ALEVLER İÇİNDE BİR ULUS Umut korkudan güçlü tek duygudur. Hayat, bir olaylar zinciridir; kim olacağımız, yapacağımız yanlış ve doğru seçimler, elde edemeyeceklerimiz ve elde edeceklerimiz, hepsi birbirine sıkı düğümlerle bağlanmıştır. En azından ben böyle olduğuna inanmak istiyorum, hepimizin daha büyük bir olayın parçasını oluşturduğumuza yani. Bunu reddeden birinin yaşadıkları hakkında yazıyorum bu hafta. Konumuz, Alacakaranlık için fazla zeki olan kızların serisi ve son kitabı gereksiz olsa da- iki filme ayırma modasının son kurbanı: Alaycı Kuş tan başkası değil( yanlış anlaşılmak istemem ben iki seriyi de okudum, sosyal medyadaki yargıyı paylaştım sadece). Film vizyondaki yerini yeni almışken sıcağı sıcağına okurlarımla paylaşayım dedim. - Oyunlarının bir parçası olmak istemiyorum sadece. + Kimseyi öldürmeyeceğini mi söylemeye çalışıyorsun? Hayır, zamanı gelince herkes gibi ben de gerekeni yaparım ama bana sahip olmadıklarını gösterebileceğim bir yol bulmak için düşünüp duruyorum. Öleceksem, kendim olarak ölmek isterim.
Kahraman olmak istemeyenler kahraman olur, olmak isteyenler de benim gibi kitap kurdu. Film özellikle bunun üstünde duruyor, anladık, Katniss bunu hiç istemedi. Kim ister ki zaten haraç olmayı? Onun elinde değildi; ya küçük kardeşi, ya kendisi olacaktı. Ben bile isteyecek kadar deli değilim. Arada olsa fena olmazdı dediğim oluyor ama annemin televizyondan öldürüldüğümü ve öldürdüğümü göreceği aklıma geliyor, hemen vazgeçiyorum(çocuklarını aldınız, niye izletiyorsunuz ölümlerini?). Filme dönersek; bu sefer vurgu olaylardan çok duygulardaydı. Yeni modalardan biri de bu; iki erkek arasında seçim yapamayan kız karakterler... Bir şey dememe gerek var mı? Tabii buradaki asıl önemli seçim hangi erkeği seçeceği değil, halkı harekete geçirmek için devrimin simgesi Alaycı Kuş rolünü üstlenip, üstlenmeyeceği. Bunu kaldıramaz. Oyunlar onu mahvetmiş. Herkes filmi izleyip: Ay, ne kadar özgün, çok yaratıcı! gibi yorumlarda bulunuyor. Hiç mi kitap okumadınız ya da en azından kitapçı gezmediniz? Evdeki ekranlar, her yerdeki kameralar resmen 1984 diye, Kapitol ü güzel kıyafetler ve ihtişamlı etkinliklerle uyutmaları ise Çirkinler Serisi diye bağırıyor. Ama asıl büyük benzerlik Japon edebiyatından Ölüm Oyunu ile olan. Lütfen gidip diğerlerine de bir bakın, sonra konuşalım. Yanlış anlamayın ben de çok severek okudum, tek fark diğerlerini daha önceden bildiğim için çok yaratıcı gelmemesi. Biraz haksızlık etmiş olabilirim, hem daha yeni internetten Alaycı Kuş İğnesi sipariş ettim. Sinemada beni görmüş olsaydınız, gülmekten ölebilirdiniz; saçım Katniss örgüsü, yakamda iğnem... Ve inanır mısınız bilmem, filmde selam verdiklerinde(üç parmağı havaya kaldırılarak yapılan) bende yerimde yapıyordum. Bu kadar da etkilenmişim işte. Hepsi çok kızgın. Kızgın kalabalıkla başa çıkmasını bilirsin. Daha önce de çıktın, biliyorum. Onları korkutamıyorsan, destekleyecekleri bir amaç ver.
Filmdeki can alıcı sahnelerden bahsedeyim biraz; Başkan Snow, Alaycı Kuş simgesi taşıyan herkesin idam edileceğini belirtirken konuşmasında, onu izleyen torununun örgüsünü açması, bence çok iyi düşünülmüş bir detaydı. Zehirse başka bir yönü başkanın. Neden beyaz gül taşıyor ki yanında? Beğendiği için olabilir mi? Yok canım, kendi zehirlerinden kanayan ağzındaki kan kokusunu saklamak için olmasın? Tam üstüne bastın! Peki 13. Mıntıkanın başkanı Alma nın Mandela Pozu nu yakaladınız mı? Eşitlik ve devrim vurgusu yaptığı konuşmanın sonunda yumruğunu havaya kaldırıyor, gri üniformalar içindeki halkı da onu selamlıyor aynı şekilde. Bu sahnede anladım: komünist- kapitalist çatışmasını konu alıyor bu seri! Yani kapitalizm karşıtı olduklarını biliyordum ama bu kadar uç noktalar olduğunu anlamamışım. Film sektörünün kapitalist bir araç olduğunu düşünürsek, ironik değil mi? Alaycı Kuş sadece filmin içinde değil, gerçek dünyada da bir sembol haline geldi; Gezi Parkı olaylarında sokaklar alaycı kuş grafitileriyle doluydu hatırlarsanız. Her yer ezilenlerle dolu. Tabii kömürle de. Ham maddeyle, madenle. İhtiyacımız olan şeylerle dolu. Her yer ezilenlerle dolu.. Katniss in propaganda videolarından etkilenen halk başkaldırıyor tabii ki. Çekilen sahneler çok fazla Sefiller kokuyor, özellikle halkın Darağacı şarkısını söyleyip, barajı patlattığı sahne. Neye benzerse benzesin, o kalabalık bunu söyleyerek ölüme giderlerken içim garip oldu, ürperdim. Şarkıya gelince, kitapları okuduğum günden beri bekliyordum zaten. Sözleri çok korkunç fark ettiniz mi bilmem. Adam sevgilisine kaç mı diyor, benimle ölmeye gel mi? Siz karar verin: "geliyor musun o ağaca? hani üç kişiyi öldürdü dedikleri o adamı sallandırdıkları ağaca? çok tuhaf şeyler olmuştu orada.
gece yarısı buluşsaydık o idam ağacında, daha tuhaf olamazdı aslında. geliyor musun o ağaca? hani ölü adamın aşkına kaçması için yakardığı? çok tuhaf şeyler olmuştu orada. gece yarısı buluşsaydık o idam ağacında, daha tuhaf olamazdı aslında. geliyor musun o ağaca? hani ikimizin de özgür olmamız için kaçmanı söylediğim ağaca? çok tuhaf şeyler olmuştu orada. gece yarısı buluşsaydık o idam ağacında, daha tuhaf olamazdı aslında. geliyor musun o ağaca? boynuna ilmekten bir kolye tak, dur yanımda. çok tuhaf şeyler olmuştu orada. gece yarısı buluşsaydık o idam ağacında, daha tuhaf olamazdı aslında.". Katniss sonunda kabulleniyor kaderini, yüzü olmakla kalmıyor devrimin, en büyük savaşçılarından oluyor; kardeşi, Peeta, Gale, Cinna ve mıntıkalar için. Devrimin doğuşunu izledik daha öncekilerde, bu gelişimiydi, bir yıl sonra da sonuçlarını göreceğiz. "Başkan Snow bize bir mesaj gönderdiğini mi söylüyor? Pekala, benim de ona bir mesajım olacak. Bize işkence edebilir, bizi bombalayabilir, mıntıkalarımızı yakıp yıkabilirsiniz... Ama bunu görüyor musunuz? Yangın büyüyor! Ve eğer biz yanarsak, siz de bizimle birlikte yanarsınız!"
Bu uzun süre içerisinde böyle yapımlardan tabii ki uzak kalmayacağız. Neden mi? Sırada Uyumsuz un ikinci filmi var, sisteme başkaldıran Katniss e çok benzeyen Tris ve arkadaşı 4 ün hikayesi. Bu kadar çok benzer konulu film çekmelerinin amacını anlamıyorum; bize Şimdiki sistem iyi, başkaldırmayın, bakın daha kötü örnekler sunuyoruz sizlere. mi diyorlar, Başkaldırın! mı yoksa Sadece para kazanmak istiyoruz, derinlik aramayın, izleyin. mi? Anlayan varsa beni de aydınlatabilir mi? Gayet başarılı bu yapımın, yazının başında bahsettiğim diğer kitapların ve vizyona girecek yeni filmlerin keyfini çıkarmayı lütfen ihmal etmeyin, iyi haftalar... J