RİSK ETMENLERİ - I. Hedefler. İşyerindeki sağlığı ve güvenliği olumsuz etkileyen risk etmenleri hakkında bilgi sahibi olmak.

Benzer belgeler
Morötesi ışınlar (ultraviole ışınlar); güneş ışını içerisinde bulunduğu gibi yapay olarak da meydana getirilir ve x-ışınlarına göre dalga boyları

Tanım ve Türleri

TİTREŞİM. Mekanik bir sistemdeki salınım hareketlerini tanımlayan bir terimdir.

Gürültü, sesler. İstenmeyen. Kulağa hoş gelmeyen. Rahatsız eden

RADYASYON. İşyerlerinde radyasyonun kullanılmasını ve denetlemesini «Türkiye Atom Enerjisi Kurumu» yapar.

İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ EĞİTİMİ G Ü R Ü L T Ü

FİZİKSEL ETKENLER. 1 GÜRÜLTÜ 2 TİTREŞİM 3 TERMAL KONFOR FAKTÖRLERİ 4 İYONİZAN ve NONİYONİZAN RADYASYON 5 BASINÇ

İşyeri ortamlarında, çalışanların sağlığını. ve güvenliğini korumak amacıyla yapılan bilimsel çalışmaların tümü diye tanımlanabilir.

C, Konvektif ısı yüküdür. Isı enerjisinin hava yoluyla yayılması sonucunda meydana gelir. Ortam ısısı, cilt ısısından fazla ise cilt ısısı artacak,

Termal konfor deyimi; genel olarak bir işyerinde çalışanların büyük çoğunluğunun sıcaklık, nem, hava akımı gibi iklim koşulları açısından gerek

ORMANCILIK İŞ BİLGİSİ. Hazırlayan Doç. Dr. Habip EROĞLU Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi

1- Aşağıdakilerden hangisi Aşındırıcı sembolüdür? a. b. c. d. CEVAP: D. 2- Aşağıdakilerden hangisi Yanıcı sembolüdür? a. b. c. d.

İşyerinde oluşan hastalığa neden olan, sağlık ve

Fiziksel Risk Etmenleri

FİZİKSEL RİSK ETMENLERİ

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI'


GÜNEŞİN ELEKTROMANYETİK SPEKTRUMU

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

FİZİKSEL ETKENLER. 1 GÜRÜLTÜ 2 TİTREŞİM 3 TERMAL KONFOR FAKTÖRLERİ 4 İYONİZAN ve NONİYONİZAN RADYASYON 5 BASINÇ

3- KİMYASAL ELEMENTLER VE FONKSİYONLARI

İşyerlerinde çalışanlarımızın sağlığını olumsuz yönde tehdit eden, üretimi etkileyen ve İşletmeye zarar veren toz, gaz, duman, buhar, sis, gürültü,

SİVAS VOTORANTİM ÇİMENTO FABRİKASI ÇALIŞANLARINDA TİTREŞİM MARUZİYETİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

SES DALGALARı Dalgalar genel olarak, mekanik ve elektromanyetik dalgalar olmak üzere iki ana gruba ayrılır. Elektromanyetik dalgalar, yayılmak için bi

ÜNİTE 3 İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ İÇİNDEKİLER. Yaşar EDE HEDEFLER FİZİKSEL RİSK ETMENLERİ

Kulağın anatomik yapısı ÇEVRE FAKTÖRLERĐNĐN. iş yerinde çevre faktörleri. klima aydınlatma gürültü mekanik titreşimler ve zararlı maddeler

İşyerlerinde çalışanlar açısından büyük risklere neden olabilecek fiziksel etmenler şunlardır;

10. SINIF KONU ANLATIMLI. 3. ÜNİTE: DALGALAR 3. Konu SES DALGALARI ETKİNLİK ve TEST ÇÖZÜMLERİ

FİZİKSEL RİSK ETMENLERİ

Büyük Patlama ve Evrenin Oluşumu. Test 1 in Çözümleri

e-posta: ve

Bugün dünyamız çok kolay kirlenecek kadar küçük, çok zor temizlenecek kadar büyüktür.

RADYASYON VE RADYASYONDAN KORUNMA

Çalışma hayatında en çok karşılaşılan soru işyerinden patlama tehlikesi olup olmadığı yönündedir. Bu sorunun cevabı, yapılacak risk

İşyerlerinde çalışanlar açısından büyük risklere neden olabilecek fiziksel etmenler şunlardır;

12. SINIF KONU ANLATIMLI

ÇEV 455 Tehlikeli Atık Yönetimi. Tehlikeli Kabul Edilen Atıkların Özellikleri Atık Yönetimi Yönetmeliği EK-III A

Dünya nüfusunun her geçen yıl artması, insanları beslenme, giyinme ve barınma gibi temel ihtiyaçlarını gidermek için değişik yollar aramaya

Yukarıdakilerden hangisi ya da hangileri çalışanlara yönelik iş sağlığı ve güvenliği ile yakından ilgilidir?

Yukarıdakilerden hangisi ya da hangileri çalışanlara yönelik iş sağlığı ve güvenliği ile yakından ilgilidir?

1. Gürültü 2. Gürültünün tanımı, türleri ve kaynakları: Gürültü genel olarak, istenmeyen ve rahatsız eden ses olarak tanımlanır. Endüstrideki gürültü

Elektromanyetik Dalgalar. Test 1 in Çözümleri

Ek-5 TEHLİKELİ MADDE VE MÜSTAHZARLARA İLİŞKİN ÖZEL RİSK İBARELERİ. Şok, sürtünme, alev ve diğer tutuşturucu kaynakları ile temasında patlama riski.

GENEL RİSK DEĞERLENDİRMESİ ÖRNEK FORMU

MADEN İŞKOLUNDA MESLEK HASTALIKLARI

FİZİKSEL RİSK ETMENLERİ

Kimyasal Maddeler. Tehlikeli Kimyasal Maddeler. Patlayıcı, alevlenebilir, kanserojen, tahriş edici v.b gibi maddeler

Fiziksel Risk Etkenlerinde Eğitim. Dr. Alper Keskin Koç Üniversitesi İşyeri Hekimi

Doz Birimleri. SI birim sisteminde doz birimi Gray dir.

İl Çevre ve Orman Müdürlüğü ile Birlikte Şehrin Gürültü Haritasının Çıkarılması

ZONGULDAK HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ Çevre ve Çalışan Sağlığı Şube Müdürlüğü 1

Yıldızlara gidemeyiz; sadece onlardan gelen ışınımı teleskopların yardımıyla gözleyebilir ve çözümleyebiliriz.

ÇEVRE KORUMA GÜRÜLTÜ. Öğr.Gör.Halil YAMAK

7.Hafta: Risk ve Risk Analizi. DYA 114 Çevre Koruma. BÜRO YÖNETİMİ ve YÖNETİCİ ASİSTANLIĞI PROGRAMI Yrd.Doç.Dr. Sefa KOCABAŞ

Dr. İLKER BOZDAĞ (İŞYERİ HEKİMİ)

12. SINIF KONU ANLATIMLI

Halil CANTÜRK İbrahim Halil NURDAĞ. Yıldız Teknik Üniversitesi Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Mühendisliği Bölümü

Kaynak: Forum Media Yayıncılık; İş Sağlığı ve Güvenliği için Eğitim Seti

Doç.Dr.Gülbiye Y. YAŞAR, Dr.Emirali KARADOĞAN

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

3 )Peroksitlerle deney yapılırken aşağıdakilerden hangisi yapılmamalıdır?

T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü. Ses ve Gürültü

ÇALIŞMA ORTAMI GÖZETİMİ

FİZİKSEL RİSK ETMENLERİ PART 1 GÜRÜLTÜ DÜZENLEMELERİ YAPAN FAKİZE KOVACIOĞLU HANIMA EMEKLERİNDEN DOLAYI TEŞEKKÜR EDERİM.

Soru-1 Gürültü Yönetmeliğine göre Gürültü Maruziyet sınır değerleri aşağıdakilerden hangisidir? a) 80 b) 85 c) 87 d) 90

İlimizde özellikle 1993 yılında zaman zaman ciddi boyutlara ulaşan hava kirliliği nedeniyle bir dizi önlemler alınmıştır. Bu çalışmaların başında;

Nötronlar kinetik enerjilerine göre aşağıdaki gibi sınıflandırılırlar

1) Katı ve sıvı maddelerin ısıyı iletme yeteneklerini kullanarak diğer katı veya sıvı cisimlere teması ile ısıyı iletmesine ne ad verilir?

Çalışma Ofislerinde Ortam Ölçüm Değerlerinin İncelenmesi: Uşak Üniversitesi SKS Ofisleri Örneği

Termal Konfor. Kadir KADİROĞULLARI İSG Uzmanı - Fizikçi. Kasım, 2018

Ünite. Dalgalar. 1. Ses Dalgaları 2. Yay Dalgaları 3. Su Dalgaları

Fotovoltaik Teknoloji

SES YALITIMI UYGULAMALARI

GÜRÜLTÜ VE TİTREŞİMİN İNSAN ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

Bilal ELÇİ tarafından düzenlenmiştir.

Coğrafya X-Robots-Tag: otherbot: noindex, nofollow

Ses Dalgaları. Test 1 in Çözümleri

Ses Dalgaları Testlerinin Çözümleri. Test 1 in Çözümleri

9- RADYASYONUN ETKİ MEKANİZMALARI 9.1- RADYASYONUN İNDİREKT (DOLAYLI) ETKİSİ

a) Gurultu b) Titreşim c) Tozuma

GÖRSEL OLMAYAN DUYU SİSTEMLERİ

Radyasyon, Radyoaktivite, Doz, Birimler ve Tanımlar. Dr. Halil DEMİREL

PATLAMADAN KORUNMA DOKÜMANI - (İşyerinin Unvanı Yazılacaktır) -

SESİN MADDEYLE ETKİLEŞİMİ

İŞ HİJYENİ ÖLÇÜMLERİ. Hüsamettin ÇOBAN ÇEDFEM

MESLEK HASTALIKLARI ve SEBEPLERİ

GÜRÜLTÜDEN KORUNMA YOLLARI VE SES YUTUCU MALZEMELER NAGİHAN KESTEK ASİYENUR KESKİN PINAR ESKİN

6- RADYASYON KAYNAKLARI VE DOZU

TEHLİKELİ MADDE VE MÜSTAHZARLARIN ETİKETLENMESİNDE KULLANILACAK TEHLİKE SEMBOL VE İŞARETLERİ

FTR 331 Ergonomi. Gürültü ve Titreşim. yrd. doç. dr. emin ulaş erdem

Malzeme Bilgisi Prof. Dr. Akgün ALSARAN. Temel kavramlar Atomsal yapı

Kapalı Alanlarda Çalışmalarda Güvenlik

SPORTİF DALIŞ VE ETKİLERİ HYPERBARIA

2- Bileşim 3- Güneş İç Yapısı a) Çekirdek

RADYOAKTİVİTE Radyoaktivite (Radyoaktiflik / Işınetkinlik)

Amaç Öğrenme Hedefleri. Amaç & Öğrenme Hedefleri

MADDENİN YAPISI VE ÖZELLİKLERİ ATOM

TİTREŞİM; Mekanik bir sistemdeki salınım hareketlerini tanımlayan bir terimdir.

Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği tarih ve sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

TARIMSAL YAPILAR. Prof. Dr. Metin OLGUN. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü

Transkript:

RİSK ETMENLERİ - I Hedefler İşyerindeki sağlığı ve güvenliği olumsuz etkileyen risk etmenleri hakkında bilgi sahibi olmak.

2 Adapazarı Meslek Yüksekokulu Modülleri İçindekiler FİZİKSEL RİSK ETMENLERİ Gürültü Titreşim Radyasyon Basınç Termal Konfor KİMYASAL RİSK ETMENLERİ Tanımlar Kimyasalların Vücuda Giriş Yolları Kimyasal Madde Etkileşimleri Kimyasal Riskler

RİSK ETMENLERİ - I 3 FİZİKSEL RİSK ETMENLERİ GÜRÜLTÜ Çağımızın en önemli endüstriyel ve çevre sorunlarından biri olarak karşımıza çıkan ve yeterli önlemler alınmadığı zaman insanlara zarar veren fiziksel etkenlerden birisidir. Bazı gürültüler insanların işitme sağlığını ve algılamasını olumsuz yönde etkilemekte, fizyolojik ve psikolojik dengesini bozmakta, iş verimini azaltmaktadır. Gürültü genel olarak, istenmeyen ve rahatsız eden sesler olarak tanımlanır. Endüstrideki gürültü ise; işyerlerinde çalışanların üzerinde fizyolojik ve psikolojik etkiler bırakan ve iş verimini olumsuz yönde etkileyen sesler olarak tanımlanabilir. ILO ya göre gürültü; İşitme kaybına yol açan, sağlığa zararlı olan veya başka tehlikeleri ortaya çıkaran bütün seslerdir. Gürültüyü meydana getiren sesi fiziksel olarak tanımlamak gerekirse; Ses, maddeden oluşan bir ortamda (katı, sıvı ve gaz) moleküllerin sıkışıp genleşmesinden meydana gelen ve madde içinde yayılabilen bir titreşim olayıdır, bir enerji biçimidir. Ses, titreşen bir maddenin, bu titreşimlerinin maddenin içinde bulunduğu ortam molekülleri tarafından kulağa kadar gelen ve kulak tarafından algılanan bir olgudur. Diğer bir deyişle; Ses, dalgalar halinde yayılan bir enerjidir. Sesin oluşması için bir titreşim hareketi gerekli olup, bu hareketin yayılması için de hava, su gibi akustik bir ortam şarttır. Ses, dalgalar halinde yayıldığı için akustik ortamda basınç değişikliğine neden olur. Örneğin havada yayılan ses, atmosferik basınçta değişiklik yaratır. Bu değişim miktarı ses basıncı olarak isimlendirilir. Sesin Dalga boyu (λ) (cm) Arka arkaya gelen iki sinüs tepe noktası arasındaki toplam uzaklık. Sesin Periyodu (t)(sn) Bir dalga boyu için geçen zaman. Sesin Frekansı (f)(1/sn hertz - hz) Birim zamandaki dalga sayısıdır. Uzun dalgalar düşük frekansa, kısa dalgalar yüksek frekansa sahiptir.

4 Adapazarı Meslek Yüksekokulu Modülleri Sesin Hızı (m/sn) Sesin hava ve su gibi değişik ortamlarda birim zamanda aldığı yola sesin hızı denir. Sesin hızı yayıldığı ortamın sıcaklığına ve yoğunluğuna bağlıdır. Ses Basıncı (newton/cm²) Sıkışma ve genleşme arasındaki basınç farkına ses basıncı denir. Sesin Gücü (w) Ses kaynağından bir metre (1m) uzaklıktaki ses basıncına sesin gücü denir. Sesin Yoğunluğu (w/m²) Ses gücünün belirlenmiş birim zamanda birim alana düşen miktarına sesin yoğunluğu denir. İşitilebilen en düşük ses yoğunluğuna işitme eşiği denir. Ses Yoğunluk Düzeyi (bell- db) Birim alandaki ses şiddetinin logaritmik olarak ifadesi. Sesin şiddeti Sesin yoğunluk düzeylerine sesin şiddeti denir. Aynı sürede daha çok dalga üreten ses kaynağının frekansı daha fazladır. Kulağımız için yüksek frekanslı (ince- tiz) sesler, alçak frekanslı (kalın- pes) seslerden daha zararlıdır. Genliği derin olan ses, şiddetlidir. Gürültüyü meydana getiren sesleri Subsonik Sesler, İşitilebilen Sesler ve Ultrasonik Sesler olarak üç türde tanımlamak mümkündür. Subsonik sesler; frekansı 20 Hz.'den düşük olan sesler, İşitilebilen sesler; yaklaşık olarak, frekansı 20 Hz. ile 20 khz. arasında olan sesler, Ultrasonik sesler; frekansı 20 khz.'den daha yüksek olan seslerdir. Titreşen her cisim bir ses kaynağıdır. Endüstride gürültü kaynakları; dövme, perçinleme, çakma makineleri ile kesici, ezici ve biçim verici makineler; pompaların, kompresörlerin, türbinlerin, vantilatörlerin, jet motorlarının ve vanaların sıvı ve gaz itici etkileri; fırın ve motorların ateşleme gürültüleri; transformatör ve dinamoların yarattığı manyetik sesler; çevirici dişli, motor ve makinelerden gelen titreşim ve sürtünme sesleridir. Gürültünün İnsan Üzerindeki Etkileri Fizyolojik Etkiler: Geçici veya sürekli işitme bozuklukları, kan basıncının artması, dolaşım bozuklukları, solunumda hızlanma, kalp atışlarında yavaşlama ve ani refleksler.

RİSK ETMENLERİ - I 5 Psikolojik Etkiler: Davranış bozuklukları, aşırı sinirlilik ve stresler, Performans Etkileri: İş veriminin düşmesi, konsantrasyon bozukluğu, hareketlerin yavaşlaması. Gürültüye maruz kalma süresi ve gürültünün şiddeti, insana vereceği zararı etkiler. Endüstri alanında yapılan araştırmalar göstermiştir ki; işyeri gürültüsü azaltıldığında işin zorluğu azalmakta aynı zamanda iş kazaları da azalmaktadır, buna karşın iş verimi ve iş kalitesi ise yükselmektedir. Endüstride, meslek hastalıklarının %10'u, gürültü sonucu meydana gelen işitme kayıpları oluşturmaktadır. Meslek hastalıklarının pek çoğu tedavi edilebildiği halde, gürültüden ileri gelen akustik işitme kayıplarının tedavisi yapılamamaktadır. Gürültüye Karşı Alınacak Teknik Önlemler 1) Gürültü Kaynağında Alınması Gereken Önlemler a) Kullanılan makinelerin, gürültü düzeyi düşük makineler ile değiştirilmesi b) Yapılması sırasında çük gürültülü olan bir işlemin, daha az gürültü çıkaran bir yöntemle yapılması c) Gürültü kaynağının ayrı bir bölmeye alınması 2) Gürültülü Ortamda Alınması Gerken Önlemler a) Makinelerin yerleştirildiği zeminde, gürültüye ve titreşime karşı yeterli önlemleri almak b) Gürültü kaynağı ile gürültüye maruz kalan kişi arasına gürültüyü önleyici engel yerleştirmek c) Gürültü kaynağı ile gürültüye maruz kalan kişi arasındaki uzaklığı arttırmak d) Sesin geçebileceği ve yansıyabileceği duvar, tavan, taban gibi yerleri ses emici malzeme ile kaplamak 3) Gürültünün Etkisinde Bulunan Kişide Alınması Gereken Önlemler a) Gürültüye maruz kalan kişinin, sese karşı iyi izole edilmiş bir bölme içine alınması b) Gürültülü ortamdaki çalışma süresinin kısaltılması c) Gürültüye karşı etkin kişisel koruyucular kullanmak

6 Adapazarı Meslek Yüksekokulu Modülleri Gürültüye Karşı Alınacak Tıbbi Önlemler 1. Gürültülü işlerde çalışacakların, işe girişlerinde odyogramları alınmalı ve sağlıklı olanlar çalıştırılmalıdır. İş kazalarına karşı, kesin denilebilecek, yeteri kadar önlem alınabiliniyorsa, gürültülü işlerde doğuştan sağır ve dilsizlerin çalıştırılmasıda düşünülebilir. 2. Gürültülü işlerde çalışanlarda, gürültü şiddeti ve gürültüden etkilenmeler dikkate alınarak uygun aralıklarla kulak odyogramları alınmalı ve işitme kaybı görülenlerde gerekli tedbirler alınmalıdır. Günlük Gürültü Maruziyet Düzeyi (LEX, 8h) Sekiz saatlik iş günü için, anlık darbeli gürültünün de dahil olduğu bütün gürültü maruziyet düzeylerinin zaman ağırlıklı ortalaması olarak ifade edilir. Maruziyet Sınır Değeri En Yüksek Maruziyet Etkin Değeri En Düşük Maruziyet Etkin Değeri LEX, 8h = 87 db LEX, 8h = 85 db LEX, 8h = 80 db TİTREŞİM ( VİBRASYON ) Titreşim; Mekanik bir sistemdeki salınım hareketlerini tanımlayan bir terimdir. Bir başka ifade ile potansiyel enerjinin kinetik enerjiye, kinetik enerjinin potansiyel enerjiye dönüşmesi olayıdır. Titreşimin özelliğini, frekansı, şiddeti ve yönü belirlemektedir. Endüstride birçok titreşim kaynağı vardır. Titreşim, araç- gereç ve makinelerin çalışırken oluşturdukları salınım hareketleri sonucu meydana gelir. Çalışmakta olan ve iyi dengelenmemiş araç ve gereçler genellikle titreşim oluştururlar. Titreşimi, insan sağlığı üzerindeki etkisi bakımından iki fiziksel büyüklüğü ile tanımlamak mümkündür. Bunlar; Titreşimin frekansı ve titreşimin şiddetidir. Titreşimin frekansı: Birim zamandaki titreşim sayısına titreşimin frekansı denir. Birimi Hertz dir (Hz).

RİSK ETMENLERİ - I 7 Titreşimin Şiddeti: Titreşimin oluştuğu ortamda titreşimden ileri gelen enerjinin hareket yönüne dikey, birim alanda, birim zamandaki akım gücüne, titreşimin şiddeti denir. Birimi (W/cm 2 ) dir. Endüstrideki titreşim kaynaklarının başlıcaları; genellikle el ve el parmakları ile kollara ulaşan titreşimleri oluşturan titreşim kaynaklarıdır. Bunlar, taş kırma makineleri, kömür ve madencilikte kullanılan pnömatik çekiçler, ormancılıkta kullanılan taşınabilir testereler, parlatma ve rende makineleridir. Bu araçlar, dönerek, vurarak veya hem dönerek hem de vurarak titreşirler. Tüm vücudu etkileyen titreşim kaynaklarıda, traktör ve kamyon kullanımı, dokuma tezgâhları, yol yapım, bakım ve onarım makineleri ile özellikle çelik konstrüksiyonlu yapılarda titreşime sebep olan makine ve tezgâhlardır. Titreşim düzgün (sinüzoidal) ve tek frekanslı olabileceği gibi, kompleks frekanslı rasgele bir tipte de olabilir. İnsanlar, 1 Hz ile 1000Hz arasındaki titreşimleri algılarlar. Titreşimin İnsan Üzerindeki Etkileri Titreşim insan üzerinde Fizyolojik, Psikolojik ve Patolojik etkiler göstermektedir. İnsanlar düşük frekanslı titreşimleri sarsıntı şeklinde, yüksek frekanslı titreşimleri ise karıncalanma veya yanma şeklinde hissederler. Çok düşük frekanslı titreşimin etkileri (f<2hz): At, otomobil, uçak, gemi gibi araçlarla seyahat sırasında merkezi sinir sistemi şikâyetleri meydana gelebilir. Bulantı, kusma, soğuk terleme olabilir. Seyahat bitince belirtiler belli bir süre sonra ortadan kalkar. Düşük frekanslı titreşimin etkileri (2 Hz<f<30): Klinik belirtiler genel olarak titreşimli el aleti kullanan işçilerde, elde dolaşım bozuklukları, hipersentivite ve daha sonra uyuşukluk şeklinde olur. Maruziyet sürerse omuz başlarında ağrı, yorgunluk soğuğa karşı hassasiyet artması olur. Parmaklarda 8-10 0 C ısıya kısa süre maruziyet ile beyazlaşma olur.

8 Adapazarı Meslek Yüksekokulu Modülleri Ön kol ve omuz kaslarında ağrılar görülebilir. Bütün vücudu titreşime maruz kalan bazı işçilerde disk kayması denilen bel ağrıları olabilir. Fonksiyon bozukluğu olarak zamanın uzaması, uyku bozuklukları, baş ağrısı ve yorgunluk görülebilir. Titreşimden Korunma Titreşimin etkisinden korunmak için teknik ve tıbbi önlemlerin yanında eğitiminde önemi büyüktür. Titreşimden korunmada teknik olarak alınacak önlemlerin temel hedefi, titreşimi kaynağında azaltmaya yönelik olmalıdır. Bunun yanında genellikle makine dizaynı sırasında titreşimi azaltacak zeminler yapmak ve titreşimi az olan makineler satın almak, kullanılan makinelerin bakımlarını zamanında yapmak, vuran ve titreşen kısımlara izolasyon uygulamakta bu hedefe ulaşmamıza yardımcı olur. Tıbbi korunmada ise, işe giriş muayenelerinde sinir sistemi kalp, damar ve sindirim sistemleri sağlam olan genç işçilerin seçilmesine dikkat edilmelidir. Periyodik muayenelerde titreşimin etkilerinin klinik muayeneler uygulanarak aranması, el, bilek ve dirsek eklemlerinin dikkatle muayene edilmesi gerekir. Titreşimden korunmanın bir yolu da eğitimdir. İşyerinde titreşime maruz kalan kişiler ve yöneticiler, titreşimin neden olduğu risklere ve rahatsızlıklara karşı eğitilmelidir. Ayrıca, titreşimin olumsuz etkileri görülen işçilerin değiştirilmesi yoluna gidilmelidir. Çalışma (etkilenme) süresinde kısıtlama yapılması veya çalışma süresince daha sık dinlenme araları verilmesi, titreşimden etkilenmede uygun bir korunma yöntemi olacaktır. RADYASYON Radyasyon Latince bir kelime olup dilimizde ışıma olarak kullanılır. Atomlar, Güneş ve diğer yıldızlardan yayılan enerjiye radyasyon enerji denir.

RİSK ETMENLERİ - I 9 Radyasyon enerji ya dalga biçiminde ya da parçacık modeli ile yayılırlar. Işık ışınları, ısı, x- ışınları, radyoaktif maddelerin saldığı ışınlar ve evrenden gelen kozmik ışınların hepsi birer radyasyon biçimidir. Bazı radyasyonlar çok küçük parçacıklardan, bazıları da dalgalardan oluşur. Radyo aktif maddelerin saldığı alfa ve beta ışınları ile yıldızlardan savrulan kozmik ışınlar parçacık biçiminde yayılan radyasyonlardır. Dalga biçimindeki radyasyona en iyi örnek elektromanyetik dalgalardır. Gamma ışınları, x- ışınları, morötesi (ultraviyole) ışınlar, görünür ışık, kızılötesi (enfraruj) ışınlar, radarlarda kullanılan mikrodalgalar ve radyo dalgaları elektromanyetik radyasyon biçimleridir. Bunlardan yalnızca ikisinin varlığını bir ölçü aygıtı kullanmaksızın belirleyebiliriz. İnsan gözünün algılayabildiği görünür ışık ve etkisini ısı olarak hissettiğimiz uzun dalga boylu kızılötesi radyasyondur. Radyo dalgalarının varlığı radyo alıcılarıyla, diğer radyasyonların varlığı da çeşitli yöntemlerle belirlenebilir. Radyasyonu meydana getiren parçacıklar veya elektromanyetik dalgalar ses dalgalarından farklı olarak boşlukta yol alabilir ve saniyede 300.000 km. gibi çok büyük bir hızla yayılırlar. Tanecik özellikli olanlar; Alfa ışınları, Beta ışınları, nötron ve proton ışınları ile kozmik ışınlardır. Bu ışınlar bir ortamdan geçerken ortamla etkileşerek doğrudan veya dolaylı olarak iyon çiftleri oluştururlar, bu nedenle bu ışınlara iyonize ışınlar da denir. İşyerlerinde radyasyonun kullanılması ve denetlenmesi Türkiye Atom Kurumu tarafından yapılır. Alfa Işınları Helyum atomunun pozitif yüklü çekirdeğidir. Yapay olarak meydana getirildiği gibi teknolojinin gereği olarak istenmediği halde yan ürün olarak (Elektron tüplerinde olduğu gibi) ortaya çıkabilir. Beta Işınları Negatif yüklü hızlı elektronlardır. Yapay olarak izotop elde etmekte hızlandırılmış elektronlar kullanılır. Elektron tüplerinde de katottan anoda elektron akışı vardır. Bu elektronların bir kısmı anoda gitmeyip yön değiştirerek açığa çıkabilirler.

10 Adapazarı Meslek Yüksekokulu Modülleri Nötron Işınları Atom çekirdeğinde bulunan yüksüz parçacıklar olup önemli ve özellikleri olan bir radyasyon tipidir. Nükleer çekirdek bölünmesi ve reaksiyonları sırasında meydana gelirler. Proton Işınları Atom çekirdeğinde bulunan ve pozitif elektron yüklü partiküllerdir. Bu ışın da nükleer çekirdek bölünmesi reaksiyonları sırasında meydana gelirler. Gama Işınları Hızlı temel parçacıklardan oluşan kozmik ışınlardan sonra en kısa dalga boyundaki radyasyonlar gamma ışınlarıdır. Gamma ışınları hem uranyum ve radyum gibi doğal radyoaktif maddelerin parçalanmaları sırasında hem de bir nükleer reaktörde yada bir atom bombası patlatıldığında atom çekirdeklerinin parçalanmasıyla meydana gelir. Gamma ışınlarının dalga boyları 0,0001nm- 0,001nm arasındadır. X Işınları Röntgen cihazlarında meydana gelen ışınlardır. X- ışınlarının dalga boyları gamma ışınlarının dalga boylarına göre 100 kat daha büyüktür. X- ışınlarının dalga boyları 0,001nm- 100nm arasında değişir. Morötesi Işınlar (Ultraviole Işınlar) Güneş ışını içerisinde bulunduğu gibi yapay olarak da meydana getirilir ve x- ışınlarına göre dalga boyları daha uzundur. Morötesi ışınların dalga boyları 1nm- 1000nm arasındadır. Görünür Işık Dalga boyu 400nm nin altında olan mor ışıktan yaklaşık 740nm dalga boyundaki kırmızı ışığa kadar uzanır. Görünür ışık, güneş ışığı içerisinde bulunduğu gibi yapay olarak da meydana getirilebilir. Kızılötesi Işınlar (Infrared Işınlar) Dalga boyları yaklaşık 740nm ile 100.000nm arasındadır. Yapay olarak elde edilebildiği gibi güneş ışınlarının içinde de bulunur. Güneş ışınlarındaki ısı kızıl ötesi ışınlardan kaynaklanır. Radyo Dalgaları Kızılötesi ışınların ötesindeki bölgede, dalga boyları daha uzun olan bütün radyo dalgaları yer alır. Bu ışınların dalga boyları birkaç milimetreden 1 km ye kadar uzanır. Radar sistemlerinde dalga boyları 3 cm ile 25 cm arasındaki mikrodalgalardan yararlanılır. Mikrodalga fırınlarda kullanılan ışınların dalga boyları genellikle 12 cm dolayındadır. Televizyon yayınlarında ise, 1 km ya da daha uzun olan radyo dalgaları kullanılır.

RİSK ETMENLERİ - I 11 Radyasyonun İnsan Üzerindeki Etkileri Radyasyon vücuda yüksek dozda girdiğinde insan sağlığı için zararlıdır; bütün dokulardan kolayca geçerek derine işleyen ışınlar ise en tehlikeli olanlarıdır. Alfa ışınları, ağır parçacıklar olup çok uzağa gidemezler. Havada yaklaşık 5 cm lik mesafedeki bir kağıt tabakasını veya alüminyum levhayı geçemezler. Bu nedenle çevreden gelebilecek alfa ışınları önemli bir tehlike yaratmazlar. Ancak, kaynağından çıktıklarında hücreler üzerinde çok zararlı etkiye sahiptirler. Solundukları veya yutuldukları takdirde zararlıdırlar. Beta ışınları, madde içine fazla nüfuz etmezler. Bu ışınlar, cilt üzerinde yanık etkisi meydana getirirler ve adale içine birkaç milimetre mesafeye kadar etki ederler. Beta ışınlarının yutulması ve solunması ise, tehlikeli olabilir. Nötron ışınları, oldukça tehlikelidir. Vücudun derinliklerine girebilirler. Doku hücrelerinin, atom çekirdekleri içersine nüfuz edebilirler. Bu nedenle dokulara zarar verirler. Proton ışınları da vücudun derinliklerine girebilir ve dokulara hafif derecede nüfuz edebilir. Bu nedenle vücuda zararlıdırlar. Gamma ışınları nitelik bakımından x- ışınlarına benzerler. Bu ışınlar canlılar için zararlıdır. Dokulara derinliğine girerler ve tahrip ederler. Tıpta urları yok etmekte, araç ve gereçlerin mikroplardan arındırılması gibi yararlı işlerde de kullanılır. X- ışınları, vücuda derinlemesine kolayca girebilir ve dokulara nüfuz ederek tahrip edici etki gösterir. X- ışını tıpta iç organların incelenmesinde ya da bir kemikte kırık olup olmadığının araştırılmasında çok sık kullanılır. İyonize ışınların biyolojik tesirleri çok çeşitlidir. Dışarıdan gelebilecek ışınların zararları, ışının cinsine, enerji miktarına ve etkiye maruz kalan yere bağlı olarak değişir. Radyoaktif maddelerin vücuda girmesi ve bazı organlara yerleşmesi neticesinde ise organizma iç radyasyona maruz kalabilir.

12 Adapazarı Meslek Yüksekokulu Modülleri Bu tür ışınlar deri, troid ve kan yapıcı organlar başta olmak üzere diğer bütün organlar üzerinde olumsuz etkilere sahiptirler. Canlılığın azalmasına, halsizliğe, baş ağrısına, anemi ve lösemiye yol açarlar. Ayrıca, genetik etkileri de vardır. Bu Işınlar tohum hücreleri üzerinde kromozom sayısında değişme, parçalanma, ikiye bölünme ve inversiyon halleri gibi değişmeler sonucunda hayati tehlikeye sahiptirler. Morötesi ışınlar (ultraviole ışınlar), derinin yüzey hücreleri ve gözün kornea tabakası üzerine etki yapar. Deri üzerindeki etkileri; güneş yanığına benzer yanıklar, pigment hücrelerinde değişmeler ve deri kanserleridir. Bu tür ışınlara hassas olan kişilerde ayrıca, ekzema, sivilce gibi deri hastalıkları da görülebilir. Bazı deri hastalıkları ise ağırlaştırılabilirle r (uçuk gibi). Gözlerde ise, göz sulanması, ağrı, konjuktivit, iritis, kornea ülseri gibi hastalıklara yol açabilir. Kızılötesi ışınlar (infrared ışınlar), bu ışınlar vücuda kolayca girer ve aşırı ısı verirler. Vücudun açık kısımları ısınır ve fiziki gerginlik meydana getirir. Bu ışınların şiddetine, maruziyet süresine ve ışına maruz kalan vücut bölgesine bağlı olarak deri yanıkları, katarakt gibi bazı göz hastalıkları da meydana gelebilir. Kısa dalga ışınları, dalga boyları kızılötesi ışınlardan daha büyük olan ışınlardır. Yüksek frekanslı akımın kullanıldığı elektronik cihazlarda, radar sistemlerinde meydana gelir. Uzun süre bu ışınlara maruziyet sonucunda bazı organlarda (kırmızı kemik iliği) ısı yükselmesi. Bu ışınlara uzun süre maruziyet halinde katarakt görülebilir. BASINÇ Birim alana yapılan kuvvete basınç denir. Birimi Bar veya Newton/cm 2 dir. Kuvvetin tatbik edildiği her noktada bir basınç vardır. İş Sağlığı ve Güvenliği açısından basınç; normal hava basıncının (atmosfer basıncı) daha fazla veya daha az olması gereken veya olan işyerlerindeki basınçtır. Normal şartlarda hava basıncı 76 cm civa basıncına eşittir. Atmosfer basıncından daha yüksek yada daha düşük basınçlı yerlerde çalışan işçilerde; kalp, dolaşım sistemi, solunum sistemi rahatsızlıkları görülebilir.

RİSK ETMENLERİ - I 13 Basıncın İnsan Üzerindeki Etkileri Normal şartlarda 4 atmosfer kadar basınç değişimi organizmada rahatsızlık hissi dışında sağlık sorunu yaratmaz. Sıcak hava balonu ve uçak gibi araçlarla süratle yükseklere çıkılması halinde, doğal olarak atmosfer basıncının düşmesi nedeniyle, normal atmosfer basıncı altında dokularda erimiş olan gazların serbest hale gelmesi ile karıncalanma, kol ve bacaklarda ağrılar ile bulanık görme ve canlıların kulaklarının iç ve dış tarafındaki basınç farkından dolayı kulak ağrıları gibi belirtiler meydana gelir. Denizaltı personeli, dalgıçlar, gemi kurtarıcılarında ise, deniz dibine inildikçe vücut üzerinde basınç artması olur. Bu basıncın 4 atmosferi aşması halinde, kişi solunum ile fazla azot alacağından, azot narkozu içine düşebilir. Karar verme, düşünme ve istemli hareketler kötüleşebilir ve su üstüne çıkılmazsa, bilinç kaybı yaşanabilir. Kişi normal basınca döndüğü takdirde bu belirtiler hemen kaybolur. Dalgıçlarda soluma havasının bileşimindeki azot yerine helyum ikame edilirse azot narkozunun ortaya çıkması önlenmiş olur. Yüksek basınç altında, vücuttaki oksijen parsiyel basıncının artması başlangıçta hafif bir rahatsızlık hissi verir. İleri safhada koma hali görülebilir. Düşük ve yüksek basıncın işçiler üzerinde meydana getirdiği olumsuz etkiler bir meslek hastalığıdır. Basıncın Etkilerine Karşı Alınacak Önlemler Düşük ve yüksek basıncın gerektirdiği işlerde, çalışanlar mümkünse genç ve tecrübeli isçilerden seçilmelidir. Ayrıca, bu işlerde çalışacaklar aşırı kilolu, alkol kullanan ve solunum sistemine ilişkin kronik hastalıkları olanlar olmamalıdır. Bu işlerde çalışmanın devamı süresince periyodik muayeneler, oldukça hassas yapılmalı, kulak, burun, boğaz ve solunum sistemine ilişkin akut yakınması olanlar bu rahatsızlıkları iyileşinceye kadar işten uzaklaştırılmalıdırlar. İşe giriş muayenelerinde tam sistemik muayene yapılmalı, akciğer ve sinüs grafisi çekilmelidir. Büyük eklemler de işe girişte ve periyodik muayenelerde radyolojik olarak incelenmelidir. Bu inceleme işçi işten ayrıldıktan sonra da iki yıl tekrarlanmalıdır. Basınç altında kazaya uğrayanlarla, hastalananlar yeniden işe döndürülmemelidirler.

14 Adapazarı Meslek Yüksekokulu Modülleri Basınç altında çalışırken uyulması gereken kurallar ve alınması gereken önlemler, basıncın insan vücudundaki etkileri konusunda eğitilmelidirler. Basıncın etkisine bağlı bulguların iki yıl sonra bile ortaya çıkabileceği düşünülerek, ilk yardımın ve acil müdahalenin yapılabilmesine olanak sağlayan bilgiler işçinin sürekli taşıyabileceği biçimde üzerinde bulundurulmalıdır. Yüksek basınç altında yürütülen çalışmaların yapıldığı işyerinde dekompresyon odası bulunmalıdır. Basınç altında yürütülen işlerde çalışma sırasında sigara ve içki içilmesi, gazlı içeceklerin içilmesi yasaklanmalıdır. TERMAL KONFOR Termal Konfor; genel olarak bir işyerinde çalışanların büyük çoğunluğunun sıcaklık, nem, hava akımı gibi iklim koşulları açısından gerek bedensel, gerekse zihinsel faaliyetlerini sürdürürken belirli bir rahatlık içinde bulunmalarını ifade eder. Kapalı bir ortam içerisinde termal konfor şartlarının iyi olup olmamasının farkına hemen varılmaz, ancak içinde bulunulan ortamda bir süre geçtikten sonra ortamdaki konfor şartları hissedilmeye başlanır. Eğer termal konfor koşulları mevcut değilse önce sıkıntı hissedilir daha sonra rahatsızlık duyulur. İşyerlerindeki çalışma ortamlarında termal konfor denilince; O işyerinin atmosferinin sıcaklığı, nemi, hava akım hızı ve radyant ısı akla gelmektedir. Çalışma ortamlarındaki ısı etkilenmeleri ve konforsuz ortam şartları, iş kazalarının artmasına ve üretimin azalmasına bir başka deyişle verimin düşmesine sebep olmaktadır. İnsanın ortamla ısı alış verişine etki eden dört ayrı faktör vardır; Hava Sıcaklığı: Çalışma hayatında, çalışanları olumsuz yönde etkileyen fiziksel faktörlerden birisi de, işyeri ortamının sıcaklığıdır. Sıcaklık kuru termometreler ile ölçülür. Birimi ise; Santigrat, Fahrenhayt veya Kelvin olarak ifade edilir. Nem: Normal şartlarda havada belli bir miktarda nem ( su molekülleri ) bulunur. Havanın nemi psikrometre veya higrometre ile ölçülür. Havadaki nem miktarı mutlak ve bağıl nem olarak ifade edilir.

RİSK ETMENLERİ - I 15 Mutlak Nem; Birim havadaki su buharı miktarıdır. Bağıl Nem; Aynı sıcaklıkta doymuş havadaki mutlak nemin yüzde kaçını ifade ettiğini gösterir. İşçi sağlığı açısından bağıl nemin önemi büyüktür. Bir işyerinin bağıl nemi değerlendirilirken sıcaklık, hava akım hızı gibi diğer termal konfor şartlarının da göz önünde bulundurulması gerekir. Genel olarak bir işyerinde bağıl nem %30 ile % 80 olmalı ve bu sınırı aşmamalıdır. Yüksek bağıl nem (%80 - %100) ortam sıcaklığının yüksek olması halinde bunalma hissine neden olur ve kişinin çalışma gücünü düşürür. Yüksek bağıl nem, sıcaklığın düşük olması halinde ise üşüme ve ürperme hissi verir. Radyant Isı: İşyerinde işin gereği olarak sıcak yüzeyler bulunabilmekte ve bu yüzeylerden ısı radyasyonu olabilmektedir. Termal radyasyon yani radyant ısı absorblanacağı bir yüzeye çarpmadıkça, ısı meydana getirmeyen elektromanyetik bir enerjidir. Dolayısı ile hava akımları radyant ısıyı etkilemez. Ancak, ortamdaki hava akımı çalışana ferahlık hissi verebilmektedir. Termal radyasyondan korunmanın tek yolu, çalışanla kaynak arasına ısı geçirmeyen bir perde koymaktır. Ancak, konulan perde ısıyı yansıtmıyorsa, ısıyı absorblayarak ısı kaynağı haline gelebilir. Ortamdaki radyant ısı glop termometre ile ölçülür. Hava Akım Hızı: İşyerinde termal konforu sağlamak ve sağlığa zararlı olan gaz ve tozları işyeri ortamından uzaklaştırmak için hızı iyi ayarlanmış uygun bir hava akım hızı sağlanması gerekir. Çünkü vücut ile çevresindeki hava arasında hava akımının etkisi ile ısı transferi olur. Hava vücuttan serinse, vücut ısısı kaybolur. Hava vücuttan sıcaksa vücut ısısı artar. Böyle durumlarda ısı stresleri meydana gelir. Sonuç olarak, uygun bir çevre ısısının seçilmesinde hava akımlarının da dikkate alınması gerekir. İşyerinde hava akımlarının varlığı bir serinlemeye neden olur. Ancak, hava akım hızının saniyede 0,3 ile 0,5 metreyi aşmamasına dikkat edilmelidir. Çünkü daha hızlı hava akımları rahatsız edici esintiler halinde hissedilir. Bu hususa işyerlerinde sıklıkla rastlanır, isçiler genellikle üşüme nedeni ile var olan havalandırma sistemini çalıştırmaktan kaçınırlar. Böyle durumlar incelendiğinde havalandırma sistemlerinin hava akımı hızlarının yüksek olduğu gözlenmiştir.

16 Adapazarı Meslek Yüksekokulu Modülleri Termal Konfor Bölgesi; İnsanların iş yapma ve faaliyetlerini sürdürme açısından en rahat durumda oldukları termal konfor koşullarının üst ve alt sınırları arasındaki bölgedir. Bunalım Bölgesi; İnsanların vücutlarından ısı atmalarının güçleşmesi sebebiyle, hava akımı olmayan bir ortamda bunalma hissettikleri sıcaklık ve bağıl nem kombinasyonları bölgesidir. Termal Konfor Bölgesini Etkileyen Faktörler Ortam sıcaklığı, Ortamın nem durumu, Ortamdaki hava akımı, Yapılan işin niteliği (hafif - orta - ağır işler), İşçinin giyim durumu, İşçinin yaşı ve cinsiyeti, İşçinin beslenmesi, İşçinin fiziki durumu, İşçinin genel sağlık durumu vb. KİMYASAL RİSK ETMENLERİ Çağımızda kimyasal maddeler günlük yaşamımızın bir parçası olarak her an karşılaştığımız maddelerdir. Evimizde, iş yerimizde hatta hayati faaliyet gösterdiğimiz her alanda bilerek ya da bilmeyerek kimyasallarla iç içe yaşarız. Bu maddelerden çoğunun etkileri bilinmemekte ve bu maddeleri üreten ve kullananların sağlığını nasıl etkileyeceği konusunda hiçbir şey bilinmemesine rağmen kullanılmalarıdır. Çok sayıda kimyasalın renk ve koku gibi duyuları uyaran fiziksel özellikleri olmadığı için risk faktörlerinin en sinsi grubunu oluşturur. Kimyasal maddeler madencilik, inşaat, kaynakçılık, makine ve fabrika işinden büro işine kadar her tür endüstride kullanılmakta olduğundan günümüzde hemen hemen bütün işçiler kimyasallara maruz kalmaktadırlar. Kimyasal maddelere karşı kendimizi korumak iyin yapacağımız ilk iş, çalıştığımız maddelerle ilgili mümkün olduğunca detaylı bilgi edinmek ve bunlara maruz kalmamak için gerekli tedbirleri almaktır.

RİSK ETMENLERİ - I 17 Kimyasalların Vücuda Giriş Yolları 1 - Sindirim: Kimyasal maddeler, havada bulunan tozların yutulması, kimyasal bulaşmış ellerin temizlenmeden yemek yenilmesi, sigara içilmesi, istemsiz gaz, toz, buhar, duman, sıvı veya katı maddelerin yutulması ile sindirim sistemimizden vücudumuza girerler. Kurşun oksitle çalışılan işyerlerinde (akü fabrikaları gibi) işçiler sigara içmeden, herhangi bir şey yemeden önce ve vardiya sonunda el ve ağızlarını iyice yıkamazlarsa ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaşabilirler. Zehirleyici toz, yiyecekle veya tükürükle yutulduğunda vücut sıvısında çözünmez ise barsak yoluyla doğrudan dışarı atılır. Endüstriyel zehirlenmeler genellikle kroniktir, nadir olarak akut etkilenmelere de rastlanır. 2 - Solunum: Solunan havada bulunan tozların yutulması, sigara içilmesi veya gaz, toz, buhar, duman, sıvı veya katı maddeler vücuda solunum yoluyla da girebilir. 3 - Absorpsiyon: Özel önlem alınmamış ve uyarı bulunmayan bazı kimyasallara dokunulması veya bu maddelerle koruyucusuz çalışılması, işçilerin deri yolu ile kimyasallara maruz kalmalarına neden olur. Deri yolu ile absorplanma genellikle sıvı haldeki kimyasallar için geçerli ise de, tozlar da eğer ter ile ıslatılırsa deriden emilebilir. Bazı kimyasallar hiçbir etki uyandırmadan deriden difüzlenebilir. Deride tahrişe neden olan NaOH, HCl, H2SO4 vb aşındırıcı maddelerin aksine bazı kimyasallarda herhangi bir tahriş hissedilmez. Bu da tehlikenin fark edilmemesine yol açabilir. Ayrıca gözler de sıçrama veya buhar şeklinde bulunan maddeleri absorbe ederler. Kimyasal Madde Etkileşimleri 1. Bağımsız etki: İki madde birbirini etkilemeden tamamen ayrı bir şekilde etki eder. 2. Sinerjik etki: Aynı organda aynı şekilde aynı etkiyi ortaya çıkaran kimyasalların etkisidir. Sinerjik etki, additif etki ve potansiyelizasyon olmak üzere iki türlüdür.

18 Adapazarı Meslek Yüksekokulu Modülleri A - Additif etki: Organizmaya giren ve aynı yönde etki gösteren iki kimyasalın toplam etkisi bunların bir birlerinden ayrı iken gösterdikleri toksikolojik etkinin toplamına eşittir (1+1=2). B - Potansiyalizasyon: Bir kimyasal alınan diğer bir kimyasalın etkisini artırır. Böylece birinci madde potansiyatör olarak davranır ve toplam etki her iki kimyasalın kendi etkilerinin toplamından fazla olur (1+1>2). Sigara içerek asbeste maruz kalan işçilerde görülen akciğer kanseri riski, sigara içmeksizin asbeste maruz kalanlardan 40 kat daha yüksek olduğu ortaya çıkmıştır. Bazı dururnlarda bir madde tek başına zarara sebep olmaz, ama başka bir kimyasalın etkisini artırabilir (0+1>1). 3. Antagonizma: Bir kimyasalın etkisi başka bir kimyasal tarafından ortadan kaldırılabilir (1+1<2). Yani iki maddeden biri diğerine zıt etki edebilir. KİMYASAL RİSKLER Kimyasal maddeler fiziksel, toksik veya zararlı özellikleri bakımından hem sağlık hem de güvenlik açısından birçok risk taşımaktadırlar. Sağlık Riskleri Toksik kimyasallar solunum, sindirim ve deri yoluyla vücudun çeşitli organlarına ulaşarak orada birikip meslek hastalıklarına sebep olabilen kimyasallardır. En yaygın etkilenme şekli tozların, buharların, havadaki sis halinde dağılmış partikullerin solunum yoluyla vücuda girmeleri ile görülür. Kimyasal maddelerin sağlık üzerine olumsuz etkisinin fazla olması ve bu etkinin uzun süre sonra ortaya çıkabileceği de dikkate alındığında, Kimyasal Maddelerle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik te, bu maddelerle çalışılan işyerlerinde konuyla ilgili diğer kayıtlarla birlikte sağlık kayıtlarının da saklanması, istenmesi veya iş yerinde faaliyetin sona ermesi durumunda kayıtların Bakanlığa verilmesi gerektiği belirtilmektedir. Kimyasalların sağlık üzerinde aşındırıcı, tahriş edici, kimyasal yanıklara neden olma, duyarlılaştıcı, renk değişimi ve lekelere neden olma, kanserojen etki yapma, mutasyona neden olma gibi etkileri vardır.

RİSK ETMENLERİ - I 19 Güvenlik Riskleri Zararlı kimyasallar sağlık açısından birçok risk taşıdığı gibi güvenlik açısından da yanıcı, parlayıcı, patlayıcı ve oksitleyici riskleri taşır. Yangın; yanıcı bir maddenin yakıcı bir maddeyle birleşmesi sonucunda dışarıya ısı vermesine neden olan olaya yanma denir, kimyasal ve fiziksel değişimleri içeren bir oksitlenme reaksiyonun sürecini tarif eder. İstenmeden başlayarak tehlike doğuran, söndürülmesi zor neticesinde maddi manevi zarar veren ateşe de yangın denir. Yangın ve yanma pek çok şekilde tarif edilir. Parlama; kolay alev alabilen maddelerin (parlayıcı maddeler) buhar veya gazlarının hava ile belli oranda ki homojen karışımları maddenin çok kolay alev alarak hızla yanmasına sebep olur ki bu tür yanma olayına parlama denir. Normal şartlar altında buharlaşabilen veya gaz halinde bulunan ve tutuşma noktası (alev alma sıcaklığı) düşük olan sıvı ve gazlara parlayıcı madde denir. Patlama; çok hızlı bir gaz genişlemesi ile ve genellikle ısı açığa çıkmasıyla meydana gelen bir kimyasal reaksiyon veya değişimdir. Tanımlardan da anlaşıldığı gibi maddelerin yanma ve patlama özellikleri onların alev alma noktalarına yani parlama noktalarına bağlıdır. Parlama noktası düştükçe yangın tehlikesi artar. Atmosfer sıcaklıklardan daha düşük parlama noktasına sahip sıvılar ısı etkisi ile büyük miktarlarda buhar oluştururlar. Kimyasalların etiketlerinde bulunan tehlike işaretleri