Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve Milletlerarası Ticaret Odası Değişen Küresel Ekonomi ve Türkiye Toplantısı 7 Mart 2014, İstanbul Saygıdeğer Konuklar, Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Öncelikle, Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu ve Sayın McGraw un şahıslarında bu etkinliği düzenleyen Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ne ve Milletlerarası Ticaret Odası na teşekkürlerimi sunmak isterim. Değerli panelistlerimiz iş dünyası perspektifinden G-20 gündemine ilişkin değerlendirmelerini bizlerle paylaştılar. Ben de konuşmamda öncelikle G-20 nin küresel sistemdeki rolüne, elde ettiği başarılara ve önümüzdeki dönemde başa çıkması gereken zorluklara değinmek istiyorum. Ardından, ülkemizin G-20 Dönem Başkanlığına ilişkin çalışmalarımıza ve G-20 nin dışa açılım çabalarına değinmeyi planlıyorum. G-20, 1990 lı yıllarda yükselen ekonomilerde sıklıkla yaşanan krizlerin tekrar etmesini önlemek ve küresel ekonomik istikrarı korumak amacıyla, gelişmiş ülkeler ile sistemik öneme sahip gelişmekte olan ülkeleri bir araya getiren bir platform olarak oluşturuldu. G-20, 2008 küresel krizi sonrasında liderler düzeyinde toplanmaya başladı ve bu defa ağırlıklı olarak gelişmiş ekonomilerin karşı karşıya kaldığı krize çözüm bulmaya odaklandı. G-20 Liderleri 2009 yılında G-20 yi uluslararası ekonomik işbirliğinin ana platformu olarak gördüklerini uluslararası kamuoyuna ilan ettiler. 1
2008 yılının Kasım ayında Washington da gerçekleşen ilk Liderler zirvesinin ardından geçen 6 yıl içinde G-20 önemli başarılar elde etti. G-20 ülkelerinin işbirliği içinde atmış olduğu adımlar sayesinde 2008-2009 dönemindeki küresel krizin bir küresel çöküşe dönüşmesi önlendi. Finansal sektöre ilişkin kapsamlı düzenlemeler hayata geçirildi. Uluslararası finansal kuruluşların kaynaklarının artırılması ve yönetim yapılarının iyileştirilmesinde önemli ilerlemeler sağlandı. G-20, ekonomik ve finansal konuların yanı sıra ticaret, istihdam, kalkınma, enerji, vergi ve yolsuzlukla mücadele gibi başlıkları da gündemine aldı ve bu alanlarda da önemli ilerlemeler elde edilmesine katkı sağladı. Bugüne kadar elde edilen bu başarı ve kazanımlara rağmen küresel ekonomi, finans ve kalkınma gündeminin önünde halen çok önemli sorunların ve başa çıkılması gereken zorlukların bulunduğu açıktır. Küresel ekonomi, halen güçlü, sürdürülebilir ve dengeli bir büyüme patikasına kavuşmuş değildir. Gelişmiş ekonomilerdeki yapısal sorunlar büyük ölçüde devam etmektedir. Gelişmekte olan ekonomilerin mali piyasalarında son dönemlerde keskin bir dalgalanma yaşanmış ve bu ülkelerin büyüme görünümü belirgin biçimde zayıflamıştır. Küresel ekonomik ve finansal sistemdeki kırılganlıklar sürmektedir. İçinde bulunduğumuz dönemde ABD de yaşanan ve önümüzdeki dönemde diğer gelişmiş ekonomilerde yaşanacak olan ultra gevşek para politikalarından çıkış sürecinin küresel istikrara en az zarar verecek biçimde nasıl gerçekleştirileceği önemli bir soru olarak önümüzde durmaktadır. Bu tespit ve değerlendirmeler ışığında önümüzdeki dönemde küresel ölçekte büyüme ve istihdamın artırılmasına ve kırılganlıkların azaltılmasına odaklanmak durumundayız. Bu alanlarda hızlı ilerleme kaydetmek istiyorsak, G-20 ülkeleri olarak daha iddialı, somut ve ölçülebilir hedefler belirlememiz gerekiyor. Bu 2
hedeflere ulaşabilmek için de G-20 bünyesinde politika koordinasyonu ve işbirliğini güçlendirecek daha etkin ve hesap verilebilirliği yüksek mekanizmalar oluşturmak durumundayız. Diğer bir ifadeyle G-20 nin kendisini de daha etkin hale getirmek zorundayız. Bu noktada, Avusturalya dönem başkanlığının G-20 gündemini bu çerçevede şekillendirmiş olmasından büyük bir memnuniyet duyduğumuzu ifade etmek istiyorum. Türkiye, 1 Aralık 2013 tarihinden itibaren G-20 nin temel yönlendirme mekanizması olan Üçlü Yapı (Troyka) içinde yer almakta ve G-20 gündeminin doğru öncelikler çerçevesinde oluşturulmasına azami ölçüde katkı sağlamaya çaba göstermektedir. Ülkemiz, 1 Aralık 2014 tarihinden itibaren G-20 Dönem Başkanlığı nı üstlenecektir. Bu tarihi sorumluluğun bilincinde olarak, dönem başkanlığı hazırlık çalışmalarımızı 2013 yılının ilkbahar aylarında başlattık. Bu kapsamda, Başbakan Yardımcımız Sayın Ali BABACAN ın başkanlığında G-20 Dönem Başkanlığı Yönlendirme Komitesi oluşturuldu. Bu komite altında biri içeriğe ilişkin çalışmaların, diğeri lojistiğe ilişkin hazırlıkların yürütülmesinden sorumlu iki alt komite kuruldu. İçerik Yönetim Alt Komitesi altında 10 farklı alanda Çalışma Grupları oluşturuldu. Çalışmalarımızı ve hazırlıklarımızı düzenli bir biçimde yürütmekteyiz. Dönem Başkanlığımız yaklaştıkça önceliklerimizin neler olacağı konusu da kamuoyunun ilgisini daha fazla çekmeye başladı. Ancak, iki nedenle önceliklerimiz konusunda net konuşmak için erken olduğunu değerlendiriyoruz. İlk olarak, biz şu anda dönem başkanlığını yürüten Avustralya nın kendi 3
program ve önceliklerine saygı duyuyor ve küresel kamuoyunun ilgisini şu an için kendi önceliklerimiz üzerine toplamak istemiyoruz. İkinci olarak, gündem belirleme sürecinin ilk aşamalarında, herhangi bir konu başlığı hakkında müspet veya menfi kesin bir tavır ortaya koymaktan özellikle kaçınıyoruz. Ancak, şunu açık bir şekilde ifade etmek isterim ki, biz kendi gündemimize nihai şeklini verirken, Avustralya nın 2014 yılında gündeme aldığı konulardan bizim dönemimize aktarılacak hususları dikkate alacak ve G-20 içerisindeki devamlılığa özen göstereceğiz. Önceliklerimizi ilgili tüm paydaşlarla kapsamlı bir danışma ve güçlü bir işbirliği süreci içerisinde belirleyeceğiz. Türkiye olarak küresel ölçekte kapsayıcı büyüme ve istihdamı önceleyen bir yaklaşım ortaya koyacağız. Yükselen piyasa ekonomilerinin küresel ekonomik ve finansal yönetim mekanizmaları içindeki etkinliğinin artmasına önem vereceğiz. Uluslararası finansal mimari reformuna ilişkin adımları sonuçlandırmaya çaba göstereceğiz. Ticaret, yatırım ve kalkınma konularını somut çıktılar üzerinde ilerletmeye çalışacağız. G-20 ile En Az Gelişmiş Ülkeler arasındaki diyaloğu güçlendireceğiz. 2015 yılında İstanbul da yapılması planlanan En Az Gelişmiş Ülkeler için İstanbul Eylem Planına ilişkin Ara Dönem Değerlendirme Konferansı ile G-20 toplantıları arasında bir sinerji oluşturmaya çalışacağız. Malumunuz olduğu üzere, G-20 bünyesinde iş dünyasının, gençlerin, sivil toplumun ve çeşitli düşünce kuruluşlarının ayrı ayrı temsil edildiği yan hatlar bulunmaktadır. Bu yan hatlar G-20 bünyesindeki tartışmaların zenginleştirilmesi ve farklı bakış açılarının geliştirilmesi açısından oldukça önemlidir. B-20, G-20 bünyesindeki yan hatlar içerisinde önemli ve özellikli bir konuma sahiptir. Özel sektör temsilcileri, B-20 kapsamında geniş bir yelpazede fikir üretmekte ve G-20 Liderlerine sunulmak üzere çeşitli öneriler geliştirmektedir. 4
Sorunları uygulamada bire bir yaşayan aktörler olarak B-20 temsilcilerinin sundukları öneriler, G-20 tarafından gerçekçi ve uygulanabilir çözümlerin geliştirilmesi bakımından büyük önem taşımaktadır. G-20 ülkelerinin resmi temsilcileri olarak, her zaman B-20 nin tavsiyelerine büyük önem verdik ve vermeye de devam edeceğiz. Bu noktada, çeşitli özel sektör kuruluşlarından birçok temsilciyi bünyesinde barındıran Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) nın çalışmalarını memnuniyetle karşıladığımızı ifade etmek isterim. ICC, G-20 kapsamındaki çalışmalara ciddi ve profesyonel bir şekilde yaklaşmakta; sadece politika önerileri sunmakla kalmayıp, önerilerin G-20 toplantılarında ne kadar dikkate alındığını incelemekte ve verilmiş taahhütlerdeki ilerlemeleri sayısal analizlerle izlemektedir. ICC nin bu çalışmalarının, G-20 sürecinin iyileştirilmesine ve çalışmaların kalitesinin artırılmasına önemli bir katkı sağladığını vurgulamak istiyorum. Bu vesileyle, ICC G-20 Danışma Grubuna bugüne kadar sundukları yapıcı politika önerileri için teşekkürlerimi sunuyorum. Biz, TOBB ile ICC arasında G-20 konusundaki yakın işbirliğini memnuniyet ile karşılıyor ve Dönem Başkanlığımız öncesinde ortak çalışmaların daha da ilerletilmesini bekliyoruz. Değerli konuklar, Konuşmamı tamamlarken, ülkemizin G-20 Dönem Başkanlığı nın sadece kamu kurumlarının bir sorumluluğu olmadığını tekrar vurgulamak ve sizlere düşen rolün öneminin altını çizmek istiyorum. Türk iş dünyası, gerçekçi, ulaşılabilir ve katma değeri yüksek çıktılar üzerine yoğunlaşan somut önerileri ile G-20 sürecine önemli bir katkı sağlama potansiyeline sahiptir. Bu anlamda hem kamu tarafında olan bizlere hem de özel sektör tarafında olan sizlere önemli sorumluluklar düşmektedir. 5
Bugünkü toplantı ve panelin, G-20 dönem başkanlığımıza ilişkin olarak iş dünyası ile görüş alışverişi sürecinde önemli bir başlangıç olduğunu düşünüyorum. Önümüzdeki dönemde de farklı vesileler ile bir araya gelecek, G- 20 Dönem Başkanlığımızın başarıyla gerçekleştirilmesi için yakın bir işbirliği ve dayanışma içinde olacağız. Bu etkinliği düzenleyen TOBB ve ICC ye tekrar şükranlarımı sunuyor, katılım ve katkılarınız için sizlere teşekkür ediyor, hepinize saygılarımı sunuyorum. 6