UYGULAMADA YAKALAMA, GÖZALTINA ALMA ve İFADE ALMA



Benzer belgeler
2:Ceza muhakemesinin amacı nedir? =SUÇUN İŞLENİP İŞLENMEDİĞİ KONUSUNDAKİ MADDİ GERÇEĞE ULAŞMAK

Madde 2- Bu Yönetmelik hükümleri bütün kolluk kuvvetini kapsar.

KOVUŞTURMA ve SONRASI Tanık, polise veya savcıya ifade vermek zorunda mıdır?

Durdurma Yakalama Gözaltı Arama Tutuklama

YAKALAMA, GÖZALTINA ALMA VE İFADE ALMA YÖNETMELİĞİ. Resmi Gazete Tarihi: Resmi Gazete Sayısı: 25832

YAKALAMA, GÖZALTINA ALMA VE İFADE ALMA YÖNETMELİĞİ Pazartesi, 06 Haziran :40 - Son Güncelleme Pazartesi, 06 Haziran :40

Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği. Adalet Bakanlığından: Resmi Gazete Tarihi : 01/06/2005. Resmi Gazete Sayısı : 25832

CEZA MUHAKEMESİNDE SES VE GÖRÜNTÜ BİLİŞİM SİSTEMİNİN KULLANILMASI HAKKINDA YÖNETMELİK. (Resmi Gazete: 20 Eylül 2011, sayı: 28060) BİRİNCİ BÖLÜM

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM TANIM, İLKELER, MUKAYESELİ HUKUK, TARİHİ GELİŞİM

YAKALAMA, GÖZALTINA ALMA VE İFADE ALMA YÖNETMELİĞİ

Türkiye de Çocukların Terör Suçluluğu. Dr. Yusuf Solmaz BALO

Tanzimat tan Günümüze Anayasal Gelişmelerde Temel Hakları Sınırlayan Ceza Muhakemesine İlişkin Düzenlemeler

Av. Ece KAVAKLI Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Ankara Halk Sağlığı Müdürlüğü Hukuk Birimi

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...V ÖZET...VII ABSTRACT...VIII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR LİSTESİ...XV GİRİŞ...1

DERS 15: Adli Bilişim

İÇ GÜVENLİK PAKETİ Son Sınıf Öğrencileri İçin Bilgi Notu

BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

OHAL KAPSAMINDAKİ SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMALARDA AVUKATLARIN SAVUNMA HAKLARININ KISITLANMASI KONULU ARAMA KONFERANSI SONUÇ RAPORU

adli psikiyatride epilepsi

YAKALAMA, GÖZALTINA ALMA VE İFADE ALMA YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

MURAT EĞİTİM KURUMLARI

KONTROLLÜ TESLİMAT YASA TASARISI. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı yapar: BİRİNCİ KISIM Genel Kurallar

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...V ÜÇÜNCÜ BASKIYA SUNUŞ... VII İKİNCİ BASKIYA SUNUŞ... IX SUNUŞ... XI İÇİNDEKİLER... XIII KISALTMALAR...XIX

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN. BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler

ADLİ KOLLUK YÖNETMELİĞİ. Yayımlandığı Resmi Gazete Tarihi: , Sayısı: BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Bilgisayar, internet ve bilişim alanında uzmanlaşmış teknik personelin ve hızlı soruşturma ile yargılamanın temeli olan, konusunda uzmanlaşmış

HAYATA KARŞI SUÇLAR. Madde 81- (1) Bir insanı kasten öldüren kişi, MÜEBBET HAPİS CEZASI ile cezalandırılır.

CİNSEL SALDIRILAR ACİL HEKİMİNİN SORUMLULUKLARI. Dr. Serhat KOYUNCU Gaziosmanpaşa Üniversitesi Acil tıp A.D

TÜRKİYE DE CEZA VE ADALET SİSTEMİ

5271 SAYILI CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNA GÖRE İFADE ALINMASI SIRASINDA AVUKAT BULUNDURULMASI

Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi

T Ü R M O B TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ SİRKÜLER RAPOR MEVZUAT

MADDE 2 : Bu Yönetmelik, Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince müdafi veya vekil görevlendirilmesi ile bu kişilere yapılacak ödemeleri kapsar.

Kabul Tarihi :

CEZA USUL HUKUKU DERSİ (VİZE SINAVI)

Kanuni (Doğal) Hakim İlkesi Hakimlerin Tarafsızlığı Genel Olarak Hakimin Davaya Bakmasının Yasak Olduğu

TÜRK VATANDAŞLARI HAKKINDA YABANCI ÜLKE MAHKEMELERİNDEN VE YABANCILAR HAKKINDA TÜRK MAHKEMELERİNDEN VERİLEN CEZA MAHKUMİYETLERiNİN İNFAZINA DAİR KANUN

T.C. HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU

ADLİ TIBBİ AÇIDAN ADLİ PSİKİYATRİ

İLK İTİRAZ, CEVAP, TEMYİZ VE KARAR DÜZELTME SÜRELERİ

CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN İNFAZI HAKKINDA KANUN DA BELİRLENEN İLKELER

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ

3984 sayılı kanunda şeref ve haysiyet

Sayı: Ankara, 24 /03/2014 ANKARA İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA

Sayı: 32/2014. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı yapar:

MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİNİN YARGILANMASI HAKKINDA KANUN

Sahte Banknotların İncelenmesi Ve Değerlendirilmesinde Uyulacak Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik

ÇIKAR AMAÇLI SUÇ ÖRGÜTLERİYLE MÜCADELE KANUNU. (Resmi Gazete ileyayımı: Sayı: 23773)

Ceza Muhakemesinde Beden Muayenesi, Genetik İncelemeler ve Fizik Kimliğin Tespiti Hakkında Yönetmelik

Sayı : [02] /556/ /01/2013

ÖNSÖZ 3 EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YAZISI 5 İÇİNDEKİLER 7-12 KANUNLAR VE KAYNAKLAR BİRİNCİ BÖLÜM Genel Bilgiler Dersin adı ve konusu 17

Karar No: 388/2 Karar Tarihi:

Sağlık Personeline Karşı İşlenen Suçlar. Dt. Evin Toker

Ceza Muhakemesinde Beden Muayenesi, Genetik İncelemeler ve Fizik Kimliğin Tespiti Hakkında Yönetmelik

İLK İTİRAZ, CEVAP, TEMYİZ VE KARAR DÜZELTME SÜRELERİ

3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanununun bu hükmünden yola çıkarak, İçişleri Bakanlığının emniyet ve asayişi sağlamada, yürütme organları olarak

T U T U K L A M A v e T U T U K L A M A S Ü R E L E R İ

SPKn İDARİ PARA CEZALARI

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı HATA BİLDİRİM FORMU (Usulsüzlük, Yolsuzluk, Etik Kural İhlali)

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN

8 Nisan 2016 CUMA Resmî Gazete Sayı : YÖNETMELİK

5237 TCK DEĞĠġĠKLĠK TASARISI Cinsel Suçlarla Ġlgili Bölüm. Önerilen DeğiĢiklik Cinsel saldırı (Tasarı Madde 42)

POLİS TARAFINDAN KULLANILAN MUHBİRİN ÖDÜLLENDİRİLMESİ YASA TASARISI. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı yapar:

TEMEL YASALAR /DÜZENLEMELER

100 Başlıkta Soruşturma Evresi

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI 31/10/ /11/2013 SAMSUN

TİCARÎ SIR, BANKA SIRRI VE MÜŞTERİ SIRRI HAKKINDA KANUN TASARISI

Tıpta bilirkişilik şu konuları kapsamaktadır:

Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Kanun No Kabul Tarihi :

ADLİ SİCİL KANUNU. Kanun Numarası : 5352 Kabul Tarihi : 25/5/2005 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih: 1/6/2005 Sayı : 25832

1.GRUP TARAFINDAN TESPİT EDİLEN SORUN VE SORULAR

Av. Ülkercan Özbey İlhan Ankara Barosu CMK ve Gelincik Merkezi Üyesi

Tutanağın imzalanması MADDE 6 (1) Kararın uygulandığı kişiye aşağıdaki hususlarda bilgi verilir ve karar tutanağını imzalaması istenir.

ÜÇÜNCÜ KISIM Olağanüstü Kanun Yolları. BİRİNCİ BÖLÜM Karar Düzeltme ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının İtiraz Yetkisi

Birleşmiş Milletler Avukatların Rolüne İlişkin Temel İlkeler Bildirgesi (Havana Kuralları)

CEZA MUHAKEMESİ KANUNU

T.C. ADALET BAKANLIĞI Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı. Sayı : B.03.0.BİD /31 14/12/2011 Konu : Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS)

ADLİ SİCİL KANUNU. Kanun Numarası : Kanun Kabul Tarihi : 25/05/2005. Resmi Gazete Tarihi : 01/06/2005. Resmi Gazete Sayısı : 25832

İPTAL BAŞVURUSUNA KONU OLAN YASA MEDDESİ İLE İLGİLİ AÇIKLAMA:

İÇİNDEKİLER. Giriş 1 SORUŞTURMA EVRESİ. 1. SORUŞTURMA KAVRAMI ve SORUŞTURMANIN AMACI 3 2. SORUŞTURMANIN YÜRÜTÜLMESİNDEN SORUMLU MERCİ

BURSA ESKİŞEHİR BİLECİK KALKINMA AJANSI HATA, HİLE, USULSÜZLÜK, YOLSUZLUK VE ŞİKAYETLERDE İZLENECEK USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNERGE

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ CEZA MUHAKEMESİ HUKUKU 2016 / 2017 ÖĞRETİM YILI BÜTÜNLEME SINAVI OLAY ÇÖZÜMÜ

SONRADAN KONTROL VE RİSKLİ İŞLEMLERİN KONTROLÜ YÖNETMELİĞİ

Mevzuat Kroniği CEZA HUKUKU

EK-1 ŞÜPHELİ - SANIK KARAR TAKİP FORMU... nın...tarihli ve...sayılı yazısı.

KARAPARA AKLANMASININ ÖNLENMESİ

ADLİ SİCİL KANUNU. Kanun Numarası : Kanun Kabul Tarihi : 25/05/2005. Resmi Gazete Tarihi : 01/06/2005. Resmi Gazete Sayısı : 25832

MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİNİN YARGILANMASI HAKKINDA KANUN. Kanun Numarası : Kabul Tarihi : 02/12/1999

DEVLET MEMURLARININ ŞİKAYET VE MÜRACAATLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BİLAL MÜŞTAK BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/233)

İçindekiler Önsöz 5 Kısaltmalar 19 Giriş 21 Birinci Bölüm İDARÎ YARGININ GELİŞİMİ VE TÜRK YARGI TEŞKİLATININ GENEL GÖRÜNÜMÜ I. YARGISAL DENETİMİNDE

KPSS KAMU PERSONELİ SEÇME SINAVI

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU İKİNCİ DAİRE KARARI Esas No 2012/299. Karar No 2013/422

Soruşturma Evresinde Ağırlıklı Olarak Kolluk Tarafından Yapılan İşlemler

Cinsel İstismar Olgularında Muayene ve Örnek Almanın Yasal Sınırları Sorunlar ve Çözüm Önerileri Mehmet Akif İnanıcı

İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA Gönderilmek üzere ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA

TÜRK CEZA KANUNUNDA ÇOCUĞUN CİNSEL İSTİSMARI

I. Genel Bilgiler Ülkeler arasındaki hayat standartlarının farklılığı, bazı ülkelerde yaşanan ekonomik sorunlar, uygulanan baskıcı rejimler, yaşanan

Beşinci Bölüm KORUMA TEDBİRLERİ. 1 Giriş ve Genel Özellikleri

İÇİNDEKİLER. Ceza Hukuku Genel Hükümler

Transkript:

UYGULAMADA YAKALAMA, GÖZALTINA ALMA ve İFADE ALMA Ş. Binnaz Aydın YUNUS Taşlıçay C.Savcısı GİRİŞ: Her suç toplum düzeninde açılmış bir yarayı ifade eder. Devletin toplum düzeni içinde açılmış bu yarayı en kısa zamanda sarması ve kamu vicdanını rahatlatması devletin aslî görevidir. Devletin toplum düzenini koruma adına her bireyi cezalandırma yetkisi vardır. Ancak devlet toplum adına cezalandırma yetkisini kullanırken bireyin sahip olduğu hak ve özgürlükleri de gözönünde bulundurmak zorundadır. Modern suç araştırma teknikleri ne kadar gelişmiş olursa olsun yakalama, gözaltına alma ve ifade alma yöntemlerinin daima İnsan Hakları Sözleşmesi çerçevesinde düşünülmesi gerekir. Bazı dönemlerde sırf maddî gerçeği ortaya çıkarılabilmesi amacıyla sanık hakları geri plâna atılarak şüpheli ve sanığı itirafa zorlamak için yasak sorgu yöntemleri olarak bilinen kötü davranma, yorgun düşürme, ilaç verme, bedensel müdahalede bulunma, işkence, hile, hipnotizma, tehdit, çıkar vaadi, kanun dışı cebir kullanma, karar verme yeteneğini zafa uğratma gibi zorlayıcı ve hukukî olmayan önlemlere başvurulması kabul edilmişse de günümüz ceza muhakemesinde maddî gerçeğin ortaya çıkarılması kadar, insan hak ve onurunu koruyucu önlemlerde büyük önem taşımaktadır. Gerek yakalama, gerekse gözaltına alma ve ifade alma da Cumhuriyet savcıları adına görev yapan kolluk kuvvetlerine önemli görevler düşmekte ancak hukukumuzda henüz adlî polis teşkilâtı kurulmamış olması ve Cumhuriyet savcıları adına araştırma yapan organın idarî olması sebebiyle kimi zaman tarafsız olamaması keza kişi özgürlüklerini korumaktan çok delil toplamaya önem vermesi sebebiyle uygulamada güçlükler yaşanılmaktadır. Ancak 1 Ekim 1998 gün ve 23480 sayılı Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği nin 25 inci maddesinde Cumhuriyet savcılarına kolluk kuvvetlerini denetleme yetkisinin verilmesi bu konuda atılan önemli bir adımdır. 1- YAKALAMA A- Yakalama Kavramı Yakalama: Kamu güvenliğine, kamu düzenine veya kişinin vücut veya hayatına yönelik var olan bir tehlikenin giderilmesi için denetim altına alınması gereken veya suç işlediği yönünde hakkında kuvvetli iz, eser, emara ve delil bulunan kişinin gözaltına alınma veya muhafaza altına alınma işlemlerinden önce hâkim kararı olmaksızın özgürlüğünün geçici olarak ve fiilen kısıtlanarak denetim altına alınmasını ifade eder.(1) Başka bir ifade ile ceza yargılamasının güvenli bir şekilde yapılabilmesi amacıyla henüz bir tutuklama kararı olmadan önce sanığın özgürlüğünün kısıtlanmasıdır.(2) B- Yakalama Yetkisi a) Yakalayan Şahsın Herhangi Bir Kişi Olması Henüz yetkili bir mercii tarafından verilmiş bir tutuklama müzekkeresi olmadan meşhut bir cürüm sırasında rastlanan veya meşhut cürümden dolayı takip olunan suçun, çok az önce işlenmiş olduğunu gösteren eşya veya delillerle yakalanan ve firar etme ihtimali bulunan ya da hüviyetinin tesbiti derhal mümkün olmayan hâllerde yakalama işlemi kolluk kuvvetinin yanı sıra herkes tarafından yapılabilir. b- Yakalayanın Kolluk Görevlisi Olması

- Gecikmesinde sakınca bulunan ve Cumhuriyet savcısına veya derhal amirlerine müracaat imkanı olmayan hâllerde, hakkında tutuklama müzekkeresi kesilmesi gereken kişileri veya suçüstü halinde veya gecikmesinde sakınca bulunan diğer hâllerde suç işlendiğine veya suça teşebbüs edildiğine dair haklarında kuvvetli iz, eser, emare ve delil bulunan şüphelileri, - Kolluk kuvvetinin kanun ve usul dairesinde verdiği emirlere itaatsizlik eden ve aldığı tedbirlere uymayanları, - Görev yaparken kolluk kuvvetine mukavemet eden, görevlerinden alıkoymak amacıyla kolluğa zorluk çıkartan ve yakalanmadıkları taktirde bu tarz hareketlere devam etme ihtimali bulunan şahısları, - Haklarınca yetkili mercilerce verilen yakalama ve tutuklama kararı bulunanları veya kanunda istenilen bir mükellefiyeti yerine getirmedikleri için yakalanması gerekenleri, - Uyuşturucu maddeleri alan, satan, bulunduran veya kullananları, - Halkın rahatını bozacak derecede sarhoş olanları veya sarhoşluk hâlinde başkalarına saldıranları, - Halkın huzur ve sükununu bozanlardan, yapılan uyarılara rağmen bu hareketlerine devam edenlerle, başkalarına saldırıya yeltenenleri ve kavga edenleri, - Bir kurumda tedavi, eğitim ve ıslah için kanunlarda belirlenen esaslara uygun olarak, alınan tedbirlerin yerine getirilmesi amacıyla, toplum için tehlike teşkil eden akıl hastası, uyuşturucu madde veya alkol tutkunu, serseri veya hastalık bulaştırabilecek kişileri, - Haklarında mahkemece çocuk bakım ve yetiştirme yurtlarına veya benzeri resmî veya özel kurumlara yerleştirilmesini veya yetkili merci önüne çıkarılmasına karar verilen küçükleri, - Usulüne aykırı şekilde ülkeye girmek isteyen veya giren veya hakkında sınır dışı etme veya geri verme kararı alınan kişileri, - Kimliğini bir belge ile veya kolluk kuvvetince tanınmış veya güvenilir kişilerin tanıklığı ile ispat edemeyenlerle gösterdikleri belgelerin doğruluğundan şüphe edilen kişileri, aranan kişilerden olup olmadıkları, anlaşılıncaya veya gerçek kimliği ortaya çıkıncaya kadar 24 saati geçmemek üzere, Kolluk görevlileri yakalama, gözaltına alma ve muhafaza altına almaya yetkilidir. Kolluk kuvveti tarafından yapılan yakalama hâlinde durum derhal Cumhuriyet savcısına bildirilmelidir. C- Şikâyete Tâbi Suçlarda Yakalama Takibi şikâyete bağlı suçların küçüklere ya da beden veya akıl hastalığı veya maluliyet veya güçsüzlüğün sebebiyle kendini idareden aciz içinde bulununlara kaşı işlenmesi hâlinde işlenen meşhut suçlarda(3) şüpleninin yakalanması şikâyete tâbi değildir. Şikâyet olmasa dâhi kolluk kuvveti yeterli delilleri toplamakla mükelleftir. Takibi şikâyete bağlı suç faili CMUK 127/son maddesi mucibince yakalandığı takdirde sanık hakkında henüz usulünce şikâyette bulunulmamış ise, şikâyet hakkı bulunan mağdura, mağdur sayısı birden fazla ise herhangi birine durum bildirilir.(4) D- Yakalamadan Sonraki İşlemler Yakalanan kişinin ilk olarak üst araması yapılır. Yakalama sırasında suçun iz, emera ve delillerin kaybolmasını önleyici tedbirler alınır. Örneğin işlenen bir cinayet sonrasında olay yerinde bulunun suç aleti, kıl, yazılan bir yazı, mermi kovanı vb. nin seri bir şekilde tespiti yapılıp muhafazası gerekir. Yakalama sırasında kişiye yakalanma sebebi, susma hakkı, müdafii yardımdan yararlanma hakkı, yakalamanın yakınlarına bildirilme hakkı açıklanmalıdır. Ancak yakınlarına bildirim hakkı soruşturmanın seyrini etkileyecek ya da soruşturmanın kapsam ve konusunun açığa çıkması bakımından kesin bir sakınca doğuracaksa bu husus tutanakla tespit edilir.

Yakalama işlemi kolluk tarafından bir tutanakla tespit edilir ve tutanağın bir sureti yakalanan kişiye verilir. Ayrıca bu kişiye haklarının yazılı olarak bildirildiğine ve kendisi tarafından da bu hususun anlaşıldığına ilişkin sanık hakları formu tanzim edilerek imzalı bir örneği verilir. Yakalanan kişinin gözaltına alınacak olması veya zor kullanılarak yakalanması hâllerinde doktor kontrolünden geçirilerek yakalanma anındaki sağlık durumu belirlenir. Yakalanan kişinin direnmesi, saldırıya teşebbüs etmesi veya saldırıda bulunması hâllerinde kendisine kelepçe takılır. E- Küçükler Hakkında Yakalama a) Fiili İşlediği Zaman 11 Yaşını Bitirmemiş Olanlar Fiili işlediği zaman onbir yaşını bitirmemiş olanlar ile onbeş yaşını bitirmemiş sağır ve dilsizlerin ceza ehliyeti olmadığı yani mutlak sorumsuzluk döneminde bulunmaları sebebiyle bu kişiler suç nedeniyle yakalanamazlar. Ancak işlenilen fiil kanunen bir yıldan fazla hapis cezasını veya daha ağır bir cezayı gerektiriyorsa ancak kimlik ve suç tespiti amacıyla yakalama yapılabilir. Kimlik tespitindan sonra küçük derhal serbest bırakılır. Suç tespitinde küçük hiçbir suretle kullanılamaz. Tespit edilen kimlik ve suç, mahkeme başkanı tarafınan tedbir kararı alınmasına esas olmak üzere derhal Cumhuriyet Savcılığına bildirilir. b. Fiili İşlediği Zaman 11 Yaşını Bitirmiş 18 Yaşını Doldurmamış Olanlar Fiili işlediği zaman 11 yaşını bitirmiş ancak 18 yaşını doldurmamış olanlar suç sebebiyle yakalanabilirler. Bu küçükler, yakınları ile müdafiye haber verilerek derhal Cumhuriyet Savcılığına sevk edilirler. Hazırlık soruşturması bizzat Cumhuriyet savcısı tarafından yapılır. Küçüklerle ilgili işlemler mümkün olduğunca sivil kıyafetli görevliler tarafından yerine getirilir. Küçüklere hiçbir suretle kelepçe takılamaz. Suçun mağduru küçükse bunlara karşı işlenen meşhut suçlarda, kovuşturulması suçtan zarar gören kimsenin şikâyetine bağlı olan fiilerde şüphelinin yakalanması ve soruşturma yapılması için şikâyete gerek yoktur. II- GÖZALTINA ALMA A- Gözaltına Alma Kavramı Kanunun verdiği yetkiye göre yakalanan kişinin, hakkındaki işlemlerin tamamlanması amacıyla, adlî mercilere teslimine veya serbest bırakılmasına kadar kanunî süre içinde sağlığına zarar vermeyecek şekilde özgürlüğünün geçici olarak kısıtlanıp alıkonulmasını ifade eder. B- Gözaltı Süresi Yakalanarak özgürlüğü fiilen kısıtlanan kişinin gözaltı süresi, bu kişinin yakalanması ile başlar. Bir veya iki kişi tarafından işlenene suçlarda yakalanan kişi serbest bırakılmazsa en yakın hâkim önüne gönderilmesi için gerekli süre hariç en geç 24 saat içinde hâkim önüne çıkarılır. Suç, Devlet Güvenlik Mahkemesinin görev alanına giriyorsa bu süre 48 saattir. Gözaltı süreleri azamî süreler olup gözaltına alınan kişilerin işlemlerinin en kısa zamanda bitirilmesi esastır. Gözaltına alınanlar, işlemleri bittikten sonra gözaltı süresinin dolması beklenmeden kolluk kuvvetince ilgili Cumhuriyet Savcılığına sevk edilir. C- Gözaltı Süresinin Uzatılması Devlet Güvenlik Mahkemesinin görev alınana giren suçlarda dahil olmak üzere toplu olarak işlenen suçlarda (en az üç kişi) delillerin toplanmasındaki güçlük, fail sayısının çokluğu ve benzeri sebeplerle soruşturmanın kısa sürede tamamlanması mümkün olmazsa Cumhuriyet savcısı yazılı bir emirle gözaltı süresini 4 güne kadar uzatabilir. Süre uzatımına

rağmen soruşturma tamamlanamamışsa Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hâkim kararı ile şüphelilerin gözaltında tutulma süresi 7 güne kadar uzatılabilir. Devlet Güvenlik Mahkemelerinin görev alınına giren suçların olağanüstü hâl ilân edilen bölgelerde işlenmesi durumunda 7 günlük süre Cumhuriyet savcısının talebi ve yetkili hâkim kararı ile 10 güne kadar uzatılabilir. Cumhuriyet savcısının istemi üzerine durumu değerlendiren sulh hâkimi gözaltına almayı gerektiren bir hâl görmez veya yakalama nedenleri ortadan kalkarsa Cumhuriyet savcısının istemini reddederek yakalanan kişinin derhal serbet bırakılmasına karar verecektir.(5) Cumhuriyet savcısının talebi ve sulh hâkiminin kararı ile toplu suçlarda yakalama süresinin 7 güne kadar uzatılmasını tutuklama olarak gören yazarlar mevcuttur.(6) Zira yakalamada kural olarak hâkim kararı bulunmazken, gözaltı süresinin hâkim kararı ile 3 gün daha kısıtlanması teknik olarak tutuklama gibi mütâlaa edilmektedir. Devlet Güvenlik Mahkemesinin görev alanına giren suçlarda dahil olmak üzere, yakalama ve gözaltı süresinin uzatılmasına ilişkin Cumhuriyet savcısının yazılı emrine karşı, yakalanan kişi, müdafii, yasal temsilci veya yakalananın birinci derecede kan hısımları veya eşi serbest bırakılma istemiyle dilekçe verme hakkına sahiptir. Sulh hâkimi duruşmasız, evrak üzerinden yaptığı inceleme sonunda derhal ve en geç 24 saat içinde bir karar vermek zorundadır. D- Gözaltına Alma Esnasında Yapılan İşlemler Gözaltı birimine getirilen kişi nezarethaneye konulmadan çok iyi bir şekilde aranır. Şayet nezarethaneye alınacak kadın ise kadının üst veya vücudunun aranması bir kadın görevli veya bu amaçla görevlendirilecek diğer bir kadın tarafından yapılır. Gözaltına alınan kişi yabancı uyruklu ise, vatandaşı olduğu ülkenin büyük elçiliği veya konsolosluğuna haber verilir. Nezarethaneye konulmadan önce kendisine zarar verecek kemer, kravat, ip, kesici alet vb, den arındırılır. Üzerinden çıkan eşya ve paralar muhafaza altına alınır. Bu konuda bir tutanak düzenlenir ve bir nüshası ilgiliye verilir. Yakalanan kişi gözaltına alınmadan sağlık muayenesinden geçirilir. E- Küçüklerin Gözaltına Alınması 11 yaşını bitirmiş 18 yaşını ikmal etmemiş küçükler gözaltına alındığında küçüğün gözaltına alındığı derhal ana-baba ve vasisine bildirilir. Küçüğün talebi olmasa dâhi müdafiiden yararlandırılır, ana-baba veya vasi müdafii seçebilir. Cumhuriyet savcılığınca müdafii hazır bulundurmak şartı ile şüpheli küçüğün ifadesi alınır. Kendisinin yararına aykırı olmadığı sürece ve kanunî bir engelde bulunmazsa ifade alınırken ana-baba ve vasisi de hazır bulunabilir. Küçüklerin kimlikleri ve eylemleri mutlaka gizli tutulur. Gözaltında tutulan küçük, yetişkinlerden ayrı bir yerde tutulur. Sıfır-onsekiz yaşları arasındaki küçükler için kovuşturma niteliği taşımayan, suç isnadı oluşturmayan her türlü araştırma yapılır. Suçun iz, emare, eser ve delilleri tespit edilir, muhafaza altına alınır ve belgelenir, şüpheli hakkında bilgi toplanır ve geciktirilmemesi gereken her türlü acele işlemler yapılır. III- İFADE ALMA A- İfade Alma Kavramı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 135 inci maddesi hükümleri uyarınca, işlediğinden şüphe edilen fiil bildirilip, susma ve müdafiiden yararlanma hakkı ile şüpheden kurtulması için somut delillerin toplanmasını isteyebileceği hatırlatırak ve eldeki bilgi ve bulgulardan yararlanılarak, suç işlediği şüphesi altında bulunan kişilerin kolluk kuvveti tarafından dinlenmesini ve tutanağa geçirilmesini ifade eder.

İfade alma maddî gerçeğin ortaya çıkartılması yolunda kullanılan bir araçtır. Kolluk ifade almadan önce şüpheliye sahip olduğu haklarını hatırlatmak zorundadır. B- İfadenin Tarzı İfade, kolluk kuvveti amir ve memurları tarafından belirli esas ve usuller çerçevesinde alınabilir. İfadesi tespit edilen şahsa öncelikle isnat edilen suçu anlatılır. Müdafii tayin hakkının bulunduğu, arzu ederse müdafiin soruşturmayı geciktirmemek şartı ile ifade alınırken yanında bulunabileceği, müdafiin bu hizmeti dolayısıyla şüphelinin vekalet vermesinin gerekmediği açıklanır. Şüpheli, müdafii talep ederse durum baroya bildirilir. Müdafiin gelmesi beklenir şayet makul sürede müdafii gelmezse bu durum tutanakta belirtilip ifade alma işlemine başlanır. Şüpheden kurtulması içi somut delilerini bildirme hakkının olduğu hatırlatılır. İfade veren kimliği ile ilgili bilgileri doğru olarak cevaplandırmak zorundadır. Küçüklerin işledikleri suçlarda kendi talepleri olmasa da müdafii yardımından faydalandırılmaları kanunî bir zorunluluktur. Müdafii hazır olmadan küçük şüphelinin ifadesine başvurulmaz. Küçüklerle ilgili soruşturma evrakı Cumhuriyet Savcılığına intikal ettiğinde şayet küçük şüpheli büyüklerle birlikte bir suç işlemişse 2253 sayılı Yasanın 9 uncu maddesi uyarınca küçüklerin evrakı tefrik edilir ve soruşturma ayrı ayrı yürütülür. C- İfade Almada Yasak Yöntemler İfade veren şüphelinin beyanları hür ifadesine dayanmalıdır. Yasak yöntemlerle elde edilmiş ifadeler şüphelinin rızası olsa dâhi delil olarak değerlendirilemez. 1 Ekim 1988 tarihli 23480 sayılı Resmî Gazete de yayımlanan Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliğinin 23 üncü maddesi ve 3842 sayılı Kanunla değişik CMUK 135/a maddeleri gereğince ifade alma ve sorguda irade özgürlüğünü kısıtlayan yöntemlere başvurulması yasaklanmıştır.(7) Günümüz ceza muhakemesinde suçlunun cezalandırılması kadar insanlık onuru ve kişisel hak ve özgürlüklerin de korunması amaçlanmıştır. Anayasanın 17 nci maddesinde hiç kimsenin insan haysiyeti ile bağdaşmayan bir cezaya ve muameleye tâbi tutulamayacağı keza İşkenceye Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesinin 1 inci maddesinde ifade alma ve sorguda işkence ve her türlü kötü muamelenin yapılamayacağı ve İHEB 5 inci maddesinde ve İHAS 3 üncü maddesinde de benzer bir düzenlemeyle zalimane ve haysiyet kırıcı muameleler ve işkence uygulamasının yasak olduğu belirtilmektedir.(8) a- İşkence Bazı yazarlar işkenceyi kişinin varlığı üzerinde acı ve ızdırap yaratan uzun süre devam eden veya tekrarlanan eylemler olarak tanımlamışlardır.(9) Yargıtayımız yalnızca cürmün ithafını sağlamak amacıyla yapılan eylemleri işkence kapsamında mütâlâa etmiş cürmün delillerini elde etmek için yapılan acı ve eziyet verici eylemlerin ise işkence sayılamayacağı şeklindeki kararları ile işkenceyi dar yorumlama yoluna gitmiştir.(10) 28.8.1999 tarih ve 4449 sayılı Kanun ile TCK nun 243 üncü maddesi değişikliğe uğramış ve yeni düzenlemeye göre... diğer herhangi bir sebeple işkence eden veya zalimane veya gayrî insanî veya haysiyet kırıcı muamlelerde bulunan memur veya diğer kamu görevlilerine 8 yıla kadar ağır hapis cezası ve sürekli veya geçici olarak kamu hizmetlerinden mahrumiyet cezası verileceğini belirtmektedir. Şüheli veya sanığa suçunu itiraf ettirmek amacıyla haysiyet kırıcı davranışlarda bulunulması, sanığın dövülmesi işkence sayılacak ve bu suretle alınan ifadelerin de delil olma niteliği kalmayacaktır. b- Kötü Davranma Kötü davranma, sanığa bedensel ve ruhsal acı çektirilmesidir.(11) Bedensel acının da, mutlaka vücut bütünlüğüne zarar vermesi şart olmayıp, beden tarafından hissedilmesi

yeterlidir. Kötü davranma, insana acı verip, insan haysiyetini rencide etmekle beraber, işkence derecesine varmayan ve süreklilik arz etmeyen eyemler olarak tanımlanabilir. Avrupa İnsan Hakları Divanı da duvara karşı ayakta tutmak, başa torba geçirmek, gürültü, uykusuz bırakmak, katı ve sıvı gıda vermemek şeklindeki uygulamaları kötü muamele olarak mütâlâa etmiştir. CMUK 135/a maddesine göre şüpheli ve sanığın hür iradesini ortadan kaldıran kötü davranma hâlinde de alınan ifadeler delil olarak değerlendirilemez. c- Zorla İlaç Verme İrade serbestliğini ortadan kaldıracak veya zayıflatarak bilincin bulanmasına yol açacak ilaç vb. maddelerin verilmesi ve bu suretle ifade alınması da yasaktır. CMUK 135/a ve Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliğinin 23/a fıkrasında bu suretle alınan ifadelerin delil olarak değerlendirilemeyeceği belirtilmektedir. Narkotik ilaçlarla iradenin zayıflatılması suretiyle, söylenmek istenen konuların bilinç üstüne çıkarılması işlemine narko-analiz adı verilmiştir.(12) Kişi konuşup konuşmama hakkına sahip olduğundan ilaç verme suretiyle uygulanan bu tür yöntem sanığın susma hakkının da bir ihlâlidir. (13) Keza ilaç verme suretiyle kişinin işlediği suç dışında aile mahremiyetine ilişkin bilgilerinde elde edilmesi mümkün olduğundan özel hayatın gizliliği de ihlâl edilmiş olur. d- Yorma Sorgulanın kişinin bitap hale getirilmesi suretiyle iradî olarak karar verme fonksiyonunun kaybettirilerek, sorgulayan karşısında bir araç hâline düşürülmesidir.(14) Doktrinde bazı yazarlar ifade alma ve sorgu süresinin toplam 8 saati aşmamasını ve 1 saatten sonra ifade alma ve sorguya ara verilmesi gerektiğini ileri sürmüşlerdir.(15) Gerçekten uzun süreli ifade alma sırasında kişinin iradesi zayıflayarak bitap düşebilir. Sırf bu ortamdan kurtulmak için işlenmemiş bir suçun kabulü dâhi mümkün olacaktır. İfade almanın sırf gece yapılması hukuka aykırı değildir. Ancak kişiyi bitkin düşürmek için özellikle uyku saatinde ifade alınması ya da uykudan uyandırılmak suretiyle ifadesinin tespiti hukuka aykırıdır. CMUK 135/a ve Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliğinin 23/ilk fıkrasında da bu suretle elde edilen delillerin hukukî olarak delil olma niteliğinin bulunmadığı belirtilmektedir. e- Aldatma Aldatma, gerçekte var olmayan olayları var gibi göstererek, sanığın hür iradesinin oluşumunun engellenmesi ya da şüpheli ve sanığı içinde bulunduğu ortam ve bazı olaylar hakkında yanlış bilgilendirerek, kendisi hakkında yanlış bir inanış sahibi olmasının sağlanmasıdır.(16) Uygulamada yaygın olarak kullanılan aldatma yöntemi, gözaltına alınan veya tutuklanan sanığın yanına suçlu görüntüsü içinde bir kolluk görevlisinin konulması ve bu memur ile şüphelinin sohbet ettirilmesi suretiyle delil elde edilmesi yöntemidir. Burada memur daha sonra tanık sıfatıyla dinlenmektedir.uygulamada bazı yazarlar bu yöntemin kamu yararı düşüncesiyle yargılamada kullanılabileceğini savunmaktadır.(17) Aldatmanın bir diğer şekli de kişiye telkin edici sorular sorulması suretiyle şüpheli bir sanığın belirli bir yönde cevap vermesini sağlamaktadır. Esasen sanık tarafından kabul edilmemiş hususlarda sanığa, kabul etmiş gibi sorular sorulmaktadır. Örneğin, öldürdüğün maktülle saat kaçta buluştun? Mağdura ateş ettiğin silahı nereye sakladın? Şeklindeki sorular gibi. Telkin edici bu tarz sorular kişinin eğitim ve zeka derecesine göre belirli ölçede etki yapmaktadır.(18) Aldatma suretiyle elde edilen delillerin de hukukî dayanağı ve delil olma niteliği bulunmamaktadır. f- Bedensel Cebir ve Şiddette Bulunma

Kanunda yasak sorgu yöntemi olarak belirlenen bedensel cebir ve şiddette bulunma kavramını işkence ve kötü muamelelerden ayırmak zordur. Her üçünün de ortak noktası bedene yönelik şiddet uygulanmak suretiyle vücuda yapılan saldırı olarak niteleyebiliriz. Ancak işkence ve kötü muamele belirli bir süreklilik arz etmesine karşın, bedensel cebir ve şiddette bedene yönelik eylemlerin süreklilik arz etmesi gerekli değildir.(19) Kişinin irade özgürlüğünü etkileyen, bedensel bütünlüğüne yönelik saldırılar ve bu suretle elde edilen delillerin Hukukî değeri ve delil olma niteliği bulunmamaktadır. g- Bazı Araçlar Uygulama Şüpheli ve sanığın irade özgürlüğünü engelleyici nitelikte bazı araçların uygulanması suretiyle elde edilen deliller de yasak yöntemler olarak kabul edilmiştir. Kanundaki bazı araçlar deyiminin kapsamı belli olmadığından, vücut tamlığına yönelik her türlü yugulamayı bu kapsam içinde mütâlâa etmek gerekir.(20) Yalana karşı vücudun verdiği tepkiyi ölçen alete, yalan makinası veya poligraf denilmektedir. Ancak Poligraf yönteminin engizisyan muhakemesine dönüş ve ikrar elde etmeye yönelik bir işkence aleti olduğu savunulmuş ve eleştirilmiştir.(21) h- Kanuna Aykırı Menfaat Vaat Etme Kanuna aykırı menfaat vaadi, vaat edilen hususun hiçbir şekilde yerine getirilmesinin mümkün bulunmaması olarak tanımlanabilir.(22) Örneğin, kolluk tarafından şüpheli ya da sanığa suçunu itiraf etmesi halinde ceza almayacağı, tutuklanmayacağı, cezasından önemli ölçüde indirim yapılacağı vaadinde bulunulması ve bu suretle ikrarın sağlanmaya çalışılması da hukuka aykırıdır. Keza suçunu itiraf etmediği takdirde cezasının ağırlaşacağı açıklaması da irade hürriyetini sınırlağı için hukuka aykırıdır. Bu sebeple hâkimin karar verme sürecinde uyguladığı kanunî uygulamaların şüpheli veya sanığa vaat edilmesi ve bunun sonucunda alınan beyanların delil olarak kullanılması da yasak yöntemler arasındadır. IV- SONUÇ VE ÖNERİ Hazırlık soruşturmasında Cumhuriyet savcıları adına araştıma ve soruşturma yapan kolluk kuvvetlerine önemli görevler düşmektedir. Kolluk suç işlenmeden, suçun oluşumunu engelleyecek tedbirleri alan ve suç işlendiği andan itibaren de delil toplayan ve suç delilleri ile sanığı Cumhuriyet savcılığına teslim eden bir kurumdur. Günümüzde kolluğun faaliyetlerini Cumhuriyet savcısının kontrol mekanizmasına bağlayan müstakil bir adlî polis teşkilâtının kurulamamış olması büyük bir eksikliktir. Her ne kadar son düzenlemelerle Cumhuriyet savcılarına kolluk kuvvetlerinin ifade aldığı yerleri, nezarethaneleri ve bu konudaki ilgili belgeleri inceleme yetkisi verilmişse de bu düzenlemelerin yetersiz olduğu aşikardır. Zira suçun sürekli arttığı bir toplumda adlî kolluk kuvvetinin hâlen kurulamamış olması uygulamada aksaklıklara yol açmaktadır. Adlî kolluğun teknik araçlarla yeniden kurulup, Cumhuriyet savcısının denetimi altında çalışması bu suretle kolluğun idareden soyutlanması ve kolluğun delil toplama vasıtası olarak kullanılmaktan öte maddî gerçeğin ortaya çıkması yönünde insan haklarına saygılı bir kurum haline getirilmesi gerekmektedir. Zira adlî kolluğun Cumhuriyet savcısının denetimi altında çalışması toplum için bir güvence olduğu kadar hazırlık soruşturmasında bölünmezlik ilkesinin de bir gereğidir.