TÂ Hİ YYÂT-Ü SELÂM Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 15 Mart 2010 Sohbeti, Meded ya Seyyidi. La ilahe ill'allah La ilahe ill'allah La ilahe ill'allah Seyyidina Muhammedun Habibullah Resulullah Nur-u Arşillah, aleyhi elfu elfu salat elfu elfu selam ya Resulullah işfa'lena. Heyy Heeyy Heyyy... Heyy Heeyy Heyyy... Heyy Heeyy Heyyy... Huuuuuu.. Huuuuu. Meded ya Sultanul Evliya.Biz birşey bilmiyoruz. En iyi olanı öğrenmeye çalışıyoruz. Öğret bize ey Büyük Şeyhimiz. Öğret bize ey bu dünyanın Sultanı. İlahi Sultandan sana lütfedileni bize de lütfet. Öyle bir lütuf istiyoruz ki hakiki varlıklarımızı desteklesin ki yorulmayalım. Yorulmamak için. Yorulmak yok olmanın ve bitmenin alâmetidir. Bir insan tamamen yorulduğunda bunun anlamı o kişi bu hayattan ayrılıyor demektir, artık bıraktı. Onun için bir insan gelecek hayat için bu hayattan ayrılacaksa düşer, düşer, düşer...ve 100 yaşına geldiğinde, 90'a gelir, 80, 70, 60, 50, 40, 30, 20, 10 ve sıfır, biter. Huuu. Esselamu aleyküm katılanlarımız. Dinlemek için çok daha fazla dikkat ve ilginizi verin. Çünkü ilginiz size hitab edeni destekler. Siz daha fazla ilgilendikçe Göklerden bu gezegendeki bütün mahlukata çok daha fazla kuvvet gelir. Selefi alimlerine de esselamu aleyküm. "Selam" dememiz lazım. Biz "selam" diyoruz, sam (zehir) demiyoruz. Münafıklardan ve Kitap verilenler ümmetlerden bazıları Efendimize (sav) gelip "esselamu aleykum" demek yerine es-samı aleykum derlerdi. Efendimiz de (sav) "ve aleykum" diye cevap verirdi. "Esselamu aleykum" deyin ey insanlar. Selam selamet getirir. Selam size huzur getirir. Onun için mümkün olduğu kadar çok "esselamu aleykum" derseniz Semanın lütufları size daha fazla gelir ve çok daha enerjik olursunuz. Ama kim "esselamu aleykum" demeyi bırakırsa onlar düşer, düşer, düşer, hiçlik noktasına kadar düşer. Bitmeye, bitişe yetişir. Bu yüzden selam Cenab-ı Allah'tandır. İlk olarak Efendimize geldi, Hz Muhammed (sav). Elfu salat elfu selam aleyka Ya Seyyidil Evvelin vel Ahirin Ya Habibullah. Selam vermeye devam edin ey insanlar. Daha uzun, daha mutlu ve daha şerefli bir hayatınız olmasını isterseniz o size verir, lütfeder. Es-Selam insanoğluna ilahi kuvvet, huzur, ve nur ve sonsuz umutlar, ve sonsuz zevkler bahşeder. Esselamu aleykum, söyleyin! Peygamberlerin Sema'dan getirdiği herşey menfaatimiz içindir. Arapça ve Türkçe konuşuyorum, fasih'ul lisan İngilizce. Benim İngilizcem Shakespeare'in konuşmasından daha fazla. Shakespeare çok güzel ifade ile konuşuyor ve kullanıyordu yalnızca insanlara ama sürekli değildi. Okurken o zevk hemen gelir ve çabucak gider. Ama ilahi kelam size sevk verir. Size zevk kaynağını açar. www.saltanat.org Page 1
Evet, kaynağı verir size ama insanlar bu gezegendeki varlıkları ve hangi şey ile varlıklarının zevk içinde devam edeceği konusunda anlayışı kaybettiler. Şimdi insanlar zannediyor ki zevkleri yalnız yiyip içip oynamakla, cinsi münasebetle. Halbuki bu zevk değildir. 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9'a sayana kadar zevk, ondan sonra zevk bitti, maddi vücudun yüksek zevki bitti. Ama size gelen ruhaniyetin zevki, sizi mutlu eder, huzur, zevk ve hoşnutluk içinde kılar. Gelir ve bir iken iki olur. Bir kuvvet bir dahaki sefer iki olur. Bir dahaki sefer üç, bir dahaki sefer dört olur. Ve bütün bu zevkleri son nefesinizi verirken hissedersiniz, o zaman o zevk size bir elbise gibi gelir. Onun için mü'min için en mutlu gün, mü'min için, gerçek iman sahibi için son, "yevmen likâ'ihi li Rabbihi, likâullah" Rab'lerine mülâki olacakları, kavuşacakları gün. O an ona öyle bir zevk bahşedilecek ki, zamanınızdaki bütün insanların zevklerini toplasanız, ruhunuz çıkarken ki o güzelliğe zevke, huzura ve hoşnutluğa ulaşamazsınız. O an öyle bir zevkle doludur ki bütün insanoğluna bölüştürülse acıları ızdırapları sıkıntıları hemen kendilerinden giderdi. Ondan başka bir kelime daha var ama o da İngilizcesini kaybetti. Anında, işte söylesene! Neden seni yanımda oturtuyorum? Tövbe estağfirullah. Zevk budur ey insanlar! Gelin ve "esselamu aleykum" deyin. Ne mutluluk, ne zevk, ne hoşnutluk, nasıl sonsuz bir zevk sizin için son anınızda. Bunların hepsi şimdi kapalı, ama o zaman açılacak. Bu yüzden Efendimiz (sav) buyurdu ki mü'min için en büyük zevk ve hoşnutluk Rabbinin Huzuruna ulaşacağı gündür. Ey insanlar, bu yüzden.. Aynı şekilde Selefi alimleri, siz ne diyorsunuz? Yanlış mı söylediğimiz? Yanlış değil ama siz yalnız "Esselamu Aleyke Ya Seyyidil Evvelin vel Ahirin" dediğimizde itiraz ediyorsunuz. Bu sizi mecnun ediyor, çıldırtıyor. Hiç hazmedemiyorsunuz bu kelimeyi "Esselamu Aleyke" denmesini. Neden "aleyke" diyoruz? Aleyke diyorum çünkü o (sav) hazır/mevcut. Eğer şüheda, şehitler için Cenab-ı Allah "Bel ahyâun inde Rabbihim yurzekûn" buyurursa (3:169), eğer Allah onların hayy olduğuna şahitlik ederse ve onların hayy, canlı olduklarını söylerse siz Efendimize (sav) nasıl ölü diyebilirsiniz? Olamaz. Eğer o ölürse, bütün Kainat Cenab-ı Allah'ın kudret okyanuslarının içinde yok olur. Biraz anlamaya çalışın. Ben zayıf bir kulum ama sizin yanlış inançlarınızı değiştirmek için geldim. Ey Vahabiler, gelin ve Hakikati kabul edin. Ve Cenab-ı Allah buyuruyor: "İnnallâhe ve melâiketehu yusallûne alen Nebiyyi" (33:56) Bu azamet nedir? Bu nasıl bitmeyen bir tazim ve şereflendirmedir Efendimiz için. Siz nasıl "Ona salatu selam getirmeyin" diyorsunuz? Nedir sizdeki bu ahmaklık, Vahabiler? www.saltanat.org Page 2
Ve biliyorsunuz ki burada Siga-i Muzari- şimdiki zaman kalıbı devama işaret eder, her zaman, hiç durmaksızın Cenab-ı Allah şeref ve tazim okyanuslarından Habibi Hz Muhammed'e (sav) veriyor. Rağmen ala enf Vahabiyyin! Evet, evet Efendim. Ey insanlar, bu yüzden "esselamu aleykum" diyorum. "Esselatu vesselam" yalnız tek bir zat için, Efendimiz için söyleyebilirsiniz ve söylediğinizi alırsınız. Mükafatınız Semadan gelir, öyle bir şeref ki kimse o şerefin hakiki mahiyetini hayal bile edemez. İnsanlar burada birbirine şeref verebilir ama bu, ummanın yanında bir zerreye benzer, sonsuz bir ummanın. Neden ısrar ediyorsunuz? Neden kabul etmiyorsunuz? Ki onun ümmeti uzak diyarlardan çok günahlarla geliyor, ve kalpleri onun sevgisiyle dolu, Huzurda en sevgili olanın sevgisiyle. Neden gayenizi cehd etmek yaptınız, insanlar için sonsuz itirazlar yaptınız "Söyleme, yapma, söyleme, yapma.." Neden bunu yapıyorsunuz? Bu mu Selef-i Salihin size öğrettiği? Ve kimdir bu Selef-i Salih? Sahabe ilk, Tabi'in ikinci, Tebe-i tabi'in, üçüncü. Bunlar hangi tabakat? Siz bu talimi hangi derecedeki Mübarek zatlardan alıyorsunuz? Hangisi size insanları "esselamu aleyke" demekten men etmeyi öğretti? Kim size ezandan sonra salatu selam demeyin diye öğretti? Kim size bunları söyleyen? Kim size böyle bir selahiyet veriyor? Ehl-i Sünnet vel Cemaat'a gelin, yoksa cezalandırılacaksınız, pişman olacaksınız. Bu İlahi Hükümdür. Bu hayattan ayrılmadan önce cezanın acısını tadacaksınız. Sakının! Sakının! Sakının ve düşünün. Ben zayıf bir insanım, zayıf biriyim. Kim beni konuşturuyor? Siz Arapça biliyorsunuz. Allah Kıyamet Gününde günahkarlara ne diyecek. Çok insanları sorguya çekecek ve onlar inkar edecekler "Şunu yapmadık, bunu yapmadık" diyerek. Ve İlahi emir gelecek, "Sen ağız, konuşma. Dilin konuşsun, ellerin konuşsun, ayakların konuşsun, bilmem nereniz konuşsun..." Evet, onlar söylemeye başlayacak ve o kişi çok şaşıracak. "Ey azalarımız, nasıl konuşuyorsunuz da konuşmanız bizim aleyhimize oluyor? Nasıl konuşuyorsunuz siz?" Azaların cevabı ne olacak? "Entakanallâhullezî entaka kulle şey in" (41:21). Diyecekler ki "Bizi, herşeyi konuşturan Allah konuşturdu. Bize konuşmamızı emrediyor ve biz de şimdi konuşuyoruz. Bizim kendi irademizle değil bu. Hayır, O'nun İradesi emrediyor "Doğruyu söyleyin!" Onun için "Sen kimsin ve konuşuyorsun" demeyin. En azından hangi azaların Kıyamet Gününde konuşacağını söyleyin, "Entakanallâhullezî entaka kulle şey in" Deyin ki "Bu zayıf, yaşlı bir kul ve Alemlerin Rabbi onu bizlere hitab etmek için, veya gelen Kıyamet gününü hatırlatmak için konuşturuyor ki onun üzerinde düşünelim" Ben birşey bilmiyorum, ama bu uyarı çok önemli, özellikle Vahabiler için. Fanatikliği bırakın ve gelin, büyük Müslüman çoğunluğuna gelin. www.saltanat.org Page 3
Çünkü Efendimiz (sav) buyurdu, "Aleykum bi sevadil a'zam. Ey ümmetim, eğer ümmetimin iki fırkaya ayrıldığını görürseniz ve onlara rast gelirseniz, hangisine tâbi olacağınız hususunda şaşırmayın." Efendimiz (sav) buyuruyor, "Kalabalık, çoğunluk neredeyse onlara katılın". Ehl-i Sünnet vel Cemaat'in içinde Vahabilerin sayısı nedir? Söylesinler bana, milyon mu? 2 milyon mu, 10 milyon mu, 50 milyon mu, 100 milyon mu? Kendi itikadınızda 100 milyondan fazlasını bulabileceğinizi mi sanıyorsunuz? Sizin itikadınız yanlış! Ve sevadil azam/çoğunluk Ehl-i Sünnet vel Cemaat'tir. Ve çoğunluk Sahabeyledir çünkü Sahabe-i Kiram Efendilerimiz, Peygamberimizi (sav) ziyaret ettiklerinde "esselamu aleyke" derlerdi. "Aleyhi selam" demezlerdi. Çünkü hazır olan için "esselamu aleyke" kullanılır. Gaib-hazır olmayan için "aleyhi selam" diyebilirsiniz. Ama hazır olan için nasıl "aleyhi selam" dersiniz? Aleyke selam. Bir soru soruyorum, bana bir soru sorduruyorlar. Cenab-ı Hak buyuruyor "Va lemû enne fîkum Resûlallâh- Ve bilin ki Allah'ın Elçisi aranızdadır" (49:7) Siz nasıl Efendimizi (sav) gaib- yokmuş gibi gösteriyorsunuz? Bunun anlamı, Cenab-ı Allah buyuruyor, "O sizinle, sizinle, içinizde". Onun gerçek varlığına söyleyin "Esselatu vesselamu aleyke ya Seyyidi ya Resulullah". Biraz hikmeti kullanın ey Selefi alimleri. Bakın ve biraz hikmet sorun. Ve sonsuz hikmetler Kur an-ı Kerim'dedir. Onu kullanın, çok şeyler anlayabilirsiniz. Bu yalnız bir hatırlatmadır, ümmetin içinde ihtilaf olacağı o günler için bir hatırlatma. Efendimizin (sav) ümmeti çok fırkalara ayrılacak. Bölünecek. "Aleykum" benimle ve bana tâbi olanlarla birlikte olmak için. Siz Efendimizi takip etmiyorsunuz, Kur an-ı Kerimi takip etmiyorsunuz, Sahabeyi takip etmiyorsunuz. Allah bizi affeylesin ve iyi bir anlayış nasib etsin. Hikmet nasib etsin. Ey Rabbımız, bizi affeyle. La ilahe ill'allah La ilahe ill'allah La ilahe ill'allah Seyyidina ve Nebiyyuna Muhammedun Resulullah, aleyhi salatullah ve selamu. Fatiha. Dum dum dum dum Dum dum dum dum Dum dum dum dum Dum dum dum dum Dum dum dum dum Dum dum dum dum. Pâdişâh konmaz saraya, hâne mamûr olmadan. Kenz açılmaz şol gönülde tâ ki pürnûr olmadan. "Türkçe konuşuyorsun" diyebilirsiniz, evet ve şimdi siz anlamıyorsunuz. Biz şimdi cebabire zamanında yaşıyoruz. Cebabire diğer milletlerin Arapça öğrenmesini engelliyor. Ve Arapların merkezleri de Arapların Türkçe veya Acemce öğrenmesini engelliyor. Evet, İngilizce, Fransızca, Rusça öğrenmeden önce Arapça öğrenmemiz lazım. Bu Arap olmayan Müslümanlar için, Arapça öğrenmeye çalışmaları lazım. Araplar da bütün İslam Alemine ulaşmak ve bağlantı kurmak için, onların da Türkçe veya Acemce veya Pakistan lisanını öğrenmeye çalışmaları lazım. İngilizce, Fransızca, Almanca değil önce bunu öğrenmelisiniz. Allah beni ve sizi affeylesin ve bizleri Mehdi (as)'a yetiştirsin. Fatiha. www.saltanat.org Page 4
Video Link: http://saltanat.org/videopage.php?id=5434&name=2010-03-15_en_salutationofpeace.mp4 www.saltanat.org Page 5