01.07.2011 İÇİNDEKİLER AB, Türkiye deki Seçim Sonuçlarını Değerlendirdi AB Bakanlığı Kuruluyor Danimarka, Türkiye ye İhracat Büyükelçisi Atadı Hırvatistan AB İle Üyelik Müzakerelerini Tamamlıyor İzlanda Üyelik Müzakerelerine Başladı Bulgaristan Ve Romanya nın Schengen e Katılımı, 2012 ye Kaldı AB Dönem Başkanlığını Polonya Devraldı AB Liderler Zirvesi nde Ekonomi Masaya Yatırıldı Yunanistan Parlamentosu Kemer Sıkma Programını Onayladı AB, Dış Ticaret Tahminlerini Yayımladı AB-Japonya Serbest Ticaret Anlaşması Müzakereleri Başlıyor AB, 2011 İnovasyon Karnesini Açıkladı AB, KOBİ Elçileri Atıyor AB, Bulaşik Deterjanında Fosfatı Yasaklıyor SVHC leri Bildirim Zorunluluğu Başladı Elektrikli Ve Elektronik Cihazlara Güvenlik Kriterleri Bisfenollü Bebek Biberonlarına Dair Yasak Genişletildi Oyuncaklarda Güvenlik Artırılıyor
AB, TÜRKİYE DEKİ SEÇİM SONUÇLARINI DEĞERLENDİRDİ Türkiye de 12 Haziran günü gerçekleştirilen genel seçimlerde, Adalet ve Kalkınma Partisi nin ülke genelindeki oyların %49,9 unu alarak sandıktan birinci parti çıkması, AB yetkilileri tarafından, ülkenin reform süreci ve AB katılım sürecinde ilerleme kaydedilmesi açısından ümit verici olarak değerlendirildi. Başbakan Erdoğan ı ve partisini başarısı dolayısıyla tebrik eden yetkililer, Türkiye açısından, bu sonucun demokratik kurumların güçlendirilmesi ve modernleşmesi sürecinin devamı adına bir fırsat olduğunu belirtti. AB Başkanı Herman Van Rompuy, yeni hükümetin yenilenmiş bir kararlılık ve enerji ile müzakere sürecine devam etmesini ve öngörülen Anayasa değişikliğini kapsayıcı bir şekilde en kısa zamanda gerçekleştirmesini umduğunu dile getirirken; hukukun üstünlüğü, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı, ifade ve medyanın özgürlüğü gibi başlıca konularda reform sürecine hız verilmesi beklentisini ifade etti. Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Ria Oomen-Ruijten, hükümete ve tüm siyasi partilere AB süreci ve reformlar için uzlaşı çağrısında bulunurken; Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Helene Flautre ise, hazırlanacak olan yeni anayasada ifade özgürlüğü ve yerel yönetimlerin güçlendirilmesi gibi öncelikli konulara ağırlık verilmesi gerektiğini kaydetti. Öte yandan, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGIT) gözlemci heyeti, Türkiye'de seçimlerin iyi yönetildiğini; ancak ülkenin demokrasisi için özgürlüklerin geliştirilmesi gerektiğini belirtti. Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ın, Avrupa Parlamentosu, Avrupa Birliği Konseyi, Avrupa Komisyonu ile AB üyesi ülkelerde faaliyet gösteren ilgili tüm düşünce kuruluşları ve sivil toplum kuruluşlarına seçimin ardından gönderdiği mesajda ise; yeni kurulacak olan Avrupa Birliği Bakanlığı'nın AK Parti hükümetinin AB yolundaki kararlılığının güçlendiğinin bir göstergesi olduğu belirtilerek, hedefin 2013 yılı sonu itibariyle üyelik kriterlerini karşılamak olduğu kaydedildi. http://www.euractiv.com.tr/ab-ve-turkiye/article/hukumetten-abye-secim-mesaji-hedefimiz-2013-sonundauyelik-kriterlerini-karsilamak-019106 AB BAKANLIĞI KURULUYOR 60. hükümet tarafından, 8 Haziran da Resmi Gazete de yayınlanan bir kanun hükmünde kararname ile genel seçimlerin ardından Bakanlar Kurulu nun yeniden yapılandırılması kararı alındı. Bakanların sayısının azaltıldığı yeni düzenlemede, mevcut sekiz Devlet Bakanlığı kaldırılırken; altı yeni bakanlığın ihdas edilmesi suretiyle, sadece icracı bakanlıklardan oluşan bir kabine hedefleniyor. Bu çerçevede, 10 yıldan beri hizmet vermekte olan Avrupa Birliği Genel Sekreterliği de, Avrupa Birliği Bakanlığı olarak yeniden yapılandırılıyor. Yeni kurulan AB Bakanlığı nın Türkiye nin katılım ve reform süreci konusunda kararlılığına işaret ettiği belirtilirken; Bakanlığın görev ve sorumluluklarına köklü bir değişiklik getirilmiyor. Bir başka ifadeyle, AB Bakanlığı, Genel Sekreterliğin bugüne kadar yaptığı gibi, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğine hazırlanmasına ilişkin çalışmaların izlenmesi ve koordinasyonu ile üyelik sonrası çalışmaların koordinasyonunu yürütmekle sorumlu olacak. http://www.resmigazete.gov.tr/main.aspx?home=http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2011/06/20110608m1.htm&main=http: //www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2011/06/20110608m1.htm 2
DANİMARKA, TÜRKİYE YE İHRACAT BÜYÜKELÇİSİ ATADI Danimarka Dışişleri Bakanı Lene Espersen, Türkiye ile karşılıklı ticaret ve yatırımları arttırmak için Türkiye ye, özel ihracat büyükelçisi atadı. 1989-1993 yılları arasında Sanayi Bakanlığı ve ardından Enerji Bakanlığı ve birçok genel müdürlük görevlerinde bulunan Anne Birgitte Lundholt ın, özel ihracat büyükelçisi sıfatıyla, Türkiye-Danimarka arasında ticaretin ve karşılıklı yatırımların geliştirilmesinden sorumlu olacağı belirtildi. Yunanistan'da ekonominin çöktüğü bir dönemde, Türkiye yi Avrupa'da ekonomisi en hızlı büyüyen ülke olarak nitelendiren Espersen, Danimarkalı iş adamlarını Türkiye ye yatırım yapmaya davet ederken, Türklerin de Danimarka da yatırım yapmalarına olanak tanınması çağrısında bulundu. Vize konusunda Türk işadamlarına birçok kolaylık sağladıklarını belirten Danimarka Dışişleri Bakanı, Türklerin tüm AB ülkelerine vizesiz seyahat edebilmeleri için gerekli adımların atılması konusunda Türk meslektaşı Davutoğlu ile aynı görüşte olduğunu ifade etti. Anne Birgitte Lundholt ise, kendisinin daha önce Sanayi Bakanlığı ve Tekstil Sanayicileri Birliği'nin Genel Müdür Yardımcılığı görevlerinde bulunmasından dolayı, Türkiye ile özellikle tekstil alanında ticaretin arttırılması için önemli adımlar atmaya hazır olduklarını belirtti. Danimarka nın Türkiye ile birlikte Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin e de atadığı beş yeni ihracat büyükelçisi, Danimarka nın dış ülkelerde bulunan ticaret müşavirlerinin üzerinde bir yetki ile 2 yıl boyunca görev yapacaklar. Söz konusu ülkelerde hükümet üyeleri ve iş dünyası ile ilişkiler kurmakla görevlendirilen ihracat büyükelçilerinin, özel sektör kurumlarının düzenlediği seminerlere, yuvarlak masa toplantılarına ve konferanslara katılacakları; ekonomisi büyüyen ülkelerle iş yapan Danimarka firmalarıyla diyalog içinde olup, bu ülkelerle ticaret ve yatırım olanaklarını araştıracakları kaydedildi. http://www.euractiv.com.tr/ab-ve-turkiye/article/danimarka-turkiyeye-ihracat-buyukelcisi-atadi-vizesiz-seyahate-destekverdi-019264 HIRVATİSTAN AB İLE ÜYELİK MÜZAKERELERİNİ TAMAMLIYOR 23-24 Haziran tarihlerinde gerçekleşen AB Zirvesi nden, Hırvatistan ın katılım müzakerelerinin Haziran ayı içinde tamamlanması ve Katılım Antlaşması nın 2011 yılı sona ermeden imzalanması kararı çıktı. Öte yandan, üyelik müzakerelerinin tamamlanmasının ardından Hırvatistan ın Avrupa Komisyonu tarafından izlenmeye alınacağı yönündeki karar, tartışmalara neden oldu. Zirvede, Hırvatistan ın reformlara aynı kararlılıkla devam etmesi çağrısında bulunuldu. Türkiye ile aynı tarihte, yani 3 Ekim 2005 te üyelik müzakerelerine başlayan Hırvatistan ın üyelik tarihi için 2013 yılı ortası telaffuz ediliyor. Avrupa Komisyonu ile Hırvatistan arasında 6 Haziran da Balıkçılık faslının geçici olarak kapatılması ile müzakerelerde açılan 34 başlıktan 31 i kapanmış oldu. Geriye kalan dört başlığın (bütçe, rekabet, yargı ve diğer işler ) ise, Haziran ayı sonundaki Hükümetlerarası Konferans sonucunda resmen kapatılmasıyla birlikte, yeni dönem başkanı Polonya nın Hırvatistan ile imzalanacak Katılım Antlaşması nın nihai taslağını hazırlaması planlanıyor. Antlaşmanın Hırvatistan ın yanı sıra, 27 üye ülke ve Avrupa Parlamentosu tarafından da onaylanması gerekiyor. http://euobserver.com/15/32474 3
İZLANDA ÜYELİK MÜZAKERELERİNE BAŞLADI 27 Haziran itibariyle İzlanda ile AB arasında üyelik müzakereleri başladı. Aynı gün içinde dört başlık açıp, ikisini kapayarak, AB tarihinde bir rekora imza atan İzlanda nın, zaten Avrupa nın ortak ekonomi ve dolaşım alanlarına üye olmasından dolayı AB mevzuatının önemli bir kısmını halihazırda uygulaması, müzakerelerin daha kolay geçeceği yönündeki beklentileri güçlendiriyor. İzlanda nın hedefi ise, tüm müzakere başlıklarını bir yıl içinde açmak. Müzakerelerin sonuçlanmasının ardından üyeliğin referanduma götürülmesi öngörülüyor. Bununla birlikte, Hırvatistan ın Avrupa Birliği ile üyelik müzakerelerinde, balıkçılık politikası konusunda sorunlar yaşanması bekleniyor. Ekonomisi ağırlıklı olarak balıkçılığa dayanan ülkenin, balina avcılığı geleneğinden ve balıkçılık sektörünün kontrolünü AB ile paylaşmaya yanaşmak istememesinden dolayı bu alanda müzakerelerin kilitleneceği yönünde endişeler bulunuyor. AB ye katılıma uzun süredir direnmekte olan İzlanda, Ocak-Eylül 2008 döneminde para birimi Krona nın Euro karşısında %35 oranında değer kaybetmesi sonucunda, AB ye üyelik başvurusunda bulunmuştu. http://euobserver.com/9/32555 BULGARİSTAN VE ROMANYA NIN SCHENGEN E KATILIMI, 2012 YE KALDI AB İçişleri Bakanları nın 9 Haziran tarihinde Lüksemburg da gerçekleştirdikleri toplantıda Bulgaristan ve Romanya nın Schengen Bölgesi ne dahil edilmesi süreci masaya yatırıldı. Toplantıdan, olumlu bir sonuç çıkmazken, konunun Eylül ayında hazırlanacak olan İşbirliği ve Teyit Mekanizması raporunu takiben yeniden görüşülmesine karar verildi. Bulgaristan ve Romanya vatandaşlarının AB de serbest dolaşımına, yolsuzluk ve organize suç ile mücadele konusunda söz konusu iki ülkenin yetersiz oldukları gerekçesiyle, Finlandiya, Hollanda, Fransa ve Almanya gibi üye devletler tarafından karşı çıkılıyordu. Şubat ayında Bulgaristan ve Romanya için konuya ilişkin olarak hazırlanan raporlarda da kaydedilen bu durumun yanı sıra, yasa dışı göç nedeniyle Schengen bölgesinin genişlemesi de, AB kamuoyunda tepki yaratan bir durum. Öte yandan, Schengen veritabanındaki gizli bilgilerin, Bulgar mafyası tarafından ele geçirilmesi de endişe edilen konular arasında yer alıyor. Bazı üye ülkelerde 2011 ve 2012 yıllarında gerçekleştirilecek genel seçimler dikkate alındığında, gerekli teknik yükümlülükleri gerçekleştirmelerine rağmen Bulgaristan ve Romanya nın Schengen alanına katılımı yönündeki kararın, Mayıs 2012 den önce alınması olası görünmüyor. http://www.euractiv.com/en/future-eu/bulgaria-romania-denied-schengen-entry-news-505471 AB DÖNEM BAŞKANLIĞINI POLONYA DEVRALDI 2011 yılı başından itibaren AB Dönem Başkanlığı nı yürütmekte olan Macaristan, 1 Temmuz itibariyle altı aylık bir süre için başkanlığı Polonya ya devretti. Birliğin 2014-2020 bütçe dönemi görüşmelerine liderlik yapacak olan Polonya nın, üç önceliği bulunuyor: Avrupa da ekonomik büyümenin desteklenmesi, AB çapında enerji, gıda ve savunma alanlarında güvenliğin geliştirilmesi ve Avrupa nın dış dünyaya açılım politikalarının sürdürülmesi. Dönem Başkanlığı çerçevesinde, ekonomik alanda; İç Pazar ın güçlendirilmesi, AB nin küresel rekabet gücünün artırılması, elektronik ticaret piyasasının geliştirilmesi ve AB bütçesinin büyüme odaklı kullanılması 4
hedefleri yer alıyor. Avrupa düzeyinde sürdürülebilir ekonomik büyümeyi sağlamak üzere, 2013 sonrası için yeni çok-yıllı AB bütçesinin doğru şekilde kurgulanması gereğine işaret eden Varşova, yeni bütçeyi, Avrupa ya eski büyüme ivmesini kazandırmanın başlıca aracı olarak değerlendiriyor. 2014-2020 dönemini kapsayacak Çokyıllı Mali Çerçeve ye ilişkin resmi görüşmeleri yürütecek olan Polonya nın, bu süreçte karşılaşacağı en tartışmalı mesele ise; bütçenin halihazırda %44 ünü oluşturan tarım sübvansiyonlarına ayrılan pay. Varşova, Avrupa nın ekonomik büyümesinin candamarlarından olan KOBİ lerin iyileştirilmesi ve sermayeye erişimlerinin kolaylaştırılması amacıyla da bir takım girişimlerde bulunmayı öngörüyor. Enerji, gıda ve savunma alanlarında güvenliğin geliştirilmesi konusunda ise; Avrupa nın enerji politikasının güçlendirilmesi, Ortak Tarım Politikasında reform yapılması, dış sınırların güvenliğinin tesis edilmesi ve AB-NATO arasındaki işbirliği ve diyaloğun geliştirilmesi hedefleniyor. Ancak, Polonya nın NATO- AB ilişkilerini geliştirmesi için, Kıbrıs sorununun çözümünde de ilerleme kaydedilmesi gereği öne çıkıyor. Avrupa nın dış dünyaya açılım politikalarının sürdürülmesi hedefi çerçevesinde ise, genişleme politikalarının desteklenmesi öngörülüyor. Hırvatistan ın AB üyeliğine ve Türkiye nin katılım müzakerelerinin devamlılığına destek veren Polonya, dönem başkanlığı boyunca Türkiye ile sürdürülecek müzakereleri desteklemek için her fırsatın değerlendirileceğini belirtiyor. Ortak ticaret politikası konusunda en çok önemsenen mesele ise; Dünya Ticaret Örgütü bünyesindeki mevcut çoktaraflı ticaret müzakerelerini sürdürmek. Öte yandan; gümrük engellerinin kaldırılması ve ticaretin serbestleşmesi yönündeki girişimlere ilaveten, tarım sübvansiyonları, anti-damping düzenlemeleri, patent yasası ve fikri mülkiyet haklarının korunması da, ele alınacak konu başlıkları arasında bulunuyor. http://pl2011.eu/en/program_and_priorities AB LİDERLER ZİRVESİ NDE EKONOMİ MASAYA YATIRILDI AB Devlet ve Hükümet Başkanlarının 23-24 Haziran tarihleri arasında Brüksel de gerçekleştirdikleri Zirve de; ekonomi alanında önemli kararlar alındı. Altı aylık dönemler içinde üye ülkelerin bütçelerinin ve yapısal politikalarının gözden geçirilip tutarsızlıklarının giderilmesi ve ulusal ekonomiler arasındaki eşgüdümün artırılması amacıyla tasarlanan Avrupa Sömestri nin ilk döneminin tamamlanmış olduğuna karar verilerek, üye ülkelerin hazırladığı ulusal programlar üzerinden Avrupa Komisyonu nun yaptığı incelemeler değerlendirildi. Ayrıca üye ülkelerin, mali krizin etkilerini azaltmak üzere aldıkları önlemlerin uygunluğu da teyit edildi. Özellikle Ar&Ge, mesleki eğitim, istihdam, enerji verimliliği ve yoksullukla mücadele alanlarında daha kararlı adımlar atılması gerektiğine dikkat çekilen toplantıda, KOBİ ler üzerindeki mevcut idari külfetlerin azaltılması konusunda daha fazla çalışma yapılması kararlaştırıldı. Almanya nın inisiyatifiyle başlatılan ve katılımcı ülkelerin ekonomi politikalarını daha iyi koordine etmeleri halinde, 2013 sonrasında bu ülkelere kalıcı bir kurtarma planı uygulanmasına imkan tanıyan Euro-Plus Paktı ülkelerinin taahhütlerini sundukları Zirve sonucunda, söz konusu ülkelerin kaydettikleri gelişmenin, Komisyon tarafından değerlendirilerek, Mart 2012 tarihli AB zirvesine sunulmasına karar verildi. Ekonomik büyümenin hızlanması için Doha Kalkınma Görüşmeleri nin tamamlanmasına özel önem atfeden AB liderleri, Birliğin ticarette daha fazla serbestleşmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, İrlanda nın reform programını gerektiği gibi uyguladığına hükmedilirken, Portekiz de yeni kurulan hükümetin de reform programını uygulamaya istekli olduğu kaydedildi. Bu anlamda, genel olarak Euro alanının krizden çıkış konusunda olumlu ve sürdürülebilir bir ivme kaydettiğine, fiyat istikrarının büyük ölçüde sağlandığına karar verildi. Yunanistan ın, ağırlıklı gündem maddesini oluşturduğu zirvede, bu ülkenin uyum programını kararlı bir biçimde sürdürdüğü kaydedilerek, Yunanistan a desteğin sürdürülmesi ve Avrupa Merkez Bankası ve IMF ile ortak yürütülen reform programının Yunan Parlamentosu nda kabul edilmesi gereğine işaret edildi. Ayrıca, 5
Yunanistan ın uyguladığı mali programın temel unsurlarına bağlı kalmaları ve ortak hareket etmeleri konusunda Yunanistan daki tüm siyasi partilere çağrıda bulunuldu. Öte yandan, Zirve de alınan karar neticesinde, İtalya Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi, Avrupa Merkez Bankası nın gelecek dönemdeki Başkanı olarak seçildi. Görevini Jean-Claude Trichet den devralacak olan Mario Draghi, 1 Kasım 2011 31 Ekim 2019 tarihleri arasında görev yapacak. http://www.consilium.europa.eu/uedocs/cms_data/docs/pressdata/en/ec/123075.pdf YUNANİSTAN PARLAMENTOSU KEMER SIKMA PROGRAMINI ONAYLADI Euro Alanı Maliye Bakanları Toplantısı nda alınan karar neticesinde, borç batağındaki Yunanistan a 12 milyar luk bir sonraki kredi diliminin ödenmesi, ekonomik kemer sıkma programının Yunan Parlamentosu ndan geçmesi koşuluna bağlanmıştı. 29 Haziran da, Parlamento nun gerekli onayı vermesinin ardından, gözler AB- IMF tarafına çevrildi. Temmuz ayı içinde söz konusu kredi diliminin ödenmesine dair nihai karar verilecek. Almanya Yunanistan ın kurtarılmasını Eylül ayına ertelemek isterken; IMF ise böyle bir ertelemenin Yunanistan ı iflasa götürebileceğini ve borçlarını ödeyemez hale getireceğini savunuyor. Halihazırda Yunanistan da devletin, Alman bankalarının ardından en fazla Fransız bankalara borcu bulunuyor. Dolayısıyla, böyle bir gelişmenin, Euro Bölgesi ve dünya ekonomisine etkisinin de son derece büyük olması bekleniyor. Söz konusu kurtarma paketi ile 2014 yılı ortalarına kadar Yunanistan a bir önceki pakete göre bir sene daha fazla mali yardımda bulunulması öngörülüyor. Bununla birlikte, özel yatırımcıların pakete ne şekilde katkıda bulunacakları konusunda, henüz AB ülkeleri arasında bir uzlaşı söz konusu değil. Almanya nın başını çektiği bu ısrarın ardında, Yunanlıların, süreçte sorumsuz davrandığını düşünen kamuoyu tepkisi yatıyor. Yeni kurtarma paketi ile Yunanistan a getirilecek daha sıkı kurallar çerçevesinde, vergilerin artırılması, kamu sektöründeki maaşların düşürülmesi, sosyal harcamalarda kesinti yapılması, bazı kamu kuruluşlarının kapatılması veya birleştirilmesi, vergi kaçakçılığı ile mücadele edilmesi, savunma ve sağlık harcamalarında kısıntıya gidilmesi, kamu şirketlerinde tasarruf yapılması ve yerel yönetimlere verilen sübvansiyonlarda kesintide bulunulması söz konusu. Öte yandan, kemer sıkma yöntemleri uygulansa bile, ekonomik büyümenin yavaşlığından ötürü, yüksek miktardaki borçların ödenmesi halen uzak bir ihtimal olarak görülüyor. Papandreou hükümetinin, kemer sıkma programını yasalarla desteklemesi gerekiyor. AB liderleri ise, öncelikli olarak kapsamlı bir reform paketi, mali strateji ve özelleştirme konularında temel yasaların Yunan Parlamentosu ndan geçirilmesi gerektiğine dikkat çekiyorlar.. AB ve IMF, Yunanistan Hükümeti ile birlikte harcamaları kısıtlamak, özelleştirme programını gerçekleştirmek ve gelir düzeyini artırmak üzere uzun zamandır istişare halinde çalışıyor. Öte yandan, Avrupa Birliği içinde Euro kullanan ülkelerin oluşturduğu Eurogroup ise, Yunanistan mercilerinin geçtiğimiz yıl boyunca mali konsolidasyon alanında kaydettiği ilerlemeleri memnuniyetle karşılıyor. Yunanistan daki kemer sıkma yöntemleri ve yol açtığı şiddetli protestolar ise, Başbakan Papandreou nun kabinesini değiştirmesiyle neticelendi. Böylelikle, kamuoyundan büyük tepki toplayan Maliye Bakanı Yorgo Papakonstantinu yerine, ekonominin başına, Sosyalist PASOK partisinin en güçlü isimlerinden Savunma Bakanı Evangelos Venizelos getirildi. http://www.euractiv.com/en/euro-finance/eurozone-piles-pressure-greece-austerity-news-505761 6
AB, DIŞ TİCARET TAHMİNLERİNİ YAYIMLADI Euro bölgesinin dünyanın geri kalanıyla olan dış ticaret dengesi, ilk öngörülere göre, Nisan 2011 de 4,1 milyar Euro ticaret açığı vermiş bulunuyor. Bir önceki yılın aynı döneminde ise dış ticarette 0,7 milyar euro açık gösterilmişti. Nisan 2011 verilerinin bir önceki ayla kıyaslanması neticesinde, euro alanında mevsimsel olarak düzeltilmiş ihracatın %0,6, ithalatın ise %1,1 oranında arttığı kaydedilirken; AB-27 de aynı dönemle kıyaslandığında mevsimsel olarak düzeltilmiş ihracatın %0,8, ithalatın ise %0,1 oranında azaldığı görülüyor. Öte yandan, AB-27 de Nisan 2010 da verilen 12 milyar euro luk dış ticaret açığı karşısında, Nisan 2011 de 15,9 milyar euro dış ticaret açığı tespit edildi. Enerji kaynaklı dış ticaret açığına bakıldığında ise, Ocak-Mart 2011 tarihlerinde söz konusu açığın 92,2 milyar euro ile önemli oranda yükseldiği görülüyor. Bir önceki yılın aynı döneminde söz konusu açık; 69,3 milyar euro düzeyinde idi. Diğer yandan, AB nin mamül ürünler kaynaklı dış ticaret fazlasının da aynı dönemde 50 milyar euro artış gösterdiği kaydediliyor. Geçtiğimiz yılın aynı döneminde ise, söz konusu fazla, 35 milyar euro düzeyindeydi. AB-27 nin ticaretinin, Ocak-Mart 2011 döneminde, bir önceki yılın aynı dönemiyle kıyaslandığında artış gösterdiği görülüyor. Bu anlamda, en yüksek artış Türkiye ye olan ihracatta belirlenirken (%47), Türkiye nin ardından %40 ile Rusya, %30 ile Çin, %30 ile Güney Kore geliyor. En çok ithalat yapılan ülkeler sıralamasında ise %33 ile Rusya, %28 ile Norveç, %28 ile Brezilya ve %27 ile Hindistan öne çıkıyor. AB-27 nin; Ocak-Mart 2011 döneminde bir yıl öncesinin aynı dönemiyle kıyaslandığında ABD, Türkiye ve İsviçre ile ticaret fazlasının; buna karşın aynı dönemde Çin, Rusya, Norveç ve Japonya ile ticaret açığının arttığı kaydediliyor. Üye ülkelerin toplam ticareti göz önünde bulundurulduğunda ise, Ocak-Mart 2011 arasında en yüksek ticaret fazlası Almanya, ardından Hollanda ve İrlanda tarafından kaydedilmiş bulunuyor. Aynı dönemde Fransa, İtalya, İspanya, Yunanistan ve Portekiz de ise, en yüksek ticaret açığının saptandığı belirtiliyor. http://europa.eu/rapid/pressreleasesaction.do?reference=stat/11/88&format=html&aged=0&language=en&guilanguage=e n AB-JAPONYA SERBEST TİCARET ANLAŞMASI MÜZAKERELERİ BAŞLIYOR 28 Mayıs 2011 tarihinde Brüksel de yirmincisi gerçekleşen AB-Japonya Zirvesi nde serbest ticaret anlaşması müzakereleri için gerekli hazırlıkları başlatma kararı alındı. Japonya yı Avrupa ile serbest ticaret anlaşması (STA) sürecini hızlandırmaya iten faktörlerin başında ise; Aralık ayında ülkenin en güçlü rakiplerinden olan Güney Kore ile AB arasında imzalanan STA yer alıyor. Önümüzdeki altı aylık dönemde başlatılacak olan teknik çalışmalar sonucu, AB-Japonya STA sının kapsamı belirlenecek. Bu süre dahilinde, Japonya nın da 2011 yılı sonuna dek tarife-dışı engellerini kaldırması ve kamu alımları piyasasını serbestleştirmesi talep ediliyor. AB, müzakere sürecinin devamlılığını, bu iki koşulun karşılanmasına bağlıyor. Öte yandan, Japonya nın ham ve işlenmiş tarım ürünleri, spor ve deri ayakkabılarda uyguladığı yüksek gümrük tarifeleri, Avrupa iş dünyası açısından endişe kaynağı olmaya devam ediyor. Bu süreçte söz konusu tarifelerin de düşürülmesi, Japonya ya iletilen talepler arasında yer alıyor. Ayrıca, Japonya, yabancı yatırıma en az açık OECD üyesi olmayı (GSYİH sının %3 ünden düşük) sürdürüyor. Japonya ise, Avrupa dan özellikle elektronik, yedek parça ve otomotiv sektörlerinde imtiyaz elde etmek istiyor. Bununla birlikte, olası bir anlaşmanın en güçlü muhaliflerinin başında Avrupa otomotiv sektörü geliyor; keza sektör, AB nin Japonya ile 7
STA ya koşulsuz bir yeşil ışık yakmamasını isteyerek, müzakerelerde ödün vermeyen bir duruş sergilemesinden yana. Japonya, halihazırda AB nin altıncı ticari ortağı. Bununla birlikte, AB nin Japonya dan ithalatı yıldan yıla düşüyor. 2000 ve 2010 yılları arasında %30 luk bir düşüş kaydeden ithalat hacmine ek olarak, AB nin Japonya ya yönelik doğrudan yabancı yatırımlarında da son yıllarda (2007 yılında 5,5 milyar Euro iken, 2010 yılında 4 milyar Euro) gözle görülür bir düşüş eğilimi söz konusu. http://www.euractiv.com/en/global-europe/eu-japan-kick-protracted-trade-talks-news-505223 AB, 2011 İNOVASYON KARNESİNİ AÇIKLADI Avrupa Komisyonu, 2020 yılına kadar akıllı, sürdürülebilir, rekabetçi ve kapsayıcı bir büyüme düzeyine erişmesini amaçlayan Avrupa 2020 Stratejisi kapsamında hazırladığı 2011 İnovasyon Birliği Rekabetçilik Raporu nu 9 Haziran 2011 de açıkladı. Rapor, 27 üye ülkenin yanı sıra, aralarında Türkiye nin de bulunduğu 6 ortak ülkenin inovasyon performanslarını, ulusal araştırma ve inovasyon sistemlerinin zayıf ve güçlü yönlerini, rekabetçiliğe olan katkılarını mercek altına alıyor. Rapor; AB nin halihazırda doğru inovasyon politikaları benimsediğini belirtirken, inovasyon alanındaki çabaları, salt bir ekonomik zorunluluk olarak değil, aynı zamanda sürdürülebilir büyüme açısından da önemli bir katkı olarak değerlendiriyor. Avrupa nın kamu ve özel sektördeki Ar&Ge faaliyetlerine daha fazla ve daha zekice yatırımda bulunması gerektiğin vurgulayan Rapor da, söz konusu faaliyetlerin orta vadede büyümeyi güçlendirmenin yanı sıra, kriz dönemlerinde de koruyucu bir etki doğurduğu belirtiliyor. Rapor un bir diğer önemli tespiti de, inovasyon sürecinde bilginin piyasa ürün ve hizmetlerine dönüşümünün AB çapında yeterince gelişmemiş olması. Bunun için, fikri mülkiyet alanının geliştirilmesi, ilgili düzenleyici koşulların güçlendirilmesi gibi öneriler getiriliyor. Rapor da Türkiye nin inovasyon alanındaki rekabetçiliği de mercek altına alınıyor. 2000-2009 yılları arasında, Ar&Ge ye yapılan Gayrisafi Yurtiçi Harcama nın, yıllık ortalama %10,1 lik bir artış kaydettiği belirtilirken; bunun Avrupa çapında en yüksek dördüncü artış oranı olduğuna dikkat çekiliyor. Türkiye nin Ar&Ge yoğunluğunun AB ortalamasının oldukça altında olmasına karşın olumlu bir gelişim sürecinde olduğu belirtilirken; özel sektör Ar&Ge harcamalarının artış kaydettiği vurgulanıyor. Yedinci Çerçeve Programı na dair 2011 Mart ayı rakamlarına da değinilen Rapor da, aday ülkeler arasında en fazla başvuruda bulunan ve en fazla AB katkısı talep eden ülkenin Türkiye olduğu; ancak Türkiye nin başvurulardaki başarı oranının (%16,2), diğer aday ülkelerden (%17,9) düşük olduğu kaydediliyor. Bu çerçevede, Yedinci Çerçeve Programı nda Türkiye nin en çok Almanya, İtalya ve İngiltere ile ortaklıklar kurduğuna da dikkat çekiliyor. http://ec.europa.eu/research/innovation-union/index_en.cfm?section=competitiveness-report&year=2011 AB, KOBİ ELÇİLERİ ATIYOR Avrupa Komisyonu, küçük ve orta ölçekli işletmelerin haklarını ve çıkarlarını korumak amacıyla üye ülkelere KOBİ Elçileri atanması yönünde bir karar aldı. AB düzeyindeki KOBİ elçisi olarak ise, Avrupa Komisyonu İşletmeler ve Endüstri Genel Müdür Yardımcısı Daniel Calleja Crespo belirlendi. 8
Üye ülkelere atanacak KOBİ Elçileri, AB nin KOBİ lerle ilgili mevzuatının doğru ve etkin uygulanmasının denetiminden sorumlu tutulacak. Ayrıca; ulusal, bölgesel ve yerel düzeylerde uygulanan politikaların işletmedostu olmaları için de çalışacak olan elçilerden, küçük işletmelere de kendi iş alanlarında yeni istihdam olanakları yaratmada yardımcı olmaları bekleniyor. KOBİ Elçileri, ayrıca benimsedikleri politikalarla KOBİ ler üzerinde doğrudan etki doğuran kamu kuruluşları nezdinde de çalışmalar yürütecek ve KOBİ lerin kendilerini ilgilendiren yasal değişiklikler karşısında hazırlıklı olmalarını sağlayacak. Bay ve Bayan KOBİ olarak adlandırılan elçiler, AB genelinde faaliyet gösteren KOBİ temsilcisi kuruluşlarla da istişare içinde olacak. Avrupa da sayıları 23 milyona ulaşan KOBİ ler, AB çapında iş hacminin %98 lik bir bölümüne karşılık geliyor. KOBİ lerle ilgili politikasını bir süredir gözden geçiren AB, söz konusu işletmeler açısından daha uygun bir ortam yaratılmasını, iş kurulumunun kolaylaştırılmasını ve pazara erişimin iyileştirilip rekabet gücünün artırılmasını hedefliyor. Bu çerçevede, KOBİ lere finansman desteği, spesifik kredi teminatları, ödeme erteleme gibi çözümler uygulanıyor. Ayrıca, üye devletler nezdinde de şirket kurulum süresi ve maliyetini azaltmak üzere bir süredir çeşitli tedbirler alınıyor. Bu çerçevede, 2007 yılında AB de şirket kurulum bedeli 485 euro, süresi ise 12 gün iken; 2010 yılında 7 güne ve 399 euro ya indirilmiş bulunuyor. http://ec.europa.eu/enterprise/newsroom/cf/itemlongdetail.cfm?item_id=5162&lang=en&tpa=0&displaytype=news AB, BULAŞIK DETERJANINDA FOSFATI YASAKLIYOR Avrupa Parlamentosu üyeleri, gerek su kalitesini gerek suda yaşayan canlıların durumlarını iyileştirmek amacıyla, çamaşır deterjanlarına daha önceden getirilmiş olan fosfat kullanım yasağını, ev-içi kullanıma yönelik otomatik bulaşık makinesi deterjanlarını kapsayacak şekilde genişletmesi için Avrupa Komisyonu na çağrıda bulundu. Çamaşır makinesi deterjanları için 1 Ocak 2013 ten itibaren uygulanacak olan fosfat yasağının, 2015 ten itibaren bulaşık makinelerine de uygulanması öngörülüyor. Halihazırda bulaşık makinesi deterjanlarında fosfata alternatif olacak uygun teknik ve ekonomik seçenekler bulunmadığından ötürü, Komisyonun, bulaşık makinelerinde hem fosfatsız, hem de yüksek performanslı deterjan geliştirilmesi için endüstriyi teşvik edeceği kaydedildi. Deterjanlar; tarım ve kanalizasyon suyundan sonra, yüzey sularına fosfat karışmasında etkili olan en büyük üçüncü kaynak olarak gösterilirken; fosfatın en fazla kullanıldığı alan deterjan sektörü. Fosfat, nehir veya göl sularına karıştığında, diğer deniz canlılarının oksijen almasını engelleyerek onları öldüren çok fazla sayıda yosun oluşumuna neden oluyor. Halihazırda deterjanlarda fosfat kullanımına alternatif çözümler bulunsa da, bu çözümlerin ne ölçüde etkin olduğu henüz netleşmiş değil. Kimi AB ülkelerinde bu alanda ulusal düzeyde kısıtlamalar öngörülürken, kimi AB ülkelerinde ise, konu gönüllülük esasına göre düzenleniyor. Bu durum ise, Tuna nehri ve Baltık denizi gibi bazı alanlardaki su kalitesinin bozulmasına neden oluyor. Teklif konusundaki genel oylamanın Kasım ayında gerçekleşmesi planlanıyor. http://www.europarl.europa.eu/en/headlines/content/20110610sto21210/html/ban-on-phosphates-in-dishwasher-detergentswill-improve-water-quality SVHC LERİ BİLDİRİM ZORUNLULUĞU BAŞLADI 1 Haziran 2011 itibariyle, Yüksek Önem Arz Eden Maddeler (SVHC) içeren eşyaları üreten ve ithal eden tarafların, Avrupa Kimyasallar Ajansı na, söz konusu maddelerin varlığı konusunda bildirimde bulunmaları 9
gerekiyor. Bu kapsamda değerlendirilen eşyalar arasında; oyuncaklar, giysiler, arabalar ve elektronik teçhizat bulunuyor. AB nin kimyasallar politikasına ilişkin REACH Tüzüğü kapsamındaki bu yükümlülükle; endüstrinin, yetkili mercilerin ve vatandaşların, günlük kullanılan eşyalarda yüksek önem arz eden riskli maddelerin bulunup bulunmadığına, dolayısıyla bu eşyaların kanser veya üreme sorunları gibi etkiler doğurup doğurmayacağına dair daha iyi bilgilendirilmeleri hedefleniyor. Halihazırda SVHC ler, REACH Aday Listesi nde sıralanıyor ve 20 Haziran 2011 itibariyle toplam 53 maddenin yer aldığı söz konusu liste düzenli olarak güncelleniyor. Listenin her güncellenmesi sonrasında ise, eşyalarında yeni listelenen SVHC lerin bulunduğunu bildirmeleri için şirketlere altı aylık bir süre tanınıyor. Kütlesinin %0,1 inin üzerinde bir yoğunlukta olup, Aday Liste de yer alan maddeleri içeren eşyalar hakkında şirketlerin tüketicilerini de bilgilendirmeleri ve bu eşyanın güvenilir kullanımını sağlayacak yeterli bilgiyi aktarmaları gerekiyor. http://echa.europa.eu/news/pr/201106/pr_11_15_svhc_candidate_list_en.asp ELEKTRİKLİ VE ELEKTRONİK CİHAZLARA GÜVENLİK KRİTERLERİ AB çapında ürün güvenliğini artırma hedefi doğrultusunda; 2003 yılında kabul edilen, elektrikli ve elektronik cihazların üretiminde tehlikeli maddelerin kullanımıyla ilgili direktifini güncelleyen AB, böylelikle, mobil telefonlar, buzdolapları, elektronik oyuncaklar gibi elektrikli aletlerin üretimlerinde tehlikeli kimyasallar ve diğer tehlikeli maddelerin kullanımını yasakladı. Değişikliklerin, 18 ay içerisinde üye ülkelerin iç hukuklarına aktarılıp uygulanmaları öngörülüyor. Civa ve kadmiyum gibi tehlikeli maddelerin elektrikli ve elektronik cihazlarda kullanımına getirilen yasağın kapsamı, bu revizyon ile birlikte genişletildi ve daha fazla sayıda tehlikeli madde yasak kapsamına alındı. Yasaklar artık sadece elektrikli ve elektronik aletleri değil, bu aletlerin kablo ve yedek parçalarını da kapsıyor. Öte yandan, yasaklanan maddelerin bazıları için (endüstriyel denetim cihazlarında altı yıl, bazı tıbbi denetim cihazlarında ise üç yıl) belli geçiş dönemleri getiriliyor. Güneş enerjisi üreten paneller yasak kapsamına alınmazken, enerji tasarruflu ampuller de geçici bir süre için kapsam dışı bırakılıyor. http://www.consilium.europa.eu/uedocs/cms_data/docs/pressdata/en/envir/122249.pdf BİSFENOLLÜ BEBEK BİBERONLAARINA DAİR YASAK GENİŞLETİLDİ Bebeklerin gelişimini ve bağışıklık sistemini olumsuz etkilediği gerekçesiyle, plastikten yapılmış bebek biberonlarının üretiminde Bisfenol-A (BPA) maddesinin kullanımına getirilen ithalat ve piyasaya sürme yasağı, 1 Haziran itibariyle uygulanmaya başlandı. Söz konusu biberonlara dair üretim yasağı, 1 Mart 2011 de başlamış olup, geçen süre içinde ilgili şirketler, içinde BPA bulunan biberonları gönüllülük esasına göre piyasadan geri çekmekteydi. Her ne kadar, BPA konusunda Avrupa Gıda Güvenliği Ajansı EFSA dan görüş talep eden Komisyon a iletilen bilimsel raporda, BPA nın günlük olarak vücut ağırlığı başına 0,05 mg/kg ı geçmemesi kaydıyla güvenli olduğu belirtilse de, BPA nın çocuklar üzerinde gelişme, bağışıklık ve tümör büyümesinde olası etkilerine dair halen birtakım endişeler söz konusu. 10
Öte yandan, Bisfenol A, AB ile paralel olarak Türkiye'de de yasaklandı. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, kanserojen olabileceği şüphesiyle, biberon gibi bebek beslenmesinde kullanılan polikarbonat madde ve malzemelerin üretiminde Bisfenol A'nın kullanımını yasakladı. Bir ay içerisinde gerekli düzenlemeleri yapmayan iş yerleri ve satış yerlerinin faaliyetine izin verilmeyecek. Uygulama, Türk Gıda Kodeksi Gıda Maddeleri ile Temasta Bulunan Plastik Madde ve Malzemeler Tebliği nde yaptığı değişikliğin Resmi Gazete de yayımlanmasıyla (Tebliğ No: 2011/29) yürürlüğe girdi. http://www.euractiv.com.tr/gida-ve-saglik/article/bisfenol-a-ab-ile-paralel-olarak-turkiyede-de-yasaklandi- 019097 OYUNCAKLARDA GÜVENLİK ARTIRILIYOR Oyuncak Güvenliğine ilişkin AB Direktifi (2009/48/EC), 20 Temmuz 2011 tarihinde yürürlüğe giriyor. AB de satışa sunulan oyuncaklarda kimyasal madde kullanımında en yüksek seviyede güvenlik şartlarının yerine getirilmesini talep eden ve bu yönde tüketicilere güvence verilmesini öngören düzenleme, AB piyasasına sürülen oyuncakların uyması gereken güvenlik koşullarını belirliyor. Ürünlerin teknik özellikleri ise, AB düzeyinde standart koyucu kurumlar tarafından tespit ediliyor. Oyuncak üreticileri, ithalatçıları ve dağıtıcılarının uymaları gereken kurallar ise, şu şekilde belirtiliyor: AB dahilinde piyasaya sürülen tüm oyuncakların, temel güvenlik koşullarına uyumunu belirleyen CE işaretini taşımaları ve ancak bu şekilde Avrupa Ekonomik Alanı nda serbest dolaşım hakkından yararlanmaları; Üreticilerin CE işaretini almadan önce, gerekli güvenlik ve uyumluluk değerlendirmelerini yapmaları; Ürünlerde kullanılan kimyasalların bilgisini içeren ayrıntılı teknik belgelerin hazırlanması; Üreticilerin uyumluluk değerlendirmesi yapıp yapmadıklarının, bizzat ithalatçılar tarafından teyit edilmesi; Direktif in öngördüğü güvenlik gereklerine uygun olmayan oyuncak üreticileri, ithalatçıları ve dağıtıcılarının üye ülkeler tarafından gerekli cezai müeyyidelere tabi tutulmaları; Üye ülkelerin ilgili piyasa denetim yükümlülüğünü yerine getirmeleri. http://europa.eu/rapid/pressreleasesaction.do?reference=memo/11/448&format=html&aged=0&language=en&guilanguage =en 11