SADECE AKILLILAR GÖ RÜ R Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 18 Eylül 2013 Sohbeti, Destur ey Şahı Merdan. Yaranınız size hayran. Kötü dünyaya bakan kötü olur. Niye kötü olasın? Sebep ne? Kötü dünyaya bakmak, insanı kötü yapar. Ne için kötü olalım? Buyur ey Şahı Merdan. Yaranınız size hayran. Sizin cevahir gibi olan sözleriniz bizim ruhlarımıza kuvvet versin. Zahiri kuvvet ruhaniyete bağlıdır zaten. Ruhaniyetimiz kuvvetli olduktan sonra zahirimiz hiçbir şey. Koca bir tayyare, alamet, içinde bu kadar yüz insan taşırmış. İşittiniz mi? Yürüten kuvvet, bu kadar bir motor derler ona. Muharrik, yürüten güç ondadır. Tayyarenin büyüklüğü değil, kuvvet oradadır. Buyurun ey yaran Şahı Merdan. Dinleyelim. Güzel fermanlarını, nasihatlarını Şahı Merdan'ın. Ol mübarek arslan, kalplerimize muhabbet doldursun. Muhabbet isteriz. Ashab-ı kiram efendilerimiz, bir gün de bir hurma bulan olurdu, olmayan da olurdu. Lakin arslan gibiydiler. Hoşgeldiniz meclisimize. Ey yaran, Şahı Merdan'ı sevenler. Şükürler olsun Cenabı Allah'a. Buyuruyor: Şükrediniz Cenabı Allah'a. Şükürler olsun. Buyur ey Şahı Merdan. Size dinleyelim. Yaranınız size hayran. Sözümüz diyor Şahı Merdan, Bi Bismillahi r-rahmani r-rahim'dir. Kuvvetimiz motor, motor derler ona.. Bismillahi r-rahmani r-rahim'dir, kuvvet veren bize. Hayvanlara ot, kemik yem olur, kuvvet olur. Lakin bize değil. Bize kuvvet asumandan, gökyüzünden inendir. Ona talip olunuz. Bu zamanın insanı, ruhaniyetlerini ihmal etmiş, cismani, yani hayvan sıfatlarını tatmin etmek için uğraşıyor. Başka hiç dertleri yok. Giyim, kuşam, yiyeyim, içeyim, yüz numara doldurayım. Diyelim, Bismillahi r-rahmani r-rahim. Yerler gökler sallanır, Bismillahi r-rahmani r-rahim dediği vakıtında. Aman ya Rabbi. Aman. Ya, ya. Süleyman Peygambere bir defa indi. Musa Peygambere bir defa indi, deniz açıldı. İbrahim Peygambere bir defa izin verildi. Nemrut'un ateşi söndü. Nuh (as)'a bir defa ihsan olundu, tufan onlara dokunmadı. Bil hazineyi, kuvveti bil. Buyur ey Şahı Merdan. Bizim bildiğimiz birşey yok. Sizin kuvvetiniz bize de yetişsin. Ey yaran Şahı Merdan. Ne güzel ahbaplarsınız. İnsanlara güzellik verildi ama bir soğuk güzellik vardır. Bir hakiki güzellikten vardır. Üns var insanda. Arslan kendi kıyafetinde güzeldir. Lakin üns yoktur. At, yapısı güzel, üns de vardır. İnsan, üns almak için gönderildi buraya, dünyaya. Üns kapısını açan, Bismillahi r-rahmani r-rahim. Allahu Akbar Allahu Akbar Allahu Akbar Subhan Allah wa l-hamdu Lillah wa la ilaha illallahu w'allahu akbar Allahu Akbar wa Lillahi l-hamd. Parmak kadar insan, ben büyüğüm, der. Ne büyüklüğü, sen de ne var? Dağlar, taşlar, bu kadar kıtalar, bu kadar deryalar varken sen parmak kadarsın. Niye büyüğüm dersin be? Al Qibriya'u Lillah, wa l-azamatu Lillah, wa l-haybatu Lillah, Allahu Akbar, de. www.saltanat.org Page 1
Hey, yanlış yola düşen ve düşürülen insanlar, insancıklar, insancıklar. Yazık. İnsancıksın. Kötü nefsin büyültür seni. Başına birşey koyar, omuzuna birşey atar, beline birşey bağlar, göğsüne bir sürü uydurma nişan takar. Bu seni büyültmez. Kişi, nefsini bilmek kadar irfan olmaz. İrfan dediği, yani ilmin sütün kaymağı oluyor gibi, irfan insanda olunca o irfan, ayna gibi seni gösterir. Nereye gitti? Şeye girecek, aynaya koyacaklar. Ne aynası be? Aynaya koyacaklar da baksınlar içerisinde ne var, ne yok. Ona merak eder... Kendi hakikatına dönüp bakmaya, aklına gelmez. Rahatsızlığı var. Gider bizim, bizim milletimiz ona ayna der. Aynaya gir diyor, gösterecek, karnında ne var, kursağında ne var? E, sen asıl hüviyetin, kimliğini gösterecek aynaya girsene. E, aynaya girersem diyor, bu zamanda kim aynaya girerse hayvan gibi görünüyor. Mehmet efendi. Aynaya girer. Bu, Şahı Merdan'ın aynasında hepsi hayvan gibi görünür. Onlara verilmiş olan zerafet, güzellik, heybet zayi olur. Ne görünür? Bir iskelet görünür. İskeletin üzerine bir forma giydirilmiş. Et ve kemik. İşte o insan. Bu insan. Ne faydası var? Kendisini göremedikten sonra. Ayna lazım. Buyur ey Şahı Merdan. İnsanlar aynaya giriyorum diyor, ne hastalığım varsa göreyim. İnsan, ben hastalığımı aramak için aynaya giriyorum der. E, senin bu vücudunun orasının burasının ağrıması bunu bilmek için aynaya girersin. Başka tarafın ağrımaz mı senin? Başka tarafında noksaniyetin yok mu yahu? He? Bir zamanın birisinde, iki hilebaz demişler ki biz, biz sanat uyduralım da, efendim bu kralları saralım. Ne yapmışlar, iki serseri.. Biz demiş, memlekete girerken eskiden kale kapılarına girilir de, kale kapılarında şeyler vardı, nöbetçiler. Sorarlar nerden geldin? Nereye gidersin? Ne işin var? Zanaatın nedir? Şanın nedir? Diye sordurur. Burdaki gibi e, uydurma pasaport yazıp da git demez. Anlar. Nedir senin zanaatın, da o adamlar demişler, Adamlar demişler, bize sorduklarında ne diyelim? Demişler ki biz diyelim ki biz dokumacılarız. Dokumacı bildin mi? Nesaj. Ne zanaatınız var? Biz nesajız. Dokumacıyız biz. E, ne dokursun be? İpek, altın, nedir? Bizim dokumacılığımız, acaip bir dokumadır. Biz, öyle bir zanaat biliriz ki, efendim dokuruz insanlar için, sonra o dokumadan insanlar kendilerini mesela dev aynasında görürler. Akıllı mıdır, sersem midir, onun ayarı bizdedir diyor. Bu suret ile aldatmışlar. Demişler, bu kumaşı giyeni efendim, herkes göremez. Bu sihir bizdedir diyor. Memleketin kralını bir kolanla kayış ile çıkarmışlar, her tarafı sallanır, ballanır. herifin. Ata da bindirmişler. Ama bunu akıllı olandan başka göremez. Dikkat edin ha! Ey padişahı bu memleketin, bak, adamlarını seçerken bak bu elbiseyi giydiğinde görürlerse seni tamamdır. Görmezlerse at. Padişahı palaska ile çıkarmışlar atın üstüne. Bir kolanla. Üstünde birşey yok. Çırılçıplak. Rezil etmişler kralı. Sen şimdi. www.saltanat.org Page 2
Şimdiki zanaat bütün dünyanın üzerinde olan mesele Mehmet efendi, kendimizi göstermek. Kadınlar zaten deli. Giyim kuşam delisi. Ona karşı erkekler de, efendim terzilerin elinde, onlar da maymun maskara olmuş. Onun gibi bugünkü dünyada insanlar, giyim kuşam derdinin dışında işleri yoktur. Bir gösteriş, yeme içme, kadın erkek, oynama oynaşma. Dünyanın hayatı buraya düşmüş. Bir de efendim, en yüksek gösteriş olsun diye kuvvet gösterisi yapıyorlar. Biz filanız, biz feltanız. Ha. Ya. Biz böyleyiz. Sonra, sonra ne olacaktır? O esvabları çıkardıktan sonra, o oturduğun kürsüden kalk aşağı in dedikleri vakıtta ne hale düşeceksin, onu düşünen yok. Bir büyüklük sevdası. Bu zamanın insanlarının hastalığı bu. Rusya'ya.. Yarı dünya onların elinde. Daha isterim diyor. Ne yapacan be, cebine sığar mı bu? Öbür kıtada başka adam. Yok dünya bizimdir, en büyük biziz. E, nedir büyüklüğün senin? Yetmiş kilo, seksen kilo. Bununla mı büyüklüğün, yoksa başka büyüklüğün nedir sendeki? E, biz başbakanız. Sen kimsin? O başbakan olduğunda ben de (...)bakan oluyorum diyor. Bakanlık var ya. Herkes onun arkasında. Büyüklük sevdası bugünkü insanlığı berbad etmiş, harap etmiş, dünyayı çılgın etmiştir. İşte kavga edecekleri şimdi, ne için? Bu memleket benimdir, yok senindir. Bunlar bunları öldürüyor, biz de onları öldürelim. E, bunun için yaratmadı Cenab-ı Hak. Tövbe ya Rabbi, tövbe estağfirullah. Buyur ey Şahı Merdan. Allahım, Allahım... Allah bu zafiyeti bizden alsın. Edeb. Kulluk edebi lazım bize. Kuluz diyeceğiz, kulluğa davet edeceğiz. Gökyüzünden yağmur yerine, kar yerine, dolu yerine inci de yağdırır Cenab-ı Hak. Altın da yağdırır Cenab-ı Hak. Taş da yağdırır! Ki vurduğunda tayyareyi de deler, içindekilerini de helak eder. Düşünmüyorlar, nedir yukardaki? Kimdir yukarıdaki? Buyur ey Şahı Merdan. Mutlak azametin sahibi olan Rabbul İzzeti düşünemiyorlar. Bu azamet kimdendir? Düşünemiyorlar. Biz kimiz? Düşünemiyorlar. Akılları fikirleri büyüklükte, gösterişte, yemede, içmede, efendim, boş davaların arkasında. İşi çok uzattık ama gereği vardı bunun, bunu söylemenin. Bir insan, bir tas çorba ile doyar. Al-hamdu Lillah der. Sahabe efendilerimiz bir hurma, yarım hurma da bulup şükür Mevla'ya derlerdi. Ferah ederlerdi. Şimdiki insanların boğazına bütün dünyayı lokma yapıp soksan Al-hamdu Lillah demez. Cehennem sıfatı var insanlarda. Cehennem kafirler içerisine atıldık sonra, hal min mazeed, daha yok mu derdi zebaniyelere. Bu zamanın insanı da cehennem ahalisini azaba memur olan melaikenin dediği gibi, hal min mazeed. Yok mu daha fazlası? İnsanlar, koca dünya.. Bütün insanları toplasan bir, bir kıtayı bırak bizim bu memleketimizi dolduramaz. Yan yana dursalar, dolduramazlar. Lakin hırsları büyük. Ve hırs, insanları insanlığından çıkaran şeytan kelbinin onlara öğrettiği en belalı tabiattır. Buyur ey Şahı Merdan. Yaranınız size hayran. Ehli irfan meclisinde aradım kıldım talep. İlim en geridedir illa edeb illa edeb. Okuyan çok. Lakin edeb öğrenen yok. Onun için, edeb öğrense ilk, buyur ey Şahı Merdanımız. Yaranınız size hayran. İnsanı nasıl göreceksin? www.saltanat.org Page 3
Bak. İnsanı, yeryüzündeki insanı Cenab-ı Hakk'ın temsilcisi gibi göreceksin. Filan yere temsilci gönderiyor diyor, Rus. Ya Amerikan.. Boyu ne kadar? İki metre. Sonra, azametine bakarsan, o var mı iki metre be? Bu bütün dünya kadar büyüklük taslayan adam. Bu büyük adam, iki metre değil bu. İnsanları helak eden işte bu. Edeb noksanlığı. Buyur ey Şahı Merdan. Bize bunları öğretecek muallimler gelsin. Kişi haddini bilmek kadar irfan olmaz. Herkes kendi kıyasını bildiği vakıt. İşte irfan, ilim irfan sahibi ol. Terbiyesiz bir dünyadır bu şimdiki dünya. Neden? İnsanlar terbiyesizdir. Kendilerinde olmayan şeyi iddia ediyorlar. Allah, onların kibrini kıracaktır. Birbirleri ile kıracak. Ya. Birbirleri ile kıracak. Ey insan, yeryüzünde sen hz. insansın. Hazretlik var. Ya. Hazretliğini gözet. Hazret olduğumuzu öğreten mektep yok. Mektepler Nemrut yetiştiriyor. Mektepler firavun yetiştiriyorlar. Mektepler Neron yetiştiriyorlar. Ne yapacan? Cebabire dolmuş dünya. Ben benim diyor. Dünyaya ben hükmedeceğim. Bir gün oturduğun kürsiden yere yıkıldığın vakıtında seni kim kaldırıp oturtacak oraya? Başına toplanacaklar, ne oldu diye. Kaldırıp kürsiden düşen adamı tekrar kürsiye oturtamayacaklar. Kürsi dediği vakıt, oturduğu sandalyesi. Oturamaz. Ne yapalım? Yatırtalım diyor. Sandalyede oturamayacak. Bilmem ne derisinden olacak diyor. Şeylerin, mebusların oturdukları kürsi adi şeyden değildir der. E, bre sen kimsin? Ne aran? Biz arslanız, arslan postunda otururuz. Yakıştı sana arslanlık. Şeytanın maskarası oldun. Sonra ben arslanım dersin. Şebeği gösterir sana. İşte arslan sensin, budur. Ama be, ben miyim bu acaba? Aha sensin. Acaip. Ne alametmişim ben. Bütün insanlara baş belası, baş cezası bu kendini görmek. Kendini birşey yerine saymak. Ben benim demek. Küçük dağları ben yarattım demek iddiasında bütün insanlar. Allah Allah. Hz. insanı şeytan maskara etmiş. Halbuki insan, hz. insandır. Kainatın en şerefli varlığı. Onu öğret kendilerine. Bu dünya elli dünya, yüz dünya kadar geniş olur. Inna ardi wasiatun. (29:56) Yer geniştir. Benim size misafirhane yaptığım dünya geniştir. Kavga etmeyin. Faiyyaya fa'budun. (29:56) Bana kulluk edin. Birbirinizi öldürmeye, yakmaya, yıkmaya.. Bu size yakışmaz ey insan. Siz gökyüzünün, yeryüzünün sahibi olan Allah'ın müstesna yarattığı kulsunuz. Biliniz haddinizi. Sizi birbirinizi öldürmeye göndermedi. Nerdesin Papa, söyle. Nerdesin din adamları söyleyin. Nerde müslümanların uleması söyle. Nerde müluk, bunları söyle. Dünya sulhu selamet olur. Allah bizi affeyler. Ol Habibine sonsuz salatu selam olsun. Bize nazar buyuran Ümmühan Sultanımıza da derecesi ali olsun. Bizi de muhkem kılsın dinimizde, imanımızda. Bir tanemiz dünyayı yıksın. Geliyor. Ey yaran Şahı Merdan. İlminize alem hayran. Ne güzel sözler söylersin, aklı olana. Ey Rabbımız. Ya muhawwilal hawli wal ahwal hawwil haalana ila ahsanil hal. www.saltanat.org Page 4
Ey Rabbım. Herşey senin elinde. Bizim halimizi bu kötü hallerden değiştirip iyi haller ile bize şeref libası giydir Allahımız. Şeref libası sana kulluktadır ya Rabbi. O kulluğun dışında şeref arayanlar, beş para kıymetleri yoktur. Dikkat et, uyuma. Dünyanın kazuratını.. Şeyler gelir, şimdi evvel zamanda herkes evlerinde abdesthane kuyusu yaparlardı. Orada idare eder giderdi. E, şimdi üç gün, dördüncü gün araba geliyor. Ne için gelir? Ortalık kokar, kazurat taşır. Be insanlar kazurat taşımayın. Temiz şey taşıyın. Temiz durun. Eskiden bir kuyu yetişiyordu insanlara. Şimdi haftada bir boyuna dolduruyorlar. İnsanların yaptıkları işte bu. Heveslendikleri bu. Daha fazla yiyelim, içelim, içine edelim. Tövbe ya Rabbi. Tövbe estağfirullah. Buyur ey Şahı Merdan. Sözleriniz aynı cevher. Yaranınız size hayran. Allahımız. Tövbe ya Rabbi. Utanıyoruz, utanıyoruz. Bize neler ikram eyledin. Ver kuvvet ya Rabbi. Şeytanı da, şeytanın ordularını da mahvedelim. La ilaha illallah Sayyidina Muhammadun Rasulullah sancağını taşıyalım. Fatiha. Video Link: http://saltanat.org/videopage.php?id=9137&name=2013-09-08_tr_sadeceakillilargorur.mp4 www.saltanat.org Page 5