Ali Duran GÜLÇİÇEK. Bu çalışmada Alevilik- Bektaşilikteki doğa sevgisinin edindiği yer, kökeni ve edebiyata yansıması yer almaktadır.



Benzer belgeler
VELi. Araştnrma Dergisi. Sayı 22. Yıl 8. Number. Year

MÜBDÎ. Allah MUHSÎ dir. MUHSÎ, her şeyin sayısını bilen demektir.

Insanı başa taç yaptım. Ne eğildim, ne de saptım. Acılardan ilaç yaptım. Aşık Şahturna Hayatı ve Şiirleri

Günaydın, Bana şiir yazdırtan o parmaklar. ( ) M. Mehtap Türk

Paragraftaki açıklamaya uygun düşen atasözü aşağıdakilerden hangisidir?

İletişim çağı adını verdiğimiz bir çağda televizyon ve radyonun yoğun olarak ürettiği popü-

İ.Ö 100 Temel Eser. Kategori: Şiir Salı, 11 Ağustos :32 tarihinde yayınlandı. Gösterim: / 7 Phoca PDF. Çanakkale içinde aynalı çarşı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

5. Et et içinde, et fit içinde Dünya dümeni, onun içinde.

BENDEN SELAM OLSUN BOLU BEYİ'NE

İSMEK İN USTALARI SANATA ADANMIŞ BİR ÖMÜR ETEM ÇALIŞKAN ETEM ÇALIŞKAN KALİGRAFİ SERGİSİ

Ali Rıza Malkoç. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Yusuf Bulut. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi YILDIZLAR GRUBU ARALIK

GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya

Hatayî. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

ATATÜRK'Ü ANIŞ. Adım-Soyadım:...

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERİSTESİ VAKFI ADIGÜZEL OKULLARI ÇEKMEKÖY ANAOKULU TAVŞANLAR SINIFI MAYIS AYI KAVRAM VE ŞARKILAR

kaza, hükmetmek, Terim anlamı ise kaza, yaratılması demektir.

KARACAOĞLAN DEYİŞLERİ

Çileler sıkıntı yoldaşın oldu Ömrüne her zaman kahırlar doldu Henüz açan gülün çok çabuk soldu Dört mevsim bitmeyen kış mıydın anne

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Tanrı Herşeyi Yarattığı Zaman

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

Balım Sultan. Kendisinden önceki ve sonraki Postnişin'ler sırası ile ; YUSUF BALA BABA EFENDİ MAHMUT BABA EFENDİ İSKENDER BABA EFENDİ

ÇALIŞKAN ARILAR EKİM AYI EĞİTİM PROGRAMI 1.HAFTA NELER ÖĞRENECEĞİZ HAFTANIN KONUSU:OKULUMUZ

Tanrı Herşeyi Yarattığı Zaman

20 Mart Vızıltı. Mercanlar Sınıfından Merhaba;

TÜRKÇE EĞİTİMİ BÖLÜMLERİNDE HALK EDEBİYATI DERSLERİNİN YETERLİLİĞİ

Arapgirli Haşim Koç. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

TÜRK MÜZİĞİ PROGRAMI TÜRK HALK MÜZİĞİ SOLFEJ VE NAZARİYATI DERS MÜFREDATI HAZIRLIK SINIFI

Anlamı. Temel Bilgiler 1

BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR

En güzel 'Anneler Günü' şiirleri

ÜNİTE 3 YAŞAM KAYNAĞI TOPRAK

İNSANIN YARATILIŞ'TAKİ DURUMU

5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ

Agape Kutsal Kitap - God's Love Letter Scriptures

DÜNYANIN BÜTÜN ÇİÇEKLERİ. Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum. Bütün çiçeklerini getirin buraya, Öğrencilerimi getirin, getirin buraya,

Okudum harfini zihnim dolandı Yaralarım göz göz oldu sulandı Baktım çar köşede kadeh dolandı Nüş ettim pirlerin badesin tek tek

Şiir Anadan Örnekler. Köyden ayrılalı nice yıl oldu Yıkıldı evimiz selinen doldu Hani bacı kardeş nerede kaldı özlüyorum ben seni güzel Alvar

(Seni sevdiğim için eğer benden bedel isterlerse, iki cihânın mülkünü versem bile bu bedeli ödemeye yetmez.)

03-05 Ekim / October Yrd. Doç. Dr. Mehmet YAZICI

İsim İsim İsimlerin Tamamlanmış Hali

Uğur Akkaş. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Pir Sultan ABDAL. Sana kıyanlar tarihin kara sayfalarında, sen ise milyonların kalbindesin Ey Ali Aşığı Pir Sultan

1. Aşağıdakilerin hangisi eşsesli bir sözcüktür? A) felaket B) deprem C) biz D) bit

Doğada Keşif Yapıyoruz

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi ARILAR GRUBU

Bilge Şair Yunus Emre

Bir selâm uçuralım. İzmit sokakları yaprak içindeydi; Zaten efkârlısın, Ayağını denk al, şekerim. İzmit sokakları yaprak içindeydi.

PİNOKYO EĞİTİM KURUMLARI MART AYI AYLIK EĞİTİM PROGRAMI 1. HAFTA

Göçmen bir yaşam. Göçleri sırasında fite kadar yükselen telli turnaların en büyük düşmanı kartallardır.

Ömer Turhan. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

ÂŞIK DAİMÎ (İSMAİL AYDIN)

Kerem Efe Ö.: Aydınlık olduğunda çiçekler büyür, karanlık olduğunda da çiçekler büyüyemez. Hep karanlık olursa da hiç çiçek açmaz.

Şiir. Kategori: Şiir Cuma, 23 Nisan :15 tarihinde yayınlandı. Gösterim: / 7 Phoca PDF 1. SEN (1973) Senden, senden, hep senden,

Rafet El Roman. Amerika. Rafet El Roman. A memo. Burasý New York Amerika. Evler karýþtý bulutlara. Nasýl bir zaman. Nasýl bir yaþam.

EKİM AYINDA NELER ÖĞRENECEĞİZ?

YALÇIN ÖZDOĞAN. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Cennet, Tanrı nın Harika Evi

BAYRAĞIM. Atalarım, gökten yere İndirmişler ay yıldızı, Bir buluta sarmışlar ki Rengi şafaktan kırmızı

Cennet, Tanrı nın Harika Evi

CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI

Bahadın, 2 Ağustos 2014 Sevgili Yoldaşlar, Canlar, Yol Arkadaşlarım, Devrimciler Diyarı Bahadın da buluşan güzel insanlar,

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi 2018 ARALIK AYI EĞİTİM BÜLTENİ

Ay Yine Gecikti. Ferhat Şahnacı

YUNUS GRUBU MART AYI BÜLTENİ

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ KLASİK ALEVİLİK NEDİR? Halk Mezhebi... 18

Canlı ve cansız varlıklara, çeşitli somut ve soyut kavramlara ad olan sözcük türüdür.

Duygular Dönüştü Söze. Erenler Zehir Getirin Balınan Öldürmen Beni Bağrıma Diken Batırın Gülünen Öldürmen Beni

Gazi Üniversitesi Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Vell. Araştırma Merkezi. ~ TAŞ VELi. Araşllrma Dergisi. Research Quarterly.

Ramazan Alkış. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

ÖZEL EFDAL ERENKÖY ANAOKULU PENGUENLER GRUBU NİSAN AYI BÜLTENİ ÇİÇEKLER TEMASI

Uluslararası Yunus Emre Sempozyumu Bildirileri

TEK TEK TEKERLEME. Havada bulut Sen bunu unut

DÜNYA İNSANLIK AİLESİNİN YÜZAKI YAZARLARINDAN!... Ekmel Ali OKUR; Hemşerimiz, Adanalı, Adam gibi adam! İnşaat Mühendisi,

Ben yazabilirim! DÜNYA ÇOCUKLARI HAİKU YARIŞMASI - TÜRKİYE

BULDAN ÖRNEĞİNDE DENİZLİ YÖRESİ ALEVİ-BEKTAŞİ KÜLTÜRÜ

1) Aşağıdaki atasözlerinden hangisi gerçek anlamlıdır?

, ERZİNCAN, TÜRKİYE.

1. SINIF TÜRKÇE. Copyright YAZAR Ahmet KÜÇÜKAYDIN Hacer KÜÇÜKAYDIN. KAPAK TASARIMI Resul KÖSE. DİZGİ - SAYFA TASARIMI Resul KÖSE

NİŞANTAŞI AKADEMİ MART AYI AYLIK BÜLTENİ YILDIZLAR SINIFI

Maniler. Yazan: Bedriye Aksakal. Giden oğlan dursana Saatini kursana Madem beni istiyon Babama duyursana.

EĞİTİM VE ÖĞRETİM DÖNEMİ DENİZYILDIZI GRUBU MART AYI BÜLTENİ

Anneciğim (Çocuk Şarkısı) Bekle beni anneciğim Bir gün sana döneceğim Pamuk gibi ellerinden Doya doya öpeceğim

Nakarat Alnımızın aklığı kafire kabus olur. Mazlumun canı yansa ahı bize dokunur. 2. Nakarat

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

SAYILARIMIZ: 10 sayısını öğreniyoruz. Çıkartma işlemini öğreniyoruz. 90 a kadar saymayı öğreniyoruz. Sudoku yapmayı yavaş yavaş öğreniyoruz.

EK: Mucize Avcısı nı yayına hazırlarken, çok


Adım-Soyadım:... Aşağıdaki parçayı okuyalım. Ardından soruları yanıtlayalım.

Yýldýz Tilbe 1 ADAM OLSAYDIN. Söz-Müzik: Yýldýz Tilbe. Sevdim olmadý yar, küstüm olmadý yar. Kendini arattý, beni bulmadý yar

UĞUR BÖCEKLERI SINIFI MART AYI AYLIK BÜLTENİ

CÜMLE BİLGİSİ. ( Cümle değildir. Anlamı yok)

Mevlânâ dan Bilgelik Katreleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

DENİZYILDIZI GRUBU NİSAN AYI BÜLTENİ 2015

.com. Haftanın Diğer Çalışmaları En Kısa Zamanda Yayınlanacaktır.

Transkript:

ALEVĠ-BEKTAġĠ EDEBĠYATINDA DOĞA SEVGĠSĠ ÖZET Ali Duran GÜLÇİÇEK Bu çalışmada Alevilik- Bektaşilikteki doğa sevgisinin edindiği yer, kökeni ve edebiyata yansıması yer almaktadır. Tanrı ve insan sevgisi kadar önemli bir yer tutan doğa sevgisinin kökeninin eski doğu kültlerinden özelliklede Şamanizmden ve tabiatla iç içe olan konar göçer yaşam tarzlarından kaynaklandığından bahsedilmektedir. Alevi ozanlarının özellikle deyişlerinde işlediği konuların başında da bu doğa sevgisinin geldiği görülmektedir. ABSTRACT Love for nature in the Alevism- Bektaşizm, its roots and reflections in the literature are considered. It is argued that love for nature occupies a place as important as love for god and man kind and that it originates from the anciet Oriental cults,especially from Şamanizm and nomadic life styles, which ae hand in hand with the nature. Yeryüzü etim, tenim, Akarsulardır kanım, Tahkık burcundan doğar Uyakmaz benim günüm Said Emre Alevilik-Bektaşilik te Tanrı ve insan sevgisi kadar doğa sevgisi de önemli bir yer tutar. Bu inanç sisteminde, insanlar doğayla öylesine özdeşmiş ve bütünleşmiş ki, yeryüzüne etim, tenim; akarsularına kanım, başka bir tanımla yer anam, gök babam, güneş atam diyecek kadar onu kutsamış ve saygı duymuşlardır. Kaygusuz Abdal, bunu şöyle ifade etmektedir: İnsan, cümle yaradılmışın aynasıdır... Cemi (bütün) eşyanın hakikatı âlem-i âdemdir ve âdemin hakikatı Hakk tır.. İnsanın vücudu bir şehir gibidir; Ateş, Su, Toprak ve Yel gibi dört türlü nesneden; kemik, sinir damar, deri, ilik, et, kan, yağ ve kıl gibi dokuz cevherden oluşmuştur... Yedi kat yerler vücudumdur, sular damarımdır, gökler çadırımdır, arş seyranımdır, çarh devranımdır, yıldızlar meşalemdir... Gece ermişlik, gündüz nebilik-tir. İlkbahar doğmak, sonbahar ölmek; sağlık gülbahçesinde olmak, hastalık karanlıkta kalmaktır... Bütün kâinat (altı bini nebâta bitkilere, altı bini hayvanata, altı bini insana ait olan, birbirinden ayrı olmayan ve Tanrı ile kuşatılan bu onsekizbin âlem) insanın vücudundadır, özündedir. Bunları dilimiz ve elimizle rencide etme-meliyiz, incitmemeliyiz. Çünkü onlar rencide olursa, Tanrı da renci-de olur... Doğa inançlarından kaynaklanan su, ağaç ve ateş kültü, Anadolu ve Balkanlar da, özellikle Alevi- Bektaşi toplulukları arasında varlığı-nı halen sürdürmektedir. Alevilik teki vahdet-i vücut (varlık

birliği) kuramına göre, evrende her şey birbirleriyle içiçedir ve bir uyum içindedir; sazdaki akortta ve gezegenlerin güneşin etrafındaki dönüşünde olduğu gibi. Bu uyum (armoni) doğal olarak insan, Tanrı ve doğa ilişkilerinde de vardır. Bu düzeni bozan ise, doğaya egemen olan insanoğlunun kendisidir. Halbuki insan, doğanın bir parçası-dır; ondan ayrı değildir. Varlık birliği kuramını savunan mutasavvıflara göre, küçücük bir çiçeğin sapından tutulup sallanmasıyla, yıldızların dayandığı temel sallanır... Şeyh Bedreddin e göre, Varlık âlemi bir bütün-dür... (Hakikat sırrına eren) insan, dağları, ırmakları, ağaçları, bahçeleri, dünyada ne varsa her şeyi kendi içinde bulur. Dünya o olur, o da dünya. Neye baksa, kendisi. Kendisi olmayan bir şey bulunmaz. Neye baksa, baktığı şey olur. Neye baksa, baktığı şeyin kendisi olduğunu anlar. Güneş ile zerrenin aynı şey olduklarını kavrar; aralarında bir ayrılık düşünmez. Zaman da tek bir zaman olur onun için; başlangıç ve son, ilksizlik ve sonrasızlık tek bir anın içinde erir... Dost dost diye nicesine sarıldım/benim sadık yârim kara toprak-tır ; dağlar çiçek açar, Veysel dert açar diyen Alevi ozanlarından tabiat âşığı Veysel Şatıroğlu, gözleri görmediği halde, tabiatı rengâ-renk çiçekleri ve burcu burcu kokularıyla, kilim dokur gibi ilmek ilmek şiire işlemiştir: Ne zaman toprakla birleşir cismim/cümle mahluk ile bir olur ismim Ne hasudum kalır, ne de bir hasmım/eski düşmanlarım olur dostlarım Benden ayrılınca kin ve buğuzum / Herkese güzellik gösterir yüzüm Topraktır cesedim, güneştir özüm/hava, yağmur uyandırır hislerim Âşık Veysel Bülbül olayım öteyim, dost bahçesinde yatayım Gül oluban açılayım, ayruk dahı solmayayım. *** Gel varalım bizim ile, kim giresin bahçelere Daim öter bülbüllerim, gülistanım solmaz benim. Yunus Emre Alevi inanç ve öğretisindeki doğa sevgisi, onun edebiyatına da yan-sımıştır. Şiirlerinde, deyiş ve nefeslerinde burham burham doğa kokar; doğa ve doğadaki varlıklar konuşur ve konuşturulur: Bülbül olsam varsam gelsem / Hakk ın divanına dursam Ben bir yanıl alma olsam / dalına bitsem ne dersin? ( ) Sen bir Cennetlik kul olsan / Cennet e girmeğe gelsen Pir Sultan üstadın bulsan / bilece girsek ne dersin? Anadolu ve Balkanlarda, özellikle Alevi topluluğu arasında varlığı-nı halen sürdüren bu doğa inancının kökeni, hiç kuşkusuz eski doğa kültlerinden (özellikle Şamanizm den) ve tabiatla içiçe olan konar-gö-çer yaşam tarzlarından kaynaklanır. Dağlar, ormanlar, otlaklar, ağaç-

lar, sular, ırmaklar, çiçekler, ay, güneş, yıldız gibi yer ve gökyüzün-deki tüm tabiat unsurları göçebe topluluğun yaşamını etkileyen temel unsurlardır. Göçebenin yaşamı, geçimi onlara bağlıdır; onlarla uyup kalkmakta, onlarla düşünmektedir. Alevilerde tabiat unsurlarına bu kadar önem verilmesi, işte onların doğayla iç içe olan bu yaşam tarzların-dan kaynaklanır. Alevi ozanlarının ağırlıkla işledikleri konulardan biri de, işte bu tabiat unsurlarıdır. Bu geleneğin kaynağını oluşturan Dede Korkut ta, bakınız suyun ve ağacın önemi nasıl ifade edilir: Çağnam çağnam kayalardan çıkan su Ağ koyunlar gelüp çevresinde yatduğı su Hasan ile Hüseyn in hasreti su Bağ ve bostanın ziyneti su Ayşe ile Fatıma nın nigahı su Şahbaz atlar gelip içdügi su Ağ koyunlar gelip çevresinde yatdığı su Ordumun haberin bilir misin digil mana Kara başım kurban olsun suyum sana. *** Ağaç ağaç der isem sana erilenme ağaç Mekke ile Medine nin kapısı ağaç Musa Kelimün asası ağaç Büyük büyük suların köprüsü ağaç Kara kara denizlerin gemisi ağaç Şah-ı Merdan Ali nin Düldülü nün eyeri ağaç Zülfikarın kını ile kabzası ağaç Şah Hasan ile Hüseyn in beşiği ağaç Eğer erdir, eğer avratdır korhusu ağaç Başın ala bakar olsam başsız ağaç Dibün ala bakar olsam dipsiz ağaç

Beni sana asarlar götürmegil ağaç Götürecek olur isen yiğitliğim seni tutsun ağaç Bizim ilde gerek idin ağaç Kara hindu kullaruma buyura idim Seni para para doğrayalar idi ağaç. Aşırı çevre kirliliği, zararlı atık ve kimyasal maddelerle çöp yığını-na dönüştürdüğümüz ve kendisine düşmanca davrandığımız halde, bi-ze yine de kucak açan ve bizi besleyen toprağın bu vefalı ve sadıkane dostluğunu geliniz Âşık Veysel den dinleyelim: Dost dost diye nicesine sarıldım Benim sâdık yarım kara topraktır Beyhude dolandım, boşa yoruldum Benim sâdık yârım kara topraktır (...) Her kim olursa bu sırra mazhar Dünyaya bırakır ölmez bir eser Gün gelir Veysel i bağrına basar Benim sâdık yârim kara topraktır. Alevilerde, çocuk adlarının daha çok doğa isimlerinden tercih edil-mesi ve bilhassa Sıraç Alevilerinde kız çocuklarına genellikle Gelin-cik, Zambak, Lâle, Sümbül, Nergiz ve Nevruz gibi çiçek isimleri-nin verilmesi, doğa sevgisinden kaynaklansa gerektir. Doğayı güzel-leştiren ve onu renk cümbüşüne dönüştüren hiç kuşkusuz çiçeklerdir: Çiçekler ki, güzelliğin simgesidir; Yaşamın, umudun ve sevincin ifadesidir. Çiçekler ki, gönüllerin dilidir; Rengârenk, burcu burcu, Sevgi, aşk ve hatıralarla doludur. (A. D.) Rengârenk parlayan, burcu burcu kokan çiçeklerin güzelliğini, bir de çiçeklerin dilinden dinleyelim: Çiğdem der ki ben elâyım / yiğit başına belayım Her çiçekten ben alâyım / benden alâ çiçek var mı? Al baharlı mavi dağlar / yârim gurbet elde ağlar

Lâle der ki, be hey Tanrı / benim boynum neden eğri? Yârden ayrı düştüm gayri / benden alâ çiçek var mı? Al baharlı mavi dağlar / yârim gurbet elde ağlar Sümbül der ki, boynum uzun / yapraklarım düzüm düzüm Ak gerdana beni düzün / benden alâ çiçek var mı? Al baharlı mavi dağlar / yârim gurbet elde ağlar Nevruz der ki, ben nazlıyım / sarp kayalarda gizliyim Mavi donlu gök gözlüyüm / benden alâ çiçek var mı? Al baharlı mavi dağlar / yârim gurbet elde ağlar. Doğanın bu güzel değerlerine sahip çıkmayanlara, gülün ve dost-luğun kadrini, kıymetini bilmeyenlere, bakınız Şah İsmail Hatayi nasıl sesleniyor: Ezel bahar olmayınca / kırmızı gül bitmez imiş Kırmızı gül bitmeyince / dertli bülbül ötmez imiş Bülbül hevestir ötmeğe / sarılıp güle yatmağa Bahçıvan gülü satmağa / gül kadrini bilmez imiş Bahçıvan satma bu gülü / haramdır parası pulu Ağlatma dertli bülbülü / göz yaşın silmez imiş Bülbül güle hayran olur / hayran olur seyran olur Bazı insan hayvan olur / hayvan âdem olmaz imiş Şah Hatayi ölmeyince / tenim türab olmayınca Dost dosttan ayrılmayınca / dost kadrini bilmez imiş. Çiçekler kadar, belki de onlardan daha fazla halk türkülerine konu olan, hiç kuşkusuz, yol yolak vermeyen, ama kendisine yaslanan konuğunu da yalnız bırakmayan, onu saklayan, bekleyen heybetli, hey-betli olduğu kadar da kutsal olan yüce dağlardır: Hemen Mevla ile sana dayandım Arkam sensin, kal am sensin dağlar hey! Yoktur senden gayrı kolum kanadım Arkam sensin, kal am sensin dağlar hey! Köroğlu Gönlüm darlandı da çıktım dağlara

Gönlüm eğlencesi dağlar merhaba Aktı çeşmim yaşı döndü çaylara Çeşmim eğlencesi çaylar merhaba. Ruhsati Başı duman pare pare / yol ver dağlar yol ver bana Gönlüm gitmek ister yâra / yol ver dağlar yol ver bana. Âşık Yener Dağlar olsun da, başı pare pare dumanlı olmasın; bağrı yanık yanık tütmesin!.. Dağlar olsun da, yolsuza yol, umutsuza umut, mazluma sığnak olmasın! Dağlar olsun da, Pir Sultan Abdal, Dadaloğlu, Kör-oğlu ve Karcaoğlan gibi halk ozanlarına mekân olmasın!.. Belimizde kılıcımız kirmanı Taşı deler mızrağımın temreni Hakkımızda devlet etmiş fermanı Ferman padişahın, dağlar bizimdir. Dadaloğlu Benden selâm olsun Bolu Beyine Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır At kişnemesinden, gargı sesinden Dağlar sedâ verip seslenmelidir. Köroğlu Hezeli de Karac oğlan hezeli Döküldü dalların gülü gazeli Gurbet ilde ben neylerim güzeli Yol ver dağlar ben sılama gideyim! *** Köroğlu der tepelerden bakarım Gözlerimden kanlı yaşlar dökerim Bunca yıldır hasretini çekerim Arkam sensin, kal am sensin dağlar hey!.. Başı pare pare dağların dumanı, karı, kışı, boranı eksilir mi?.. Ya şu dağların şahı, erenlerin nazargâhı ve Pir Sultan ın seyrangâhı Yıldızdağı nın dumanı neden çekilmez; neden halen yaslı ve firkatlı? Gelmiş iken bir habercik sorayım Niçin gitmez, Yıldızdağı dumanın

Gerçek erenlere yüzler süreyim Niçin gitmez Yıldızdağı dumanın ( ) Ben de bildim, şu dağların şahısın Gerçek erenlerin nazargâhısın Abdal Pir Sultan ın seyrangâhısın Niçin gitmez Yıldızdağı dumanın. Dağlara güzellik veren, ona hayat kazandıran hiç kuşkusuz orman-lardır. Ormanlar, doğanın akciğeri ve oksijen üretiminin temel kaynağıdır. Ormanlar, milyonlarca canlı türüne kucak açar ve onlara ba-rınma imkanını sağlar. Ormanlardaki varlığı ve onun çok yönlü yararlarını gelin Âşık Veysel den dinleyelim: Orman yurdun temelidir / nesillerin evvelidir Her sanatın ilk elidir / ormandaki varlığa bak ( ) Veysel sever ağaçları / dalında öten kuşları Orman yapar her işleri / ormandaki varlığa bak. Alevi-Bektaşi ozanları kimi zaman kendisini bübül yerine, gül yeri-ne, doğadaki canlı cansız varlıkların, nesnelerin yerine koymuş; onlar-la konuşmuş, onlarla dertleşmiş, onlarla haşır neşir olmuştur: Sordum sarı çiğdeme / sen nerede kışlarsın Ne sorarsın be derviş / yer altında kışlarım Sordum sarı çiğdeme / yer altında ne yersin Ne sorarsın be derviş / kudret lokması yerim Sordum sarı çiğdeme / senin benzin ne sarı Ne sorarsın be kardeş / Hak korkusun çekerim Sordum sarı çiğdeme / anan baban var mıdır Ne sorarsın be kardeş / anam yer, babam yağmur Sordum sarı çiğdeme / asâcığı elinde Hak kelâmı dilinde / çiğdemde dervişlik var Pir Sultan ım erlerle / yüzü dolu nurlarla Ak sakallı pirlerle / çiğdemde dervişlik var.

Alevilikte insana, Tanrı ya, doğaya duyulan sevgi, aynı şekilde hayvanlara karşı da beslenir. Evdeki at, inek, öküz, koyun, kuzu... Dağdaki geyik, turna, aslan, güvercin vd. aynı şekilde korunur ve sevgi duyulur. Hz. Ali nin ve 5. İmam Muhammed Bakır ın bu konu-da söyledikleri şu sözler oldukça anlamlıdır: Dindar görünmek veya bir an önce işinin başına dönmek için binek hayvanına katı ve zalim davranan kişi adalet sınırlarını taş-mıştır; tanıklığı kabul edilmez (Hz. Ali). Hacca herkesten önce varıp, herkesten önce vatanına dönenin tanıklığı kabul edilmez; çünkü o, bindiği binek atını zorlamış; mahvetmiş ve helâk etmiştir (İmam Muhammed Bakır). Pir Sultan Abdal da, evin devliğini (geçim ve idarasini) sağlayan öküzün hoşça tutulması ve ona eziyet edilmemesi için rençberlere (çiftçilere) şöyle seslenir: Dağdan kütür kütür hezen indirir İndirir de ateşlere yandırır Her evin devliğin öküz döndürür İrecberler, hoşça görün öküzü Öküzün damını alçacık yapın Yaş koman altında, kuruluk sepin Koşmadan koşuma gözlerin öpün İrecberler, hoşça görün öküzü Pir Sultan ım der ki, kaynar coşunca Tekne hamur kalmaz ekmek pişince Adem ata ök(ü)zün çifte koşunca İrecberler, hoşça görün öküzü! Şah İsmail Hatayi, kendisinden kaçmak isteyen geyiğe bakın nasıl seslenir: İçmişim bir dolu olmuşum ayık Düşmüşüm dağlara olmuşum peyik Sana derim sana sürmeli geyik Kaçma benden kaçma avcı değilim Avcı değilim ki düşem izine Kaça kaça kanlar indi dizine Sürmeler mi çektin kömür gözüne Sana derim sana geyik erenler Bize sevda sana dalga verenler Dilerim Mevlâ dan onmaz vuranlar Kaçma benden kaçma avcı değilim Aydur Şah Hatayim uçak kaçandan Zerrece korkmazız bu tatlı candan Gidip davac(ı) olma atana benden

Kaçma benden kaçma avcı değilim Kaçma benden kaçma avcı değilim. Doğayla bu kadar iç içe olan; Tanrı-insan ve doğa sevgisine dayanan Alevilik te, Alevi ulusunun taht-ı revanı, bend-i pınarı ve cem-i can-ları güldür, gülistandır: Pir divânına uğradım / Pir in divânı güldür gül Oturmuş köşk sarayına / taht-ı revânı güldür gül Gülden terazi tutarlar / gül alırlar gül satarlar Gül ile gülü tartarlar / çarşı pazarı güldür gül Kurusu güldür, yaşı gül / toprağı güldür, taşı gül Has bahçenin içindeki / servi çenarı güldür gül Gülden değirmen döndürülür / gine gülden gül övünür Akar arkı, döner çarkı / bendi pınarı güldür gül Güle gül Seyyid Nesimi / haklı nefesleri güldür Hak oturur mihman canla / cem-i canlar güldür gül. (Bu makale, kısaltılmış şekliyle Ali Duran Gülçiçek in yayımlanmak-ta olan Her Yönüyle Alevilik-Bektaşilik-Kızılbaşlık Gerçeği adlı yapıtından alınmıştır. Konuyla ilgili bibliyografya da aynı yapıtta yer al-maktadır).