www.oypusulasi.org web sitesinden elde edilen birkaç ön sonuç Prof. Dr. Ali Çarkoğlu Koç Üniversitesi 8/06/2011 Değişim Talebi Yaygın Ancak Tepkisel Statüko Desteği de Azımsanamayacak Boyutta www.oypusulasi.org adresinde yürütülen uygulama ile seçmenin hangi partilerin siyasa tercihlerine daha benzer olduklarını görmeleri mümkün kılınmaktadır. 16 Mayıs tan bu yana kullanıma açık olan web sitesine 5 Haziran itibariyle yaklaşık 170,000 kişi ziyaret etmiştir. Bu uygulama ile elde edilen veriler ağırlıklı olarak büyük metropol illerde yaşayan yüksek eğitimli 35 yaş altı erkeklerden oluşmaktadır. Bu açıdan aşağıda elde edilen sonuçlar, 12 Haziran seçimlerine dair çözümlemeler yapılırken, bu kısıt göz önünde tutularak dikkatle kullanılmalıdır. Bu çözümlemelerin seçime dair genellemelerde ya da tahminlerde kullanılamayacağını ancak kısıtlı da olsa yukarıda değinilen hedef kitledeki eğilim ve farklı dinamikleri ortaya koymakta anlamlı olabileceğini düşünüyoruz. Oy Pusulası uygulamasında özet çözümlemeler iki boyutlu bir siyasi harita üzerinde resmedilmektedir. Aşağıda gösterilen iki boyut Sol karşısında Sağ ile Reform/Değişim karşısında Statüko /Değişim karşıtlığı olarak ortaya çıkmaktadır. Bu analiz çerçevesinin temelleri için Ali Çarkoğlu ve Melvin Hinich'in birlikte kaleme aldıkları Türkiye'de Parti Tercihlerinin Konumsal Analizi (A Spatial Analysis of Turkish Party Preferences), Electoral Studies, vol.25, s.369-392, (2006) makalesine bakılabilir. 2011 genel seçimlerindeki siyasi tartışmanın da bu genel çerçeve içinde şekillenmesi söz konusudur. Yatay düzlemde gösterilen Sol karşısında Sağ düzleminde ekonomi politikalarında biraz daha devlet müdahalesi ve sosyal programlar ağırlığı ile özelleştirme karşıtlığı gibi bir tutum varken bunun karşısında piyasa mekanizmalarına öncelik veren, kısıtlı devlet müdahalesi ile özelleştirme tarafgirliği yer almaktadır. İfade özgürlüğü ile laiklik prensiplerinin korunması arasında da bir ikilem bu boyuta yansımaktadır. Yatay düzleme dik olarak gösterilen ikinci boyutun üst kısmında reform ve değişim yandaşlığı yer alırken alt kısmında statüko ve değişim karşıtlığı gösterilmektedir. Bu boyutta değişik konularda hem yeni hukuki düzenlemeler hem de farklı siyasa alanlarında politika değişiklikleri ile bunların karşısında yer alan görüşler özetlenmektedir. 1
Sol değişim taraftarı köşesi Sağ değişim taraftarı köşesi Sol statüko taraftarı köşesi Sağ statüko taraftarı köşesi Sol karşısında Sağ Boyutu Yatay düzlemde gösterilen Sol karşısında Sağ düzleminde ekonomi politikalarında biraz daha devlet müdahalesi ve sosyal programlar ağırlığı ile özelleştirme karşıtlığı gibi bir tutum varken, bunun karşısında piyasa mekanizmalarına öncelik veren, kısıtlı devlet müdahalesi ile özelleştirme tarafgirliği yer almaktadır. İfade özgürlüğü ile laiklik prensiplerinin korunması arasında da bir ikilem bu boyuta yansımaktadır. İhtiyaç duyan ailelere asgari gelir desteği sağlanması, daha yüksek vergi ödemek pahasına da olsa sosyal programlara devam etmek, ekonominin iyi işleyebilmesi için piyasa şartlarının devlet tarafından düzene sokulması gereği, laikliğin, kişisel özgürlükler aleyhine dahi olsa savunulması gibi önermeler Sol uca doğru etki etmektedir. Sağ boyutta ise özel sektöre sağlık sektöründe daha fazla rol verilmesi, özelleştirmelerin daha fazla yapılması ve özel sektörün işsizlere devlet yerine iş yaratması gibi konular rol oynamaktadır. Kadınlara karşı şiddet sorununu çözmekte polise değil aileye daha fazla yer verilmesi, İmam Hatip Liseleri mezunlarının tercih ettikleri herhangi bir üniversiteye girebilmesi ve Türk dış politikasının demokrasi ve insan hakları bazında değil de ticaret ve güvenlik bazında belirlenmesi Sağ uca doğru etki etmektedir. Reform / Değişim karşısında Statüko / Değişim karşıtlığı boyutu Yatay düzleme dik olarak gösterilen ikinci boyutun üst kısmında reform ve değişim yandaşlığı yer alırken alt kısmında statüko ve değişim karşıtlığı gösterilmektedir. Bu boyutta değişik 2
konularda hem yeni hukuki düzenlemeler hem de farklı siyasa alanlarında politika değişiklikleri ile bunların karşısında yer alan görüşler özetlenmektedir. Doktorlar kamu görevlisi olarak çalışıyorlarsa, özel sektör için çalışmamalıdırlar, Cem evleri ibadethane olarak tanınmalı ve elektrik, su gibi kamu hizmetlerinden bedava yararlanmalıdır, AB reformları ve Orta Doğu'daki Müslüman ülkelerle daha sıkı ilişkiler kurmaya öncelik verilmesi hep bu boyutta değişim yönüne etki yapmaktadır. Statüko yönüne etki ise terörizmle mücadele etmek için kişisel özgürlüklerin kısıtlanması kabul edilebilir, Türkiye'de hangi etnik gruptan olursa olsun her çocuk ilköğretimini Türkçe olarak yapmalıdır, çevreye zararlı olsa bile ekonomisini hızla büyütme gayretlerine devam edilmelidir gibi önermeler de değişim karşıtlığı boyutuna etki yapmaktadır. Peki seçmen bu iki boyutlu harita üzerinde nerede bulunmaktadır? Yukarıdaki harita üzerinde dört değişik köşe gösterilmiştir. Birinci köşede sol değişim taraftarı bir tutum sergilenirken, ikinci köşede sağ değişim taraftarlığı, üçüncüde sağ statüko taraftarlığı ve nihayet dördüncü köşede de sol ama statüko taraftarı bir duruş gözlenmektedir. 30 değişik konuda yapılan değerlendirmeler sonucunda soruları cevaplayan her kişi bu harita üzerinde bir noktaya yerleştirilmekte ve kendinin diğer partilere göre hangi konumda olduğunu görebilmektedir. 4 Haziran tarihi itibariyle tüm soruları cevaplandırıp bu iki boyutlu haritada bir noktaya yerleştirilmiş yaklaşık 43,000 kişinin toplamına bakıldığında sol değişim taraftarı grup %47, sağ değişim taraftarı grup %11, sağ statüko taraftarı grup %19, sol statüko taraftarı grup ise %12 boyutundadır. Aşağıdaki ilk grafikte sol değişim taraftarı köşesindeki toplam seçmen oranı, toplamın yanı sıra değişik bölgeler için de gösterilmektedir. Sırasıyla en yüksek oran İzmir, ardından İstanbul ve Ankara da gözlenmektedir. 1 En düşük oran ise %29 ile Konya da gözlenmektedir. Güneydoğu ve Doğu Anadolu illerinde metropol illerin yaklaşık %17 puan daha altındadır sol değişim taraftarlığı. 1 Burada gösterilen bölgeler arasında en düşük sayıda gözlem Doğu Anadolu bölgesinde yaklaşık 350 kişinin cevapları temelinde elde edilmektedir. İstanbul da ise en yüksek rakam olan yaklaşık 21,000 kişilik bir örneklemimiz vardır. Dolayısıyla yine altı çizilmelidir ki örneklemimiz temel olarak büyük metropollerde yaşayan ağırlıklı olarak 35 yaş ve altı iyi eğitimli genç erkeklerdir. Bu nedenle de sonuçlar Türkiye geneline yansıtılırken örneklemimizin bu kısıt hatırda tutulmalıdır. 3
AKP nin az da olsa değişim taraftarı bir konumda olduğu sağ değişim taraftarlığı köşesinde ise en yüksek oranlar Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde gözlenmektedir. Bu iki bölgede AKP ye kendini daha yakın hissedecek olan bu seçmenlerin oranı kendini BDP adaylarına daha yakın hissedebilecek olan sol değişim taraftarlığı köşesindeki oranlarla (%31-33 aralığında) karşılaştırıldığında daha düşük kalmaktadır. Doğu ve Güneydoğu dan batıya ilerledikçe sağ değişim taraftarı grubun küçüldüğü gözlenmektedir. İstanbul ve İzmir de bu grup sadece %10 civarındadır. 4
Sağ statüko taraftarları (%12) genel toplamda sol statüko taraftarlarından (%19) daha küçük bir gruptur. Sağ statüko taraftarlarının temelde İç Anadolu ve Karadeniz bölgesinin yanı sıra Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde yoğunlaştığı gözlenmektedir. İstanbul ve İzmir de bu grup yine %10 civarındadır. Oysa sol statüko taraftarları İstanbul ve İzmir de yaklaşık %19-20 civarında bir gruptur. Sol statüko taraftarlarının bulunduğu köşede hiçbir partinin bulunmadığı dikkate alındığında bu köşedeki seçmenin soldan CHP ye statüko taraftarlığında ise MHP ye yakınlaşarak iki parti arasında kararsız kalmaları anlaşılabilir olmaktadır. 5
Kaset skandalları MHP liderini zorluyor www.oypusulasi.org uygulamasında parti liderlerine dair iki değişik değerlendirme de alınmaktadır. Birincisinde dokuz parti lideri için genel bir güven değerlendirmesi alınırken, ikincisinde başbakanlığın gereklerine yerine getirme konusunda değerlendirmeler 0-10 arasında değişen puanlar temelinde sorgulanmaktadır. Her iki değerlendirmede de 0-10 arasında artan değerlendirmeler yükselen güven ve liyakata karşılık gelmektedir. Partilerin seçmenlerini tespit etmek amacıyla da dokuz partinin her biri için ne olasılıkla oy verilebileceğine dair bir değerlendirme alınmaktadır. Eğer bir kişi 0-10 cetvelinde 7 ve üzerinde bir olasılıkla oy verebilirim demişse o kişi söz konusu parti seçmeni grubuna dahil edilmiştir. Bu sorulara bakarken cevap vermeye çalıştığımız birinci soru parti liderleri arasında en güvenilen ve başbakanlığın gereklerini yerine getirme konusunda en yeterli bulunanın hangi lider olduğudur. Bu soruyu hem her liderin kendi partisine oy vermeye en yakın olan seçmenler temelinde hem de söz konusu liderin partisi dışında bir partiye oy verme olasılığı yüksek olanlar arasında nasıl bir güven ve liyakat düzeyi tutturulduğuna bakarak cevaplamaya çalıştık. Genel bir gözlem olarak seçmenler kendi partilerinin liderlerini beğenirken diğer parti liderlerine daha düşük puan verme eğilimindedirler. Bu temelde Türkiye seçmeninin polarize olmuşluğu vurgulanabilir. AKP seçmeni parti lideri Erdoğan a güven sorusunda 10 üzerinden ortalama 9, başbakanlığın gereklerini yerine getirebilme sorusunda da ortalama 9,3 vermektedirler. AKP lilerin sadece %2,5 i CHP lideri Kılıçtaroğlu nu liyakat sorusunda yeterli bulurken, CHP seçmeni içerisinde Erdoğan ı yeterli bulan yine düşük ama AKP seçmeni içerisinde kendi liderlerine olan yeterlilik oranının iki katından yüksek olarak %5,5 düzeyindedir. CHP liler arasında Erdoğan ın güven skorunun çok düşük olduğu göz önünde bulundurulduğunda, bir grup CHP linin Erdoğan ı başbakanlığın gereklerini yerine getirme konusunda yeterli bulması ilginç bir gözlemdir. AKP liler arasında benzer bir liyakat değerlendirmesi Kılıçtaroğlu için gözlenmemektedir. MHP lilerin AKP ve CHP liderlerini değerlendirmesine bakıldığında ilginç örüntüler gözlenmektedir. MHP ye oy verme ihtimali yüksek olanlar arasında Kılıçtaroğlu nun güven skoru (ortalama 10 üzerinden 5,2) Erdoğan ınkinden (ortalama 10 üzerinden 1,7) yüksektir. Aradaki bu büyük fark başbakanlığın gereklerini yerine getirebilme değerlendirmelerine gelince oldukça azalmaktadır. Bu değerlendirmelerde MHP li seçmenin Kılıçtaroğlu için ortalama yanıtı 5.3 iken Erdoğan için 3.2 dir. MHP seçmeninin yaklaşık %13 ü Erdoğan a bu liyakat değerlendirmesinde 10 üzerinden 7 ve üzeri bir puan vermektedir. Diğer partilere oy verme olasılığı yüksek olan seçmenler arasında da Erdoğan ın güven ve liyakat performansı oldukça yüksektir. Örneğin DP li seçmenin yaklaşık %20 si liyakat değerlendirmesinde 10 üzerinden 7 ve üzerinde bir puan vermektedir. BBP ve Halkın Sesi 6
Partisi ne oy verebileceğini belirtenlerin yarısından fazlası için de Erdoğan ın liyakat puanı 7 ve üzerindedir. Bu güven ve liyakat değerlendirmelerini seçim kampanyası içerisinde günden güne de izleyerek ilginç sonuçlara ulaşmak mümkündür. Özellikle kampanya içerisinde ortaya çıkan önemli gelişmelerin etkilerini gözlemek açısından bu soru ilginçtir. Aşağıda 17 Mayıs ile 5 Haziran tarihleri arasında www.oypusulasi.org uygulamasında parti liderine güven ve liyakat değerlendirmesine dair iki soruyu yanıtlayanların cevaplarına göre MHP lideri Devlet Bahçeli nin ortalama puanı gösterilmiştir. Bu grafikte ilginç olan MHP seçmeni için partilerinin liderinin güven ve liyakat değerlendirmesi ortalamalarının yavaş da olsa zaman içerisinde bir azalma olduğudur. Mayıs ayının sonuna doğru şekillenen kaset skandalının sonucu olduğu düşünülebilecek şekilde, güven ve liyakat puanlarının ortalaması önce dalgalanarak ama Haziran ayına geldikçe de sürekli olarak yavaş yavaş düşmektedir. CHP ve AKP seçmeni için ise skandalların başında bir dalgalanma görülürken sonrasında ortalama güven ve liyakat değerlendirmesi stabilize olmuş görülmektedir. Bu ortalamalarda zaman içerisinde ne CHP ne de AKP seçmeni için bir yükselme eğilimi yoktur. Bahçeli için CHP lilerin ortalama değerlendirmesi AKP lilere oranla neredeyse 10 üzerinden 2 puan daha yukarıdadır ve yaklaşık 4 düzeyindedir. Kısaca ortaya çıkan örüntü ağırlıklı olarak eğitimli genç ve metropoliten illerde ikamet eden erkek seçmen için MHP lideri Bahçelinin zaman içerisinde güven ve liyakat değerlendirmelerinin düştüğü gözlenmektedir. Bu düşüş temel olarak kaset skandallarının zamanlamasıyla örtüşmekte ve sanki bu nedenle bir güven kaybı yaşandığı intibaı oluşmaktadır. 7