FORAMİNİFERLERİN KANTİTATİF ANALİZLERİNE MÜSTENİDEN ADANA KUYULARININ KORELÂSYONU [ 1 ]

Benzer belgeler
SIVAŞ CİVARINDAKİ JİPS SERİSİNİN STRATİGRAFİK DURUMU

Trakya jeolojisi hulâsası ile Trakya petrol aramaları durumu

V. KORELASYON. Tarif ve genel bilgiler

2015 YILI SU SONDAJLARI

KAYSERİ İLİNİN KUZEY KESİMİNDE ÇUKURKÖY'DE NEFELİN İHTİVA EDEN İNDİFAİ KAYAÇLAR

II. KUYU MÜHENDİSİNİN GÖREVLERİ

ADANA HAVZASININ ALT MİOSEN (BURDİGALİEN) FORMASYONLARI, BUNLARIN DİĞER FORMASYONLARLA OLAN MÜNASEBETLERİ VE PETROL İMKÂNLARI

T.C. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI Petrol İşleri Genel Müdürlüğü GENEL GÖRÜNÜM. Selami İNCEDALCI Genel Müdür

Aksaray-Konya arasındaki volkanik arazi

2011 BİRİM FİYAT CETVELİ

Yeraltısuları. nedenleri ile tercih edilmektedir.

Midi Fayınının Kuzeyinde Westfalien-A Yaşlı Kılıç Serisinin Araştırılması

İMAR PLANINA ESAS JEOLOJİK-JEOTEKNİK ETÜT RAPORU

Ifirkiyedeki Petrol Aramalarında Jeofizik Etfidler ne Tarzda Yapılmalıdir 1 ) Sulhi YÛNGÛL 2 )

1967 YILI SAKARYA DEPREMİNE AİT KISA NOT

Kemal LOKMAN. Petrol Dairesi, Ankara

ABANT GÖLÜ CİVARININ TEKTONİK VE YAPISAL JEOLOJİSİNİN HAVA FOTOĞRAFLARI İLE KIYMETLENDİRİLMESİ GİRİŞ

Jeofizik. Seismik metod

Güney-Doğu Türkiye'de mevcut

DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı

T.C. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI Petrol İşleri Genel Müdürlüğü ŞEYL GAZLARI. Ömer KOCA Genel Müdür Yardımcısı

DOĞU ANADOLU'DAKİ ARA BASENLER VE BUNLARIN PETROL OLANAKLARI*

TÜRKİYE NİN DOĞALGAZ POTANSİYELİ

JEOTERMAL SONDAJ TEKNİĞİNİN ESASLARI

Adana Petrol Sondajının Hususiyeti

YERALTI JEOLOJİSİ LABORATUAR YÖNTEMLERİ

10/3/2017. Yapısal Jeoloji, Güz Ev Ödevi 1. ( ) Profile, Eğim, Yükseklik

Temel Kayaçları ESKİŞEHİR-ALPU KÖMÜR HAVZASININ JEOLOJİSİ VE STRATİGRAFİSİ GİRİŞ ÇALIŞMA ALANININ JEOLOJİSİ VE STRATİGRAFİSİ

Petrol Aramaları ve Bulma İmkânları

ÇAN VE BANDIRMA ARASINDAKİ NEOJEN HAKKINDA MÜTALÂALAR (ANADOLU KUZEYBATISI)

Yeraltı jeolojisinin konusunu, yer kabuğu içindeki stratigrafik, yapısal ve ekonomik değerlerin yorumu teşkil eder.

TÜRKİYE - IRAK SINIRINDA, HARBOL CİVARINDA MEVCUT PERMİEN VE MESOZOİK FORMASYONLAR*

XIII- SONUÇ ve ÖNERİLER

MENDERES GRABENİNDE JEOFİZİK REZİSTİVİTE YÖNTEMİYLE JEOTERMAL ENERJİ ARAMALARI

Türkiye'de Bitümlü Tezahürlerin Stratigrafik Yayımı

Wassara sondaj sistemiyle jeotermal sondaj yapımı, İZLANDA

TAŞKÖMÜRÜ ARAMALARINDA KULLANILAN GRAVİTE METODUNUN KUZEY - BATI ANADOLU TAŞKÖMÜRÜ HAVZASINA TATBİKİ. Aydok ÇALIM (*)

ERGENE (TRAKYA) HAVZASININ JEOLOJİSİ ve KÖMÜR POTANSİYELİ. bulunmaktadır. Trakya Alt Bölgesi, Marmara Bölgesi nden Avrupa ya geçiş alanında, doğuda

KÖMÜR ARAMA. Arama yapılacak alanın ruhsat durumunu yürürlükteki maden yasasına göre kontrol edilmelidir.

SİRYA İLE ARDANUÇ ARASINDAKİ BÖLGENİN JEOLOJİSİ HAKKINDA


Kaynak Yeri Tespiti ve İyileştirme Çalışmaları. Örnek Proje: Yeraltı Suyunda Kaynak Tespiti ve İyileştirme Çalışmaları

ÇAMURTAŞLARI (Mudstone)

AYAŞ İLÇESİ BAŞAYAŞ KÖYÜ ARAZİ İNCELEME GEZİSİ GÖREV RAPORU

MALATYA-YONCALI BARAJI SULAMA TÜNELİ JEOTEKNİK PLANLAMA ÇALIŞMALARI. Şafak EYÜBOĞLU Jeoteknik Hiz. ve YAS Şb. Md. DSİ IX.Bölge Müdürlüğü, ELAZIĞ

GORGAN (İRAN) BÖLGESİNDE İYOT ÜRETİM İ İÇİN AÇILAN DERİN SONDAJ KUYULARI

2014 Yılı Petrol Arama - Üretim Faaliyetleri

ĐMAR PLANINA ESAS JEOLOJĐK-JEOTEKNĐK ETÜT RAPORU

Tarih: 14 / 02 / 2009 Sondör: E. B. Sondaj Metodu: Dönel-Yıkamalı Şahmerdan Tipi: Simit Tipi Numune Alıcı: Split Barrel Zemin Sembol

2015 YILI İÇME VE KULLANMA SUYU SONDAJ İŞLERİ, JEOTERMAL SONDAJ İŞLERİ, JEOTERMAL KUYU TEST VE ÖLÇÜM İŞLERİ BİRİM FİYAT CETVELLERİ

NOTLA R İRAN GEZÎ NOTLARI. Dr. E. İLHAN Ağustos ayında Kuzeybatı îran'a yapılan bir seyahatta Kuzey İran Kıvrımlarının

TÜRKİYE'NİN OROJENİK GELİŞMESİ

MEVZİİ İMAR PLANINA ESAS JEOLOJİK-JEOTEKNİK ETÜT RAPORU

STRATONIKEIA ANTİK KENTİ SU YAPILARI. Antik kent Muğla Milas yolu üzerindedir. Aşağıda görüldüğü gibi Helenistik kurulmuştur.

BOUGUER ANOMALİLERİNDEN ÜSTÜ ÖRTÜLÜ FAYLARIN SAPTANMASI VE İSTANBUL-SİLİVRİ BÖLGESİNİN YERALTI YAPISININ MODELLENMESİ

BİLGİ DAĞARCIĞI ŞEYL GAZI (SHALE GAS) VE EKONO- MİK DEĞERİ

KAYA GAZI NEDİR? (SHALE GAS) DÜNYA KAYA GAZI REZERVLERİ HARİTASI KAYA GAZI ÜRETİMİ HİDROLİK ÇATLATMA

MADEN SAHALARI TANITIM BÜLTENİ

ÖĞRETİM TEST USULÜ SINAVLARLA İLGİLİ BİR DENEME

TÜRKİYE PLEİSTOSEN FOSİL İNSAN AYAK İZLERİ

EĞNER-AKÖREN (ADANA) CİVARI JEOLOJİSİ

POLATLI YÖRESİNDE YAPILAN SİSMİK YANSIMA ÇALIŞMALARI

MTA Genel Müdürlüğü nün Ortaya Çıkardığı Yeni Bir Kara Elmas Yöresi KONYA KARAPINAR Kömür Sahası

M. T. A. ENSTlTÜSÜ'NÜN 1951 YILI FAALlYETI

C-3) - İZMİR (KARABAĞLAR)-URLA EKSPRES YOLU ÜZERİNDEKİ BALÇOVA TÜNELİ JEOFİZİK ÇALIŞMALARI 1. GİRİŞ VE AMAÇ İzmir-Urla ekspres yolu üzerindeki

Doğal gazın son yıllarda tüm dünyada önemli bir

İSTANBUL BÖLGESİNDE BULUNAN KARBONİFERİN GENEL STRATİGRAFİSİ

2016 Yılı Buharlaşma Değerlendirmesi

PİZA JEOTERMİK ENERJİ SİMPOZYUMU NETİCELERİ VE KIZILDERE SAHASININ DEĞERLENDİRİLMESİ

MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

İSTANBUL SİLURİENİ HAKKINDA

GİRİŞ F. A. AFSHAR. O.D.T.Ü. Maden Fakültesi, Ankara

HEYELAN ETÜT VE ARAZİ GÖZLEM FORMU

Kozlu Bölgesinde Yılları Arasındaki Tasman Ölçümlerinin Etki Fonksiyonııyla Mukayesesi

Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü. Öğr. Gör. Kayhan ALADOĞAN

Administrator tarafından yazıldı. Çarşamba, 22 Haziran :58 - Son Güncelleme Cuma, 24 Haziran :48

Eşref Atabey Türkiye de illere göre su kaynakları-potansiyeli ve su kalitesi eserinden alınmıştır.

Potansiyel. Alan Verileri İle. Hammadde Arama. Endüstriyel. Makale

KAZ DAĞI KRİSTALlNİNÎN ARZETTİĞİ BİR PRE-HERSİNİEN İLTİVA SAFHASI HAKKINDA

AFŞİN-ELBİSTAN HAVZASI REZERV BELİRLEME VE GELİŞTİRME PROJESİ. Dr. Berk BESBELLİ

HASANÇELEBI DEMİR PROJESİ

CHAMOSON DEMİR MADENİNİN MANYETİK HARTASI ve KÜBAJ HESABI (Valais - İsviçre) Dr. M. TOPKAYA

Herhangi bir noktanın dünya üzerinde bulunduğu yere COĞRAFİ KONUM denir. Coğrafi konum ikiye ayrılır. 1. Matematik Konum 2.

AR KUVARS KUMU KUMTARLA - ZONGULDAK SAHASININ MADEN JEOLOJİSİ RAPORU

DÜNYA KÖMÜR YATAKLARI GONDWANA KITASI BİTUMLU KÖMÜR YATAKLARI KUZEY AMERİKA VE AVRUPA TAŞKÖMÜR YATAKLARI

KESKİN-ÇELEBİDAĞI BÖLGESİNDEKİ GRENAFELSLER ZUHURATI HAKKINDA

BİGA YARIMADASINDA TARİHİ TRUVA HARABELERİNİN GÜNEYİNDEKİ RADYOAKTİF SAHİL KUMLARININ MİNERALOJİSİ VE BUNLARIN ANA KAYAÇLARININ PETROLOJİSİ

İSTANBUL BOĞAZI DOĞUSUNDA MOSTRA VEREN PALEOZOİK ARAZİDE STRATİGRAFİK VE PALEONTOLOJİK YENİ MÜŞAHEDELER

TOPOÐRAFYA ve KAYAÇLAR

STRATİGRAFİK DOKANAK. 1- Açılı Uyumsuzluk. 2- Diskonformite. 3- Parakonformite. 4- Nonkonformite

OYUNLAR TEORİSİNİN MADEN ARAMALARINA UYGULANMASI

MİKROTREMOR VE ELEKTRİK ÖZDİRENÇ YÖNTEMLERİNİN BİRLİKTE KULLANIMI İLE ANAKAYA DERİNLİĞİNİN BELİRLENMESİ: ANTAKYA ÖRNEĞİ

MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. KONYA İLİ JEOTERMAL ENERJİ POTANSİYELİNİN TURİZM AMAÇLI DEĞERLENDİRİLMESİ ve YATIRIM OLANAKLARI

KUZEY İSPANYA, İSPANYOL PİRENELERİ, TREMP HAVZASINDA GÖZLENEN KÜTLESEL HAREKETLERİN HAVA FOTOĞRAFLARIYLE YORUM YÖNTEMLERİ*

DENİZ, GÖL VEYA NEHİR ALTINDA BULUNAN MADENLERDEKİ ÇALIŞMALAR HAKKINDA YÖNETMELİK. ( tarih ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanmıştır)

Gemlik-Armutlu Karayolu nun bitişiğinden güneye doğru uzanmaktadır.

NOHA İNŞAAT TURİZM MADENCİLİK SAN. TİC. LTD. ŞTİ. KEMALPAŞA (RUHSAT NO ve ) SAHALARININ ONİKS REZERV TESPİT RAPORU

Vergi incelemesinden maksat, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır.

M. T. A. Enstitüsünde Fotogrametri

1961 ÇALIŞMA YILI ELMAS KURON RANDIMANLARI

Transkript:

FORAMİNİFERLERİN KANTİTATİF ANALİZLERİNE MÜSTENİDEN ADANA KUYULARININ KORELÂSYONU [ 1 ] GİRİŞ ve TARİHÇE Türkiye'nin iktisadi kıymette petrol ihtimallerim haiz olup olmadığını araştırmak maksadiyle umumi mahiyette istikşaf gezileri yapıldığı esnada, Adana mıntakası civarında bulunan petrol ve gaz tezahürleriyle bu havalide ilk çalış- Mehlika TAŞMAN Böyle olmakla beraber 1950 tarihine kadar bu mıntakada jeolojik ve jeofizik araştırmalar yapılması, bazı Struktur sondajları açılması, «Heaving Shale» probleminin halli işi ve nihayet İkinci Dünya Harbinin çıkması bu ma yapanların alâkalarını çekmiştir. Bu tezahürler ile birlikte birkaç bin metre kalınlıkta teressübatın mevcudiyeti jeologların alâkalarını bu sahaya temerküz ettirmelerine vesile olmuştur. [1] Yakın Şark Tatbikî Jeoloji Simpozyumunda okunmuştur; 15 Kasım 1955, Ankara. sahada sondaj programının inkıtaa uğramadan devamını imkânsız kılmıştır. MINTAKANIN UMUMİ JEOLOJİSİNİN HÜLÂSASI İskenderun Körfezi Baseni tâbiri, daha evvel de literatürde kullanılmış ol-

ADANA SONDAJLARI KORELASYONU 45 makla beraber, burada Adana Baseni denildiği zaman, doğuda Misis Dağlarının batı kısmında ve kuzey ile batıda da Toros silsileleri ile hudutlandırılmış olan saha kasdedilmektedir. Bu mıntakada en eski taşlar Misis Dağlarında Paleozoik ile temsil edilmektedir. Mezozoik daha ziyade kalkerli fasiyeste Kretase olarak inkişaf etmiştir. Eosen, Misis ve Toros dağlarının eteklerindeki tepelerde bulunmaktadır. Lâkin Tersiyerin en mühim developmanı Miosen olmuştur. Bu yazının mevzuunu teşkil eden Ağzıkara No. l kuyusu ile Hocalı 2, 3 ve 4 numaralı kuyuları işte bu kalın Miosen teressübatını ihtiva eden basen içerisinde bulunmaktadırlar. SONDAJLARIN MÜTALÂASI. Hocalı Dome'u üzerinde açılan üç Struktur sondajı ile derin istikşaf sondajları olarak başlayan ve fakat «Heaving Shale» müşkülâtı dolayısiyle sığ derinliklerde terkedilmeye mecbur kalınan iki kuyudan maada 1950 senesindenberi Hocalı strüktürü üzerinde, ikisinin derinliği 3000 metreyi aşan üç derin sondaj ile, Ağzıkara strüktürü üzerinde de derinliği 2000 metreye yaklaşan bir kuyu açılmış bulunmaktadır. Bu kadar derin olmalarına rağmen kuyuların hepsi de ve bilhassa Hocalı kuyuları, teknik müşkülât dolayısiyle, hedefe varmadan evvel terkedilmek mecburiyetinde kahnılmıştır. Tetkik mevzuu olan kuyular, NE - SW istikametindeki uzanışları sırasına göre Hocalı 2, 4 ve 3 sondajlarıdır. Sahanın kısa mesafeler içinde büyük fasiyes değişiklikleri arzetmesi aflörmanlar arasında olduğu gibi açılan kuyular arasında da korelâsyon yapabilmek hemen hemen imkânsız görünmüştür. Böyle olmakla beraber, kuyu numunelerinin ihtiva ettikleri foraminiferlerin kantitatif analizlerini yapmak ve neticeyi şematik cetveller şeklinde prezante etmek suretiyle, sondajlarda geçilen formasyonlar arasındaki büyük litolojik farklara rağmen, mukayeseyi mümkün kılacak noktaların tebarüz ettirilmesi kabil olmuştur. Üç numaralı sondajın 4 numaraya mesafesi 2 kilometredir, 4 numaranın 2 numaraya olan mesafesi ise 5 kilometredir. Her üç kuyu da sondaja aynı formasyondan başlamış olmalarına rağmen, 2 numarada litoloji tamamen ayrı formasyondan geçildiği intibaını verecek kadar diğer iki kuyu litolojisinden farklı bulunmaktadır. Hocalı No. 2., gri, yeşilimsi-mavimsi gri renkte, çok ince dokulu Üst Şeyllerden başlar. Bu formasyon 1034 metreye kadar devam ettikten sonra bu derinlikte hemen ani olarak değişir ve arazide muhtelif yerlerde müşahede olunan, bâriz surette «Flaggy Bed» ler tipinde, iri elemanlı, kalın kumtaşı tabakalarına girer. Aşağı kısımlara doğru biraz daha fazla marnlı enterkâlasyonlar ihtiva etmekle beraber, kuyunun son derinliğine kadar bu aynı formasyon devam eder. «Flaggy Bed» lerin üzerindeki şeyller o derece ince parçalardan müteşekkildirler ki, numune yıkandığı vakit bakiye sadece foraminiferlerden ibaret kalmaktadır. Hocalı 4 ve 3 litolojik karakter itibariyle «Flaggy Bed» leri çok andıran sahrelerden başlarlar. Hocalı 3 de formasyon daha fazla kumlu ve taneler daha iridir. Hocalı 4 de ise, aynı seviyeye tekabül eden kısımlarda, marn enterkalâsyonları daha fazla görülür. Hocalı 3 de 260, Hocalı 4 de 300 metreler civarında mebzul surette sığ deniz faunası ihtiva eden ince kalker bantları görülür. Bu seviyeyi müteakip her iki sondaj da gri, mavimsi-yeşilimsi gri renkte marn ve ince kumtaşı enterkalâsyonlarından müteşekkil bir formasyon içinde devam ederler. Kumtaşı bantları aşağı doğru inildikçe biraz çoğalırlar. Bu duruma göre Hocalı 3 ile Hocalı 4 kuyularında, Hocalı 2 de yaptığımız gibi Üst Şeyller

46 MEHLİKA TAŞMAN ve «Flaggy Bed» ler olarak litoloji bakımından tefrike imkân yoktur. Bu üç kuyu numunelerinin ihtiva ettikleri foraminiferlerin kantitatif analiz metodu ile detay etütlerini yapmak suretiyle korelâsyona yardım edebilecek fosil gruplarından müteşekkil bazı seviyeler ile, aynı basen içerisinde uzun mesafe korelâsyonlarında itimatla kullanılabilecek bir müş'ir fosil, Globigerina helicina, bulunmuştur. Hocalı 2, 4 ve 3 mütekabil surette 1280, 1010 ve 1070 metre derinliğe kadar, litolojik karakterlerinin farklı olmalarına rağmen ihtiva ettikleri fosiller bakımından aynı zaman teressübatıdırlar. Bu üç kuyudan No. 3, bilhassa en üst kısımlarında, sahile en yakın kuyu olduğundan daha ziyade iri elemanlı kumtaşlarından teşekkül etmiş olup, ara sıra ince marn bantları ihtiva eder. Açık denizle az bir irtibatı olduğuna delâlet eden bir miktar pelajik formlarla birkaç bentonik formun istisnası ile foraminifer muhteviyatını zengin bir «Brackish water» faunası teşkil eder. Hocalı No. 2 de ise litoloji çok ince killi materyelden müteşekkil olmak suretiyle 3 numaradan tamamen farklı olup, depozisyonun sahilden daha uzak, nehir sularının iri materyelleri sürükleyip getiremediği ve sadece en ince kısımların teraküm edebildiği bir yerde vuku bulduğuna delâlet eder. Formasyon mebzul surette fosilli olmakla beraber 3 ve 4 numaralı kuyularda son derece tekâmül etmiş olan «Brakish Fauna» ya burada eser halde dahi raslanmaz.- Lagenidae, Buliminidae ve Rotalidae familyaları çok inkişaf etmiş olup, muhtelif janr ve espeslerle temsil edilmektedirler. Pelajik formların 4 ve 3 numaralı kuyulara nispetle çok daha mebzul surette bulunmasından 2 numaranın açık denizle daha iyi bir irtibatı bulunduğu tahmin edilebilir. 4 numara, ihtiva ettiği zengin «Brackish Fauna» nın işaret ettiğine göre, sahile kâfi derecede yakın bulunmakla beraber, Hocalı 2 de bulunan aynı Bentonik formların hemen aynı bollukla bu kuyuda da bulunması Hocalı 4 ün iki fasiyesin birbirine geçtiği bir noktada bulunduğu ve bu suretle 2 ile 3 arasında bir bağ teşkil ettiği kanaatini vermektedir. Eğer 4 numaralı sondaj açılmamış olsaydı, 2 ile 3 arasında korelâsyonu sağlayacak noktaların bulunması bir hayli müşkül olacaktı. Üst Şeyllerin depozisyonu esnasında denizde muhtelif yükselme ve alçalmalar olmuştur. Bunlardan ikisi mevzuubahis kuyuların açık denizle olan irtibatlarının nispeti derecesinde az veya çok miktardaki Planktonların istilâsiyle bâriz olarak görülmektedir. Umumiyet itibariyle 2 numaralı kuyu her iki istilâda da ihtiva ettiği mebzul Globigerina * ve Orbulina'larla. işaret edildiği veçhile açık denizle daima diğer kuyulara nispetle daha iyi bir irtibatta bulunmuştur. Mamafih her üç kuyunun da Planktonlar tarafından istilâsı ve binaenaleyh açık denizle irtibatı aynı zamanda vuku bulmuş olup, aralarındaki korelâsyon detaylı kantitatif analiz şemalarından hazırlanmış olan rezüme şema üzerinde bâriz surette görünmektedir (Şekil 2). Denizin müteakip istilâsı «Flaggy Bed» lerin üstündedir. Bu seviyenin 200 metre kadar aşağısında Pelajik foraminiferler hemen ani olarak pek mebzul surette zuhur ederler ve açık deniz şeraiti tam olarak hüküm sürmeye başlar. Hocalı No. 2 de «Flaggy Bed» lerin başlangıç kısmı litolojik evsafı ile kolayca tefrik edilebilir ise de, aynı formasyon No. 3 ve No. 4 de aynı kolaylıkla tefrik edilemez. Lâkin, kantitatif analiz şeması, bu tabakaların başladıkları noktaları sarih bir surette tebarüz ettirir. Açık deniz şeraiti tamamen hüküm sürmeye başlayınca Bentonik formların bazıları kaybolmaya başlar. Bunlardan

ADANA SONDAJLARI KORELASYONU 47 yalnız Bulimina'lar Planktonlara daimî surette refakat ederler. Ağzıkara No. l kuyusunda da raslanan aynı fauna birliği, bu basen içerisinde, uzun mesafe korelâsyonlarında kullanılabileceğini ispat etmiştir. Hocalı No. 4 de bu fauna birliği 2330 metrede hemen ani olarak kaybolur. Hocalı 2 ve 3 de böyle ani bir kayboluş müşahede edilmemiş olmakla beraber aşağı doğru inildikçe Bulimina, Orbulina ve Globigerina'ların miktarında tedricî bir azalma olduğu göze çarpar. Adana'nın takriben 60 kilometre NE da ve Kozan'ın 17 km. SW sında bulunan Ağzıkara No. l kuyusu «Flaggy Bed» lerin alt kısımlarından başlar. Fauna birliğinin Hocalı kuyuları «Flaggy Bed» lerinin alt kısımları fauna birliğine benzemesi dolayısiyle bu neticeye varılmıştır. Globigerina ve Orbulina'lar hiçbir zaman «Flaggy Bed» lerin üst kısımlarında olduğu gibi çok mebzul değildirler. Umumiyetle vasat ve nadiren de bol miktarda bulunurlar. Hocalı kuyularında çok mebzul surette zuhur ettiği seviyeden itibaren az miktarlarda daimî surette mevcut olmakta devam eden Globigerina helicina'lar bu kuyuda da az miktarlarda daimî surette bulunurlar ve Bulimina'lar da karakteristik surette Planktonlarla beraber zuhurda devam ederler. Hocalı No. 4 de Bulimina, Orbulina ve Globigerina'ların ani olarak kaybolduğu ve yaş itibariyle muhtemelen Alt Miosen olan «Flaggy Bed» lerin en alt kısmı Ağzıkara No. l de mevcut değildir. Burada Miosen «Flaggy Bed» lerini takip eden tabakalar tahminler hilâfına olarak ne Burdigalien, ne Eosen ve ne de Kretasedir. Yüz metrelik bir diskordans seviyesinden sonra, Paleozoik yaştaki taşlara raslanmıştır. Mebzul surette Glomospira, Gymnocodium ve Mizzia'lar ihtiva eden beyaz kalsit damarlı bu sert kalkerlerin yaşı, Perm ve bilhassa Üst Perm olarak kabul edilmiştir. 1700 metreden sonra kalkerlerle birlikte bazı siyah renkte, karbonlu şeyllere raslanmıştır. Bu Şeyller içerisinde karakteristik fosiller görülmemiş olmakla beraber litoloji bakımından tamamen Düzağaç Şeyllerini andırmaları dolayısiyle yaşlarının Karbonifer olması tahmin edilir. Bu siyah Şeylleri müteakip 30-metre kalınlıkta Kuvarsitik bir kumtaşı tabakası geçildikten sonra, kremimsi beyaz renkte, granüle yapılı, dolomitik kalker ve dolomitlere geçilir. Bunların, yaşlarının Devon olması muhtemel ise de, fosil muhteviyatı ile verifiye edilmiş değildir. Kretase ve Eosen formasyonlarının bulunmayışı üç şekilde izah edilebilir : 1) Kretase, Eosen ve Burdigalien denizleri bu havaliyi hiç istilâ etmemişlerdir; 2) Bu formasyonlar teşekkül etmiş, lâkin Orta Miosen denizi bu havaliyi kaplamadan evvel, bu formasyonlar açınmışlardır; 3) Muhtelif zamanlardaki denizlerin istilâları sırasında, eski Paleozoik formasyonların bazı yüksek kısımları, adacıklar halinde suyun üstünde kalmışlar ve bu adaların su ile örtülü yamaçları üzerinde, Mezozoik ve Tersiyer sedimanları teraküm ettiği esnada, deniz seviyesinin üstünde kalan kısımları ise, uzun ve devamlı bir erozyona mâruz kalmışlardır. Civardaki dağların eteklerinde bazı Kretase, Eosen ve Burdigalien kalkerlerinin bulunduğu ve Ağzıkara No. l de kalın diskordans zonunun mevcudiyeti gözönünde tutuldukta yazar, daha ziyade üçüncü enterpretasyonu kabule meyyaldir. Binaenaleyh, basenin kuzeyine doğru Miosen denizinintam istilâsı ancak Burdigalienden sonra vuku bulmuştur. Güneye doğru durum aynı olmayabilir. Kalın Miosen sedimanları altında hangi formasyona raslanacağını tahmin edebilmek oldukça müşküldür. Petrol imkânları noktai nazarından, gömülü tepelerin yamaçları daha mâkul yerler olma ihtimalindedirler.