ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATLARI-I EDB405U KISA ÖZET
DİKKAT Burada ilk 4 sahife gösterilmektedir. Özetin tamamı için sipariş veriniz www.kolayaof.com 1
1. ÜNİTE Çağdaş Türk Edebiyatlarının Oluşum Süreci ve Gelişim Çizgisi TÜRK DÜNYASINI TANIYALIM Dünyanın çeşitli yörelerinde yaşayan Türk soyundan insanların oluşturduğu düşünülen topluluğa Türk dünyası denir. Türk dünyasının nüfusu 2011 de yaklaşık olarak 180-200 milyon civarındadır. Günümüzde bu dünyayı oluşturan Türk boyları, siyasî, sosyal ve kültürel hayat bakımından bir hayli değişik şartlar altında varlıklarını sürdürmektedir. Bunlar arasında bağımsız devletlere sahip olanlar (Azerbaycan, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan), başka milletlerin yönetimi altında bazı siyasî ve kültürel haklar elde etmiş olarak (Tataristan, Başkurdistan, Çuvaşistan, Yakutistan) yaşayanlar olduğu gibi sebebi ne olursa olsun, hiçbir siyasî, kültürel hakka sahip olmayanlar da (Suriye ve İran Türkleri) vardır. Ayrıca nüfus olarak epeyce azalmış, kendi varlığını devam ettirmekte zorluk çeken, yok olmaya yüz tutmuş (Karaylar, Polonya Tatarları) bazı küçük Türk halkları da bulunmaktadır. Türk boyları, tarihin en eski zamanlarından beri, çeşitli sebeplerle, üç kıtaya yayılmış, gittikleri yerlerde birçok devletler kurmuştur. TÜRKİYE TÜRKLERİ (OSMANLI TÜRKLERİ) Osmanlıların Avrupa dan çekilme sürecinde birçok Türk topluluğu özellikle XIX-XX. yüzyıllar içerisinde değişik tarihlerde devletin sınırları dışında kalmıştır. Böylece Romanya, Yunanistan, Kıbrıs, eski Yugoslavya, Bulgaristan, Suriye ve Irak ta kalan Türklerin Türkiye yle bağları zaman zaman tamamıyla kopma noktasına gelse de, bu ülkelerdeki Türk toplulukları, kültür hayatı itibarıyla Türkiye den pek uzaklaşmamıştır. IRAK TÜRKLERİ Irak ta günümüzde Irak Türkmenlerinin Edebiyatı olarak adlandırılan edebiyatı da Osmanlı edebiyatının bir kolu ve devamı olarak kabul etmek gerekir. I. Dünya savaşı sonlarına kadar bu bölgedeki Türkler tamamen Osmanlı yazılı edebiyatına dâhil idiler. Kullandıkları yazı veya edebiyat dili Osmanlı Türkçesi idi. Irak Türkmenlerinin kullandıkları yazı XX. yüzyıl ortalarından itibaren Osmanlı Türkçesinden yavaş yavaş mahallî dile doğru kaymaya başlamıştır. Irak Türkleri, günümüzde Arap alfabesini kullanıyor. Edebî dilleri de kısaca belirtilen değişiklikler sebebiyle mahallî bir nitelik kazanmış; Azerbaycan Türkçesi özellikleri ön plana çıkmıştır. AZERBAYCAN-İRAN TÜRKLERİ (AZERÎ TÜRKLERİ) Azerbaycan Türkçesinin oluşum süreci, bir halk olarak Azerî Türkleri nin oluşum sürecinden öncedir. Bugün Azerbaycan Türkçesi (veya Azerî Türkçesi) olarak nitelendirdiğimiz yazı dilinin fonetik, morfolojik özellikleri Oğuzcanın içinde (bir başka yaklaşımla Eski Anadolu Türkçesi döneminde) XIII-XIV. yüzyıldan itibaren izlenmektedir. İran da Safevîleri (1501-1732), Afşarlar (1736-1795), Kaçarlar (1795-1924) izledi ama İran Türk devletinde değişen yalnız hanedanlar oldu; devletin siyasî, kültürel niteliğinde fazla bir değişiklik yoktu. Safevîlerin ilk dönemlerinde Türk diline, devlet dili ve edebî dil olarak önem verilse de, daha sonra resmî dil olarak Selçuklularda olduğu gibi Farsça tercih edildi. Kafkasya ve İran da yaşayan Oğuz Türkleri (günümüzdeki adlandırma ile Azerbaycan Türkleri) 1804 te başlayan Rus istilası ve 1813 te Rusya ile İran arasında imzalanan Gülistan Antlaşması yla ikiye ayrıldı. Anadolu Türklerinin, yönetiminde yaşadıkları Osmanlı hanedanın adını benimsemeleri ve kendilerini Osmanlı olarak nitelemelerine karşılık, İran daki Türkler günümüze kadar kendilerini Türk olarak tanımlamaya devam etmiş ve gerekli gördüklerinde İran Türkü, Azerbaycan Türkü gibi daha açık bir tanım kullanmışlardır. 1918 de Kafkasya Türklerinin Ermeni ve Bolşevik katliamlarından Türkiye askerî müdahalesi sayesinde kurtulması ve Azerbaycan Cumhuriyeti nin kurulması, Anadolu Türkleriyle 2
Kafkasya Türklerinin asırlarca devam eden Osmanlı-İran, Sünnîlik-Şiilik rekabet ve çekişmesinin sona erdiğini, Türklük ve Müslümanlık bağlarının iyice kuvvetlendiğini gösteriyordu. Sovyetlerin Kafkasya da Türklüğü ortadan kaldırmak için icat etikleri bu uydurma tarih görüşü yeni İran devletinin de imdadına yetişti. XIX. Yüzyılın Başlarında Azerbaycan Asrın başlangıcında Güney Kafkasya ve Azerbaycan, siyasî ve idarî bakımdan tam bir kargaşa içerisindeydi. Osmanlılar Kafkasya daki hâkimiyetlerini kaybetmişti. 1747 te İran da Afşar Nadir Şah ın öldürülmesinden sonra Kuzey Azerbaycan üzerindeki İran Türk devletinin nüfuzu zayıflamış, yerel beyler bağımsızlığına kavuşmuş Azerbaycan da 10 hanlık (beylik) bir tane sultanlık ortaya çıkmıştı. Azerbaycan da Yenileşme Hareketleri Kafkasya daki ilk Rus Okulu 1802 de Tiflis te açıldı. 1829 da bu okul sadece aristokrat aile çocuklarının okuduğu gimnaziyaya çevrildi. 1819 yılından sonra Azerbaycan Türkçesi de (o zaman Rusların adlandırmasıyla Tatarca ) bu mektepte okutulan dersler arasında yer aldı. Azerbaycan da ilk kız mektebi 1847 de Şamahı da açıldı. Modern Azerî edebiyatının oluşumunda ve gelişmesinde büyük rol oynayan ilk şahsiyetlerin yetişmesinde, hem resmî Rus okullarının hem de sözünü ettiğimiz bu Usul-i Cedid mekteplerin büyük rolü oldu. XIX. yüzyılın sonlarından itibaren yaygınlaşan Usul-i Cedit mekteplerde birçok Maarifçi aydın yetiştirdi. KUZEY BATI VE KUZEY DOĞU TÜRKLERİ Bu guruba Kırım Tatarları, İdil-Ural Tatarları, Sibirya Tatarları, Karaylar, Başkurtlar, Kumuklar, Karaçay Balkarlar, Noğaylar, Kazaklar, Kırgızlar vd. dâhildir. Tarihin en eski çağlarından itibaren Ukrayna, Kırım, İdil-Ural bölgesinden doğuya Çin ve Moğolistan sınırlarına kadar uzanan geniş topraklar, Sakalar, Hunlar döneminden başlayarak, Avar, Hazar, Bulgar, Peçenek, Uz, Kuman, Kıpçak, Türk-Moğol İmparatorluğu, Altın Ordu gibi çeşitli devletleri kuran Türk halklarının ana yurdu olmuştur. Tatarlar, Başkurtlar Sıraladığımız çeşitli Türk boyların ait bu devletler, 1552 de İdil-Ural bölgesindeki Kazan Hanlığı nın Korkunç İvan tarafından yıkılmasından XIX. yüzyılın sonlarına kadar doğuya ve güneydoğuya doğru sürekli genişleyen Rus istilasıyla karşılaşarak ardı ardına egemenliklerini kaybetti. Asırlarca süren ve bazı bölgelerde hâlâ devam eden Rus yönetimi hiç silinmeyen, acı hatıralar bıraktı. Ruslar kendilerine Türk-Moğol ve Altın Ordu dönemlerinde hâkim olan Türk boylarından hınç ve kinle intikam aldılar. 1522 den 1760 lara kadar büyük baskılarla süren, daha sonraki yıllarda değişik şartlar ve görünümler altında 1917 ye kadar devam eden bu asimilasyon hareketleri Tatarların üzerinde silinmez izler bıraktı. Rus esaretinden kurtulabilmek için sürekli doğuya doğru göç eden Tatarlar, zamanla Rusya ile Türkistan arasında ticarete aracılık etmeye başladılar. Bu durum gelişmekte olan Rus sanayicilerinin, tüccarlarının işine geliyordu. Dağıstan ve batı Türkistan medreselerine gidebilen ve oralarda dinî tahsil yapan Tatarlar Buhara, Semerkant medreselerinde skolastik düşünceyle karşılaştılar. Böylece Rus istilasından sonra İdil-Ural bölgesinde yeni açılan medreselerde, yavaş yavaş dinî bilgiler yenilendi. Gerçek dinle hurafe arasındaki farklar açığa çıkmaya başladı. Tahsilleri sırasında İslâm medeniyetinin eski eserlerini okuma, inceleme imkânı bulan Abdunnasır Kursevî, Şıhabüddin Mercanî, Arif Sayranî, Nizameddin El-Kuruçî gibi din adamları, daha ileri bir adım atarak cemiyetteki yanlış din anlayışını, Türkistan medreselerindeki skolastik düşünceyi eleştirdi ve içtihat anlayışını, akılcı düşünceyi yeniden İslam toplumuna hatırlatmaya, onu uygulamaya koymaya başladılar. Sosyal ve dinî hayattaki bozuklukları eleştirme mutasavvıf şair ve din âlimi Gabdrehim Utız [Abdürrahim Otuz] İmeni nin şiirlerinde de görülür. 3
Kırım Tatarları 1475 de Osmanlı devletine bağlı bir hâle gelmesi, Türkiye ile siyasî, iktisadî, kültürel yakın ilişkilerin uzun zaman devam etmesi doğal olarak Kırım ın Osmanlı kültürüyle yakınlaşmasına ve hatta bütünleşmesine zemin hazırlar. Böylece Çağatay Türkçesi nin yerini yazı ve edebiyat dili olarak Osmanlı Türkçesi alır. 1783 te Kırım ın Rus istilasına uğraması durumu temelinden değiştirir. Kırım daki modernleşme hareketleri, doğrudan doğruya İsmail Gaspıralı nın 1881 de yayımlanan Rusya Müslümanları adlı eseriyle ve 1883 te Bahçesaray da yayımlamaya başladığı Tercüman gazetesiyle başlar. İsmail Gaspıralı nın çizdiği yoldan ilerleyerek, Türkiye Türkçesine epeyce yaklaşmış olan Kırım Tatar edebî dili, Sovyet döneminde, 1920 li yılların sonlarından itibaren Kırım ın iç kısımlarında konuşulan ağızlara doğru yönlendirilerek ortak edebî dil den uzaklaştırılır. Kazaklar Kazakistan da Rus istilası yaklaşık olarak 1731 yılında başlayıp 1869 da sona erdi. XX. yüzyıl başlarından itibaren ise Usul-i Cedid medreseler, (Kazan, Ufa, Troysk, Omsk gibi şehirlerde) aynı zamanda Kazak aydınlarını yetiştiren merkezler hâline geldi. Tarihlerinde Aktaban Şuburundu olarak anılan bu dönemde Kazaklar, büyük kayıplar vermiş, çok acı günler yaşamıştı. Bu dönemin olayları Kazak halk hikâyelerine ve kahramanlık destanlarına da yansımıştı. Bu mücadeleye konu olan bazı Kazak kahramanlık destanları açıkça Gazavatname özelliği taşımaktadır. RUSYA TÜRKLERİNDE MİLLİ KİMLİK, MODERN EDEBİYAT, EDEBÎ DİL VE ALFABE MESELESİ Çarlık yönetimi altındaki bütün Türk halkları arasında XIX. yy. ın ortalarından itibaren önemli değişiklikler, gelişmeler görülür. Siyasî ve fikrî hayatta olduğu gibi edebiyat alanında da hızlı ve olumlu gelişmeler ortaya çıkar. Bu dönemde İslamcılık en önemli fikir hareketidir; hem kültürel hem de siyasî yanlarıyla geniş bir zümreyi etkisi altına almıştır. Diğer yandan Fransız Devrimi nden sonra bütün dünyayı etkisi altına alan milliyetçilik cereyanı, XIX. asrın sonlarında bütün Türk dünyasında milli kimlik meselesi olarak etkisini göstermeye başlamıştı. Bu mesele, Türkiye de Yeni Osmanlılar la siyaset hayatımıza girdi ve en meşhur temsilcisini Namık Kemal de bularak Osmanlıcılık şeklinde ortaya çıktı. Türkçülük anlayışı, İsmail Gaspıralı nın da büyük çabaları ve yol göstermesiyle İslamcılıkla ve modernizmle iç içe gelişmişti. Nitekim Gaspıralı yı milletin atası olarak kabul eden ceditçiler, bu düşünceleri hayata geçirmeye çalışan idealistler olarak tarihe geçti. 1920 li yılların sonlarına kadar Rusya Türkleri arasında İsmail Gaspıralı nın Dilde, Fikirde, İşte Birlik olarak formüle ettiği bu düşünceler oldukça geniş bir tabana sahipti. Alfabe konusuyla ciddi bir biçimde, ilk ilgilenen şahıs Azerbaycan Türklerinden Mirza Fethali Ahundzade oldu. O eğitimde ve matbaacılıkta ortaya çıkan problemleri halletmek için 1857 de bir alfabe tasarısı hazırladı. RUSYA TÜRKLERİ ARASINDA BASIN HAYATI VE MODERNLEŞME Matbaanın icadı, kitap basımının ve süreli yayınların ortaya çıkışı, medeniyetin ilerlemesi ve yaygınlaşmasında eşsiz bir rol oynamıştır. İslam âleminde ilk matbaa 1727 de İstanbul da kurulmuşsa da kitap basımının yaygınlık kazanması İstanbul ve Kahire de (Bulak Matbaası nda) 1820 li yıllardan sonradır. Matbaacılığın iki önemli merkezinin Osmanlı topraklarında bulunması, Hac ziyaretinden dönen kafilelerin Türkçe, Arapça, Farsça basılı kitapları götürüp Rusya Türkleri- Müslümanları arasında yaygınlaştırması, medreselerdeki yenileşme hareketlerini de güçlendirmiş, onlara eskiye nispetle daha zengin kaynaklardan faydalanma imkânı vermiştir. 4
İsmail Gaspıralı Rusya Müslümanları arasındaki modernleşme hareketlerine önderlik eden aydınların biyografisi, eserleri ve yaptıkları işler hakkında yazdığı ve 1905-1907 yılları arasında Tercüman da tefrika edilen Ak Gül Destesi Yaki Edebiyat-ı Cedide Hademeleri başlıklı yazısında 18 kişiden söz eder: Mirza Fethali Ahundof, Kayyum Efendi Nasirof [Nasirî], Şıhabüddin Mercanî, Hasan Bey Melikof [Zerdabî], Ahmed El-Hadi [Maksudî], Rızaeddin [Fahreddin], Tahirî [Şakircan Tahirî], Neriman Bey [Nerimanof], Mecid Bey [Sultan Mecid Ganizade], Reşit Efendi [Abdürreşit İbrahimof], Ataullah Efendi [Ataullah Beyazıdof], Muhammet Fatih Efendi [Fatih Kerimî], Fırkat Efendi Ferganî [Zakircan Furkat], Hayrulla Efendi Osmanof, Abdüsselam Efendi Ahundzade, Muhammet Zahir Bigiyev, Molla Sabircan Efendi, Ahund Yusuf Talıbzade Rusya Türkleri nin ilk gazetesi olan Ekinçi yi Azerbaycan Türklerinden Hasan Bey Melikzade Zerdabî, uzun uğraşlardan sonra 1875-1877 yılları arasında Bakû da çıkarmıştır. Zamanında çok canlı ve renkli bir fikir ve edebiyat hayatını temsil eden bütün bu süreli yayınlar, Sovyet döneminde Burjuva neşriyatı, antikomünist, pantürkist, panislamist, gerici yayınlar denilerek küçümsendi, bunların üzerinde ciddi ilmî ve objektif araştırmalar yapılmadı. RUSYA MÜSLÜMANLARININ KONGRELERİ 1905 yılında Rus Meşrutiyeti nin sağladığı imkânlardan biri de hükûmetin çeşitli yörelerdeki halkın taleplerine açık olduğunu bildirmesi idi. Bu imkândan yararlanmak isteyen halklar, kendi bölgelerinde toplanarak taleplerini kararlaştırmaya başladılar. II. Kurultay 13-23 Ocak 1906 da Petersburg da, III. Kurultay da 16-21 Ağustos 1906 tarihlerinde Nijni Novgorod (Mekerce Panayırı) da yapıldı. Bu kurultaylar Rusya Müslümanları üzerinde derin tesirler yaptı, olumlu sonuçları oldu. Bu kurultaylarda Rusya Müslümanlarının birleşerek hükûmetten Rus vatandaşlarla eşit haklar talep etme; siyasî bir mücadele için İttifak adında siyasî parti kurma; bütün köylerde okullar açarak ana dilinde eğitim yapma; her okulda aynı derslerin okutulması; medreselere fen derslerinin konulması gibi kararlar alabilmesi, onların artık işbirliği yapabildiklerini göstermesi bakımından da oldukça önemlidir. 2. ÜNİTE Çağdaş Türk Edebiyatlarında Kullanılan Alfabelerin Tanıtımı ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATLARINDA KULLANILAN ALFABELERİN TANITIMI Türk dilini yazmak için tarih boyunca birçok alfabe kullanıldığı bilinse de bunlar arasında şimdiye kadar en uzun ömürlü olanı ve bazı yörelerde hâlen kullanılanı Arap alfabesi olmuştur. Türk dünyasında XIX. yüzyılda modernleşme hareketleriyle birlikte aydınlar arasında ortaya çıkan ulusal bilinç, demokrasi ve halkçılık düşünceleri, devlet yöneticilerinin teb a idare edilmesi geren bir sürüdür anlayışını zamanla kökünden değiştirmiştir. 1910 lı yıllardan itibaren Hüseyin Cahit Yalçın, Celal Nuri İleri, Abdullah Cevdet, Kılıçzade Hakkı gibi Türk aydınları açık açık Latin harflerini kabul etmenin gerektiğini öne sürdüler. Bazı Türk aydınları da misyonerlerin etkisinde kalarak ve eğitimde kolaylık sağlayacağına inanarak Kiril alfabesini kullanmaya başladılar. Kazaklardan Ibıray Altinsarin 1879 da Kirgizkaya Ħrestomatiya adlı okuma kitabını Kiril alfabesiyle yazıp bastırdı. XIX. yüzyılda Kulayev, Mirza Kazım Bey, V. Radloff, İlminski (hem misyoner, hem de bilim adamıdır) gibi Rusya'daki bazı bilimadamları da çeşitli konulardaki eserlerini (bazen Arap alfabesini de kullanmalarına rağmen) esasen Kiril alfabesiyle yayımlayarak, bu alfabenin yaygınlaşmasını sağlasalar da Arap alfabesi, Çarlık Rusyası ndaki Türk boyları arasında 1920 li yılların sonlarına kadar millî alfabe olarak kullanıldı. 1879 da Tiflis te Mehemmedağa Şahtaħtlı, Rusça ve Azerbaycan Türkçesiyle Tekmilleştirilmiş Müselman Elifbası ve 1902 de de Savtî Şark Elifbası adlı kitaplarını bastırır. 1903 te yayımladığı Şark-i Rus gazetesinde de Arap alfabesi tasarısını halka tanıtmaya başlar. İlminski ve Ostoumov un siyaseti, Sovyet döneminde alfabe değişikliği yapılırken bir basamak 5
daha ileriye götürüldü. Latin alfabesine geçişte bütün Türk boylarının aydınları, bilim adamları büyük ölçüde alfabe ortaklığı a, alfabelerde ortak harf ve seslerin bulunmasına büyük ölçüde özen gösterseler de 1938 de Kiril alfabesine geçişte, alfabe birliği tam olarak bozuldu. KUZEY-GÜNEY AZERBAYCAN AZERÎ TÜRKÇESİ ALFABELERİ Arap Alfabesi Azeri Kiril Azerî Latin Arap Alfabesi Arap Alfabesi Azerî Latin آ А а А а A a م М м M m M m ب Б б B b B b ن Н н N n N n و В в V v V v او О о O o O o ق Г г Q q Ġ ġ او Ө ө Ö ö Ö ö غ Ғ ғ Ğ ğ Ğ ğ پ П п P p P p د Д д D d D d ر Р р R r R r أ ه ی Е е E e É é س С с S s S s أ ه Ә ә Ә ә E e ت Т т T t T t ژ Ж ж J j J j او У у U u U u ز З з Z z Z z او Ү ү Ü ü Ü ü یا И и İ i İ i ف Ф ф F f F f یا Ы ы I ı I ı خ Х х X x Ħ ħ ی Ј ј Y y Y y ح Һ һ H h H h ك ک K k K k K K چ Ч ч Ç ç Ç ç گ Ҝ ҝ G g G g ج Ҹ ҹ C c C ct Ш ш Ş ş Ş ş ش Л л L l L l ل TATAR ALFABESİ (İDİL-URAL VEYA KAZAN TATARLARI) 6 Tatar Kiril Tatar Kiril А а A a У у U u / uv Б б B b Ф ф F f В в V v Х х Ħ ħ Г г G g Ц ц ts Д д D d Ч ч Ç ç Е е É é, yı / yé Ш ш Ş ş Ж ж J j Щ щ Şç / Şç З з Z z Ъ ъ Kalınlık işareti И и İ i Ы ы I ı Й й Y Ьь İncelik işareti K K K k Э э É é, (Ön seste) Л л L l Юю Yu / Yü М м M m Яя Ya Н н N n Ә ә E e О о O o Ө ө Ö ö П п P p Ү ү Ü ü Р р R r Җ җ C