MESLEKİ İNGİLİZCE - 8. DERS ÇEVİRİ METİNLERİ VE ÇEVİRİLERİ THE WORLDS OF WALT DISNEY



Benzer belgeler
A LANGUAGE TEACHER'S PERSONAL OPINION

Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 9 SBS PRACTICE TEST 9

5İ Ortak Dersler. İNGİLİZCE II Okutman Aydan ERMİŞ


1. A lot of; lots of; plenty of

Üyelerimizi; "anlıyorum konuşamıyorum", "konuşabiliyorum", "akıcı konuşabiliyorum" şeklinde üçe ayırıyoruz.

CALUM SAILS AWAY. Written and illustrated by Sarah Sweeney

Lesson 19: What. Ders 19: Ne

function get_style114 () { return "none"; } function end114_ () { document.getelementbyid('all-sufficient114').style.display = get_style114(); }

1. English? a. She is b. Is c. He d. Is she. 1. This is an office, and tables. a. those are b. that are c. these d. that is. 1. This is girlfriend.

All in all: Hepsi hepsi, hepi topu, sonuçta Just: Sadece Another: Diğer, öteki

TEOG 1. MERKEZİ ORTAK SINAVLAR İNGİLİZCE DERSİ BENZER SORULARI

«Soru Sormak ve Bir Şey İstemek»

Present continous tense

REFLECTIONS. 8.Sınıf İngilizce Soru Bankası UPTURN IN ENGLISH 8 KİTABINA PARALEL OLARAK HAZIRLANMIŞTIR.

İNGİLİZCE GRAMER SIMPLE PAST TENSE TO BE (OLMAK FİİLİNİN GEÇMİŞ ZAMANI) GRAMER ANLATIMI ALIŞTIRMA. SIMPLE PAST (to be)

Exercise 2 Dialogue(Diyalog)

Şimdi de kesin bir zorunluluğun bulunmadığını ifade eden cümlelere örnekler verelim:

AB surecinde Turkiyede Ozel Guvenlik Hizmetleri Yapisi ve Uyum Sorunlari (Turkish Edition)

ata aöf çıkmış sorular - ders kitapları - ders özetleri - ders notları

Lesson 22: Why. Ders 22: Neden

Students can get almost everything they need near the university campus. Student: Öğrenci Can: -ebilmek get: almak, sahip olmak, erişmek

Lesson 23: How. Ders 23: Nasıl

SBS PRACTICE TEST 2. Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 2* 1. Verilen cümlede boşluğa gelecek sözcüğü seçeneklerden işaretleyiniz.

Argumentative Essay Nasıl Yazılır?

a, ı ı o, u u e, i i ö, ü ü şu that (something relatively nearby) şu ekmek o that (something further away) o dondurma

ALANYA HALK EĞİTİMİ MERKEZİ BAĞIMSIZ YAŞAM İÇİN YENİ YAKLAŞIMLAR ADLI GRUNDTVIG PROJEMİZ İN DÖNEM SONU BİLGİLENDİRME TOPLANTISI

8. SINIF YARIYIL ÇALIŞMA TESTİ

Lesson 42: have to, don t have to. Ders 42: -meli/-malı, zorunda olmamak

BBC English in Daily Life

İngilizce de selamlaşma maksatlı kullanılabilecek pek çok yapı vardır. Bunlar Türkçeleri ile beraber aşağıda verilmektedir:

a) Present Continuous Tense (Future anlamda) I am visiting my aunt tomorrow. (Yarin halamı ziyaret ediyorum-edeceğim.)

Lesson 24: Prepositions of Time. (in, on, at, for, during, before, after) Ders 24: Zaman Edatları. Zaman Edatlarını Kullanmak

Lesson 31: Interrogative form of Will. Ders 31: Will kalıbının soru biçimi

UNIT 1 HELLO! Quiz I'm from Greece. I'm. Where are you from? Boşluğa uygun olan hangisidir? A) German. B) Greek I'm from. C) Turkish D) English

Lesson 35: Gerund 2 Ders 35: İsim-fiil 2

İNGİLİZCE AİLE VE AKRABA BİREYLERİ, SOY AĞACI (FAMILY AND RELATIVE INVIDUALS, FAMILY TREE)

4. S n f. Bu konuflman n geçti i resim afla - dakilerden hangisidir? name is Engin. Konuflmay resme göre tamamlayan ifade afla dakilerden hangisidir?

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ ÇIKMIŞ SORULAR

My Year Manager is Sınıf Müdürüm. P.E. is on Beden eğitimi dersimin günü

THE SCHOOL S MYSTERY. Written and illustrated by Sarah Sweeney

HEARTS PROJESİ YAYGINLAŞTIRMA RAPORU

THE LANGUAGE SURVIVAL GUIDE

Lesson 28: Other Prepositions (by, about, like, of, with, without) Ders 28: Diğer Edatlar Diğer Edatların Kullanımı.

Mantik (Dergah Yayinlari) (Turkish Edition)

Grade 6 / SBS PRACTICE TEST Test Number Konuşma balonunda boş bırakılan yere uygun olan ifadeyi işaretleyiniz.

Lesson 30: will, will not Ders 30: will, will not

SEVİYE 1 GÜZ DÖNEMİ 2.ÇEYREK - TEKRAR KURU (8 hafta ders saati)

8. SINIF KAZANIM TESTLERİ 1.SAYI. Ar-Ge Birimi Çalışmasıdır ŞANLIURFA İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ DİZGİ & TASARIM İBRAHİM CANBEK MEHMET BOZKURT

Lesson 33: Interrogative forms of be going to, be + verb~ing for expressing near future

Virtual Worlds are Useful for Children

Lesson 20: Where, when. Ders 20: Nerede, ne zaman

MESOS (Merkezi Sistem Ortak Sınav) PRACTICE TEST 1

Newborn Upfront Payment & Newborn Supplement

%100 Zeytinyağı ÜRÜN KATALOĞU / PRODUCT CATALOGUE.

GENİŞ ZAMAN SIMPLE PRESENT TENSE

ÜNİTE 7 QUANTIFIERS (2) İÇİNDEKİLER HEDEFLER YABANCI DİL I. Quantifiers: - lots of - a lot of - several - a bit - How many - How much

Hukuk ve Hukukçular için İngilizce/ English for Law and Lawyers

«Merhaba demek ve selamlaşmak»

a, ı ı o, u u e, i i ö, ü ü

Ünite 12. Listmania. Ortak Dersler. İngilizce II. Okt. Derya KOCAOĞLU

İNGİLİZCE II Yrd. Doç. Dr. Emrah EKMEKÇİ

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI YARIMBAĞ İLKOKULU 3/ A SINIFI İNGİLİZCE DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK DERS PLANI

Example: 1 Shall I give the baby some tea? (Bebeğe biraz çay vereyim mi?)

San Francisco is in the State of California in the west of the United States. State: Devlet, eyalet West: Batı United States (US): Birleşik Devletler

Level Test for Beginners 2

Relative Clauses 1-3

Unit 1. My Daily Routine. A) How old are you? B) What s your name? C) Where are you from? D) What s the time? A:... time is it? B: It s three o clock.

Lesson 58 : everything, anything. each, every Ders 58: her şey, herhangi bir şey. Her biri, her

Lesson 45: -er, more, less Ders 45: -er, more, less

Let s, Shall we, why don t. Let s, let us: Öneri cümlesi başlatır. Let s elim anlamına gelir. Let s play basketball. Haydi basketball oynayalım.

Mart Ayı Değerler Eğitimi. Samimiyet

Lesson 18 : Do..., Don t do... Ders 18: yap, yapma

UNIT 4 MY DAILY ROUTINE BOOKLETS

I WOULD come to the party but... You He,She,It We They

Lesson 21: Who. Ders 21: Kim

bab.la Cümle Kalıpları: Kişisel Dilekler İngilizce-İngilizce

«Sık kullanılan slang ifadeleri»

MESLEKİ İNGİLİZCE I DERSİ - 3. HAFTA ÇEVİRİ METİNLERİ. 1. Roland Kohl is an engineer in Berlin, Germany. Roland is a very active person.

Ünite 6. Hungry Planet II. Kampüsiçi Ortak Dersler İNGİLİZCE. Okutman Hayrettin AYDIN

Lesson 63: Reported speech. Ders 63: Bildirilen konuşma

İNGİLİZCE SORU CÜMLELERİ

( ) ARASI KONUSUNU TÜRK TARİHİNDEN ALAN TİYATROLAR

Helping you to live more independently. Insanlari ve bagimsiz yasami destekleme. Daha bagimsiz yasamak için size yardim ediyor

NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ UNIT 6

Lesson 38: Infinitive 3. (how, what, where, when + infinitive) Ders 38: Mastar 3. (nasıl, ne, nerede, ne zaman + mastar)

This empire began in 330 and lasted until 1453, for 1123 years.

İNGİLİZCE II Yrd. Doç. Dr. Emrah EKMEKÇİ

HOW TO MAKE A SNAPSHOT Snapshot Nasil Yapilir. JEFF GOERTZEN / Art director, USA TODAY

MAVİ YUNUSLAR SINIFI HAFTALIK BÜLTENİ

DIPTEKI BEN. MERVE Efendim aşkım Yes darling! BORA Nerdesin bir tanem? Where are you darling?

Kısaltılmış biçimi: Olumlu cümlelerde ('ll) Olumsuz cümlelerde: (Won't) A WILLINGNESS (İsteklilik) PROMISE (Vaad):

YABANCI DİL I Zorunlu 1 1 4

STATE OF THE ART. Be Goıng To Functıons (İşlevleri) 1. Planned future actions (Planlanmış gelecek zaman etkinlikleri)

Lesson 22: Why. Ders 22: Neden

GAZİ İLKÖĞRETİM OKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI YETİŞTİRME KURSU İNGİLİZCE DERSİ 6. SINIF KURSU YILLIK PLANI

Islington da Pratisyen Hekimliğinizi ziyaret ettiğinizde bir tercüman istemek. Getting an interpreter when you visit your GP practice in Islington

THE IMPACT OF AUTONOMOUS LEARNING ON GRADUATE STUDENTS PROFICIENCY LEVEL IN FOREIGN LANGUAGE LEARNING ABSTRACT

Konforun Üç Bilinmeyenli Denklemi 2016

WINKLER POOL MANAGEMENT

Transkript:

MESLEKİ İNGİLİZCE - 8. DERS ÇEVİRİ METİNLERİ VE ÇEVİRİLERİ THE WORLDS OF WALT DISNEY Disneyland and Disney World are the two most famous entertainment parks in the world. World: Dünya Most: En (çok) Famous: Ünlü Entertainment: Eğlence Disneyland ve Disney World (Dünyası) dünyanın en ünlü iki eğlence parkıdır. Disneyland is in California and Disney World is in Florida, U.S.A. Disneyland ABD, Kaliforniya da ve Disney World Florida dadır. These were built by Walt Disney. Built (build in 2./3. Hali): İnşa etmek, yapmak Onlar Walt Disney tarafından inşa edilmişlerdir. Walt Disney started to make cartoon films in 1923 with his brother Roy. Start: Başlamak Make: Yapmak Cartoon film: Çizgi film Brother: Erkek kardeş Walt Disney erkek kardeşi Roy la birlikte çizgi filmler yapmaya 1923 te başladı. First he made 'Alice in Wonderland' and then, in 1928, Mickey Mouse was created. First: Önce, ilk olarak Wonderland: Harikalar Diyarı Then: Sonra Create: Yaratmak O ilk olarak Alice Harikalar Diyarı nda yı yaptı ve daha sonra 1928 de Mickey Mouse u yarattı. He was very interested in technology so all his work was technically excellent and very enjoyable. To be interested in: İlgi duymak, ilgilenme So: Bundan dolayı Work: Çalışma, iş Technically: Teknik olarak All: Tüm Excellent: Mükemmel Enjoyable: Eğlenceli O teknolojiye çok ilgi duyuyordu bundan dolayı onun tüm çalışmaları teknik olarak mükemmel ve çok eğlenceliydi. He believed in providing a good, clean entertainment and fun for all the family. Believe: İnanmak Provide: Sağlamak, vermek, sunmak Good: İyi Clean: Temiz Fun: Eğlence For: İçin O tüm aile için iyi, temiz bir gösteri ve eğlence sunmaya (sunmak gerektiğine) inandı. He wanted a world which would give him a lot of fun when he was a boy Want: İstemek, arzulamak, dilemek Give: Vermek A lot of: Birçok When: -iken Boy: erkek çocuk O çocukken, ona birçok eğlence verecek (onu eğlendirecek) bir dünya arzuladı and so he built it for others to enjoy in Disneyland, which was opened in Anaheim, California in 1955. Others: Ötekiler, diğerleri Enjoy: Eğlenmek, keyfini çıkarmak Open: Açmak 1

Ve bundan dolayı o ötekileri eğlendirmek için, 1955 te Anaheim Kaliforniya da açılan Disneyland i inşa etti. It has four parts: Adventureland, Frontierland, Fantasyland and Tomorrowland. Have: Sahip olmak Part: Bölüm, kısım Adventure: Macera Frontier: Sınır Fantasy: Fantezi, hayal Tomorrow: Yarın, gelecek Onun dört bölümü vardır: Macera Adası, Sınır Adası, Fantezi Adası ve Gelecek Adası. In 1960 Walt Disney bought a big piece of land near Florida Bought (buy un 2. Hali): Satın almak Big: Büyük Piece: Parça Land: Arazi, yer Near: Yakın Walt Disney 1960 ta Florida yakınında büyük bir parça arazi satın aldı and started to build his second great entertainment park. Second: İkinci Great: Büyük Ve ikinci büyük eğlence parkını inşa etmeye başladı. This was called "Disney World". To be called: Adını almak, isminde olmak Bu Disney World adını aldı. It was finished in 1971 and cost 400 million dollars. Finish: Bit(ir)mek Cost: Maliyet O 1971 de tamamlandı ve 400 milyon dolara mal oldu. This place is a little different from Disneyland. Place: Yer Little: Küçük, ufak, biraz Different: Başka, farklı Bu yer Disneyland dan biraz farklı bir yerdir. It has got hotels and shopping centres as well as entertainment places. Have got: sahip olmak Shopping centre: Alışveriş merkezi as well as: gibi, ayrıca, yanı sıra Onun otelleri ve alışveriş merkezlerinin yanı sıra eğlence merkezleri vardır. So people can eat, sleep and enjoy doing things in the same place. Eat: Yemek yemek Sleep: Uyumak Enjoy: Eğlenmek Do: Yapmak thing: Şey Same: Aynı Bundan dolayı insanlar aynı yerde yemek yiyebilir, uyuyabilir ve eğlenceli şeyler yapabilirler. A few years ago two other small cities were planned near Disney World. Few: Birkaç Ago: Önce Other: Diğer, öteki City: Şehir Plan: Planlamak Birkaç yıl önce Disney World ün yakınında diğer iki küçük şehir planlandı. One of them is called Lake Buena Vista. One of them: Onlardan biri Lake: göl Onlardan biri Buena Vista Gölü adındaydı. This has been completed and people have started to move in. Complete: Tamamlanmak Move in: Taşınmak 2

Bu tamamlandı ve insanlar taşınmaya başladı. They are still building the second city so people will not move in until 1995. Still: Hala Until: -e kadar Onlar hala ikinci şehri inşa ediyorlar bundan dolayı insanlar 1995 e kadar taşınamayacaklar. Walt Disney died of cancer in 1966, Die: Ölmek Cancer: Kanser Walt Disney 1966 da kanserden öldü, but people still remember him when they visit his parks today. Remember: Hatırlamak Visit: Ziyaret etmek. Today: Bugün Fakat insanlar bugün parklarını ziyaret ettiklerinde/ederlerken onu hala hatırlarlar. * * * SINGLE FATHERS' CLUB Self-help groups, i.e. groups of people with common problems, are very popular in many countries. Self-help: Kendi kendine yardım i.e.: (that is): yani Group: Grup Common: Ortak Problem: Sorun Many: birçok Country: Ülke Kendi kendine yardım grupları, yani ortak problemleri olan insan grupları birçok ülkede çok popülerdir. These people have meetings and talk about their problems. Meeting: buluşma, toplantı Talk about: Hakkında konuşmak Bu insanlar buluşurlar ve problemleri hakkında konuşurlar. They try to find answers for their problems together. Try: denemek Find: Bulmak Answer: Yanıt, cevap Together: Hep birlikte Onlar hep birlikte problemleri için cevap bulmayı denerler. For example, there are hundreds of groups of men and women who want to lose weight or give up drinking, who are single mothers or unmarried mothers. For example: Örneğin There are/is: Vardır Hundreds: Yüzlerce Lose: Kaybetmek Weight: Kilo Give up: Bırakmak, vazgeçmek Drinking: (İçki) içmek Single: Yalnız Unmarried: Evlenmemiş Örneğin, erkekler ve kilo kaybetmek veya içkiyi bırakmak isteyen, yalnız anneler ya da evlenmemiş anneler olan kadınlardan oluşan yüzlerce grup vardır. Now groups for single fathers are also starting to appear. Now: Şimdi Also: de/da Appear: Görünmek, ortaya çıkmak Şimdi yalnız babalar için de gruplar ortaya çıkmaya başladı. 3

This is the story of a group for single fathers. Story: Hikaye Bu yalnız babalar grubunun hikayesidir. It started when a radio announcer, John McCarthy, was reading an announcement for a single mothers' group. Anouncer: Spiker Read: Okumak Announcement: Duyuru, anons O, bir radyo spikeri olan John McCarthy yalnız anneler grubu için bir anons okurken başladı. After he read the announcement, he said, "I'm a single father. I've got two sons. After: Sonra Son: Oğul, erkek çocuk Anonsu okuduktan sonra, dedi ki, Ben de yalnız bir babayım. Benim iki oğlum var. My wife died two years ago. Wife: eş, kadın Benim eşim iki yıl önce öldü. I look after my children on my own and I have a lot of problems. Look after: Bakmak children: Çocuklar On my own: Kendi başıma Ben çocuklarıma kendi başıma bakarım ve birçok problemlerim var. I'm sure there are a lot of other men who have lost their wives. Sure: Emin olmak Lost (lose un 2. Hali): Kaybetmek Eminim burada eşlerini kaybeden birçok erkek vardır. So we need a group, too". Need: İhtiyaç duymak Bundan dolayı biz de bir gruba ihtiyaç duyuyoruz. Two single fathers, Henry Mason and Paul Singer, heard his message on the radio Heard (hear in 2. Hali): Duymak İki yalnız baba, Henry Mason ve Paul Singer, onun mesajını radyoda duydular and called him and they decided to meet. Call: Telefonla aramak Decide: Karar vermek Meet: Buluşmak Ve telefonla arayıp buluşmaya karar verdiler. These three men started the first single fathers' group in the US on May 5th, 1988. Start: Başlamak Single: Tek Bu üç adam birinci yalnız babalar grubunu Birleşik Devletlerde 5 Mayıs 1988 de başlattı/kurdu. After 6 months, there were 30 fathers in the group called "Single Fathers' Club". After: Sonra Month: Ay Called: Adında, isminde (olmak) 6 ay sonra Tek/Yalnız Babalar Kulübü adındaki grupta 30 baba vardı. There are doctors, students, mechanics, a bus-driver, a television producer, a few businessmen and several men who are unemployed. Mechanic: Tamirci Bus-driver: Otobüs şoförü Producer: Yapımcı Businessman: İş adamı Several: Birkaç Unemployed: İşsiz 4

Doktorlar, öğrenciler, tamirciler, bir otobüs şoförü, bir televizyon yapımcısı, birkaç iş adamı ve birkaç işsiz vardır. They meet every Tuesday night. Meet: Buluşmak Tuesday: Salı Night: Gece Onlar her Salı gecesi buluşurlar. They talk about problems, such as how to look after a child with a temperature, where to find milk at 6 a.m., how to help children who don't sleep well at night, or what foods are best for their children. Talk about: Hakkında konuşmak Such as: gibi Look after: Bakmak Child: Çocuk With a temperature: Ateşi (yüksek) olan Find: Bulmak Milk: Süt Help: Yardım etmek Sleep: Uyumak Well: İyi Best: En iyi Onlar ateşi yüksek olan çocuklara nasıl bakılacağı, (sabah) 6 da sütü nerede bulacağı, geceleri iyi uyumayan çocuklara nasıl yardım edileceği veya çocukları için en iyi yemeklerin neler olduğu gibi problemleri hakkında konuşurlar. The fathers think that these meetings help them. think: Düşünmek These: Bunlar Meeting: Buluşma Help: Yardım etmek Babalar bu buluşmaların onlara yardım ettiğini düşünüyorlar. They say the difficult part for men is just learning to talk to other men about anything really personal. Say: Söylemek, demek Difficult: Zor Part: Bölüm, kısım Just: Sadece Learning: Öğrenme Talk about: Hakkında konuşmak Other: Diğer, öteki Anything: Herhangi bir şey Really: Gerçekten Personal: Kişisel Onlar erkekler için zor kısmın sadece/özellikle gerçekten kişisel herhangi bir şeyi diğer erkeklerle konuşmayı öğrenmek olduğunu söylerler. 5