ÖZET: Prof. Dr. Adem Korkmaz: Üniversiteler ile iş dünyası arasında işbirliğinin sağlanması, bilim ile üretim arasındaki bağın kurulması oldukça önemli bir o kadar da gerekli bir konudur. İş dünyasından kopuk bir üniversitenin kendini geliştirmesi, eğitim gören öğrencilerin eğitim sonrası iş hayatının şartlarından haberdar olamaması sonucunu doğururken, üniversiteden kopuk bir iş dünyasının da yaşadığı kısır döngüleri kıramaması, kendini geliştirememesi, günümüz rekabetinde geride kalmasına neden olmaktadır. Bu nedenle, iş dünyası ile üniversitenin etkin işbirliğinin sağlanması ve bu işbirliğinin nasıl sağlanacağına dair mekanizmalarının üretilmesi günümüz dünyasının gerekleri bakımından elzemdir dedi. ABSTRACT: Prof. Adem Korkmaz reports To provide cooperation between the university and business world and to establish a relation between the information and production is a both significant and essential issue. While a university unknowing business causes the students to be unaware of the conditions of the business world after the education; a business world without the university causes going round in circles, underdevelopment, falling behind the modern competition. Therefore, it is vital for the needs of the today s world to provide effective cooperation between the business world and the university and to produce the mechanisms on how to provide this cooperation. (Translated by BURDİL) Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 7
Prof. Dr. Adem Korkmaz biyografi Burdur un Ağlasun İlçesinde 1971 yılında doğdum. İlk ve orta öğrenimimi aynı ilçede, lisans eğitimimi ise İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi nde 1993 yılında tamamladım. Yüksek Lisansımı 1996 yılında Cumhuriyet Üniversitesinde, Doktora çalışmamı ise 2001 yılında İstanbul Üniversitesinde tamamladım. 2007 yılında Doçent, 2012 yılında da Profesör unvanını aldım. Çalışma hayatının temel sorunlarına yönelik akademik çalışmalar yaptım, sosyal politika, iş hukuku, ücret konularında akademik çalışmalar yaptım. Bugün Mehmet Akif Ersoy Üniversitemizde yer alan Ağlasun Meslek Yüksekokulu bünyesinde üniversitemizin kuruluş süreci dönemi olan 2003-2006 yılları arasında müdür yardımcılığı ve müdürlük görevinde bulundum. 2008 yılında da Isparta Aksu Meslek Yüksekokulu Müdürlüğü yaptım. Değişik kurul ve komisyonlarda da görevler yaptım. 2009 yılında Çalışma Bakanlığı Ulusal İstihdam Stratejisi hazırlık komisyonunda İnşaat Sektör raportörü olarak, 2012-2013 yıllarında 10. Kalkınma Planını hazırlığı sürecinde istihdam ve Çalışma Hayatı özel ihtisas komisyonu raportörü olarak görev yaptım. Yine, Türkiye İş Kurumu Genel Kurulu üyeliği, Kosgeb Proje Değerlendirme Kurulu Üyelikleri ve TÜBİTAK proje değerlendirme kurullarında göreler yaptım. İş dünyasında da aktif görevlerde bulundum. 2009-2012 yıllarında Isparta Ticaret ve Sanayi Odası nda Genel Sekreter olarak görevlendirildim. Halen, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği adına Burdur Bölgesi Odalar ve Borsalar Akademik danışmanı olarak görev yapmaktayım. Evli ve 3 çocuk babasıyım. Günümüzde firmaların gelecekleri bakımından inovasyon kavramı büyük önem taşımaktadır. İnovasyon; yeni fikirlerin değer oluşturan çıktılara dönüştürme sürecidir. Bu kavram, ürün, süreç, pazarlama ve organizasyonu içine alan geniş bir içeriğe sahiptir. Günümüz üretim dünyası, sürekli yeniliğe ve rekabet açık olduğundan işletmelerin ar-ge için önemli fonlar ayırmalarını gerekli kılmaktadır. Ne var ki, gerek KOBİ lerimizin mali yapıları gerekse konunun önemi konusundaki bakışları kendi bünyelerinde bağımsız bir ar-ge birimi oluşturmalarına imkan tanımamaktadır. Ancak, bu durum günümüz ekonomik şartlarında işletmelerimiz için büyük tehditler içermekte, sürekli içe kapanma ve daha dar alanlarda faaliyetlerde bulunmalarına neden olmaktadır. Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 8
Bilim dünyası yaptığı çalışmalarla bilim insanlarının ürettikleri projeler aracılığı ile yeni ürünler geliştirerek, sorunlara çözümler üretmekte ve değişik buluşlar ortaya koymaktadır. Bilginin üretilmesi yoğun bir ar-ge ve süreç yönetimini, uygulama ve yeniden testlerle piyasalar için bir ürüne dönüştürmeyi gerekli kılmaktadır. Esasında, hem akademi hem de iş dünyası aynı konu üzerinde farklı yönlerde çaba göstermektedir. Gelişmiş ekonomilerin başarısı bu iki kesimi bir araya getirebilmekte yatmaktadır. Bilim insanları ile üretim birimlerinin aynı hedef üzerinde bir araya gelebilmeleri günümüz teknolojilerinin gelişiminin temel itici rolünü üstlenmektedir. Evrensel üniversite konsepti bu misyonunu yerine getirebildiği ölçüde başarılı, günümüz işletmeleri de bu yenilikleri pazara dönüştürebildikleri ölçüde kalıcı olabilmektedir. Bu gerçeklikler karşısında asıl soru nasıl bir işbirliği modeli tasarlanmalıdır. Hem iş dünyasının hem de akademinin ortak noktalarda buluşması nasıl sürdürülebilir bir zemine oturabilir. Bu soruların cevaplarına verilecek cevaplar, üniversitelerin 21.yüzyıldaki konumunu ve geleceğini de şekillendirecektir. Üniversiteler ile iş dünyası arasında işbirliğinin sağlanması, bilim ile üretim arasındaki bağın kurulması oldukça önemli bir o kadar da gerekli bir konudur. İş dünyasından kopuk bir üniversitenin kendini geliştirmesi, eğitim gören öğrencilerin eğitim sonrası iş hayatının şartlarından haberdar olamaması sonucunu doğururken, üniversiteden kopuk bir iş dünyasının da yaşadığı kısır döngüleri kıramaması, kendini geliştirememesi, günümüz rekabetinde geride kalmasına neden olmaktadır. Bu nedenle, iş dünyası ile üniversitenin etkin işbirliğinin sağlanması ve bu işbirliğinin nasıl sağlanacağına dair mekanizmalarının üretilmesi günümüz dünyasının gerekleri bakımından elzemdir. Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 9
Bu bağlamda, üniversiteler ile işletmelerin çeşitli platformlarda karşılaşmaları büyük önem taşımaktadır. Bu işbirliği yalnızca işletmeler için değil, üniversiteler için de hayati önem taşımaktadır. Üniversiteler, bulundukları bölgedeki üretim dünyası ile buluşmazlar ise, yetiştirmiş oldukları gençlerin yeni teknoloji ve üretim tekniklerinden haberdar olmadan mezun olmalarına, akademisyenlerin de kendilerini geliştirecek projeler üretmeleri konusunda yetersiz kalmaları sonucunu doğurmaktadır. Başka bir ifade ile bu işbirliği her iki taraf için de olmazsa olmazdır. Ne var ki, konunun büyük önemine karşın, bir çok örnekte bu işbirliğinin oldukça yetersiz ve sığ olduğu görülmektedir. Çoğu kere büyük imkanlara ve genç bir akademik kadroya sahip üniversite bir adım ötede dururken, işletmelerimiz de bu büyük imkandan yararlanamamaktadır. Bu nedenle, üniversite sanayi işbirliğini sağlayacak, işletmeler ile üniversiteyi buluşturacak sürekli, sürdürülebilir işbirliği mekanizmalarına ihtiyaç var. Konu, sadece çok önemli ve gerekli diyerek geçiştirilemeyecek kadar hayati bir nitelik taşımaktadır. Üniversite ile sanayiyi bir araya getirecek mekanizmaları üretmek, bu mekanizmaları sürekli hale getirecek işbirliği mekanizmaları kısmen kurumsal olarak yerine getirilmeye çalışılmaktadır. Özellikle TEKNOKENT ve KOSGEB projelerinde akademisyenlerden danışman, değerlendirici ya da kendi şirketlerini kurmaları teşvik edilmektedir. Ancak bu olması gerekenin çok altındadır. Peki ne yapılmalı ya da neler yapılabilir bu konuda biraz kafa yorarsak; 1. Mevcut durum analizi yapılmalı, üniversitenin imkanları ve potansiyeli ile sanayinin ihtiyaçları tespit edilmeli, 2. İlin stratejik gelişim planı çıkarılmalı, olmazsa olmaz sektörler tespit edilmelidir. Üniversite sanayi işbirliğinin yönünü tayin edecek bilimsel ve uygulama ayaklarının birlikte işlediği bir yöntemle üniversite sanayi işbirliği çalıştayı düzenlenmelidir. 3. Çıkacak sonuçlara göre işbirliği modeli/modelleri oluşturulmalı, Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 10
sürdürülebilir eylem planı hazırlanmalıdır, 4. Hazırlanan eylem planına göre, üniversitenin sanayiye yönelik birimleri (mühendislik, veteriner, iktisadi ve idari bilimler) harekete geçirilmeli, 5. Üniversite-sanayi işbirliği mekanizması Burdur ilindeki Ticaret ve Sanayi Odaları ve Ticaret Borsaları ile Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi nin birlikte yöneteceği bir kurumsal yapılanmaya da kavuşturulmalı. Proje tabanlı, etkin, kendine ait bütçesinin ve yönetiminin olduğu dinamik bir yapı. Bütün bu çalışmalar, üniversite sanayi işbirliği konusunda önemli bir eylem planının hazırlanmasını sağlayacak, tarafların ve ilin bütün aktörlerinin elinde somut bir reçete bulunacaktır. Basmakalıp, taklitçi ve günübirlik günü kurtarma ve kamuoyu beklentilerini tatmin etmeye yönelik açıklamalar ve detaylarının gözetilmediği raporlar yerine, iyi analiz edilmiş, günümüz gelişmeleri ve perspektiflerini de içeren sağlıklı bir çalışma Burdur için önemli bir başlangıç olacaktır. Bu bağlamda hemen yapılması gereken şey, öncelikle yerelde üniversite-iş dünyası çalıştayının yapılması ve bu çalıştay sonuçlarına göre bir eylem planının hazırlanmasıdır. Hazırlanan eylem planında bütün paydaşların rolleri açıkça tanımlanmalı ve paylaşılmalıdır. Ortaya çıkan sonuçlar kamuoyu ile paylaşılmalı ve sürecin bütün aşamaları planlanmalıdır. Bu çalıştayın organizasyonu Üniversite ve Ticaret Sanayi Odaları ile Ticaret Borsası tarafından gerçekleştirilmeli, ancak bütün paydaşlar buraya dahil edilmeli, sürecin sahiplenilmesi sağlanmalıdır. Basmakalıp ve taklit çözüm ve yöntemler yerine tamamen özgün ve Burdur ilinin kendi yapısına özgü bir model ortaya konulmalıdır. Zira, üniversite-sanayi işbirliği üzerine uygulama ve literatürde çok sayıda model ve yöntem yer almakta, peş peşe protokoller ve imzalar atılmakta ve iyi niyet deklarasyonları yayınlanmaktadır. Önemli olan, yapılacak girişimin proje tabanlı, sürdürülebilir ve çıktılara odaklanmış özgün bir model olması. Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 11