ADL TIP RAPORLARININ DAVA DOSYALARINA ETK S



Benzer belgeler
BURSA TABİP ODASI YÖNETİM KURULU KARARLARI

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI PROJE FİŞİ

CMK 135 inci maddesindeki amir hükme rağmen, Mahkemenizce, sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişiminin tespitine karar verildiği görülmüştür.

İş Sağlığı İş Sağlığı nedir? Çağdaş İş Sağlığı anlayışı nedir?

2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ. Anayasa nın 49. Maddesi :

13.Mart Mah. Karaman Apt.Kat1/2 Yenişehir MARDİN Tel/faks

ANKARA ÜNİVERSİTESİ SENATO KARAR ÖRNEĞİ

I. EIPA Lüksemburg ile İşbirliği Kapsamında 2010 Yılında Gerçekleştirilen Faaliyetler

MADDE 2 (1) Bu Yönetmelik, 20/6/2012 tarihli ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında yer alan işyerlerini kapsar.

TEBLİĞ. c) Eğitim merkezi: Bakanlık tarafından kan bankacılığı ve transfüzyon tıbbı eğitimi vermek üzere yetkilendirilmiş kan hizmet birimini,

CEZAİ ŞARTIN TEK YANLI KARARLAŞTIRILAMAYACAĞI

T.C ATAŞEHİR ADIGÜZEL MESLEK YÜKSEKOKULU

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE KEPENEKLİOĞLU VE CANPOLAT - TÜRKİYE. (Başvuru no: 35363/02) KARAR STRAZBURG.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARAR İNCELEMESİ

UMU ETKİLEYEN ETKİLEYEN ETMENLER ETMENL

Tüketici Hukuku Enstitüsü. I. Kentsel Dönüşüm Raporu

TÜRKİYE DE HASTANEDE YATAN HASTALARIN AKILCI İLAÇ KULLANIMINA YÖNELİK BİLGİ VE DAVRANIŞLARINI DEĞERLENDİRME ÇALIŞMASI

AMASYA ÜNİVERSİTESİ ETİK KURUL YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU

YILDIRIM BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KOORDİNATÖRLÜĞÜ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM

YÖNETMELİK. a) Çocuk: Daha erken yaşta ergin olsa bile 18 yaşını doldurmamış kişiyi,

Ceza Usul Hukuku Dersi Final Sınavı Soruları

CEZA HUKUKU. 27 aralık 1968 tarihli ve sayılı Resmî Gazetede yayınlanmış 1072 sayılı «Rulet, tilt, langırt ve benzeri oyun âlet ve makinaları

KAMU İHALE KANUNUNA GÖRE İHALE EDİLEN PERSONEL ÇALIŞTIRILMASINA DAYALI HİZMET ALIMLARI KAPSAMINDA İSTİHDAM EDİLEN İŞÇİLERİN KIDEM TAZMİNATLARININ

難 民 認 定 申 請 書 Mültecilik Kabulü Başvuru formu

gün, Esas:2011/9-193 Karar:2011/269

YARGITAY 8. CEZA DA RES KARARI

PATOLOJİ DERNEKLERİ FEDERASYONU ETİK YÖNERGE TASLAĞI. GEREKÇE: TTB UDEK kararı gereğince, Federasyon Yönetim

14 May s 2014 Çar amba Günü Saat da Yap lan Mahkeme Toplant nda Görü ülen Dosyalar ve Sonuçlar (*)

ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE. Adalet ilkin devletten gelmelidir Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir.

T.C. ANKARA 2. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2011/1810 KARAR NO : 2012/280

Özelge: 4632 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesi kapsamında vakıf/sandıklardan bireysel emeklilik sistemine yapılan aktarımlarda vergilendirme hk.

YURTDIŞI VATANDAŞLAR DANIŞMA KURULUNUN ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

Türk-Alman Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Staj Yönergesi. Ek İsterler

FRANSIZ CEZA USÛL KANUNUNDA YER ALAN ÜST MAHKEMELER İLE İLGİLİ HÜKÜMLER

Ordu Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Staj Yönergesi Aralık 2007 T.C. ORDU ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEKOKULU STAJ YÖNERGESİ

T.C. D A N I Ş T A Y İdari Dava Daireleri Kurulu. Esas No:2005/374 Karar No:2007/103

Merhaba Seren Hanim, İlginize tesekkur eder. Iyi gunler dilerim. Zafer UZUN.

Avrupa Adelet Divanı

BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu

: Prof. Dr. Nurettin KALDIRIMCI : Kenan TÜRK, Dr. Murat ÇETİNKAYA, Reşit GÜRPINAR, Fevzi ÖZKAN, Dr. Metin ARSLAN, Doç. Dr.

2005 Yılı Türkiye Đnsan Hakları Đhlalleri Bilançosu

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /2, 3, 6 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2012/6638 Karar No. 2014/11489 Tarihi:

Sosyal Sigortalar Yönetmeliği İş Kazası ve Meslek Hastalıkları Raporları

YÖNETMELĐK RAPOR DEĞERLENDĐRME KOMĐSYONLARININ TEŞEKKÜLÜ ĐLE ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELĐK

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü :18

GEKA NİHAİ RAPOR TEKNİK BÖLÜM. 1. Açıklama

2. Kapsam: Bu prosedür erişkin ve çocuk hastanın yoğun bakım ünitesine kabul edilmesinden taburcu edilmesine kadar yürütülen işlemleri kapsar.

YÖKAKADEMİK (Yükseköğretim Akademik Arama Sistemi)

CMK (Ceza Muhakemesi Kanunu)

MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ELEMANLARININ YURTİÇİ VE YURTDIŞI GÖREVLENDİRME YÖNERGESİ

KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİ GELİŞTİRME VE DESTEKLEME İDARESİ BAŞKANLIĞI (KOSGEB) KOBİ VE GİRİŞİMCİLİK ÖDÜLLERİ UYGULAMA ESASLARI

Nüfus Planlaması Hizmetlerini Yürütecek Personelin Eğitimi. Görev, Yetki ve Sorumlulukları Hakkında Yönetmelik

BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

İSTANBUL KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ KURULUŞ, ÖRGÜTLEME ve İŞLEYİŞ YÖNETMELİĞİ

SERMAYE ġġrketlerġnde KAR DAĞITIMI VE ÖNEMĠ

33. BÖLÜM İLK VE SON SORUŞTURMA İNŞAAT SAHİBİNE PARA CEZASI İNŞAATA YIKIM KARARI VE BU KARARIN İPTALİ SUÇLAMA; KARARA İTİRAZ ETMEMEK!

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş.

Hayata Dokunan Bir El: YEDAM (Yeşilay Danışma Merkezi)

UÜ-SK ORGAN VE DOKU NAKLİ PROSEDÜRÜ

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

MEMUR OLMAYANIN RESMİ BELGEDE SAHTECİLİK-CEZAYI AZALTAN ÖZEL DURUMLAR

Giresun Üniversitesi Akademik Değerlendirme Ve Kalite Geliştirme Uygulama Yönergesi

YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ DERS GÖREVLENDİRME YÖNERGESİ

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ YAZ OKULU YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM

5651 Sayılı Kanun Sayılı Kanun Maddesinin Amacı

ÇALIŞAN SAĞLIĞI BİRİMİ İŞLEYİŞİ Hastanesi

Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet. Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1

Okumufl / Mete (Ed.) Anne Babalar için Do uma Haz rl k / Sa l k Profesyonelleri için Rehber 16.5 x 24 cm, XIV Sayfa ISBN

Rekabet Kurumu Başkanlığından, REKABET KURULU KARARI

YÖNETMELİK. c) Merkez (Hastane): Selçuk Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezini (Selçuklu Tıp Fakültesi Hastanesini),

ÇANKAYA BELEDİYESİ EVDE BAKIM HİZMETLERİ YÖNERGESİ

İnşaat Mühendisleri Odası Kurum İçi Eğitim Kitabı (1 Eylül 2015) Öğrenci Üye İşlemleri

T.C. RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ FAKÜLTE YÖNETİM KURULU TOPLANTI TUTANAĞI

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

BİLGİ NOTU. : Sağlık Bakanlığı Atama ve Nakil Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelikte Değişiklik

1111 SAYILI ASKERLİK KANUNUNUN 35/E MADDESİNE GÖRE SEVKLERİ TEHİR EDİLECEK SPORCULARA İLİŞKİN ÖZEL YÖNERGE

BALIK YAĞI MI BALIK MI?

PROTOKOL Özel Kartepe Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi Türkiye Petrol Kimya Lastik İşçileri Sendikası PETROL-İŞ Hizmeti Alan:

ULUSAL VE RESMİ BAYRAMLAR İLE MAHALLİ KURTULUŞ GÜNLERİ, ATATÜRK GÜNLERİ VE TARİHİ GÜNLERDE YAPILACAK TÖREN VE KUTLAMALAR YÖNETMELİĞİ

İlgili Kanun / Madde 506 S. SSK/61

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

T.C. KUZEYDOĞU ANADOLU KALKINMA AJANSI EVRAK KAYIT VE DOSYALAMA YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Özet şeklinde bilgiler

İKİNCİ BÖLÜM Genel Kurulun Çalışma Usul ve Esasları

6 Nisan 2011 ÇARŞAMBA Resmî Gazete Sayı : YÖNETMELİK

Yapı ve Deprem Yönetmelikleri, alan kullanım yönetmeliklerinin gözden geçirilmesi ve gerekiyorsa yeniden düzenlenmesi

YÖNETMELİK ANKARA ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİL EĞİTİM VE ÖĞRETİM YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü

HİZMET ALIMLARINDA FAZLA MESAİ ÜCRETLERİNDE İŞÇİLERE EKSİK VEYA FAZLA ÖDEME YAPILIYOR MU?

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

SUR RAPORU 2 ARALIK 2017

KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL DERGİLER YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

İÇİNDEKİLER GİRİŞ. BirinciBölüm YABANCILARIN TÜRKİYE'YE GİRİŞ, İKAMET VE SEYAHATLERİ

İŞ SAĞLIĞI Ve GÜVENLİĞİ KURULLARI. 1. İş Sağlığı Güvenliği Kurulu Kurulacak İşyerlerinin Kapsamı:

YARGITAY 14. HUKUK DA RES

ATAÇ Bilgilendirme Politikası

YÖNETMELİK. Hacettepe Üniversitesinden: HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ KANSERDE İLERİ TEKNOLOJİLER UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

Transkript:

ADL TIP RAPORLARININ DAVA DOSYALARINA ETK S Gözalt nda Cinsel Taciz ve Tecavüze Karş Hukuki Yard m Bürosu

ADL TIP RAPORLARININ DAVA DOSYALARINA ETK S Gözalt nda Cinsel Taciz ve Tecavüze Karş Hukuki Yard m Bürosu Punto Bask Çözümleri Halaskargazi Cad. Sait Kuran ş Merkezi No: 301 K:5 Şişli stanbul Tlf: 0212 231 30 67 Fax: 0212 231 33 37 Yazan: Av. Eren Keskin Yay na Haz rlayan: Av. Eren Keskin-Leman Yurtsever Düzelti: Ayşan Sönmez-Bekir Tar k Y ld r m Mizampaj: Fatih Taş Kapak Tasarım: Savaş Yıldırım Gözalt nda Cinsel Taciz ve Tecavüze Karş Hukuki Yard m Bürosu Kulo lu Mah. Turnac baş Sok.Fikret Tuner şhan No: 39 Kat: 2 Beyo lu stanbul Tlf: 0212 245 45 93 Fax: 0212 245 45 94 Ç NDEK LER Giriş 5 Ş.A. Dosyas 11 R.Dosyas 18 G.A. Dosyas 21 A.T. Dosyas 23 Z.A. Dosyas 27 Mustafa Kükçe Dosyas 32 N. Dosyas 38 Ş.E. Dosyas 43 H.A.Dosyas 47 Metin Lokumcu 49 Adli T p Uygulamalar ve Adalet/ Prof. Dr. Şebnem Korur Fincanc stanbul Üni. Çapa T p Fakültesi Adli T p Anabilim Başkan 61 Otopsiyi mamlar Yap yor Söyleşi- Ayça Örer-Şebnem Korur Fincanc -Taraf Gazetesi 64 Söyleşi-T24 Hazal Özvarış-ATUD Başkanı Prof. Dr. Ümit Biçer in Adli Tıp Uzmanlarının Sorunlarına İlişkin Yaptığı Bir Röportajdan Örnek 67 Birkaç Kad n/y ld r m Türker-Radikal Gazetesi 83 Sonuç Yerine 87 e-mail: hukukiyardimburosu@gmail.com Çal şmar m zda Aç k Toplum Enstütisü nün Verdi i Katk lar ndan Dolayı Teşekkür Ederiz.

Giriş Elinizdeki çal şmada; bir resmi bilirkişilik kurumu olan Adli T p Kurumu nun düzenlemiş oldu u baz raporlar n adil yarg lanma hakk n ihlal edecek biçimde mahkeme dosyalar üzerindeki etkisini ve sonuçlar n araşt rmay amaçlad k. Çal şmam zda, çeşitli nedenlerle mahkemelerde görülen 10 dosya üzerinden sonuçlar ç karmay planlad k. 5271 say l Ceza Muhakemesi Kanunu nun 62. ve devam maddeleri, ceza muhakemesi yarg lamas nda bilirkişilik kurumunu düzenler. 63. maddenin 1. f kras nda çözümü, uzmanl, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün al nmas na re sen, Cumhuriyet savc s n n, kat lan n, vekilinin, şüphelinin veya san n, müdafiinin veya kanuni temsilcinin istemi üzerine karar verilebilir. Ancak hakimlik mesle inin gerektirdi i genel ve hukuki bilgi ile çözülmesi olanakl konularda, bilirkişi dinlenmez. ifadesi yer al r. Ceza Muhakemeleri Kanunu nun 64. maddesinde ise bilirkişi olarak atanabilecekler belirtilir. 64. madde şöyle der: Bilirkişiler, l Adli Yarg Adalet Komisyonlar taraf ndan her y l düzenlenen bir listede yer alan gerçek veya tüzel kişiler aras ndan seçilirler. Cumhuriyet savc lar ve hakimler, yaln z bulunduklar il bak m ndan yap lm ş listelerden de il, di er illerde oluşturulmuş listelerden de, bilirkişi seçebilirler. Bu listelerin düzenlenmesine veya listelerde yer verilenlerin ç kar lmalar na ilişkin esas ve usuller yönetmelikte gösterilir. 5

Görüldü ü gibi, Ceza Muhakemeleri Yasas nda, bilirkişiler belirlenirken, resmi bilirkişilik kurumu olan Adli T p Kurumu na bir öncelik ya da ayr cal k tan nm ş de ildir. Yaz l hukukta durum böyle olmas na ra men, uygulamada, mahkemeler Yarg tay kararlar do rultusunda dosyalar en yetkili ve kesin raporlama merkezi olarak Adli T p Kurumu na gönderirler. Özellikle, devlet görevlileri eliyle işlenen suçlarda, yine bir devlet kuruluşu olan Adli T p Kurumu nun son ve kesin raporlama merkezi olarak kabulü, uygulamada birçok soruna yol açmaktad r. tiraz noktam z ve tart ş lmas gerekti ini düşündü ümüz tek husus Adli T p Kurumu nda görev yapan hekimlerin, devlet memurlar olmalar de ildir. Adli T p, ayn zamanda çok yo un bir iş yükümlülü üne sahiptir. Co rafyam zda yer alan birçok ildeki mahkeme ve savc l k, dosyalar, rapor düzenlenmek üzere Adli T p Genel Merkezi ne gönderir. Hekimlerin ve buna ba l olarak gözlem ve ihtisas dairelerinin ileri derecedeki iş yükümlülükleri, hem sonuç almay geciktirmekte, hem de iş kalitesini düşürebilmektedir. Bu nedenle, son birkaç y lda Adli T p Kurumu daha da tart ş l r hale gelmiştir. Kald ki, kurum bünyesinde çal şan birçok Adli T p hekiminin de çok çeşitli konularda sorunlar, eleştirileri, itirazlar ve talepleri oldu u bilinmektedir. Bilindi i gibi Adli T p Kurumu, adli soruşturma s ras nda ortaya ç kan t bbi sorunlarla u raşan bir bilim dal d r. Yaralanma, ölüm, işkence ya da hukuki ihtilafla sonuçlanan olaylara ilişkin olarak, adli soruşturmalarda olay n t bbi yönlerini ayd nlatmak, kurban, şüpheli ve olaydan etkilenen 3. şah slar n t bbi durumunu belgelemek ve bu kapsamdaki haklar n n korunmas n sa lamak için hekimlere gereksinim duyulur. Adli T p uzmanlar bu konuda e itim alm ş yetkin uzmanlard r. Olayların niteliklerine göre tek başlar na ya da branşlar nda uzman di er hekimlerle birlikte raporlar haz rlarlar. Adli T p raporunun her durumda Adli T p uzman taraf ndan haz rlanmas da şart de ildir. Olay n niteli ine göre branşlar nda uzman di er hekimler de kendi alanlar n ilgilendiren konularda rapor haz rlayabilirler. Bu bilgi do rultusunda görülüyor ki, mahkemelere intikal etmiş olan ölümle, yaralanmayla, işkenceyle sonuçlanm ş birçok olaya ilişkin Adli T p bulgular n içeren raporlar, Adli T p e itimi alm ş hekimlerin yan s ra, konuya göre, branşlar nda yetkin olan hekimler de verebilirler. Adli T p Kurumu Adalet Bakanl na ba l d r. Yani, siyasi iradeye olan mesafesi nedeniyle kararlar baz durumlarda şüphe yaratabilir. Kald ki, yerel yaz l iç hukukta da Adli T p bulgular n içeren raporlar n sadece ve sadece Adli T p taraf ndan verilebilece ini içeren hiçbir belirleme yer almaz. Ancak Yarg tay n aksi kararlar nedeniyle, uygulamada, mahkemeler sürekli bu yönde karar almakta ve son raporlama merkezi olarak dosyalar Adli T p Kurumu na göndermektedirler. Türkiye de yerleşik resmi bilirkişilik kurumu olan Adli T p raporlar na ilişkin, di er birçok itiraz n yan s ra bir itiraz da Avrupa nsan Haklar Mahkemesi nden gelmiştir. Avrupa nsan Haklar Mahkemesi Ş.A. davas nda Türkiye yi sözleşmenin 3, 6 ve 13. maddeleri uyar nca mahkum etmiştir. Mahkumiyet gerekçesinde şöyle denmiştir: Psikolojik aç dan başvurucunun hal ve tav rlar n n bir tecavüz kurban n nkine uyup uymad na yönelik hiçbir de erlendirme çabas na girilmemiştir. Mahkemeye göre, bir devlet yetkilisi eliyle gözalt nda u ran lan bir tecavüz suçlamas hakk nda kapsaml ve etkin bir soruşturman n gerekleri, bu alanda özel deneyim sahibi olan ve ba ms zl klar savc l k makam nca, incelemenin bak ş alan örne inde görüldü ü gibi, verilen direktiflerle k s tlanmam ş t bbi uzmanlar taraf ndan, duruma uygun düşen bir duyarl l kla, kurban n incelenme- 6 7

sini de zorunlu k lar. Savc n n direktifi ile yap lan t bbi muayenelerin bu gerekleri karş lad sonucuna var lamam şt r. Asl nda, Avrupa nsan Haklar Mahkemesi nin karar n n gerekçesi ba ms z hekim ya da merkezlerin veya hastanelerin raporlar n n da mahkeme kararlar nda dikkatle al nmas ve etkili bir rapor kabul edilmesi için önemli bir veri sunmaktadır. Bizim bu çal şmadaki amac m z adil bir yarg lama önündeki tüm engellerin kald r labilmesidir. Ayn şekilde; özellikle devlet güçleri taraf ndan işlenmiş suçlarda veya özellikle kad nlara, travesti ve transseksüellere yönelik erkek egemen, militer ve feodal de er yarg lar na dayanarak işlenen suçlarda, resmi bilirkişilik kurumu olan Adli T p Kurumu nun raporlar yla ortaya ç kan baz sonuçlar gözler önüne sererek bu konuda etkili bir tart şma başlatmak da bu çal şman n amaçlar ndandır. ADL TIP RAPORLARININ SONUCUNU ETK LED Ğ DAVA DOSYALARINDAN ÖRNEKLER Bu çerçevede, 10 temel dosya üzerinden gerçekleştirdi imiz araşt rmam z tamamlanmıştır. Ulaşt m z sonuçlar n özü, resmi bilirkişilik kurumu olan Adli T p Raporlar n n davalar üzerinde ço u zaman olumlu say lamayacak sonuçlar yarat yor olmas d r. Bu konuda önemli yasal düzenlemelere ihtiyaç duyuldu u da aç kt r. Mahkeme pratiklerinde ve savc l k tahkikat aşamalar nda, Adli T p alan nda hastanelerin Adli T p Anabilim Dal lar ndan ve alanda uzmanlaşm ş hekim ya da t p merkezlerinden ve onlar n haz rlayacaklar raporlardan yararlanma iradesinin oluşmas gerekli ve yeterlidir. Çal şmamam z n devam eden bölümünde adli yarg lama dosyalar ndan örnekler vererek, Adli T p Kurumu nun tek ve belirleyici raporlama merkezi say lmas n n, dosya içerikleri ve kararlar üzerinde nas l bir etki yaratt n tart şmaya geçiyoruz. Av. Eren Keskin Gözalt nda Cinsel Taciz ve Tecavüze Karş Hukuki Yard m Bürosu 8 9

1-) Ş.A. DOSYASI Ş.A, 1993 y l nda Mardin Derik te babas ve yengesiyle birlikte gözalt na alınarak, J TEM merkezine götürülmüşlerdir. Ş.A. orada babas ve yengesinden ayr tutulmuştur. Bir odaya alınmış, ç r lç plak soyulmuş ve bir araba tekerledi inin içine oturtularak çepeçevre döndürülmüş, üzerine tazyikli su s k lm şt r. Daha sonraki bir safhada elbiseleri giydirilerek gözleri ba l bir biçimde sorgu odas na götürülmüştür. Kap y kilitleyen ve üzerinde askeri elbise olan bir kişi, zorla elbiselerini ç kartm ş, s rt üstü yat rm ş ve Ş.A. ya tecavüz etmiştir. Ş.A. ve di erleri 3 gün gözalt nda tutulduktan sonra, serbest b rak lm şlard r. Ş.A. n n gözalt na al nd tarih 29 Haziran 1993 tür. Ş.A. 8 Temmuz 1993 tarihinde Derik Cumhuriyet Savc l na yaşad işkence ve tecavüz nedeniyle suç duyurusunda bulunmuştur. Savc l k, Ş.A. y Derik Devlet Hastanesi ne göndermiştir. Doktor Deniz Akkuş taraf ndan düzenlenen raporda, başvurucunun k zl k zar n n y rt ld ve bacaklar n n iç k sm mda yayg n çürükler oldu u tespit edilmiştir. Savc l k, bir gün sonra Ş.A. y bu kez Mardin Devlet Hastanesi ne göndermiştir. Burada da başvurucunun bekaretinin sonlad tespit edilmiştir. Savc l k bu kez 12 A ustos 1993 tarihinde Ş.A. y Diyarbak r Do umevi Hastanesi ne göndermiş ve bekaretin kaybedilme sürecinin tespitini istemiştir. Konuyla ilgili doktor raporunda k zl k zar n n y rt ld, ancak olaydan 7 ile 10 gün süre geçtikten sonra kesin tarihin tespit edilemeyece i belirtilmiştir. Adli Tıp hekimlerinin yaşadığı baskılara örnek 10 Soruşturma devam ederken savc l k, dosyay ve Ş.A. y Adli T p Kurumu na sevketmiştir. Adli T p Kurumu ise düzenledi i raporda başvurucunun iddias n do rulayacak bulgulara rastlanmad yönünde rapor vermiştir. 11

Savc l k soruşturmas n n çok uzun sürmesi nedeniyle, Ş.A. n n avukatlar, Avrupa nsan Haklar Sözleşmesi nin 3, 6 ve 13. maddeleri uyar nca Avrupa nsan Haklar Mahkemesi ne başvurmuşlard r. 1997 y l nda Avrupa nsan Haklar Mahkemesi nde dava sonuçlanm ş ve söz konusu davada Türkiye mahkum edilmiştir. Avrupa nsan Haklar Mahkemesi nde davan n sonuçlanmas n n ard ndan, Mardin 1. A r Ceza Mahkemesi nde de san k M.Ç. hakk nda efrada kötü muamele ve rza tecavüz nedeniyle dava aç lm ş ve yarg lama başlam şt r. Bu gerekçe son derece önemlidir. As l olarak, mahkemeler Avrupa nsan Haklar Mahkemesi nin vermiş oldu u bu karar do rultusunda dosyalar gerekti inde ba ms z merkez ya da hekimlere yönlendirseler ve bu merkezlerden rapor almay deneseler hem yarg laman n süresi olumlu biçimde etkilenecek hem de Adli T p Kurumu nun iş yükü azalacakt r. Çal şmam z n baş na bu örne i koymam z n amac, bu konuda olumlu bir alg yaratmakt r. Davaya bakan mahkeme, Ş.A. n n avukatlar taraf ndan ileri sürülen Çapa T p Fakültesi Psikososyal Travma Merkezi ne sevk talebini reddetmiş ve dosyan n resmi bilirkişilik kurumu olan Adli T p Kurumu na sevkini istemiştir. Ş.A. n n avukatlar ise, Adli T p Kurumu nun tarafs z bir kurum olmad gerekçesiyle bu duruma itiraz etmiş ve Avrupa nsan Haklar Mahkemesi karar na uyulmas n istemişlerdir. Ş.A. davas nda Avrupa nsan Haklar Mahkemesi nin vermiş oldu u karar son derece önemlidir. Söz konusu karar, bütünüyle resmi bilirkişilik kurumunu sorgulamakta ve ba ms z t p merkezleri ile ba ms z hekim raporlar n n önemini vurgulamaktad r. Avrupa nsan Haklar Mahkemesi Ş.A. davas nda Türkiye yi mahkum ederken şu gerekçeyi göstermiştir; Psikolojik aç dan başvurucunun hal ve tav rlar n n bir tecavüz kurban nkine uyup uymad na yönelik, hiçbir de erlendirme çabas na girilmemiştir. Mahkemeye göre, bir devlet yetkilisi eliyle gözalt nda u ran lan bir tecavüz suçlamas hakk nda kapsaml ve etkin bir soruşturman n gerekleri, bu alanda özel deneyim sahibi olan ve ba ms zl klar savc l k makam nca, incelemenin bak ş alan örne inde görüldü ü gibi, verilen direktiflerle k s tlanmam ş t bbi uzmanlar taraf ndan duruma uygun düşen bir duyarl l kla, kurban n incelenmesini de zorunlu k lar. Sav c n n direktifi ile yap lan t bbi muayenelerin bu gerekleri karş lad sonucuna var lamam şt r. 12 13

Çatışmalı ortamlarda kadına yönelik şiddet bir savaş aracıdır. 14 15

Devlet güçleri tarafından işlenen suçlara ilişkin örnekler. 16 17

2-) R. DOSYASI R., Batman n Kozluk lçesi Sican köyünde yaşamaktad r. 3 k z kardeştirler. Çiftçi olan babas genç yaşta yaşam n yitirmiş, annesi ise bir başkas yla evlenerek köyden gitmiştir. R., dedesi ve ninesi ile birlikte köyde kalmaktadır. Hiç okula gitmemiş olup, bu yüzden okuma yazmas da yoktur. R. nin tek ilgi kayna dedesinin ona alm ş oldu u inektir. 1995 y l nda, tam olarak gününü hat rlamad, ancak Ramazan ay oldu unu bildi i bir günde ine inin ah rda olmad n görür ve ine i aramak için k rlara gider. K rlarda, çal lar n aras nda köyden tan d ve korucu olup devletten silah alm ş olan N. yi görür. N., kendisini tüfe ini göstererek tehdit eder ve orada zor kullanarak tecavüz eder. R., bay l r. Ay ld nda korucu N., kimseye söylersen evinizi roketatarla uçururum, teröristler yapt derim, hepiniz ölürsünüz, burada devlet benim diye tehditte bulunur. Daha sonra, N. in amcas n n o ullar olan C. ve E. isimli korucular da R. ye tecavüz ederler. R., yaşad klar n korkarak da olsa ninesine anlat r, ancak ninesi inanmaz. Bu arada hamile kaldığını farkeder. Karn büyümeye başlay nca, ninesi R., nin anlatt klar na inan r ve savc l a suç duyurusunda bulunurlar. Bu arada, R., Batman Devlet Hastanesi nde do um yapar ve bir o lu olur. Ancak, aile çocu u istemedi inden bebek Diyarbak r Çocuk Esirgeme Kurumu na verilir. Bütün bu olaylar yaşand nda R. henüz 17 yaş ndad r. Bu arada, korucular sürekli R. yi tehdit etmektedirler. Şikâyetten vazgeçmesini istemektedirler. Ancak, R., şikayetinden vazgeçmez. Ve sonuçta san k korucular hakk nda eski T.C.K. n n 416. maddesinin 1. f kras gere ince kamu davas aç l r. 416. maddenin 1. f kras şöyle demektedir: 15 yaş n bitiren bir kimsenin cebir, şiddet veya tehdit kullanmak suretiyle rz na geçen veya ak l veya beden hastal ndan veya kendi fiilinden başka bir sebepten veya kulland hileli vas talardan dolay, fiile mukavemet edemeyecek bir halde bulunan kimseye karş, bu fiili işleyen kimse, 7 seneden aşa olmamak üzere a r hapis cezas ile cezaland r l r. Bu arada, yarg lama s ras nda, R. nin do urdu u çocu un babas n n korucu N. oldu unu tespit eden Adli T p Kurumu raporu da dosyaya girmiştir. R., avukatlar n n yönlendirmesiyle stanbul Üniversitesi Çapa T p Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dal Psikonevroz, Psikoterapi bölümünde tedavi görmeye başlar. Bu birimden verilen 15 Şubat 1997 tarihli ve Prof. Dr. Şahika Yüksel imzal raporda R. ye travma sonras stres bozuklu u ve depresif bozukluk tan s konulur ve bu tan lar n tecavüzden sonra ve ona ba l olarak gelişti i de erlendirilir. Ayr ca R. ye yap lan zeka testinde, zeka gerili i de tespit edilmiştir. Raporun sonuç bölümünde; depresyon ve travma sonras stres bozuklu unun tecavüz ve istenmeyen gebelikle ba lant l olarak gelişti i düşünülmektedir belirlemesi yap lmıştır. R. nin avukatlar dosyada toplanan delillerle yarg laman n bitirilmesini ve san klar n cezaland r lmas n istemişlerdir. Ancak mahkeme bu talepleri reddetmiş ve dosyay Adli T p Kurumu na göndermiştir. Adli T p, 6 Mart 1998 tarihli raporunda R. de oluşan post travmatik stres bozuklu unu tespit etmiştir. Ayr ca, bu durumun tecavüz olay yla ba lant l oldu u belirlemesini de yapmıştır. Ancak, Adli T p ayn raporunda R. de ak l zay fl araz na rastlanmad n ve ma duresi bulundu u olay n ahlaki redaetini idrak edip, fiile ruhsal yönden mukavemete muktedir oldu u tespitini de yapmaktad r. Yani bu rapor asl nda Prof. Dr. Şahika Yüksel in vermiş oldu u raporun, bir yönüyle tamamen z dd n oluşturmaktad r. Mahkeme ne yaz k ki, Adli T p n raporunu tek ve inand r c delil olarak kabul etmiş ve san klardan sadece N. yi T.C.K. n n 416. maddesinin son f kras gere ince 1 y l hapis cezas ile cezaland rmıştır. Ceza, T.C.K. n n 418/2 maddesi gere ince 1/2 oran nda artt r lmış ve sonuçta N. ya 1 y l 6 ay hapis cezas verilmiştir. Peki, T.C.K. n n 416. maddesinin son f kras ne diyordu? 18 19

Reşit olmayan bir kimseyle, r zas yla cinsi münasebette bulunanlar, fiil daha a r cezay müstelzim bulunmad takdirde 6 aydan 3 seneye kadar hapis cezas ile cezaland r l r. R. nin hayat na etki eden travma ortadayken, Adli T p n vermiş oldu u raporun san k korucunun bu denli az bir cezayla cezaland r lmas na en etkili neden oldu u çok aç k de il midir? 3-) G. A. DOSYASI G. A. Bo aziçi Üniversitesi mezunu olup, ikinci üniversite olarak Devlet Konservatuar nda Dans Bölümü ö rencisi olan bir kad nd r. 28 Eylül 2010 tarihinde annesinin, ablas n n ve kendisinin 10 y ld r gitmekte oldu u kuaförleri taraf ndan cinsel sald r ya maruz kal r. Kuaför A.E., dükkanda kimsenin olmad bir s rada G.A. y zorla soymaya çal ş r ve vücudunun çeşitli bölgelerine elle tacizde bulunur. G.A., A.E. nin elinden kurtulur ve derhal karakola giderek şikayetçi olur. Ayr ca, stanbul Üniversitesi Çapa T p Fakültesi Psikososyal Travma Merkezine başvurarak, psikolojik tedavi görmeye başlar. Bir süre sonra, Bak rköy 8. A r Ceza Mahkemesi nde san k hakk nda dava aç l r. Dava aşamas nda, mahkemeye Çapa T p Fakültesi Psikososyal Travma Merkezi taraf ndan verilen ve G.A. n n yaşad ma duriyet nedeniyle içinde bulundu u psikolojik durumu belgeleyen rapor sunulur. Ancak mahkeme, bu raporla yetinmeyerek dosyay Adli T p a göndermeye karar verir. G.A n n avukat Avrupa nsan Haklar Mahkemesi nin Ş.A. davas nda vermiş oldu u Türkiye ye yönelik mahkumiyet karar n n gerekçesini mahkemeye sunar ve Çapa T p Fakültesi Psikososyal Travma Merkezi nin, konusunda uzman bir birim oldu unu, bu birim taraf ndan verilen raporun yeterli delil oluşturdu unu illeri sürerek, dosyan n Adli T p a gönderilmesine karş ç kar. Ancak mahkeme, karar ndan vazgeçmez ve dosya Adli T p a gönderilir. Cinsel şiddetin ispatında, psikolojik rapor çok önemlidir. Mahkemenin 14 Ekim 2011 tarihli celsesinde ma durun 4 Ocak 2012 tarihinde Adli T p Kurumu taraf ndan verilen randevuya gönderilmesine karar verilir. 20 21

şte tam bu noktada, bizim itirazımız devreye girmektedir. Olay m zda, olayın oluş tarihi 2010 y l n n Eylül ay d r. Ancak Adli T p n iş yo unlu u nedeniyle vermiş oldu u tarih 2012 y l n n Ocak ay d r. Olay tarihi ile Adli T p n vermiş oldu u randevu tarihi arasında geçen süre yaklaş k 1,5 y ld r. Burada çok önemli bir sorun yaşanmaktad r. Her ma durun travmayla başa ç kma süresi farkl d r. Aradan geçen uzun süre, delillerin toplanmas nda da gecikmeye neden olmakta ve ma durun yarg ya olan güvensizli i artmaktad r. Adli T p n iş yo unlu u ve randevu tarihlerinin olay tarihine oranla çok geç veriliyor olmas, tabii ki tek baş na Adli T p Kurumu nun problemi de ildir. As l problem, mahkemelerdedir. Bir hukuki zorunluluk bulunmamas na ve dosyada uzman bir kuruluşun vermiş oldu u rapor bulunmas na ra men, mahkemenin karar nda srar etmesi hem davan n uzamas na hem de ma durun yaşad travman n devam na neden olmaktad r. 4-) A.T. DOSYASI A.T. dosyas, Adli T p raporlar n n işkencenin belgelenmesinde yetkili tek ve kesin raporlama merkezi olarak kabul edilmesinin, sakıncaları noktasında en çarp c örneklerinden birini oluşturmaktad r. Çünkü olay m zda söz konusu olan 2,5 yaş nda bir çocuktur. Bu nedenledir ki, çal şmam z aç s ndan bu dosya önemli bir yer tutmaktad r. Küçük A.T. henüz 2,5 yaş nda iken, annesiyle birlikte 1996 y l n n Aral k ay nda stanbul da misafir olarak bulunduklar bir eve, stanbul Terörle Mücadele Ekipleri nin düzenledi i bir operasyon sonucunda gözalt na al nm şlardır. Terörle Mücadele Şubesi nde kald klar 11 gün boyunca, annesi F. yi konuşturmak amac yla küçük A. ya da işkence uygulanm şt r. Çocu un elinde ve s rt nda sigara söndürülmüş, ç r lç plak soyulmak suretiyle annesiyle birlikte cinsel tacize maruz kalm şt r. Annesinin tutuklanmas n n ard ndan küçük A., anneyle birlikte cezaevine gönderilebilecek veya yak nlar na teslim edilebilecekken, Çocuk Esirgeme Kurumu na gönderilmiştir. 1,5 ay süren u raşlardan sonra çocuk, Bak rköy Çocuk Esirgeme Kurumu ndan teslim al narak annesinin bulundu u Gebze Cezaevi ne gönderilmiştir. Baz haftalar yak nlar taraf ndan d şar ç kar lm şt r. Küçük A. n n yaşam ş oldu u işkence nedeniyle, o dönem geçerli olan Türk Ceza Kanunu nun 243, 421 ve 456. maddeleri uyar nca suç duyurusunda bulunulmuştur. Ayr ca Avrupa nsan Haklar Sözleşmesi nin işkenceyi yasaklayan 3. maddesi de gerekçe olarak gösterilmiştir. Takip devam ederken küçük A. n n gördü ü işkenceyi belgeleyen 24 Nisan 1998 tarihli ve o dönem stanbul Tabip Odas Genel Sekreteri olan Prof. Dr. Şebnem Korur Fincanc imzas n taş yan rapor ile nsan Haklar Vakf n n 22 23

9 Ekim 1997 tarihli, yine çocu un yaşad psikolojik ve fiziksel işkenceyi belgeleyen rapor savc l k dosyas na sunulmuştur. Söz konusu raporlar, işkence konusunda uzman hekimler taraf ndan imzalanm şt r. Buna ra men savc l k bu raporlarla yetinmemiş ve dosyay Adli T p Kurumu na göndermiştir. Adli T p Kurumu nun 14 Ocak 2000 tarihli raporunda sol el s rt nda 1x4 cm lik yara izlerini saptam ş ancak, raporun sonuç k sm na bu izlerin ne zaman meydana geldi inin t bben bilenemeyece i bilgisi eklenmiştir. Savc l k, işkenceyi belgeleyen raporlara ra men, şüpheli polisler hakk nda takipsizlik karar vermiştir. Karar na gerekçe olarak da, iddia d ş nda müsnet suçlar n işlendi ine dair kamu davas aç lmas n hakl gösterecek delil bulunmad ndan, takibata mahal olmad n göstermiştir. Söz konusu savc l k karar na A r Ceza Mahkemesi nde itiraz edilmiş, A r Ceza Mahkemesi de yeterli delil olmad ndan itiraz reddetmiştir. ç hukuk yollar tükendi inden dosya Avrupa nsan Haklar Mahkemesi ne gönderilmiştir. Bu dosya sonuçlar itibariyle son derece dikkat çekicidir. Dosyada işkenceyi belgeleyen stanbul Tabip Odas ve işkence konusunda uzman ve sadece bu amaçla kurulmuş olan bir rehabilitasyon merkezi olan nsan Haklar Vakf n n raporlar bulunmas na ra men, savc l k ve mahkeme taraf ndan bu raporlar delil olarak kabul edilmemiştir. Olaydan 3 y l sonra Adli T p Kurumu nun vermiş oldu u rapor, tek delil olarak kabul edilmiş ve raporda yer alan şüpheli ifade san k polisler lehine kullan larak takipsizlik karar verilmiştir. Bu olayda, esas olarak savc l k ve mahkemenin tavr tart şma gerektirmektedir. Küçük A.T. a yapılan işkence. 24 25

5-) Z. A. DOSYASI Z. A. 1975 do umlu bir kad nd r. 24 Kas m 1996 tarihinde zmir de Terörle Mücadele Şubesi ne ba l polisler taraf ndan gözalt na al narak Emniyet Müdürlü ü ne götürülmüştür. Z.A. gözalt nda bulundu u süre içinde yasad ş bir sorgulamadan geçirilmiştir. Olay tarihinde Ceza Muhakemeleri Usulü Yasas nda Toplu Suçlar da yasal gözetim süresi 15 gün olmas na ra men, Z.A. 25 gün gözalt nda kalm şt r. Daha sonra stanbul a getirilmiş ve ard ndan tutuklanarak Gebze Cezaevi ne konulmuştur. Z.A. iki ay boyunca gözalt nda yaşad şiddeti aç klayamamış ancak 2 ay sonra avukat na tüm yaşad klar n anlatabilmiştir. Z.A. 24 Kas m da arkadaş R.K. ile birlikte zmir de bir akraba evinden gözalt na al nm şt r. Daha polis arac n n içindeyken, polislerin elle tacizine maruz kalmıştır. Anlat mlar na göre, kendisine Terörle Mücadele Şubesi ne götürüldükten sonra boynunun alt na slak bir sünger konulmak suretiyle elektrik verilmiştir. Küçük A.T. anlatıyor. Olaydan k sa bir süre önce rahminden bir kist al nması suretiyle ameliyat olan Z.A. ya gözaltındayken, ameliyat yerine tabanca dayanmış. ard ndan diz üstü çökmesi istenmiş ve bir copun üzerine oturtulmuştur. Bu işkence nedeniyle kanamasının başlad görülünce,gözleri kapalı olan Z.A. s rt üstü yat rılmış ve yüzünü göremedi i bir kişi Z.A. ya vajinal yoldan tecavüz etmiştir. Z.A. savc l a ç kar ld gün, di er san klarla birlikte götürüldü ü Adli T p Kurumu Başkanl nda, hekim taraf ndan bir muayenenin gerekli 26 27

koşullar na uyulmadan sadece göz ucuyla muayene edilmiş ve vücudunda herhangi bir darp ve cebir hasar görülmedi i gibi, ruhi ve psikolojik yönden de bir rahats zl n n bulunmad şeklinde rapor verilmiştir. Ayr ca belirtmek gerekir ki, Adli T p Kurumu nun stanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Şube Müdürlü ü nezdinde, muayeneden geçirildi i anda, kendisini sorgulayan emniyet güçleri de odan n içinde bulunmuştur. Kald ki, bir insan n 2 dakikal k bir muayene ile ruhsal anlamda bir hasara u ray p u ramad n n tespit edilebilmesinin de mümkün olmad aşikard r. Z.A. avukat na durumu anlatt ktan sonra, şikayeti üzerine Gebze Devlet Hastanesi Kad n Do um Servisi nde muayene edilmiş ve 10 Temmuz 1997 tarihli raporda, hymende eski y rt k mevcudiyeti saptanmıştır. sevk edilmiş ve sonunda yukar da sözü edilen ve travma sonras stres bozuklu unu tespit eden rapor al nm şt r. Bu durum üzerine Z.A. n n avukatlar bir kez daha savc l a suç duyurusunda bulunmuşlar, ancak sonuç yine de işmemiştir. ç hukuk yollar n n tükenmesi üzerine Avrupa nsan Haklar Mahkemesi ne başvurulmuş ve Avrupa nsan Haklar Mahkemesi nde, Türkiye Cumhuriyeti Devleti mahkum edilmiştir. Z.A. dosyas nda da görülece i üzere, son derece önemli bir işkence başvurusunda savc l k ve mahkeme yine sadece Adli T p raporlar n temel alm ş, eksik hukuki inceleme yaparak işkenceye ilişkin di er rapor ve delilleri hiç dikkatte almadan karar vermiştir. Z.A. avukat n n talebi ile stanbul Üniversitesi Çapa T p Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dal nda tedavi görmüş ve bu tedavi sonras nda verilen raporda travma sonras stres bozuklu u tespit edilmiştir. Z.A. n n zmir Cumhuriyet Savc l na yapm ş oldu u suç duyurusu takipsizlik karar ile sonuçlanmıştır. Savc l k takipsizlik karar n n gerekçesinde Adli T p Kurumu taraf ndan yap lan muayene sonucu verilen raporlarda rz na geçildi i yönünde herhangi bir bulgu elde edilemedi i gibi, işkence gördü üne dair de bir bulgu elde edilememiştir. Ayr ca, şikayet tarihinden sonra verilen iki raporda hymende eski y rt k tespit edildi i, ancak zaman n n tespitinin mümkün olmad na dair rapor verilmiş oldu unu belirtmiştir. Savc l n gerekçesine ekledi i şu cümle de son derece düşündürücüdür: Aradan bir süre geçtikten sonra şikayette bulunmas n n inand r c olmad sonucuna var lm şt r. Savc l k karar na yap lan itiraz da olumsuz sonuçlanm şt r. Cezaevi idaresi taraf ndan çeşitli engellemeler sonucu Z.A. stanbul Üniversitesi Çapa T p Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dal na geç de olsa 28 29

Tutuklu kadınların sorunları. Tutuklu kadınların sorunları. 30 31

Mustafa Kükçe nin gözalt na al nma nedeni, stepne lasti i çald şüphesidir. Götürüldü ü karakoldan savc l k aranmış, savc l k Mustafa Kükçe nin serbest b rak lmas talimat n vermiştir.. Ancak, o s rada stepne lasti i çal nd na dair bir başka şikayetin varl tespit edilmiş ve savc l ktan yeni bir gözetim izni istenmiştir. Savc l k, 15 Haziran 2007 gününe dek gözetim izni vermiştir. Mustafa Kükçe gözalt nda iken, üç karakol aras nda götürülüp getirilmiştir. Bu arada, ailesi karakola gitmiştir. Karakol, ö le saatlerinde Mustafa Kükçe yi iki sivil polis eşli inde binadan ç karmış ve Mustafa, bir araca bindirilip götürülmüştür. Polisler aileye, Mustafa n n Ümraniye Adliyesine götürüldü ünü söylemişlerdir. Aile adliyeye gitmiş, 18.30 a kadar beklemişlerdir. Saat 18.30 da Mustafa Kükçe bir araçla adliyeye getirilmiştir. Tek baş na yürüyemez durumdad r. Bu halde iken, savc l a ve ard ndan da hakim önüne ç kar lmış ve saat 19.30 gibi hakimin verdi i tutuklama karar uyar nca, tutuklanarak cezaevine gönderilmiştir. Psikolojik raporun önemi. 6-) MUSTAFA KÜKÇE DOSYASI Mustafa Kükçe, 13 Haziran 2007 tarihinde Ümraniye Emniyet Müdürlü- ü nün Önleyici Hizmetler Büro Amirli i ne ba l ekipleri taraf ndan, park halindeki bir arac n içerisinde bir arkadaş yla sohbet etti i s rada şüphe üzerine gözalt na al nm şt r. Gözalt na al nd ktan sonra, Ümraniye de Şehit Salih Sevgican Polis Merkezi ne götürülmüştür. Mustafa Kükçe Cezaevine götürüldükten 1,5 saat sonra fenalaşmış ve komaya girmiştir; hastaneye sevk edilirken de yaşam n yitirmiştir. Mustafa Kükçe nin ailesi cenazeyi teslim ald ktan sonra morgda, Mustafa Kükçe nin ölü ve ç plak bedeninin foto raflar n çekmişlerdir. Söz konusu foto rafta işkence izleri belirgindir. Bu durum üzerine Kükçe ailesi bir yandan nsan Haklar Derne i ne başvurmuş ve bir yandan da avukatlar arac l yla suç duyurusunda bulunmuşlardır. Savc l k süreci, ölümlü bir dosya olmas na ra men 1,5 y l gibi uzun bir zaman sürmüştür. Bunun nedeni de, Adli T p raporunun al nmas için geçen sürenin çok uzun olmas d r. 32 33

Dosyada, Mustafa Kükçe nin hakim önüne ç kar ld gün olan, 15 Haziran 2007 tarihli ve saat 16.50 de düzenlenmiş ve vücudundaki darp-cebir izlerini belgeleyen devlet hastanesi doktorlar taraf ndan imzalanm ş rapor bulunmaktad r. Adli T p n vermiş oldu u 20 A ustos 2008 tarihli raporda ise, darp ve cebir izini belgeleyen doktor raporuna dair bilgiye 9 numaral bentte yer verilmiştir. Raporun sonuç k sm nda ise otopside, kişinin vücudunda tarif edilen ve de işik zamanlarda oluştu u anlaş lan yüzeysel travmatik de işimlerin başl baş na ölüm meydana getirir nitelikte olmad klar, kötü muamele sonucu oluşmuş olabilecekleri gibi, düşme, çarpma sonucunda da meydana gelebilecekleri yazmaktad r. Ayr ca rapor şöyle devam etmektedir: Otopsideki makroskopik ve mikroskobik bulgulara göre, kişinin ölümünün beyin kanamas, beyin doku harabiyeti ve gelişen komplikasyonlardan ileri geldi i, kanaman n lokalizasyonuna göre, do rudan travma sonucu meydana geldi inin delillerinin bulunamad, daha ziyade yüksekten düşmekle uyumlu olduklar ve ölüme neden olan beyin kanamas n n ölümden iki ila 5 gün önceki bir zaman diliminde meydana gelmiş nitelikte oldu u tespit edilmiştir. de işmiş ve yeni gelen savc devlet hastanesi raporunu veren hekimin tan k olarak dinlenmesini istemiş ve bu talep mahkemece kabul edilmiştir. Yarg lama devam etmektedir. Bu dosyada önemli olan husus şudur: Kötü muameleyi belgeleyen bir doktor raporu olmas na ra men soruşturma s ras nda kovuşturmaya yer olmad karar veren savc n n, şu gerekçeyi kullanmas d r. Gözalt s ras nda al nan doktor raporlar ndan 15 Haziran 2007, saat 16.50 de verilen rapor haricinde, Mustafa Kükçe üzerinde herhangi bir darp ve cebir izine rastlanmam şt r. Yani burada, savc l k makam n n olaya adeta tarafl bakmas ve bir delili hiç yokmuş gibi de erlendirerek, sadece Adli T p raporunda yer alan bir belirlemeyi san klar lehine de erlendirerek, kovuşturmaya yer olmad karar vermiş olmas d r. şte bu çal şmada, gözler önüne sermek istedi imiz ve eleştirdi imiz bak ş aç s da budur. Adli T p raporlar n n benzer olaylarda tek ve kesin delil olarak kabul edilmesi, işkenceyi görmezden gelmeyi temel olarak alm ş bu anlay ş güçlendirmektedir. Yukar da da belirtildi i gibi dosyada, kötü muamele izlerini belgeleyen devlet hastanesi raporu vard r. Adli T p raporunda ise, hem bu rapordan söz edilmiş hem de ölüme neden olan olay n iki ila 5 günlük bir zaman diliminde oldu u tespiti yapılmıştır. Bu durum, maktul lehine kullan labilecekken, Adli T p raporunda, olay n yüksekten düşme ile orant l olabilece i belirlemesi, savc l k taraf ndan tek ve inand r c bilgi olarak kabul edilmiş ve soruşturmada, kovuşturmaya yer olmad karar verilmiştir. Kükçe ailesinin karara ilişkin itiraz mahkeme taraf ndan kabul edilmiş, Üsküdar A r Ceza Mahkemesi nde şüpheli polisler hakk nda dava aç lm şt r. Dava devam ederken, savc l k makam, yeterli şüphenin bulunmad gerekçesiyle eksik incelemeye dayal bir mütalaada bulunmuştur. Ancak, savc l n söz konusu mütalaas ndan sonra mahkeme savc s 34 35

Mustafa Kükçe nin şüpheli ölümü. Mustafa Kükçe nin şüpheli ölümü. 36 37

7-) N. DOSYASI Kamuoyunun utanç davas olarak bildi i ve toplumun tüm kesimlerinin, başlang c n ve sonuçlar n tart şt N. dosyas, Adli T p raporlar n n tek ve kesin delil kabul edilmesinin yaratm ş oldu u sonuçlar n en önemli örneklerinden biridir. N. kimlik bilgilerine göre 12 yaş nda bir çocuktur. ddianamede belirli oldu u üzere, suçlulu u tespit edilen 28 san k hakk nda 12 yaş nda çocu a tecavüz etmek, zorla al koymak, fuhşa teşvik gibi suçlamalarla Mardin A r Ceza Mahkemesi nde dava aç lm şt r. Suçu ortaya ç kar p, suç duyurusunda bulunan N. nin kendisidir. N. nin suç duyurusu üzerine dava aç lm şt r. Davan n aç lma tarihi 2003 y l d r. Davan n aç lmas ile birlikte küçük N. hakk nda koruma karar al nmış ve çocuk önce Malatya daha sonra Adana Çocuk Esirgeme Kurumu na gönderilmiştir. Ancak, çocuk yaşad koşullara dayanamayıp kaçarak stanbul a gelmiştir. stanbul da Bahçelievler Gençlik Merkezi ne yerleştirilmiştir. Bu tarihten itibaren çocuk stanbul da insan haklar savunucular n n yard m yla hem fiziksel hem psikolojik destek almaya başlamıştır. Çocu un içinde bulundu u psikolojik durumla ilgili olarak stanbul Üniversitesi Çapa T p Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dal Başkanl bir rapor düzenlemiştir. 9 A ustos 2005 tarihli raporda post travmatik stres bozuklu u ve travma sonras kronik seyir saptanmıştır. Söz konusu rapor mahkemeye sunulmuştur. Ancak mahkeme, dosyay çeşitli yönlerden inceleme yap lması için Adli T p a göndermiştir. Öncelikli araşt rma nedeni, çocu un yaş olur. Çocuk, nüfus kay tlar na göre 1990 do umludur. Yani olay tarihinde 12 yaş ndad r. Adli T p Kurumu 6. htisas Kurulu, vermiş oldu u 3 Aral k 2003 tarihli raporla grafiklerdeki imaj göz önüne al nd nda çocu un olay tarihinde 15 yaş nda oldu una karar vermiştir. Çocuk, Adli T p taki incelemenin sadece d ştan bir gözle bakarak yap ld n söyler. Kald ki, nüfus kay t bilgileri de çocu un yaş n gösterdi i halde böyle bir incelemeye gerek görülmesi oldukça düşündürücüdür. Mahkeme aç s ndan çocu un 12 yaş nda olmas yla, 15 yaş nda olmas aras ndaki fark şudur: E er çocu un 15 yaş içerisinde oldu unu ve tecavüze maruz kald n düşünürsek, dönemin Ceza Kanunu nun 414. maddesinin 1. f kras na göre verilecek ceza 5 y la kadar hapis cezas d r. Ancak, e er çocuk daha küçükse ve fiile mukavemet edemeyecek bir durumda ise, san klara verilecek ceza 10 y ldan aşa olamayacakt r Durum ortadad r. Yarg sisteminde ço u zaman şikayet etti imiz cezas zl k ya da kay rma, söz konusu dosyada da ortaya ç kmıştır. N. dosyas nda bir başka önemli nokta da, dönemin Ceza Kanunu nun 430. maddesi nin 1. ve 2. f kralar nda tan mlanan al koyma suçu aç s ndan, mahkemenin yapt de erlendirmedir. N. dosyas nda mahkemenin dikkate alabilece i ve çocu un maruz kald fiziksel ve psikolojik şiddeti ispatlayan çok say da hekim raporu bulunmas na ra men, 430. madde de erlendirmesinde de yine sadece Adli T p raporunun tek ve kesin delil olarak kabul edilmesi, kamu vicdan n yaralayan bir sonuca neden olmuştur. Adli T p Kurumu 6. htisas Kurulu nun 31 Aral k 2004 tarihinde vermiş oldu u rapor da, ahlaki redaetini etkileyecek mahiyet ve derecede psikopatolojik araz tespit edilmedi belirlemesi, mahkemenin, al koyma suçunu de erlendirirken sanki çocu un r zas varm ş gibi sonuç do uracak şekilde karar vermesine neden olmuştur. T.C.K. 430. maddenin 1. f kras şöyle demektedir: Her kim cebir ve şiddet veya tehdit veya hileyle, şehvet hissi veya evlenme maksad yla, reşit olmayan bir kimseyi kaç r r veya bir yerde al koyarsa 5 seneden 10 seneye kadar a r hapis cezas ile cezaland r l r. 38 39