PSİKOLOJİ BİLİMİ Yrd. Doç. Dr. Müge YURTSEVER KILIÇGÜN 2016-2017 Öğretim Yılı Ders Notları
PSİKOLOJİ Psikoloji Yunanca da Ruh anlamına gelen Psiko (Psyche) ve Bilim anlamına gelen Loji (Logos) terimlerinin birleşmesinden meydana gelmiştir. Psikoloji, insan ve hayvan davranışlarını inceleyen bir bilimdir. Psikoloji, davranışları anlayabilmek için akılcı ve bilimsel yollar kullanır.
İnsan davranışlarını sadece psikologlar anlamaya çalışmaz. Günlük hayatta hepimiz başkalarının (hatta kendimizin) neyi, neden, nasıl yaptığını duygular, düşünceler ve davranışlar arasındaki ilişkileri anlamaya çalışırız. Filozoflar, sanatçılar, edebiyatçılar tarih boyunca psikologların sorduğu sorulara benzer sorular sormuşlardır.
Psikoloji bir bilimdir ve bu soruların cevaplarını aramada sistematik, objektif ve ampirik (duyulara/deneyimlere dayalı) verilere dayalı bilimsel yöntemler kullanır. Böylece öznel, sezgisel veya rastgele değil; nesnel, doğrulanabilir ve genellenebilir cevaplar üretilebilir.
Girl Before A Mirror Picasso, 1932
I and The Village Chagall, 1911
Dali, 1931 Belleğin Azmi
Psikologlar konuşmak veya hareket etmek gibi sadece gözle görülebilir davranışları değil; duygu, algı, rüyalar, motivasyon, tutum gibi soyut ama dolaylı olarak ölçülebilen davranışları da çalışmaktadırlar.
Davranışlar ve zihinsel süreçler sadece göz kırpmak kadar basit veya en zor matematik problemlerini çözmek kadar karmaşık olabilir.
Dolayısıyla insanların yaptıkları, düşündükleri, hissettikleri hatta bedensel fonksiyonlarını sürdürmelerini sağlayan biyolojik aktiviteler bile psikoloji biliminin çalışma alanı içine girmektedir.
Psikologlar, insanların davranış ve zihinsel süreçlerini sadece betimlemeye değil, ayrıca yordamaya (tahmin etmeye, öngörü oluşturmaya), açıklamaya ve kontrol etmeye de çalışırlar. Hatta bu bilimsel çalışmaların sonunda elde edilen bilgiler kişilerin ve sosyal grupların sorunlarını gidermede, yeni davranışları edinmelerini sağlamakta, problemli gördükleri davranışlarından kurtulmalarına yardım etmekte, kısaca daha iyi bir hayat yaşamalarını sağlamada da kullanılmaktadır.
PSİKOLOJİNİN AMAÇLARI Betimleme Psikolojinin ilk ve en temel amacı davranışları betimlemektir. Betimlemenin ilk aşaması davranışların keşfedilerek tanımının yapılmasıdır. Mesela; Duyum nedir? Algı nedir? gibi sorular sorularak bunların tanımı yapılmaya çalışır. Betimlemede daha sonra benzer davranışlar sınıflandırılır. Böylece kavram ve anlam karmaşası ortadan kalkar. Betimlemenin son şekli ise davranışlar arasındaki ilişkileri keşfetmektir. Bundaki amaç sebep-sonuç arasındaki ilişkiyi tespit etmektir.
Açıklama Açıklama iki türlüdür. İlki evren gerçekleri ni ifade eden yasa ve ilkelerdir. Çok sayıdaki araştırmada gözlenmiş ilişkiler, yasa veya ilke niteliğini kazanır. İkinci açıklama türü de kuramdır. Bilim adamı, geliştirmiş olduğu kuramında yasa ve ilkelerde belirtilen ilişkilerin sebeplerini belirtir.
Yordama (tahmin etme, öngörü oluşturma) Yordama, olayların önceden tahmin edilmesidir. Yordama araştırma sonuçlarına dayanarak yapılabilir. Yordama yasa ve ilkelerde, kuramlarda belirtilen ilişkiler kullanılarak da yapılabilir.
Kontrol Yordama sayesinde (yani olaylar, davranışlar önceden kestirilerek) olaylar veya davranışlar kontrol altına alınmaya çalışılır.
PSİKOLOJİNİN ÖLÇÜTLERİ Gözlenebilirlik Bir dalın bilimsel sayılabilmesi için, o dalın konusunun gözlenebilmesi gerekir. Gözlenebilirlik, bir durumun/olayın doğrudan veya dolaylı gözlenebilmesi demektir. Eğer o durum/olay doğrudan veya dolaylı gözlenemiyorsa psikoloji biliminin kapsamına giremez.
Ölçülebilirlik Doğrudan veya dolaylı gözlenebilen bir olayın veya durumun sayılarla (puanlarla) betimlenmesidir. Bilim bu ölçümlerle (istatistik işlemlerle) bir takım sonuçlara varır. Gözlenebilirlik ve ölçülebilirlik incelenen olayların özellikleriyle ilgili özelliklerdir (ölçütlerdir).
İletilebilirlik Bilimde iletilebilirlik iki aşamada gerçekleşir. Bu iletilebilirliğin ilki ve temel olanı; bilim adamı yazdıklarında ve söylediklerinde ne kastetmişse diğer bilim adamlarının da onları aynı şekilde anlamasıdır. Bunun yolu da kavramları, işevuruk olarak tanımlamaktan geçer. İşevuruk tanımlama soyut ve ölçülemeyen şeylerin ölçülmesi için somutlaştırarak tanımlamaktır. İletilebilirliğin diğer yönü ise bilim adamının yaptığı araştırmayı ve bunun sonuçlarını başkalarına da bildirmesi/iletmesidir. Bu iletmeyi makale, kitap yazma, konferans verme gibi yollarla yapabilir.
Tekrarlanabilirlik Gözlenebilen ve ölçülebilen olaylar diğer bilim adamları tarafından aynen tekrarlanabilir olmalıdır. Bu sayede sonuçlar kişiye bağlı ve öznel olmaktan çıkar ve nesnellik kazanılır.
Sağlanabilirlik Gözlenebilen ve ölçülebilen olayların sonuçları sağlanabilmelidir, yani sonuçların doğruluğu araştırılabilmeli, sınanabilmelidir. Diğer bilim adamlarınca tekrarlanan araştırmalarla bu sağlama görevi yerine getirilir. Eğer aynı sonuçlar elde edilirse sonuçlar (bulgular) sağlanmış yani doğrulanmış olur.
PSİKOLOJİDE ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ Psikoloji biliminde doğrudan gözlenen davranışların ölçülmesinde uygun deney düzenekleri kullanılır. Dolaylı gözlenen davranışların (dikkat, bellek gibi zihinsel süreçler, zekâ gibi yetenekler, kişilik özellikleri) ölçülmesinde ise; test veya ölçek adı verilen ölçme araçları kullanılır. Psikolojide kullanılan yöntemler betimsel, deneysel ve istatistiksel olmak üzere üç grupta toplanabilirler. Deneysel yöntem daha çok yeni bilgiler üretmek kullanılır. Betimsel yöntem var olan durumu tanımlamak için kullanılır. İstatistiksel yöntemler ise gözlenen durumların anlamlı olup olmadığını sınamak ve ilişkilerin var olup olmadığını belirlemek için kullanılır.
Betimsel Yöntemler Betimsel yöntemler, incelenen herhangi bir nesnenin, olayın, sürecin ya da ilişkinin betimlenmesini sağlar. Buradaki "nesne" sözcüğü psikolojide, insan ya da hayvan davranışı anlamında kullanılmıştır. Betimleme, bazen sayısal olabilir (zeka katsayısı) bazen sayı ve sözcüklerin karışımından (zeka alanı ve katsayısı) oluşabilir. Gözlemler, test, anket gibi tarama teknikleri, vaka örnekleri, görüşmeler en sıklıkla karşılaşılan betimsel yöntemlerdir.
Doğal Gözlem Bir olay veya herhangi bir canlı doğal ortamlarında, doğal halleriyle araştırmacının herhangi bir müdahalesi olmaksızın izlenmesidir. Doğal gözlemde, nelerin gözleneceğine ilişkin bir seçim yapılmaz; her davranış gözlenir ve gözlemler ayrıntılı olarak kayıt altına alınır.
Örneğin, bir grup çocuk psikoloğu, 7 yaşındaki bir erkek çocuğunun davranışını yoğun biçimde inceler. Sekiz gözlemci sırayla çalışarak anılan bu erkek çocuğunun sabah saat 07.00'de yataktan kalkmasından başlayıp akşam yatma saati 20.30'a kadar bir gün boyunca neler yaptığını gözleyip kaydederler. Sonunda gerçekten ayrıntılı bir betimleme elde edilir ve bu gözlemler 435 sayfalık bir kitap oluşturur (Barker ve Wright, 1951).
Sistematik Gözlem Doğal gözlemin aksine, araştırmacı, seçilen belirli bir davranış üzerinde sistematik olarak gözlem yapar. Bir plana göre yapılır, yer, zaman ve koşullar araştırmacı tarafından belirlenir. Genellikle bu gözlemler için laboratuar gibi özel alanlar oluşturulmuştur. Gözlenenler, gözlendiklerinin farkındadırlar. Doğal gözlem yöntemi sistematik değildir. Çünkü, bu yöntemi kullanan gözlemciler bilinçli herhangi bir seçim yapmaksızın gördüklerini ve duyduklarını kaydederler.
İki psikolog, kadınların ve erkeklerin kendi kendilerini farklı bir gözle görüp görmedikleri, görüyorlarsa nasıl gördükleri sorusuna cevap arar. Psikoloji diliyle bu soru, kadın ve erkeklerin benlik kavramlarının farklı olup olmadığı sorusudur. Söz konusu soruya cevap bulabilmek için; 15-64 yaş arasındaki çok sayıda kadından ve erkekten oluşan gruplara uzun sıfat listeleri verirler. Kendilerini en iyi betimleyen kelimeleri seçmelerini isterler.
Deneyciler daha sonra sıfatları benzer niteliklerine göre kümelere ayırırlar. Örneğin, "sevecen" ve "merhametli" sıfatlarının oluşturduğu kümeye sosyal canayakınlık kümesi adını verirler. Daha sonra, hangi kümelerin erkekleri kadınlardan ayırt ettiğini görmek için verilerini dikkatle incelerler. Sonuçlar kadınların ve erkeklerin birçok yönden kendilerini farklı gördükleri anlaşılır (Bennett ve Cohen, 1959).
İç Gözlem (İçebakış) Kişinin kendi üzerinde gözlem yapmasıdır. Kişinin kendi duygu ve düşüncelerini anlatmasıdır. Örneğin otobiyografi yazmak.
Test İnsanların zekâlarını, ilgilerini, yeteneklerini, tutumlarını, kişiliğini vb bireysel ayrılıkları ölçmek amacıyla kullanılan ve standart sorular şeklinde uygulanan metottur.
Anket Anket yöntemi de bir çeşit sistematik gözlemdir. Anket, belirli bir konu hakkında çok sayıdaki bireyin duygu ve düşüncelerini ölçmek/saptamak amacıyla hazırlanmış soru listeleridir. Anket yönteminde sonuçların güvenilir olması için soru listelerinin amaca uygun hazırlanmış olması gerekir. Ayrıca örneklem grubunun da evreni iyi bir şekilde temsil etmesi gerekir.
Görüşme (Mülakat) Yüz yüze ve sözel olarak yapılan bir bilgi toplamadır. Bu konuşma bir kişiyle olabileceği gibi bir grup insanla da olabilir.
Vaka (Örnek Olay) Çalışması Vaka çalışması yöntemi de sistematik gözlem çeşididir. Vaka çalışmasında incelenen konu, enine boyuna ve derinliğine bütün yön ve boyutlarıyla incelenir. Bu yöntem bireyin psikolojik durumu hakkında ayrıntılı bilgi etmek için kullanılır. Bilgiler yapılan görüşmelerden, klinik psikologların ve psikiyatrların yaptığı değerlendirmelerden, uygulanan psikolojik testlerin sonuçlarından, sosyal (aile, arkadaş, okul, iş çevresi), mesleki ve eğitim durumu hakkındaki bilgilerden oluşur.
Deneysel Yöntem Deney, olayların yapay olarak, araştırmacının hazırladığı koşullarda oluşturulmasıdır. Deneysel yöntemin temel amacı, davranışları neden-sonuç ilişkisinde incelemektir. Bunun için araştırmacılar öncelikle bir hipotez (varsayım, denence) oluşturmak zorundadır. Hipotez, doğruluğu bir araştırma ya da deney ile test edilmeye çalışılan öngörülere denir.
Psikolojide deneysel araştırmalarda genellikle birbiriyle eşleştirilmiş iki grup ele alınır. Bunlar; deney ve kontrol grubudur. Deney Grubu: Koşulların değiştirildiği ve bağımsız değişkenin uygulandığı (deneyin yapıldığı) gruptur. Kontrol Grubu: Koşullarına müdahale edilmeyen ve deney grubuyla karşılaştırma yapmak amacıyla kullanılan gruptur. Bu grupta doğal gözlem yapılır. Deney grubundan tek farkı bağımsız değişkenin olmamasıdır. Diğer şartlar bakımından deney grubuyla birebir aynıdır.
Örneğin Düzenli yapılan tekrar öğrenmeyi arttırır öngörüsünü deney hipotezi olarak ele alalım. Her bakımdan denk iki grup ele alırız. Birinci gruba müdahale ederek tekrar yapmalarını sağlarız. İkinci gruba ise hiç bir müdahale etmeyerek doğal gözlem yapılır. 1 aylık süre sonucunda iki gruba aynı soruların olduğu bir sınav yapılır. Sınav sonucunda birinci grubun daha başarılı olduğu gözlemlenir. Deneyde müdahale edilen ve tekrarın yapıldığı (bağımsız değişkenin uygulandığı) grup olan birinci grup deney grubu, diğer grup ise kontrol grubudur. Deneyde etkisi incelenen ve sonucu etkileyen değişken tekrardır; bu nedenle bağımsız değişken tekrardır. Deneyde bağımsız değişkene yani tekrara bağlı olarak ortaya çıkan sonuç ise öğrenmenin daha iyi olmasıdır; bu nedenle bağımlı değişken de öğrenmenin daha iyi olmasıdır yani başarıdır.
İstatistiksel Yöntem Psikolojik araştırmalardan elde edilen sonuçların çoğu sayılar şeklindedir. Ancak sayısal bilgiler elde etmek, bilim için yeterli değildir. Bilgilerin ne anlama geldiğini ve bunlardan nasıl geçerli sonuçlar çıkarabileceğimizi de bilmemiz gerekir. Bunun için matematiksel istatistikçilerle çalışan psikologlar bazı istatistiksel yöntemler geliştirmişlerdir. Bu yöntemlerde de gözlenen farkın manidar olup olmadığını sınama ve korelasyon hesaplama olanağı sağlar. Örneğin zekâ bölümü yükseldikçe başarının artması, dikkat arttıkça hata oranının azalması gibi.
MUTLAKA OKUYUNUZ Morgan, C.T. (2011). Psikolojiye Giriş (Çev. Ed. S. Karakaş ve R. Eski). Konya: Eğitim Akademi. Bir Sanat ve Bilim Olarak Psikoloji (Sayfa 1-22) Evrim, Genetik ve Davranış (Sayfa 23-42)
KAYNAK Morgan, C.T. (2011). Psikolojiye Giriş (Çev. Ed. S. Karakaş ve R. Eski). Konya: Eğitim Akademi. Diğer