Gümüşhane Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Lisansüstü Tezler ANABİLİM DALLARI HARİTA MÜHENDİSLİĞİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ



Benzer belgeler
CRM ve SMR DENEYSEL ÇALIŞMALARI

BÖLÜM 6. ASFALT BETONU KAPLAMALARDA MEYDANA GELEN BOZULMALAR, NEDENLERİ VE İYİLEŞTİRİLMELERİ 6.1. Giriş Her çeşit kaplamada; -trafik etkisi -iklim

Hibrit ve Çelik Kablolu Köprülerin Dinamik Davranışlarının Karşılaştırılması

KAYIT FORMU TEL : 0 (354) FAKS :. 0 (354) E-MAİL 1 : zbabayev@erciyes.edu.tr E-MAİL 2 :...

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Yığma yapı elemanları ve bu elemanlardan temel taşıyıcı olan yığma duvarlar ve malzeme karakteristiklerinin araştırılması

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI DOKTORA PROGRAMI

DİYARBAKIR MERMER TOZ ARTIKLARININ TAŞ MASTİK ASFALT YAPIMINDA KULLANILABİLİRLİĞİNİN ARAŞTIRILMASI

YAPI MALZEMESİ YAPI MALZEMESİNE GİRİŞ

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ TEZLER

KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ MADEN MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MADEN İŞLETME LABORATUVARI. ( Bahar Dönemi) BÖHME AŞINMA DENEYİ

Lif Takviyeli Kompozit Asma Yaya Köprüsünün Yapısal Davranışının İncelenmesi: Halgavor Asma Yaya Köprüsü

Elastisite modülü çerçevesi ve deneyi: σmaks

Beton Melike Sucu ZEMİN BETONLARINDA KALSİYUM ALÜMİNAT ÇİMENTOSU KULLANIMI. Nisan, 17

5/8/2018. Windsor Probe Penetrasyon Deneyi:

BÖLÜM 2. ESNEK ÜSTYAPILAR

İÇERİSİ BETON İLE DOLDURULMUŞ ÇELİK BORU YAPI ELEMANLARININ DAYANIMININ ARAŞTIRILMASI ÖZET

TANE İNCELİĞİNİN TRASLI ÇİMENTO ÖZELLİKLERİNE ETKİSİ

Mühendislik Birimleri Laboratuarları 1. İnşaat Mühendisliği Birimi Laboratuarları Yapı Malzemeleri ve Mekanik Laboratuarı

BETONARME YAPILARDA BETON SINIFININ TAŞIYICI SİSTEM DAVRANIŞINA ETKİSİ

2. MİKRO İNCELEME ( PETROGRAFİK-POLARİZAN MİKROSKOP İNCELEMESİ)

BSK Kaplamalı Yollarda Bozulmalar P R O F. D R. M U S T A F A K A R A Ş A H İ N

2/13/2018 MALZEMELERİN GRUPLANDIRILMASI

BETONARME BİNALARIN FARKLI HESAP YÖNTEMLERİNE GÖRE PERFORMANS SINIRLARININ İNCELENMESİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

TÜRKİYE DEKİ ORTA KATLI BİNALARIN BİNA PERFORMANSINA ETKİ EDEN PARAMETRELER

FİZİK. Mekanik İNM 102: İNŞAAT MÜHENDİSLERİ İÇİN JEOLOJİ KAYAÇLARIN MÜHENDİSLİK ÖZELLİKLERİ. Mekanik Nedir? Mekanik Nedir?

ÇATI KONSTRÜKSİYONLARINDA GAZBETON UYGULAMALARI Doç.Dr.Oğuz Cem Çelik İTÜ Mimarlık Fakültesi Yapı Statiği ve Betonarme Birimi

DOĞRUSAL OLMAYAN ANALİZ İÇİN KULLANILAN TİCARİ PROGRAMLARIN ÇERÇEVE SİSTEMLER İÇİN KARŞILAŞTIRILMASI

RİSKLİ YAPILARIN TESPİT EDİLMESİNE İLİŞKİN ESASLAR. 6- Risk Tespit Uygulaması: Yığma Bina

RİSKLİ BİNALARIN TESPİT EDİLMESİ HAKKINDA ESASLAR 7-Örnekler 2. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Alt Yapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürlüğü

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

KOMPOZİTLER Sakarya Üniversitesi İnşaat Mühendisliği

Doç. Dr. Halit YAZICI

Yrd.Doç.Dr. Hüseyin YİĞİTER

Yeni Deprem Yönetmeliği ve İstinat Yapıları Hesaplarındaki Değişiklikler

taze beton işlenebilirlik

BÖLÜM 7. RİJİT ÜSTYAPILAR

Yapı Elemanlarının Davranışı

YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ DÖNER SERMAYE GELİR GETİRİCİ FAALİYET CETVELİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ

BETON ÇİMENTO ZEMİN ASFALT AGREGA KAYA MEKANİĞİ MALZEME TEST LABORATUVAR TEST CİHAZLARI

ADANA BİLİM VE TEKNOLOJİ ÜNİVERSİTESİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ 2014 Yılı DÖNER SERMAYE FİYAT LİSTESİ

BASMA DENEYİ MALZEME MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ. 1. Basma Deneyinin Amacı

Ayrıca, bu kitapta sunulan bilgilerin İnşaat Mühendislerine de meslek yaşamları boyunca yararlı olacağı umulmaktadır.

YAPI MALZEMESİ OLARAK BETON

ISIDAÇ 40 Esaslı Yüksek Performanslı Beton. Çimento Araştırma ve Uygulama Merkezi

Güçlendirme Alternatiflerinin Doğrusal Olmayan Analitik Yöntemlerle İrdelenmesi

Bitümlü sıcak karışımlar; - aşınma - binder - bitümlü temel. tabakalarında kullanılır.

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI GÜZ YARIYILI BİTİRME ÇALIŞMASI KONULARI YAPI ANABİLİM DALI. Bitirme Çalışması Konusu Öğretim Üyeleri Ön koşul dersleri

AR-GE DAİRESİ BAŞKANLIĞI VE AR-GE BAŞMÜHENDİSLİKLERİ LABORATUVARLARI

Volkan Emre UZ, İslam GÖKALP, S. Ercan EPSİLELİ, Mehtap TEPE

KESME BAKIMINDAN DOĞRU TASARLANMAMIŞ BETONARME PERDE DUVARLI YÜKSEK BİNALARIN DEPREM PERFORMANSI

MESLEKTE UZMANLIK KURSLARI 2017 EKİM OCAK BETONARME TASARIM BETONARME İLERİ TASARIM ÇELİK TASARIM ÇELİK İLERİ TASARIM GEOTEKNİK TASARIM

Derz sızdırmazlığı için PVC esaslı Su Tutucu Bantlar

Beton Basınç Dayanımın Yapısal Davranışa Etkisi

BÖLÜM II D. YENİ YIĞMA BİNALARIN TASARIM, DEĞERLENDİRME VE GÜÇLENDİRME ÖRNEKLERİ

Asfalt Betonu Kaplamaların Farklı Sıcaklıklarda Dayanımı

İNŞAAT MALZEME BİLGİSİ

DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ GÜZ YARIYILI

Kirişli Döşemeli Betonarme Yapılarda Döşeme Boşluklarının Kat Deplasmanlarına Etkisi. Giriş

BETON KARIŞIM HESABI. Beton; BETON

BETONARME BİR YAPININ MALZEME KALİTESİNİN TAHRİBATSIZ VE TAHRİBATLI YÖNTEMLERLE BELİRLENMESİ

MEVCUT BETONARME BİNALARIN DOĞRUSAL ELASTİK VE DOĞRUSAL ELASTİK OLMAYAN HESAP YÖNTEMLERİ İLE İNCELENMESİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

Karayolu Köprülerinin Modal Davranışına Kutu Kesitli Kiriş Şeklinin Etkisi Doç. Dr. Mehmet AKKÖSE

3.2 Bitümlü Bağlayıcılar

KGM KAUÇUK ASFALT ÇALIŞMALARI

Sathi Kaplamalar. Prof.Dr.Mustafa KARAŞAHİN

YIĞMA YAPI MÜHENDİSLİĞİNİN GELİŞİM TARİHİ DEPREME DAYANIKLI YAPI TASARIMLARI

Beton sınıfına göre tanımlanan hedef (amaç) basınç dayanımları (TS EN 206-1)

İZMİR İLİ BUCA İLÇESİ 8071 ADA 7 PARSEL RİSKLİ BİNA İNCELEME RAPORU

Ders 1.2 Türkiyede Barajlar ve Deprem Tehlikesi

5/3/2017. Verilenler: a) TS EN standardından XF1 sınıfı donma-çözülme ve XA3 sınıfı zararlı kimyasallar etkisi için belirlenen kriterler:

ÇELİK YAPILAR (2+1) Yrd. Doç. Dr. Ali SARIBIYIK

BİTİRME PROJELERİ KATALOĞU

shingle nedir? Kullanım alanları

YAPI MEKANİĞİ LABORATUVARI

ISIDAÇ 40. yapı kimyasalları. Özel ürünleriniz için özel bir çimento!

T.C. MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ Mühendislik Fakültesi Petrol ve Doğalgaz Mühendisliği Bölümü

Beton Sınıfının Yapı Performans Seviyesine Etkisi

Bitümlü Karışımlar. Prof.Dr.Mustafa KARAŞAHİN

YIĞMA YAPILARDA HASAR TESPİTİ DENEY VE ÖLÇÜM YÖNTEMLERİ. Dr.Fevziye AKÖZ

KODU DERSİN ADI SORUMLUSU YER P.TESİ SALI ÇARŞ PERŞ CUMA Yüksek Lisans Tezi Doç. Dr. Tayfun DEDE

TS 500 (2000): Betonarme yapıların hesap ve yapım kuralları TS 498: Yapı elemanlarının boyutlandırılmasında alınacak yüklerin hesap değerleri

SARILMIŞ VE GELENEKSEL TİP YIĞMA YAPILARIN DEPREM DAVRANIŞLARININ İNCELENMESİ. Ali URAL 1

Data Merkezi. Tunç Tibet AKBAŞ Arup-İstanbul Hüseyin DARAMA Arup- Los Angeles. Tunç Tibet AKBAŞ

RİSKLİ YAPILARIN TESPİT EDİLMESİNE İLİŞKİN ESASLAR. 4- Özel Konular

BÖLÜM 3. ESNEK ÜSTYAPILARDA KULLANILAN MALZEMELER

AKÇANSA HAMMADDE (KLİNKER) STOKHOLÜ AKÇANSA ÇİMENTO FABRİKASI ÇANAKKALE Hakan EZCAN - Mustafa ALKAN

YAPI MALZEMELERİ DERS NOTLARI

KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ MADEN MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MADEN İŞLETME LABORATUVARI DENEY ADI: AGREGA ELEK ANALİZİ VE GRANÜLOMETRİ EĞRİSİ

SOĞUK KARIġIM TASARIMI VE KATKI MALZEMESĠ MĠKTARI-KÜR SÜRESĠ ĠLĠġKĠSĠ

Karayolu İnşaatı Çözümlü Örnek Problemler

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş

Betonu oluşturan malzemelerin oranlanması, daha yaygın adıyla beton karışım hesabı, birbirine bağlı iki ana aşamadan oluşur:

Akreditasyon Sertifikası Eki (Sayfa 1/6) Akreditasyon Kapsamı

Zeyfiye TEZEL Mehmet KARACADAĞ

YENİ NESİL ERKEN YAŞ YÜKSEK DAYANIMLI ÇİMENTO BAĞLAYICILI ONARIM MALZEMESİ

Basınç deneyi sonrası numunelerdeki uygun kırılma şekilleri:

YAPI MALZEMESİ Anabilim Dalı

Transkript:

Gümüşhane Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Lisansüstü Tezler ANABİLİM DALLARI HARİTA MÜHENDİSLİĞİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ ORMANCILIK VE ÇEVRE BİLİMLERİ ZOOTEKNİ

YILI HAZIRLAYAN DANIŞMAN TEZİN ADI 2012 Seda Nur TURAN Doç. Dr. Temel BAYRAK Periyodik Toplanmış TUSAGA-Aktif Ölçülerinin Deformasyon İzlemede Kullanılabilirliğinin Araştırılması

PERİYODİK TOPLANMIŞ TUSAGA-AKTİF ÖLÇÜLERİNİN DEFORMASYON İZLEMEDE KULLANILABİLİRLİĞİNİN ARAŞTIRILMASI Günümüzde mühendislik yapılarının kontrolü, yatay ve düşey yöndeki yerkabuğu hareketlerinin belirlenmesi büyük önem taşımaktadır. Yapıların kontrolü ve yerkabuğu hareketlerinin belirlenmesine ilişkin deformasyon analizleri her zaman mühendislik jeodezisinin temel konuları arasında yer almıştır. Objelerin şekil, boyut ve yer değişimleri bu analizler yardımıyla belirlenmekte ve yorumlanmaktadır. Türkiye de adı Ağ-RTK olan TUSAGA-Aktif Türkiye çapında kullanıcılara gerçek zamanlı hassas koordinat sağlar. Bu çalışma periyodik toplanmış gerçek zamanlı TUSAGA-Aktif datalarının deformasyon izlemede kullanılabilirliğini araştırmaktadır. Bu araştırmanın amacı, günümüzde pek çok alanda kabul görmüş yöntemlerden biri olan TUSAGA-Aktif ile bir noktada periyodik olarak toplanmış TUSAGA-Aktif ölçülerinin deformasyon izlemede kullanılabilirliğini inceleyip daha gerçekçi yorumlama yapabilmektir. Bu amaçla, TUSAGA-Aktif teknolojisi ile Gümüşhane Üniversitesi yerleşkesinde seçilen bir noktada GNSS alıcıları ile 3 ayda bir periyodik olarak 10 epokluk TUSAGA-Aktif ölçüleri gerçekleştirilmiş, ölçüler dengelenmiş, statik ve kinematik deformasyon analizleri yapılmıştır. Analiz sonuçları karşılaştırılmış ve uyumlu oldukları gözlemlenmiştir. Bu metot diğer metotlara göre daha pratik ve ekonomiktir. Deformasyon ölçüm ve analizi yapmak için sadece bir GNSS alıcısı ve bir insana ihtiyaç vardır. Ölçüm zamanı çok kısadır. Ayrıca, uygulama alanında aynı zamanda çok sayıda veri toplanabilir. Diğer taraftan, metodun doğruluğu santimetre (cm) seviyesindedir.. Anahtar Kelimeler: TUSAGA-Aktif, Ağ-RTK, Deformasyon, Dengeleme, Statik Analiz, Kinematik Analiz

YILI HAZIRLAYAN DANIŞMAN TEZİN ADI 2012 Nesrin DUMAN 2012 Semih Dinçer KONAK Yrd. Doç. Dr. Özlem ÇAVDAR Yrd. Doç. Dr. Orhan KARPUZ 2012 Selahattin Ziya TEKER Yrd. Doç. Dr. Ahmet ÇAVDAR 2012 Mehmet Ali Yrd. Doç. Dr. TURAN Orhan KARPUZ 2012 Özlem BATTAL Yrd. Doç. Dr. Orhan KARPUZ 2007 Deprem Yönetmeliğine Göre Tasarlanan Betonarme Yapıların Doğrusal ve Doğrusal Olmayan Yöntemlerle Deprem Performansının Belirlenmesi Farklı Darbe Sayıları İle Hazırlanan Sıcak Asfalt Karışımşarda Marshall Oranının Belirlenmesi ve Regresyon Analizi Yöntemi İle Belirlenen Sonuçların Değerlendirilmesi Farklı Tür ve Oranlarda Polimer Lif Katkısıyla Üretilen Harçların, Yüksek Sıcaklık Etkisi Altında Mekanik Davranışlarının İncelenmesi SBS ve Sönmüş Kireç Katkılı Sıcak Asfalt Karışımlarda Tekerlek İzi Direncinin Marshall Oranı Yaklaşımı İle Değerlendirilmesi Beton Yollarda Yüzeydeki Sürtünme Katsayısı Kaybının Yapay Sinir Ağlarıyla Belirlenmesi

2007 DEPREM YÖNETMELİĞİNE GÖRE TASARLANAN BETONARME YAPILARIN DOĞRUSAL VE DOĞRUSAL OLMAYAN YÖNTEMLERLE DEPREM PERFORMANSININ BELİRLENMESİ Performansa dayalı deprem mühendisliğinde amaç, sismik performansları belirlenebilen güvenli yapıların inşa edilmesini sağlamaktır. Performans kavramı, deprem mühendisliğinde yeni gelişen bir kavramdır. Öncelikle mevcut yapıların taşıyıcı sistem elemanlarının kapasitesinin hesaplanması ve deprem dayanımlarının değerlendirilmesi için geliştirilmiştir. Zaman geçtikçe yeni yapıların tasarımında da performans kavramı önemini kazanmıştır. Deprem mühendisliğinde performansa dayalı tasarım yöntemi, deprem etkisi altında yapıdan beklenen performans seviyesinin belirlenmesi için kullanılmaktadır. Performans seviyesi, depremden sonra yapıda meydana gelebilecek hasar durumu ile ilgilidir. Performansa dayalı yapı tasarımında belirli bir deprem etkisinde yapıda birden fazla hasar seviyesinin ortaya çıkması öngörülür. Bu çalışmada, betonarme binaların deprem performanslarının deprem yönetmeliğinde tanımlanan doğrusal ve doğrusal olmayan yöntemlerle belirlenmesi üzerine düzlem çerçeve modeli ele alınarak ayrıntılı bir çalışma yapılmıştır. Çalışmanın devamında TS500 ve DBYBHY 2007göre tasarımı yapılan üç boyutlu 5 katlı bir sağlık kuruluşunun performansı, SAP2000 programında, doğrusal bir yöntem olan Eşdeğer Deprem Yükü Yöntemi ve doğrusal olmayan bir yöntem olan Artımsal Eşdeğer Deprem Yükü Yöntemi ile İtme Analizi yapılarak belirlenmiştir. Performans değerlendirmesi için seçilen binanın, amacına dayalı olarak tasarım depremi ve en büyük deprem yükü etkisi altındaki yapısal performansı incelenmiştir. Üç bölümden oluşan bu yüksek lisans tezinin birinci bölümünde konu kısaca açıklandıktan sonra kaynaklar ışığında çalışmanın amacı ve kapsamı verilmiştir. Devamında ise performans kavramı ve plastik mafsal hipotezi, DBYBHY 2007 ye göre doğrusal ve doğrusal olmayan hesap yöntemlerinin genel ilkeleri ve dayandığı kabuller, FEMA440 a (Federal Emergency Management Agency) göre Eşdeğer Doğrusallaştırma yöntemlerinden performansa dayalı tasarım ve değerlendirme bu bölümde incelenmiştir. İkinci bölümde, deprem yönetmeliğinde tanımlı doğrusal ve doğrusal olmayan yöntemler ile FEMA ya göre tanımlı doğrusal olmayan yöntem, düzlem çerçeve modeli üzerinde detaylı olarak incelenmiştir. Ayrıca DBYBHY 2007 ye göre tasarlanmış üç boyutlu beş katlı sağlık kuruluşunun en büyük deprem ve tasarım depremine göre analizleri gerçekleştirilmiş ve değerlendirme neticesinde elde edilen sonuçlar karşılaştırılmıştır. Üçüncü bölüm, bu tez kapsamında varılan sonuçları içermektedir. Çalışma sonunda; (1) Deprem Yönetmeliği nde tanımlanan doğrusal ve doğrusal olmayan hesap yöntemleri ile belirlenen kesit hasar bölgeleri farklılık gösterebildiği, (2) DBYBHY 2007göre tasarlanan betonarme sağlık kuruluşunun doğrusal olan yöntemde tasarım depremi, doğrusal olmayan yöntemde ise en büyük deprem etkisi altında beklenen performans hedefini sağlayamadığı görülmüştür.. Anahtar Kelimeler: Doğrusal Analiz, Doğrusal Olmayan Statik Analiz, DBYBHY 2007, FEMA-440, Performans Değerlendirmesi

FARKLI DARBE SAYILARI İLE HAZIRLANAN SICAK ASFALT KARIŞIMLARDA MARSHALL ORANININ BELİRLENMESİ VE REGRESYON ANALİZİ İLE BELİRLENEN SONUÇLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ Marshall stabilitesinin, Marshall akmasına oranı Marshall Oranı (MQ) olarak adlandırılmaktadır. Bu oran Asfalt betonunun deformasyona karşı direncinin ve rijitliğinin bir göstergesidir. Marshall Oranı değeri modifiye karışım örneklerinin deformasyon direncinin değerlendirilmesi için kullanılır. Daha yüksek MQ değeri daha rijit karışımı belirtmekte ve muhtemel daha dirençli karışımı göstermektedir. Bu çalışmanın ana amacı; Marshall tokmağı kullanılarak farklı darbe sayısı ile hazırlanan karışımların Marshall oranlarının belirlenmesi, elde eilen oranlar yardımı ile regresyon analizi sonuçlarına bağlı bir modelin belirlenmesi ve hata oranlarının araştırılması oluşturmaktadır. Marshall yöntemiyle 75 darbe kullanılarak optimum bitüm belirlenmiştir. Optimum bitüm içeriği, farklı darbe sayıları (her iki yüzde 45, 50, 55, 60, 65, 70, 75 darbe) ile karışım hazırlanarak Marshall oranları hesaplanmıştır. Stabilite değerleri, 45 vuruştan 65 vuruşa kadar artmakta, 65 vuruştan sonra 75 vuruşa kadar kademeli olarak azalmaktadır. 60-65 vuruş düzeylerinde sıkıştırma enerjisi uygun görülmektedir. Karışımların akma değerleri 65 vuruşa kadar artarken, 65-75 arası vuruşlarda azalmaktadır. Bunlara bağlı olarak MQ değerleri 45 vuruştan 65 vuruşa kadar azalmakta, 65-75 vuruş arasında ise artmaktadır. MS Excel programı kullanılarak hazırlanan briketlere ait Vuruş sayısı-mq, H ort -MQ, D p -MQ, V f -MQ değerleri arasındaki ilişkiyi veren bağıntılar ve R 2 değerleri bulunmuştur. Bağıntılar kullanılarak elde edilen MQ değerleri ile deney sonucunda bulunan MQ değerleri karşılaştırılmış ve hata oranları belirlenmiştir.. Anahtar Kelimeler: Asfalt Betonu, Marshall Oranı (MQ), Regresyon Analizi, Sıkıştırma Enerjisi

FARKLI TÜR VE ORANLARDA POLİMER LİF KATKISIYLA ÜRETİLEN HARÇLARIN, YÜKSEK SICAKLIK ETKİSİ ALTINDA MEKANİK DAVRANIŞLARININ İNCELENMESİ Lifler eğilme dayanımını arttırmak ve bir ölçüde çatlakları engellemek için betona ilave edilmektedirler. Polimer türü lifler ise son zamanlarda beton endüstrisinde oldukça yaygın kullanım alanı bulan ucuz petrol türevi malzemelerdir. Bu katkıların beton içerisinde süreksizlik oluşturarak basınç dayanımını düşürme gibi liflerin bazı olumsuz etkileri bulunmaktadır. Bu çalışmada polimer lif katkısının, yüksek sıcaklık etkisi altında çimento harcının mekanik özelliklerine etkisi deneysel olarak incelenmiştir. Ayrıca çimento harçlarının mekanik özelliklerine en yüksek katkıyı sağlayan en uygun lif boyu da belirlenmek istenmiştir. Böylece polimer lif katkısı ile çimento harçlarının basınç dayanımını düşürmeksizin, eğilme dayanımı ve sehim gibi bazı mekanik özelliklerin iyileştirmesi amaçlanmıştır. Bu amaçlara yönelik olarak çalışma üç kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısımda lif katkı oranı (% 2.0 hacim oranında) ve malzeme özellikleri (yalnız karbon lif) sabit tutularak dört farklı boyda (5 mm, 10 mm, 15 mm ve 20 mm) lif kullanılmış ve böylece çimento hamuruna en iyi mekanik özellikler kazandıran en uygun lif boyu tespit edilmiştir. İkinci kısımda lif boyları (10 mm) sabit olan üç farklı türdeki (HPP, CPP ve AR) polimer lif, beş farklı oranda (% 0.0, % 0.3, % 0.6, % 0.9 ve % 1.2) çimento harcına katılarak, DYK ve EK haldeki numunelerin mekanik özellikleri incelenmiştir. Son kısımda ise lif boyları (10 mm) sabit olan üç farklı türdeki (HPP, CPP ve AR) polimer lif, beş farklı oranda (% 0.0, % 0.3, % 0.6, % 0.9 ve % 1.2) çimento harcına katılarak, beş farklı sıcaklığa (21 C, 100 C, 450 C, 650 C ve 850 C) maruz bırakılmış ve bu numunelerin mekanik özellikleri belirlenmiştir. Çalışmadan elde edilen en önemli bulgular özetlenecek olursa; en uygun harç mekanik davranışı kullanılan farklı karbon lifi boylarının içerisinde 20 mm uzunluğundaki karbon lifinin çimento harcına ilave edilmesiyle elde edilmiştir. Aramid lif bu çalışmada kullanılan polimer lifler arasında en iyi başarımı gösteren lif türüdür. Polimer lif katkıları en iyi mekanik katkıyı EK durumunda göstermiştir. Liflerin bu olumlu etkisi 450 C sıcaklık düzeyine kadar yükseliş göstermiştir ve eğilme dayanımına özellikle bu sıcaklıkta katkı sağlamıştır. Yüksek sıcaklık altında, her lif en iyi başarımı farklı katkı oranında gösterir. Her sıcaklık için, eğilme dayanımındaki en yüksek artış ve basınç dayanımındaki en düşük azalış HPP için % 0.3-0.9 lif katkı oranında, CPP için % 0.3-0.6 lif katkı oranında ve AR için % 0.9 lif katkı oranında gözlemlenmiştir. Anahtar Sözcükler: Polimer lif, Homopolimer polipropilen, Kopolimer polipropilen, Aramid, Mekanik özellikler, Çimento harcı.

SBS ve SÖNMÜŞ KİREÇ KATKILI ASFALT KARIŞIMLARDA TEKERLEK İZİ DİRENCİNİN MARSHALL ORANI YAKLAŞIMI İLE DEĞERLENDİRİLMESİ Asfalt kaplamalar; artan trafik hacimleri, artan kamyon trafiği, daha yüksek lastik basınçları, gelişen rafineri teknolojisine bağlı bağlayıcının azalan yapıştırma kabiliyeti nedenleriyle daha büyük gerilmelere maruz durumdadırlar. Asfalt kaplamalarda, en önemli ve yaygın bozucu gerilmelerden birisi kalıcı deformasyon problemi olup, tekrarlı yükleme altında, kaplama yapısının her bir tabakasında oluşan kalıcı deformasyonların yığışımı şeklinde oluşmaktadır. Tekerlek izi oluşumu (kalıcı deformasyon), yorulma ve düşük sıcaklık çatlakları gibi bozulmalar ile suya karşı duyarlılığa sebep olmaktadır. Kaplamanın öngörülen servis ve konfor düzeyinin sağlanması da büyük ölçüde sıcak karışımlarda kullanılan bitümlü bağlayıcının özelliklerine bağlıdır. Bu açıdan bakıldığında, kaplamayı oluşturan malzemelerden biri olan bitümün modifiye edilmesi ve sönmüş kireç katkılı karışımların kullanılması yolun performansını arttırmak için en sık kullanılan yöntemler haline gelmiştir. Çalışmada katkısız (geleneksel), %2 sönmüş kireç, %4 sönmüş kireç, %2 sönmüş kireç +%5 SBS ve %4 sönmüş kireç +%5 SBS katkılı sıcak asfalt modifiye karışımlar hazırlanmıştır. Hem 100 mm hem de 150 mm çaplı briketler hazırlanarak marshall tasarım yöntemi ile optimum bitüm içeriği belirlenmiştir. Yoğun gradasyon seçilmiş ve 75 darbeli sıkıştırma kullanılmıştır. Karışımların mekanik özellikleri Marshall stabillitesi testi yapılarak belirlenmiştir. Deney sonuçları üzerine değerlendirmeler Marshall oranı (MQ) yaklaşımı ile yapılmıştır. Anahtar Sözcükler: Sönmüş kireç, SBS, Kalıcı deformasyon, Marshall stabilitesi, Marshall oranı

BETON YOLLARDA YÜZEYDEKİ SÜRTÜNME KATSAYISI KAYBININ YAPAY SİNİR AĞLARIYLA BELİRLENMESİ Karayolu için en öncelikli performans kriterlerinden biri, belirli bir hızla seyreden bir taşıtın tekerlek lastiği ile yolun yüzeyi arasında oluşan kayma-sürtünme katsayısıdır. Kayma-sürtünme katsayısı araçların seyir güvenliği için çok önemlidir. Hareket kazandırmaktan çok, özellikle yağışlı havalarda iniş eğimli yollar, kurba, kavşak gibi manevra sahalarında hareketi yönlendirme, hızı azaltma-durdurma açılarından daha fazla önem arz etmektedir. İklim tesirleri etkisindeki bir yolda ıslak sürtünme katsayısı, üzerinden geçen araçların özelliklerine, hareket şekillerine ve yol yüzeyini oluşturan malzemenin cilalanmaya direncine bağlı olarak zaman içinde önemli oranlarda azalabilmektedir. Mevcut malzemeyle yol yüzeyi oluşturmadan önce zaman içinde oluşabilecek sürtünme katsayısı kaybının gerçeğe mümkün olduğunca yakın oranda önceden bilinmesi oldukça önemlidir. Bunun için, malzemenin laboratuvar ortamında hızlıca test edilerek cilalanmaya yatkın olup olmadığının belirlenmesi veya varsa eldeki verilerden hareketle model oluşturularak nihai durumunun tahmin edilmesi gerekmektedir. Bu tez çalışmasında eldeki verilerden hareketle Yapay Sinir Ağları (YSA) kullanılarak tahmin modeli kurulmuştur. Son yıllarda karmaşık yapıya sahip ve bilinen yöntemlerle çözülemeyen problemlere çözümler üretmek için yapılan araştırmaların bir sonucu olarak yeni bir bilgi işleme yöntemi olan YSA doğmuştur. Birçok alanda başarılı bir şekilde uygulanan yapay sinir ağları, ulaştırma mühendisliğinin çalışma alanlarında da kullanılmaktadır. Çalışma kapsamında, laboratuvarda üretilmiş farklı ince agrega özelliklerine sahip betonlardan elde edilmiş numunelere uygulanmış hızlandırılmış cilalanma deneyinin farklı aşamalarında ölçülmüş ıslak sürtünme katsayısı değerleri kullanılarak YSA ile iki farklı tahmin modeli kurulmuştur. Kurulan modellerden elde edilen sürtünme katsayısı sonuçları ile laboratuvarda elde edilmiş sonuçlar karşılaştırılmıştır. Anahtar Sözcükler: Beton Yol, İnce Agrega, Sürtünme Kaybı, Yapay Sinir Ağı

YILI HAZIRLAYAN DANIŞMAN TEZİN ADI 2012 Vahdet TUNÇDEMİR Doç. Dr. Abdurrahman DOKUZ Demirözü (Bayburt) Permo-Karboniferi: Kırıntılı Kayaçların Petrografik ve Jeokimyasal İncelemesi

DEMİRÖZÜ (BAYBURT) PERMO-KARBONİFERİ: KIRINTILI TORTUL KAYAÇLARIN PETROGRAFİK VE JEOKİMYASAL İNCELEMESİ Bu çalışmada, Demirözü (Bayburt) yöresindeki Permo-Karbonifer yaşlı kırıntılı tortul kayaçlar petrografik ve jeokimyasal yönden incelenmişlerdir. Bilindiği üzere, kırıntılı tortul kayaçlar, orojenik kuşakların özellikle aşınan kısımları hakkında bilgi verebilecek potansiyele sahip tek kaya grubudurlar. Bu kapsamda, Permo-Karbonifer yaşlı kırıntılı kayaçlar Çatalçeşme Köyü civarında iki, Çamdere Köyü civarında da bir lokasyonda ölçülmüş ve özellikle kırıntılı kayaçlar açısından örneklenmişlerdir. Geç Karbonifer yaşlı Çatalçeşme formasyonu çakıltaşı, kumtaşı, şeyl ve kireçtaşının sekansiyel ardışımından meydana gelen bir birimdir. Uyumlu olarak üzerine gelen Geç Karbonifer-Erken Permiyen yaşlı Hardişi formasyonu ise tabanda çakıltaşları ile başlar ve üste doğru transgresif özellikteki kumtaşı, silttaşı ve şeyllere geçiş gösterir. Çatalçeşme formasyonundaki kumtaşları iyi yuvarlaklaşmış ve olgunlaşmışlardır. Modal mineralojik olarak çoğunlukla sublitarenit ve daha az olarak da subarkoz ve kuvars arenit bileşimine sahiptirler. Buna karşılık Hardişi formasyonuna ait kumtaşları orta derecede yuvarlaklaşmış ve arkozik arenit bileşimindedirler. Diğer taraftan, daha doğudaki Çamdere ofiyolitik karışığı oluşum yaşı bakımından Hardişi formasyonunun eşleniği durumundadır. İçerisindeki kireçtaşı ve kumtaşları genellikle Çatalçeşme ile benzer paleontolojik ve sedimantolojik özelliklere sahiptir. Farklı olarak ince katmanlı sleyt tarafından kuşatılmış meta tüf, dolerit, meta-bazalt blokları içermektedir. Çatalçeşme kumtaşları genellikle % 85 den fazla SiO2 içermektedirler. Üzerine gelen Hardişi kumtaşlarının SiO2 içerikleri ise % 66-81 arasındadır. Çatalçeşme ve Hardişi formasyonları iz ve nadir toprak elementler (NTE) bakımından karşılaştırıldığında, Çatalçeşme formasyonu tüketilmiş değerler sergilemektedir. Diğer taratan, Çamdere ofiyolitik karışığına ait kırıntılı kayaçlar çok geniş bir bileşimsel değişim aralığı sunmaktadırlar (SiO2 = % 47-92). Çatalçeşme ve Hardişi formasyonlarına ait kayaçların ana ve iz element jeokimyaları tamamen felsik bir kaynaktan beslendiklerini göstermektedir. Granitlere benzer NTE profilleri, kaynak alanda granitik veya riyolitik bileşime sahip kayaçların yer aldığını göstermektedir. Çamdere ofiyolitik karışığına ait sleytlerin ana ve iz element içerikleri ise ortaç jeokimyasal bileşime sahip bir kaynağa işaret etmektedir. Çatalçeşme formasyonuna ait kumtaşları 75-81, Hardişi formasyonu ait kayaçlar ise 58-65 arasında değişen CIA (Chemical Index of Alteration) değerlerine sahiptir. Bu değerler kaynak alanda, Çatalçeşme kumtaşlarının çökelimi sırasında yoğun, Hardişi formasyonu kayaçlarının çökelimi sırasında ise orta derecede bir kimyasal ayrışmaya işaret etmektedir. Çamdere formasyonuna ait sleytlerin 67-79 arasında değişen CIA değerleri, çökelimleri sırasında kaynak alanda Çatalçeşme kumtaşlarının çökelimi sırasındakine benzer iklimsel koşullara işaret etmektedir. Çatalçeşme kumtaşlarının ana ve iz element jeokimyası tipik bir şekilde tortuların yeniden döngülenmesi ve olgunlaşması ile karakteristik olan pasif kenar ortamına işaret etmektedir. Hardişi formasyonuna ait kayaçlar ise aktif kıtasal kenar ve ada yayı gibi yitimle ilişkili tektonik

ortamlara işaret etmektedir. Diğer taraftan, Çamdere ofiyolitik karışığına ait kırıntılı kayaçlar çok geniş bir tektonik ortam aralığı sunuyor gibi görünseler de, kumtaşlarının Çatalçeşme kumtaşları ile, sleytlerin ise Hardişi formasyonu kayaçları ile benzer tektonik ortamlarda yer aldığı görülmektedir. Anahtar Kelimeler: Demirözü Permo-Karboniferi, Petrografi, Tüm-kayaç jeokimyası, Kaynak alan, Ayrışma, Tektonik ortam