DEPREME DAYANIKLI YAPI TASARIMINDA YENİ YAKLAŞIMLAR



Benzer belgeler
YAPILARIN DEPREME KARŞI KORUNMASINDA ETKİN BİR ÇÖZÜM

KAPSAM. Sismik İzolasyon Temel İlkeleri. İzolatör Tipleri. İzolatörlü Tasarım Genel Süreci. Sorunlar ve Çözüm Önerileri

ADAS ELEMANI KULLANILARAK ÇELİK YAPILARDA DEPREM ETKİLERİNİN AZALTILMASI

Data Merkezi. Tunç Tibet AKBAŞ Arup-İstanbul Hüseyin DARAMA Arup- Los Angeles. Tunç Tibet AKBAŞ

İstanbul Teknik Üniversitesi Deprem Mühendisliği ve Afet Yönetim Enstitüsü. Dr. Bahadır Şadan

SÜRTÜNME TİPİ ENERJİ SÖNÜMLEYİCİLERİN ÇELİK YAPILARIN DEPREM DAVRANIŞINA ETKİSİ

ÖN SÖZ... ix BÖLÜM 1: GİRİŞ Kaynaklar...6 BÖLÜM 2: TEMEL KAVRAMLAR... 7

Yapı Elemanlarının Davranışı

SİSMİK İZOLASYON KAPSAM. Sismik İzolasyon & Enerji Sönümleme (Sismik İzolatörler & Damperler) Enerji Sönümleyici Çelik Kafes Kuleler

DEPREME DAYANIKLI YAPI TASARIMI İÇİN YENİ TEKNİKLER. Ünal Aldemir

ÇOK KATLI BETONARME YAPILARIN DİNAMİK ANALİZİ

SARKAÇ TİPİ AYARLI KÜTLE SÖNÜMLEYİCİLERİN HARMONİK ETKİLER ALTINDAKİ DAVRANIŞI: DENEYSEL BİR ÇALIŞMA

TABAN İZOLATÖRLÜ VE PASİF ENERJİ SÖNÜMLEYİCİLİ YAPILARIN DİNAMİK DAVRANIŞI

Prof.Dr.Oğuz Cem Çelik DEPREME DAYANIKLI YAPI TASARIMINDA ENERJİ SÖNÜMLEYİCİ SİSTEMLER. Giriş

Sismik İzolasyon Sistemleri ve AR-GE Çalışmaları. Doç. Dr. Alp Caner

DEPREM HESABI. Doç. Dr. Mustafa ZORBOZAN

İÇERİSİ BETON İLE DOLDURULMUŞ ÇELİK BORU YAPI ELEMANLARININ DAYANIMININ ARAŞTIRILMASI ÖZET

BETONARME YAPILARDA BETON SINIFININ TAŞIYICI SİSTEM DAVRANIŞINA ETKİSİ

İTME ANALİZİ KULLANILARAK YÜKSEK RİSKLİ DEPREM BÖLGESİNDEKİ BİR PREFABRİK YAPININ SİSMİK KAPASİTESİNİN İNCELENMESİ

Hibrit ve Çelik Kablolu Köprülerin Dinamik Davranışlarının Karşılaştırılması

Yapı Sistemlerinin Hesabı İçin. Matris Metotları. Prof.Dr. Engin ORAKDÖĞEN Doç.Dr. Ercan YÜKSEL Bahar Yarıyılı

TAŞIYICI SİSTEM TASARIMI 1 Prof. Dr. Görün Arun

SİSMİK SÖNÜMLEYİCİ VE KLASİK GÜÇLENDİRME YÖNTEMLERİNİN KARŞILAŞTIRIŞMASI

DOKUZ KATLI TÜNEL KALIP BİNA SONLU ELEMAN MODELİNİN ZORLAMALI TİTREŞİM TEST VERİLERİ İLE GÜNCELLENMESİ

KESME BAKIMINDAN DOĞRU TASARLANMAMIŞ BETONARME PERDE DUVARLI YÜKSEK BİNALARIN DEPREM PERFORMANSI

T.C. MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ

Kod numarası tek olanlar güz dönemi, çift olanlar bahar dönemi derslerini belirtmektedir.

RİSKLİ YAPILARIN TESPİT EDİLMESİNE İLİŞKİN ESASLAR. 4- Özel Konular

UCUZ VE HAFİF ALTERNATİF SİSMİK İZOLASYON TEKNİKLERİ

T.C. BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ MAKİNE VE İMALAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MIM331 MÜHENDİSLİKTE DENEYSEL METODLAR DERSİ

YTÜ Mimarlık Fakültesi Statik-Mukavemet Ders Notları

YAPILARIN ONARIM VE GÜÇLENDİRİLMESİ DERS NOTU

REZA SHIRZAD REZAEI 1

Yapı Elemanlarının Davranışı

MÜHENDİSLİK MEKANİĞİ (STATİK)

ANKARA ŞUBESİ PERŞEMBE SEMİNERLERİ

Çelik Yapılarda Doğrusal Olmayan Performans Analizleri Ve Viskoz Sönümleyiciler İle Güçlendirme Uygulamaları

Taşıyıcı Sistem İlkeleri

İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ (Bölüm-3) KÖPRÜLER

Sıvı Depolarının Statik ve Dinamik Hesapları

YAPI MALZEMELERİ DERS NOTLARI

ÇATI KONSTRÜKSİYONLARINDA GAZBETON UYGULAMALARI Doç.Dr.Oğuz Cem Çelik İTÜ Mimarlık Fakültesi Yapı Statiği ve Betonarme Birimi

YIĞMA YAPI MÜHENDİSLİĞİNİN GELİŞİM TARİHİ DEPREME DAYANIKLI YAPI TASARIMLARI

. TAŞIYICI SİSTEMLER Çerçeve Perde-çerçeve (boşluklu perde) Perde (boşluksuz perde) Tüp Iç içe tüp Kafes tüp Modüler tüp

Çelik Yapılar - INS /2016

İtme Sürme Yöntemi İle İnşa Edilmiş Sürekli Ardgermeli Köprülerin Deprem Tasarımı. Özgür Özkul, Erdem Erdoğan, Hatice Karayiğit

Deprem Mühendisliğine Giriş. Onur ONAT

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI DOKTORA PROGRAMI

BAÜ Müh-Mim Fak. Geoteknik Deprem Mühendisliği Dersi, B. Yağcı Bölüm-5

KODU DERSİN ADI SORUMLUSU YER P.TESİ SALI ÇARŞ PERŞ CUMA Yüksek Lisans Tezi Doç. Dr. Tayfun DEDE

SARILMIŞ VE GELENEKSEL TİP YIĞMA YAPILARIN DEPREM DAVRANIŞLARININ İNCELENMESİ. Ali URAL 1

DOĞRUSAL OLMAYAN SİSMİK İZOLASYON SİSTEMLERİNİN PERFORMANSLARININ YAPISAL PARAMETRELERE OLAN DUYARLILIĞI

DÜŞEYDE DÜZENSİZ YAPILARDA ÇEŞİTLİ PASİF DAMPERLERİN KULLANIMI USAGE OF VARIOUS PASSIVE ENERGY DISSIPATION DEVICES ON VERTICALLY IRREGULAR BUILDINGS

GEBZE TEKNİK ÜNİVERSİTESİ MİMARLIK FAKÜLTESİ MİMARLIK BÖLÜMÜ

BİTİRME PROJELERİ KATALOĞU

KÖPRÜ SARSMA DENEYLERİYLE ARAÇLARIN KÖPRÜ DEPREM DAVRANIŞI ÜZERİNDEKİ ETKİSİNİN İNCELENMESİ

BASMA DENEYİ MALZEME MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ. 1. Basma Deneyinin Amacı

DEPREMLER - 2 İNM 102: İNŞAAT MÜHENDİSLERİ İÇİN JEOLOJİ. Deprem Nedir?

PROMER Müşavirlik Müh. Suat Yıldırım İnşaat Yük. Müh. ODTÜ 1989

YAPAN: ESKISEHIR G TIPI LOJMAN TARİH: REVİZYON: Hakan Şahin - ideyapi Bilgisayar Destekli Tasarım

BACA DİNAMİĞİ. Prof. Dr. Hikmet Hüseyin H

DEPREME DAYANIKLI YAPI İNŞAATI SORULAR

ÇOK KATLI BİNALARIN DEPREM ANALİZİ

GERÇEK ZAMANLI YAPI SAĞLIĞI İZLEME SİSTEMLERİ

Karayolu Köprülerinin Sismik Tasarımı: Mesnet Tiplerinin Karşılaştırılması ve Seçimi

NETMELĐĞĐ. Cahit KOCAMAN Deprem Mühendisliği Şube Müdürü Deprem Araştırma Daire Başkanlığı Afet Đşleri Genel Müdürlüğü

Yığma yapı elemanları ve bu elemanlardan temel taşıyıcı olan yığma duvarlar ve malzeme karakteristiklerinin araştırılması

YÜKSEK BİNALARDA SÜRTÜNMEYE DAYALI SÖNÜMLEYİCİLER İLE BAĞLI PERDE DUVAR SİSTEMİ

SİSMİK YALITIM KULLANIMININ YAPISAL PERFORMANS ÜZERİNDEKİ ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

1. Temel zemini olarak. 2. İnşaat malzemesi olarak. Zeminlerin İnşaat Mühendisliğinde Kullanımı

BETONARME-II ONUR ONAT HAFTA-1 VE HAFTA-II

Binaların Deprem Dayanımları Tespiti için Yapısal Analiz

GEOTEKNİK DEPREM MÜHENDİSLİĞİ KAYNAKLAR 1. Steven L. Kramer, Geotechnical Earthquake Engineering (Çeviri; Doç. Dr. Kamil Kayabalı) 2. Yılmaz, I.

KAYMA ÇERÇEVELERİNDE OPTİMUM SÖNÜMLEYİCİ DAĞILIMINA GEVŞEK KUMLU ZEMİNİN ETKİSİ

REINFORCED EARTH (DONATILI ZEMİN) DUVAR SİSTEMLERİ VE UYGULAMALARI

Şekil 1. DEÜ Test Asansörü kuyusu.

KOMPOZİTLER Sakarya Üniversitesi İnşaat Mühendisliği

MEKANİK TİTREŞİMLER ve İZOLASYONU (Teorik Açıklamalar ve Uygulamalar)

Taban İzolasyon Sisteminin. Yu s u f Z a h i t G ü n d o ğ d u M i y a m o t o I n t e r n a t i o n a l T ü r k i y e B a ş k a n ı

BURULMA DENEYİ 2. TANIMLAMALAR:

YAPILARIN ÜST RİJİT KAT OLUŞTURULARAK GÜÇLENDİRİLMESİ

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Yüksek Binaların Gelişimi ve Tasarım İlkeleri Y.Doç.Dr. Erdal Coşkun İnşaat Yüksek Mühendisi

ESKİŞEHİR-KÖSEKÖY HIZLI TREN HATTINDAKİ KÖPRÜ VE VİYADÜKLERİN ÜSTYAPILARININ TASARIMI

FİZİK. Mekanik İNM 201 -MUKAVEMET I Mekanik Nedir? Mekanik Nedir? DÖNEMİ YAZ OKULU

DEPREME DAVRANIŞI DEĞERLENDİRME İÇİN DOĞRUSAL OLMAYAN ANALİZ. NEJAT BAYÜLKE 19 OCAK 2017 İMO ANKARA ŞUBESİ

SİSMİK İZOLASYON SİSTEMLERİNİN KULLANILIŞ TİPLERİ ÖRNEK BİR MALİYET ANALİZİ. Hakan TÜRKER 1 hakanturker@hatgrup.com

BURSA TEKNİK ÜNİVERSİTESİ DOĞA BİLİMLERİ, MİMARLIK VE MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ 3 NOKTA EĞME DENEYİ FÖYÜ

YAPI MEKANİĞİ LABORATUVARI


SÜRTÜNME Buraya kadar olan çalışmalarımızda, birbirleriyle temas halindeki yüzeylerde oluşan kuvvetleri etki ve buna bağlı tepki kuvvetini yüzeye dik

ÇELİK YAPILAR. Çelik Yapıda Cephe. Çelik Yapıda Cephe. Çelik Yapıda Cephe. Çelik Yapıda Cephe. Çelik Yapıda Cephe. Çelik Yapıda Cephe

Karayolu Köprülerinin Modal Davranışına Kutu Kesitli Kiriş Şeklinin Etkisi Doç. Dr. Mehmet AKKÖSE

5/8/2018. Windsor Probe Penetrasyon Deneyi:

DERS BİLGİLERİ DEPREM MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ CE CE 381 Yapısal Analiz. Yrd. Doç. Dr. Özden Saygılı

Mukavemet 1. Fatih ALİBEYOĞLU. -Çalışma Soruları-

MEVCUT BETONARME BİNALARIN DOĞRUSAL ELASTİK VE DOĞRUSAL ELASTİK OLMAYAN HESAP YÖNTEMLERİ İLE İNCELENMESİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

ANALİZ YÖNTEMLERİ. Şevlerin duraylılığı kaya mekaniği ve geoteknik bilim dallarının en karmaşık konusunu oluşturmaktadır.

Yeni Deprem Yönetmeliği ve İstinat Yapıları Hesaplarındaki Değişiklikler

Transkript:

DEPREME DAYANIKLI YAPI TASARIMINDA YENİ YAKLAŞIMLAR Ünal ALDEMİR(*), Ersin AYDIN(**) 1. GİRİŞ Yıkıcı depremler, kasırgalar ve tsunamiler gibi kuvvetli dinamik etkiler altındaki yapıların nasıl korunacağı fikri hep araştırma konusu olmuştur. Gelişmiş ülkelerde dahi ileri teknolojik malzeme ve teknikler kullanıldığı halde kuvvetli bir deprem veya kasırgada yapıların kesinlikle hasar görmeyeceği veya yıkılmayacağı garanti edilememektedir. Bu gibi dinamik kuvvetleri önceden tespit etmek mümkün olmadığından yapıların dizaynı belirli kriterleri sağlayan tasarım yüklerine göre yapılmaktadır. Dolayısıyla yapı tasarım yükünden farklı bir yüke maruz kaldığında ciddi hasarlar görebilmektedir. Geleneksel yaklaşımda yapıya iletilen sismik enerjinin tüketilmesi esas olarak plastik mafsalların oluşumu ile gerçekleşmektedir. Bu da yapının hasar görmesini kabul etme anlamına gelmektedir. Sismik enerjiyi yapısal hasara razı olarak tüketme yerine ek sönüm sistemleri ile tüketme alternatif bir yaklaşım olarak görülmektedir. İstatistikler göstermektedir ki maddi hasarın ve can kayıplarının önemli bir kısmı yapısal olmayan elemanların yüksek ivmeler altında hareket etmesi sonucunda oluşmaktadır. Dolayısıyla artık taşıyıcı sistemin çökmemesi yeterli görülmemekte buna ek olarak yapısal olmayan elemanların ve değerli hassas cihazlarında korunması istenmektedir. Bir başka önemli nokta ise malzeme teknolojisindeki gelişmeler neticesinde malzeme mukavemeti artarken rijitliğin aynı oranda artmamasıdır. Özellikle esneme kapasitesi fazla olan yüksek katlı çelik yapılarda büyük deplasmanların pratik açıdan kontrol edilmesi ek kontrol sistemlerinin kullanılmasını gerektirmektedir. Son yıllarda yapıları ve yapısal olmayan elemanları dinamik dış etkilere karşı daha iyi korumak için mevcut klasik tasarıma ek olarak onu tamamlayıcı yeni yaklaşımlar üzerinde çalışılmaktadır. Bu yaklaşımlar, yapıya gelen etkileri o anda ölçüp karşı kuvvetler uygulayacak veya etkiyi kendi içinde (*) Doç Dr., (**) Araş. Gör, İTÜ İnşaat Fakültesi Mekanik Anabilim Dalı, İstanbul sönümleyecek malzemeler ve sistemler üzerine yoğunlaşmıştır. İnşaat mühendisliği alanındaki bu tür yeni yaklaşımlara dayalı teorik, deneysel ve uygulamaya yönelik çalışmalar hakkında geniş bilgiler literatürde mevcuttur [1]. Bu çalışmaların ortak sonucu bu tür yeni sistemlerin, gerek yeni yapılacak binalarda, gerekse mevcut binaların rehabilitasyonu veya güçlendirilmesinde etkin bir şekilde kullanılabileceği yönündedir. Dinamik etkilere karşı tasarıma yönelik yeni yaklaşımlar esas olarak aktif, pasif ve yarı aktif olmak üzere üç ana başlık altında toplanabilir. Aktif kontrol sistemlerinde kontrol kuvvetlerini üretebilmek için harici bir güç kaynağına ihtiyaç vardır. Zemine ve yapıya yerleştirilen sensörler aracılığıyla elde edilen bilgiler kontrol bilgisayarına iletilerek daha önceden belirlenmiş bir algoritmaya göre kontrol kuvvetleri hesaplanır. Bu kuvvetler kuvvet üreten mekanizmalar (actuator) aracılığıyla yapıya uygulanır. Pasif kontrol sistemleri ise harici bir güç kaynaklarına ihtiyaç duymazlar ve sismik enerjiyi kendi içlerinde sönümlerler. Değişken dinamik etkilere adaptasyon kabiliyeti olmayan bu sistemler çalışma prensipleri ve malzeme özellikleri itibari ile farklılıklar gösterir. Şekil 1 de görüldüğü gibi sönümleyicileri yapıya farklı şekillerde yerleştirmek mümkündür. Yapıya Şekil 1 - Sönümleyicilerin Yapıdaki Farklı Yerleşimleri TMH - TÜRKÝYE MÜHENDÝSLÝK HABERLERÝ SAYI 435-2005/1 81

eklenecek sönümün optimum miktarı ve bu sönümün yapı yüksekliği boyunca optimum dağılımı ayrı bir inceleme konusudur. Yarı aktif kontrol sistemleri sönüm ve rijitlikleri deprem esnasında kontrol edilebilen sistemlerdir. Aktif kontrolde büyük enerji ihtiyacı olmakla birlikte, yarı aktif sistemlerde gereken enerji çok küçük bataryalarla bile sağlanabilmektedir. Yarı aktif sistemlerin büyük bir kısmı elektrik veya manyetik alana hassas özel sıvılar içermektedir. Önceden belirli kontrol algoritmalarına bağlı olarak elektrik veya manyetik alan şiddeti değiştirilerek yarı aktif sistemlerin mekanik özellikleri kontrol edilebilmektedir. Karma sistemler; aktif, yarı aktif ve pasif kontrol sistemlerinin bir arada kullanılması durumudur. Örneğin, çelik bir yapı visko-elastik sönümleyiciler ile donatılmış ve buna ek olarak aynı zamanda en üst katta aktif kütleli sönümleyici yerleştirilmiş olabilir. Benzer şekilde, bazı yapılara tabanda sismik izolatörler yerleştirilmiş ve izolatör seviyelerinde büyük genlikli hareketlere karşı bu bölgelerde yarı aktif veya pasif olarak çalışan sönümleyiciler eklenmiş olabilir. Karma sistemler yüksek enerji ihtiyacı olmadan çalışabilmektedir. Aktif, yarı aktif ve pasif sistemlerin geliştirilmesi ve yapı içinde kullanımlarına yönelik çalışmalarda son yıllarda ciddi bir artış vardır [2], [3]. Yapıların korunmasına yönelik modern sistemler Tablo 1 de verildiği gibi üç gruba bölünebilir. özelliklerini ise, yapısal elemanların enerji yutma kapasitelerindeki ve ideal olmayan birleşim noktalarının davranışlarındaki belirsizliklerden dolayı karakterize etmek oldukça zordur. Sonuç olarak, analizi basitleştirmek için genelleştirilmiş formda sönümü orantılı olarak kabul etmek yeterli görülmektedir. Bugün, mevcut yapı analizi programları ve tasarım yöntemleri genellikle orantılı sönümü kabul etmektedirler. Pasif enerji sönümleyicili sistemler sönüm, rijitlik ve dayanımı artırıcı özellikteki malzemelerden oluştuğundan, bunlar hem yeni yapılacak yapılarda hem de yaşı ilerlemiş yapıların veya hasarlı yapıların rehabilitasyonu için de kullanılabilmektedir. 2.1. Metalik Sönümleyiciler Sismik enerjiyi sönümlemenin yollarından biri metallerin elastik olmayan davranışını kullanmaktır. Bu amaç için tasarlanan sistemlerin çoğunda dikdörtgen, üçgen veya X şeklinde yumuşak çelik levhalar kullanılmış ve gerilmelerin malzeme içerisinde mümkün olduğu kadar düzenli dağılmasına dikkat edilmiştir. Yaygın olarak kullanılan tipik bir X şekilli levha sönümleyici (ADAS) Şekil 2 de gösterilmiştir. Metalik sönümleyicilerin bir yapı sisteminde kullanılması için teorik ve deneysel çalışmalara bağlı olarak kazanılan bilgilerin ışığında hazırlanacak 2. PASİF ENERJİ SÖNÜMLEYİCİLER Dinamik etkilere maruz yapılardaki titreşim enerjisi esas olarak iç sürtünme ve plastik deformasyonlar ile yok edilmektedir. Yapının enerji yutma kapasitesi ne kadar fazla ise titreşimin genliği de o kadar küçük olmaktadır. Tipik çelik yapılarda sönüm oranı %2, betonarme yapılarda ise %5 civarındadır. Titreşimin genliğini azaltmak için yapının enerji yutma kapasitesini artırmak gerekmektedir. Geleneksel yapılarda elemanların kütle ve rijitlik özellikleri belli bir doğruluk derecesi ile modellenebilmektedir. Sönüm Şekil 2 - X Şekilli ADAS Metalik Sönümleyicisi [4] Tablo 1 - Yapısal Kontrol Sistemleri Sismik İzolasyon Pasif Kontrol Yarı Aktif ve Aktif Kontrol Düşük sönümlü kauçuk izolatörler Metalik sönümleyiciler Aktif kuvvet veren sistemler Kurşun çekirdekli kauçuk izolatörler Visko-elastik sönümleyiciler Aktif kütleli sistemler Yüksek sönümlü kauçuk izolatörler Sürtünme tipi sönümleyiciler Değişken rijitlik ve sönüm veren sistemler Kayma tipi izolatörler Viskoz akışkanlı sönümleyiciler Akıllı malzemeler Yaylı sistemler Ayarlı kütle sönümleyicileri Ayarlı akışkan sönümleyicileri Diğer sönümleyiciler 82 TMH - TÜRKÝYE MÜHENDÝSLÝK HABERLERÝ SAYI 435-2005/1

yönetmeliklere ihtiyaç olmuştur. Bazı araştırmacılar metalik enerji yutan elemanların tasarımı için yapının hareket denklemine metalik elemanların çevrimsel kuvvet-deplasman ilişkilerini katarak, birtakım dizayn metotları geliştirmişlerdir. Metalik enerji sönümleyici elemanların özellikle çelik yapılara uygulamaları daha kolaydır. 2.2. Sürtünme Tipi Sönümleyiciler Sürtünmenin de diğer enerji yutma mekanizmaları gibi oldukça etkili olduğu bilinmektedir ve yıllardır otomobil frenlerinde kinetik enerjiyi absorbe etmek için kullanılmaktadır. Sürtünme tipi sönümleyicilerin farklı mekanik ve malzeme özellikleri ile pek çok çeşidi geliştirilmiştir. Sönümleyicinin sürtünme katsayısını yapı ve sönümleyicinin ömrü boyunca koruyabilmesi için uygun malzemeler geliştirilmiştir. Şekil 3 de görülen Pall sönümleyicileri [5], X şekilli çubuklardan oluşan ve sürtünme prensibini kullanan sönümleyicilerdendir. Bu sönümleyiciler rüzgar yükleri altında ve orta şiddetli depremlerde kaymayacak şekilde dizayn edilmiştir. Şiddetli deprem yükleri altında birincil yapı elemanlarında akma olmadan, daha önceden tanımlanan optimum bir yükte sönümleyici kaymaya başlamaktadır. Bütün sürtünme tipi sönümleyicilerin sürtünme yüzeylerinde kullanılan malzemeler; çelik üstüne çelik, çelik üstüne pirinç veya paslanmaz çelik üzerine grafit ile kaplanmış bronzdan oluşmuştur. Sürtünme yüzeyinin yapısı sönümleyicinin ömrü açısından oldukça önemlidir. Mesela, düşük karbon alaşımlı çelikler zamanla korozyona uğrayarak sürtünme yüzeyini değiştirebilmektedir. Pirinç veya bronz kaplama, düşük karbonlu çeliğe sürekli değdiği zaman korozyonu daha da artırmıştır. Yüksek Şekil 3 - Pall Sürtünme Tipi Sönümleyici krom içeren çelikler, pirinç veya bronz ile temas ettiğinde korozyon oluşturmamıştır. Son yıllarda, sürtünme tipi sönümleyiciler yeni yapılar ve güçlendirilmesi gereken yapılarda sismik performansı artırmak için kullanılmıştır. Pall tipi sönümleyiciler Kanada da kullanılmıştır. Japonya da, Omiya şehrindeki 31 katlı çelik yapıya Sumitomo tipi sönümleyiciler eklenmiştir. 2.3. Visko-Elastik Sönümleyiciler Enerjiyi absorbe etmek için kullanılan visko-elastik katı malzemeler de mevcuttur. Bu visko-elastik malzemelerin hem rüzgar yüklerine karşı hem de sismik etkilere karşı uygulamaları yapılmıştır. Viskoelastik malzemeler uçak çerçevelerinin titreşimini kontrol etmek için 1950 lerde kullanılmaya başlamıştır. İnşaat mühendisliğindeki ilk uygulama Şekil 4.(b-c) de görülen ve 11 Eylül saldırılarında yıkılan çelik taşıyıcı sistemli Dünya Ticaret Merkezinin İkiz Kulelerinde (1969) yapılmıştır. Rüzgar titreşimlerini azaltmak için yaklaşık olarak 10.000 adet visko-elastik sönümleyici monte edilmiştir. İnşaat mühendisliği yapılarında kullanılan visko-elastik malzemeler, tipik karbon polimerleri veya ona benzer katı maddelerden oluşmaktadır. 3M şirketi tarafından geliştirilen tipik bir visko-elastik sönümleyici Şekil 4 (a) da gösterilmiştir. (a) (b) (c) Şekil 4 - (a) Visko-elastik Sönümleyici [6] (b) Dünya Ticaret Merkezi (c) Dünya Ticaret Merkezinde kullanılan Visko- Elastik Sönümleyicilerin Yerleşim Detayı TMH - TÜRKÝYE MÜHENDÝSLÝK HABERLERÝ SAYI 435-2005/1 83

Görüldüğü gibi visko-elastik malzeme çelik levhalar arasına yerleştirilmiştir. Visko-elastik sönümleyiciler, visko-elastik tabakaların kayma deformasyonları ile enerjiyi sönümlemektedir. Visko-elastik malzemelerin dinamik yükler altındaki davranışları titreşim frekansına, deformasyona ve sıcaklığa bağlıdır. Visko-elastik sönümleyicilerin çelik yapılara uygulaması daha kolay olduğundan, Taiwan ın Taipei şehrinde 2/5 ölçeğinde bir çelik yapıya visko-elastik sönümleyiciler eklenerek farklı deprem etkileri altında 30 C sıcaklıkta test edilmiştir [7]. Sonuçlar göstermiştir ki, yapıya eklenen visko-elastik sönümleyiciler yapının sönüm oranını %12 lerin ötesinde artırmış ve test yapısının elastik olmayan düktilite gereksiniminin düşmesinde oldukça etkili olduğu görülmüştür. 11 Eylül deki terör olayları sonucu yıkılan Newyork daki Dünya Ticaret Merkezinden sonra başka binalarda da visko-elastik sönümleyiciler kullanılmıştır. 1980 lerde Seattle daki Columbia Sea First ve Two Union Square yapılarında rüzgara bağlı titreşimleri düşürmek için bu sönümleyiciler kullanılmıştır. Bu yapılarda çelik kolonlar yüksek mukavemetli beton ile sarılmıştır. Taiwan ın Taipei şehrinde 1994 yılında, Chien-Tan demiryolu istasyonun çatısında rüzgardan kaynaklanan titreşimleri düşürmek için yine visko-elastik sönümleyiciler kullanılmıştır. Bunun yanında, California San Jose de 13 katlı çelik Santa Clara County binasında [8] ve San Diego da ilk olarak 3 katlı bir betonarme yapıda [3], visko-elastik sönümleyiciler sismik güçlendirme için kullanılmıştır. 2.4. Viskoz Akışkanlı Sönümleyiciler Viskoz akışkanlı sönümleyiciler esas olarak uygulamada 3 çeşittir. Birinci uygulamada viskoz akışkan içi boş çelik bir duvar içine doldurulduktan sonra akışkan içine batırılan bir metal levha üst döşemeye bağlanır. Deprem anında katlararası rölatif deplasmanlar nedeniyle levhanın viskoz ortamdaki hareketi sismik enerjiyi kısmen sönümler. Japonya nın Shizuoka şehrinde Şekil 5 te görülen çelik taşıyıcı sistemli SUT binasında 170 adet sönüm duvarı kullanılarak yapı mukabelesinde yaklaşık %70-80 oranında azalma elde edilmiştir. Diğer uygulamada viskoz akışkan, içinde pistonun hareket ettiği bir silindir içine doldurulmuştur. Pistonun yüksek viskoziteli akışkan içerisinde hareketi neticesinde mekanik enerji ısı enerjisine dönüşür. Bu sisteme en güzel örnek olan performansı çeşitli mühendislik alanlarında denenmiş viskoz akışkanlı sönümleyicilerdir. Viskoz akışkanlı sönümleyicinin en önemli üstünlüğü en genel halde altı serbestlik dereceli sönümleme yapabilmesidir. Şekil - 6 Viskoz Akışkanlı Sönümleyici Üçüncü uygulamada viskoz akışkanın yerel deformasyonu yerine akışkan belirli kanallardan geçmeye zorlanarak istenen enerji sönümü gerçekleşir. Şekil 7 de çelik kafes sistem için bir uygulamayı görüyorsunuz. 2.5. Ayarlı Kütle Sönümleyicileri (TMD) Esas yapıya birbirine paralel yay ve viskoz sönümleyici yardımıyla bağlanan kütleye ayarlı kütle sönümleyici (TMD) denmektedir. TMD parametre- Şekil 5 - SUT Binası, Shizuoka, 1993 Şekil 7 - Çelik Kafes Sisteme Viskoz Akışkanlı Sönümleyici Uygulaması 84 TMH - TÜRKÝYE MÜHENDÝSLÝK HABERLERÝ SAYI 435-2005/1

leri uygun şekilde seçilerek yapının istenen titreşim moduna ayarlandığı takdirde o moddaki titreşim enerjisinin bir kısmının TMD ye akışı sağlanarak esas yapının titreşim enerjisi azaltılır. Şekil 8 - TMD nin Mekanik Modeli TMD lerin yerleştirildiği ilk yapı Avustralya nın Sydney şehrindeki çelik taşıyıcı sisteme sahip Centerpoint gökdelenidir. Amerika Birleşik Devletlerinde TMD lerin yerleştirildiği iki binadan birisi Newyork da taşıyıcı sistemi çelik olan Citicorp Center, diğeri ise Boston da John Hancock gökdelenidir. Japonya da ise ilk TMD yine çelik taşıyıcı sistemli Chiba Port gökdelenine yerleştirildikten sonra bunu Osaka da Funade Bridge gökdeleni, Kimitsu şehrindeki çelik bacalar ve diğerleri izlemiştir. TMD 'ler ise pek çok köprüde (Şekil 9), Dubai de Burj Al Arab otelinde ve Emirates kulelerinde kullanılmıştır. Şekil 9 - Millennium Köprüsü, Londra Şekil 10 - Çelik Kolon Altına Yerleştirilmiş İzolatörler 3. SİSMİK İZOLASYON Uygulamada karşılaşılan önemli problemlerden birisi katlararası deplasmanlar ile kat ivmelerinin aynı anda nasıl azaltılacağıdır. Bunu sağlamanın en pratik yolu yapı ile zemin arasına yatay yönde oldukça esnek düşey yönde oldukça rijit bir izolasyon mekanizması yerleştirmektir. Taban izolatörleri temel olarak ya kauçuk sönümleyiciler yada teflon veya çelik yüzeyler üzerinde kayan toplardan oluşmuş elemanlardır. İnce çelik levhalar arasına volkanize kauçuk elamanların kat kat yerleştirilmesi ile ortaya çıkan sismik izolatörlerin kullanımı son 20 yıl içerisinde yaygınlaşmıştır. Çelik levhalar elemanın düşey rijitliğini artırmak için kullanılmaktadır. Düşeydeki rijitlikleri sayesinde yapıdan gelen düşey yükleri rahatlıkla taşımaktadırlar. Yatayda oldukça esnek olduklarından izolatörlerin üzerine inşa edilmiş yapının davranışı büyük oranda elastik bölgede kalmaktadır. Yapı izolatörler üzerinde hemen hemen rijit cisim hareketi yapar. Güvenliğin dışında temele yerleştirilmiş bu izolatörler yapının taşıyıcı sistemindeki elemanların boyutlarının da düşmesine sebep olmaktadır. İzolatörler yapının etkin frekansını hem izolatörsüz haldekine göre hem de yer hareketinin etkin frekansına göre daha düşük hale getirirler. Diğer bir deyişle yapının peryodunu artırırlar. Şekil 10 da çelik taşıyıcı sistem için tipik bir uygulama görüyorsunuz. 3.1. Düşük Sönümlü Doğal ve Sentetik Kauçuk İzolatörler Şekil 11 de de görüldüğü gibi izolatörlerin her iki ucunda iki kalın çelik levha bulunmaktadır. Kauçuk tek bir seferde belirli bir sıcaklık ve basınç altında çelik levhaya tutturulmuştur. Çelik levhaların yatay rijitliğe etkisi yoktur. Malzeme davranışları kaymada oldukça doğrusaldır TMH - TÜRKÝYE MÜHENDÝSLÝK HABERLERÝ SAYI 435-2005/1 85

Şekil 11 - Düşük Sönümlü Kauçuk İzolatörler Şekil 12 - Kurşun Çekirdekli Kauçuk İzolatör Şekil 13 - Kayma Tipi Bir İzolatör ve sönüm oranı kritik sönümün %2-3 oranındadır. Malzemede sünme olmamakta ve uzun süreli elastisite modülü stabilitesi oldukça iyidir. Düşük sönümlü bu kompozit elemanların avantajları; kolayca üretilebilmeleri, basit modellenebilmeleri ve mekaniksel davranışlarının çevre şartlarından az etkilenmeleridir. Tek dezavantajları ek sönümleyici elemanlara ihtiyaç duymalarıdır. 3.2. Kurşun Çekirdekli Kauçuk İzolatörler Kurşun çekirdekli izolatörler 1975 de Yeni Zelanda da üretilmiştir. Yeni Zelanda, Japonya ve USA da yaygın bir şekilde kullanılmıştır. Bu izolatörler düşük sönümlü kauçuk izolatörlere benzemektedir. Fakat izolatörün orta boşluğunda Şekil 12 de görüldüğü gibi bir kurşun çekirdek vardır. Bu çekirdek kauçuğun yüksek kayma deformasyonlarını engellemektedir. Elemana, deplasmana bağımlı etkili bir başlangıç rijitliği ve sönümü vermektedir. 3.3. Yüksek Sönümlü Doğal Kauçuk İzolatörler Düşük sönümlü kauçuk izolatörlerin ek sönümleyici ihtiyacını ortadan kaldırmak için Malezya kauçuk üreticileri birliği tarafından (MRPRA) 1982 de yüksek sönümlü doğal kauçuk izolatörler geliştirilmiştir. Sönüm, eklenen karbon blokları, reçineler veya yağlar ve diğer dolgu maddeleri ile artırılmıştır. Bu sönüm %100 kayma deformasyonları altında %10-20 oranında artırılmıştır. İzolatörlerdeki sönüm ne viskoz ne de çevrimseldir. İkisinin arasında bir davranışı vardır. Deney sonuçları göstermiştir ki bu elemanların davranışı lineer viskoz ve elasto-plastik elemanların davranışının bir kombinasyonudur. Bu izolatörlerin diğer bir avantajı da, trafik veya trenlerden kaynaklanan yüksek frekanslı düşey titreşimlerin filtre edilmesinde başarılı olmalarıdır. 3.4. Kayma Tipi İzolatörler Kısmi olarak kayan sistemler sismik izolasyon için amaçlanan en basit ve en eski sistemlerdir. Bu sistemlerin geri getirici kuvvet mekanizmaları ile desteklenmeleri gerekir. Aksi takdirde kalıcı deplasmanlar kabul edilemez seviyelere ulaşabilir. Geri getirici etkiyi oluşturmada en yaygın yollardan biri küresel kayma yüzeyi kullanmaktadır. Buna en güzel örnek sürtünmeli sarkaç sistemindeki kayıcı mesnetlerdir. Şekil 13 de bu tür bir mesnet görüyorsunuz. İzolatörün efektif rijitliği ve izolasyon periyodu yüzeyin eğrilik yarıçapına bağlıdır. Kayma yüzeylerinde farklı malzemeler kullanılarak ve yüzey geometrisinin değişimleri ile hem sürtünmeden hem de sarkaç davranışından esinlenerek farklı tasarımlar ortaya çıkarılmıştır. Şekil 14 de çelik taşıyıcı sistemlere yapılan uygulamalara örnekler verilmiştir. Şekil 14 - San Francisco ve Atatürk Uluslararası Hava Terminali 86 TMH - TÜRKÝYE MÜHENDÝSLÝK HABERLERÝ SAYI 435-2005/1

Şekil 15 - Kolon Üst Ucuna Yerleştirilmiş Yaylı Sistemler düşey titreşimlerin azaltılması için çelik helisel yaylı sistemler geliştirilmiştir. Düşey frekansları yatay frekanslarının 3-5 katıdır. Yaylar hemen hemen sönümsüz ve sistem genellikle viskoz sönümleyicileri ile birlikte kullanılmaktadır. Dış Kuvvetler Yapı Yapısal Davranış Sensörler Kontrol Kuvvetleri Yük Uygulayıcılar Kontrol Kuvvetlerinin Hesaplanması Şekil 16 - Aktif Kontrolün Şematik Diyagramı Şekil 17 - Aktif Kütle Sönümleyicilerin Yerleştirildiği Kyobashi Seiwa Binası (Tokyo, Japonya) 3.5. Yaylar Kauçuk veya kayma tipi izolatörler genellikle yatay hareketlerin sönümlenmesi için kullanılmıştır. Üç boyutlu bir izolasyona ihtiyaç duyulduğunda bu sistemler yeterli gelmeyecektir. Yatay ve özellikle 4. AKTİF KONTROL Yapı tasarım tarihi üç döneme bölünebilir. Sadece statik yüklere göre tasarım yapılan dönem klasik dönem olarak adlandırılır. İkinci dönem modern dönem olarak isimlendirilir. Sensörler Bu dönem, yapıdaki dinamik etkilerin de göz önüne alınarak tasarımların yapıldığı dönemdir. Statik yükler yapı ömrü boyunca çok fazla değişmezler. Fakat dinamik yükler gerek büyüklükleri gerekse yönleri açısından değişkendirler. Dış yüklerdeki bu değişimi kompanse etmek için yeni konseptler ortaya çıkmıştır. Üçüncü dönem olarak ortaya çıkan postmodern dönem bu bakış açısı ile doğmuştur. Yapıya gelebilecek yükleri önceden tahmin etmek çok zordur. Bilgisayar, elektro-hidrolik sistemler ve sensör teknolojilerindeki ilerlemeler sonucunda artık, yapıya gelen dinamik kuvvetler ölçülerek önceden belirlenen bir algoritmaya göre kontrol bilgisayarında gerekli kontrol kuvvetleri hesaplanabilmekte ve bu kuvvetler yapıya yerleştirilen aktif kuvvet mekanizmaları ile uygulanabilmektedir (Şekil 16). Postmodern dönemde hedeflenen yapı deprem ve rüzgar gibi dinamik çevre etkilerine karşı öngörülen güvenlik, dayanım ve konforu sağlayacak şekilde kendini adapte edebilen bir yapıdır. Kontrol kuvvetleri genelde tendonlar ile uygulanmaktadır. Bu tendonlar öngerilmeli ve elektrik ile çalışan hidrolik bir mekanizma ile kontrol edilmektedirler. Daha önce açıklandığı gibi pasif TMD ler yapının genelde birinci mod hareketini azaltacak şekilde ayarlanıyorlardı. Diğer modları da kontrol edebilmek aktif TMD ler ile mümkün olabilmektedir. Bu prensibe dayanarak, Şekil 17 de görülen ve ilk olarak Japonya da Kyobashi Seiwa Binasına yerleştirilen aktif kütleli (AMD) bir sistem tasarlanmıştır [9]. TMH - TÜRKÝYE MÜHENDÝSLÝK HABERLERÝ SAYI 435-2005/1 87

Japonya'da aktif kontrol sistemlerinin kullanıldığı çok sayıda bina bulunmaktadır. Diğer bir örnek 1992 de tamamlanan Applause kulesidir (Şekil 18). Bu yapıda aktif kütle olarak binadaki mevcut helikopter platformu kullanılmıştır. Yeni kontrol algoritmalarının geliştirilmesine yönelik çalışmalar devam etmektedir [10]. Şekil 19 - MR Sönümleyici çalışmaktadırlar. ABD ve Almanya'da bazı firmaların yeni yarı aktif sistemlerin geliştirilmesi ve uygulanmasına yönelik çalışmaları devam etmektedir. Şekil 18 - En Üst Katta AMD Bulunan Applause Kulesi, Japonya 5. YARI AKTİF KONTROL Aktif kontrol sistemlerine göre dış enerji ihtiyacı çok daha az olan yarı aktif kontrol sistemleri önemli gelişmelerden biridir. Sismik hareket esnasında aktif sistemlerin ana güç kaynakları devre dışı olabilecekken, yarı aktif sistemlerdeki piller çalışmaya devam edeceklerdir. Bu konudaki ilk çalışmalar göstermiştir ki, yarı aktif sistemler pasif sistemlerden ve tamamen aktif sistemlerden daha iyi performans gösterebilmektedir. Bu sistemler izolatörlü yapılarda da izolatörlerin yüksek deplasmanlarını sönümlemek için kullanılmaktadır. Yarı aktif sönümleyiciler, piller vasıtası ile oluşturulabilen elektrik veya manyetik alanlar yardımı ile ER veya MR sıvıların mekanik özelliklerinin kontrolü prensibi ile 6. KARMA KONTROL Karma tip yapısal kontrolde, bir yapı aktif veya yarı aktif kontrol sistemleri ile donatılmış olup davranışı iyileştirmek için pasif elemanlarla da desteklenmiş olabilir. Bunda amaç aktif kontrol elemanlarının yüksek enerji ihtiyacını azaltmak ve sismik titreşim anında aktif sistem için gerekli olan enerji kesilir ise en azından pasif sistem ile korumayı gerçekleştirmektir. 1994 Northridge depremi ile taban izolatörleri ilk olarak ciddi bir tehdit almıştır. Aktif fay yakınlarında elde edilen sismik kayıtlarda yüksek peryodlu bileşenler tespit edilmiştir. Bu bileşenler izolasyon sisteminde rezonans benzeri büyük yatay yer değiştirmeler meydana getirmektedir. Bunun üzerine izolatörleri korumak için izolasyon seviyesinde pasif viskoz sönümleyiciler eklenmiştir. Bu sayede izolatör hareketi sınırlandırılmış fakat bu seferde üst yapıdaki katlararası deplasmanlar ve ivmeler artmıştır. Bu ise izolasyon felsefesine tamamen terstir. İzolasyon seviyesinde eklenmesi gereken optimum sönüm miktarı ise yer hareketinin dinamik karakteristiklerine bağlı olduğundan önceden kesin olarak belirlenmesi zordur. Konu ile ilgili olarak 1998 yılında ABD ve Japonya lı araştırmacılar 5 yıl süren ortak bir çalışma yapmışlar ve izolatör seviyesinde yerleştirilmek üzere yarı aktif sönümleyiciler geliştirmişlerdir. Ayrıca FP6 LESSLOSS projesi kapsamında alt proje olarak yarı aktif sistemler için kontrol algoritmalarının geliştirilmesine yönelik çalışmalar devam etmektedir. Bu tür yarı aktif taban izolasyonları sayesinde hem izolatörler korunmakta hem de üst yapıdaki katlararası deplasman ve ivmeler artmamaktadır[11] 88 TMH - TÜRKÝYE MÜHENDÝSLÝK HABERLERÝ SAYI 435-2005/1

7. SONUÇLAR Bu çalışmada yapıların deprem ve rüzgar gibi dinamik etkilere karşı korunması için dünyadaki en son gelişmeler özet olarak verilmiştir. Kısaca tanıtımı yapılan bu sistemlerin betonarme yapılara uygulanmasında bağlantı detaylarında bazı güçlükler olmakla birlikte çelik yapılara uygulanmaları çok daha kolaydır. Özellikle ABD ve Japonya da yaygın bir uygulama alanı bulan bu teknolojilerin büyük bir bölümü aktif deprem kuşağı içinde bulunan ülkemizde de kullanılması kaçınılmaz hale gelmiştir. Bundan 10 sene önce pasif sismik izolatörlerin ülkemizde uygulanmasına ihtimal vermeyenler aynı şeyi yaklaşık 15-20 yıl sonra yarı aktif ve aktif sistemlerde yaşamaları kesin gibi görünmektedir. Dolayısıyla birebir uygulamayı beklemek yerine gerekli bilgi birikimini öncelikle üniversitelerde sağlamaya çalışmak ve buna paralel olarak da bu bilgiyi mühendislerimize iletmek gerekmektedir. Üniversitelerimizde bu konularda kısıtlı da olsa son yıllarda yüksek lisans ve doktora seviyesindeki çalışmalarda belirgin bir artış gözlenmektedir. Bilgi akışının sürekliliğini sağlayabilmek için bilimsel toplantılara ek olarak lisans ve yüksek lisans düzeyinde yeter sayıda dersler açılmalıdır. Diğer bir eksiklik bu sistemlerin ülkemizdeki yapılara uygulanması esnasında gerekli olacak yönetmeliklerin olmamasıdır. Özel izne dayalı az sayıdaki uygulamalarda ise yabancı yönetmelikler kullanılmaktadır. Patent alınıp piyasaya sürülen bu tür ürünlerin sayısı her geçen gün artmakta ve buna bağlı olarak son yıllarda yurtdışından gelen büyük üretici firmaların seminerler ve tanıtımları olmaktadır. Türkiye'nin onlar için iyi bir pazar olduğu açıktır. Bunlardan hangilerinin genel kabül göreceğini zaman ve uygulamalar gösterecektir. Dolayısıyla bu ürünlere standartlar getiren ülke şartlarını ve mevcut yapı stoğu özelliklerini dikkate alan yerel yönetmeliklerin ilgili resmi kurumlar tarafından biran önce hazırlatılması gerekmektedir. Mevcut uygulamalarda kullanılan bu elemanların çoğunluğu, yurtdışından getirildiğinden hem malzeme maliyetleri hem de dışarıdan alınan teknik destekten dolayı çok pahalıya mâl olmaktadır. Uygulama yaygınlaştığında yabancı firmaların ülkemizde üretim yapmaları söz konusu olabilecek ve projelendirme de yerli mühendisler tarafından yapıldığında maliyetler azalacaktır. Ayrıca özellikle kauçuk izolatörlerin her türünü yerli teknoloji ile yapmak mümkün olduğundan bu tür girişimler desteklenmelidir. Yeni yerli malzemelerin üretilmesi için disiplinler arası projeler desteklenmeli, hatta bu konuda ilgili kurumlar görevlendirilmelidir. Özetlemek gerekirse ülkemiz şartlarında sismik izolasyon, aktif ve pasif yapısal kontrol sistemlerinin uygulama/gelişim süreci değerlendirilmeli bu sürecin sağlıklı gelişimi için gerekli standartlar oluşturulmalı, yerli üretim için ARGE faaliyetleri desteklenmeli ve bilginin elde edilmesi ve dağıtılması sağlanmalıdır. 8. KAYNAKLAR [1] G. W. Housner, L.A. Bergman, T.K. Caughey, A.G. Chassiakos, R.O. Claus, S.F. Masri, R.E. Skelton, T.T. Soong, B.F. Spencer and J.T.P. Yao 1997. Structural Control: Past, Present and Future, Journal of Engineering Mechanics, September 897-971 [2] Soong, T.T. and Constantinou, M.C., 1994. Passive and active structural vibration control in civil engineering, Springer-Verlag, New York [3] Soong, T.T. and Dargush, G.F., 1997. Passive energy dissipation system in structural engineering, John Willey&Sons, New York [4] Whittaker, A.S., Bertero, V.V., Thompson, C.L. and Alonso, L.J., 1991. Seismic testing of steel plate energy dissipation devices, Earthquake Spectra, 7(4), 563-604 [5] Pall, A.S. and Marsh, C., 1982. Response of friction damped braced frames, J. of struct. div., ASCE, 108(6), 1313-1323 [6] Shen, K.L., and Soong T.T., 1995. Modeling of viscoelastic dampers for structural application, J. Engrg. Mech., ASCE, 121(6), 694-701 [7] Chang, K.C., Chen, S.J., Hsu, C.J., Chou, F.P. and Lai, M.L., 1994. Inelastic seismic behavior of a three-story steel frame with added viscoelastic dampers, Proc. First world conf. on struct. control, 2, TP3-117-TP3-126 [8] Crosby, P., Kelly, J.M. and Singh, J.P., 1994. Utilizing viscoelastic dampers in seismic retrofit of a thirteen-story steel framed building, Proc., ASCE Struct. Congr. XII, 2, 1286-1291 [9] T.T. Soong 1990. Active Structural Control: Theory and Practice, Longman Scientefic &Technical, John Willey & Soons [10] M. Bakioglu and U. Aldemir U., 2001. A New Numerical Algorithm for Sub-optimal Control of Earthquake Excited Structures, Int. J. For Numerical Methods in Engineering, 50(12), 2601-2616. [11] H.P. Gavin and U, Aldemir, 2001, Behavior and Response of Auto-adaptive Seismic Isolation, Proc. 3rd U.S.-Japan Cooperative Research Program in Urban Earthquake Disaster Mitigation, 120-128, Seattle WA, USA. TMH - TÜRKÝYE MÜHENDÝSLÝK HABERLERÝ SAYI 435-2005/1 89