HASTA OKULU NDA BU HAFTA 7 HASTALIK KONUSU ELE ALINACAK



Benzer belgeler
HASTA OKULU NİSAN AYINDA DA YOĞUN BİR PROGRAM İLE DEVAM EDİYOR

Hipertansiyon. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015

OSTEOPOROZ. Prof. Dr. Semih AKI İstanbul Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı

KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ

HEPATİTLER (SARILIK HASTALIĞI) VE KRONİK BÖBREK HASTALIKLARI VE

Kalp Krizini Tetikleyen Durumlar ve Tedavisi. Doç. Dr. Bülent Özdemir Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı

KALP KRİZİ UZ.DR.MUHAMMET HULUSİ SATILMIŞOĞLU

KEMIK ERIMESI ERKEKLERI DE TEHDIT EDIYOR

YETERLİ VE DENGELİ BESLENME NEDİR?

DİYABET NEDİR? Özel Klinik ve Merkezler

Prof. Dr. Sedat BOYACIOĞLU

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın

Sağlıklı Kan Basıncı Sağlıklı Kalp Atımı

Op Dr Aybala AKIL. ACIBADEM Bodrum Hastanesi

OKUL ÇAĞINDA BESLENME

Sigaranın Vücudumuza Zararları

Fiziksel Aktivite ve Sağlık. Prof. Dr. Bülent Ülkar Spor Hekimliği Anabilim Dalı

Prof. Dr. Lale TOKGÖZOĞLU

OSTEOPOROZ. Uzm Dr Duygu KURTULUŞ HNH FTR Kliniği K

KALP KRİZİNDE İLK MÜDAHALE VE STENTLİ HASTANIN YAŞAMI. Uzm.Dr. Selahattin TÜREN Kardiyoloji Bölümü

Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Kanser Hastalığına Eşlik Eden Kronik Hastalıklar-I Hipertansiyon

Şişmanlık (obezite); sağlığı bozacak düzeyde vücutta yağ miktarının artmasıdır.

BÖBREK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Böbrekler ne işe yarar?

Diyabet Nedir? Diyabetin iki tipi vardır:

TALASEMİDE OSTEOPOROZ EGZERSİZLERİ

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D.

Yaşlılarda düzenli fiziksel aktivite

Kanserin sebebi, belirtileri, tedavi ve korunma yöntemleri...

KALP DAMAR SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI RİSKLERİNDEN KORUNMA

Kilo verme niyetiyle diyet tedavisinin uygulanamayacağı durumlar nelerdir? -Hamilelik. -Emziklik. -Zeka geriliği. -Ağır psikolojik bozukluklar

Sigara sağlığa zararlı olmasına rağmen birçok kişi bunu bile bile sigara kullanmaktadır. En yaygın görülen zararlı alışkanlıkların içinde en başı

Pankreas, midenin arkasında karın içine yerleşmiş bir organdır. Gıdaların sindirim ve kullanımında büyük rol alır. Vücut için önemli hormonlar

Hipoglisemi-Hiperglisemi. Dr.SEMA YILDIZ TÜDOV Özel Diabet Hastanesi İstanbul

Osteoporoz Rehabilitasyonu

Ankilozan Spondilit BR.HLİ.065

HASTALIKLARA ÖZEL BESLENME

TÜBERKÜLOZ Tüberküloz hastalığı gelişimi için risk faktörleri

DIABETES MELLITUS NEDİR? NEDENLERİ VE SONUÇLARI. Mümkün olduğunca normal bir yaşam. Lilly Deutschland GmbH Werner-Reimers-Straße Bad Homburg

Damar Tıkanıklığı Nedir ve Belirtileri Nelerdir?

Kalp Hastalıklarından Korunma

YAŞLILARDA FİZİKSEL AKTİVİTE VE FİZİKSEL UYGUNLUK PROF. DR. ERDAL ZORBA

MEME KANSERİ VE KENDİ KENDİNE MEME MUAYENESİ İSTANBUL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ 2009

Pazartesi İzmir Basın Gündemi

ÇOCUKLARDA ŞEKER HASTALIĞININ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Türkiye nin Tansiyonunu Ölçüyoruz

Diyabet nedir? Ensülin nedir?

29 EYLÜL DÜNYA KALP GÜNÜ FAALİYET RAPORU TEKİRDAĞ HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ

BEL AĞRISI. Dahili Servisler

SUNUM PLANI MENOPOZ DÖNEMİNİN ÖZELLİKLERİ MENOPOZDA GÖRÜLEN SORUNLAR MENOPOZ DÖNEMİNDE BESLENME İLKELERİ YAŞLILIKTA BESLENME

SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ

Diyabet ve komplikasyonlarıyla. yla mücadele uzun bir yolculuk gibidir. Binlerce kilometrelik bir yolculuk bile, r. Lao Tzu MÖ 600

OSTEOPOROZ Düşük Kemik Yoğunluğu (Kemik Erimesi)

BESİN GRUPLARININ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ

MERVE SAYIŞ TUĞBA ÇINAR SEVİM KORKUT MERVE ALTUN

Türkiye nin Tansiyonunu Ölçüyoruz

Sağlıklı Kan Basıncı Sağlıklı Kalp Atışı. Initiated by the World Hypertension League

T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Tüberküloz Daire Başkanlığı VEREM HASTALIĞI

MENOPOZ DÖNEMİNİN ÖZELLİKLERİ

Yaşlanma ile birlikte deri ve saçlarda görülen değişiklikler gibi vücut duruşunda ve yürüyüşünde de değişiklikler meydana

gereksinimi kadar sağlamasıdır.

DİYABETTE İLAÇ VE İNSÜLİN TEDAVİSİ

FAZLA SU HÜCRELERİ ŞİŞİRİYOR

Vücudumuzda oluşan tümör hücrelerini yok etmek için uygulanan ilaç tedavisine kemoterapi denir.

HODGKIN DIŞI LENFOMA

oporoz Tanı ve Tedavi Prensipleri

Sağlık ve Sağlıklı Yaşam

GEBELİK VE LOHUSALIK

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler

Dr. Bekir KESKİNKILIÇ

KULLANMA TALİMATI. CASODEX film tablet 28 tablet içeren ambalajda sunulmaktadır.

KEMOTERAPİ NASIL İŞLEV GÖRÜR?

KULLANMA TALİMATI. PHOS-NO 1000 mg tablet Oral yoldan uygulanır.

MENOPOZ VE ANTİHİPERTANSİF TEDAVİ

FİZİKSEL ETKİNLİĞİN SAĞLIK ÜZERİNE YARARLARI Doç. Dr. Ferda GÜRSEL

Kronik Hastalıklar Epidemiyolojisi (Noncommunicable Diseases) Doç. Dr. Emel ĐRGĐL

TND Böbrek Sağlığı Otobüsü

HİPERTANSİYON TEDAVİ KILAVUZU VE YAŞAM TARZI ÖNERİLERİ

GENEL SORU ÇÖZÜMÜ ENDOKRİN SİSTEM

AKCİĞER KANSERİ TANISI KONULDUKTAN SONRA NE YAPILIR HASTA NASIL TAKİP VE İDARE EDİLİR

Yaşam kalitesini olumsuz etkileyen, Önlenebilen veya geciktirilebilen bir hastalıktır.

DERS : ÇOCUK RUH SAĞLIĞI KONU : KİŞİLİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Diyabet Şeker Hastalığının Önemi

MENOPOZ. Menopoz nedir?

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... III

T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Tüberküloz Daire Başkanlığı. VEREM HASTALIĞI ve VEREM HAFTASI

Diyabet ve diş-dişeti sorunları TÜRKİYE ENDOKRİNOLOJİ VE METABOLİZMA DERNEĞİ DİABETES MELLİTUS ÇALIŞMA VE EĞİTİM GRUBU

DİYABETES MELLİTUS. Uz. Fzt. Nazmi ŞEKERC

BÖBREKLERİ Mİ NASIL KORURUM? Dİ YALİ Z HASTASI OLMAKTAN NASIL KURTULURUM? Prof. Dr. Tekin AKPOLAT

HİZMETE ÖZEL. T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu DOSYA

Rahim Ağzı Kanseri Korkulu Rüyanız Olmaktan Çıkıyor

21 EKĠM 2011 SUPHĠ ÖNER ÖĞRETMEN EVĠ HOŞ GELDİNİZ. Hüseyin GÖKÇE İl Sağlık Müdürlüğü Eğitim Şube Müdürü

BUNAMA (DEMANS) NEDİR?

İLK 1000 GÜNDE UYGULANAN BESLENME POLİTİKALARI VE GELECEK NESİLLERE ETKİSİ

TİP 2 DİYABET HASTALARI İÇİN RAMAZAN SÜRESİNCE ORUÇ TUTMANIN ESASLARI HAKKINDA BİLGİ KİTİ

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Nefroloji BD Olgu Sunumu 24 Ekim 2017 Salı

TROMBOSİTOPENİ KONTROLÜ

Adet dönemi uzun ve sancılı geçiyorsa dikkat! ENDOMETRİOZİS 10 KADINDAN BİRİNİN SORUNU

TC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ YÜKSEK TANSİYONLU HASTALAR. Eğitim Koordinatörlüğü

YÜKSEK KOLESTEROL. Hiperkolesterolemi; Yüksek kolesterol sebepleri nelerdir?

Gebeliğiniz süresince Doğum Öncesi Bakım Hizmetleri;

Transkript:

BASIN BÜLTENİ Sevil Utku Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği sevil.utku@aifd.org.tr Telefon : 0212 267 16 00 HASTA OKULU NDA BU HAFTA 7 HASTALIK KONUSU ELE ALINACAK İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi nin, Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AİFD) nin desteğiyle sürdürdüğü Hasta Okulu Mart ayında yoğun bir programla devam ediyor. 15 Mart Perşembe günü İstanbul Tıp Fakültesi nde Osteoporoz, İstanbul Büyükşehir Belediyesi nde Yüksek Tansiyon, Bağcılar Belediyesi nde Kronik Böbrek Hastalığı, Bahçelievler Belediyesi nde Bel ve Boyun Ağrıları, Çatalca Belediyesi nde Kalp Krizinden Sonra Yaşam, Fatih Belediyesi nde Şeker Hastalığı ve Kağıthane Belediyesi nde Çocuklarda astım ve alerjik hastalıklar ele alınacak. 14 Mart 2007, İstanbul- Hastaları ve hasta yakınlarını, en yaygın kronik hastalıklar ve hasta hakları konusunda bilgilendirmeyi amaçlayan Hasta Okulu nda bu hafta Osteoporoz, Yüksek Tansiyon, Kronik Böbrek Hastalığı, Bel ve Boyun Ağrıları, Kalp Krizinden Sonra Yaşam, Şeker Hastalığı ve Çocuklarda Astım ve Alerjik Hastalıklar konuları ele alınacak. 15 Mart Perşembe günü saat 14.00 16.30 arasında İstanbul Tıp Fakültesi, İstanbul Büyükşehir, Bağcılar, Bahçelievler, Çatalca, Fatih ve Kağıthane Belediye lerinde gerçekleştirilecek toplantılarda, Türkiye de onbinlerce kişiyi yakından ilgilendiren kronik hastalıklar ele alınacak ve katılımcıların soruları yanıtlanacak. Hasta Okulu nda, konularının uzmanı hekimler, hasta ve hasta yakınlarıyla bir araya gelerek, hastalıklarından kaynaklanan sorunların çözümü için yardımcı oluyor. Kronik hastaların ve hasta yakınlarının yaşamlarını kolaylaştırmanın yanı sıra, hastalıklar ve tedavileri konusunda toplumsal bilincin gelişmesine katkı sağlanıyor. Hasta Okulu na Katılım Ücretsiz! Katılımın ücretsiz olduğu Hasta Okulu nda, hasta ve hasta yakınları, konularının uzmanı hekimler ile bir araya geliyor. Kronik hastaların ve hasta yakınlarının yaşamlarını kolaylaştırmanın yanı sıra, hastalıklar ve tedavileri ile ilgili bilgi ediniyorlar. İstanbul Tıp Fakültesi (Çapa) Kampusu içindeki toplantılar Kemal Atay Amfisi nde, belediyelerle işbirliği kapsamında düzenlenen toplantılar ilgili belediyelerin toplantı salonlarında, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü ile işbirliği kapsamında düzenlenecek toplantılar ise ilgili hastanelerin konferans salonlarında saat 14:00-16:30 arasında yapılacaktır.

Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AİFD) Hakkında: 2003 yılından bu yana faaliyette bulunan Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AİFD) bünyesinde 36 araştırmacı ilaç firmasını bulundurmaktadır. www.aifd.org.tr Editöre Not: İlk toplantısı 01 Mart ta gerçekleşen Hasta Okulu, 21 Haziran 2006 tarihinde kadar devam edecek. İstanbul Tıp Fakültesi ndeki tüm toplantılar Çapa Kampüsü Kemal Atay Amfisi nde ve ilgili belediyelerin toplantı salonlarında, saat 14:00-16:30 arasında gerçekleşiyor. Osteoporoz Aşırı kalsiyum kaybı yüzünden kemiklerin sertliğinin azalıp kalitesinin bozulması sonucu daha zayıf ve kırılabilir hale gelmesi demek olan osteoporoz, özellikle yaşam süresinin uzamasıyla yaşlı nüfusta sık görülen bir rahatsızlık haline gelmiştir. Osteoporoz a bağlı kalça kırıklarından ölüm, kalp ve kanser hastalıklarına bağlı ölümlerden sonra 3. sıradadır. Oysa, Osteoporoz önlenebilen ve tedavi edilebilen bir rahatsızlıktır. Osteoporoz riskini artıran faktörlerin başında yaş gelmektedir. Görülme sıklığı, 50-60 yaş arası kadınlarda %40-55, 60-70 yaş arası kadınlarda %75, 70 yaş ve üzeri kadınlarda ise %85-90 arasıdır. Geçmişte kişinin yaşadığı ya da ailede yaşanan bir kırık hikayesi, cinsiyet, ırk, genetik yapı, aşırı alkol ve kafein tüketimi, sigara, bazı ilaçların kullanımı ve kadınlık hormonu yetersizliği de risk faktörleri arasındadır. Osteoporoz bulguları arasında, omur, kalça, el bileği ve diğer kemiklerde görülen kırıklar, ani ve şiddetli bel veya sırt ağrısı, boy kısalması ve kamburluk, karın, göğüs boşluğunda daralma, psikolojik ve sosyal sonuçların yanı sıra, yaşam kalitesinde bozulma da bulunmaktadır. Dolayısıyla, 65 yaş ve üzeri tüm erkek ve kadınların, risk faktörleri bulunan tüm menopoz sonrası kadınların, paratiroid ve troid hastalığı olanların kemik mineral yoğunluk ölçümü yaptırmaları gerekir. Osteoporozdan korunmak için, doruk kemik kütlesinin azami seviyeye çıkarılmalı ve bu sürdürülmeli, kemik kaybı asgariye indirilmeli, düşme önlenmeli, beslenme düzenlenmeli, fiziksel aktivite teşvik edilmeli ve tüm risk faktörlerinden korunmalıdır. Yüksek Tansiyon Sistolik ve diastolik kan basınçlarının 140/90 mmhg nin üzerinde olması olarak tanımlanan hipertansiyon, şiddetine göre 3 evreye ayrılır. Sistolik ve diastolik kan basınçları, Evre I Hipertansiyonda 140-159 mmhg ve 90-99 mmhg, Evre II

Hipertansiyonda 160-179 mmhg ve 100-109 mmhg aralıklarında, Evre III Hipertansiyonda ise 180 mmhg ve 110 mmhg değerlerinin üzerindedir. Yüksek kan basıncının nedenleri genel olarak ikiye ayrılır. Hastaların yüzde 90 ında teşhis edilebilen bir neden bulunmaz. Bu grup hastalar, esansiyel hipertansiyon tanısı alırlar. Geriye kalan yüzde 10 luk kısmı ise, teşhis edilebilen bir hastalık ya da sebeple ilişkili hipertansiyon hastaları oluşturmaktadır. Hipertansiyon mutlaka tedavi edilmesi gereken bir risk faktörüdür. Tedavisi yaşam boyu sürer. Tedavi edilmeyen hastaların yüzde 50 sinde koroner kalp hastalıkları / kalp yetersizliği, yüzde 33 ünde inme ve yüzde 10-15 inde böbrek yetersizliğinden ölüme yol açar. Bu risklerin azaltılması için kan basıncının etkin ve sürekli olarak belirli değerlerin altında tutulması önem taşır. Yüksek tansiyon hastalarının yaşam tarzlarında belirli değişiklikler ve diyet yapmaları önemlidir. Bunların başında, hastanın ideal kilosunu koruması, şişmansa doktor ve diyetisyen kontrolünde ideal kilosuna ulaşması, doymuş yağlardan kaçınıp sebze ve meyveden zengin beslenmesi, tuzdan ve sigaradan kaçınması gelmektedir. Günde 30 dakika düzenli yürüyüşler yapılması ve alkol tüketimini hanımlarda 1, erkeklerde 2 içki ile sınırlandırılması da yapılan öneriler arasında yer alıyor. Hipertansiyonda ilaç tedavisinin doktor kontrolünde yapılması, kişinin bir uzmana danışmadan ilaç kullanmaması önem taşımaktadır. Kronik Böbrek Hastalığı Kronik böbrek hastalığı, değişik nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan, müzminleşmiş böbrek hastalıklarına verilen genel isimdir. Vücuttaki üre, kreatinin, ürik asit gibi zararlı maddelerin uzaklaştırılması, su ve tuz dengesi ile tansiyonun ayarlanması, kan yapımının ayarlanması, D vitamini yapımı ve kalsiyum-fosfor fazlasının vücuttan atılması, kimyasal dengenin sağlanması ve fazla hormonların kandan temizlenmesi, ilaç yan ürünlerinin atılması gibi son derece önemli işlevleri yerine getirir. Değişik hastalıklara bağlı olarak böbreklerin görevlerini tam olarak yapamamaları halinde ortaya kronik böbrek yetersizliği çıkar. Bunun en açık göstergesi hastanın kanında üre ve kreatinin gibi bazı zararlı maddelerin yükselmesidir. Son dönem böbrek yetersizliği kendini, aşırı yorgunluk hali, ellerde, yüzde ve ayaklarda şişlik, yüksek tansiyon, bulantı ve kusma, nefes darlığı ve uyuma güçlüğü gibi belirtilerle gösterir. Bu aşamada, hastanın sadece ilaçlarla tedavisi mümkün olmasa da düzenli diyaliz veya böbrek nakli ile belirli bir yaşam kalitesi korunabilmektedir. Böbrek nakli ile hastaya canlı bir vericiden veya yeni ölmüş bir kimseden yeni bir böbrek yerleştirilir. Diyaliz ise, özel bir merkezde düzenli olarak yapılabildiği gibi, hastanın karın zarının filtre olarak kullanılmasına imkan veren Periton diyaliz yöntemiyle de yapılabilir. Her tedavi şeklinin kendine göre iyi ve sakıncalı tarafları vardır. Ancak her şeye rağmen, bu tedaviler, hastalara yakınları ile çok uzun yıllar bir arada olma imkanını sağlar. Bir tedavi yöntemine geçmek her zaman için mümkündür.

Bel ve Boyun Ağrısı Soğuk algınlığının ardından en sık rastlanan doktora başvuru ve işe gidememe nedeni olan bel ağrısını insanların %65-80 ini hayatlarının bir döneminde en az bir defa yaşamaktadır. Bel ağrısının en sık nedeni omurganın kötü kullanımına bağlı zorlanmadır. Bel fıtığı, kireçlenme, omur kayması, omurilik kanalının daralması, omurganın eğrilmesi, enfeksiyon, romatizmal hastalıklar, tümörler, iç organlardan yayılan ağrılar da bel ağrısına neden olabilmektedir. Ancak kişinin hareket yeteneğini kısıtlayan ve yaşam kalitesini düşüren bel ağrısından sakınmak için omurga sağlığının korunmasına özen gösterilmesi asıl amaç olmalıdır. Bunun için ayakta dururken, otururken, uyurken, araba kullanırken veya diğer günlük işlerde doğru pozisyonlarda durulması önem taşımakta, belin ani ve sert hareketlerle zorlanmaması gerekmektedir. Özellikle ağırlık kaldırırken, hatalı pozisyonlardan kaçınılması bel sağlığının korunması açısından büyük önem taşımaktadır. Bel ağrısını önlenmesi ve tedavisinde de egzersizlerin önemli rolü vardır. Egzersizlerle, bel, karın ve sırt kaslarının güçlendirilmesi ve buna bağlı iyileşmeyi kolaylaştırarak ağrının tekrarının engellenmesi amaçlanır. Egzersiz programı doktor gözetiminde, hafif yoğunlukta başlanmalı zamanla sıklaştırılmalıdır. Şeker Hastalığı Kandaki şeker düzeyini dengeleyen insülin hormonunun üretilememesi veya yeterli üretilmesine rağmen vücut tarafından kullanılamaması sonucunda ortaya çıkar. Diyabette belirtiler, şekerin yüksek olması ve keton cisimciklerinin üretilmesi mekanizmalarından hangisinin baskın olduğuna göre değişmektedir. Şekerin yüksek olması halinde, özellikle geceleri idrara çıkmada artış, sıvı kaybı, susama, ağız kuruması, ciltte kuruluk, halsizlik/çabuk yorulma, görme bulanıklığı yaşanabilmektedir. Keton cisimciklerinin üretilmesi durumunda ise, bulantı/kusma, yorgunluk, karın ağrısı, derin soluma/solukta aseton kokusu, baygınlık hissi ve hızlı kilo kaybı görülmektedir. Amerikan Diyabet Birliği (ADA) tarafından yapılan sınıflandırmaya göre, Tip 1, Tip 2 ve Gestasyonel (gebelik sırasında oluşan) olmak üzere üç tip diyabet vardır. Tüm diyabet hastalarının yüzde 10 unda görülen Tip 1 diyabet, genellikle 35 yaş altında başlar, şişman olmayan ve çoğunlukla ailesinde diyabet bulunmayan kişilerde görülür. Bağışıklık sisteminin oluşan bir sapma sonucunda pankreası insülin üreten hücrelerini yabancı olarak görmesi ve yok etmesinden kaynaklanır. Belirtilerin saatler, günler içerisinde aniden başladığı Tip 1 diyabette bazı toplumlarda daha sık görülür ve tedavide mutlaka insülin kullanılır. Diyabet hastalarının yüzde 90 ında görülen Tip 2 diyabet ise 35-40 yaşlarından sonra, şişman, tansiyonu ve kan yağları yüksek, hareketsiz bir yaşam tarzı süren kişilerde görülür. Çoğunlukla ailede diyabet vardır ve sorun vücutta bulunan insülinin kullanılamamasıdır. İnsülin kullanılamadığı için pankreas sürekli insülin üretmesi için uyarılır ve sonunda iflas eder. Öte yandan, şekerden enerji alamayan hücreler ise kas ve yağ yakarak hastada hızlı zayıflamaya yol açar. Tip 2 diyabetin tedavisinde dengeli

beslenme ve düzenli egzersiz ile uzun yıllar ilaca ihtiyaç duyulmayabilir. Bu yetmediğinde, önce ağızdan şeker düşürücü haplar, gereğinde insülin kullanılabilir. Diyabet riski olanlar için, dengeli ve düzenli beslenme ve her gün 30 dakikalık yürüyüş bugüne kadar denenen tüm geciktirici ilaçlardan daha etkilidir. Diyabetten sakınmak için, gereken miktarda enerji veren besin çeşitliliğini yaratılması, daha fazla posa yenmesi ve daha az tuz tüketilmesi, rafine şeker ve doymuş yağ tüketiminin kısıtlanması büyük önem taşımaktadır.