Birlikte Daha İleri EGE. EN leri... NASUH. Futbol tarihinin YERYÜZÜ CENNETİ MUSTAFA ERGİ. Röportaj. Röportaj



Benzer belgeler
"Nereden başlasam, nasıl anlatsam..."

Tatil ve Yöre Rehberi

1995 TEN BUGÜNE STRATEJİK ORTAĞINIZ


İHTİYACINIZA ÇÖZÜMLER

Fethiye, Likya sahilinde bulunan en büyük tatil yöresidir. Ölüdeniz, Hisarönü, unutulmaz anlar yaşayabilirsiniz.

OTELİMİZDE ; RESTORAN, KONFERANS SALONU, ZİYAFET SALONU, OYUN SALONU VE OTOPARK BULUNMAKTADIR.

VİZYON DATÇA TASARIM

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

Çeşme den ilham alan benzersiz bir yaşam

Çeşme den ilham alan benzersiz bir yaşam

URLA DA SEVGİ DOLU YENİ BİR YAŞAM BAŞLIYOR...

GLOBAL RUN 2017 İÇİN GERİ SAYIM BAŞLADI

Aslında, benim perakende sektöründeki kariyerim bir anlamda 12 yaşında sahibi olduğumuz süpemarkette yaz tatillerinde çalışmamla başladı.

Yaşam Boyu Öğrenme, Araştırma ve Uygulama Merkezi nin ilk şubesi Bodrum da

İHTİYACINIZA ÇÖZÜMLER


Phone Didim Marina YSR Yatching Services HABERLER

Alkan Yapı, 1981 yılından beri 2500 den fazla konut teslim etti. Farklı ihtiyaç ve beklentilere göre nitelikli projeler geliştiren Alkan Yapı,

Vanlı futbolcu kızlar Bodrum da kamp yapıyor


Mutluluğu birlikte yaşamaktır

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin

Vizesiz gidilebilecek 10 popüler ülke

BAKA BULUŞMALARI -I-

a 3 -<» rt3 ft3 Ö o\3 CO o\3 Ö o\3 CO v-< 0x3 Ö V-i -i» 3 Gezi / İlgaz Anadolu'nun Sen Yüce Bir Dağısın 0x3 Ö 0x3 Kitap / Kayıp Gül

Mega kentin mega projesi...

YAŞAM. yeniden. `de TANIMLANIYOR

Dubai de yükselen Selenium Yaşam Kalitesi Midtown Selenium

Fransa ya Yelken Açtı

2013 TE ÇİMEN HALI BÜYÜMEYİ HEDEFLİYOR!

DAĞITIM FAALİYETLERİMİZLE İLGİLİ BİLGİLENDİRDİK

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir.

İstanbul da, Bursa da, Çanakkale de, Sakarya da. Ve şimdi Konya da.

Page 1 of 6. Öncelikle, Edirne de yaşanan sel felaketi için çok üzgünüz. Tüm Edirne halkına, şahsım ve üniversitem adına geçmiş olsun demek istiyorum.

AMASRA NIN EN PRESTİJLİ PROJESİ!

BODRUM. SPACE Kandilli T: +90 (216)

Bodrum dan Adriyatik e yelkenli ile 4 kadın

BÖLGESEL TİCARET TOPLANTISI İZMİR

Mavi Turla Ege Antik Kentlerine Yolculuk. Ege nin muhteşem koylarında doğa ile baş başa bir tatilde eşsiz Ege Antik kentlerini keşfediyoruz.

DESTİNASYON MARKA YÖNETİMİ

Turkuaz Ege de Yemden Balığa

MEVZUAT BİLGİLENDİRME SERVİSİ

Markaların 2017 Sonu Büyüme Hedefleri. 7,000 Mağaza. 6,000 Mağaza 5,000 Mağaza

Kariyerine en TEPE den başla!

TÜRK-ARAP SERMAYE PİYASALARI FORUMU 2013 TÜRKİYE

TÜRKİYE DE DENİZ STRATEJİSİ ÇERÇEVE DİREKTİFİ KONUSUNDA KAPASİTE GELİŞTİRME PROJESİ ( )

Sizleri şahsım ve TOBB adına saygıyla selamlıyorum. Biliyorsunuz başkasına gönderilen selam kişinin üzerine emanettir.

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri,

MUSKİ Araç Filosuna Yeni Kamyonlar Ekledi

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKASI. Sürdürülebilirlik vizyonumuz

KOYLARIMIZ, MAVİ YOLCULUK VE DENİZ TURİZMİ NİN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ


Duygusal ve sosyal becerilere sahip Genç profesyoneller

KRUVAZİYER TURİZMİNDE DÜNYA VE İZMİR, TÜRKİYE KRUVAZİYER PLATFORMU NUN ÇALIŞMALARI

Gümüşlükspor Futbol Okulu açıldı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

İZMİR. Birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış, 8500 yıllık tarihi ve kültürel zenginliği ile Ege de parlayan bir inci tanesi...

Dünyada yılda bir milyar kişi ülke değiştiriyor ve bu sayı her yıl %7 artıyor.

Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı

Milano da tasarlandı; Ankara İncek te hayat buluyor.

OLİMPA PARK PLUS TA plus 0212


KONYAALTI NDA 5 YILDIZLI BİR YAŞAM KONYAALTI NDA 5 YILDIZLI BİR YAŞAM

Lobi ve Resepsiyon / Lobby & Reception

GÜZ DANIŞMANLIK'ı sizlerle tanıştırmak ve faaliyetlerini sizlerle paylaşmaktan onur duyuyorum.

FARK FARK FARK Mayıs Swissotel - İzmir

MANDARIN ORIENTAL, BODRUM 109 ODASI VE EFSANEVİ SERVİSİYLE HİZMET VERMEYE BAŞLADI!


Park Ayazma Villaları için start verildi

Denize En Çok Mavi Yakışır

parkresidencescadde.com

Bodrum Deniz Filmleri Festivali

22-27 EYLÜL 2014 FİNLANDİYA GEZİMİZ 22,09,2014 PAZARTESİ - BULUŞMA VE PISA SALI - ALVAR AALTO SAĞLIK VE SPOR FAKÜLTESİ

YAZ 2015 SAYI: 305. şehir tanıtımı

Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 60

Nar Kadın, Türkiye nin bütün kadın kooperatifleri arasında yerel ya da ulusal düzeyde destek almadan, kendi gücüyle kurulan tek kadın kooperatifi.

Pheri Yatçılık Turizm Ltd. Şti.

AD DRONE. Tüm görüş ve önerileriniz için

AKARYAKITTA SERBEST FİYAT UYGULAMASI

Kapadokya Turu 2015 Tur Genel Tanımı Neler Yapılır?

Ücret Sistemleri ve Verimlilik Arastırması Tuğçe Karaçevirgen Seçil Terk Hatice Çağan Şebnem Demiröz

WINDSURF KAMPI DATca. Hey Sen..! Türkiye nin en iyi windsurf noktalarından biri olan Datça da muhteşem bir tatil seni bekliyor.

TÜRKİYE DE İŞ DÜNYASINDA ÇALIŞANLAR SOSYAL MEDYAYI NASIL KULLANIYOR?

KIPTAS LA ISTANBUL SIZE KALBINI ACIYOR


şehir tanıtımı İLKBAHAR 2015 SAYI: 304

TÜRKİYE NİN MÜHENDİS KIZLARI BİLGİ NOTU

MÜSİAD TEKİRDAĞ ŞUBESİ GENEL KURULU Sayın Valim, Kaymakamım, Büyükşehir Belediye Başkanım,

Datça da bir Yaz. Gün batımında Datça Limanı

BAYRAM DA TERCİH BODRUM VE ROMA. KOCADON: HAZIRIZ

6. Uluslararası Sosyal Güvenlik Sempozyumu İzmir de Başladı

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

RIDVAN DİLMEN BODRUMSPOR U ZİYARET ETTİ

İstanbul Boğaz Turları

Kapadokya Turu 2015 Tur Genel Tanımı Neler Yapılır?

BAYRAM DA TERCİH BODRUM VE ROMA. KOCADON: HAZIRIZ

DOĞRU PROJELER DOĞRU ADIMLAR.

Transkript:

A Ğ U S T O S 2 0 1 5 Y I L : 2 S A Y I : 5 Ü Ç A Y D A B I R Y A Y I M L A N I R Ü C R E T S İ Z D İ R Birlikte Daha İleri! YERYÜZÜ CENNETİ EGE Röportaj NASUH MAHRUKİ Futbol tarihinin EN leri... Röportaj Altınbaş Holding Enerji ve Lojistik Grubu Başkanı ve Yönetim Kurulu Başkan Vekili MUSTAFA ERGİ

SUNUŞ Bayilerimizi rekabette bir adım öne çıkarıyoruz İzzet Çubukçu / Genel Müdür Hepinizin bildiği gibi, bayisiyle, dağıtıcısıyla akaryakıt sektörü olarak çok yoğun bir süreçten geçiyoruz. Bir taraftan devam eden intifa süreci, diğer yandan yeni uygulamalar, petrol fiyatları ve döviz kurunda yaşanan dalgalanmalar, sektörün tansiyonunu sürekli yüksek tutan unsurlar oldu. Biz de Alpet olarak, bu yoğun gündemde işimize odaklanarak, piyasada yaşanan yoğun rekabette öne geçmek ve tüketici memnuniyetini en üst seviyeye çıkarmak için siz değerli iş ortaklarımız ile birlikte var gücümüzle çalışıyoruz. 2015 yılı satışlarımızın, geçen yıla göre yüzde 25 artmış olması bunun en güzel göstergesi. Bunun için tüm bayilerimiz özel bir teşekkürü hak ediyor. Bayilerimize sadece akaryakıtta değil, akaryakıt dışı alanlarda da yapılacak işbirlikleriyle avantaj sağlayarak diğer istasyonların bir adım önüne geçmelerini sağlamak üzere çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Bu kapsamda, istasyonlarda CNG satışı ile ilgili görüşmelerimiz belli bir noktaya geldi. Kısa bir süre önce de hem akaryakıt hem CNG satılan ilk istasyon Alpet çatısı altında Antalya da hizmete girdi. Öte yandan perakende elektrik satışı ile ilgili çalışmalarımız da devam ediyor. 2015 sürecini başarılı şekilde geçiren sayılı şirketlerden biri olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Birçok bayimiz ile sözleşmemizi yeniledik ve yenilemeye devam ediyoruz. Henüz Alpet bayrağı altında olmayan birçok bayi adayımız ile de çok yakında Alpet çatısı altında ailemizin birer üyesi olarak yola bizimle devam edeceğini görmek bizleri mutlu ediyor. Yıllardır birlikte çalıştığımız ve ailemize yeni katılan tüm bayi dostlarımız ile önümüzdeki dönemde daha nice başarıları birlikte kutlayacağımıza ve güzel işlere imza atacağımıza yürekten inanıyorum. Hepinize bol kazançlar diliyorum. AĞUSTOS 2015 ALPET İN ENERJİSİ 1

içindekiler Editör YERYÜZÜ CENNETİ EGE14 H. Murat Fırat hmuratfirat@gmail.com İletişim bizdenhaberler@alpet.com.tr Yeşilköy Mahallesi Atatürk Caddesi EGS ALPET I ILK 3 E TAŞIYACAĞIZ 6 8 Business Park B2 Blok No:12 Kat:10 34149 Bakırköy-İstanbul Tel: (212) 463 60 00 Fax: (212) 465 38 05 / 09 www.alpet.com.tr Görsel Yönetmen Kasım Halis Tasarım Medya Time Reklam Ajansı TÜRKIYE NIN OTOMOBIL TARIHI GENÇ VE DINAMIK 22 28 ENERJIMIZLE SAHADAYIZ RENKLERİN SUDA DANSI Tel: (0312) 472 86 12-23 Basıldığı Yer Dumat Ofset Mat. San.Tic.Ltd.Şti. Bahçekapı Mah. 2477 Sk. No:6 Şaşmaz-Etimesgut/ANKARA Dağıtım Kurye / Kargo Yayın Türü YEREL SÜRELİ YAYIN TÜM TÜRKİYE DE Basım Tarihi 30 Temmuz 2015 Dergide yer alan yazı, fotoğraf, illüstrasyon, grafik, harita gibi malzemelerden yazılı izin olmaksızın hiçbir şekilde alıntı yapılamaz. Bayiler, geleneksel Alpet iftarlarında buluştu 4 Sofu Altınbaş, kızıyla aynı gün üniversiteden mezun oldu. 7 Alpet i ilk 3 e taşıyacağız 8 Yeryüzü Cenneti Ege 14 Alpet ten nakliyecilere % 6 indirimli yakıt fırsatı 21 Genç ve dinamik enerjimizle sahadayız 22 Bugüne kadar 2050 nin üzerinde insan hayatı kurtardık 24 Türkiye nin otomobil tarihi 28 Sanat 32 Mavinin Büyülü Dünyasına Altınbaş ile Yolculuk 35 Samimiyet testinde başarılıyız 36 Futbolun tarihinin En leri 38 25 İlginç Psikolojik Gerçek 42 Albe istasyonlarının akaryakıtı Alpet ten 45 Alpet durakları 46 Teknoloji 52 Moda 54 Buluş Hikayeleri 56 Sağlık 57 Kültür Sanat 58 Ailemizin yeni üyeleri 60 Alpet iletişim 62 î KÜLTÜREL MIRAS- LARIMIZIN EN GÜZEL ÖRNEKLERINDEN BIRI OLAN EBRU SANATI, MAHARETLI ELLERIN DOKUNUŞLARIYLA SUYUN ÜZERINDE HAYAT BULUYOR. 32 BUGÜNE KADAR 2050 NIN ÜZERINDE INSAN HAYATI KURTARDIK 24

Bayiler, geleneksel ALPET iftarlarinda BULUŞTU îalpet, BU YIL DA ÇEŞITLI ŞEHIRLERDE DÜZENLEDIĞI GELENEKSEL IFTAR YEMEKLERIYLE IŞ ORTAKLARI VE BAYILERINI BIR ARAYA GETIRDI. Alpet, Ramazan ayı vesilesiyle 24 Haziran da İzmir, 25 Haziran da Adana, 30 Haziran da Samsun, 1 Temmuz da Ankara, 7 Temmuz da Batman ve 9 Temmuz da İstanbul da düzenlediği geleneksel iftar yemekleriyle iş ortakları ve bayilerini buluşturdu. Altınbaş bayileriyle cep telefonu numarasını paylaştı İstanbul da düzenlenen iftar yemeğinde konuşma yapan Alpet Yönetim Kurulu Başkanı Sofu Altınbaş, bayileri birer iş ortağı olarak gördüklerini belirterek, Bu sektörde bayilerine en yakın dağıtım şirketi Alpet tir. Çünkü biz bayilerimizle birlikte kocaman bir aileyiz. Bayilerimizin her biri bizim için çok değerli dedi. Bayiler ile şahsi cep telefonu numarasını da paylaşan Altınbaş, Bir aile olduğumuza göre, her türlü sıkıntınızda beni aramaktan çekinmeyin. Her zaman sizin yanınızdayım şeklinde konuştu. 4 ALPET İN ENERJİSİ AĞUSTOS 2015 ALPET haber Alpet Yönetim Kurulu Başkanı Sofu Altınbaş Her geçen gün büyüyoruz Ankara Bilkent Otel de gerçekleştirilen iftar yemeğinde konuşma yapan Alpet Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Enerji ve Lojistik Grubu Başkanı Mustafa Ergi ise, birbirinden farklı 5 sektörde 25 marka ile faaliyet gösteren Altınbaş Holding in Türkiye nin lider kurumlarından biri olduğunu söyledi. Holding bünyesinde faaliyet gösteren Alpet in de, 7 deposu ve 400 bayisi ile sektörün en büyük yerli şirketlerinden biri olduğuna dikkat çeken Ergi, Gerek yeni istasyon yatırımlarımız, gerekse yurtiçi ve yurtdışında enerji alanındaki yatırımlarımız tüm hızıyla devam etmektedir. Sadece ülkemizde değil, yakın coğrafyadan başlamak üzere yapılan ve planlanan yeni yatırımları ile Grubumuz günden güne büyümektedir. İşin ekonomik boyutunun dışında, gerek ülkemizde gerek uluslararası alanda saygın bir yer edindiğimizi gösteren bu büyüme trendi bizi, hem Grubumuz hem de ülkemiz açısından mutlu etmektedir dedi. Sektör 5 yılda bir yeniden yapılanıyor Akaryakıt sektöründeki gelişmelerin baş döndürücü bir hızla devam ettiğini ifade eden Ergi, Gerek hukuki gerekse ekonomik altyapıdaki dönüşüme sektörün intibak göstermesi her türlü takdirin ötesindedir. 5 yılda bir sektörün yeni anlaşmalar sebebiyle doğal olarak yeniden yapılandırıldığı bir süreci daha yaşıyoruz. Bizler 5 yıl önceki tecrübe ve sizlerden aldığımız güçle bu yıl da güçlenerek bu süreci yürü- teceğimize inanıyoruz şeklinde konuştu. Alpet yeniliklerin öncüsü Güçlü depolama kapasitesi, sağlam insan kaynağı ve köklü Altınbaş geleneğinden neşet eden anlayışı ile Alpet in yeniliklerin de öncüsü olduğunu vurgulayan Mustafa Ergi, şöyle konuştu: Ülkemizin en önemli konularından birisi olan enerji verimliliğinin sektörümüzdeki göstergelerinden birisi olan biyoenerjiyi ülkemizde ilk uygulayan şirket olmanın onurunu yaşıyoruz. Şu an için düzenlemelerle zorunlu hale getirilen biyoyakıtları bizler 5 yıl önce uygulayan firma olduk. Serbest piyasaya müdahaleyi doğru bulmuyoruz Bayilere seslenen Alpet Genel Koordinatörü Mehmet Gültekin de, uzun yıllardır akaryakıt sektöründe bulunduğuna dikkat çekerek, sektörün hiç bu kadar zor bir dönem geçirmediğini söyledi. Özellikle son yıllarda devletin sürekli olarak serbest piyasada oluşan fiyatlara müdahale ettiğine dikkat çeken Gültekin, Serbest piyasada oluşan fiyatlara İSTANBUL İzzet Çubukçu Alpet Genel Müdürü müdahale edilmesini kesinlikle doğru bulmuyoruz şeklinde konuştu. Piyasaya giriş şartları ağırlaştırılmalı Şu anda 84 akaryakıt dağıtım firmasının faaliyette bulunduğunu belirten Gültekin, Bu 84 dağıtım şirketi zaten kendi aralarında yoğun bir rekabet ortamı yaratmış durumda. Bu kadar çok dağıtım şirketinin olmasını da piyasanın sağlıklı yapısına olumsuz etkisi olduğunu düşünüyorum. Serbest piyasa ortamında şirketlerin piyasaya girişine bir sınırlama getirilemez tabii ama muhakkak piyasaya giriş şartlarının ağırlaştırılması lazım. Bir masa, bir kasa ile kurulan şirketler ile milyonlarca dolar yatırım yapan ciddi şirketlerin aynı platformda ANKARA rekabet etmesini beklemek çok yanlış. Bir masa, bir kasa ile kurulan şirketlerin ne Türkiye ekonomisine ne de akaryakıt sektörüne hiçbir faydası olmaz, aksine bu tür şirketler ekonomiye ve piyasaya büyük zarar verir değerlendirmesinde bulundu. İkmal gücümüz bayilerimiz için büyük avantaj Alpet in genel yapısı itibariyle kendi emsallerinden çok farklı bir noktada bulunduğuna işaret eden Mehmet Gültekin, şöyle konuştu: Örneğin, depolama kapasitemiz bakımından 84 dağıtım şirketi içerisinde 3. sıradayız. Türkiye nin 7 farklı bölgesindeki 7 depolama tesisimizin ulaştığı yaklaşık 250 bin metreküplük kapasitemiz, bayilerimize en hızlı şekilde ve kesintisiz ikmal yapma avantajı sağlıyor. Bu çok önemli bir avantaj. Ayrıca sektörde yetişmiş, genç, kabiliyetli, gelişmelere hızla adapte olabilen ve bayilerimiz ile çok iyi iletişim içinde olan bir personel yapımız var. Alpet in tüm çalışanları 24 saat boyunca bayilerimizin emrinde. Tüm bunların yanı sıra Altınbaş Holding gibi Türkiye deki en büyük 50 şirket içerisinde yer alan lider bir grubun bünyesinde faaliyet gös- SAMSUN HABER AĞUSTOS 2015 ALPET İN ENERJİSİ 5

HABER İZMİR ADANA BATMAN ALPET haber Sofu Altınbaş, kızıyla aynı gün termek Alpet bayilerine de çok büyük bir güç veriyor. Depolama kapasitesinin önemi gittikçe artıyor Alpet Genel Müdürü İzzet Çubukçu, 4 milyar doları aşan cirosu ile birçok sektörde faaliyet gösteren Altınbaş Grubu nun, en önemli değerlerinden biri olan Alpet in; Türkiye genelindeki 400 istasyonu ve 7 depolama tesisi ile ülkeye hizmet vermeye devam ettiğini söyledi. Depolama kapasitesinin öneminin her geçen gün daha da arttığına dikkat çeken Çubukçu, Alpet, 7 depolama tesisi ile ülkenin her bölgesinde bayilerine sağladığı ikmal güvencesi ile öne çıkmakta ve bu anlamda 3. büyük şirket olma gururunu da yaşamaktadır. Bunlara ek olarak; mevcut tesislerin kapasitesinin artırılması ve yeni ikmal noktalarının oluşturulması için gerekli yatırım çalışmalarımıza devam ediyoruz dedi. 6 ALPET İN ENERJİSİ AĞUSTOS 2015 Satışlarımızı yüzde 25 arttırdık Alpet in, piyasada yaşanan yoğun rekabette öne geçmek ve tüketici memnuniyetini en üst seviyeye çıkarmak için iş ortakları ile birlikte var gücüyle çalıştığının altını çizen Çubukçu, 2015 yılı satışlarımızın, geçen yıla göre yüzde 25 artmış olması bunun en güzel göstergesidir. Bunun için sizlere ayrıca teşekkür ediyorum şeklinde konuştu. Çok yakında birçok yeni bayi Alpet bayrağını dalgalandırmaya başlayacak İstasyonlarda CNG satışı ile ilgili yürüttükleri görüşmelerin belli bir noktaya geldiği bilgisini veren İzzet Çubukçu, şöyle devam etti: Bu kapsamda hem akaryakıt hem CNG satılan ilk istasyon Alpet çatısı altında hizmete girdi. Perakende elektrik satışı ile ilgili çalışmalarımız da devam ediyor. 2015 sürecini başarılı şekilde geçiren sayılı şirketlerden biri olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Birçok bayimiz ile sözleşmemizi yeniledik ve yenilemeye devam ediyoruz. Henüz Alpet bayrağı altında olmayan birçok bayi adayımızın da çok yakında Alpet çatısı altında ailemizin birer üyesi olarak yola bizimle devam edeceğini görmek bizi mutlu ediyor. SOFU ALTINBAŞ MEZUNIYET PASTASI KESTI Alpet in İstanbul da gerçekleştirdiği iftar yemeğinde Hukuk Fakültesi nden mezun olan Alpet Yönetim Kurulu Başkanı Sofu Altınbaş, mezuniyet pastasını Alpet yöneticileri ile birlikte kesti. üniversiteden mezun oldu. îaltinbaş HOLDING YÖNETIM KURULU BAŞKANVEKILI SOFU ALTINBAŞ, 53 YAŞINDA ÜNIVERSITEDEN MEZUN OLDU. HAYALINDEKI BÖLÜM OLAN HUKUKU TAMAMLAYAN ALTINBAŞ, KIZI ILE AYNI GÜN DIPLOMA ALDI. Altınbaş Holding Yönetim Kurulu Başkanvekili ve Alpet Yönetim Kurulu Başkanı Sofu Altınbaş, 53 yaşında üniversiteden mezun oldu. Kuzey Kıbrıs Yakın Doğu Üniversitesi Hukuk Fakültesi ni bitiren Sofu Altınbaş, kızı Fatma Altınbaş ile aynı gün diploma aldı. Gaziantep te ilk ve orta öğretimini tamamlayan Sofu Altınbaş, liseden sonra eğitimine iş hayatındaki yoğunluk nedeniyle ara vermişti. 48 yaşında yeniden okula dönme kararı alan Altınbaş, kızı ile aynı üniversitenin hukuk bölümüne girmeyi başardı. Sınavlara kızıyla birlikte hazırlanan Sofu Altınbaş, mezuniyet sevincini de kızıyla aynı gün yaşadı. Sofu Altınbaş ı eşi Zeynep Altınbaş ve oğlu Mehmet Altınbaş da törende yalnız bırakmadı. Geç oldu demeden çalıştım Mezuniyet töreninde konuşan Sofu Altınbaş şunları söyledi: Başta rektörümüz Prof. Dr. Ümit Hassan olmak üzere, tüm öğretim kademesine teşekkür ediyorum. Velilere de gençleri topluma faydalı bireyler olarak yetiştirdikleri için teşekkür ederim. Ben gençliğimde fiziki imkansızlıktan dolayı yarıda bıraktığım tahsilimi Geç oldu demeden tamamlamaya çalıştım. Kendimi yetiştirmek ve tüm gençlere örnek olmak için yola çıktım. Kaç yaşında olursanız olun eğitime önem verin. Sofu Altınbaş, 5 farklı sektörde 21 şirket ile 7.8 milyar TL lik ciroya sahip Altınbaş Holding de Alpet Türkiye, Alpet Kuzey Kıbrıs, Atak Madeni Yağ, Akdeniz Akaryakıt, Transal Denizcilik ve Galata Denizcilik in bulunduğu enerji ve lojistik grubunu yönetiyor. AĞUSTOS 2015 ALPET İN ENERJİSİ 7

RÖPORTAJ RÖPORTAJ Mustafa Ergi: ALPET I ILK 3 E TAŞIYACAĞIZ îepdk NIN ILK PETROL PIYASASI DAIRE BAŞKANI OLARAK PETROL PIYASASININ REGÜLE EDILMESINDE ÇOK ÖNEMLI BIR MISYON ÜSTLENEN, DAHA SONRA ALTINBAŞ HOLDING TE FARKLI POZISYONLARDA GÖREV ALDIKTAN SONRA HOLDING IN ENERJI VE LOJISTIK GRUBU BAŞKANI VE YÖNETIM KURULU BAŞKAN VEKILI OLARAK ATANAN MUSTAFA ERGI NIN HEDEFI, ALPET I PIYASADAKI ILK 3 ŞIRKET IÇERISINE SOKMAK. ERGI, ÖNCELIKLI HEDE- FIMIZ ILK 5 E GIRMEK. ALTINBAŞ HOLDING IN HER ALANDA ILK 3 TE OLMA FELSEFESI VE HEDEFI DOĞRULTUSUNDA ÇALIŞMALARIMIZI ARALIKSIZ SÜRDÜRÜYORUZ DIYOR. Kuyumculuk, petrol, madeni yağ, finans, lojistik ve eğitim gibi alanlarda faaliyet gösteren Altınbaş Holding, Türkiye nin en köklü ve saygın gruplarından. 1950 li yıllarda temeli atılan Altınbaş Holding bugün, kuyumculukta; Altınbaş, Assos, Pera, Onsa Rafineri, Onsa İstanbul ve alstone, finansta; Creditwestbank Kıbrıs, Creditwestbank Ukrayna, Creditwest Factoring enerjide; Alpet, Atak, Akdeniz Akaryakıt, lojistikte ise Transal Denizcilik ve Galata Denizcilik ile faaliyet gösteriyor. Grup, Türkiye, Kuzey Kıbrıs ve Ukrayna daki 21 şirketiyle büyümeye devam ediyor. Grup ayrıca, yaklaşık 5 bin öğrencisi bulunan Kemerburgaz Üniversitesi yle de eğitim alanında fark yaratan projelere imza atıyor. Altınbaş Holding in enerji sektöründeki en önemli markalarından biri Alpet. 1997 yılında KKTC de temelleri atılan ve 2001 yılında Türkiye de faaliyete başlayan Alpet, şu anda yurt geneline yayılmış 400 ün üzerinde bayisiyle hizmet sunuyor. Türkiye nin en yüksek depolama kapasitesine sahip akaryakıt dağıtım şirketlerinden biri olan Alpet, yıl sonunda 500 bayi sayısına ulaşmayı hedefliyor. Ağustos 2013 ten bu yana Alpet Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği görevini yürüten Mustafa Ergi ile, kariyer basamaklarından, ilgi alanları ve sektördeki gelişmelere kadar pek çok konuyu konuştuk... Kendinizden ve iş yaşamınızdan kısaca bahseder misiniz? 1990 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi nden mezun oldum. Maliye Bakanlığı nda yaklaşık 10 yıl boyunca hesap uzmanı olarak çalıştım. Daha sonra Maliye Bakanlığı nın özel bursuyla Amerika da Carnegie Mellon Üniversitesi nde İşletme Yönetimi üzerine yüksek lisans yaptım. Döndükten sonra Turizm Bakanlığı nda 2 yıl Genel Müdür Yardımcılığı yaptım. Daha sonra Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu nda (EPDK) önce 4 yıl Finansman Dairesi Başkanlığı yaptım, akabinde de Petrol Piyasası Dairesi Başkanlığı görevini yürüttüm. Daha sonra Altınbaş Holding te Mali İşler Grup Başkan Yardımcısı olarak çalışmaya başladım. Yaklaşık 2 yıl bu görevi yürüttükten sonra Alpet in Genel Müdürü oldum. 4 yıl bu görevi yaptıktan sonra Altınbaş Holding in Enerji ve Lojistik Grubu Başkanı ve Yönetim Kurulu Başkan Vekili olarak atandım. EPDK nın ilk Petrol Piyasası Daire Başkanı olarak petrol piyasasının regüle edilmesinde çok önemli bir rol aldınız. Sektörün bugün geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce serbest piyasa koşullarının tesisi için hangi konularda ne gibi düzenlemeler yapılması gerekiyor? Geçmişte akaryakıt piyasasında, piyasa taraflarının hak ve yükümlülüklerini gösteren, yaptırımla desteklenmiş özel bir mevzuat düzenlemesi yoktu. Daha ziyade tebliğlerle, yönetmeliklerle, alt düzenlemelerle düzenlenmiş bir yapı vardı. 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu nu ile petrol piyasasındaki piyasa taraflarının hakları, yükümlülükleri, sorumlulukları belirlendi. Petrol piyasasına böylesine bir yasal çerçeve çizilmesi devrim niteliğinde bir gelişme oldu. EPDK kurulduğu tarihten itibaren bu Kanun un arkasında çok ciddi ve sıkı bir şekilde durdu. Sektör de çok kısa bir sürede bu Kanun a uyum sağladı. Önemli bir hazırlık ALPET, 200 BIN M 3 KAPASITESI ILE DEPOLAMA ALANINDA TÜRKIYE DE ILK 3 TE 8 ALPET İN ENERJİSİ AĞUSTOS 2015 AĞUSTOS 2015 ALPET İN ENERJİSİ 9

RÖPORTAJ RÖPORTAJ dönemi olmamasına rağmen, çok kısa sürede önemli adımlar hayata geçirildi. Öncelikle piyasadaki oyuncuların hakları ve yükümlülükleri net bir şekilde belirlendi. Birbirleriyle aynı masa etrafında ortak bir piyasa çıkarı çerçevesinde yapılanmaları ortaya konuldu. Ayrıca çok ciddi bir denetim mekanizması getirildi. 2007 yılı itibariyle bütün piyasa düzenlemeleri tamamlanarak sektör bugünkü durumunu aldı. Tabi bu düzenlemelerinin aşırı düzenlemeler olduğu eleştirileri çok geliyor. Yeni bir yapı kurulduğu için çok detaylı düzenlemeler yapılması kaçınılmaz oluyor. Öte yandan bilindiği gibi ülkemizde şu anda bir Anayasa tartışması da yapılıyor. Bu açıdan anayasanın bile gözden geçirildiği bir ortamda, hayatın akışının getirdiği bir sonuç olarak bu mevzuatın da gözden geçirilmesi gerekiyor. Zaten bunu bütün piyasa tarafları da açık bir şekilde ortaya koyuyor. İnanıyorum ki önümüzdeki dönemde kanun revizyonu gündeme gelecektir. 2009, 2014 ve 2015 yılında 3 kez tavan fiyat uygulamasına gidildi. EPDK nın serbest piyasada oluşan fiyatlara müdahale etmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bilindiği gibi Tavan Fiyat 5015 sayılı Yasa da öngörülmüş bir mekanizma. Nihayetinde bu konuyla ilgili olarak sektör sürekli EPDK ile görüşüyor. Bu konunun özel bir önemi olduğu için ayrı bir daire oluşturuldu. Tavan fiyat uygulamasının piyasaya bir müdahale olduğu eleştirileri mutlaka geliyordur. Ancak rekabetle piyasa güvenliği arasında bir denge tutturulması çok önemli. Tabii ülkemizin kendine özgü koşulları var ve sektörümüzün ilave bir takım maliyetleri var. Ancak ben konuya her iki taraf açısından da bakmaya çalışıyorum. Sektör kendini doğru bir şekilde anlatabilecek mekanizmaları işlettiği takdirde, bunun kamu tarafından algılanacağına inanıyorum. Altınbaş Holding in enerji sektöründeki faaliyetlerini çeşitlendirme gibi bir planı var mı? Zaten kendi alanımızda yerli sermayeli bir şirket olarak piyasada nezih bir yer elde ettik. Agresif değil, ölçülü büyümeyi her zaman kendimize hedef olarak seçtik. Bu büyümenin de belli bir noktasına ulaştığımıza inanıyorum. Şu anda petrol sektörü ile ilgili yeni fırsatları da değerlendiriyoruz. Bir takım organik büyümeler, satın almalar olabilir. Bu alternatifleri şu an için değerlendiriyoruz. îaltinbaş HOLDING IN ENERJI SEKTÖRÜNDEKI EN ÖNEMLI MARKALARINDAN BIRI ALPET. 1997 YILINDA KKTC DE TEMELLERI ATILAN VE 2001 YILINDA TÜRKIYE DE FAALIYETE BAŞLAYAN ALPET, ŞU ANDA YURT GENELINE YAYIL- MIŞ 400 ÜN ÜZERINDE BAYISIYLE HIZMET SUNUYOR. Ayrıca madeni yağ alanında da çok ciddi çalışmalarımız var. Gerçekten bu alanda da çok önemli adımlar attık. Şu anda sektörün en çok büyüyen madeni yağ firması Atak Madeni Yağlar. Bunu, hem grubumuz hem de ülkemiz adına bir övünç kaynağı olarak görüyorum. Çünkü yakın coğrafyamızda yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen, çok ciddi bir ihracat potansiyelimiz oluştu madeni yağda. Bu bizim adımıza çok sevindirici. Petrol sektörüyle ilgili olarak Balkanlarda bir takım yeni imkanları araştırıyoruz. Hem dağıtım zinciri olarak hem de toptan satış açısından çok ciddi bir çalışma yürütüyoruz orada. Zaten bilindiği gibi yavru vatanımız Kıbrıs ta yüzde 50 lik bir pazar payımız var. Kıbrıs ta da çok saygın bir yer edindik. Oradaki çalışmalarımız, hem yavru vatanımız olması açısından duygusal olarak bizi mutlu ediyor, hem de ticari olarak orada gerçekten çok iyi bir başarı elde ettiğimizi düşünüyorum. Bütün bunların yanı sıra yenilebilir enerji kaynakları konusunda çok ciddi çalışmalar başlattık. Şu anda lisanssız güneş enerjisi konusundaki çalışmalarımız devam ediyor. Ayrıca diğer yenilenebilir enerji kaynakları konusunda da yatırım yapma düşüncemiz var. Şu anda yatırım alanlarını ve fırsatları değerlendiriyoruz. Fırsatlar oluştukça da bu alanlarda da Altınbaş Holding i göreceksiniz. Alpet, Altınbaş Holding gibi Türkiye nin önde gelen gruplarından birinin bünyesinde faaliyet gösteriyor. Bu, Alpet için nasıl bir sinerji yaratıyor? Tabii Altınbaş Holding in çok büyük bir gücü var; ülkemizin en likit gruplarından. Çok değişik alanlarda faaliyet gösteriyor. Altınbaş Holding kuyumculukla iş hayatına başlamış, Kıbrıs ta petrol dağıtım şirketi kurarak devam etmiş. Dolayısıyla Holding in bize çok büyük bir sinerjisi var. Ancak petrol sektöründe yerli sermayeyle geldiğimiz nokta önemli. Tabii ki biz bu noktayı kendimiz açısından yeterli görmüyoruz. Çünkü, Altınbaş hangi alana girdiyse orada sektörde ilk üçe giriyor ya da sektör lideri oluyor. Dolayısıyla biz de petrol alanında Alpet i bu açıdan o podyuma çıkarmayı düşünüyoruz. Öncelikli hedefimiz ilk 5 e girmek. Şu anda 6 larda 7 lerde nezih bir yer edindik. Ama biraz önce de söylediğim gibi, bizim amacımız ölçülü büyümek, saygın bir yer edinmek, itibarımızı muhafaza etmek ve kalıcı olabilmek. Altınbaş Holding in her alanda ilk 3 te olma felsefesi ve hedefi doğrultusunda çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Alpet in 2015 yılına ilişkin hedefleri neler? Şu anda 400 bayimiz var. Biz kendimize 5 yıllık bir hedef belirledik, 5 yıl içinde şu noktaya geleceğiz diye. Bu hedefe ulaşabilmemiz için bu yıl en az 80 yeni bayiyi bünyemize katmamız gerekiyor. Zaten ilk 4 aylık dönemde 25-30 bayilik yapmış durumdayız. 2015 süreci, 2010 daki intifa sürecinin çok benzeri olmakla birlikte, mevcut şirketler yapılarını korumaya çalışacaklar. Ancak biz de agresif olmayan, ölçülü bir büyümeyi düşünüyoruz. Dolayısıyla bu sene sonunda 500 bayiye ulaşmayı hedefliyoruz. Ancak önümüze koyduğumuz 5 yıllık hedefe ulaşmak için de çalışmayı sürdürüyoruz ve bu hedefi gün gün takip ediyoruz. 10 ALPET İN ENERJİSİ AĞUSTOS 2015 AĞUSTOS 2015 ALPET İN ENERJİSİ 11

RÖPORTAJ RÖPORTAJ 2015 yılının Eylül ayında ikinci intifa dönemi sona erecek ve intifa süresi biten bayiler dağıtım şirketlerini değiştirebilecekler. Bu süreçte Alpet nasıl bir stratejisi uyguluyor? Zaten 2010 yılından tecrübemiz vardı. 2015 sürecini de gün gün takip ettik. Ancak şöyle bir şansımız var; Alpet artık bilinen bir marka. Tüketicilerde bir marka algısı oluşmuş vaziyette. Piyasa koşullarının bizi çok zorladığı dönemlerde bile her zaman Alpet olarak, sözümüzü tutan bir yapıda olduk. Esasında biz dağıtıcı ve bayiyi, ayrı piyasa tarafları şeklinde değil de, birer ticari ortak olarak değerlendiriyoruz. Ortaklıklarda da her iki tarafın asgari memnuniyetinin sağlanması lazım ki belli bir noktaya gelinsin. 2015 süreci bizi hiç ürkütmüyor, tam tersine heyecan veriyor. Şu ana kadar ailemize yeni gelen bayiler de oldu, ayrılan bayiler de oldu. Bunu dürüstçe söylemek lazım ama bu anlamda ciddi bir kaybımız yok. Planlamamızı çok ince detaylara kadar çok iyi yaptık. İntifalar artık 5 yılla sınırlandırılsa da, piyasada kalıcı olduğunu kanıtlayan dağıtım şirketleri bayilerle uzun süreli ilişki kurabiliyor. Yani piyasaya sizin verdiğiniz güvenle alakalı bir şey bu. Dolayısıyla şu ana kadar çok iyi tepkiler aldık. Depolama kapasitesi açısından Alpet sektörün önde gelen firmalarından biri. Depolama kapasitenizin büyüklüğü size ne gibi avantajlar sağlıyor? Yeni bir depolama tesisi kurmayı planlıyor musunuz? Biliyorsunuz biz 200 bin m 3 kapasite ile depolama alanında Türkiye de ilk 3 teyiz. Çok ciddi bir depolama kapasitemiz var. Ancak rekabetin getirdiği ortam sebebiyle ithalat eskisi kadar karlı değil. Tabii petrol fiyatlarında çok ciddi oranda düşüş olması nedeniyle bu alanda uzun vadeli yatırımlar düşünülmüyor. Şu anda 6 ilde depomuz var. Mevcut depolarımızı genişletecek alanlarımız var. Bizden depoculuk hizmeti almak isteyen çok sayıda grupla son 3-4 aydır çok ciddi görüşmelerimiz oluyor. Bu görüşmelerimiz önemli ölçüde istediğimiz gibi sonuçlanırsa, depolama kapasitemizi artırmamız gerekebilir. İş yaşamınızda yoğun bir tempoyla çalışıyorsunuz. Ortalama bir gününüz nasıl geçiyor? Bu yoğun tempoda iş-aile dengesini kurabiliyor musunuz? Maalesef iş-aile dengesini genellikle kaçırıyoruz. Özellikle kamu döneminde çok yoğun bir çalışma tempom vardı. Öyle ki çocuklarımın büyüdüğünü göremedim. Tabii eşim bu anlamda bana çok büyük destek oldu. Şu anda yaşımın getirdiği olgunlukla da hayattaki dengeleri oturtmuş durumdayım. Hayatta benim için önemli olan üç şey var. Birincisi ve en önemlisi; sağlık. İkincisi aile ve üçüncüsü de yakın dostlar. Bu üçü eğer sağlam bir şekilde duruyorsa, hayattaki diğer unsurları ihmal etmek o kadar da zor değil. Son dönemde bunlara çok önem vermeye başladım. İşten arta kalan zamanlarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz? Gezmeyi çok seviyorum. Eşim de çok seviyor. Son dönemde yurt dışı gezilerini daha çok ter- ALPET IN 2015 YILI SONU HEDEFİ 500 BAYI SAYISINA ULAŞMAK cih ediyoruz. Yurt dışı seyahatlerin şu faydası oluyor. Türkiye nin ne kadar büyük bir gelişim gösterdiğini oralarda daha net anlıyorsunuz. Biz geçmişte yurt dışına çıktığımızda Türkiye nin geri kalmışlığına üzülüyorduk. Ancak iki yıl önce çocuklarla bir İtalya turu yaptık, çok da hoşuma gitti. Oraya gittiğimde tabiri caizse kendimi bir Amerikalı gibi hissettim. İnsanların Türkiye deki ekonomik gücün ve gelişmenin farkında olması, az gelişmiş bir ülkeden değil de gelişmiş bir ülkeden gelmişiz gibi bize itibar göstermeleri çok güzeldi. Hobileriniz var mı? Küçükken mandolin ve saz çalıyordum ama sonra müzikle uğraşmaya fırsat bulamadım. Ayrıca küçükken izciydim, izciliği geliştirmeyi çok isterdim. Ama dediğim gibi çok yoğun bir iş yaşamım oldu, çok yoğun okul yaşamım oldu. Dolayısıyla şu anda hobim var diyebileceğim bir uğraşım maalesef yok. Ancak bir hobim olması gerektiğine inanıyorum. İş yaşamında kendinize örnek aldığınız biri var mı? Beni en çok etkileyen kişi rahmetli Turgut Özal olmuştur. Özal ın Türkiye yi dünyaya açması, herkesin söylediğinden çok farklı şeyler söylemesi beni çok etkilemiştir. Çok iyi hatırlıyorum 1984 yılında Fransa, Avrupa Kupası nı kazandığında, Turgut Özal İnşallah bizim de bu kupaları alacağımız günler gelecek demişti ve herkes o zaman gülmüştü. Biliyorsunuz Türkiye yıllar sonra dünya üçüncüsü de oldu, Avrupa üçüncüsü de. Yani o vizyonu beni çok etkilemişti. Çok büyük bir liderdi. Hayatımda beni en çok etkileyen insan kim derseniz O dur. Tabii ki babam gerçekten önemli bir insandı. O da benim için rol model olmuştur. Futbolla aranız nasıl? Hangi takımı tutuyorsunuz? Maçlara gider misiniz? Galatasaray aşığı olduğumu belirtmek isterim. Eskiden fanatik Galatasaraylıydım, şimdi daha sağduyuluyum. Takımımı çok severim, ancak iyi oynayan takım kimse onun hakkını da her zaman teslim ederim. Fırsat buldukça Galatasaray ın tüm maçlarına gitmeye çalışıyorum. Çocuklarım da fanatik Galatasaraylı. Biraz benden etkileniyorlar tabii. Ama tabii ki tüm takımlara sevgiyle yaklaşıyorum. Esas olan bizim dünya çapında markalar çıkarabilmemiz. Son olarak bayilere vermek istediğiniz bir mesaj var mı? Altınbaş Holding ve Alpet hem kurumsal, hem yerli, hem de bayilerine çok yakın bir firma. Kısacası Alpet, her an her istediğinize ulaşabileceğiniz bir firma. Nihayetinde ben burada Yönetim Kurulu Başkan Vekili sıfatıyla çalışıyorum. Bir profesyonelim, yani aileden birisi değilim. Ancak birçok noktada bizlere yetki verilmiş vaziyette. Dolayısıyla hem bayilerimiz bizlere çok yakınlar, onların bir telefon kadar uzağındayız, hem de kurumsal bir firmadan beklentileri neyse onu karşılayabiliriz. Yani iki olgunun çok güzel bir kombinasyonunu oluşturmuş durumdayız. İşte bu yüzden ne 2010 sürecinde, ne de 2015 sürecinde bizi çok yaralayacak veya ürkütecek bir tablo yaşamadık. Artık 5 yılda bir şirketlerin piyasada varlıklarının test edildiği bir sürece giriyoruz. 12 ALPET İN ENERJİSİ AĞUSTOS 2015 AĞUSTOS 2015 ALPET İN ENERJİSİ 13

GEZİ GEZİ YERYÜZÜ CENNETİ ege îdenizi, YEŞILI, GÜNEŞI, KÖRFEZLERI, YARI- MADALARI, KOYLARI, ZEYTINI, PLAJLARI VE MITOLOJIK TARIHIYLE ADETA BIR YERYÜZÜ CENNETI OLAN EGE, YERLI VE YABANCI TURISTLER IÇIN BIR ÇEKIM MERKEZI. Foça nın adı kıyılarında yaşayan foklardan dolayı Phokaia adını alıyor ve bu sözcük günümüze Foça olarak geliyor. Foçalılar kentlerini sevimli Akdeniz fokları ile simgeleştiriyorlar. Ege nin köpüklü berrak sularıyla çevrili kıyıları, hoş kokulu çam ağaçlarıyla kaplı yamaçları, büyüleyici küçük adaları, eski değirmenleri, denize dimdik inen yarları, tertemiz kumsallarıyla Foça adeta saklı bir cennet. Eski Foça dan Yeni Foça yönüne gidildiğinde görülen Mersinaki ve Hanedan Plajları Foça nın en güzel plajları. Foça da irili ufaklı birçok ada bulunuyor. Bunların en ünlüleri İncir Adası ve Orak Adası. SIREN KAYALIKLARI Denizin ortasında bir buzdağı gibi yükselen Siren Kayalıkları, beyazdan Çam, zeytin ağaçları ve denizin kaynaştığı nefis bir manzara içindeki Ayvalık, bir zamanlar kahraman denizcileriyle ün salmış Foça, nefis denizi, plajları ve termal merkezleriyle Çeşme, Halikarnas Balıkçısı ve ünlü tarihçi Heredot un anavatanı Bodrum, sonsuz mavi bir denizin ve uçsuz bucaksız plajların cenneti Fethiye yi, şaraplarıyla nam salmış Bozcaada yı Alpet in Enerjisi Dergisi okuyucuları için araştırdık. SAKLI CENNET: FOÇA Foça, Ege nin köpüklü berrak sularıyla çevrili kıyıları, hoş kokulu çam ağaçlarıyla kaplı yamaçları, sevimli fokları ve büyüleyici küçük adalarıyla adeta saklı bir cennet. Bütün Ege de eski dokusunu koruyabilmiş az sayıdaki sahil yerleşimlerinden biri olan Foça, eski ve yeni Foça olarak iki bölgeye ayrılmış. Eski Foça, masmavi denizin içindeki küçük adacıkların süslediği muhteşem koyu ve tarihi evlerin sıralandığı daracık taş sokaklarıyla ilk görüşte insanı çarpan büyüleyici bir yer. pembeye kadar rengarenk kayalardan oluşuyor. Denizle kucaklaşan mağaraları, denizin ortasındaki alçak kayalıkları ile bir doğa harikası olan Siren Kayalıklarının en büyüğü Orak Adası kayalığı. Homeros Destanı nda buradan yolunu şaşıran gemilerin çarptıkları kayalıklar olarak söz ediliyor. 14 ALPET İN ENERJİSİ AĞUSTOS 2015 AĞUSTOS 2015 ALPET İN ENERJİSİ 15

GEZİ GEZİ EBEDİ MAVİLİKLER ÜLKESİ: BODRUM Plajları, marinası, renkli gece hayatı ve tekne turlarıyla Türkiye nin en fazla turist ağırlayan Ege adresi Bodrum, derinlikleriyle de dalış meraklılarını büyülüyor. Homeros un ebedi mavilikler ülkesi diye yazdığı Bodrum, önceki adıyla Halikarnassos, tarih boyunca paylaşılamayan ve uğrunda hep mücadele edilen bir yer olmuş. Doğu ve batı limanlarının birleşmesinden oluşan yarımada; üzerinde yükselen kalesi ve iki limanın kıyılarına dizilmiş kesmeşekeri andıran bembeyaz evleri, gümbetleri, denize inen daracık sokakları, mavi bayraklı koyları, şöhreti dünyaya yayılmış yatları ve tersaneleriyle ünlü bir turizm merkezi. Geçmişi çağlar öncesine uzanan Bodrum, tatil için olduğu kadar tarihle buluşmak adına da pek çok fırsat sunuyor. Antik Tiyatrosu, Kaya Mezarları, Kaleleri, Sarnıçları ile Bodrum, ziyaretçilere tarihi bir ziyafet veriyor. Bölge, oldukça ilginç dalış noktalarına sahip olmasıyla da dalış turizminin Türkiye de başladığı yer. Arkeolojik değerleriyle de sualtındaki tarihi yaşayabilmek için kaçırılmaz bir dalış merkezi. Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi nde bulunan Uluburun Batığı ise 3 bin 400 yıllık geçmişiyle dünyanın bilinen en eski batıklarından. Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir in başka yerde olup nur içinde yatılacağına burada nur içinde yaşanır demesi boşuna değil. BODRUM KALESI Halikarnassos un ilk kurulduğu noktada Zephyrion adası üzerine kurulan Kale, M.S. 15. yüzyılda Rodos Şövalyeleri tarafından St. Peter adına 99 yılda inşa ediliyor. Kale nin yapımı sırasında Mausolos Anıt Mezarının taşları ve rölyefleri kale duvarlarında kullanılıyor. Osmanlılar zamanında Kale içindeki kiliseye bir minare ilave edilerek bir cami haline getiriliyor. ZEYTİN KOKAN HUZUR: AYVALIK Ege Denizi nin kıyısında, imbat ve meltem rüzgarlarının keyifle dolaştığı, tarihi Rum evlerinin yüzlerce yıllık bir geçmişi bugüne taşıdığı bir yer Ayvalık. Bir gidenin bir daha unutamadığı, huzur dolu bir köşe... Yeşil zeytinliklerle sarılmış güzel kıyıları, tertemiz denizi ve eşsiz koylarıyla yeşil ile mavinin kol kola girdiği Ayvalık, tarihi ve arkeolojik değerleri de bünyesinde barındıran bir tatil merkezi. Balıkesir e bağlı olan Ayvalık, Ege Denizi ndeki 22 adaya ev sahipliği yapıyor. Adı Antik Çağda bir tür yabani ayva anlamına gelen KIDONIA olan Ayvalık, birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış. Ayvalık ın en başat özelliği zeytin. Zeytin bahçeleri, şehrin en önemli ticaret kaynağı. Zeytin ve zeytinden yapılan ürünlerin oldukça zengin olduğu Ayvalık ta zeytinyağı, zeytinyağı kolonyası, zeytinyağı sabunu gibi birçok ürünü kolaylıkla bulabiliyorsunuz. Ayvalık ta denize girmek için en uygun adres Sarımsaklı. Yedi kilometrelik bir kumsala sahip Sarımsaklı, soğuk suyuyla ünlü. Ayvalık ın rüzgârı sayesinde güneşin bunaltıcı sıcağı hissedilmiyor. Güneş etkisini gösterdiğinde de sıcak havayı bu soğuk sular tamamen unutturuyor. Altınova ve Armutçuk Ayvalık ın diğer ünlü plajları. İncecik kumlarla kaplı, çam ormanlarıyla çevrili Ayvalık koylarının en ünlüleri Ortunç, Patricia, Mosko Adası koyları. Ayvalık ı eşsiz kılan özelliklerinden biri de evleri. 1800 lü yılların sonu ve 1900 lü yılların ilk yarısı yapılan evlerin inşasında Ayvalık yöresine ait sarımsak taşı kullanılmış. Çok sağlam olmasına rağmen kolay işlenebilen bir malzeme olan bu taş günümüzde çıkarılmıyor. Evlerin üst katlarında da ahşap çatkı denilen bir teknikten yararlanılmış. Ayvalık evlerinin her biri ayrı özelliklere sahip olsa da birlikte muhteşem bir ahenk içindeler. 16 ALPET İN ENERJİSİ AĞUSTOS 2015 AĞUSTOS 2015 ALPET İN ENERJİSİ 17

GEZİ GEZİ AYVALIK IN VAZGEÇILMEZI: CUNDA Alibey Adası olarak da bilinen Cunda Adası, Ayvalık sahilinden motorla 15 dakika mesafede. Türkiye nin ilk boğaz köprüsünü kullanarak da Cunda ya geçmek mümkün ama denizin huzur veren sessizliğinde yolculuk etmenin keyfi başka. Adada çok sayıda kilise ve manastır bulunuyor. AYDINLIKLAR ÜLKESİ NİN EL DEĞMEMİŞ BAKİRESİ: FETHİYE Tarihte Aydınlıklar Ülkesi nin el değmemiş bakiresi olarak anılan Fethiye, birbirinden güzel adaları ve koyları, upuzun kumsalları, muhteşem denizi ve yeşili ile tam bir doğa harikası. Şeytan Sofrası nda gün batımı Volkanik bir yapılanma sonucu oluşan Şeytan Sofrası, Ayvalık ın ziyaret edilmesi gereken en keyifli tepesi. Eski bir lav birikintisi olan tepe, yuvarlak bir sofraya benziyor. Demir kafes içinde şeytana ait olduğu söylenen kocaman bir ayak izi var. Çam ormanlarıyla kaplı Ayvalık adalarına hakim yüksek bir tepe olan Şeytan Sofrasından özellikle güneşin batışı izlenmeye değer. Güneşin suya yansıyan renk tonlarının eşliğinde, Ayvalık Adaları ve Midilli Adası nın manzarası eşsiz bir görsel şölen yaratıyor. Fethiye, Ege ile Akdeniz in birbiriyle kavuştuğu suların kıyısında yer alan güneyin en güzel körfezlerinden. Tarihte Aydınlıklar Ülkesi nin el değmemiş bakiresi olarak anılan Fethiye, irili ufaklı adaların serpiştiği Fethiye körfezinde arkası çam ormanlarıyla çevrili kuzeye açık bir koyda yer alıyor. Fethiye nin en ünlü plajları Ölüdeniz, Sarıgerme, Belcekız ve Kıdrak. Fethiye merkezine en yakın ve en popüler plajlar ise Karagözler ve Çalış plajları. Çalış plajı iyi rüzgar aldığı için sörfe çok uygun. Fethiye, Türkiye de ve Dünya da ender bulunacak güzellikteki yamaç paraşütü cennetlerinden de biri. Dünyanın sayılı yamaç paraşütü merkezlerinden biri olan ve zengin bir bitki örtüsü bulunan Babadağ dan havalanan yamaç paraşütleri 30 dakika ile 1 saat arasında değişen sürelerle havada kalıyor ve sonunda Ölüdeniz in sıcak kumlarına iniyor. TANRI NIN DÜNYAYA BAĞIŞ- LADIĞI CENNET: ÖLÜDENIZ Tanrı nın dünyaya bağışladığı cennet olarak adlandırılan Ölüdeniz, 3 kilometrelik bir kumsala sahip. Açık ve koyu mavi ile açık ve koyu yeşilin iç içe girdiği bir renk armonisine sahip olan Ölüdeniz, bütün dünyada mavi cennet olarak bilinen bir doğa harikası. Yılın on ayı ılık ve durgun suyu ile doğal lagün görünümündeki Ölüdeniz; yerli ve yabancı turistler tarafından en çok tercih edilen turizm merkezlerinden biri. KELEBEKLER VADISI NDE KE- LEBEKLERIN DANSI Ölüdeniz den yaklaşık 7 kilometre uzaklıkta, etrafı ortalama 350 metre yükseklikte dağlarla çevrili bu ilginç kanyon, adını Temmuz-Eylül ayları arasında görülen Jarsey Tiger adlı kelebeklerden alıyor. Yaz kış akan küçük şelale, geniş kumsal, tertemiz deniz, pırıl pırıl çakıl taşları ve çevreyi süsleyen pembe zakkum çiçekleri ile küçük bir yeryüzü cenneti olan koya ulaşım, Ölüdeniz den teknelerle sağlanıyor. Olağanüstü bir manzaranın hakim olduğu vadi, denizin ve bakir doğanın tadını doyasıya çıkarmak isteyenler için mükemmel bir seçim. HOŞGÖRÜNÜN VATANI: BOZCAADA Doğal ve tarihi güzellikleriyle önemli bir turizm merkezi olan Bozcaada, farklı kültürlerden insanların asırlardır kardeşçe bir arada yaşadığı, minarelerden yükselen ezanlarla, kiliseden gelen çan seninin aynı gökte yankılandığı özgün bir dokuya sahip. Serin koyları, masmavi denizi ve eski taş evleriyle tarih boyunca hoşgörünün vatanı olarak tanınan Bozcaada, özgün dokusu ile turistler için bir cazibe merkezi. Farklı kültürlerden insanların asırlardır kardeşçe bir arada yaşadığı Bozcaada da minarelerden yükselen ezanlarla, kiliseden gelen çan sesi aynı gökte yankılanıyor. Dünyanın en prestijli seyahat dergileri tarafından yeryüzünün en güzel üç adasından biri seçilen Bozcaada, Türkiye nin üçüncü büyük adası ve köyü olmayan tek ilçesi. Adanın en gözde kumsalları Ayazma, Sulubahçe, Habbele ve Tuzburnu olarak biliniyor. Ayazma plajı özellikle ince taneli, altın sarısı kumu, etrafındaki restoran ve kafeler nedeniyle Ada nın en gözde plajı. Ayrıca adada sörf, dalış, yelken ve tekne turları da organize ediliyor. BOZCAADA ŞARABI Şaraplarıyla da ünlü Bozcaada da bağcılık adanın tarihi kadar eski. Evliya Çelebi Seyahatnamesi nde Bozcaada dan; Dünyanın en güzel çavuş üzümlerinin yetiştiği yer olarak söz ediyor. Ada iklimi kurak olsa da, nemli rüzgarla beslenen üzümler lezzetini buluyor. BOZCAADA KALESI Tarihi antik çağlara dek uzanan Bozcaada Kalesi, küçük bir limanın ucunda gelenleri selamlıyor. Günümüzde müze işlevi gören kale, Osmanlı döneminde çeşitli değişikliklerle savunma amaçlı olarak kullanılmış. HAYATIN DENİZLE GÜZELLEŞTİĞİ YER: ÇEŞME Çeşme, şifalı suları, altın renkli kumsalları, masmavi denizi, pırıl pırıl güneşiyle Ege nin en güzel tatil beldelerinden biri. Üç tarafı denizle çevrili Urla Yarımadası nın batıya uzanan kısmı, Çeşme Yarımadası olarak adlandırılıyor. Çeşme de dağların denize 18 ALPET İN ENERJİSİ AĞUSTOS 2015 AĞUSTOS 2015 ALPET İN ENERJİSİ 19

GEZİ dik inmesi, görkemli doğal güzellikler yaratmış. Sayısız koyları, berrak denizi, güneşi, ince kumları, deniz içinde kaynayan kükürtlü suları, yarımadanın kıyıları boyunca dağılmış. İzmir in 94 km batısında yer alan Çeşme, şifalı suları, altın renkli kumsalları, masmavi denizi, pırıl pırıl güneşiyle Ege nin en güzel tatil beldelerinden biri. Hayatın denizle güzelleştiği Çeşme de su altının gizemli dünyası da önemli bir turistik cazibe alanı. Çeşme, amatörden profesyonele kadar dalış tutkunları için eşsiz alanlar vaat eden ediyor. Fener, Yatak ve Eşek adalarının çevresi ile Ildırı Körfezi ndeki tüplü dalış noktaları su altı mağaralarıyla da ilgi çekiyor. Bölgede her an bir Akdeniz fokuyla karşılaşmanız hiç de sürpriz değil. Bölgenin su sporları alanındaki asıl cazibesi ise Alaçatı da rüzgâr sörfü. Dünyanın en ünlü sörf alanlarından biri olan Çark Plajı nda koy adeta havuz gibi. Birbirinden güzel yirmiye yakın kumsala ev sahipliği yapan Çeşme nin en ünlü plajları, Alaçatı, Ilıca, Dalyan, Çiftlik, Paşalimanı, Şifne, Pırlanta, Ayayorgi, Altınkum, Sakızlı koyu ve Ildırı. ALAÇATI Çeşme ye 7 kilometre mesafede bulunan Alaçatı, bozulmamış mimari dokusu, dünyanın sayılı sörf merkezlerinden biri olma özelliğiyle görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. Kumsalı ve rüzgarı hem sörfe yeni başlayanlar için, hem de bu sporda ustalaşmış olanlar için ideal. Alaçatı, arnavut kaldırımlı sokakları, ponza taşından iki katlı evleri, turkuaz denizi, doğal ve sessiz günlük yaşamıyla tatilini sakin geçirmekten hoşlananların beklentilerini fazlasıyla karşılıyor. SAKIZ AĞACI Damla sakızlı dondurmasıyla da büyük bir üne sahip olan Çeşme, sakız ağacının ana vatanlarından biri. Ekonomik anlamda kaliteli sakızlar sadece Çeşme ve Sakız Adası nda yetişiyor. Ancak Çeşme de yıllar önce 5 ila 10 bin arasında sakız ağacı bulunurken, şimdi bu sayı yüzlerle ifade ediliyor. ALPET haber ALPET TEN NAKLIYECILERE % 6 indirimli yakıt fırsatı îalpet VE WEBNAK IŞBIRLIĞI ILE BAŞLAYAN KAMPANYA KAP- SAMINDA ALPET GOLD CARD ILE ALPET ISTASYONLARINDAN ALIŞVERIŞ YAPAN NAKLIYECILER ANINDA YÜZDE 6 INDIRIM KAZANACAK. 20 ALPET İN ENERJİSİ AĞUSTOS 2015 YAPMADAN DÖNME! Alaçatı da rüzgar sörfü yapmadan, Siren Kayalıkları ve fokların mağaralarını görmeden, Bodrum Kalesini ve Sualtı Arkeoloji Müzesi ni görmeden Şeytan Sofrası nda günbatımı izlemeden, Ölüdeniz de yüzmeden, Kelebekler Vadisi ne gitmeden, Bozcaada ya özgü şaraplardan tatmadan, dönmeyin. Akaryakıt sektörünün öncü şirketi Alpet, yük veren müşterilerle yük alan nakliyecileri buluşturan ve Yükünüze araç bulmanın en hesaplı yolu sloganıyla yola çıkan Webnak ile yeni bir işbirliğine imza attı. Alpet ile Webnak arasında imzalanan anlaşmaya göre, Alpet Gold Card ile Alpet istasyonlarına giden Webnak üyesi nakliyecilere anında yüzde 6 indirim sağlanacak. Tüm Webnak ofislerinde Alpet Gold Card dağıtımına başlandı. Aslanoba şirketi bünyesinde kurulan Webnak, KOBİ ler ile nakliyecileri internet ve mobil ortamda güvenle buluşturarak, taşımacılık sektörüne yeni bir soluk getirmeyi hedefliyor. Aslanoba Grubu nun kurucusu Hasan Aslanoba, Webnak ile Türkiye nin herhangi bir noktasından dönüş yapacak nakliyeciler talebi görerek, müşterilerine en iyi fiyatı sunabiliyor dedi. Gold Card İskontolu Sistemi kazandırıyor Alpet Gold Card İskontolu Sistem; bireysel akaryakıt harcamalarında iskonto kazandıran bir sistem. Bu sistemde, pompa satış fiyatı üzerinden anında indirim yapılıyor ve ödeme iskontolu fiyat üzerinden gerçekleştiriliyor. AĞUSTOS 2015 ALPET İN ENERJİSİ 21

ALPET haber Alpet olarak Karadeniz Bölgesi nde nasıl bir bayilik stratejisi uyguluyorsunuz? Hassas bir süreçten geçtiğimiz bu günlerde saha ekibi olarak sorumluluk alanımızda bulunan, gerek lokasyonu gerekse hizmet kalitesi ile öne çıkan istasyonları, Alpet ailesine katılmaları için düzenli olarak ziyaret etmekte ve tekliflerimizi sunmaktayız. Bayilerle olan iletişiminizden bahseder misiniz? Örneğin, ne sıklıkta bayi ziyaretleri gerçekleştiriyorsunuz? Şirket kültürümüzde uyum, paylaşım ve dürüstlük esastır. Bu çerçevede ekip olarak bayilerimizle zaman sınırlaması olmaksızın daima iletişim halindeyiz. Güçlü alt yapımız sayesinde bayilerimizden gelen tüm taleplere en kısa sürede cevap verebilmekteyiz. ağımızı genişletmek istiyoruz. Bildiğiniz üzere 2015 in Eylül ayında ikinci intifa dönemi sona erecek ve çok sayıda bayi dağıtım şirketini değiştirecek. Bu süreç için şimdiden bayilere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz? Bayilerine değerli olduğunu hissettirebilen, yatırım yapmaya hazır, güçlü alt yapısı ile her türlü sorunun üstesinden gelebilecek, çözüme odaklı dağıtım şirketleri ile görüşmelerini tavsiye ederim. Alpet olarak güçlü finansal yapımız ve 7 depolama tesisimiz ile tüm bölgelerde hizmet Ali Sadıç Alpet Karadeniz Bölge Müdürü RÖPORTAJ Ali Sadıç Alpet Karadeniz Bölge Müdürü Genç ve dinamik enerjimizle sahadayız îhizmet kalitesi yüksek, dürüst, ilkeli ve örnek işletmeci kişiliğine sahip bayilerle yola çıkmayı hedeflediklerinin altını çizen Alpet Karadeniz Bölge Müdürü Ali Sadıç, Alpet olarak güçlü finansal yapımız ve 7 depolama tesisimiz ile tüm bölgelerde hizmet vermekteyiz. Genç ve dinamik enerjimizle sahadayız. Gelin bu enerjiyi birlikte paylaşalım diyor. Sadıç ile bayilerle olan iletişimini ve Alpet in Karadeniz Bölgesine yönelik hedeflerini konuştuk. 22 ALPET İN ENERJİSİ AĞUSTOS 2015 Kendinizden ve iş yaşamınızdan kısaca bahseder misiniz? 1977 yılında Trabzon da dünyaya geldim. Karadeniz Teknik Üniversitesi Maden Mühendisliği bölümünden mezun oldum. Profesyonel çalışma hayatıma ilaç sektöründe başladıktan 3 sene sonra akaryakıt sektörüne geçiş yaptım. 2005 yılından bu yana Alpet te çalışmaktayım. Evli ve bir çocuk babasıyım. Diğer soruya gelince, bütün bayilerimi ayda bir muhakkak ziyaret ederim. Ana arterde bulunan bayilerime ise her hafta uğramaya özen gösteririm. Hangi kriterlere göre bayilik veriyorsunuz? Hizmet kalitesi yüksek, dürüst, ilkeli ve örnek işletmeci kişiliğine sahip bayilerle yola çıkmayı hedefliyoruz. 2015 yılı için sorumluluk bölgenizde kaç bayi sayısına ulaşmayı hedefliyorsunuz? İki mıntıkadan oluşan bölgemizde 2015 yılı sonuna kadar 60 istasyonun üzerine çıkmayı hedefliyoruz. Özellikle hangi şehirlerde ve/veya bölgelerde bayilik ağınızı genişleteceksiniz? Alpet olarak mevcut istasyon sayısından çok daha fazla istasyona hizmet verebilecek alt yapımız mevcut. Buna paralel olarak bulunmadığımız il ve ilçe merkezlerine bayilik vererek vermekteyiz. Genç ve dinamik enerjimizle sahadayız. Gelin bu enerjiyi birlikte paylaşalım. Hobileriniz var mı? Futbol Sevdalısı olduğum Trabzonspor un maçlarını izlemekten büyük keyif alırım. Kendinize ve ailenize yeterince zaman ayırabiliyor musunuz? Yoğun çalışma tempomuzun olduğu bu dönemde zaman konusunda sıkıntılar yaşıyoruz tabiî ki... Ama elimden geldiği kadar ailemle vakit geçirmeye çalışıyorum. AĞUSTOS 2015 ALPET İN ENERJİSİ 23

SÖYLEŞİ SÖYLEŞİ Bugüne kadar 2050 nin üzerinde insan hayatı kurtardık ARAMA KURTARMA DERNEĞI (AKUT) BAŞKANI, KAR LEOPARI, YÜKSEK IRTIFA DAĞCISI, DALGIÇ, FOTOĞRAFÇI, MODERN BIR SEYYAH, YAZAR... ALPET IN ENERJISI NIN BU SAYIDAKI KONUĞU NASUH MAHRUKI OLDU. BUGÜNE KADAR YURTIÇI VE YURTDIŞINDA 1900 ÜN ÜZERINDE ARAMA KURTARMA FAALIYETINE KATILDIKLARINI ANLATAN MAHRUKI, AKUT UN BUGÜNE KADAR 2050 NIN ÜZERINDE INSAN HAYATI, 900 ÜN ÜZERINDE DE HAY- VAN HAYATI KURTARDIĞINI ANLATIYOR. AKUT un kurucularındansınız. Türkiye AKUT u 1999 depreminde tanıdı. AKUT nasıl ve niçin kuruldu? 1994 yılı Kasım ayında Bolkar Dağlarında bir kaza yaşandı. Yıldız Teknik Üniversitesi nde Dağcılık Kulübü ndeki 20-21 yaşındaki 5 genç Medetsiz Dağı na tırmanışa gidiyorlar ve orada bir fırtınaya yakalanıyorlar. 3 ü bir şekilde aşağı inebiliyor ama ikisi kayboluyor. Bu haber bir anda yayıldı tüm Türkiye de. Çünkü 1994 yılında iki kişinin dağda kaybolması büyük bir olaydı. O yıllarda Türkiye de dağda kurtarma yapacak bir ekip yoktu. O zaman böyle olaylar olduğunda gönüllü dağcılar olayı haber alır almaz malzemelerini toplayıp, olay yerine gider ve bölgeye başka kimler geldiyse doğaçlama bir biçimde gerekli çalışma yapılırdı. Bu olayı haber alır almaz da hepimiz işimizi gücümüzü bırakıp bölgeye gittik. Yaklaşık 100 dağcı bu faaliyete katıldı. 2 grup halinde 14 gün aradık kaybolan gençleri. Bu olaydan sonra aralarında benim de bulunduğum bir grup dağcı arkadaş oturup Türkiye de dağ ve doğa sporlarının geleceğine ilişkin öngörülerde bulunduk. Her şeyden önce 90 lı yılların başından itibaren Türkiye de dağcılık ve doğa sporlarına ilgi hızla artmaya başladı. Birçok üniversitenin bünyesinde dağcılık, mağaracılık, aletli dalış, yamaç paraşütü, rafting gibi alanlarda çok sayıda kulüp kurulmaya başlamıştı. Bunun sonucunda daha çok insan doğaya çıkmaya başlamış ve dolayısıyla da daha çok kaza yaşanmaya başlanmıştı. Bu birinci saptamamız oldu. İkinci saptamamız ise, bir dağcı dağda herhangi bir kaza geçirirse, Türkiye de organize bir kurtarma ekibi olmadığı için kaza geçiren dağcıya ancak diğer dağcılar yardımcı olabilir şeklinde oldu. Çünkü bu sporun kendi doğası gereği, bu tür faaliyetler çok ciddi bir fiziksel kondis- yon, malzeme ve lojistik, dağları ve doğayı bilmeyi, iyi bir takım çalışmasını gerektirir. Yani kısacası dağda kurtarma yapabilmeniz için dağcı olmanız lazım. Bu faaliyetleri jandarma, köylü veya vatandaş yapamaz. Bunları alt alta koyup gelecekte dağ ve doğada meydana gelebilecek kazalar için biz şimdiden örgütlenelim dedik. Çünkü Türkiye de bu alanda çok büyük bir boşluk vardı. 1995 yılında 5-6 arkadaşımla Türkiye de arama kurtarma faaliyetlerinin mevcut durumu nedir diye araştırma yaptık. O zaman Türkiye nin aslında bir doğal afetler ülkesi olduğunu fark ettik. 14 Mart 1996 tarihinde de resmi olarak AKUT u kurduğumuzda hem dağ ve doğa sporlarında meydana gelen kazalarda hem de deprem, sel gibi doğal afetler ve kazalarda can kaybını en aza indirmeyi ve bu konular hakkında toplumu bilinçlendirmeyi gönüllü misyon seçerek kurumsal hayatımıza başladık. Toplum bizi en geniş anlamıyla 1999 depreminde tanıdı ama 1999 depremi bizim 34. arama kurtarma çalışmamızdı. AKUT un şu anda kaç ekibi ve kaç gönüllüsü var? Bugüne kadar kaç insan hayatını kurtardınız? Bugüne kadar 1900 ün üzerinde arama kurtarma çalışması yaptık. Yurtiçi ve yurtdışında Nasuh Mahruki AKUT Başkanı 24 ALPET İN ENERJİSİ AĞUSTOS 2015 AĞUSTOS 2015 ALPET İN ENERJİSİ 25

SÖYLEŞİ SÖYLEŞİ katıldığımız arama kurtarma faaliyetlerinde (ki bunların 8 tanesi yurtdışı görevidir) 2050 nin üzerinde insan hayatı kurtardık. Ayrıca 900 ün üzerinde de hayvan kurtardık. Şu anda Türkiye sathına yayılmış 35 ekibimiz var. Şu anda 2-3 yeni ekip daha ekip organize etmek için çalışmalarımız devam ediyor. Toplamda 1600 ün üzerinde gönüllümüz var. Bütün AKUT yapılanmasında derneğimizde sadece 3 maaşlı personelimiz var. Onlar da sekretaryadaki arkadaşlarımız. Onların dışındaki bütün eğitimler, tatbikatlar, operasyonların hepsi gönüllü olarak yapılıyor. Arama kurtarma çalışmalarında kullandığınız ekipmanların, olay yerine ulaşmanın ve bu çalışmayı yürütmenin ciddi bir maliyeti var. Bu yüksek maliyetleri nasıl karşılıyorsunuz? Toplumdan yeterli desteği görüyor musunuz? Bizim tamamen bağışlarla yürüyen bir yapımız var. Ayrıca AKUT un bir enstitüsü var. Enstitümüz vasıtasıyla dış kurumlara acil durum konularında eğitim ve danışmanlık hizmeti veriyoruz. Bu faaliyetlerden elde ettiğimiz gelirlerle finanse ediyoruz AKUT u. Ama tabii ki bizim için asıl önemli olan husus halkımızın ayni ve nakdi bağışları. Ancak maalesef bizim toplumumuzda düzenli bağış yapma alışkanlığı yok. Ne zaman büyük bir afet olursa o zaman hemen bağış yapmaya başlıyorlar. Önemli olan bu bağışları belli bir rutine bağlayabilmek. Çünkü biz şu anda ne bütçemizi ne de önümüzdeki yıl hangi operasyonlara çıkmamız gerekeceğini bilebiliyoruz. Acil durumların ne zaman ve nerede olacağını asla bilemezsiniz ama bu duruma her zaman hazır olmak zorundasınız. Bizim en önemli gider kalemlerimizden birini akaryakıt oluşturuyor. Çünkü akaryakıt üzerinde çok büyük bir vergi yükü var ve dünyanın en pahalı akaryakıtını biz kullanıyoruz. Asgari ücretin 1000 lira bile olmadığı bir ülkede dün- yanın en pahalı benzinini kullanmak gerçekten akıl almaz bir durum. Biz de sonuçta AKUT olarak doğrudan ulaşıma bağımlı bir organizasyonuz. Bir operasyon ihbarı geldiğinde birilerinin o araca binip operasyon bölgesine gitmesi gerek. Bu, onlarca kilometreden yüzlerce kilometreye çıkabilen bir mesafe. Bu mesafeleri kat edebilmek için de sürekli olarak yakıt harcamanız gerekiyor. AKUT faaliyetleri ne kadar zamanınızı alıyor? Çok yönlü bir insan olduğunu biliyoruz, birçok hobiniz var. AKUT dışında neler yapıyorsunuz? Her şeyden önemlisi AKUT ta çok iyi bir takım ruhu var. Çok iyi bir yönetim kurulumuz ve organizasyon sistemimiz var. Zaten biz bu işi hep birlikte ortaya koyduğumuz sinerji ile yürütüyor ve birbirimizin boşluğunu tamamlıyoruz. Mesela yönetim kurulumuz 7 kişiden oluşur. Her bir yönetim kurulu üyemizin sorumluluk alanı farklıdır ve birbirimizin alanlarına müdahale etmeyiz. Tabii ki AKUT hepimizin hayatında çok çok önemli bir yer teşkil ediyor. Ama her zaman birbirimize AKUT hiçbirimizin birinci önceliği olmamalı telkininde de bulunuyoruz. Önce kendi özel hayatımız, iş hayatımız gelmeli. Bu alanlarda sağlıklı bir sistem kurabildikten sonra ancak AKUT a verimli olabiliriz. AKUT dışında, dağcılık denince akla gelen ilk isimlerden birisiniz. Dağcılıkla nasıl tanıştınız? Bugüne kadar Dünyanın hangi zirvelerine tırmandınız? Bugüne kadar tırmanma fırsatını bulamadığınız ama tırmanmak istediğiniz bir zirve var mı? Ben dağcılığa 20 yaşında başladım. Bilkent Üniversitesi nde okurken okulda bir el ilanında üniversitenin dağcılık kulübünün kurulduğunu öğrendim. İlgimi çekti, ben de dağcılığı öğrenmek istiyorum dedim ve kayıt yaptırdım. Çok sıkı biçimde teorik eğitimlere başladık. Ben çok iyi bir teorik eğitim aldım. En alt basamaklarından başlayıp dağcılığın en ileri seviyelerine kadar ulaştım yıllar içerisinde. Milli sporcuyum, profesyonel dağcıyım. Çok yüksek irtifalarda çok yüksek performansım vardı. Vardı diyorum, çünkü şu anda 47 yaşındayım. Dağcılık- Bizim en önemli gider kalemlerimizden birini akaryakıt oluşturuyor. Çünkü akaryakıt üzerinde çok büyük bir vergi yükü var ve dünyanın en pahalı akaryakıtını biz kullanıyoruz. Asgari ücretin 1000 lira bile olmadığı bir ülkede dünyanın en pahalı benzinini kullanmak gerçekten akıl almaz bir durum la ilgili yapmak istediklerimin hepsini 20 li ve 30 lu yaşlarımda yaptım. Everest e çıkan ilk Türk ve dünyadaki ilk Müslüman dağcıyım aynı zamanda. K2 zirvesine tırmandım ki, Türkiye nin en yüksek oksijen desteksiz tırmanışıdır. K2 dünyanın en zor ve tehlikeli dağı kabul edilir. Zirvesine çıkmak isteyen her 3 dağcıdan 1 i hayatını kaybeder. Benim tırmandığım dönemde zirvesine ulaşmayı başaran her 8 dağcıdan 1 inin geri dönemediği şeklinde bir istatistiği vardı. Türkiye nin en yüksek solo tırmanışını yaptım. Türkiye de, birçok dağa tırmandım. Sovyet Asya da ki beş tane 7000 metrelik dağlara, iki defa Everest e, K2 ye, Lhotse ye ve Cho Oyu ya oksijen desteği olmadan tırmandım. Daha doğrusu, Everest dışındaki tüm dağlara, oksijen desteksiz tırmandım. Her kıtanın en yüksek dağına tırmanarak, yedi zirveleri tamamladım. Yedi zirveleri tamamladığımda, dünyanın en genç dağcısı olmuştum. 28 yaşındaydım. Elbruz ve Demavend dağları da dahil olmak üzere pek çok dağa, hem yazın hem de kışın tırmandım. Dağcılıkta yapmak istediğim her şeyi yaptım. 26 ALPET İN ENERJİSİ AĞUSTOS 2015 AĞUSTOS 2015 ALPET İN ENERJİSİ 27

OTOMOBİL OTOMOBİL Türkiye nin OTOMOBiL TARiHi II. ABDÜLHAMİT YASAKLADI Sultan, sayıları az da olsa otomobillerin yurt içine sokulmasında herhangi bir sakınca görmese de dönemin yolları araçların kullanımına pek de hazır değildi. Özellikle Ocak 1904 te İstanbul daki Alman Konsolosluğu nda çalışan bir memurun Almanya dan elektrikli otomobil getirmeye çalışması ortalığı birbirine kattı. Alman elçisine gönülsüzce verilen iznin ardından bir yıl sonra bu kez de İzmir deki Fransız Konsolosluğu, Marsilya dan 3 adet araç istetti. Ancak bu talebe de Bu araçlar şehir ve kasaba dışında kullanılacak şartıyla olumlu yaklaşıldı. Klasik at arabalarına alışmış, daha önce böyle bir taşıtla tanışmamış olan halk, önlerine hızla çıkan bu otomobilleri görünce büyük bir şaşkınlık ve korku yaşıyor, bu da sıklıkla kazaların yaşanmasına yol açıyordu. 1905 yılında Osmanlı da otomobil kullanımının önünü tıkayacak bir gelişme yaşandı. Yıldız Hamidiye Camii çıkışında bombayla öldürülmeye çalışılan II. Abdülhamid, bu olaydan sonra trafiğe motorlu araçların girmesini yasakladı. 1909 yılında kendi saltanatının sonuna kadar araçlara izin vermedi. İstanbul da ilk trafik kazası 28 Mart 1910 tarihinde Beşiktaş ta, ilk ölümlü otomobil kazası ise 1912 de yaşandı. otomobil alma isteğini de geri çevirmişti. Padişahın tüm karşı koymalarına rağmen, ilk otomobilin ülkeye girişi de yine onun döneminde (1876 1909) oldu. Osmanlı arşivlerinde; II. Abdülhamit in Londra Elçiliği ne emir vererek, İngiltere den Robert Davidson tarafından imal edilen bir elektrikli araba sipariş ettiğine dair belgeler bulundu. Deniz yoluyla 1895 yılında gümrüğe getirilen otomobiller, büyük şaşkınlık yarattı. Gümrük memurları tarifelerde henüz yer almayan bu araca kendiliğinden hareket eden anlaîdünyadaki en önemli teknoloji ürünlerinden biri otomobillerdir şüphesiz. İcat edildikleri zamandan bu yana teknolojinin gelişmesiyle birlikte hep daha yeni, daha farklı şekillerle karşımıza çıkan otomobillerle Türkiye ne zaman tanıştı hiç merak ettiniz mi? İşte size Türkiye de otomobilin tarihi gelişimi Avrupa da otomobil üretiminin endüstri haline gelmeye başladığı 19 uncu yüzyılın sonlarında, Osmanlı İmparatorluğu nun Arnavut kaldırımlı sokakları, henüz otomobil denen araçla tanışmamıştı. Türkiye de otomobil ve otomotivle ilgili gelişmeler, Osmanlı İmparatorluğu nun son dönemlerinde başladı. Yeniliklere açık olmayan padişah II. Abdülhamit, suikasta uğrama korkusu yaşıyordu. Bu nedenle de suikast aracı olarak kullanılabileceğini düşündüğü otomobile sıcak bakmıyordu. Hatta sadrazamının kendisine mında, zatü l-hareke adını verdi. İstanbul da İstiklâl Caddesi nde, yani zamanın Cadde-i Kebir inde bir dükkânın içinde sergilenen ilk otomobil, aylar boyunca İstanbul halkının meraklı bakışlarına hedef oldu. II. Abdülhamid in arabayı Yıldız Sarayı nda bizzat kendisinin denediği ve elektrikli arabayla küçük bir kaza yaptığı da rivayetler arasında. İstanbul trafiğine ilk benzinle çalışan otomobili sokan, Galata rıhtımının açıldığı 1895 yılında Basra eşrafından Züheyrzâde Ahmed Paşa oldu. İlk otomobil halk arasında Fenerbahçe semtinde görücüye çıktı. DEVLET ERKANI İLGİ GÖSTERDİ Kısa bir zaman sonra, eline para geçen gençlerin ilk işi, Avrupa dan bir otomobil getirtmek olmaya başladı. Londra ya yahut Paris e sipariş edilen bu araçlar, o ülkelerin yollarına uygun yapıldıkları için, İstanbul un dar ve bakımsız yollarında sık sık tekerleklerini yahut akslarını bırakarak arızalandı. Bir dönem sonra da, devlet erkanı da otomobile binmeye başladı. Sadrazam ve devlet adamlarına otomobiller tahsis edildi. Amerikan Ford u, Fransız Renault u ve Alman Mercedes i sokaklarda daha sık dolaşır oldu. HAREKETLİLİK 1952 BAŞLADI Cumhuriyet ile birlikte ise Türkiye de dövizle ilintili baskılan ve karar sonucunda otomobil üretimine başlandı ve bu alana yönelik teşvikler verildi. İlk olarak 1929 yılında Ford Motor Company ile hükümet arasında bir anlaşma imzalandı. 25 yıllık bu anlaşma uyarınca bir montaj fabrikası kurulmasına karar verildi. İhracat şartı da getirilen anlaşma uyarınca tesisi kuran Ford, burada 450 işçiyle günde 55 otomobil ve 15 kamyon üretebilecekti. Söz konusu fabrikadaki üretim adetleri ancak günde 48 otomobile kadar çıkabildi. Üretilen kamyonlar, Türkiye ve Türk işçiliğiyle üretilmiştir ibareleriyle lanse edildi. Ancak ihracat sınırlı yapılabildi. 1930 krizi sonrasındaki ekonomik gelişmeler nedeniyle otomobil üretimi durduruldu. 15 bin adetlik üretim yapan fabrika 1934 yılında kapatıldı, 1944 yılında ise tesis tamamen yıkıldı. 1952 yılına gelindiğinde bu alandan yeniden bir hareketlenme başladı. Yabancı sanayiciler, yerli sanayiciler ile ortaklık sözleşmeler yapmak üzere Türkiye ye gelmeye başladılar. Ford un çekilmesinin ardından, üretim ve montaj çalışmaları, daha çok traktör hatta uçak üzerine yoğunlaşmışken, 1950 lerden sonra özellikle de kırsal kesimde düzgün yolları bulunmayan Türkiye de bir Jeep furyası başlamıştı. YERLİ PAYI ARTTI II. Dünya Savaşı Sonrası nda hibe olarak Türkiye ye girmeye başlayan Jeep ler, tarım alanın- 28 ALPET İN ENERJİSİ AĞUSTOS 2015 AĞUSTOS 2015 ALPET İN ENERJİSİ 29

OTOMOBİL OTOMOBİL Tamamı Türkiye de tasarlanan Devrim arabalarından 4 tane üretildi. 29 Ekim günü ikisi krem biri siyah renkli üç devrim otomobili Meclis in önüne getirilir. Anıtkabir e gitmek için Gürsel benzini henüz konmamış Devrim 2 ye biner. Araba benzini bittiği için yolda kalınca, Cemal Paşa nın Ne oluyor? sorusuna, direksiyondaki mühendis Rıfat Serdaroğlu, Paşam, benzin bitti! der. Paşa dan 1 numaralı devrime binmesi istenir, Cemal Paşa Anıtkabir e bu ikinci arabayla gider. Cemal Paşa Anıtkabir de araçtan inerken Garp kafasıyla araba yapıyorsunuz, ama Şarklı olduğunuz için benzin koymayı unutuyorsunuz diyerek hışımla aracı terk eder. Ve yerli otomobil Devrim in macerası da burada son bulur. Devrim otomobillerinin, seri üretimine geçilmese de özel sektörde otomobil imali fikrini körüklediği ve onlara cesaret verdiği bir gerçek. Yerli otomobil Devrim in macerası, yakıt unutulunca sona erdi. da kullanılmaya çok uygundu. Nejat Verdi ve Ferruh Verdi kardeşler bu araçları Türkiye de üretmek istedi. Onların girişimleriyle 1954 te Amerikalılar bu araçların Türkiye de montajına izin verdi. Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu ndan yararlanılarak Tuzla da Jeep fabrikası kuruldu. Sermayesinin yüzde 25 i Amerikalılar a ait olan bu fabrikada üretim 1956 Şubat ayında başladı. Zamanla Büssing markaları kamyonların yapımına da başlayan fabrika, daha sonra askeriyeye devredildi. NOBEL 200 ÜRETİLDİ 1955 yılında ise Türkiye de ticareti kamyonet üretimine başlandı. O yıl kurulan Federal Türk Kamyonları A.Ş şirketi, tamamı Türk olan kadrosu ile Çayırova daki tesisinde Federal markası ile kamyon montaj ve imalatına başladı. Tarımsal sanayinin desteklendiği dönemde, 1956 yılında Minneapolis-Moline Türk Traktör ve Tarım Makineleri faaliyete geçti. Türk otomotiv sektöründeki önemli gelişmelerden biri de 1958 yılında yaşandı. Üç yıl Fuldamobil lisansı ile İstanbul Şişli de ufak bir tesiste ilk Türk otomobili Nobel 200 üretildi. 1958-1961 yılları arasında büyüklü küçüklü 2 bin 171 parçanın birleştirilmesiyle ortaya çıkarılar araç, 192 CC lik ve 10,2 beygirlik iki zamanlı tek silindirli bir motora sahipti. Azami hızı saatte 80 kilometre olup 100 kilometredeki yakıt tüketimi 4 litreydi. İLK SERİ ÜRETİM: ANADOL 1959 yılında Ford Motor Company ve Koç Grubu girişimiyle Otosan kuruldu. Otosan 1966 yılında İngiliz Reliant firmasına prototipini hazırlattığı ve prensipte fiberglas gövdeli, iki kapılı, bütün mekanik parçaları Ford dan alınan, adı bir yarışma sonucu belirlenen otomobilini, Anadol u üretmeye başladı. Sac ile araba kalıbı yapmak o sıralar pahalı olduğu için, fiberglastan araba yapmak fikri, Anadol un doğuşunun en önemli yanı oldu. 26 bin 800 liradan satışa sunulan otomobilden üretiminin devam ettiği 1984 yılına kadar 87 bin adet üretildi. Yan sanayinin kısıtlı olduğu bir dönemde geliştirilen Anadol un üretimiyle Koç, Türkiye de otomotiv endüstrisinin kurucusu oldu. DÖRT DEVRİM ARABASI 1961 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel in isteği üzerine Eskişehir Devlet Demiryolları Fabrikası nda Türk mühendisler tarafından tamamıyla Türkiye de tasarlanıp, geliştirilen ilk otomobil üretildi ve araca Devrim adı verildi.. O tarihlerde toplu iğne dahi üretemeyen bir ülkede Türk mühendisler 135 gün gibi çok kısa bir zamanda kısıtlı imkanlarla ilk yerli otomobili geliştirip, bundan 4 tane üretmeyi başardı. KUŞ SERİSİ YAPILDI 1968 yılına gelindiğinde ise, Koç Grubu ikinci otomotiv yatırımını İtalyan Fiat ile ortak olduğu Tofaş olarak gerçekleştirdi. 1971 yılında sac karoser ve arkadan itişli Murat 124 üretimine başlandı. Bursa fabrikasında üretilen otomobil, Türkiye de yabancı lisansla üretilen ilk otomobil olma özelliğini taşıyor. 1971-1977 yılları arasında 134 bin 876 adet üretilen Murat 124 ün, kuş serisinin üretimine başlanmasıyla birlikte 1977 yılında üretimi durduruldu. 1984 yılında Tofaş Serçe adıyla yeniden üretilse de 1995 yılından sonra üretimi tamamen durduruldu. 2002 yılında çıkarılan Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) indirimi ile yollardaki Murat 124 ler azalmaya başladı. Tofaş ın üretimi 1976 yılında Murat 131 ile devam etti. Sonrasında ise kuş serisi Şahin, Kartal, Doğan markalarıyla devam etti. 1969 yılında ise Oyak, Fransız Renault ile bir ortaklık anlaşması yaparak Oyak- Renault olarak sac karoserli ve önden çekişli Renault 12 ile 1971 de üretime başladı. Renault 12 Toros ismiyle 2000 yılına kadar üretildi. 1990 lı yıllardan günümüze kadar geçen süre zarfında da Türkiye de üretim yapan yabancı ortaklı otomobil şirketleri, ürettikleri iddialı modelleri dünyaya ihraç eder hale geldi. 1966 yılında 26 bin 800 liradan satışa sunulan Anadol dan 1984 yılına kadar 87 bin adet üretildi. 335 BİN ADET ÜRETİLDİ 2015 yılı Ocak-Mart döneminde Türkiye de toplam 335 bin adet taşıt aracı üretildi. 2015 yılı Ocak-Mart döneminde toplam üretim, 2014 yılı aynı ayına göre yüzde 31 oranında arttı. Bu dönemde, üretimin yüzde 73 ünü oluşturan 254 bin taşıt aracı ihracatı gerçekleştirildi. 2014 yılına göre, yük ve yolcu taşıyan ticari araç üretimi, 2015 yılı ilk üç ayında: 2015 yılı Ocak- Mart döneminde otomobil üretimi, 2014 yılı aynı ayına göre yüzde 19 oranında artarak 198 bin adet düzeyinde gerçekleşti. 2015 yılı Ocak- Mart döneminde traktör üretimi yüzde 9 oranında artarak 1 bin 612 adet oldu. HİBRİT ARAÇLARA DESTEK Türkiye bugüne kadar pek çok araç üreten Türkiye, yerli üretime ise bir türlü geçemedi. Hükümet, özellikle son üç yıldır yerli otomobil üretin çağrısı yapıyor. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, TÜBİTAK aracılığıyla içten yanmalı motorlu araçların performansını artıracak, elektrikli ve hibrit araçların pil teknolojilerini geliştirecek ve bu araçlarda emisyon azaltılmasını sağlayacak sistemleri üretecek yenilikçi girişimcilere 2.5 milyon liraya kadar destek vereceğini her fırsatta vurguluyor. Bakanlık, özel sektör-kamu işbirliği sonucu farklı yatırımcıları bir araya getirerek, 2020 öncesinde yerli marka otomobilimizi Türkiye ve dünya yollarında görmeyi hedefliyor. 30 ALPET İN ENERJİSİ AĞUSTOS 2015 AĞUSTOS 2015 ALPET İN ENERJİSİ 31

SANAT SANAT RENKLERİN SUDA DANSI îkültürel MIRASLARIMIZIN EN GÜZEL ÖRNEKLERINDEN BIRI OLAN EBRU SANATI, MAHARETLI ELLERIN DOKUNUŞLARIYLA SUYUN ÜZERINDE HAYAT BULUYOR. Hat, tezhip ve minyatür gibi geleneksel Türk süsleme sanatlarından biri olan Ebru, kendine özgü tekniğiyle bu sanatlar arasında özel bir yere sahip. Bir kağıt boyama sanatı olan Ebru, yoğunlaştırılmış sıvı üzerinde, renklerin birbirleriyle kucaklaşması, kaynaşması, dans etmesi sonucunda ortaya çıkıyor ve bu desenin kağıda aktarılmasıyla hayat buluyor. Ebru sözcüğü, Farsçada bulut anlamına gelen ebr sözcüğünden türemiş. bulutumsu veya bulut gibi anlamına gelen ebri sözcüğü, dilimizde değişime uğrayarak Ebru biçimini almış. Ebru sanatının ne zaman ve nerede ortaya çıktığı kesin olarak bilinmese de, batı dünyası Ebru sanatını 16. yüzyıldan sonra Osmanlı topraklarını ziyaret ederek ülkelerine dönen Batılı seyyahlardan öğrenmiş. Rengarenk desenlerle bezenmiş bu egzotik kağıtlar, Avrupalıların çok hoşuna gitmiş ve Ebru lu kağıtlara Türk Kağıdı adı verilmiş. EBRU ÇEŞITLERI Boya, kitre, su, sığır ödü, kâğıt, tekne, fırça, bizler, neft, tarak ve sanatçının ruhu; zamanın içinde adeta dans ederek Ebru çeşitlemelerini yaratıyor. Battal, gelgit, serpme, şal, hafif, taraklı, akkase, kumlu-kılçıklı, çiçekli, koltuk, dalgalı, somaki, kaplangözü, bülbülyuvası gibi isimlerle bilinen Ebruların; öncelikle tekneye boyaların dökülmesi sonrasında yapılan işlem türü ve sırasına göre adlandırılması da değişiyor. Derviş sabrı gerekiyor Renkleri ve dokunuşları suda harmanlayan Ebru sanatı, kendine özgü malzeme ve uygulama özelliğine sahip. Ebru sanatında kullanılan bütün malzeme ve araçlar ebrucu tarafından hazırlanıyor. Boyaların tamamı doğadan ve doğal yollarla elde ediliyor. Ebru yapımında kullanılan malzemeler; işlem yapılacak suyun konacağı tekne olarak adlandırılan kap, kıvam artırıcı maddeler (kitre, deniz kadayıfı, salep vb.), suda erimeyen ve yağ içermeyen boyalar, sığır ödü, fırçalar, değişik kalınlıklarda iğnelerden oluşuyor. Ancak malzeme kadar Ebru yapılacak ortamın ısısı, havadaki nem oranı, ortamın temizliği ve sakinliği ile Ebru teknesine atış yapacak elin sahibinin iç huzuru da önemli. 32 ALPET İN ENERJİSİ AĞUSTOS 2015 AĞUSTOS 2015 ALPET İN ENERJİSİ 33

SANAT Ebru sevgisi olmadan, Ebru teknesinin başına geçilemiyor, Ebru sanatına saygı olmadan, fırça ele alınamıyor. Derviş sabrı olmadan da Ebru teknesinden güzel eserler çıkamıyor. Klasik Türk Ebru sanatında suda erimeyen, asit ve kazein içermeyen ve ışıktan etkilenmeyen tamamen doğal boyar maddeler ve kimyasal ailesi metal oksitler olan toprak boyalar kullanılıyor. Boyalar fırça veya çubuklar yardımıyla suyun üzerine damlatılıp yüzdürülüyor, çeşitli sivri uçlar ve taraklarla şekil verilip, motifler çiziliyor. Boyaların ne kadar açılacağı ve şekillerin son halinin ne olacağı kesin olarak bilinemiyor. Daha sonra üzerine kâğıt, seriliyor. Serilen kağıt suyun üzerinden kaldırıldığında hazırlanan deseni tamamen alıyor. Ebru sadece kağıda değil, ayrıca kumaşa, cama, seramiğe ve ahşaba da aktarılabiliyor. Ebrunun temeli: Battal Ebru Türk Ebrusu nun temel deseni Battal Ebru dur. Geleneksel ebrucu olmanın ilk ve son kuralı Battal Ebru yu yapabilmektir. Battal Ebru, boyaların koyu renkten başlayarak, açık renge doğru fırça yardımıyla kitreli su üzerine serpilmesiyle elde ediliyor. Boyalar daha sonra kağıda geçiriliyor. Basit bir Ebru çeşidi gibi görünse de, boyaların yüzeyde eşit miktarda ve büyüklükte dağılmasını sağlamak, özellikle Ebru yapmaya yeni başlayanlar için pek de kolay değil. Battal Ebru, kumlu Ebru dışında diğer tüm Ebru çeşitlerinin temeli. Diğer Ebru çeşitlerine geçebilmek için önce Battal Ebru yu doğru yapmak gerekiyor. Her Ebru tek ve biricik Ebrucu, yaptığı Ebru nun tam olarak nasıl olacağını değil, ancak yaklaşık olarak neye benzeyeceğini bilir. Bu yüzden ebrucu, ortaya çıkan Ebru nun benzerini bir daha yapamayacağının bilinciyle gönlünü ortaya koyar, fırçasını kullanır, atışını yapar, desenlerini iğneleriyle bir nakış gibi işler. Çalışmasının sonunda suyun üzerinde oluşan benzersiz dünyayı, suyun renklerle dansını üç değişik şekilde ve farklı renklerde görür. Renkler, teknedeki suyun üzerinde başkadır, tekne üzerine yerleştirilen kağıda alındıktan sonra farklıdır ve Ebru kağıdı kuruduğunda ise başka renklerde olacaktır. Bütün Ebru eserleri tektir. Benzerine rastlanabilir ama aynısı kesinlikle olamaz. Güzel eser için uyum şart Ebrucunun tekne başına oturması bir ritüel gerektiriyor. Sonrasındaki muhabbet, Ebru teknesi ile ebrucu arasında yaşanıyor. Su üstüne düşen damlaların açılımını, damlaların büyüklüğü ve küçüklüğünü, damlaların düştüğü noktaları, renklerin uyumu ve dağılımını, boyaların birbiriyle olan ilişkisini Ebru teknesi mi belirliyor, Ebru ustası mı belirliyor bilinmez. Ebrucu kendi iradesini, tekne kendi iradesini ortaya koyuyor. Eğer uyum varsa güzel eserler ortaya çıkıyor; ebrucu, sevgisinin, sabrının ve emeğinin karşılığını alıyor. Çoğunlukla ustadan çırağa geçerek günümüze gelen Ebru, son yıllarda birçok farklı çalışma ve tarz yaratan sanatçılarla modern bir gelişme yakalamış. Klasik Ebru dan yola çıkıp güneşin ağaçlar arasından batışını sudaki tekneye, oradan da kâğıda resmeden ya da mikro-makro evrenin boyutlarını sergileyen sanatçılarımız günümüzde Ebru da çok sesliliği yakalamış. Ebru sanatı, 2014 yılında UNESCO tarafından Türkiye adına Dünya Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi ne alındı. Mücevher sektörünün lider markası Altınbaş ın birbirinden özel tasarımları yaz aylarında da ışıldamaya devam ediyor. Mücevher tutkunlarının beğenisine sunulan değerli taşlardan oluşan mücevherler yaz aylarında hem gündüz hem gece ışıldayarak stil sahibi kadınların vazgeçilmezi oluyor. Mücevherlere renkleri ile ilham veren Ametist, Mavi Topaz ve Safir taşlarının öne çıktığı Altınbaş tasarımlarında yoğun olarak kullanılan mavi ve mor, mücevherlerin büyülü dünyası ile buluşuyor. Yaz mevsiminde stil sahibi kadınların imajını tamamlayacak olan mücevherler, gökyüzü ve denizin rengi olan mavi tonları ile ALPET haber Mavinin Büyülü Dünyasına Altınbaş ile Yolculuk ALTINBAŞ; YAZ SEZONUNDA PIRLANTA VE DEĞERLI TAŞLARDAN OLUŞAN EŞSIZ MÜCEVHERLERINI MODA SEVERLERLE BULUŞTURUYOR. GECENIN IÇINDE IŞIL- DAYAN PIRLANTALAR, EŞSIZ MAVININ EN GÜZEL TONLARINI BARINDIRAN TAŞLARLA BEZELI MÜCEVHERLER GÖZ KAMAŞTIRIYOR. huzur, sonsuzluk ve hayal gücünü sembolize ederken mor renkli ametist taşlı mücevherler ise simgelediği lüks ve ihtişam ile sofistike bir kimliğe bürünüyor. Altınbaş ın dokunuşu ile yeniden yorumlanan farklı büyüklük ve karatlardaki pırlantalarla bezeli kolye, küpe ve yüzükler sade ama bir o kadar ihtişamlı görünümleri ile yaz gecelerinde yıldız gibi parlamak, şıklığına şıklık katmak isteyen kadınların beğenisine sunuluyor. Yaz mevsiminin en güzel anlarını, mavinin en güzel tonlarıyla karşılayan mücevherler Altınbaş mağazalarında mücevher tutkunlarını bekliyor. 34 ALPET İN ENERJİSİ AĞUSTOS 2015 AĞUSTOS 2015 ALPET İN ENERJİSİ 35