ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Benzer belgeler
Anahtar Kelimeler: Pamuk, Gossypium hirsutum L., Verim, Verim Unsurları, Lif Kalite Özellikleri

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Kasım Külek ÖZ Özaltın Tarım İşletmeleri San. Ve Tic. A.Ş. 21. Yüzyılda Pamuk Çalıştayı Mart 2016-Kahramanmaraş

Macar Fiği Neden Önemlidir? Hangi Topraklarda Yetişir?

Pamukta Muhafaza Islahı

Pamuğun Üretim ve Ticaretindeki Bölgesel Farklılıklar

PAMUK TARIMI TOHUM YATAĞI HAZIRLAMA

PAMUKTA BÖLGELERARASI FARKLILIKLAR

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI

BAZI PAMUK (Gossypium hirsutum L.) HAT/ÇEŞİTLERİNDE VERİM VE TEKNOLOJİK ÖZELİKLER ARASI İLİŞKİLER

SOĞAN YETİŞTİRİCİLİĞİ GİRİŞ:

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ FARKLI ZAMANLARDA EKİLEN PAMUKTA DEĞİŞİK DEFOLİYANT UYGULAMA ZAMANLARININ VERİM VE KALİTEYE ETKİSİ

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI

ÖZET. Yüksek Lisans Tezi. Đmge Đ. TOKBAY. Adnan Menderes Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Anabilim Dalı

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

FİĞ TARIMI Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM

Tohum yatağının hazırlanması:

FARKLI ZAMANLARDA EKİLEN PAMUKTA DEĞİŞİK DEFOLİYANT UYGULAMA ZAMANLARININ VERİM VE KALİTEYE ETKİSİ *

Şanlıurfa Koşullarında Farklı Aspir Çeşitlerinin (Carthamus tinctorius L.) Uygun Ekim Zamanlarının Belirlenmesi

Effects of Organic and Conventional Growing Techniques on Cotton Yield and Quality Criteria in Menemen Plain, Aegean Region

Ege Bölgesinde, Menemen Ovasında Organik Ve Konvansiyonel Tarım Uygulamalarının Pamuk Verimi Ve Kalite Kriterleri Üzerine Etkileri

BUĞDAY (Triticum spp.) Buğdayda Toprak Hazırlığı:

Farklı Azot ve Fosfor Dozlarının Pamuğun Verim, Verim Bileşenleri ve Bazı Erkencilik Kriterlerine Etkisi*

Hasat ve Çırçırlamada Pamuk Lif Kalitesinin Korunması

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Anadolu Tarım Bilimleri Dergisi

Bazı Bezelye (Pisum sativum L) Çeşitlerinin Tohum Verimi ve Verim Komponentlerinin Belirlenmesi

GAP Bölgesinde Yetiştirilen Bitkilerin Sulama Proğramları

ÇİFTLİK GÜBRESİNİN FARKLI FORM VE DOZLARININ, ÇUKUROVA BÖLGESİ KOŞULLARINDA, TEK YILLIK ÇİM

İKİNCİ ÜRÜN KOŞULLARINDA EKİM SIKLIĞININ PAMUĞUN (Gossypium hirsutum L.) VERİM, VERİM UNSURLARI VE LİF ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE ETKİSİ

TÜRK PAMUKLARINDA STANDARDİZASYONUN GELİŞİMİ VE TÜRK PAMUKLARININ DURUMU

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

İncelenen özelliklere ait varyans ve regresyon analiz sonuçları aşağıda verilmiştir.

AHUDUDUNUN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ

Archived at

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Determination of Seed Rate on Winter Lentil (Lens culinaris Medik.) cv. Kafkas

ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ 2018 ÜLKESEL HUBUBAT REKOLTE DEĞERLENDİRME RAPORU

EGE BÖLGESİ VE ÇEVRESİ DÖNEMİ PAMUK EKİLİ ALANLARININ VE ÜRÜN REKOLTESİNİN UZAKTAN ALGILAMA TEKNİĞİ-UYDU VERİLERİ KULLANILARAK BELİRLENMESİ

Pamukta Erkencilik, Verim ve Lif Teknolojik Özelliklerin Kalıtımı

Türk Tarım ve Doğa Bilimleri Dergisi 2(3): ,

İkinci Ürün Koşullarında Yetiştirilen Bazı Soya Çeşitlerinin Önemli Agronomik ve Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi

TARLA BİTKİLERİ MERKEZ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ TESCİL YILI:

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI

İKİNCİ ÜRÜN KOŞULLARINDA FARKLI EKİM ZAMANLARININ PAMUĞUN (Gossypium hirsutum L.) BAZI KOZA VE LİF TEKNOLOJİK ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE ETKİSİ*

DİYARBAKIR EKOLOJİK KOŞULLARINDA BAZI KIŞLIK KIRMIZI MERCİMEK

İNCİRİN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ. Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN

Eskişehir Koşullarında Macar Fiği (Vicia pannonica Crantz.) Hat ve Çeşitlerinde Yem ve Tohum Verimleri

Buğday ve Arpa Gübrelemesi

YERFISTIĞI (Arachis hypogaea L.) YETİŞTİRİCİLİĞİNDE FARKLI ÇEŞİTLER VE SIRA ÜZERİ MESAFELERE GÖRE TEK VE ÇİFT SIRALI EKİM YÖNTEMLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

EGE BÖLGESİ VE ÇEVRESİ DÖNEMİ PAMUK EKİLİ ALANLARININ VE ÜRÜN REKOLTESİNİN UZAKTAN ALGILAMA TEKNİĞİ-UYDU VERİLERİ KULLANILARAK BELİRLENMESİ

PAMUĞUN ÜLKE EKONOMİSİNDEKİ YERİ VE ÖNEMİ

Pamukta Lif Kalite Özelliklerinde Melez Azmanlığı

Bölge bazında yer alan ekim alanlarında yapılan tarla gözlemlerimizden elde ettiğimiz bilgiler özetle şöyledir;

Mehmet YILDIZ N.Sezer SİNAN Sema BAŞBAĞ Tarla Bitkileri ABD Tarla Bitkileri ABD D.Ü Tarla Bitkileri ABD

SAMSUN KOŞULLARINDA GELİŞTİRİLEN BAZI TEK MELEZ MISIR ÇEŞİTLERİ ÜZERİNE ARAŞTIRMALAR

ÜRETİMİNİZİ ARTTIRMAK İÇİN EN İYİ TOHUM...TÜM ŞARTLARDA!

ŞEKER PANCARI BİTKİSİNDE GÜBRELEME

ÇUKUROVA KOŞULLARINDA 2. ÜRÜN OLARAK YETİŞTİRİLEN HİBRİT MISIRDA

Diyarbakır Ekolojik Koşullarında Bazı Koca Fiğ Genotiplerinin Verim ve Verim Unsurları

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

DUFED 4(2) (2015) 77-82

No: 217 Menşe Adı BİRECİK BELEDİYE BAŞKANLIĞI

Farklı Azot ve Fosfor Dozlarının Ak Üçgül (Trifolium repens L.) de Ot ve Tohum Verimi ile Bazı Verim ve Kalite Komponentleri Üzerine Etkileri

BUĞDAY YETİŞTİRİCİLİĞİ

DİYARBAKIR ŞARTLARINDA ŞAHİN-91 VE SUR-93 ARPA ÇEŞİTLERİNDE UYGUN EKİM SIKLIĞININ BELİRLENMESİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

Diyarbakır Ekolojik Koşullarında Farklı Azot ve Fosfor Uygulamalarının Pamukta Verim ve Lif Teknolojik Özelliklere Etkisi*

Ege Sahil Kuşağına Uygun Kavuzsuz Yulaf Çeşidinin Geliştirilmesi Beslenme Yaklaşımı

Tarım Konferansı 25 Nisan 2011 Hassa_HATAY

KIZILTEPE VE HARRAN ġartlarinda ġahġn-91 VE SUR-93 ARPA ÇEġĠTLERĠNDE UYGUN EKĠM SIKLIĞININ BELĠRLENMESĠ

ĠKLĠM DEĞĠġĠKLĠĞĠ ve TARIM VE GIDA GÜVENCESĠ

Bazı Soya Fasulyesi [Glycine max (L.) Merill] Çeşitlerinin Bursa Koşullarına Adaptasyonu Konusunda Bir Çalışma

AYÇİÇEĞİ TARIMI TOPRAK İSTEKLERİ Ayçiçeği yetişeceği toprak tipi yönünden çok seçici olmamasına rağmen organik maddece zengin, derin ve su tutma

YARASA VE ÇİFTLİK GÜBRESİNİN BAZI TOPRAK ÖZELLİKLERİ ve BUĞDAY BİTKİSİNİN VERİM PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Dicle Vadisinde Pamuk Üretimi Yapan İşletmelerin Mekanizasyon Özelliklerinin Belirlenmesi Üzerine Bir Çalışma

HR.Ü.Z.F.Dergisi, 2010,14(1): J.Agric.Fac.HR.U., 2010,14(1): Araştırma Makalesi

AYDIN KOŞULLARINDA FARKLI SULAMA YÖNTEMLERİ VE SULAMA PROGRAMLARININ PAMUKTA KÜTLÜ KALİTESİ ÜZERİNE ETKİSİ *

BAZI LİMON ÇEŞİTLERİNİN YILLARI ARASINDA ANTALYA EKOLOJİK KOŞULLARINDA GÖSTERDİKLERİ VERİM VE POMOLOJİK ÖZELLİKLER

Damla Sulama Yöntemiyle Uygulanan Farklı Sulama Programlarının Pamuk Çırçır Randımanına Etkileri*

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

YULAF YETİŞTİRİCİLİĞİ

Yeni Geliştirilen Nohut Hatlarının Bornova Koşullarında Verim ve Bazı Tarımsal Özellikleri Üzerinde Araştırmalar

Farklı Soya Fasulyesi (Glycine max L. Merr.) Hatlarının Bursa Ekolojik Koşullarında Bazı Verim ve Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi

FARKLI GÜBRE KOMPOZİSYONLARININ ÇAYIN VERİM VE KALİTESİNE ETKİSİ. Dr. GÜLEN ÖZYAZICI Dr. OSMAN ÖZDEMİR Dr. MEHMET ARİF ÖZYAZICI PINAR ÖZER

T.C ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ. ÇUKUROVA BÖLGESİ KOŞULLARINA BAZI PAMUK (G. hirsutum L.) GENOTİPLERİNİN ADAPTASYONU VE STABİLİTESİ.

BAHRİ DAĞDAŞ ULUSLARARASI TARIMSAL ARAŞTIRMA ENST. ALDANE TRAKYA TARIMSAL ARAŞTIRMA ENST./EDİRNE

YURTİÇİ DENEME RAPORU

Yazlık Kolza (Brassica napus ssp. oleifera L.) Çeşitlerinin Van Ekolojik Koşullarında Verim ve Verim Özellikleri Yönünden Karşılaştırılması

KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ PAMUK EKSPERLİĞİ ANABİLİMDALI

ANTALYA KOŞULLARINDA TURFANDA PATATES (Solanum tuberosum L.) YETİŞTİRİCİLİĞİNDE BAZI ÇEŞİTLERİN VERİM VE VERİM İLE İLGİLİ ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ

KURAK BIR BÖLGEDE BĠR KISIM TOPRAK ÖZELLIKLERININ MEKANSAL DEĞIġKENLIĞI

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Giresun Ekolojik Koşullarında Bazı Mısır Çeşitlerinin Tane Verimi ve Verim Ögelerinin Belirlenmesi*

Trakya Bölgesinde Yetiştirilen Bazı Arpa (Hordeum vulgare L) Çeşitlerinin Verim ve Verim Unsurları İle Bazı Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi

ĠKĠNCĠ ÜRÜN KOġULLARINDA FARKLI EKĠM ZAMANLARININ PAMUĞUN (Gossypium hirsutum L.) AGRONOMĠK VE TEKNOLOJĠK ÖZELLĠKLERĠ ÜZERĠNE ETKĠSĠ

TEKNOLOJĐK ARAŞTIRMALAR

Bazı Ceviz (Juglans regia L.) Çeşitlerinin Çimlenme ve Çöğür (Anaçlık) Gelişme Performanslarının Belirlenmesi

Transkript:

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ Ali AYTEKİN SAF VE KARIŞIK ÇEŞİT EKİMİNİN PAMUK (Gossypium hirsutum L.) BİTKİSİNDE VERİM VE LİF KALİTESİNE ETKİSİ TARLA BİTKİLERİ ANABİLİM DALI ADANA, 2009

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SAF VE KARIŞIK ÇEŞİT EKİMİNİN PAMUK (Gossypium hirsutum L.) BİTKİSİNDE VERİM VE LİF KALİTESİNE ETKİSİ Ali AYTEKİN YÜKSEKLİSANS TEZİ TARLA BİTKİLERİ ANABİLİM DALI Bu tez / /2009 Tarihinde Aşağıdaki Jüri Üyeleri Tarafından Oybirliği İle Kabul Edilmiştir. Doç.Dr. Özgül GÖRMÜŞ DANIŞMAN Prof. Dr. Saliha KIRICI ÜYE Doç. Dr. Sema BAŞBAĞ ÜYE Bu tez Enstitümüz Tarla Bitkileri Anabilim Dalında hazırlanmıştır. Kod No Prof. Dr. Aziz ERTUNÇ Enstitü Müdürü İmza ve Mühür Bu çalışma Çukurova Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi Tarafından Desteklenmiştir. Proje No: ZF2007YL34 Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge, şekil ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ndaki hükümlere tabidir.

ÖZ YÜKSEK LİSANS TEZİ SAF VE KARIŞIK ÇEŞİT EKİMİNİN PAMUK (Gossypium hirsutum L.) BİTKİSİNDE VERİM VE LİF KALİTESİNE ETKİSİ Ali AYTEKİN ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TARLA BİTKİLERİ ANABİLİM DALI Danışman: Doç. Dr. Özgül GÖRMÜŞ Yıl : 2009, Sayfa: 51 Jüri : Doç. Dr. Özgül GÖRMÜŞ Prof. Dr. Saliha KIRICI Doç. Dr. Sema BAŞBAĞ Bu çalışma pamuk bitkisinde saf ve karışık çeşit ekimleri arasındaki verim ve bazı lif kalite özellikleri yönünden oluşacak farklılıkların incelenmesi amacıyla yürütülmüştür. Çalışma tesadüf blokları deneme desenine göre üç yinelemeli olarak kurulmuştur. En yüksek kütlü pamuk verimi 323 kg/da ile SG-125 ve DPL 499 çeşitlerinin karışık ekiminde, en düşük kütlü pamuk verimi ise 237 kg/da ile DPL 419 ve SG-125 çeşitlerinin karışık ekiminde elde edilmiştir. En yüksek lif verimi 142 kg/da ile SG- 125 ve DPL 499 çeşitlerinin karışık ekiminde, en düşük lif verimi ise 107 ve 104 kg/da ile DPL 419 çeşidinin saf ekimi ile DPL 419 ve SG-125 çeşitlerinin karışık ekimlerinde elde edilmiştir. SG-125 ve DPL 499 çeşitlerinin karışımlarında, SG-125 çeşidinin saf ekimi düzeyinde kütlü pamuk ve lif verimi düzeyine ulaşılması ürünün güvenliği açısından önerilebilecek bir karışım şeklidir. SG-125 ve DPL 499 çeşitlerinin karışımlarında, DPL 499 çeşidinin saf ekimi düzeyinde lif kopma dayanıklılığı düzeyine ulaşılmıştır. DPL 419 ve SG-125 çeşitlerinin karışımlarında ise düşük lif inceliği düzeyine ulaşılması, istenilen lif inceliği değerinin elde edilebilmesi açısından önerilebilecek bir karışım şeklidir. Anahtar Kelimeler : Pamuk, Saf Ekim, Karışık Ekim, Verim, Lif Kalitesi I

ABSTRACT MSc THESIS EFFECT OF CULTIVAR BLENDS on YIELD and FIBER QUALITY of COTTON (Gossypium hirsutum L.) Ali AYTEKİN DEPARTMENT OF FIELD CROPS INSTITUTE OF NATURAL AND APPLIED SCIENCES UNIVERSITY OF ÇUKUROVA Supervisor: Assoc.Doç. Dr. Özgül GÖRMÜŞ Year : 2009, Pages: 51 Jury : Assoc.Doç. Dr. Özgül GÖRMÜŞ Prof.Dr. Saliha KIRICI Assoc.Doç Dr.Sema BAŞBAĞ This study was conducted to compare yield and quality of cotton cultivars planted in seed mixes with two cultivars and in pure lines Treatments were arranged in randomized complete block with three replications. The highest seedcotton yield by 323 kg/da was observed in the blends of SG- 125 and DPL 499 cultivars, while lowest seedcotton yield by 237 kg/da was observed in the blends of DPL 419 and SG-125 cultivars. The highest lint yield by 142 kg/da was observed in the blends of SG-125 and DPL 499 cultivars, while lowest lint yields by 107 and 104 kg/da, respectively, were observed in the blends of DPL 419 and SG-125 cultivars. As in the cultivar blends of SG-125 and DPL 499 was attained the same level of pure lines of SG-125 in yields, the combination of two cultivars were more likely to exhibit increased seedcotton and lint yields in terms of crop safety. The cultivar blends of SG-125 and DPL 499 exhibited similar fiber strength compared to the %100 DPL 499. As in the cultivar blends of DPL 41 and SG-125 was attained to lower fiber fineness, the blends of two cultivars were more likely to exhibit desired fiber fineness Key Words : Cotton, Pure Lines, Blending of Cultivars, Yield, Fiber Quality II

TEŞEKKÜR Bana bu çalışma konusunu veren ve çalışmanın değişik aşamalarında gereksinim duyduğum bilgileri esirgemeden açıklayan ve kendi öneri ve deneyimleri ile beni bilgilendiren saygıdeğer hocam Doç.Dr. Özgül GÖRMÜŞ ve Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri bölümü olanaklarından yararlanmamı sağlayan Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Halis ARIOĞLU na, arazi ve laboratuar çalışmalarında yardımlarını esirgemeyen tüm bölüm arkadaşlarıma yardımlarından dolayı teşekkür ederim. III

İÇİNDEKİLER SAYFA ÖZ...I ABSTRACT... II ÖNSÖZ VE TEŞEKKÜR... III İÇİNDEKİLER... IV ÇİZELGELER DİZİNİ... V 1.GİRİŞ... 1 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR... 5 3. MATERYAL VE METOD... 11 3.1. Materyal... 11 3.2. Deneme Yerinin Özellikleri... 12 3.2.1. Toprak Özellikleri... 12 3.2.2. İklim Özellikleri... 12 3.3. METOD... 14 3.3.1. Deneme Deseni ve Ekim... 14 3.3.2. Bakım, Sulama, Gübreleme ve Diğer Kültürel Uygulamalar... 14 3.3.3. İncelenen Özellikler ve Saptanma Yöntemleri... 15 3.3.4. Verilerin Değerlendirilmesi... 16 4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA... 17 4.1. Koza Ağırlığı... 17 4.2. Koza Kütlü Pamuk Ağırlığı... 18 4.3. Çırçır Randımanı... 20 4.4. Kütlü Pamuk Verimi... 22 4.5. Lif Verimi... 25 4.6. Lifteki Yabancı Madde Sayısı... 27 4.7 Lif Uzunluğu (% 50 SL)... 29 4.8. Lif Uzunluğu (% 2.5 SL)... 31 4.9. Kısa Lif İçeriği... 32 4.10.Lif Kopma Dayanıklılığı... 34 4.11. Lif Esneme Oranı... 37 IV

4.12. Lif İnceliği... 38 4.13. Parlaklık... 40 4.14. Sarılık... 42 5. SONUÇ ve ÖNERİLER... 45 KAYNAKLAR... 47 ÖZGEÇMİŞ... 51 V

ÇİZELGELER DİZİNİ SAYFA Çizelge 3.1. Deneme Alanı Toprağının Önemli Fiziksel Ve Kimyasal Özellikleri.. 12 Çizelge 3.2. Denemenin Yürütüldüğü 2007 Yılı Ve Uzun Yıllar Ortalamasına İlişkin Önemli İklim Verileri... 13 Çizelge 4.1. Saf ve Karışık Pamuk Ekiminde Koza Ağırlığı İle İlgili Varyans Analiz Sonuçları... 17 Çizelge 4.2. Saf ve Karışık Çeşit Ekimlerinde Elde Edilen Koza Ağırlığına İlişkin Ortalama (g) Değerler... 18 Çizelge 4.3. Saf ve Karışık Pamuk Ekiminde Koza Kütlü Pamuk Ağırlığı İle İlgili Varyans Analiz Sonuçları... 19 Çizelge 4.4. Saf Ve Karışık Çeşit Ekimlerinde Elde Edilen Koza Kütlü Pamuk Ağırlığına (g) İlişkin Ortalama Değerler... 20 Çizelge 4.5. Saf ve Karışık Pamuk Ekiminde Çırçır Randımanı İle İlgili Varyans Analiz Sonuçları... 21 Çizelge 4.6. Saf ve Karışık Çeşit Ekimlerinde Elde Edilen Çırçır Randımanına (%) İlişkin Ortalama Değerler... 21 Çizelge 4.7. Saf ve Karışık Pamuk Ekiminde Kütlü Pamuk Verimi İle İlgili Varyans Analiz Sonuçları... 23 Çizelge 4.8. Saf ve Karışık Çeşit Ekimlerinde Elde Edilen Kütlü Pamuk Verimine (kg/da) İlişkin Ortalama Değerler ve Oluşan Gruplar... 23 Çizelge 4.9. Saf ve Karışık Pamuk Ekiminde Lif Verimi İle İlgili Varyans Analiz Sonuçları... 25 Çizelge 4.10. Saf Ve Karışık Çeşit Ekimlerinde Elde Edilen Lif Verimine (kg/da) İlişkin Ortalama Değerler ve Oluşan Gruplar... 26 Çizelge 4.11. Saf ve Karışık Pamuk Ekiminde Lifteki Yabancı Madde Sayısı İle İlgili Varyans Analiz Sonuçları... 27 Çizelge 4.12. Saf ve Karışık Çeşit Ekimlerinde Elde Edilen Lifteki Yabancı Madde Sayısına (Adet) İlişkin Ortalama Değerler ve Oluşan Gruplar... 28 VI

Çizelge 4.13. Saf ve Karışık Pamuk Ekiminde Lif Uzunluğu (% 50 SL) İle İlgili Varyans Analiz Sonuçları... 29 Çizelge 4.14. Saf ve Karışık Çeşit Ekimlerinde Elde Edilen Lif Uzunluğuna (mm) İlişkin Ortalama Değerler... 30 Çizelge 4.15. Saf ve Karışık Pamuk Ekiminde Ortalama Lif Uzunluğu İle İlgili Varyans Analiz Sonuçları... 31 Çizelge 4.16. Saf ve Karışık Çeşit Ekimlerinde Elde Edilen Lif Uzunluğuna (mm) İlişkin Ortalama Değerler... 32 Çizelge 4.17. Saf ve Karışık Pamuk Ekiminde Kısa Lif İçeriği İle İlgili Varyans Analiz Sonuçları... 33 Çizelge 4.18. Saf ve Karışık Çeşit Ekimlerinde Elde Edilen Kısa Lif İçeriğine İlişkin (%) Ortalama Değerler... 34 Çizelge 4.19. Saf ve Karışık Pamuk Ekiminde Lif Kopma Dayanıklılığı İle İlgili Varyans Analiz Sonuçları... 35 Çizelge 4.20. Saf ve Karışık Çeşit Ekimlerinde Elde Edilen Lif Kopma Dayanıklılığına (g/tex) İlişkin Ortalama Değerler ve Oluşan Gruplar.. 35 Çizelge 4.21. Saf ve Karışık Pamuk Ekiminde Lif Esneme Oranı İle İlgili Varyans Analiz Sonuçları... 37 Çizelge 4.22. Saf ve Karışık Çeşit Ekimlerinde Elde Edilen Lif Esneme Oranına (%) İlişkin Ortalama Değerler... 38 Çizelge 4.23. Saf ve Karışık Pamuk Ekiminde Lif İnceliği İle İlgili Varyans Analiz Sonuçları... 39 Çizelge 4.24. Saf ve Karışık Çeşit Ekimlerinde Elde Edilen Lif İnceliğine İlişkin Ortalama Değerler ve Oluşan Gruplar... 39 Çizelge 4.25. Saf ve Karışık Pamuk Ekiminde Lif Parlaklığı İle İlgili Varyans Analiz Sonuçları... 41 Çizelge 4.26. Saf ve Karışık Çeşit Ekimlerinde Elde Edilen Lif Parlaklığına İlişkin Ortalama Değerler ve Oluşan Gruplar... 42 Çizelge 4.27. Saf ve Karışık Pamuk Ekiminde Lif Sarılığı İle İlgili Varyans Analiz Sonuçları... 43 VII

Çizelge 4.28. Saf ve Karışık Çeşit Ekimlerinde Elde Edilen Lif Sarılığına İlişkin Ortalama Değerler... 43 VIII

1. GİRİŞ Ali AYTEKİN 1. GİRİŞ Pamuk üreticisinin karlılığı üretim maliyetinin yanı sıra verim ve lif kalitesi ile belirlenmektedir. Verim ile birlikte optimum pamuk kalitesinin elde edilmesinin önemi, pamuk fiyatı ve kaliteye dayalı fiyat indirimi gibi çok sayıda etkene bağlıdır. Kalite özelliklerinden olan lif uzunluğu pamuk işleyicileri için her zaman önemli olmuş, 1970 yılında pamuk işlemesinde rotor eğirme teknolojisinin kullanımı ile birlikte lif inceliği ve kopma dayanıklılığı önem kazanmıştır (Deussen, 1986). Tekstil endüstrisinde teknolojik gelişmeler, özellikle artan üretim ve işleme verimliliği, iplik üretiminde ve daha sonraki işlemlerde pamuk lifinden daha yüksek düzeyde beklentilere neden olmaktadır ve olmaya devam edecektir. Pamuk özelliklerindeki değişmeler, daha etkin üretim teknolojileri, ürün kalitesinden beklenen artışlar ve rekabetçi ortam daha gelişmiş özelliklere sahip pamuk lifi gerektirmektedir. Yeni iplikçilik sistemlerinde lif özellikleri ile ilgili farklı gereksinimler ortaya çıkmıştır. Günümüzün yüksek üretim hızlarına sahip iplik işletmelerinde iplik kalitesi için doğru hammadde seçiminin yanında, eğirme sistemine uygun hammadde seçimi de önem kazanmıştır. Tekstil liflerinin iplik yapılabilirliği ile ticari değerinin yüksek olması onun bazı kalite özelliklerine bağlıdır. Uzunluk, incelik, mukavemet, esneklik, renk, boyanabilme yeteneği v.b gibi özelliklerle kaliteli iplik ve kaliteli iplikten kumaş üretmek için hangi özelliklerin gerektiğini gösterir. Pamuk yetiştiricileri iplik yapımcılarının isteğine uyarak daha üstün lif özellikleri ve yüksek verimleri dolayısı ile modern upland pamuk çeşitlerinin üretimine yoğunlaşmışlardır. Pamuğun fiyatlandırılması öncelikle, elle saptanan lif uzunluğu ve derece tarafından belirlenmektedir. 1991 yılında HVI (High Volume Instrument) test cihazı ile pamuk sınıflandırma sistemine geçilişi diğer lif kalite özelliklerinin de hızı ve doğru bir şekilde ölçülmesine olanak sağlamıştır (Deussen, 1989). Çırçırlanmış lifin değerinin belirlenmesinde HVI ın ortaya çıkmasıyla birlikte, pamuğun fiyatlandırılmasına eklenen bir kalite parametresi lif kopma dayanıklılığı (mukavemet) olmuştur. Tekstil endüstrisinin iplik yapımında kullanmaya başladığı yeni bir teknoloji olan open-end (açık uç eğirme sistemi) eğirme, iplik yapımında mukavemeti yüksek (>25 g/tex) liflere gereksinim duymaktadır. Bu teknolojinin 1

1. GİRİŞ Ali AYTEKİN yaygınlaşması ile birlikte lif kopma dayanıklılığı düşük lifli pamukların tekstil fabrikalarınca tercihi azalacaktır. Lif kalite özellikleri çevre ve işleme faktörleri tarafından etkilenmektedir. Pamuk lif inceliği ölçümü olan mikroner çevre ve üretim koşullarından önemli düzeyde etkilenmekte olup, pamuk çeşitleri arasında çok az değişiklik göstermektedir. Lif rengi, lifteki yabancı madde ve çırçırlama şekline dayalı derece öncelikle hasada yakın ya da hasat sırasındaki koşullar ve uygulamalar ile önemli düzeyde etkilenmektedir. Lif yeknesaklığı liflerin temizlenme işlemi ile aşırı çırçırlamadan etkilenebilmektedir. Tekstil fabrikalarında istenilen özelliklere sahip ipliklerin eğirilebilmesi amacıyla çoğunlukla farklı balyalardan alınan pamuklar birleştirilmekte ve karıştırılmaktadır. Balyalar farklı lokasyonlardan olabilmekte ve birkaç çeşidi içerebilmektedir (Perkins ve ark., 1994). Böylece üreticiler yetiştirdikleri pamuğun tekstil fabrikalarına olan değerini arttırabilmek amacıyla farklı pamuk çeşitlerinin tohumlarını karışık olarak ekmekte ve yetiştirebilmektedirler. Çevre ve işleme faktörleri lif kalite özelliklerini etkilemektedir. Pamuk verimi ve lif kalitesi ise çevre koşulları ve çeşidin genetiği tarafından etkilenmektedir (Gipson ve Joham, 1968; Ramey, 1986; Yfoulis ve Fasoulas, 1978). Pamuk üreticileri verimi olumsuz etkilemeksizin lif kalitesini optimize eden tarımsal uygulamaların (defoliasyon uygulama zamanı, hasat zamanı, sulama, toprak işleme, bitki büyüme düzenleyicileri kullanımı, gübreleme, çeşit seçimi vb.) kullanımı aracılığıyla karlılıklarını arttırabilmektedirler. Konu çeşit bağlamında irdelendiğinde, son 20 yılda yapılan çalışmalar üstün lif kalitesinin yeni çeşitlerin introdüksiyonu ile önemli düzeyde ilişkili olduğunu ortaya koymuştur (Barnes ve Herndon, 1997). Pamuk çeşitleri boy, koza gelişimi, kuraklık toleransı, olgunlaşma ve erkencilik, verim potansiyeli ve çoğu lif özellikleri gibi büyüme karakteristikleri yönünden değişiklik göstermektedir (Niles ve Feaster, 1984). Pamuk liflerinin uzunluğu ve kopma dayanıklılığı öncelikle çeşitlerin genetiği tarafından belirlendiğinden, üreticiler çeşit seçimi ile bu özellikleri manipule edebilmektedirler (Meredith, 1991). 2

1. GİRİŞ Ali AYTEKİN Araştırmacılar çeşitli bitkilerde istenilen belirli özellikleri gerçekleştirmek amacıyla karışık çeşit ekimi potansiyelini araştırmışlardır (Akanda ve Mundt, 1996; Hancock ve ark., 1984). Verim üzerine çevresel streslerin olumsuz etkilerini en aza indirebilmek amacıyla bitki ıslahçıları yıllar ve lokasyonlar üzerinden performansı iyi çeşitler geliştirmeye çalışmaktadırlar (Evans, 1993). Verim stabilitesi bir bitkinin tamponlama kapasitesinin, yani değişik iklim, zararlı, hastalık, yabancı ot ve toprak koşullarına adapte olabilme yeteneğinin sonucudur. Bir bitkinin tamponlama kapasitesini arttırmanın yollarından birisi de çeşitlerin ya da genotiplerin karışım halinde ekilmesidir. Smithson ve Lenné (1996), birçok bitkide çeşit karışımları üzerinde literatür incelemesi yapmışlar ve karışımların saf ekimlere oranla genellikle daha iyi verim oluşturdukları, gerçek yararın ise hastalık kontrolünde ve stabilitede ortaya çıktığı sonucuna varmışlardır. Saf ve karışık ekimler karışım performansına katkılar yönünden genotipik varyasyon nedeniyle çeşit örnekleri arasında değişkenlik gösterebilmektedir. Çeşit karışımlarının saf hat çeşitlere göre üstünlüğü soya, arpa, buğday, yulaf, sorgum, pamuk ve pirinç gibi çok sayıda bitkide gözlenmiştir. Yulaf, soya, arpa ve mısır ve buğday bitkilerinde yapılan araştırmalar, çeşit karışım etkilerinin değişiklik gösterdiğini ortaya koymuştur (Smithson ve Lenné, 1996). Bazı durumlarda, karışımlar verim artışında ya da hastalık zararının azalmasında önemli olmayabilmekte hatta olumsuz etkili bile olabilmektedir (Smithson ve Lenné, 1996). Karışık ekimin hastalık kontrolünde etkisi olumlu ve önemli (Mundt ve ark., 1995; Finkh ve Mundt, 1992) olup, toprak kalitesindeki değişkenliğin yol açtığı verim kayıplarını azaltabilmektedir (Trimble ve Fehr, 1983). Pamuk üretiminde ve işlenmesinde spesifik lif kalitesini oluşturmak amacıyla farklı pamuk çeşitlerinden gelen lif ya da tohumların karıştırılması konusunda çalışmalar yapılmaktadır. Simpson ve Fiori (1974) lif inceliği farklı pamuk tohumlarının karıştırılmasının etkilerini araştırmışlar ve çeşit karışımının lif kopma dayanıklılığı, dayanıklılık değişkenliği, lif yeknesaklığı ve iplikte uç kırılması üzerine etkili olmadığını bildirmişlerdir. Lif kalitesinde görülen düşüşler, düşük kaliteli pamuklarda fiyat indirimlerinin sıkça yaşanması ve yeni çeşitlerin introdüksiyonu verimin korunması 3

1. GİRİŞ Ali AYTEKİN ve lif kalitesinin iyileştirilmesi amacıyla çeşit karışımlarına olan ilgiyi yeniden canlandırmıştır. Bu çalışma 3 pamuk çeşidinin saf ve bunların değişik oranlarda karışımlar şeklinde ekilmesi sonucunda, saf ekilenler ile karışık ekilenler arasındaki verim ve lif kalite özellikleri yönünden oluşacak farklılıkları belirlemek amacıyla Çukurova bölgesi koşullarında yürütülmüştür. 4

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Ali AYTEKİN 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Phafler (1965) çeşit karışımlarında verim stabilitesinin saf olarak ekilenlere oranla daha fazla olduğunu bildirmiştir. Frey ve Maldonado (1967) çeşit karışımlarının yalnızca daha stresli çevre koşullarında yetiştirildiklerinde saf olarak ekilenlere oranla önemli düzeyde yüksek verim verdiklerini bulmuşlardır. Simpson ve Fiori (1974) lif kalitesi düşük pamuk çeşitleri ve buna bağlı olarak oluşan fiyat indirimleri verimi korumak ve lif kalitesini iyileştirmek amacıyla farklı çeşitlerin karışık olarak ekilmesi potansiyeline yönelik ilgiyi arttırdığını bildirmişler; pamukta, spesifik lif kalitesini gerçekleştirmek üzere lif inceliği farklı çeşit tohumlarının karıştırılması konusunda çalışmalar yapmışlar ve çeşit karışımının lif kopma dayanıklılığı, dayanıklılık değişkenliği, lif yeknesaklığı ve iplikte uç kırılması üzerine etkili olmadığını bildirmişlerdir. Innes (1977) Uganda da 3 farklı lokasyonda yürütülen 5 denemede, çok sayıda Upland pamuk çeşitlerinin karışık ekimleri ile saf ekimleri arasında verim farklılığı oluşmadığını; çok sayıda karışık çeşit ekiminde elde edilen verimlerin saf pamuk çeşit ekimindeki verimleri aşmadığını bildirmiştir. Shorter ve Frey (1979) çeşit karışımları ile saf ekim performansları arasında bir farklılık olmadığını belirtmişlerdir. Hancock ve ark. (1984) pamuk yetiştiriciliğinde ve pamuk işlemede istenilen nitelikte lif kalitesini gerçekleştirmek üzere farklı pamuk çeşitlerinden tohum ya da lif karışımları üzerinde çalışmışlar; çeşitli bitkilerde belirli istenilen özellikleri gerçekleştirebilmek amacıyla karışık çeşit ekimlerinin potansiyelini araştırmışlardır Bridge ve ark. (1984) verim potansiyeli birbirine benzer iki çeşitin (Stoneville 825 ve Deltapine 41) karışık ekimlerinin verim potansiyeli ya da lif uzunluğunda farklılıklar oluşturmadığını, ancak eklemeli etkilerin mikroner ve lif kopma dayanıklılığını arttırdığını bulmuşlardır. McConnell ve ark. (1991) Arkansas (A.B.D) ta, Deltapine 50 ve Deltapine 90 ya da DP 50 ve Hyperformer 46 çeşitleri ile yürütülen çalışmalarda karışık çeşit 5

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Ali AYTEKİN ekiminin saf ekilen DP 50 den daha yüksek lif kopma dayanıklılığı değerleri oluşturduğunu belirlemişlerdir. McConnell ve ark. (1993) 1990-1991 yıllarında, üç lokasyonda yürütülen, Mississippi River Delta üretim koşullarına verim ve erkencilik yönünden adapte olmuş pamuk çeşidi DPL 50 ile lif kopma dayanıklılığı yüksek DPL 90 ile HyPerformer 46 (HS 46) pamuk çeşitlerinin kullanıldığı; DPL 90 ve HS 46 çeşidinin, DPL 50 çeşidi ile %0, %25, %50, %75 ve %100 olmak üzere değişik oranlarda karıştırılarak ekildiği denemelerde, sulamalı koşullarda, çeşitler ve çeşit karışımları kütlü pamuk verimlerinin 1990 yılında iki lokasyonda, 1991 yılında ise bir lokasyonda önemli bulunduğunu; DPL 50 saf ekiminin, 1990 yılında iki lokasyonda ve 1991 yılında bir lokasyonda en yüksek ortalama kütlü pamuk verimini verdiğini; bir lokasyonda karışım verimlerinin bunların çeşit komponentlerine orta düzeyde olmaya eğilimli olduğunu; iki yılda da saf ekilen DPL 50 çeşidinin erkenciliğinin sulamalı koşullarda test edilen tüm çeşitlerden ve çeşit karışımlarından yüksek olduğunu; karışımlara lif kopma dayanıklılığı yüksek olduğu için alınan iki çeşidin daha geçci olduklarını, karışımlara ve DPL 50 çeşidine oranla daha düşük ilk toplama yüzdesi vermeye eğilimli olduğunu; DPL 50 çeşidinde erkenciliğin, DPL 90 ve HS 46 çeşitlerine oranla daha yüksek olduğunu ve DPL 90 ile Hs 46 çeşitlerinin karışıma daha yüksek oranlarda girdiği karışımların ilk toplama yüzdesinin daha düşük oluştuğunu; 1990 yılında, tüm lokasyonlarda, 1991 yılında ise yalnızca bir lokasyonda, çeşitlerin ve karışımlarının lif kopma dayanıklılığının önemli düzeyde farklılık gösterdiğini; en yüksek lif kopma dayanıklılığı değerlerinin DPL 90 ve HS 46 çeşitlerinde, en düşük lif kopma dayanıklılığı değerlerinin ise DPL 50 çeşidinde oluştuğunu; HS 46 ve DPL 90 çeşitlerinin lif kopma dayanıklılığı yönünden önemli farklılıklar göstermediğini; çeşit karışımlarının, DPL 50 ve diğer iki çeşitle karşılaştırıldığında, lif uzunluğu yönünden genellikle arada olduğunu; genellikle DPL 90 ile HS 46 çeşitlerinin karışımlarda oranının fazla olduğu karışımlarda lif kopma dayanıklılığının daha yüksek ya da düşük olduğunu saptamışlardır. Poehlman ve Sleper (1995) çeşitlerin karışık olarak ekimlerinin devamlı olarak saf ekimlerinin ortalamalarına oranla daha yüksek verim oluşturduğunu, çünkü 6

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Ali AYTEKİN genotip çevre interaksiyonlarına karşı tamponlama etkisinin, saf çeşit ekimine oranla, yıllar ve lokasyonlar üzerinden daha stabil olabileceğini ifade etmişlerdir. Smithson ve Lenné (1996), birçok bitkide çeşit karışımları üzerinde literatür incelemesi yapmışlar ve karışımların saf hatlara oranla genellikle daha iyi verim oluşturdukları, gerçek yararın ise hastalık kontrolünde ve stabilitede ortaya çıktığı sonucuna varmışlardır. McConnell ve ark. (1997) lif kopma dayanıklılığı yüksek DPL 90 ve HS 46 pamuk çeşitlerinin, yüksek verimli ve erkenci DPL 50 pamuk çeşidi ile % 0, % 25, % 50, % 75 ve % 100 oranlarında karışık olarak ekildiği denemelerde, çeşitlerin saf ve karışık ekimlerinde kütlü pamuk verimlerinin önemli düzeyde farklılık gösterdiğini; DPL 50 çeşidinin saf ekiminin, en yüksek ortalama kütlü verimini verdiğini, ancak her zaman bazı karışık ekimlerden önemli düzeyde daha fazla verim oluşturmadığını; karışık ekim verimlerinin, kendi komponent çeşidine göre orta düzeyde verimli olmaya eğilimli olduğunu; ilk el toplama yüzdesinde önemli farklılıkların gözlendiğini, her iki deneme yılında da DPL 50 çeşidinin saf ekiminin, öteki çeşitlerin saf ve karışık ekimine oranla en yüksek ilk el toplama yüzdesini oluşturduğunu; DPL 50 çeşidinde ilk el toplama yüzdesinin DPL 90 ve HS 46 ya oranla önemli düzeyde yüksek olduğunu; çeşitlerin saf ve karışık ekimlerinde lif kopma dayanıklılığının önemli düzeyde farklılık gösterdiğini, en yüksek lif mukavemetinin Acala tipi çeşitlerde gözlendiğini, en düşük mukavemetin ise DPL 50 çeşidinde ortaya çıktığını; HS 46 ve DPL 90 çeşitlerinin lif kopma dayanıklılığında önemli farklılık göstermediğini; karışık ekimlerde ise DPL 50 ya da anılan iki çeşidin saf ekimleri ile karşılaştırıldığında, çoğunlukla orta düzeyde olduklarını; genel olarak karışımlarda Acala tipi çeşidin oranı arttıkça, lif mukavemetinin daha yüksek olduğunu, ancak ortaya çıkan tüm farklılıkların önemli olmadığını ve bu eğilimin tersine durumların da gözlendiğini belirlemişlerdir. Agi ve ark. (2001) mikroner yönünden farklılık gösteren pamuk çeşitlerinin karışım etkileri lif mukavemeti, mukavemet değişkenliği, lif yeknesaklığı üzerinde etkili olmadığını bildirmişler; iki pamuk çeşidinin karışık ekiminin zararlılara karşı etkileri konusunda da çalışmalar yapmışlardır. 7

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Ali AYTEKİN Helan ve Holland (2001) erkenci yulaf çeşit karışımlarında tane verimlerinin saf olarak ekilenlere oranla daha yüksek olduğunu bildirmişlerdir. Karışım tepkimelerinin karışımda çeşitlerin farklı kombinasyonları arasında bile değişiklik gösterdiklerini belirlemişlerdir. Krieg, (2002) ve Jost (2005) lif uzunluğunun çevre koşullarından fazla etkilenmediğini ve büyük ölçüde genetik faktörlerin etkisi altında olduğunu bildirmişlerdir. Buehring ve ark. (2003) lif incelikleri (mikroner) birbirinden farklı pamuk çeşitlerinin karışık olarak ya da alternatif sıralar halinde ekilmesinin lif verimi ile lif kalitesi üzerindeki etkilerinin araştırıldığı, iki lokasyonda yürütülen çalışmada, yüksek mikronerli Paymaster (PM) 1218BR ve göreceli düşük mikronerli Delta and Pine Land (DPL) 451BR çeşitleri, 2:1 and 1:1 sıra konfigürasyonları halinde ya da ağırlık üzerinden 1:1 ve 3:1. oranlarında karıştırılarak ekilmiş ve karışımlar her çeşidin saf ekimleri ile karşılaştırılmıştır. Ortalama lif verimlerinin iki lokasyonda da uygulamalar yönünden önemli farklılık göstermediği, karışık ekimlerde iki lokasyonda da DPL 451BR çeşidinin çırçır randımanının daha düşük olduğu; DPL 451BR çeşidinin lif uzunluğunun, PM 1218BR çeşidine oranla, iki lokasyon için sırasıyla, 0.10 ve 0.15 cm daha uzun olduğu; bir lokasyonda, lif inceliğinin (mikroner) saf ve karışık çeşit ekimler arasında önemli farklılık göstermediği, diğer lokasyonda ise PM 1218BR çeşidin lif inceliğinin, DPL 451BR çeşidine oranla 0.5 birim daha fazla olduğu; bir lokasyonda PM 1218BR çeşidinin lif yeknesaklığının, DPL 451BR çeşidinden daha fazla olduğu, iki lokasyonda da tüm karışık ekimlerin lif uzunluğu, lif inceliği ve lif yeknesaklığı yönünden çeşitlere oranla orta düzeyde olduğu; DPL 451BR ve % 75 DPL 451BR karışımının bir lokasyonda en yüksek sayısal verimi oluşturduğu; % 75 PM 1218BR karışımı ile saf ekilen PM 1218BR çeşidinin en yüksek sayısal verimleri verdiği belirlenmiştir. Craig ve Gwathmey (2003) erkenci, yüksek verimli çeşitler ile lif kalitesi üstün çeşitlerin karışık ekimleri ile tüm lif kalitesinin iyileştirilebileceğini saptamak amacıyla yüksek verimli üç pamuk çeşidi olan DP 451 BG/RR, FiberMax FM 989 BR ve Deltapine DP 555 BR ile yaptıkları çalışmada, çeşit karışımlarının lif kalite 8

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Ali AYTEKİN sorunlarına geçici bir çözüm sunabildiğini, ancak erkencilik farklılıkları gibi faktörlerin göz önüne alınması gerektiğini belirlemişlerdir. Faircloth ve ark. (2003) çeşit karışımlarının olgunlaşma yönünden birbirine benzer çeşitlerin kullanımını gerektirdiğini; olgunlaşmaların benzer olmaması durumunda karışımların verim ve kalitesinin riske atılabileceğini; üstün lif kalite özellikleri olan çok sayıda yeni pamuk çeşitlerinin geç olgunlaştığını ve karışımlarda geçci çeşitler gerektirdiğini belirtmişlerdir. Aynı araştırıcılar iki alternatif ekim yönteminin (ekimden önce 2 pamuk çeşit tohumunun eşit miktarlarda karıştırılarak ekimi ile iki çeşit tohumunun ardışık sıralar halinde ekimi) lif kalite özelliklerini arttırabilme potansiyelinin değerlendirildiği ve bu yöntemlerin saf çeşit ekimleri ile karşılaştırıldığı 3 yıllık tarla çalışmalarında, her iki alternatif ekim stratejisinin en verimli çeşide benzer verim verdiğini, verimlerin düşük verimli çeşidin veriminden önemli düzeyde yüksek olduğunu, mikroner sonuçlarının önemli değişiklik göstermediğini, lif uzunluğunun saf çeşit ekiminden elde edilenden farklı olmadığını, lif kopma dayanıklılığının karışık çeşit ekimi ile artış göstermediğini, verim ve lif kalite özellikleri yönünden iki alternatif stratejilerin birbirine benzer olduğunu saptamışlardır. Craig (2004) lif kalitesi iyi çoğu çeşitlerin kısa sezon koşullarına uygun olmayan geçci çeşitler olduğun, geçci çeşitlerde aynı zamanda verim potansiyelinin çoğunlukla istenilenden daha düşük olduğunu, uygun çeşitlerin yokluğunda pamuk üreticilerinin tüm lif kalitesini iyileştirmek amacıyla çeşit karışımını kullandıklarını; normalde yüksek verimli, erkenci bir çeşidin daha iyi lif kalitesi sağlayan bir çeşit ile karıştırıldığını, dolayısıyla verim ve erkencilik kaybı olmaksızın tüm lif kalitesinin iyileştirilebileceğini; çeşit karışım ekimlerinin genellikle tüm lif kalitesini iyileştirmesine karşın, varılan sonucun çoğunlukla karışımı yapılan iki çeşit arasında olduğunu bildirmiştir. Dobbs ve ark. (2007) lif inceliği yüksek PM 1218 BG/RR çeşidi ile lif inceliği düşük DP 451 BG/RR çeşidinin yüksek verim ile istenilen lif inceliğinin oluşabilmesi yönünden birlikte yetiştirilip yetiştirilemeyeceğini belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmada, uygulamalar arasında lif kalitesi açısından oluşan farklılıkların oldukça az olduğunu; DP 451 BG/RR çeşidinin saf ekimi ve PM 1218 BG/RR çeşidi 9

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Ali AYTEKİN ile karışık ekiminin, PM 1218 BG/RR çeşidinin saf ekimi ile karşılaştırıldığında, lif uzunluğunda artış oluşturduğunu ortaya koymuşlardır. Bechere ve ark. (2008) 2001-2002 yıllarında sulamalı ve sulamasız koşullarda, farklı pamuk çeşit karışımlarının lif verimi ve lif kalitesini incelemek üzere yürüttükleri ve lif verimi düşük ancak lif kalitesi üstün Raider-271 ve Raider 202 çeşitleri ile lif verimi yüksek ancak kalitesi düşük DP 2379 ve AFD-Explorer çeşitlerinin 0:100, 25:75, 50:50, 75:25 ve 100:0 oranlarında karışımlarını kullandıkları çalışmalarda; her iki koşulda da çeşit karışım verimlerinin yüksek verimli ve düşük verimli çeşitler arasında olduğunu, çeşit karışımlarının lif kopma dayanıklılığı üzerinde etkili olmadığını, ancak lif yeknesaklığının karışımlarla azaldığını, genelde karışımların lif uzunluğunu iyileştirdiğini, karışımlarda lif inceliğinin, saf ekimlere oranla, sulamalı koşullarda daha düşük, sulamasız koşullarda ise daha yüksek olduğunu saptamışlardır. 10

3. MATERYAL VE METOD Ali AYTEKİN 3. MATERYAL ve METOD 3.1. Materyal Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü araştırma alanında, 2007 yılında yürütülen bu araştırmada, Çukurova Bölgesinin standart çeşidi olan yüksek verimli ve orta erkenci SG 125 ile lif kopma dayanıklılığı yüksek DPL 499 ile lif inceliği düşük DPL 419 pamuk çeşitleri (Gossypium hirsutum L.) materyal olarak kullanılmıştır. Çeşitlere ilişkin belirgin özellikler özet olarak aşağıda verilmiştir. SG-125 : DES 119 ve DPL 50 melezidir. Orta boylu, bitki formu konik şekilli, yaprakları tüysüz, yapraklanması daha az olan bir çeşittir. Verim potansiyeli ve adaptasyon yeteneği yüksektir. Ortalama çırçır randımanı % 40-42, lif uzunluğu 28-30 mm, lif kopma dayanıklılığı 36-38 g/tex tir. Olumsuz koşullara karşı tolerans gücü yüksek, fırtına ve yağmurda yatmaya ve lüle dökmeye dayanıklıdır. Makineli hasada uygundur. Verticillium ve Fusarium hastalıklarına karşı dayanıklılığı iyidir. Koza açımı güçlü olduğu için elle toplanması kolaydır. DPL 499 : Uzun boylu, bitki formu yayvan, yaprakları yoğun tüylü ve nektar salgılayan yapıya sahiptir. Kozaları orta büyüklükte ve eliptik şekillidir. Ortalama çırçır randımanı % 44-45, lif uzunluğu 28-30 mm, lif kopma dayanıklılığı 38-40 g/tex tir. Solgunluk hastalığına karşı tolerans gücü yüksektir. Makineli hasada uygundur. Fırtına ve yağmurda yatmaya ve lüle dökmeye dayanıklıdır. DPL 419 : Orta boylu, bitki formu silindirik, yaprakları az tüylü ve nektar salgılayan yapıya sahiptir. Kozaları orta büyüklükte ve oval şekillidir Ortalama çırçır randımanı % 41-43, lif uzunluğu 28-30 mm, lif kopma dayanıklılığı 36-38 g/tex tir. Fırtına ve yağmurda yatmaya ve lüle dökmeye dayanıklıdır. Makineli hasada uygundur. 11

3. MATERYAL VE METOD Ali AYTEKİN 3.2. Deneme Yerinin Özellikleri 3.2.1. Toprak Özellikleri Araştırmanın yürütüldüğü topraklar, Seyhan nehri yan derelerin getirdiği çok genç alüviyal depozitlerden oluşmuş lentisollerdir. Hemen hemen düz ve düze yakın topoğrafyalarda yer alırlar. Solumları orta derin ve derindir. Yalnız A ve C horizonları bulunmaktadır. Deneme alanı toprakları genellikle tınlıdır. Çizelge 3.1 de, denemenin yürütüldüğü alanın bazı fiziksel ve kimyasal özellikleri verilmiştir. Çizelge 3.1.Deneme Alanı Toprağının Önemli Fiziksel ve Kimyasal Özellikleri. Derinlik (cm) Bünye ph % Kireç (%) Tuzluluk EC.25C Yararlı P 2 O 5 Organik Madde N (kg/da) Mmhos/cm (kg/da) (%) 0-6 Tın 7.5 51.48 0.25 1.54 1.60 6-21 Tın 7.7 38.80 0.23 --- 1.91 2.0 21-47 Siltli-Killi-Tın 7.8 37.22 0.14 --- 1.47 1.52 47-74 Tın 7.8 53.46 0.13 --- 0.73 1.70 Kaynak : Özbek ve ark., 1974. Çizelge 3.1'de görüldüğü gibi, deneme alanı toprakları çoğunlukla tınlı yapıdadır. Organik madde içeriği (% 0.73-1.91) ve tuzluluk oranı (0.13-0.25) alt katmanlara doğru azalmaktadır. Tüm profilde kireç miktarı çok yüksektir. 3.2.2. İklim Özellikleri Denemenin yürütüldüğü Adana ilinde kışları ılık, yazları kurak ve sıcak geçen tipik Akdeniz iklimi hakimdir. Çukurova bölgesi içinde yer alan denemenin yapıldığı Adana ilinin uzun yıllara ve denemenin yürütüldüğü 2007 yılına ilişkin bazı önemli iklim ortalama değerleri Çizelge 3.2 de verilmiştir. 12

3. MATERYAL VE METOD Ali AYTEKİN Çizelge 3.2. Denemenin Yürütüldüğü 2007 Yılı ve Uzun Yıllar Ortalamasına İlişkin Önemli İklim Verileri Sıcaklık (ºC) Yağış Miktarı Aylar Yıllar Minimum Maksimum Ortalama (mm) Mayıs 2007 18.4 29.2 23.1 27.7 Uzun yıllar ort. 5.6 41.3 21.4 46.6 Haziran 2007 21.6 31.6 26.1 9.1 Uzun yıllar ort. 9.2 42.8 25.3 20.3 Temmuz 2007 24.6 34.1 28.8 0.5 Uzun yıllar ort. 11.5 44.0 27.8 6.3 Ağustos 2007 25.2 34.2 28.9 0.0 Uzun yıllar ort. 14.8 45.6 28.1 5.6 Eylül 2007 21.3 32.8 26.3 0.0 Uzun yıllar ort. 9.3 43.2 25.6 15.4 Ekim 2007 17.9 28.8 22.8 0.0 Uzun yıllar ort. 3.5 41.5 21.1 43.0 Ortalama 2007 21.5 31.8 26.0 6.1 Anonim: Adana Meteoroloji Bölge Müdürlüğü İklim Verileri, 2007. Çizelge 3.2 den, 2007 deneme yılındaki minimum sıcaklık değerinin uzun yıllar ortalamasından daha yüksek olduğu; maksimum sıcaklık değerinin, uzun yıllar ortalamasının oldukça altında olduğu; 2007 ve uzun yıllar ortalama sıcaklık değerlerinin birbirine oldukça yakın olduğu; 2007 yılı yetiştirme mevsiminde düşen yağış miktarının, uzun yıllardan oldukça düşük olduğu; araştırmanın yürütüldüğü 2007 yılında Ağustos, Eylül ve Ekim aylarında hiç yağış düşmediği izlenebilmektedir. Denemenin yürütüldüğü dönemde en düşük ortalama sıcaklık 18.4 ºC ile Mayıs ayında; en yüksek ortalama sıcaklık 28.9 ºC ile Ağustos ayında saptanmıştır. Uzun yıllar ortalama sıcaklık değerlerine bakıldığında en düşük ortalama sıcaklığın 5.6 ºC ile Mayıs ayında, en yüksek ortalama sıcaklığın 28.1 ºC ile Ağustos ayında saptandığı gözlenmiştir. 13

3. MATERYAL VE METOD Ali AYTEKİN Deneme süresince gerçekleşen yağışa bakıldığında; en düşük yağışın 0.5 mm ile Ağustos ayında, en yüksek toplam yağışın ise 27.7 mm ile Mayıs ayında saptandığı gözlemlenmiştir. Uzun yıllar ortalama yağış değerlerine bakıldığında en düşük Mayıs ayında saptandığı gözlenmiştir. 3.3. Metod 3.3.1. Deneme Deseni ve Ekim Deneme Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü araştırma alanındaki sulanabilir arazide, tesadüf blokları deneme deseninde, 3 yinelemeli olarak kurulmuştur. Denemede parsel boyutları 6 sıra x 0.70 m x 10 m = 42.0 m 2 olarak alınmıştır.tohumlar ekime hazır duruma getirilen parsellere elle 03.05.2007 tarihinde ekilmiştir. DP 419 ve DP 499 çeşitlerinin tohumları, SG-125 çeşidi tohumu ile % 0, % 25, % 50, % 75 ve % 100 oranlarında karıştırılarak ekilmişlerdir. Denemede çeşitlerin karışım oranları aşağıda gösterildiği gibi düzenlenmiştir; 1. DPL 419 (100) 2. DPL 419 + SG-125 (75/25) 3. DPL 419 + SG-125 (50/50) 4. DPL 419 + SG-125 (25/75) 5. SG-125 (100) 6. SG-125 + DPL 499 (75/25) 7. SG-125 + DPL 499 (50/50) 8. SG-125 + DPL 499 (25/75) 9. DPL 499 (100) 3.3.2. Bakım, Sulama, Gübreleme ve Diğer Kültürel Uygulamalar Sonbaharda pulluk ile işlenen deneme alanı, ekimden önce kültüvatör ile ikinci kez yüzlek olarak işlenmiş, tesviye amacıyla tapan çekilerek ekime hazır duruma getirilmiştir. Düzgün bir çıkış sağlayan denemede, 2-4 gerçek yaprak 14

3. MATERYAL VE METOD Ali AYTEKİN döneminde seyreltme işlemi yapılarak, sıra üzeri bitki arası 20 cm olacak biçimde oluşturulmuştur. Yabancı otları yok etmek, toprağı havalandırmak ve kapilariteyi kırmak için her seyreltme döneminde el çapası ve bitkilerin 5-6 yapraklı olduğu dönemde traktörle 2 çapalama yapılmıştır. Dekara saf olarak 12 kg azot ve 7 kg fosfor gelecek biçimde gübreleme yapılmıştır. Azotun yarısı 20-20-0 kompoze gübre formunda ve fosfor un tamamı ekimle birlikte, ekim mibzeri ile tabana verilmiş, azotun diğer yarısı ise üre gübresi formunda (% 46 lık) birinci sulamada üst gübre olarak verilmiştir. Üst gübreleme çepinle sıralar arasına açılan çizilere serpilerek üzeri toprakla kapatılmak suretiyle gerçekleştirilmiştir. Deneme karık usulü ile 3 kez sulanmıştır. Deneme 25.10.2007 tarihinde el ile hasat edilmiştir. Hasat her parselin ortasındaki 4 sıradan, sıraların baş ve son kısmından 1 er metrelik kısımların atılmasından sonra kalan 22.4 m 2 lik (4 sıra x 0.7 m x 8 m) alan üzerinden yapılmıştır. 3.3.3. İncelenen özellikler ve saptanma yöntemleri Aşağıda yer alan özellikler hasat döneminde her parselden rastgele alınan 30 koza örneğinde saptanmıştır. Koza ağırlığı : Alınan kozalar, sap ve brakte yapraklarından temizlendikten sonra 0.01 g duyarlı terazide tartılarak, ortalaması alınmıştır. Koza kütlü pamuk ağırlığı : Kozalarda elde edilen kütlüler 0.01 g duyarlı terazide tartılarak, ortalaması alınmıştır. Çırçır randımanı : Kozalardan alınan kütlü pamuk, laboratuvar tipi rollergin çırçır makinasından geçirilerek lif ve çiğit (tohum) olmak üzere ikiye ayrılarak tartılmış ve aşağıdaki formül uyarınca hesaplanmıştır. Pamuk (lif) Çırçır Randımanı (%): -------------------------------- x 100 Pamuk (lif) + Çiğit 15

3. MATERYAL VE METOD Ali AYTEKİN Kütlü pamuk verimi : Her parselde yanlardaki birer sıra ve sıraların iki ucundan 1 m lik kısım çıkarılarak, ortadaki dört sırada 8 m lik bölümde, tüm bitkilerden toplanan kütlü pamuk tartılıp, dekara kütlü olarak belirlenmiştir. Lif verimi : Kütlü pamuk verimi ile çırçır randımanı değerlerinden hesaplama yolu ile saptanmıştır. Lif kalitesine ilişkin özellikler, çırçırlanan kütlülerden elde edilen lif örneklerinin 24 saat süre ile kondisyonlanmasından sonra Adana Ticaret Borsası lif kalite laboratuarında, HVI 900 A (High Volume Instruments) cihazında saptanmıştır.incelenen lif kalite özellikleri lifteki yabancı madde sayısı, lif uzunluğu (% 50 SL ve %2.5 SL), kısa lif içeriği, lif kopma dayanıklılığı, lif esneme oranı, lif inceliği, parlaklık ve sarılık tır. 3.3.4.Verilerin Değerlendirilmesi Araştırmada elde edilen veriler MSTATC istatistik paket programı kullanılarak, tesadüf blokları deneme desenine göre analiz edilmiş; uygulamalar arasındaki farklılıklar F testine göre belirlenmiş; ortalama değerler arasındaki farklılıklar, E.G.F testi uyarınca %5 ve %1 önem düzeyinde irdelenmiştir. 16

4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Ali AYTEKİN 4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA 4.1. Koza Ağırlığı Saf ve karışık olarak ekilen pamuk çeşitlerinde koza ağırlığı için elde edilen değerler ile yapılan varyans analizi sonuçları Çizelge 4.1 de verilmiştir. Çizelge 4.1. Saf ve Karışık Pamuk Ekiminde Koza Ağırlığı ile İlgili Varyans Analiz Sonuçları Değişim Kaynağı SD KT KO F Tekrarlama 2 1.743 0.871 1.6070 Karışım 8 4.563 0.570 1.0517 Hata 16 8.677 0.542 Toplam 26 14.983 DK (%) 10.93 *: Uygulamalar arasındaki fark 0.05 düzeyinde önemli ** : Uygulamalar arasındaki fark 0.01 düzeyinde önemli Çizelge 4.1 den, koza ağırlığına ilişkin ortalamalar arasında istatistiksel yönden önemli bir farklılık bulunmadığı izlenebilmektedir. Saf ve karışık çeşit ekimleri arasındaki farklılık istatistiksel olarak önemli bulunmamakla birlikte, elde edilen ortalama koza ağırlığı değerleri Çizelge 4.2 de verilmiştir. Çizelge 4.2 den de görüldüğü gibi, saf ve karışık olarak ekilen pamuk çeşitlerinde, koza ağırlığı değerleri 6.13-7.37 g arasında değişmektedir. En yüksek koza ağırlığı değeri DPL 419 çeşidinin saf ekiminde (7.37 g), en düşük koza ağırlığı değeri ise SG-125 ve DPL 499 çeşitlerinin karışımında (50/50) (6.13 g) elde edilmiştir. 17

4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Ali AYTEKİN Çizelge 4.2. Saf ve Karışık Çeşit Ekimlerinde Elde Edilen Koza Ağırlığına İlişkin Ortalama (g) Değerler Çeşitler ve Karışımlar (%) Koza ağırlığı (g) 1. DPL 419 (100) 7.37 2. DPL 419 + SG-125 (75/25) 7.20 3. DPL 419 + SG-125 (50/50) 6.77 4. DPL 419 + SG-125 (25/75) 6.33 5. SG-125 (100) 6.70 6. SG-125 + DPL 499 (75/25) 7.17 7. SG-125 + DPL 499 (50/50) 6.13 8. SG-125 + DPL 499 (25/75) 6.67 9. DPL 499 (100) 6.30 E.G.F (0.05) Ö.D Çeşitlerin saf olarak ekimlerinde koza ağırlığı en yüksek olan çeşit DP 419 (7.37 g) ve en düşük olan çeşit ise DPL 499 (6.30 g) çeşitleridir. Çeşitler karışık olarak yetiştirildiklerinde, saf ekimlerine göre daha düşük ya da daha yüksek koza ağırlığı değerleri elde edilmiştir. DPL 419 ve SG-125 (75/25) ile SG-125 ve DPL 499 (75/25) çeşitlerinin karışımlarından elde edilen 7.20 ve 7.17 g lık koza ağırlıkları dikkat çekicidir. DPL 419 çeşidinin karışımlardaki oranının azalmasıyla koza ağırlığı azalma eğilimi göstermiştir. SG-125 ve DPL 499 çeşitlerinin karışımında (75/25) elde edilen koza ağırlığı bu iki çeşidin saf ekimlerinde elde edilen koza ağırlıklarından daha yüksek olmuştur. 4.2. Koza Kütlü Pamuk Ağırlığı Saf ve karışık olarak ekilen pamuk çeşitlerinde koza kütlü pamuk ağırlığı için elde edilen değerler ile yapılan varyans analizi sonuçları Çizelge 4.3 de verilmiştir. 18

4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Ali AYTEKİN Çizelge 4.3. Saf ve Karışık Pamuk Ekiminde Koza Kütlü Pamuk Ağırlığı ile İlgili Varyans Analiz Sonuçları Değişim Kaynağı SD KT KO F Tekrarlama 2 1.321 0.660 2.8057 Karışım 8 1.616 0.202 0.8584 Hata 16 3.766 0.235 Toplam 26 6.703 DK (%) 8.72 *: Uygulamalar arasındaki fark 0.05 düzeyinde önemli ** : Uygulamalar arasındaki fark 0.01 düzeyinde önemli Çizelge 4.3 den, koza kütlü pamuk ağırlığına ilişkin ortalamalar arasında istatistiksel yönden önemli bir farklılık bulunmadığı izlenebilmektedir. Saf ve karışık çeşit ekimleri arasında istatistiksel olarak farklılık önemli bulunmamakla birlikte, elde edilen ortalama koza kütlü pamuk ağırlığı değerleri Çizelge 4.4 de verilmiştir. Çizelge 4.4 den de görüldüğü gibi, saf ve karışık olarak ekilen pamuk çeşitlerinde, koza kütlü pamuk ağırlığı değerleri 5.10-5.97 g arasında değişmektedir. En yüksek koza kütlü pamuk ağırlığı değeri, DPL 419 çeşidinin saf ekiminde (5.97 g), en düşük koza kütlü pamuk ağırlığı değeri ise SG-125 ve DPL 499 çeşitlerinin karışımında (50/50) (5.10 g) elde edilmiştir. Çeşitlerin saf olarak ekimlerinde koza kütlü pamuk ağırlığı en yüksek çeşit DPL 419 (5.97 g) ve en düşük çeşit ise DPL 499 (5.37 g) çeşitleridir. Çeşitler karışık olarak yetiştirildiklerinde, saf ekimlerine göre koza kütlü pamuk ağırlığı yönünden önemli farklılıklar ortaya çıkmamıştır. 19

4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Ali AYTEKİN Çizelge 4.4. Saf ve Karışık Çeşit Ekimlerinde Elde Edilen Koza Kütlü Pamuk Ağırlığına (g) İlişkin Ortalama Değerler Çeşitler ve Karışımlar (%) Koza kütlü pamuk ağırlığı (g) 1. DPL 419 (100) 5.97 2. DPL 419 + SG-125 (75/25) 5.70 3. DPL 419 + SG-125 (50/50) 5.57 4. DPL 419 + SG-125 (25/75) 5.43 5. SG-125 (100) 5.63 6. SG-125 + DPL 499 (75/25) 5.83 7. SG-125 + DPL 499 (50/50) 5.10 8. SG-125 + DPL 499 (25/75) 5.47 9. DPL 499 (100) 5.37 E.G.F (0.05) Ö.D DPL 419 ve SG-125 karışımlarında, DPL 419 çeşidinin karışımlardaki oranının azalmasıyla koza kütlü pamuk ağırlığında azalma eğilimi oluşmuştur. SG- 125 ve DPL 499 karışımında (75/25) oluşan 5.83 g lık koza kütlü pamuk ağırlığı dikkat çekicidir. 4.3. Çırçır Randımanı Saf ve karışık olarak ekilen pamuk çeşitlerinde çırçır randımanı için elde edilen değerler ile yapılan varyans analizi sonuçları Çizelge 4.5 de verilmiştir. Çizelge 4.5 den, çırçır randımanına ilişkin ortalamalar arasında istatistiksel yönden önemli bir farklılık bulunmadığı izlenebilmektedir. 20

4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Ali AYTEKİN Çizelge 4.5. Saf ve Karışık Pamuk Ekiminde Çırçır Randımanı ile İlgili Varyans Analiz Sonuçları Değişim Kaynağı SD KT KO F Tekrarlama 2 5.914 2.957 0.1410 Karışım 8 15.672 1.959 1.4707 Hata 16 21.313 1.332 Toplam 26 42.899 DK (%) 2.64 *: Uygulamalar arasındaki fark 0.05 düzeyinde önemli ** : Uygulamalar arasındaki fark 0.01 düzeyinde önemli Saf ve karışık çeşit ekimleri arasında istatistiksel olarak farklılık önemli bulunmamakla birlikte, elde edilen ortalama çırçır randımanı değerleri Çizelge 4.6 da verilmiştir. Çizelge 4.6. Saf ve Karışık Çeşit Ekimlerinde Elde Edilen Çırçır Randımanına (%) İlişkin Ortalama Değerler Çeşitler ve Karışımlar (%) Çırçır randımanı (%) 1. DPL 419 (100) 43.1 2. DPL 419 + SG-125 (75/25) 44.0 3. DPL 419 + SG-125 (50/50) 43.0 4. DPL 419 + SG-125 (25/75) 43.3 5. SG-125 (100) 43.7 6. SG-125 + DPL 499 (75/25) 45.5 7. SG-125 + DPL 499 (50/50) 44.8 8. SG-125 + DPL 499 (25/75) 44.0 5. DPL 499 (100) 42.9 E.G.F (0.05) Ö.D 21

4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Ali AYTEKİN Çizelge 4.6 dan da görüldüğü gibi, saf ve karışık olarak ekilen pamuk çeşitlerinde, çırçır randımanı değerleri % 42.9- % 45.5 arasında değişmektedir. En yüksek çırçır randımanı değeri SG-125 ve DPL 499 çeşitlerinin karışımında (75/25) (% 45.5), en düşük çırçır randımanı değeri ise DPL 499 çeşidinin saf olarak ekiminde (% 42.9) elde edilmiştir. Çeşitlerin saf olarak ekimlerinde çırçır randımanı en yüksek olan çeşit SG-125 (% 43.7) ve en düşük olan çeşit ise DPL 499 (% 42.9) çeşitleridir. Çeşitler karışık olarak yetiştirildiklerinde, saf ekimlerine göre çırçır randımanı yönünden önemli farklılıklar ortaya çıkmamıştır. DPL 419 ve SG-125 çeşitlerinin karışımlarında, bu iki çeşidin saf ekimlerindekine benzer çırçır randımanları oluşmuştur. SG-125 ve DPL 499 karışımlarında ise iki çeşidin saf ekimlerine göre daha yüksek çırçır randımanı değerleri elde edilmiştir. SG-125 çeşidi ve DPL 499 çeşitlerinin karışımında, iki çeşidinde saf ekimlerine oranla daha yüksek çırçır randımanı değerlerine ulaşılması bu iki çeşit karışımlarının anılan özellik açısından önerilebilecek karışım şekli olabileceğini ortaya koymuştur. Çalışmadan çeşitlerin saf ve karışık ekimlerinde çırçır randımanında farklılık oluşmadığı yönünde saptanan bulgularımız; çeşitlerin saf ve ağırlık üzerinden 1:1 ve 3:1. oranlarında karışık ekimlerinde, karışık ekimlerde çırçır randımanının daha düşük olduğunu bildiren Buehring ve ark. (2003) nın bulguları ile çelişmektedir. 4.4. Kütlü Pamuk Verimi Saf ve karışık olarak ekilen pamuk çeşitlerinde kütlü pamuk verimi için elde edilen değerler ile yapılan varyans analizi sonuçları Çizelge 4.7 de ve LSD testi sonucunda oluşan gruplar Çizelge 4.8 de verilmiştir. Çizelge 4.7 den, kütlü pamuk verimine ilişkin ortalamalar arasında istatistiksel yönden % 5 düzeyinde önemli farklılıklar bulunduğu izlenebilmektedir. 22

4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Ali AYTEKİN Çizelge 4.7. Saf ve Karışık Pamuk Ekiminde Kütlü Pamuk Verimi ile İlgili Varyans Analiz Sonuçları Değişim Kaynağı SD KT KO F Tekrarlama 2 2908.741 1454.370 2.1447 Karışım 8 20299.852 2537.481 3.7419* Hata 16 10849.926 678.120 Toplam 26 34058.519 DK (%) 9.12 *: Uygulamalar arasındaki fark 0.05 düzeyinde önemli ** : Uygulamalar arasındaki fark 0.01 düzeyinde önemli Saf ve karışık pamuk çeşit ekimlerinde elde edilen ortalama kütlü pamuk verimi değerleri ile E.G.F testine göre oluşan gruplar Çizelge 4.8 de verilmiştir. Çizelge 4. 8. Saf ve Karışık Çeşit Ekimlerinde Elde Edilen Kütlü Pamuk Verimine (kg/da) İlişkin Ortalama Değerler ve Oluşan Gruplar Çeşitler ve Karışımlar (%) Kütlü pamuk verimi (kg/da) 1. DPL 419 (100) 269 bc 2. DPL 419 + SG-125 (75/25) 237 c 3. DPL 419 + SG-125 (50/50) 277 bc 4. DPL 419 + SG-125 (25/75) 303 ab 5. SG-125 (100) 307 ab 6. SG-125 + DPL 499 (75/25) 300 ab 7. SG-125 + DPL 499 (50/50) 323 a 8. SG-125 + DPL 499 (25/75) 304 ab 9. DPL 499 (100) 249 c E.G.F (0.05) 45.07 23

4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Ali AYTEKİN Çizelge 4.8 den de görüldüğü gibi, saf ve karışık olarak ekilen pamuk çeşitlerinde, kütlü pamuk verimi değerleri 237-323 kg/da arasında değişmektedir. En yüksek kütlü pamuk verimi değeri SG-125 ve DPL 499 çeşitlerinin karışık ekiminde (50/50) (323 kg/da), en düşük kütlü pamuk verimi ise DPL 419 ve SG-125 çeşitlerinin karışımında (75/25) (237 kg/da) elde edilmiştir. Çeşitlerin saf olarak ekimlerinde kütlü pamuk verimi en yüksek olan çeşit SG-125 (307 kg/da), en düşük olan çeşit ise DPL 499 (249 kg/da) çeşitleridir. DPL 419 (269 kg/da) çeşidi ise kütlü pamuk verimi yönünden DPL 499 çeşidi ile istatistiksel olarak aynı grup içinde yer almaktadır. Çeşitler karışık olarak yetiştirildiklerinde, saf ekimlerine göre bazen daha düşük kütlü pamuk verimi değerleri bazen de karışıma katılan çeşitlerin ortalaması düzeyinde kütlü pamuk verimi değerleri göstermeleri dikkati çekmektedir. DPL 419 çeşidinin saf ekiminde oluşan kütlü pamuk verimi ile DPL 419 çeşidinin SG-125 ile karışımlarında oluşan kütlü pamuk verimlerinde önemli farklılıklar ortaya çıkmamıştır. SG-125 çeşidinin karışımlardaki oranının artmasıyla kütlü pamuk veriminde önemli düzeyde artış oluşmuştur. DP 419 ve SG-125 (25/75) ile SG-125 ve DPL 499 çeşitlerinin karışımlarından (25/75) elde edilen 303 ve 304 kg/da lık kütlü pamuk verimleri dikkat çekicidir. DPL 419 ve SG-125 karışımında (25/75) oluşan kütlü pamuk verimi, DPL 419 çeşidinin saf ekiminden önemli düzeyde yüksek, SG-125 çeşidinin saf ekiminde oluşan kütlü pamuk verimine benzer olmuştur. SG-125 ve DPL 499 çeşitlerinin karışımı (75/25), karışıma katılan çeşitler ortalamasının üzerinde verim (300 kg/da) oluşturmuştur. SG-125 ve DPL 499 çeşitlerinin karışımlarında (75/25 ile 25/75) oluşan kütlü pamuk verimleri (300 ve 304 kg/da), SG-125 çeşidinin saf ekiminde oluşan kütlü pamuk verimine e benzer, DPl 499 çeşidinin saf ekiminde oluşan kütlü pamuk veriminden ise önemli düzeyde yüksek olmuştur. Bu iki çeşidin karışımlarında SG-125 çeşidinin saf ekimi düzeyinde kütlü pamuk verimi düzeyine ulaşılması bu çeşitlerin karışımlarının ürünün güvenliği açısından önerilebilecek bir karışım şekli olabileceğini ortaya koymuştur. 24

4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Ali AYTEKİN Çalışmadan elde edilen bulgularımız; çeşitlerin karışık ekimlerinin saf ekimlerinin ortalamalarına oranla daha yüksek verim oluşturduğunu (Poehlman ve Sleper, 1995); çeşitlerin saf ve karışık ekimlerinde kütlü pamuk verimlerinin önemli düzeyde farklılık gösterdiğini (McConnell ve ark.,1997) nın bulgularına benzerlik göstermekte; pamuk çeşitlerinin karışık ekimi ile saf ekimleri arasında verim yönünden farklılık oluşmadığını, karışık çeşit ekiminde elde edilen verimlerin saf ekimindeki verimleri aşmadığını (Innes, 1977); verim potansiyeli birbirine benzer iki çeşidin karışık ekimlerinin verim potansiyelinde farklılık oluşturmadığını belirten Bridge ve ark. (1984) bulguları ile çelişmektedir. 4.5. Lif Verimi Saf ve karışık olarak ekilen pamuk çeşitlerinde lif verimi için elde edilen değerler ile yapılan varyans analizi sonuçları Çizelge 4.9 da ve LSD testi sonucunda oluşan gruplar Çizelge 4.10 da verilmiştir. Çizelge 4.9 dan, lif pamuk verimine ilişkin ortalamalar arasında istatistiksel yönden % 5 düzeyinde önemli farklılıklar bulunduğu izlenebilmektedir. Çizelge 4.9. Saf ve Karışık Pamuk Ekiminde Lif Verimi ile İlgili Varyans Analiz Sonuçları Değişim Kaynağı SD KT KO F Tekrarlama 2 43897.93 21948.96 1.1906 Karışım 8 444968.95 55621.11 3.0171* Hata 16 294963.73 18435.23 Toplam 26 783830.62 DK (%) 10.87 *: Uygulamalar arasındaki fark 0.05 düzeyinde önemli ** : Uygulamalar arasındaki fark 0.01 düzeyinde önemli Saf ve karışık pamuk çeşit ekimlerinde elde edilen ortalama lif verimi değerleri ile E.G.F testine göre oluşan gruplar Çizelge 4.10 da verilmiştir. 25