ÖNE ÇIKANLAR MODA ARZU KAPROL KARİYER DEMET SABANCI MİMARİ GÖKHAN AVCIOĞLU PORTRE DİDEM ÇAPA MÜZİK FAZIL SAY SAYI: 11 EŞSİZ BİR DENEYİM



Benzer belgeler
Gü ven ce He sa b Mü dü rü

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

Simla nın seçimi ürünleri

Wabi Koleksiyonu - Koru

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

-gi de ra yak- se ve bi lir sin... Öl mek öz gür lü ğü de ya şa mak öz gür lü ğü de önem li dir. Be yoğ lu nda ge zer sin... Şöy le di yor du ken di

7. Sınıf MATEMATİK TAM SAYILARLA ÇARPMA VE BÖLME İŞLEMLERİ 1. I. ( 15) ( 1) 5. ( 125) : ( 25) 5 6. (+ 9) = (+ 14)

/elaresort /elaresort

TUNCAYLAR YAPI MARKET

Müşteri taleplerini genişletir ve projenin her aşamasında hem müşteriye hem de kullanıcıya fayda getirecek yenilikleri kurgular ve uygular.

İnsanlar yazdıkları eserler, besteledikleri müzikler, yaptıkları buluşlar ve yarattıkları sanat eserleri ile tarihe mal olur, takdirle anılırlar.

Mustafa Kemal ATATÜRK

HAKKIMIZDA. MOBSAR Mobilya Sanayi A.Ş.

Kararlı Kadınlar 4 Yaşında!

Kreatif yaklașımımız, profesyonel bakıș açımız, dinamik fikirlerimiz ile emek ve zamanımızı da harmanlayarak sizlere hizmet vermeyi hedefliyoruz.

KIRILL ISTOMIN in. renkli dünyası ve DEKO TASARIM

Hakkımızda. Vizyonumuz. Misyonumuz

ya kın ol ma yı is ter dim. Gü neş le ısı nan top rak üze rinde ki çat lak la rı da ha net gö rür düm o za man. Bel ki de ka rın ca la rı hat ta yağ

ALİAĞA TARİHSEL SEMBOLLERİNİ ÖNE ÇIKARIYOR!

URLA DA SEVGİ DOLU YENİ BİR YAŞAM BAŞLIYOR...

10. SINIF KONU ANLATIMLI. 2. ÜNİTE: ELEKTRİK VE MANYETİZMA 4. Konu MANYETİZMA ETKİNLİK ve TEST ÇÖZÜMLERİ

"Gerçek tasarımcı elinde firca ile doğar" iç mimar Anna Malyakina'yı tam anlamıyla tanımlayan bir ifade. Anna çizim yapmaya konuşmayı öğrenmeden

STAJ ARA DÖNEM DEĞERLENDİRMESİ AYRINTILI SINAV KONULARI

İSTANBUL UN PENÇ HALLERİ. TA NER A L A KU Ş ve Ö Ğ R E NC İ L E R İ Mİ N YATÜR S E RG İ Sİ

mer can or ma nı için de do laş mak tay dı. Ka ya la rın ara sın da ki ya rık lar da on la rın yu va la rıy dı. Ha nos de lik ler den bi ri ne bil gi

Siyahın Tasarımlardaki Önemi Nedir?

Gök ler. Uçak lar la gi di lir an cak ora la ra. İn san gök ler de do la şa bil se. Bir ak şa müs tü, ar ka daş la rıyla. Bel ki ora la ra uçak lar

BAYRAM KOLEKSİYONLARI

HEDİYE ALMAK HAYATIN GÜZEL ANLARINDAN BİRİDİR

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

İÇ MİMARLIK ÇÖZÜMLERİ

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

V İ L L A L A R V E S U İ T L E R

Franchise Tanıtım Dosyası

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

ÇAVDARHİSAR KAYMAKAMLIĞI AİZANOİ ANTİK KENTİ TANITIM ÇALIŞMALARI RAPORU

şehir tanıtımı İLKBAHAR 2015 SAYI: 304

BAŞARI ÖDÜLSÜZ KALMAZ!

HIGHGATE DE VINTAGE VE ÇAĞDAŞ ÇIZGILERIN ARMONISI

Hayal gücünüzden ilham alınarak inşa edilmiş bir yaşam.

LEVENT KUM VE KURSİYERLERİ ÇİNİ SERGİSİ

Atölye Mutfak Önce Güven,,

Jamie Foxx J

İLMEK İLMEK DOKUNAN 45 YIL...

NADOL. yaşam evleri.

BENİM BAŞARI HİKAYEM Müşteri veya Satış Temsilcisi olmak için lütfen Avon Danışma Hattı nı arayınız. avon.com.tr

ANACHRONISMUS CAN BONOMO

1001 DİLEK FESTİVALİ 2012

MUTFAK & BANYO MODERN VE KLASİĞİN BULUŞTUĞU YER, KALİTEYE HOŞ GELDİNİZ...

Serüvenimiz 1919 yılında Bayan Maruşya ile kurukahvecilikle başladı yılında Burhanettin Koçer ve 1949 yılında Nurettin Tunçay ile gelişimini

Atatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı

Bir hedef seçtiğiniz zaman o hedefe ulaşmanın getireceği bütün zorluklara katlanmanız gerekir. Her başarım bana ayrı bir heyecan, ayrı bir enerji

HighLight Aydınlatma

ELEGAN KIŞ STİLİ. Me ta l i k ışıltılar, m i l i t e r d e ta yl a r, re n k l e r ve t ü m b u n l a rl a b ü t ü n l eşen

Yaşam Tarzınıza Açılan Farklı Kapılar

Helena Center Helena Wood Art. Elegance of The Wood

Duygusal ve sosyal becerilere sahip Genç profesyoneller

Seçelim ve yerleştireli. Kutlu : Merhaba. Sophie : Kutlu :. Kutlu... e?

mobilya evimizin, ailemizin bir parçasıdır

2018 İlkbahar Koleksiyonu

sınıflar için. Öğrenci El Kitabı

22 yaşındaki Otizmli Yasemin Pebo ve Bebo isimli oyuncakları hazırlıyor

TEKSTİL TEKNOLOJİLERİ VE TASARIMI FAKÜLTESİ


Taptaze pratik filtre kahve!

Her birini özenle seçtiğimiz çiçeklere ek olarak mağazamızda İtalya'dan getirdiğimiz kullanışlı ve dekoratif hediyelik eşyaları da bulacaksınız.

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Tom Lloyd. Luke Pearson

MANİFESTO DOĞUŞTAN İYİ BİR GELECEK, DOĞUŞ İLE GELECEK.

Ramazan sofralarında keyifli buluşmalar

YAŞAM İÇİN ENERJİ KGM HAKKINDA 1

İSMEK İN USTALARI SANATA ADANMIŞ BİR ÖMÜR ETEM ÇALIŞKAN ETEM ÇALIŞKAN KALİGRAFİ SERGİSİ

www. vadistanbul.com

Page 1 of 6. Öncelikle, Edirne de yaşanan sel felaketi için çok üzgünüz. Tüm Edirne halkına, şahsım ve üniversitem adına geçmiş olsun demek istiyorum.

Atlantic. Koltuk Takımı. Yeni tasarım anlayışı insan ile başlıyor, kalpten konuşuyor, var olanı yeniden keşfediyor ve bizimle birlikte yaşlanıyor.

O nu keşfettikten sonra, şehirden ayrılmak isteyenler tercihlerini yeniden düşünecek. 2 kumruankara.com 3

Festivalin Tarihçesi

Ateşte Açan Çiçekler

DESIGN WEEK ANTALYA İÇ MEKAN TASARIMI VE MOBİLYA Kasım 2017 Antalya Expo Center

KISA TARİHÇE : ŞEHİR ÖZELLİKLERİ :

BÜYÜKPARK SOSYAL ODAKLI KAFETERYA TASARIMI


COLLEC- TION

Yaşamın Rengi. Topraktan Yaşama

Türkler Kendi işinin patronu olmak istiyor!

YENİ EXCLUSIVE. Dogtas exclusive brosur.indd 1 12/08/16 12:13

YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN BANKALAR KANUNU NUN 46 NCI MADDESİNE GÖRE YAPACAKLARI TASDİKE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK

SEDAŞ LI ÇOCUKLAR İŞGÜVENLİĞİ VİDEO YARIŞMASI ÖDÜLLERİNİ ALDILAR

MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ

ÇALIŞMA ALANLARINIZA YENİ BİR SOLUK GETİYORUZ

12. Araştırmacılar Zirvesi nin açılış konuşmasını yapmak için beni davet etmenizden, bana bu fırsatı vermenizden dolayı sizlere teşekkür ederim.

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKASI. Sürdürülebilirlik vizyonumuz

ÇEKİM & STYLING ÜRÜN, MENÜ, KONSEPT VE İÇ MEKAN ÇEKİMLERİ İLE STYLING HİZMETLERİ

geleceğinize DEĞECEK

FURYA hakkında. geleceğinize DEĞECEK. Biz bu yola eşsiz olmak için çıktık

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI

TÜRK-ARAP SERMAYE PİYASALARI FORUMU 2013 TÜRKİYE

Rapor. Toyzeria Türkiye ve Orta Doğu nun Çocuk Fuarı.

COTTON USA BAŞARI ÖYKÜSÜ: ÇİN MODA HAFTASI 2018

Serüvenimiz 1919 yılında Bayan Maruşya ile kurukahvecilikle başladı yılında Burhanettin Koçer ve 1949 yılında Nurettin Tunçay ile gelişimini

Transkript:

ÖNE ÇIKANLAR MODA ARZU KAPROL KARİYER DEMET SABANCI MİMARİ GÖKHAN AVCIOĞLU PORTRE DİDEM ÇAPA MÜZİK FAZIL SAY SAYI: 11 EŞSİZ BİR DENEYİM

Formda olmak herkesin hayali, Aliva ya gelenlerin gerçeğidir. Kişiye özel programlar ve ölçümler sayesinde, Aliva ya gelenler önce forma girer. Sonra bu formu, uzun yıllar korumayı öğrenir. Kırkpınar Sapanca Sakarya 0 264 592 30 30 guralsapanca.com

Sanat güzelliğin ifadesidir Bu ifade söz ile olursa şiir, nağme ile olursa musiki, nakış ile olursa ressamlık, oyma ile olursa heykeltıraşlık, bina ile olursa mimarlık olur. Mustafa Kemal ATATÜRK

İÇİNDEKİLER 44 20 8 SERGİ Topkapı Sarayı nda sergilenen Moskova Kremlin Sarayı nın seçkin eserleri 10 SANAT Sema Güral Sürmeli nin yüzyıllık desenleri günümüze getiren cam kaftan koleksiyonu 12 DEKORATİF Kütahya Seramik in birbirinden şık ve zarif tasarımları 16 PORTRE Didem Çapa nın projelerinde öncelik, çevresine değer katmak 20 STİL Anneler Günü için en güzel hediye seçenekleri Kütahya Porselen de 26 SÖYLEŞİ Gülsüm Güral ile Nafi Güral Eğitim Vakfı üzerine... 28 ARAŞTIRMA İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Projesi için sınırlı sayıda üretilen tasarımlar 32 KARİYER Demet Sabancı dan iş hayatına dair ipuçları 36 KOLEKSİYON Antika tutkunu Alaattin Haznedaroğlu nun gramofon koleksiyonu 40 MODA Arzu Kaprol, Ecopolis adını verdiği son kreasyonunu anlattı 44 MEKAN Güral Sapanca Wellness Park ta dinlenin, enerji depolayın ve yenilenin 48 TELEVİZYON Manken ve oyuncu Cansu Dere ile hayata dair 52 GEZİ Mavi ve yeşilin buluştuğu Karayip adası, Grenada 56 MÜZİK Dahi çocuk olarak anılan Fazıl Say ın gelecek planları 60 GURME Kapadokya daki Museum Hotel in restoranı, Lil a 64 EN YENİ Kütahya Porselen in yeni otel serileri, yenilikçi tasarımları ve üretim kalitesiyle öne çıkıyor 66 MİMAR Kentsel dönüşüm projeleriyle ünlenen mimar, Gökhan Avcıoğlu 70 KÜLTÜR MİRASI Taşın, toprağın ve huzurun şehri Mardin 74 ESTETİK DOKUNUŞ Kütahya Seramik le güzelleşen mekanlar 78 SAĞLIK Detoksla vücudumuzda biriken toksinlerden arının 80 BAYİ Kütahya Seramik Ankara bayisi Arma Seramik ve Kütahya Porselen İstanbul bayisi Divan Center 84 ÜNLÜLERE SORDUK Gönülçelen dizisinin başrol oyuncularının seçtiği Kütahya Porselen ürünleri 86 BİZDEN HABERLER 90 HABER 96 KONUKLARIMIZ 98 BULMACA SAYI: 11 MAYIS 2010 Kütahya Porselen San. A.Ş. adına Ali Abacı Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Nazmiye Doğan Eser Çetintaş İletişim Adresi Atatürk Bulvarı, 43001, Kütahya. Tel: (0274) 225 15 16 Faks: (0274) 225 15 17 info@tapsajans.com NG Dergisi Kütahya Porselen San. A.Ş. tarafından 2 ayda bir yayınlanır ve ücretsiz dağıtılır. Yayına Hazırlayanlar Turkuvaz Gazete Dergi Basım A.Ş Yayın Direktörü Aslıhan Sarp İşman Yayın Yönetmeni Fatma Özel Görsel Yönetmen Nazlı Sarı Editör Selin Akal Fotoğraflar Ahmet Gül, Haydar Erçin, Münhan Çınar Osman Uğur Yazışma Adresi: Turkuvaz Dergi Grubu, Toprak Center, Ihlamur Yıldız Cad. No: 10, 34353,Beşiktaş/ İstanbul. Tel: (0212) 326 30 16 Basımcı: Turkuvaz Matbaacılık Yayıncılık A.Ş. Basıldığı Yer: Akpınar Mah. Hasan Basri Cad. No: 4, Sancaktepe, İSTANBUL. Tel: (0216) 585 90 00 4

EDİTÖR Yenilikten yana mısınız? Gülden GÜRAL Kütahya Porselen San. A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Adım attığı her alanda başarıyı yakalayan ve bu başarıyı bir noktada mutlaka toplum yararına çeviren Demet Sabancı ile Kariyer sayfalarımızda yaptığımız söyleşide Sabancı, Kütahya Porselen markasını duygusal anlamda bağlı olduğu bir marka olmasının dışında yenilikçi yaklaşımından dolayı da sevdiğini söylüyor. Dergimizin sayfalarını çevirirken karşınıza çıkacak Portre bölümünün konuğu Didem Çapa ise, yaratıcı düşünceyi dünyanın geleceği olarak yeniden tanımlıyor. Yaratıcılık her şeyden önce bir düşünce biçimidir, yenilikçi bir bakışla insanlığa hizmettir, sadece bugünün değil dünyanın geleceğidir Müziğin dahi çocuğu Fazıl Say hayallerinin peşinden gidiyor ve müzikle nefes alıp vererek sayısız şahesere imza atıyor. Mimar Gökhan Avcıoğlu İstanbul da yaşamaktan heyecan duyduğunu söylerken, eklemeden duramıyor; Yine de bu şehrin hem mimariyle hem de sanatla yapılacak müdahalelere ihtiyacı var Hangimizin yenilenmeye, ya da küçük bir değişikliğe ihtiyacı yok ki? Parlak bir fikir ya da estetik bir form hangimizi baştan çıkarmaz? Yenilikçi olup, fark yaratmak değil mi önceliğimiz? Taze bahar havasını soluduğumuz ve umarsız heyecanlarla yazı karşıladığımız günlerde yaptık yeni dergimizin hazırlığını Yeni koleksiyonlarımız, projelerimiz, etkinliklerimiz, yaptığımız söyleşiler, işlediğimiz konu başlıkları hepsi tek bir kapıya açıldı bu ay; yenilik! Biz de NG yi baştan sona bu düşünce ile hazırladık. Yenilendik. Farklı kapıları aralayacağımız yeni bir sayıda görüşmek dileğiyle 6

SERGİ TOPKAPI SARAYI Kremlin Sarayı nın hazineleri Osmanlı İmparatorluğu nun 600 yıllık tarihinin, yaklaşık 400 yılında yönetim merkezi olan Topkapı Sarayı, 7 Haziran 2010 tarihine kadar, Moskova Kremlin Sarayı nın seçkin eserlerini İstanbullularla buluşturuyor. Yaz Nur Eren 8

İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı nın, Topkapı Sarayı Müzesi ve Moskova Kremlin Sarayı Müzesi işbirliğiyle düzenlediği Moskova Kremlin Sarayı Hazineleri Topkapı Sarayı nda isimli sergi, Rus çarlarının hazinesinde bulunan çok değerli eserlerin ilk kez İstanbul da izlenebilmesini sağlıyor. Bu ilginç serginin en önemli yanı, Rus ve Türk kültür sanat insanlarını buluşturması oldu. Projenin ikinci bölümünü İstanbul Topkapı Sarayı Hazineleri Kremlin Sarayında sergisi izleyecek. Mayıs-Ağustos 2010 tarihleri arasında Moskova Kremlin Müzesi nde organize edilen sergide, Osmanlı sultanlarının saltanat sembolleri, şahsi eşyaları, saray yaşamı ile ilgili eserler yer alıyor. İstanbullu sanatseverler arasında büyük ilgi uyandıran sergi, Rusya nın en eski müzesi olan Moskova Kremlin Müzeleri koleksiyonlarından derlenen yaklaşık 100 eserden oluşuyor. Ağırlıklı olarak Osmanlı-Rus ilişkileri tarihinde 16-17. yüzyıllara ait eserler yer alıyor. Çarların, devletin başkanı, ordu başkomutanı olarak kullandıkları objeler, saray törenlerinde, özel hayatlarında ve dini törenlerde kullanılan değerli eserler sergileniyor. Serginin en çok ilgi gören bölümleri ise Rusya hükümdarlarının hazinesinde bulunan ve Kremlin katedrallerini, Moskova hükümdarlarının kabul salonlarını ya da özel dairelerini süsleyen olağanüstü görkemli altın ve gümüş eşyalar oluşturuyor. İnci ve değerli taşlarla bezeli giysiler ve din adamı cübbelerinin yanı sıra, Rus devleti ile Osmanlı İmparatorluğu arasındaki diplomatik ve ticari ilişkiler sürecinde Moskova ya hediye olarak gönderilen muhteşem at koşumları, mücevherler, lüks dokumalar ve Çar a ait hükümdarlık simgeleri de serginin bir diğer ilgi gören bölümleri. Tarihin akışı içerisinde Osmanlı ve Rus kültürlerini ilk kez yan yana getiren bu ilginç sergiyi bahar ayı sergi güncenize mutlaka not edin. Sergilenen objeler arasında, Rusya hükümdarının hazinesinde bulunan ve Kremlin Katedralini, Moskova hükümdarlarının kabul salonlarını ve özel dairelerini süsleyen olağanüstü güzellikteki altın ve gümüş eşyalar göz kamaştırıyor. 9

SANAT SEMA GÜRAL SÜRMELİ YÜZYILLIK DESENLERİN HİKAYESİ Sema Güral Sürmeli tarafından cam üzerine özel bir teknikle tasarlanan cam kaftan koleksiyonu, yüzyıllık desenleri günümüze getiriyor. Portre Haydar Erçin İnsanlık tarihinin en eski sanatlarından biri hiç kuşkusuz dokuma sanatıdır. Orta Asya da başlayıp göçebe toplumlar sayesinde gelişen dokuma sanatının en iyi örnekleri, 16. ve 17. yy larda Osmanlı İmparatorluğu tarafından kullanılmış olan kaftanlardır. Topkapı Sarayı Müzesi nde sergilenen bu padişah giysilerinin her birinin öyküsü de farklıdır. En iyi saray kumaşı seraser ile hazırlanan kaftanlar, geçmişin bilinmezliği ile ilgili ipuçlarını da içinde barındırır. Washington daki Smithsonian Müzesi nde de sergilenen kaftanlar, Osmanlı sanatı ve yaratıcılığını tüm dünyaya göstermiştir. Bu eşsiz eserlerden yola çıkan Sema Güral Sürmeli, yüzyıllık desenlerden yeni bir koleksiyon hazırladı. Camın üzerine ilk defa uygulanan bir teknikle çalışan Sema Güral Sürmeli, cam kumlama tekniği ile desenler oluşturarak, yüzeyleri mat-parlak hale getirmiş. 80x140, 60x100, 60x80 cm gibi değişik ebatlarda üretilen kalın camlarla tasarlanan arlanan kaftan ve cepken entari modelleri, orijinaline uygun olarak farklı desenlerde üretilmiş. Kaftanlar boyanarak, değerli taşlarla da süslenmiş. Tarihsel ve kültürel miraslarına gereken önemi göstermeyen ulusların, güçlü ülkeler karşısında kimliklerini daha hızlı kaybettiklerini söyleyen Sema Güral Sürmeli, ulusal kimliğimizin sürekliliği ve tarih mirasımızı korumak ve yaşatmak için bu görkemli koleksiyonu tarih ve sanat tut- kunlarının beğenisine sunuyor. Sema Güral Sürmeli nin çalışmalarına konu olan kaftanlar orijinallerine sadık kalarak yorumlanmışlar. Her bir eser sertifikalı olarak hazırlanmıştır. 10

DEKORATİF SERAMİK ASİL DOKUNUŞLAR Kütahya Seramik in birbirinden şık ve zarif serileri arasından seçtiğimiz yedi farklı tasarımı mercek altına aldık. IŞIK OYUNLARI Geçmişin izlerini modern çizgilerle anlatan Twist serisi, geometrik desenli dekorlarıyla göz alıyor. Küçük, büyük tüm mekanlara kolayca uygulanabilme özelliğine sahip olan serinin, 50x25 cm ölçülerinde, beyaz ve siyah olmak üzere iki alternatifi bulunuyor. Seride kullanılan siyah ve beyaz renklerin kontrast özelliği, mekanlara farklı ışık efektleri kazandırıyor. Seri ayrıca altın ve platin dekor ya da bordürler ile hayallerinizdeki mekanları, farklı konseptlerde tasarlama imkanı sunuyor. TWIST 12

JUMP TAŞIN DOĞALLIĞI Doğal taş dokulu Lava serisi, sadelik ve şıklıktan vazgeçemeyenlerin tercihi. Lappato-natürel yüzey seçeneği ve sırlı porselen teknik özellikleriyle bu seri, yazlık oteller başta olmak üzere birçok mekanda tercih ediliyor. 50x50 cm ebadında üretilen Lava, fileli aksesuarları, altın ve platin çubuk bordürleri ile farklı kullanım alanları yaratmanızı sağlıyor. YENİ BİR BAŞLANGIÇ Modern tasarımı ile alışılmışın dışında çizgilere sahip olan Jump serisi, dinamik, sportif ve estetik tasarımı ile dikkat çekiyor. 60x30 cm ebadında üretilen seride kahve, fildişi, gri, açık gri ve moka olmak üzere beş farklı renk alternatifi bulunuyor. Mekanlarda doğal renklerle farklı bir atmosfer yaratan Jump serisinde, dekorlar 60X30 cm, yer seramikleri 42,5x42,5 cm ölçüleri ile kullanıcılarının beğenisine sunuluyor. LOTUS SADE VE ASİL Beyazın asaletini ve ışıltısını klasik çizgilerle birleştiren Lotus serisi, natürel tasarımlı dekor çalışması ile beğeni topluyor. Seri, 60x30 cm ebadında üretiliyor. LAVA 13

DEKORATİF SERAMİK FARK YARATAN TASARIM Özel rölyef dokusu ve yarattığı ışıltılar ile diğer serilerden hemen ayırt edilen Shine serisi, farklı olduğu kadar seçkin, sade olduğu kadar da alımlı bir ürün olarak kullanıcılarının beğenisine sunuluyor. Sıra dışı yansımaları ile sadeliği ve şıklığı bir arada sunan seri, 66x33 cm ebadında, sırlı porselen karo olarak üretiliyor. Serinin en önemli özelliği, sırlı porselen karolarda yüzey parlaklığının elde edilmesinin zor olmasına rağmen, bu uygulamanın başarıyla gerçekleştirilmesi. CEMENT SONSUZLUĞA YOLCULUK Kütahya Seramik yeni koleksiyonlarının en çok ilgi gören serilerinden biri olan Cement, yumuşatılmış yüzey dokusu ve sıcak renk tonları ile mekanlara sonsuzluk hissi kazandırıyor. Kolay temizlenebilme özelliğine de sahip olan seri, sırlı porselen seramik olarak üretiliyor. 50x50 cm ebadında, bone ve gri renklerdeki serinin, lappato yüzey alternatifi de bulunuyor. SHINE SELEN İPEKSİ DOKUNUŞLAR Tekstil dokusu ve ipeksi sedefli görünümüyle özel bir tasarım olan Selen serisi, iç ve dış mekanlarda kullanılabiliyor. Damask motiflerinin uygulandığı, altın ve platin bordürleriyle sıcak bir duygu yaratan seri, 66x33 cm ebadında üretiliyor. 14

PORTRE DİDEM ÇAPA Yaratıcı düşünce, dünyanın geleceğidir Didem Çapa bilime ve sanata önem veren yaratıcı evrensel bir toplum için çalışıyor. Yaratıcı Çocuklar Derneği nin kurucusu ve Türkiye İş Kadınları Derneği nin aktif bir üyesi. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı nda direktörlük görevini sürdüren Çapa, yer aldığı ve hayata geçirdiği her proje ile çevresine değer katarak farkındalık yaratmayı amaçlıyor. 16

Türkiye nin ilk hazır gıda firması Çapamarka nın sahibi Çapa ailesinin kızı Didem Çapa, annesinin sahibi olduğu Maçka Sanat Galerisi nin koridorlarında çocukluk yıllarında alevlenen sanat aşkını, gençlik yıllarında sanat tarihi eğitimiyle taçlandırdıktan sonra; bugün hayatını sanat, tasarım ve yaratıcı düşüncenin ateşli bir takipçisi olarak sürdürüyor. Didem Çapa ismi sanatla iç içe geçmiş ve hep sanatla anılıyor. Üniversitede de sanat tarihi alanında öğrenim gördüğünüzü biliyoruz. Sanat tutkunuz ne zaman ve nasıl başladı? Bizim ailemizin kökleri hep sanatla iç içe olmuş. Anneannemin ve dedemin evinde sanatçılar, yazarlar, şairler ve ses sanatçıları buluşurmuş. Ben ise çocukluğumdan itibaren annemin galerisi olan Maçka Sanat Galerisi nde sanatçılarla birlikte, ayrıca ailem ile Anadolu daki hemen hemen her antik kenti dolaşarak büyüdüm. Tüm bunların doğal sonucu olarak İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi nde Arkeoloji ve Sanat Tarihi alanında eğitim aldım. Tasarım Tartışılıyor, Yaya Sergileri, Nişantaşı Yılbaşı Festivali, Bahar Şenliği, Kültür İnsanı Atatürk, Beykoz un Dünü Bugünü, Camda Sanatsal Yansımalar, Yıl 1938, Cumhuriyet in İlk Yıllarında Kadınlar ve Türk Seramik Sanatı gibi sayısız yaratıcı proje ve serginin altında imzanız buluyor. Sizin için en özeli hangisiydi? Yeni bir proje ve sergi çalışmanız var mı? Tasarım Tartışılıyor Türkiye deki tasarımı sorgulayan, Yaya Sergileri ise sanatı halkla buluşturan projelerdi. Kültür İnsanı Atatürk, Atatürk ün politik, siyasi ve askeri kimliğinin yanı sıra ilk opera, ilk resim müzesi, ilk arkeolojik kazılar ve eğitimde çok önemli adımlar ile ortaya koyduğu ve benim için hepsinden önde olan kültür insanı kimliğini vurgulayan bir sergiydi. Türk Seramik Sanatı sergisi seramik alanında bu güne kadar yapılmış en kapsamlı çalışma. Cam sergileri ise Beykoz ve Venedik gibi dünyadaki önemli cam üretim merkezlerini buluşturan ve bu alandaki çalışmaların bugününü sorgulayan sergiler. Hiçbirini ayıramıyorum hepsi emek verdiğim evlatlarım gibiler. Yeni bir çok proje ve sergiler var. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti projesi Avrupa Birliği sürecinde Türkiye için önemli bir fırsattı. Yeterince doğru değerlendiremediğimiz düşüncesindeyim. Yapılanlar zaman içinde değerlendirilecektir. Doğru işler, doğru algılanır. Zamana karşı direnir. Yanlışlar ise eleştirilir ve silinir. Yaratıcı ve öncü projeler geliştirmek için 2001 yılında 3. Boyut Proje Üretim Merkezi ni kurdunuz. 3. Boyut taki çalışmalarınız nasıl gidiyor? 3.Boyut taki çalışmalarım İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti nde üstlendiğim direktörlük görevi sürecinde bir duraklama dönemi geçirdi. Ancak bu süreçte şirketimiz altında yeni bir marka yarattık. Bir Nokta yeni dönemde adından sıkça söz ettirecek. 3.Boyut ise hem yeni projeleri hem de Bir Nokta Sanat Galerisi nin etkinliklerini gerçekleştirecek. Bir Nokta Sanat Galerisi nde yürütülen çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz? Bir Nokta nın Türkiye nin sanat ve kültürel hayatında nasıl bir rol üstlenmesini amaçlıyorsunuz? Bir Nokta, sanat objeleri, tasarım ürünleri, takıları, BNG butiği ve promosyon malzemeleri ile ziyaretçilerine değişik seçenekler sunuyor. Bunun yanı sıra Saint Antuan a bakan 450 metrekarelik muhteşem terası ile ayrıcalıklı etkinlikler için de bir buluşma noktası. 22 Ekim 2009 da başlayan Açılış Sergisi sonrasında İrfan Sayar ın Zihni Sinir sergisine ve yeni yıl öncesinde farklı disiplinlerdeki sanatçıların Melekler sergisine ev sahipliği yaptı. İçinde farklı etkinlikler olan Bir Nokta da 18 Nisan itibariyle 5 hafta boyunca pazar günleri tasarımcıları ve sanatçıları buluşturarak, tasarım ve sanat pazarlarını düzenleyeceğiz. Bu süreçte 25 İngiliz tasarımcı ve sanatçıyı da ağırlayacağız. Taş Plaktan Günümüze gibi özel dinletilere ve herkesi etkileyecek sürpriz etkinliklere ve sergilere ev sahipliği yapacağız. Türkiye de sanatın, tasarım ve yaratıcı düşüncenin en büyük destekçilerinden birisiniz. Kendinize böyle bir yol çizmenizin nedeni ya da nedenlerini bizimle paylaşır mısınız? Sanat, tasarım ve yaratıcı düşünce sadece bir ülkenin değil dünyanın geleceğidir. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti çalışmaları içinde de yer aldınız. Bu konudaki çalışmalarınızı ve İstanbul 2010 kapsamında yapılanları değerlendirir misiniz? İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı nda direktör olarak görev aldım. Bence bu proje Avrupa Birliği sürecinde 17

PORTRE DİDEM ÇAPA Patentli ürünleri ve markaları ile ekonomisi sağlam temellere oturmuş, refah içinde, üreten ve mutlu bir Türkiye istiyorum. Türkiye için önemli bir fırsattı. Yeterince doğru değerlendiremediğimiz düşüncesindeyim. Yapılanlar zaman içinde değerlendirilecektir. Doğru işler, doğru algılanır. Kulaktan kulağa, sözden söze yayılır. Zamana karşı direnir. Yanlışlar ise eleştirilir ve silinir. Benim kişisel görüşüm değil bu, süreci zaman belirler. Takı tasarımı alanında da çok önemli çalışmalarınız oldu, bu alandaki çalışmalarınız devam ediyor mu? Takı alanındaki çalışmalarım 1987 yılından bu yana sürüyor. Başlangıçta okumak, farklı teknikleri öğrenmekle geçirdiğim zamanlar 2005 yılından itibaren üretime dönüştü. Tasarımlarım, takının alışılagelmiş alanlarının dışında farklı kullanımlarını içeriyor. Bir dönem özellikle defile takıları üzerinde yoğunlaştım. Tasarımcıların geliştirdiği konsept doğrultusunda malzeme ve uygulama teknikleri seçtim. Takıda bir marka yaratmayı düşünüyor musunuz? Takı alanındaki çalışmalarımla, 2006 yılında IF 7. ve 8. Uluslararası İstanbul Hazır Giyim Fuarı Evrim Timur un fuar açılış defilesinde, ardından 2006 yılında Turkish Fashion Break-Amsterdam, Hollanda Fuar açılış defilesinde; 2007 de Milano Moda Haftası nda, Milano da ilk Türk moda tasarımcısı olan Evrim Timur defilesinde; yine aynı yıl Miss FTV Güzellik Yarışması takılarıyla ve en son 2010 yılında yeniden Milano Moda Haftası nda BNG Stratum Koleksiyonu 2010-2011 defile takıları ile yer aldım. Önümüzdeki yıl gümüş ve altın takılar ile kendi markamı yaratmak üzere çalışmalarımı sürdürüyorum. Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı olduğunuz Yaratıcı Çocuklar Derneği ne gelirsek, öncelikle sizi böyle bir dernek kurmaya iten nedenleri bizimle paylaşır mısınız? Kuruluşundan bu yana Yaratıcı Çocuklar Derneği nasıl bir yol kat etti? Derneğimiz yaratıcılığı esas alıyor. Çünkü yaratıcılık olmazsa toplumlar mirasını, kültürünü ve geleceğini oluşturamaz. Ekonomisini sağlam temeller üzerine oturtamaz, patentli ürünlerini, markalarını yaratamaz. Yaratıcılık her şeyden önce bir düşünce biçimidir, yenilikçi bir bakışla insanlığa hizmettir. Bir başka deyişle değişim yarışında yaratılan farktır. Henüz olmayanı ortaya koymak aslında geleceği yaratmaktır. Yaratıcı Çocuklar Derneği 2003 yılında kültür mirasımızı genç kuşaklara aktararak çocuklarımızdaki yaratıcılığı geliştirmek amacıyla kuruldu. Kuruluşu itibariyle kültür bilincine sahip, bilime ve sanata önem veren yaratıcı evrensel bir kuşak için çalışıyor. İstanbul merkezli başlatılan çalışmalar 15 Mayıs 2006 tarihinde İzmir de gerçekleştirilen Anadolu Medeniyetlerinin Kardeş Çocukları etkinliğinin ardından kurulan İzmir temsilciliği ile diğer kentlerimizde de yaygınlaşmaya başladı. Bu güne kadar Türkiye genelinde 18 ilden 180 okula ulaştık. Uluslararası 30 un üzerinde ülkeyi buluşturan projeye imza attık. Çalışmalarımızı her yıl biraz daha derinleştirip geliştirerek sürdürüyoruz. www.yaraticicocuklardernegi.org 1970-1980 li yıllarda yaşayan çoğu insan için Çapamarka nostaljik bir anlam taşır. Sizin için Çapamarka ne ifade ediyor? Çapamarka bana öncelikle babamı ve fabrikada geçen çocukluk anılarımı hatırlatıyor. Duygusallığı göz ardı ederek baktığımda ise Türkiye nin ilk hazır gıda firmasını Sizin gerçekleştirdiğiniz tüm projelerde eğitim, sanat ve yaratıcılığa katkı sağlama çabası hissediliyor. Peki, nasıl bir Türkiye hayal ediyorsunuz? Bilim adamlarını, sanatçı ve tasarımcılarını, sanayicileri ile buluşturan doğru politikaları geliştirmiş ve uluslararası başarılar elde eden bir ülke hayal ediyorum. Patentli ürünleri ve markaları ile ekonomisi sağlam temellere oturmuş, refah içinde, üreten ve mutlu bir Türkiye olsun istiyorum. Atatürk ün son günlerini geçirdiği Savarona yatına yönelik yaptığınız çalışmaları anlatır mısınız? Savarona isminin anlamındaki kuğu gibi. Klasik yatların en güzeli. 20.yy a damgasını vuranlardan biri olan Ata mızın yadigarı. Dayımın böyle bir değerin hurdaya satılmak yerine hayata kazandırılma sürecinde çok emeği var. Ben birkaç yıl boyunca işletmesinde rol aldım. Savarona da 46.Etudes Bancaires gibi uluslararası bir çok etkinlik gerçekleştirdik. Savarona kültür mirasımızın çok önemli bir parçasıdır. Türkiye nin prestij sembollerinden biridir. Türkiye İş Kadınları Derneği nin (TİKAD) yönetiminde yer alan ve kadınlara yönelik çalışmaların içinde bulunan bir isim olarak Türkiye de kadın kavramını nasıl görüyorsunuz? Türkiye nin geçmiş köklerinde anaerkil bir süreç var. Başta Ana Tanrıça olmak üzere Amazonlar gibi güçlü kadın savaşçıların ana yurdu olmuş bir ülkede yaşıyoruz. Bizim kadınlarımız Kurtuluş Savaşında da önemli roller üstlenmiştir. Sonrasında ilk seçme seçilme hakkından, ilk kadın pilota kadar çeşitli öncü duruşlar sergilemiştir. Sonuçta herkesin bir annesi var. Kadınlar Türkiye için önemli çünkü çocuklar onların ellerinde yetişiyor. Onlar Türkiye nin geleceğinde önemli rol oynuyorlar. TİKAD ise bu süreci geliştirerek ulusaldan uluslararasına taşıyor. 18

Yaşam felsefenizi özetlemenizi istersek... Öncelikle kendimle ve dünyayla barışık olmak. Ardından çevreme ve hayata değer katan, anlam yükleyen, farkındalık yaratan süreçlerde yer almak. Ve bir gün hala hatırlanıyor olmak. Dinlenmek için neler yaparsınız? Hobi alanlarımda çalışırım. Okumak, yazmak, takılarımla uğraşmak beni hep dinlendirmiştir. Bir de senede bir kez çocuklarımla geçirdiğim bir aylık yaz tatili... Alışveriş yapmaktan hoşlanır mısınız? Müdavimi olduğunuz alışveriş duraklarınız var mı? Alışveriş yapmaktan çok hoşlanırım. Özellikle kitap almaktan. Ancak ne yazık ki alışveriş yapmaya pek zamanım olmuyor. Alışverişte ulusal ve uluslararası duraklarım var. Az ama öz kaliteli seçimler yaparım. HAKKIMIZDA... Kütahya Porselen markası sizin için ne ifade ediyor ve Kütahya Porselen in koleksiyonlarını nasıl buluyorsunuz? Kütahya Porselen önemli bir Türk markası, yılların birikimi. Üretim sürecinde gurur duyulacak bir sanayi. Gelecekte ulusal ve uluslararası alanda çok daha başarılı işlere imza atacaklarına yürekten inanıyorum. Didem Çapa nın kuruculuğunda gelişen Bir Nokta Sanat Galerisi, Saint Antuan a bakan 450 metrekarelik muhteşem terasında farklı disiplinlerin buluştuğu sanat etkinliklerine ev sahipliği yapıyor. 19

STİL PORSELEN BİR ANNELER GÜNÜ HATIRASI İnce işçilikleri, zarif tasarımları ve çarpıcı renkleriyle Kütahya Porselen den annenize özel seçimler... Yapım Selin Akal, Fotoğraflar Ahmet Gül/ PTS, Fotoğraf Asistanı Ayhan Edik 20

Bahar romantizmi... Bu sayfada Farklı form ve renklerdeki kupalar, (adedi) 7,5 TL. Yan sayfada Sepetin içindeki orta boy yemek tabakları, (adedi) 5,45 TL; büyük boy yemek tabağı, 7 TL. Renkli çay fincanları, (adedi) 6,70 TL. Kahvaltı takımı, (44 parça) 429 TL. 21

STİL PORSELEN 22

İstanbul u yaşamak... Bu sayfada İstanbul serisi kuruyemişlikler, (öndeki) 7 TL; (ortadaki) 12 TL; (arkadaki) 8,80 TL. İstanbul serisi kuruyemişlikler, (4 lü set). Yan sayfada İstanbul serisi çay takımı. 23

STİL PORSELEN Asil ve ağırbaşlı... Bu sayfada 1 Kalp formlu kahve fincanı, (2 li set) 98 TL. 2 İstiridye formlu kahve fincanı, (2 li set) 75 TL. 3 Taş işlemeli kahve fincanı, (2 li set) 75 TL. 4 Yaprak formlu kahve fincanı, (2 li set) 75 TL. 5 Yuvarlak formlu kahve fincanı, (2 li set) 84 TL. 6 Geometrik formlu kahve fincanı, (2 li set) 84 TL. 7 Yaldız desenli kahve fincanı, (2 li set) 126 TL. Yan sayfada İris formlu yaldızlı yemek takımı, (85 parça) 860 TL. İris formlu puantiyeli yemek takımı, (85 parça) 860 TL. 2 3 4 5 1 7 6 24

25

SÖYLEŞİ GÜLSÜM GÜRAL Duyarlı ve örnek yaklaşım Eğitim alanında yaptıkları yardımları bir vakfın bünyesinde toplayarak kurumsal bir hale getiren Nafi Güral Eğitim Vakfı Başkanı Gülsüm Güral bu organizasyonla daha geniş kitlelere ulaşmayı hedeflerken, kişi ve kurumları eğitim seferberliğine maddi-manevi destek olmaya çağırıyor. Fotoğraf Haydar Erçin 26

Nafi Güral Eğitim Vakfı nın üç ay gibi kısa bir süre önce kurulduğunu biliyoruz. Kısaca kuruluş amacınızı bizimle paylaşır mısınız? Eğitim sorununun çözümünde devlet ile birlikte kişi ve kurumların da kendilerini görevli saymaları gerektiğini düşündüğümüz için Nafi Güral Eğitim Vakfı nı kurduk. Eşim Nafi Güral eğitime destek vermeyi görev saydığı için her fırsatta bu görevini yerine getirdi. Doğal olarak bu çalışmalar aile içindeki sohbetlerin de konusu oluyordu. Bu sohbetler esnasında eğitime katkı çalışmalarımızın Nafi Bey in bireysel çalışmaları olmasının dışında, bir vakıf bünyesinde kurumsal bir boyut kazanmasına karar verdik. Böylece benimle birlikte çocuklarımızın da aktif olarak görev aldığı bir eğitime destek projesinin içinde olma imkanı bulduk. Basından takip ettiklerimizin dışında yaptığınız bir çok yardım ve desteğin olduğunu biliyoruz. Vakıf bu yardımlarınızı daha verimli hale sokuyor. Öyle değil mi? Evet. Zaten çıkış noktamız, devam eden yardımlarımızı genele yaymak ve daha geniş kitlelere ulaşmaktı. Vakfımızın kurulması ile eğitime destek konusundaki çalışmalarımızın bir vakıf şemsiyesi altında daha kapsamlı, daha verimli sonuçlar vermesini bekliyoruz. Vakfın kalıcı gelirleri, bütçesi olacak ve bütçe kapsamında hizmetlerini sürdürecektir. Sözü gelmişken hizmetlerimizin yönlendirilmesi konusunda Sayın Kütahya Valimiz ve Milli Eğitim Müdürümüzün Vakfımıza çok değerli destekleri olduğunu ayrıca belirtmek isterim. Kendilerine teşekkür borçluyuz. Her şeyin başı eğitim Eğitimi destekleyerek, eğitim kişi ve kurumlar için de iyi bir örnek teşkil ediyorsunuz... Sizin de söylediğiniz gibi eğitim her şeyden önce geliyor. Eğitimin sadece okul yılları ile sınırlı olmaması gerektiğini özellikle savunuyorum. Vakfımızın kuruluş amaçlarından biri de; Kütahya da yaşayan ve kazanan kişi ve kurumlara örnek olarak, bu anlamda onları eğitim seferberliğine katılmaları için özendirmek. Gönlümüz tüm Kütahya nın destek vereceği başka vakıfların da kurulmasından yana. Sizin gibi duyarlı insanlara iletmek istediğiniz önemli bir mesajınız var mı? Birey olarak sadece kendimiz ve yakın çevremiz ile ilgili sorumluluk taşımazsak, Toplum için daha ne yapabilirim? sorusunun cevabını bularak, bu cevabı hayata geçirmeyi hayat felsefemiz haline getirirsek; işte o zaman gerçekten bir şeyler yapmanın verdiği o muazzam hazzı tadabiliriz. Nafi Güral Eğitim Vakfı olarak, vakıf kurma imkanına sahip olmayan kişilerin bu vakıflarda gönüllü çalışmalarını, imkanı olanların da maddimanevi destek vermelerini istiyoruz. Yeni vakıf kurulması yerine halen faal olan Sosyal Yardım ve Kültür Vakfı veya kuruluş senedinde değişiklik yapılarak, görevlerinin arasına eğitim dahil edilen Kütahya Tanıtım Vakfı aracılığı ile eğitim gönüllülerinin çoğalmasını arzu ediyoruz. Kısa bir süre önce kurulmasına rağmen eğitim dışında yaptığınız yardımlar da var. Bunlardan bahseder misiniz? Eğitim alanında sürdürdüğümüz destek projelerinin yanı sıra; Elazığ da yaşanan depremden sonra bölgeye özellikle çocuklar için kaban, mont gibi çok sayıda giyim eşyası gönderdik. Yardıma ihtiyaç duyan herkese imkanlarımız dahilinde yardım etmeye çalışıyoruz. Peki bu destekleriniz dışında Şunu da yapmak istiyorum, dediğiniz bir şey var mı? Müzik konusunda gerçekten istidadı olan çocuklarımıza da yardım etmek istiyorum. Müziğe yetenekli çocuklarımızın da bu yolda başarıyı yakalayabilmeleri için gerekli donanıma sahip olmaları gerekir. Yani yol yine eğitime çıkıyor. Müzik eğitimi konusunda da ilerleyen zamanlarda nasıl bir yol izlememiz gerekir bu konuda bir çalışma yapacağız. NAFI GÜRAL EĞİTİM VAKFI NIN ÇALIŞMALARI Kütahya İl Milli Eğitim Müdürlüğü İl Heyeti ve Eğitim Spor Kulübü nün Haydi Çocuklar Spora-Kendi Mahallende Spor Yap Projesi çerçevesinde 2200 çocuğa çeşitli branşlarda gereken spor malzemesi temini. Türkiye de şimdiye kadar sayıları üç adet olan bilim parkı ve deney setlerinin Kütahya ya kazandırılma çalışmaları. 320 başarılı ve ihtiyaç sahibi çocuğun dershane masraflarının karşılanması. İl merkezinde ve ilçelerde okulların boya, seramik ve diğer ihtiyaçlarının giderilmesi. 220 öğrencinin öğle yemeklerinin verilmesi. Nafı Güral Fen Lisesi ve Ali Güral Anadolu Liselerine her ay düzenli nakit yardımı yapılması. Yaklaşık 30 başarılı ve ihtiyaç sahibi üniversite öğrencisine karşılıksız burs desteği. 105 adet okula kitap desteği. 27

ARAŞTIRMA İSTANBUL 2010 PROJELERİ Ünlü markaların, İstanbul un eşsiz tarihinden ve zarafetinden yola çıkarak şekillendirdiği tasarımları, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Projesi için sınırlı sayıda üretildi. Yazı Selin Akal KÜTAHYA PORSELEN İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Projesi için Kütahya Porselen tarafından özel olarak tasarlanan İstanbul da Yaşama Sanatı koleksiyonu, İstanbul un görkeminden esinlenerek üretilmiş. Koleksiyonuyla tarihin eşsiz şıklığını sofralara taşıyan Kütahya Porselen, somut ve soyut kültürel değerlerin varlıklarını sürdürebilmesi için, nitelikli kültürel değerleri modern bir bakış açısı ve özgüvenle harmanlayarak sizi büyüleyici bir yolculuğa çıkartıyor. 28

SWATCH 3000 adet üretilen İstanbul 34, Swatch tarafından İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Projesi için özel olarak tasarlanmış. İlk kez bir kültür başkenti için özel tasarım yapan markanın İstanbul 34 adını verdiği saat, 2010 yılı süresince Swatch mağazaları ve 2010 kiosklarında satışa sunulacak. VAKKO İlhamını Selçuklu, Klasik Osmanlı ve Anadolu Halk sanatlarından alan Eşarp-Kravat Sanat Koleksiyonu, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti için özel olarak hazırlanmış. Vakko birikimiyle yorumlanan koleksiyondaki ürünlerin desenleri, rumi, Haliç işi çizgiler ve hellip, saray çinileri, kubbe motifleri, kalem işleri, tuğra, cilt ve tezhip sanatlarından esinlenilmiş. 29

ARAŞTIRMA İSTANBUL 2010 PROJELERİ MAVİ JEANS İstanbul kadar özel bir kentin, kendisine ait bir tişörtü olmadığını fark eden Mavi Jeans, 2004 yılında İstanbul Tişörtleri koleksiyonunu hayata geçirmişti. Farklı tasarımlarla sürekli zenginleşen bu koleksiyon, İstanbul un 2010 Avrupa Kültür Başkenti oluşumunu, aday adaylığı sürecinde de destekleyen ilk proje oldu. 23 farklı tasarımcıdan 42 farklı tişörtün yer aldığı dev bir koleksiyona ulaşan Mavi nin İstanbul 2010 Kültür Başkenti için tasarladığı yeni ürünleri tüm Mavi mağazalarında satışa sunuluyor. HATIRA PARA İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı nın, Darphane ve PTT Genel Müdürlüğü işbirliği ile tasarlanan 2010 hatıra parası, pul ve zarfın da içinde bulunduğu özel bir portföy olarak satışa sunuluyor. Darphane nin, 3 bin adet bastığı bronz hatıra para yurtdışında; Almanya, Japonya, İngiltere ve Norveç te bulunan PTT acentelerinden de satın alınabiliyor. NADİR METAL RAFİNERİ A.Ş. Farklı kültürlere ev sahipliği yapan tarihi şehir İstanbul a duyulan sevgi ve hayranlık ile yola çıkan Nadir Metal Rafineri A.Ş, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Projesi için 2010 adet altın tasarladı. Daha önce hiçbir dünya kültür başkentinde yapılmamış olan bu özel koleksiyonun satışlarına müzayede ile başlanacak. Müzayede sonrasında kalan altınların satışı ise sadece 2010 yılı süresince devam edecek. 30

KARİYER DEMET SABANCI ÇETİNDOĞAN DAHA YAPACAK ÇOK İŞİ VAR... Demet Sabancı Çetindoğan ı çok yönlü bir iş kadını olarak tanımlamak yetersiz kalıyor. Onun iş kadını kimliğini farklı ve güçlü kılan topluma ve toplumun bireylerine karşı duyduğu sorumluluk. Cesur bir kararla 20 yıl çalıştığı Sabancı Holding den ayrılarak Demsa yı kuran, medya ve sağlık alanında yatırım yapan Demet Sabancı Çetindoğan, sosyal sorumluluk bilinci ve yenilikçi yaklaşımı ile adım attığı her alanda, öne çıkmayı ve örnek olmayı başarıyor. ZTV, Fashion TV, Onkim de olduğu gibi 32

Haklarda herkes eşittir ve olmalıdır. İnsan saygıdeğer ve önemli bir varlıktır, diyor Demet Sabancı Çetindoğan. Yatırım yaptığı farklı sektörlerde çıtayı hep yüksek tutan ve farklılık yaratan Sabancı nın başarısının sırrı da insana verdiği değerde yatıyor. Eğitimde fırsat eşitliği, moda, insan hakları, ekonomik gerçeklik ve kriz, yoksullaşma, toplumsal dengeler, iş hayatında Türk kadınına bakış ve gençlere altın değerinde tavsiyeler, Sabancı ile yaptığımız bu çok yönlü sohbetin ilgi çeken başlıkları Uzun yıllar Sabancı Holding de görev yaptıktan sonra kendi yolunuzu çizmeyi seçtiniz ve Demsa yı kurdunuz. Bugün geriye baktığınızda verdiğiniz kararı nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu kararı tam zamanında verdiğimi düşünüyorum. 20 yıl aynı şirkette çalıştıktan sonra farklı şeyler yapmak istedim. Sabancı Holding in iştigal konuları dışında bir yol izlemek istediğim için de bugünkü yapılaşma oluştu. Demsa Group olarak pek çok dünya markasını Türkiye ye getirdiniz. Hedefte yeni bir marka var mı ve kendi moda markanızı yaratmaya yönelik bir düşünceniz var mı? Sürekli yeni marka arayışlarımız oluyor. Trendler günümüzde daha hızlı değişmeye başladı. Yeni, genç ve ulaşılabilir markalar tercih edilmeye başlandı. Biz de bu anlamda çalışmalarımıza devam ediyoruz. Kendi markamızı yaratma gibi bir düşüncemiz yok. On yıl önce kurduğunuz Demsa, bugün Türkiye nin devleri arasında, sağlık yatırımınız ONKİM, alanında bir numara, bünyesinde dünyanın en büyük üçüncü kanalı Fashion TV yi bulunduran MediaSa da medya alanında takdir toplayan çalışmalara imza atıyor. Yatırım yaptığınız her sektörde başarıyı yakalamanızın sırrı nedir? İşimizi yaparken farklılık yaratmaya çalışıyoruz. Bu yönde ekibimizi yönlendirmeye çalışıyoruz. Yatırımlardan bahsedince, yatırım yatırımı doğuruyor. Bunun sonu yok. Bazen yaptığınız bir yatırım bir yenisini doğuruyor. Fashion TV nin Türkiye haklarını aldık. Sonra ZTV yi kurduk. ONKİM le sağlık sektörüne girdik. Konuyla ilintili başka yatırım alanlarına ihtiyaç olduğunu öğrendik. Şu an bunları planlıyoruz. Bazen yaptığınız yatırımın içini doldurmanız gerekiyor. Harvey Nichols örneğinde olduğu gibi. Dev bir kurgu. Ancak mevcut markalara yeni isimler eklemeye başladık. Megastore daki bölümlerin yapılanmasını değiştirdik. Yeni bölümler ekliyoruz. Harvey Nichols ı almakla iş bitmiyor anlayacağınız. Benim için önemli olan daha fazla yatırım yapıp hem ülke ekonomisine yeni kaynaklar hem de insanımıza yeni iş imkanları yaratmak. Bir de elimden geldiğince topluma faydalı işler yapmak. Kısaca daha yapacak çok iş var ZTV nin ticari bir kaygısı olmadığını ve eğitimde fırsat eşitliği için gençlere dönük bir proje olduğunu ifade eden görüşleriniz medyada yer aldı. Bu açıdan ZTV yi bir sosyal sorumluluk projesi olarak nitelendirebiliriz. Peki, bu sosyal sorumluluk projesinden istediğiniz verimi alıyor musunuz? Yola çıkarken neler düşünmüştünüz ve bugün gelinen noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Benim aile büyüklerimden öğrendiğim en önemli misyonlardan bir tanesi ülke eğitimine hizmetti. Bizde sosyal sorumluluk deyince akla önce eğitim gelir. Bu görgüyle yola çıkınca yatırım yaptığımız her yeni sektörde acaba eğitim için bu alanda neler yapabiliriz? sorusu sürekli aklımızdadır. Medyaya da girince ilk olarak ZTV projesini hayata geçirdik. ZTV, Türkiye nin ilk ve tek eğitim, gençlik kanalı. Amacı da eğitimde fırsat eşitliği Sonuçta gelir düzeyiniz ne olursa olsun televizyonun karşısına geçip ZTV yi tıkladığınızda aynı bilgi ve eğitimi alıyorsunuz. ZTV nin en büyük sloganı, kurulma amacı, eğitimde fırsat eşitliği sunmak. Bu imkanlara sahip olamayan değerli öğrencilerimiz için eğitimi evlerine getirmek. Bu anlamda birçok mail, telefon alıyoruz. Kimileri teşekkür ederek girdiği okul ve bölümleri yazıp bizi sevindiriyor, kimileri derslerde anlamadıklarını soruyor. Ekip arkadaşlarımızla öğrencilerimiz sürekli bir bilgi paylaşımı içerisinde. Yönetim Kurulu Başkanlığını yürüttüğünüz ONKİM, sadece Türkiye için değil dünya için de yeni bir konu üzerinde faaliyet gösteriyor. Kök hücre bankacılığının önemi her geçen gün anlaşılsa da beş yıl önce böyle bir alanda yatırım yapmak idealist bir yaklaşım. ONKİM bugün Türkiye de nasıl bir boşluğu dolduruyor? Bu alanda yatırıma devam edecek misiniz? Onkim yasal izinleri olan, şu an için kordon kanı bankacılığı yapan bir sağlık kuruluşudur. Yakında kıkırdak dokusu üretimi yapmaya başlayacağız. Tekstil, medya, sağlık Farklı sektörlerde çalışmanın avantaj ve dezavantajları var mı? Sizin için en özeli hangisi? Kısaca yumurtaları aynı sepette toplamamak diyebiliriz. Mümkünse farklı sektörlerde hatta yapılan işte pazarlama ağının farklı noktalara olması her zaman riski azaltacaktır. İnanın ayırt edemiyorum. Ama sosyal proje olduğu için sanırım ZTV nin yeri biraz daha farklı. Evliliğiniz, üç çocuğunuz, Onkim, Demsa, MediaSa, sosyal sorumluluk çalışmaları Hepsine nasıl yetişiyorsunuz ve bu kadar yoğunluğun içinde her zaman şık ve bakımlı olmayı nasıl başarıyorsunuz? Sistem ve programa sadık çalışıyorum. Dünya markalarının Türkiye temsilcisi ve Fashion 33

KARİYER DEMET SABANCI ÇETİNDOĞAN TV nin Türkiye patronu olarak moda sizin için ne ifade ediyor? Ben modayı çok seviyorum. Bu sadece giyinmek değil. Üretimden, tasarım aşamasından şimdi medyasından, modanın içinde olmayı seviyorum. Moda zaten şu anki yatırımlarımızda lokomotif durumda. Sabancı ailesinin kadınlarının Türkiye iş dünyasında baş aktörleri olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz ve Sabancı soyadı sizin kariyerinizde nasıl etki yapıyor? Biz aile bireyleri olarak çalışmayı ve üretmeyi seviyoruz. Ne büyüklerimizden gördük ne ben şahsen bayan erkek ayrımını hiç yapmadım, düşünmedim. Sabancı soyadı ülkemizde dürüstlük, güven olgusu oluşturuyor. Tabi ki kariyerimde olumlu etki yapıyor. İş yapmak için doğru bir partner olarak görülüyorsunuz. Türkiye de çalışma hayatında kadının durumunu nasıl görüyorsunuz? Ülkemizde kadınların çalışmaya başlaması çeyrek asırı geçmiyor. Çalışan kadının kimlik, birey ve ekonomik olarak özgür olduğu muhakkak. Türkiye İş Kadınları Derneği nin Yüksek İstişare Konseyi Başkanıyım. Bu dernek, iş kadınlarının eğitim, sağlık, dış ve iç politika, şiddet gibi farklı ve geniş bir yelpazeye yayılmış sorunlarını kamuoyuyla paylaşmak amacıyla kuruldu. 2004 te kurulan derneğimiz kadınlardan oluşsa da merkezi ve hedefleri sadece kadınlara odaklı değil. Bu amaçla kurulmuş ve başarılı olmuş bir çok dernek var zaten. Biz iş dünyasının etkin örgütlerinden biri olmak amacıyla yapılanan bir kurumuz. Dünyada da ekonomi zirveleri yaparak bu konudaki faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. TİKAD sadece kadın sorunlarına eğilen bir dernek değil, aynı zamanda Türkiye nin sorunlarıyla da ilgili olan bir dernektir. Örneğin Türkiye nin yurtdışındaki tanıtımı amaçlarımızdan biri içerisine giriyor. İş gereği bulunduğumuz yurtdışı seyahatlerinde gördüğümüz üzere Türkiye nin tanıtımında eksikler var. Tanınmasını sağlamak için yaptığımız faaliyetler oluyor. Örneğin Londra ve Suriye deki İş Kadınları Forumu nda yer aldık. Ayrıca, Strasburg da Avrupa Birliği Konseyini ziyaret ettik. Orada hem iş kadınları hem de dünya sorunlarıyla ilgili görüş alışverişinde bulunduk. Krizi fırsata dönüştürmeyi çok tartışıyoruz ama krizden ne dersler çıkarıyoruz, bunu pek sormuyoruz kendimize. Türkiye nin son 30 yılında ekonominin dışa açılması, pazar ekonomisinin yerleşmesi sürecinin bize öğrettiği çok şey oldu. Artık bunları marka olma yolunda kullanmalıyız. Yöneticilik felsefeniz ya da ilkeleriniz neler? Dürüstlük, işe ve kuruma bağlılık. Yaratıcı ve yenilikçi olmak. İş hayatında başarılı olmanın sizce bir formülü var mı ya da sizin başarı formülünüz ne? Hepimizin yaşadığı topluma ve toplumun bireylerine karşı sorumlulukları var... Önce herkesin eşit olduğunu, alt üst ilişkisini iş hayatında gözetmemeyi öğrenmeliyiz. Karşımızdaki insana veya ekbimizden birine anlatmak istediğimiz şeyi üslubumuzu bozmadan anlatmalı, sabırla sonucunu almayı beklemeliyiz. Ekonomi ve insan hakları kavramları, milli geliri düşük toplumlarda dengesiz dağılım sonucunda insan haklarının korunup geliştiği söylenemez. İnsan haklarının gelişiminde ekonomik gerçekliğin payı bu nedenle görmezden gelinemez. Ekonomik yoksullaşmaya karşı önlem almalıyız. Çünkü bu yoksullaşma, toplumun tüm dengelerini sarsmaktadır. İnsan, insan olduğunun farkında olan bir varlıktır. Saygıdeğerdir, önemlidir. Haklarda herkes eşittir, olmalıdır. Bunların yanı sıra; araştırmacı, dünya gündeminden haberdar sistemli ve sabırla disiplinli olmak önemlidir. Sosyal sorumluluk çalışmalarında adınızı sıkça görüyoruz. Bu konuya bakış açınızı bizimle paylaşır mısınız? İş ve sosyal hayatım çok yoğun. Buna rağmen hem TİKAD (Türkiye İş Kadınları Derneği) hem de YÇD nde (Yaratıcı Çocuklar Derneği) çalışıyorum. Ayrıca, AAS (World Association of Art & Science) üyesiyim. Sosyal sorumluluk projelerine her zaman duyarlı yaklaşıyorum.tabi zaman ve imkan elverdiği sürece. 2010 yılı için Türkiye ekonomisine yönelik öngörüleriniz neler? Her şeyden önce kendi içimizde kenetlenemediğimizden, tüm enerjimizi tartışmalarla içeride harcıyoruz. Bir ülkenin ilerlemesi için doğru siyasetçi, doğru kurumlar ve bilinçli yatırımlar gerekir... Önemli olan Türkiye nin ekonomik durumu bence. Krizi fırsata dönüştürmeyi çok tartışıyoruz ama krizden ne dersler çıkarıyoruz, bunu pek sormuyoruz kendimize. Türkiye nin son 30 yılında ekonominin dışa açılması, pazar ekonomisinin yerleşmesi sürecinin bize öğrettiği çok şey oldu. Artık bunları marka olma yolunda kullanmalıyız. 34

Kriz sizi nasıl etkiledi? Kriz yönetimi uyguladık. Yapımızdaki tüm halkaları tekrar gözden geçirdik. Bazı noktalarada kısa devre yapmanın faydalı olacağını gördük ve uyguladık. Yani iş akışındaki bazı bölümleri kaldırdık. Tasarruf stratejilerini uyguladık. Netice de 2009 bütçemizi yakaladık. Yeni istihdamlar oluşturduk. Kısaca kriz bizi negatif etkilemedi. Yoğun bir iş hayatınız var. Bu yoğunluğun içinde aile ilişkileriniz nasıl yürüyor? Resmi bir toplantı veya görüşmede değilsem bana her zaman cep telefonumdan ulaşabilirler. Bu yoğunluğu onlara yansıtmamaya çalışıyorum. Önceliğim her zaman ailem olmuştur. Kendinize ayırdığınız zaman dilimlerinde neler yapmaktan hoşlanırsınız? Açıkçası ne kadar yoğun bir programım olursa olsun; aileme ve arkadaşlarıma mutlaka vakit ayırırım. Görmek istediğim sergi ve müzayedeleri kaçırmam. Pilates ve yogayı hayatıma mümkün olduğunca almaya çalışıyorum. İkisi de ruh bilimi için kişinin kendine yaptığı en önemli hizmetlerden çünkü. Kitap okur, film izlerim. HAKKIMIZDA... Kütahya Porselen markası sizin için ne ifade ediyor ve Kütahya Porselen in koleksiyonlarını nasıl buluyorsunuz? Ben her şeyden önce markaya duygusal manada bağlıyım. Çünkü çok sevdiğim ve saygı duyduğum bir aileye ait. Koleksiyonlarını da çok beğeniyorum. Her zevke ve her bütçeye hitap eden zengin bir çeşitliliğe sahip. Yeni tasarımları ve trend renkleri kullanmayı seviyor. Ben de yenilikçilikten yana olduğum için Kütahya Porselen markasını çok başarılı buluyorum. İŞ HAYATINDA BAŞARILI OLMAK İSTEYEN GENÇLERE DEMET SABANCI ÇETİNDOĞAN DAN 10 TAVSİYE 1 Dünya gündeminden elinizden geldiğince haberdar olmaya çalışın. 2 İlgilendiğiniz konu, sadece çalıştığınız alan üzerine olmasın. Mutlaka sanatla ilgilenin ve birçok alandan ilham ve güç alın. 3 Seyahat etmeye, çok okumaya gayret edin; insan bilimi, psikoloji ve sosyoloji ile ilgili olmaya çalışın. 4 Ben oldum demeyin. 5 Sürekli gelişime ve en önemlisi eleştiriye açık olun. 6 Saygılı olmanız çok önemli. 7 Haklı olduğunuzu düşündüğünüz bir konu varsa mantık çerçevesinde açıklayıp, hakkınızı arayın. 8 Araştırmacı, sabırlı, çalışkan olun. 9 Ben yapamam demek yerine nasıl yapabilirim i bulmaya çalışın. 10 Ayrıca pratiklik çok önemlidir, unutmayın. Ve çok soru sormamak. Soru sormak yerine araştırıp deneyimleyip öğrenmek en güzeli... 35

KOLEKSİYON GRAMOFON Alaattin Haznedaroğlu nun koleksiyonundaki gramofonların ve laternaların bir kısmı resimlerle süslenmiş. 36

BÜYÜLEYİCİ SES Antika tutkunu Alaattin Haznedaroğlu ses kaydının ataları olan fonograf ve gramofonların izini zengin koleksiyonuyla sürüyor. 37

KOLEKSİYON GRAMOFON Thomas Alva Edi son un elek trik am pulünü icat et me siy le uy gar lık ta ri hin de ye ni bir çı ğır aç tı ğı her kes ta ra fın dan bi li nir. Oy sa Edi son un en de ğer li ke şif ler inden bi ri de se sin tes pit edil me si ya ni fo nog raf tır. 1878 de keş fe di len fo nog raf la ses ler metal, ge niş ağız lı bir bo ruy la di yaf ra ma ile ti li yor, tit re şen di yaf ra mın ucun da ki iğ ne, si lin di rin üze rin de ki ka lay lev ha cık la rı eze rek ses olu şu mu nu sağ lı yor du. Emil Ber li ner in fo nog raf tan kı sa bir sü re son ra ge liş ti re ceği ses ay gı tı ise kay dı dö nen si lin dir ler ye ri ne, dö nen bir düz le me ya pa cak ve gra mo fon adı nı ala cak tı. 20. yüz yı la gi rer ken hız la yay gın la şa rak ge niş kitle le rin bü yük il gi si ni top la yan fo nog raf ve gra mo fon şey tan işi ola rak gö rül dük le rin den Os man lı ya da ha geç ta rih ler de gir miş ler. Tür ki ye de ne gra mo fon ne de gra mo fon iğ ne si nin ima la tı ya pıl mış, sa de ce maki ne si gel miş. Na dir ola rak bu lu nan gra mo fon lar ise da ha çok se ya hat sı ra sın da ta şı na bi len çan ta gramo fon lar ol muş. Zen gin bir gra mo fon, fo nog raf ve taş plak kolek si yo nu na sa hip olan Ala at tin Haz ne da roğ lu nun 45 lik plak la ra duy du ğu il gi onu yıl lar ön ce ko nuy la il gi li da ha de rin araş tır ma lar yap ma ya yö nelt miş ve 78 de vir lik taş plak lar ve bu plak la rı din le ye bi le ce ği gra mo fon lar çık mış kar şı sı na. An cak ko lek si yo nun da yal nız ca gra mo fon lar de ğil fo nog ra fın ica dın dan önce da ha çok Rum mey ha ne le rin de ça lı nan la ter na lar da önem li bir yer tu tu yor. Av ru pa da bu iş le uğ ra şan yüz ler ce in san ol du ğu nu söy le yen ko lek si yo ner, gramo fon la rı ço ğun luk la ora lar da yı lın be lir li za man la rı üç - dört de fa ya pı lan fu ar lar dan alı yor. Bu fu ar lar da gra mo fon lar de ğiş - to kuş edi le bil di ği gi bi alı nıp satı la bi li yor da. Gra mo fon lar ve fo nog raf lar ucu za alına bil di ği gi bi 20 bin eu ro de ğe rin de olan la rı da var. Haz ner da roğ lu özel lik le gra mo fo nun ana va ta nı olan İn gil te re ve Ame ri ka da en ucuz la rı nı bul ma nın mümkün ol du ğu nu be lir ti yor. Ko lek si yo ne rin evi nin bir oda sı nı ta ma men doldur muş olan bu nos tal jik ob je le rin özel li ği te ne ke, ah şap ve pi rinç bo ru lu, ku tu la rı nın ise ge nel de ahşap ol ma sı. Haz ne da roğ lu nun üze rin de önem le durdu ğu bir ko nu da an ti ka cı lar da bol mik tar da sa tı lan Hint gra mo fon la rı nın ka li te siz li ği. Ço ğun luk la bir ke re çal dık tan son ra bo zu lan bu gra mo fon lar hem ala nı ha yal kı rık lı ğı na uğ ra tı yor hem de asıl gra mo fo nun ver di ği ta dı ver mek ten çok uzak. l Alaattin Haznedaroğlu 400 civarında gramofon ve fotoğraf ile yaklaşık 20 bin adet taş plaktan oluşan büyük bir sergi yapmayı hedefliyor. 38

Seyahatlerde kullanılan çanta ya da dolap görünümlü gramofonlar nadir bulunan parçalar arasında. Eski taş plaklar üzerlerindeki illüstrasyonlarla da döneminin çizgilerini yansıtıyorlar. Alaattin Haznedaroğlu nun elinde her biri birer tablo güzelliğinde yüzlerce taş plak bulunuyor. 39

MODA ARZU KAPROL EKOLOJİK MODA Modern dünyanın yalnız bireyine gönderme yapan Arzu Kaprol, Ecopolis (Çevreci şehir) adını verdiği son kreasyonunda, geleceğe dair umudunu vurguluyor. Yazı Nur Eren Son dönemde açtığı mağazaları ve yenilikçi kreasyonlarıyla dikkat çeken tasarımcı Arzu Kaprol ün, `Ecopolis` ismini verdiği 2010 Yaz Koleksiyonu İstanbul Fashion Days kapsamında düzenlenen defilede büyük ilgi toplamıştı. Dur durak demeden çalışan ve bir dünya markası yaratma yolunda ilerleyen Arzu Kaprol le tasarım felsefesini ve 2010 moda trendlerini konuştuk. Birkaç yıldır Home koleksiyonu da hazırlamaya başladınız. Moda dünyası ile dekorasyon dünyasını karşılaştırdığınızda nasıl bir ortak noktadan bahsedebilirsiniz? Hepimiz benzer hayatlar yaşıyor ve benzer ürünler tüketiyoruz, en az giysilerimiz kadar özel alanlarımızın, iç dünyamızın bizi yansıtan özellikler taşımasını istiyoruz. Bu yüzden ev tekstilini çok ama çok önemsiyorum. Tasarımcı markası olarak ev tekstilinde büyük bir yenilik yaptığımıza inanıyorum. Bundan sonra alternatif tasarım markaları ile farklı işbirlikleri de gelecektir sanırım. Ev tekstili sektöründe de alternatif tasarım ihtiyacının oluşması ile bu bakış açısının gerçekleştiğini düşünüyorum. Arzu Kaprol Home da uzun zamandır hayalini kurduğum, kıyafetler dışında ev yaşam alanında da tasarımlarımı taşıyabileceğim mekanlar yaratma lüksünü bana sağladı. Tüm dünya, tasarım alanında yeni arayışların yeni zenginliklerin peşinde. Bu noktadan bakınca Türk moda tasarımcılarının avantajları neler? Türk tasarımları uluslararası alanda ilgi çekici bir hal almaya başladı. Türkiye öncelikle bir moda sanayi ülkesi. Bunu bilmek ve kabul etmek lazım. Bugüne kadar yaratıcı ülke platformunda hiç değerlendirilmedik, hep bir sanayi ülkesi olarak görüldük. Geçen 10 yıla baktığımızda bir değişim sürecine girdik ve tasarım da bu anlamda değer kazanmaya başladı. Kendi markamla ilgili tasarım süreci aşağı yukarı 12 yıldır devam ediyor. Bu süreç içinde aldığım tepkilerin gün geçtikçe olumlu anlamda farklılaştığını görmek çok mutluluk verici bir şey. Bu nedenle kendi markamın ve Türkiye deki modanın gelişim serüvenine 40

baktığım zaman çok keyif aldığım bir sektör görüyorum. Geleneklerimizden, kültürümüzden kaynaklanan Sen kendini anlatma, başkaları takdir etsin odaklı bir bakış açımız var. Bu özellikle kıyafetlerimizde kendini anlatamama, hakkımızın yenmesi durumuna gelse de, genel olarak baktığımızda bulunduğumuz noktanın biraz bilinmez olduğunu düşünüyorum. Bu bilinmezliği şu anda avantaja çevirmek elimizde çünkü yanlış bir kanıyı değiştirmek çok zordur, hatta zaman zaman imkansızdır, ama bilinmezliği olumlu bir yöne çevirebilirsiniz. Bugüne kadar yaşadığımız bu kendini ifade edememe, büyülü, bulutlar içinde bir İstanbul u da beraberinde getiriyor. Bu kötü bir imaj değil, gizemli bir imaj. Yarattığımız imaj, geldiğimiz kültürle de çok ilişkili. İstanbul dan gelen bir tasarımcıysanız sizden gizemli ve mistik tasarımlar bekliyorlar. Dünya trendleri bir moda tasarımcısının çizgisini mutlaka çok etkiliyor. Ancak yenilikçi bir tasarımcı için kendi yaratıcı dilini oluşturmak da önemli. Sizin başlangıçtan bu yana tasarımlarınızdaki ortak dil nedir? Koleksiyonlarımda her zaman çok özel kumaşlar kullanmayı tercih ettim. Yaratıcı iç detaylar ve pilise de benim için hep çok önemli oldu. Bunlar benim için gelenekselle geleceğin inanılmaz rekabeti ve uyumu anlamına geliyor. Fosfor yeşil yıllar içinde hiç vazgeçemediğim aksan, siyah-beyaz hep ana renk, nikel ve platin tonları ise hep başımın tacı! Yeni koleksiyonunuzda neyi vurgulamak istiyorsunuz? 2010 İlkbahar-Yaz Koleksiyonum Ecopolis, ekolojik kent ütopyası üzerine, doğal ve organik formlarla kurgulanarak hazırlandı. İnsan hayatına gerçek anlamda fayda sağlayan bir ürün yaratabilmek isteğimden yola çıkarak hazırlanan Ecopolis, doğal içerikli malzemelerden üretildi. Yaşamı sürdürmek için gerekli enerji kaynaklarını en aza indirgemeyi amaç edinmiş insanların yaşadığı şehirlere verilen ad, ecopolis ya da eco-city (ekolojik şehir.) Bu ütopik şehir tasviri, doğanın kendi içindeki 41