EĞİTİM. Prof. Dr. Doğan Kuban Bülent Yalazı Zeynep Afşeören Mevlüde Bakır Metin Tükenmez. İstanbul Teknik Üniversitesi Vakfı Yayını



Benzer belgeler
Yükseköğretim Kurumlarımızın Mühendislik Fakültelerinin Kıymetli Dekanları ve Çok Değerli Hocalarım..

İŞLETME FAKÜLTESİ İŞLETME MÜHENDİSLİĞİ ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ EKONOMİ İŞLETME (UOLP) İSTANBULTEKNİKÜNİVERSİTESİ.

İŞLETME FAKÜLTESİ İŞLETME MÜHENDİSLİĞİ ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ (UOLP) EKONOMİ İŞLETME (UOLP) İSTANBULTEKNİKÜNİVERSİTESİ

İŞLETME VE YÖNETİM BİLİMLERİ FAKÜLTESİ GİRİŞİMCİLİK BÖLÜMÜ

İSO YÖNETİM KURULU BAŞKANI ERDAL BAHÇIVAN IN KONUŞMASI

VİZYONUMUZ Bilim, teknoloji ve sana8a uzmanlığı ve yara?cılığı ile uluslararası, lider bir üniversite olmak. MİSYONUMUZ İstanbul Teknik Üniversitesi

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

TÜRKİYE VE PİSA Puanlarının Daha Altında

STRATEJİK PLAN

Teması sektörümüzdeki Yüksek Teknoloji Uygulamaları olan 11. Teknik Müşavirlik Kongremize hoş geldiniz.

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı. Okullarda garip şeyler oluyor İstanbul, 8 Nisan 2014

TEKSTİL TEKNOLOJİLERİ VE TASARIMI FAKÜLTESİ

MANİSA CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU

SWOT Analizi. Umut Al BBY 401, 31 Aralık 2013

Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 60

PISA 2012 Değerlendirmesi: Türkiye için Veriye Dayalı Eğitim Reformu Önerileri

Rekabetçilik İçin Kaliteli Eğitim Şart

Zaman İçinde Üniversitelerdeki Değişim

İKTİSADİ ve İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ

MBA MBA. İslami Finans ve Ekonomi. Yüksek Lisans Programı (Tezsiz, Türkçe)

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ SANDIKLI UYGULAMALI BİLİMLER YÜKSEKOKULU

Sunum İçeriği. 27. Mühendislik Dekanları Konseyi Toplantısı Porto Bello Hotel, Antalya, 1-2 Kasım 2013

İŞLETME 2020 MANİFESTOSU AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK

Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu 28. Toplantısı. Yeni Kararlar

Tanıtım Sunumu. Prof.Dr.Hüseyin KARA

ÖĞRENCİLERİN BİLGİ VE BECERİLERİNİ ULUSLARARASI DÜZEYDE DEĞERLENDİREN PROGRAM: PISA

ÜNİVERSİTELERİMİZİN DÖNEMİNDEKİ 5 YILLIK PERFORMANS RAPORU 9 MAYIS 2014

YÖNETMELİK. a) Merkez (ODÜZEM): Ordu Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezini,

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM POLİTİKA BELGESİ

Bilgi Toplumunda Sürekli Eğitim ve Yenilikçi Eğitimci Eğitimi

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ KALİTE GÜVENCE SİSTEMİ KURULMASI VE KALİTE KOMİSYONU ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA İLİŞKİN YÖNERGE

ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ ENERJİ TÜKETİMİ

STRATEJİK AMAÇLAR STRATEJİK HEDEFLER STRATEJİLER

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri,

2023 e DOĞRU TÜRKİYE DE STEM GEREKSİNİMİ

TÜRKİYE DE MESLEKİ EĞİTİM

Eğitim Bilimleri Enstitü Müdürleri Çalıştay Raporu

Yrd. Doç. Dr. M. Akif NACAR. Arş. Gör. F. Didem ALAY. Arş. Gör. M. Umut SALUR

İSTANBUL BÖLGE PLANI. 27 Haziran 2013

(09-11 Mayıs 2016, Ankara) Kıymetli İslam İşbirliği Teşkilatı Üye Ülkeleri Temsilcileri, Değerli Katılımcılar,

Değerli İhracatçılar, Değerli Basın Mensupları,

6. Uluslararası Sosyal Güvenlik Sempozyumu İzmir de Başladı

Düzce Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi ve ilgili mekanizmaların vizyonu, Bölgesel, ulusal ve

MÜHENDİSLİK VE DOĞA BİLİMLERİ FAKÜLTESİ

İKTİSAT LİSANS PROGRAM BİLGİLERİ

Sizi Türkiye Cumhuriyetinin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olarak Yükseköğretim Kurulunda ağırlamaktan mutluluk duymaktayız.

Stratejik Plan

ÜNİVERSİTELERİN ÜÇÜNCÜ MİSYONU İNOVASYON. Prof. Dr. Engin ATAÇ Anadolu Üniversitesi Rektörü

5.1. Ulusal Yenilik Sistemi 2023 Yılı Hedefleri [2011/101]

tepav Yeni Milli Eğitim Kanun Tasarısı Bütçesi: Nicelik mi, Nitelik mi? Mart2012 N POLİTİKA NOTU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

T.C. BARTIN ÜNİVERSİTESİ DIŞ İLİŞKİLER GENEL KOORDİNATÖRLÜĞÜ YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Misyon ve Vizyon

BİRİM KALİTE GÜVENCESİ DEĞERLENDİRME RAPORU. Bilgi İşlem Daire Başkanlığı

Bölümümüzün Vizyonu: Bölümümüzün Misyonu:

ÇORLU MESLEK YÜKSEKOKULU GELENEKSEL EL SANATLARI PROGRAMI FAALİYET RAPORU

URAP BİLİM VE TEKNOLOJİ RAPORU 12 ARALIK 2012

KURUM GÖSTERGE RAPORU ATILIM ÜNİVERSİTESİ

MBA MBA. Stratejik Marka Yönetimi. Yüksek Lisans Programı (Tezsiz, Türkçe)

İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ KALİTE KOMİSYONU ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI

2012, Novusens

Dow Türkiye ile Öğretmen Akademisi Vakfı nın (ÖRAV) birlikte gerçekleştirdiği Dow ile Öğretmenin Kimyası projesinde 2. faz atölye çalışması sona erdi.

UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

SİNOP ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

T.C. İSTANBUL KALKINMA AJANSI

MÜHENDİSLİK VE DOĞA BİLİMLERİ FAKÜLTESİ

BARTIN ORMAN FAKÜLTESİ

Yeni kanun teklifi neden yeterli değildir?

"Yenileşim ve Gelecek" 9. Kalite Sempozyumu. C. Müjdat ALTAY 15 Nisan 2011

2016 YILI İLK FPD TOPLANTISI. Faaliyetlerimiz, Planlarımız..

Elektronik Mühendisliği Bölümü

GEÇMİŞTEN BUGÜNE DOĞUŞ

BURS ÖNCESİ BİLGİLENDİRME SEMİNERLERİ

MBA MBA. Bankacılık Yüksek Lisans Programı (Tezsiz, Türkçe)

Makine Mühendisliği Bölümü

Doç.Dr. Rahmi ÜNAL. KUDEK Genel Koordinatörü

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI SINAVI İLE İLGİLİ SIKÇA SORULAN SORULAR VE CEVAPLARI (Güncellenme Tarihi: 11 Kasım 2017)

KURUM GÖSTERGE RAPORU İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ

SPONSORLUK BİLGİ DOSYASI

ÜSİMP 2013 Altıncı Ulusal Kongresi, Mayıs 2013, Düzce Üniversitesi

YÖNETMELİK. Adıyaman Üniversitesinden: ADIYAMAN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM

KURUM GÖSTERGE RAPORU ORTA DOĞU TEKNİK ÜNİVERSİTESİ

AK PARTİ YURT DIŞINDAKİ

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI SINAV SİSTEMİ İLE İLGİLİ SIKÇA SORULAN SORULAR VE CEVAPLARI

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKASI. Sürdürülebilirlik vizyonumuz

KONYA OTOMOTİV YAN SANAYİ İŞ KÜMESİ

KURUM GÖSTERGE RAPORU TOROS ÜNİVERSİTESİ

Gösterge

KURUM GÖSTERGE RAPORU KIRIKKALE ÜNİVERSİTESİ

KURUM GÖSTERGE RAPORU İSTANBUL MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ

Sn. M. Cüneyd DÜZYOL, Kalkınma Bakanlığı Müsteşarı Açılış Konuşması, 13 Mayıs 2015

HİTİT ÜNİVERSİTESİ KALİTE GÜVENCESİ YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Toplumlar için bilginin önemi

HARRAN ÜNİVERSİTESİ. Güneydoğu Anadolu Bölgesi nin En Stratejik Üniversitelerinden Birisidir.

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ

İRLANDA BİYOTEKNOLOJİ İNOVASYON SİSTEMİ: Öne Çıkan Konular. Atilla Hakan ÖZDEMİR

ALANYA ALAADDİN KEYKUBAT ÜNİVERSİTESİ KALİTE KOMİSYONU YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

BİLGİ İşletme

Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

KALKINMA BANKALARI ARASINDA İŞBİRLİĞİ

Uluslararası Sıralamalarda Türk Üniversiteleri. Atılım Üniversitesi Deneyimleri M. Hasan Atasoy

Transkript:

EĞİTİM İstanbul Teknik Üniversitesi Vakfı Yayını NİSAN - HAZİRAN 2015 SAYI 68 Prof. Dr. Mehmet Karaca Prof. Dr. Gülsün Sağlamer Doç. Dr. Selçuk Şirin Prof. Dr. Emine Erktin Prof. Dr. Lerzan Özkale Dr. Y. Müh. (Mimar) Doğan Hasol Prof. Dr. Güngör Evren Prof. Dr. Ergün Toğrol Prof. Dr. Erol Kulaksızoğlu Prof. Dr. Ahmet Fahri Özok Prof. Dr. Doğan Kuban Bülent Yalazı Zeynep Afşeören Mevlüde Bakır Metin Tükenmez

NİSAN-HAZİRAN 2015 SAYI 68 İmtiyaz Sahibi: İTÜ Vakfı adına Prof. Dr. Mehmet Karaca Yayın Kurulu: Prof. Dr. Yıldız Sey Y. Müh. Naci Endem Dr. Y. Müh. (Mimar) Doğan Hasol Prof. Dr. Mete Tapan Kenan Çolpan Hatice Yazıcı Şahinli Kenan Mete Yazı İşleri Müdürü: Hatice Yazıcı Şahinli Yayın Koordinatörü: Kenan Mete Reklam ve Halkla İlişkiler: Fahri Sarrafoğlu Grafik Uygulama: Murat Beşiktaş Katkıda Bulunanlar: Zeynep Şahin Tutuk, Gülşah Seyhan, Osman Keskin, Altan Bal, Arzu Eryılmaz, Gözde Çalışır, Yavuz Dürüst, Engin Yıldırım Yönetim Yeri: İTÜ Vakfı Merkezi İTÜ Maçka Yerleşkesi 80394 Teşvikiye / İSTANBUL Tel: 0212 291 34 75 230 73 71 Faks: 0212 231 46 33 Baskı: Azra Matbaacılık Litros Yolu 2. Matbaacılar Sitesi E Blok 1. Bodrum No.11 Topkapı Zeytinburnu / İSTANBUL Tel: 0212 674 10 51 612 79 27 Yayın Türü: Yaygın, Süreli VAKFI DERGİSİ E-posta: basin@ituvakif.org.tr www.ituvakif.org.tr Bu dergide yayımlanan imzalı yazılar yazarlarının görüşünü yansıtmaktadır. Dergiyi ve Yayın Kurulu'nu bağlayıcı nitelik taşımaz. İTÜ Vakıf Dergisi nde yayımlanan yazı ve fotoğraflardan kaynak belirtilmek koşulu ile alıntı yapılabilir.... 10 16 18 21 23 26 29 33 38 43 48 52 55 58 62 70 96 98 102 110 114 İTÜ: Bir Araştırma ve İnovasyon Üniversitesi Olarak 250. Yıla Doğru Prof. Dr. Mehmet Karaca Türkiye de Yükseköğretim Nereye Gidiyor? Prof. Dr. Gülsün Sağlamer PISA Ölçme Değerlendirme Programı Işığında Dünyada ve Türkiye de Durum - Eğitim Sorunları ve Çözüm Önerileri Doç. Dr. Selçuk Şirin Teknik Üniversitelerin Eğitime Katkısı: Tasarım Eğitimi-Eğitim Tasarımı Prof. Dr. Emine Erktin 2015 Yılında Türkiye de Yükseköğretimin Sorunları Üzerine Düşünmek Prof. Dr. Lerzan Özkale Üniversitelerde Yabancı Dille Öğretim! Dr. Y. Müh. (Mimar) Doğan Hasol Mühendislik Eğitimi, Sorunlar ve Yetkin Mühendislik Prof. Dr. Güngör Evren Zamanın Örgüsü İstanbul Teknik Üniversitesi Prof. Dr. Ergün Toğrol İTÜ Tarihinde Mimarlık Eğitiminin 167 ve Mimarlık Fakültesi nin 70 Yılının Ardından: Dünden Bugüne ve Yarınlara Prof. Dr. Erol Kulaksızoğlu Türkiye de Matematik Eğitimindeki Genel Düzey Düşüklüğü Prof. Dr. Ahmet Fahri Özok Yeni Söylem Yaratmak İçin Ona İnanmak Gerek Prof. Dr. Doğan Kuban İklim Değişikliği İle İlgili Afetlerin Kentsel Dönüşüm İle Ele Alınması Bülent Yalazı Kentsel Dönüşüm Sürecine Mevzuat Açısından Bakış Zeynep Afşeören Bizanslılar Depremi Nasıl Algıladılar? Mevlüde Bakır Teknokent Dosyası İTÜ den Haberler Mezunlardan İTÜ Vakfı ndan Haberler Spor Yayınlar Briç

itü vakfı dergisi 5

6 itü vakfı dergisi

Mühendislik Best Seller ı Cisimlerin Mukavemeti Yenilenmiş 9. Baskı Çıktı Prof. Dr. Mustafa İnan İTÜ Vakfı Yayınları ISBN: 978-975-7463-05-4 618 sayfa, 16.5x23.5 cm Şubat 2015 İTÜ Vakfı, İstanbul Teknik Üniversitesi nin efsane hocalarından Prof. Dr. Mustafa İnan ın İTÜ ye ve Türkiye de mühendislik dünyasına son armağanı olan CİSİMLERİN MUKAVEMETİ kitabının 9. Baskısını yayımlamaktan dolayı onur duymaktadır. YENİ İTÜ Vakfı Yayınları Genel Dağıtım: İTÜ Vakfı Yayınları İtuyayinlari.com.tr Online Sipariş: www.1773itu.com Satış:0212 230 73 71 246 64 05 ituvakif@ituvakif.org.tr Lansman Fiyatı: 35 TL İlk baskısı 1967 yılında yapılan ve tüm mühendislik dallarının temel dersleri arasında yer alan mukavemet konusundaki bu eserin, gerek öğrencilerin ve gerekse mühendislerin göstermiş olduğu ilgi ile aranılırlığı gün geçtikçe artmıştır. Konuları ele alışı ve işleyişi açısından alanındaki yeri tartışılmaz olan bu eserin, öğrenci açısından tek kullanım zorluğu yazım dili idi. Doğal olarak 1960 ların Türkçesi ile günümüz Türkçesi arasındaki farklar öğrenciyi zorlamaya başladığı için bu baskıda kitabın bütünlüğü bozulmadan diline günümüz Türkçesi uyarlandı ve buna ek olarak birim sistemi bugün uluslararası birim sistemi olarak kabul edilen (SI) sistemine çevrildi. Bundan sonraki baskılarında son yıllarda mukavemet dersi kapsamına alınan birkaç konuyu daha katarak ve uygulamaları çoğaltarak bu eseri iki cilt halinde basmayı tasarlıyoruz. Dileğimiz Mustafa Hoca nın dileği olan, bu kitabın tüm mühendislere ve mühendislik öğrencilerine ışık tutması ve yol gösterici olmasıdır. Mustafa İnan, akademik hayatı boyunca yayınlamış olduğu makale, bildiri ve kitaplar ile birlikte İTÜ de mühendislik alanında doktora çalışmalarını başlatmış ve çok sayıda doktora öğrencisi yetiştirmiştir. Bugün mekanik dalındaki çalışmaları ile tüm bilim dünyasında tanınan bilim insanları yetiştiren Mustafa İnan a bu çalışmaları nedeniyle vefatının ardında TÜBİTAK tarafından HİZMET ÖDÜLÜ verilmiştir. Bilimsel yaşamının yanı sıra, edebiyattan sanat ve müziğe, tarihten dilbilgisine kadar geniş bir alanı kapsayan genel kültürü ve bu konuda verdiği çeşitli konferanslarla Prof.Dr. Mustafa İnan ın ünü bilim alanının dışına da taşmıştır. Tüm yaşamı ve başarıları ile gençlere yüreklendirici örnek olması için TÜBİTAK, Mustafa İnan ın vefatının ardından yaşamının roman şeklinde yazılması için bir proje önermiştir. Bu proje Prof. Dr. Mustafa İnan ın eşi Prof.Dr Jale İnan ın yürütücülüğünde, usta yazarımız Oğuz Atay ın kalemi ile gerçekleştirilmiş ve Bir Bilim Adamının Romanı, Mustafa İnan adı altında basılarak yıllar boyu gençlere yol gösteren bir eser olmuştur.

8 itü vakfı dergisi

itü vakfı dergisi 9

Bu sayıda Sevgili Okurlar, Bildiğiniz gibi her sayımızda güncel bir konu ile karşınıza çıkıyoruz. Bu sayımızda da güncelliği hiç bitmeyen Eğitim i seçtik ve konuyu çeşitli açılardan irdeleyen yazarların sunumlarına ayırdık. Eğitim konusunu bir yandan konunun uzmanlarının görüşlerine açarken, diğer yandan İstanbul Teknik Üniversitesi nin bugünü ve geleceği için öngörülen hedeflerini açıklayan yazılara yer vererek kapsamı genişletmek istedik. Eğitim dosyamızın ilk yazısı olan İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca'nın İTÜ: Bir Araştırma ve İnovasyon Üniversitesi Olarak 250. Yıla Doğru başlıklı makalesi ile yönetimin üniversitenin geleceğine nasıl baktığı, nelerin hedeflendiği ve özellikle inovasyonun önemine değinilerek, üniversitenin ülke kalkınmasına destek olması gereğine işaret edilmesi, 21. yüzyılda önemli atılımların yapılacağını gösteriyor. Yükseköğretim kurumları ile ilgili görüş ve eleştirilerin süregeldiği gündemde Prof. Dr. Gülsün Sağlamer in Türkiye de Yüksek Öğretim Nereye Gidiyor? sorusu, içinde bulunduğumuz koşullarla ve başka ülkelerdeki koşullarla yüzleşmek açısından önemli konuları ortaya çıkarıyor. Eğitim alanında uzman olan iki akademisyenden rica ettiğimiz yazılar dergimize önemli katkılar yapıyor. Öncelikle kendilerine teşekkür ediyoruz. Doç. Dr. Selçuk Şirin yazısında, küreselleşmiş bir rekabet ortamında eğitim sisteminin sadece ülke içi verilerle değerlendirilemeyeceğini ve ekonominin itici gücünün nitelikli bir eğitim olduğunu belirterek, OECD tarafından geliştirilmiş bir 15 yaş grubu öğrenci değerlendirme sistemi olan PİSA nın, 2012 uygulaması sonuçlarında Türkiye nin yerini önümüze çıkarıyor ve Ne yapmalı? sorusunun cevaplarını araştırıyor. Prof. Dr. Emine Erktin ise günümüzde eğitim araştırmalarında öğretim odaklı yaklaşım yerine öğrenim odaklı yaklaşımın benimsenmeye başladığını ve önemli adımlar atıldığını, Öğrenim Bilimleri nde araştırma yöntemi olarak tasarım temelli araştırmaların benimsendiğini söyledikten sonra, 21. yüzyılda eğitim anlayışını belirleyecek kavramın tasarım olduğunu söylemenin yanlış olmayacağını vurguluyor. Yüksek Öğretimin Sorunları Üzerinde Düşünmek: Bütüncül Eğitim Politikası başlıklı yazısı ile Prof. Dr. Lerzan Özkale önce ekonomik kalkınma - eğitim ilişkisi üzerinde duruyor ve mevcut durumu anlatıyor. Ayrıca, Türkiye de eğitim politikasının bulunmamasının çeşitli sakıncalar doğurduğunu belirtiyor ve yüksek öğretimde uygulanabilecek yöntemlere dikkat çekiyor. Üniversitelerde yabancı dille öğretim konusu uzun süredir tartışılan bir konu. Dr. Doğan Hasol, daha önceleri de çeşitli yayın organlarındaki yazılarında değindiği bu konuyu bu kez de dergimizde ele alıyor; bu öğretimle Türkçenin yoksullaşacağı kanısını ileri sürüyor ve çeşitli sakıncalarını sıralıyor. Eğitim dosyamız, özellikle mühendislik ve mimarlık eğitimi tarihini kapsayan üç yazı ile devam ediyor. Prof. Dr. Güngör Evren Mühendislik Eğitimi, Sorunlar ve Yetkin Mühendislik başlıklı yazısında, mühendislik okullarının kuruluşundan başlayarak günümüze kadarki gelişimini anlattıktan sonra, konuyu Yetkin Mühendislik kavramı ve Türkiye deki uygulanışı ile tamamlıyor. Prof. Dr. Ergün Toğrol Zamanın Örgüsü İstanbul Teknik Üniversitesi başlıklı yazısında, İTÜ nün kısa bir tarihini verdikten ve bugün öğrenci tercihi açısından diğer yedi üniversite ile kıyaslamasını yaptıktan sonra yabancı dilde eğitim, İTÜ tarihi, yerleşkeler ve eğitim konularına değiniyor. Prof. Dr. Erol Kulaksızoğlu nun Dünden Bugüne ve Yarınlara başlıklı yazısı ise ağırlıklı olarak Mimarlık eğitimi ve İTÜ Mimarlık Fakültesi tarihini ele alıyor. Eğitim sistemindeki değişiklikler ve Taşkışla nın korunması ayrıntılı olarak veriliyor. Eğitim dosyamızın son yazısı Prof. Dr. Ahmet Fahri Özok tarafından hazırlanan Türkiye de Matematik Eğitimindeki Genel Düzey Düşüklüğü konusuna değiniyor. Matematik ile ilgili genel anlatımdan sonra, Türkiye de matematik eğitimi, matematiğin temel nitelikleri ele alınıyor ve eğitimin gelişmesi için Ne yapmalı? sorusu cevaplanıyor. Yayın Kurulumuz 68. Sayı ile birlikte yeni bir dosya daha açıyor. Okurlarımızdan gelen önerileri değerlendirerek İTÜ de yetişmiş, görev almış ve başarılarıyla tanınmış kişilerle röportaj yaparak deneyimlerinden ve görüşlerinden yararlanmak İlk uygulamaya Prof. Dr. Doğan Kuban ile başladık. Hocamızın aniden çıkan isteğimizi kabul etmesi bizi çok mutllu etti. Kendisine çok teşekkür ediyoruz. Deprem ve Kentsel Dönüşüm konuları ile ilgili olan üç yazı bu sayımızda Deprem Dosyası içinde yer alıyor. Bülent Yalazı nın İklim Değişikliği ile İlgili Afetlerin Kentsel Dönüşümle Ele Alınması adlı yazısı konuyla ilgili eylem planı kapsamında ele alınıyor. İkinci yazı olan Kentsel Dönüşüm Sürecine Mevzuat Açısından Bakış Zeynep Afşeören e ait. Konuyla ilgili mevzuat, yazıda ayrıntılı olarak tanıtılıyor. Üçüncü yazı ise Bizanslılar Depremi Nasıl Algıladılar? başlığı altında, Mevlüde Bakır tarafından ve zengin bir kaynakçaya dayanılarak hazırlanmış bulunuyor. İTÜ Arı Teknokent in çalışmaları kurumun yeni girişimlerini içeriyor. İTÜ ARI Teknokent Girişimcilere Amerika Kapılarını Açıyor adlı yazıda, yenilikçi firmaların yurt dışına götürülmeleri ve orada yeni iş ortaklıkları kurmalarının destekleneceği; İTÜ Çekirdek firmalarının StartupTurkey deki sunumları; Prof. Dr. Üner Çolak ın bir özel sektör Ar-Ge kuruluşu ile, atıklardan enerji üretimine yönelik işbirliği projesi; ARI Teknokent firması Greenway'in yeni güneş enerjisi santrali haberleri yer alıyor. İTÜ den Haberler ve Vakıf tan Haberler ile 68. sayıyı sonuçlandırıyoruz. Saygılarımızla, Prof. Dr. Yıldız Sey 8 itü vakfı dergisi

DOSYA EĞİTİM itü vakfı dergisi 9

EĞİTİM DOSYASI Prof. Dr. Mehmet Karaca İTÜ Rektörü Cumhuriyetimizin 100. Yılında kuruluşunun 250. Yılını kutlayacak olan üniversitemizde öğretim kalitesinin her geçen gün daha da yükselmesi, bilimsel çalışmaların artarak sürmesi, teknoloji ve inovasyon odaklı adımlar atılması temel hedeflerimiz arasındadır. Özellikle inovasyon, ülke menfaatlerinin korunması, mevcut kaynakların en etkin biçimde değerlendirilmesi, önceliklerin tespiti, istihdamın genişletilmesi ve etkin hizmet arzının gerçekleştirilmesi için zorunludur. İnovatif çalışabilmek ve bunu sağlayacak insan kaynağını yetiştirmek, günümüzde rekabetin yegane yoludur. Bu noktada İTÜ, sadece kurum olarak gelişmesi için değil, ülke kalkınmasına sunacağı destek için üstlenmesi gereken rolün bilincindedir İTÜ: Bir Araştırma ve İnovasyon Üniversitesi Olarak 250. Yıla Doğru Üniversite merakın ve eleştirel aklın beşiğidir. Özünde öğretme çabasından çok anlamaya çalışma uğraşı vardır. Her şeyin temeli bilgidir ve bilgiye ulaşılan, bilgiyi işleyen, yeni sorular üreten yer üniversitedir. Üniversite yüzyıllardır varlığını sürdüren, sürekli değişen ve gelişen bir yapıdır. Üniversite kurumunun küresel düzeyde son yüzyıldaki evrimine bakarsak, 19. Yüzyılın öğretme faaliyetiyle öne çıktığını görürüz. 20. Yüzyılda üniversitelerin araştırma faaliyetleri, bilimsel literatürün zenginleşmesi için yapılan çalışmalar ağırlık kazanmıştır; makale yazımına yoğunlaşılmıştır. İçinde bulunduğumuz yüzyıl ise üniversitelerin girişimcilik odaklı evrimine sahne olmaktadır. Dünyada Oxford, Cambridge, Harvard gibi üniversitelerde gördüğümüz yeni bilginin keşfine odaklanmış üniversiteler, yerini bilginin ve bilimin ekonomiyle bütünleşebildiği üniversite modeline bırakmaktadır. Bu yeni üniversite anlayışının dünya çapında lokomotifi Standford, MIT, UCLA üniversiteleridir. Inovasyon odaklı üniversite anlayışını getiren ve güçlendiren bu kurumlar, Türk üniversitelerinin geleceği için de rol İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca 10 itü vakfı dergisi

model olmalıdır. Bilimsel bilgi teknolojik gelişimle birleşemediğinde etkisi sınırlı kalır. Teknolojik gelişim hem kalkınmanın hem de rekabetçi üstünlüğün anahtarıdır. Teknolojik gelişimin temel parçaları ise inovasyon, girişimcilik ve ar-ge dir. Tüm bunlar ışığında, İTÜ için teknoloji üretmeyi hem misyon kabul ediyor hem de kurum yapımızı bu misyona uygun bir vizyon ile şekillendiriyoruz. İlk leri başarmak İTÜ lülük ruhunda var İTÜ, 242 yıllık tarihiyle dünyanın en eski üniversiteleri arasında yer alır. Ülkemizde gerek yükseköğretim gerekse bilimsel ve teknolojik ilerleyişin öncülerindendir. Sayısız ilkle dolu tarihi, gördüğümüz birçok teknolojik adımda bize kendini hatırlatır. Türkiye televizyon ile İTÜ sayesinde tanışır, bugün onlarca üniversite radyosu kurulmasının önünü açan adım 70 yıl önce İTÜ de atılmıştır. Ülkemizin ilk küp uydusundan hidrojenle çalışan ilk teknesine kadar onlarca bilimsel ve teknolojik gelişmenin altında hep İTÜ imzası vardır. Bugün de aynı anlayışı sürdürmeyi ilke ediniyoruz çünkü İTÜ lülerin ruhunda öncü çalışmalar yapmak, yeniyi aramak vardır. Bu arayışı, özellikle ülkemizin geleceği için önemli olan alanlarda destekleyecek şekilde belirli konular üzerine yoğunlaşarak ilerletiyoruz. Lokomotif rol üstlenmeyi amaçladığımız alanlardan biri Bilimsel bilgi teknolojik gelişimle birleşemediğinde etkisi sınırlı kalır. Teknolojik gelişim hem kalkınmanın hem de rekabetçi üstünlüğün anahtarıdır. Teknolojik gelişimin temel parçaları ise inovasyon, girişimcilik ve ar-ge dir. Tüm bunlar ışığında, İTÜ için teknoloji üretmeyi hem misyon kabul ediyor hem de kurum yapımızı bu misyona uygun bir vizyon ile şekillendiriyoruz. otomotiv. Özellikle yerli araç üretimi ve yenilenebilir otomotiv teknolojilerinin kullanımı konusunda akademisyenlerimiz, teknokent firmalarımız ve öğrencilerimiz olmak üzere tüm bileşenlerimizle çalışıyoruz. Ülkemizin en kısa şarj mesafesiyle en uzun yol kateden elektrikli minibüsü İTÜ de yapıldı. Geçen yıl test sürüşünü Sayın Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık ın gerçekleştirdiği minibüsümüzün, şarj süresini 2 saatin altına indirmek ve bir şarjla aldığı yolu da 400 km nin üze- itü vakfı dergisi 11

EĞİTİM DOSYASI rine çıkarmak için çalışmalarımız sürüyor. Elektrikli minibüsümüzün, öncelikle İTÜ kampüslerinde kullanılmasını sağlamayı ve sadece üretimde değil uygulamada da örnek bir model ortaya koymayı amaçlıyoruz. İTÜ Güneş Arabası ekibimiz ise güneş enerjili ilk aile arabasını tasarlıyor. Bu projenin tamamen öğrencilerimize ait olması değerini daha da artıyor. Yaz ayında çıkacağı tur ile tüm Türkiye nin yakından tanıyacağı aracımız ARUNA, bizi Avusturalya da gerçekleştirilecek yarışta da temsil edecek. Öncü programlar, araştırma merkezleri İTÜ nün ana hedefi bilginin, bilimin ve teknolojinin uluslararası merkezi olmaktır. Bu hedefe ulaşmayı sağlayacak en önemli belirleyicilerden biri ise lisansüstü eğitimde nicelik ve nitelik açısından yüksek bir çıtayı yakalamaktır. İTÜ gerek yüksek lisans gerekse doktora programları ile otorite kabul edilen bir kurumdur. Hem uzmanlaşmış işgücü yetiştirmek hem de evrensel bilgi üretimine katkı yapmak, bizim gibi bir dünya üniversitesinin asli görevidir. Bu nedenle lisansın yanı sıra yüksek lisansta da yeni mühendislik alanlarının izinden gidiyor, çağın koşullarını izleyerek ülkemize yeni programlar kazandırıyoruz. Havacılık alanındaki yeni yatırımlar ve bu alanda uzmanlaşmış işgücüne duyulan ihtiyaçtan hareketle Türkiye nin ilk Hava Taşımacılığı Yüksek Lisans Programını, İTÜ nün ana hedefi bilginin, bilimin ve teknolojinin uluslararası merkezi olmaktır. Bu hedefe ulaşmayı sağlayacak en önemli belirleyicilerden biri ise lisansüstü eğitimde nicelik ve nitelik açısından yüksek bir çıtayı yakalamaktır. İTÜ gerek yüksek lisans gerekse doktora programları ile otorite kabul edilen bir kurumdur. THY ve Boeing işbirliğiyle hayata geçirdik.dünyada raylı ulaşım eğiliminin artması ve ülkemizde bu alanda yapılan yatırımlara ağırlık verilmesine paralel olarak Raylı Sistemler Mühendisliği Yüksek Lisans Programımızı açtık. Türkiye nin ilk Açık Deniz Mühendisliği Lisansüstü Programı 2015-2016 Akademik Yılı itibariyle öğrenci almaya başlayacak. Ülkemizdeki gemi inşa sanayinin açık deniz yapıları sahasına yönelme kararı üzerine yurtdışındaki örnekler incelenerek geliştirilen bu yeni programımız, sanayinin bu alandaki gelişimini de destekleyecek. Öte yandan araştırma merkezlerimiz, akademik varlığımızı ve bilimsel çalışmalarımızı güçlendiriyor. İTÜ nün 250. yaşına, dünyanın önde gelen araştırma üniversitelerinden biri olarak ulaşması, bizim için çok önemli bir hedef. Tıpkı akademik programlarımızda olduğu gibi araştırma merkezlerimizde de küresel geçerliliği olan yeniliklerin izinden gidiyoruz. Örneğin ülkemizin ilk Kutup Araştırmaları Merkezi bu yıl İTÜ de açıldı. 12 itü vakfı dergisi

İTÜ de İçin Önemli Bir İlk: Eğitim Şurası Üniversitemizde 2014 yılında bir ilki gerçekleştirerek Eğitim Şurası düzenlendi. İTÜ nün eksikleri, eğitim öğretim kalitesinde durum tespiti, gelecek vizyonu üzerine odaklanan bu şuranın 2. toplantısı Mart 2015 te gerçekleştirildi. Hem İTÜ nün akademisyenleri hem de farklı sektörlerden katılımcılar davet edildi. Derin bir fikir alışverişi ve özeleştiri ortamı oluşturmamız güzeldi. İkinci toplantı ile birlikte bir dizi tavsiye kararı alındı. Bu kararlar değerlendirilmesi için İTÜ Senatosu na sunulacak. Ancak süreç bununla son bulmayacak. 3. toplantımızı bu kez diğer paydaşlar olan öğrencilerimizle ve asistanlarımızla yapacağız. Onların değerlendirmeleri ve tavsiyeleriyle de daha ileri gideceğimize inanıyoruz. Ülkemizde hatta dünyada, üniversite içi eğitim öğretim kalitesine ve gelecek vizyonuna bu denli kapsamlı yaklaşım gösteren başka bir örneğe pek rastlanmıyor. Mühendislik Eğitiminde Mükemmeliyet Merkezi Bu yılın mart ayında İTÜ Senatosu'nca, üniversitemizde bir Mühendislik Eğiti- İTÜ, mühendislik eğitiminde dünyanın en önemli denetleyici kuruluşu kabul edilen ABET e (Accreditation Board for Engineering and Technology) 23 bölümü ile aynı zamanda akredite olarak dünya çapında rekor kırmıştı. Halen dünyada en fazla akredite bölüme sahip üniversiteyiz. ABET, İTÜ lü mühendislerin diplomalarının ABD de birebir geçerli olmasını sağlıyor. Hibrit çalışma anlayışını kazandırmalıyız İTÜ, çağın koşullarını kavramak ve geleceğe göre kendini şekillendirmek zorunda. Bunun için üniversitemizin eksiklerini belirleme ve tamamlama yönündeki çalışmalarımızda, dünyanın artık tek boyutlu çalışmalara göre şekillenmediği gerçeği önemli bir yol gösterici. Öncelikle uzmanlaşma üniversiteleri ve hibrit çalışma anlayışını kavramak istiyoruz. Bunun için gelecekte daha da önem kazanacak alanlara göre akademik gelişim stratejimizi belirliyoruz. Gelecek hedeflerimizde malzeme bilimleri, havacılık ve uzay bilimleri ile enerji konularında öne çıkmak var. Özellikle enerji gittikçe önem kazanan bir alan. Dünyadaki ekonomik dinamikleri ve sınırları belirleyebilme gücüne sahip. Birçok alt dalı var ve hepsi de ayrı öneme sahip. Yenilenebilir enerji, enerji kaynaklarının verimli kullanımı, alternatif enerji kaynaklarının geliştirilmesi gibi konularda çalışmak üzere, alanın çok sayıda uzman yetiştirmesi gerekiyor. Malzeme bilimlerini de geleceğin stratejik alanları arasında planlamak gerekiyor. Endüstriyel gelişimi, yeni ürün - üretim biçimlerini şeminde Mükemmeliyet Merkezi kurulması kararı alındı. Detaylarını çok yakında hem İTÜ lüler ile hem de kamuoyu ile paylaşacağımız bu adımın amacı; mühendislik eğitiminin geleceğini dikkate alarak yeni metodolojiler ortaya koymak, y ve z nesilleri için hazırlık yapmak, akademik programları ve öğretim biçimlerini buna göre şekillendirmek. Dünya için de yeni bir oluşum sayılan bu merkezlerin örnekleri sadece birkaç yerde var. itü vakfı dergisi 13

EĞİTİM DOSYASI miz bu proje, disiplinlerarası çalışma kültürünü yerleştirmek için büyük bir adım olacak. Halihazırda kaynak arayışı süren proje sayesinde, öğrencilerimizin farklı bakış açıları geliştirmesi ve birbirlerinin deneyimlerinden yararlanması, ortak çalışmalar üretmesi için muazzam bir ortam oluşturacak. İyi bir üniversitenin olmazsa olmazı Akademik açıdan başarılı ve sürekli gelişim gösteren tüm üniversitelere baktığımızda aynı ortak noktayı görürüz. O da zengin bir kütüphane varlığıdır. İyi bir üniversitenin olmazsa olmazı çok iyi bir kütüphanedir. Araştırmayı, öğrenmeyi, keşfetmeyi desteklemek için bilgi belge varlığımızı yükseltmemiz zorunlu. Çünkü İTÜ sadece iyi öğrenci yetiştiren bir üniversite değil, aynı zamanda bir araştırma üniversitesi. Şu anda Türkiye nin en büyük ikinci üniversite kütüphanesine sahibiz, hedefimiz ise 2016 ya kadar Türkiye nin en büyük üniversite kütüphanesine ulaşmak. 700 binlerde olan basılı kaynak varlığımızı 2 yılda 900 binin üzerine taşıdık ama amacımız 2016 itibariyle 1,5 milyona ulaşmak. Ne var ki tek başına kitap varlığı- killendirecek temeller arasında malzeme bilimleri yer alıyor. İTÜ nün bu alanlara akademik ve teknolojik yatırım yapan, ilgili alt dallarda uzmanlaşarak dünyadaki otoriteler arasında yer alan bir üniversite olmasını hedefliyoruz. Örneğin ülkemizin ilk Enerji Teknokentini, bu vizyonun bir parçası olarak 2014 yılında hayata geçirdik. Yine ülkemizin ilk Nükleer Enerji Bilgilendirme Merkezini açtık. Uzmanlaşmanın yanı sıra hibrit çalışma anlayışını da kavramalıyız. Sadece akademisyenlerimizin değil öğrencilerimizin de hibrit anlayışı kazanmasını çok önemsiyoruz. Çünkü dünya artık bir alana sıkışıp kalmış, sadece kendi alanındaki gelişmelerle ilgilenen üniversite mezunlarına ihtiyaç duymuyor. Bunun için öğrenci kulüplerinin çeşitlenmesi ve birbiriyle iç içeliği, beraber çalışmalar yürütmeleri önemli. Hibritliğin anlamını ve birlikte çalışma kültürünü kavramaları gerekiyor. Bu noktada fiziki olarak da bir arada bulunmaları, zaman geçirmeleri gerekiyor. Bu birlikteliği sağlamak için İTÜ Öğrenci Merkezi projesini hazırladık. Üniversitemiz çok önem taşıyan, yakın ve orta vadede değerli geri dönüşleri alabileceğinı artırmak da yeterli değil, bu kaynakların rahatlıkla kullanılacağı, her an ulaşılabilir olacağı, verimli çalışılabilecek fiziki ortamları da kurmak gerekiyor. Bu noktada bir diğer önemli projemiz, Mustafa İnan Kütüphanemiz için ek bina yaparak, fiziki kapasitemizi ciddi oranda artırmak. Bunun için de hem ek bina maliyetleri hem de yeni kitaplar için bağış kaynağı arayışlarımız sürüyor. Elektrikli minibüsümüzün, öncelikle İTÜ kampüslerinde kullanılmasını sağlamayı ve sadece üretimde değil uygulamada da örnek bir model ortaya koymayı amaçlıyoruz. İTÜ Güneş Arabası ekibimiz ise güneş enerjili ilk aile arabasını tasarlıyor. Bu projenin tamamen öğrencilerimize ait olması değerini daha da artıyor. Yaz ayında çıkacağı tur ile tüm Türkiye nin yakından tanıyacağı aracımız ARUNA, bizi Avusturalya da gerçekleştirilecek yarışta da temsil edecek. 14 itü vakfı dergisi

değil Türkiye için önemli bir yenilik ve ilk olma özelliği taşıyor. Uluslararası Akreditasyonlar İTÜ, akademik eğitim kalitesinin dünyanın önde gelen üniversiteleri ile eşdeğer olduğunu gösteren uluslararası akreditasyonlara sahip. Bu akreditasyonlar dışarıdan değerlendirme danetleme yapılması ve kendimizi sürekli geliştirme sorumluluğumuzu desteklemesi açısından önem taşıyor. İTÜ, mühendislik eğitiminde dünyanın en önemli denetleyici kuruluşu kabul edilen ABET e (Accreditation Board for Engineering and Technology) 23 bölümü ile aynı zamanda akredite olarak dünya çapında rekor kırmıştı. Halen dünyada en fazla akredite bölüme sahip üniversiteyiz. ABET, İTÜ lü mühendislerin diplomalarının ABD de birebir geçerli olmasını sağlıyor. Mimarlık alanında, ABD dışından sadece iki üniversitenin sahip olduğu American National Architectural Accrediting Board (NAAB) akreditasyonunu aldık. Denizcilik Fakültemiz International Maritime- Organization (IMO) akreditasyonuna sahip. Yabancı Diller Yüksekokulumuz ise yakın zaman önce CEA akreditasyonu aldı. UOLP ile Hem İTÜ Hem ABD Diploması İTÜ, Uluslararası Ortak Lisans Programları (UOLP) ile Amerika nın seçkin üniversiteleri ile işbirliği yürüyor. UOLP, öğrencilerimize sadece iki önemli diploma değil çok kültürlülük ve yabancı dili etkin kullanma becerisi de sağlıyor. Eğitimin 2 yılını İTÜ de 2 yılını Amerika da gören öğrencilerimiz, çok önemli deneyimler ve uluslararası iş staj bağlantıları edinerek mezun oluyorlar. Yürüttüğü 10 program ile İTÜ, Türkiye nin en fazla UOLP yesahip üniversitesi. Amerika da, tarihi 1891 yılına uzanan Yetkin Mühendislik Sınavı, dünya çapında geçerliliğe sahip. Bu sınavı Türkiye de yapmaya yetkili tek kurum ise İTÜ. Yetkin Mühendislik birinci aşama sınavı (FE) ve lisans verilmesini sağlayan ikinci aşama sınavını (PE) gerçekleştiriyoruz. Yetkin Mühendislik Farkı Amerika da, tarihi 1891 yılına uzanan Yetkin Mühendislik Sınavı, dünya çapında geçerliliğe sahip. Bu sınavı Türkiye de yapmaya yetkili tek kurum ise İTÜ. Yetkin Mühendislik birinci aşama sınavı (FE) ve lisans verilmesini sağlayan ikinci aşama sınavını (PE) gerçekleştiriyoruz. FE sınavına sadece İTÜ son sınıf öğrencilerimiz ve mezunlarımız katılabiliyor; PE sınavına ise mühendislik alanında en az 4 yıl iş tecrübesi olan ve FE sınavını geçmiş olan İTÜ lisans veya yüksek lisans mezunları giriyor. Yetkin Mühendislik Sınavı sadece İTÜ için 900 Erasmus Anlaşması Erasmus değişim programını ilk uygulamaya başlayan üniversitelerden biri İTÜ. Halen 900 ü aşkın ikili anlaşma yürütüyoruz. Norveç ve İzlanda hariç tüm Avrupa ülkeleri ile anlaşmamız bulunuyor. Öğrencilerimizin Erasmus süresince aldığı tüm dersler, dönem dersleri arasında sayılıyor. Bu da öğrencilerimiz için büyük avantaj çünkü normal eğitim süresinde kayıp yaşatmıyor. 250. Yıla Doğru Dünyada, yaklaşık 20 bin üniversite bulunuyor. Gerek tarihi mirası gerek iz bırakan çalışmaları gerekse büyük mezun ailesi ve onların başarıları açısından değerlendirildiğinde, İTÜ nün basamağındaki üniversitelerin sayısı sınırlıdır. Böylesi güçlü kurumlar için stratejik planlamalar ve bu planlamaların orta ve uzun vadeye yönelik olması çok mühimdir. Bu vizyonla, üniversitemizde yürüttüğümüz tüm çalışmaları titiz bir stratejik planlamaya göre şekillendiriyoruz. Bu planlama ise üniversitemizin tüm paydaşlarının geri bildirimleri ve önerileriyle hazırlandı. Amacımız, üniversitemizin 250. Yılına dünya çapında bir araştırma ve inovasyon üniversitesi olarak girmesidir. Cumhuriyetimizin 100. Yılında kuruluşunun 250. Yılını kutlayacak olan üniversitemizde öğretim kalitesinin her geçen gün daha da yükselmesi, bilimsel çalışmaların artarak sürmesi, teknoloji ve inovasyon odaklı adımlar atılması temel hedeflerimiz arasındadır. Özellikle inovasyon, ülke menfaatlerinin korunması, mevcut kaynakların en etkin biçimde değerlendirilmesi, önceliklerin tespiti, istihdamın genişletilmesi ve etkin hizmet arzının gerçekleştirilmesi için zorunludur. İnovatif çalışabilmek ve bunu sağlayacak insan kaynağını yetiştirmek, günümüzde rekabetin yegane yoludur. Bu noktada İTÜ, sadece kurum olarak gelişmesi için değil, ülke kalkınmasına sunacağı destek için üstlenmesi gereken rolün bilincindedir. Osmanlı Devletinde modernleşmenin ve ilerlemenin temsili olan, Türkiye Cumhuriyeti nin kuruluşunda yurdun dört bir yanını arı gibi çalışarak yeniden inşa eden İTÜ, bugün de köklerinden gelen ülkeye, insanlığa ve bilime hizmet aşkıyla çalışmaktadır. Hem öğretim hem de araştırma faaliyetlerinin temelinde, bu aşk yatmaktadır itü vakfı dergisi 15

EĞİTİM DOSYASI Türkiye de Yükseköğretim Nereye Gidiyor? Prof. Dr. Gülsün Sağlamer İTÜ Mimarlık Fakültesi Türkiye de yükseköğretim bugün hala 1982 yılında yürürlüğe giren 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ile merkezi bir yapı içinde yürütülmeye çalışılmaktadır. Gerçi yürürlüğe girdiği günden beri üzerinde pek çok küçük değişiklik yapılmış olmasına karşın, 2547 sayılı YÖK, ana ekseni olan merkezi yönetim ilkesinden asla taviz vermemiştir. Geçen 30 yılı aşkın sürede yaşanan onca değişime karşın ana ekseni değişmeyen bu yasa üniversitelerimizin özerklik kazanmasına olanak vermemektedir... İnsanlığın gelişmesi şüphesiz ki çağlar boyu üretilen bilgi, keşif ve buluşlarla birlikte kültür ve sanat alanındaki ilerlemelerle biçimlenirken bu gelişmeleri yaratan ve sürdürülebilirliğini sağlayan eğitim de yaşanan değişime bağlı olarak çağlar boyu evrilerek yapılanmakta, gelişmekte veya gelişmeye çalışmaktadır. Değişimin artan hızı ve genişleyen kapsamı eğitim ve öğretime yeni boyutlar kazandırmakta, eğitim ve öğretimi ve bu hizmetleri sunan kuruluşları/organizasyonları da çeşitlendirmektedir. Ülkeler ve kurumlar alışılmış kalıplara takılıp kaldıkça değişime ayak uyduramamakta, günümüzün küreselleşen ortamında giderek marjinalleşmekte ve âdeta haritadan silinmektedirler. Kalıpları sorgulayarak değiştirmeye çalışanlar, içinde bulundukları ortamlarda rüyalarını gerçekleştirme şansını yakalayabilirlerse küresel yarışa katılabilmekte ve değişim kültürünü yerleştirmeye çalışmaktadırlar. İşte tam da bu noktada Türkiye ne yapmaktadır? Türkiyenin Yükseköğretimi nereye doğru yol almaktadır? Gidilen yol bizi dünyada saygın bir konuma taşıyabilecek midir? Bu kısa yazı kapsamında tüm bu soruları enine boyuna tartışmak olanaksız olsa da bazı görünen gerçekleri özetlemenin yararlı olacağını düşünüyorum. Türkiye de yükseköğretim bugün hala 1982 yılında yürürlüğe giren 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ile merkezi bir yapı içinde yürütülmeye çalışılmaktadır. Gerçi yürürlüğe girdiği günden beri üzerinde pek çok küçük değişiklik yapılmış olmasına karşın 2547 sayılı YÖK, ana ekseni olan merkezi yönetim ilkesinden asla taviz vermemiştir. Geçen 30 yılı aşkın sürede yaşanan onca değişime karşın ana ekseni değişmeyen bu yasa üniversitelerimizin özerklik kazanmasına olanak vermemektedir. 1982 den bugüne Yükseköğretimde belirli alanlarda önemli gelişmelerin de sağlanmış olduğu bilinen bir gerçektir. Örneğin son yıllarda üniversitelerin performansı düşmüş olmasına karşın 2009 yılına kadar yayınlarda ve atıflarda sağlanan önemli artışlar, uluslararasılaşmada atılan adımlar, kurulan yeni üniversitelerle yükseköğretimde okullaşma oranlarında sağlanan büyüme, Açık Öğretimde ulaşılan kapasite önemli gelişmelerdir. Diğer taraftan YÖK, özellikle son yıllarda kurulan çok sayıdaki üniversitelerin kalite kontrolunu yapabilecek bağımsız değerlendirme ve akreditasyon kurumlarının kurulmasına henüz olanak sağlamamış, bu gelişmelere paralel olarak hesap verebilirlik mekanizmalarını da devreye alamamıştır. Bu durumda kendilerini diğer üniversitelerden farklı bir kalite düzeyinde gören Türkiye nin gelişmiş birçok üniversitesi uluslararası değerlendirme ve akreditasyon kuruluşlarına başvurarak uluslararası akreditasyon almayı benimsemektedirler. İstanbul Teknik Üniversitesi 2000 li yıllardan başlayan girişimlerini 2003-2004 yılında sonuçlandırarak mühendislik ve mimarlık eğitimi veren bölümlerini-fakültelerini akredite etmiştir ve yerleştirdiği kalite kültürü ile bu akreditasyonların sürdürülebilirliğini rektörler, dekanlar değişmesine karşın sağlayabilmiştir. Bu açıdan İTÜ, ODTÜ ve BÜ ile birlikte Türkiye de kalite kültürünün gelişmesine önemli katkılar yapmış öncü üniversitelerden biridir. Üzerinde durulması gereken bir diğer konu 2547 sayılı yasanın tanımladığı yönetim organlarının yapısı ile ilgilidir. YÖK, Yüksek Öğretim Genel Kurulunun kompozisyonunda Cumhurbaşkanı ve Hükümete (1/3+1/3=2/3 ) oranında üye belirleme yetkisi vermektedir. Cumhurbaşkanı ve Hükümetin ayrı politik partilerden gelmesi durumunda Genel Kurul içinde bir denge kurulması sağlanabilmektedir. Ancak YÖK Başkanını atama yetkisine de sahip olan Cumhurbaşkanlarının hükümet ile aynı partiden geliyor olmaları kuvvetler ayrılığının sağlayacağı denge ortamını yok edebilmekte, YÖK ün tamamen iktidar partisinin kontrolüne geçmesine neden olabilmektedir. Böyle dönemlerde üniversitelerin hareket alanı daralmakta ve özerklik konusunda önemli sorunlar yaşanmaktadır. European University Association tarafından özerklik konusunda Avrupa üniversite- 16 itü vakfı dergisi

leri üzerinde yapılan bir araştırmada (2009-2011) Türkiye maalesef üniversite özerkliği sıralamasında en arkalarda yer almaktadır (EUA, University Autonomy in Europe II, The Scoreboard 2011). Özerkliğin farklı boyutlarının incelendiği bu araştırmada Türkiye 28 ülke arasında Organizasyonel Özerklikte sondan 2., Finansal Özerklikte sondan 6., Personel Atama Özerkliğinde sondan 8., Akademik Özerklikte ise sondan 4. sırada yer almaktadır. Koşulların 2011 yılından beri pozitif yönde gelişmediği de dikkate alınacak olursa üniversitelerimizin içinde bulunduğu ortamı daha fazla anlatmaya gerek olmadığı kanısındayım. Rektör ve dekan atamalarından atama ve yükseltmelere kadar politikanın egemen olduğu, liyakatin unutulduğu bir yükseköğretim ortamı toplumun geleceğini oluşturacak insan kaynaklarının büyük bir bölümünün beklenen standartların çok altında kalmasına neden olmaktadır. Özerkliğin olmadığı bir yükseköğretimden uluslarası düzeyde başarı beklemek olanaksızdır. Üniversiteler giderek liyakatten uzak keyfi yönetimlerin esiri haline gelme tehlikesi ile karşı karşıyadır. Ülkemizde karar vericiler OECD nin PISA göstergelerindeki Türkiye nin performansından hiç söz etmemekte, görmezden gelmekte ve kaliteyi dikkate almayan bazı sayısal verilerle başarıyı ölçmeyi tercih etmektedirler. Türkiye 65 ülke arasında PISA da 44. sırada yer almaktadır (2012 OECD PISA Results in Focus What 15-year- old know and about what they can do with what they know). Son yıllarda Türkiye deki Yükseköğretimin bulunduğu durumu, küresel kuruluşların istatistikleri açıkça göstermektedir. Ülkenin genç nüfusu ve yükseköğretimdeki okullaşma oranlarının düşük olması hükümetleri yeni üniversitelerin kurulmasına yönlendirmektedir. Bu haklı gerekçe hazırlıksız olarak kurulan bu üniversiteleri sayısal açıdan problemi çözüyor gibi gösterse de sonuçta yeterli ve kaliteli öğretim üyesi, altyapısı olmayan bu yeni kuruluşlar kalite konusunda onarılamayacak sorunlar yaratmaktadır. Probleme sayısal büyüklük olarak bakılması sonucunda popülist yaklaşımlarla son 10 yıl içinde %121 büyüyen yükseköğretim sektörü mezun ettiği dünya standartlarından uzak diplomalı insanları nerede nasıl istihdam edeceğini bilememektedir. Yükseköğretimin uluslararası standartlara ulaşabilmesi için önce kaliteli insan kaynaklarına, sonra yeterli finans kaynaklarına sahip olması gerekirken Türkiye bu iki kaynağı da sağlayacak önlem- leri almak, liyakate dayalı sistemlere öncelik vermek yerine, çağın gerekleri ile bağdaşmayan politikalarla insan kaynaklarının kalite yönünde iyileştirilmesini ve dünyada yarışacak konuma getirilmesini geciktirmektedir. Türkiye de 2013 yılı itibariyle 71 i Vakıf Üniversitesi, 114 ü devlet üniversitesi olmak üzere 185 üniversite bulunmaktadır. Toplam yaklaşık 5.5 milyon öğrencinin % 6.4 ü vakıf üniversitelerinde, toplam öğrencilerin yaklaşık 1/3 ü Açık Öğretimde eğitimlerini sürdürmektedir. Burada sayıları hızla artan vakıf üniversitelerinin halen ve önümüzdeki yıllarda yeterli öğrenci çekmekte karşılaşacakları güçlükleri unutmamak gerekir. Toplam doktora öğrenci sayısı 55.120, toplam Yüksek Lisans öğrenci sayısı 176.000, toplam doktora derecesine sahip akademik personel 60.000 ve toplam akademik personel ise 133.000 dir (Çetinsaya, G., 2014). Türkiye Türkiye her yıl doktora derecesi alanların toplam sayısı itibariyle OECD sıralamasında sondan 4. sırada, her bin kişiye düşen doktora dereceli araştırmacı sıralamasında ise sondan 2. sırada yer almaktadır (OECD-KNOWINNO, 2013). Bütün bu göstergeler Türkiye nin eğitim alanında, özellikle yükseköğretimde ve araştırma-inovasyon alanlarında kapsamlı bir atılım yapması gerektiği gerçeğini ortaya koymaktadır. her yıl doktora derecesi alanların toplam sayısı itibariyle OECD sıralamasında sondan 4. sırada, her bin kişiye düşen doktora dereceli araştırmacı sıralamasında ise sondan 2. sırada yer almaktadır (OECD-KNOWINNO, 2013). Bütün bu göstergeler Türkiye nin eğitim alanında, özellikle yükseköğretimde ve araştırma-inovasyon alanlarında kapsamlı bir atılım yapması gerektiği gerçeğini ortaya koymaktadır. Avrupa Birliği istatistiklerine göre AB araştırma kaynaklarını kullanan ülke sıralamasında Türkiye ya sonuncu ya da sondan ikinci veya üçüncü olabilmektedir. Ülke içindeki araştırma kaynaklarının sınırlı olması, ayrıca bu kaynakların dağıtımında yaşanan sorunlar araştırma kültürünün yerleşme ve gelişmesine olanak vermemektedir. Bu nedenle uluslararası araştırma kaynaklarına ulaşmada da önemli sorunlar yaşanmaktadır. Türkiye öğretime (% 4.1 TR- %5.6 OECD), yükseköğretime (%1.0 TR- %1.6 OECD) ve araştırmaya (%0.86 TR- %2.40 OECD- %2.06 EU) (Source: Education at a Glance: OECD Indicators. Paris: OECD) yeterli finansal kaynak ayırmamakta, insan kaynaklarının kalitesini artıracak önemli değişimleri gerçekleştirme konusunda ciddi girişimlerde bulunmamakta ve girdiği bu çevirimden kurtulmak için çaba harcayamamaktadır. Türkiye de Yükseköğretimde öğrenci başına ayrılan finasal kaynaklar 1995 te 5241 USD iken 2011 yılında 9235 USD a yükselmiştir. OECD ortalaması 17.929 USD, EU ortalaması ise 13.572 USD dır. Ayrılan kaynakların dağılımında da performansa yönelik bir değerlendirme yapılamamakta ve kaynaklar bu nedenle verimli ve etkin bir biçimde kullanılamamaktadır. Türkiye de 1000 kişiye 3 araştırmacı düşerken OECD ortalaması 7.68, EU ortalaması 7.28, Kore de ise 11.92 dir. Türkiye de araştırmaya GSMH dan %0.86 pay ayrılırken bu oran OECD de %2.40, EU28 de %2.06, Kore de ise % 4.04 tür. Türkiye toplam yayın sıralamasında 2000 yılında dünyada 26.sıradan 2005 yılında 19. sıraya ve 2009 yılında 17. sıraya yükselmişken 2012 yılı itibariyle 20. sıraya gerilemiştir. Bunun da ötesinde 1995-2005 yıllarında toplam atıf sayısı 34.788 den 157.590 a çıkarken 2010 yılında bu değer 77.660 a, 2012 yılında ise 46.196 a gerilemiş bulunmaktadır (Çetinsaya, 2014). Yayınlarda sayısal yönden sıralamamız gerilerken kalite açısından daha da büyük kayıplara uğrandığı anlaşılmaktadır. Gerçeklerle yüzleşmeden kendimizi bazı sayılarla avutmanın son yıllarda nelere mal olduğunu uluslararası göstergeler gözler önüne sermektedir. Türkiye G20 de bulunmakla övünebilmek için yukarıda sıralanan alanlarda daha üst düzeyde performans göstermek durumundadır. Aksi halde altı boş bir G20 nin bizi G10 a taşıması, gerçekleşmesi olanaksız bir hayaldir. Bu durumda ülkemizdeki karar vericilerin gerçeklerle yüzleşerek kapsamlı, kısa ve uzun vadeli atılımları planlayarak gerçekleştirmeleri; yandaş değil liyakate dayalı sistemlerin uygulanmasına, kaliteli insan kaynaklarının kaybının engellenmesine ve yeniden devreye sokulmasına, yenilerinin yetişmesine, yerleşmesine ve sürdürülebilir gelişmelerin sağlanması için gerekli yasal, yapısal ve finansal reformların yapılmasına olanak sağlamaları zorunludur. itü vakfı dergisi 17

EĞİTİM DOSYASI Doç. Dr. Selçuk Şirin New York Üniversitesi Öğretim Üyesi Türkiye eğer katma değeri yüksek ekonomiye geçecekse bunun yolu muhakkak surette eğitimde reformdan geçiyor. Ancak eğitim sisteminde yapılacak tüm reformlar tek başına bir toplumu dönüştürmeye yetmez. Çünkü ileri teknoloji kullanmak sadece teknik bilgi gerektirmiyor. Bilgi ekonomisi aynı zamanda bilgiye bireylerin özgürce ulaşmasını ve insanların becerileriyle ortaya koyduğu katma değerin yasalarca güvence altına alınmasını gerektiriyor. Yani tahayyül özgürlüğü ve adil rekabet koşulları şart. PISA Ölçme Değerlendirme Programı Işığında Dünyada ve Türkiye de Durum Eğitim Sorunları ve Çözüm Önerileri Whatsapp, 53 kişinin kurduğu 5 yıllık küçük bir şirket ama bu şirket Türkiye nin Cumhuriyet tarihi boyunca ortaya çıkardığı en büyük dört şirketin pazar değerinden daha yüksek bir değere satıldı. Birkaç ay önce çocuklar için geliştirilen bir madencilik oyunu olan Minecraft 2,5 milyar dolara satıldı! Hesaplamaya korktum, zira bu oyun bizim Zonguldak madenlerinden daha kıymetli olabilir. Bir kamyon domatesin, şu an bu yazıyı okuduğunuz sırada basit bir bilgisayar ya da telefon kadar etmediğini hatırlatmaya gerek yok. Dünyada artık yeni bir ekonomi kuruluyor ve bizim bu pazarda yerimiz yok! Olsaydık, NASDAQ ta bir şirketimiz göstermelik de olsa işlem görürdü. Yunanistan ın 20 yi aşkın, İsrail in 70 i aşkın şirketi bu yüksek teknoloji pazarında at koştururken biz neden yokuz? Yukarıdaki sorunun cevabı PİSA testinde mevcut. PISA Nedir? OECD tarafından geliştirilen PISA uluslararası bir eğitim-değerlendirme sistemidir. Temel amacı, her bir ülkenin 15 yaş grubundaki gençleri ne denli iyi eğittiğini ortaya koymaktır. PİSA 3 yılda bir katılımcı ülkeleri ölçer. En son yapılan PISA ya, dünya ekonomisinin %90 ını temsil eden ülkeler katıldı. İşgücünün hızla küreselleştiği, üretimin çok coğrafyalı bir yapıya dönüştüğü 21. yüzyıl ekonomisinde bir ülkenin eğitim sistemi yalnızca ülke içi verilerle değerlendirilemez. Rekabetin küresel olduğu yeni yüzyılın performans standardının da küresel olması zorunludur. Bu ihtiyaçtan yola çıkarak, ekonominin itici gücünün nitelikli ve eğitimli işgücü olduğunun altını çizen Ekonomik İşbirliği ve KalkınmaTeşkilatı (OECD), eğitim sistemlerini değerlendirmek amacıyla uluslararası bir eğitim performans endeksi geliştirmiştir. Kısa adıyla PISA (The Programme for International Student Assessment) olarak anılan Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı eğitim çıktılarını, örneklem bazlı verilerle değerlendirmektedir. Günümüzde PISA en güvenilir uluslararası eğitim sistemleri performans değerlendirme indeksi olarak kabul edilmektedir. Spesifik olarak, PISA ile fen bilgisi, matematik ve okuma becerileri ölçülmektedir. PISA nın en önemli faydası, sonuçlar kamuoyuna açıklandığında tüm dünyada eğitimi bir numaralı gündem maddesi yapmasıdır. Karar vericiler, medya ve aileler, ülkelerindeki okulların öğrencileri modern dünyaya ne derece hazırladığı sorusuna PISA verileriyle yanıt ararlar. Türkiye nin PISA Karnesi İlk olarak 2000 yılında başlayan PISA ya Türkiye 2003 yılından beri katılmaktadır. 2000 yılında OECD ülkelerinin katılımıyla gerçekleştirilen PISA ya, son yıllarda OECD ülkelerinin yanısıra diğer pek çok 18 itü vakfı dergisi