ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Adnan Binyazar. Roman GÜNIŞIĞINA YOLCULUK KAÇIŞ. 1. basım. Resimleyen: Mustafa Delioğlu

Benzer belgeler
ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Adnan Binyazar. Roman GÜNIŞIĞINA YOLCULUK OKUL YILLARI. 1. basım. Resimleyen: Mustafa Delioğlu

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Öykü KURABİYE EV. Resimleyen: Burcu Yılmaz

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Cihan Demirci. Şiir ŞİİR KÜÇÜĞÜN. 2. basım. Resimleyen: Cihan Demirci

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Şiir BEZ BEBEKLE KUKLASI. 2. basım. Resimleyen: Burcu Yılmaz

KÜÇÜK UYKULAR BAHÇESİ

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Tanşıl Kılıç. Roman ŞEKERLİ SİNEK. 12. basım. Resimleyen: Vaqar Aqaei

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut GÜNAYDIN! GÜNAYDIN! Resimleyen: Burcu Yılmaz

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut. Öykü ASLAN KRAL KORK. Resimleyen: Sedat Girgin

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut. Bilmece ŞİPŞAK BİLMECELER DEYİM VE ATASÖZLERİ. 2. basım. Resimleyen: Ferit Avcı

ŞİMDİKİ ÇOCUKLAR HÂLÂ HARİKA

Tanşıl Kılıç ŞEKERLİ SİNEK. Resimleyen: Vaghar Aghaei

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Betül Tarıman. Öykü GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ. 2. basım. Resimleyen: Uğur Altun

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut. Öykü ORMANDAKİ DEV. 4. basım. Resimleyen: Reha Barış

Hazırlayan ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Şengül Karaca. Şiir HAİKU. 1. basım. Resimleyen: Sedat Girgin

Cem Akaş BUMBA İLE BİBU. Resimleyen: Reha Barış

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süreyya Berfe. Şiir ÇOCUKÇA. 2. basım. Resimleyen: Burcu Yılmaz

DESTANLAR VE MASALLAR. Samed Behrengi KÜÇÜK KARA BALIK. Masal. Çeviren: Haşim Hüsrevşahi resimleyen: Mehmet Sönmez

UFACIK TEFECİK KURBAĞACIK

Bilgin Adalı HEYECANLI KİTAPLAR. Serüven. Resimleyen: Mustafa Delioğlu SÜMBÜLLÜ KÖŞK

BÖCEK ORKESTRASININ MUHTEŞEM SINIFI

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Koray Avcı Çakman. Öykü FLAMİNGO GÜNLÜĞÜ. 1. basım. Resimleyen: Reha Barış

KIRMIZI KANATLI KARTAL

Delal Arya HEYECANLI KİTAPLAR. Serüven. Resimleyen: Mert Tugen YEDİ DENİZLERDE 2. 2 Basım İSKELET SAHİLİ NDEKİ SIR

UĞURBÖCEĞİ NİN MUTLULUK HAPLARI

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Çetin Öner. Roman GÜLİBİK. Çeviren: Aslı Özer. 26. basım. Resimleyen: Orhan Peker

İhmal Amca DESTANLAR VE MASALLAR BOYALI KIRLANGIÇ. Masal. Resimleyen: Turgut Keskin

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Can Göknil. Öykü ORMANDAKİ ARKADAŞ

MATBAACILIK OYUNCAĞI

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Zeyyat Selimoğlu. Öykü UYUMSUZ NURİ. 3. basım. Resimleyen: Kutlay Sındırgı

DESTANLAR VE MASALLAR. Muhsine Helimoğlu Yavuz HILE İLE DILE. Masal. KÜRT MASALLARI Resimleyen: Claude Leon

MAVİ KUŞU GÖREN VAR MI?

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Adnan Binyazar. Roman GÜNIŞIĞINA YOLCULUK VARIŞ. 1. basım. Resimleyen: Mustafa Delioğlu

BİZİM SOKAKTA ŞENLİK VAR

Erich Kästner KÜÇÜK ADAM VE KÜÇÜK HANIM

BİL BENİ BİLEYİM SENİ

Uşak Üniversitesi İletişim Topluluğu İleti Dergisi. 2. Ulusal Edebiyat Yarışması ŞARTNAME

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Kemal Özer. Öykü ÇOCUKLUK ANAYURDUM. Çeviren: Aslı Özer. 2. basım. Resimleyen: Mustafa Delioğlu

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Ülkü Tamer. Öykü PULLAR SAVAŞI. Kapak Resmi: Gözde Bitir

Babamın Sihirli Küresi AYTÜL AKAL

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Belgesel Öyküler. Adnan Binyazar ATATÜRK ANLATIYOR. Çeviren: Aslı Özer. 14. basım. Resimleyen: Mustafa Delioğlu

Delal Arya HEYECANLI KİTAPLAR. Serüven. Resimleyen: Sedat Girgin PERA GÜNLÜKLERİ. 5 Basım SIRLAR OTELİ. 2. Kitap

ÇAĞDAŞ DÜNYA EDEBİYATI. Roman

Delal Arya. Resimleyen: Sedat Girgin PERA GÜNLÜKLERİ SIRLAR OTELİ. 2. Kitap

GÖRÜNMEZ OLAN TONİNO NUN MACERALARI

Çağdaş Türk Edebiyatı Araştırmaları. Songül Taş

Hans Christian Andersen Tahsin Yücel ( Ayşın Delibaş Eroğlu (

ÇAĞDAŞ DÜNYA EDEBİYATI. Goscinny / Sempé. Öykü PITIRCIK KÜÇÜK PITIRCIK. Çeviren: Vivet Kanetti. 29. basım

BARIŞ BIÇAKÇI Aramızdaki En Kısa Mesafe

Kuğu Gecesi. Ferda İzbudak Akıncı

&[1 CİN ALİ'NİN HİKAYE KİTAPLAR! SERIS.INDEN BAZILARI. l O - Cin Ali Kır Gezisinde. Öğ. Rasim KAYGUSUZ

ŞEBNEM İŞİGÜZEL Eski Dostum Kertenkele

DESTANLAR VE MASALLAR. Lev Tolstoy KÜÇÜK ŞEYTAN. Masal. Çeviren: Füsun Tayanç Resimleyen: Vaqar Aqaei

Güngör Tekçe TRİK TRAK. Resimleyen: Burcu Yılmaz

En güzel 'Anneler Günü' şiirleri

Güngör Dilmen DESTANLAR VE MASALLAR MAVİ ORMAN. Masal. Resimleyen: İsmail Gülgeç

ÇAĞDAŞ DÜNYA EDEBİYATI. Roman

6 Çocukla Ahır'da Yaşam Mücadelesi

KEREM ASLAN Her Şey Dahil

Arda Alyanak Daniela Palumbo Filiz Özdem Carla Manea

HİTİTLİ PATTİYA İLE PALLİLİ

ÇAĞDAŞ DÜNYA EDEBİYATI. Goscinny / Sempé. Öykü PITIRCIK PITIRCIK SATRANÇ OYNUYOR. Çeviren: Vivet Kanetti. 23. basım.

Turgut Erbek YANIK DEĞİRMEN. Resimleyen: Claude Leon

İletişim Yayınları 2472 Çağdaş Türkçe Edebiyat 426 ISBN-13: İletişim Yayıncılık A. Ş. 1. BASKI 2017, İstanbul

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

2016 Tudem Edebiyat Ödülleri Öykü Yarýþmasý Mansiyon Ödülü

Samed Behrengi DESTANLAR VE MASALLAR BİR VARDI BİR YOKTU. Masal

Samed Behrengi ULDUZ KIZ IN KONUŞAN BEBEĞİ

HEM DÜŞÜNECEĞİZ, HEM ÖĞRENECEĞİZ HEM DE SÜRPRİZ HEDİYELER KAZANMA ŞANSINA SAHİP OLACAĞIZ.

ÇAĞDAŞ DÜNYA EDEBİYATI. Roman

YARATICI OKUMA DOSYASI. En sevdiğiniz tatil kitabını anlatan bir resim çiziniz.

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

Müslim Uyğun. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Ferit Edgü YARALI ZAMAN BÝR DOÐU YOLCULUÐUNDAN NOTLAR

ÜÇ, İKİİİ, BİRR, ATEŞ!

İnsan Okur. Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR

OKUL ÖNCESİ KİTAPLARI - 7. PARMAKKIZ Andersen ISBN

Yapı Kredi Yayınları -???? Doğan Kardeş - 911

DESTANLAR VE MASALLAR. Samed Behrengi BU GELEN KÖROĞLU DUR. Destan

HAYAT BENİM BİLDİĞİM KADAR MI?

Bilinen hikayedir. Adamın biri, akıl hastanesinin parmaklıklarına yaklaşmış. İçeride gördüğü deliye:

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut. Öykü SU KARDEŞLER. 3. basım. Resimleyen: Gözde Bitir

MÜSLÜM ERDOĞAN İLKOKULU 1B SINIFI

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış

Sem Okulu Sevmiyor. Sophie Martel. Christine Battuz. Yalçın Varnalı. Resimleyen. Çeviren

BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR

BAY JAROMIR VE ÇALINAN ELMASLAR

BU AY ÖĞRENDİKLERİMİZ

Gültekin Emre nin YKY deki kitapları:

ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΠΤΑ (7) ΣΕΛΙΔΕΣ

SEN SURAT OKUMAYI BİLİR MİSİN?

Yayınevi Sertifika No: Yayın No: 220 HALİM SELİM İLE 40 HADİS

Transkript:

Adnan Binyazar GÜNIŞIĞINA YOLCULUK KAÇIŞ 1 ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Roman Resimleyen: Mustafa Delioğlu 1. basım

Adnan Binyazar GÜNIŞIĞINA YOLCULUK KAÇIŞ 1 Resimleyen: Mustafa Delioğlu

Can Sanat Yayınları Yapım, Dağıtım, Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti. Yayın Koordinatörü: İpek Şoran Editör: Ebru Akkaş Kuseyri Kapak ve İç Tasarım: Gözde Bitir Tasarım Uygulama ve Dizgi: Güldal Yurtoğlu Kapak Baskı: Azra Matbaası İç Baskı ve Cilt: Ayhan Matbaası 1. Basım: 3000 adet, Mart 2013 ISBN 978-975-07-1775-8 Can Sanat Yayınları Ltd. Şti., 2013 Tüm hakları saklıdır. Tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında yayıncının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz. Hayriye Caddesi No. 2, 34430 Galatasaray, İstanbul Telefon: (0212) 252 56 75-252 59 89 Faks: 252 72 33 www.cancocuk.com cancocuk@cancocuk.com

Bu kitabın sahibi:...

Adnan Binyazar Yazarın yayınevimizden çıkan diğer kitapları: ATATÜRK ANLATIYOR ON BEŞ TÜRK MASALI 1934 te Diyarbakır da doğdu. Dicle Köy Enstitüsü nü bitirdi. Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümü nde okudu. İlköğretmen Okulu ndan üniversiteye, değişik okullarda anadili öğretmenliği yaptı. Berlin de, ders kitapları yazma projelerinde çalıştı. Cumhuriyet gazetesinde Ayna ve Pazar Yazıları köşelerinde denemeler yazdı. Deneme ve eleştirilerini Toplum ve Edebiyat, Ağıt Toplumu, Ozanlar Yazarlar Kitaplar, Ayna, Duyguların Anakarası, Edebiyatın Dar Yolu, Ardında Leke Bırakmamalı Sevgi adlı kitaplarında topladı. Toplum ve Edebiyat a 2010 da Sedat Simavi Edebiyat Ödülü verildi. Halk yazını ile ilgili kitapları ise Dede Korkut, Kan Turalı, Halk Anlatıları, On Beş Türk Masalı, Elif ile Mahmut, Kerem ile Aslı adlarını taşıyor. Masalını Yitiren Dev adlı romanını 2000 de, Orhan Kemal Roman Armağanı ve Ebubekir Hazım Tepeyran Roman Ödülü ne değer bulunan Ölümün Gölgesi Yok u 2004 te, öykü kitapları Şairin Kedisi ni 2005 te, Şah Mahmet i 2009 da, Bozkır Aydınlığında Aşk ı 2011 de yayımladı.

GÜNIŞIĞINA YOLCULUK KAÇIŞ 1 İçindekiler ÇİLELİ YILLAR Baban Gidecek, Bir Daha Dönmeyecek!, 12 Tak Tak Kabacık..., 18 Ben Annenizsem O da Babanız..., 25 Tren Arkadaşlarımız, 31 BABA EVİ Denizi de, Vapuru da İlk Görüyorum, 45 İşte Yeni Anneniz!, 47 Mum Almaya Bile Paramız Yok!, 50 Ben Dilenci Değilim, 53 Kış Boyunca Sokaklarda Yattık, 65 ÇIRAKLIK YILLARI Her İşi Yaparım, Usta, 75 Kardeşimin Öyküsü, 78 Ustanın Dayakları İşkenceye Dönüşmüştü, 81 Kuş Gibi Kanadım Olsaydı, 89 VEDALAŞMALAR Fesleğen Kokanda Gel!, 97 Abla, Kitap da Kiraya Veriyordu..., 102

Adnan Binyazar GÜNIŞIĞINA YOLCULUK 1 Evlatlıkların Hep Boynu Bükük müdür?, 107 Çıraklık, Hizmetçilikten de Beterdi, 109 Yol Ver Dağlar, 113 Kulağına Adını Seslendim: Garip!, 118 Su Getir Bana, Su; İçim Yanıyor!, 123 Kaç, Oğul, Buralardan Kaç!, 127 Süzgün Yüzlü Bir Nevin!, 130 Sekiz inde Bir Yaşlı, 133 Bisikleti Kuş Olup Uçuyordu Necati nin, 137 SON GECE Son Gece: Çalınan Taç la, 145 Gün Işıdı Işıyacak, 148 6

Kanatlar verirdim çocuğa ama uçmayı öğrenmeyi ona bırakırdım. Gabriel García Márquez

ÇİLELİ YILLAR

O Babam, Diyarbakır da davavekilliği yapıyordu. Bir gün, kapıdan soluk soluğa girdi, Yarın Sivas a gi diyorum, dedi. Kardeşimle, Bizi de götür, bizi de götür! diye babamın bacaklarına sarıldık. Yüzümüze bile bakmadı, itti ikimizi de. Annem, Nereden çıktı Sivas a gitmek? diye soruyordu ki her zaman olduğu gibi, Bir şey sorma da çantamı hazırla sen! diye bağırarak onu susturdu. Sözde, Sivas a bir iş için gidecek, bir hafta sonra da dönecekti... Bu gidişin bizi terk ediş olduğunu, aradan haftalar, aylar geçince anlayacaktık. O sırada annem yirmi üç yaşındaydı. Kardeşim Cengiz dört yaşına bastı basacaktı. Ben ise bir ay sonra altı yaşımı dolduracaktım... 11

Baban Gidecek, Bir Daha Dönmeyecek! Bir faytona doluşup babamı uğurlamaya gittik. O günü unutmuyorum. Olanlar, bugünkü gibi gözümün önünde. Faytoncu atları hızlandırmak için durmadan kırbacını şaklatırken kafamın içinde sanki dev bir arı vızıldıyordu. Vızıltının arasında sürekli şu cümleyi duyuyordum: Baban gidecek, bir daha dönmeyecek! Fayton sur kapısından geçerken ses nerdeyse kulağımın zarını patlatacaktı. Tıkanırcasına ağlıyor, uzakta babamı götürecek trene bakıyordum. Lokomotifin bacasından püsküren duman, bulutlara karışıyordu. Duman dalgalanmalarını görünce öy le bir çığlık attım ki faytoncu yerinden fırladı. Tırnakla rı kaldırıma çarpan atların nalı parçalandı. Annem, Sus! diye etimi büktü ama susmadım. Gözlerini be lertip beni korkutmaya kalkan faytoncuya da aldırma dım. 12

Sonunda istasyona vardık. Babam trene bindi. Kompartımanın penceresinden bize bakıyor, yüzünde o güne değin görmediğim gülücükler bir belirip bir kayboluyordu. Babam hiç öyle gülmezdi. Sıcaklığını yitirmiş kupkuru bir gülüş! Vagonun penceresinden bize bakan adam, babam değildi, trenin dumanına karışan bir hayaldi sanki. Tren çufff çufff diye hareket ederken ben de sesimi çufçuflara uydurarak, Baban gidecek, bir daha dönmeyecek! Baban gidecek, bir daha dönmeyecek! Baban gidecek, bir daha dönmeyecek! diyordum. Öyle oldu, babam gitti, bir daha dönmedi... O gün annem, babamın yüzünü son kez görüyordu. Babamın yüzü benim gözümde de hayal bile değil, duman karası bir buluttu... Diyarbakır ın Arbedaş mahallesinde oturuyorduk. Ev sahibimizin çocuğu yoktu. Ben de kardeşim de o evde doğmuştuk. Onların çocukları gibiydik. Evin hanımı Atiye Abla yemeyip yediren, içmeyip içiren bir kadındı. Babam gittikten sonra bize aylarca onlar baktı. Hiçbir şeyimizi eksik etmiyorlardı. Atiye Abla nın kocası Şah Mahmet in, sokak satıcılarından bir şeyler alalım diye bize harçlık verdiği bile oluyordu. İçime doğan gerçekleşmişti. Ne denli yakın da davransalar el evinde ne kadar kalınır? Annem, elindeki parayla üç-beş ay direnebildi. Gücü tükenince Adnan Binyazar GÜNIŞIĞINA YOLCULUK 1 13

Adnan Binyazar GÜNIŞIĞINA YOLCULUK 1 evdeki eşyaları satışa çıkardı. Neyimiz vardı ki: Ortası açılmış bir halı, bir iki eski kilim, iki bakır sini, kapkacak; bir de annemin, kapağı her açılışında sabun kokan çeyiz sandığı... Evin neresinde olursam olayım, sandığın açıldığını kokudan anlar, annemin yanına koşardım. Sabunlara elma, armut, muz gibi meyve biçimleri, renkleri verilmişti. Bir gün, elma sanıp elimi uzattığımı gören annem uyarmıştı: Onlar elma değil, sabun... Annem, bir gün, sandığın içinde gözü gibi sakladığı eşyaları da satmak zorunda kaldı. Geride iyi cilalanmış bomboş bir sandık kaldı. Artık ne meyve biçimli sabunlar ne onların içimize dolan hoş kokuları... Satılanlardan gelen para ekmek peynir almaya bile yetmiyordu. O da bitince onun bunun eline bakmaktansa aç kalmayı yeğliyorduk. Ev sahibi kira almıyordu ama o duruma ne kadar dayanılabilirdi? Durumumuz her gün biraz daha kötüleşiyordu. Şen şakrak annemin sesi sönmüş, güleç yüzü gülmez olmuştu. Komşulara gidemiyor, köşelere çekilip bize belli etmeden ağlıyordu. Annemi ağlar görünce ben de ağlıyordum. Ne olup bittiğinin ayrımında olmayan kardeşim, Ağlama, ağlama! deyip küçük elleriyle annemin gözyaşlarını siliyordu. Sözde açlığımızı gizliyorduk. Gizlesek de ölgün bakışlarımız her şeyi anlatıyordu. Annem, evden çıkışımızda, Biri bir şey verirse açgözlülük yapıp hemen 14

kapmayın, karnımız tok deyin, diyordu. Misafirliğe gittiğimizde bize kaş göz ediyor, sofraya oturmamızı önlüyordu. Bizse boynumuzu büküp susuyorduk. Aç çocuğun gözünün önüne yiyecekler dizilsin, ona elini uzatması yasaklansın... Bundan acı ne olabilir? Öbür kadınların çocukları yerken midemde atlar tepiniyordu. Hem açtık hem de tok görünmek zorundaydık... Kardeşim, annemin eteğine yapışıp mızırdanınca evin kadını elimize bir parça ekmek tutuşturup sokağa salıyordu. İki lokmada yutuverdiğim bir dilim ekmek bile beni cana getiriyordu. O anda ben de öbür çocuklar gibi açlığı unutuyor, onların arasında oyuna katılıyordum. Bahar aylarıydı. Doğa diriliyor, biz açlıktan kırılıyorduk. Artık sabrı tükenen annem, bir gün, büyük adammışız gibi bizi önüne aldı. Çocuklar, buralarda rızkımız tükendi, Diyarbakır dan göçüyoruz, dedi. Hemen pılıyı pırtıyı toplamaya girişti. Olanlar satılmış, toplayacak bir şeyimiz kalmamıştı. Annem giysilerimizi, çulu çaputu denk yaptı. Her şeyimizi uyuz iki atın çektiği arabaya yükledik. Bu ani ayrılış, ev sahibimizi üzmüştü. Bizi kapının önünde uğurlayan Şah Mahmet, gözlerini bizden ayıramıyordu. Atiye Abla, yumruk kadar kalmış bedenini kapıya yaslamıştı. Gözyaşlarını ak örtüsünün ucuyla silerken babama beddualar yağdırıyordu: Adnan Binyazar GÜNIŞIĞINA YOLCULUK 1 15

Adnan Binyazar GÜNIŞIĞINA YOLCULUK 1

Bunu mu yapacaktın gül gibi karına, bu sabilere, ey Allah tan korkmaz, kuldan utanmaz! Ayrılış ağlamalarından sızlanmalarından sonra Diyarbakır dan ayrıldık. Bir trenin tahta sıralı vagonunda Elazığ a vardık. Oradan da katırlara binerek annemin Ağın ilçesindeki baba evine döndük. Kardeşimle ben gittiğimiz yerin neresi olduğuna aldırmıyorduk. Yeter ki orası karnımızı doyuracak bir yer olsun. Annemin anlattığına göre, gittiğimiz yerde nenemin bağları, bahçeleri vardı. Orada istediğimiz kadar ekmek, süt, yoğurt, meyve bulacaktık. Annemin dediği doğru çıktı. Her şey çok bol değildi ama hiç değilse açlıktan ölmeyecek kadar bir şeyler buluyorduk. Adnan Binyazar GÜNIŞIĞINA YOLCULUK 1 17

YAŞ 11 12 13 + Adnan Binyazar GÜNIŞIĞINA YOLCULUK KAÇIŞ 1 Kuş gibi kanadım olsaydı... Kaçma hayalleri kurarken çektiğim acıları unutuyorum. Karar verdiğim günden beri ot yatağımda rüya içinde rüya görüyorum. Kaçma planımı sır saysam da rüyamda bir arkadaşa anlattım. Öyle korktum ki, Eyvah, herkes öğrenip ustaya duyuracak kaçacağımı! diye bağırarak yataktan fırladım. ISBN 978-975-07-1775-8