Mevlana'ya Atfedilen ''Yine Gel... " Rubaisine Dair

Benzer belgeler
Mevlânâ ya Atfedilen Yine Gel Rubâîsine Dair

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 13.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Yunus Emre Hacı Bektaş-ı Velî Sultan Veled

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

SULTAN VELED DİVANI (ÇEV. PROF. DR. VEYİS DEĞİRMENÇAY) ŞEYDA ARISOY

ÖZGEÇMİŞ. Kenan Erdoğan Unvanı. Adı Soyadı. Doçent Doğum Tarihi veyeri Yozgat 01 Mart 1963 Görev Yeri

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...

Hacı Bayram-ı Velî nin Torunlarından Şair Ahmed Nuri Baba Divanı ndan Örnekler, Ankara Şehrengizi ve Ser-Güzeşt i

TASAVVUFÎ ŞİİR GELENEĞİNDE MEVLÂNÂ'NIN YERİ VE ÖNEMİ

Müşterek Şiirler Divanı

KİTABİYAT. Mevlānā Celāleddin-i Rumî, Mesnevî 1-2/3-4/5-6, Nazmen Tercüme: Ahmet Metin Şahin, Kaynak Yayınları, İstanbul 2006.

GÜLŞEHRİ NİN MANTIKU T-TAYRI (GÜLŞEN-NÂME)

Merkez / Bitlis Temel İslam Bilimleri /Tasavvuf Ana Bilim Dalı.

İnci. Hoca DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ II (BENTLERLE KURULANLAR)

Doç. Dr. Mustafa Alkan

İçindekiler. Giriş Konu ve Kaynaklar 13 I. Konu 15 II. Kaynaklar 19

ULUSAL SEMPOZYUM TARİHİ SÜREÇTE MEVLÂNA VE ESERLERİ

TASAVVUF KÜLTÜRÜ EĞİTİMİ PROGRAMI 23 Ocak-1 Mart 2017, İstanbul. Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

Güneşle Aydınlananlar Uluslararası Şems i Tebrizi Sempozyumu Programı. 10 Aralık P E R Ş E M B E İstanbul a gelişler

BURSA'DA DÜNDEN BUGÜNE TASAVVUF KÜLTÜRÜ. Vakfı. İslAm Ara~tırrnalan Merkezi KiHüphanesi. 81)_5J;f. Dem. No: Tas. No: ' ' "-==~~="" -~~..,_.

MEVLÂNÂ NıN İNCİLERİ (Rubâîler) Farsça asıllarından çeviren: Ahmet Kırca

Azrail in Bir Adama Bakması

PROF. DR. MESERRET DĐRĐÖZ

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

İslâmî Türk Edebiyatı Sempozyumu

TARİH DANS EDİYOR HÜRREM SULTAN DANS GÖSTERİSİ

İÇİNDEKİLER SÖZ BAŞI...5 MEHMET ÂKİF ERSOY UN HAYATI VE SAFAHAT...9 ÂSIM IN NESLİ MEHMET ÂKİF TE GENÇLİK... 17

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ KISALTMALAR

Ali Nihanî nin Manzum Hacı Bektaş-ı Veli Velayetnamesi (İnceleme-Metin-Sadeleştirme-Dizin)

Kongresi. 1. Milli Mevlana SELÇUK ÜNİVERSİTESİ 3"- 5 MAYIS 1985 KO NYA - (.1 EBtiGtER).

Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı. Yayın Kataloğu

MEVLANA ÖZEL SAYISI. TÜRK-İSLAM MEDENİYETİ AKADEMiK ARAŞTIRMALAR DERGİSİ 2007/3 KONYA

Türkçe Şair ezkirelerinin Kaynakları

Prof. Dr. Osman HORATA TDE 472 Eski Türk Edebiyatı Ders Notları

Yayın Değerlendirme / Book Reviews. Mustafa Sever (2018). Bakırgan Kitabı. Ankara: Ahmet Yesevi Üniversitesi, İnceleme Araştıma Dizisi Yayın No: 55.

Osmaniye Belediyesi Osmaniye Kent Konseyi Eğitim, Kültür ve Sağlık Meclisi Sayfa 44

Lütfi ŞAHİN /

Mevlana Değişim Programı

8, Safsaf sokak Emirrân Tel Ağustos Muhterem Bey Efendi

İSLÂM TARİHİ VE SANATLARI BÖLÜMÜ. Doç. Dr. HÜSEYİN AKPINAR Türk Din Mûsikîsi Anabilim Dalı

Ermenek Mevlevihanesi/ Karamanoğlu Halil Bey Tekkesi

ŞATRANC-I UREFA (Arifler Satrancı) Satranç Hindistan da yaklaşık 1500 yıl önce bulunmuş klasik bir strateji oyunudur. Satranç Sanskritçe de

Bilim,Sevgi,Hoşgörü.

Makbul Re y Tefsirinin Yöneldiği Farklı Alanlar. The Different Fields Twords That The Commentary By Judgement Has Gone

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bundan önceki mektuplar gibi. bunu da büyük şeyhi Bakibillah'a yazmıştır.

Birinci İtiraz: Cevap:

OĞUZ KAĞAN DESTANI METİN-AKTARMA-NOTLAR-DİZİN-TIPKIBASIM

ÖZGEÇMİŞ. 4. Öğrenim Durumu :Üniversite Derece Alan Üniversite Yıl Türk Lisans. Halk Atatürk Üniversitesi Türk Halk Hacettepe Üniversitesi 1971

Yayın Değerlendirme / Book Reviews

istiklâl EMPATİ DUYGUSAL OLGUNLUK Aylık siyaset, ekonomi, toplum dergisi

BİLGİ YOLU Mesleki Sosyal Kültürel Sanat ve Edebiyat Dergisi Yıl: 5 Sayı:8 Aralık 2005 Sayfa: KONYA

Ferîdüddîn Attâr. Esrârnâme

Prof. Dr. ÂMİL ÇELEBİOĞLU HATIRA DOSYASI

Kültürümüzde Etkin Olan Tasavvufî Yorumlar

Kitap Değerlendirmeleri. Book Reviews

MATE 417 MATEMATİK TARİHİ DÖNEM SONU SINAVI

2013 EMPATİ ÖDÜLÜ ADAY ÖNERİ FORMU

Get to know Hodja Dehhânî Through Other Poet s Poems:

PROF.DR. MUSTAFA İSEN İN ÖZGEÇMİŞİ VE ESERLERİ

İSLÂMİYET ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI İSLÂMİ İLK ESERLER SORU PROĞRAMI AHMET ARSLAN

ARAPÇA YAZMA ESERLERİN DİZGİSİNDE TAKİP EDİLECEK YAZIM KURALLARI

Mevlana Celaleddin Rumi

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ

ÖZ GEÇMİŞ II. Akademik ve Mesleki Geçmiş

II. TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRENCİ SEMPOZYUMU SEMPOZYUM PROGRAMI. 22 Mayıs 2014 PERŞEMBE. 09:30-10:00 Açılış ve Protokol Konuşmaları

ÖZGEÇMİŞ. II. (Link olarak verilecektir.)

İBRAHİM ŞİNASİ

DİNÎ-TASAVVUFÎ TÜRK EDEBİYATI ÜZERİNE KISA BİR DEĞERLENDİRME

1. HAYATI ESERLERİ Divan Vâridât Ankâ-yı Meşrık Devriyye-i Ferşiyye...17

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

GELENEKTEN SAPMALARIN KİTABI: OSMANLININ GÖRSEL ŞİİRLERİ

ÖZGEÇMİŞ DERECE BÖLÜM/PROGRAM ÜNİVERSİTE YIL LİSANS İLAHİYAT FAKÜLTESİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ 1991

ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU

TEMEL İSLAM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ

Osmanlı Devleti nde okuryazar oranının yüzde 66 olduğu iddiası

XIX - XX. YÜZYILLARDA SAMSUN MEVLEVİHANESİ

MUṢṬAFĀ NŪRĪ (d. 1824; ö. 1890)

EDEBİYAT. Celâleddîn Ergûn Çelebi GENC-NÂME HAZİNE KİTABI

Prof. Dr. Osman HORATA TDE 471 Eski Türk Edebiyatı Ders Notları

Mevlana Celaleddin Rumi

ŞANLIURFA İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ YAYINLARI. Konusu: Urfa Üzerine Yazılmış Şiir Seçkisi

TOKAT IN YETİŞTİRDİĞİ İLİM VE FİKİR ÖNDERLERİNDEN ŞEYHÜLİSLAM MOLLA HÜSREV. (Panel Tanıtımı)

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü/Tarih Anabilim Dalı/Yeniçağ Tarihi Bilim Dalı

BAYAN DİN GÖREVLİSİNİN İMAJI VE MESLEĞİNİ TEMSİL GÜCÜ -Çorum Örneği-

ÖĞRENCİ DİSİPLİN SORUŞTURMASI ÖRNEKLERİ

Tıbb-ı Nebevi İSLAM TIBBI

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal

KADIKÖY ANADOLU LİSESİ

TANZİMAT I. DÖNEM: ŞAİR VE YAZARLAR. * Şinasi *Ziya Paşa *Namık Kemal. * Ahmet Mithat Efendi *Şemsettin Sami

TÜRK EDEBİYATI 10. SINIFLAR 17 Nisan 2015

Hz. Mevlânâ nın 741. Vuslat Yıldönümü Anısına... Aşk İle... GELENEKSEL TÜRK SANATLARINDA

ŞEYH SAFVET İN TASAVVUF DERGİSİ NDEKİ YAZILARINDA TASAVVUFÎ KAVRAMLARA BAKIŞI

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

SȖDȂN SEYAHȂTNȂMESİ: METİN VE İNCELEME

Ihlamur; Cana Şifa Bir Dergi!

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

KÜTAHYALI ŞEYHÎ NİN HÜSREV Ü ŞÎRÎN İ * Mustafa GÜNEŞ

Aziz Ogan: Kültürel ve Tarihsel Hazinelerin İzinde Bir Arkeolog ve Müzeci

Transkript:

tasavvuf ilmi ve akademik araşt:ırma dergisi 24 [2009/2], s. 75-80 Mevlana'ya Atfedilen ''Yine Gel... " Rubaisine Dair Yakup ŞAFAK* ÖZET Mev!an!'ya Atfedilen ''Yine Gel... " Rubaisine Dair "Gel, gel, ne olursan ol, yine gel" Mevlana'ya nispet edilen ve en çok iktihas olunan şiirlerden birisidir. Bununla birlikte, bu dörtlük otantik olarak Mevlana'ya nispet edilmernekte ve onun kaynağı tam olarak bilinmemektedir. Araştırmalanmız sonrasında ulaştığımız sonuç, bu ruhainin aynı zamanda Ebıl Said-i Ebu'l-Hayr ve başka bazı sufi şairlere de nispet edildiğidir. Dolayısıyla bu ruhainin yazannın kim olduğuna ilişkin net bir bilgiye sahip değiliz. Anahtar Kelimeler: Mevhlna, Ebıl Said-i Ebu'l-Hayr, Baba Efdal. ABSTRACT About a Qııatrain Attributed to Mawlana: "Come, come again, whoever you are" "Com e, come, whoever you are, come again" is one of the most frequently quoted poems attributed to Mawlana. However, this quatrain is not authentically ascribed to Mawlana and its origin is not known very well. After the results of our research we have reached that this quatrain also attributed to Abu Said Ibn Abi'l-Khayr and some other sufi poets. Therefore we don't have accurate knowledge about this quatrain who has written by. Keywords: Ma w lana, Abu Said ibn Abi'!-Khayr, Baba Afdal. Baz a baz a her an çi hestf baz a Tj~ ı.i--" ~~./' Tj~ Tj~ Ger kafir u gebr u but-peresti baz a lj4 ~~..ı.,r.5..ı )ls.} in dergeh-i ma dergeh-i nevmfdf nfst ~ls~ y.sj) \...SJ) <J:I Sad bar e ger tevbe şikestf baz a lj~~ "-'.Y.}IJ~..ı...o "Yine gel, yine gel! Kim olursan ol, yine gel! Kafir, meclisi, putperest olsan da yine gel! Bu bizim dergahımız ümitsizlik dergahı değildir. Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel!" Mevlana'nın en önemli evrensel mesajlarından biri olarak nitelendirilen bu meşhur rubai etrafındaki tartışmaların, ülkemizde en az yarım asırlık bir serüveni var. Bu konu, zaman zaman gündemde yerini alıyor; birçok isim, söz konusu manzumenin Mevlana'ya ait olup olmadığı ve muhtevası üzerine görüş bildiriyor. Genel kanaat, bu sözün Mevlana düşüncesine ters düşmediği, fakat herkesin kendi anlayışına ve meşrebine göre onu yorumladığı şeklindedir. "Gel de olduğun gibi kal" şeklinde anlaşılabilecek bir yoruma bizim de katılmamız, mümkün değildir. Ayrıca bu ruhainin diğer ülkelerde bu kadar dikkat çekmediğini de belirtmeliyiz. Dr., Selçuk Ü. Fen-Edebiyat Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi. (yakupsafak@hotmail.com)

L_ -- 761 Yakup ŞAFAK Bu yazıda ruhainin muhtevasına daha fazla girmeden, konuyu teknik yönden ele alıp imkan ruspetinde kaynaklara inmeye çalışacağız ve onun Mevlana'ya nasıl izafe edildiği üzerinde duracağız. Mevlana'nın eserlerini, bizzat kendisinin yazmadığı, umılmen bilinen bir husustur. Mektupları yanısıra, çeşitli şiirleri, pasajları kendisinin karalamış veya yazmış olabileceği tabüdir. Mevlana Müzesi'nde sergilenen ve Kültür Bakanlığı tarafından tıpkıbasımı yapılan 677/1279 tarihli Mesnevz nüshasının sonunda eserin, Çelebi Büsameddin tarafından "Mevlana'ya okunan" nüshadan temize çekildiğine dair kayıt vardır. Yaklaşık kırk bin beyitlik Dzvan-ı Kebfri meydana getiren şiirler için böyle bir denetim söz konusu olamamıştır. Dolayısıyla gerek mahlas benzerliği, gerek (bilhassa Safeviler döneminde) bazılarındaki Şiilik gayreti, gerekse başka sebeplerle aslında Mevlana'ya ait olmayan birçok şiir, Dzvan-ı Kebfr nüshalarına girmiştir. 1 Eserin bilimsel metnini, 9 eski yazmayı karşılaştırarak 8 büyük ciltte ortaya koyan dünyanın sayılı Mevlana mütehassıslarından İranlı alim merhum Becliuzzaman Furılzanfer (v. 1970), Dzvan'daki başkalarına ait gazelleri olabildiğince ayıklamıştı. 2 Fakat rub:liler için aynı şeyi söyleyemiyoruz. Naşir, rub:lileri ihtiva eden VIII. cildin önsözünde, neşre hazırlanan ruhillerin hepsinin Mevlana'ya ait olmadığını, bunlar arasında, Mevlana'dan önce veya onunla aynı asırcia yaşamış başka mutasavvıflara nispet edilmiş rubailer bulunduğunu, kısmet olursa ayrı bir ciltte manzılmelerin " kaynak yönünden kritiğini yapacağını bildirmişse de maalesef, bu değerli hizmeti gerçekleştiterneden Hakk'a kavuşmuştur. Onun sözünü ettiği problem, başka uzmanların da beyan ettiği üzere bilhassa rub:li yazan veya söyleyenler için geçerli bir durumdur. Çünkü Fars edebiyatında, XIII. yüzyıldan sonra istiklalini kazanıp uroılınun ortak beğenisini kazanan ve "hikmet şiiri" haline dönüşen "gazel"den önce hatiplerin, v:lizlerin, sohbeti çok seven mutasavvıfların gözdesi, "rubai" idi. Hatipler konuşmalarını, edipler yazılarını, içerisinde veciz ifadeler, derin manalar taşıyan bu iki beyitlik manzılmelerle süslerlerdi. Fakat içinde mahlas bulunmadığından, zikredilen hangi rub:linin kime ait olduğu ekseriya bilinmez ve tabü çoğu zaman da söyleyene mal olur; defterlere, mecmualara öyle geçerdi. Nitekim aynı ruhainin birkaç şaire nispet edildiği de görülmektedir. Bunda fikirlerdeki beraberlik ve benzerliğin, ilim ve hikmetin müslümanlar arasında ortak olduğu düşüncesinin de önemli rolü vardı. Bediüzzaman Furfrzanfer, Mevlana Celaleddin (yev. F. Nil.fiz Uzluk), İstanbul: MEB, 1986, s. 202 vd.; Zebihullah Safil., Tarih-i Edebiyyat der Iran, Tahran, 1369hş./1990, III, s. 468. Bediüzzaman Furilzanfer, Külliyyat-ı Şems ya Divan-ı Kebfr I-VIII, Tahran, 1336-1342hş./1957-1963.

Mevlana'ya Atfedilen "Yine Gel..." Rubaisine Dair j77 Horasan'ın Mihene beldesinden olan ve gerek yaşayışıyla, gerekse fikirleriyle Mevlana'ya çok benzeyen büyük mutasavvıf Ebu Said-i Ebu'l-Hayr'ın (v. 1049) rubaileri, konumuz için tipik bir örnektir. Menkıbelerinde verilen bilgilerden anlaşıldığına göre, vaazlarında, sohbederinde şür okumayı ve sema (yani ilahiler eşliğinde ekseriya toplu ve harekedi zikir) yapmayı bir hayli seven Ebu Said'in kendine ait ruhaisi çok değildir. Konuşmalarında genellikle başka mutasavvıfların şürlerini inşad etmiştir. Onun şürlerini çeşidi kaynaklardan derleyip Subenan-ı Manzum-i Ebu Safd-i Ebu'f-Hayr (1334hş./1955) ismiyle neşreden değerli alim Said Nefısi (v. 1966), eserde yer alan 700 küsür rubillden önemli bir kısmının, Ebu Said'in kendinden önce ve sonra yaşamış başka şairlere de nispet edildiğini söylüyor. 3 Bu şairler Hace Abdullah-i Ensari-i Herevi, Ömer Hayyam, Feridüddin-i Attar, Necmeddin-i Kübra, Evhadüddin-i Kirmani gibi ekseriyede Horasan bölgesinde veya yakınlarında yaşamış mutasavvıflar ve şairlerdir. Naşir, tespit edebildiği bu tür manzumelerin numaralarını vermektedir ki orada Mevlana'ya nispet edilen otuz adet rubai vardır. Ebu Said'in durumu biraz farklı olsa da diğer rubill yazanlar için vaziyet çok farklı değildir. Nitekim İranlı mutasavvıf ve düşünür Baba Efdal'in (v. 1268) yine Said Nefısi tarafından Rubiiiyyat-ı Baba Efdaf-i Kafiinf (1311hş./1932) ismiyle yayınlanan 483 ruhaisinden birçoğu başka şairlere de (18 tanesi Mevlana'ya) nispet edilmektedir.4 Yine biz detaylı olmayan bir karşılaştırmada Sultan V eled Divan'ında yer alan 455 rubaiden on tanesinin; keza Mevlana'nın tarunu Ulu Arif Çelebi'nin 80 ruhaisinden iki tanesinin Furuzanfer'in neşrettiği Dfvan-ı Kebfr'de de bulunduğunu tespit ettik. 5 Bu örnekler çoğaltılabilir. Nitekim Zebihullah Safa da meşhur edebiyat tarihinde çeşitli vesilelerle konuya değinmiş ve genel olarak bu sorunun varlığına dikkat çekmiştir.6 Y azımıza konu olan rubai, Rubiiiyyat-ı Baba Efda!-i KaJani' de 7 numara ile Baba Efdal'in ruhaisi olarak yer almakta, Ebu Said'e de nispet edildiği belirtilmektedir. Said Nefisi, Suhenan-ı Manzum-i EbU Safd-i Ebu'l-Hayr, Tahran, 1373 hş./1994, giriş bölümü, s. 56, 57. Said Nefisi, Rubfiiyyat-ı Baba E.fdal-i Kaşanf, Tahran, 1363hş./1984, s. 85. Ben, Furuzanfer' in Divan-ı K e bir neşri ile yaptığım karşılaştırmada Ebu Said' e ait 30 ve Baba Efdal'e ait 18 rubaiden ancak bazılarını bulabildim; buna karşılık nilşirin zikretmediği daha başka müşterek rubailer gördüm. Çünkü Nefisi eserlerini yayınladığında, Furfizanfer henüz Divan-ı Kebfr'in ilmi neşrini gerçekleştirmenıişti. Dfvan-1 Sultan Ve/ed (nşr. F. Nilfiz Uzluk), Ankara, 1941. 26, 34, 50, 192,335,346,347,353, 367, 453 nolu rubailer; Ulu Arif Çelebi'nin RuMileri (nşr.ve tre. F.Nafiz Uzluk), İstanbul, 1949, ll ve 30 nolu rubailer. Şefik Can merhumun neşrindeki ruhailere göre ise bahis konusu rakamlar daha fazladır. '' Safa, Tfirfh-i Edebiyytit der Iran, I, s. 604; III, s. 427; III, s. 470.

78 1 Yakup ŞAFAK Nefısi, Baba Efdal'in rumilerinin Ebu Said'e nispet edilmesini doğru bulmamakta 7 (s. 53); ancak rubai söyleyenierin ekseriyetle mutasavvıf olduğu için eski ve muteber kaynaklar bulunmadıkça hangi rubainin kime ait olduğunu teşhisin zorluğunu dile getirmektedir. (s. 85) Mezkur rubru, Subenan-ı Manzum-i Ebu Safd-i Ebu'f-Hqyrda ise 21 numara ile Ebu Said'in rubaisi olarak yer almaktadır. Naşir, giriş bölümünde (s. 56), rubainin Baba Efdal-i Kişani'ye de nispet edildiğini, Hace Abdullah-i Ensari ve Ömer Hayyam gibi Baba Efdal'in de Ebu Said'in rubailerine özel ilgi gösterdiğini, onun robailerinde kullandığı kafiye ve redifleri kendisinin de kullandığım belirtmiştir. "Baz a baz a her an çi hesti baz a" manzumesi için Rubaiyyat-ı Baba Efdaf-i Kdp1nf'de 8 adet kaynak gösterilmektedir.s Bunlar, robaiteri ihtiva eden müstakil eserlerle tezkire türünde kitaplardır ki içlerinde Takiyyüddin-i Evhadi'nin (v. 1632) Arafatü'f-ôpk!ıii, Lutf Ali Beg Azer'in (v. 1781) AteJkede'si, Ziya Paşa'nın (v. 1880f Haraba/ı gibi tanınmış kaynaklar da vardır. 9 Subenan-ı Manzum-i Ebu Safd-i Ebu'f Hqyrda ise 6 adet kaynak zikredilmiştir. 1 u Eski ve tanıdık müellif1ere ait olmayan ve çoğu Hindistan'da basılmış bulunan bu eserleri görme imkanımız olmadı. Ancak yazarlarına, naşirlerine ve ait olduğu yıllara bakılırsa, rubrunin Ebu Said'e nispeti konusunda kuvvetli delil olarak görünmemektedirler. Basılı, söz konusu 14 kaynaktan hiçbirisi, bu rubaiyi Mevlana'ya atfetmemiştir. Bazı ilim adamları ve uzmanların da ifade ettiği üzere bu rubai, Mevlana'nın eserlerinde geçmiyor. 11 Ebu Said ve Baba Efdal'in şiirleri arasında yer alan birçok rubai, çeşitli yazma nüshalarda Mevlana'ya nispet edildiği halde söz konusu rubainin gerek Dfvan-ı Kebfr nüshalarında, gerekse diğer eserlerde yer almamış olması dikkat çekicidir. Bu rubainin Mevlevi kaynaklarına girişi hususunda ise XVI-XVII. yüzyılın önemli mutasavvıf ve alimlerinden Galata Mevlevihanesi şeyhi İsmail-i Ankaravi'nin (v. 1631) Mevlevi tarikatnamesi olan Minhacü'f-Fukara isimli eserinin rol oynamış olabileceğini tahmin ediyorum. Eserin birinci kısım, altıncı babında rubainin sadece ilk mısraı, kime ait olduğu belirtilmeden zikrediliyor.1 2 Buradan 10 11 12 Naşir, diğer eserde bu kanaatini değiştirmiş görünüyor. Rubiliyyat, s. 86, 87; toplam kaynak sayısı 30'dur. Krş. Lutf Ali Beg Azer, Ateşkede-i Azer (nşr. Mir Haşim), Tahran, l378hş./1999, s. 25. Ziya Paşa, Harabdt, İstanbul, 1291-92/1875-1876, II, s. 242. Suhenan-ı Manzum, s. 177 vd. (Bkz. 48, 84, 89, 90, 92, 95 nolu eserler); toplam kaynak sayısı 99'dur. Rubai, Furüzanfer'in Divan-ı Kebir neşrinde, Veled Çelebi'nin neşrettiği Rubdiyyat-ı Hazret-i Mevlana'da (İstanbul, 1312/1895) yoktur. Şefik Can'ın Hz. Mevlana'nın Ruhdileri isimli çalışmasında yer almaktadır (Konya, 2005, I, s. 32, no: 83). Ancak yazar, bu rubaiyi yazma eserlerde bulamadığım belirtmiş ve muhtevasıyla ilgili görüşünü bildirmiştir. İsmail Ankaravi, Minhdcü'l-Fukara, Mısır, 1256/1841, s. 45; Fakirterin Yolu (sad. Saadettİn Ekici), İstanbul, 1996, s. 77.

Mevlana'ya Atfedilen "Yine Gel..." RuMisine Dair 1 79 hareketle sonraki yüzyıllarda belki bazıları onu Mevlana'ya ait sanmış olabilir. Ancak yine de Mevlevi çevrelerince ona temkinli yaklaşıldığını tahmin edebiliriz. Nitekim Mevlevi kültürüne ait meşhur eserlerde bu şiir görülmediği gibi, içlerinde Mevlana'ya ait olan veya ona nispet edilen pek çok ruhainin yer aldığı Mevlevi ayinlerinde de ona rastlanmıyor. Tahminimizce Mevlana'nın "Gel, gel" yahut "Gelin, gelin" sözleriyle başlayan birçok manzumesi bulunduğundan ve eserlerinde sıkça umut aşılayarı sözlere yer verdiğinden dolayı bu şiir, bilhassa yakın zamanlarda, böylece kendisine yakıştırılmış olmalıdır. Rubainin Cumhuriyet döneminde bu kadar çok yayılmasında, belli anlayıştaki kişilerin gayretleri kadar, onu Mevlana'ya nispet eden ilim adamımız Abdülbaki Gölpınarlı'nın da rolü olduğu malumdur. Gölpınarlı, Mevlana Celaleddin (İstanbul, 1951) ve Mevlana'dan Sonra Mevlevflık (İstanbul, 1953) adlı eserlerinde söz konusu ruhaiden bahsetmezken onu, 1964 vılında neşrettiği rubailer tercümesine -çevirive esas aldığı yazınada bulunmamasına rağmen- katmış ve şu açıklamayı yapmıştır: "Bu rubainin Baba Afdal-i Kaşi'ye ait olduğunu söyliyenler varsa da, onun neş'esine uymadığı gibi çağında yazılmış bulunan ve Nur-i Osmani kütüphanesinde bulunan rubailerinin arasında da yoktur. Konya Mevlana Müzesi Kütüphanesi'nde 2106 nurnarada kayıtlı bulunan ve başıyla sonu sonradan eklenmiş olan, müntehabat diyebileceğimiz Divan nüshasının son yaprağında, son ruhai olarak bu rubai yazılıdır. Ayrıca, aynı kütüphanede 2167 nurnarada kayıtlı bulunan 1158 Muharrem'inde Derviş Muhammed Aliyy-al Mavlavi tarafından yazılmış olan Minhac-al Fukara'nın ilk yaprağında [şu] iki şekilde kayıtlıdır." 13 Aynı tespit ve kanaat, onun Dfvan-ı Kebfr'den S eçmeler adlı eserinde tekrarlanmıştır. 14 Gölpınarlı, Baba Efdal için mezkur yazmadan başka kaynak olarak Mücteba Minavi ve Yahya Mehdevl'nin Musaıınefat-ı Efdalüddin Muhammed-i Merakl-i KaJanf (Tahran, 1331-1337 hş./1952-1958) adlı eserini zikretmiş; Said Nefısi'nin Ebu Said ve Baba Efdal ile ilgili çalışmalarından bahsetmemiştir. Ayrıca yazar, Konya Mevlana Müzesi Yazmaları isimli katologunda Minhacü'l-Fukara bahsinde de, "Bu rubainin iki 13 14 A. Gölpınarlı, Rubdfler, İstanbul, 1964, s. 23, no: 69. Mütercim, önsözde rubainin, tercümeye esas olan yazınada bulunmadığını belirtiyor; fakat esere karışıınş başka şairlerin ruhailerinden söz etmiyor. Gölpınarlı'nın Mevlana Müzesi görevlilerinden M. Necati Elgin'e (v. 1977) yazdığı 1 J.11.1959 tarihli mektuptan, ruhainin yer aldığı iki kaynağın kendisine, Elgin tarafından haber verildiği anlaşılıyor. (Bkz. Merhaba Gazetesi Akademik Sayfalar, 12.11.2008, c.viii, S.32, s. 540, nşr. Ali Işık.) Şefik Can Bey de bir röportajda rubaiyi Gölpınarlı'ya Necati Bey'in haber verdiğini söylüyor. A. Göl pınarlı, Dfvan-z Kebfr'den Seçme/er, İstanbul, J 970, no: LV (MEB, JOOO Temel Eser: 37) Yazar orada bu rubilinin, Zümer Suresi 53-54. ayetlerinmeali olduğunu belirterek, "yoksa bazılarının kasıtlı anlayışını vermiyor" demektedir.

80 i Yakup ŞAFAK tarzda intikali de kesinlikle göstermektedir ki rubai Mevlana'nınclır" kanaatini açıkça belirtmiştir.ıs şeklinde Mevlana ve mevlevilik konusunda ülkemizde yetişen en önemli ilim adamlarından biri olan ve bu alandaki hizmetlerini daima takdirle, şükranla andığımız merhum Gölpınarlı'nın zaman zaman ilmi disiplinden koparak duygusal davrandığını, üslubuna dikkat etmeyip, yanlış anlarnalara sebebiyet verdiğini biliyoruz. Maalesef bu konuda da öyle olmuş, kendisi büyük birikimine ve vukufuna rağmen iyi bir araştırma yapmadan, zayıf delillerle ve kendi tahminleriyle bu ruhaiyi Hz. Mevlana'ya ısrarla nispet etmiş, ondan sonra da Mehmet Önder gibi takipçilerinin desteği ile tartışmalar sürüp gitmiş; birçok konuda olduğu gibi, mesele ilmi zeminlerde, serinkanlılıkla ele alınmak yerine kamuoyuna mal edilmiş, yıllarca çatışma ve polemik konusu yapılmıştır.16 Sonuç olarak mevcut verilere göre bu rubai, Mevlana ve Baba Efdal' den iki asır önce yaşamış olan Ebu Said'in fikirlerine ve üslubuna daha uygun düşüyorsa da onun, kaynaklar itibariyle Baba Efdal'e nispeti daha kuvvetli görünmektedir. Mevlana'ya ait olması ise çok zayıf bir ihtimaldir. Rubailerde özellikle mahlas bulunmamasından doğan karışıklık sebebiyle, güçlü deliller olmaksızın bir rubai, "kesin olarak şu şaire aittir" denemez. ıs A. Gölpınarlı, Konya Mevlana Müzesi Yaznıalarz, İstanbul, 1971, II, s. 165, 242. Yazar, aynı katalogda bu rubainin, XV. yüzyıl başlarında yazılrıuş 1721 numaralı, öğütler içeren, başı ve sonu noksan, adı bilinmeyen bir kitapta bulunduğu zikrediyor; fakat orada da "Mevlana'ya aittir" denilmiyor (II, s. 35). Minlıficü'l-Fukara'nın kapak sayfasına şair ismi zikredilmeden bu ruhainin tamamının, iki şekilde yazılmasının sebebi, kanaatimizce eserin içinde geçen "Baz a baz a her an çi hesti baz a" rıusraının, tavzihi ve ikmali içindir. Yazarın bu rıusradan söz etmemesi, onun mezkfir eserde yer aldığının farkında olmadığını göstermektedir. ı 6 Mesela bkz. M. Önder, "Bir iddiaya Cevap: Yine Gel, Yine Gel Ruhaisi Mevlana'nındır", I. Milletlerarası Mevlana Kongresi-Tebliğler, Konya, 1988, s. 117-121; M. Necati Sepetçioğlu, "Gel Gel Çağrısı Üzerine Tartışmalar", lll. Millf Mevlana Kongresi-Tebliğler, Konya, 1989, s. 167-172. Sayın Önder ve Sepetçioğlu, Ebu Said ve Baba Efdal haricinde ruhainin nispet edildiği başka şairlerin isimlerini zikretmişlerse de hiçbirisi için kaynak göstermemişlerdir.