerinde silah satan Rusya, bu satışı Suriye yi dış tehditlere karşı koruma amacıyla gerçekleştirdiğini beyan etmiştir. 5 Özgür Suriye Ordusu nun (ÖSO) erken kurulması, Suriye deki halk hareketinin muvaffak olmasını engellemiştir. Rusya nın yanı sıra Esed rejimine sağlanan dış desteğin önemli kısmının İran dan geldiği gözlemlenmiştir. İran, Suriye de halk hareketi kitlesel gösteriler şeklinde ortaya çıktıktan sonra Esed rejiminin yıkılmasını önlemek amacıyla tüm imkânlarını seferber etmiştir. Tahran, uluslararası platformlarda Suriye ye dış müdahaleye karşı çıkmış, Suriye krizinin Güvenlik Konseyi ne taşınmasına itiraz etmiştir. Esed iktidarına gösterilerin bastırılmasına yönelik profesyonel danışmanlık desteği veren ve istihbarat sistemleri tedarik eden İran, Suriye de çatışmalar başlayınca bu ülkeye askeri teçhizat ve mühimmat sağlamaya başlamış, Devrim Muhafızları nı göndermiştir. İran Devrim Muhafızları Komutanı Muhammed Ali Caferi 16 Eylül 2012 tarihinde yaptığı açıklamada Devrim Muhafızlarının ve Kudüs Tugaylarının Esed rejiminin ayaklanmayı bastırmasına destek olmak için Suriye de bulunduğunu teyit etmiştir. 6 Irak ta Maliki iktidarı da Esed rejiminin varlığını sürdürmesine destek sağlamış, Arap Birliği nin Suriye aleyhinde aldığı yaptırım kararlarını uygulamamıştır. Muhalefetin zayıf kalması, muhalif unsurlar arasındaki birlik sorunu ve Özgür Suriye Ordusu nun (ÖSO) erken kurulması, Suriye deki halk hareketinin muvaffak olmasını engellemiştir. Suriye muhalefeti gerek ülke içinde gerekse uluslararası düzeyde Esed rejiminin ardından iktidarı devralabilecek kabili- 5 Russia Supplying Arms to Syria Under Old Contracts- Lavrov, Ahram Online, 5 Kasım 2012, http://english.ahram.org.eg/newscontent/2/8/57187/world/region/ Russia-supplying-arms-to-Syria-under-old-contracts.aspx, Erişim: 08.11.2012 6 Iran Confirms It Has Forces in Syria and Will Take Military Action If Pushed, The Guardian, 16 Eylül 2012, http://www.guardian.co.uk/world/2012/sep/16/iranmiddleeast, Erişim: 08.11.2012 12

yette olduğunu göstermekte yetersiz kalmıştır. Suriye Ulusal Konseyi bünyesinde devam eden görüş ayrılıkları Konsey in temsil niteliğinin nispeten zayıf kalmasına neden olmuştur. Suriye Kürtleri Konsey e tamamen dâhil edilememiştir. Diğer taraftan Özgür Suriye Ordusu nun erken kurulması ironik biçimde Esed rejiminin elini güçlendirmiş, rejim muhalefet aleyhinde propaganda malzemesine kavuşmuştur. Muhalif unsurların silahlı mücadele aşamasına birlik ve koordinasyon tesis etmeden ve gerekli ağır silahları tedarik etmeden geçmesi dağınık ve birbirinden kopuk silahlı gruplar ortaya çıkarmış, Esed rejimine karşı hedeflenen askeri üstünlük sağlanamamıştır. Diğer taraftan Özgür Suriye Ordusu nun kurulması uluslararası toplumun sorumluluğunu azaltmış, Esed rejimine karşı insani müdahalenin önünü dolaylı olarak tıkamıştır. Batılı ülkelerin tutumu da Suriye deki halk hareketinin netice alamamasında etkilidir. Süreç içinde Türkiye Suriye krizine müdahil oldukça Batı geri çekilmiştir. Libya daki krizde halkına ateş açan Kaddafi iktidarına müdahalede oldukça hızlı hareket eden bazı batılı devletler Suriye krizinde sadece Esed rejimi aleyhindeki söylemlerle yetinmiştir. Bu devletlerin Suriye krizinin sürüncemede bırakılması yönünde irade gösterdiği gözlemlenmiştir. Özellikle Türkiye nin Orta Doğu da artan etkinliğinden rahatsız olan bazı batılı devletlerin Suriye krizinin uzamasını hedeflediği, böylece krizin Türkiye yi yıpratmaya devam etmesini istediği değerlendirilebilir. 13