Türkiye-Ermenistan liflkileri ve Rusya n n Tutumu Dr. Ali ASKER* Sovyetler Birliğinin dağılmasıyla Türkiye, yeni oluşan devletlerle diplomatik ilişkilerin kurulması yönünde yoğun faaliyetlere başlamıştır. Bu ülkeler arasında sadece Ermenistan bir istisna oluşturmuştur. 23 Ağustos 1990 Ermenistan ın Bağımsızlık Bildirgesinin 11. maddesinde Osmanlı Türkiyesi nde ve Batı Ermenistan da Ermenilere karşı işlenmiş soykırımın uluslararası alanda tanınması hükmünün yer alması ve Ermenistan parlamentosunun Şubat 1991 de Kars Anlaşmasıyla belirlenmiş sınırları tanımadığını açıklaması Ermenistan la diplomatik ilişkilerin kurulmasını engellemiştir. Bu dönemde Karabağ çatışmasının meydana gelmesi ve Azerbaycan topraklarının işgali nedeniyle Türk kamuoyu Ermenistan la ikili ilişkilerin kurulmasına karşı sert tutum gösterirken, Türk diplomatlar Ermenistan la ilişkilerin tesisine öncelik vermişlerdir. 1 Türkiye 16 Aralık 1991 de her hangi bir koşul ileri sürmeden Ermenistan ın bağımsızlığını tanımıştır. Ancak, Ermenistan ın ısrarla sürdürdüğü çatışmacı tutum nedeniyle, Türkiye nin Ermenistan ile diplomatik ilişki kurması mümkün olamamıştır. 1. Tek Taraflı Tavizler Ermenistan ın Türkiye den en çok yardım aldığı dönemde 2 1993 de Kelbecer rayonunun Ermenistan tarafından işgaliyle ilişkilerin kurulabilme olasılığı belirsiz bir süreyle ortadan kalkmıştır. Bu dönemden itibaren Türkiye Ermenistan la ilişkilerine sınırlamalar getirmiştir. Sınırları kapatma, uçak seferlerini iptal etme ve hava koridorunu kapatma gibi girişimleri, Ermenistan ın soykırım saplantısının kalkması, Türkiye ye karşı toprak taleplerinden vazgeçmesi, Azerbaycan ın işgal edilmiş topraklarının iadesi ve mültecilerin kendi evlerine dönmesine müsaade edilmesi, Nahçivan a koridor açılması gibi şartlara bağlanmıştır. Türkiye bu talepleriyle Ermenistan ın kendisi için bir şey yapmasını değil, olumsuz tavırlardan vazgeçmesini istemiştir. Ermenistan bu politikaları konusunda geri hiçbir adım atmazken Türkiye hem hava koridorunu açmış, hem de Ermenistan a uçak seferlerini başlatmıştır. 3 2002 yılından itibaren Türkiye nin Ermenistan politikasında iki devlet arasında ilişkilerin normalleşmesi düşüncesi hakim oldu. Türkiye Kıbrıs, Suriye ve Kuzey Irak politikasında olduğu gibi Ermenistan a karşı bazı karşılıksız adımlar atmaya başlamıştır. 16 Ekim 2003 yılında Türkiye hava sahasını Ermenistan a açmıştır. 29 Mart 2007 de Van daki Akdamar Kilisesi tamir edilmiştir. * 21.Yüzyıl Türkiye Enstitüsü, Rusya-Slav Araştırmaları Merkezi Başkanı, alaskar68@gmail.com 1 Cavid Veliyev, Türkiy -Erm nistan Protokollari: Udan Kim, Uduzan Kim? http://sam.gov.az/sites/default/files/samin_icmali.pdf 2 galin hemen öncesinde Türkiye yetkilileri, yo un muhalefete ra men Ermenistan a 100 bin ton bu day yardımında bulunmu tur. 3 Araz Aslanlı, Türkiye-Azerbaycan li kilerindeki Geli meler, 21. Yüzyıl, s. 58-59. 21. YÜZYIL [15]
Dr. Ali Asker 2008 yılı Ağustos ayında patlak veren Rus-Gürcü savaşı sonrası Ermenistan la ilişkilerin önemine yeni bir boyut eklenmiştir. Gürcistan tek başına güvenli bir enerji koridoru değildir ve bu yüzden Ermenistan koridoruna da gereksinim duyulmaktadır. Fakat Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesi politikası 2002 de, ilgili gizli görüşmeler 2007 de başlatıldığına göre Ağustos 2008 de yaşanan Rusya-Gürcistan savaşının normalleşme politikasının temel nedenini oluşturmadığı açıktır. 4 Eylül 2008 de ise Serj Sarkisyan ın daveti üzerine Abdullah Gül Ermenistan a ziyaret düzenlemiştir. Bundan sonraki süreçte ikili ilişkiler yeni bir ivme kazanarak hızlı bir şekilde ilerlemiştir. 2. Protokoller ve Rusya nın Tutumu "24 Nisan" öncesi İsviçre'nin arabuluculuğu ile üzerinde mutabakata varılan yol haritası, 5 Obama'nın "Ermenilere verdiği vaadi" yerine getirme çabası izlenimi uyandırırken Türkiye'yi de "soykırım sendromu" konusunda bir nebze rahatlatmıştı. Fakat bu gelişme Bakü'nün sert tepki- 4 Cavid Veliyev, a.g.m. 5 Bkz:Alesker Aleskerli, Gergin Gündem: Türkiye-Ermenistan Sınır Kapısı Sorunu, Stratejik Analiz,Sayı 109, Mayıs 2009. [16] 21. YÜZYIL
Türkiye-Ermenistan liflkileri ve Rusya n n Tutumu sine neden olmuş; Azerbaycan Rusya ile yakınlaşma yönünde somut adımlar atmıştır. 13 Mayıs ta Başbakan Erdoğan, ikili ilişkileri onarmak amacıyla Azerbaycan ı ziyaret etmiş ve Karabağ'ın işgali ortadan kalkmadan Ermenistan'a kapıları açmayız diyerek güvence vermiştir. 6 Bundan sonraki Türk-Ermeni temasları kamuoyuna kapalı olarak sürdürülmüştür. Ancak konu, 1 Eylül 2009'da daha somut belgelerle yeniden gündeme gelmiş, Türkiye Cumhuriyeti ile Ermenistan Cumhuriyeti Arasında Diplomatik İlişkilerin Kurulmasına Dair Protokol ile Ermenistan Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti Arasında İlişkilerin Geliştirilmesine Dair Protokol olarak adlanan iki önemli belge parafe edilmiştir. 7 Yapılan "iyimser" değerlendirmelere göre bu protokoller Türkiye'nin çıkarları açısından önemli hükümler içermektedir. Sınırların tanınması ve ortak tarih komisyonunun kurulacağına dair hükümler Türkiye diplomasisinin zaferi olarak görülmüştür. Fakat Edvard Nalbandyan, protokolün "mürekkebi kurumadan Erivan da yaptığı basın toplantısında bu protokollerin Ermenistan ın Kars Antlaşması nı tanıması anlamına gelmediğini vurgulamıştır. 8 Erivan ortak tarih alt komisyonunda her hangi bir soykırım konusunun ele alınmayacağını da ifade etmiştir. 9 Rusya, Türkiye-Ermenistan sürecini desteklemiştir. Ermenistan-Azerbaycan çatışmasında başından beri taraf olmuş bir Rusya nın Türkiye yi desteklemesi ilk bakışta tuhaf görünmektedir. Çünkü Batı nın, ABD nin ve Türkiye nin bu ilişkileri önemserken ana argümanı Ermenistan ı Rusya nın hâkimiyetinden çekip almak olmuştur. Ermenistan'ın Türkiye ve Azerbaycan'la ilişkilerini normalleştirmesi, Azerbaycan ve Gürcistan'dan sonra Ermenistan'ın da Batı çizgisine kayması ve Rusya'nın bölgeden biraz daha dışlanması demektir. Bir zamanlar Azerbaycan ile Ermenistan arasında sıcak çatışmalar sürerken, Türkiye sınırda Bat n n, ABD nin ve Türkiye nin bu iliflkileri önemserken ana argüman Ermenistan Rusya n n hâkimiyetinden çekip almak olmufltur. Buna ra men Rusya n n süreci desteklemesi tuhaft r. bir tatbikat düzenlemek istediğinde, Rusya bu girişimden çok rahatsız olmuştu. Rusya bu durumun üçüncü dünya savaşına yol açacağı mesajını vererek aşırı tepkilerde bulunmuştu. 10 Oysa bu defa Rusya, Ermenistan-Türkiye ilişkilerinin normalleşme sürecini desteklemiştir. Sürecin başlamasından itibaren Rus yetkililerin yaptıkları açıklamalarda Ankara ve Erivan arasındaki yakınlaşma takdir edilmiştir. Protokoller imzalanırken Türk ve Ermeni tarafların konuşma metinleri üzerindeki son andaki anlaşmazlıkları nedeniyle birkaç saat belirsizlik sürmüştür. Protokoller 15 dakika rötarla imzalanmıştır. Rusya nın Kommersant gazetesinde yayınlanmış habere göre protokollerin imzalanmasına bağlı ortaya çıkan sorunu, yine Rusya çözmüştür. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov un Ermeni meslektaşına yazdığı notta bu ifadeler yer almıştır: Edvard! Açıklamasız protokolün imzalanmasına razı ol. 11 6 Bkz: Q fil s f rl r - M mm dyarov Istanbula, Çeviköz Bakıya, Azadlıq 23 iyun 2009. http://azadliq.az/?p=13209 7 Protokol metinleri için bkz: Hürriyet gazetesi, 2 Eylül 2009, s. 23. 8 : " " "?" ( - ),http://regnum.ru/news/1202020.html 9 Bu konuda açıklama yapan Nalbandyan öyle demi tir: Biz mümkün olan her konunun müzakeresi için, bünyesinde de i ik alt komisyonların yer alaca ı hükümetler arası komisyonun olu turulaca ını hiçbir zaman saklamadık. Alt komisyonlardan birisi tarihi diyaloga dayanarak iki halk arasında güven tesis etmekle u ra acak. Biz 1915 yılı veya soykırımla ilgili bir müzakere öngörmüyoruz. -, :, news.am/ru/news/3593.htm 10 Abdülhamit Bilici, Rusya, açılımı neden destekliyor?, http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=903195, 14 Ekim 2009, Çar amba 11, 189/ (4244) 12.10.2009, http://kommersant.ru/doc.aspx?fromsearch=a0572f2e-03c4-4b1d-8ec2-63d2a14987be&docsid=1254378 21. YÜZYIL [17]
Dr. Ali Asker Rusya nın yaptığı açıklamalarda protokollerin imzalanması büyük olay olarak değerlendirilmiş, Moskova nın bundan sonra da sürece destek vereceği ifade edilmiştir. Bu açıklamayı yaparken de Rusya nın Ermenistan ve Türkiye yle dost ülke olduğu fikri vurgulanmıştır. 12 3. Yanılgılar ve Temelsiz Tezler Rusya ile Gürcistan aras ndaki iliflkilerin k sa sürede düzelmeyece ini fark eden Ermenistan kamuoyu, Rusya ya öfke duymufl, o güne kadar uygulanan Moskova yanl s politika ilk kez aç k bir flekilde sorgulanm flt r. Rusya bu süreci neden destekliyor? Mevcut statüko mantığı ve argümanlarıyla düşündüğümüz zaman Rusya nın bu süreci desteklememesi gerekiyordu. Nitekim Türkiye deki yönetimin, liberal kesimlerin ve hükümetin sözcülüğünü yapan düşünce kuruluşlarının tezi şundan ibaret idi: Ermenistan Rusya nın etkisi altındadır. Rusya nın baskıları Ermenistan ın Batıya entegrasyonunu ve Türkiye ile ilişkilerin kurulmasını engellemektedir. Eğer Ermenistan-Türkiye ilişkileri kurulursa ve geliştirilirse Ermenistan ın Rusya ya bağımlığı azalacaktır. Böylece Türkiye Ermenistan ı Rusya nın kucağından çekip alacaktır. Süreç aynı zamanda paralel şekilde Karabağ sorununun çözümünü hızlandıracaktır. Türkiye deki bazı kesimler ise, çok iyimser söylemler geliştirerek, Ermenistan-Azerbaycan arasındaki sorunun çözümünü Rusya-Türkiye ilişkilerinin gelişmesine bağlamışlardır. Bu kesimler Türkiye nin Ermeni açılımı sürecine Rusya nın verdiği desteği de, bu bakış açısıyla değerlendirmişlerdir. 4. Rusya nın Süreci Desteklemesinin Nedenleri Rusya nın bu süreci desteklemesinin ardında yatan nedenler aşağıdaki şekilde sıralanabilir. a) Sınırın Açılması Rusya nın Yükünü Hafifletecektir Rusya-Türkiye ilişkilerinin bugünkü durumu ileri düzeydedir. Bu durum özellikle ekonomik anlamda Rusya için büyük kazanımlar demektir. Ermenistan ın sosyoekonomik alanda ciddi sorunlarla uğraştığı da bilinmektedir. Bunlar dikkate alındığı zaman Rusya nın bu sürece karşı koyması, en azından açık şekilde engellemesi mümkün değildir. 2008 de patlak veren Rus-Gürcü savaşının sonuçları, Moskova yönetiminin tutumunu kaçınılmaz kılmıştır. Türkiye ve Azerbaycan la sınır kapısının kapalı olması nedeniyle Ermenistan dış dünya ile ilişkilerini Gürcistan ve İran üzerinden yürütmüştür. Özellikle Gürcistan üzerinden ulaşıma büyük önem verilmiştir, Rusya ve Batılı ülkelerle ticari ilişkilerin yüzde 90 ı bu güzergah üzerinden sağlanmıştır. Türkiye ile sınırın açılması Rusya nın ekonomik olarak yükünü de bir nebze olsun hafifletecektir. Gürcistan savaşının yanı sıra küresel ekonomik kriz de Ermenistan ı vurmuştur. 2009 yılı Ocak-Ağustos döneminde Ermenistan ekonomisi yüzde 18.4 daralmıştır. Ermenistan ihracatı 4.1 oranında gerilemiş, ihracatın temel kalemlerden olan bakır ve molibden fiyatları üçte bir oranında düşmüştür. Ermenistan ekonomisinin bağımlı olduğu Rusya dan gelen işçi dövizleri de yüzde 30 azalmıştır. Makroekonomik dengeleri korumak için borçlanma yoluna gidilmiş, Ekim 2009 itibariyle Ermenistan ın dış borçları 2.433 milyar ABD Doları na ulaşmıştır. 13 12, 11.10.2009, http://www.newsland.ru/news/detail/id/421736/cat/42/ 13 Kamil A acan, Ermenistan la Protokoller ve Türkiye-Azerbaycan li kilerine Etkisi, 21. Yüzyıl Dergisi, Kasım 2009, s. 4. [18] 21. YÜZYIL
Türkiye-Ermenistan liflkileri ve Rusya n n Tutumu Rusya ile Gürcistan arasındaki ilişkilerin kısa sürede düzelmeyeceğini fark eden Ermenistan kamuoyu Rusya ya öfke duymaya başlamış, Moskova yanlısı politika ilk kez açık bir şekilde sorgulanmıştır. Ermeni kamuoyu, İran a karşı uluslararası yaptırımların başlatılmasıyla, Ermenistan ın daha da zora gireceği endişesini taşımaktaydı. 14 Bu yüzden sınırın açılması Rusya açısından yakın ve orta vadede her hangi bir rahatsızlık oluşturmayacak, bilakis Ermeni kamuoyunun Moskova ya karşı tepkilerini azaltacaktır. b) Kar-Zarar Hesabı Türkiye-Rusya ilişkileri bağlamında bakıldığında ise Rus dış politikasının yine kâr-zarar hesabını çok doğru yaptığını görmekteyiz. AK Parti döneminde, Türkiye-Rusya ilişkileri en iyi düzeyinde ulaşmıştır. Rusya nın Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin iyileştirilmesi sürecini desteklemesi çok da yadsınacak bir durum değildir. Hatta 2008 de Rusya-Gürcistan savaşı sırasında Türkiye nin ileri sürdüğü Kafkasya da Barış ve İstikrar Platformu da Moskova tarafından geri çevrilmemiş, bilakis peşinen desteklenmiştir. Başbakan Erdoğan Ağustos 2008 de Moskova ya, Tiflis e ve Bakü ye ziyarette bulunmuştur. Bakü de yaptığı açıklamada şunları belirtmiştir: Öncelikle bu platform, coğrafya esaslı olmalı, bölgede barış ve güvenliği hedeflemeli, ekonomik işbirliği ve enerji güvenliğini içermelidir. Platform AGİK ilke ve prensiplerine dayanmalıdır, bu şekilde ortak bir çözüm ve yönetim mekanizmasını kapsayacak, bölgedeki istikrar ve işbirliğini daha da güçlü kılacaktır. 15 Lavrov, Batı ve Rusya arasındaki gerilimi arttıran Kafkasya daki kriz ile bölgedeki diğer sorunların çözümü için Türkiye nin Kafkasya İstikrar ve İşbirliği Platformu na destek vermiş ve şu ifadeleri dile getirmiştir: Türkiye nin çabalarını takdirle karşılıyoruz, girişim sağduyu temelinde olup diğer ülkelerin reçetelerini dayatmamaktadır. Kafkasya teşebbüsleri konusunda çalışmaları devam ettirmek istiyoruz. 16 Aslında Rusya, Kafkaslarda denetim paylaşımı sonucunu doğurabilecek bir projeye evet demiştir, Türkiye-Ermenistan sürecine hayır demesi de beklenemezdi. 14 Kamil A acan, a.g.e., s.2. 15 Erdo an: Platformun Olu turulmasının Önem Ta ıdı ı Görü ündeyiz, http://www.habervitrini.com/haber.asp?id=357001, 20 A ustos 2008, 16 Kafkasya da stikrar ve Barı çin Platform art http://www.stargazete.com/politika/kafkasya-da-istikrar-ve-baris-icin-platformsart-125153.htm, 3 Eylül 2008. 21. YÜZYIL [19]
Dr. Ali Asker Ermenistan-Türkiye ilişkilerinde normalleşme sürecinde Rus dış politikasının, kar-zarar marjını çok iyi değerlendirdiği görülmektedir. Söylem ve politikalarını sadece Türkiye ve Ermenistan la ilgili oluşturmamış, Azerbaycan la da özel temaslarda bulunmuştur. Rusya bu süreçte Azerbaycan ı küstürmemeye, Karabağ sorunun çözümünde samimi davrandığı izlenimi vermeye çalışmıştır. Konuyla ilgili Azerbaycan la yaptığı müzakerelerde, sorunun Azerbaycan ın toprak bütünlüğü temelinde çözülmesini desteklediğini ifade etmiştir. Görüşmeler sırasında Azerbaycan dan uzun zamandır istemekte olduğu üssü ve doğalgaz anlaşmasını da gündeme getirerek fırsattan yararlanmak istemiştir. Azerbaycan üs meselesine yine sıcak bakmamıştır fakat pazarlık sürecinde Rusya en azından doğalgaz anlaşmasının imzalanmasını sağlayabilmiştir. İlerleyen tarihlerde Rusya ya satılacak Azerbaycan doğalgazı miktarının artırılacağını da dikkate aldığımızda, Moskova açısından başarılı bir sonuç sayılabilecektir. Bu gelişme Nabucco Projesinin engellenmesi istikametinde atılmış adımlardan biridir. Türk medyas nda Türkiye-Ermenistan iliflkilerinin düzelmemesinden Bakü nün sorumlu tutulmas, Azerbaycan kamuoyunu psikolojik gerginli e sürüklemifl, Azerbaycan daki Rus lobisinin ekme ine de ya sürmüfltür. c) Rusya nın Özgüveni Rusya nın bu süreci destekleme nedenlerinden biri de bu zaman diliminde etkili olabilmenin verdiği özgüvendendir. Her ne kadar Batı ve ABD, Ermenistan ve Türkiye deki değişik kesimler bu sürece destek verse de Rusya nın etkinlik ve manevra olanakları diğerleriyle kıyaslanmayacak derecede fazlaydı. Rusya, istediği takdirde süreci sonlandırma imkânına da sahipti: Karabağ sorununun çözümü sırasında tarafsız davranabilir veya Ermenistan ın üzerinden elini çekebilirdi. 5. Bir Taşla Çok Kuş Vurmak Rusya, Türkiye- Ermenistan ilişkilerinin normalleştirilmesine dayalı süreci desteklemekle birkaç amacına aynı anda ulaşmış veya ulaşmaya çalışmıştır. Türk hükümeti nazarındaki itibarını yükseltmiş, Türk kamuoyunda belli bir kesimde sorun çözmeden yana olan bir Rusya imajı oluşturmuştur. Türkiye-Ermenistan ilişkilerindeki yakınlaşma sürecinde Türk medyasının tutumu Azerbaycan da kamuoyunu psikolojik bir gerginlik içine sokmuştur. Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin düzelmemesinden Bakü nün sorumlu tutulması, Ermenistan la sınırın açılmamasında tek suçlu olarak Bakü nün görülmesi, özellikle Türk dış politikasını Azerbaycan ın ipoteğinden kurtarma söylemleri, Azerbaycan kamuoyunda tepkiyle karşılanırken, Azerbaycan daki Rus lobisinin ekmeğine yağ sürmüştür. Böylece Azerbaycan daki büyük bir kesim, Bakü yönetiminin değişen dengelere uygun yeni dış politika öncelikleri belirleme girişimini tasvip etmiştir. Ankara nın süreci Bakü yü bilgilendirerek yürüttüğü yönündeki açıklamaların doğruluğu üzerindeki şüpheler de önemlidir. Nitekim Bakü den yapılan açıklamalar, bir bilgilendirmenin söz konusu olmadığını doğrular nitelikteydi. Türkiye tarafından kötü yönetilen bu süreç, Rus istihbaratının protokollerin gizli metnini Bakü ye servis etmesiyle daha da kötüleşmiştir. Bu gelişmeler ilginç bir manzara ortaya çıkarmıştır. Azerbaycan, Ermenistan la çatışmasında Ermenistan ı destekleyen Rusya ya yakınlaşma politikası sergilemiş; Türkiye ile doğalgaz anlaşmasını gözden geçirmiştir. 17 Bakü yönetimi Rus yetkililerle temasları artırarak dış politikada 17 Her ne kadar anla masının gerek zaman gerekse müddet açısından yeniden gözden geçirilmesi, gerekli bir husus da olsa, giri imin Türkiye-Ermenistan yakınla masıyla ilintili oldu u açıktır. [20] 21. YÜZYIL
Türkiye-Ermenistan liflkileri ve Rusya n n Tutumu sanki Türkiye nin yerini dolduracak alternatif girişimlere başlamıştır. Bakü nün tepkileri Türk kamuoyunda şaşkınlıkla karşılanmış, Karabağ ın işgalinde Ermenilerin yanında yer almış ve bugün de sorunun çözümünü engelleyen bir Moskova yla Bakü nün yakınlaşması anlaşılması güç tepki olarak değerlendirilmiştir. Sürecin Türkiye-Azerbaycan ilişkileri açısından ortaya çıkardığı büyük yanılgılar, maddi -manevi değerlerin zedelenmesine yol açmıştır. Bursa da Türkiye-Ermenistan futbol maçına alınmayan Azerbaycan bayraklarının çöpe atılması görüntülerinin Azerbaycan televizyonlarında yayınlanmasıyla gerginlik doruğa ulaşmıştır. Bu hata, Azerbaycan ı Rusya nın kucağına atmak isteyen bazı yerel güçlere de bahane yaratmış, Bursa daki yanlışlığa Bakü den daha büyük yanlışlıkla karşılık verilmiştir. Bakü nün merkezindeki Şehitler Hiyabanı nda Türk askerlerinin bulunduğu mezarlıktaki Türkiye bayrağı kaldırılmıştır. Bu olaylardan her iki toplumun kamuoyu vicdanı büyük yara almıştır. Bir millet iki devlet söylemi değişik kesimler tarafından samimi olmayan bir şekilde sorgulanmış, yazılı ve görsel basında kamuoyunu incitecek değerlendirmeler yapılmıştır. Özetlemek gerekirse; Rusya, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşme sürecini etkilerken özgüven içinde hareket etmiş, kar-zarar ilişkisini hesaplamış, süreç üzerinden belli kazanımlar edinmiştir. Rusya nın bu sürece neden destek verdiği akılları iyice karıştırmıştır. Fakat zaten farklı bir tutum sergilemeyeceğini Rusya n n gerek Ermenistan la gerekse Türkiye yle iliflkileri iyi düzeydedir. Rusya bugünkü ortamda bu iliflkilerin zedelenmesini istememektedir. söylemek için önemli argümanlar vardır. Rusya nın gerek Ermenistan la gerekse Türkiye yle ilişkileri iyi düzeydedir. Rusya bugünkü ortamda bu ilişkilerin zedelenmesini istememektedir. Aksi bir durum Ermenistan ve Türkiye yönetimlerinin çıkarlarına aykırı bir hareket olarak değerlendirilecektir. Türkiye de süreci destekleyen kesimler ise Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin iyileşmesinin Karabağ sürecini de olumlu etkileyeceği yanılgısına düşmüşlerdir. Hatta her iki sürecin paralel yürütülmesiyle başarıya ulaşılacağı iddia edilmiştir. Oysa diplomatik ilişkilerin kurulması ve sınırın açılması kısa süreli bir dönem, Karabağ sorununun çözümü ise uzun zaman dilimi isteyen girişimlerdir. Bu süreci kontrol altında tutmaya çalışan Rusya, müttefiki Ermenistan ile Karabağ sorunu nedeniyle hareket alanı daralan Azerbaycan arasında dengeyi kurmuştur. Karabağ problemine ilişkin arabuluculuk faaliyetlerini hızlandırarak ve doğalgaz antlaşması yaparak Azerbaycan la yakın temasta bulunmaya, belli ölçüde serbestlik tanıyarak da Ermenistan da nüfuzunu sürekli kılmaya çabalamıştır. 21. YÜZYIL 21. YÜZYIL [21]