Çetin Öner KARGALAR KARA DEĞİLDİ ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Roman Resimleyen: Mustafa Delioğlu 8. basım
Çetin Öner KARGALAR KARA DEĞİLDİ Resimleyen: Mustafa Delioğlu
Can Sanat Yayınları Yapım, Dağıtım, Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti. Yayın Yönetmeni: Samiye Öz Yayın Koordinatörü: İpek Gür Kapak ve İç Tasarım: Gözde Bitir S. Tasarım Uygulama ve Dizgi: Yasemin Çatal Düzelti: Fulya Tükel Kapak Baskı: Azra Matbaası İç Baskı ve Cilt: Ekosan Matbaası 1. Basım: 2000 8. Basım: Aralık 2010 ISBN 978-975-510-341-9 Can Sanat Yayınları Ltd. Şti., 2000 Tüm hakları saklıdır. Tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında yayıncının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz. Hayriye Caddesi No. 2, 34430 Galatasaray, İstanbul Telefon: (0212) 252 56 75-252 59 89 Faks: 252 72 33 www.cancocuk.com cancocuk@cancocuk.com
Bu kitabın sahibi:...
Çetin Öner DÜNYANIN BÜTÜN KEDİLERİ GÜLİBİK MAVİ KUŞU GÖREN VAR MI? PİYANGO PORTAKAL yazarın yayınevimizden çıkan diğer kitaplarıdır. 1943 te doğdu. A.İ.T.İ.A. Banka İşletmesi Bölü mü nü bitirdi. 1963 te Ankara Sanat Tiyatrosu na girdi. 40 ı aşkın oyunda görev aldı. Milliyet gazetesi Sanat Dergisi Ankara Temsilciliği ni yaptı, Olay ve Barış gazetelerinde tiyatro eleştirileri yazdı. 1973 te AST den ayrılarak TRT de yapımcı olarak göreve başladı. TRT nin ilk televizyon dizisi olan Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz ı yönetti. Birçok TV oyununda oyunculuk yaptı. 1972 de Yeni A dergisinde ilk öyküsü Keklik; 1975 te ilk kitabı yayımlandı: Gülibik. Kitap 1978 de Almancaya çevrilerek bu ülkede değişik yayınevlerince 5 kez basıldı. Ulusal ve uluslararası birçok ödül kazanan Çetin Öner in altı çocuk kitabı ve bir romanı vardır.
Bir evrensel yasayı çürütmek kolaydır. Örneğin: Carl HEMPEL in Bütün kargalar karadır varsayımı, bir tek beyaz karga tarafından çürütülebilir. Rudolf CARNAP Paradoxan Der Raben Denkspiele vom Reissbrett Walter R. FUCHS
Bütün kuşlar dünyaya ilk gelişlerinde beyazmış... diye başlar çok eski bir Anadolu ma sa lı. Evet, böyle başladığını anımsıyorum da, na sıl bittiğini unutmuşum. Ben de sizin için bir öykü uydurdum unuttuğum o masalın yerine. Çok güzel sesli, bembeyaz bir karganın serüvenlerini anlattım. Kargalar kart sesli, kara kuşlardır diyeceksiniz. Haklısınız. Ama kargaların yıllar önce bambaşka kuşlar olmadığını nasıl söyleyebiliriz. Tıpkı yarın ki dünyanın dünden ve bugünkünden çok farklı olabileceği gibi. Dünya değişiyor... İnsanlar değişiyor... Kuşlar, bitkiler değişiyor... Bir karga, bir tek beyaz kargacık neden değişmiş olmasın? Değil mi? Çetin Öner
1 Kuno, kardeşi Rupen le birlikte, gökyüzünün mavi-beyazlığında, bir kuş olmanın, daha doğrusu bir karga olmanın tadını çıkarıyordu. Uçmayı yeni öğrenmiş bir kuş için, o sonsuz boşlukta bir tüy gibi salınmak, bir yaprak gibi yere doğru süzülmek ya da gökyüzünün gizem li derinliklerine doğru çalakanat ağıp gitmek, tadına doyulmaz, bir başkasına da anlatılamaz bir mutluluktu. Ve Kuno bunu biliyordu...
Çetin Öner KARGALAR KARA DEĞİLDİ Ve Kuno salt bilmekle kalmıyor, bir karga yavrusu olarak her uçuşunda, her gün, her an bu nu yaşıyordu... Ve Kuno, bir karga olmaktan çok mut luy du. Uçmak, kolayca bellenen bir şey değildi. Uç makla düşmek arasındaki o kısa an, o kesin çizgi yıldırmıyordu Kuno yu. Uçma eğitimleri sırasında kaç kez burnunun üstüne çakıldığını anımsayıp gülümsüyordu Kuno. Ne çok eğlenirdi kardeşi Rupen, o yere çakıldıkça. Ama eğitmeni, Kuşannesi Haben... O başkaydı, bambaşkaydı... Sıradan kuş olmanın da ötesinde biriydi o. Bilgeydi, bilgiliydi, özverili, hoşgörülüydü Haben. Kuşkardeş Rupen onun yanlışlarına gülerek gakgakalar attıkça, Kuşannesi eğitimini ke ser, tatlı/sert bir dille uyarırdı: 12
Rupen... Rupen!.. Anladık, yeteneklisin. He men kavrıyorsun uçmanın kurallarını, inceliklerini... Soluğunu tutmasını, kanatlarını yönetmesini, rüzgârın yönüne göre bedenini ayarlayıp süzülmesini; yağmurda, karda, tipide bir böcek gibi büzülerek küçülmesini biliyorsun. Ne ki, uçmanın anlamını kavrayamıyorsun. Salt uçuyorsun sen. Oysa, uçan her nesne kuş olmaz. İşte bunu bilmiyorsun. Eğer uçan her şey kuş olsaydı, arıya da, sineğe de, hatta buluta da kuş denirdi. Oysa denmiyor. Neden? Çünkü uçmak bir sanattır. Ve her sanat gibi kolayca öğrenilemez. Kolay öğrenilen şeyler kalıcı olmaz, bil bunu! Gülme kardeşine! Onu küçümseme! Düşünerek uç sen de... Yanlış yapmaktan korkma! Yapılan her yanlışlık, doğruya atılan bir adımdır. Ve böyle diyordu Kuşanne Haben. Ve bıkmadan, Ve yılmadan yineliyordu kurallarını uçma nın. Ve Kuno onun dediklerini anlıyordu. Ve Kuno, ona inanıyordu. Çetin Öner KARGALAR KARA DEĞİLDİ 13
2 Uçuş denemeleri bitip de yuvalarına döndüklerinde Kuno, Kuşannesinin kanatları altına sokuluyor, Anlat anne, n oolur bir masal anlat, diye cikliyordu. Salt bir uçucu olmaya özenen kuşkardeşi Rupen günün yorgunluğundan bitkin düşüp de rin kuşuykularına daldığında Haben anlatı yordu: Ve Rab, yeryüzünü gördü. Ve işte, bozulmuştu. Çünkü, yeryüzündeki tüm yaratıklar yollarını bozmuşlardı.
Ve Rab, Nuh a dedi: Önüme bütün yaratılmışların sonu geldi. Çünkü onların yüzünden yeryüzü zorbalıklarla doldu. Ve işte ben, onları yeryüzü ile birlikte yok edeceğim. Kendine gofer ağacından bir gemi yap! Çetin Öner KARGALAR KARA DEĞİLDİ Ve Haben anlattı: Nuh, gemisini yapmaya başlayınca halkı alay etti onunla. Çevresine doluşup, Yalvaçlık savlarından vazgeçtin demek... Demek dülgerliğe başladın artık. İyi, iyi... Sonunda bir iş buldun kendine, diye gülüştüler. Ve Nuh, gemisini yaptı, bitirdi. Ve Rab, Nuh a dedi: Sen bütün evindekilerle gemiye gir. Çünkü seni önümde, gelecek için bir kurtuluş olarak gördüm. 15
Ve Nuh, gemiye bindi. Ve Rab, Nuh a dedi: Çünkü ben yedi gün sonra, yeryüzü üzerine, kırk gün kırk gece yağmur yağdıracağım. Ve yaratmış olduğum her canlıyı, toprağın yüzü üzerinden sileceğim. Ve gün geldi. Yedi gün sonra tufanın suları yeryüzüne indi. Ve o gün sonsuz okyanusun kaynakları ya rıldılar. Ve göklerin pencereleri açıldılar. Ve yeryüzüne kırk gün, kırk gece yağmur yağdı. Ve sular yükseldiler. Ve gemi suların üstünde yürüdü. Kuşanne Haben, bir süre susup soluk lan dı. 16
Ormanda bir puhukuşu öttü. Bir maymun çığlık çığlığa bağırdı karanlığa. Bir domuz ho murdandı. Bir kurt dolunaya karşı uzun uzun uludu. Ve Kuno, kanatları altına iyice sokuldu an ne sinin. Ve Haben anlattı: Çetin Öner KARGALAR KARA DEĞİLDİ Ve yeryüzünde yaşayan tüm canlılar; Ve kuşlar, Ve hayvanlar, Ve sürüngenler, Ve insanlar, Ve her şey, Öldü! Sonra anne, sonra? Ve Haben anlattı: Ve yüz elli gün bittikten sonra, sular azal dı lar. Ve gemi yedinci ayda, Ve ayın on yedinci gününde, Ararat Dağı 1 üzerine oturdu. Kuno rahat bir soluk aldı. Gövdesini oynatıp gerindi kanadın altında. Ayın ışığı yapraklarında balkıdı ağaçların. Bir çiy damlası yapraktan süzülüp yere 1 Ararat Dağı: Ağrı ili sınırları içinde bulunan Ağrı Dağı. 17
damladı. Kuno ürperdi. Ve sular onuncu aya kadar giderek azal dı lar. Ve onuncu ayda, Ve onuncu ayın birinci gününde, dağların do - rukları belli belirsiz ortaya çıktılar. Ve Nuh, geminin penceresini açtı. Veee, bir kargayı saldı dışarıya. Çetin Öner KARGALAR KARA DEĞİLDİ Kuno dikilip çıktı annesinin kanatları al tın dan: Ne? Bir kargayı mı? Evet. Ama anne, kimileri bir kuzgunu, kimileriyse bir güvercini saldı diyorlar. Hayır, kesinlikle apak bir kargaydı Nuh un gemiden saldığı kuş. Suların çekilip çekilmediğini öğrenmek istiyordu. Evet, Nuh, geminin penceresini açtı ve bir kargayı saldı dışarıya. Öncü karga uçup durdu suyla kaplı doğada. Ko nabileceği bir tek dal, bir tek tepe, bir avuç toprak parçası bulamadı. Ve gemide kalanlar; Ve kuşlar, Ve sürüngenler, Ve atlar, Ve insanlar, Ve tüm canlılar, onun çevrelerinde dolanıp durmasını izlediler günlerce. Ve karga, bir daha geri dönmedi. 19
Çetin Öner KARGALAR KARA DEĞİLDİ Ve Nuh, yedi gün sonra, bu kez de bir kuzgun gönderdi. Ardından bir güvercin. İkisi de dönmediler. Ve Nuh, yedi gün sonra bir güvercin saldı gemiden. Ve bekledi. Bir gün, iki gün, üç gün... Tam yedi gün bekledi Nuh. Ve yedinci günün sonunda, ağzında bir zeytin dalıyla döndü güvercin. Ve hiç konuşmadı, geçip yerine oturdu. Gemidekiler zeytin dalını görünce, şenlik ku rup toy tuttular. Kurtulduk!.. diye bağrıştılar. Ve atlar kişnedi, Ve eşekler anırdı, Ve arılar vızladı, Ve kuşlar ötüştüler... Ve öncü güvercin hiç konuşmadı. Ve sular usul usul çekilmeye başladı. Ve enginin kaynaklarıyla, göklerin pencereleri kapandılar. Ve göklerden yağmurun ardı kesildi. Ve gittikçe sular yerden çekildiler. Ve yüz elli gün sonra sular, azaldılar, azaldılar, azaldılar... Ama o ilk öncü kargacık bir daha hiç görünmedi. Yitip gitti evrenin o sonsuz boşluğunda. 20
YAŞ 8 9 10 Çetin Öner KARGALAR KARA DEĞİLDİ Ya tüm kargalar beyaz olsaydı? Rupen ve Kuno, Karga Kurulu ndan uçuş izni alan iki kardeş kargadır. Artık ailelerinden ayrılıp kendilerine bir hayat kurabilecek kadar büyümüşlerdir. Beyazdırlar ve sesleri de çok güzeldir. Hayır çocuklar, yanlış duymadınız: Bu iki kardeş karganın rengi, kar gibi beyazdır! Nasıl olur, kargalar karadır ve sesleri de berbattır, diyorsunuz değil mi? Belki de kargalar eskiden bembeyazdı ve onları siyahlaştıran şey de ISBN 978-975-510-341-9