Resmi Adı Bahreyn Krallığı Başkent Manama Yüzölçümü 665 km² Nüfus 1.248.348 GSYH 26,11 milyar dolar Hükümet Biçimi Anayasal Monarşi



Benzer belgeler
Devrim Öncesinde Yemen

USTAD Tahlil Nisan-2011

ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2


Güncel Bilgiler. y a y ı n l a r ı

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

Bush, Suudi Kralıyla petrol fiyatı konuştu

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ?

Bahreyn Ahmet Öztürk

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2014 MART İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

Resmi Adı Bahreyn Krallığı Başkent Manama Yüzölçümü 665 km² Nüfus GSYH 21,7 milyar dolar Hükümet Biçimi Anayasal Monarşi

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

İSLAM ÜLKELERİNDE NÜFUS ÖNGÖRÜLERİ 2050 ARALIK 2011

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

İÇİMİZDEKİ KOMŞU SURİYE

İdris KARDAŞ Küresel Sorunlar Platformu Genel Koordinatörü

3 Kasım 2002 Seçimlerine Doğru: Senaryolar ve Alternatifler...

ORSAM ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ KARİKATÜRLERİN DİLİNDEN IRAK I ANLAMAK - 3 UNDERSTANDING IRAQ THROUGH CARTOONS 3

İslam Dünyasından Darbe Girişimine Tepkiler

Dini Yapı Şii % 65 Sünni % 35

HOLLANDA ÜLKE RAPORU

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

ULUSLARARASI İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ MART

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU

TÜRKİYE DE BULUNAN SURİYELİ MÜLTECİLER

2010 OCAK AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

CEZAYİR ÜLKE RAPORU

TÜRKİYE DE SİYASET VE DEMOKRASİ

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2018 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU ARALIK 2018 İTKİB GENEL SEKRETERLİĞİ HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON AR-GE ŞUBESİ

2 Ekim 2013, Rönesans Otel

GÜNLÜK BÜLTEN 23 Mayıs 2014

TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2012 NİSAN İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

2015 AĞUSTOS DIŞ TİCARET BÜLTENİ 30 Eylül 2015

İZMİR TİCARET ODASI AZERBAYCAN ÜLKE RAPORU

Aylık Dış Ticaret Analizi

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

Ocak 2015 HALI SEKTÖRÜ Ocak Aralık Dönemi İhracat Bilgi Notu. Tekstil, Deri ve Halı Şubesi İTKİB Genel Sekreterliği 01/2015 Page 1

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2016 EYLÜL AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi

27-31 Temmuz Önümüzdeki Hafta Neleri Takip Edeceğiz?

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı. Ali SEMİN. BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı

Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek!

GENEL BAŞKANIN MESAJI

İSLAM ÜLKELERİNDE MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİM KONGRESİ SONUÇ DEKLARASYONU

2. GENEL BİLGİLER TABLOSU (2012)

DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TEMMUZ Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer. Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü

Çimento Sektörü ve 2010 Beklentileri

Ekonomi Bülteni. 22 Haziran 2015, Sayı: 16. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 29 Haziran 2015, Sayı: 17. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

İ Ç İ N D E K İ L E R

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2012 TEMMUZ İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

ATM DUBAI 2015 ULUSLARARASI TURİZM FUARI DEĞERLENDİRME RAPORU

KARİKATÜRLERİN DİLİNDEN IRAK I ANLAMAK - 1

Eylül 2013 B.H. AB VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ŞUBESİ

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

KANADA ÜLKE RAPORU ŞUBAT 2018 ULUSLARARASI İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ. Hazırlayan: Gündem KONT Dış Ticaret Uzmanı

2011 YILI OCAK- KASIM DÖNEMİNDE HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

2010 OCAK MART DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2013 HAZİRAN İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

Trinidad ve Tobago 1990: Latin Amerika'nın ilk ve tek İslam devrimi

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

MISIR IN SİYASAL HARİTASI

Araştırma Notu 15/179

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum. Piyasalarda Bugün Ne Oldu? EURUSD USDTRY BRENT PETROL ALTIN GBPUSD

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2018 AĞUSTOS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU EYLÜL 2018 İTKİB GENEL SEKRETERLİĞİ HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON AR-GE ŞUBESİ

Mısır Devrimi Sözlüğü

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

TEKSTİL VE HAMMADDELERİ SEKTÖRÜ 2015 YILI OCAK AYI İHRACAT PERFORMANSI. Genel ve Sanayi İhracatında Tekstil ve Hammaddeleri Sektörünün Payı

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

TEMEL HUKUK DERS NOTLARI SON HAFTA. Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR

HALKIN DOKTORLARINDAN KORKUYORLAR

İhvanı Müslimin'in kısa tarihi

SUDAN ÜLKE RAPORU Ağustos 2013 A.Ç.

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Ekim 2011, No:7

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

Enerji ve İklim Haritası

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Nisan 2013, No: 56

1979 Kabe Baskını'nın yeni görüntüleri ortaya çıktı

Hackerlar ortaya çıkardı: Birleşik Arap Emirlikleri İsrail yanlısı kurumları fonluyor!

ALBARAKA TÜRK KATILIM BANKASI A.Ş. 30 HAZİRAN 2008 DÖNEMİ FAALİYET RAPORU

Resmi Adı : Sudan Cumhuriyeti (Güney tarafı 9 Temmuz 2011 tarihinde Kuzey den ayrılarak Güney Sudan Cumhuriyeti ni oluşturmuştur)

İZMİR TİCARET ODASI FAS KRALLIĞI ÜLKE RAPORU

KENYA ÜLKE RAPORU Temmuz 2013 A.Ç.

Ekonomi Bülteni. 27 Temmuz 2015, Sayı: 20. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

TEKSTİL SEKTÖRÜNÜN 2014 YILI MART AYI İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

Türk Elitlerinin Türk Dış Politikası ve Türk-Yunan İlişkileri Algıları Anketi

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2019 ŞUBAT AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU MART 2019 İTKİB GENEL SEKRETERLİĞİ HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON AR-GE ŞUBESİ

HALI SEKTÖRÜ. Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

İTKİB Genel Sekreterliği AR&GE ve Mevzuat Şubesi

DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Transkript:

Bahreyn 2011

Resmi Adı Bahreyn Krallığı Başkent Manama Yüzölçümü 665 km² Nüfus 1.248.348 GSYH 26,11 milyar dolar Hükümet Biçimi Anayasal Monarşi Devlet Başkanı Kral Hamad bin Isa El-Halife (2002-) Dışişleri Bakanı Halid Bin Ahmed El-Halife Türkiye Büyükelçisi İbrahim Yusuf Abdullah Askeri Harcamalar 731 milyon dolar Asker Sayısı 8.200 Etnik Yapı Arap % 73 Asyalı % 13 İranlı % 8 Diğer % 6 Dini Yapı Müslüman (Şii ve Sünni) % 81,2 Sünni % 9 Diğer % 9 Petrol Üretimi Petrol Tüketimi İhracat İthalat 46.430 varil/gün 47.000 varil/gün 19,91 milyar dolar 12,11 milyar dolar

Bahreyn 2011 Ahmet Öztürk [Yrd. Doç. Dr., Eskişehir Osman Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü] Özet Körfez ülkelerinden Bahreyn de 2011 yılı gelişmelerini, ülkede öteden beri var olan iç siyasal gerilimin Tunus ta başlayan ve giderek birçok Arap ülkesini saran Arap Baharının etkisiyle Sünni rejime karşı bir ayaklanmaya dönüşmesi belirlemiştir. Son genel seçimlerde ortaya çıkan siyasal tablo ile ülkedeki Anayasal düzen arasındaki anti demokratik dengenin iç siyasal gerilimi zirveye taşımış olması nedeniyle, Arap Baharı olayları çok hızlı bir şekilde Bahreyn i etkilemiş, 2011 yılı genel olarak gösteriler, sokak olayları ve yönetimin olaylara karşı aldığı sert önlemlere sahne olmuştur. Bahreyn de 2011 yılındaki dış politika olaylarını da büyük ölçüde bu iç gelişmeler ile ülkede hükümetin muhalif ve göstericilere karşı komşu ve müttefik ülkelerle birlikte aldığı sert tedbirler belirlemiştir. 2011 de Bahreyn yönetimi ülkenin güvenlik doktrini ve politikalarını da, Kuzey Afrika da başlayan olayların Körfez ülkelerini etkilemeye başlamasıyla, daha fazla hissettiği iç tehdide yönelik olarak belirlemiştir. Bu iç tehdit bağlamında önemli bir dış tehdit kaynağı olarak olaylardaki İran etkisine karşı da, diğer Körfez ülkeleriyle yakın ilişkiler ve çıkar birliği içinde bulunmuş, özellikle içerdeki Şii ayaklanmasını Suudi askerlerin de desteğiyle kanlı bir şekilde bastırmıştır. 2011 yılı olayları ayrıca ülkede var olan toplumsal, siyasal ve ekonomik sorunlar ve eşitsizlikler üzerindeki tartışmaları zirveye taşımıştır. Anahtar Kelimeler: Bahreyn Arap Baharı Basra Körfezi 2011 Ayaklanması

Bahrain 2011 Abstract In the Gulf state of Bahrain, the developments in 2011 have largely been shaped by the transition of the long existing domestic tension between the Sunni rule and the Shia majority into a large civil unrest against the government, by the effects of the Arab spring. An antidemocratic balance between the results of the last elections and the country s constitutional order had already brought the domestic tension to its zenith in the wake of the Arab Revolutions. Therefore the events that had started in the North Africa have soon engulfed the streets and squares of Bahrain, and then the year 2011 has generally been a period of demonstrations, street fighting and finally the government crackdown on the protesters. The foreign policy agenda of the country was also shaped by the domestic crisis. In 2011 Bahrain has kept its close ties with neighbouring Gulf States and Western allies in order to stand firm against the increasingly powerful Shiia opposition and to clean-up anti-government fractions. In doing this, Iran was again the major source of external threat to Bahrain. The 2011 uprisings in the country have also brought the long existing social, political and economic issues to the top of the global agenda in the light of the ongoing global financial crisis. Keywords: Bahrain the Arab Spring the Persian Gulf 2011 Uprising

Giriş: Arap Baharı Bahreyn de Kışa Dönerken Bahreyn Krallığı, nüfus, ekonomi ve askeri bakımdan Ortadoğu ve Körfez in küçük ülkelerinden biridir. Basra Körfezi nin diğer ülkelerinde olduğu gibi, Bahreyn de sahip olduğu doğal kaynaklar, bölge ülkeleriyle yakın ilişkileri ve bütün bunların ortaya çıkardığı ekonomik canlılık sayesinde uluslararası bir cazibe merkezi olmuştur. Körfez ülkeleri arasında doğal kaynak zenginlikleri bakımından daha zayıf olan Bahreyn, bu nedenle ekonomik olarak zengin olan bu ülkelere göre daha geride yer almaktadır. Yine Katar, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan ile kıyaslandığında, Bahreyn ekonomik ve finansal zenginliğini daha çok petrol dışı endüstrilerden sağlamaktadır. Bahreyn de nüfusun azınlığını oluşturan Sünniler, 1971 de İngiltere den kazanılan bağımsızlıktan bu yana ülke ekonomisi, siyaseti ve bürokrasisini büyük ölçüde kontrol etmekte ve bu durum çoğunluğu oluşturan Şii gruplar arasında rahatsızlık oluşturmaktadır. Bu nedenlerle Bahreyn, genelde birkaç büyük kentten oluşması ve bir nevi kent devleti görünümünde olmasının da etkisiyle, iç siyasal ve toplumsal karışıklıklar bakımından Körfez ülkeleri arasında öne çıkmaktadır. 1 Bahreyn de 2011 yılı gelişmelerini, ülkede öteden beri var olan iç siyasal gerilimin Tunus ta başlayan ve giderek birçok Arap ülkesini saran Arap Baharının etkisiyle Sünni rejime karşı ayaklanmaya varan gösterilere dönüşmesi belirlemiştir. 2010 yılında yapılan genel seçimlerde ortaya çıkan siyasal tablo ile ülkenin Anayasal düzeni arasındaki anti demokratik dengenin iç siyasal gerilimi zirveye taşımış olması nedeniyle, Arap Baharı çok hızlı bir şekilde Bahreyn i etkilemiş, 2011 yılı genel olarak gösteriler, sokak olayları ve rejime karşı ayaklanmaya sahne olmuştur. Bahreyn de 2011 yılındaki dış politika olaylarını da büyük ölçüde bu iç gelişmeler ile ülkede hükümetin muhalif ve göstericilere karşı komşu ve müttefik ülkelerle birlikte aldığı sert tedbirler

462 ORTADOĞU YILLIĞI 2011 belirlemiştir. 2011 de Bahreyn yönetimi ülkenin güvenlik doktrini ve politikalarını da, Kuzey Afrika da başlayan olayların Körfez ülkelerini etkilemeye başlamasıyla daha fazla hissettiği iç tehdide yönelik olarak belirlemiştir. Bu iç tehdit bağlamında önemli bir dış tehdit kaynağı olarak olaylardaki İran etkisine karşı da, diğer Körfez ülkeleriyle yakın ilişkiler ve çıkar birliği içinde bulunmuş, özellikle içerdeki Şii ayaklanmasını Suudi askerlerin de desteğiyle kanlı bir şekilde bastırmıştır. 2011 yılı olayları ayrıca ülkede var olan toplumsal, siyasal ve ekonomik sorunlar ve eşitsizlikleri de yeniden tartışmaya açmıştır. Arap Baharı nın önemli değişimlere neden olduğu ülkelerin çoğundan farklı olarak, Bahreyn de meydana gelen 2011 yılı olayları sadece Arap Baharı gelişmelerinin ortaya çıkardığı bir durum olarak değerlendirilmemelidir. Bahreyn de, ülkenin bağımsızlığından beri varlığını koruyan Sünni ve Şii nüfus arasındaki ayrımın bir sonucu olarak, çoğunluğu teşkil eden Şii nüfusun, ülke yönetimi ve kamu kesiminde nüfusları oranınca temsil edilmemesi her zaman siyasal ve sosyal bir gerilim nedeniydi. Bu gerilimler son yıllarda zamanla küçük ve büyük çaplı sokak olaylarına, tutuklamalara ve iç siyasal gerilimlere neden de olmaktaydı. Ülkede son yıllarda yapılan hemen her genel ve yerel seçimlerde de bu durum önemli bir siyasal kriz nedeni olarak varlığını hep korudu. Bu bağlamda, Arap Baharı fırtınasının hemen öncesinde, ülkede öteden beri var olan siyasal ve sosyal dinamikleri harekete geçirerek eski ve yeni tartışmaları tetiklemiş olan 2010 yılı seçimleri, Bahreyn de meydana gelen 2011 olaylarının açıklanmasında kilit bir öneme sahiptir ve derinlemesine incelenmelidir. Bahreyn de 2011 yılına giden süreçte yaşanan toplumsal ve siyasal sorunları ve 2011 yılı içinde meydana gelen iç ve dış politika gelişmelerini anlamak için bu ülkenin kısa bir tarihçesini, toplumsal yapısını, iç dinamiklerini, hükümet ile toplumsal gruplar arasındaki sorunları da kısaca hatırlamak yararlı olacaktır. 2 2011 Ayaklaması Öncesi Toplumsal ve Ekonomik Yapı 3 Bahreyn, Basra Körfezinin orta batısında, Suudi Arabistan ile Katar Yarımadası arasında yer alan bir ada devletidir. 36 küçük ada üzerinde kurulu olan Bahreyn Krallığı, İngiltere den bağımsızlığını kazandığı 1971 den beriel- Halife ailesi tarafından yönetilmektedir. Bu adalardan Bahreyn, Muharrak, Umman Nasan ve Sitrah adaları ülke topraklarının % 95 ini oluşturmaktadır. Bahreyn Krallığı, 1986 dan beri Bahreyn Adası ndan başlayarak Bahreyn Körfezi üzerinden Suudi Arabistan ın Hobar kentine bağlanan Kral Fahd köprüsüyle Körfez in en büyük krallığına karayoluyla da bağlanmış durumdadır. 2011 verilerine göre nüfusu 1 milyon 250 bini geçen Bahreyn de başkent Manama nın metropolitan alanı 350.000 in üzerindeki nüfusuyla ülkenin en büyük yerleşim bölgesidir. Manama yı nüfusu 120.000 in üzerinde olan Rif-

BAHREYN 463 fa ve nüfusu 120.000 e yaklaşanel-muharrak kentleri izlemektedir. 4 Bahreyn nüfus yoğunluğu bakımından dünyada önde gelen ülkelerden olup ülke nüfusunun yüzde 90 ı da Bahreyn ve Muharrak adalarında yaşarken bir başka veriye göre de Manama, Riffa ve Muharrak kentlerinde yaşayanların sayısı Bahreyn nüfusunun yarısını teşkil etmektedir. Bu nüfus verileri bağlamında 2011 yılında başta Manama olmak üzere büyük kentlerde meydana gelen gösterilerin Bahreyn de toplumsal olarak çok geniş bir tabanı temsil ettiği daha kolay anlaşılabilecektir. Nisan 2010 nüfus sayımı verilerine göre Bahreyn de toplam nüfusun yarısından fazlası %54 ü göçmen ya da yabancı olarak kaydedilmiş ve ülkede Bahreynliler resmen azınlık durumuna düşmüşlerdir. 5 Son nüfus verileri 2001 verilerine göre nüfusun yüzde 90 arttığını göstermiştir. Toplam nüfusun üçte ikisi Arap ve İran kökenli olup, geri kalan üçte birlik bölüm Güney Asya ülkelerinden gelmiş bulunmaktadır. Küçük gruplar dışında nüfusunun tamamına yakını Müslüman olan ülkedeki Müslümanların üçte ikisini Şiiler oluşturmakta ve bu durum Sünni Halife Ailesi tarafından yönetilen ülkedeki sosyal ve siyasal gelişmeleri etkilemektedir. Bunun yanında, ülkedeki en kalabalık yabancı etnik grubu oluşturan Hindistan kökenli yabancı nüfusun sayısı 6 300.000 i aşmış durumdadır. 7 Nüfus yapısı ve ülkedeki büyük etnik ve mezhepsel grupların varlığı, Şiiler ve göçmen işçi gruplar örneklerinde olduğu gibi, Bahreyn de sıklıkla toplumsal ve siyasal gerilimlere neden olmaktadır. Bahreyn, İngiltere den bağımsızlığın kazanıldığı 1971 den 2002 yılına kadar Emirlikle yönetilmiş, 2002 yılında kabul edilen yeni Anayasa ile ülkenin siyasal sistemi Krallık şeklini almıştır. Ayrıca yeni Anayasa ile krala yardımcı olmak üzere ve yasama organı olarak, üyeleri kral tarafından 4 yıllığına atanan, 40 üyeli Şura Meclisi oluşturulmuştur. Bu meclis Bahreyn Parlamentosunun üst kanadını oluşturmaktadır. Bunun dışında yetkileri sınırlı olan ancak üyeleri 4 yıllığına seçimle belirlenen yine 40 üyeli Temsilciler Meclisi ya da Alt Meclis vardır. Meclisin alt kanadı için şimdiye kadar 2002, 2006 ve 2010 yıllarında olmak üzere üç kez seçim yapılmış, bu seçimlerin hemen hepsinde de temsil sorunları, oy verme işlemleri ve seçimlere katılan siyasal grupların söylemleri önemli bir iç siyasal gündem ve gerilim konusu olmuştur. Bahreyn deki toplumsal ve siyasal hareketliliğin bir nedenini de ülkenin ekonomik yapısında aramak gerekir. Ülke ekonomisine genel olarak ve komşu ülkelerle kıyaslayarak bakıldığında, 2010 yılı verileri ve satın alma gücü paritesine göre 30-31 milyar dolarlık bir milli gelir büyüklüğüne sahiptir ve bu rakam ülkedeki kişi başına düşen geliri, yine satın alma gücü paritesine göre 27-28 bin dolar civarına taşımaktadır. Bahreyn bu gelir düzeyine rağmen, gelişmişlik, gelir büyüklükleri ve refah bakımından Körfezdeki diğer komşu ülkelerin gerisinde kalmaktadır. 8 Ülke ekonomisi doğal kaynaklarda petrol, alüminyum, doğal gaz, balıkçılık ve inci üretiminde yoğunlaşmaktadır. Son yıllarda ülke ekonomisinin yoğunlaştığı alan daha çok hizmetler sektörü olup,

464 ORTADOĞU YILLIĞI 2011 bu alanda ekonomi yönetimi ilgisini daha çok finans, bankacılık ve turizm alanlarına kaydırma çabası içinde olmuştur. Bahreyn de sektörler itibariyle ekonomik duruma bakınca, tarım sektörünün milli gelir içindeki payı sadece yüzde 0,5 iken sanayi ve hizmet sektörlerinin payları da sırasıyla yüzde 56,6 ve yüzde 42,9 olarak kaydedilmiştir. Bahreyn de, diğer Körfez ülkelerinin aksine petrol ve doğal gaz sektörünün milli gelirdeki payı sadece % 13 tür. 9 Yüzde 13 lük fosil yakıtları içeren endüstriyel faaliyetlerin dışında, Bahreyn de finans sektörü % 24, kamu hizmetleri %15, imalat sanayi % 12,5, ulaşım ve haberleşme % 9, emlak sektörü de % 9,5 lik bir paya sahiptir. 10 2008 küresel ekonomik krizi öncesinde ortalama % 6-7 oranında büyüyen Bahreyn ekonomisi kriz yıllarında bu büyüme hızını kaybetmiştir. 11 Bahreyn de son yıllarda artan yabancı nüfusu, bozulan demografik denge ve bu nüfus faktörünün ülkedeki dezavantajlı gruplar üzerindeki etkisi ile küresel mali krizin ülke ekonomisine taşıdığı yavaşlamanın toplumsal gruplar üzerindeki etkileri bağımsız olarak ülkede iç barışı tehdit edici bir nitelik taşımıyordu. Ancak, bu sosyal ve iktisadi faktörler aşağıda ayrıntılı olarak bahsedilecek olan siyasal sorunlarla bir araya geldiğinde, Bahreyn i Arap Baharı öncesinde sosyal bir patlamanın eşiğine zaten getirmiş durumdaydı. Bütün bunların üzerine bir de Arap Baharının ortaya çıkardığı başkaldırıcı esinlenme ve sinerji eklenince Bahreyn 2011 yılını büyük siyasal çalkantılar ve çatışmalarla geçirmiştir. 2011 Yılına Giden Süreçte İç Siyasal Gelişmeler: Yeni Anayasa ve Siyasal Ayrışmalar Bahreyn de bugünkü siyasal yapının ve sorunların doğmasında birbirine az ya da çok bağlı olan üç iç siyasal dinamik önemli ölçüde etkili olmuştur. 12 Bunlardan biri ülkede yönetici sınıfın ve elitin nüfus bakımında azınlıkta olan Sünnilerden gelmesidir. İkincisi, Bahreyn yönetiminin de desteğiyle ülkenin sürekli dışarıdan göç alması ve bunun ülkedeki demografik dengeleri sürekli olarak değiştirmesidir. Son olarak da ülkenin anayasal düzeninin geçirdiği reform sürecinde ve bu sürecin ortaya çıkardığı yeni siyasal yapıda yeni toplumsal güçlerin etkili olma istekleridir. Bunlardan özellikle Modern Bahreyn politikasını etkileyen bir süreci ifade eden sonuncusunun, daha açık ifade etmek gerekirse Kral Hamad bin İsa el-halife nin 1999 da tahta geçmesiyle birlikte başlattığı siyasal reformların, diğer faktörleri de harekete geçirerek bugünkü Bahreyn siyasetini şekillendirdiği söylenebilir. 2011 ayaklanmasını şimdilik bir kenara bırakırsak, Kral Hamad ın başlattığı anayasal ve siyasal reformlar, Bahreyn de ülkenin 1971 de İngiltere den bağımsızlığını kazanmasından sonra kaydedilen en büyük siyasal gelişme olarak değerlendirilebilir. Bu reformlarla birlikte Bahreyn 2000 li yılların başında emirlikten anayasal monarşi ye geçmiş, ülkede uzun yıllar yapılmayan yerel ve genel seçimlerin önü açılmıştır. Özellikle seçimlerle ilgili Ulusal Ey-

BAHREYN 465 lem Yasası 2001 yılında yapılan bir referandumda % 95 le kabul edilmiş ve böylece Bahreyn yeni bir döneme girmiştir. El-Halife referandumdan hemen sonra Devlet Güvenlik Yasası ile Devlet Güvenlik Mahkemesini de lağvetmiş, ülkedeki bütün siyasi hükümlüleri serbest bırakmıştır. Bunu takiben, 2002 yılında yürürlüğe giren yeni anayasayla anayasal bir monarşi kurularak ülkenin son Emiri olan Hamad, Bahreyn in ilk Kralı olarak tarihe geçmiştir. Yeni anayasayla birlikte ülkede parlamentonun alt kanadı için yapılan ilk genel seçimler 2002 yılının Ekim ayında gerçekleştirilmiştir. Katılım düzeyinin % 50 nin biraz üzerinde gerçekleşmiş olduğu bu seçimlere halkın seçimlere ilgisizliğinin arkasındaki temel nedenlerden biri, Anayasa gereği atamayla oluşan Şura Meclisi nin (meclisin üst kanadı) halkoyuyla gelen ve alt kanat olarak adlandırılan Temsilciler Meclisiyle eşit yetkilere sahip olmasıdır. 13 İkinci neden ise, büyük ölçüde aynı gerekçelerle Şii grupların bu seçimleri yaygın olarak boykot etmeleridir. 14 Bahreyn de bir sonraki genel seçimler 2006 Aralık ayında yapılmıştır. Bu genel seçimlere daha önceki seçimleri boykot eden Şii siyasal topluluklar da katılmış ve genel seçimlere katılan en büyük Şii topluluğu olan el-vifak grubu parlamentonun alt kanadındaki toplam 40 sandalyeden 17 sini kazanarak Bahreyn parlamentosundaki en büyük grubu oluşturmuştur. Buna karşılık Sünni gruplar gösterilen büyük çabalara rağmen seçimlere tek cephe olarak girememiş, büyük ölçüde bunun sonucunda Sünni gruplardan Selefi el-asala Topluluğu 5 üyelik kazanırken Müslüman Kardeşler (el-minbar) Topluluğu da 7 sandalyede kalmıştır. Kalan 11 sandalye de çoğu Sünni olan bağımsız adaylar tarafından paylaşılmıştır. Ancak seçimlerin gündeme taşıdığı siyasal hararet ile ülkedeki siyasal bölünmenin getirdiği gerginlik seçimlerden sonra da sürmüş, sonuç olarak bazı bağımsızların Sünni siyasi topluluklara katılmalarıyla Sünni gruplar seçimlerden sonra Meclisteki dengeyi lehlerine çevirmişlerdir. Bu katılımlardan sonra Şii el-vifak 17 de kalırken, Sünni grupların sayısı ise el-asala 8, elminbar 7, ılımlı ve hükümet yanlısı Sünni el-müstakbel Topluluğu 4 olarak gerçekleşmiştir. Bunun dışında bağımsızlar arasında da yine Sünniler, Şii el-vifak grubuyla hareket eden 1 milletvekiline karşı 3 bağımsız ile güçlü bir duruma gelmişlerdir. 15 2006 seçimleri sonrası ortaya çıkan bu tablo Bahreyn de siyasal gündemi dört yıl boyunca canlı tutacak ve ülke bu ayrışmış siyasal yapı ile 2010 yılı seçimlerine gidecektir. 2011 Olayları Öncesinde 2010 Seçimleri Bahreyn de 2011 yılı olaylarından hemen önce siyasal ve toplumsal gündemi önemli ölçüde belirleyen en büyük gelişme 2010 yılı Ekim ayında yapılan seçimler ve beraberinde getirdiği tartışmalar olmuştur. Bu bağlamda, ülkede hem seçimlere giden süreçte hem de seçim sonrası gündeminde etkili olan iç siyasal dinamikleri hatırlamak gerekmektedir. Aşağıda bahsedilecek olan bu dinamikler ışığında tartışmalı geçen seçimler ile birkaç ay sonra Tunus ta

466 ORTADOĞU YILLIĞI 2011 ortaya çıkacak olan ve giderek Arap Ortadoğusunun doğu ve güneyine kayan olaylar birlikte düşünüldüğünde ülkedeki 2011 yılı olaylarını açıklamak hem daha kolay hem de daha analitik ve tamamlayıcı olacaktır. Bahreyn in toplumsal ve siyasal dinamikleriyle ilgili olarak ilk önemli konu nüfus sorunudur. Daha önce belirtildiği gibi, Bahreyn de büyük bir yabancı nüfus yaşamakta ve yabancılar toplam nüfusun her geçen gün daha büyük bir bölümünü oluşturmaktadır. Ülkenin son 10 yıldaki nüfus verilerine bakıldığında, 2001 yılında 651 bin olan toplam nüfusun yüzde 90 lık bir artışla 2010 da 1milyon 235 bine çıktığı görülmektedir. 16 Yine 2010 yılı nüfus sayım sonuçlarına göre toplam nüfusun içinde Bahreynlilerin sayısı ancak 569 bin olarak belirlenirken, buna karşılık yabancı nüfusun sayısı ise 666 bin olarak tespit edilmiştir. Ülkedeki yabancı göçmen nüfusun toplam nüfusa oranı 2001 de %37 iken 2007 de %50 ye 2010 da da %54 e çıkmış ve böylece son verilere göre Bahreynliler kendi ülkelerinde yabancılara göre azınlık durumuna düşmüşlerdir. 17 Böyle bir demografik hareketlilik ülkenin nüfus ve etnik dokusu başta olmak üzere toplumsal yapısı üzerinde çok kısa sürede önemli değişiklere yol açmıştır. 18 Bu durumdan ülkedeki bütün yerli nüfus etkileniyor görünse de, Sünni yönetimin 2002 den beri yürüttüğü Körfez İşbirliği Konseyi üyesi ülke vatandaşları ile Bahreyn ordusu ve güvenlik güçlerinde görev alan yabancılara çifte vatandaşlık veren politikası, sorunu özellikle Şii nüfus üzerinde siyasal ve toplumsal bir baskı unsuru haline getirmektedir. Sorun bu yönüyle siyasal bir içeriğe de sahiptir. Şii gruplara göre, son 50 yılda ülke nüfusunun %10 unun benzer şekilde Bahreyn vatandaşlığına geçmiş olduğu da dikkate alındığında, bu politika özellikle ülkedeki Şiiler lehine olan nüfus dengesini Sünniler lehine bozmayı amaçlamakta ve Şiiler üzerinde toplumsal ve siyasal bir baskı oluşturmaktadır. 19 Hükümetin ülkedeki Sünni yabancılara vatandaşlık hakkı veren yeni vatandaşlık yasası hem 2008 yılında parlamentoda 20 hem de 30 Ekim 2010 tarihinde Şiiler tarafından sokak gösterileriyle protesto edilmiştir. 21 Son yıllarda Bahreyn iç politikasındaki bir başka sorun alanı da, ülkedeki Şii çoğunluğun siyasal ve ekonomik olarak ikinci planda muamele gördükleri algısıdır. Şiiler bu konuyu az önce bahsi geçen nüfus artışı sorunuyla da ilişkilendirmekte ve ülke nüfusunda meydana gelen artış ve hareketliliğin daha çok ülkedeki dezavantajlı grupları etkilediğini ileri sürmektedir. Bu sorun son yıllarda siyasal şiddet olaylarının nedenlerinden biri olarak da görülmektedir. Bu bağlamda, sosyo-ekonomik durumları göz önüne alındığında Sünnilere göre dezavantajlı olan Şiilerin öncülük ettiği olaylar 1990 larda başlamış, şimdiye kadar verilen tavizler 22 ve yapılan reformlar sorunun çözümünde yeterli olmamış, olaylar son yıllarda daha da büyüyerek sıklaşmıştır. Örneğin, 1996 daki olaylarda ölen ve yaralananlar olduğu gibi binin üzerinde kişi de tutuklanmıştır. 23 2006 seçimlerinden sonra yeni bir ivme kazanan sokak olay-

BAHREYN 467 ları 2009 yılı bahar ayları ve sonbaharında artarak devam etmiş, 2011 yılı ayaklanmalarından önceki zirvesine çıkmıştır. 2009 yılı Mart ayındaki sokak olaylarında üçü çocuk olmak üzere birçok gösterici güvenlik güçlerinin açtığı uyarı ateşi nedeniyle yaralanmıştır. 24 Şii gruplara göre, yönetim barışçıl amaçlı ve düşük düzeyli sokak olaylarına karşı orantısız ve çok sert karşılık vermekte ama bu yöntemler aslında ülkedeki demokratik gelişim ve istikrarın temelini dinamitlemektedir. 25 Zaten 2010 yılı Ağustos ayında yaklaşan seçimler nedeniyle ısınan iç siyasal atmosfer beraberinde daha fazla sokak gösterilerini getirdi ve bu gösteriler esnasında büyük Şii partilere mensup 250 ye yakın muhalif gösterici tutuklandı. Bunlar arasında muhalif el-hak partisi liderlerinden Abdulcelil el-singace de vardı ve Abdulcelil yönetime karşı bir darbe girişiminde bulunmakla suçlandı. 26 Ağustos ayında tutuklanan ve aralarında Şii muhalefetinin önde gelen isimlerinden Abdulcelil el-singace ve Abdulganieal-Kanjar ın da bulunduğu 250 göstericiden 23 muhalif eylemci mahkeme tarafından terörizm ve şiddet olaylarına sebebiyet verme ve bu olaylara katılma, bunun yanı sıra hükümete karşı darbe girişimi suçlamalarıyla çeşitli cezalara çarptırıldı. 27 Bundan bir ay sonra Ulusal İslami Uyum Birliği (The Islamic National Accord Association) nin lideri olan Şeyh Ali Salman, seçimler öncesinde ülkede, Sünni Kraliyet ailesi ve ortaklarının ekonomi ve siyasi düzendeki hâkimiyetlerinin son bulmasını isteyerek, seçimlerin bu anlamda çok çetin geçeceğinin sinyallerini de vermiş oldu. Şeyh Salman, ayrıca muhalefetin İran ın bir uzantısı olduğu ve hükümeti darbeyle devirmeyi amaçladığı iddialarını da reddetti. 28 Bu olaylar göstermektedir ki Bahreyn, Tunus ta başlayan ve bütün Arap dünyasını saran gösteri ve ayaklanmalar sürecinden çok daha önce sokak gösterileri ve rejim değişikliği taleplerine zaten sahne olmuş, 2010 yılı seçimlerine de böyle bir ortamda girmiştir. Ülkede 2006 seçimlerinden sonraki ilk genel seçimler ilk turu 23 Ekim 2010, ikinci turu da 30 Ekim 2010 tarihinde olmak üzere 29 yukarıda bahsedildiği gibi bazı muhalif grupların boykot çağrıları ve muhalif siyasiler ve eylemcilerin tutuklanmalarının gölgesinde yapılmıştır. 30 Parlamentonun halkoyuyla belirlenen alt kanadının yenilendiği son seçimlerin 23 Ekim de yapılan ilk turunda, parlamentodaki en büyük gruba sahip olan el-vifak Partisi oylarını 2006 seçimlerine göre biraz artırarak sandalye sayısını 18 e çıkarmıştır. El-Vifak ın boykot çağrılarına rağmen, toplam 31 sandalyenin kesinleştiği ilk turda böyle bir sonuç elde etmesi ilginç gelebilir. Ancak bu sonuçta, seçimler öncesi güvenlik güçlerinin Şii gruplar üzerinde uyguladığı baskının etkili olduğu söylenmektedir. 31 Sünni partilerin önemli ölçüde oy ve sandalye kaybettiği seçimlerin ilk turunda bu kayıplardan sadece birini el-vifak alırken diğer sandalyeleri bağımsız Sünni adaylar kazanmıştır. 32 İlk turda kesinleşmeyen 9 sandalye için ise seçimlerin ikinci turu 30 Ekim tarihinde yapılmış, bu turun sonunda el-asala Topluluğu 2 ve Müslüman Kardeşler (el-minbar) Topluluğu da 2 ilave sandalye kazanırken

468 ORTADOĞU YILLIĞI 2011 geriye kalan 5 sandalye ise bağımsız adaylarca paylaşılmıştır. 33 2010 seçimlerinin her iki turu sonunda, 2006 seçimlerine göre, Şii el-vifak parlamentodaki üye sayısını 17 den 18 e çıkarırken, Sünni partilerden el-asala nın sandalye sayısı 5 ten 3 e, el-minbar ın ise 7 den 2 ye düşmüştür. Geriye kalan 17 sandalyenin tamamı bağımsız Sünni adaylar tarafından kazanılmıştır. 34 Sonuç olarak, 2010 seçimlerinin sonunda Sünni siyasal toplulukların oy ve sandalye kayıplarına rağmen, bağımsızlarla beraber hükümet yanlısı Sünni kesimin, 9 u 30 Ekim de yapılan ikinci tur seçimlerde olmak üzere, toplam 22 sandalye kazanarak parlamentoda çoğunluğu ellerinde tutmaya devam ettiklerini görüyoruz. Ancak bu sonuca karşı Sünniler ve Bahreyn Yönetimi karşısında, seçimlere hile karıştırıldığını iddia ederek siyasal düzenden uzaklaşan bloklaşmış bir Şii grubu ile gerilmiş bir siyasal ortam bulmuştur. Şiiler, 2010 seçim sonuçlarına ilişkin tatminsizliklerini her platformda dile getirmiş ve el-vifak lideri Şeyh Ali Selman ın da iddia ettiği gibi, sonuçları etkileyebilecek sayıda kişinin seçimlerde oy vermesinin engellendiğini ileri sürerek 35 ülkedeki ortamı daha da gerginleştirmişlerdir. Böyle bir siyasal ortamda da ülke, çok kısa bir süre içinde Tunus ta ilk kıvılcımı ortaya çıkacak Arap Baharı yangınına karşı çok kırılgan bir şekilde tutuşmaya hazır bir saman yığını gibi savunmasız bir görüntü arz ediyordu. Buna bir de seçimlerden önce ve sonra Sünni gruplar ve yönetim çevrelerinde, olayların arkasında, bölgedeki Şii nüfus üzerinde ideolojik ve siyasal olarak etkili olan İran ın bulunduğu iddiası ve bu görüşün taraflar arasında sorunu daha da derinleştirmesi eklenince, Bahreyn in toplumsal ve siyasal olarak patlaması için sadece küçük bir kıvılcım gerekiyordu. Bu kıvılcım da çok geçmeden ülke dışında Tunus ve Mısır Ayaklanmaları ile ortaya çıkacak ve Bahreyn i 2011 oaylarının ateşine atacaktır. Arab Baharı ve Bahreyn: 2011 Ayaklanması Bahreyn de uzun yıllar yönetim karşıtı küçük çaplı sokak olaylarının olduğundan ve bu bağlamda meydana gelen yakın olaylardan az önce bahsetmiştik. Bir bütünlük arz etmesi açısından 1990 ların başından beri ülkede meydana gelen rejim karşıtı eylem ve gösterilerle 2011 yılına gidilen süreçte meydana gelen önemli gelişmeleri ana hatlarıyla hatırlatmak faydalı olacaktır. Daha önce belirtildiği gibi Bahreyn bağımsızlığını 1971 yılında İngiltere den almıştı. Ülkede bağımsızlığın ilk yıllarında açık olan parlamento bağımsızlıktan bir süre sonra 1975 yılında kapatıldı. Bu gelişme ülke yönetimini halktan uzaklaştırdığı gibi özellikle Şii çoğunluk arasında rahatsızlık yarattı. Bu tarihten itibaren de Sünni yönetime karşı Şii muhalefeti mahalle, camii ve mescitlerde yavaş yavaş gelişmeye başladı. Ülkede siyasal iktidara karşı ilk hareketler de 1990 lardan itibaren ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu bağlamda ilk önemli gösteri 1994 yılı Aralık ayında, Bahreyn parlamentosunun açılması için broşür ve ilan dağıttığı için tutuklanan Şii din adamı Şeyh Ali Salman ın salıverilme-

BAHREYN 469 si talebiyle yapılmıştır. Bu olay aslında, Bahreyn de o tarihteki ve şimdi hala devam eden halk-iktidar ilişkilerinde, parlamentonun Şiiler için siyasal sürece katılmaları bağlamında ne kadar önemli olduğuna da işaret etmektedir. Bu gerginlik daha sonra 1995 yılı Nisan ayında Salman ve iki diğer din adamının ülke dışına çıkarılması ile daha da tırmanacak ve sorun ülke sınırlarının da dışına Bahreyn rejimi eliyle taşınmış olacaktır. 1995 yılı Nisan ayında ise aralarında Şiiler arasında etkili olan Şeyh Abdülemirel-Jamri nin de bulunduğu üç Şii din adamı daha tutuklanmıştır. Bu tutuklamalar ülkede yeni olayları tetiklemiş ve bu olaylarda bir kişi ölürken 16 kişi de yaralanmıştır. 36 Ülkede siyasal tutukluların salıverilmesi ve parlamentonun açılması için beş ay boyunca süren olaylardan sorumlu olarak tutuklu bulunan Şeyh Abdülemir aynı yılın Eylül ayında serbest bırakılmış olsa da ülkede Sünni-Şii gerginliği ortadan kaldırılamamıştır. 1996 yılı Ocak ayında ise, Bahreyn İçişleri Bakanlığı yine aralarında Şeyh Abdülemir in de bulunduğu sekiz muhalif lideri bakanlığa çağırarak bu kişileri camii ve mescitleri yönetime karşı eylemleri organize etmek için kullanmamaları konusunda uyarmış ve tutuklamakla tehdit etmiştir. Daha sonra Bahreyn Ordusu gösterileri tamamen sona erdirmek için hazır olduğunu açıklamış ve ülkede sıkıyönetim talebinde bulunmuştur. Bunu takiben Şeyh Abdülemir ve beraberindeki sekiz muhalif lider protestoları yönlendirdikleri nedeniyle yeniden tutuklanmıştır. Ülkedeki bu gerginlikler ve olaylar devam ederken, 1999 yılında Bahreyn de bir dönem daha, Emir Şeyh İsa el-halife nin ölümüyle sona ermiştir. Babasının yerine geçen Şeyh Hamid bin İsa el-halife, daha başlangıçta ülkede muhalefetin uzun süredir beklediği reformları yapacağının işaretini vermiştir. Onun çabalarıyla Bahreyn de 2001 yılı Şubat ayında ilk ciddi reformlar tarihi bir referandumla kabul edilmiştir. Bu referandumla ülkedeki sıkıyönetim hali kalkmış ve bağımsızlıktan beri ülkenin siyasal yönetim tarzı olan Emirlik kaldırılarak ülke Kraliyet dönemine girmiştir. Ülkede rejim üzerinde yapılan bu isim değişikliği dışında daha köklü reformlara da girişilmiştir. 2002 yılı Şubat ayında Bahreyn de mahalli seçimlerin Mayıs ayında, 1975 yılında parlamentonun kapatılmasından beri yapılmayan genel seçimlerin de Ekim ayında yapılacağı ilan edilmiştir. İlan edildiği gibi Ekim ayında muhalefetin boykotuna rağmen ülkede uzun süre yapılmayan genel seçimler yapılmış ancak taraflar arasındaki siyasal gerginlikler son bulmayarak sadece yeni bir döneme girmiştir. Bunun nedeni, muhalefet arasında var olan, yapılan seçimlerin parlamentonun ikili yapısından kaynaklanarak ülkedeki temsil sorununu çözmeyeceği, inancıdır. Çünkü seçimlerle parlamentonun alt kanadına seçilen üyeler, bir yandan sayıca parlamentoda toplam üyelerin sadece yarısına denk geldiği gibi, öte yandan da siyasal güç ve yetki bakımından Kral tarafından atanarak oluşturulan parlamentonun üst kanadının gerisinde konumlandırılmış bulunmaktaydı. Böyle bir ortamda yapılan siyasal reformlar ve seçimler gerçekten de çok anlamlı değildi.

470 ORTADOĞU YILLIĞI 2011 Bahreyn de seçimler sonrası ilk önemli gösteriler 2004 yılı Mayıs ayında meydana gelmiştir. Bu gösterilerde yaralanmalar olması üzerine bu olaylar İçişleri Bakanının görevden alınmasıyla sonuçlansa da sokakların tansiyonu düşmeyecektir. 2006 yılına gelindiğinde ise, Kasım ayında ülkede yeni dönemin ikinci genel seçimleri yapılacak ve 40 kişilik seçilmiş mecliste ana Muhalif Şii grup 17 üyelik kazanacaktır. 2010 yılında üçüncüsü yapılan genel seçimler öncesinde, çok sayıda Şii muhalif lider ülkede rejime karşı darbe hazırlığı yaptıkları gerekçesiyle tutuklanacak ve bu da seçimler öncesi siyasal tansiyonu iyice yükseltecektir. Yapılan seçimlerde de Şii muhalefet bir milletvekilliği daha kazanarak toplam temsilci sayılarını 18 e çıkaracaktır. Daha önce de bahsedildiği gibi yapılan son seçimler ülkede muhalefet için hiçbir sorunu çözmeyecek sadece taraflar arasında tansiyonun yükselmesine neden olacaktır. Görülmektedir ki, Bahreyn de 2001 yılı sonrası Kral tarafından başlatılan reformlara rağmen olaylar sürecek ve ülke 2011 yılına Arap Baharının da etkisiyle büyük risklerle girecektir. 2011 yılına geldiğimizde ise önce Tunus ta Ocak ayında yaşanan iktidar değişikliği, daha sonra aynı ay içinde Mısır da başlayan halk ayaklanması, Bahreyn de uzun yıllar Sünni yönetime muhalif olan ve ülkede çoğunluğu oluşturan Şii grupları büyük çaplı ve benzeri bir halk hareketi için cesaretlendirmiştir. 37 Böyle bir arka planın varlığında ve iki Kuzey Afrika ve Arap ülkesinde meydana gelen sokak olaylarının verdiği ilhamla, Bahreyn de muhalif gruplar Ocak ayından itibaren Facebook ve Twitter gibi sosyal medya ortamlarında, köklü siyasal reformlar için yönetim karşıtı bir hareket oluşturmaya başladılar. Sosyal medyadaki bu hareketlilik çok kısa bir süre sonra 14 Şubat Devrimi Gençliği adını alarak bütün Bahreynlileri yönetime karşı barışçı sokak gösterilerine çağıran bir harekete dönüştü. Bu grup, gösteriler öncesi kendisini hiçbir siyasal oluşum ya da hareketle ilişkide olmayan ve taleplerini her türlü dini, mezhepsel ve ideolojik temelden uzak tutan yeni bir toplumsal hareket platformu şeklinde tanıtarak halk nezdinde mümkün olduğunca geniş destek bulmayı amaçlamış 38 ve bunda da başarılı olmuştur. Bahreyn halkını 14 Şubat günü 39 büyük bir gösteri için sokağa davet ettikleri manifestolarında, ülkenin anayasasının yeniden yazılması ihtiyacını, ülkede o ana kadar meydana gelmiş tutuklama, işkence, gözaltında yapılan insan hakları ihlalleri, yapılan haksız kamulaştırma tedbirleri gibi her türlü ekonomik, toplumsal ve siyasal hak ihlallerinin soruşturulması gereğini, bunun için de bağımsız ve tam yetkili bir birimin kurulması taleplerini açıkça ilan ettiler. 40 Bu gelişmelerden hemen sonra Bahreyn de 2011 olayları, 14 Şubat a giden günlerde Şiilerin yoğun olarak bulunduğu bazı yerleşim yerlerinde küçük gösteriler olarak başladı. 14 Şubat ı da beklemeden 11 Şubat günü Mısır dan gelen Hüsnü Mübarek in görevden ayrıldığı haberi, sokakların heyecan ve ateşini artırmaya yetti. Bu haberle cesaretlenen Bahreynli muhalifler halka çağrılarını tekrarladılar. 41 Bunun üzerine de Bahreyn de 14 Şubat öncesi

BAHREYN 471 güvenlik birimlerinin tedbirleri had safhaya çıkarıldı. Buna rağmen ülkede beklenen büyük gösteriler planlandığı gibi 14 Şubat tarihinde Manama sokaklarında başladı. Başlangıçta, siyasal etkinliği zayıf olan Hak Hareketi ve Bahreyn Özgürlük Hareketi gibi marjinal partilerin desteklediği gösterilere, başlangıçta açıktan destek vermemiş olan el-vifak gibi büyük siyasal gruplar da, olaylara polisin sert ve orantısız müdahalesi sonrasında açıktan destek vermeye başlamış, bu da gösterilere ivme kazandırmıştır. Olayların daha ilk gününde polisin göstericilere karşı kullandığı biber gazı ve plastik mermi sonucu bir protestocu hayatını kaybetmiş, çok sayıda gösterici ve polis de yaralanmıştır. Bu gelişmelerden bir gün sonra Kral Halife nin televizyonda gösterilerde hayatını kaybedenler için üzüntüsünü beyan etmesi olayların hızını ve sokakların hararetini düşürmeye yetmemiştir. 42 15 Şubat günü ise bir gün önce ölen göstericinin cenazesinde toplanan kalabalığa polisin sert müdahalede bulunması sonucu bir kişi daha ölmüş ve 25 kişi de yaralanmıştır. Bunun üzerine parlamentodaki en büyük muhalif grup olan el-vifak üyesi milletvekilleri parlamentodan topluca istifa ettiklerini açıklayarak olaylara karşı yönetimin aldığı sert tutumu protesto etmiştir. 16 Şubat günü başkent Manama nın en büyük merkezi olan İnci Meydanı nda binlerce kişinin toplanması bu tarihten sonra bu meydanı Bahreyn gösterilerinin sembolü haline getirmiştir. 17 Şubat ta polisin İnci Meydanı na gece yaptığı baskın ve müdahalede dört gösterici daha hayatını kaybetmiş, 600 den fazla kişi yaralanmış ve 70 kişi de kaybolmuştur. Bu nedenle 17 Şubat günü Kanlı Perşembe olarak isimlendirilmiştir. 18 Şubat ta ise, polisin Manama daki göstericilerin üzerine ateş açması sonucu çok sayıda gösterici yaralanmış ve aynı gün, olayların iyice büyüdüğünü fark eden yönetim siyasal reformlara yönelik olarak ulusal diyalog için çağrıda bulunmuştur. Bu çağrıya rağmen bir gün sonra göstericiler, asker ve polisin sokaklardan çekilmesinin de etkisiyle yeniden İnci Meydanı nı doldurmuşlardır. 22 Şubat ta, Kral Hamad Şii siyasi tutukluların serbest bırakılması kararını almış ancak bu da olayların önünü kesememiş, aynı gün Şehitler için Yürüyüş sloganıyla o zamana kadar ki en büyük protestolar 200 bin kişinin katılımıyla Manama da yapılmıştır. O gün sadece İnci Meydanı ndaki göstericilerin sayısının 150 binin üzerinde olduğu tahmin edilmektedir. 43 Şubat ayının sonuna doğru yine Kral, sosyal alan ve konulardan sorumlu bakanları görevden alarak siyasi bir taviz daha vermiş ve göstericilerin önünü kesmek istemiştir. Buna rağmen iskan, sağlık, su ve enerji bakanlarının görevden alınmasını yetersiz bulan Şii gruplar gösterilerini Mart ayına taşımışlardır. 2 Mart günü ise başkent Manama, sayıları yüz binleri bulan hükümet yanlısı göstericilerin eylemlerine sahne olmuştur. 3 Mart günü yine Sünni ve Şii gençler arasında Hamid kasabasında çatışmalar kaydedilmiştir. 6 Mart günü göstericiler başbakanın istifasını ve hatta kraliyetin kaldırılarak Bahreyn de demokratik bir sistemin kurulmasını talep etmişlerdir. 12 Mart ta Amerikan Savunma Bakanı Robert Gates Bahreyn i ziyaret ederek yönetime temel siya-

472 ORTADOĞU YILLIĞI 2011 sal reformlar için göstermelik bir çağrıda bulunmuştur. Çünkü, Bahreyn dahil bir çok Ortadoğu ülkesinde ABD, bu ülkelerdeki yönetim tarzları, siyasal reform ihtiyacı ya da siyasal ve sosyal şartlarla değil, Amerikan çıkarlarını temin eden ikili ilişkilerle ilgilenmiştir. Bu nedenle, Obama yönetimi (daha önceki yönetimler de dahil) olaylardan önce olduğu gibi olaylardan sonra da bu ülkelerdeki demokrasi, insan hakları ve iktisadi ve sosyal gelişme taleplerine kulağını tıkamış, barışçıl gösterilere karşı alınan sert ve acımasız tedbirlere tepkisiz kalmıştır. Hatta Obama Yönetimi olayların bu hararetli döneminde açıkça Bahreyn rejiminin yanında yer aldığını ifade etmekten de çekinmemiştir. Bu nedenle Gates in bu ziyaretini, yönetimi reform için zorlamaktan çok, reform için sokaklara dökülen yığınlara karşı rejimi desteklemek ve rejimin devamı için gerekli tedbirleri görüşmek için yapılmış bir ziyaret olarak algılamak daha sağlıklı olacaktır. Zaten Gates in ziyaretinden bir gün sonra Manama da polis göstericilere müdahaleye devam etmiş ve biber gazının ve plastik mermilerin kullanıldığı bu müdahalede onlarca kişi yaralanmış ve hastanelik olmuştur. 13 Mart tarihinde ülkedeki olaylar mezhep çatışmasına varacak şekilde genişlemiş, Bahreyn Üniversitesi nde Şii ve Sünni gençler arasında çatışmalar kaydedilmiştir. Aynı gün polis İnci Meydanı ndaki göstericilere yeniden sert müdahalede bulunmuştur. 14 Mart ta ise, Gates in ziyareti için yukarıda kullandığımız değerlendirmeleri doğrulayacak şekilde, Suudi Arabistan Bahreyn e zırhlı birlikler sevk etmeye başlamış ve bu da şimdiye kadar büyük ölçüde bir iç sorun olan Bahreyn gösterilerini bölgesel ve uluslararası bir boyuta taşımıştır. Suudi Arabistan bu kararını Bahreyn den gelen yardım çağrısına dayandırmaya çalışsa da, ABD Savunma Bakanı nın bölgeye yaptığı ziyaret durumu daha açıklayıcı görünmektedir. Bu olayda Amerikan etkisinin altını çizerken Bahreyn ve Suudi Arabistan arasındaki yakın savunma işbirliğini göz ardı etmemek gerekmektedir. Zaten, Bahreyn e gelen Suudi ve diğer Körfez ülkelerinin birlikleri iki ülke arasında 1986 da tamamlanan Kral Fahd Karayolu köprüsünü kullanarak ülkeye ulaşmış ve 1.000 kişilik Suudi birliğine Yarımada Kalkanı Gücü kapsamında Birleşik Arap Emirlikleri nden 500 polis ile Kuveyt ten de deniz birlikleri eşlik etmiştir. 44 Ülkeye Körfez ülkelerinden birliklerin sevkinden hemen sonra 15 Mart tarihinde, başkent Manama da bir yerleşim yerinde iki yüzden fazla kişi polisin açtığı ateş sonucu yaralanmış ve bu olay o ana kadarki en şiddetli müdahalelerden biri olarak kayıtlara geçmiştir. Bu gösterilerde bir de polis memuru hayatını kaybetmiştir. Aynı gün Bahreyn yönetimi ülkede üç aylık olağanüstü hal ilan etmiş, olayların bastırılması için alınan tedbirler artırılmış ve müdahaleler yoğunlaşmıştır. 45 16 Mart tarihinde polisin Körfez ülkelerinden gelen birliklerin de verdiği destekle, tanklar ve helikopterler eşliğinde, ayaklanmanın sembol yeri olan İnci Meydanı na nihai ve çok sert bir müdahalede bulunmuş bu olaylarda da ikisi polis olmak üzere beş kişi hayatını kaybetmiş ve çok sayıda polis ve gösterici de yararlanmıştır. Aynı gün polis, başkent

BAHREYN 473 Manama nın değişik ve kritik cadde ve binaları etrafındaki göstericileri bütün imkanlarını kullanarak dağıtmıştır. 46 Bu son müdahalelerde polisin hastane ve sağlık kuruluşlarına yaptığı baskınlar ilgili Birleşmiş Milletler birimleri tarafından da eleştirilmiştir. Bahreyn deki siyasal huzursuzluk ve en son ülkede meydana gelen olaylarda etkisinden açıkça söz edilen İran, yönetimin bu sert tavrı ve müdahalesi üzerine Cumhurbaşkanı Ahmedinejad ın ağzından yapılan sert müdahaleyi protesto etmiş ve Bahreyn i İsrail ve ABD çıkarlarına hizmet etmekle suçlamıştır. 17 Mart günü muhaliflerin altı lideri gözaltına alınmış ve gösterilere yönetimin yaptığı müdahale daha da sertleşerek 18 Mart günü İnci Meydanı ndaki sembolik anıt güvenlik güçleri tarafından ortadan kaldırılmıştır. Meydan, Körfez ülkelerinden gelen birliklerin verdiği güçlü destek ve aşırı bir güç kullanımı ile tamamen göstericilerden temizlenmiştir. Mart ayının geri kalanında, ilan edilen yasağa rağmen gösteriler Manama nın bazı bölgelerinde eylemlerine devam etmiş, 25 Mart tarihinde polisin müdahalesi hastanelerde tedavi gören yaralıların gözaltına alınmasına kadar varmıştır. Mart ayındaki olaylar ve olaylara güvenlik güçlerinin yaptığı müdahaleler esnasında 122 kişinin ortadan kaybolduğuna dair iddialar ortaya atılmış, bunlardan bazılarının daha sonra gözaltında öldüğü açıklanmıştır. 47 Bu arada Bahreyn de yapılması planlanan Formula 1 yarışları, ülkedeki kaos, yönetimin göstericilere karşı tavrı ve insan hakları ihlalleri gerekçesiyle 10 Haziran tarihinde iptal edilmiştir. 48 Ülkede, olaylara Mart ayı ortasında yapılan sert müdahaleden sonra gösteriler hızını kaybedecek ve rejim gösteriler esnasında gözaltına aldığı göstericileri yargılamaya başlayacaktır. Bu şekilde Bahreyn olayları Nisan ayından itibaren yeni bir evreye girmiş olmaktadır. Ülkede yer yer devam eden gösterileri ve göstericileri yıldırma politikasının bir parçası olarak hızlandırılan yargılamalarda ilk kez 28 Nisan tarihinde göstericilerin önderlerinden dördüne olaylarındaki öncü ve belirleyici rolleri ile özellikle iki polis memurunun ölümündeki sorumluluklarından dolayı ölüm cezası verilmiştir. 49 22 Haziran tarihinde ise göstericilerin önderlerinden sekiz kişi daha olaylardaki rollerinden dolayı ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştır. 50 Yapılan bu yargılamalara rağmen ülkede sosyal rahatsızlık ve olaylar küçük ölçeklerde de olsa yaz ayları boyunca devam etmiştir. Sonbahara gelindiğinde ise, 28 Eylül tarihinde özel bir mahkeme, olaylarda yaralanan göstericilerin tedavisinde görev alan 20 Şii sağlık mensubunu gösterilere destek verdikleri gerekçesiyle beş ile 15 yıl arasında değişen farklı hapis cezalarına çarptırmıştır. 51 Bu karar sadece ülkede değil birçok uluslararası sivil toplum örgütünde de tepki çekmiştir. 52 7 Ekim günü, yine bir gösterici çocuk, polisin açtığı ateş sonucu hayatını kaybetmiştir. Bu olay, el-vifak a göre, son iki ayda polis ateşi sonucu kaydedilen üçüncü ölümlü gelişmedir. Bağımsız kaynaklardan Uluslararası Af örgütü verilerine göre, Bahreyn de 2011 yılı gösterilerinde 20 gösterici hayatını kaybetmiş, 3.000 gösterici gözaltına alınmıştır ve bunlardan 700 gösterici halen tutuklu durumda bulunmaktadır.

474 ORTADOĞU YILLIĞI 2011 Bu arada, Bahreyn Yönetimi bir yandan da olayların soruşturulması ve ülkede siyasal reformların hızlandırılması için yapılan çağrılara cevaben bazı çabalarda bulunmuştur. Ancak, 29 Temmuz 2011 de, ulusal diyalog çabaları kapsamında açıklanarak Kral a sunulan ve adil ve bağımsız yargı, seçilmiş bir hükümet ile yetkileri artırılmış bir parlamento içeren reform programı el-vifak grubu tarafından yeterince ciddi bulunmamış ve eleştirilmiştir. el Vifak, zaten diyalog sürecinin sorunları çözme yolunda ciddiyetini kaybettiği gerekçesiyle 2 Temmuz da katıldığı süreçten 17 Temmuz da çekilmiştir. Ancak bu çalışmalar, rejimin ya da hükümetin sembolik düzeyde de olsa olayları soruşturdukları ve yargılama işlemlerinin tarafsızlığına önem verdikleri izlenimini destekleyici bazı küçük adımların ötesine geçememiştir. Ancak bir yandan da daha bağımsız uluslararası bir komisyonun çalışmasına izin verilmiştir. Bu bağlamda olayları soruşturan Bahreyn Bağımsız Soruşturma Komisyonu, güvenlik güçlerinin olayları bastırmada ölçüsüz güç kullandığı ve olaylar esnasında bazı göstericilere işkence uygulandığı sonucuna vardığı raporunu 23 Kasım da açıklamıştır. Daha sonra Kral tarafından da kabul edilerek tanınan bu rapor ile bağımsız komisyonun ve Kral ın tutumunu ülkede sorunların çözümü yolunda pozitif bir adım olarak değerlendirmek gerekmektedir. Aslında Kralçok kısa bir süre sonra, 2012 yılı başında, seçilmiş meclise daha fazla yetki veren anayasal reformların önünü de açacaktır; ancak bu reformlar da muhalefetin beklentilerini karşılamayacaktır. Ülkede 2012 yılı başlarında da gösteriler devam edecek ve 13-14 Şubat 2012 tarihlerinde 2011 Olaylarının yıl dönümünde Bahreyn sokakları yeniden karışacaktır. Ülkede sokak gösterileri ve çatışmalar halen küçük ölçekli olarak devam etmektedir. Arap Baharı nın Gölgesinde Bahreyn-Türkiye İlişkileri Uzun bir geçmişi olan Türkiye-Bahreyn ilişkilerinde yeni bir dönem, 2009 yılında Bahreyn in Türkiye deki temsilciliğini büyükelçilik düzeyine çıkarması ile başlamış bulunmaktadır. Bundan önce de Kral Hamad bin İsa el-halife 2008 Ağustos ayında Türkiye yi ziyaret etmiş ve bu ziyaret ikili ilişkilerin geliştirilmesi için önemli bir adım olmuştur. 53 Bu ziyaretten sonra gelişme eğilimine giren ekonomik ve ticari ilişkiler alanında, Türkiye-Bahreyn Karma Ekonomik Komisyonu nun 5. Dönem Toplantısı 2009 yılında, 1990 yılında imzalanan Ekonomik, Endüstriyel ve Teknik İşbirliği Anlaşmasına dayanarak toplanan Ortak Komisyonun beşinci toplantısı 17-20 Şubat 2010 tarihlerinde ve son olarak da Türkiye-Bahreyn İş Konseyi toplantılarının dördüncüsü de 16 Ocak 2011 de Manama da yapılmıştır. Bu toplantılara katılım, ilgili birimlerindeki yetkililer bağlamında her iki ülke için en üst düzeyde gerçekleşmiştir. Bahreyn le ekonomik ilişkilerin geliştirilmesinde sadece devletin değil, Türk özel sektörünün de önemli adımlar atmış olduğunu görüyoruz. Bahreyn de şimdiye kadar Türk bankalarından Yapı Kredi Bankası, Halk Bankası, Finansbank, Denizbank, İş Bankası, ING Bank, Kuveyt-Türk Yatırım Ortaklığı, Vakıfbank ve Türkiye Sınai ve Kalkınma Bankası şubeler açarak

BAHREYN 475 Türkiye-Bahreyn ekonomik ilişkilerinin gelişmesi için gerekli olan altyapıyı kurmuş bulunmaktadır. Ancak, Türkiye ve Bahreyn arasındaki ticari ilişkiler 2008 yılından itibaren küresel ekonomik krizden önemli ölçüde etkilenmişken, bir de 2011 yılında patlak veren sokak gösterileri ve ayaklanma, bu sürece ayrıca zarar vermiştir. Türkiye nin Bahreyn e ihracatı, 2007 yılında 76 milyon dolar iken, 2008 yılında 308 milyon dolara çıkmış, ancak 2009 yılında çok keskin bir düşüşle 114 milyon dolar seviyesine gerilemiştir. 2010 yılında ise biraz düzelerek 172 milyon dolar civarına yükselen ihracatımız, 2011 yılında yeniden 160 milyon dolar düzeyine gerilemiştir. Bu ülkeye olan ihracatımızda 2008 yılındaki düşüşte küresel ekonomik krizin etkisiyle başta demir-çelik ürünleri olmak üzere emtia fiyatlarındaki gerileme ve talepte yaşanan düşüş rol oynamıştır. 54 2011 yılındaki düşüşte de kuşkusuz 2011 yılı olayları etkili olmuştur. Bahreyn den yaptığımız ithalat ise, 2009 yılında 24,3 milyon, 2010 yılında 71,6 milyon dolar iken 2011 de ise önemli bir artış kaydederek 111,4 milyon dolar düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu artışta artan enerji fiyatlarının etkisi ile bazı sektörel ve bölgesel faktörler ekili olmuştur. Bu nedenle bu ülkeyle ticaretimizde 2010 yılında 100 milyon dolar fazla verilirken 55 bu dış ticaret dengesi 2011 yılında 48,9 milyon dolara gerilemiştir. 56 Bahreyn le ikili ticaretimizin son yıllardaki seyri aşağıdaki tabloda ayrıca gösterilmektedir. Tablo 1: Türkiye-Bahreyn Ticareti 2007-2011 (milyon dolar) 57 2007 2008 2009 2010 2011 Ticaret hacmi 196 403,7 138 243,477 271,8 İhracat 76,6 308,2 113,7 171,795 160,4 İthalat 119,4 95,5 24,3 71,682 111,4 Denge - 42,8 +212,7 +89,4 +100,113 + 48,9 Ancak, ülkede barış ve huzur temin edildiği takdirde Türk firmaları ve yatırımcıları için Bahreyn önemli bir fırsat alanı olacak potansiyele sahiptir. Şimdiye kadar Bahreyn de Türk firmaları tarafından üstlenilen yatırımların miktarı 281 milyon doları aşmış bulunmaktadır. Bahreyn e giden doğrudan Türk yatırımı miktarı ise 2010 yılında 116 milyon doları bulmuştur. Türkiye-Bahreyn ilişkileri bağlamında, Arap Baharı gelişmelerine yönelik dış politikada Ankara nın karşı karşıya kaldığı zor pozisyondan da bahsetmek gereklidir. Türkiye, Arap Baharı olayları başlamadan yakın ilişkiler kurduğu Ortadoğu ülkelerindeki olaylarda kendisini birden bire rejimlerle halk arasında bulmuştur. Bu durum, her türlü engellemelere rağmen kendisi de halkın desteği ve demokratik seçimlerle iktidara gelen ve iktidarda kalan AK Parti hükümeti ve liderleri için, dış politika alanındaki en büyük ikilemi

476 ORTADOĞU YILLIĞI 2011 teşkil etmektedir. Ankara genel olarak Arap Baharı ayaklanmalarında küçük tereddütlerle de olsa halkların yanında yer aldığını ilan etse de, Bahreyn deki gösterilerde siyasal ve ekonomik nedenlerle ve sorunun Körfez ülkelerinin tamamını ilgilendirmesi nedeniyle, soruna yakın bir politika izlememeyi bir kaçış yolu olarak tercih etmek zorunda kalmıştır. Bu politika sadece Türkiye nin bir uygulaması değil ABD ve Avrupa ülkeleri dahil olmak üzere bütün Batının yaklaşımı olmuştur ve dış politika alanında ilkelerin değil çıkarların belirleyici olduğunu bir kez daha örneklemiştir. Her türlü nedene rağmen Bahreyn üzerindeki bu duruş çok tarihi bir tutarsızlığı yansıtmakta, ancak bu durum siyasal iktidarın bilinçli bir tercihinden çok, ülke ve bölge gerçeklerinden kaynaklanmaktadır. Sonuç Bahreyn 2011 yılında, ülkede meydana gelen olaylar nedeniyle, Ortadoğu ve Körfez de önemli bir ilgi odağı olmuştur. Sonuç olarak 2011 yılı Bahreyn Olayları, Arap Baharı sürecinde meydana gelen ve bölgesel ve uluslararası boyutlarıyla geniş etkileri olan bir gelişmedir. Bahreyn deki olaylar sadece bir iç siyasal gelişme olarak kalmamakta ve etkileri ülke sınırlarının ötesine çıkan bir önem taşımaktadır. Ülkede rejime karşı ayaklanan Şiiler İran tarafından desteklenirken, azınlıkta olan Sünnilerle yönetimde bulunan Sünni kraliyet ailesi ABD, İngiltere, Suudi Arabistan ve Türkiye tarafından desteklenmektedir. Arka planı itibariyle Arap Baharı gelişmelerinden çok önce başlayan ancak bu sürecin etkisiyle ileri bir boyuta erişen Bahreyn olaylarının şimdilik vardığı nokta, önce Tunus ta başlayan ve Mısır, Libya ve Yemen sırasıyla devam eden Arap Baharı süreci için bir duraklama olarak değerlendirilebilir. Sokaklara inen yığınların, açık rejim, demokrasi ve çoğunluğun yönetimde temsili, insan haklarına saygı, adil gelir dağılımı ile sosyal ve ekonomik şartların iyileştirilmesi gibi popüler istekleri, Bahreyn olayları bağlamında Arap baharının özünü ifade etmektedir. Ancak ülkede varılan aşama, adına Arap baharı dediğimiz ve Arap dünyasında önemli rejim değişikliklerine yol açan bölgesel gündem için de önemli bir geriye gidiş olmuştur. Bu geri gidiş ya da hayal kırıklığında başta ABD olmak üzere birçok demokratik ülkenin yanında, İran gibi bölgesel güçlerin de etkisinden bahsetmek gerekir. Bu ülkelerin özelde Bahreyn de meydana gelen olaylara karşı, genelde de Arap Baharının etkilediği ülkelere yönelik politikaları ironilerle doludur. Başta, İran kendi ülkesinde benzer taleplerle sokağa çıkan yığınlara karşı sert askeri ve polisiye tedbirlerle karşılık verirken Bahreyn de Şii göstericileri açıktan desteklemiştir. Aynı şekilde, Körfez de stratejik bir öneme sahip olan Bahreyn de mevcut yönetimin öteden beri yakın ilişkiler içinde bulunduğu ABD ve İngiltere gibi batılı ülkeler, başka ülkelerde sokak gösterilerini desteklerken, çıkarları gereği ve Körfez de statükonun devamı için Bahreyn olaylarında rejim yanlısı bir tutum içinde bulunmuşlardır. Bir başka