Yaşamdan Kesitler Sema Erdoğan Zihgir in Sayılı Ustalarından Biri Fatih Genel Boynuz Yontuculuğu kaybolmaya yüz tutan el sanatlarından sadece birisi. Bu sanatla yaratıcılığınız ölçüsünde çok şey yapabilirsiniz. Takıdan tespihe, anahtarlıktan bıçak sapına vs... Bir de Zihgir yapabilirsiniz. Zihgir de nedir diye sorarsanız okçulukta kullanılan bir yüzük. Ve zihgir i yapan sayılı ustalardan biri de son on yılını at üstünde okçuluk sporuna adayan Kaymakam Fatih Genel. 125
Yurdun çeşitli yerlerinde kaymakamlık ve vali yardımcılığı görevi yapan Fatih Genel, 2015 yılında Yüreğir Kaymakamı olarak atandığı Adana da görevini sürdürüyor. Bu sanatla uğraşmaya başladığı Çanakkale Biga da olduğu gibi Adana da da hemen birkaç atölye bulur kendisine. Bu sanata ilgim biraz da ihtiyaçtan oldu diyebilirim. On yıl önce Osmanlı stili okçuluğa merak saldım. Türkiye de çok yeni at binip ok at atmak. 2004 yılında başlamış. Ben de 2006 yılında başladım. Bu sporu yapmak için (Osmanlı Stili) her şey tamamdır ama ok atımı sırasında kullanılan, sağ baş parmağa takılan bir nevi yüzük sayılan zihgir hariç. Bu yüzüğü yapan hemen hemen kimse yok gibiydi. Hatta Kapalıçarşı ya gittim bulabilir miyim, gümüşten yaptırabilir miyim diye. Yok, bilmiyorlar ki! Ben de tarif edemiyorum. Numune de gösteremiyorum. Sonra dedim ki bunu ben kendim niye yapmıyorum ki, küçücük bir şey ne olacak ki, çalışır yaparım diye düşündüm. Manda boynuzundan üç gün süren ilk denemesini yapar. Uzun sürmüş olsa da en azından ortada hem ihtiyacı karşılayacak bir ZİHGİR NEDİR? Zihgir, kuvvetli yayları germede tercih edilen başparmak çekişi nde, başparmak boğumunu korumak ve isabetli atış yapabilmek için geliştirilmiş çeşitli malzelmelerden (gümüş, bronz fildişi gibi) üretilen bir çeşit okçu yüzüğüdür. 126 Fatih Genel, ölçüsü alınan zihgiri manda boynuzunda belirlenen yerden testere yardımı ile çıkartıyor ve törpü ile şekil veriyor.
obje hem de kendisini bu sanatın içine çekecek bir eser vardır. Elime geçen gümüşten eski model bir zihgir vardı. Ama parmağıma olmuyordu. İlk denememde ondan yola çıktım. Bir de diş hekimi Murat Özberi diye bir dostumuz vardı İstanbul da. 2004 yılında Türk usulü ok atma işine ilk başlayanlardan, hatta ilk başlayan odur Türkiye de. Yaptığım zihgirleri ona gönderdim. O da biraz düzeltmeler yaptı. Osmanlıca kaynaklarda da çok resmedilmiş zihgir. Topkapı Sarayı nda da sergilenen eserler arasında var. Yüzlerce, binlerce yıl içerisinde gelişmiş ve son şeklini almış. Ben de son şekline göre yapmayı başardım. Fatih Genel, hem at üstünde ok atmada hem de zihgir yapımında kendisini çok geliştirir. Bugün Türkiye de zihgir yapan, sayıları bir elin parmağını geçmeyen ustalardan biri. At binerek okçuluk yapmak tam anlamıyla bir tutku onun için. Hemen her yerde her sohbette lafı mutlaka bu konuya ve dolayısıyla zihgir yapımına getiriyor. Hem de duyduğu heyecanı yansıtarak. Ben bu sporun adını duyup da heyecanlanmayan kimseyi görmedim. At üstünde okçuluk bize ait bir spor. Sahip çıkmamız, gençlere tanıtmamız lazım. Benim yaşam biçimin, misyonum. Bu nedenle zevkle yapıyorum. Basit bir spor değil. Bir kültür. Geleneksel olması nedeniyle bir öğretisi, bir disiplini var. Tarihi, kültürel ve dinsel yönü var. Son sürat atın üzerinde gider- Kaymakam Fatih Genel için at üstünde okçuluk sporu bir tutku. ken ok kullanmak istemeyen çok az insan vardır. Bir terapidir bu aynı zamanda. Zihinsel engellileri ata bindirerek tedavi edilmelerine de öncülük ediyoruz. Her fırsatta zihgir aracılığı ile bu sanatın nasıl icra edildiğini de gösteriyor. Hem sizinle sohbet ediyor hem de sizin için bir zihgir yapıyor. Ve zihgirin kullanıldığını o anda deneyimleyebiliyorsunuz. Çünkü çalıştığı atölyede ok, yay ve ok tahtası mevcut. Nasıl yapıldığını gördüğünüz, sizin için hazırlanan 127
zihgiri sağ baş parmağınıza takıp belki de ilk defa ok atıyorsunuz. Yüzük diye bakıp geçebilirsiniz belki ama o ok kullanımında çok önemli işlevi olan bir obje. Yani bir süs eşyası değil. Padişah minyatürlerinde de zihgirleri görmek mümkün. Mesela Fatih Sultan Mehmet in gül koklayan bir münyatürü vardır. Zihgir sağ elinin baş parmağında görülür. Boynuz yontusu zihgirler ve at figürlerinden oluşan örnekler Münyatürde vurgulanmak istenen şey daha büyük yapılarak vurgulandığı için. Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman ın minyatürlerinde de bu çok belirgindir. Zihgir çok çeşitli malzemelerden yapılıyor olsa da en yaygını manda boynuzu. Osmanlıda gümüşten örnekleri çok. Geyik boynuzundan da öyle. Ama günümüz koşullarında bulunabilirliği önemli. Manda da artık çok yetiştirilmiyor ülkemizde. Elimize geçtikçe biriktiriyoruz. Fatih Genel, manda boynuzu 128 ile çalışıyor ve bir santimini dahi atmıyor. Öncelikle organik bir malzeme, değerli benim için. Zihgirin dışında neler neler yapılmaz ki. Kolyeler, yüzükler, bilezikler, broşlar, bıçak sapı, tarak, toka, kılıç kabzası, kın ve aklınıza gelebilen her şey Çok estetik şeyler çıkıyor ortaya. Ata binerek okçuluk yaptığım için öncelikli olarak at figürleri çalışıyorum. Bir manda boynuzu ile zihgir yapımı öncelikle parmak ölçüsünün alımı ile başlıyor. Boynuz üzerinde kaba bir ölçüm çizgisi işaretlendikten sonra o parça testere ile kesilerek çıkartılıyor. Uzun bir süre törpüleniyor ardından zımparalanıyor. Bu arada sık sık ölçü provası yapılıyor. Amaç parmağınıza uygun bir forma getirebilmek. Ve son aşama parlatma işlemi. Tıpkı gümüş gibi parlatılıyor. Zihgir ortaya çıkınca şaşırıyorsunuz. Bir taş işlenmiş zannediyorsunuz ama gözünüzün önünde yapıldığı için malzemeyi biliyorsunuz. Şaşırmamak mümkün değil. Zihgiri taşımanın en kolay yolu
onu kolye olarak kullanmak. Çok kolay çözebileceğiniz bir düğümle yine organik deri bir iple ilgi çekici bir kolyeye sahip olabilirsiniz. İstediğiniz zaman parmağınıza takıp ok atabiliyorsunuz. Kaybolma ihtimaline estetik bir çözüm bu. Okçuluk Türkiye de çok hızlı gelişti. Biz altı yıldır, aralarında Amerika, Moğolistan, Japonya, Altı yıldır, aralarında Amerika, Moğolistan, Japonya, İngiltere, Ukrayna, Polonya, Macaristan, Yunanistan gibi ülkelerin bulunduğu 21 ülkeden yoğun katılımın olduğu okçuluk yarışmaları yapıyoruz. İngiltere, Ukrayna, Polonya, Macaristan, Yunanistan gibi ülkelerin bulunduğu 21 ülkeden yoğun katılımın olduğu okçuluk yarışmaları yapıyoruz. Adana Üçoklar Atlı Okçuluk Spor Okulu nun kuruluşuna da öncülük yapan Kaymakam Fatih Genel hafta sonları düzenli olarak at binip ok atıyor. Adana da göreve başladığımda saat 15.00 ti. Hayırlı bir işle başlayalım dedim ve iki saat sonra saat 17.00 de at çiftliğine gittim. Kim ok ve yay temin ederse onlara zihgir yapma sözü veren Fatih Genel mümkün olsa her gittiği yere amatör bir tezgâh kuracak. Atölyeye girdiğim zaman, zamanı unutuyorum. Akşam giriyorum bir bakıyorum sabah ezanı okunuyor. Evinde de bir atölyesi var. Orada yontuculuğun daha sanatsal boyutuyla ilgileniyor. Çok ince işlerle uğraşıyor, mercekler altında mikro işler yapıyor. Bir de koleksiyonu var. Boynuzlardan yapılmış iki boyutlu bir koleksiyon. Atların her halini yansıtan bir koleksiyon bu. 50 kadar figürden oluşuyor. Atın düz yürüyüşünden şaha kalkışına değin... Bu koleksiyonumu Türkmenistan At Bayramı nda sergiledim. Bir bu kadar da zor işçilik gerektiren motif çalışmalarım var. Hitit Güneşi ve Kafkas motifleri gibi... Kaymakam Fatih Genel ile sohbete bir atölyede başlarsanız ayrılacağız sırada bir deri ipe takılı zihgir sahibi olacağınız kesin. Kesin olan bir başka şey ise geleneksel at üstünde okçuluk sporuna dair ummadığınız kadar bilgi sahibi olacağınız. On yılda ürettiği zihgir sayısı 500 ü geçen Kaymakam Fatih Genel hem at üstünde geleneksel okçuluk sporu nu hem de bu sporda önemli işlevi olan zihgir i gelecek kuşaklara aktarma misyonunu sonuna kadar sürdürecek ender isimlerden. semaerdogan@butundunya.com.tr 129