ACTA TURCICA Çevrimiçi Tematik Türkoloji Dergisi Online Thematic Journal of Turkic Studies www.actaturcica.com Yıl V, Sayı 1, Ocak 2013 Kültürümüzde İklim ve Mevsimler Anadolu Türk Mimarisinde Mevsimler Seasons in Turkish Anatolian Architecture Özet M. Baha Tanman * Anadolu Türk mimarisinde 11. yüzyıl sonlarından 17. yüzyıla uzanan zaman diliminde -hanedan yapıları dışında- Türk evi olarak nitelendirilebilecek tek bir örnek bile günümüze ulaşmış değildir. Bu döneme ait teşhis edilebilen en eski örnekler cami ve medrese gibi kamusal yapılarla hükümdar konutu veya Metin Sözen in tabiriyle devletin konutu olan saraylardır. Saray komplekslerinde kış ve yaz aylarına mahsus birimleri teşhis etmek mümkündür. Konut mimarisine egemen olan bu yazlık-kışlık anlayışı Anadolu Türk mimarisinin erken döneminden (Selçuklu ve Artuklu) 21. yüzyıla kadar uzanır. Selçuklulardan günümüze kadar izlenebilen mevsim şartlarına göre yapı üretme ve mevsimlere göre bunlar arasında gidip gelme geleneği, Türklerin kollektif belleğinde göç olgusunun ve yaylak-kışlak alışkanlığının, başka kültürlere nazaran ne kadar güçlü ve uzun soluklu olduğunu kanıtlar. Bu çalışmada, Anadolu Türk mimarisinde mevsim etkileri incelenecektir. Anahtar Kelimeler: Mevsim, Anadolu Türk Mimarisi, Mimari, İklim. Abstract Not one single dwelling which can be classified as a Turkish home apart from dwellings for Sultan and his family have survived in Anatolian Turkish architecture from the end of the 11th Century to the 17th Century. The oldest buildings from this period are * Prof. Dr. M. Baha Tanman, İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Sanat Tarihi Bölümü, Türk ve İslam Sanatı Anabilim Dalı, İstanbul. bahatanman@hotmail.com 1
public buildings such as mosques and medreses, and, in a term coined bay Metin Sözen, the dwellings of the state which are the palaces. One can detect quarters for the summer and quarters for the winter in these palace complexes. The concept of a summer and winter quarter which dominates these structures dates from the early period (ie. Selchuk and Artuk period) to the 21st Century. The tradition of different housing structures according to seasons and moving from one to the other according to the seasons can be observed from the Selchukid period to the present day. This shift from one location to the other is reminder of summer and winter pastures (yaylak-kışlak), and shows how deep an impression the habit of migration has left on the collective consiciousness. This study reviews the effects of the seasons on Anatolian Turkish architecture. Keywords: Seasons, Anatolian Turkish Architecture, architecture, climate Anadolu mimarisi söz konusu olduğunda, aynı topraklarda tarih öncesinden Bizans döneminin sonuna kadar konut örnekleri tespit edilebildiği halde, ne yazık ki 11. yüzyıl sonlarından 17. yüzyıla uzanan zaman diliminde -hanedan yapıları dışında- Türk evi olarak nitelendirilebilecek tek bir örnek bile günümüze ulaşmamıştır. İnşaatta tercih edilen ahşap, kerpiç gibi malzemelerin, ayrıca bağdadi/hımış türünden yapım tekniklerinin dayanıksızlığı bunun başlıca sebebi olarak gösterilebilir. İslâmî yaşayış ve tasavvuf felsefesini içselleştiren ve bu dünya görüşünü mesleki örgütlenmelerden beşeri ilişkiler ağına kadar içtimai hayatın her alanına yansıtan ecdadımızın, ancak kamuya tahsis edilen yapılarda (cami, medrese, şifahane vb.) kalıcılığı hedeflemesi, buna karşın konutların, dünya hayatı gibi fani olmalarını tercih etmesi bu yok oluşun asıl sebebini teşkil etmektedir. Teşhis edebildiğimiz en eski örnekler hükümdar konutu veya Metin Sözen in tabiriyle devletin konutu olan saraylar, kasırlar ve köşklerdir. Saray komplekslerinde kış ve yaz aylarına mahsus birimleri teşhis etmek mümkündür. Hatta ufak ölçekli saraylar olarak nitelendirilebilecek kasır ve köşklerin tümüyle mevsimler dikkate alınarak tasarlandıkları ve kullanıldıkları gözlenir. Konut mimarisine egemen olan bu yazlık-kışlık anlayışı Anadolu Türk mimarisinin erken döneminden (Selçuklu ve Artuklu) 21. yüzyıla kadar uzanacaktır. 2
Selçuklu sultanları yaz aylarında Konya Sarayı nı terk ederek Beyşehir Gölü kıyısındaki Kubadâbâd Sarayı na 1 (1236) veya Kayseri yakınlarında Şeker Gölü kıyısındaki Keykubâdiye Sarayı na (1223 civ.) taşınmakta, ayrıca yine muhtemelen ilkbahar ve yaz aylarında Anadolu da gerçekleştirdikleri geziler ve avlar sırasında, şikârhane olarak adlandırılan çeşitli köşklerde konaklamaktaydı. 2 Söz konusu örneklerin, Selçukluların altın çağı olan I. Alâeddin Keykubâd dönenimde (1220-1236) yoğunlaşması rastlantı değildir. Gerek günümüze ancak bir köşk kalıntısı ulaşabilen ve mimarisi hakkında çok az şey bilinen Konya Sarayı nda 3 gerekse de diğer sarayların kışın kullanılan birimlerinde, mangal veya tandır türünden bazı ısınma önlemlerinin alındığı muhakkaktır. Bu sarayların; ancak sıcak havalarda kullanılabilecek, bazıları selsebillerle ve havuzlarla donatılmış eyvanları da bulunmaktaydı. Diyarbakır Kalesi nde 13. yüzyıl başına ait Artuklu Sarayı nın selsebilli eyvanı günümüze ulaşan örneklerdendir. 4 1 Alptekin Yavaş, Anadolu Selçuklu Köşklerinin Plan Tipleri Üzerine Tespitler, Türk Sanatı - Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, XLVII/1, Ankara 2007, s. 203-227. 2 Alptekin Yavaş, agm., s. 203-227. 3 3 Friedrich Sarre, Konya Köşkü, çev. Ş. Uzluk, Türk Sanatı - Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, Ankara 1967, s. 299. 4 Oktay Aslanapa, Diyarbakır Kazısından İlk Rapor, Türk Arkeoloji Dergisi, XI/2, 1962, s. 10-18; agy., Erster Bericht über die Ausgrabungen des Palastes von Diyarbakır, Istanbuler Mitteilungen, 12, 1962, s. 115-128; agy., Die Ausgrabungen des Palastes von Diyarbakır (15 Sept.-10 Okt. 1961; 15 Sept. - 27 Sept. 1962), Atti del Congdesso Internazionale di Arte Turca, Venezia, 1963, Napoli, 1965, s. 13-29; agy., Türk Sanatı - Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, s. 305-306. 3
Diyarbakır Kalesi ndeki Artuklu Sarayı nda selsebilli eyvanın planı (O. Aslanapa) Her ne kadar Beylikler dönemi sarayları ve köşkleri günümüze kadar incelenmemiş olsa da, Selçukluların yazlık saray - kışlık saray geleneğini sürdürdükleri; Selçukludan Osmanlıya mimari gelişim süreci göz önünde bulundurulduğunda, rahatlıkla öngörülebilir. Osmanlı Dönemi ne gelindiğinde, gerek günümüze ulaşabilen, gerekse ortadan kalkmakla birlikte mimari özellikleri bilinen saray, kasır, konak ve köşk örnekleri çoğalmaktadır. İstanbul daki Eski Saray, 5 Topkapı Sarayı 6 ve Üsküdar (Kavak) Sarayı 7 gibi kışlık yapı komplekslerinde; ayrıca Tanzimat tan sonra kullanılan Dolmabahçe 8 ve Yıldız 9 5 Eremya Çelebi Kömürciyan, İstanbul Tarihi - XVII. Asırda İstanbul, Eren Yayıncılık, İstanbul 1988, s. 163-165; Tülay Artan, Eski Saray, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 3, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1994, s. 204-205. 6 S. Hakkı Eldem Feridun Akozan, Topkapı Sarayı, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, İstanbul 1982; Gülru Necipoğlu, Architecture, Ceremonial and Power: The Topkapı Palace in the Fifteenth and Sixteenth Centuries, MIT Press, Cambridge 1991; Doğan Kuban, Topkapı Sarayı, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 3, İstanbul 1994, s. 280-291; Gülru Necipoğlu, 15. ve 16. Yüzyılda Topkapı Sarayı Mimarî, Tören ve İktidar, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 2007. 7 Wolfgang Müler-Wiener, Das Kavak Sarayı, Ein Verlorenes Baudenkmal Istanbuls, Istanbuler Mitteilungen, IX. Türk Tatih Kongresi, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1989, s. 51-56, Christoph K. Neumann - Tülay Artan, Kavak Sarayı, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 4, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1994, s. 494-495. 8 Çelik Gülersoy Afife Batur, Dolmabahçe Sarayı, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 3, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1994, s. 89-96; Deniz Esemenli, Osmanlı Sarayı ve Dolmabahçe, Homer Kitabevi, İstanbul 2002. 4
saraylarında, kışlık olarak kullanılan çekirdeğin çevresinde dış bahçe olarak adlandırılan büyük bahçeler bulunmakta, kışın sona ermesini kutlamak üzere harem halkı ilkbaharda söz konusu bahçelerde tenezzühe çıkmakta ve eğlenceler düzenlemekteydi. Saray jargonunda halvet olarak anılan bu ilginç gelenek, göçebe kültürü hatırlatmaktadır. Ayrıca dış bahçelerde yer alan irili ufaklı kasır ve köşklerde bahar ve yaz aylarında günübirlik sohbet, musiki ve işret meclisleri kurulurdu. Ne yazık ki, Sepetçiler Kasrı 10 ile İncili Köşk ün (Sinan Paşa Köşkü) 11 altyapısı dışında, Topkapı Sarayı nın periferisinde yer alan kasır ve köşkler tarihe karışmıştır. Sarayın Marmara ya bakan tarafında yer alan Şevkiye 12, Gülhane 13 ve Tombak 14 kasırlarıyla Haliç tarafındaki Yalı Köşkü 15 bu yok olan yapıların en önemlileridir. 9 Afife Batur, Yıldız Sarayı, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 7, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1994, s. 520-527. 10 S. Hakkı Eldem, Köşkler ve Kasırlar, C. I, Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yayınları, İstanbul 1969, s. 335-357; Doğan Kuban, Sepetçiler Kasrı, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 6, İstanbul 1994, s. 527-528. 11 S. Hakkı Eldem, age., s. 143-171; S. Hakkı Eldem Feridun Akozan/Doğan Kuban, age., s. 99; Gülru Necipoğlu, age., s. 226-231; Semavi Eyice, Sinan Paşa Köşkü, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 3, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1994, s. 1-2. 12 S. Hakkı Eldem, age., C. II, s. 329-336; S. Hakkı Eldem Feridun Akozan/Doğan Kuban, age., s. 14; M. Baha Tanman, Şevkiye Köşkü, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 7, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1994, s. 165-166. 13 S. Hakkı Eldem, age., C. II, s. 399-402; S. Hakkı Eldem Feridun Akozan/Doğan Kuban, age., s. 14; M. Baha Tanman, Gülhane Kasrı, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 3, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1994, s. 438-439. 14 S. Hakkı Eldem, age., C. II, s. 226-229. 15 S. Hakkı Eldem, age., C. I, s. 172-207; Doğan Kuban, Yalı Köşkü, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 7, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1994, s. 416-417. 5
Topkapı Sarayı Yalı Köşkü (Mouradja D Ohsson - S. Hakkı Eldem) Beşiktaş Sarayı nın gerisindeki yamaçla bunun yanındaki vadide yer alan Bayıldım ve Cirit Köşkleri, 16 öte yanan Edirne Sarayı nda ve civarında, çoğu ırmak ya da havuz kenarında yer alan Sultan Ahmet (Dolmabahçe) Kasrı, Dolaplı Bahçe Köşkü, İftariye Köşkü, Kum Kasrı, Demirtaş Kasrı, Aynalı Kasır ortadan kalkmış bulunan; bazıları tamamen, bazıları da kısmen yazlık olarak kullanılan yapılardır. 17 16 S. Hakkı Eldem, age., C. II, s. 230-237. 17 S. Hakkı Eldem, age., C. II, s. 8-24, 28-66, 95-99, 110-123. 6
Edirne Demirtaş Kasrı (Rifat Osman) Yıldız Sarayı nın dış bahçelerinde yer alan Malta 18 ve Çadır 19 köşkleri ise Tanzimat sonrasına ait örneklerdir. 17. yüzyıl ortasından itibaren hükümdarlar, İstanbul da yazlık saray olarak tasarlanmış Tersane (Aynalıkavak), 20 Sadâbâd, 21 Beşiktaş 22 (daha sonra Dolmabahçe) ve İstavroz (daha 18 Çelik Gülersoy Can Binan, Malta Köşkü, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 5, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1994, s. 280-281. 19 Çelik Gülersoy, Çadır Köşkü, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 2, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1994, s. 457-458. 20 S. Hakkı Eldem, age., C. I, s. 250-284; Metin Sözen, Devletin Evi Saray, Sandoz Kültür Yayınları, İstanbul 1990, s. 98-111; Tülay Artan, Aynalıkavak Kasrı, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 1, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1994, s. 485-486. 21 S. Hakkı Eldem, age., C. II, s. 223-226; S. Hakkı Eldem, Sa dabad, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, İstanbul 1977; Münir Aktepe, 18. Yüzyılın İlk Yarısında Kâğıthane ve Sadâbâd, TTOK Belleteni, LXXII/351 1984-1985, s.14-19; Necla Arslan, Sa dâbâd Sarayı, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 6, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1994, s. 388-389. 22 S. Hakkı Eldem, age., C. II, s. 124-150, 212-222; Tülay Artan, Beşiktaş Sarayı, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 1, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1994, s. 171-173. 7
sonra Beylerbeyi) 23 saraylarında giderek daha çok vakit geçirir oldular. Baharda havaların ısınmasıyla düzenlenen göç-i hümayun da padişah, harem halkı ve Enderunlularla bu yazlık saraylara taşınırdı. Surlarla şehirden ve denizden soyutlanmış olan kışlık saraylardan farklı olarak, bu yazlık saray komplekslerinde, yalı konumu arz eden ana yapılar leb-i derya da veya ırmak kıyısında yer almakta ve sıcak yaz günlerinde, serinlik kaynağı olan denizden/ırmaktan azami ölçüde yararlanılabilmesi için kıyı hattına paralel gelişmekteydi. Beşiktaş Sahil Sarayı (Antoine Ignace Melling) Ayrıca bu saraylarda, havuzlarla ve selsebillerle 24 varlığı dikkati çekmektedir. 25 donatılmış olan divanhanelerin 23 S. Hakkı Eldem, age., C. II, s. 437; Metin Sözen, age., s. 182-195; Afife Batur, Beylerbeyi Sarayı, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 2, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1994, s. 206-210. 24 A. Süheyl Ünver Yılmaz Önge, Selsebillerimiz, Vakıflar Dergisi, XIII, 1981, s. 339-374; M. Baha Tanman, Les selsebils dans l architecture Ottomane, Actes des VI et VIIe Congrès sur le Corpus d Archéologie Ottomane sur Selsebils, Minarets, Mausolées et Souks à l Époque Ottomane, Tunis 2005, s. 169-194. 25 M. Baha Tanman, Divanhane, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, C. 9, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, İstanbul 1994, s. 437-444. 8
Beşiktaş Sarayı ndaki Çinili Köşk ün divanhanesi (Catenacci S. Hakkı Eldem) Bunların yanı sıra, İstanbul un çevresindeki korularda ve mesirelerde, ilkbahardan itibaren padişahların maiyetleriyle beraber biniş-i hümayun denilen günübirlik geziler düzenledikleri biniş kasırları ve köşkleri bulunmaktaydı. Atatürk ün özellikle yaz aylarında kullandığı Florya da 26 ve Yalova daki köşkler, 27 ayrıca 1985 te Cumhurbaşkanlığı Yazlık Konutu olarak kamulaştırılan İstanbul-Tarabya daki Huber Köşkü 28 bu geleneği devlet başkanları düzeyinde Cumhuriyet döneminde yaşatmakta ve 21. yüzyıla taşımaktadır. 26 Afife Batur, To be modern: Search for a Republican Architecture, Modern Turkish Architecture, University of Philadelphia Press, Philadelphia 1984, s. 68-93; agy., Florya Cumhurbaşkanlığı Köşkü, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 3, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1994, s. 325-326. 27 Aykut Gürçağlar, Yalova Atatürk Köşkleri - Yalova Atatürk Köşkleri, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 7, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1994, s. 422. 28 Afife Batur, Huber Evi. Görkem ve İnceliğin Buluştuğu Çok Özel Bir Çevre, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 8, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1994, s.77-83; agy., Huber Köşkü, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 4, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1994, s. 93-94. 9
Florya Atatürk (Cumhurbaşkanlığı) Köşkü (Vasilis Colonas) Osmanlı döneminde, 18. yüzyıl başından itibaren, hanedan yapılarının yanı sıra devlet ricaline, ulema sınıfının üst tabakasına ve zengin tacirlere ait konutlarda mevsim olgusu, bir yandan yapıların tasarımına yansımakta, soğuğa karşı alınan bazı tedbirleri gündeme getirmekte, diğer taraftan kışlık ve yazlık konut ayrımını netleştirmektedir. Esas itibarıyla kışlık konut olan konaklarda soğuk havalarda, tıpkı saraylarda olduğu gibi kuzeye nazır pencereler dışarıdan keçelere, içeriden de pamuk dolgulu kışlık perdelerle donatılmakta, odalarda ısınmış olan havayı soğuk kalan sofalara kaçırmamak için kapılara kalın perdeler asılmaktaydı. Bazı örneklerde de alçak tavanlı alt katların kışlık, yüksek tavanlı üst katların ise yazlık olarak kullanıldığına tanık olunur. İstanbul ele alınacak olura, kış aylarının geçirildiği konaklarda Nevruz dan itibaren göç hazırlığı başlar, genellikle Hıdrellez de şehir dışındaki yalıya ve köşke taşınılırdı. Bütün meşakkatine rağmen ev halkınca bu göçlerin coşkuyla beklenmesi, büyük ölçüde eve kapanarak ve hastalık korkusuyla geçirilen kış aylarından sonra yazlık konutlarına 10
kavuşanların, baharla beraber yeniden doğmuş gibi olmaları, sonbaharda ise konağa taşınmanın verdiği derin hüzün, mimarideki mevsim etkisinin sosyal hayattaki en canlı tezahürlerindendir. 29 Dini yapıların tasarımında ve kullanımında, mevsim etkisini yakalamak konutlara oranla daha zordur. Kış aylarında herhangi bir ısıtma önleminin söz konunu olmadığı camilerde keskin soğuk, ancak cemaatin nefesiyle bir miktar kırılabilmekteydi. Giriş cephesinin önünde gelişen ve Osmanlı mimari terminolojisinde son cemaat yeri olarak adlandırılan revakların, kapalı mekâna geçiş sağlamak ve giriş cephesini giydirmek gibi estetik kaygılardan kaynaklanan varlık sebeplerinin yanı sıra, mevsimlere bağlı olarak bazı fonksiyonlara cevap verdiği de söylenebilir. Kimi Anadolu şehirlerinde yakın zamana kadar, yaz aylarında, cemaatin fazla kalabalık olmadığı vakit namazlarında harimin kapalı tutulduğu ve son cemaat yerinin adeta yazlık cami gibi kullanıldığı bilinmektedir. Son cemaat yerinin Kıble duvarında hemen her camide ve mescitte gözlenen küçük mihraplar belki de söz konusu uygulamanın zamanında çok daha yaygın olduğuna işaret etmektedir. 29 Osmanlı nın inkıraz sürecinde İstanbul da icat edildiğini düşündüğümüz, bugün bizlere garip, hatta naif ve gülünç gelebilecek bir eğlenceden; zadegân sınıfının rağbet ettiği yazcılık ve kışçılık oyunları, yaz-kış kavramlarının ve bunların gündelik hayatta meydana getirdiği değişikliklerin ne kadar heyecan verici bulunduğunu kanıtlayan ilginç örneklerdendir. Yazcılık oyunu için, kışın en soğuk günlerinde, konağın bir odası aşırı derecede ısıtılır, ince yazlık elbiseler giyilir, şakacıktan sıcağın ne kadar dayanılmaz olduğundan söz edilerek dondurma ve buzlu şerbet ikramı yapılır. Yazın eyyâm-ı bahûr olarak anılan en sıcak döneminde düzenlenen kışçılık oyununda ise, içi kürklü kaftanlar giyilerek yalının en serin odasında toplanılır, mangallarla ısıtılan mekânda soğuğun şiddetinden, dinmek bilmeyen kar fırtınasından bahsedilerek kış gecelerine özgü salep ve boza içilir, leblebiyle kestane kebabı yenilir. 11
İstanbul Yeni Cami nin son cemaat yerindeki mihrap (M. B. Tanman) Bu arada, Amasya Bayezid Paşa Camii nin (1414) son cemaat yerinde teşhis edilen ve namaz saflarını kesen fıskiyeli küçük havuzların varlığı sırf estetik kaygısıyla açıklanamayacağı için, bu mekânlarda ibadetin yanı sıra başka işlevlerin de öngörüldüğünü düşündürmektedir. 12
Amasya Bayezid Paşa Camii nin son cemaat yerindeki fıskiyeli havuz (M. Baha Tanman) Fıskiyelerin; cami, saray, köşk ve medrese gibi gerek kamusal gerekse bireysel yapılarda estetik değeri yanında sıcak yaz aylarında suyun serinletme özelliğinden yararlanmak için de kullanıldığı bilinmektedir. 17. Yüzyılda kahvehanelerin ortaya çıkmasından önce tüm İslam coğrafyasında olduğu gibi Anadolu ve İstanbul da da camiler yalnız ibadethane değil, aynı zamanda temel sosyalleşme mekânı konumundadır. Bayezid Paşa Camii nde olduğu gibi başka camilerde de son cemaat yerleri yaz aylarında sohbet veya ders mekânı olarak da kullanılmakta; ibadet dışındaki kamusal ihtiyaçlara da cevap vermekteydi. Nitekim Bursa Yeşil Cami nin (1419) üst katındaki hünkâr kasrında, ibadet mekânından tamamen soyutlanmış bulunan, Bursa Ovası nın manzarasına nazır olan ve muhakkak ki sohbet işlevine tahsis edilen Bursa kemerli sofalarının merkezinde de, beş yıl önce tamamlanan Bayezid Paşa Camii ndekilere benzeyen fıskiyeli küçük havuzların yer alması da bu kanaati desteklemektedir. 13
Bursa Yeşil Cami nin hünkâr kasrındaki sofanın fıskiyeli havuzu (Doğan Yavaş) 14
Öte yandan Mimar Sinan ın ilk kez İstanbul daki Şehzade Camii nde30 (1548) uyguladığı ve yine İstanbul daki Nusretiye Camii ne (1826) kadar birçok yapıda uygulanan, dışa açık yan sofalar kuşkusuz, merkezi planlı/kubbeli camilerde yan cephelerde gözlenen kitlesel görünümü ve durağan ifadeyi kırmak için düşünülmüştü. Şehzade Camii nin doğu yönündeki yan sofalar (M. Baha Tanman) Büyük ihtimalle ilhamını konut mimarisindeki hayat lardan (açık sofalardan) alan bu mekânlar, her ne kadar varlık nedenleri estetiğe bağlansa da sonuçta ancak sıcak havalarda kullanılan ibadet birimleriydi. Bu arada dini mimarimizin nispeten az incelenmiş bir yapı tipini oluşturan namazgâhlar, menzillerde ve şehirlerin çevresindeki mesirelerde yer alan açık hava mescitleridir. Musalla olarak da anılan ve varlığı Selçuklu döneminden 19. yüzyıla kadar izlenebilen namazgâhların birçoğu, çevresi alçak bir duvarla kuşatılmış veya bir miktar 30 Doğan Kuban, Şehzade Külliyesi, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 4, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1994, s. 152-155; Gülru Necipoğlu, The Age of Sinan: Architectural Culture in the Ottoman Empire, Reaktion Press, London 2005, s. 191-207. 15
yükseltilmiş, çoğunlukla zemini çimen kaplı bir namaz alanıyla Kıble yönündeki küçük bir mihraptan oluşmakta, 31 Gelibolu Azebler Namazgâhı (1407) gibi bazı örneklerde ise minber ve vaaz kürsüsü de yer alabilmektedir. 32 Gelibolu Azebler Namazgâhı (M. Baha Tanman) Eğitim yapılarına gelince, Osmanlı döneminde, II. Mehmed in saltanat yıllarında ilk örnekleri tespit edilen sıbyan mekteplerinde, başından beri en yaygın olan şemada, yan yana kare planlı ve kubbeli iki birim bulunmakta, eyvan şeklinde tasarlanan birim yazlık dershane, buna açılan ve kapalı olan, ocakla donatılmış birim ise kışlık dershane olarak kullanılmaktaydı. Bu tasarım, bilinen en eski örnek olan Bursa Sitti Hatun Sıbyan Mektebi nde 33 (1460) 31 Yavuz Tiryaki, Namazgâhlar, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 6, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1994, s. 43-44; Yavuz Tiryaki, Namazgâh, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, C. 32, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, İstanbul 2006, s. 357-360. 32 E. Hakkı Ayverdi, Osmanlı Mi mârîsinde Çelebi ve II. Sultan Murad Devri, C. II, İstanbul Fethi Derneği Yayınları, İstanbul 1972, s. 166-168. 33 E. Hakkı Ayverdi, Osmanlı Mi mârîsinde Fâtih Devri, C. III, İstanbul Fethi Derneği Yayınları, İstanbul 1973, s. 103-107. 16
Bursa Sitti Hatun Sıbyan Mektebi nin planı (E. Hakkı Ayverdi) karşımıza çıkar ve geleneksel eğitim sisteminin devam ettiği Tanzimat a kadar söz konusu yapıların çoğunda devam eder. Bu tasarımda İstanbul da; 16. yüzyıldan II. Bayezid 17
İstanbul II. Bayezid Sıbyan Mektebi nin planı (İ. Aydın Yüksel) Haseki, Süleymaniye ve 17. yüzyıldan da Sultan Ahmed sıbyan mektepleri zikredilebilir. 34 Anadolu Türk mimarisinde erken döneme (12.-13. yüzyıl) ait medreseler mevsimlerin yansıdığı diğer bir yapı tipi olarak dikkati çeker. Anadolu Selçuklu ve Artuklu medreselerinin açık avlulu olarak nitelendirilen grubunda kare planlı ve kubbeli bir kapalı mekân olan kışlık dershanelerin yanı sıra, avluya açılan beşik tonozlu eyvan şeklindeki yazlık dershaneler bulunmaktadır. 34 Özgönül Aksoy, Osmanlı Devri İstanbul Sıbyan Mektepleri Üzerine Bir İnceleme, İTÜ Mimarlık Fakültesi Yayınları, İstanbul 1968, s. 13, Necdet Sakaoğlu, Sıbyan Mektepleri, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 6, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1994, s. 546-547. 18
Konya Sırçalı Medrese nin dershane eyvanı (Kayahan Türkantoz) Beylikler döneminde, özellikle Selçuklu mirasına sadık kalan Karamanoğlu mimarisindeki açık avlulu medreselerde de bu tasarım sürdürülür. Her ne kadar Osmanlı mimarisi başından beri, revaklı açık avluyu kuşatan, kare planlı ve kubbeli talebe hücreleriyle aynı tasarıma sahip mescit-dershaneden müteşekkil, kendine özgü bir medrese tipini yaratmış ise de, Bursa daki Yıldırım (14. yüzyıl sonu), Yeşil (1419 civ.) ve Muradiye (1426) medreseleriyle Edirne Saatli Medrese (1447 civ.) gibi bazı erken dönem örneklerinde hâlâ eyvan şeklinde yazlık dershanelere rastlanır. 19
Bursa Muradiye Medresesi dershane eyvanı (sonradan camekânla kapatılmıştır) (M. B. Tanman) Ne var ki söz konusu eyvanlar, kare planlı ve kubbeli eyvan tasarımlarıyla Selçuklu örneklerinden ayrılmaktadır. 35 Halep teki Osman Paşa Külliyesi nin (1730-1738) medresesi 36 gibi birkaç istisna bu kadim uygulamanın 18. yüzyılda bile tamamen unutulmadığını gösterir. 35 E. Hakkı Ayverdi, İstanbul Mi mârî Çağının Menşe i Osmanlı Mi mârîsinin İlk Devri, İstanbul Fethi Derneği Yayınları, İstanbul 1966, s. 447-454; agy., Osmanlı Mi mârîsinde Çelebi ve II. Sultan Murad Devri, C. II, İstanbul Fethi Derneği Yayınları, İstanbul 1966, s. 94-100, 316-320, 461-462. 36 Jean-Claude David, Domaines et limites de l architecture d empire dans une capitale provinciale, Revue du monde musulman et de la Méditerranée, LXII/62 1991, s. 169-194. 20
Halep Osman Paşa Külliyesi nin medresesinde dershane eyvanı (sonradan camekânla kapatılmıştır) (A. Vefa Çobanoğlu) Tarikat yapılarına bu açıdan bakıldığında, Balat ta Menteşeoğlu dönemine ait anonim tekkede, yapının köşk olduğunu düşünen Ayda Arel in işaret ettiği gibi, Venedik etkileriyle açıklanabilecek loggia tasarımı teşhis edilmektedir. 37 Birbirine bitişik kare planlı ve kubbeli iki birimden birisi kapalı, diğeri ise iki yönde kemerlerle dışa açılır şekilde tasarlanmıştır. Mihrap ve ocakla donatılmış olan kapalı birim ibadete, loggia ise sohbete tahsis edilmiş olmalıdır. 37 M. Baha Tanman - Sevgi Parlak, Tarikat Yapıları, Anadolu Selçukluları ve Beylikler Dönemi Uygarlığı, C. II, ed. A. Uzay Peker Kenan Bilici, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, Ankara 2006, s. 413-414; Ayda Arel, Menteşe Beyliği Mimarisi ve Balat İlyas Bey İmareti: Bir Aidiyet Sorunu / The Architecture of the Menteşe Emirate and the İlyas Bey İmaret in Balat: A Question of Belonging, Balat İlyas Bey Külliyesi. Tarih Mimari Restorasyon / İlyas Bey Complex. History Architecture Restoration, ed. M. Baha Tanman Leyla Kayhan Elbirlik, Söktaş Yayınları, İstanbul 2011, s. 65-66. 21
Balat taki tekkenin planı (Gerhardt Kleiner) Osmanlı dönemi tarikat yapılarında Balat taki tekkede gözlenen tasarım devam etmese de, konut mimarisiyle iç içe gelişen belirli bir grup yapıda, sıcak havalarda yemek ve sohbet gibi farklı işlevler için kullanılabilen açık sofalara rastlanmaktadır. Tokat ve Selânik mevlevîhaneleri buna örnek olarak verilebilir. 38 38 Barihüda Tanrıkorur, Tokat Mevlevîhanesi, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, C. 41, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, İstanbul 2012, s. 227-230. 22
Selânik Mevlevîhanesi (Aristotelis Zachos) Makedonya nın Kalkandelen (Tetovo) kentinde yer alan, Bektaşiliğe bağlı Harabatî Baba Tekkesinde,39 güzel havalarda sohbet mekânı olarak da kullanılabilen, çepeçevre kerevetlerle kuşatılmış havuzlu köşk-şadırvan da bu açıdan ilginç bir tasarım sergiler. 39 E. Hakkı Ayverdi İ. Aydın Yüksel, Avrupa da Osmanlı Mimârî Eserleri - Yugoslavya, C. III, İstanbul Fethi Derneği Yayınları, İstanbul 1981, s. 79, 115-116. 23
Kalkandelen (Tetovo) Harabatî Baba Tekkesi nde köşk-şadırvan (Sevgi Parlak) Ayrıca bazı tarikat yapılarında, yaz aylarında ikinci bir tesise göç edilmekteydi. Örneğin Bursa Mevlevihane sinin postnişinleri 20. yüzyılın ilk çeyreğinde, aile efradı ve 24
gelmekteydi. 41 * * * dedegânıyla beraber yaz aylarında Beylerbeyi ndeki bir yalıya, 40 Kasımpaşa da Rifaîliğin Maarifî koluna bağlı tekkenin postnişini Seyyid Hüseyin Tâhâ Efendi de yaz aylarında, kardeşi Seyyid Hasan Tâsîn Efendi nin postnişin olduğu Kartal daki Maarifi Tekkesi nin harem dairesine taşınmakta; haftada bir, ayini yönetmek için Kasımpaşa daki tekkesine Anadolu da Selçuklu döneminde ilk oluşumunu tamamlayan, Beylikler döneminde, farklı yörelerde birtakım yeni sentezler deneyen; Osmanlı da, Anadolu nun yanı sıra Rumeli de ve asıl İstanbul da kökleşerek başka bir kimliğe kavuşan Türk mimarisinde mevsimlerin algılanabilmesi her şeyden önce iklim olgusuna bağlıdır. Gerek Selçuklu ve Beylikler dönemlerinde mimarinin sahnesi olan Anadolu da, gerek Osmanlı döneminde buna eklenen İstanbul ve Rumeli de dört mevsim ve farklı hava şartlarının, mimariyi şekillendirdiği söylenebilir. Kış mevsiminin pek yaşanmadığı Yakındoğu ve Kuzey Afrika eyaletlerindeki Osmanlı dönemi eserlerinin büyük ölçüde yerel bir üslubu yansıtmasında, söz konusu yörelerde kadim mimari geleneklerin devam etmesinin yanı sıra, muhtemelen bu iklim farkının da etkisi olmuştur. Ayrıca büyük ölçüde içe dönük olan geleneksel hayat tarzımızda evin ve mahremiyet kavramının önemi; konut mimarisinde, hane halkının uygun havalarda doğayla iç içe olmasını sağlayan, sokağa kapalı fakat iç bahçeye açık sofaları yaratmıştır. Anadolu Türk mimarisinde, özellikle de konutlarda Selçuklulardan günümüze kadar izlenebilen, mevsim şartlarına göre yapı üretme ve mevsimlere göre bunlar arasında gidip gelme geleneği, Türklerin kollektif belleğinde göç olgusunun ve yaylak-kışlak alışkanlığının, başka kültürlere kıyasla ne kadar güçlü ve uzun soluklu olduğunu kanıtlar. Osmanlı hükümdarlarının günübirlik gezilerine -ata binerek değil de kayıkla deniz üzerinde yapılsa bile- biniş-i hümayun, başka bir saraya taşınmalarına da göç-ü hümayun denilmesi, çok eski zamanlara uzanan bir geleneğe işaret etmektedir. Ayrıca saray komplekslerinin ve yalıların bahçelerinde yer alan, sütunların taşıdığı bir çatıdan ibaret, 40 Münevver Ayaşlı, Dersaâdet, Timaş Yayınları, İstanbul 1993, s. 219; R. Hâtemi Baraz, Beylerbeyi, C. I, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yayınları, İstanbul 1994, s. 220; M. Baha Tanman, Sadullah Paşa Yalısı nın Geç Dönem Osmanlı Mimarlığındaki Yerine İlişkin Bazı Gözlemler, Sadullah Paşa ve Yalısı - Bir Yapı Bir Yaşam, Yapı-Endüstri Merkezi Yayınları, İstanbul 2008, s. 138. 41 M. Baha Tanman, Maarifî Tekkesi, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 5, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1994, s. 232. 25
çepeçevre doğaya açılan, baldaken (çardak) tasarımlı köşkler de çadırın mimariye yansımasıdır. Nitekim Sadâbâd Sarayı nda Cedvel-i Sîm denilen kanalın kıyısında bu tipi yansıtan yapıya Çadır Köşkü 42 adının verilmesi de oldukça manidardır. Sadâbâd Sarayı nda Çadır Köşkü (S. Hakkı Eldem) Kaynaklar Aksoy, Özgönül, Osmanlı Devri İstanbul Sıbyan Mektepleri Üzerine Bir İnceleme, İTÜ Mimarlık Fakültesi Yayınları, İstanbul 1968. Aktepe, Münir, 18. Yüzyılın İlk Yarısında Kâğıthane ve Sadâbâd, TTOK Belleteni, LXXII/351 1984-1985, s. 14-19. Arel, Ayda, Menteşe Beyliği Mimarisi ve Balat İlyas Bey İmareti: Bir Aidiyet Sorunu / The Architecture of the Menteşe Emirate and the İlyas Bey İmaret in Balat: A Question of Belonging, Balat İlyas Bey Külliyesi. Tarih Mimari Restorasyon / İlyas Bey Complex. History Architecture Restoration, ed. M. Baha Tanman Leyla Kayhan Elbirlik, Söktaş Yayınları, İstanbul 2011. 42 S. Hakkı Eldem, age., C. II, s. 370-375. 26
Arslan, Necla, Sa dâbâd Sarayı, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 6, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1994, s. 388-389. Artan, Tülay, Aynalıkavak Kasrı, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 1, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1994, s. 485-486. Artan, Tülay, Beşiktaş Sarayı, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 3, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1994, s. 171-173. Artan, Tülay, Eski Saray, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 3, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1994, s. 204-205. Aslanapa, Oktay, Diyarbakır Kazısından İlk Rapor, Türk Arkeoloji Dergisi, XI/2, 1962, s. 10-12. Aslanapa, Oktay, Erster Bericht über die Ausgrabungen des Palastes von Diyarbakır, Istanbuler Mitteilungen, Türk Arkeoloji Dergisi, 12, 1962, s. 115-128. Ayaşlı, Münevver, Dersaâdet, Timaş Yayınları, İstanbul 1993. Ayverdi, E. Hakkı Yüksel, İ. Aydın, Avrupa da Osmanlı Mimârî Eserleri - Yugoslavya, C. III, İstanbul Fethi Derneği Yayınları, İstanbul 1981. Ayverdi, E. Hakkı, Osmanlı Mi mârîsinde Çelebi ve II. Sultan Murad Devri, C. II, İstanbul Fethi Derneği Yayınları, İstanbul 1972. Ayverdi, E. Hakkı, Osmanlı Mi mârîsinde Fâtih Devri, C. III, İstanbul Fethi Derneği Yayınları, İstanbul 1973. Ayverdi, E. Hakkı, İstanbul Mi mârî Çağının Menşe i Osmanlı Mi mârîsinin İlk Devri, İstanbul Fethi Derneği Yayınları, İstanbul 1966. Batur, Afife, Beylerbeyi Sarayı, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 2, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1994, s. 206-210. Batur, Afife, Florya Cumhurbaşkanlığı Köşkü, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 3, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1994, s. 325-326. Batur, Afife, Huber Evi. Görkem ve İnceliğin Buluştuğu Çok Özel Bir Çevre, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 8, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1994, s. 77-83 Batur, Afife, Huber Köşkü, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 4, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1994, s. 93-94. 27
Batur, Afife, To be modern: Search for a Republican Architecture, Modern Turkish Architecture, University of Philadelphia Press, Philadelphia 1984. Batur, Afife, Yıldız Sarayı, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 7, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1994, s. 520-527. David, Jean-Claude, Domaines et limites de l architecture d empire dans une capitale provinciale, Revue du Monde Musulman et de la Méditerranée, LXII/62 1991, s. 169-194. Eldem, S. Hakkı, Köşkler ve Kasırlar, C. I, Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yayınları, İstanbul 1969. Eldem, S. Hakkı, Sa dabad, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, İstanbul 1977. Eldem, S. Hakkı, Akozan, Feridun, Topkapı Sarayı, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, İstanbul 1982. Esemenli, Deniz, Osmanlı Sarayı ve Dolmabahçe, Homer Kitabevi, İstanbul 2002. Eyice, Semavi, Sinan Paşa Köşkü, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 3, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1994, s. 1-2. Gülersoy, Çelik, Çadır Köşkü, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 2, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1994, s. 457-458. Gülersoy, Çelik Batur, Afife, Dolmabahçe Sarayı, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 3, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1994, s. 89-96. Gülersoy, Çelik Binan, Can, Malta Köşkü, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 5, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1994, s. 280-281. Gürçağlar, Aykut, Yalova Atatürk Köşkleri - Yalova Atatürk Köşkleri, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 7, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1994, s. 422. Hâtemi, R. Baraz, Beylerbeyi, C. I, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yayınları, İstanbul 1994. Kömürciyan, Eremya Çelebi, İstanbul Tarihi - XVII. Asırda İstanbul, Eren Yayıncılık, İstanbul 1988. Kuban, Doğan, Sepetçiler Kasrı, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 6, İstanbul 1994, s. 527-528. Kuban, Doğan, Şehzade Külliyesi, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 4, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1994, s. 152-155. 28
Kuban, Doğan, Topkapı Sarayı, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 3, İstanbul 1994, s. 280-291. Kuban, Doğan, Yalı Köşkü, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 7, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1994, s. 416-417. Müler-Wiener, Wolfgang, Das Kavak Sarayı, Ein Verlorenes Baudenkmal Istanbuls, Istanbuler Mitteilungen, IX. Türk Tatih Kongresi; Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1989, s. 51-56. Necipoğlu, Gülru, Architecture, Ceremonial and Power: The Topkapı Palace Palace in the Fifteenth and Sixteenth Centuries, MIT Press, Cambridge 1991. Necipoğlu, Gülru, The Age of Sinan: Architectural Culture in the Ottoman Empire, Reaktion Press, London 2005. Neumann, Christoph K. Artan, Tülay, Kavak Sarayı, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 4, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1994, s. 494-495. Necipoğlu, Gülru, 15. ve 16. Yüzyılda Topkapı Sarayı Mimarî, Tören ve İktidar, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 2007. Sakaoğlu, Necdet, Sıbyan Mektepleri, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 6, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1994, s. 546-547. Sarre, Friedrich, Konya Köşkü, çev. Ş. Uzluk, Türk Sanatı - Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, Ankara 1967, s. 299. Sözen, Metin, Devletin Evi Saray, Sandoz Kültür Yayınları, İstanbul 1990. Tanman, M. Baha, Divanhane, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, C. 9, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, İstanbul 1994, s. 437-444. Tanman, M. Baha, Gülhane Kasrı, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 3, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1994, s. 438-439. Tanman, M. Baha, Les selsebils dans l architecture Ottomane, Actes des VI et VIIe Congrès sur le Corpus d Archéologie Ottomane sur Selsebils, Minarets, Mausolées et Souks à l Époque Ottomane, Tunis 2005, s. 169-194. Tanman, M. Baha, Maarifî Tekkesi, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 5, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1994, s. 232. 29
Tanman, M. Baha, Sadullah Paşa Yalısı nın Geç Dönem Osmanlı Mimarlığındaki Yerine İlişkin Bazı Gözlemler, Sadullah Paşa ve Yalısı - Bir Yapı Bir Yaşam, Yapı-Endüstri Merkezi Yayınları, İstanbul 2008. Tanman, M. Baha, Şevkiye Köşkü, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 7, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1994, s. 165-166. Tanman, M. Baha Parlak, Sevgi, Tarikat Yapıları, Anadolu Selçukluları ve Beylikler Dönemi Uygarlığı, C. II, ed. A. Uzay Peker Kenan Bilici, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, Ankara 2006. Tanrıkorur, Barihüda, Tokat Mevlevîhanesi, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, C. 41, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, İstanbul 2012, s. 227-230. Tiryaki, Yavuz, Namazgâh, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, C. 32, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, İstanbul 2006, s. 357-360. Tiryaki, Yavuz, Namazgâhlar, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 6, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1994, s. 43-44; Ünver, A. Süheyl - Önge, Yılmaz, Selsebillerimiz, Vakıflar Dergisi, XIII, 1981, s. 339-374 Yavaş, Alptekin, Anadolu Selçuklu Köşklerinin Plan Tipleri Üzerine Tespitler, Türk Sanatı - Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, XLVII/1, Ankara 2007, s. 203-227. 30