AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ ĠKĠNCĠ BÖLÜM SALİN VE KARŞİN / TÜRKİYE. (Başvuru No /09) STRAZBURG

Benzer belgeler
AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR. BaĢvuru no.29628/09 Hikmet KÖSEOĞLU/TÜRKİYE

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ ĠKĠNCĠ BÖLÜM MELDA AKPINAR VE DĠĞERLERĠ / TÜRKĠYE DAVASI. (Başvuru No /06) KARAR STRAZBURG.

ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR. BaĢvuru n o 46766/13 Yılser GÜNGÖR ve diğerleri / Türkiye

(BaĢvuru no /09)

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ

ĠKĠNCĠ DAĠRE. Kandile YEŞİLFİDAN/ TÜRKİYE DAVASI ve diğer 10 başvuru. (Bk. ekli liste) (Başvuru no /11) KARAR STRAZBURG.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDAKARAR

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR. (BaĢvuru no /09) Gülsen GÖKDEMİR/TÜRKİYE

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

İKİNCİ DAİRE KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE ÇETKİN -TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 30068/02) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG

İKİNCİ DAİRE BAYAR / TÜRKİYE (NO.5) KARAR STRAZBURG. 25 Mart 2014

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR

COUNCIL OF EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ DAİRE. Nezir KÜNKÜL/TÜRKİYE (Başvuru no /00) KARAR STRAZBURG

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ ĠKĠNCĠ BÖLÜM SARIDAŞ / TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru No.6341/10) KARAR STRAZBURG. 7 Temmuz 2015

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ ĠKĠNCĠ BÖLÜM MEHMET YAMAN / TÜRKİYE. (Başvuru No /07) KARAR STRAZBURG. 24 ġubat 2015

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE ABDURRAHİM DEMİR - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 41213/02) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

ĐKĐNCĐ DAĐRE. Başvuru no: 32697/10 Mehmet EZER v. TÜRKĐYE

AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ

KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR

İKİNCİ BÖLÜM HÜSEYİN ASLAN / TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru No /11) KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

ĠKĠNCĠ BÖLÜM TANBAY TÜTEN / TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru No /09) KARAR STRAZBURG. 10 Aralık 2013

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. HÜRRİYET YILMAZ/TÜRKİYE (Başvuru no /02) KARAR STRAZBURG

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE SONKAYA - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 11261/03) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ. MEHMET MÜBAREK KÜÇÜK - TÜRKİYE DAVASI (Başvuru no:7035/02) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRASBOURG.

KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR

İKİNCİ BÖLÜM. Mübeyen POLAT / TÜRKĠYE DAVASI. (Başvuru no. 3143/12) KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR. BaĢvuru No /09 Mehmet Fikri KARADAĞ / Türkiye

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ

ĐKĐNCĐ DAĐRE. (Başvuru No /07) KARAR STRAZBURG. 24 Eylül 2013

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. GEÇGEL ve ÇELİK/TÜRKİYE (Başvuru no. 8747/02 ve 34509/03) KARAR STRAZBURG.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE AHMET AKMAN - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 33245/05) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ FRİK - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 45443/99) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG. 20 Eylül 2005

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ MEHMET ÖZEL ve diğerleri - TÜRKİYE DAVASI (Başvuru no: 50913/99) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRASBOURG.

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ USLU - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:33168/03) NİHAİ KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG 12 NİSAN 2007

COUNCIL OF EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. KILIÇ VE EREN/TÜRKİYE (Başvuru no /07) KARAR STRAZBURG

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. GÜMÜŞSOY/TÜRKİYE (Başvuru no /07) KARAR STRAZBURG. 11 Ekim 2011

ĐKĐNCĐ DAĐRE KARAR. Đclal KARAKOCA ve Hüseyin KARAKOCA v. TÜRKĐYE (Başvuru no /11)

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARAMAN VE BEYAZIT - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 73739/01) KARAR STRAZBURG

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KEKLİK VE DİĞERLERİ - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:77388/01) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

A V R U P A K O N S E Y Đ

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ. D.A. ve B.Y. - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:45736/99) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

ĐKĐNCĐ DAĐRE FETHULLAH AKPULAT - TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 22077/03) KARAR STRAZBURG. 15 Şubat 2011

ĐKĐNCĐ DAĐRE KARAR. Đclal KARAKOCA ve Hüseyin KARAKOCA v. TÜRKĐYE (Başvuru no /11)

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. MEHMET YILDIZ vd.-türkiye DAVASI (Basvuru no:14155/02) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ

CEZA MUHAKEMESİNDE İSTİNAF. Doç.Dr. Hakan KARAKEHYA Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ KEKĐL DEMĐREL - TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no:48581/99) KARARIN ÖZET ÇEVĐRĐSĐ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM DÜRRÜ MAZHAR ÇEVİK VE ASUMAN MÜNİRE ÇEVİK DAĞDELEN / TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru No. 2705/05) KARAR (esas)

CON S EI L D E KONSEYĐ

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ

CONSEIL DE L EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ. İKİNCİ DAİRE KANAT ve BOZAN -TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:13799/04)

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARAR İNCELEMESİ MEHMET HÜSEYİN ÇİÇEK - TÜRKİYE DAVASI AHİM 3. DAİRE

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. KESHMIRI/TÜRKİYE (Başvuru no /08) KARAR STRAZBURG. 13 Nisan 2010

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ

ĠKĠNCĠ BÖLÜM KARAR. BaĢvuru no. 2935/07 Önder Deniz KOLGU / Türkiye

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. ERTÜRK/TÜRKİYE (Başvuru no /02) KARAR STRAZBURG. 12 Nisan 2005

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ ĠKĠNCĠ BÖLÜM AKDEMİR VE EVİN / TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru No /08 ve 29725/09) KARAR STRAZBURG.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR

Alipour ve Hosseinzadgan / Türkiye. (6909/08, 12792/08 ve 28960/08) AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARARI

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. ZEYTİNLİ/TÜRKİYE (Başvuru no /04) KARAR STRAZBURG. 26 Ocak 2010

REKABET KURULU (İHALE İTİRAZ MAKAMI) KARAR FORMU

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE NİN SARAR / TÜRKİYE KARARI * ** (Başvuru no. 1947/09, Karar Tarihi: 27 Mart 2012)

İKİNCİ BÖLÜM ÇORAMAN / TÜRKİYE DAVASI KARAR STRAZBURG. 15 Temmuz 2014

COUNCIL OF EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ DAİRE. ESER CEYLAN TÜRKİYE (Başvuru no /02) KARAR STRAZBURG

ĐKĐNCĐ DAĐRE EYÜP KAYA TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 17582/04) STRAZBURG. 23 Eylül 2008

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. YER VE GÜNGÖR/TÜRKİYE (Başvuru no /06 ve 48581/07) KARAR STRAZBURG.

İKİNCİ DAİRE BİL BELGİN İNŞAAT ŞTİ / TÜRKİYE. (Başvuru no /03) KARAR STRAZBURG. 1 Ekim 2013

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ ĐKĐNCĐ DAĐRE MEHMET ZÜLFĐ TAN - TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 31385/02)

Transkript:

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ ĠKĠNCĠ BÖLÜM SALİN VE KARŞİN / TÜRKİYE (Başvuru No. 44188/09) KARAR STRAZBURG 23 Haziran 2015 İşbu karar Sözleşme nin 44 2 maddesinde belirtilen koşullar çerçevesinde kesinleşecek olup bazı şekli değişikliklere tabi tutulabilir. T.C. Adalet Bakanlığı, 2015. Bu gayriresmî çeviri, Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve DıĢ ĠliĢkiler Genel Müdürlüğü Ġnsan Hakları Daire BaĢkanlığı tarafından yapılmıģ olup, Mahkeme açısından bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Bu çeviri, davanın adının tam olarak belirtilmiģ olması ve yukarıdaki telif hakkı bilgisiyle beraber olması koģulu ile Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve DıĢ ĠliĢkiler Genel Müdürlüğü Ġnsan Hakları Daire BaĢkanlığına atıfta bulunmak suretiyle ticari olmayan amaçlarla alıntılanabilir.

Salin ve Karşin / Türkiye davasında, Başkan András Sajó, IĢıl KarakaĢ, Nebojša Vučinić, Paul Lemmens, Egidijus Kūris, Robert Spano, Jon Fridrik Kjølbro ve Bölüm Yazı İşleri Müdürü Stanley Naismith inkatılımıyla Daire olarak toplanan Avrupa Ġnsan Hakları Mahkemesi (Ġkinci Bölüm), 2 Haziran 2015 tarihinde gerçekleģtirilen müzakerelerin ardından yukarıda belirtilen tarihte aģağıdaki kararı vermiģtir. USUL 1. Davanın temelinde, iki Türk vatandaģı olan, Yusuf Salin ve Nihat KarĢin in ( baģvuranlar ), Ġnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına ĠliĢkin SözleĢme nin ( SözleĢme ) 34. maddesi uyarınca 4 Ağustos 2009 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti aleyhinde Mahkeme ye yapmıģ olduğu bir baģvuru (no. 44188/09) yer almaktadır. 2. BaĢvuranlar, Ġstanbul Barosu na bağlı Avukat B. Doğan tarafından temsil edilmiģlerdir. Türk Hükümeti ( Hükümet ), kendi görevlisi tarafından temsil edilmiģtir. 3. BaĢvuranlar, SözleĢme nin 3. ve 13. maddelerinin ihlal edilmesinden Ģikâyet etmektedirler. 4. BaĢvuru, 5 Eylül 2011 tarihinde, Hükümete tebliğ edilmiģtir.

SALĠN VE KARġĠN / TÜRKĠYE KARARI 2 OLAYLAR I. DAVANIN KOġULLARI 5. BaĢvuranlar Yusuf Salin ve Nihat KarĢin, sırasıyla 1982 ve 1985 doğumlu Türk vatandaģlarıdır ve Tekirdağ da ikamet etmektedirler. A. Başvuranların Yakalanması ve Göz Altına Alınması 6. BaĢvuranlar, 20 Ağustos 2007 tarihinde güvenlik güçleri tarafından yürütülen bir operasyon sırasında yakalanmıģlardır. Aynı gün, saat 23.00 da jandarma görevlileri tarafından düzenlenen yakalama tutanağında Ģu hususlar yer almaktadır: Ġstanbul Zeytinburnu nda bir otobüsün alev almasını müteakip, jandarma Esenyurt taki otobüslerin de molotof kokteyl kullanılarak ateģe verildiğine dair bilgiler edinmiģ; bunun üzerine 20 Ağustos 2007 tarihi itibarıyla, sivil giyimli devriye görevi yapan jandarma ekipleri olay yerine gönderilmiģ; aynı gün, saat 22.30 sularında, altı (6) erkekten oluģan kalabalık ellerinde bulunan siyah poģet ve beyaz çuvallarla kaçmaya baģlamıģ; jandarma görevlileri söz konusu Ģahısları takip etmeye baģlamıģ, öncelikle bağırarak daha sonra da megafon kullanarak ilgililere dur ihtarında bulunmuģlar; Ģüpheliler ihtara uymamıģlar ve kaçmaya devam etmiģlerdir; kovalamacının ardından, orantılı ve dengeli bir güç kullanılarak ilgili Ģahıslar yakalanmıģlardır; çöp tenekesi yakınında bulunan poģet ve çuvallarda, jandarma görevlileri tarafından 10 litrelik su bidonlarına, yaklaģık 2,5 litre benzine, içinde benzin bulunan cam bira ĢiĢelerine, benzinle ıslatılmıģ kumaģ parçasına ve kullanıma hazır molotof kokteyllere el konulmuģtur. Tutanakta, yakalanan kiģilerin kimlik bilgileri yer almaktadır: bu kiģiler M.F.E., N.ġ., M.S.B., Y.K., Yusuf Salin ve Nihat KarĢin dir. BaĢvuranlar ve diğer Ģahıslar, jandarma görevlilerinin bu Ģekilde düzenlemiģ olduğu tutanağı imzalamayı reddetmiģlerdir. Jandarma tarafından olay mahallinin basit bir krokisi çizilmiģtir.

SALĠN VE KARġĠN / TÜRKĠYE KARARI 3 7. Ġstanbul Cumhuriyet savcısı tarafından 22 Ağustos 2007 tarihinde verilen kararda, baģvuranların, terör örgütüne üye olma ve patlayıcı madde bulundurma suçundan, 20 Ağustos 2007 günü saat 22.00 dan 22 Ağustos 2007 günü saat 22.00 a kadar gözaltında tutuldukları belirtilmektedir. 1. Başvuran Yusuf Salin İle İlgili Olarak 8. Jandarma görevlileri tarafından 20 Ağustos 2007 tarihinde düzenlenen ve baģvuran tarafından imzalanan Yusuf Salin in üst arama tutanağında, diğerlerinin yanı sıra özellikle, aģağıda yer alan eģyalara el konulduğubelirtilmiģtir. Bu eģyalar arasında, bir adet siyah maske, bir adet cep telefonu, bir adet çakmak, bir adet ayakkabı bağı, bir adet kimlik belgesi ve bilhassa, toplantılara katılan kiģilerin isimlerinin bulunduğu liste yer almaktaydı. 9. Jandarma görevlilerinin, 21 Ağustos 2007 tarihinde, saat 17.00 da düzenlediği rapor Ģu Ģekildedir: 20 Mayıs 2007 tarihinde, saat 23.00 dan önce, Yusuf Salin yakalanan diğer Ģahıslar gibi jandarma karakolunda çığlık atmıģ, sağa sola saldırmaya baģlamıģ ve Bîji Apo, Kahrolsun asker Ģeklinde slogan atmıģ; jandarmaya tehdit edici bir ses tonuyla konuģmuģ ve Benim kim olduğu biliyor musunuz? Size Esenyurt u dar edeceğim, biz PKK lıyız [yasadıģı silahlı örgüt], beni gözaltına almanın ne demek olduğunu size göstereceğim, size hesap soracağım, gerekirse kendime zarar vereceğim ve Avrupa Ġnsan Hakları Mahkemesi önünde Ģikâyette bulunacağım, sizi sürdüreceğim Ģeklinde ifadeler kullanmıģ; sağa sola çarparak kendisine zarar vermiģ, baģvuran ve diğer Ģahısları sakinleģtirmek, etkisiz hale getirmek için yeterli düzeyde orantılı bir güç kullanılmıģtır. 10. Aynı tutanak, aģağıda belirtilen bilgileri içermektedir: Yusuf Salin üzerinde sadece bir Ģort bulunduğu sırada yakalanmıģ, ilgili jandarma karakoluna vardığında, kendisine kıyafet getirmeleri için ailesini arayabileceği hususunda bilgilendirilmiģ, ilgili Ģahıs, yakınlarda bir ailesinin bulunmadığını belirtmiģ ve her halükarda kıyafet istememiģ; havanın sıcak

SALĠN VE KARġĠN / TÜRKĠYE KARARI 4 olması nedeniyle, üzerinde yalnızca bir Ģort bulunuyormuģ, akabinde, jandarma görevlileri kendisine bir pantolon ve tiģört vermeyi teklif etmiģler, sonunda ilgili, bu kıyafetleri giymeyi kabul etmiģtir. 11. Ġki jandarma görevlisi tarafından, 21 Ağustos 2007 tarihinde, saat 20.27 de düzenlenen, baģvuran ve avukatı tarafından imzalanan Yusuf Salin in ifade tutanağında, Ģu hususlar yer almaktadır: BaĢvuran sessiz kalma hakkını kullanmak istemiģ, yakalandıktan sonra iģkenceye maruz kaldığını belirtmiģ, ilgilinin avukatı müvekkiline iģkence uygulandığını, ilgilinin copla vurularak dört veya beģ kiģi tarafından darp edildiğini, burnunun kırıldığını, penis ve testislerinin sıkıldığını ve makatına üç defa cop sokulduğunu beyan etmiģ; öte yandan avukat, kendisinin, müvekkilinin bedeninde darp izleri olduğunu, bedeninin çeģitli kısımlarında morlukların mevcut olduğunu ve ilgili Ģahsın üzerinde sadece bir Ģort bulunduğunu tespit ettiğini belirtmiģtir. 12. Büyükçekmece Devlet Hastanesi tarafından 21 Ağustos 2007 tarihinde düzenlenen ilk tıbbi raporda, Yusuf Salin in burnunun üzerinde sıyrıkların, ekimozların ve sırtından sağ omzuna kadar yayılmıģ hiperemi, sıyrık ve ekimozların mevcut olduğu belirtilmiģtir. 13. Büyükçekmece Devlet Hastanesi tarafından aynı gün düzenlenen ikinci rapora göre, Yusuf Salin in burnunda yüzeysel bir kesik, sağ omzunda peteģial lezyonlar, sağ kolunun üzerinde ve sağ kürek kemiğinin ortasında taze ekimozlar mevcuttur. 14. Ġnönü Sağlık Ocağı tarafından 22 Ağustos 2007 tarihinde düzenlenen tıbbi raporda, bu iddiayı doğrulama imkânı olmadan, Yusuf Salin in copla tecavüze uğradığı belirtilmiģtir. Öte yandan raporda, baģvuranın burnu ve omzunun üzerinde ekimozların mevcut olduğu belirtilmiģtir. 15. Büyükçekmece Cumhuriyet savcısının talebi üzerine, 22 Ağustos 2007 tarihinde, saat 15.00 da, aynı bölgenin Adli Tıp Kurumu nda görev yapan bir doktor, Devlet Hastanesi ve sağlık ocağı tarafından sırasıyla tanzim edilen tıbbı raporları göz önünde bulundurarak, Yusuf Salin i

SALĠN VE KARġĠN / TÜRKĠYE KARARI 5 muayene etmiģtir. Ġlgilinin düzenlediği tıbbi rapora göre, Yusuf Salin gözaltı sırasında Ģiddete maruz kaldığını beyan etmiģtir: BaĢvuranın yüzüne, baģına, ellerine, sırtına ve bacaklarına copla vurulmuģ, testis ve penisi sıkılmıģ ve ayrıca, cop kullanılarak anüs yolu ile kendisine tecavüz giriģiminde bulunulmuģ ve baģvuran bu duruma maruz kalmıģtır. Ġlgili doktor, baģvuranda aģağıda belirtilen lezyonların mevcut olduğunu kaydetmiģtir: bu lezyonlar, burnunun üzerinde, kabuk bağlamaya baģlayan bir sıyrık; gözlerinin alt kısmında, burnuna aldığı darbelerden kaynaklanan kırmızı ve mor renkli olan ekimozlar; sağ kolunun arka kısmında, kırmızı ve mor renkli olan ve 6x8 cm lik bir ekimoz; sol omzunda 3 cm, 4,5 cm ve 5 cm lik sıyrıklar; sırtta interskapular bölgede yatay seyirli 3,5x6 cm boyutlarında ray Ģeklinde kırmızı ve mor renkte olan ekimozlar; sol elinin üzerinde 3x4cm,sağ ayak bileğinin arka kısmında 5x5 cm ve sol ayak bileğinin iç yüzeyinde 5x6 cm boyutunda mor renkli ekimozlardır. Tıbbi raporda, baģvuranın penis ve testislerde duyduğu ağrılardan Ģikâyet ettiği ancak harici travmatik lezyonların bulunmadığı ve ayrıca, anal mukoza ve sfinkter tonusunun normal bulunduğu da belirtilmiģtir. Tıbbi raporda, ilgilinin basit bir tıbbi müdahale ile tedavi edilebileceği ve anal tecavüze dair maddi delillerin bulunmadığı sonucuna varılmıģtır. 2. Başvuran Nihat Karşin İle İlgili Olarak 16. Jandarma görevlileri tarafından 20 Ağustos 2007 tarihinde düzenlenen ve baģvuran tarafından imzalanan Nihat KarĢin in üst arama tutanağında, diğerlerinin yanısıra aģağıda yer alan eģyalara el konulduğu ifade edilmiģtir. Bu eģyalar arasında, bir adet peçe, bir adet cep telefonu, bir adet çakmak, bir adet ayakkabı bağı, ve bir adet kimlik belgesi bulunmaktaydı. 17. 21 Ağustos 2007 tarihinde saat 17.00 da düzenlenen tutanakta, Ģu hususlar belirtilmiģtir: jandarmaya ait araca binildiği esnada, yakalanan kiģilerden, tıbbi muayeneye sevk edilmesi gereken Yusuf Salin ve Nihat

SALĠN VE KARġĠN / TÜRKĠYE KARARI 6 KarĢin Bîji Apo, Yaşasın Kürdistan, Kahrolsun faşistler! Ģeklinde slogan atmıģlar, jandarma görevlilerine karģı direnmiģler, ardından, güvenlik güçlerinin ihtarlarına rağmen slogan atmaya devam etmiģler ve araca binmeyi reddetmiģler; söz konusu jandarma görevlileri, ilgililerin susturulması için yeterli, orantılı bir güç kullanmıģ, bunun akabinde, aralarında arbede yaģanmıģ ve güç kullanarak ilgili Ģahısları araca bindirmiģlerdir. 18. BaĢvuran ve avukatı tarafından imzalanan ve iki jandarma tarafından 21 Ağustos 2007 tarihinde, saat 20.27 de düzenlenen Nihat KarĢin in ifade tutanağında, ilgilinin sessiz kalma hakkını kullandığı; saat 20.10 da, ilgili avukatın müvekkilinin gözaltı iģlemi sırasında kötü muamelelere maruz kaldığını beyan ettiği ve Cumhuriyet savcısına suç duyurusunda bulunmak istediği yönündeki hususlar yer almaktadır. 19. Büyükçekmece Devlet Hastanesi tarafından 21 Ağustos 2007 tarihinde düzenlenen ilk tıbbi raporda, Nihat KarĢin in bedeninde darp ve cebir izlerinin bulunmadığı belirtilmiģtir. 20. Aynı gün aynı hastanede düzenlenen ikinci tıbbi raporda, Nihat KarĢin in dirseklerinin üzerinde kabuk bağlayan yaraların mevcut olduğu ifade edilmiģtir. 21. Ġnönü Sağlık Ocağı tarafından 22 Ağustos 2007 tarihinde düzenlenen tıbbi raporda, Nihat KarĢin in ellerinde ekimozların, sağ dirseğinde eski bir yaranın (dokuların zedelenmesi) mevcut olduğu, ve ilgilinin bedeninde baģka herhangi bir darp veya cebir izinin saptanmadığı ifade edilmiģtir. Söz konusu raporda, ilgilinin copla tecavüze uğradığını beyan ettiği ancak bu iddianın açıklık kazanmadığı belirtilmiģtir. 22. Büyükçekmece Cumhuriyet savcısının talebi üzerine, Nihat KarĢin, Devlet Hastanesi ve sağlık ocağı tarafından sırasıyla tanzim edilen tıbbi raporlar dikkate alınarak, aynı bölgenin Adli Tıp Kurumu nda 22 Ağustos 2007 tarihinde saat 14.45 de muayeneden geçmiģtir. Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen tıbbi rapora göre, Nihat KarĢin, gözaltında bulunduğu

SALĠN VE KARġĠN / TÜRKĠYE KARARI 7 sırada, kalçalarının iç kısmına, kollarının ön kısmına ve baģına copla vurulduğunu, testis ve penisine baskı uygulandığını ancak cinsel Ģiddete maruz kalmadığını beyan etmiģtir. Yapılan sağlık muayenesinde, baģvuranda aģağıda belirtilen lezyonların mevcut olduğu tespit edilmiģtir: bu lezyonlar, sol kolunun ön kısmında 8-11 cm uzunluğunda ve 0,3 cm geniģliğinde peteģial kanama alanları, birbirini izleyen çizgisel Ģekilde ve sert bir cismin kullanılmasından kaynaklanan ekimozlar; sağ ön kolunun iç kısmında, sol ön kolunda saptananlarla benzer olan, 0,5x12 cm uzunluğunda ve 0,3 cm geniģliğinde ekimotik alanlar; sağ dirseğinde, 1x1,5 cm lik kabuk bağlayan bir yara; sol kürek kemiği üzerinde, 1x1 cm lik kabuk bağlayan bir yaradır. Öte yandan, muayenede, skrotum ve penis çevresinde travmatik lezyona rastlanmadığı, anal mukoza ve sfinkter tonusunun normal bulunduğu tespit edilmiģtir. Tıbbi raporda, ilgilin basit bir tıbbi müdahale ile tedavi edilebileceği ve anal tecavüze dair maddi delillerin bulunmadığı sonucuna varılmıģtır. B. Başvuranların Cumhuriyet Savcısı Tarafından Dinlenmesi 23. BaĢvuranların avukatı, 23 Ağustos 2007 tarihinde, gerçeği yansıtmamaları nedeniyle 22 Ağustos 2007 tarihinde düzenlenen tıbbi raporlara itiraz etmiģtir. BaĢvuranların avukatı, müvekkillerinin Adli Tıp Kurumu ġube Müdürlüğü tarafından muayeneye tabi tutulmalarını talep etmiģtir.aynı gün, bütün tıbbı raporların bir nüshası avukata iletilmiģtir. 24. Cumhuriyet savcısının talebi üzerine 23 Ağustos 2007 tarihinde düzenlenen tutanakta, 20 Ağustos 2007 tarihli üst arama tutanaklarında daha önce suç unsuru olduğu tespit edilen eģyaların yanı sıra; Nihat KarĢin in üzerinde bulunan bir adet siyah peçe ve Yusuf Salin in üzerinde bulunan ağzı açık bir adet siyah kadın çorabına el konulduğu belirtilmektedir.

SALĠN VE KARġĠN / TÜRKĠYE KARARI 8 25Yine, Yusuf Salin, 23 Ağustos 2007 tarihinde, bir avukatın yardımından faydalanarak, Cumhuriyet savcısı tarafından dinlenmiģtir.yusuf Salin Ģu hususları beyan etmiģtir: Ġlgili, 20 Ağustos 2007 tarihinde, saat 22.00 sularında, Esenyurt ta bulunan bir sokakta beklediği sırada, iki gruptan oluģan kiģiler arasında gerçekleģen kovalamacaya tanık olmuģ; bir Ģahıs baģvurana doğru yaklaģarak kendisine hakarette bulunmuģ; dolayısıyla baģvuran bu Ģahsa konuģmasına dikkat etmesini ve hakarette bulunmamasını söylemiģ ancak söz konusu kiģi baģvuranı darp etmeye baģlamıģ; arbede yaģanmıģ, akabinde, baģvuran kaçmayı baģarmıģ; kaçtığı sırada; bu Ģahıs jandarma olduğunu ve üzerine ateģ edeceğini söyleyerek kendisine dur ihtarında bulunmuģ, ardından, baģvuran, bu kiģiye hangi sebeple jandarma olduğunu kendisine hemen söylemediğini sormuģ; ardından, ilgili zorla (manu militari) jandarma karakoluna götürülmüģtür. Ayrıca baģvuran, PKK terör örgütüne her türlü üyeliği kabul etmemiģ ve molotof kokteyller veya bulunan benzin hakkında bilgisinin olmadığını belirtmiģtir. 26. Öte yandan Yusuf Salin, dekorasyon iģlerinde çalıģtığını, göz ve yüzünü korumak için siyah kadın çorabından yapılan bir çeģit örtükullandığını beyan etmiģtir. Ġlgili, kendisine atfedilen olaylara, olay yeri inceleme tutanaklarına, yakalama ve el koyma tutanaklarına itiraz etmiģtir. Yusuf Salin, gözaltında bulunduğu sırada, gözleri bağlı iken iģkenceye uğradığını savunmuģtur. BaĢvuranın üzerinde bulunan kıyafetlerin tamamı beģ kiģi tarafından çıkarılmıģtır: baģvuranın cinsel organına vurulmuģ, iki Ģahıs kendisini masaya eğdirerek, makatına cop sokmaya çalıģmıģ; bir Ģahıs, kendisiyle cinsel iliģkiye girmek isteyen varsa bunu yapabileceğini beyan etmiģtir. 27. Ayrıca Yusuf Salin, 22 Ağustos 2007 tarihinde gerçekleģen sağlık muayenesine ve avukatı ile görüģmesini müteakip, jandarma görevlilerinin kendisine hareket ettiğini belirtmiģtir. Avukat, 21 Ağustos 2007 tarihinde, saat 17.00 sularında, nöbetçi Cumhuriyet savcısından baģvuranın muayene

SALĠN VE KARġĠN / TÜRKĠYE KARARI 9 edilmesini talep ettiğini ancak ilgilinin 22 Ağustos 2007 tarihinde saat 16.00 da muayene edildiğini ve lezyonların zamanla yok olduğunu belirtmiģtir. Avukat, tanzim edilen raporlara itiraz etmiģ ve baģvuranın Adli Tıp Kurumu tarafından muayeneye tabi tutulmasını talep etmiģtir. Son olarak, avukat tarafından, ifade tutanağına, gözaltı sırasında müvekkiliyle hangi koģullarda görüģtüğüne dair yaptığı açıklamanın yer almadığı yönünde el yazısıyla yazılan bir ibare eklenmiģtir. 28. Nihat KarĢin, 23 Ağustos 2007 tarihinde, bir müdafiin yardımından yararlanarak, Cumhuriyet savcısı tarafından dinlenmiģtir. Nihat KarĢin, yakalanmıģ olduğu adreste ikamet ettiğini belirtmiģtir. Nihat KarĢin, Ģu hususları beyan etmiģtir: Yakalandığı gün, saat 22.00 sularında, ilgili sigara paketi satın almaya gitmiģ ve dönüģünde, Y.K. yı görmüģ; Y.K. ile konuģtuğu sırada, jandarma görevlileri koģmaya baģlamıģ; jandarma görevlilerinden biri yere yatmalarını isteyerek kendilerine doğru silah dayamıģ, jandarmanın söylediğini yerine getirmiģler ve jandarma karakoluna götürülmüģlerdir. Öte yandan Nihat KarĢin, sevk edildiği ve gözaltında bulunduğu sırada darp edildiğini beyan etmiģtir. Nihat KarĢin akabinde, kendisine iģkence uygulandığını eklemiģtir: ilgili, ayrı bir odaya alındığını, cinsel organına copla vurulduğunu ve bir kiģinin elleriyle cinsel organını çektiğini de ifade etmiģtir. BaĢvuran, her türlü terör örgütüne üyeliği kabul etmemiģ, yakalanan kiģilerden oluģan grupla beraber hareket etmediğini ve patlayıcı madde hazırlamadığını da belirtmiģtir. Avukat, 21 Ağustos 2007 tarihinde, saat 17.00 sularında, nöbetçi Cumhuriyet savcısından baģvuranın muayeneye tabi tutulmasını talep ettiğini ancak ilgilinin sadece 22 Ağustos 2007 tarihinde muayene edildiğini ve zamanla lezyonların kaybolduğunu belirtmiģtir. Ġlgili avukat, düzenlenen rapora itiraz etmiģ ve baģvuranın Adli Tıp Kurumu tarafından muayeneye tabi tutulmasını talep etmiģtir. 29. Yusuf Salin, 23 Ağustos 2007 tarihinde, saat 10.35 de, Ġstanbul BeĢiktaĢ Adli Tıp Kurumu ġube Müdürlüğü nde muayeneye tabi

SALĠN VE KARġĠN / TÜRKĠYE KARARI 10 tutulmuģtur. Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporda, baģvuranın jandarma karakoluna sevk edildiği esnada, akabinde, gözaltında bulunduğu sırada darp edildiğini beyan ettiği belirtilmiģtir: ilgilinin makatına cop sokulmuģ ve burnuna yumruk atılmıģtır. Muayene raporunda, baģvuranın burun tabanının orta kısmında 0,5 cm lik kabuk bağlayan bir sıyrık, burnunda ve gözlerinin altında üç veya dört gün öncesine ait olan mor ekimozlar, ödem ve bunun yanı sıra, küçük sıyrıklar, sırt ve sağ omuz üzerinde ekimotik alanlar mevcut olduğu belirtilmiģtir. Adli Tıp Kurumu, nihai tıbbi raporun düzenlenmesi amacıyla makat bölgesi için ek muayene yapılmasını ve burun röntgeni çekilmesini talep etmiģtir. 30. Ġstanbul BeĢiktaĢ Adli Tıp Kurumu ġube Müdürlüğü tarafından, 23 Ağustos 2007 tarihinde, saat 11.03 de, Nihat KarĢin in muayenesi yapılmıģtır. BaĢvuran, Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporda, gözaltında bulunduğu sırada copla darp edildiğini ve iģkenceye tabi tutulduğunu beyan etmiģtir.raporda, aģağıda belirtilen lezyonların, baģvuranda mevcut olduğu belirtilmiģtir: bu lezyonlar, ilgilinin bileklerinden dirseklerine uzanan, kollarının ön kısmında 1 cm geniģliğinde hiperemi; sağ dirseğinin üzerinde 2 cm lik kabuk bağlayan bir yara; 1 cm lik kabuk bağlayan bir yara ve sol dirseğinin üzerinde eski bir yara izidir.tıbbi raporda, Büyükçekmece Devlet Hastanesi nde yapılan tıbbi muayenelerin baģvuranın bedeninde yeni darp ve yara izlerinin bulunmadığı belirtilmiģtir. 31. Ġstanbul Cumhuriyet savcısının talebi üzerine, 23 Ağustos 2007 tarihinde, saat 18.30 da, Nihat KarĢin Ġstanbul Adli Tıp Kurumu nda muayeneye tabi tutulmuģtur. Tıbbi raporda, aģağıda belirtilen yaraların baģvuranda mevcut olduğu belirtilmiģtir: bu yaralar, ilgilinin sol kürek kemiği üzerinde 1 x 1 cm lik bir sıyrık; sol dirseğinin iç kısmında 0,5x1 cm lik ekimotik lezyon; bu lezyonun hemen altında, 1,5 cm lik eski bir yara ve bu yaraya 3 cm aralıkta olan 0,3 cm lik kabuk bağlayan eski bir yara; sol kolunun iç kısmında, birbirini izleyen çizgisel Ģekilde 6 ve 10 cm lık

SALĠN VE KARġĠN / TÜRKĠYE KARARI 11 kırmızı renkte ekimozlar; sol bileğinin iç kısmında, 0,5x2 cm lik kırmızı renkte ekimoz; sağ dirseğinin diģ kısmında, 1x2 cm lik kabuk bağlayan bir yara; sağ bileğinin dıģ kısmında, 2 x 6 cm lik ekimoz; sağ bacağının ön kısmında 0,5 cm lik bir sıyrıktır.tıbbi raporda, penis ve skrotumda herhangi bir özelliğe rastlanmadığı belirtilmiģtir. 32. Ġstanbul Cumhuriyet savcısının talebi üzerine, 23 Ağustos 2007 tarihinde, saat 18.59 da, Yusuf Salin Ġstanbul Adli Tıp Kurumu nda muayeneye tabi tutulmuģtur. Tıbbi raporda, aģağıda belirtilen lezyonların ilgilide mevcut olduğu belirtilmiģtir. Ġlgilide bulunan lezyonlar, 2 x 2 cm lik hafif bir ödem, kafa derisinde hassasiyet; göz çevresinde, sol tarafta 2 x 5 cm lik ekimoz ve sağ tarafta, 3x5 cm lik ekimoz; burun tabanına yakın, 1,5x2 cm lik kabuk bağlayan ekimoz; burun üzerinde, mor, kahverengi renkte ekimoz ve yoğun hassasiyet; kürek kemiklerinin arasında ve üst kısmında, yatay seyirli 0,5x6 cm ve 1x6 cm boyutlarında ray Ģeklinde ekimozlar ve 1,5 cm lik yeģil renkte olan ekimoz; bu bölgenin üst kısmında, 0,5x3 cm ve 0,5x2 cm boyutlarında ekimoz; bu bölgenin alt kısmında, 0,5x3 cm lik mor renkte olan ekimoz; sağ omuzun alt kısmında, 0,5x1 cm lik ekimoz; sağ kolun arka kısmında, 6x8 cm lik yeģil, mor renkte olan ekimoz; sol el ve ilk üç parmağın üzerinde ekimoz ve ödemler; sol dizin iç kısmında, 1x1 cm lik bir ekimoz; ayak bileğin dıģ kısmında (sol tarafta 5x6 cm lik ve sağ tarafta 4x5 cm lik) ekimoz ve ödemlerdir. Tıbbi raporda, baģvuranın bir Kulak Burun Boğaz uzmanı tarafından muayene edilmesi gerektiği belirtilmiģtir. C. Ağır Ceza Mahkemesi Hakimi Tarafından Başvuranların Dinlenmesi 33. Ağır Ceza Mahkemesi nde görev yapan bir hâkim, 23 Ağustos 2007 tarihinde, baģvuranları ve yakalanan diğer dört kiģiyi dinlemiģtir. Yusuf Salin Cumhuriyet savcısı önünde verdiği ifadeyi yinelemiģtir.

SALĠN VE KARġĠN / TÜRKĠYE KARARI 12 34. Aynı Ģekilde, Nihat KarĢin Cumhuriyet savcısı önünde verdiği ifadeyi yinelemiģtir. Öte yandan Nihat KarĢin, göz altında bulunduğu sırada, üç kiģi tarafından iģkenceye maruz kaldığını, kalçalarına, ellerine, baģına cop darbeleri aldığını beyan etmiģtir. Ġlgili, Büyükçekmece Hastanesi nde görev yapan doktorun kendisini düzgün Ģekilde muayene ettiğini ancak kendisini muayene eden diğer iki doktor açısından durumun böyle olmadığını belirtmiģtir. 35. Ġlgili hâkim, baģvuranların tutuklanmalarına karar vermiģtir. 36. Ġstanbul Ağır Ceza Mahkemesi, 13 Eylül 2007 tarihinde, baģvuranların tutukluluk hallerinin devam etmesine karar vermiģtir. 37. 2007 yılının Eylül ayında Büyükçekmeçe Jandarma Komutanlığı tarafından düzenlenen tutanakta, Emniyet Müdürlüğüne bağlı Kriminal Ġnceleme Laboratuvarı tarafından 4 Eylül 2007 tarihinde hazırlanan iki bilirkiģi raporuna atıfta bulunularak, olayın meydana geldiği gün el konulan eģyalar üzerinde tespit edilen parmak izlerinin baģvuranlarınkine uygun düģtüğü ve bir afiģ üzerinde bulunan parmak izlerinin Nihat KarĢin e ait olduğu belirtilmiģtir. D. Kötü Muamele Hakkında Jandarma Görevlileri Aleyhinde Yapılan Suç Duyurusu 38. BaĢvuranların avukatı, 21 Ağustos 2007 tarihinde, müvekkillerinin maruz kaldıklarını iddia ettikleri iģkence ile ilgili olarak Ġstanbul Cumhuriyet savcısına suç duyurusunda bulunmuģtur. Avukat, Yusuf Salin in, diğerlerinin yanı sıra, copla vurulduğunu, burnunun kırıldığını, testislerinin sıkıldığını ve copla tecavüz edildiğini belirtmiģtir. Söz konusu avukat, Yusuf Salin i gördüğü sırada ilginin üzerinde sadece bir Ģort bulunduğunu, bedeninin çürükler içinde olduğunu ve kendisine, bir süre sonra yeni bir sorguya tabi tutulacağını ve iģkenceye uğrayacağının söylendiğini belirtmiģtir. Avukat, Nihat KarĢin ile ilgili olarak, el ve

SALĠN VE KARġĠN / TÜRKĠYE KARARI 13 kollarının kızardığını, cop darbe izlerinin bulunduğunu, testislerinin de sıkıldığını ve copla tecavüz edilip edilmediği kendisine sorulduğunda ilgilinin ağlamaya baģladığını belirtmiģtir. Avukat, Ģikâyet dilekçesinde, müvekkilinin Ġstanbul Adli Tıp Kurumu nda genital muayeneden geçmesini ve iģkence iddiaları hakkında soruģturma açılmasını talep etmiģtir. 39. H.Z.Ç. isimli jandarma personeli, 9 Kasım 2007 tarihinde, Cumhuriyet savcısı tarafından dinlenmiģtir. Söz konusu jandarma personeli aģağıda belirtilen hususları beyan etmiģtir: olayın meydana geldiği gün, PKK terör örgütü üyelerinin belediye otobüslerini ateģe vermeye yönelik eylemde bulunacağına dair bilgi edinmiģ; ilgili jandarma görevlisi ekibi ile birlikte olay yerine intikal etmiģ; yakalamak istedikleri kiģilerin kaçmaları sebebiyle jandarma görevlileri bu kiģileri takip etmiģ, akabinde, jandarma görevlileri, görevleri çerçevesinde, zor kullanarak ilgilileri yakalamıģ ve jandarma karakolunda gözaltına almıģ; ilgililerin üzerinde molotof kokteyl bulunmuģ; H.Z.Ç. kendisi gözaltına alınan bireylerin hiçbirini darp etmemiģtir. 40. C.Ç.B. ve T.S. isimli jandarma görevlileri, Cumhuriyet savcısı tarafından 9 Kasım 2007 tarihinde dinlenmiģtir. Ġlgili jandarma görevlileri, H.Z.Ç. nin vermiģ olduğu ifadeyi doğrulamıģlardır. 41. Büyükçekmece Cumhuriyet savcısı, 2 Ocak 2008 tarihli kararıyla, gerekçeli takipsizlik kararı vermiģtir. Bu kararda [baģvuranların] otobüsleri ateģe vermeyi [planlayan] yasadıģı PKK terör örgütü üyelerinin eylemlerine karģı yürütülen bir operasyon sırasında yakalandıkları; yakalama sırasında güvenlik güçlerine direndikleri, güvenlik güçlerinin 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu na uygun olarak güce baģvurdukları, direnerek [baģvuranların] yaralandıkları; baģvuranların yaralarının basit bir tıbbi müdahale ile tedavi edilebileceği; güvenlik güçleri tarafından kullanılan gücün [baģvuranların] kullandığı güce nazaran sınırı aģmadığı; güvenlik güçlerine atfedilen suça delil teģkil eden baģka unsur bulunmadığı Ģeklindeki hususlar yer almaktadır.

SALĠN VE KARġĠN / TÜRKĠYE KARARI 14 42. BaĢvuranlar, 24 Temmuz 2008 tarihinde, Ġstanbul Ağır Ceza Mahkemesi önünde kovuģturmaya yer olmadığına dair karara karģı itiraz etmiģlerdir. BaĢvuranlar, uygulanabilir ulusal kanunlara ve SözleĢme nin 3. maddesine atıfta bulunarak, Cumhuriyet savcısının yeterli ve uygun bir soruģturma yürütmediğini savunmuģlardır söz konusu savcı, baģvuranların itirazlarını destekleyecek nitelikte bir nüshasını sundukları ve tanzim edilen tıbbi raporların iģkenceye maruz kaldıklarını kanıtlamasına rağmen kovuģturmaya yer olmadığına dair karar vermiģtir. 43. Ağır Ceza Mahkemesi, 18 ġubat 2009 tarihinde, kovuģturmaya yer olmadığına dair kararın gerekçesine, toplanan delil unsurlarına ve dosyanın içeriğine dayanarak, baģvuranlar tarafından yapılan itiraz baģvurusunu reddetmiģtir. E. Başvuranlara Karşı Açılan Ceza Davası 44. Cumhuriyet savcısı, 10 Eylül 2007 tarihinde, silahlı terör örgütüne üye olma ve yasaya aykırı olarak patlayıcı madde veya benzeri madde bulundurma suçundan diğer Ģahıslar arasında, baģvuranlar hakkında ceza davası açmıģtır. Ġlgili savcı, iddianamesinde, PKK nın silahlı mücadeleye baģlamasının yıldönümü olan 15 Ağustos münasebetiyle, söz konusu terör örgütünün molotof kokteyl kullanarak Ġstanbul BüyükĢehir Belediyesi ne ait otobüslerin ateģe verilmesine yönelik eylemde bulunmaya karar verdiğini belirtmiģtir. 45. Ġstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, 30 Ararlık 2009 tarihli kararıyla, baģvuranları, patlayıcı madde bulundurma veya patlayıcı madde ya da benzeri maddeler kullanma suçundan üç yıl dokuz ay hapis cezasına ve beģ bin Türk lirası adli para cezasına mahkûm etmiģtir. Öte yandan Ġstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, silahlı terör örgütü PKK adına suç iģlemeleri nedeniyle baģvuranları altı yıl üç ay hapis cezasına mahkûm etmiģtir. 46. Dosya, yargılamanın devamı hakkında bilgi içermemektedir.

SALĠN VE KARġĠN / TÜRKĠYE KARARI 15 II. ĠLGĠLĠ ĠÇ HUKUK VE UYGULAMASI 47. 4 Temmuz 1934 tarihinde kabul edilen ve 14 Temmuz 1934 tarihinde Resmi Gazete de yayımlanan 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu nun 25. maddesinde, ulusal polis teģkilatının bulunmadığı yerlerde jandarmanın bu kanunda verilen yetkileri kullanacağı öngörülmektedir (Ülüfer/Türkiye, No. 23038/07, 38, 5 Haziran 2012). 48. Somut olayda 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu nun 13. maddesinin ilgili kısımları aģağıdaki Ģekildedir: (...) Yakalanan kiģilerin kaçması veya saldırıda bulunmasının önlenmesi bakımından kiģinin sağlığına zarar vermeyecek Ģekilde her türlü tedbir alınabilir. (...) Zor kullanılarak yakalananların yakalanma anındaki sağlık durumları tabip raporuyla tespit edilir. (...) 49. Somut olayda aynı Kanun un 16. maddesinin ilgili kısımları aģağıdaki Ģekildedir: Polis, görevini yaparken direniģle karģılaģması halinde, bu direniģi kırmak amacıyla ve kıracak ölçüde zor kullanmaya yetkilidir. Zor kullanma yetkisi kapsamında, direnmenin mahiyetine ve derecesine göre ve direnenleri etkisiz hale getirecek Ģekilde kademeli olarak artan nispette bedenî kuvvet, maddî güç ve kanunî Ģartları gerçekleģtiğinde silah kullanılabilir. HUKUKÎ DEĞERLENDĠRME I. SÖZLEġME NĠN 3. MADDESĠNĠN ĠHLAL EDĠLDĠĞĠ ĠDDĠASI HAKKINDA 50. BaĢvuranlar, gözaltında bulundukları sırada jandarma görevlileri tarafından maruz kaldıkları kötü muamelelerden ve Cumhuriyet savcısı

SALĠN VE KARġĠN / TÜRKĠYE KARARI 16 tarafından yürütülen soruģturmanın yetersizliğinden Ģikâyet etmektedirler. BaĢvuranlar, SözleĢme nin 3. ve 13. maddelerini ileri sürmektedirler. 51. Mahkeme, baģvuranların Ģikâyetlerini dile getirdiği Ģeklini dikkate alarak ve davaya iliģkin olay ve olguların hukuki değerlendirilmesi konusunda takdir yetkisine sahip olup, baģvuranların olaylara atfettiği nitelendirme ile bağlı değildir (bk. diğer kararlar arasında, Guerra ve diğerleri/ İtalya, 19 ġubat 1998, 44, Karar ve Hükümler Derlemesi 1998-I ve Scoppola/İtalya (no.2) [BD], No. 10249/03, 48, 17 Eylül 2009).Bu nedenle Mahkeme, baģvuranların Ģikâyetlerinin sadece SözleĢme nin 3. maddesi açısından incelenmesine karar vermiģtir (Mimtaş/Türkiye, No. 23698/07, 31, 19 Mart 2013). SözleĢme nin 3. maddesi aģağıdaki Ģekildedir: Hiç kimse iģkenceye veya insanlık dıģı ya da aģağılayıcı muamele veya cezaya tabi tutulamaz. A. Kabul Edilebilirlik Hakkında 52. Hükümet, iki açıdan, iç hukuk yollarının tüketilmemesine iliģkin kabul edilemezlik itirazı ileri sürmektedir. BaĢvuranlar öncelikle, Anayasa nın 125. maddesine uygun olarak, idare mahkemeleri önünde idareye karģı tazminat davası açabilme imkânına sahiplerdi. Akabinde baģvuranlar, somut olayda, Borçlar Kanunu nun ilgili kısımlarına dayanarak, iddia edilen maddi ve manevi zararlar için hukuk mahkemeleri önünde tazminat davası açabilirlerdi. 53. BaĢvuranlar, Hükümetin iki açıdan ileri sürdüğü kabul edilemezlik itirazını kabul etmemektedirler. 54. Mahkeme, daha önce, mevcut dava koģullarına benzer koģulların bulunduğu davalarda, bu türden itirazı reddettiğini hatırlatmaktadır (bk. diğer kararlar arasında, İlhan/Türkiye [BD], No. 22277/93, 61-62, AĠHM 2000-VII, Karayiğit/Türkiye (kabul edilebilirlik hakkında karar), No.

SALĠN VE KARġĠN / TÜRKĠYE KARARI 17 63181/00, 20 Eylül 2005 ve Mecail Özel/Türkiye, No. 16816/03, 31, 14 Nisan 2009).Mevcut davayı inceleyen Mahkeme, Hükümetin, farklı bir sonuca ulaģtıracak herhangi bir olgu ya da ikna edici bir gerekçe sunmadığı kanısındadır. Dolayısıyla, Mahkeme bu itirazı reddetmektedir. 55. Mahkeme, baģvurunun, SözleĢme nin 35. maddesinin 3 a) bendi anlamında, açıkça dayanaktan yoksun olmadığını ve öte yandan, herhangi bir kabul edilemezlik gerekçesiyle bağdaģmadığını tespit ederek, kabul edilebilir olduğuna karar vermiģtir. B. Esas Hakkında 1. Tarafların İddiaları 56. BaĢvuranlar, iddialarını yenilemekte ve Hükümetin iddialarını kabul etmemektedirler. BaĢvuranlar, gözaltında bulundukları sırada maruz kaldıklarını iddia ettikleri kötü muamelelerden dolayı Ģikâyetçi olmaktadırlar. BaĢvuranlar, yetkilileri yakalama tutanağında gözaltı sırasında yaralandıklarını belirtmemeleri nedeniyle suçlamaktadırlar. BaĢvuranlar, yakalanmalarının ardından iki buçuk saat sonra bir hekim tarafından muayene edildiklerini ve art arda düzenlenen tıbbi raporlarda, gözaltında bulundukları sırada maruz kaldıkları iģkencelerden bahsedildiğini ifade etmektedirler. BaĢvuranlar, jandarma görevlileri tarafından kendi kendilerini yaraladıkları ve sloganlar attıkları yönünde tutanaklar düzenlendiğini ve bu tutanaklarda yanlıģ bilgilerin söz konusu olabileceğini belirtmektedirler. BaĢvuranlar, aynı Ģekilde, avukatlarının Yusuf Salin i sadece bir Ģort giymiģ halde gördüğünü belirtmesinin ardından jandarma görevlileri tarafından bir baģka tutanağın hazırlandığını iddia etmektedirler. 57. Hükümet, dosyada yer alan belgelerden, baģvuranların belediye otobüslerine molotof kokteylleri atmak üzere oldukları, yakalanacakları sırada kaçtıkları, jandarma görevlilerinin ihtarlarına uymayarak onlara karģı direndikleri ve jandarma görevlilerinin kendilerini yakalamak için orantılı

SALĠN VE KARġĠN / TÜRKĠYE KARARI 18 güce baģvurmak zorunda kaldıklarının anlaģıldığını ifade etmektedir. Hükümet, baģvuranların jandarma karakolunda kendi kendilerini yaraladıklarını ileri sürmektedir. Hükümet, baģvuranların kendilerini Adli Tıp Kurumu na götürmesi gereken araca binmeyi reddettiklerini ve jandarma görevlilerinin kendilerini araca bindirmek için orantılı güç kullanmak zorunda kaldıklarını eklemektedir. Hükümet e göre, baģvuranlara kasten herhangi bir kötü muamele uygulanmamıģtır. 58. Tıbbi raporlara iliģkin olarak, Hükümet, baģvuranların gözaltında bulundukları sırada tıbbi muayeneye tabi tutulduklarını, gözaltı süresinin sonunda Adli Tıp Kurumu tarafından muayene edildiklerini, Nihat KarĢin in bedeninde herhangi bir darp ya da yara izine rastlanmadığını ve Yusuf Salin in bedeninde tespit edilen izlerin çok küçük olduğunu ifade etmektedir. Hükümet, tıbbi muayenelerin baģvuranların tecavüz iddialarını doğrulamadığını belirtmektedir. Hükümet, baģvuranların bedeninde tespit edilen ekimozların, yakalanmaları sırasında yaģanan kovalamaca esnasında meydana geldiğini ve hekimlerin ilgililere geçici iģ göremezlik raporu vermediklerini ifade etmektedir. 59. Hükümet, PKK terör örgütü üyelerinin, yakalanmaları sırasında kötü muamelelere maruz kaldıkları yönünde iddialarda bulunmayı alıģkanlık haline getirdiklerini, ardından bu koģullarda güvenlik güçlerinin kendilerini kasten yaraladıklarını ileri sürdüklerini ve böylelikle tazminat elde edebilmek için Mahkeme ye baģvurmak amacıyla bu yönde davrandıklarını belirtmektedir. Diğer yandan, Hükümet, mevcut davadakinden farklı olarak, bir diğer bağlamda, kiģilerin otobüse molotof kokteylleri attıklarını ve 2009 yılında genç bir kızın ölümüne sebep olduklarını eklemektedir.

SALĠN VE KARġĠN / TÜRKĠYE KARARI 19 2. Mahkeme nin Değerlendirmesi a) Kötü Muamele İddiaları Hakkında i. İlgili Genel İlkeler 60. Mahkeme, bir bireyin özgürlüğünden yoksun bırakıldığı veya daha genel olarak güvenlik güçleriyle karģı karģıya kaldığı durumlarda, örneğin yakalanması sırasında, davranıģı bakımından mutlak gerekli olmamasına rağmen kendisine karģı fiziksel güç kullanımının, SözleĢme nin 3. maddesi ile getirilen yasağın mutlak olması ve teröre, organize suçlara karģı mücadele, hatta ulusal güvenliği tehdit eden kamusal tehlike durumu gibi en zor koģullarda bile geçerli olması nedeniyle (bk. Selmouni/Fransa [BD], No. 25803/94, 95, AĠHM 1999 V), ilke olarak, 3. madde ile güvence altına alınan hakkın ihlalini teģkil ettiğini hatırlatmaktadır (bk.labita/italya [GC], No. 26772/95, 120, AĠHM 2000 IV). 61. Mahkeme, daha önce, fiziksel bir direniģ veya denetime tabi tutulan kiģilerin Ģiddet davranıģı sergileme riski söz konusu olduğunda, güvenlik güçleri tarafından uygulanan Ģiddet biçiminin ispatlandığını kabul etmiģtir(bk. baģka birçok karar arasında, Klaas/Almanya, 22 Eylül 1993, 30, A serisi no. 269, Sarigiannis/Italya, No. 14569/05, 61, 5 Nisan 2011).Mahkeme, bir ihtara pasif direniģ (bk. Milan/Fransa, No. 7549/03, 59, 24 Ocak 2008), kamu gücü karģısında kaçma teģebbüsünde bulunma (bk. Caloc/Fransa, No. 33951/96, 100-101, AĠHM 2000-IX) veya bir tutuklunun aramayı reddetmesi (bk. Borodin/Rusya, No. 41867/04, 119-121, 6 Kasım 2012) durumlarında, aynı sonuçlara varmıģtır. Bu tür durumlarda, kullanılan gücün izlenen amaçla orantılı olup olmadığını araģtırma görevi Mahkeme ye aittir. Bu bağlamda, Mahkeme, müdahaleden etkilenen kiģilerde meydana gelen yaralanmalara ve bu yaralanmaların meydana geldiği koģullara özel bir önem atfetmektedir (bk. diğer kararlar arasında, yukarıda anılan Klaas, 26-30, Rehbock/Slovenya, No. 29462/95, 72, AĠHM 2000-XII, R.L. ve M.-J.D./Fransa, No.44568/98,

SALĠN VE KARġĠN / TÜRKĠYE KARARI 20 68, 19 Mayıs 2004 ve Perrillat-Bottonet/İsviçre, No. 66773/13, 41, 20 Kasım 2014). 62. Mahkeme aynı zamanda, örneğin polisiye veya askeri operasyonlar sırasında devlet makamları ya da görevlilerinin denetimi altında bulundukları sırada yaralanan kiģilerin durumunda, ispat yükünün davalı Hükümet e ait olduğunu hatırlatmaktadır; böylelikle, daha ziyade (a fortiori) söz konusu makamlar ya da görevlilerin, bir yandan, ihtilaf konusu olayların gerçek seyrini bilen ve diğer yandan, bu tür iddiaları tam olarak doğrulayacak ya da çürütecek nitelikteki bilgilere eriģebilen tek kiģiler oldukları varsayıldığında, kendisi hakkında ileri sürülen iddiaları uygun ve ikna edici delillerle çürütme görevi davalı Hükümet e aittir (bk. yukarıda anılan, Mimtaş, 51). ii. Somut olayda Bu İlkelerin Uygulanması 63. Her Ģeyden önce, Mahkeme, ilk olarak 2009 yılında mevcut davadakine benzer bir olay sırasında bir genç kızın ölümü konusunda Hükümet tarafından iletilen bilgileri dikkate almaktadır. Mahkeme bununla birlikte, görevinin davaya özgü koģulları değerlendirmekle sınırlı olduğunu belirtmektedir (bk. mutatis mutandis, Kudła/Polonya [BD], No. 30210/96, 152, AĠHM 2000-XI, Sadak ve diğerleri/türkiye (No. 1), No. 29900/96, No. 29901/96, No. 29902/96 ve 29903/96, 38, AĠHM 2001-VIII, Lutz/Fransa (No. 1), No. 48215/99, 20, 26 Mart 2002 ve Karkın/Türkiye, No. 43928/98, 43, 23 Eylül 2003). 64. Somut olayda, Mahkeme, tarafların kendilerine özgü anlatım Ģekillerinin, baģvuranların vücudunda tespit edilen lezyonların meydana geldiği zaman bakımından farklılık gösterdiğini ortaya koymaktadır. Özellikle, Hükümet, Cumhuriyet savcısı tarafından yürütülen ceza soruģturmasına ve dosyaya sunulan belgelere dayanarak, bu lezyonların kovalamacanın ardından baģvuranların yakalanması sırasında meydana geldiğini iddia etmektedir. BaĢvuranlar ise jandarma görevlileri tarafından

SALĠN VE KARġĠN / TÜRKĠYE KARARI 21 kötü muamelelere maruz kaldıklarını ve dolayısıyla gözaltında bulundukları sırada yaralandıklarını ileri sürmektedirler. 65. Bununla birlikte, Mahkeme, davaya özgü koģulların tamamını dikkate aldığında, baģvuranların gözaltında bulundukları sırada, yani ihtilaf konusu olayın ardından ve gözaltı süresinin sonunda düzenlenen tıbbi raporlarda, her halükarda, ilgililerin bedeninde tespit edilen en küçük lezyon ya da sekellerin, SözleĢme nin 3. maddesi kapsamına girmesi için gereken asgari ağırlık eģiğine ulaģtığının belirtildiğini saptamaktadır. 66. Sonuç olarak, Mahkeme, tarafların görüģleri ve dosyaya sunulan belgeler ıģığında baģvuranların iddialarını inceleyecektir. Bu bağlamda, Mahkeme, gözaltında iken yetkililerin denetimine tabi tutulan kiģilerin durumunda olduğu gibi, söz konusu olayların tamamının ya da büyük bir kısmının yalnızca yetkililerin bilgisi dâhilinde olması halinde, gözaltı süreci boyunca meydana gelen her türlü yaralanmanın güçlü fiili karinelere yol açtığını birçok defa vurgulamıģtır (bk. Salman/Türkiye[BD], No. 21986/93, 100, AĠHM 2000-VII ve Ahmet Engin Şatır/Türkiye, No. 17879/04, 40, 1 Aralık 2009). Mahkeme, mağdurun iddiaları hakkında Ģüphe uyandıran olay ve olguları ortaya koyan delilleri sunmanın Hükümetin görevi olduğunu hatırlatmaktadır (bk. Turan Çakır/Belçika, No. 44256/06, 54, 10 Mart 2009 ve Sonkaya/Türkiye, No. 11261/03, 25, 12 ġubat 2008). 67. Mahkeme, öncelikle Hükümet in, baģvuranların vücudunda saptanan lezyonların, söz konusu yakalama iģlemini gerçekleģtirmek amacıyla orantılı güç kullanan jandarma görevlilerine karģı direnmeleri sebebiyle yakalanmaları sırasında meydana geldiği yönündeki gerekçesinin, dosyada yer alan delil unsurlarına dayanmadığını tespit etmektedir. Böylelikle, baģvuranların kendilerini savunmak ya da jandarma görevlilerine saldırmak amacıyla güvenlik güçlerini darp ettikleri ya da Ģiddet uyguladıkları varsayıldığında, Mahkeme, örneğin, yakalanmaları sırasında jandarma görevlilerine karģı direnmek için baģvuranlar tarafından kullanılan güç sebebiyle söz konusu görevlilerin vücutlarında meydana gelen sekelleri

SALĠN VE KARġĠN / TÜRKĠYE KARARI 22 belirten ve bu görevliler adına düzenlenen herhangi bir tıbbi raporun bulunmadığını kaydetmektedir. 68. Mahkeme akabinde, jandarma görevlileri tarafından 20 Ağustos 2007 ve 21 Ağustos 2007 tarihlerinde düzenlenen yakalama tutanaklarında (sırasıyla yukarıda 6. ve 9. paragraflar), baģvuranların yakalanmaları sırasında jandarma görevlilerine karģı direndiklerinin ya da saldırdıklarının belirtilmediğini tespit etmektedir. Mahkeme aynı zamanda, taraflarca sunulan tıbbi raporların tamamından, baģvuranların vücudunda tespit edilen lezyon ya da yaralanmaların, bir yandan 20 Ağustos 2007 tarihinde jandarma görevlileri tarafından yürütülen operasyon sırasında, ihtilaf konusu olayın ardından ilgililerin yakalanmaları sırasında ve diğer yandan, 22 Ağustos 2007 tarihinde sona eren gözaltı süresi boyunca meydana geldiğinin anlaģıldığını gözlemlemektedir. Bu tespitler, çeģitli sağlık kuruluģlarının hekimleri tarafından tanzim edilen farklı tıbbi raporlar ile doğrulanmaktadır. Yine aynı raporlar ıģığında, Hükümet in ileri sürdüğü gibi ilgililerin jandarma görevlilerine karģı direndikleri varsayıldığında bile, Mahkeme, baģvuranların bedeninde ciddi izler ile birçok lezyon ya da yaralanmanın tespit edildiğini kaydetmektedir. Oysa yaklaģık üç günlük bir zaman dilimi içinde farklı hekimler tarafından art arda düzenlenen çeģitli tıbbi raporlarda yer alan bu iz ve lezyonlar, aynı Ģekilde anlatılmamaktadır. Dahası, yaraların ciddiyetinin günden güne arttığı görülmektedir. Üstelik sırasıyla birbirini izleyen tarihlerde elde edilen tıbbi raporlarda, iki baģvuran açısından ilk tıbbi raporlarda belirtilmeyen lezyonlardan bahsedilmektedir. Bu bağlamda, örneğin 22 Ağustos 2007 tarihinde baģvuran Nihat KarĢin adına hazırlanan tıbbi raporda, ilgilinin vücudunun farklı kısımlarında birçok sekelin bulunduğunun belirtilmesine rağmen, aynı baģvuran hakkında 21 Ağustos 2007 tarihinde düzenlenen ilk tıbbi raporda, ilgilinin vücudunda herhangi bir darp ya da Ģiddet izinin bulunmadığının belirtildiğini vurgulamak gerekmektedir.

SALĠN VE KARġĠN / TÜRKĠYE KARARI 23 69. Son olarak, Hükümet tarafından sunulan ve ihtilaf konusu yakalama olayının yaģandığı sokağın ve jandarma karakolundaki nezarethanelerin güvenlik kameraları kayıtlarını içeren CD den, bir yandan, baģvuranların kendi kendilerini yaralamadıkları ve diğer yandan, ilgililerin yakalanmaları esnasında ya da gözaltında bulundukları sırada, jandarma görevlilerini darp etmedikleri ya da Ģiddet uygulamadıkları anlaģılmaktadır. Bu nedenle, Mahkeme, Hükümet in olayların seyrine iliģkin iddialarının (bk. yukarıda 56. paragraf) baģvuranların, yakalanmaları esnasında ya da gözaltında bulundukları sırada jandarma görevlilerine gerçekten Ģiddetle saldırdıklarını (bk. aynı anlamda, Kaçak ve Ebinç/Türkiye,No. 54916/08, 43, 7 Ocak 2014 ve aksi yönde, Oyğur/Türkiye, No. 6649/10, 43, 5 Mart 2013) ya da ilgililerin kendi kendilerini yaraladıklarını (bk. yukarıda 57. paragraf) doğrulamaya imkân vermediği kanısına varmaktadır. Bu bağlamda, jandarma görevlileri, 15 Ağustos münasebetiyle, PKK (yasadıģı silahlı örgüt) üyeleri tarafından yapılması düģünülen ve Ġstanbul Belediyesi otobüslerinin yanmasından ibaret olan eylemi önlemeyi amaçlamıģtır. Bu koģullarda, yetkililerin, bu eylem sırasında yaģanabilecek muhtemel her türlü taģkınlığı önlemek ve PKK nın potansiyel üyelerine veya söz konusu eyleme katılabilecek olan bu örgütün sempatizanlarına karģı bu operasyona katılması gereken jandarma görevlileri tarafından her türlü güç kullanımını sınırlamak amacıyla gereken tedbirleri almaları gerekirdi. 70. Sonuç olarak, Mahkeme, baģvuranların bedeninde tespit edilen sekellerin sebebi konusunda Hükümet tarafından sunulan açıklamalarla ikna olmamıģtır; her halükarda, Mahkeme, bu açıklamaların yetersiz ve eksik olduğu kanaatindedir. Bu bağlamda, Cumhuriyet savcısı tarafından 2 Ocak 2008 tarihinde verilen ve baģvuranların bedeninde tespit edilen yaralanmaların yakalanmaları sırasında jandarma kuvvetlerine karģı direnmeleri neticesinde meydana geldiği yönündeki kovuģturmaya yer olmadığına dair karara iliģkin olarak, Mahkeme, söz konusu savcının kendi incelemesine sunulan farklı tıbbi raporlardan çıkardığı sonuçları kabul

SALĠN VE KARġĠN / TÜRKĠYE KARARI 24 etmemektedir; Mahkeme, söz konusu tıbbi raporların gereken tüm özen ve dikkat gösterilerek incelenmediği sonucuna varmaktadır. 71. Bu değerlendirmeler ıģığında, Mahkeme, gözaltında bulundukları sırada baģvuranlar tarafından maruz kalınan kötü muamelelere iliģkin iddialar konusunda soruģturma yürütmekle görevli yetkili ulusal makamların, yeni tespit edilen tutarsızlıkları açıklamadıklarını saptamaktadır. Hükümet tarafından ileri sürülen gerekçeler de bu tutarsızlıkları izah etmeye imkân vermemektedir. 72. Dolayısıyla Mahkeme, gözaltı sırasında meydana gelen, baģvuranların bedeninde saptanan yaraları dikkate alarak ve bu bağlamda Hükümet tarafından getirilen makul bir açıklama yokluğunda, SözleĢme nin 3. maddesinin esas yönden ihlal edildiği sonucuna varmaktadır. b) Yürütülen Soruşturmaların Etkin Niteliği Hakkında i. Tarafların İddiaları 73. BaĢvuranlar, Cumhuriyet savcısının kovuģturmaya yer olmadığına dair kararında ileri sürdüğü gerekçelere atıfta bulunarak, söz konusu savcının etkin ve yeterli bir soruģturma yürütmediğini savunmaktadırlar. Bu bağlamda baģvuranlar, kendilerinin ya da olaya karıģan jandarma görevlilerinin dinlenmediğini, jandarma karakolunun iç ve dıģ güvenlik kamera kayıtlarının izlenmediğini ve jandarma görevlileriyle yüzleģtirme yapılmadığını da belirtmektedirler. Son olarak, baģvuranlar, Cumhuriyet savcısının çeģitli tıbbi raporları göz önünde bulundurmadığı ve bu raporların içeriğine iliģkin olarak uygun sonuç çıkarmadığı görüģündedirler. 74. Hükümet, baģvuranların suç duyurusunda bulunmasını müteakip, Cumhuriyet savcısı tarafından bir ceza soruģturması yürütüldüğünü belirtmektedir. Hükümet aģağıda belirtilen hususları ifade etmiģtir: BaĢvuranlar ve jandarma görevlileri dinlenmiģtir, jandarma görevlileri baģvuranları durdurmak için güce baģvurmak zorunda kaldıklarını, ancak

SALĠN VE KARġĠN / TÜRKĠYE KARARI 25 hiçbir zaman kendilerine karģı kötü muamelede bulunmadıklarını belirtmiģlerdir; Yusuf Salin, jandarma görevlilerinin ihtarına uymadığını ve görevlilerle biraz tartıģtığını beyan etmiģtir; Nihat KarĢin de benzer beyanlarda bulunmuģtur. Hükümet, Cumhuriyet savcısının, baģvuranlara karģı kullanılan gücün yasallığı ve gerekliliği konusunda bir soruģturma yürüttüğünü ve jandarma görevlilerinin 2559 sayılı Kanun a uygun olarak güç kullanımına baģvurduklarını eklemektedir. ii. İlgili Genel İlkeler 75. Mahkeme, bir kiģi, polisin veya Devlet in farklı birimlerinin gözetimi altındayken SözleĢme nin 3. maddesine aykırı yasadıģı ağır istismarlara uğradığını iddia ederse, Mahkeme, (...) yetki alan[ı] içinde bulunan herkesin, bu SözleĢme [de] açıklanan hak ve özgürlüklerden yararlanmalarını sağlayan SözleĢme nin 1. maddesi tarafından Devlet e yüklenen genel sorumlulukla birlikte değerlendirilen 3. maddenin, dolaylı olarak resmi ve etkin bir soruģturma yapılmasını gerektirdiğini hatırlatmaktadır (bk. Assenov ve diğerleri/bulgaristan, 28 Ekim 1998, 102-103, Karar ve Hükümler Derlemesi 1998-VIII, Ay/Türkiye, No. 30951/96, 59-60, 22 Mart 2005, El-Masri/Eski Yugoslav Makedonya Cumhuriyeti [BD], No. 39630/09, 182, AĠHM 2012 ve Mocanu ve diğerleri/romanya [BD], No. 10865/09, No. 45886/07, No. 32431/08, 317, AĠHM 2014 (özetler)).bu soruģturma, SözleĢme nin 2. maddesinin de gerektirdiği gibi, sorumluların belirlenmesine ve cezalandırılmasına olanak sağlayabilmelidir. ġayet durum bu Ģekilde ilerlemezse, hukuki olarak genel iģkence ve insanlık dıģı veya aģağılayıcı muamele yasağı, temel önemine rağmen, uygulamada etkisiz olacaktır ve bazı durumlarda, yetkililerin, neredeyse bir dokunulmazlıktan istifade ederek, kendi denetimleri altında tutulan kiģilerin haklarını ihlal etmeleri mümkün olacaktır(bk. yukarıda anılan Labita, 131 ve bu kararda yer alan atıflar ve yukarıda anılan El- Masri, 182).

SALĠN VE KARġĠN / TÜRKĠYE KARARI 26 76. Mahkeme, yetkililerin kendi denetimleri altındaki kiģilerle ilgili sorumluluğunu hatırlatarak, nerdeyse dokunulmazlığa benzer bir durumun, SözleĢme nin 3. maddesi bakımından, devletin, kötü muamele mağdurları tarafından suçlanan muhtemel sorumluların beraatını (bk. diğer kararlar arasında, Esen/ Türkiye, No. 29484/95, 28, 22 Temmuz 2003) ya da örneğin terörle ya da organize suçlarla mücadeleye bağlı zorlukları (Aksoy/Türkiye, 18 Aralık 1996, 62, Derleme 1996-VI ve Mete ve diğerleri/türkiye, No. 294/08, 122, 4 Ekim 2011) haklı olarak ileri sürmeksizin, zayıf bir durumda olan ve güvenlik güçlerine ya da cezaevine teslim edilen herkesi koruma yükümlülüğünü yerine getirmemesine bağlı olduğunun altını çizmektedir. iii. Somut olayda Bu İlkelerin Uygulanması 77. Somut olayda Mahkeme, baģvuranların yaptığı Ģikâyetin ardından, söz konusu iki Ģahsın jandarma görevlileri tarafından maruz kaldıklarını iddia ettikleri kötü muameleler hakkında Cumhuriyet savcısı tarafından soruģturma baģlatıldığını tespit etmektedir. Mahkeme, soruģturma çerçevesinde, Cumhuriyet savcısının baģvuran ve jandarma görevlilerini dinlediğini ve kötü muamele iddiaları hakkında baģvuranlara ek bir tıbbi muayenenin yapılmasına karar verdiğini kaydetmektedir. Ancak, Mahkeme, dosyanın eksik olduğunu ve Hükümetin baģvuranların iddialarını çürütmek için delil unsurları sunmadığını tespit etmektedir. Böylelikle, dava dosyasında, baģvuran Yusuf Salin ile ilgili olarak (bk. yukarıda 29. ve 32. paragraflar), Adli Tıp Kurumu tarafından yapılmasına karar verilen ek incelemeler hakkında bilgi yani burun röntgenine ve Kulak Burun Boğaz uzmanının muayenesine iliģkin bilgiler bulunmamaktadır. 78. Mahkeme ardından, Cumhuriyet savcısının tıbbi raporları gereken tüm özen ve dikkati göstererek incelemediğini ve ayrıca, bununla birlikte kesin koģulları tespit etmeksizin, baģvuranların güvenlik güçlerine karģı direndikleri kanaatine vardığını kaydetmektedir. Jandarma görevlilerinin