NÛH SÛRESİ Nuzul 64 / Mushaf 71

Benzer belgeler
İsimleri okumaya başlarken- و ب س ي د ن ا - eklenmesi ve sonunda ع ن ه ر ض ي okunması en doğrusu.

KUR AN HARFLERİNİN MAHREÇLERİ (ÇIKIŞ YERLERİ)

Değerli Kardeşim, Kur an ve Sünnet İslam dininin iki temel kaynağıdır. Rabbimiz in buyruklarını ve Efendimiz (s.a.v.) in mübarek sünnetini bilmek tüm

DUALAR DUANIN ÖNEMİ Dua

REHBERLİK VE İLETİŞİM 1

Question. Neden Hz İsa Ruhullah (Allah ın ruhu) olarak adlandırılmıştır? Yüce Allah ın kendi ruhundan. Peygamberi Âdem e üflemesinin manası nedir?

Gizlemek. أ Helak etmek, yok etmek أ. Affetmek. Açıklamak. ا ر اد Sahip olmak, malik olmak. Đstemek,irade etmek. Seçme Metnler 25

Öğretim İlke ve Yöntemleri 1

KUREYŞ SÛRESİ Nuzul 21 / Mushaf 106

(Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. (Fâtiha, 1/5)

Allah, ancak samimiyetle ve kendi rızası gözetilerek yapılan ameli kabul eder. (Nesâî, Cihâd, 24)

İman; Allah a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine ve âhiret gününe iman etmendir. Keza hayrı ve şerriyle kadere inanmandır.

KURAN DA TEKRARLANAN AYETLER

HÜMEZE SÛRESİ Nuzul 34 / Mushaf 104

TARIK SÛRESİ Nuzul 38 / Mushaf 86

İmam Tirmizi nin. Sıfatlar Hususundaki Mezhebi

40 HADİS YARIŞMASI DİKKAT 47'DEN 55'E KADAR Kİ HADİSLERİN ARAPÇA METİNLERİ DÜZELTİLMİŞTİR. SINIFI 5-6,7-8 1-) 9-10,11-12 SINIFI 5-6,7-8 2-) 9-10

BAZI AYETLER ÜZERİNE KÜÇÜK Bİ R TEFEKKÜR ( IV)

HADİS II DERSİ EZBER HADİSLER

KALEM SURESİ. Nuzul Ortamı: Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla MEKKE. Nüzul Sırası 7 NÜZUL YERİ KALEM SURESİ. Nuzul Sıra 7.

Bayram hutbesi nasıl okunur? - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK

Cihad Gönderen Kadir Hatipoglu - Şubat :23:10. Cihad İNDİR

(40 Hadis-7) SEÇME KIRK HADİS

Onlardan bazıları. İhtilaf ettiler. Diri-yaşayan. Yüce. Sen görüyorsun ت ر dostlar. ..e uğradı

(Dersini sabah namazından sonra yapmanı tavsiye etmekle birlikte, sana uygun olan en münasip bir vakitte de yapmanda bir sakınca yoktur.

Kur an ın, şerî meseleleri ders verirken aynı anda tevhid dersi vermesi hakkında izahta bulunabilir misiniz?

Bir kişinin kalbinde iman ile küfür, doğruluk ile yalancılık, hıyanet ile emanet bir arada bulunmaz. (İbn Hanbel, II, 349)

Hor görme, aşağılama, hakir kabul etme günahını ilk işleyen şeytandır.

Kolay Yolla Kur an ı Anlama

5. Ünite 1, sayfa 17, son satır

األصل الجامع لعبادة هللا وحده

Yarışıyorlarkoşuyorlar

KEVSER SÛRESİ Nuzul 15 / Mushaf 108

Kolay Yolla Kur an ı Anlama

ALLAH IN RAZI OLDUĞU KULLAR

Tedbir, Tevekkül Ve Kader Anlayışımız Gönderen Kadir Hatipoglu - Ağustos :14:51

55. Sizi ondan (arzdan) yarattık, ve ona iâde ederiz ve bir kere daha ondan çıkarırız.

ICERIK. Din kelimesinin sözlük anlami Din kelimesinin Kur an daki anlamlari Din anlayislari Dinin cesitleri Ayetlerle din

Damla Yayın Nu: Editör Mehmet DO RU. Dil Uzman lyas DİRİN. Görsel Tasar m Uzman Cem ÇERİ. Program Gelifltirme Uzman Yusuf SARIGÜNEY

118. SOHBET Kadir Suresi SÛRE VE MEÂLİ:

DUA KAVRAMININ ANLAMI*

CENAB-I HAKK IN O NA İTAATİ KENDİNE İTAAT KABUL ETTİĞİ ZAT A SALÂT VE SELAM

KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK

Rahmân ve Rahîm olan Allâh ın ismiyle Hamd, - Allâh a mahsustur. O na hamd eder, O ndan yardım ve mağfiret dileriz. Nefislerimizin şerrinden ve

1- EBEVEYNLERİN ÇOCUKLAR ÜZERINDEKİ HAKLARI

101. SOHBET Kur an da Hz. Lût (as) ve Kıssası LÛT (AS) KİMDİR?

تلقني أصول العقيدة العامة

ŞEMS SÛRESİ Nuzul 28 / Mushaf 91

113. SOHBET Peygamberlerin Ortak Özellikleri

Ders : 185. Konu : MEKKE DE GİZLİ DAVET. MEKKE DÖNEMİ ve DAVET BYK&ŞYK DERSLERİ

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

İNSAN ALLAHIN HALİFESİ Mİ? (HALEF- SELEF OLAYI) Allah Teâlâ şöyle buyurur:

Kur'an'da Kadının Örtüsü Meselesi - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

bartin.diyanet.gov.tr/kurucasile

EV SOHBETLERİ AT. Ders : 6 Konu : Kitaplara İman. a) Kitaplara Topyekün İman

هل الا نبياء متساوون. şeyh Muhammed Salih el-muneccid

Hesap Verme Bilinci Gönderen Kadir Hatipoglu - Ocak :00:00

yoksa ziyana uğrayanlardan olursun." 7

Îman, Küfür ve Tekfir 2

Bazı Âyetlerin Anlamları ile İlgili Mülahazalar

EV SOHBETLERİ SOHBET Merhamet

İHSAN SOHBETLERİ İHSAN SOHBETİ

Borçlunun sadaka vermesinin hükmü

و ال ت ق ول وا ل م ن ي ق ت ل ف ي س بيل الل ه أ م و ات ب ل أ ح ي اء و ل ك ن ال ت ش ع ر ون

ON EMİR الوصايا لعرش

Altı aylık iken anne karnından düşen ceninin cenaze namazını kılmanın hükmü

Konulu Tefsir Metodu Bir Usûl Sayılabilir mi ve Bunun Kur an ı Anlamaya Katkısı

SAHABE NİN ÖNDERİ HZ. EBU BEKİR

BİRKAÇ AYETİN TEFSİRİ

Kur an-ı Kerim de Geçen Ticaret, Alım-Satım, Satın Alma Ayetleri ve Mealleri

الصيام برؤية واحدة اسم املؤلف حممد بن صالح العثيمني

DÖRT KAİDE القواعد األربعة DÖRT KAİDE. Şeyhulislam Muhammed bin Abdilvehhab (rh.a)

CİN SÛRESİ Nuzul 63 / Mushaf 72

94. SOHBET İslam da İbadet Kavramı Çerçevesinde "Çalışmak İbadet "midir?

Ders : 57 Konu: Şeytanla Mücadele

KADR SÛRESİ Nuzul 12 / Mushaf 97

IGMG EV SOHBETLERİ DERSLERİ

2 İSLAM BARIŞ VE EMAN DİNİDİR 1

EV SOHBETLERİ. (Allah) her şeyi yaratmış, ona ölçü, biçim ve düzen vermiştir. (Furkan, 25:2)

148. Sohbet ÖNDEN GİDENLER

AÇIKLAMALI SÛRE MEÂLLERİ

NASR SÛRESİ Nuzul 111 / Mushaf 110

124. SOHBET Sözü Güzel Söylemek

Peygamberlerin Kur an da Geçen Duaları

MÜZZEMMİL SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla MEKKE GİRİŞ SURENİN KONUSU. MÜZZEMMİL SURESİ Mushaf Yeri 73. Ayet Sayısı 20.

NASIL BİR ALLAH A İMAN EDİYORUZ?

Seyyid Yahyâ-yı Şirvânî nin Vird-i Settâr ı *

ALLAH HER ZAMAN DOĞRU OLMAMIZI İSTER 1. Ey iman edenler! Allah a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun. 2

EV SOHBETLERİ 133. SOHBET SOHBET HUZUR İSTİYOR MUYUZ?

KİTAP-SÜNNET İLİŞKİSİ (Nebi ve Resul Kavramları)

150. Sohbet TEVHÎDİN TARÎFİ VE MAHİYETİ (2/2)

NEVÂKIDU L-İSLÂM METNİ VE TERCÜMESİ

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

ي ا ا ي ه ا ال ذ ين ا م ن وا ك ت ب ع ل ي ك م الص ي ام ك م ا ك ت ب ع ل ى ال ذ ين م ن ق ب ل ك م ل ع ل ك م ت ت ق ون

SELÂMIN ŞEKLİ. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

ب Namaz. İbadet ederiz Sen-senin Yol göster

Melek BOZDOĞAN Murat BOZDOĞAN

Transkript:

NÛH SÛRESİ Nuzul 64 / Mushaf 71 Surenin Adı: Sûre adını Hz. Nûh un inkârcı kavme karşı verdiği ömürlük mücadeleyi dile getiren muhtevasından alır. Kadim mushaflarda ve tefsirlerde hep bu isimle anılmıştır.

Surenin Nuzul Yeri ve Zamanı: Mekke de inmiştir. MEKKE Mina Müzdelife Arafat KABE

Cabir kanalıyla gelen tertipte Nahl- Tûr, diğerlerinde Nahl-İbrahim arasında yer alır. Bu da sûrenin, diğer komşu sûreler gibi boykot sonrası ve hicret öncesi sûreler arasında yer aldığını gösterir. Kıssanın muhtevası indiği dönemin havasını haber verir. Bu, peygamberle inkârcı kavim arasındaki ilişkinin kopuş haberidir. 10. yıla yerleştirilebilir. Surenin Konusu: Sûrenin tek bir konusu vardır: Davet. Hz. Nûh, dünyevileşmiş kavmini tevhid ve adâlete davet eder. İnkarcı kavim bu çağrıyı ısrarla karşılıksız bırakır. Sonunda Hz. Nûh kavmini Allah a havale eder. Sûrenin başındaki âyetler (1-20) sonundaki helâk duasını (27-28) açıklamak içindir. Kur an kıssaları Muhammedî davetin aynasıdır; davet kendini bu aynada seyreder. Kur an da Hz. Nûh a ve inkârcı kavmine bir çok yerde değinilir Bunlar sırasıyla; A râf: 59-64; Yûnus: 71-73; Hûd: 25-29; Mü minûn: 23-31; Şu arâ: 105-122; Ankebût: 14-15; Sâffât: 75-82; Kamer: 9-16 dır. Zira Ortadoğu da tarih Nûh ile başlar. Kur an vahyi de risaleti ve ümmetler tarihini Nûh ile başlatır (A râf: 59; Hûd: 25; Mü minûn: 23; Nisâ: 163). En ayrıntılı anlatım bu sûrede yer alır. Nûh kavminin kıssası, her şeye fiyat biçen bir toplumun değerden nasıl mahrum kaldığının hikayesidir. Bu bir tuğyandır, tuğyan olan yerde mutlaka tufan olur. Her tufan; Değeri fiyata feda edenler için bir yok oluş ve felaket, Tercih edenler için bir kurtuluş ve nimettir. Tufan, toprak için bir abdest, Toplum için de bir arınmadır. Sûrenin amacı, Hz. Nûh ile inkârcı kavmini, Hz. Peygamber ile Kureyş müşriklerine çağdaş kılmaktır. Sûre; Hz. Nûh üzerinden Hz. Peygamberi teselli eder. Nûh kavmi üzerinden Mekke müşriklerini tehdit eder. Yüksek bir belagata sahip olan sûrenin amacı gerçekleşmiştir. Buna tarih şahittir. Müşrikler kendilerini topyekûn boğacak bir bela gelmemesini, vahyin bu etkili üslubuna borçludurlar.

Sûrenin verdiği mesaj açıktır: Her tuğyan çağının bir tufanı, Her tufanın bir Nûh u, Her Nûh un bir gemisi, Her geminin bir rotası ve yol haritası vardır. Ümmet-i Muhammed in rotası ve yol haritası Kur an dır. Kur an ın kılavuzluğuna teslim olan, ahir zaman tufanından kurtulur.

ب س م للا ح ن م ح ن م يم RAHMÂN RAHÎM ALLAH IN ADIYLA ح ننا ح م س ل ن ا ن و ا ح ى ق و ه ح ح ن ذ م ق و ك ق ب ل ح ي ا ت ي ه م ع ذ حب ح يم ١ 1 Biz Nûh u kendi halkına gönderdik; Başlarına elim bir azap gelmezden önce halkını uyar! (dedik). (1) (1) Kur an da 30 ayrı yerde değinilen kıssaya ilişkin her anlatım farklı bir vurgu taşır. Mesela Hûd suresindeki Hz. Peygamber i teselliyi, Zâriyât suresindeki kafirleri korkutmayı hedefler.

ق ال ي ا ق و م ح ن ى ك م ن ذ ي م ب ي ٢ 2 (Nûh) Ey kavmim! dedi, Ben size gönderilmiş apaçık bir uyarıcıyım. ح نتق وه و ح ط يع و ٣ و ح حع ب د وح للا 3 (Uyarım şu): (2) Yalnız Allah a kulluk edin ve O na karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun; dahası bana uyun ki, (2) En in tefsiriyye işlevine dayanarak. ن ت م ت ع ل و ٤ ي غ ف م ك م ذ ن وب ك م و ي ؤ خ م ك م ح ى ح ج ل س ى ح ن ح ج ل للا ح ذ ح ج اء ل ي ؤ نخ م و ك 4 Geçmiş (3) günahlarınızı bağışlasın ve adı konulmuş bir vakte kadar size süre tanısın; ama unutmayın ki, Allah ın belirlediği süre gelip çattığında asla ertelenemez: keşke bunu kavrasaydınız. (3) Min in anlama katkısına dayanarak (krş. İbn Atiyye). Hz Nuh un yaşadğı Yerler (Kufe ve Cudi)

ق ال م ب ح ن ى د ع و ت ق و ى ي ل و ن ه ا م ح ٥ 5 (Nûh) dedi ki: Rabbim! Ben kavmimi gece gündüz davet ettim. ف ل م ي ز د ه م د ع ائ ى ح ن ل ف م ح م ح ٦ 6 Ne ki benim davetim onları uzaklaştırmaktan başka bir işe yaramadı. و ح ن ى ك لن ا د ع و ت ه م ت غ ف م ه م ج ع ل وح ح ص اب ع ه م ف ى ح ذ حن ه م و حس ت غ ش و ح ث ي اب ه م و ح ص م وح و حس ت ك ب م وح حس ت ك ب ا م ح ٧ 7 Senin bağışına layık olmaları için onları davet ettiğim her seferinde; parmaklarını kulaklarına tıkadılar, gözlerini (hakikate) kapadılar, (4) (inkarda) direndiler, büyüklendiler de büyüklendiler... (4) Lafzen: elbiselerine büründüler. ث نم ح ن ى د ع و ت ه م ج ه ا م ح ٨ 8 Gün oldu ben onları açıktan davet ettim; ث نم ح ن ى ح ع ل ن ت ه م و ح س م م ت ه م ح س م ح م ح ٩ 9 Gün oldu hem (davetimi) kendilerine ilan ettim, bir de gizliden gizliye davet ettim; ف ق ل ت حس ت غ ف م وح م نبك م ح ننه ك ا غ نفا م ح ١١ 10 Nihayet dedim ki: Rabbinizden bağışlanma dileyin; unutmayın ki O sürekli bağışlayandır: ي م س ل ح نس اء ع ل ي ك م د م ح م ح ١١ 11 Göğü üzerinize cömertçe boşaltacaktır; و ي د د ك م ب ا و حل و ب ن ي و ي ج ع ل ك م ج ننات و ي ج ع ل ك م ح ن ه ا م ح ١٢ 12 Mal ve evlat vererek dünyevi refahınızı artıracak; dahası sizin için tarifsiz cennetler var edecek ve nehirler bahşedecektir. ق ا م ح ١٣ ا ك م ل ت م ج و ل ل و 13 Size ne oluyor da Allah için vakarlı bir tavır takınmıyorsunuz? (5) (5) Veya: Allah a mahsus bir azametin (hatırını) gözetmiyorsunuz ; veya vakâr ın imanın hasılatı anlamına dayanarak: Allah a hasredilmiş bir imanın hasılatını elde etmeyi arzu etmiyorsunuz? Tercihimiz, vakar ın hafifliğin karşıtı olan ağırlık anlamına dayanır (Mekâyîs).

و ق د خ ل ق ك م ح ط و ح م ح ١٤ 14 Oysa ki sizi uzun süreçler içinde halden hale geçirerek yaratan O dur. (6) (6) Etvâr, her bir halkası diğerinden farklı olan çok zamanlı ve çok aşamalı süreçlere/hallere delalet eder. İnsanın tabi olduğu tekamül kanununun ifadesidir. İnsan 28 deki tebdîl ile birlikte okunmalıdır. (Nuzul 32 / Mushaf 76 : İnsan 28 Aşağıdadır.) ن خ ل ق ن اه م و ش د د ن ا ح س م ه م و ح ذ ح ش ئ ن ا ب د ل ن ا ح ث ا ه م ت ب د ي ا ل ٢٨ 28 Onları Biz yarattık ve bütünün parçaları arasında sımsıkı bir bağ kurduk; (35) ve eğer Biz istersek onları benzerleriyle kökten değiştiririz. (35) Veya: parçaları birbirine raptettik. Duygu, düşünce ve eylemleri arasında. Sperma Yumurta Buluşması (Döllenme) Embriyo (Alaka): Sperma-Yumurta buluşmasıyla oluşan hücrenin ard arda mitoz bölünme geçirerek hücre sayısının artmasına denir. Hücre oluşması ile temel organların belirlenmesine kadar geçen süre Embriyo süresidir.

Embriyo (Alaka)

اق ا ١٥ ح م ت م و ح ك ي ف خ ل ق للا س ب ع س و حت ط ب 15 Allah ın yedi kat göğü nasıl birbiriyle uyumlu tabakalar halinde yarattığını görmüyor musunuz? (7) (7) Tıbâk için krş. İnsan 3. Bu âyetin helâk edilen Nûh kavmi bağlamında neden yer aldığını bilmek için bu helâk kıssasını karşılaştırmalı okumak gerekir. Böyle yapıldığında şu görülür: inkârcı kavim Hz. Nûh a iman eden ezilmiş ve toplumun altta kalmış kesimlerini etrafından uzaklaştırmasını ister. Zira onları hor görürler (Hûd: 27). Burada söylenen zımnen şudur: Zayıfları neden yok sayıyorsunuz? Allah göğü nasıl tabaka tabaka yarattıysa insanları da akıl, beceri, zevk, mizac ve kapasite açısından tabaka tabaka yaratmıştır. Allah ın yasasını Allah ın kullarını hor görmek için kullanmak, öyle mi?

و ج ع ل ح ق م ف يه ن ن و م ح و ج ع ل ح نش س س م حج ا ١٦ 16 Yine ayı etkili bir ışık (yansıtıcı) kıldığını, güneşi de (ışık kaynağı) tarifsiz bir lamba yaptığını? (8) (8) Benzer bir âyet için bkz. Yûnus: 5. (Nuzul 69 / Mushaf 10 : Yunus 5 Aşağıdadır.) ه و ح نذ ى ج ع ل ح نش س ض ي اء و ح ق م ن و م ح و ق ند م ه ن از ل ت ع ل وح ع د د ح س ن ي و ح س اب ا خ ل ق للا ذ ك ح ن ل ب ا ق ي ف ص ل ح ل ي ات ق و م ي ع ل و ٥ 5 Güneşi aydınlığın kaynağı ve ayı ışık yansıtıcı yapan;(11) yılların sayısını ve hesabı(nı) bilesiniz diye ona evreler takdir eden O dur. Bunu başka değil, mutlak hakikate (bir atıf olsun) için halk eden Allah, bilmek isteyen bir toplum için varlık âyetlerini(12) ayrıntılı olarak açıklıyor. (11) Dıyâ (dav ), Kur an da aydınlatan kaynak anlamında kullanılmıştır (krş. Bakara: 17; Kasas: 71). Dilde ışığın kaynağı için kulanılır. Daha çok işlevsel ve hep maddî anlamdadır. Nûr ise, birinciyi de kapsayan ve maddî-mânevî, somut-soyut tüm ışıma ve ışıtma süreç, araç ve hâlleri için kullanılır (Müfredât; Lisân ve Mekayîs). Işığın azına da çoğuna da nûr adı verilebilir. Fakat dav sadece nurun çoğuna verilen addır. Bu nedenle gün ışığına dav denmiştir (İtkân III, 232). Ay için kullanıldığında ışık yansıtıcı anlamına geldiği kozmik bir hakikattir. Türkçe de aydınlık ve ışık birbirlerinin yerine kullanılsalar da (fi. Sami), birinciyi dıyâ, ikinciyi nûr karşılığı olarak kullanmayı tercih ettik. (12) Burada açıklananın vahyî âyetler değil, güneş ve ay gibi kozmik âyetler olduğu anlaşılmaktadır. Kevnî ve kavli olanıyla tüm âyetler, aslında birer gösterge dirler; bir asla delalet eder, bir hakikati gösterirler. Bu âyetlerin gösterdikleri gerçek ise Mutlak Hakikat olan Allah tır. Yukarıdaki çevirimiz, işte bu yaklaşıma dayanmaktadır.

ح ل م ض ن ب ات ا ١٧ و للا ح ن ب ت ك م 17 Ve Allah sizi yerden tarifsiz bir bitirişle bitirmiştir. (9) (9) İnsanın hem ilk yaratılıştaki elementer kökenine, hem de her insanın büyüme ve üreme sürecini ifade eden biyolojik kökenine atıf. Bu âyet 14. âyetin yanında, tekamül kanununa atıf yapan İnsan 1 ve benzer yapıdaki Hac 55 ile birlikte anlaşılmalıdır. (Nuzul 32 / Mushaf 76 : İnsan 1 Aşağıdadır.) ه ل ح ت ى ع ل ى ح ل ن س ا ي ح نده م م ي ك ش ي پ ا ذ ك و م ح ١ 1 İnsanın (1) üzerinden, o tarih sahnesine çıkıncaya (kadar), tüm zamanlar içinden belirsiz ve uzun bir süre geçmemiş miydi (ki), henüz o (bu süre zarfında) anılmaya değer bir varlık bile değildi? (2) (1) İns-cinn karşıtlığı için bkz. En âm: 112, not 2. İbn Abbas İnsân ı unutmak mânasındaki nisyan a nisbet etmiştir. Ona göre insan, Allah la yaptığı sözleşmeyi unuttuğu için bu adı almıştır (Taberî, Hicr: 26 nın tefsirinde). (2) İstifham-ı takriri olan hel etâ (geçmemiş miydi), aslında kad etâ (elbet geçmişti) gibi tekit vurgusu taşır. Bunun anlamı şudur: soru, aynı zamanda cevabın ta kendisidir. Bununla insanın yokluktan varlık âlemine çıkışı da, ruh üflenmeden önceki beşer hali de kastedilmiş olabilir. Birinci ihtimalde âyet, Allah ın varlığının bedihiliğine delalet eder. Zira, yokun varlığı faile bağlıdır. Fakat âyet hiçbir şey değildi demek yerine anılmaya değer bir şey değildi diyerek ikinci ihtimali doğrulamaktadır. Yani beşer, kendisini irade ve akıl sahibi kılan ruh üfleninceye kadar anılacak bir isme sahip olmayı hak etmemişti. Doğal olarak daha eşyaya isim verme yeteneğine de (krş. Bakara: 31) sahip değildi. (Nuzul 91 / Mushaf 22 : Hac 55 Aşağıdadır.) و ل ي ز حل ح نذ ي ك ف م وح ف ى م ي ة ن ه ت ى ت ا ت ي ه م ح نساع ة ب غ ت ة ح و ي ا ت ي ه م ع ذ حب ي و م ع ق يم ٥٥ 55 İnkarda direnen kimseler ise, Son Saat kendilerini ansızın gelip buluncaya, ya da (yaşama sevincinin) kökünü kurutan bir günün(81) tarifsiz azabı kendilerine kavuşuncaya kadar, bu mesajın kaynağı hakkında(82) kuşku duymaya devam edecekler. (81) Akîm, hem fail olarak soy kurutan hem de mef ul olarak soyu kurumuş anlamına gelir. Yevmin akîm, içerisinde mutluluk ve sevinçten eser kalmamış zaman demektir (Râğıb). (82) Minhu daki zamir Allah a ait olabileceği gibi, bir önceki âyetteki ennehu daki zamirin merciine de ait olabilir. İki tarafı da görecek şekilde gelmesi şöyle bir nükte içerir: mesajını inkar Allah ı inkar anlamına gelir. ث نم ي ع يد ك م ف يه ا و ي خ م ج ك م ح خ م حج ا ١٨ 18 Ardından sizi oraya geri döndürecek; en sonunda tarifsiz bir çıkarışla yeniden çıkaracaktır.

ح ل م ض ب س اط ا ١٩ و للا ج ع ل ك م 19 Ve Allah sizin için yeri (döşek gibi) yaymıştır ت س ل ك وح ن ه ا س ب ل ف ج اج ا ٢١ 20 Ki, geniş yollar bulup onun üzerinden aşabilesiniz diye. (10) (10) Aynı zamanda yeryüzünün engebeli arazi yapısıyla genişletilmesini ifade eder. Sözün özü şudur: Sizlere böyle cömert davranan Allah a niçin nankörlük ediyorsunuz? İndiği yılın ortamına uygun olarak Allah Rasulü ne taktik de olabilir: Önündeki engelleri aş! Zira her engeli aşacak bir geçit vardır. ق ال ن وح م ب ح ننه م ع ص و ن ى و ح نتب ع وح م ي ز د ه ا ه و و د ه ح ن ل خ س ا م ح ٢١ 21 NUH Rabbim! dedi, Onlar bana karşı direndiler, malı ve nesli sadece hüsranını artıran kimselere uydular;

و ك م وح ك م ح ك نبا م ح ٢٢ 22 Onlar (propaganda yoluyla) korkunç tuzaklar kurdular; (11) (11) Akla kurulan bu tuzaklar şunlar: İnsan soyundan bir peygamber gelmesi (A râf: 63), İlk inananların toplumun ezilen kesimleri olması (Hûd: 27); Hazinelere ve ğaybın ilmine sahip olmasının istenmesi (Hûd: 31); Yerleşik düzeni devirip (siyasi) üstünlük sağlamakla itham edilmesi (Mü minûn: 24). (Nuzul 56 / Mushaf 7 : A raf 63 Aşağıdadır.) ح و ع ج ب ت م ح ج اء ك م ذ ك ر م ب ك م على م ج ل ن ك م ي ن ذ م ك م و ت نتق وح و ع لنك م ت م و ٦٣ 63 Ne yani, sizi uyarsın, sorumluluğunuzu hatırlatsın ve bu sayede rahmete nail olasınız diye içinizden bir adam eliyle Rabbinizden size bir bildiri gelmesinde şaşılacak ne var? (Nuzul 70 / Mushaf 11 : Hud 27 Aşağıdadır.) ف ق ال ح ل ح نذ ي ك ف م وح ق و ه ا ن م يك ح ن ل ب ش م ح ث ل ن ا و ا ن م يك ح نتب ع ك ح ن ل ح نذ ي ه م ح م حذ ن ا ب اد ى ح ن مح و ا ن م ى ك م ع ل ي ن ا فض ل ب ل ن ظ ن ك م ك اذ ب ي ٢٧ 27 Bunun üzerine kavminin seçkinlerinden inkârda ısrar edenler şöyle dedi: Bakıyoruz da, sen de bizim gibi sadece ölümlü bir insansın. Yine, sana ayak takımına mensup sığ görüşlü kişilerin dışında kimsenin uymadığını görüyoruz.(32) Sonuçta, sizin bize karşı bir üstünlüğünüzün olmadığını düşünüyoruz. (33) Aksine, sizin yalancı olduğunuzdan eminiz! (32) Her peygamberin kula kulluktan kurtuluş çağrısına ilk koşup gelenler topumun mazlum ve mağdur kesimleri olmuştur. Bu da mağdur ve mazlum kesimlerin, ilâhî davetin doğal müttefikleri olduğunu gösterir. (33) Güce ve paraya tapanlar, güce ve paraya teslim olurlar. Zımnen: Eğer bizim üstünlük alameti saydığımız güç, servet ve iktidar sizde olsaydı üstünlüğünüzü kabul ederdik. (Nuzul 70 / Mushaf 11 : Hud 31 Aşağıdadır.) د مى ح ع ي ن ك م ي ؤ ت ي ه م للا خ ي م ح للا ح ع ل م ب ا ف ى ح ن ف س ه م ح ن ى ح ذ ح ح نظا ي ٣١ و ل ح ق ول ك م ع ن د ى خ ز حئ للا و ل ح ع ل م ح غ ي ب و ل ح ق ول ح ن ى ل ك و ل ح ق ول لنذ ي ت ز 31 Dahası ben size, Allah ın hazineleri benim gözetimimdedir demiyorum; görünmezin bilgisine sahip de değilim. Üstelik asla Ben meleğim de demiyorum.(38) Sizin küçük görüp tahkir ettiğiniz kimseler için Allah onlara gelecekte bir hayır vermeyecek demeye ise (39) zaten yanaşmam: Allah onların içlerindekini çok daha iyi bilir; eğer böyle davranırsam o zaman ben de kendisine zulmeden biri olup çıkarım. (38) Zımnen: Sizin istediğiniz bende yok. Âyet, Bir peygamber ne değildir? sorusunun cevabını sıralıyor: 1) Define bulma aleti değildir. 2) Gaybtan haber veren kâhin değildir. 3) İnsanüstü varlık değildir. (39) Girişteki vav, kaynak metnin vurgusunu hedef metne taşıyabilmek için ise ile karşılanmıştır. (Nuzul 80 / Mushaf 23 : Mü minun 24 Aşağıdadır.) ف ق ال ح ل ٶ ح ح نذ ي ك ف م وح ق و ه ا ه ذ ح ح ن ل ب ش م ث ل ك م ي م يد ح ي ت ف نضل ع ل ي ك م و و ش اء للا ل ن ز ل لئ ك ة ا س ع ن ا ب ه ذ ح ف ى ح ب ائ ن ا ح ل نو ي ٢٤ 24 Bunun üzerine, kavminin seçkinlerinden inkarda ısrar eden kimseler şöyle dedi: Bu da, sadece sizin gibi ölümlü bir insan;(24) onun amacı size üstünlük sağlamak; hem eğer Allah isteseydi, gökten bir melek indiriverirdi; (üstelik) bizler, bu konuda önder(25) atalarımızdan bir şey işitmiş de değiliz. (24) İnsan peygamber itirazı, bu sûrenin kıssalarını diğerlerinden ayıran özel vurgudur. Bu itirazı bu sûrede helâki anlatılan diğer kavimler de tekrarlar (bkz. 33, 34, 47). (25) Evvelîn, bu bağlamda, zaten geçmiş zamanda yaşamış olan ataların zamansal önceliğinden daha çok, önderliğini ifade etse gerektir.

و ق ا وح ل ت ذ م ن ح ه ت ك م و ل ت ذ م ن و د ح و ل س و حع ا و ل ي غ وث و ي ع وق و ن س م ح ٢٣ 23 Ve İlahlarınızı asla bırakmayın; bırakmayın Vedd i, Suva ı, Yeğus u, Ye uk u ve Nesr i! (12) dediler.(13) (12) Râzî nin de isabetle belirttiği gibi bu putlar kesinlikle nüzul dönemi Araplarının taptıkları putlar arasında yer alıyordu. Abdu Vedd, Abdu Yeğus isimleri konuluyordu. Vedd ve Tayy ın putu Yeğûs erkek, Huzeyl in putu Suva dişi tanrıça, Yemen-Hemdanlıların putu Ye ûk at sûretinde, Himyerli Zulkela ın putu Nesr Kartal/ Akbaba sûretindeydi. Bu putların Nûh kavminden sonraya nasıl intikal ettiği ise yoruma açıktır. Vahiy burada, inkârcı muhataplarına çizgisini izledikleri aklın sefaletini tanıtmaktadır. Verdiği mesaj nettir: aynı yolu izleyenler aynı akıbeti paylaşırlar. (13) İbn Abbas a göre bu beş put Hz. Nûh un kavminden sâlih zatlardır. Bu zatlar ölünce arkadan gelenler onların evlerini kutsal adak yeri edindiler. Bu zatların isimlerini o sunaklara verdiler. Bir zaman sonra yeni nesiller bunlara tapmaya başladılar (Buhârî, Tefsir 398).

و ق د ح ض ل وح ك ث ي م ح و ل ت ز د ح نظا ي ح ن ل ض ل ل ٢٤ 24 Doğrusu böylece onlar bir çoklarını yoldan çıkardılar; Sen de (Allah ım) bu zalimleri hedeflerinden daha fazla saptır! (14) (14) Dua kökünden gelen da vet, fiîlî bir dua idi. Bu bir ömür sürdü. O fayda etmeyince iş kavlî duaya kaldı. Bu duanın kabulü, sürecin doğru işlediğinin delilidir. ح ن ص ا م ح ٢٥ نا خ ط يپ ات ه م ح غ م ق وح ف ا د خ ل وح ن ا م ح ف ل م ي ج د وح ه م د و للا 25 Onlar günahlarından dolayı boğuldular; dahası (âhirette) ateşe atılacaklar (15) ve Allah dışında kendilerine yardım edecek kimse de bulamayacaklar. (15) Dünyada su, âhirette ateşle cezalandırıldılar. و ق ال ن وح م ب ل ت ذ م ع ل ى ح ل م ض ح ك اف مي د نيا م ح ٢٦ 26 Nûh Rabbim! diye yalvardı, Yeryüzünde kâfirlerden mostralık (16) tek kişi dâhi bırakma! (16) Deyyâr bir tek burada geçer. Nadir kelimelere nadir karşılık kuralımız gereği böyle çevirdik. Sitemin büyüklüğü emeğin büyüklüğünün göstergesidir.

ح ننك ح ت ذ م ه م ي ض ل وح ع ب اد ك و ل ي ل د وح ح ن ل ف اج م ح ك نفا م ح ٢٧ 27 Çünkü eğer Sen onları bırakırsan, Senin kullarını yoldan çıkarmaya (çalışacaklar); onlardan fesatçılar ve küfre saplananlardan başkası doğmayacaktır. (17) (17) Bu ifadeler, Hz. Nûh un harcadığı emeğin ve davet yolunda katlandığı zorluğun büyüklüğünü göstermek içindir. Hz. Nûh un duasının kabul olması, Her peygamberin ümmeti hakkında kabul olmuş bir duası vardır hadisi ışığında anlaşılmalıdır (şatıbî, el- Muvâfakât IV, 283). İbn Mes ud, içinde bu duanın geçtiği şu hadisi nakleder: Bedir esirleri getirildiğinde Hz. Ebubekir: Ya Rasulallah! Onlar senin kavmindendir; istersen onları bırakabilirsin: umulur ki Allah onlara dönüş nasip eder! dedi. Ömer de dedi ki: Ya Rasulallah! Onlar seni yalanladılar, yurdundan çıkardılar ve sana karşı savaştılar: vur boyunlarını! Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle buyurdu: Allah kimi kalpleri pamuk gibi yumuşak, kimilerini de kaya gibi sert yaratır. Ey Ebubekir, sen: Artık kim bana uyarsa işte o bendendir.. (İbrahim: 36) diyen İbrahim; ve Eğer onlara azap edersen, şüphe yok ki onlar senin kullarındır.. (Mâide: 118) diyen İsa gibisin. Ey Ömer, sen de Rabbim! Mallarını yok et, kalplerini bağla.. (Yûnus: 88) diyen Musa ve Rabbim yeryüzünde kâfirlerden mostralık dâhi bırakma! diyen Nûh gibisin (Tirmizî ve İbn Hanbel). Hz. Nûh, kendi kanaatini yansıtan bu duayı felaketin ardından da yapmış olabilir. Zira bu iki âyetin öncesi buna delalet eder. Bunu Hûd 36 da teyit eder. Zira söz konusu âyette, Bundan böyle toplumundan kimse sana inanmayacak denilmektedir. م ب حغ ف م ى و و ح د ن و د خ ل ب ي ت ى ؤ ن ا و ل ؤ ن ي و ح ؤ ن ات و ل ت ز د ح نظا ي ح ن ل ت ب ا م ح ٢٨ 28 Rabbim! Beni, Ana-babamı ve Evime mü min olarak giren herkesi,(18) Dahası tüm mü min erkekleri ve Mü min kadınları bağışla! Zalimlerinse sadece tükenişini artır! (18) Zımnen: Davetime icâbet eden herkesi.