PHILIP ROTH 19 Mart 1933 te New Jersey in Newark kentinde doğan Philip Roth, Bucknell Üniversitesi ni bitirdikten sonra Chicago Üniversitesi nde

Benzer belgeler
Ursula K. LeGuin LeGuin 21 Ekim 1929 da ABD nin Kaliforniya eyaletinin Berkeley kentinde doğdu. Babası ünlü antropolog Alfred Kroeber di.

CONNIE PALMEN 1955 te doğdu. Felsefe ve Hollanda dili edebiyatı okudu. Amsterdam da yaşıyor.

Julian Barnes. Nabız

GAVIN WESTON 1962 yılında Belfast'ta doğan İrlandalı görsel sanatçı ve yazar Gavin Weston, Fine Art at Saint Martin s School of Art and Design ve

İYREC-İ PÉZÉŞKZÂD 1928 yılında Tahran'da dünyaya gelen Pézéşkzâd'ın babası doktor, annesi öğretmendir. İlk ve ortaöğrenimini Tahran'da tamamladıktan

Ayrıntı: 609 Edebiyat Dizisi: 177 Hafız Divanı 1. Cilt Hâfız-ı Şirâzi

Ayrıntı: 613 Edebiyat Dizisi: 179. Kuzeye Göç Mevsimi Tayeb Salih. Arapça dan Çeviren Adnan Cihangir. Yayıma Hazırlayan Gül Korkmaz

THOMAS EUGENE ROBBINS Amerikalı roman ve hikâye yazarı (d. 1936). Robbins, Oyunculluk, uçarılık değil bilgeliktir görüşünü ön plana çıkarıp çılgınlık

DANIEL ALARCÓN Daniel Alarcón, memleketi Lima, Peru da yayınlanan Etiqueta Negra dergisinin editör yardımcısıdır. Öykü seçkisi War by Candlelight,

PETER CAREY 7 Mayıs 1943 Avustralya doğumlu Peter Philip Carey, Booker Ödülü nü iki kere kazanmış iki yazardan biridir. İlk ve ortaöğrenimini

DAVID LODGE 1935 te Londra da doğan David Lodge, College London Üniversitesi nden 1955 te mezun olur da aynı üniversiteden yüksek lisans

Urs Widmer. Babamın Kitabı

ROBERT M. PIRSIG 1928 de Minneapolis te doğan Robert Maynard Pirsig Minnesota Üniversitesi nde felsefe, kimya ve gazetecilik öğrenimi gördü.

SAMUEL BECKETT İrlandalı romancı, oyun ve senaryo yazarı, öykücü, şair, denemeci ve çevirmen ( ). Dublin in bir banliyösünde doğdu, Protestan

IRIS MURDOCH 1919 da İrlanda da doğan İngiliz romancı, oyun yazarı, şair, denemeci, felsefeci ve senaryo yazarı. Murdoch hemen her yıl hacimli birer

HA JIN Çin in Liaoning eyaletinde doğan Ha Jin subay olan babasının izinden giderek, on üç yaşında orduya katılır. Edebiyata ilgisi nedeniyle altı

ROMAN GRAF 1978 yılında, İsviçre de, Winterthur da doğdu. Leipzig te Alman Edebiyatı eğitimi almıştır de Studer/Ganz Ödülü, 2009 da

WALKER PERCY Walker Alexander Percy, 1916'da Alabama, Birmingham'da dünyaya geldi. On üç yaşındayken, başarılı bir avukat olan babasının intihar

John Fowles. Fransız Teğmenin Kadını

PETER CAREY 7 Mayıs 1943 Avustralya doğumlu Peter Philip Carey, Booker Ödülü nü iki kere kazanmış iki yazardan biridir. İlk ve ortaöğrenimini

NEAL STEPHENSON ABD li yazar ve bilgisayar oyunu tasarımcısı Neal Town Stephenson 1959 yılında doğdu. Mühendis ve bilim insanlarından

DANIEL ALARCÓN Daniel Alarcón, memleketi Lima, Peru da yayınlanan Etiqueta Negra dergisinin editör yardımcısıdır. Öykü seçkisi War by Candlelight,

JEAN GENET (D. 19 Aralık 1910 Ö. 15 Nisan 1986) Paris te doğdu. Evlilikdışı bir çocuk olduğu için annesi tarafından terk edildi, on yaşına değin bir

EDMUNDO PAZ SOLDÁN Nobel ödülü sahibi ünlü yazar Mario Vargas Llosa tarafından yeni neslin en önemli Latin Amerikalı yazarları arasında ilk sırada

ROLF LAPPERT 1958 yılında İsviçre nin Zürih kentinde doğan Rolf Lappert, asıl olarak grafik sanatçısı olarak meslek hayatına başlamıştır.

MARIO BENEDETTI Mario Orlando Hardy Hamlet Brenno Benedetti Farrugia ya da bilinen ismiyle Mario Benedetti 14 Eylül 1920 yılında Uruguay ın Paso de

JULIAN BARNES Çağdaş İngiliz edebiyatının önde gelen adlarından olan Julian Barnes, 1946 da Leicester da doğdu. Oxford Üniversitesi, Magdalen College

Ayrıntı: 83 Edebiyat Dizisi: 28. Watt Samuel Beckett. Kitabın Özgün Adı Watt. Fransızca ve İngilizce den Çeviren Uğur Ün

Hâfız-ı Şirâzi. Hafız Divanı. 2. Cilt

THOMAS EUGENE ROBBINS Amerikalı roman ve hikâye yazarı (d. 1936). Robbins, Oyunculluk, uçarılık değil bilgeliktir görüşünü ön plana çıkarıp çılgınlık

IRIS MURDOCH 1919 da İrlanda da doğan İngiliz romancı, oyun yazarı, şair, denemeci, felsefeci ve senaryo yazarı. Murdoch hemen her yıl hacimli birer

JOHN (ROBERT) FOWLES ( ) İngiliz romancı, hikâyeci, şair ve denemeci. Fowles, mit ve gizemi gerçekçilik ve varoluşçu düşünce ile birleştiren

SÖREN AABYE KIERKEGAARD 1813 te Kopenhag da doğdu te yine Kopenhag da öldü. Çocukluğu insanlardan uzak ve mutsuz geçti. Annesini, ablalarını,

THOMAS EUGENE ROBBINS 1936 doğumlu Amerikalı roman ve hikâye yazarı Robbins, Oyunculluk, uçarılık değil bilgeliktir görüşünü ön plana çıkarıp

Ursula K. Le Guin Le Guin 21 Ekim 1929 da ABD nin Kaliforniya eyaletinin Berkeley kentinde doğdu. Babası ünlü antropolog Alfred Kroeber di.

SAMUEL BECKETT İrlandalı romancı, oyun ve senaryo yazarı, öykücü, şair, denemeci ve çevirmen ( ). Dublin in bir banliyösünde doğdu, Protestan

NGŨGĨ WA THIONG O 1938 Limuru, Kenya doğumlu roman, hikâye ve oyun yazarı Ngũgĩ wa Thiong o, 1972 den 1977 ye dek Nairobi Üniversitesi Edebiyat

Philip Roth. Aldatma

ZAKES MDA Asıl adı Zanemvula Kizito Gatyeni Mda olan Zakes Mda, 1948 yılında Güney Afrika da doğdu. Romancı kimliğinin yanı sıra, şair, oyun yazarı,

JULIAN BARNES Çağdaş İngiliz edebiyatının önde gelen adlarından olan Julian Barnes, 1946 da Leicester da doğdu. Oxford Üniversitesi, Magdalen College

Julian Barnes. Bir Son Duygusu

GEORGES PEREC KAYBOLUŞ

SAMUEL BECKETT İrlandalı romancı, oyun ve senaryo yazarı, öykücü, şair, denemeci ve çevirmen ( ). Dublin in bir banliyösünde doğdu, Protestan

MICHEL RAGON Fransa, Fontenay-le-Comte da, yoksul bir köylü ailesinin çocuğu olarak 24 Haziran1924 te dünyaya gelen ve 8 yaşında öksüz kalan Michel,

ISBN Sertifika No.: 16061

THOMAS EUGENE ROBBINS Amerikal roman ve hikâye yazar (d. 1936). Robbins, Oyunculluk, uçar l k de il bilgeliktir görüflünü ön plana ç kar p ç lg nl k

WILHELM GENAZINO 1943 te Almanya nın Mannheim kentinde doğdu. Liseyi bitirdikten sonra önce serbest muhabir, daha sonra çeşitli gazete ve dergilerde

ANGELIKA OVERATH Angelika Overath 1957 yılında Karlsruhe'de doğdu. Tübingen Üniversitesi nde dil ve tarih eğitimi aldı. Modern Şiir Estetiğinde Mavi

THOMAS EUGENE ROBBINS Amerikal roman ve hikâye yazar (d. 1936). Robbins, Oyunculluk, uçar l k de il bilgeliktir görüflünü ön plana ç kar p ç lg nl k

IRIS MURDOCH 1919 da İrlanda da doğan İngiliz romancı, oyun yazarı, şair, denemeci, felsefeci ve senaryo yazarı. Murdoch hemen her yıl hacimli birer

Ayrıntı: 750. Vîs ile Râmîn Fahreddin Es ad-i Gorgânî. Kitabın Orjinal Adı Vîs u Râmîn. Farsça dan Çeviren ve Yayıma Hazırlayan Prof. Dr.

Ayrıntı: 147 Edebiyat Dizisi: 52. Seni İçime Gömdüm Andrew Jolly. Kitabın Özgün Adı Lie down in me. İngilizce den Çeviren Tomris Uyar

NASREEN AKHTAR 1974 y l nda Pakistan da do an Nasreen Akhtar dört yafl ndayken ailesiyle birlikte Birleflik Krall k a göçmüfltür.

HANS MAGNUS ENZENSBERGER Doğumu Alman şair ve eleştirmen. İkinci Dünya Savaşı sonrası Alman toplumunu hicveden şiirleriyle tanınmıştır.

DIRK WITTENBORN Dirk Wittenborn 1952 y l nda, New Haven, Connecticut ta do du. Gençlik y llar n, kurgusal bir kasaba olan Vlyvalle a hiç benzemeyen

MARGE PIERCY Amerikalı şair ve yazar Marge Piercy Yahudi bir anne ve Galli bir babanın kızı olarak 1936 da, Detroit in işçi sınıfı mahallelerinden

PAULINE MELVILLE Ça dafl yaz n n önde gelen isimlerinden olan Pauline Melville 1948 y l nda Guyana da do du. Bir roman ve iki öykü kitab olan,

MAGGIE GEE 1948 de Dorset te dünyaya gelen Maggie Gee, e itimini Oxford, Somerville College da tamamlad ktan sonra yay n dünyas na editör olarak

John Fowles Mantissa

SAMUEL BECKETT İrlandalı romancı, oyun ve senaryo yazarı, öykücü, şair, denemeci ve çevirmen ( ). Dublin in bir banliyösünde doğdu, Protestan

THOMAS EUGENE ROBBINS Amerikalı roman ve hikâye yazarı (d. 1936). Robbins, Oyunculluk, uçarılık değil bilgeliktir görüşünü ön plana çıkarıp çılgınlık

IRVIN D. YALOM Birinci Dünya Savaşı ndan kısa bir süre sonra Rusya nın Polonya sınırı yakınlarındaki küçük bir köyünden ABD ye göç etmiş bir ailenin

JOHN (ROBERT) FOWLES ( ) İngiliz romancı, hikâyeci, şair ve denemeci. Fowles, mit ve gizemi gerçekçilik ve varoluşçu düşünce ile birleştiren

ANDREW MCGAHAN 1966 yılında Avustralya nın Queensland bölgesindeki Dalby kasabasında doğdu. Çocukluğu dokuz kardeşiyle birlikte bir buğday

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Şiir BEZ BEBEKLE KUKLASI. 2. basım. Resimleyen: Burcu Yılmaz

WALKER PERCY Walker Alexander Percy, 1916 da Alabama, Birmingham da dünyaya geldi. On üç yafl ndayken, baflar l bir avukat olan babas n n intihar

Ayr nt Yay nlar, Julian Barnes n tüm yap tlar n yay n program na alm flt r.

CHRISTIAN JUNGERSEN Danimarkalı yazar Christian Jungersen 10 Temmuz 1962 yılında Kopenhag da doğdu. İletişim eğitimini ve sosyoloji yüksek lisansını

İNSANIN YARATILIŞ'TAKİ DURUMU

ISBN Sertifika No.: 10704

JOANNA RUSS Joanna Russ 22 fiubat 1937 de do du. Cornell Üniversitesi ni bitirdikten sonra, Yale Tiyatro Okulu nun, Dramatik Edebiyat ve Oyun Yazarl

DENIS JOHNSON 1949 da Münih te Amerikal bir subay n o lu olarak dünyaya gelen Denis Johnson, çocuklu unu Tokyo ve Manila ile Washington n

Ekmek sözcüğü, sözlüklerde yukarıdaki gibi tanımlanıyor. Aşağıdaki görselin yanında yer alan tanımlar ise birbirinden farklı. Tanımları incele. 1.

UFACIK TEFECİK KURBAĞACIK

ISBN SERT F KA No.: 10704

SAN Kİ ÖNCELEYİN GÜL AŞIK OLMUŞTU. kadının yeniden yaratılmasına sebebiyet vermiştir, onlara olan eşsiz aşkıyla. Bir yandan bu

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Tanrı Herşeyi Yarattığı Zaman

İletişim Yayınları 2462 Çağdaş Türkçe Edebiyat 423 ISBN-13: İletişim Yayıncılık A. Ş. 1. BASKI 2017, İstanbul

Tanrı Herşeyi Yarattığı Zaman

DESTANLAR VE MASALLAR. Samed Behrengi KÜÇÜK KARA BALIK. Masal. Çeviren: Haşim Hüsrevşahi resimleyen: Mehmet Sönmez

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Çetin Öner. Roman GÜLİBİK. Çeviren: Aslı Özer. 26. basım. Resimleyen: Orhan Peker

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Cihan Demirci. Şiir ŞİİR KÜÇÜĞÜN. 2. basım. Resimleyen: Cihan Demirci

Arda Alyanak Daniela Palumbo Filiz Özdem Carla Manea

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İsa nın Doğuşu

Hazırlayan: Tuğba Can Resimleyen: Pınar Büyükgüral Grafik Tasarım: Ayşegül Doğan Bircan

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. İsa nın Doğuşu

Zengin Adam, Fakir Adam

PETER CAREY 7 Mayıs 1943 Avustralya doğumlu Peter Philip Carey, Booker Ödülü nü iki kere kazanmış iki yazardan biridir. İlk ve ortaöğrenimini

JORGE LUIS BORGES PIERRE MENARD A GÖRE DON QUIXOTE & HOMER İN BAZI UYARLAMALARI. Hazırlayan: Rabia ARIKAN

Serbest Yazma Konuları. Yrd. Doç. Dr. Aysegul Bayraktar

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Cennet, Tanrı nın Harika Evi

Cennet, Tanrı nın Harika Evi

J. G. BALLARD 1930 da fianghay da do du. Pearl Harbour bask n n n hemen ard ndan öteki yabanc larla birlikte bir sivil tutsak kamp na yerlefltirildi.

Julian Barnes Aflk, vesaire

Orijinal Adı: My Weird School / Miss Suki is Kooky! Yazarı: Dan Gutman Genel Yayın Yönetmeni: Meltem Erkmen Çeviri: Andaç Oral Düzenleme: Gülen Işık

IX. HAFTA HİN 412 KLASİK SANSKRİT EDEBİYATINDAN SEÇMELER

Transkript:

PHILIP ROTH 19 Mart 1933 te New Jersey in Newark kentinde doğan Philip Roth, Bucknell Üniversitesi ni bitirdikten sonra Chicago Üniversitesi nde yüksek lisans öğrenimi görmüştür. Ardından Chicago da İngiliz Edebiyatı, Iowa ve Princeton Üniversitelerinde yaratıcı yazarlık dersleri vermeye başlar. 1959 da, altı öyküsünü bir araya getirdiği ilk kitabı Goodbye, Columbus [Kucak Dolusu, Çev. Ülkü Tamer, Sander Yay., 1971] yayımlanır. ABD li Yahudilerin yaşamını son derece kişisel, keskin ve ironik bir dille tasvir ettiği bu kitapla Roth, 1960 ta Ulusal Kitap Ödülü nü alır. Ardından iki roman yazar: 1962 tarihli Letting Go [Libby, Çev. Seçkin Selvi, Sander Yay., 1973] ve 1967 de yayımlanan When She Was Good. fiöhret, 1969 da, ABD nin nezih edebiyat çevrelerini karıştıran Portnoy s Complaint [Portnoy un Feryadı, Çev. Özden Arıkan, Ayrıntı Yay., 1999] ile gelir. Bilinç akışı tekniğinde eşsiz bir monolog olarak nitele nen bu eser, çağdaş Amerikan edebiyatının en komik, en unutulmaz karakterlerinden birini yaratmıştır. 1972 de Ernest Lehman tarafından aynı adla sinemaya uyarlanan Portnoy dan sonraki kitaplarında Roth, hep değişik anlatım teknikleri dener, her seferinde değişik konu lara el atar ama anatemalarından ya da takıntıları ndan hiç uzaklaşmaz: Yahudi olmak, erkek olmak, bir ananın oğlu olmak, aydın olmak. Bütün bunlardan doğan her türlü marazilikle uğraşmaya da devam eder. The Breast i (1972) Kafka ya bir nazire olarak yazar; ancak onun kahramanı, hamamböceğine değil, dev bir memeye dönüşmektedir [Meme, Çev. Seçkin Selvi, Sander Yay., tarihsiz]. Portnoy u hatırlatan My Life As a Man ile başladığı Zuckerman serisinde (The Ghost Writer, Zuckerman Unbound, The Anatomy Lesson) erkeklik meseleleri ile uğraşmaya devam eder ve serinin son kitabı The Counter life ile 1987 Ulusal Kitap Eleştirmenleri Çevresi Ödülü nü alır. Çoğu romanı otobiyografik nitelikler taşıyan Roth, 1988 de The Facts ile bu kez adı konmuş bir otobiyografi kaleme alır. Minimalist bir kitap olarak nitelenen Deception da (1990) [Aldatma, Çev. Didem Hızkan, Ayrıntı Yay., 2001] aldatma konusunu, rahatsız edici olmaktan sakınmayarak, acımasız bir içtenlikle işler. 1991 de Ulusal Kitap Eleştirmenleri Çevresi Ödülü nü ona bir kez daha kazandıran Patrimony de, aile mirası olan kültür ile bireyin kendi entelektüel gelişimi içinde yöneldiği kültür arasındaki çatışmayı, son derece dokunaklı bir dille inceler ve Adam Phillips in deyişiyle, Kendi seçtiği babalarının, Freud ile Kafka nın, uğruna reddetmiş olduğu babasıyla barışır. Vietnam sonrası dönemi anlattığı American Pastoral (1997) [Pastoral Amerika, Çev. Orhan Yılmaz, Ayrıntı Yay., 2008] ile 1998 de Pulitzer Ödülü nü alır. The Dying Animal da (2001) [Ölen Hayvan, Çev. N. Can Kantarcı, Ayrıntı Yay., 2007] erotik zevklerin peşinde koşmaya ant içerek eşini ve oğlunu terk eden bir akademisyeni konu eder. Son derece üretken bir yazar olan Roth, I Married a Communist te (1998) [Bir Komünistle Evlendim, Çev. Orhan Yılmaz, Ayrıntı Yay., 2004] Amerikan yaşamının trajik bir kesitini yine o keskin mizahıyla ele alarak McCarthy dönemini sorgulamıştır. Birbirinin muhbiri durumuna düşen bir karı kocanın hikâyesini, Zuckerman serisinin kahramanının gençlik yıllarına yerleşti rerek Nathan Zuckerman ın gözüyle anlatmıştır. Pastoral Amerika yla başlayıp, Bir Komünistle Evlendim le devam eden üçlemeyi tamamlayan The Human Stain, 2001 yılında yayımlanır. Saygın bir edebiyat profesörünün ırkçılık suçlamasıyla istifaya zorlandığı bu romanda, Roth yirminci yüzyılın ikinci yarısında Amerika nın ruh haliyle ilgili derin soruşturmasını sürdürür. Roth un, büyük bölümü kitaplaştırılmamış çok sayıda öyküsü, deneme ve eleştiri yazısı da bulunmaktadır.

Ayrıntı: 586 Edebiyat dizisi: 174 İnsan Lekesi Philip Roth Kitabın Özgün Adı The Human Stain İngilizce den Çeviren Suzan Aral Akçora Yayıma Hazırlayan Aslı Güneş Düzelti Hüseyin Kıran 2000 by Philip Roth Bu kitabın Türkçe yayım hakları Ayrıntı Yayınları na aittir. Kapak İllüstrasyonu Asuman Ercan Kapak Tasarımı Arslan Kahraman Kapak Düzeni Gökçe Alper Dizgi Esin Tapan Baskı Kayhan Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti. Davutpaşa Cad. Güven San. Sit. C Blok No.: 244 Topkapı/İst. Tel.: (0212) 612 31 85 Sertifika No.: 12156 Birinci Basım 2011 Baskı Adedi 2000 ISBN 978-975-539-610-1 Sertifika No.: 10704 AYRINTI YAYINLARI Hobyar Mah. Cemal Nadir Sok. No.: 3 Cağaloğlu - İstanbul Tel.: (0212) 512 15 00 Faks: (0212) 512 15 11 www.ayrintiyayinlari.com.tr & info@ayrintiyayinlari.com.tr

Philip Roth nsan Lekesi

EDEBİYAT DİZİSİ GÜLÜNESİ AŞKLAR/Milan Kundera Ë KALECİNİN PENALTI ANINDAKİ ENDİŞESİ/Peter Handke Ë YÜZBAŞI VE KADINLAR TABURU/Mario Vargas Llosa Ë BİZ/Yevgeni Zamyatin Ë KESİK BİR BAŞ/Iris Murdoch Ë YENİ TANRILAR/Alberto Vasquez-Figueroa Ë İNFAZA ÇAĞRI/Vladimir Nabokov Ë EVET AMA, BİR LOKOMOTİF BUNU YAPABİLİR Mİ BAKALIM?/Woody Allen Ë ÇALI HOROZU/Michel Tournier Ë BANYO/Jean-Philippe Toussaint Ë BALKON/Jean Genet Ë GÜNEŞ İMPARATORLUĞU/J.G. Ballard Ë BEYAZ ZENCİLER/Ingvar Ambjörnsen Ë SİYAH MADONNA/Doris Lessing Ë KAPANDA ÜÇ KAPLAN/G. Cabrera Infante Ë ZAMANIN KIYISINDAKİ KADIN/Marge Piercy Ë ANARŞİNİN KISA YAZI/Hans Magnus Enzensberger Ë FOTOĞRAF MAKİNESİ/Jean-Philippe Toussaint Ë GÜLÜN GÜNLÜĞÜ/Ursula K. LeGuin Ë HOTEL DU LAC/Anita Brookner Ë AZİZLER ve ÂLİMLER/Terry Eagleton Ë VEDA YEMEĞİ/Michel Tournier Ë ORLANDO/Virginia Woolf Ë UTANÇ BİTTİ/Anja Meulenbelt Ë YAKIN GELECEĞİN MİTOSLARI/J. G. Ballard Ë KARANLIĞIN SOL ELİ/Ursula K. LeGuin Ë AĞ/Iris Murdoch Ë WATT/Samuel Beckett Ë EKOTOPYA/ Ernest Callenbach Ë GECEYİ ANLAT BANA/Djuna Barnes Ë İNSAN POSTUNA BÜRÜNMÜŞ KÖPEK/ Ingvar Ambjörnsen Ë CUMA/Michel Tournier Ë AFRODİT İN BAŞKALDIRISI/Lawrence Durrell Ë GÜNDELİK MUTLULUĞA ALIŞMA/Anja Meulenbelt Ë MURPHY/Samuel Beckett Ë MASAL MASAL İÇİNDE/Khimaira/John Barth Ë ZEN VE MOTOSİKLET BAKIM SANATI/Robert M. Pirsig Ë PARFÜMÜN DANSI/Tom Robbins Ë SINIRSIZ RÜYALAR DİYARI/J. G. Ballard Ë FRANSIZ TEĞMENİN KADINI/John Fowles Ë BEYAZ OTEL/ D.M. Thomas Ë MYRA/Gore Vidal Ë DALGALAR/Virginia Woolf Ë ATLANTİK ÖTESİ/Witold Gombrowicz Ë HAYRANLIK/Anja Meulenbelt Ë FERDYDURKE/Witold Gombrowicz Ë MELEKLER ZAMANI/Iris Murdoch Ë PAULINA 1880/Pierre Jean Jouve Ë EŞEKARISI FABRİKASI/Iain Banks Ë ROCK LANETİ/Iain Banks Ë KAYIP ZAMAN/Anja Meulenbelt Ë SENİ İÇİME GÖMDÜM/Andrew Jolly Ë BAŞTAN ÇIKARICININ GÜNLÜĞÜ/ Søren Kierkegaard Ë KONFIDENZ/Ariel Dorfman Ë ALTIN DAMLA/Michel Tournier Ë BİR GARİP VAKA: MATMAZEL P./Brian O Doherty Ë NIETZSCHE AĞLADIĞINDA/Irvin D. Yalom Ë KIZILAĞAÇLAR KRALI/ Michel Tournier Ë AİLEDE BİR ÖLÜM/James Agee Ë KUTSAL BÖLGE/Carlos Fuentes Ë KALPSİZ AMANDA/ Jurek Becker Ë 62-MAKET SETİ/Julio Cortázar Ë ÇARPIŞMA/J.G. Ballard Ë ÜÇLEME-Molloy-Malone Ölüyor-Adlandırılamayan/Samuel Beckett Ë DUR BİR MOLA VER/Tom Robbins Ë HIRSIZIN GÜNLÜĞÜ/ Jean Genet Ë KÜÇÜK DEĞİŞİMLER/Marge Piercy Ë LILA/Robert M. Pirsig Ë ERGİNLİK YAŞI/Michel Leiris Ë AŞKSIZ İLİŞKİLER/Samuel Beckett Ë ESİRGEYEN GÖKYÜZÜ/Paul Bowles Ë YALANCI JAKOB/Jurek Becker Ë DİVAN/Irvin D. Yalom Ë PORNOGRAFİ/Witold Gombrowicz Ë MERCIER İLE CAMIER/Samuel Beckett Ë BİR ERKEĞE NASIL TECAVÜZ EDİLİR?/Märta Tikkanen Ë BENDENİZ VE MARCO POLO/Paul Griffiths Ë DOĞMAMIŞ KRİSTOF/Carlos Fuentes Ë RÜYA SAKİNLERİ/Iris Murdoch Ë HİÇ İÇİN METİNLER ve Uzun Öyküler/Samuel Beckett Ë DUYGU YOLCULUĞU/Laurence Sterne Ë BETTY BLUE/Philippe Djian Ë AĞAÇKAKAN/Tom Robbins Ë ANARŞİST/Tristan Hawkins Ë BAKAKAİ/Witold Gombrowicz Ë PORTNOY UN FERYADI/Philip Roth Ë 10 1/2 BÖLÜMDE DÜNYA TARİHİ/Julian Barnes Ë SUNİ TENEFFÜS/Ricardo Piglia Ë MANŞ ÖTESİ/Julian Barnes Ë ADA/Aldous Huxley Ë GÜLÜN MUCİZESİ/Jean Genet Ë MÖSYÖ/Jean-Philippe Toussaint Ë ÇİÇEKLERİN MERYEM ANASI/Jean Genet Ë BAŞUCU OĞLANI/Alison Fell Ë YARATIK/John Fowles Ë SENİ SEVMİYORUM/Julian Barnes Ë ZENCİLER/Jean Genet Ë TÜNEL/Ernesto Sábato Ë KARA PRENS/Iris Murdoch Ë KARNINDAN KONUŞANIN ÖYKÜSÜ/Pauline Melville Ë TANRI NIN AĞZINDAN EVRENİN HİKÂYESİ/Franco Ferrucci Ë HAYATIN VE AŞKIN YASALARI/Connie Palmen Ë KAHRAMANLAR VE MEZARLAR/Ernesto Sabato Ë KAYNAK VE ÇALI/Michel Tournier Ë CENNETE BİR KOŞU/J.G. Ballard Ë DİŞİ ADAM/Joanna Russ Ë FLAUBERT İN PAPAĞANI/Julian Barnes Ë ALDATMA/Philip Roth Ë KOKAİN GECELERİ/J.G. Ballard Ë ACABA NASIL?/Samuel Beckett Ë MANTISSA/John Fowles Ë KOLEKSİYONCU/ John Fowles Ë BENJAMIN: DAR GEÇİTTEKİ AYDIN/Jay Parini Ë METEORLAR/Michel Tournier Ë ARKADAŞLIK/Connie Palmen Ë AŞK VESAİRE/Julian Barnes Ë SİRİUS TAN GELEN KURBAĞA/Tom Robbins Ë BAYAN GULLIVER CÜCELER ÜLKESİNDE/Alison Fell Ë GELECEKTEN ANILAR/William Morris Ë BENİMLE TANIŞMADAN ÖNCE/Julian Barnes Ë İNGİLTERE İNGİLTERE YE KARŞI/Julian Barnes Ë İYİ İŞ/David Lodge Ë YİTİK RUHLAR IRMAĞI/Connie Palmen Ë TERAPİ/David Lodge Ë ÖLÜRKEN/Jim Crace Ë GÜZELLİK HIRSIZLARI/Pascal Bruckner Ë SÜPER KENT/J.G. Ballard Ë SISKA BACAKLAR/Tom Robbins Ë BETON ADA/J.G. Ballard Ë İLK AŞK, SON TÖRENLER/Ian McEwan Ë GILLES İLE JEANNE/Michel Tournier Ë BİR KOMÜNİSTLE EVLENDİM/Philip Roth Ë KIZILDERİLİNİN ŞARKISI/James Welc Ë SİNEMA MÜDAVİMİ/Walker Percy Ë KARANLIKLARIN EFENDİSİ/Ernesto Sabato Ë METROLAND/Julian Barnes Ë BİZİ NEDEN TERK ETTİN SAYIN BAŞKAN?/François Vigouroux Ë DÜŞÜNCE BALONLARI/David Lodge

Ë MİLENYUM İNSANLARI/J.G. Ballard Ë MÜNECCİM KRALLAR/M. Tournier Ë BEYAZDAKİ KARA/ Maggie Gee Ë KAYBOLUŞ/G. Perec Ë HINÇ AYLARI/P. Bruckner Ë LİMON MASASI/J. Barnes Ë BÜYÜCÜ/J. Fowles Ë GÜNDOĞUMUNA YOLCULUK/J. Barnes Ë OKLUKİRPİ/J. Barnes Ë FISKADORO/D. Johnson Ë HAYALETLERİN GÖÇÜ/P. Melville Ë ÖLEN HAYVAN/P. Roth Ë SICAK ÜLKELERDEN DÖNEN VAHŞİ SAKATLAR/Tom Robbins Ë PASTORAL AMERİKA/P. Roth Ë ABANOZ KULE/J. Fowles Ë ARTHUR VE GEORGE/J. Barnes Ë VAHŞET SERGİSİ/J. G. Ballard Ë VİLLA MEÇHUL/Tom Robbins Ë ASKER GRAMAFONU NASIL TAMİR EDER?/Sas a Stanis ić Ë FARMAKON/Dirk Wittenborn Ë NE KADAR İLERİ GİDEBİLİRSİN/D. Lodge Ë GERİYE UÇAN YABAN ÖRDEKLERİ/T. Robbins Ë BİR SAHTEKÂR OLARAK HAYATIM/P. Carey Ë İNTERNETTE BALIK AVLAMAK/Nasreen AKHTAR Ë LANCELOT/Walker Percy Ë ÖLÜ BİR DİLDE AŞK/Lee Siegel Ë VAHŞİ İNSANLAR/Dirk Wittenborn Ë GÜNEŞİ DURDURACAĞIZ/F. Bouillot Ë SHYLOCK OPERASYONU/Philip Roth Ë KAYBEDENLERİN BELLEĞİ/Michel Ragon Ë SAVAŞ ARTIĞI/Ha Jin Ë YAZAR, YAZAR/D. Lodge Ë B, BİRA/Tom Robbins Ë BABAMIN KİTABI/Urs Widmer Ë RÜZGÂRIN ON İKİ KÖŞESİ/Ursula K. Le GuinË EVE YÜZMEK/Rolf Lappert

OEDIPUS: Arındırma ayini nedir? Nasıl yapılacaktır? CREON: Bir adamı sürgüne göndererek, Ya da kanın kefaretinin kanla ödenmesiyle... Sophocles, Kral Oedipus

1 Herkes Biliyor 1 998 yazında, iki yıl önceki emekliliğine kadar, yakınlardaki Athena Üniversitesi nde yirmi küsur yıl klasik eserler profesörü olarak çalışmış, ayrıca on altı yıldan fazla fakülte dekanlığı yapmış, yetmiş bir yaşındaki komşum Coleman Silk, bana, üniversitede çalışan otuz dört yaşındaki bir temizlikçi kadınla ilişki yaşamakta olduğunu itiraf etti. Kadın, haftada iki kez köy postanesini de temizliyordu. Gri tahta kaplamalı, küçük bir kulübe olan bu bina, sanki ta 1930 larda Oklahomalı bir aileyi Toz Çanağı nın rüzgârlarından korumuşçasına, benzin istasyonuyla bakkal dükkânının karşısında, tek başına ve hüzünle durur, bu dağ kasabası nın ticaret merkezini oluşturan iki yolun kesişme noktasında, Amerikan bayrağını dalgalandırırdı. 9

Coleman kadını ilk kez, bir gün geç vakit, kapanış saatinden birkaç dakika önce, mektuplarını almaya gittiğinde, postanenin yerlerini silerken görmüştü. Zayıf, uzun boylu, kemikli bir kadındı bu ve kırlaşmakta olan sarı saçları atkuyruğu şeklinde sıkıca bağlanmıştı. Sert kalıplı yüz hatlarıyla genellikle New England ın ilk haşin zamanlarında cefa çeken, kiliseye bağlı, çalışkan ev kadınlarını ve o zamanlara hâkim olan ahlak anlayışının içine hapsolmuş, ona itaat eden ciddi koloni kadınlarını andırıyordu. Adı Faunia Farley ydi; çektiği acıları hiçbir şey gizlemeyen ve engin bir yalnızlığı anlatan o ifadesiz, kemik gibi yüzünün arkasında saklı tutuyordu. Faunia, kirasını ödeyebilmek için süt sağmaya yardım ettiği yerel bir mandıranın odalarından birinde kalıyordu. İki yıl kadar eğitim görmüştü. Coleman ın, Faunia Farley ile arasındaki sırrı bana açtığı yaz, Bill Clinton ın sırrının da her bir aşağılayıcı ve canlı ayrıntısıyla ortaya çıktığı yazdı. Bu sırrın canlılığı, aşağılayıcılığı gibi belirli verilerin keskinliğinden kaynaklanıyordu. Penthouse un eski sayılarından birinde yeni Amerika güzelinin, dizleri üzerinde ve arkadan verdiği ve onu utanç içerisinde tacından feragat edip büyük bir pop yıldızı olmaya zorlayan çıplak pozlarına rast landığından beri, böyle bir mevsim yaşamamıştık. 98 yazı, New England da kavurucu bir sıcak ve güneş ışığıyla dolu bir yaz oldu; beyzbolda beyaz bir uzun vuruş ilahıyla kahveren gi bir uzun vuruş ilahı arasındaki efsanevi mücadelenin yazı. Amerika da devasa bir dindarlık ve saflık furyasının yazı. Ülke güvenliğinin bir numaralı tehdidi komünizm yerini terörizme, terörizm de saksafonculuğa bırakmıştı. Cinsel güç sahibi, genç ruhlu, orta yaşlı bir başkanla atılgan, sevdalı, yirmi bir yaşında bir elemanın Oval Ofis te, bir araba parkındaki iki ergen çocuk gibi oy naşmaları, Amerika nın en eski toplumsal tutkusunu, tarihsel olarak belki de en tehlikeli ve yıkıcı zevkini canlandırmıştı: Coşkun bir sofuluk gösterisi. Kongre de, basında ve iletişim ağlarında, suçlamak, kötülemek ve cezalandırmak için çıldıran erdemli, gösterişçi sürün genler her yerde olanca güçleriyle ahlak dersi veriyorlardı. Hepsi de 1860 larda evime yakın bir yerlerde yaşamış olan Hawthorne un mazinin çiçeği burnunda ülkesinde zulmedici ruh olarak tanımladığı şeyle dolu ve kasıtlı bir taşkınlık içindeydi. Hepsi de yönetim katından ereksiyonu 10

kovacak şiddetli arındır ma ayinleri uygulamaya hevesliydi; böylece her şeyi Senatör Lieberman ın on yaşındaki kızının, utangaç babasıyla birlikte yeniden TV seyredebileceği kadar elverişli ve emniyetli bir hale getireceklerdi. Hayır, eğer 1998 i yaşamamışsanız, dindarlık taslama nın ne olduğunu bilemezsiniz. Bunu Abelard yaptığı zaman, bir daha olmasını önlemek mümkündü diye yazıyordu sendikalı muhafazakâr köşe yazarı, gazeteci William F. Buckley, başka bir yerde Clinton ın uçkuru gevşek şehveti diye tanımladığı suistimalinin, yüce divan gibi kansız bir biçimde değil, Canon Abelard a, dini meslektaşı Canon Fulbert in bıçaklı yoldaşları tarafın dan, Fulbert in yeğeni bakire Heloise i gizlice baştan çıkardığı ve onunla evlendiği için verilen on ikinci yüzyıl cezasıyla en iyi şekilde bertaraf edilebileceğini ima ediyordu. Humeyni nin Salman Rüşdi yi ölüme mahkûm eden fetvasından farklı olarak, Buckley nin ıslah edi ci hadım cezasına duyduğu özlem, müstakbel uygulayı cısı için parasal bir ödül içermiyordu. Ancak en az Ayetullah ınki kadar titiz bir ruh tarafından ve en az o kadar yüce idealler adına harekete geçiriliyordu. Amerika da çalkantının geri geldiği bir yazdı; şakaların, faraziyelerin, kuramlaştırmaların, mübalağaların bitmek bilmediği; insanı çocuklarına yetişkin yaşamını açıklamaya iten ahlaki sorumluluğun, onları yetişkin yaşamı hakkında her türlü yanılsama içinde tutmak adına feshedildiği, insanların küçüklüğünün düpedüz utanç verici olduğu, zincirlerinden boşanmış bir iblisin ulusun içine salıverildiği, her iki tarafta da insanların Neden bu kadar deliyiz? diye düşündüğü, kadınların ve erkeklerin, sabah uyandıklarında, geceleyin kendilerini gıpta ya da tiksin tinin ötesine taşıyan bir uyku halinde, rüyalarında Bill Clinton un utanmazlığını görmüş olduklarını keşfettikleri yaz. Ben rüyamda de vasa bir duvar ilanı gördüm: Beyaz Saray ı bir ucundan öbür ucuna tıpkı İsa sargısı gibi sarmış ve üzerinde BURADA BİR İNSAN YAŞIYOR yazan bir ilan. Bir milyarıncı kez keşmekeşin, kargaşanın, karışıklığın, berikinin ideolojisinden ve öte kinin ahlak anlayışından daha incelikli olduğunun kanıtlandığı bir yaz dı. Bir başkanın penisinin herkesin aklında olduğu ve yaşamın, bütün utanmaz katışıklığıyla bir kez daha Amerika yı şaşkına çevirdiği yaz. 11

Cumartesi günleri bazen Coleman Silk bana telefon açar ve akşam yemeğinden sonra, dağın benim oturduğum tarafından evine gelmeye davet ederdi; müzik dinlemek, puanı bir peniye biraz remi oynamak ya da bir iki saat onun oturma odasında oturup biraz konyak yudumlamak ve onun için daima haftanın en kötü gecesi olan geceyi geçirmesine yardım etmek için. 1998 yazına kadar iki yıla yakın bir süre burada yalnızdı... Karısı Iris le dört çocuk yetiştirdiği bu büyük, eski, tahta kaplamalı beyaz evde yalnız... O, sınıflarından birindeki iki öğrencinin kendisine karşı yönelttiği ırkçılık suçlaması konu sunda üniversiteyle mücadele etmekle meşgulken, Iris in kalp kri zi geçirerek öldüğü o geceden beri. Coleman o zamana kadar hemen hemen bütün akademik yaşamı boyunca Athena da olmuştu; girişken, keskin zekâlı, etkileyici bir biçim de zarif, cazibeli bir büyük şehir erkeği, biraz savaşçı, biraz idareciy di. Genç bir öğretmenken teamüllere aykırı bir biçimde başlattığı Yunanca ve Latince Konuşma Kulübü nden de görülebileceği gibi, bilgiç Latin ve Yunan profesörü prototipine hiç uymuyordu. Çeviri halindeki eski Yunan edebiyatı üzerine verdiği saygıdeğer inceleme dersi; ki Tanrılar, Kahramanlar ve Mitler anlamında TKM olarak bi linirdi, tam da tavrındaki doğrudan, açıksözlü ve akademik olmayan bir biçimde etkili şeylerden dolayı, öğrenciler arasında popülerdi. Avrupa edebiyatı nasıl başlar, bilir misiniz? diye sorardı, ilk derste yoklamayı yaptıktan sonra. Bir kavgayla. Tüm Avrupa edebiyatı bir kavgadan kaynaklanır. Sonra da kendi İlyada kopyasını eline alır ve açılış dizelerini sınıfa okurdu. İlahi ilham perisi, Aşil in yıkıcı gaza bının şarkısını söyle... İlk kavga ettikleri yerden başla, insanların kra lı Agamemnon la büyük Aşil in. Peki, ne için kavga ediyorlar, bu iki azılı, kudretli ruh? Bir bar dalaşı kadar basit bir şey. Bir kadın için kavga ediyorlar. Bir kız, aslında. Babasından çalınan bir kız. Bir savaşta kaçırılan bir kız. Mia kouri şiirde böyle tarif ediliyor. Mia, modern Yunanca da olduğu gibi, belgisiz ön ad bir ; kouri ya da kız, modern Yunanca da kız evlat anlamındaki kori ye dönüşüyor. Şimdi, Agamemnon bu kızı, karısı Clytemnestra ya çok daha tercih eder. Clytemnestra onun kadar iyi değil der, ne yüz, ne de vücut olarak. Bu da neden ondan vazgeçmek istemediğini tam olarak ifade ediyor, 12

öyle değil mi? Aşil, kızın kaçırılmasını çevreleyen koşullar konusunda, kana susamışçasına öfkeli olan tanrı Apollo yu yatıştırmak için Agamemnon dan, onu babasına iade etmesini talep edince, Agamemnon reddeder. Ancak Aşil, karşılığında ona kendi sevgilisini verirse kabul edecektir. Böylece Aşil i yeniden alevlendirir. Öfkeli Aşil; herhangi bir yazarın canlandırma zevkine eriştiği patlamaya hazır vahşi adamlar arasında en çabuk alev alanı; özellikle itibarı ve iştahı söz konusu olduğunda, savaş tarihinde en yüksek duyarlılıktaki öldürme makinesi. Ünlü Aşil; onurunun kırılmasıyla yabancılaşmış ve soğumuş bir adam. Büyük, yiğit Aşil, ki o, kızı alamayışının hakaretine duyduğu öfkenin gücüyle kendini izole eder, meydan okurcasına kendini tam da şanlı koruyucusu olduğu ve ona çok büyük bir ihtiyaç duyan toplumun dışında konumlandırır. Bir kavga o halde; genç bir kız, onun genç bedeni ve cinsel açgözlülüğün hazları üzerine, vahşi bir kavga. Orada, iyisiyle kötüsüyle, büyük kudret sahibi savaşçı bir prensin cinsel haklarına, cinsel haysiyetine karşı işlenen bu kusur nedeniyle Avrupa nın büyük yaratıcı edebiyatı başlar ve işte bu yüzden, üç bin yıla yakın bir süre sonra, bugün oradan başlayacağız... Coleman işe alındığında Athena nın öğretim üyeleri arasındaki bir avuç Yahudi den biriydi ve belki de Amerika nın herhangi bir yerinde, bir klasik eserler bölümünde ders vermesine izin verilen ilk Yahudilerdendi. Birkaç yıl önce, Athena nın tek Yahudisi, neredeyse unutulmuş bir kısa öykü yazarı olan E. I. Lonoff tu. Ben kendim de başı dertte olan ve hevesle bir ustanın onayını arayan, eserleri yeni basılmış bir çırak olduğum zamanlarda, burada, ona unutamadığım bir ziyarette bulunmuştum. 80 lerde ve 90 ların başında, Coleman aynı zamanda Athena da fakülte dekanı olarak hizmet eden ilk ve tek Yahudi olmuştu. Sonra, 1995 te, kariyerini sınıflara dönerek tamamlayabilmek için dekanlıktan istifa ettikten sonra, Klasik Eserler Bölümü nü kapsayan ve Profesör Delphine Roux tarafından yürütülen birleşik dil ve edebiyat programının himayesi altında, derslerinden iki tanesini yeniden vermeye başladı. Coleman, dekan olarak ve hırslı yeni bir rektörün tüm desteğiyle, çağdışı, ihmal edilmiş, Sleepy Hollow * benzeri bir üniversiteyi ele almış ve muhalefeti ezmekten * Sleepy Hollow: Washington Irving in The Legend of Sleepy Hollow (Uykulu Vadinin Efsanesi) adlı eserinde anlatılan ücra vadi, (ç.n.) 13

de geri kalmadan, öğretim üyelerinin eski tayfası arasındaki kurumuş ağaçları, erken emeklilik istemeye etkin bir biçimde teşvik edip hırslı, genç yardımcı profesörleri kadroya alarak ve öğretim programında bir devrim yaparak, okulun beylerin çiftliği konumuna son vermişti. Şurası muhakkak ki eğer olaysız bir biçimde, kendi isteğiyle emekli olmuş olsaydı jübilesi yapılırdı; bir Coleman Silk Konferans Dizisi oluşurdu; adına bir klasik çalışmalar kürsüsü kurulurdu ve belki de yirminci yüzyılda okulun dirilişindeki önemi göz önüne alınırsa ölümünden sonra Beşeri İlimler Bina sına, hatta üniversitenin simgesi olan Kuzey Binası na onun adı verilirdi. Hayatının en uzun dönemini yaşamış olduğu küçük akademik dünyada, hınç duyulan, tartışılan, hatta korkulan biri olmaktan çoktan kurtulur ve bunun yerine, sonsuza kadar resmî olarak yüceltilirdi. Tam zamanlı bir profesör olarak geri gelişinin ikinci döneminin ortalarındaydı ki Coleman, kendisini suçlu çıkaran, üniversiteyle bütün bağlarını kendi ira desiyle kesmesine neden olacak o sözü telaffuz etti: Athena da ders verdiği ve idareci olduğu yıllar boyunca yüksek sesle söylediği milyonlarca söz arasında, kendisini suçlu çıkaran o tek sözü ve onun görüşüne göre, doğrudan doğruya karısının ölümüne yol açan sözü. Sınıf on dört öğrenciden oluşuyordu. Coleman ilk birkaç dersin başında onların adlarını öğrenmek amacıyla yoklama yapmıştı. Dönemin beşinci haftasında hâlâ ortalıkta görünmeyen iki isim olduğundan Coleman altıncı haftada dersini, Bu insanları tanıyor musunuz? Böyle birileri var mı yoksa bunlar hortlak * mı? diye sora rak açtı. O günün ilerleyen saatlerinde, iki kayıp öğrencinin, aleyhinde getirdiği ırkçılık suçlamasını yanıtlamak üzere, halefi olan yeni fakülte dekanı tarafından çağırılınca hayrete düştü. Anlaşılan bu iki öğrenci siyahtı ve orada olmadıkları halde, sınıfta yoklukları konusundaki soruyu sorduğu zamanki ifade tarzını derhal öğrenmişlerdi. Coleman dekana şöyle dedi: Onların hayalî olabilecek niteliğinden söz ediyordum. Bu aşikâr değil mi? Bu iki öğrenci tek bir derse bile girmemişlerdi. Onlar hakkında bildiğim tek şey de buydu. Sözcüğü * Hortlak: İngilizce de hortlak anlamına gelen ve aynı zamanda siyahlar için söylenen aşağılayıcı bir terim olan spook karşılığında kullanılmaktadır. (ç.n.) 14

alışılmış ve aslî anlamında kullanıyordum: Heyula ya da hayalet anlamındaki hortlak. Bu iki öğrencinin ne renk olabilecekleri hakkında hiçbir fikrim yoktu. Hortlak ın bazen siyahlar için kullanılan haksız bir terim olduğunu belki elli yıl önce biliyordum ama tamamen unutmuşum. Aksi halde, öğrencilerin duyarlılıkları konusunda son derece titiz olduğumdan, o sözcüğü asla kullanmazdım. Bağlamını düşünün: Böyle birileri var mı yoksa bunlar hortlak mı? Irkçılık suçlaması sahte. Son derece de abes. Meslektaşlarım abes olduğunu biliyor; öğrencilerim de. Mesele, tek mesele, bu iki öğrencinin derslere gelmeyişi ve bariz ve bağışlanmaz bir biçimde, çalışmalarını ihmal edişleri. Can sıkıcı olan şey, suçlamanın sadece yanlış oluşu değil, göze batar bir biçimde yanlış oluşu. Sonra, kendini savunmak için kesinlikle yeteri kadar konuşmuş olduğundan, meseleyi kapan mış kabul ederek eve gitmek üzere yola çıktı. Duyduğuma göre, sıradan dekanlar bile öğretim üyeleri ve üst yönetim arasındaki sahipsiz bölgede hizmet ettiklerinden, mutlaka düşman edinirlermiş. Talep edilen maaş artışlarını, gıp tayla bakılan park yerlerini ya da profesörlerin hakları olduğuna inandıkları daha büyük ofisleri her zaman bahşetmezlermiş. Özellik le zayıf bölümlerde, atama ya da terfi adayları rutin olarak reddedi lirmiş. Bölümlerin ek öğretim pozisyonları ve sekreter desteği için verdiği dilekçeler, hemen her zaman geri çevrilirmiş; azaltılmış ders yükü ve sabahın erken saatlerine konulan derslerden muaf tutulma talepleri de öyle. Akademik konferanslar için seyahat fonları devam lı olarak esirgenirmiş v.s., v.s. Ama Coleman sıradan bir dekan olma mıştı. Defettiği kimseler ve bunu yapma biçimiyle, ortadan kaldırdıkları ve tesis ettikleriyle, işini muazzam bir dirence karşın cüretle icra edişiyle, tek tük birkaç nankörü ve tatminsizi küçük düşürmek ya da gücendirmekten fazlasını başarmıştı. Gelip onu dekanlığa atayan ve ona, Değişiklikler yapılacak ve mutlu ol mayan herkes ayrılmayı veya erken emekliliği düşünmeli diyen o gür saçlı, yakışıklı, ateşli genç rektör Pierce Roberts ın koruması al tında, Coleman her şeyi altüst etmişti. Sekiz yıl sonra, Coleman ın görev süresinin ortalarında, Roberts prestijli bir Büyük On * rektörlü ğünü kabul ettiği zaman bu, Athena da * Büyük On: Amerika nın en saygın on üniversitesi. (ç.n.) 15

rekor sayılabilecek bir sürede başarılmış şeylere dayanan şöhretinin gücüyle olmuştu. Oysa bunlar, esas olarak bir fon toplayıcı olan, darbelerin hiçbirine maruz kalmayan ve Athena dan yüceltilerek ve yaralanmadan yoluna de vam eden cazibeli rektör değil, kararlı fakülte dekanı tara fından başarılmıştı. Daha dekan olarak atandığı ilk ayda Coleman, öğretim üyelerini konuşmak üzere yanına çağırmıştı. Bunların arasında vilaye tin, okulu kurmuş ve başlangıçta bağışlamış eski ailelerinin evlatları olan ve aslında paraya ihtiyaçları olmadığı halde maaşlarını memnu niyetle kabul eden birkaç kıdemli profesör de vardı. Her birine akademik özgeçmişini getirmesi için önceden talimat verilmişti ve eğer birisi, fazla yüce olduğunu düşündüğü için bunu getirmeyecek olursa diye Coleman, bir kopyasını önünde, masasında bulundu ruyordu. Bir saat boyunca, bazen daha da uzun süre, onları orada tutuyordu, ta ki Athena da işlerin nihayet değişmiş olduğunu son derece ikna edici bir biçimde belirttikten sonra, onları terletmeye baş layıncaya kadar. Görüşmeyi, özgeçmişin sayfalarını karıştırıp Son on bir yıldır, tam olarak ne yaptınız? diye sorarak başlatmak konusunda da tereddüt etmiyordu. Ona, öğretim üyelerinin ezici bir bölümünün yaptığı gibi, düzenli olarak Athena Notları nda makaleler yayımladık larını söylediklerinde, yeryüzünde üniversite kütüphanesinden başka hiçbir yerdeki kataloglarda adı geçmeyen, gri karton ciltli, tek sir edilmiş üç aylık dergide yayımlanmak üzere her birinin senede bir, eskiden kalma bir doktora tezinden derlediği filolojik, bibliyog rafik ya da arkeolojik bilimsel kırıntıları duymaktan bıkıp, Başka bir deyişle, siz buradakiler kendi çöpünüzü dönüştürüp duru yorsunuz diyerek Athena nın nezaket kodunu bozmaya cüret ettiği rivayet edilirdi. O zaman küçük bağışı vericisine, yani editörün kayınpederine iade ederek Athena Notları nı kapatmakla kalmadı, erken emekliliği teşvik etmek için, kurumuş ağaçların en kurularını, son yirmi, otuz yıldır ezberden vermekte oldukları derslerden alıp birin ci sınıf İngilizce ve Tarihe Genel Bakış derslerine ve yazın son sıcak günlerinde düzenlenen, yeni birinci sınıf alıştırma programına verdi. Yanlış adlandırılmış Yılın Bilim Adamı Ödülü nü kaldırarak bin doları başka yere tahsis etti. Üniversite tarihinde ilk kez insanların ücretli 16