Batılı Medyanın Demokrasi Sınavı 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Batı medyası, olayın iç yüzünün araştırılması ve anlatımına değil, Erdoğan a yönelik eleştirilere ağırlık verdi 01.08.2016 / 16:58 15 Temmuz daki darbe girişiminin ardından Batı medyası, olayın iç yüzünün araştırılması ve anlatımındansa, Cumhurbaşkanı Erdoğan a yönelik eleştirilere ağırlık verdi. Göstericilere koyun, Türk hükümetine seçilmiş diktatörlük benzetmeleri yapan, Gülen ve takipçilerinin darbedeki rolünü sadece bir iddia olarak sunan Batı medyasındaki manipülasyon ve dezenformasyon örneklerini derledik. Darbe ihtimaliyle ilgili ilk ses getiren yazı, 21 Mart ta ABD'li Ortadoğu uzmanı Michael Rubin den geldi. 2002-2004 arasında Pentagon a danışmanlık yapan Rubin in Newsweek te de yayımlanan yazısında Türkiye de durum kötü ve daha kötüye gidiyor. Türkler ve Türk ordusu, Erdoğan ın Türkiye yi uçuruma sürüklediğini gün geçtikçe daha fazla anlıyor ifadelerini kullanmış; darbe yapması halinde Türk ordusunun zor duruma düşmeyeceğini öne sürmüştü. Darbe ihtimalinin eskisine göre dile getirilmediği Türkiye kamuoyunda bu yazının
yankı bulması üzerine, Genelkurmay Başkanlığı, 'ordu içindeki paralel yapı faaliyetleri' ve 'darbe yapılacağı' söylentilerine yanıt vermişti. Açıklamada, 'demokrasiye bağlılık' vurgusu yapılmış, "Hiçbir yasa dışı, emir-komuta hiyerarşisi dışı oluşum ve/veya harekete taviz verilmesi söz konusu değildir" ifadesi kullanılmıştı. Ancak darbeyi teşvik etmediğini, sadece analiz yaptığını söyleyen Rubin in dile getirdiği ihtimal, 15 Temmuz da gerçekleşti. Girişimin daha ilk saatlerinde Neden darbe Türkiye için umut olabilir? başlıklı bir yazı Rubin in imzasıyla New York Post ta yayımlandı. O sıralarda Amerikan Fox News kanalında konuşan Emekli Yarbay Peters Türkiye hakkında şöyle dedi: Darbe başarılı olursa İslamcılar kaybeder, biz kazanırız. Diğer yandan bir MSNBC muhabiri, Twitter da Bir Amerikan askeri kaynağı NBC Haber e Erdoğan ın uçağına İstanbul dan iniş izni verilmediğini, kendisinin Almanya dan sığınma talep ettiğini belirtti yazdı. Pek çok medya organı da bu bilgiyi doğru kabul ederek takipçileriyle paylaştı. İngiliz İşçi Partisi yanlısıdaily Mirror gazetesinin internet sitesindeki darbe girişimi haberinin başlığı hâlâ Türkiye
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ordunun darbeyi başlatmasından sonra ülkeden özel jetle kaçtı. Darbe girişiminin başarısız olmasının ardından internet sitesinde "Türkiye'nin son umudu da öldü" başlıklı makaleye yer veren Fox News gibi ABD li politikacılar tarafından da boykot edilen tartışmalı mecraları bir kenara bıraksak dahi, Batı medyasının prestijli kuruluşlarının, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan a yönelik eleştirileri, darbe girişiminin iç yüzünü araştırmak ve anlatmaktan önde tuttuğunu görüyoruz. Türkiye de Darbe girişiminde ikinci dalga olur mu? sorusu tartışılırken, Batı nın endişesi seçilmiş hükümetin otoriterleşmesi ydi. Seçilmiş diktatörlük, karşı darbe, otoriterlik İngiltere nin saygın gazetelerinden The Guardian ın 17 Temmuz daki editoryal yazısının başlığı Seçimle iş başına gelmiş diktatörlüğe dikkat edin oldu. Yazıda Askeri diktatörlük, bilinen en kötü hükümet biçimlerinden biri. Ancak seçilmiş diktatörlük de çok daha iyi sayılmaz; açık şekilde görülen tehlike, Türkiye nin o tarafa doğru yalpalaması ifadeleri kullanıldı. ABD nin önde gelen iki gazetesi olan New York Times ve Washington Post un darbe girişiminin hemen sonrasında, 16 Temmuz da Editoryal Kurul imzasıyla yayımladıkları iki yazının başlıkları, sırasıyla Türkiye deki karşı-darbe ve Erdoğan, otoriterliğini ikiye katlama arzusuna karşı çıkmalı oldu. New York Times ın yazısında 2003 ten beri otoriterliği artan Bay Erdoğan, ülkesini özlenen Müslüman demokrasi modeli vizyonundan uzaklaştırdı gibi ifadeler kullanıldı. Washington Post un yazısı ise Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye nin kibirli ve artarak otokratlaşan cumhurbaşkanı ifadesiyle başlıyor. Darbe-Gülen ilişkisi, Türk hükümetinin iddiası Fethullah Gülen ve Gülen e bağlı güvenlik güçlerinin darbe girişimindeki rolü, Batı medyasında daha çok Türk hükümetinin iddiası olarak yer aldı. Bu iddiaya dair kanıtlar ise oldukça az yer buldu. Ordunun Mustafa Kemal Atatürk ün mirasını ve seküler anayasayı darbe yaparak korumaya çalıştığı yönündeki ifadeleri yayımlayan bazı yayın organları, Gülen in darbe girişimindeki rolünü yok saydı. Patrick Cockburn un 17 Temmuz da Independent ta yayımlanan ve Gülen den bahsetmediği yazısının başlığı da, Erdoğan, başarısız darbe girişimini, laik Türkiye nin son izlerinden kurtulmak için kullanıyor oldu. Gülen Hareketi İslam ın en umut veren yüzlerinden biri
Fethullah Gülen in ABD deki oturma süresinin uzaması için referans mektubu yazan eski CIA yöneticisi Graham Fuller, darbe girişimi sonrasında da Huffington Post ta Gülen Hareketi İslam ın en umut veren yüzlerinden biri ifadesini kullandı. Fuller, Gülen in darbe girişiminin fikir babası olması ihtimaline inanmadığını belirtti. Darbecilerin kullandığı Yurtta Sulh Konseyi isminin Gülen e değil, Mustafa Kemal Atatürk e atıf yaptığını hatırlattı. 22 Temmuz tarihli yazıda, Cumhurbaşkanı Erdoğan ın darbe girişiminin hemen ardından muhalif ya da Gülen le ilişkisi bulunduğundan şüphelenilen herkese karşı Stalin tarzında muaazam boyutta tasfiye ve tutuklamalar başlattığı iddiasında bulunuldu. Fuller, Açık ki, Erdoğan bu olayı muhalefeti bastırmak ve böylece kendisi için istediği süper-güçlü başkanlık planlarını gerçekleştirmek için kullanacak ifadelerini de kullandı. Erdoğan ın Türk çoğulculuğuna karşı darbesi Darbe girişiminin ardından, Cumhurbaşkanı Erdoğan ın gücünü artırmasından ve bunun Türkiye ye etkisinden duyulan endişe, Batı için en önemli meselelerden biriydi. İngiliz devletinin medya organı BBC'nin internet sitesinde 21 Temmuz da yayımlanan yazının başlığı Recep Tayyip Erdoğan: Türkiye nin acımasız cumhurbaşkanı oldu. Yazıda Erdoğan otoriterlikle suçlanırken, Gülen için kendi isteğiyle ABD ye sürgüne giden, müttefiklikten hasımlığa geçen din adamı ifadesi kullanıldı. The Economist de 23 Temmuz tarihli yazısında Erdoğan ın intikamı başlığını kullandı. İlk cümlesi, Türklerin savunmak için hayatlarını riske attığı demokrasiyi, Türkiye nin cumhurbaşkanı tahrip ediyor olan yazıda, darbe girişimi sonrasındaki gözaltı ve işten çıkarmaların devletin güvenliğini koruma amacını aştığı iddia edildi.
The Economist teki yazıda, Bay Erdoğan muhalefetle ihaneti aynı kefeye koyuyor. Türk çoğulculuğuna karşı kendi darbesini ortaya koyuyor. Frenlenmezse ülkesini daha fazla çatışma ve kaosa sokacak. Bu; Türkiye nin komşuları, Avrupa ve Batı için ciddi bir tehlike anlamına geliyor. Türkiye bugün NATO ya girmek için başvursaydı, zorlanırdı. İttifakın kötüye giden bir üyeyi ihraç etmek gibi bir olanağı da yok ifadeleri kullanıldı. Independent ve komplo teorileri İngiliz Independent, darbe girişimini Erdoğan ın düzenlediğini iddia eden komplo teorilerine hemen yer verdi. 16 Temmuz da yayımlanan Adam Lusher imzalı yazıda, sosyal medya kullanıcılarının, darbe girişimini Hitler in muhaliflere baskı için kullandığı Reichstag yangınına benzettiği duyuruldu. Aynı yazıda, Fethullah Gülen için ABD de yaşayan ılımlı Müslüman din adamı, takipçileri için ise İnançlar arası diyalogu savunan ılımlı İslam savunucuları ifadeleri kullanıldı. Göstericilere koyun ve öfkeli kalabalık benzetmesi Batı medyası Gülen ve takipçilerine karşı yumuşak bir dil kullanırken, darbe karşıtları
için koyun ve öfkeli kalabalık gibi ifadelere yer verdi. New York Times, sitesindeki bir yazıyı Twitter da paylaşırken tırnak içinde şu ifadeleri kullandı: Erdoğan ın destekçileri koyun, ne derse desin onu takip ederler. Daha sonra New York Times, yazıda şu an yer almayan alıntının, makalenin önceki versiyonuyla ilgili olduğunu ileri sürdü. Koyun ifadesinin yer aldığı tweetini ise silmedi. Alev Scott un The Guardian da, Gönül Tol un New York Times ta yayınlanan yazılarında demokrasiyi koruyor denilerek övülen öfkeli kalabalıklar dan duyulan endişe ifade edildi. IŞİD le mücadele endişesi Batı için bir diğer endişe kaynağı da IŞİD le mücadele oldu. ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı Joseph Votel ve ABD Ulusal İstihbarat Direktörü James Clapper ın IŞİD le mücadele kapsamında ilişki içinde oldukları Türk askerlerinin bir kısmının hapse girmesinin, örgütle mücadeleyi sekteye uğratması endişesini, Batı basını paylaştı. Patrick Cockburn un Independent gazetesinde 30 Temmuz da yayımlanan yazısının ilk cümlesi; Türkiye nin istikrarsızlaşması IŞİD için iyi haber, çünkü Türk güvenlik birimleri kendilerini Gülencileri ele geçirmeye adadı oldu. Türk halkının çoğunun darbe girişiminin arkasında ABD nin olduğunu düşünmesinin yarattığı Amerikan karşıtı havanın, IŞİD ve Nusra Cephesi gibi örgütlerin işine yarayacağı ifade edildi. Türkiye, Suriye gibi oluyor
Independent ın 30 Temmuz tarihli birinci sayfasında Patrick Cockburn un yazısı 5 yıl önce Suriye'nin Türkiye gibi olabileceğini düşünürdüm. Şimdi Türkiye Suriye gibi oluyor başlığıyla tanıtıldı. Batı ya eleştiri zamanı Diğer pek çok örneğin aksine, Cockburn un son yazısında, Gülencilerin darbeyle ilişkisi ve Batı nın seçilmiş bir hükümetle askeri darbecilerin arasındaki farkı göz önünde bulundurmamasından duyulan rahatsızlık da yer aldı. İstanbul merkezli düşünce kuruluşu Kamusal Politika ve Demokrasi Çalışmaları Merkezi Araştırma Direktörü Sabiha Senyücel, Cockburn e, Batı nın Erdoğan a düşmanca, darbecilere ise ılımlı bir şekilde eleştiride bulunduğunu belirtti. Senyücel, MSNBC muhabirinin Erdoğan ın Almanya dan sığınma talep ettiği yönündeki tweetini
de hatırlattı. Ancak Senyücel inki gibi sesler, Batı da hâlâ pek duyulmuyor. Batı, Doğu yu kendi ezberleriyle anlamaya, anlatmaya ve böylelikle şekillendirmeye devam ediyor. Medyasında görülen dezenformasyon, manipülasyon ve darbeye teşvik gibi örnekler, Batı nın demokrasi kavramıyla ilişkisi hakkındaki sorunları bir kere daha ortaya koyuyor. Kaynak: Al Jazeera 2015 Mepa News Tüm Hakları Saklıdır! Kaynak Gösterilmeden Alıntı Yapılamaz! Tasarım ve Yazılım: Mepanews